Cem Yılmaz In Dayısı

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bir komedyenin gösterisinde anlatılan bir hikayeyi iktidara uyarlayarak, hükümetin sorumluluklarını yerine getirmediğini söyledi. Balıkesir mitinginde konuşan Babacan, Cem Yılmaz'ın gösterisinde anlatılan dayısının arabayı kullanırken yaptığı kaza sonrası, şoförü bulmak için çaba sarf etmesini örnek gösterdi ve hükümetin de aynı şekilde sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini belirtti.

Babacan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sadece iki tercihli bir referandum olduğunu söyleyerek, seçmenlerin iki seçenek arasında tercih yapacaklarını belirtti. Birinci pusulada Erdoğan ve Kılıçdaroğlu'nun yer aldığını, ikinci pusulada ise Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı'nın yer aldığını belirtti.

Ayrıca Babacan, hükümetin çiftçileri sadece seçim dönemlerinde hatırladığını ve seçimler yaklaşırken vaatler sıralamaya başladığını belirterek, bunun artık milletin kanmayacağını söyledi. Hükümetin son 20 yılda yapmadığı şeyleri seçime kalmış son 20 günde yapmaya çalıştığını ifade etti.

Babacan'ın konuşması, hükümetin sorumluluklarını yerine getirmediği ve sadece seçim dönemlerinde vaatlerde bulunduğu eleştirilerine odaklandı. Seçmenlere, sorumluluk sahibi bir liderin öncülüğünde DEVA Partisi'nin çözümlerine güvenmeleri çağrısı yapıldı.

Babacan, şu ifadeleri kullandı:

"Cem Yılmaz son gösterisinde dayısını anlatıyor. İktidar, aynı Cem Yılmaz’ın dayısı gibi. Cem Yılmaz’ın dayısı arabayı kullanırken bir trafik kazası yapıyor. Camdan fırlayıp gidiyor. Hafif de bir baygınlık geçiriyor. Daha sonra uyanıyor. Şöyle bir üstünü başını çırpıyor. Bir bakıyor uzakta bir kaza olmuş çarpışmış bir arabalar var. Arabanın yanına gidiyor. Kaza oldu diyorlar, birkaç da yaralı var. Polise soruyor, yaralılar var ama şoförü bulamıyoruz diyor polis.  Cem Yılmaz’ın dayısı da beraber arayalım diyor. Başlıyorlar beraber şoför aramaya….

Ben diyorum ki buradan sayın Erdoğan’a; şoförü aramayın boşuna aynaya bakın yeter. Bu kazayı siz yaptınız, bir de gelmiş bizimle şoförü arıyor. Dış güçler diyor, falancalar diyor. Tek yetkili, tek imzalı olduğunuz gün bu ülkeyi yoldan çıkardınız, şarampole yuvarladınız, 86 milyonu da yaraladınız.

Sizin bundan sonra yapacağınız tek bir şey var artık. Bir durun artık, bir susun artık. İyisiyle, kötüsüyle artık kaza alanı terk edin de biz gelelim yapacağımızı yapalım. Bu işi toparlayacak kadrolar biziz. Enkaz edebiyatı yapmayacağız.

14 Mayıs’ta aslında bir referandum var. Bu seçim aslında sadece iki tercihli bir referandum. Temelde iki tercih var. Birinci pusulada Sayın Erdoğan, Sayın Kılıçdaroğlu gerisi teferruat. İkinci pusulada Cumhur İttifakı -Millet İttifakı var. Gerisinin zaten bir iddiası yok. Ben kazanacağım iddiası yok."

Cem Yılmaz, 10 dakikalık "Kısmet"i, ailesinin yaşadığı gerçek bir öyküden yola çıkarak çekti.

yılında dünyayı dolaşan ilk Türk denizcisi olan Sadun Boro'nun kullandığı Kısmet isimli tekneyi karşılamaya giden Cem Yılmaz'ın babası ve dayısının başına gelenlerin anlatıldığı kısa film CNN TÜRK'te 4 Nisan Cuma günü saat 'daki "Türkiye'nin Hatıra Defteri" belgeselinin içinde yayınlanacak.

Yarı belgesel şeklindeki "Kısmet"i Cem Yılmaz kendine has üslubuyla yorumladı.

İşte Kısmet'in öyküsü:

"Sadun Boro’nun ve 10,5 metrelik yelkenlisi Kısmet’in dönüşünü Hürriyet günler öncesinden duyurdu. Kısmet’i denizde ve karada büyük kalabalıklar karşıladı.

Karşılamaya heveslenenlerden ikisi de Cem Yılmaz’ın babası Arif Yılmaz ve dayısı Mehmet Küçükdurmaz’dı. İkisinin de denizcilikle alakası yoktu, yüzme dahi bilmiyorlardı.

Sadun Boro hadisesi o zamanlar bir “milli dava” muamelesi görüyordu. Cem Yılmaz’ın babası ve dayısı da, üstelik biraz da içkiliyken Sadun Boro’yu karşılamaya karar verirler"

"Türkiye'nin Hatıra Defteri"nin 8'inci bölümünde 60’lı yıllara ait kimi trajik kimi şaşırtıcı öyküler de ekrana gelecek.

Türk bayrağına sarılan Erzurum Şehidi Rum sürgünü Vasil’in, eşkıyaların sonuncusu Koçero’nun dokunaklı öyküleri, mezarı bir demiryolunda olan, bir demiryolu önderi büyükelçi Behiç Erkin, Eşekli  Kütüphane’nin şaşırtıcı öyküsü ve Acı Vatan Almanya yolcularımızın  Tophane’deki bilinmeyen heykeli bu bölümün öyküleri arasında yer alıyor.