Git Derdini Marko Paşaya Anlat

Gerçek adı Marko Apostolidis

Mekteb-i Tıbbiye Şahane’den mezun oldu. Müthiş bir doktordu.

Yunanistan Syros adasında doğdu. Rum asıllı Osmanlı vatandaşıydı.

Genç yaşta Tabip Albay olduktan sonra II.Mahmut tarafından Tuğgeneralliğe yükseltildi.

O güne kadar general olan ilk doktordu.1861 yılında Padişah Abdülaziz’in baş doktoru, 42 yaşında Tıp Fakültesine dekan ve Korgeneral oldu.  

Meşrutiyetin ilk meclisinde de de Milletvekili oldu.

Marko Paşa sadece bir doktor değil, aynı zamanda iyi bir dinleyiciydi. Hastalar kendisine geldiği zaman bıkmadan usanmadan onları dinlerdi. Kimseyi incitmez, kırmaz, başından savmazdı. Bir süre sonra sadece hastalar değil, başka sorunları olanlar da geldi. Onları da dinledi.  Ama hepsinin de sorunlarına çözüm bulamazdı elbette. Bir gün kendisine biri geldi, derdini saatlerce anlattı. Marko Paşa da saatlerce dinledi.

Ve sürekli “anladım, anladım” diye de başını salladı, ama derdini de çözemedi. Marko Paşa bir daha dinledi ve en sonunda gelen kişi baktı ki çözüm yok, çaresiz oradan ayrıldı.

Bu durum epey sürünce Marko Paşa dert babası oldu.

Doktorluğunun yanında iyi bir dinleyici olarak da ünlendi. İnsanlar çözemeyecekleri bir konu olunca “git derdini Marko Paşa’ya anlat” demeye başladı.

Bugünlerde belli ki devletin de bir yığın çözümsüz sorunları var.

Çünkü para istiyorlar.  Daha düne kadar İMF’ye borç veriyorduk, batı bizi kıskanıyordu, Damat Berat Paşa’ya sorsan paramız boldu, ama bu virüsten sonra ne olduysa devlet birden para istemeye başladı.

Örneğin Kızılay’ın başı Kerem Kınık.

Marko Paşa’yı iyi bilir.

Marko Paşa bu günkü Kızılay’ın Osmanlı dönemindeki öncesi olan Hilal-i Ahmer’in kurucularındandır. Marko Paşa’nın koltuğunda bugün Kerem Kınık oturmaktadır.

Hilal-i Ahmer o gün tüm savaşlarda, kıtlıklarda, hastalıklarda insanların yardımına koştu. Hiç kimseden para istemedi. Ama gelin görün ki Kızılay bugün insanlardan para istiyor.

Tabii, Kızılay son 10 yılda 138 ülkeye yardım etti, Türkiye’ye gelince para bitti.

Vatandaş ondan para istemeden o vatandaştan istedi.

İyi de Kerem Bey millet perişan, aç aç.

Sen bence 139’ncuyu ülkeyi de atlat,

Ondan sonra git derdini Marko Paşa’ya anlat.

O gün sağlığın başında Marko Paşa vardı, bugün Fahrettin Koca var.

O gün insanlar hep konuşur, Marko Paşa da hep dinlerdi, ama bu gün Fahrettin Paşa konuşuyor, insanlar da dinliyor. Ölüm ve vaka sayılarını bildiriyor, gidiyor.

Geçenlerde farklı bir şey söyledi. Danışmanına “Yaklaşma” dedi. Gündeme oturdu.

Fahrettin Paşa sıradan bir hekim olsaydı kesin tutuklanırdı. Koronavirüs verilerini açıkladığı için.

Sayın sağlık Bakanı, sayın Paşam, sen “yaklaşma” diyorsun ama elinde güçlü bir kozun var.

Hastalanmamak.

Biliyorum şu sıralar çok dertlisin. Bazı şeyleri söyleyemiyorsun.

Bence sen ne yap biliyr musun?

Bu haftaki vaka ve ölüm rakamlarını da atlat, ondan sonra git derdini Marko Paşaya anlat.

Sayın şahsımın ülkesi,

Badem bıyıklım.

Önce işçinin maaşından her ay kesilerek işsizlik fonunda biriken parasını, yardım paketi diye işçiye verdin.

Sonra, vatandaş tam senden yardım isteyecekken sen onlardan önce yardım istedin.

Oldu mu şimdi?

Vatandaş zaten ödeyeceğini ödemiş. Örneğin 2019 yılında sadece devlete 756,5 milyar TL vergi adı altında para ödemiş. Hala mı istiyorsun?

Abe sıpa gözlüm, tavşan bakışlım.

Kalın dudaklım.

Boy boy televizyonlara çıkıp iban gönderip para istersin.

A be cumhurumun başı. A be ibanım. Millet perişan aç aç.

Zor durumda. Bence sen sabır ve dua ile şu ramazanı da atlat,

Ondan sonra git derdini Marko Paşa’ya anlat.

Yazıyı Paylaş:

Derdini Marko Paşa'ya Anlat Deyiminin Ortaya Çıkış Hikayesi

Derdini Marko paşa'ya anlat deyiminin ortaya çıkış hikayesini anlatmadan önce isterseniz bu deyimin ne anlama geldiğinden kısaca bahsedelim . Bu deyimimiz " derdini bana boşuna anlatma , git seni dinleyecek birini bul ona anlat " anlamına gelmektedir . Şimdi kısaca bu deyim nasıl ortaya çıkmış hikayesini anlatalım isterseniz :

Sultan Abdülaziz döneminde ünlü bir Rum hekim yaşarmış ve bu hekimin adı Narko Paşa'ymış . Devletin çeşitli kademelerinde de görev almış olan bu Rum hekimi kısa zamanda halk arasında da çok sevilen ve ünlenmiş birisi haline gelir . Çok sevilmesinin en önemli nedeni ise kendisine gelen hastaları bıkmadan dinlemesi hiç kimseyi başından atmamasıymış . Fakat zamanla artık sadece hastalık dinleyen biri değil , herkesin ne derdi varsa gelip anlattığı biri haline gelmiş .

Gelenleri boş göndermeye gönlü razı olmayan ama alinden de bir şey gelmeyeceğini söyleyemeyen Morko Paşa karşısındakini dinler , dinler " anladım , anladım ama ne ? " dermiş . Karşısındaki baştan her şeyi anlatır yine aynı cevabı alır , bir kez daha anlatır yine aynı cevabı alınca bıkar ve gidermiş . Kısa sürede Marko Paşa artık hiçbir soruna çözüm bulalası ile tanınır olmuş . İşte zamanla insanlar çözüm bulamayacaklarını anladıkları konularla karşılaşınca " git derdini Marko Paşa'ya anlat" diyerek konuyu kapatır olmuşlar .

Deyimler ve Atasözlerinin Ortaya Çıkış Hikayeleri