karaciğerde batma neden olur / Karaciğer nerede, ağrısı nereye vurur? - Sağlık Haberleri

Karaciğerde Batma Neden Olur

karaciğerde batma neden olur

Karaciğer; vücut adına hayati önem taşıyan bir organdır. Her şeyden önce, insanların yediklerini kullanabilecekleri besin maddelerine çevirmekle yükümlüdür. Örneğin, nişastayı şekere çevirir. Bunun yanı sıra, kanın pıhtılaşmasını sağlayan faktörleri, enzimleri ve proteinleri üretmekten sorumludur. Yağ, şeker, demir ve vitamin gibi enerji kaynaklarını depolamakla yükümlüdür.

Karaciğer; söz konusu işlevlerini yerine getiremediği takdirde ortaya ciddi sorunlar çıkar. Örneğin, mide bulantısı, halsizlik, assit, ödem ve kaşıntı gibi belirtilere rastlanır. Bunun yanı sıra, siroz veya son evre karaciğer hastalığı gelişebilir. Bu gibi durumlarda, hastanın karaciğer nakline ihtiyacı vardır. 

Karaciğer Yağlanması Nedir? 

Birçok kişinin aklında karaciğer yağlanması nedir sorusu bulunuyor. Bu hastalık; vücudun gereğinden fazla yağ ürettiği veya hali hazırdaki yağı etkili bir şekilde metabolize edemediği durumlarda ortaya çıkar. Bir başka deyişle, yağ; karaciğerde depolanır. Yağın karaciğerde birikmesi; ciddi karaciğer hastalıklarının gelişmesine neden olur. Söz konusu yağ birikiminin farklı sebepleri vardır. 

Karaciğer yağlanmasının tehlikeli olup olmadığı merak ediliyor. Bu noktada, bu sorundan muzdarip olan kişilerin yüzde 22,5’inde diyabet, yüzde 70’inde yüksek kolesterol, yüzde 40’ında yüksek tansiyon ve yüzde 40’ında metabolik sendrom gibi farklı sorunlara rastlanır. Bunun yanı sıra, karaciğer yağlanması; beraberinde birtakım kalp ve damar hastalıklarını getirir. İnsan sağlığı; söz konusu hastalıklar yüzünden ciddi risk altına girer. 

Karaciğer yağlanması; kalp krizini tetikler. Bir an önce tedavi edilmesi gerekir. 

Karaciğer Yağlanması Belirtileri Nelerdir?

Karaciğer yağlanması belirtisi; bu hastalık ile ilgili olarak merak edilen detaylar arasında bulunur. Ancak, hastalığın bilhassa erken evrede herhangi bir belirti göstermediğini söylemek gerekir. Hatta, hastalar; günlük hayatlarında ciddi bir sorun yaşamazlar. Ancak, yağlanma seviyesinin artmasıyla beraber hastalar karınlarının sağ üst kısmında basınç ve doluluk hissetmeye başlarlar. Çünkü, yağlanarak büyüyen karaciğer; çevre doku ve kemiklere ciddi bir baskı yapar. Karaciğerin kaburgaların arasına doğru basınç yapması; önemli bir sorun teşkil eder. Doktor tarafından yapılacak fiziki muayene ile karaciğer yağlanmasının olup olmadığı ortaya çıkar. Karaciğer yağlanması belirtisi aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  • İştahsızlık
  • Sarılık
  • Halsizlik ve enerjisizlik
  • Göğüs ve karın bölgesinde ağrı
  • Çabuk yorulma
  • Karaciğer yağlanması belirtisi; kendisini cilt üzerinde de gösterebilir. Kaşıntı, kızarıklık ve pullanma gibi belirtiler dikkat çekicidir. 

Karaciğer Yağlanması Belirtileri

Karaciğer Yağlanması Neden Olur?

Bilhassa belirli bir yaşın üzerindeki insanların aklında karaciğer yağlanması neden olur sorusu yer alıyor. Karaciğerin çalışma düzeni ve enzim dengeleri bozulduğu takdirde ortaya ciddi sorunlar çıkabilir. Yağlanan ve büyüyen karaciğer; işlevini kaybettiği gibi farklı hastalıkların gelişmesine de sebebiyet verebilir. 

Sağlıksız beslenme; karaciğer yağlanması neden olur sorusuna verilebilecek cevaplar arasında yer alır. Hastanın tükettiği besinler ve günlük aldığı yağ miktarı faktörlerinden dolayı sağlıksız beslenme gibi ciddi bir sorun ortaya çıkar. Ayrıca, beslenme ve uyku arasındaki düzen ayarlanmadığı takdirde de kişinin karaciğer yağlanması sorunuyla karşılaşması söz konusu olabilir. Sağlıksız beslenme dışında aşağıdaki faktörlerin de karaciğer yağlanması neden olur sorusuna verilebilecek cevaplar arasında bulunduğunu söyleyebiliriz: 

  • Alkol ve sigara kullanımı
  • Obezite
  • Çeşitli faktörlerden dolayı hızlı bir şekilde kilo alıp verme
  • İlaç kullanımı
  • Sporsuz yaşam tarzı
  • Yüksek kolesterol
  • Diyabet hastalığı
  • Hamilelik
  • Toksin bakımından zengin besinlerin tüketilmesi

nedenler arasında yer alır. Bu rahatsızlık; hem erkeklerde hem de kadınlarda aynı nedenlerden dolayı ortaya çıkar. Fakat, yine de orta yaş ve üzeri kişilerin karaciğer yağlanması hastalığına yakalanmalarının gençlere kıyasla daha sık görülen bir durum olduğunu söylemeliyiz. Hatta, bu konuyla ilgili bir araştırma yapılmıştır. Yetişkin insanların ortalama yüzde 30’luk kısmında karaciğer yağlanmasına rastlanmıştır. 

Karaciğer Yağlanması Nasıl Geçer?

Günün birinde karaciğer yağlanması problemiyle karşılaşan insanların aklında karaciğer yağlanması nasıl geçer sorusu bulunuyor. Bu hastalıktan kurtulmak isteyenlere hitap eden çeşitli tedavi seçenekleri vardır. Ancak, her şeyden önce, kişinin yaşam tarzını değiştirmesi öngörülür. Bilhassa beslenme alışkanlıkları ivedilikle değiştirilmelidir. Yağlı ve kalorisi yüksek yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Bunun yanı sıra, paketli ve işlenmiş gıdalardan kesinlikle uzak durulmalıdır. Bu noktada, sağlıklı besinlerden oluşan bir beslenme planına sadık kalınmalıdır. 

Obezite dolayısıyla karaciğer yağlanması sorunuyla karşılaşanların kilo vermesi gerekir. Kilo verme sürecinde bilhassa bel çevresinin inceltilmesi adına uğraşılmalıdır. Bunun yanı sıra, egzersiz yapmak önem taşır. Akdeniz tipi beslenmeye ek olarak haftada ortalama gün egzersiz yapılmalıdır. Kahve; karaciğer için en faydalı içeceklerin başında gelir. Düzenli olarak kahve tüketildiği takdirde karaciğer yağlanmasının yanı sıra karaciğer kanserine de önlem alınmış olunur. 

Karaciğer Yağlanması Tedavileri 

Karaciğer yağlanması tedavi seçenekleri merak edilen hususların başında gelir. Kişiye karaciğer yağlanması teşhisi konulduktan sonra bilhassa obeziteye bağlı olarak bu hastalığa yakalanan kişiler diyetisyene yönlendirilirler. Hem diyet hem de düzenli olarak egzersiz yapmaları gerekir. Diyabet hastaları; oral diyabet önleyici ilaçlar ile tedavi edilirler. Bunun yanı sıra, hiperlipidemisi bulunan hastalarda kan lipidlerini dengelemeye yarayan birtakım ilaçlara yer verilir. 

Karaciğer yağlanması tedavi sürecinde özellikle birinci evrede yağlanmanın geri dönüştürülebilmesi daha kolaydır. Ancak, siroz ve fibrozis gibi ciddi hastalıklarda karaciğerdeki yağlanmanın geri dönüşümü için uzun süre geçmesi gerekir. Bu noktada, hastaların kendilerine hekim tarafından önerilen beslenme ve tedavi seçeneklerine sadık kalmaları şart haline gelir.

PaylaşTweetPinReddit

Yağlı karaciğer hastalığının belirtileri nelerdir? NASH nedir?

Yağlı Karaciğer Hastalığı NASH ile ilgili ayrıntılı bilgiler veren Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği TKAD Yağlı Karaciğer Çalışma Grubu Başkanı funduszeue.info Yusuf Yılmaz, hastalığın belirtilerini ve tedavisini anlattı ve alınması gereken önlemleri sıraladı.

Yayınlanma:

Yağlı karaciğer hastalığının belirtileri nelerdir? NASH nedir?

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği TKAD Yağlı Karaciğer Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Yılmaz, karaciğer yağlanması olarak bilinen NASH ile ilgili önemli bilgiler verdi. Karaciğerde yağlanmanın iltihaba yol açtığını ve ilerlediğinde siroza sebep olduğunu belirten Yılmaz, hastalığın alkol kullanımı ile ilişkili olmadığını söyledi.

TÜRKİYE’DE YAKLAŞIK 4 MİLYON NASH HASTASI VAR

Prof. Dr. Yusuf Yılmaz karaciğer yağlanmasının iltihap ile birlikte seyretmesinin NASH olarak tanımlandığını belirtiyor. NASH’ın çoğu kez, yüksek şekerli ve yağlı beslenmenin ve hareketsiz bir yaşam tarzının sonucu olarak ortaya çıktığını belirten Yılmaz, şişmanlık, tip 2 diyabet ve insülin direnci ile yakından ilişkili olduğunu söyledi. Türkiye'de 3,8 milyon NASH hastası olduğu, bin kişide şu an NASH'e bağlı siroz gelişmiş olduğu tahmin edilmektedir.

NASH BELİRTİLERİ NELER?

halsizlik-shutter

NASH sinsi seyreden bir hastalıktır, yani hastalar genellikle ileri evre siroz oluşana kadar hiçbir belirti vermez. Nadiren halsizlik, iyi hissetmeme, karnın sağ üst kısmında huzursuzluk, dolgunluk veya hafif bir ağrıya yol açabilir. Belirti vermemesi hastalığın önemsenmemesine yol açar, teşhisi zorlaşır. Geçmişte siroz teşhisi koyduğumuz hastaların önemli bir kısmında sirozun nedenini bulamıyorduk. Günümüzde ise bu hastalardaki sirozun nedeninin NASH olduğu anlaşılmıştır.

KİMLER RİSK ALTINDA?

Her 5 karaciğer yağlanmasından bir tanesi NASH'dir. Ancak belirti vermediğinden basit bir yağlanma gibi algılanır. Bazı bireyler NASH açısından, diğerlerinden daha fazla risk altındadır. Gerçekten de, bazı koşullar NASH için risk faktörleri olarak kabul edilmektedir:

*Şeker hastalığınız, şişmanlığınız veya metabolik sendromunuz varsa ve karaciğer kan testleriniz(AST veya ALT) yüksekse NASH olma ihtimaliniz belirgin olarak daha fazladır. Bu risk faktörlerine bir arada sahip olunması durumunda, hastaların NASH taraması için hekimlerini ziyaret etmesi için iyi bir nedendir.
*Diyabet hastalarının en az yarısında karaciğer yağlanması vardır.
*Her 10 diyabet hastasından 1 tanesi sirozdan hemen önceki evrede (F3 fibrozis) veya siroz (F4) evresindedir.
*Karaciğer kan testleri normal olanlarda da NASH olabilir. Metabolik sendrom kendi başına bir hastalık değildir. Obezite, diyabet, kolesterol yüksekliği, tansiyon gibi nedenlerin birkaçının bir arada bulunmasına metabolik sendrom denir.
Marmara Üniversitesinde yılı öncesinde yaptığımız bir araştırmada ultrasonda karaciğer yağlanması olup karaciğer testleri (AST;ALT) yüksek hastada biyopsi ile tanısı kesinleştirilen NASH  hastalığı oranı %60, siroz teşhis oranı % 3,5 idi. Endişe verici olan tüm hastaların %26'sında önemli derecede fibrozis (≥2) olmasıydı. Günümüzde Fibroscan cihazı da kullandığımızdan biyopsi yapılanlarda NASH ve fibrozisi olan hastaların oranı çok daha fazladır. Türkiye'de bin NASH ≥F2  fibrozis evreli, bin NASH'e bağlı sirozlu hasta olduğu tahmin edilmektedir.

SİROZA DOĞRU İLERLER

Hastalığın ilerleme hızını tahmin etmek zordur, zira bir bireyden diğerine değişiklik gösterebilir. Diyabet hastalığı, kilo alma, fibrozis varlığı siroza ilerlemeyi hızlandırır. Türkiye'de 10 yıl içinde bin NASH hastasının siroza ilerleyeceği tahmin edilmektedir.

NASH TEŞHİSİ NASIL KONUR?

Yağlı karaciğer hastalığı genellikle başka bir nedenden dolayı yapılmış karaciğer kan testlerinde yükselme (AST ve ALT) veya ultrasonda karaciğer yağlanması saptanmasıyla karşımıza çıkar. Karaciğer testlerinde yüksekliği yol açabilecek diğer karaciğer hastalıklarının olmadığını göstermek için doktorunuz alkol kullanıp kullanmadığınızı, mevcut hastalıklarınızı, ilaçlarınızı, ailede karaciğer hastalığı olup olmadığını soracak, ek kan testleri isteyecektir.

NASH kesin teşhisi ve hangi evrede olduğunun belirlenmesi için veya yapılan testlerinizde bozulmaya yol açabilecek diğer hastalıklarınızın olmadığından emin olmak için karaciğer biyopsisi yapılması gerekebilir. Fibroscan ile karaciğer fibrozis evresi ve aynı zamanda yağlanma miktarı ölçülerek gerekirse biyopsi yapılabilir.

NASH HANGİ HASTALIKLARA SEBEP OLUYOR?

NASH hastalığı olanlarda genellikle şişmanlık, şeker hastalığına eğilim (gizli şeker) veya şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği görülmektedir. Bütün bunlar kalp hastalığı için risk faktörüdür. Ancak tek başına NASH hastalığı da kalp hastalığı riskini arttırmaktadır. NASH hastalığı metabolik sendrom ile birlikte ise kalp kaynaklı ölüm riski en yüksektir. NASH hastaları siroza bağlı nedenle ölümden çok endişelenirler ancak gerçekte kalp-damar hastalığından ölme riski %43 iken karaciğer kaynaklı ölüm riski %9'dur. NASH hastalarında ikinci en sık ölüm nedeni(%23) karaciğer dışı kanserlerdir(kolon kanseri, mide kanseri, meme kanseri, pankreas kanseri gibi). Siroz ve karaciğer kanseri gibi karaciğer kaynaklı nedenler 3. Sırada yer almaktadır.

TEDAVİSİ VAR MI?

Son on yılda bilim, NASH’ın tedavisine yönelik ilaç araştırmasında büyük ilerleme kaydetmiştir. Bugüne kadar sağlık otoriteleri tarafından onaylanmış bir tedavi bulunmamaktadır, ancak NASH hastaları için gelecek yıllarda tedavilerin geliştirilmesi yönünde gerçek anlamda umut söz konusudur. Nasıl tansiyon hastalığı için eczanelerden alınabilecek tansiyon ilacı(antihipertansif), şeker hastalığı için şeker ilacı(antidiyabetik) varsa NASH hastalığına özel geliştirilmiş bir ilacın yakın gelecekte kullanıma hazır olması beklenmektedir.

HASTALAR NELERE DİKKAT ETMELİ?

Kilo kaybı ve fiziksel aktivite şu ana kadar etkisi kanıtlanmış en iyi tedavi yöntemleridir. Bu nedenle doktorunuz sizden diyet ve egzersiz yaparak kilo vermenizi isteyecektir. Ancak kilo kaybı kademeli olmalıdır (haftada en fazla 1,6 kg), çünkü daha hızlı kilo kaybı da yağlanmaya yol açabilir. NASH'i ortadan kaldırabilmek için 1 yıllık süre içinde vücut ağırlığının en az %7'si kadar, fibrozisin ortadan kaldırılabilmesi için en az %10'u kadar kilo verilmelidir. Diyetisyen eşliğinde beslenmenizin yaşam tarzı değişikliği şeklinde yeniden düzenlenmesi önerilir. Kilo vermek ve uzun vadede bu çabayı sürdürmek zordur ve hastalar böyle büyük bir değişime karşı kendilerini güçsüz hissedebilirler. 10 hastadan ancak bir tanesi 1 yıllık süre içinde %10'dan fazla kilo kaybını başarabilir, bu durumda dahi fibrozisde %45 gerileme başarılabilir.

Öncelikle sağlıklı gıdaları tercih etmeliyiz, porsiyonları azaltmalıyız, fiziksel olarak tempolu yürüyüşlerle daha aktif olmalıyız. Motivasyonumuzu asla kaybetmemeliyiz.

#1: Kendi yemeklerinizi kendiniz pişirin
Tabağınızda nelerin olduğu hakkında bilgi sahibi olmanız için, mümkün olduğunca sıfırdan pişirmeniz tavsiye edilir. Hazır gıdalar, atıştırmalık ürünlerde bile, çok yüksek seviyede yağ, tuz ve şeker içerirler.

#2: Yağ alımını azaltın
Etlerin, balıkların ve kabuklu deniz hayvanlarının ızgarası ve tercihen doymamış yağlar açısından zengin yağlar (zeytin yağı, keten tohumu)  kullanılması tavsiye edilir.

#3: Porsiyonlarınızı kontrol altında tutun
Dengeli bir öğün burada gösterildiği şekilde oluşmalıdır.

#4: Su için!
Vücudun su ihtiyacının karşılanması temel önem taşır. Gün boyunca su içmeniz, vücudunuzun su ihtiyacını karşılamanızı sağlar. Sade suyun tadı hoşunuza gitmiyorsa, başka yöntemlerle su alımınızın yeterli olmasını sağlayabilirsiniz:
Doğal aromalar: taze limon, nane veya salatalık suya taze ve lezzetli bir tat verecektir.
Sıcak şekersiz içecekler: Çay veya kahve (şeker veya tatlandırıcılardan kaçınılmalıdır) de tercih edilebilir. Yapılan araştırmalarda günde 2 kupa filtre kahve içmenin tüm kronik karaciğer hastalıklarında (NASH dahil) olumlu etki yaptığını ortaya koymuştur. Benzer etkinin sade içilen Türk Kahvesi için de olabileceğini tahmin etmekteyiz.
Biliyor muydunuz? Vücudun sıvı ihtiyacının karşılanması, açlık hissini azaltır. Gün boyunca bol su içmeniz atıştırmaktan kaçınmanızı sağlar.

#5: Sağlıklı atıştırın
Eğer yapabiliyorsanız, atıştırmalıklardan kaçınmanız en iyisi. Ancak bu her zaman başarılamaz ve bu nedenle doğru atıştırmalıkların seçilmesi önemlidir:
Badem, ceviz ve fındık: iyi bir protein kaynağıdır ve sizi daha uzun süre tok tutar.
Meyveler:  iyi seçeneklerdir, ancak önerilen şeker alımını aşmanıza yol açabilecek kadar yüksek şeker içermediğine dikkat edin.
Bilmenizde fayda var: Yavaş yiyin! Midenizin beyninize tokluk mesajı göndermesi, yemeğe başlamanızdan itibaren en az 20 dakikadır. Hızlı yemek yerseniz, aşırı yiyebilirsiniz.

#6: Kırmızı yiyecek etiketleri!
Market alışverişi yaptığınızda, satın aldığınız gıdalardaki etiketleri dikkatlice okuduğunuzdan emin olun. Bunlar, sepetinize koyduğunuz ürünlerin besin içerikleri hakkında önemli birer bilgi kaynağıdır. İçindekiler listesinde, malzemeler ağırlık sırasına göre tanımlanır: Ürünün ana bileşenleri daima önde gelir. Listedeki ilk bileşen tereyağı veya yağ ise, ürünün yağ içeriği muhtemelen çok yüksektir. Örneğin: gramında 20 g üzerinde şeker bulunan bir ürün, çok yüksek oranda şekerli bir üründür. gramında 3g üzerinde yağ bulunan bir ürün, çok yüksek oranda yağ içeren bir üründür. İşlenmiş et (sucuk, salam gibi) ve hazır paketli yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak durun.

#7 Yapabildiğiniz kadar egzersiz yapın, ancak kendinizi aşırı zorlamayın!
Egzersiz hem kişinin kendisini iyi hissetmesini sağlar, hem de vücudu şekillendirir: Diyabetikler için kilo, şeker seviyesi kontrolü, kalp hastalığı riskinin azaltılması… Egzersiz, enerji tüketimine yol açan herhangi bir harekettir:
Hafif egzersiz :yürüyüş, bahçe işleri…
Orta şiddet: yüzme, tempolu yürüyüş, plates
Yüksek şiddet: tenis, bisiklet, koşu…
Keyif alın: En önemlisi, size en uygun olan faaliyeti bulun ve kendinizi aşırı zorlamayın: Uzun bir aradan sonra fiziksel aktiviteye yeniden başlıyorsanız veya ilk defa başlıyorsanız, hekiminizden tavsiye alın, bu yeni adımda size yardımcı olacaktır. Özellikle kalp açısından hekim kontrolü olmadan yüksek şiddete egzersize başlamayın.
Formda kalmanız için, Dünya Sağlık Örgütü haftalık bir egzersiz uygulaması önermektedir. dk orta şiddete egzersiz veya 75 dakika yüksek şiddette egzersiz.

Kilo kaybı ve fiziksel aktivite ile NASH ile ilişkili durumların (örneğin şişmanlık, tip 2 şeker hastalığı, hipertansiyon, hiperlipidemi, insülin direnci) kontrolü de kolaylaşır. Yağlı karaciğer hastalığında en sık ölüm nedeninin kalp kökenli olduğu hatırlanacak olursa kilo verme ve fiziksel aktivite ile sadece karaciğer yağlanmasının değil kalp damar hastalığı riskinin azalacağı anlaşılır. Yağlı karaciğeri olanlar kesinlikle alkol tüketmemelidir. Bunu yanı sıra fruktoz içeren hazır meyve sularından, ayrıca meşrubatlardan (meyve suları, kola, fanta, gazozlar vb), da kaçınılmalıdır. ‘Organik', ‘bitkisel', ‘doğal' kelimeleri ile ifade edilen yiyeceklerin karaciğeriniz için her zaman ‘sağlıklı ve güvenli' anlamına gelmediği unutulmamalıdır. Doktor onayı olmadan (televizyon programlarına aldanmayalım) herhangi bir bitkisel ilaç, çeşitli kürler, vitamin veya ilaç kullanılmamalıdır. Bilimsel olarak bu hastalığın tedavisinde etkili olduğu kanıtlanmış herhangi bir ilaç veya yöntemden üniversitelerimizde çalışan biz sağlık profesyonellerinin öncelikle bilgili olacağı aşikardır. Doktorunuz mevcut hastalığınız(diyabet, hipertansiyon vb) nedeniyle kullanmak zorunda olduğunuz ilaç grubundan karaciğerinize daha uygun olanını önerebilir.
Aşırı şişman hastalarda obezite cerrahisi NASH hastalığını düzeltebilir. Siroza bağlı karaciğer yetmezliği veya karaciğer kanseri gelişenlerde karaciğer nakli yapılabilir.

NASH HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

Erişkin her 4 kişiden birinde karaciğer yağlanması var.
Ultrasonda karaciğer yağlanması görülen her 5 hastanın 4 tanesinde karaciğer kan testleri normaldir.
Karaciğer yağlanması olan her 5 hastanın birinde NASH var.
NASH hastalarının yaklaşık %80'inde obezite, %70'inde metabolik sendrom, %50'sinde tip 2 diyabet var.
Obezitesi olanların %85'inde, tip 2  diyabeti olanların %65'inde, metabolik sendromu olanların %50'sinde karaciğer yağlanması var.
NASH hastalığında en sık ölüm nedeni kalp kaynaklıdır. Hele de metabolik sendrom birlikteliği varsa kalp damar hastalığı olarak kalp krizi, inme/felç geçirme riski en yüksektir.
Türkiye'de 3,8 milyon NASH hastası var. bin kişide şuan NASH'e bağlı siroz gelişmiş durumdadır.

Farklı türlerden karaciğer nakli için çalışmalar başladıİlginizi ÇekebilirFarklı türlerden karaciğer nakli için çalışmalar başladıTürk bilim insanları karaciğer kanserinin haritasını çıkaracak!İlginizi ÇekebilirTürk bilim insanları karaciğer kanserinin haritasını çıkaracak!

BisikletcanlıÇaydiyetEgzersizkahveKalp krizikanserkolon kanseriMarmara ÜniversitesiÖlümSağlıkşeker hastalığıTenisTürkiyeyüzme

Karaciğer Abseleri

Karaciğer absesi, nadir görülen bir klinik hastalık durumudur. Abse oluşumunun erken teşhis edilememesi ve bu nedenle tedavide gecikilmesi hastanın hayatını ciddi şekilde tehlikeye sokabilir. Karaciğer absesi belirtilerine dikkat etmek ve geç kalmadan doktora başvurmak büyük önem taşır. Sık rastlanan bir klinik durum olmasa da karaciğer abseleri hakkında bilgi edinmek ve gerekli önlemleri almak için “Karaciğer Abseleri” başlıklı bu yazımızı inceleyebilirsiniz.

Karaciğer Abseleri Nedir, Çeşitleri Nelerdir?

Bakteri, mantar, parazit ya da virüsler nedeniyle karaciğerde oluşan abseler, tanı ve tedavide gecikilirse hastanın hayatını tehdit edebilecek bir rahatsızlıktır. Erken tanı oranının düşük olduğu karaciğer abselerinin piyojenik ve amip olmak üzere iki farklı türü bulunur. Bunların görülme sıklığı, oluşumu ve nedenleri farklılık gösterir.

Piyojenik Karaciğer Absesi

Piyojenik karaciğer abseleri oldukça nadir olarak görülür. Genellikle karaciğer sağ lobuna (anatomik taraf) yerleşen ve tek bir abse şeklinde kendini gösteren piyojenik karaciğer absesi; ilerlemiş apandisit, iltihaplı safra kanalı (kolanjit), kolon kanseri gibi hastalıklara veya karaciğer hastalıklarına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Diğer nedenler arasında ise kandaki bakteriler nedeniyle gelişen ağır enfeksiyon (septisemi), inflamatuar bağırsak hastalıkları, iltihaplanmış hemoroidler ve çeşitli nedenlere bağlı oluşan karaciğer yaralanmaları yer alır. Sağlıklı kişilerde karaciğere ulaşan mikroorganizmaları filtreleyerek temizleyen Kupffer hücrelerinin görevlerini normal şekilde yerine getirdiğinden piyojenik abse oluşumu riskinin azaldığı bilinmektedir.

Piyojenik Karaciğer Absesi Belirtileri

    • Kusma
    • Ateş
    • Titreme
    • Karnın sağ üst bölgesinde ağrı
    • Açıklanamayan ve hızlı kilo kaybı
    • Koyu renkte idrar
    • Beyazımsı veya gri dışkı
    • İshal
    • Sarılık
    • İştahsızlık
    • Öksürük

Bu belirtiler hastalar tarafından safra kesesi iltihabının belirtileriyle veya safra yollarıyla ilişkili iltihaplı karaciğer kistlerinin belirtileriyle de karıştırılabilir. Bu nedenle, öncelikle doktor tarafından yapılacak klinik değerlendirme ve ardından istenilecek testler ve görüntüleme sonucunda doğru tanıya ulaşılması en kolay yoldur.

Piyojenik Karaciğer Absesi Tanısı

Piyojenik karaciğer absesi tanısında, tüm beyaz kan hücrelerinin ve nötrofil alt grubunun sayımının yapılması, karaciğer enzimlerinin ve sedimentasyonun değerlendirilmesi, bunların yanında C-reaktif protein (CRP) seviyesine bakılması gereklidir. Bu kan testlerinin yanı sıra, ultrasonografi (USG) tanı aşamasında ve takipte yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. USG ile abselerin sayısı ve yeri hakkında % doğruluk oranında klinik bilgiye ulaşılabilir. Ayrıca, görülen kütlenin karaciğerden kaynaklanan lezyon mu yoksa içi iltihapla dolu abse alanı mı olduğu da USG ile anlaşılabilir. Kontrastlı batın tomografisi (BT) ve manyetik rezonans (MR) görüntüleme de karaciğer absesi tanısında kullanılan diğer yöntemlerdir.

Piyojenik Karaciğer Absesi Tedavisi

Piyojenik karaciğer absesi tedavi edilmediğinde ölümle sonuçlanabilecek bir rahatsızlıktır. Bu nedenle, tanı konulmasının ardından uygun tedavi büyük bir titizlikle uygulanmalı ve absenin küçülerek tamamen ortadan kalkması sağlanmalıdır. Tedavide genellikle girişimsel radyoloji uzmanı tarafından USG kılavuzluğunda ciltten bir kateter ile girilerek abseye drenaj (boşaltım) uygulanmasının ardından veya eş zamanlı olarak antibiyotik başlanır. Nadiren kateter ile drenajın yetersiz kaldığı durumlarda abseyi bütünüyle çıkarmak için genel cerrahi uzmanı tarafından cerrahi (ameliyatla) drenaj gerekebilir. Bu ameliyatla absenin tamamen boşaltılarak temizlenmesi sonrasında da, antibiyotik tedavisi devam eder. Tedavi edilemeyen piyojenik karaciğer absesi vakalarında ölüm riski ciddi olarak yükselebilir. Erken teşhis edilen ve başarıyla tedavi edilen abselerde ise ölüm oranı dramatik şekilde düşmektedir.

Karaciğer Amip Absesi

Karaciğerde amip absesi, piyonejik karaciğer absesine göre daha da nadir olarak ortaya çıkar. Amip absesi genellikle sıcak, nemli ve hijyen koşullarının kötü olduğu bölgelerde görülür. Absenin genel olarak amip bulaşı sonrasında oldukça küçük bir hasta grubunda ortaya çıktığı söylenebilir. Sosyoekonomik düzeyi düşük olan toplumlarda görece daha sık rastlanan bu abse türünün görülme sıklığı, yaş grubundaki erkeklerde kadınlardan daha fazladır. Abse genellikle karaciğerin sağ lobunda görülür. Ancak, absenin her iki lobda yaygın olarak ortaya çıktığı durumlarda hastalığın daha ağır seyredeceği unutulmamalıdır.

Karaciğer Amip Absesi Belirtileri

    • Sağ omuzda görülen ani ağrılar
    • Ateş
    • Kansızlık
    • İştahsızlık
    • Ani zayıflama
    • Titreme
    • Terleme
    • Taşikardi
    • Göğsün alt kısmında ağrı
    • Öksürük
    • Yeşil balgam

Karaciğer Amip Absesi Tanısı

Piyojenik karaciğer absesinde olduğu gibi amip absesinde de USG, en sık kullanılan tanı yöntemidir. Abselerin sayısı, yeri ve birbirleriyle olan ilişkileri konusunda detaylı bilgiye ulaşmak için genellikle USG’den yararlanılır. BT veya MR görüntüleme de abseyi teşhis etmek için kullanılan diğer bir görüntüleme yöntemidir. Bu yöntem sayesinde, %’e yakın oranda doğru teşhis konulabilir ve ayrıca, abse, tümör ve kist ayrımı da yapılabilir.

Amip absesi tanısı konulması için tam kan sayımı gereken hastalarda ise orta dereceli lökositoz (alyuvar sayısında artış) ve anemi (kansızlık) görülebilir. Tam kan sayımı sonucunda elde edilen değerler hastadan hastaya değişiklik gösterebilir. Ancak, bu testler, % gibi bir doğruluk oranıyla teşhise yardımcı olabilir. İlk başvuru anında doktor tarafından yapılacak klinik değerlendirme tanı ve tedavinin doğru şekilde planlanması açısından “olmazsa olmaz” bir aşamadır.

İndirekt hemaglütinasyon, kompleman fiksasyon, jel diffüzyon presipitasyon ve ELISA testleri ise absenin piyojenik mi yoksa amip kaynaklı mı olduğunu belirleyen testler arasında yer alır.

Karaciğer Amip Absesi Tedavisi

Karaciğer amip absesinde en etkili tedavi yöntemi, antibiyotik ile tedavidir. 7 ila 10 gün arasında kullanılması gereken antibiyotikler, amip karaciğer absesi vakalarının neredeyse tamamında iyileşme sağlar. Nadiren de olsa abseye aspirasyon (ciltten iğneyle girilerek absenin boşaltımı) uygulanması gerekebilir. Absenin büyük olduğu, hastanın antibiyotik tedavisine cevap vermediği ve bakteriyel enfeksiyonun abseye eşlik ettiği durumlarda aspirasyon ile drenaj yönteminin uygulanması ve alınan örneğin mikrobiyolojik incelenmesinin yapılarak uygun antibiyotiğin seçilmesi hastalığın tedavi sürecini hızlandıracaktır.

Karaciğer Hastalıkları

Vücutta birçok görevi bulunan karaciğerin hasar görmesi durumunda çeşitli hastalıklar ortaya çıkabilir. Ancak, bu hastalıkların belirtileri ilk aşamada kendini göstermez. Siroz, karaciğer yağlanması, hepatit ve karaciğer kanseri gibi yaygın olarak görülen karaciğer hastalıklarının aşısı olabileceği gibi farklı tedavi yöntemleri de bulunmaktadır. Bu hastalıklara neden olan etmenlerin yanı sıra sağlıklı bir yaşam için yapılması gerekenleri “Karaciğer Hastalıkları” başlıklı bu makalede okuyabilirsiniz.

Karaciğerin Görevi Nedir?

Karın boşluğunun sağ üst tarafında yer alan karaciğer, vücutta bulunan en büyük organdır. Karaciğer, aynı zamanda bir salgı bezidir. Hem genişleyebilen hem de kendini yenileme özelliği bulunan karaciğer birçok önemli yaşamsal fonksiyonu üstlenir. Oldukça önemli bir organ olan karaciğerin başlıca görevleri şu şekilde sıralanabilir.

    • Protein sentezlemek
    • Yağları sentezlemek ve depolamak
    • Karbonhidrat depolamak ve salmak
    • Safra yapmak
    • Üre yapmak
    • Bazı ilaç ve maddeleri vücuttan uzaklaştırmak
    • Pıhtılaşma faktörlerini sentezlemek

Karaciğer Hastalıklarının Belirtileri

Hastalığın türüne ve şiddetine göre vücutta görülen belirtiler değişse de sıkça görülen belirtiler şu şekildedir:

    • Sarılık
    • Karın ağrısı ve şişliği
    • Ayak bilekleri ve bacaklarda ödem
    • Kaşıntı
    • Koyu renkte idrar
    • Soluk renkte dışkı
    • İshal ve hazımsızlık
    • Dışkıda kan
    • Kronik yorgunluk
    • Mide bulantısı
    • Kusma
    • Ateş
    • İştah kaybı ve hızlı kilo kaybı
    • Çürük ve morarma
    • Uyku bozuklukları

Karaciğer Hastalıklarının Çeşitleri

Hepatit

Hepatit, karaciğer hastalıkları arasında en sık rastlanan hastalıklarından biridir. Karaciğer iltihabı olarak da bilinen hepatitin A, B, C, D ve E olmak üzere beş farklı türü bulunur. Kan, cinsel temas ve kirlenmiş sulardan bulaşabilen hepatit türlerinin görülme sıklıkları farklıdır ve her Hepatit türü için aşı bulunmaz.

Halk arasında sarılık olarak adlandırılan Hepatit A, çoğu zaman belirti göstermeden gelişen bir hastalıktır. Enfekte olmuş kişilerin dışkısına temas ile bulaşan Hepatit A’nın aşısı 18 ay ve 2 yaş dönemindeki çocuklara rutin aşı takvimi içerisinde yapılmaktadır. Yapılan bu aşıyla, kişi ömür boyu Hepatit A hastalığından korunmuş olur.

Hepatit B de çocuk aşı takviminde bulunan bir diğer Hepatit türüdür. Kan ve cinsel yolla bulaşan Hepatit B virüsüne yakalananların neredeyse tamamının kendiliğinden iyileştiği söylenebilir. Ancak, nadir de olsa, bazı durumlarda hastaların hastanede tedavi edilmesi gerekebilir. Bunun sebebi de tedavi edilmeyen Hepatit B’nin karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri gibi başka karaciğer hastalıklarını tetikleme ihtimalidir.

Diğer virüslerle aynı şekilde bulaşabilen Hepatit C’nin ise aşısı bulunmamaktadır. Büyük oranda kronikleşen bu hastalığın mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Bunun sebebi de Hepatit B’de olduğu gibi, tedavi edilmeyen Hepatit C hastalığının kanser ve sirozu tetikleme ihtimalidir.

Aşısı olmayan diğer Hepatit türleri ise D ve E’dir. Hepatit D nadir olarak görülürken, Hepatit E virüsüne sağlıklı içme sularının yetersiz olduğu ülkelerde sıkça rastlanmaktadır. 

Karaciğer Yağlanması

Karaciğer hücrelerinde normalden daha fazla yağ birikmesi karaciğer yağlanması olarak adlandırılır. Karaciğerin ağırlığının en az %5’inin yağdan oluşması sonucu ortaya çıkan bu hastalık, alkol tüketen kişilerde daha yaygın olarak görülür. Ancak, hastalık, az alkol tüketen veya hiç tüketmeyen kişilerde de görülebilir.

Alkole Bağlı Olmayan Karaciğer Yağlanması

Alkolü az kullanan ya da hiç kullanmayan kişilerdeki karaciğer yağlanması tıpta NAYKH (Non‐Alkolik Yağlı Karaciğer Hastalığı) olarak tanımlanır. Erişkinlerde görülme oranı %30 olan bu hastalığın karaciğerde iltihaba neden olması ise NASH (Non-Alkolik SteatoHepatit) olarak adlandırılır. Şişmanlık, Tip 2 diyabet, insülin direnci, yüksek kalorili diyet, doymuş yağ tüketimi, hareketsiz (sedanter) yaşam ve hazır gıdalarla beslenme gibi faktörlerin sebep olabileceği NASH, genellikle belirti göstermeden ilerleyen bir hastalıktır. Zamanında müdahale edilmezse hem siroza hem de karaciğer kanserine neden olabilecek bu rahatsızlığın tanısı için AST ve ALT değerlerine bakılması ve ultrasonla karaciğerde yağlanma olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.

Egzersiz, düzenli ve sağlıklı beslenme ve ideal kiloya ulaşma karaciğer yağlanmasının tedavisinde karşımıza çıkan önemli faktörlerdir. Hastanın sağlığına dikkat etmemesi durumunda hem karaciğerde hem de vücudun farklı bölgelerinde kanser oluşumu görülebilir. Böbrek hastalıklarını da tetikleyen NASH, kalp krizi ve beyin felcine de sebebiyet verebilir.

Alkole Bağlı Karaciğer Yağlanması

Karaciğer yağlanmasının sebeplerinden biri de fazla alkol tüketimidir. Obezite ve doymuş yağlı gıdalarla beslenme de karaciğer yağlanmasını tetikleyen faktörler arasında yer alır. Altta yatan başka bir hastalık, genetik faktörler, cinsiyet ve yaş da alınan alkol miktarı önemli olmaksızın alkole bağlı karaciğer yağlanmasına neden olabilir. Diğer pek çok karaciğer hastalığında olduğu gibi, alkole bağlı karaciğer yağlanması da genellikle hiçbir belirti göstermeden ilerleyen bir rahatsızlıktır. Gerekli kan tahlilleri ve görüntüleme cihazlarıyla karaciğerin durumu değerlendirildikten sonra hastanın alkolü tamamen bırakması gerekir. Hastanın alkolü bırakmasını takip eden süreçte hafta gibi bir sürede eski sağlığına kavuşması mümkündür. Uygun beslenme planı çıkarılması ve kullanılacak bazı ilaçlarla bu rahatsızlığın önüne geçilebilir.

Siroz

Hepatit B, C ve D, alkole bağlı ve bağlı olmayan karaciğer yağlanmaları gibi hastalıklar karaciğerde hasara neden olur. Hücrelerde bozulmaların meydana gelmesi sonucunda da karaciğer birçok fonksiyonunu yerine getiremeyecek hale gelir. Bu süreç, aslında siroz hastalığının ilk aşamasıdır ve genellikle belirti göstermeden ilerler. Karaciğer hasarının artması durumunda, hastalık daha da ilerler ve karaciğer sertleşip küçülür. Hastalığın son evrelerinde ise karaciğer yetmezliği görülme ihtimali oldukça yüksektir. Bu yüzden, bazı durumlarda siroz, karaciğer yetmezliği olarak da adlandırılır.

Birçok hastada siroz olduğu genel kontroller sırasında ya da hastanın bazı şikayetleri sonucu yapılan testlerde ortaya çıkar. İlk aşamada belirtisiz seyreden sirozun ileriki evrelerdeki belirtileri arasında halsizlik, kilo kaybı, sarılık, kas kütlesinde azalma, karın şişliği, tırnak değişiklikleri, bacaklarda şişkinlik, kanlı kusma, kas krampları, adet düzensizliği, cinsel fonksiyon bozuklukları, siyah dışkılama gibi belirtiler yer alır.

Uygun ilaç tedavisiyle sirozun tedavisi mümkündür. Tedavi sürecinde alkolün de tamamen bırakılması gerekir. Ancak, sirozun ilerlediği ve ilaç tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda uygulanabilecek tek tedavi yöntemi, karaciğer naklidir. Bu nedenle, diğer pek çok hastalıkta olduğu gibi, sirozun erken teşhis edilmesi de kritik önem taşımaktadır.

Karaciğer Kanseri

Dünyada en sık görülen beşinci kanser türü olan karaciğer kanserinin erkeklerde kadınlara göre daha sık görüldüğü söylenebilir. Hepatit B, Hepatit C, siroz, fazla alkol tüketimi ve karaciğer yağlanması kanseri tetikleyebilecek başlıca unsurlar arasında yer alır. Aynı zamanda, sigara kullanımı, düzensiz beslenme, kullanılan bazı ilaçlar ve genetik yolla aktarılan karaciğer rahatsızlıkları da karaciğer kanserine neden olabilir.

Genellikle siroz hastalarında görülen karaciğer kanseri, diğer karaciğer hastalıkları gibi erken evrelerde belirti göstermez. MR, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve laparoskopi gibi yöntemlerle tanısı konulan karaciğer kanserinin farklı tedavi yöntemleri bulunur. Uygun tedavi planının belirlenebilmesi için ilk olarak kanserin karaciğerden mi yoksa diğer organlardan mı kaynaklandığı sorusuna yanıt aranmalıdır.

Karaciğer kanseri tedavisinde, cerrahi müdahale sıkça kullanılan bir yöntemdir. Ancak, bu durumun siroz hastası olmayan ya da sirozun sadece ilk evrelerde olduğu hastalarda geçerli olduğunu unutmamakta fayda vardır. Bunun sebebi de sirozun ilerleyen evrelerinde karaciğer yetmezliğinin görülmesi ve bunun da ameliyat seçeneğini imkânsız hale getirmesidir. Kemoterapi ve radyoterapi de diğer kanser türlerinde olduğu gibi karaciğer kanserinde de kullanılan yaygın tedavi yöntemleri arasında yer alır.

Böbrek, meme, kolorektal, akciğer, cilt, over gibi kanser türleri de metastaz yaparak karaciğer kanserine sebep olabilir. Metastatik karaciğer kanserleri, siroz ya da yağlanmadan ortaya çıkan kanserlere oranla 30 kat daha fazla görülür.

Karaciğer Kistleri

Karaciğerde iyi huylu kistler oluşabilir. Bu kistlere neden olan etmenler farklı olduğu gibi tedavi yöntemleri de kistin türüne göre değişiklik gösterir.

Basit Kist

Genellikle 40 yaşından sonra görülen basit kistler, adından da anlaşılacağı üzere çoğu durumda herhangi bir tehlike teşkil etmeyen kistlerdir. Doğuştan gelen veya geçirilen enfeksiyon kaynaklı hastalıklardan kalan basit kistlerin boyutu 3 cm’in altındadır.  Sessiz seyreden ve büyümeyen kistler için herhangi bir tedavi uygulanmaz. Ancak, kistlerin sayısı fazlaysa, büyüyorsa ve içe kanama oluşturuyorsa, bu durumda, kistlerin içerisindeki sıvı boşaltılır ve bu kistler cerrahi müdahaleyle alınır.

Kist Hidatik

Halk arasında köpek kisti olarak da bilinen kist hidatik karaciğerde en sık görülen kist türüdür. Parazitten kaynaklı oluşan kist hidatik, hayvandan insana bulaşan bir kist türüdür. Özellikle köpeklerin dışkısında bulunan parazitin yumurtasının bulaştığı su ve gıdaların ağız yoluyla alınması sonucunda parazit bağırsaklardan kan yolu aracılığıyla karaciğere yerleşebilir. Bu nedenle, içme suyunun temiz olduğundan emin olunmalı ve yiyecekler tüketilmeden önce iyice yıkanmalıdır. Kist hidatik tedavisinde laparoskopi ile kist boşaltılabileceği gibi bazı kistlerin ameliyatla alınması gerekebilir.

Hemanjiom

Kansere dönüşmeyen hemanjiom kisti kadınlarda daha sık görülen bir karaciğer kisti türüdür. Genellikle aynı boyutta kalan kistler gebelik ve doğum kontrol ilaçları gibi faktörlerle büyüyebilir. Büyüyen ve boyutu 10 cm’i geçen kistlerin ameliyatla alınması gerekir. En sık rastlanan karaciğer kistlerinden biri olan hemanjiom kistleri çok fazla belirti göstermedikleri için MR gibi görüntüleme yöntemleriyle tespit edilebilir.

Karaciğer Hastalıklarında Beslenme

Karaciğer hastalığının çeşidi, şiddeti ve hastanın durumu gibi faktörler, beslenme planının her hasta için farklı olmasını neredeyse zorunlu kılar. Ancak, sağlıklı bir beslenme planına uymak, düzenli egzersiz yapmak ve ideal kiloya ulaşmak bütün karaciğer hastalıklarında dikkat edilmesi gereken unsurlar arasında yer alır.

Alkole bağlı karaciğer yağlanmasında veya alkol tüketiminden kaynaklanan siroz vakalarında, hastaların alkolü tamamen bırakması gerekir. Siroz hastalarında kas kaybı oldukça fazla olduğunda, beslenme planı da kas kaybının daha fazla ilerlemesini önlemeye yönelik olmalıdır. Bu sebeple, hastaların protein kaynaklı besinler tüketmesi ve uzun süreler boyunca aç kalmamaya özen göstermesi gerekir. Siroz hastalarında bazı vitamin değerlerinde düşüş görülebileceği için, bu hastaların doktor kontrolünde B12 ve folik asit gibi takviyeler alması gerekebilir.

Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanmasında ise hastalar, mümkün olduğunca hazır gıdalardan uzak durmalı, kan şekerini yükselten besinlerden kaçınmalı, doymuş yağdan mümkün olduğunca uzak durmalı, düzenli egzersiz yapmalı ve ideal kilosuna ulaşmalıdır.

Karaciğer hastalıklarını tedavi ettiği düşünülen bazı bitkisel ürünler ya da ilaçların karaciğere daha fazla hasar verdiği gözlemlenmiştir. Bu nedenle, doktora danışmadan hiçbir ilaç ya da destekleyici tedavi ürünü kullanılmamalıdır.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası