eş sesli kelime listesi / Sesteşlik, Eşseslilik, Sesteş Nedir? | Türk Dili ve Edebiyatı

Eş Sesli Kelime Listesi

eş sesli kelime listesi

  1. Kelime2. KelimeOkunuş  ad(reklam)add(katmak, eklemek)æd  air (hava)heir(mirasçı)er  aisle (koridor)isle(ada)aɪl  ball(top)bawl(haykırmak)bɔːl  bare (çıplak)bear (tahammül etmek)ber  brake(fren)break (kırmak)breɪk  buy (satın almak)by (yanında)baɪ  cell (hücre)sell (satmak)sel  cent(sent)scent (hoş koku)sent  cereal (tahıl)serial (seri)ˈsɪəriəl  coarse(kaba)course (kurs)kɔːrs  complement (tamamlamak)
compliment (iltifat)ˈkɑːmplɪmənt  dam (baraj)damn(kahretsin!)dæm  dear(sevgili)deer(geyik)dɪr  desert(terk etmek)dessert(tatlı)dɪˈzɜːrt  die (ölmek)dye(boyamak)daɪ  fair(adil)fare (ücret)fer  fir(köknar)fur (tüy)fɜːr  flour(un)flower (çiçek)ˈflaʊər  flew (uçtu)flu(grip)flu  for(için)four (dört)fɔːr  gorilla(goril)guerrilla(gerilla)ɡəˈrɪlə  hair(saç)hare(yabani tavşan)her  hale (sürüklemek)hail(seslenmek)heɪl  heal(iyileştirmek)heel (topuk)hiːl  hear (işitmek)here (burada)hɪr  him(onu, ona)hymn (ilahi)hɪm  hole(delik, çukur)whole(tüm)həʊl  hour(saat)our(bizim)ˈaʊər  idle(başıboş)idol (gözde kişi)ˈaɪdl  in (içinde)inn (han)ɪn  knew (bildi)new (yeni)nuː  knight (şövalye)night(gece)naɪt  knot (düğüm)not (-me/ma)nɑːt  know (bilmek)no(hayır)nəʊ  made(yapılmış)maid(hizmetçi)meɪd  mail (posta)male (erkek)meɪl  meat(et)meet(buluşmak)miːt  morning (sabah)mourning(ağıt)ˈmɔːrnɪŋ  none (hiç)nun (rahibe)nʌn  oar(kürek)or(veya)ɔːr  one(bir)won (kazandı)wʌn  pain (acı)pane (pencere camı)peɪn  pair(çift)pear (armut)per  peace(barış)piece (parça)piːs  plain(sade)plane(uçak)pleɪn  poor (fakir)pour(dökmek)pɔːr  pray(dua etmek)prey (av, kurban)preɪ  principal(başlıca)principle (prensip)ˈprɪnsəpl  profit(kar)prophet(peygamber)ˈprɑːfɪt  right(doğru)write (yazmak)raɪt  root(kök)route(rota)ruːt  sail(denize açılmak)sale(satış yapma)seɪl  sea (deniz)see(görmek)siː  seam(dikiş)seem(görünmek)siːm  sight(görme)site(site, alan)saɪt  sew (dikmek)so(öyle, böyle)soʊ  sole (yegane, tek)soul (ruh, can)səʊl  some(biraz)sum (para miktarı)sʌm  son (oğul)sun (güneş)sʌn  stair(merdiven)stare(dik dik bakmak)ster  stationary(sabit)stationery (kırtasiye malzemesi)ˈsteɪʃəneri  steal (çalmak)steel (çelik)stiːl  suite (daire, suit)sweet(tatlı)swiːt  tail(kuyruk)tale (öykü)teyl  than (-den/dan)then (o zaman)ðen  their(onların)there (orada)ðer  to(-a/a)too (çok)tuː  toe(ayak parmağı)tow(yedeğe almak)təʊ  undo(çözmek)undue(aşırı)ʌnˈduː  vain(beyhude, boş)vane(kanat)veɪn  waist(bel)waste(israf etmek)weɪst  wait(beklemek)weight(ağırlık)weɪt  way (yol)weigh(ağırlığında olmak)weɪ  weak(zayıf, güçsüz)week (hafta)wiːk  wear(giymek)where (nerede)wer  yore(eskiden)your(senin, sizin)jɔːr

Eş Sesli Kelimeler Sözlüğü, Türkçemizde en çok kullandığımız, taneden fazla eş sesli sözcükten ve anlamlarından oluşmaktadır.

Sözlüğümüze göz atmadan önce eş sesli kelimeler hakkında daha fazla bilgi edinmek için konu anlatımını inceleyebilirsiniz.

SESTEŞİNİ ÖĞRENMEK İSTEDİĞİNİZ KELİMENİN İLK HARFİNİ AŞAĞIDAKİ LİSTEDEN SEÇİNİZ!
A · B · C · Ç · D · E · F · G · H · I · İ · K · L · M · N · O · Ö · P · R · S · Ş · T · U · Ü · V · Y · Z

Eş Sesli Kelimeler Tablosu

 A 

  • aç :(I) Yemek yemesi gereken  (II) Açmak eylemi
  • açma : (I) Açma işi  (II) Bir tür susamsız, kalınca, yağlı çörek
  • ağız : (I) Konuşma, yeme organı  (II) Anadildeki yöresel konuşma biçimi  (III) Doğum yapmış hayvanın ilk sütü
  • ahu : (I) Ceylan  (II) Güzel kadın
  • ağ : (I) İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü  (II) Pantolonun apış arasına gelen yeri
  • ak : (I) Beyaz renk (II) Akmak eylemi
  • akar : (I) Gelir getiren mülk  (II) Bir tür eklem bacaklı canlı   (III) Sıvı, akıcı madde
  • akide : (I) İnanç  (II) Bir tür şeker
  • akrep : (I) Zehirli bir hayvan  (II) Saatin iki ibresinden küçüğü
  • al : (I) Kırmızı renk  (II) Almak eylemi
  • alay : (I) Askerî birlik  (II) Küçümseyerek eğlence konusu yapma
  • an : (I) Zamanın bölünemeyecek kadar kısa parçası  (II) Anmak eylemi
  • ar : (I)  m² değerinde yüzey ölçü birimi  (II) Utanma, utanç duyma
  • arı : (I) Temiz, saf  (II) Bal yapan böcek
  • arş : (I) Göğün en yüksek katı  (II) Askerlikte &#;Yürü&#; komutu
  • arz : (I) Sunma, üst makama bildirme  (II) Yeryüzü
  • asma : (I) Asmak işi  (II) Üzüm veren bitki türü
  • at : (I) Binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan hayvan  (II) Atmak eylemi
  • atlas : (I) Parlak ipek kumaş  (II) Kıta ve ülkelerin haritalarını içeren kitap
  • atlet : (I) Kolsuz, askılı fanila  (II) Atletizmle uğraşan kimse

 B 

  • bağ : (I) Bağlamak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne  (II) Üzüm yetiştirilen arazi
  • bağır : (I) Göğüsün ön kısmı  (II) Bağırmak eylemi
  • bahar : (I) Mevsim adı  (II) Bir çeşit baharat
  • bar : (I) Artvin ve Erzurum yörelerinde oynanan, ağır ritimli bir halk oyunu  (II) İçkili eğlence yeri
  • basma : (I) Basmak işi  (II) Bir tür pamuklu kumaş
  • baş : (I) İnsan ve hayvanlarda vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa  (II) Çıban
  • bel : (I) İnsan bedeninde göğüsle karın, sırtla kalçalar arasındaki bölüm  (II) Toprak işlemeye yarayan tarım aracı
  • ben : (I) Tendeki ufak, koyu renkli leke veya kabartı  (II) Birinci teklik kişi zamiri
  • bere : (I) Yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık  (II) Hafif çürük, yara
  • bez : (I) Dokuma kumaş  (II) Bezmek işi  (III) Salgı oluşturan bir organ
  • bin : (I) Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı  (II) Binmek eylemi
  • birlik : (I) Bir olma, tek olma  (II) Askerî topluluk
  • biz : (I) Birinci çokluk şahıs zamiri  (II) Kunduracı aleti
  • boy : (I) Taban ile en yüksek nokta arasındaki uzaklık  (II) Kabile, aynı soydan gelen topluluk
  • bozuk : (I) Bozulmuş, kötü işleyen  (II) Bir çeşit perdesiz saz
  • bölük : (I) Bütünden ayrılmış kısım  (II) Askerî birlik

 C 

  • cazgır : (I) Güreşçileri tanıtan kimse  (II) Fitneci
  • cebir : (I) Zor, zorlayış  (II) Matematiğin bir kolu
  • cihat : (I) Din uğruna yapılan savaş  (II) Yönler, taraflar

 Ç 

  • çapak : (I) Göz pınarında ve kirpiklerde birikerek kuruyan akıntı  (II) Bir balık türü
  • çay : (I) Nemli iklimlerde yetişen bir ağaççık  (II) İçecek türü  (III) Dereden büyük, ırmaktan küçük akarsu
  • çelik : (I) Demirden elde edilen bir maden türü  (II) Kısa kesilmiş dal
  • çil : (I) Yüzde oluşan kahverengi küçük benekler  (II) Dağ tavuğu
  • çile : (I) Sıkıntı  (II) İpek, yün, pamuk vb. her türlü iplik demeti
  • çit : (I) Bağ, bahçe, bostan vb. yerlerin çevresine çekilen duvar türü  (II) Pamuktan dokunmuş basma

 D 

  • dağ : (I) Çevresinden daha yüksek olan yer şekli  (II) Kızgın bir demirle vurulan damga
  • dal : (I) Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri  (II) Dalmak eylemi  (III) Çıplak, yalın, sade
  • dam : (I) Yapıların üstünü örten kısım, çatı (II) Dansta kavalyenin eşi
  • dar : (I) İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı  (II) İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk
  • devir : (I) Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası  (II) Dönme, dönüş
  • dil : (I) Konuşma organı  (II) İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan  (III) Düşmandan alınan esir
  • din : (I) İnanç, ibadet  (II) Dinmek eylemi  (III) Kuvvet birimi
  • diz : (I) Bacağın ortasındaki eklemli bölge  (II) Dizmek eylemi
  • dolu : (I) Bir yağış türü  (II) İçi boş olmayan, doldurulmuş
  • don : (I) İç çamaşırı  (II) Suların buz tutması
  • düş : (I) Rüya  (II) Düşmek eylemi

 E 

  • ebe : (I) Doğum yaptıran kadın  (II) Oyunda baş olan çocuk
  • eda : (I) Davranış, tavır  (II) Naz, işve  (III) Dini ibadeti yerine yetirme
  • ehliyet : (I) Yapabilme gücü  (II) Sürücü belgesi
  • ek : (I) İlave  (II) Ekmek eylemi
  • ekmek : (I) Tarlaya tokum serpmek  (II) Tahıldan yapılan yiyecek
  • el : (I) Tutma, kavrama organı (II) Yabancı  (III) Ülke, yurt, il
  • emir : (I) Buyruk, komut  (II) Bir ülkenin başı, sultan
  • er : (I) Erkek, adam  (II) Erken
  • eser : (I) Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt  (II) İz, işaret, belirti
  • esrar : (I) Gizler, sırlar  (II) Uyuşturucu madde
  • eş : (I) Birbirinin aynı olan, benzer  (II) Karı, koca, hayat arkadaşı  (III) Eşmek eylemi

 F 

  • far : (I) Taşıtların ön kısmındaki ışık  (II) Kadınların göz kapaklarına sürdükleri boya
  • fit : (I) Birini başkasına karşı kışkırtma  (II) Ödeşme, razı olma  (III) İngiliz uzunluk ölçüsü

 G 

  • gam : (I) Üzüntü, tasa, kaygı  (II) Sekiz notanın sıralanmış dizisi
  • gaz : (I) Hava gibi uçucu madde  (II) Tül
  • geç : (I) Beklenen zamandan sonra olan  (II) Geçmek eylemi
  • gen : (I) İçinde bulunduğu hücreyi veya organizmayı etkileyen kalıtsal öge  (II) Geniş  (III) Bir süre boş bırakılan tarla
  • geri : (I) Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü  (II) Büyük kıl çuval
  • gez : (I) Ok ve tüfekteki kertik  (II) Yer ölçmeye yarayan düğümlü ip  (III) Gezmek eylemi
  • gezi : (I) Seyahat  (II) Hareli kumaş
  • giz : (I) Sır  (II) Geminin bayrak sereni
  • gözleme : (I) Gözlemek işi  (II) Bir tür hamur işi
  • güç : (I) Kuvvet, efor  (II) Kolay olmayan, zor
  • gül : (I) Güzel kokulu bir çiçek  (II) Gülmek eylemi

 H 

  • hak : (I) Adalet  (II) Ağaca, taşa yazı yazma veya şekil oyma
  • hal : (I) Pazar yeri  (II) Çözme, çözülme  (III) Tahttan indirme
  • han : (I) Eski Türklerde devlet başkanı  (II) Konaklama yeri
  • hani : (I) &#;Nerede, ne oldu, nerede kaldı&#; anlamlarında kullanılan bir söz  (II) Levrek balığı türü
  • hayat : (I) Canlı, sağ olma durumu  (II) Evlerde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa
  • hayır : (I) &#;Yok, öyle değil, olmaz&#; anlamlarında reddetme sözü  (II) İyilik, karşılıksız yardım
  • hıyar : (I) Salatalık  (II) Bir şeyi seçmekte veya yapıp yapmamakta özgürlük
  • hisar : (I) Hendekle çevrili kale  (II) Türk müziğinde bir makam

  I  

  • ırak : (I) Uzak  (II) Türk müziğinde bir makam

  İ  

  • iç : (I) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil  (II) İçmek eylemi
  • in : (I) Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk  (II) İnmek eylemi
  • it : (I) Köpek  (II) İtmek eylemi

 K 

  • kal :(I) Madenleri eritip birbirinden ayırma  (II) Kalmak eylemi  (III) Söz, laf
  • kalkan : (I) Savaşçıların kullandığı korunmalık  (II) Yassı, büyük bir balık
  • kan : (I) Damarda dolaşan sıvı  (II) Kanmak eylemi
  • kanepe : (I) Birkaç kişinin oturabileceği genişlikte koltuk, çekyat (II) Peynir, sucuk, salam vb. şeylerle süslenen çok küçük ekmek
  • kanun : (I) Yasa  (II) Bir çeşit çalgı
  • kap : (I) İçinde gıda veya eşya saklanan nesne  (II) Kapmak eylemi  (III) Kadınların giydiği kolsuz üstlük
  • kaplıca : (I) Ilıca  (II) Taneleri ufak bir cins buğday
  • kar : (I) Bir yağış biçimi  (II) Karmak eylemi
  • kara : (I) Yer, toprak  (II) En koyu renk, siyah
  • karga : (I) Siyah tüylü, ötücü kuş  (II) Bir şeyin asıl durumunu yitirerek baş aşağı olması
  • kart : (I) Gençliği ve tazeliği kalmamış  (II) Düzgün kesilmiş ince karton parçası
  • kas : (I) Adele  (II) Küçümseyerek eğlence konusu yapma
  • kaş : (I) Zamanın bölünemeyecek kadar kısa parçası  (II) Anmak eylemi
  • kat : (I) Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü  (II) Kesme, kesilme  (III) Katmak eylemi
  • katı : (I) Sert  (II) Kuşların ikinci midesi
  • katılmak : (I) Karıştırılmak, bir topluluğa girmek  (II) Aşırı gülmekten nefesin kesilmesi
  • kav : (I) Çabuk tutuşan, süngerimsi madde  (II) İçki mahzeni
  • kay : (I) Yaz yağmuru  (II) Kusmak  (III) Kaymak eylemi
  • kaymak : (I) Sütün veya yoğurdun üstündeki koyu yağlı katman  (II) Kaygan bir yüzey üzerinde sürtünerek kolayca yer değiştirmek
  • kaz : (I) Bir tür kümes hayvanı  (II) Kazmak eylemi
  • kefe : (I) Terazi gözlerinden her biri  (II) Atların tüylerini parlatmak için kullanılan araç
  • kes : (I) Yakmak için kullanılan iri saman  (II) Jimnastik ayakkabısı  (III) Kesmek eylemi
  • kese : (I) Küçük torba  (II) Kısa, kestirme yol
  • kır : (I) Kül rengi  (II) Şehir dışında kalan, boş ve geniş yer  (III) Kırmak eylemi
  • kış : (I) Soğuk mevsim  (II) Kümes hayvanlarını kovalamak için çıkarılan ses
  • koca : (I) Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş  (II) Büyük, geniş
  • kolluk : (I) Gömlek kollarının ucundaki iliklenen bölüm, manşet  (II) Güvenliği sağlamakla görevli polis veya jandarma
  • konak : (I) Büyük ve gösterişli ev  (II) Bebeklerin başlarında görülen kepek tabakası
  • kot : (I) Bir tür pantolon  (II) Temel ile zemin arasındaki yükseklik  (III) Tahtadan yapılmış bir ölçek
  • koy : (I) Denizin, gölün karaya sokulduğu bölümü  (II) Koymak eylemi
  • koyun : (I) Geviş getiren bir hayvan  (II) Kollar arası, kucak
  • kök : (I) Bitkilerin yer altındaki uzantısı  (II) Sazı kurmaya yarayan burgu
  • kötek : (I) Baston, sopa  (II) Gölge balığı
  • kupa : (I) Cam veya seramikten yapılmış, kulplu, büyük bardak  (II) Bir tür atlı araba
  • kur : (I) Yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri  (II) Karşı cinse ilgi göstererek onun gönlünü kazanmaya çalışma  (III) Kurmak eylemi
  • kurt : (I) Yırtıcı, etçil memeli hayvan  (II) Bazı böceklere veya böcek kurtçuklarına verilen ad
  • kurum : (I) Bacalarda biriken kalın is  (II) Kuruluş, müessese  (III) Büyüklük taslama
  • kül : (I) Yanan şeylerden artakalan toz madde  (II) Bütün, tüm
  • küp : (I) Topraktan yapılan kap  (II) Birbirine eşit karelerden oluşan altı yüzlü dikdörtgen
  • küre : (I) Bütün noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı cisim  (II) Madenci ocağı

 L 

  • lal : (I) Dili tutulmuş, konuşamaz duruma gelmiş, dilsiz  (II) Değerli bir taş
  • lama : (I) Bir tür hayvan  (II) Buda rahibi

 M 

  • mahsus : (I) Özel, özgü  (II) Belli, anlaşılan, hissedilen
  • manda : (I) Su sığırı, camız  (II) Az gelişmiş ülkelerin, büyük devletlere yönetme vekilliği vermesi
  • mâni : (I) Bir şeyin yapılmasını önleyen şey, engel  (II) Genellikle yedili hece ölçüsüyle söylenen halk şiiri
  • mastar : (I) Fiilin -mak / -mek veya -ma / -me ekleri alan ve ad gibi kullanılan biçimi  (II) Sıvacı ve duvarcıların, cetvel gibi kullandıkları, uzun, ensiz ve düz tahta
  • mat : (I) Satranç oyununda taraflardan birinin yenilgisi  (II) Parlak olmayan, donuk
  • maya : (I) Bazı besinlerin yapımında mayalanmayı sağlamak için kullanılan madde  (II) Damızlık dişi hayvan  (III) Uzun havalardan bir tür halk türküsü
  • meç : (I) Keskin olmayan kılıç  (II) Saçın küçük tutamlar biçiminde değişik renklerde boyanmış hâli
  • mest : (I) Sarhoş  (II) Üzerine mesh edilebilen, yumuşak bir ayakkabı türü
  • mey : (I) Şarap  (II) Ağzı yassı bir zurna türü
  • mil : (I) Selin bıraktığı balçık  (II) İnce ve uzun metal çubuk  (III) Uzaklık ölçü birimi
  • misket : (I) Mis üzümünden yapılan şarap  (II) Bomba ve şarapnellerin içinde bulunan kurşun veya demir tanelerin adı  (III) Bir tür halk oyunu

 N 

  • namlı : (I) Ünlü  (II) Samanından ayrılmış arpa, buğday yığını
  • nefis : (I) Öz varlık, kişilik  (II) Pek hoş, çok güzel
  • net : (I) Bütün çizgileri belirgin olan, iyi görünen  (II) Teniste servis atışlarında topun fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz

 O 

  • ocak : (I) Ateş yakmaya, pişirmeye, ısıtmaya yarayan yer  (II) Yılın ilk ayı
  • ortanca : (I) Büyükle küçük arası  (II) Mor çiçekli süs bitkisi
  • oy : (I) Bir toplantıya katılanların, birkaç seçenekten birini tercih etmesi, rey  (II) Oymak eylemi
  • oymak : (I) Aşiret  (II) Oyma işi

 Ö 

  • öd : (I) Safra  (II) Yanarken güzel koku veren, öd ağacı
  • öz : (I) Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı  (II) Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan  (III) Dere, çay

 P 

  • pala : (I) Geniş ağızlı bir kılıç  (II) Bez parçalarından dokunan basit kilim
  • palamut : (I) Pulsuz bir balık  (II) Meşe ağacının yemişi
  • parti : (I) Siyasi topluluk, fırka  (II) Bir bütünün parçası, kısım
  • pas : (I) Oksitlenme sonucunda oluşan madde  (II) Bazı top oyunlarında oyunculardan birinin topu takım arkadaşına geçirmesi
  • pat : (I) Yassı, basık  (II) Papatyaya benzeyen otsu bir bitki
  • patron : (I) İşveren  (II) Elbise için kesilmiş kağıt kalıp
  • pazı : (I) Koldaki şişkince kas  (II) Yemek yapılan bir bitki, yabanî ıspanak  (III) Bir ekmeklik hamur topağı
  • pes : (I) Yenilgiyi kabul ettiğini belirtmek için veya şaşkınlık veren davranışlara karşılık olarak kullanılan bir söz  (II) Hafif, yavaş sesle söylenen
  • peş : (I) Arka, art  (II) Bazı giysilerin bol olması için yanlarına eklenen kumaş parçası
  • pike : (I) Kabartmalı pamuklu kumaş  (II) Uçağın yüksekten hedefe dik olarak saldırması
  • pota : (I) Basketbol kalesi  (II) İçinde maden eritilen kap
  • puf : (I) Kabartılmış minder  (II) Bezginlik, usanç anlatan bir söz
  • pusula : (I) Yön tespit etmek için kullanılan kadranlı araç  (II) Küçük bir kâğıda yazılmış kısa mektup, tezkere
  • put : (I) Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan nesne (II) İpekten bükülmüş iplik

 R 

  • rahim : (I) Döl yatağı  (II) Acıma, esirgeme
  • rast : (I) Doğru, düzgün, tesadüf  (II) Klasik Türk müziğinde bir makam

 S 

  • saç :(I) Baş derisini kaplayan kıllar  (II) Saçmak eylemi
  • saf : (I) Dizi, sıra  (II) Katıksız, halis
  • safra : (I) Denizcilikte denge için kullanılan ağırlık (II) Karaciğerin salgıladığı acı sıvı, öd
  • sağ : (I) Solun karşıtı  (II) Canlı, diri
  • saka : (I) Sucu  (II) Renkli, güzel sesli bir kuş
  • sal : (I) Düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı  (II) Salmak eylemi  (III) Tabut
  • sandal : (I) Kerestesi sert ve kokulu bir ağaç  (II) Kürekle yürütülen deniz teknesi  (III) Sandalet
  • satır : (I) Yazının bir sırası  (II) Et kesme bıçağı
  • saz : (I) Su kıyısında, bataklıkta yetişen ince, açık sarı renkli kamış  (II) Her tür müzik aracı, çalgı
  • sedir : (I) Arkalıksız, üstü minderli divan  (II) Bir tür ağaç
  • sele : (I) Yayvan, genişçe sepet  (II) Bisikletin oturulacak yeri
  • sema : (I) Gök  (II) İşitme, duyma
  • ser : (I) Baş, kafa  (II) Limonluk  (III) Sermek eylemi
  • seri : (I) Bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi  (II) Hızlı
  • set : (I) Toprağın kaymasını veya suyun akmasını önlemek için yapılan kalın duvar  (II) Masa tenisi, voleybol vb. oyunlarda maçın her bir bölümü
  • sır : (I) Bir tür cila, vernik  (II) Gizli tutulan şey
  • sim : (I) Gümüş  (II) İşaret
  • sirke : (I) Bit, tahtakurusu vb. asalak böceklerin yumurtası  (II) Ekşimiş üzüm, elma, limon vb. suyu
  • soluk : (I) Ciğerlere hava alıp verme, nefes  (II) Rengi atmış olan, solmuş, uçuk
  • som : (I) İçi dolu olan  (II) Rıhtımın su üstündeki bölümü
  • somun : (I) Yuvarlak ve şişkin ekmek  (II) Cıvatanın ucuna geçirilen, içi yivli demir başlık
  • soy : (I) Sülale, ırk  (II) Soymak eylemi
  • sur : (I) Kale duvarı  (II) Uğur, alın yazısı, talih
  • sümsük : (I) Uyuşuk davranan, miskin  (II) Sivri gagalı deniz kuşu
  • sürme : (I) Sürmek işi  (II) Kirpik diplerine sürülen siyah boya

 Ş 

  • şah : (I) Padişah, hükümdar  (II) Atın, ön ayaklarını yerden keserek arka ayakları üstünde durması
  • şan : (I) Ün, şöhret  (II) Ses dizisi
  • şap : (I) Antiseptik bir madde  (II) İnce kum ve çimentoyla yapılan düzgün döşeme sıvası
  • şık : (I) Güzel, zarif, modaya uygun  (II) Seçenek
  • şiş : (I) Şişmiş olan yer, şişlik  (II) Bir ucu sivri, demir veya ağaçtan, ince uzun çubuk

 T 

  • tabak : (I) Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap  (II) Deri işleyen
  • tabaka : (I) Katman  (II) Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu
  • taç : (I) Hükümdar başlığı  (II) Futbolda yandan atış
  • tart : (I) Kalıpta pişen bir tür meyveli pasta  (II) Tartmak eylemi
  • tavla : (I) At ahırı  (II) Otuz pul ve iki zarla iki kişinin karşılıklı oynadığı oyun
  • tavşan : (I) Kemirgen kır hayvanı  (II) Oyma yapan sanatçı
  • tay : (I) Üç yaşına kadar olan at yavrusu  (II) Denk, eşit, eş
  • tek : (I) Eşi olmayan, biricik, yegâne  (II) Sessiz, hareketsiz
  • tetik : (I) Ateşli silahlarda ateşlemeyi sağlamak için çekilen küçük parça  (II) Çabuk davranan, çevik
  • tez : (I) Çabuk olan, süratli  (II) Düşünce, görüş, sav
  • toka : (I) Kemer, kayış, ayakkabı funduszeue.info iki ucunu birbirine bağlamaya yarayan tutturmalık  (II) El şıkışma
  • ton : (I) Bin kilogramlık ağırlık  (II) İnsan veya çalgı sesinin yükseklik, alçaklık derecesi
  • toy : (I) Gençliği sebebiyle görgüsüz ve beceriksiz olan  (II) Ziyafet   (III) Yabani bir av kuşu

 U 

  • uç : (I) Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası  (II) Uçmak eylemi
  • uçuk : (I) Uçmuş, soluk  (II) Deride beliren kabarcık
  • uz : (I) İyi, güzel  (II) Uzak, uzun, çok

 Ü 

  • üs : (I) Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı  (II) Kök, asıl, temel, esas

 V 

  • vokal : (I) Sesle ilgili  (II) Ünlü harf

 Y 

  • yakınmak : (I) Kına, yakı funduszeue.info vücudun bir yerine sürmek, koymak  (II) Şikâyet etmek
  • yakmak : (I) Kına, yakı funduszeue.info koymak, sürmek  (II) Ateşlemek, tutuşturmak  (III) Türkü, ağıt vb. düzenlemek, bestelemek
  • yar : (I) Uçurum  (II) Yarmak eylemi
  • yaş : (I) Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman  (II) Nemli, ıslak
  • yaşlı : (I) Yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar  (II) Gözü yaşla dolmuş
  • yat : (I) Kalkan, zırh vb. korunma aracı  (II) Gezinti gemisi  (III) Yatmak eylemi
  • yaz : (I) Sıcak mevsim  (II) Yazmak eylemi
  • yazın : (I) Yaz mevsiminde  (II) Edebiyat
  • yazma : (I) Yazmak işi  (II) Fırça ile veya tahta kalıplarla desen yapılmış bez
  • yen : (I) Giysi kolu  (II) Yenmek eylemi
  • yormak : (I) Yorgun duruma getirmek  (II) Bir anlam vermek, yorumlamak
  • yüz : (I) Doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı  (II) Sima, çehre, surat   (III) Yüzmek eylemi

 Z 

  • zar : (I) İnce perde veya örtü  (II) Küp şeklinde ve altı yüzünde, birden altıya kadar benekler bulunan oyun aracı

4. Sınıf T&#;rk&#;e Eş Sesli Kelimeler konu anlatımı

Haberin Devamı

 ‘’Bugün Gül ile sokakta oynadım.’’

 Bu cümle içerisindeki Gül ismi sesteş olarak kullanılmaz.

 Türkçede birçok farklı eş sesli kelimeler bulunmaktadır. Hatta çok fazla olduğunu söyleyebiliriz. Ancak anlam açısından farklılık gösterirler.

Eş sesli kelimeler: Aç, alay, bin, ay, atlet, at, bel, boğaz, çay, cilt, bağ, diz, dil, dolu, ekmek, hayır, güç, koca, kazan, koy, ekmek, iç, in, pazar, ocak, soluk, satır, sağ, yaz, yat, yaş, yar, yüz, sıra.

 Bu şekilde daha birçok farklı eş sesli kelimeleri Türkçe içerisinden söylemek mümkün. Şimdi bunların bazılarını alalım ve örnek yapalım. Bu şekilde konuyu çok daha iyi anlayabiliriz.

 ‘’Benim çok fazla futbol topum var.’’

 ‘’Anneme eve benden önce vardı.’’

 Gördüğünüz gibi ilk cümlede futbol topları olduğunu söylemek için, ‘var’ kelimesi kullanılır. Ancak ikinci cümleyi baktığımız zaman ise bir yere yetişmek ya da ulaşmak anlamında, ‘var’ kelimesi kullanılmaktadır.

 ‘’Bugün benim boğazım ağrıyor.’’

 ‘’Gemi ile boğazda harika bir gezinti yaptık.’’

 Bu defa ilk cümlede hastalığını belirtmek için, ‘boğaz’ kelimesi kullanılır. Ancak ikinci cümlede ise gemi ile denizin üzerinde yüzerken bunun nerede yapıldığını anlatmak amaçlı, ‘boğaz’ kelimesi kullanılmış durumdadır. Şimdi arka arkaya bunun için farklı örnekler verelim.

Haberin Devamı

 ‘’Benim elim çok yaş.’’

 ‘’Sen kaç yaşındasın?’’

 ‘’Hayır ben bugün seninle gelmeyeceğim.’’

 ‘’Ailemle bugün çok güzel bir hayır işledik.’’

 ‘’Bugün ben bin TL para kazandım.’’

 ‘’Ona bisikletime bin dedim ama o bilmedi.’’

 Yukarıdaki cümlelerde görüyoruz ki her biri yazılış ve okunuş açısından siyahla yazılmış bu kelimeler aynıdır. Ancak cümlelerdeki anlamlarına baktığımız zaman farklılıklar görebiliriz. Her biri değişik anlamları göstermekte ve böylece sesteş olduklarını anlatmaktadırlar. Şimdi farklı örneklerle devam edelim.

 ‘’Kalorifer kazanı patladı.’’

 ‘’Bugün yarışta senin kazanmanı istiyorum.’’

 İlk cümlede bir binanın ya da işyerinin kalorifer kazanı anlatılmaktadır. İkinci cümlede ise siyahla yazılan kelime ile herhangi bir yarışta galibiyet ifade edilir.

Haberin Devamı

 ‘’Arabanın kısmını beğenmedim.’’

 ‘’Ona su dedim ama o içmedi.’’

 ‘’At benim en çok sevdiğim hayvandır.’’

 ‘’Topu hemen bana at.’’

 Dikkatli şekilde örnek cümlelere baktığımız zaman siyahla yazılan kelimeler farklı anlamlara gelmektedir. Ancak yazılış ve okunuşlarına baktığımız zaman ise aynı olduklarını anlıyoruz. O da bunları sesteş yani eş sesli yapıyor. Ancak özel isim olarak kelimeleri kullandığınız zaman onlar eş sesli olmazlar. Çünkü örneğin bir arkadaşımızın ismi, ‘Gül’ ise anlamı yine aynı kalır. O zaman ne oluyor? Hem okunuşu hem yazılışı hem de anlamı aynı oluyor.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası