Secita (essitalopram), seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar) olarak bilinen bir ilaç grubuna aittir. SSRI’lar beyindeki serotonin seviyelerini artırarak çalışır. (1) Secita 5 mg, 10 mg, 15 mg ve 20 mg olmak üzere dört formu vardır.
Serotonin, ruh halini dengeleyen, iyilik hali ve mutluluk duygularına neden olan bir nörotransmitterdir. Bu nedenle serotonin genellikle “mutluluk hormonu” olarak adlandırılır.
Bununla birlikte, serotonin sinir hücrelerine geri emildiğinde, ruh haliniz üzerinde artık bir etkisi yoktur.
Secita (essitalopram) gibi SSRI’lar, serotoninin sinir hücreleri tarafından yeniden emilmesini (“geri alım” olarak bilinen bir süreç) engeller. (1)
Böylece, serotonin seviyeleri sinapslarda daha uzun süre yüksek miktarda kalır. Bu da serotonin etkilerini uzatır, depresyon ve anksiyete semptomlarını hafifletmeye yardımcı olur.
Secita (essitalopram), aşağıdakiler dahil olmak üzere çeşitli ruhsal bozukluklar için etkilidir;
Secita (essitalopram) 5 mg, 10 mg, 15 mg ve 20 mg tablet olarak mevcuttur. Bu ilaçları kullanmaya başladığınızda kendinizi daha iyi hissetmeniz birkaç hafta sürebilir.
İlacın tüm faydalarını, önerilen tedavi planını birkaç ay boyunca uyguladıktan sonra görebilirsiniz.
Secita (essitalopram);
Aşağıdakilerden herhangi birine sahipseniz; Secita (essitalopram) almamalısınız:
Aşağıdakilerden herhangi birine sahipseniz; doktorunuzla ilgili riskler ve faydalar hakkında konuşmadıkça Secita (essitalopram) almamalısınız.
Sabah ya da akşam her zaman yemekten veya atıştırmadan sonra tek doz olarak alınır. Bu sayede sindirim sistemi yan etkileri daha az görülebilir.
Standart doz, doktorunuzun sizin için ne reçete ettiğine bağlı olarak günde 10 mg ila 20 mg’dır.
Bir bardak suyla yutulur.
Essitalopram gibi antidepresan ilaçlar ilk kez kullanıldıkları zaman, doktorunuz tarafından aksi belirtilmediği sürece ilk bir hafta ‘yarı doz’ olarak kullanılır. Bir haftanın bitiminde ‘tam doza’ çıkılır.
Doktorunuz belirtilerinizin şiddetine göre ilacın dozunu belirleyecektir. İlaçlarınızı doktorunuzun önerdiği şekilde kullanın.
Unuttuğunuz Secita (essitalopram) dozunu hatırladığınız anda alın. Ancak gün aşırı unuttuysanız bir kerelik unuttuğunuz ilaç dozunu atlayın.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayın!
Çok fazla Secita (essitalopram) alırsanız “Serotonin Sendromu” denen ölümcül tıbbi durumla karşılaşabilirsiniz. Serotonin sendromu, serotonin seviyesinin vücutta aşırı yükselmesi sonrası oluşan ölümcül tıbbi bir durumdur. Başlıca serotonin sendromu belirtileri;
Bu ilacı yanlışlıkla çok fazla alırsanız, hemen doktorunuza başvurun. Hastaneye gitmeniz gerekiyorsa, ilaç paketini veya içindeki broşürü ve kalan ilaçları yanınızda götürün.
Secita (essitalopram), SSRI grubu bir antidepresan ilaçtır. Antidepresan ilaçlar ruh ve beden sağlığını etkileyen nöropsikiyatrik ilaçlardır. Bu nedenle doktor tavsiyesi dışında kullanımları uygun değildir.
Çoğu insan essitalopram kullanırken sadece birkaç hafif yan etki yaşayacaktır. Vücudunuz essitalopram almaya alıştıkça yan etkiler ortadan kalkacaktır. Kötüleştiğinizi veya yaşam kalitenizi bozduğunu fark ederseniz, doktorunuzla konuşun.
Tüm ilaçlar gibi Secita (essitalopram)’da yan etkilere neden olabilir. En yaygın (10 kişiden 1’inden fazlasını etkileyebilir) yan etkiler bulantı ve baş ağrısıdır. Diğerleri;
Secita (essitalopram) kullanımı sırasında aşağıdaki olağandışı yan etkilerinden herhangi biriyle karşılaşırsanız hemen acile başvurun:
Secita (essitalopram), SSRI grubu bir antidepresan ilaçtır. SSRI grubu ilaçlar kullanılmaya başlandıkları ilk birkaç hafta içerisinde baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, ishal, kabızlık, karın ağrısı, uykusuzluk gibi yan etkiler oluşturabilir. Bu yan etkiler çoğunlukla hafiftir ve geçiçidir. İlacı doktorunuzun belirttiği şekilde ve dozda kullanmaya devam ettiğinizde, ek bir şey uygulamanıza gerek kalmadan şikayetleriniz kaybolacaktır.
Eğer gebe kalmak için çabalıyorsanız, gebeyseniz veya emziriyorsanız mutlaka doktorunuza belirtin.
Gebelik boyunca, annede tedavi edilmemiş ruhsal rahatsızlıkların olması gebelik sürecine, doğum sürecine ve fetüse zararları olabilir. Bununla birlikte kontrolsüz antidepresan kullanımı da sakıncalıdır.
Mevcut ruhsal rahatsızlığın şiddeti, olası tedavi seçenekleri, ilaç kullanımı gerekliliği gibi durumlar için derhal doktorunuza danışın.
Secita (essitalopram) başta olmak üzere antidepresan ilaçlar anne sütüne ve dolayısıyla bebeğe geçebilir.
Emzirme döneminde annede, tedavi edilmemiş ruhsal rahatsızlıkların olması anne – bebek ilişkisine ve bebek bakımına zarar verebilir.
Bununla birlikte kontrolsüz antidepresan kullanımı da sakıncalıdır. Mevcut ruhsal rahatsızlığın şiddeti, olası tedavi seçenekleri, ilaç kullanımı gerekliliği gibi durumlar için derhal doktorunuza danışın.
Secita, seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar) olarak bilinen ilaç grubuna ait bir antidepresan olan Essitalopram içerir. Secita, mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin beyindeki seviyelerini artırır.
Secita (essitalopram), SSRI grubu bir antidepresan ilaçtır.
Secita, bir SSRI’dır. Bağımlılık yapmaz. Ancak tedaviniz başarıyla devam ettikçe ilaçlara olan ihtiyacınız azalacaktır. Psikiyatristiniz azalan ihtiyaçlarınız doğrultusunda ilaç dozunuzu azaltabilir. Secita kullanmayı bırakmanızı önerebilir.
İlacın etkin maddesi olan Essitalopram, düzenli kullanıldığında, 1 hafta sonunda etkilerini göstermeye başlar. Bu durum kişinin metabolizmasına bağlı olarak 2 ila 4 haftaya kadar uzayabilir.
Secita (essitalopram) sabah ya da akşam her zaman yemekten veya atıştırmadan sonra tek doz olarak alınır. Bir bardak suyla yutulur.
Secita (essitalopram), ruhsal sıkıntının şiddetine bağlı olarak minimum 6 ay ila 1 yıl süre ile kullanılabilir. İhtiyaç halinde, doktor önerisiyle süresiz kullanılabilir.
Evet, Secita (essitalopram) nadiren de olsa uyku hali yapabilir.
Evet, Secita (essitalopram) nadiren de olsa iştah açabilir.
Evet, Secita içerisindeki etkin madde olan Essitalopram anne sütüne geçer.
Yan etkilerinin 1 hafta içerisinde geçmesi beklenir. Bu durum kişinin metabolizmasına bağlı olarak 2 ila 4 haftaya kadar uzayabilir.
Bu antidepresanı alırken ne sigara ne de alkol tüketimi tavsiye edilmez.
Bu ilacın etkin maddesi olan Essitalopram, yaygın bir yan etki olarak, aşağıdakiler gibi cinsel sorunlar oluşturabilir:
• Cinsel dürtüde azalma
• Orgazma ulaşmada zorluk
• Erkeklerde sertleşme bozukluğu
• Boşalma ile ilgili sorunlar
Bu ilaç aniden bırakılırsa aşağıdaki gibi yoksunluk semptomlarına yol açabilir:
• Baş ağrısı
• Baş dönmesi
• Elektrik çarpması hissi
• Uykuya dalmada ve sürdürmede bozukluk
• Erken ya da geç uyanma
• Canlı rüyalar
• Kabuslar
• Eski şikayetlerin şiddetlenerek gelmesi
Anzyl, Avertyn, Cipralex, Citoles, Elitrex, Eslong, Eslorex, Esmax, Esplus, Esram, Estilom, Exeram, Losiram, Loures, Secita, Sevpram, Sitela, Tiopram ve Zendor gibi ilaçlar essitalopram içeren ilaçlardır ve aynı dozda kullanıldıklarında eşdeğer (muadil) ilaçlardır.
NOT: Ruhsal sağlık durumları için essitalopram kullanımına ilişkin bu genel bakış, bu ilacı almanın olası tüm sonuçlarını kapsamamaktadır. Bu ilaç doktorunuz tarafından reçete edildiyse, talimatları dikkatlice uyguladığınızdan emin olun. Başka sorularınız varsa, bunlar en iyi şekilde bir psikiyatri hekimi tarafından yanıtlanabilir.
Antidepresan ilaçlar; bazıları tarafından kullanılması gerektiğine rağmen kaçınılan, bazıları tarafından ise bilinçsizce kullanılan ilaçlar olmuştur. Her iki duruma da antidepresanlar ile ilgili bilgi kirlilikleri neden olmaktadır.
Antidepresan ilaçların en sık kullanıldığı hastalıklardan biri major depresyondur. Orta ve ağır şiddetteki major depresyonda antidepresanlar sıklıkla kullanılmaktadır.
Antidepresanların sık kullanıldığı diğer durumlar ise anksiyete bozuklukları, OKB (takıntı bozukluğu), demans gibi psikiyatrik hastalıklardır.
Antidepresan kullanımının gerekliliği klinikten kliniğe ve hastanın özelliklerine göre değişiklik gösterebilir. Örneğin, hafif şiddette depresyonu olan bir kişiye ilaç başlamak doğru olabildiği gibi elzem değildir. Kişi ilaç kullanmak istemiyorsa bu durumda psikoterapiye ulaşabiliyor mu veya bundan fayda görecek midir bunlar değerlendirilir. Kişinin geçmiş psikiyatrik durumu, aile öyküsü, sosyal çevresi gibi etmenler göz önüne alınarak değerlendirme yapılır.
Ancak orta veya ağır şiddetteki depresyonda ilaç tedavisi genellikle gereklidir. Bu tablolarda antidepresan tedavinin başarısı %65-70 oranındadır.
Özellikle ağır tablolarda hemen her zaman antidepresan başlanması gerekmektedir.
Orta şiddetteki vakalarda ise, hastanın psikoterapiye ulaşımı mümkün olmayacaksa veya tekrarlayan depresif dönemleri mevcutsa, ek psikiyatrik hastalıkları varsa (anksiyete bozuklukları gibi), erken yanıt gerekmekte ise antidepresan kullanımı daha akılcı olabilir.
Hafif ve orta şiddetteki depresyonda ilaç tedavisi olmadan sadece psikoterapinin de ilaç tedavisi kadar etkinliği bulunmaktadır. Hatta iyileşme görülen hastalarda hastalığın yineleme sıklığının psikoterapi görenlerde sadece ilaç kullananlara göre daha az olduğu bilinmektedir.
Tabi ki hem ağır hem orta şiddetteki tablolarda antidepresan tedavi ve hastanın durumuna göre psikoterapinin birlikteliği en istenilen tedavidir. Ancak terapiye ulaşılabilirlik anlamında bu her zaman mümkün olamamaktadır.
SSRI lar (seçici serotonin geri alım inhibitörleri)
Sitalopram (cipram, citol..)
Essitalopram (cipralex, secita, citoles..)
Sertralin (lustral, selectra, misol..)
Fluoksetin (prozac, zedprex, depreks..)
Paroksetin (paxil, paxera..)
Fluvoksamin (faverin)
SSRI'lar depresyon tedavisinde en sık kullanılan ilaçlardır. Uzun vadede kullanımının önemli yan etkilere neden olmaması nedeniyle daha güvenle tercih edilirler. Genellikle günlük işlevselliği bozacak yan etkiler görülmez. Tedavinin ilk bir haftasında iç huzursuzluğu nispeten sık görülebilir. SSRI'ların etkinliği genellikle bir haftadan sonra başlar. Kimi zaman dört-altı haftadan önce ilacın etkinliği görülmeyebilir. Cinsel isteksizlik en sık yan etkisi olmakla birlikte ilacın bırakılmasından sonra yan etki tamamen kaybolur.
SNRI lar (serotonin ve noradrenalin geri alım inhibitörleri)
Duloksetin (cymbalta, duxet, duloxx..)
Venlefaksin (efexor, venegis, sulinex..) en sık kullanılan SNRI'lardır.
SNRI'lar da SSRI'lar gibi güvenle kullanabilen ilaçlardandır. Depresyon dışında yaygın olarak anksiyete bozuklukları ve ağrı bozukluklarında da kullanılmaktadırlar. Tedavi başlangıcında baş ağrısı, huzursuzluk, ishal, tansiyon yüksekliği gibi yan etkiler görülebilmektedir. Genellikle yan etkiler geçicidir. Kimi zaman tansiyon yüksekliği ve baş ağrısı aylarca sürebilir ve bu durumda başka ilaca geçiş düşünülebilir.
Trisiklik antidepresanlar:
Amitriptitlin (laroxyl)
Klomipramin (anafranil) en sık kullanılan trisikliklerdir.
Trisiklikler günümüzde daha az kullanılmakla birlikte depresyon tedavisinde en etkili ilaçlardandır. Yüksek dozlarda ağız kuruluğu, baş dönmesi gibi yan etkiler yapabildikleri için tedavi konforunu bozabilirler. Genellikle SSRI ve SNRIlar ile yeterli etkinlik sağlanamazsa tercih edilirler.
Diğer sık kullanılan antidepresanları;
Vortioksetin
Bupropion (wellbutrin)
Mirtazapin (redepra, remeron, zestat..)
Trazadon (desyrel) olarak sayabiliriz.
Mirtazapin ve trazadon düşük dozlarda başka bir antidepresana eklemede sık kullanılırken, özellikle mirtazapin yüksek dozlarda depresyonda tek başına da kullanılabilir.
Geçmişte daha sık kullanılan trsiklik antidepresanların yan etkileri şiddetli olabilirken, günümüzde sık tercih edilen SSRI ve SNRI grubu (seçici serotonin geri alım inhibitörleri) ilaçların yan etkileri görece hafif düzeydedir veya hiç görülmez.
Tabi ki her antidepresanın etkisi ve yan etkisi birbirinden farklı olabilmektedir.
Hekim ise ilacı hastalığın şiddetine, özelliklerine ve hastanın durumuna göre (kilo, yaş, ek hastalık, gebelik gibi) kar zarar hesabını gözeterek antidepresanın seçimini yapar. Bazı durumlarda hasta ve hekim tedavi konusunda anlaşırken bazen de hasta ilaç kullanmak istemeyebilir.
Hekimin önermesine rağmen hastanın ilaç kullanmak istememesindeki etkenler ise;
Hastanın antidepresanların bağımlılık yaptığını düşünmesi
Hastanın kilo alma endişesi
İlaçların olası sersemletici veya uyku getirici etkileridir
Antidepresanlar bağımlılık yapar mı?
Antidepresanların bağımlılık yapıcı etkisi yoktur. Bağımlılık yapıcı etkisi olan ilaçlar, ilaç alındıktan kısa bir süre sonra keyif verme, öfori gibi etkilere neden olur (benzodiazepinler gibi). Antidepresanlar ise hasta olmayan bir kişide bu etkiye neden olmaz. Depresyonu olan kişide ise antidepresanlar; kişinin duygudurum çökkünlüğünü haftalar içinde azaltır.
Peki hastalar bu fikri neden benimsemişler?
En sık sebebi; tedavi devam ederken bazı antidepresanların (paroksetin, venelefaksin gibi) bir gün dahi alınmadığında ortaya çıkan etkilerdir. Bu etkilere geri çekilme belirtileri denir. Geri çekilme belirtileri; ilacın vücuttaki metabolizma süresinin tamamlanması ile görülür.
Bu etkiler ilaçlar arası farklılıklar gösterebilmekle birlikte genellikle;
Huzursuzluk, Sinirlilik
Baş ağrısı, baş dönmesi veya yüzde karıncalanma hissi
Ellerde uyuşma, karıncalanma
Uykuya dalmada güçlük ve canlı rüyalar
Denge bozukluğudur.
Metabolizma ömrü her hastaya ve her antidepresana göre değişebilir. Örneğin; fluoksetinle sıklıkla böyle bir durum yaşanmazken, paroksetinin bir gün dahi alınmaması bu belirtilerin görülmesine neden olacaktır. Bu nedenle ilaçların düzenli kullanılması, kesileceği zaman ise doz azaltılarak hekim kontrolünde kesilmesi gerekmektedir.
Geri çekilme etkileri dışında bağımlılık yaptığına dair düşüncelerin ortaya çıkmasına neden olan diğer bir durum ise; ilaç tedavisinin belirlenen sürede düzgün olarak kullanılmasına rağmen ilaç kesildikten sonra depresif belirtilerin tekrarlamasıdır. Burada depresyonun yineleyebilen veya kronikleşebilen bir hastalık olduğu gözardı edilmektedir.
Hastaların bir kısmında (yaklaşık %30'unda) belirtiler düzeldikten sonraki altı aylık tedavi sonrası ilacın azaltılarak kesilmesiyle major depresyon tablosu bir daha görülmez.
İlk kez major depresyon tanısı almış birinde uygun tedaviye rağmen % 70 ihtimalle ikinci bir depresyon dönemi görülmektedir. Bu kimi zaman tedaviden birkaç ay sonra kimi zaman da yıllar sonra görülebilir. Her depresyon döneminin görülmesi ise bu durumun tekrarlama ve kronikleşme riskinin artması anlamına gelir.
Antidepresan kullanımını ve depresyonubaşka bir hastalık üzerinden örnekleyecek olursak;
Kırk beş yaşında diyabet teşhisi koyulan bir kişiye ilaç başlandığını düşünün. Bu kişinin açlık kan şekeri sınırın hemen üzerinde ve diyabete bağlı belirgin yan etkiler henüz gözlenmemiş olsun. Kişinin rejim uygulaması, egzersiz yapması ve düzenli ilaç kullanması ile kan şekeri normal düzeyde seyredip kişi hekim kontrolünde bazen ilacı bırakabilmektedir. Ancak hem genetik hem de çevresel etmenler dahilinde hasta daha ileri düzeyde bir tablodaysa ilacı ömür boyu kullanması gerekebilmektedir. Hatta ikili ilaç kullanması veya insülin dahi kullanması gerekebilir.
Depresyonda da buna benzer şekilde hafif tablolarla daha ağır seyreden tablolar arasında tedavide büyük farklılıklar bulunabilir.
Depresyonun da diyabet gibi çevresel ve genetik etmenler ile oluşan bir hastalık olduğunu, kimi zaman süreğen ilaç kullanımı gerektiğini unutmamak gerekir.
Antidepresanların iştah açıcı etkileri görülebilmektedir. Bu; doğrudan değil yeme miktarının denetlenememesi sonucu kilo alımına neden olur. Hastanın iştah kontrolünü sağlaması genellikle kilo alımıyla baş etmesinde yeterli olur.
Hasta kilo alımının önüne geçemediğinde hekim ilaç değişimi veya doz azaltmayı düşünebilir. Ancak bazen hastada iştah artışı yapmayan ilaçlarla tedavide yeterli düzelme sağlanmazsa kar zarar hesabı gözeterek iştah artışı yan etkisi olabilen ilaçlar kullanılabilmektedir.
Paroksetin, mirtazapin gibi ilaçlarla daha sık iştah artışı görülürken; bupropion, fluoksetin gibi ilaçlarla iştahta azalma görülebilir.
Bazı hastalarda iştahta azalma ve kilo verme depresyonda önemli sorun oluşturur. Bu durumlarda ilaçların yan etkisi gibi görülen iştah artışı tedavide olumlu sonuç doğurur.
Antidepresanların sersemlik etkisi yarattığına dair deneyimler ise genellikle tedavinin başlangıçtaki bir iki haftalık dönemi için geçerlidir. Kimi zaman da doz atlandığında geri çekilme belirtisi olarak da sersemlik görülebilir.
Antidepresanların çoğu uyku yapmaz ve sabah alınır. Essitalopram, sertralin gibi sık reçete edilen ilaçlar genellikle uyku yapmasa da bir kısım hasta gün içinde uyku hali tarifleyebilir. Bu hastalarda hekime danışılarak ilacın akşama çekilmesi yan etkilerin kaybolması için genellikle yeterli olur.
Az sayıda antidepresan uyku halini sıklıkla yapar (mirtazapin, trazadon). Bunların da uykuya dalamayan hastalarda akşam saatlerinde kullanılmasıyla tedaviye katkısı sağlanır.
Antidepresanların depresyonda kullanım süresi değişkenlik gösterebilmektedir.
İlk kez major depresyon tedavisi gören bir kişide temel yaklaşımilaç ile belirtilerde tam düzelme görüldükten sonra en az altı ay daha tedaviye devam edilmesi gerekliliğidir.
İkinci kez depresyon dönemi geçirenlerde ise belirtilerin düzelmesinden sonra bir yıl daha tedavinin sürdürülmesi gerekebilir.
Tedavi kesilmesiyle sıklıkla major depresyonun tekrarladığı hastalarda ise sürekli antidepresan kullanımı gerekebilmektedir.
Tedavi süresi ile ilgili en sık yapılan hata ise; antidepresan tedaviyle belirtilerinde iyileşme olan hastaların bir kaç ay sonra hekim kontrollerine gelmeyip ilacı bırakmasıdır. Bu durumda sıklıkla bir kaç ay içinde belirtiler tekrarlayacaktır. Bu durum hem tedavinin uzamasına neden olurken hem de antidepresan tedavinin etkinliğini bozabilmektedir.
Sonuç olarak; antidepresan tedavileri hastalığın getirmiş olduğu etkilerin giderilmesinde etkili tedaviler olup, kullanımı hekim gözetiminde yapılmalıdır. Antidepresanların bazı yan etkileri olabilmekle birlikte SSRI ve SNRI grubu ilaçların yan etkileri genellikle tolere edilebilir. Antidepresanlar bağımlılık yapan ilaçlar olmamakla birlikte kronik nitelikte depresyonu olanların bu ilaçları süreğen olarak kullanması gerekebilir.
Uzm. Dr. Berkay Vahapoğlu
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası