atatürk ün coçukluk anıları / Atatürk'ün Anıları | İşte Atatürk | Atatürk Hakkında Bilmek İstediğiniz Herşey

Atatürk Ün Coçukluk Anıları

atatürk ün coçukluk anıları

Konu: Atatürk'ün Çocukluk Anıları

ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANISI: ARKADAŞIM YUSUF KEMAL
Langaza'daki dayımın çiftliğinde her gün bir başka olayla karşılaşır ve değişik arkadaşlarla tanışırdım. Yarıcıların çocukları çiftliğe gelirdi. Onlara karpuz dilimleyip, ikram ederdim. Aralarında orta yere çıkıp güreşenler olurdu. Bu güreşlerde ben pek çok defa hakemlik yaptım. Bir defasında güreşen bir çocuğun babası yanıma sokuldu ve şu benim oğlanı galip getir, al bu parayı harca, dedi. Ben, kusura bakma dayı, senin paran bende geçmez, deyince adam yanımdan uzaklaştı.
Sonraki günlerde çiftliğe Yusuf Kemal adında bir çocuk geldi. Ben yaşta, ben boyda ve sarışındı. Yusuf Kemal'le arkadaşlığı bir ilerlettik. Bir defasında hiç unutmam bir güreşi idare ederken, düdüğü ona vermiş ve hakemlik yapmasını istemiştim. Pek güzel hakemlik yapmış ve güreşi iyi sonlandırmıştı.
Bir konuşmamızda, senin adın Yusuf ama Kemal'i var. Benim adım Mustafa, Kemal'i niye yok, demiştim. Bunun üzerine Yusuf Kemal, üzüldüğün şeye bak. Sana Mustafa Kemal diyelim, olsun bitsin, demişti. Sonra aradan aylar geçti. Selanik Askeri Rüşdiyesi'nde ( Ortaokul ) okurken, bir arkadaşa Yusuf Kemal'den bahsetmiş ve Yusuf'un üç veya dört defa bana Mustafa Kemal diye hitap ettiğini nakletmiştim. Bu durum matematik öğretmenimiz Yüzbaşı Mustafa Efendi'nin kulağına gitmiş. Matematiğe büyük ilgim nedeniyle, matematik öğretmenimiz, “Oğlum, senin de adın Mustafa benim de. Bu böyle olmayacak. Arada bir fark bulunmalı, bundan sonra senin adın Mustafa Kemal olsun” diyerek bana Kemal adını verdi.  

-----------------------------------------------------------------

SELANİK ŞAMPİYONU
Mustafa, Şemsi Efendi Okulu 4. sınıfa giderken beden eğitimi dersinde öğretmeni sınıfa koşu yarışması yaptırdı. Okul etrafında iki tur atılacak ve birinci olan okul çapında yapılacak koşuda sınıfını temsil edecekti. İlk turu önde geçen Mustafa ikinci turun ortalarında bitiş çizgisine doğru güçlü adımlarla koşarken, biraz ilerde uçamayan bir yavru kuşun peşinden koşan siyah, kocaman bir kediyi fark etti. Mustafa yön değiştirip hızla koşarak yavru kuşu kedinin pençesinden kurtardı. Yavru kuşu severek ve yürüyerek yarışı en sonda tamamlamasına karşın, olayı öğrenen öğretmeninden yavru kuşu kurtardığı için aferin alan Mustafa, yarışı birinci bitiren arkadaşının: “ Hayır, ben birinci değilim. Yarışın birincisi Mustafa’dır. O benden daha hızlı, sınıfımızı benden daha iyi temsil eder “ demesi üzerine öğretmeni tarafından birinci gelmiş sayıldı. On beş gün sonra yapılan koşuda okul şampiyonu olan Mustafa, derslerindeki başarıyı koşuda da gösterecek ve Selanik Şampiyonu olarak bir kupa alacaktı.


--------------------------------------------------------------


DÜNYA ASKERİ LİSELER ŞAMPİYONU
Mustafa Kemal, Şemsi Efendi Okulu 4. sınıfa giderken koşuda Selanik Şampiyonu olmuştu. Selanik Askeri Rüştiyesi ve Manastır Askeri İdadisi'ne giderken koşuyu bırakmadı. Arkadaşlarıyla her gün antrenman yapardı. Özellikle Manastır Askeri İdadisi'nde ( şimdiki askeri lise) 1 mil ( 1.609 metre ) koşusunda okulun yıldızıydı. Yarış başlar başlamaz öne geçer ve yarışı önde götürürdü. 1 mil koşusunda geçildiği görülmemişti. Askeri liseler arasındaki koşu yarışında Mustafa Kemal ülke şampiyonu olmuştu. Aynı yıl Manastır'da düzenlenen dünya askeri liseler şampiyonasında 1 milde birinci olarak dünya şampiyonu olmuş ve altın madalya kazanmıştı.


----------------------------------------------------------------


ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANILARI - KUYU
Langaza'da dayımın çiftliğinde kalırken komşu çiftliğin yakınından geçerdim. Bir gün çiftlikten sesler geldi. Koştum. Kuyunun başında üç çocuk kız kardeşlerinin kuyuya düştüğünü söylüyor ve yardım istiyorlardı. Oralarda kalın bir ip buldum. İpi ağaca bağlayıp kuyuya indim. Tahminen altı yaşlarında bir kız beline kadar su içinde duruyordu. İpi kızın beline bağladım ve ağabeylerine yukarı çekmesi için, seslendim. Ağabeyleri kızı yukarı çektiler. Daha sonra ipi aşağı sarkıttılar. İpi belime bağladım, ellerimle tuttum ve beni çekiniz, diye bağırdım. Çeken olmayınca ipten tırmanarak kendi çabamla yukarı çıktım. Kimseler yoktu. Demek ki kardeşlerini kurtarınca ağabeyleri beni kurtarmaya lüzum görmemişti.



ALMAN KOMŞUMUZ
Arabanın icat edildiği yıllardı. Selanik'te zengin bir Alman komşumuz vardı. O komşumuz bir araba almıştı. Yollarda arabayla giderken, görenler şaşırmıştı. Bu araba atsız, öküzsüz nasıl gidiyor diye. Komşumuz bir akşam evine dönerken, farları yakmış. Araba gürültülü çalıştığı için, canavar geliyor diyerek insanlar kaçışmış. Hatırladığım kadarıyla bir gün aşırı hız yaptığı için, polis ceza kesmiş. Komşumuz o sıra 20 km. hızla gidiyormuş.



AKREP OLAYI
Makbule dört- beş yaşlarındaydı. Bir gün çiftliğin duvarında akrep görmüş ve çok korkmuş. Mustafa abi, koş, duvarda aprek var, diye bağırıyordu. Ben koşarak Makbule'nin yanına vardım. Parmağıyla işaret ettiği yerde bir akrep duruyordu. Yerden taş alarak akrebi ezdim. Makbule'nin elinden tutarak annemin yanına götürdüm. Annem, ne olduğunu sordu. Ben de olanları anlattım. Annem çok korktuğu için, Makbule'ye su içirdi. Daha sonra yatağına yatan Makbule derin bir uykuya daldı.



KOYUN SÜRÜSÜ
Kız kardeşim Naciye çok konuşkandı ve hatırı sayılır derecede önemli olaylardan bahsederdi. Bir gün öyle bir hikaye anlatmıştı ve ben hayretler içinde kalmıştım. Çobanın biri, dağda koyun otlatıyormuş. Koyunlar çokmuş, sürüde en azından beş yüz koyun varmış ve bir ucu ilerideki uçurumun kenarına kadar varıyormuş. Derken, bir koyun uçurumdan aşağı atlamış. Bunu gören diğer koyunlar uçurumdan aşağı atlamaya başlamış. Bereket çoban durumu fark etmiş ve sürünün yarısını kurtarmış. Bıraksa koyunların hepsi uçurumdan atlayacakmış.




YARALI GÜVERCİN
Bir gün evimizin bahçesinde kanadı kırık, yaralı bir güvercin buldum. Eve götürdüm. Anneme ve kardeşlerime gösterdim. Güvercini veterinere götürdük. Kanadını sardı, iyileşir, dedi. Üç gün güzelce besledim. Dördüncü günün sabahında kafeste cansız yatarken buldum. Çok üzüldüm. Gözyaşları içinde güvercini bahçenin bir köşesine gömdüm. Seni hiç unutmayacağım, güvercin, dedim. Aradan yıllar geçti ama ben o güvercini unutmadım.




BAHÇEDEKİ KUYU
Ben yedi yaşındayken, babamı kısa süren bir hastalığın ardından kaybettik. O tarihlerde kadınlar bir işte çalışamadıkları için maddi sıkıntı içine düşmüştük. Onun için evimizin yanında bulunan küçük bir eve taşındık. Ertesi gün yeni evin bahçesine teftişe çıktım. Otların arasından yürüdüm. Sağda solda dut, erik, armut ağaçları vardı. Armut ağacının ilerisinde bir kuyu olduğunu gördüm. Kuyunun yanına sokulduğumda hayretler içerisinde kaldım. Yer seviyesinde olan kuyunun üstü açıktı. Annemi durumdan haberdar ettim. Annem komşumuz Ali Usta'yı çağırdı. Ali Usta kuyunun üstüne tahtadan bir kapak yaptı. Kilidi taktı. Anahtarı anneme verdi. Böylece kötü bir olay yaşanmadan kuyunun üstü kapatılmış oldu.



Atatürk'ün Çocukluğu - Ezgi Yayınları - Yayın Yılı: Aralık 1994

Atatürk'ün Çocukluk Anıları Neler? Atatürk'ün Çocukluğuna Ait Anılar

Haberin Devamı

Bir gün Mustafa öğretmen Atatürk'ü yanına çağırmış. Ona demiş ki: 'Senin adın da Mustafa benim adım da Mustafa. Bu karışıklığa son vermek için senin adın bundan sonra 'Mustafa Kemal' olsun demiş. Böylelikle bu anı Mustafa Kemal Atatürk'ün çocukluk anılarından birisi olmuştur. Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili olan bu anı onun en çok bilinen anılarından birisidir. 

- Yarışta İkinci Olduğu Anı

Mustafa Kemal, Şemsi Paşa medresesinde eğitim hayatına devam ederken okulda bir yarış düzenlenecekti. Bu yarışı kazanan kişi diğer okullar arasında yapılacak olan yarışmada kendi okulunu temsil edecekti. Bundan dolayı bu yarış oldukça önemliydi. 

Mustafa Kemal yarışmaya katılmış ve oldukça hızlı bir şekilde hedefe doğru koşuyormuş. Ancak koştuğu yolun kenarında bir yavru kuş görmüş. Bu kuşun tehlikede olduğunu düşünüp yanına gitmiş ve yarışı bırakmış. Tabi bundan dolayı arkasından gelen öğrenci yarışı birinci olarak bitirmiş ve kendisi ise ikinci olmuştur. 

Yarışta birinci olan öğrenci ise öğretmeninin yanına giderek olanları anlatmış. 'Böyle olmasaydı eğer Mustafa Kemal birinci olacaktı' demiş. Bunu duyan öğretmeni Mustafa Kemal'i birinci ilan ederek yarışı kazanmasını sağlamıştır. Böylelikle Mustafa Kemal oldukça büyük bir mutluluk duymuştur. Mustafa Kemal'in bu anısı ne kadar merhametli olduğunu göstermektedir. Kalbi temiz olduğu için yarışı ikinci bitirse de yine de birinci olmayı başarmıştır. 

Haberin Devamı

- Birdirbir Oyunu İle İlgili Anı

Mustafa Kemal'in çocukluk arkadaşı olan Asaf İlbay ile ilgili bir anısı da bulunmaktadır. Birdirbir oynamayı çok seven Asaf İlbay ve arkadaşları Mustafa Kemal'i de oyunda görmek istiyorlardı. O sıralarda 11 - 12 yaşlarında olan Mustafa Kemal bu oyuna hiç katılmak istemezmiş. Tabi bu durum arkadaşlarının sürekli olarak ısrar etmelerine yol açmış. Çünkü bu oyunu oynarken onu da aralarında görmeyi istiyorlardı. Mustafa Kemal ise oyunu oynamaktan hep uzak duruyordu. 

Yine bir gün Asaf İlbay ve arkadaşları birdirbir oynamaya başlamışlar. Bu oyuna göre birileri eğilir ve diğerleri onun üzerinden atlarlardı. Mustafa Kemal yine oyuna katılmamak için site dirense de arkadaşları onu zorla oyuna almışlar. Ancak eğilme sırası Mustafa Kemal'e gelince 'ben asla eğilmem' diyerek dimdik durmuş. 'Atlamak isteyen varsa böyle atlasın' demiş ve arkadaşları ne kadar ısrar etse de eğilmemiş. 

Atatürk'ün çocukluk anıları - Mustafa Kemal Atatürk'ün çocukluğa ait anılar

Mustafa Kemal Atatürk öğrenim çağına geldiğinde önce Hafız Mehmed Efendi’nin mahalle mektebine ardından ise babasının isteği ise Şemsi Efendi Mektebi’ne gitmiştir. İlk okul hayatını bu mektepte tamamlayan Atatürk’ün okul hatıraları nelerdir? Atatürk’ün çocukluk hatıraları ile ilgili olan bu yazımızı sizler için hazırladık. İşte, tüm detaylar…

Atatürk’ün Çocukluk Anıları

Mustafa Kemal’in kardeşi olan Makbule Hanım’ın (Atadan) 1947 senesinde Selime Seden ismiyle Akın Gazetesi’nde yayınladığı yazılar, 1952 ve 1953 yıllarında Yeni İstanbul Gazetesinde “Büyük Kardeşim Atatürk” başlığıyla verilmiş olan yazı dizisi ve 1955 yılında gazeteci Şemsi Belli’ye anlatmış olduğu anıları, birinci ağızdan kaynak olmaları sebebiyle büyük önem taşımaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Çocukluğa Ait Anılar

“Evimizin bahçesi büyüktü. Sık sık mahalle arkadaşları toplanır ve o zamanlar Selanik’te çok moda olan mancınık oyununu oynardık. Bu bir nevi birdirbir oyunuydu. Bir kişi eğiliyor ve diğerleri sırayla üzerinden atlıyorlardı. O, oyuna iştirak etmezdi ama seyrine de bayılırdı. Hele içimizde düşenler falan olursa, keyfine diyecek olmazdı. Bir gün kararlaştırdık, yaka paça onu zorla oyuna soktuk. Sırayla hepimizin üzerinden atladı, sıra kendisine gelince de eğilmeden dimdik durdu ve:

“Haydi atlayın!” Dedi.

Biz başını yere doğru eğilmesi için ısrar ettikçe, o:

“Ben eğilmem! Böyle atlarsanız atlayın” diyordu. Bir türlü razı edemedik.”

“Mustafa burada çok sıkılıyordu. Bilmezsiniz, o çok ağırbaşlı bir çocuktu. O geniş, koca çiftlik kendisine dar gelirdi. Bugünkü gibi hatırımdadır: Tahtaları keser, küçük çiviler çakar ve bu çivilere incecik saz telleri gererek tambura yapar ve çalardı. Ben de kendisine yardım ederdim. Bütün bunların vakit geçirmek için aranan çareler ve başvurulan basit eğlenceler olduğunu tabi anlıyorsunuz. Tahta kesme ve güvercin yuvası yapma gibi meşguliyetlerinde ona yardım ederdim”

“Bakla tarlasının öteki başına giderdik. Burada zemini bir metre kadar kazar, bizi alacak kadar bir evcik yapar ve bir de küçücük ocak taslağı yaptıktan sonra, “Bekle kardeşim, sana yemek getireyim!” derdi. Getirdikleri, ağzı lüleli küçücük bir testi içinde ayran, peynir ve ekmekten ibaret bir kır kahvaltısı olurdu. Birlikte yerdik. Yiyemediklerimizi oyduğu ocağımsı yere saklardı.”

Atatürk’ün Okul Hatıraları

Şemsi Efendi Mektebi’ndeki bir koşu yarışması esnasında;

Mustafa, Şemsi Efendi Okulu 4. sınıfa giderken, beden eğitimi dersinde öğretmeni sınıfa koşu yarışması yaptırdı. Okul etrafında iki tur atılacak ve birinci olan kişi, okul çapında yapılacak koşuda sınıfını temsil edecekti. İlk turu önde geçen Mustafa ikinci turun ortalarında bitiş çizgisine doğru güçlü adımlarla koşarken, biraz ilerde uçamayan bir yavru kuşun peşinden koşan siyah, kocaman bir kediyi fark etti. Mustafa yön değiştirip hızla koşarak yavru kuşu kedinin pençesinden kurtardı. Yarışı yürüyerek ve sonuncu olarak bitiren Mustafa oradan uzaklaşırken, yarışı kazanan çocuğun ‘’Öğretmenim, bu yarışın kazananı Mustafa’dır. O kuşu kurtarmak için yarışı bıraktı.” demesi üzerine, öğretmeni tarafından birinci gelmiş sayıldı. On beş gün sonra yapılan koşuda okul şampiyonu olan Mustafa, derslerindeki başarıyı koşuda da gösterecek ve Selanik Şampiyonu olarak bir kupa alacaktı.

"Bir gün yoğurt yerken ağabeyimle aramızda kavga çıktı. Ağabeyim sinirlenip kafamı yoğurt tasının içine sokmuştu. Sonra da katıla katıla gülmüştük." Makbule Atadan

Makbule Atadan Hanım’dan

Babam öldükten sonra dayımın köyüne yerleştik. Dayımın büyük tarlaları vardı. Orada çoluk çocuk hepimiz bir işe yardımcı oluyorduk. Ben ve ağabeyim Mustafa küçük olduğumuz için, bize de bakla tarlasına gelen kargaları kovalama görevi verilmişti. Sabahları annem bize yiyecek bazı şeyler hazırlar ve bizi tarlaya yolcu ederdi. Biz orada ağaç dallarından yapılmış bir gölgeliğin altında akşama kadar görevimizi sürdürürdük.

Bir gün yoğurt yerken ağabeyimle aramızda kavga çıktı. Ağabeyim sinirlenip kafamı yoğurt tasının içine sokmuştu. Sonra da katıla katıla gülmüştük.

Annem ağabeyim Mustafa’yı çok severdi. Belki ilk çocuğu olduğundan, belki de iki kızına karşılık  bir oğlu olduğu için ağabeyime çok düşkündü. Ona bir şey olacak, ona bir şey söylenecek  diye aklı çıkardı. Ağabeyim de annemi çok sever ve sayardı.

Ağabeyim küçükken de çok temiz  giyinmeyi  isterdi. Her çocukla konuşmaz, çocukların haşin davranışlarına, saban taşı atma, çelme takma gibi oyunlarına hiç iltifat etmezdi. Böyle oyunlara çağrıldığında, onları gayet kibar bir şekilde geri çevirirdi. Sokakta iki eli cebinde ve başı dik yürürdü. Herkesin dikkatini çekmekle beraber, sıkılgan bir çocuktu.

Kendisi, daha rüştiye mektebinde (15-16 yaşında) iken, Selanik eşrafından Eranoszadeler’in oğluna ve komşumuz Şevki Paşa’nın kızına ders verirdi.

Kaynak: Atatürk’ten Hiç Yayınlanmamış Anılar, Prof. Dr. Yurdakul Yurdakul, Truva Yayınları, 4. Basım  Mart 2006, ISBN: 975-6237-37-6. Sayfa: 39  

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası