once tense uyumu / İngilizce Zaman Uyumları, Tense Uyumları

Once Tense Uyumu

once tense uyumu

Bağlaçlar iki cümleciği birbirine bağlarlar. Dikkat edilmesi gereken nokta, bağlaçların iki kelimeyi veya bir kelimeyle bir cümleyi değil, iki cümleciği bağladığıdır. Konuşma ve yazı dilinde anlamlı ve akıcı cümlelerin kurulabilmesi için bağlaçların kullanılması çok önemlidir.

Bu derste bağlaçlar anlamları bakımından çeşitli kategorilerde anlatılmıştır.
 

1- COORDINATING CONJUNCTIONS 

 

a) Iki cümlecik arasındaki bağlantıyı sağlar.


And (ve): paralellik arzeder. .

But (ama, ancak, fakat): zıtlık ifade eder.

Or (veya, yahut, ya da): alternatifteri gösterir.

Nor (ne de): or'un olumsuzu olup iki alternatiften hiç biri anlamındadır.

So (bundan dolayı, böylece): sonuca götüren bağlaçtır.

For (edat olarak,“için”): bağlaç olarak iki cümlecik arasında “zira” anlamındadır.

Yet (halbuki)


b) Bu bağlaçların uygulanmasında önemli iki temel özellik vardır. 

Coordinating Conjunction bağlaçları mutlaka iki cümlecik arasında bulunurlar.

Coordinating Conjunction bağlaçlarından önce mutlaka bir virgül (,) vardır


c) And, So, But 

- So bağlacı, bundan dolayı, bu nedenle, böylece gibi anlamlarıyla sonuç bildirir. But ise fakat, ama,ancak demektir ve zıtlık bildirir.

- It was snowing heavily so we cancelled the match. (Çok kar yağıyordu, bu nedenle (bundan dolayı) maçı iptal ettik.)

- He ran as fast as he could but he couldn't win the race. (Olabildiğince hızlı koştu ama yarışı kazanamadı)

 

- And ve, dahi anlamındadır. İngilizce'de bu bağlaç, Türkçe'de olduğundan daha sık kullanılır. 

- The trade union asked for a twenty percent increase in wages and salaries and the company management accepted it. (Sendika, ücret ve maaşlarda yüzde yirmilik bir zam istedi ve şirket yönetimi bunu kabul etti.)


- “And” “but" ve “so” bağlaçlarında genellikle özne ortak olduğu için genelşlikle özne tekrar yazılmaz. İlaveten, bu kısaltmalarda virgul kullanılmaz.

- The commander was tired but confident. (Komutan yorgun ama kendinden emindi.)


d) Yet, Or, Nor

Yet bağlacı halbuki, oysa demektir ve but gibi zıtlık bildirir. Bu arada not edelim ki günlük konuşmalarda daha pratik olduğundan “but” tercih edilir. “Yet” bağlacı daha ziyade yazılı İngilizce'ye aittir ve daha ileri bir İngilizce düzeyine işaret eder.

- I was expecting him to be a great man, yet he amounted to nothing. (Onun büyük bir adam olmasını bekliyordum halbuki o hiçbirşey olmadı.)

 

Or bağlacı ya da, veyahut , yahut, veya anlamları taşımaktadır. Alternatif bildirir.

- You must love family life or never get married. (Aile hayatını sevmek zorundasın ya da hiç evlenmemelisin.)

- I can go to a movie or stay at home. (Sinemaya gidebilir veya evde kalabilirim.)

 

Nor bağlacı ne de anlamı taşımaktadır. Cümleye veya cümleciğe negatif bir anlam verir. “Nor” bağlacının İngilizce'de istisnai sayılacak bir özelliği onu izleyen cümlenin devrik bir yapıda olmasıdır.

- He didn't contact his doctor nor did he call his family. (Doktoruyla temasa geçmedi. Ne de ailesini aradı.)

- I don't want to visit anybody nor do I want anybody to come to me. (Kimseyi ziyaret etmek istemiyorum ne de kimsenin beni ziyaret etmesini isterim.)


e) Independent Clauses (Bağımsız Cümlecikler)

Cordinating Conjunctions ile bağlanan cümleciklere İngilizce'de “independent clause” yani bağımsız cümlecik denir. Çok dikkat edilmesi gereken ve aslında şaşırtıcı bir yönleri vardır. O da, İngilizce'de çok önemli olan tense ve zaman kipi uyumu bu cümleciklerde aranmaz. Her cümleciğin zaman kipi bir bağlaçla bağlandığı diğer cümleciğin kipinden farklı olabilir.

- I have seen her several times, but I can't recognize him now. (Onu bir kaç kez gördüm ama şimdi kendisini tanıyamam.)

- I did my best and I am tired. (Elimden geleni yaptım ve yorgunum.)


f) Sentence Connector (Cümle Birleştiricileri)

Bu gruptakler cümlecik değil de cümleler arasında bağlantı kurarlar. Bu özelliklerinden dolayı bağlaç tanımına uymazlar. Bu yüzden bunlara bağlaç değil de “cümle birleştiricileri” denir.

Bu yapılarda iki cümle vardır. Birinci cümle bitmiş, noktalanmıştır. Ama ikinci cümle birinci cümleyle ilişkilidir. İşte bu cümle bağlayıcıları ikinci cümlenin başında, ortasında veya sonunda olabilirler.

Çeşitli türleri vardır:

- Iki cümle arasında paralellik sağlayanlar

Furthermore, Moreover, What's More, In addition, Also (Bununla beraber, ilaveten, ek olarak, ayrıca, bir de, bununla birlikte, üstelik)

- We have welcomed our guests. Furthermore, we sent them back their home at our expenses. (Misafirlerimizi ağırladık. Ayrıca, masrafı üstlenerek onları evlerine geri gönderdik.)

- He is praised by his friends for the good results he got from the finals. Also, he is expecting to be rewarded by the school administration. (Finallerdeki iyi sonuçlar nedeniyle arkadaşlarından övgü aldı. Ayrıca, okul yönetiminden ödül bekliyor.)

 

- Iki müstakil cümle arasında bir zıtlık ilişkisi kuranlar

However, Nevertheless, Nonetheless, On the contrary, Still (Buna karşılık, mamafih, tersine, aksine, ancak)

- Last Sunday, we were ready to receive company. However, noone showed up. (Geçen Pazar misafir ağırlamaya hazırdık (istekliydik). Ancak, kimse gözükmedi.)

 

- Sonuç bildiren birleştiriciler

Therefore, Thus, Hence, As a result, Consequently (Bu nedenle, bu yüzden, bundan dolayı, sonuç olarak, neticede)

- There is a hospital in our neighbourhood. Therefore, we refrain from making noise. (Semtimizde bir hastane var. Bu nedenle, gürültü yapmaktan kaçınıyoruz.)

 

“Therefore”, ikinci cümlede çeşitli yerlerde bulunabilir. Her üçünde de anlam aynıdır.

Cümle başında

- The players were very tired after the match. Therefore, they needed some rest. (Oyuncular maçtan sonar çok yorgunlardı. Bu nedenle, dinlenmeye ihtiyaçları vardı.)

Cümle ortasında (Daha iyi bir İngilizce'yi ifade eder)

- The professor tried to be fair to his students. He, therefore, made an oral exam in addition to the three written exams. 
  (Profesör, öğrencilerine adil davranmak istiyordu. Bu nedenle, üç yazılı sınava ek olarak sözlü bir sınav da yaptı.)

Cümle sonunda (seyrek olarak kullanılır)

- He was mistreated by his manager. He submitted his resignation, therefore. (Müdüründen kötü muamele gördü. Bu yüzden, istifa etti.)

 

- Alternatif belirten birleştiriciler

Or else, Otherwise (Aksi takdirde, yoksa, olmazsa)

- You have to attend the class. Or else, you will fail in the exam. (Derslere katılmak zorundasın. Yoksa, sınavlardan kalacaksın.)

- Watch your mouth. Otherwise, you will suffer. (Konuşmana dikkat et. Yoksa, zarar göreceksin.)


2) CORRELATIVE CONJUNCTIONS  

 

Korelatif bağlaçlar, ikili sözcüklerden oluşurlar ve her iki cümlecikte de bulunurlar.

 

► Not only but also, sadece değil aynı zamanda

- He is not only a successful manager but also a good father. (O sadece başarılı bir yönetici değil, aynı zamanda iyi bir babadır.)


► Both and = hemhem de

- She has both the courage and the will to get rid of difficulties she encounters. (O, karşılaştığı zorlukla baş etmek için hem cesarete hem de iradeye sahiptir.)


► Either or = ya ya da (alternatif,tercih bildirir)

- While shopping, you either need cash or a credit card. (Alışveriş yaparken ya nakit ya da kredi kartına ihtiyacınız olur.)


► Neither nor = ne ne de..

- I love neither flowers nor trees. (Ne çiçekleri ne de ağaçları severim.)


► Whether or = gerek gerekse (olsun olsun)

- I love my family whether they love me or not. (Ailemi, onlar beni sevse de sevmese de severim.)

- I don't care whether you go or stay. (Gitsen de kalsan da aldırmam.)

 

► “also” de, da, ayrıca anlamına gelir. “as well” sözcüğü de aynı anlamdadır fakat daima cümle sonuna konulur.

A: I will visit Paris next year. (Önümüzdeki sene Paris'i ziyaret edeceğim.)
B: I am planning to visit that great city, as well. (Ben de o harika şehri ziyaret edeceğim.)

 

► Not only but also bağlacının kullanımında “not only” kısmı cümlenin başına alınarak da yazılabilir. Bunun nedeni, cümleciğe vurgu yapılmak istenmesidir.

- I not only want to make money (=not only do I want to make money), but also earn respect. (Ben sadece para kazanmak değil, aynı zamanda saygınlık kazanmak istiyorum.)


3) ADVERBIAL (SUBORDINATING) CONJUNCTIONS

 

Bir zarf sözcüğünün yaptığı işi bir cümlecik de yapabilir. Bu durumda iki cümlecik olur ve birbirine bağlamak için de bir bağlaca ihtiyacımız vardır. Bu bağlaç “adverbial conjunction” olur.

- I saw him last year. (Onu geçen sene gördüm.)

Burada “last year” zarfının yaptığı işi bir cümlecik de yapabilir.

- I saw him when I was at university. (Üniversitedeyken, onu gördüm.)


a) Time Conjunction = Zaman bağlaçları.

Eylemin ne zaman yapıldığını belirlerler.

As soon as: ( ir, imez)

As long as: (dığı sürece)

Hardly / Scarcely (when: tam mıştı ki oldu)

When: (dığı zaman)

After: (den sonra)

Before: (den önce)

As: (iken)

While: (iken)

Just as: (tam iken)

Until / Till: (ceye kadar)

By the time: (ceye kadar)

Once: (ce / ca)

No sooner than: (mesi ile mesi bir oldu)

Since: (dığından beri)

 

b) As ve While

Her iki bağlaç da “iken” anlamındadır.


- As I was walking alone in the street, the policeman stopped me. (Caddede yalnız başına yürürken, polis beni durdurdu.)

- I witnessed a traffic accident while I was looking out of the window. (Camdan bakarken, bir trtafik kazasına şahit oldum.)

 

c) Just as (Tam …… iken)

Genellikle past continuous zaman kipinde kullanılır. Bir hareketin olmak üzere bulunduğunu gösterir.

- Just as I was entering the house, the baby started to cry. (Tam ben eve girerken, bebek ağlamaya başladı.)

 

d) By the time = until = till = …..'e kadar

“By the time” past tense ve future perfect tense ile kullanılır. “till”, “Until” bağlacının kısaltılmış halidir yani ikisi aynı anlama gelir.

- By the time I got home, the visitors had left. (Ben eve gelene kadar misafirler gitmişti.)

- By the time you learn how to behave, I will have left the country. (Sen terbiyeli olmayı öğrenene kadar ben ülkeyi terketmiş olacağım.)

 

e) no sooner …… then

- No sooner had I started to swim then it began to rain. (Tam yüzmeye başlamıştım ki yağmur yağmaya başladı.)

Bu bağlaçla kurulan cümleler “hardly…funduszeue.info” ile de aynı anlama gelecek şekilde kurulabilir.

- We had hardly seen each other when we separated. (Tam birbirimizi görmüştük ki ayrıldık.)

Not: “no soonerthan” ve “hardlywhen” bağlaçları vurgu için cümle başına alınabilir. Bu durumda, cümle devrik yapıda olur.


4) CAUSE CONJUNCTIONS 

a) Because, As, Since, Seeing that, Now that, Given that (çünkü,…den dolayı, … olduğu için)

- I have failed the exam because I didn't study enough. (Sınavdan kaldım çünkü yeterince çalışmadım.)

- As it was a fine day, everybody went out. (Güzel bir gün olduğu için, herkes dışarı çıktı.)

- Since you are a rich man, you can spend much money. (Zengin bir insan olduğun için çok para harcayabilirsin.)

- Given that the circumstances are convenient, we have to start implementing the project. (Koşullar uygun olduğundan dolayı, projeyi uygulamaya başlayabiliriz.)

 

b) Due to the fact that, Owing to the fact that, Because of the fact that, On account of the fact that,  In view of the fact that ( den dolayı)

- Due to the fact that the economy was in recession, the company cut down its production. (Ekonominin durgun olması gerçeği karşısında, şirket üretimini azalttı.)

Bu cümlede “due to the fact that” ile aynı anlama gelmek üzere “owing to the fact that” kullanılabilir.


5) CONSESSION CONJUNCTIONS

 

a) Though, Even though, Although, Despite the fact that, In spite of the fact that ( ……'e rağmen)

- Despite the fact that (=In spite of the fact that) his company was going bankrupt, he continued his extravagant life.
  (Şirketinin iflasa gidiyor olmasına rağmen, pahalı yaşamına devam etti.)

 

b) Whereas, While  (Halbuki , Oysa)

- Nobody gave him a hand when he was in difficulty, whereas (=while) he had been helpful to everybody in past.
  (Zor zamanında ona kimse yardımcı olmadı, halbuki o geçmişte herkese yardımcı olmuştu.)

 

c) However, Ne kadar (…funduszeue.info da …)

- However hard he tries, he can't get anything from his work. (Ne kadar gayret ederse etsin, çalışmalarından bir sonuç alamıyor.)

 

d) Whatever

- Whatever he does, he can't please his wife. (Ne yaparsa yapsın karısını memnun edemiyor.)

- Whatever your ideas are, you have to explain them. (Fikirlerin her neyse, onları açıklaman gerekir.)

- Whatever your problem is, you have to tackle it. (Problemin ne olursa olsun, onunla halletmelisin.)

 

e) No Matter

- No matter what happens, I will stand by you. (Ne olursa olsun seni destekleyeceğim.)


6) RESULT CONJUNCTIONS

 

a) So that

- I was so embarrassed that I wanted to die. (O kadar utandım ki ölmek istedim.)

- She is so beautiful that everyman in the town fell in love with her. (O kadar güzel ki, şehirdeki her erkek ona aşık oldu.)


b) Such that

- He is such an idiot that he may make every foolishness. (O öyle bir salak ki, her türlü aptallığı yapabilir.) 


7) PURPOSE CONJUNCTIONS

 

a) In order to ( …-mek,-mak için)

- I have spared much money in order to afford a car. (Araba alacak mali güce ulaşmak için para biriktirdim.)

- In order to avoid problems, we have taken strict measures. (Sorunları önlemek için sert önlemler aldık.)

Not: “in order to” yerine sadece “to” da kullanılabilir.

- We all went out for a picnic to get some fresh air. (Temiz hava almak için hepimiz pikniğe gittik.)

 

b) In order that

- In order that I could watch the football match on TV, I kicked everybody out of the room. (Futbol maçını seyredebileyim diye herkesi odadan kovdum.)

 

c) So as to

- We have arranged everything for the party so as to please all the guests. (Partide tüm konukları memnun edecek şekilde herşeyi düzenledik.)

- I am leaving the house immediately so as not to miss the airplane. (Evden uçağı kaçırmamak için (uçağı kaçırmamak üzere) hemen çıkıyorum.)

- They made the meeting at a quiet place so as not to hear the noise of the traffic. (Toplantıyı trafiğin gürültüsünü duymayacak şekilde sakin bir yerde yaptılar.)


d) So that

- Please stand up so that I can see how tall you are. (Lütfen ayağa kalk da ne kadar uzun olduğunu görebileyim.)

 

e) So

- It is rush hour so be careful when you are driving. (Bu saat iş saati bu nedenle saraba sürerken dikkatli ol.)


8) EXPECTATION CONJUNCTIONS  


a) In case, Just in case

- You have to take an umbrella with you in case it rains. (Yağmur ihtimaline karşı yanına şemsiye almalısın.)

- I will punish you in case you disobey the rules. (Kurallara itaat etmemen halinde seni cezalandıracağım.)

- Just in case a fire breaks out, we should have several fire distinguishers. (Yangın çıkması halinde birkaç yangın söndürücümüz olmalı.)

 

b) Lest

Az kullanılan bir bağlaçtır. Üst düzey İngilizcedir.

- The children obey their parents lest they cut down their pocket money. (Çocuklar, cep harçlıklarını azaltmasınlar diye ebeveynlerine itaat ediyorlar.)

- The technician control everything carefully lest no problem arises during the operation. (Teknisyen, operasyon sırasında hiç sorun çıkmasın diye herşeyi dikatlice kontrol etti.)

 

c) For fear that  (funduszeue.infouyla)

- She left her husband for fear that he should give her a beating. (Onu döver korkusuyla kocasını terketti.)

- The colonel forbid the soldiers to light fires for fear that the enemy might locate them. (Albay düşman yerlerini tespit eder korkusuyla askerlerin ateş yakmasını yasakladı.)

Adverbial Clauses - When- Before - After- As soon as- Until

 

Tüm Konu Anlatımları / Başlangıç Seviyesi Konu Anlatımları ( A1 & A2 )

 

Bu dersimizde "When", "After", "Before"  "As soon as" ve "Until" zarflarını kullanarak Simple Past Tense ( Geçmiş Zaman ), Simple Present Tense ( Geniş Zaman ) ve Future Tense ( Gelecek Zaman ) ile bağlaçlı ve uzun cümleler yapmayı öğreneceksiniz. Dersimiz İngilizceyi yeni öğrenenler ve İngilizce cümle kurmada zorlananlar için çok faydalı olacaktır.

 

 WHEN KULLANIMI

When bir soru kelimesidir ve ne zaman anlamına gelmektedir. Bunu zaten biliyorsunuz. When yapısının ikinci bir kullanımı bağlaç işlevi görmesidir. Türkçe'de -dığında, - diğinde, -dugunda, - düğünde ekleri yerine İngilizcede "when" kullanılır.

 

ÖNEMLİ NOT:

İngilizcede "Tense Agreement" yani Zaman Uyumu çok önemlidir ve cümle kurulurken mutlaka dikkat edilmesi gerekir. Adverbial Clauses ( Zarf Cümleleri ) kurarken zamanların birbiri ile uyumlu olması gerekir. Zaman uyumunu sağlamak için aşağıdaki notları dikkatle okuyun ve örnekleri inceleyin!

funduszeue.info gittiğimde öğle yemeği yedim.

funduszeue.info gittiğimde öğle yemeği yerim.

funduszeue.info gittiğimde öğle yemeği yiyeceğim.

Bu üç örnekte de Türkçe cümle kuruluşunda eve gittiğimde / eve gittiğim zaman deriz. Ama bu cümleleri İngilizceye çevirirken mutlaka zaman uyumuna dikkat ederek iki ayrı cümle kurulması gerekmektedir.

 

Birinci Cümle

Öncelikle birinci cümleyi ele alalım:

Eve gittiğimde öğle yemeği yedim. Yedim : Geçmiş zamanı anlatır, demek ki bu eylem geçmişte oldu. O zaman bu zarf cümlesini kurarken eve gittiğimde ve yemek yedim bölümlerinin her ikisi için de geçmiş zaman ( Simple Past Tense ) kullanılması gerekir. - diğimde demek için When kullanırız.

When I went home, I had lunch.

When'li bölüm cümle ortasında da kullanılabilir:  I had lunch when I went home

 

İkinci Cümle

Eve gittiğimde öğle yemeği yerim. Yerim: Geniş zamanı anlatır. Bu cümlede her zaman yaptığımız bir eylemden bahsediyoruz.  Bu cümlesini kurarken eve gittiğimde ve yemek yerim bölümlerinin her ikisi için de geniş zaman ( Simple Present Tense ) kullanılması gerekir. - diğimde demek için When kullanırız.

When I go home, I have lunch.

When'li bölüm cümle ortasında da kullanılabilir:   I have lunch when I go home

 

Üçüncü Cümle

Eve gittiğimde öğle yemeği yiyeceğim. Yiyeceğim: Gelecek zamanı anlatır. Bu cümlede gelecekte yapacağımız bir eylemden bahsediyoruz. Şimdi dikkat edilmesi gereken nokta When'li bölümde GENİŞ ZAMAN ( Simple Present Tense ) ve diğer bölümde de GELECEK ZAMAN ( Future Tense ) kullanılması gerektiğidir.

When I go home, I will have luch.

When'li bölüm cümle ortasında da kullanılabilir:  I will have luch when I go home.

 

MORE EXAMPLES:

  • When I saw her, I said "hello" ( Onu gördüğümde merhaba dedim.)
  • When I see her, I say "hello" ( Onu gördüğümde merhaba derim.)
  • When I see her, I will say "hello" ( Onu gördüğümde merhaba diyeceğim.)

 

  • When I finished my work, I left the office. ( İşimi bitirdiğimde ofisten ayrıldım. )
  • When I finish my work, I leave the office. ( İşimi bitirdiğimde ofisten ayrılırım. )
  • When I finish my work, I will leave the office. ( İşimi bitirdiğimde ofisten ayrılacağım. )

 

Ayrıca, "When" Türkçede kullandığımız -ken ekinin karşılığı olan bir kullanıma da sahiptir.

  • When I was a child I lived in Los Angeles. ( Çocukken Los Angeles'da yaşadım.)
  • When I was in the meeting, I learned the truth. ( Toplantıdayken gerçeği öğrendim. )
  • When I was in Bodrum, I swam a lot. ( Bodrumdayken çok yüzdüm.)
  • When they were in the village, they enjoyed very much. ( Köydeyken çok eğlendiler. )

 

 

AFTER KULLANIMI

After : -den sonra demektir. After ile zarf cümleleri yaparken aynen "when" ile cümle kurarken uyguladığımız kurallara dikkat etmelisiniz.

 

Ödevimi bitirdikten sonra uyudum.

Uyudum : Geçmiş zamanda olan bir eylemden bahsetmek için kullanılmıştır ( Simple Past Tense ) , o halde cümlenin iki bölümün de de geçmiş zaman ( Simple Past Tense ) kullanılmalıdır.

After I finished my homework, I slept.

After'lı bölüm cümle ortasında da kullanılabilir:  I slept after I finished my homework

 

Ödevimi bitirdikten sonra uyurum.

Uyurum: Her zaman yapılan bir eylemden bahsetmek için kullanılmıştır ve geniş zamanda çekilmiştir, o halde cümlenin iki bölümün de de geniş zaman ( Simple Present Tense ) kullanılmalıdır.

After I finish my homework, I sleep.

After'lı bölüm cümle ortasında da kullanılabilir:  I sleep after I finish my homework.

 

Ödevimi bitirdikten sonra uyuyacağım.

Uyuyacağım: Gelecekte yapılacak bir eylemden bahsetmek için kullanılmıştır. After'lı bölümde GENİŞ ZAMAN ( Simple Present Tense ) ve diğer bölümde de GELECEK ZAMAN ( Future Tense ) kullanılmalıdır.

After I finish my homework, I will sleep.

After'lı bölüm cümle ortasında da kullanılabilir:  I will sleep after I finish my homework.

 

MORE EXAMPLES:

  • After I  left the office, I went to a pub. ( Ofisten ayrıldıktan sonra bir bara gittim. )
  • After I leave the office, I go to a pub. ( Ofisten ayrıldıktan sonra bir bara giderim. )
  • After I leave the office, I will go to a pub. ( Ofisten ayrıldıktan sonra bir bara gideceğim. )

 

  • After I visited my grandmother, I came back. ( Büyükannemi ziyaret ettikten sonra geri geldim. )
  • After I visit my grandmother, I come back. ( Büyükannemi ziyaret ettikten sonra geri gelirim. )
  • After I visit my grandmother, I will come back. ( Büyükannemi ziyaret ettikten sonra geri geleceğim. )

 

BEFORE KULLANIMI

Before : -den önce demektir. Before ile zarf cümleleri yaparken aynen "when" ve "after" ile cümle kurarken uyguladığımız kurallara dikkat etmelisiniz.  Zaman uyumu kurallarını aynı şekilde uygulamaya özen gösterin!

 

Kahvaltı etmeden önce yüzümü yıkadım.

Yıkadım: Geçmiş zamanda olan bir eylemden bahsetmek için kullanılmıştır ( Simple Past Tense ) , o halde cümlenin iki bölümün de de geçmiş zaman ( Simple Past Tense ) kullanılmalıdır.

Before I had breakfast, I washed my face.

Before'lu bölüm cümle ortasında da kullanılabilir: I washed my face before I had breakfast. 

 

Kahvaltı etmeden önce yüzümü yıkarım.

Yıkarım: Her zaman yapılan bir eylemden bahsetmek için kullanılmıştır ve geniş zamanda çekilmiştir, o halde cümlenin iki bölümün de de geniş zaman ( Simple Present Tense ) kullanılmalıdır.

Before I have breakfast, I wash my face.

Before'lu bölüm cümle ortasında da kullanılabilir: I wash my face before I have breakfast.

 

Kahvaltı etmeden önce yüzümü yıkayacağım.

Yıkayacağım: Gelecekte yapılacak bir eylemden bahsetmek için kullanılmıştır. Before'lu bölümde GENİŞ ZAMAN ( Simple Present Tense ) ve diğer bölümde de GELECEK ZAMAN ( Future Tense ) kullanılmalıdır.

Before I have breakfast, I will  wash my face.

Before'lu bölüm cümle ortasında da kullanılabilir: I will wash my face before I have breakfast.

 

MORE EXAMPLES:

  • Before I went swimming, I ate something. ( Yüzmeye gitmeden önce bir şeyler yedim. )
  • Before I go swimming, I eat something. ( Yüzmeye gitmeden önce bir şeyler yerim. )
  • Before  go swimming, I will eat something. ( Yüzmeye gitmeden önce bir şeyler yiyeceğim. )

 

  • Before I went  abroad, I bought  a tourist guide book. ( Yurtdışına gitmeden önce, turist rehberi kitabı aldım. )
  • Before I go abroad, I buy a tourist guide book. ( Yurtdışına gitmeden önce, turist rehberi kitabı alırım )
  • Before I go abroad, I will buy a tourist guide book. ( Yurtdışına gitmeden önce, turist rehberi kitabı alacağım. )

 

AS SOON AS KULLANIMI

As soon as : Olur olmaz demektir. Zaman uyumu kurallarını aynı şekilde uygulamaya özen gösterin!

Ofise gider gitmez çalışmaya başladım.

Başladım: Geçmiş zamanda olan bir eylemden bahsetmek için kullanılmıştır ( Simple Past Tense ) , o halde cümlenin iki bölümün de de geçmiş zaman ( Simple Past Tense ) kullanılmalıdır.

As soon as I went to the office, I started to work. 

As soon as'li bölüm cümle ortasında da kullanılabilir: I started to work as soon as I went to the office.

 

Ofise gider gitmez çalışmaya başlarım.

Başlarım: Her zaman yapılan bir eylemden bahsetmek için kullanılmıştır ve geniş zamanda çekilmiştir, o halde cümlenin iki bölümün de de geniş zaman ( Simple Present Tense ) kullanılmalıdır.

As soon as I  go to the office, I start to work.

As soon as'li bölüm cümle ortasında da kullanılabilir: I start to work as soon as I  go to the office.

 

Ofise gider gitmez çalışmaya başlayacağım.

Başlayacağım: Gelecekte yapılacak bir eylemden bahsetmek için kullanılmıştır. As soon as'li bölümde GENİŞ ZAMAN ( Simple Present Tense ) ve diğer bölümde de GELECEK ZAMAN ( Future Tense ) kullanılmalıdır.

As soon as I go to the office, I will  start work.

As soon as'li bölüm cümle ortasında da kullanılabilir:  I will  start work  as soon as I go to the office.

 

MORE EXAMPLES:

  • As soon as my baby cried, I went to her room. ( Bebeğim ağlamaya başlar başlamaz onun odasına gittim. )
  • As soon as my baby cries , I go  to her room. ( Bebeğim ağlamaya başlar başlamaz onun odasına giderim. )
  • As soon as my baby cries, I will go to her room. ( Bebeğim ağlamaya başlar başlamaz onun odasına gideceğim. 

 

  • As soon as I got up, I got dressed. ( Kalkar kalkmaz giyindim. )
  • As soon as I get up,  I get dressed. ( Kalkar kalkmaz giyindim. )
  • As soon as I get up, I will get dressed. ( Kalkar kalkmaz giyindim. )

 

UNTIL KULLANIMI

Until: -e kadar demektir. Zaman uyumu kurallarını aynı şekilde uygulamaya özen gösterin!

Eşim eve gelene kadar kitap okudum.

Okudum: Geçmiş zamanda olan bir eylemden bahsetmek için kullanılmıştır ( Simple Past Tense ) , o halde cümlenin iki bölümün de de geçmiş zaman ( Simple Past Tense ) kullanılmalıdır.

Until my wife came home, I read a book. 

Until'li bölüm cümle ortasında da kullanılabilir: I read a book until my wife came home.

 

Eşim eve gelene kadar kitap okurum.

Okurum: Her zaman yapılan bir eylemden bahsetmek için kullanılmıştır ve geniş zamanda çekilmiştir, o halde cümlenin iki bölümün de de geniş zaman ( Simple Present Tense ) kullanılmalıdır.

Until my wife comes home, I read a book. 

Until'li bölüm cümle ortasında da kullanılabilir: I read a book until my wife comes home.

 

Eşim eve gelene kadar kitap okuyacağım.

Okuyacağım: Gelecekte yapılacak bir eylemden bahsetmek için kullanılmıştır. Until'li bölümde GENİŞ ZAMAN ( Simple Present Tense ) ve diğer bölümde de GELECEK ZAMAN ( Future Tense ) kullanılmalıdır.

Until my wife comes home, I will read a book. 

Until'li bölüm cümle ortasında da kullanılabilir: I will read a book until my wife comes home.

MORE EXAMPLES:

  • Until my dad came home,  I played a computer game. ( Babam eve gelene kadar bilgisayar oyunu oynadım. )
  • Until my dad comes home,  I play  a computer game. ( Babam eve gelene kadar bilgisayar oyunu oynarım. )
  • Until my dad comes home,  I will play a computer game. ( Babam eve gelene kadar bilgisayar oyunu oynadım. )

 

  • Until I son slept, I read him some stories. ( Oğlum uyuyana kadar ona birkaç hikaye okudum. )
  • Until I son sleeps, I read him some stories. ( Oğlum uyuyana kadar ona birkaç hikaye okurum. )
  • Until I son sleeps,  I will read him some stories. ( Oğlum uyuyana kadar ona birkaç hikaye okuyacağım. )

 

 

 

 

 

 

ÜCRETSİZ EĞİTİM DEMOSU TALEP EDİN!

Eğitim demosu talebi için TIKLAYIN!

İngilizcede By The Time Kullanımı

By the time you finish reading this blog post, you will have learnt how to use an adverb of time. (Bu blog yazısını okumayı bitirdiğinizde, zaman zarfının nasıl kullanılacağını öğrenmiş olacaksınız.) Giriş cümlemizden de anlayacağınız üzere, bu yazımızda by the time kullanımı konusuna değineceğiz. Bu yazının ilk kısmında by the time ne demek sorusunu yanıtlayacağınız. Ardından, by the time varsahangi tense kullanmam gerekir gibi kafanızı karıştıran soruları cevaplandıracağız. O halde, hazırsanız, by the time kalıbının anlamıyla başlayalım!

By the time İngilizcedeki zaman zarflarından biridir ve cümleye önce anlamını verir. Bu kalıbın Türkçe karşılığı: -dığı zaman, -meden önce, -e kadar, -dığında şeklindedir. Bu yapıyı iki cümleyi birleştirmek için kullanabilirsiniz. Fakat cümleyi oluştururken olayların oluş sırasına dikkat etmeniz gerekir. Olayların öncelik-sonralık ilişkisi önemlidir.

By The Time Varsa Hangi Tense Kullanılır?

Öncelikle şunu belirtelim: bu yapıyı kullanarak cümlenize geçmiş (past), geniş zaman (present), gelecek (future) anlamı katabilirsiniz.

Bu kalıp ile oluşturduğunuz cümleler iki kısımdan oluşur. Bir by the time lı kısım, bir de ana cümleniz olur. Dolayısıyla, bu zaman zarfını cümle başında ya da cümle ortasında kullanabilirsiniz. Hemen bakalım:

  • I had lived in 12 different cities by the time I turned → 18 yaşıma geldiğimde 12 farklı şehirde yaşamıştım. Dilerseniz aynı cümleyi by the time kalıbını cümlenin başına alarak da yapabilirsiniz.
  • By the time I turned 18, I had lived in 12 different cities.

Şimdi, by the time kullanımını zamanlara göre formülize edelim.

Gelecek zaman anlamı vermek istediğinizde şöyle:

By the time + Present Simple, Future Perfect
  • By the time I arrive home, my brother will have gone away. → Eve vardığımda, kardeşim gitmiş olacak.
  • My brother will have gone away by the time I arrive home. (by the time kalıbının yer değiştirme özelliğini göstermek istedik.)

Geçmiş zaman anlamı vermek istediğinizde şöyle:

By the time + Past Simple, Past Perfect
  • By the time I arrived home, my brother had already gone away. → Eve vardığımda, kardeşim çoktan gitmişti.
  • My brother had already gone away by the time I arrived home.

Geçmişte olan olayları anlatmak için yukarıda verdiğimiz formülden yararlanabilirsiniz.

Gelecek ve geçmiş zamanı formülize ettiğimize göre, şimdi, geniş zaman yani present için formülümüze bakabiliriz!

Geniş zaman anlamı vermek istediğinizde şöyle:

By the time + Present Simple, Present Perfect
  • By the time I arrive home, my brother has already gone away.
  • My brother has already gone away by the time I arrive home.

Özetle, by the time kalıbının olduğu cümlecikte perfect bir yapı kullanmıyoruz. Perfect yapı ana cümlede yer alıyor. Diğer bir deyişle, by the time cümlenin ortasındaysa, perfect yapı; kendisinden önceki cümlede yer alır.

Cümle Örnekleri

Az önce by the time cümle yapısını ele aldık. Bu bölümde ise, by the time cümle içinde kullanımı nasıl oluyor örnek cümleler üzerinden ona bakalım. Örnek cümlelere geçmeden önce, hatırlayalım: by the time cümle başında da ortasında karşımıza çıkabilir. Cümle başındaysa, ana cümleden önce virgül alır. Ancak, cümle ortasında ise virgüle gerek yoktur.

  • By the time I arrived at the airport, the plane had already taken off.
  • She had left by the time we reached home.
  • By the time he arrived, the meeting had already been over.
  • He&#;ll have gone by the time I get there.
  • Darkness had fallen by the time they reached home.
  • By the time Ali called, Charlie had worked himself into a lather.
  • They had rung in by the time the manager arrived.

Dilerseniz, Future Perfect, Past Perfect ve Present Perfect bilginizi tazeleyebilirsiniz. Bununla birlikte, zaman ifadelerinden by ve until kıyaslaması yaptığımız İngilizcede by ve until nasıl kullanılır yazımızı okuyabilirsiniz.

By the kullanımı ile bilgi vermeye çalıştığımız yazımız bu şekildeydi. Umuyoruz ki yazımızın İngilizce öğrenme yolculuğunuza faydası dokunur. Sağlıklı ve bol İngilizceli günler dileriz. 🍀

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası