senkretizm kpss / Ayna benlik nedir ve nasıl oluşur?

Senkretizm Kpss

senkretizm kpss

Yehova Şahitleri, yüzyılın ikinci yarısında, Amerika Birleşik
Devletleri&#;nde ortaya çıkan ve Mesihçi karakteri ve eskatolojik beklentileriyle tanınan senkretik bir dinsel akımdır. Bu hareketin temel öğretisi,
dünyadaki mevcut düzenlerin çok yakında sona ereceği ve İsa Mesih&#;in
tekrar gelerek yeryüzünde Tanrısal Krallığı kuracağı anlayışına dayanmaktadır. Yehova Şahitleri kendilerini, kurulacak olan bu Tanrı Krallığı&#;nın, yani Yahova&#;nın krallığının gerçek şahitleri ve müjdecileri olarak
görmekte; bu nedenle de kendilerini &#;Yehova&#;nın Şahitleri&#; olarak adlandırmaktadırlar. Yehova Şahitleri ismi, Kitab-ı Mukaddes&#;in &#;İşaya&#; kitabında geçen bazı ifadelerden çıkarılmaktadır. İşaya, &#;de &#;ben Yahova&#;yım, ismim odur &#; &#; ifadesi geçmekte ve &#;da ise &#;siz şahitlerim
ve seçtiğim kulumsunuz, ta ki bilip bana inanasınız ve benim o olduğumu anlayasınız &#; &#; denilmektedir. Yehova Şahitleri, İşaya kitabında geçen bu ifadelerden hareketle kendilerinin Tanrı Yehova&#;nın gerçek ve
biricik şahitleri olduğunu iddia etmekte ve bekledikleri Tanrısal Krallığın müjdeleyiciliğini yapmaktadırlar.

A. Charles Russell ve Alnının Tarihsel Gelişimi
Yehova Şahitleri hareketinin kurucusu Charles Taze Russell,
yılında ABD&#; de Allengheny&#;de doğdu. Çocukluk yıllarında çevresindeki
eskatolojik beklentilere yönelik dillendirilen inançlardan yoğun bir biçimde etkilenmiş ve isa&#;nın, Tanrısal Krallığını kurmak üzere, tekrar
yeryüzüne döneceği vaktin çok yakın olduğu kanaatine kapılmıştı. O,
özellikle Protestan Hıristiyan grupların yaygın bir biçimde kullandığı bir
yöntemle Kitab-ı Mukaddes&#;i okuyup yorumlamak amacıyla &#;lerin
hemen başında kendi kasabasında bir kutsal kitap inceleme grubu oluşturmuştur. Russell ve grubu, Kitab-ı Mukaddes&#;ten İsa Mesih&#;in ne zaman dönerek Tanrı&#;nın krallığını yeryüzünde egemen kılacağını araştırmaya koyulmuştur. Bu araştırmaları onu, yılında, dünyadaki alışımış düzenlerin ve devletlerin sonunun geleceği ve bu tarihten itibaren
İsa Mesih&#;in yeryüzünde Tanrısal Krallığını kuracağı düşüncesine sevk
etti. Russell, bu fikrini &#;da New York Brooklyn&#;de yayımlanan Bible
Examiner (Kitab-ı Mukaddes Tetkikçisi) adlı derginin ekim sayısında
açık bir biçimde ifade etti ve milletlerin bilinen sürelerinin yılında
sona ereceğini öne sürdü.
Russell ve taraftarları, ortaya atmış oldukları fikirleri daha geniş
kitlelere duyurmak amacıyla &#;da Zion&#;s Watch Tower and Herald of
Christ&#;s Presence (Siyonun GÖzcü Kulesi ve isa&#;nın Gelişinin Habercisi)
adlı dergiyi yayımlamaya başlamış ve çevre kent ve kasabalardan taraftarlar kazanmaya başlamıştır. Bu hızlı gelişim sürecinde Russell ve taraftarları &#;de &#;Zion&#;s Watch Tower Tract Society&#;yi (Siyonun Gözcü
Kulesi Cemiyetini) kurmuş; &#;te bu cemiyet Russell&#;in başkanlığında
tüzel bir kişilik kazanmıştır. Daha sonra derneğin adının başında bulunan ve Yahudiliği çağrıştıran Siyon adı atılmış ve dernek &#;Watch Tower
Tract Society&#; olarak adlandırılmıştır. &#;da bu grubun faaliyetleri,
uluslararası bir boyuta ulaşmış ve teşkilat, bugünkü merkezi ola ew
York Brooklyn&#;deki kendi mülkü olan binaya taşınmıştır. /
&#;te Russell ve taraftarlarınca beklenilen dünyevi düzenlerin
sonunun gelmesi ve Tanrısal Krallık&#;ın gerçekleşmemesi ·üzerine Russell
ve arkadaşları İsa Mesih&#;in &#;te geleceği ile ilgili beklentiyi tevil etme
yoluna gitmiş ve Tanrısal Krallığın bu tarihte göklerde kurulduğu, isa&#;nın
gökte kral olarak tahta oturduğu ve çok yakın bir zamanda yeryüzünde
Tanrı Krallığı&#;nı tesis edeceği öğretisini savunmaya başlamışlardır. yılında hareketin öncüsü olan ve Tanrısal Krallığın kendi
sağlığında kurulacağına inanan Russell ölmüştür. Sonraki yıl, onun yerine hareketin avukatlığını yapan ]oseph F. Rudherford başkan olarak seçilmiş ve onun zamanında bazı değişiklik ve düzenlemeler yapılmıştır.
Bunlar arasında misyon faaliyetlerine daha fazla önem verilmesi ve daha önce yaygın biçimde kullanılan basın yayın faaliyetleri yanında ev ev
gezerek öğretiyi yaymanın etkinleştirilmesi dikkati çekmektedir. Aynı
çerçevede &#;dan beri düzenli olarak yayımlanmakta olan &#;Watch Tower&#; (Gözcü Kulesi) dergisine ek olarak bugünkü adı &#;Awake&#; (Uyanın) olan &#;The Golden Age&#; (Altın Çağ) adlı ikinci bir dergi yayımlanmaya başlanmıştır. &#;e geldiğimizde o zamana kadar &#;Russelistler&#; ,
&#;Ciddi Kutsal Kitap Araştırıcıları&#; ve &#;Milletlerarası Kutsal Kitap Öğrenme Cemiyeti&#; gibi adlarla bilinen grubun adı &#;Yehova&#;nın Şahitleri&#; olarak değiştirilmiştir.
Russell&#;in kurduğu harekete Yehova Şahitleri adını veren ve yeni
bir ivme kazandırarak daha geniş taraftar kitlesine kavuşturan Rutherford, &#;de ölmüş, aynı yıl Nathan H. Knorr yeni başkan olarak seçilmiştir. Knorr, yoğun bir teşkilat içi eğitim programı başlatarak Gilead&#;da
kutsal kitap araştırmalarının ve misyonerlik çalışmalarının merkezini
teşkil eden okullar açmıştır. &#;li yıllarda ise teşkilat üst yönetimine
yeni bir şekil vererek yönetim kurulu üyelerinin sayısını arttırmış ve yönetimle ilgili sorumlulukları başkanlık heyeti arasında bölüştürmüştür.
Knorr&#;un yılında ölmesinden sonra da bu teşkilat yapısı devam ettirilmiş ve günümüze kadar gelen süreçte Yehova Şahitleri bir başkanlık
heyeti tarafından idare edilmeyi sürdürmüştür.
B. Öğreti ve İnançları
Yehova Şahitlerinin öğretilerinin özünü, Mesihin yakın zamanda
yeryüzüne dönerek Tanrısal Krallığı kuracağı ve bu Tanrı Krallığı&#;nda sadece iyilerin yaşama hakkına sahip olacağı inancı oluşturmaktadır. Onlara göre bu krallık, yılında göklerde başlamıştır. Bu tarihten günümüze kadar geçen süre yeryüzündekilerin bu krallıktan haberdar edilmesi amacıyla verilmiş olan bir süredir ve bu süre çok kısa bir zaman
sonra sona erecektir. Bu sürenin sona ermesiyle birlikte, Mesihin Tanrısal Krallığı, şeytan ve yandaşlarını yenerek yeryüzündeki bütün beşeri
sistemleri, devletleri ve kötülüğün temsilcilerini ortadan kaldıracak ve
göklerde egemen olan Tanrısal Krallık yeryüzünde de egemen olacaktır. Bu zaferden sonra lsa Mesih ile birlikte yüz kırk dört bin kişilik seçkinler &#;
den oluşan bir topluluk, bin yıllık bir süreyle bu Tanrısal Krallığı göklerden yönetecektir. Bu süre içerisinde insanlık ve yeryüzü Adem&#;in günahından önceki özgün haline kavuşacaktır. Bu bin yıllık dönemin sonunda lsa Mesih, krallığı, asıl sahibi olan Tanrı&#;ya devredecektir.
Yehova Şahitlerine göre Tanrı, yeryüzünü sonsuza kadar yok olmayacak ve bir yeryüzü cennetine dönüşecek şekilde tasarlamıştır. O,
ilk insan çifti olan Adem ve eşini de yeryüzünü dolduracak iyi nesiller
oluşturmakla görevlendirmiştir. Ancak onlar kendilerine verilen bu görevi yerine getirmeyerek günaha düşmüşler ve dolayısıyla Tanrı&#;nın planının da gerçekleşmesini engellemişlerdir. Fakat Tanrı, yeryüzüyle ilgili
bu amacından hiçbir zaman vazgeçmemiş ve yaratıklarının ilki olan İsa
Mesih&#;i, davranışlarıyla insanlığa örnek teşkil etmek ve Adem&#;den beri
hüküm süren günahı ortadan kaldırmak amacıyla yeryüzüne göndermiştir. lsa Mesih yeryüzünde, Tanrı&#;nın Krallığı hakkında şehadette bulunmuş ve havarilerine de bu krallığa şahitlik etme görevini vermiştir.
Beşeri idarelerin ahir zamanı olan günümüzde ise Tanrı&#;nın Krallığı&#;na
yönelik bu şahitliği Yehova Şahitleri yerine getirmektedir.
Yehova Şahitlerine göre İsa göklerde egemen olunca şeytan ve taifesini yenerek yeryüzüne atmıştır. Bu nedenle özellikle Birinci Dünya
Savaşı&#;nın da başladığı tarih olan yılından itibaren yeryüzündeki
savaşlar, doğal felaketler ve kötülükler had safhaya varmıştır. Bu durum
lsa&#;nın; kendisi dünyaya geri gelmeden önce yeryüzünde kötülük ve fenalıkların zirveye erişeceği ile ilgili İncillerde anlatılan kehanetine de
uygun düşmektedir. Şimdi Tanrı Krallığı&#;nın yeryüzünde egemen olmasından önceki bu &#;son günler&#; yaşanmaktadır. Yehova Şahitleri, insanlara bunu tebliğ ederek onları Tanrı Krallığı&#;na inanmaya ve dolayısıyla
Tanrısal Krallık döneminde kurulacak olan yeryüzü cennetinde yaşamaya davet etmektedirler. Onların bu tebliğ döneminin sonunda armagedon savaşıyla şeytanın yeryüzündeki egemenliği sona erecek, bugün
dünyada egemen olan ve esasta şeytana bağlı olan bütün beşeıt ıstemler ve devletler sona erecek, Tanrı&#;nın seçmiş olduğu kadın ve erkeklerden oluşan yüz kırk dört bin kişilik bir küçük topluluk, İsa Mesih ile birlikte göklerden yeryüzünü idare edecektir. Bin yıl sürecek olan bu Tanrısal Krallık döneminde şimdi yaşamakta olan iyiler yanında bütün ölüler de diriltilecek ve onlara bu Tanrısal Krallık&#;ta, Tanrı&#;nın iradesine uygun yaşama fırsatı verilecektir. Bu süre içerisinde Tanrı&#;nın iradesine uygun yaşamayı benimseyenler yeryüzü cennetinde ebedi olarak yaşama
hakkına sahip olurken, bu sınama döneminde Tanrı&#;nın iradesine uygun yaşamayanlar ise bir daha diriltilmemek üzere yok edilecektir. Bunlar için ayrıca bir cehennem ve cehennem azabı olmayacaktır. Çünkü
Yehova Şahitlerine göre cehennem diye bir şey yoktur. Cennet de yeryüzünde oluşturulacaktır. Onlara göre Mesihin krallığında yaşanacak
olan bu bin yıllık süre aynı zamanda bir restorasyon dönemi olacak ve
insanlar iyi işleriyle yeryüzünü bir cennete çevirecektir. Bu iyi insanların
kendileri ise ilk günahın sirayet etmesiyle ortaya çıkan hastalık, yaşlılık
ve ölüm gibi olumsuzluklardan kurtularak ilk insanın yaratılışındaki özgün haline dönecekler; genç, sağlıklı ve ölümsüz hale geleceklerdir.
Yehova Şahitleri diğer Hıristiyan gruplarının hemen tümünde kabul gören ve Hıristiyan ilahiyatının temelini teşkil eden teslis prensibini
kabul etmemekte ve Tanrı&#;nın birliğini savunmaktadır. Onlara göre İsa
Mesih, tanrı değildir, Tanrı&#;nın ilk yaratığıdır. Bu nedenle o, &#;oğul&#; olarak adlandırılmıştır. Tanrı, ilk yaratığı olan İsa&#;yı, baş işçisi olarak kullanmış ve onun vasıtasıyla gökteki ve yerdeki diğer bütün varlıkları yaratmıştır. O, aynı zamanda onu kendi sözcüsü ve gelmekte olan Tanrısal
Krallığın kralı tayin etmiştir. Onlar, diğer Hıristiyanların teslisin üçüncü
unsuru olarak kabul ettikleri Kutsal Ruh&#;u ise bir şahıs olarak değil, Tanrı&#;nın aktif gücü olarak kabul etmektedirler. Teslis ve Tanrısal Krallık gibi konularda ana Hıristiyan kitlelerinden ayrılan Yehova Şahitlerinin
başlıca inançlarını şu kırk iki maddede sıralamak mümkündür:
1. Kitab-ı Mukaddes Tanrı&#;nın sözüdür ve hakikattir.
2. Kitab-ı Mukaddes geleneklerden çok daha güvenilirdir.
3. Tanrı&#;nın adı Yehova&#;dır.
4. Mesih, Tanrı&#;dan daha aşağı bir konumdadır.
5. Mesih, Tanrı&#;nın yaratıklarının ilkidir.
6. Mesih, haç üzerinde değil bir direk üzerinde ölmüştür.
7. Mesih&#;in insan hayatı, itaatli insanlar için fidye olarak ödenen
bir bedeldir.
8. Mesih, tek kurban olarak yeterlidir.
9. Mesih ölümsüz bir ruh olarak diriltilmiştir.
Mesih şimdi bir ruh olarak hazır bulunmaktadır.

Şimdi &#;sonun vaktindeyiz&#;.
Mesih&#;in yönetimindeki krallık yeryüzüne barış ve adaletle
hükmedecektir.
Gökteki Krallık yeryüzüne ideal yaşam koşulları getirecektir.
Yeryüzü hiçbir zaman yok olmayacak ve boş kalmayacaktır.
Tanrı bugünkü ortamı Armagedon savaşında ortadan kaldıracaktır.
Kötüler sonsuza dek yok olacaktır.
Tanrı&#;nın onayladığı insanlar ise sonsuz hayat sahibi olacaktır.
Hayata/kurtuluşa götüren sadece tek bir yol vardır.
İnsan, Adem&#;in günahı yüzünden ölmektedir.
İnsan canı, ölümle yok olmaktadır.
Ölüler diyarı insanlığın ortak mezarıdır.
Ölülerin dirilme ümidi bulunmaktadır.
Adem&#; den miras alınan ölüm kalkacaktır.
Sadece &#;küçük sürüyü&#; oluşturan yüz kırk dört bin kişi, göğe
gidip Mesihle birlikte saltanat sürecektir.
Bu yüz kırk dört bin kişi Tanrı&#;nın ruhsal oğulları olarak yeniden doğacaktır.
Yeni Ahit, ruhsal İsrailliler ile yapılmıştır.
Cemaatin temeli Mesihtir.
Dualar, Mesih aracılığıyla sadece Yehova&#;ya yönetilmelidir.
İbadette, resim ve heykel kullanılmamalıdır.
Ruhçuluktan kaçınılmalıdır.
Şeytan, dünyanın görünmez yöneticisidir.
Yehova Şahitleri, dinlerarası diyalog ve kaynaşma faaliyetlerine katılmamalıdır.
Yehova Şahitleri, kendilerini dünya lüksünden uzak tutmalıdır.
Beşeri kanunların sadece Tanrınınkilerle çatışmayanlarına itaat edilmelidir.

Bedene ağızdan ve damardan kan almak Tanrı&#;nın yasalarına
aykırıdır.
Kitab-ı Mukaddes&#;in ahlak ile ilgili yasalarına itaat edilmelidir.
Sebt gününe uyma emri, yalnızca Yahudilere verilmiş ve Musa
kanunuyla birlikte son bulmuştur.
Ruhban sınıfı ve özel unvanlar, uygun değildir.
İnsan evrim sonucu oluşmamış, yaratılmıştır.
Mesih, Tanrı&#;ya hizmet ederken izlenmesi gereken bir yol bırakmıştır.
Vaftiz, suya tamamen batırılarak yapılır ve adanmanın simgesidir.
Yehova Şahitleri, kutsal kitaplardaki gerçeklere coşkuyla şahitlik ederler.

C. İbadet Anlayışları ve Kurumsal Yapıları
Yehova Şahitleri, &#;krallık salonu&#; diye adlandırdıkları ibadet mekanlarında heykel, haç, resim gibi herhangi bir suret ya da sembol bulundurmaz. Bir çevrede bulunan cemaat üyeleri genellikle haftada üç
defa toplanır. Bu toplantılar dua ile başlatılıp dua ile sonlandırılır. Bazen
çeşitli ilahiler de okunur ancak toplantıların esas kısmını, Kitab-ı Mukaddes&#;in okunması, yorumlanması ve ondan çıkarılan vaazlar oluşturur. Toplantıları cemaat nazırı yönetir ve bu suretle o, cemaatin eğitim
ve öğretimine önderlik eder. Ayrıca bu faaliyetlerinde ona yardımcı olmakla yükümlü olan birkaç yardımcı da bulunmaktadır. Ancak bu insanların diğer Kiliselerdeki gibi özel bir mevkii, kıyafeti veya bu iş için
aldığı herhangi bir ücret yoktur.
Yehova Şahitleri, her yıl düzenli olarak, ulusal veya uluslararası
büyük toplantılar gerçekleştirmektedir. Yıllık olarak yapılan ve bütün
çevre ve bölge cemaatlerinin bir araya geldiği bu toplantılarda; toplu
vaftiz törenleri yapılır. Kitab-ı Mukaddes&#;e dayalı özel bir eğitim ve ibadet programı gerçekleştirilir.
Toplu ibadetler yanında Yehova Şahitleri bireysel duaya da önem
verir ve İsa Mesih aracılığıyla Tanrı&#;ya dua funduszeue.info Şahitleri ortaya çıktıkları ilk dönemlerden itibaren teşkilatlanma ve öğretilerini yayma konusuna büyük bir önem vermiştir. Bunun için oldukça düzenli ve sıkı denetime tabi bir teşkilat yapısı oluşturmuşlardır. Bugün bu teşkilat ile dünyanın iki yüz otuz kadar bölge veya
ülkesinde faaliyetler aralıksız sürdürülmekte ve yeni taraftarlar kazanılmaya çalışılmaktadır. Merkezi teşkilatın en üst noktasında yönetim kurulu ve hizmet heyetleri yer almaktadır. Merkezdeki bu teşkilat her yıl
dünyanın hemen her bölgesinde bulunan büro temsilcileriyle sıkı bir
ilişki içerisinde faaliyetleri denetlemektedir. Bölge bürolarında bulunan
temsilciler de sorumlu oldukları ülke veya yöreyi, bölgelere; bölgeleri
ise çevrelere bölerek yönetmekte ve denetlemektedir. Her çevrede, yirmi kadar cemaat bulunmaktadır. Her cemaatin sorumluluk alanı ise küçük sahalara bölünmektedir.
Bölge ve çevrelerin birer nazırı bulunmaktadır. Bölge nazırları
kendi bölgeleri içerisinde yer alan çevreleri dönüşümlü olarak denetlerken, çevre nazırları da kendi sorumluluk çevrelerinde bulunan cemaatleri yılda iki defa ziyaret ederek cemaatlerin faaliyetlerine nezaret etmektedir. Cemaatlerin sorumluluk alanında yer alan sahaların her biri
ise bir Yehova Şahidinin sorumluluk alanını oluşturmakta ve her Yehova Şahidi bu sahalardan birindeki bütün evleri ziyaret ederek öğretiyi
yaymakla yükümlü tutulmaktadır. Yapılan bu misyon faaliyetlerinin süresi ve kazanılan taraftar sayısı her yıl düzenli olarak bir üst birime rapor
edilmektedir. Bu raporlar, Yehova Şahitlerinin dünya merkezinde toplanmakta ve yıllık olarak yayımlanmaktadır. yılı raporuna göre
dünya üzerindeki Yehova Şahidi sayısı &#;e, cemaat sayısı da
&#;a ulaşmıştır. Aynı yıl içerisinde üyelerin yapmış olduğu misyon
faaliyetinin toplam süresi ise 1 saat olarak hes&#;aplaı:ı.mıştır.
Yayınlanan bu raporlara göre yılı itibarıyla Yehova Şahitlerinin Türkiye&#;deki sayıları ; cemaat sayısı 32&#;dir. Aynı yıl Türkiye&#;de
yaptıkları misyon faaliyetinin süresi ise saattir. Yehova Şahitlerinin yaptığı bu faaliyetlerin çoğunluğunu, evlere yaptıkları ziyaretler
oluşturmaktadır. Ev ziyaretleri, diğer Hıristiyan ve misyoner teşkilatlarına oranla, Yehova Şahitlerinin daha fazla benimsediği bir metot olarak
dikkat çekmektedir. Ev ziyaretleri yanında, evlere posta yoluyla yayın
ve broşürler ulaştırılmaya çalışılmakta ya da bu dokümanlar halka açık
mekanlarda dağıtılmaktadır.

1 GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Murat CİVELEK (Rehberlik ve Eğitim Bilimleri Uzmanı) 1

2 4. ÜNİTE DİL GELİŞİMİ 2

3 KPSS de bu bölümden her yıl ortalama 1 soru gelmektedir. Bu bölümdeki sorular genellikle bilgi veya örnek verilerek sorulan yarı bilgi sorusu şeklindedir (E) (T) Dil gelişimi

4 DİL GELİŞİMİ Dil gelişimi, bilişsel ve fiziksel gelişime paralel olarak ortaya çıkar, yani fiziksel ve bilişsel gelişim dil gelişimine zemin sağlar. Dil gelişimi, olgunlaşma ve öğrenmeye bağlıdır. Bilişsel gelişimde ilerleme kaydedildikçe dilin kullanılma kapasitesi de o oranda artacaktır. 4

5 Dil gelişimi ise, kelimelerin, sayıların, sembollerin kazanılması, saklanması ve dilin kurallarına uygun olarak kullanılmasının gelişimi olarak tanımlanır. 5

6 1- DİLİ OLUŞTURAN UNSURLAR 1-) Fonem (ses) ve Morfem (sıra-kök-hece): Fonem dilin en küçük birimidir. Fonem, bir dildeki temel seslerdir. Mesela; /a/, /t/ gibi. Fonemlerin anlamlı bir şekilde birleşip oluşturduğu yapı (hece) ise Morfem i oluşturur. Yani dildeki en küçük anlamlı birimdir. Mesela; /a/ + /t/ fonemleri birleşip At morfemini oluşturur. 2-) Semantik (Anlam Bilimi): Kelimelere yüklenen anlamları inceler. Eğer bir kişi kelimeleri, anlamlarına uygun bir şekilde kullanabiliyorsa semantik yapıya uygun davranıyor demektir. 3-) Sentaks (Söz Dizimi, Dilbilgisi): Kelimeleri, cümle içinde gramer yapısına göre doğru ve uygun bir şekilde dizmek (kullanmak) sentaks yapıya uygun davranmak demektir. 6

7 Örnek; Güneş doğdu ifadesi hem semantik hem de sentaks yapıya uygundur. Ay düştü ifadesi sentaks yapıya uygun ama semantik açıdan yanlıştır. 4-) Pragmatik (Kullanım Bilgisi): Farklı sosyal çevrelerde, farklı dinleyicilerde iletişim kurabilmek için dilin günlük kullanımının nasıl olduğu ya da nasıl olması gerektiğiyle ilgili bilgiler ve kurallardır. 7

8 2- DİL GELİŞİMİ İLE İLGİLİ YAKLAŞIMLAR DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM SOSYAL ÖĞRENME YAKLAŞIMI PSİKO-LİNGUİSTİK (BİYOLOJİK) YAKLAŞIM Piaget in BİLİŞSEL GELİŞİM KURAMI 8

9 Davranışçı Yaklaşım Birey dili sonradan kazanır ve dili öğrenebilecek mekanizmayla dünyaya gelmez (Psikolinguistik kuramın anlayışına zıttır). Dil gelişimi pekiştirme ve tekrar yoluyla olur. Çocuklar kendilerini istendik sonuca götüren (pekiştirilen) sesleri tekrarlayarak dili kazanırlar. Pekiştirilen sesler öğrenilir, pekiştirilmeyen seslerin ise gösterilme sıklığı söner. 9

10 Bebekler tesadüfen günlük konuşma dilinde var olan sözcüklere benzer sesler çıkardıklarında, ebeveynler çocuğun bu davranışını gülümseme, sarılma ya da çocukla konuşma şeklinde karşılarlar (pekiştirirler). Bu olumlu davranışlar çocuğu kelime benzeri sesleri tekrar çıkartması konusunda cesaretlendirir. Bu sebeple ebeveynlerin bu davranışları çocuk için ödül (pekiştireç) halini alır. Bu süreçte pekiştirilen sesler öğrenilir, pekiştirilmeyen seslerin ise tekrar edilme sıklığı azalır ve tekrar edilmedikleri için söner (Davranışçılıktaki bu durum edimsel koşullanma yoluyla öğrenmedir). Mesela; acıkan bir çocuk acıktığını belli etmek için ba der ve çevresindekiler onu yedirirlerse, artık çocuk ne zaman acıkırsa ba diyecektir. 10

11 Sosyal Öğrenme Yaklaşımı Çocuk sosyalleşme sürecinde yakın çevresindekilerini (başta anne-baba) model alır ve taklit eder. Yani dil gelişiminin temeli model alma dır. Albert Bandura ( ) Bebek için anne-babanın model olması, çocuğun onları taklit etmesi, anne-babanın pekiştirmesi ve düzeltici geribildirim vermesiyle dil öğrenilir. Mesela; Karadeniz Bölgesi&#;nde yaşayanların o bölgenin, Ege Bölgesi nde yaşayanların ise o bölgenin şivesiyle konuşması, bireylerin dili öğrenmesinde çevrenin etkisine ispattır. 11

12 Bandura nın Sosyal öğrenme kuramı sadece dil gelişimi için değil birçok gelişim alanı ile ilgilidir. 12

13 PSİKO-LİNGUİSTİK (BİYOLOJİK) YAKLAŞIM Temsilcileri Chomsky, McNeill, Lenneberg dir. Dil gelişimini biyolojik (nörolojik) ve psikolojik temellere dayandırırlar. Noam Chomsky ( ) Dil gelişiminin temeli biyolojiktir, ancak çevresel koşullardan bağımsız değildir. Dil gelişimi daha fazla olgunlaşmanın (biyolojik etkenin) etkisi altındadır. 13

14 Chomsky e göre; bütün insanlar genetik olarak (doğuştan) dil öğrenme altyapısına (beyin ve sinir yapısına) sahiptir. İnsan beyninin belirli bölgeleri dilin öğrenilmesinden (kazanılmasından) sorumludur. Bu altyapı sayesinde belirli bir biyolojik olgunluğa erişince ve gerekli çevresel koşullar da sağlandığında dil rahatlıkla öğrenilecektir. Yani çocuklar, yürümeyi öğrendikleri gibi, biyolojik olarak belli bir olgunluğa eriştikten sonra konuşmayı da öğrenirler. Çocuk dil öğrenmede sırasıyla önce isimleri, sonra fiilleri, daha sonra da sıfatları öğrenirler. 14

15 İşiten anne - babaların doğuştan duymayan çocuklarıyla çalışan bir araştırmacı, bu ebeveynlerden bir kısmının, konuşma dilini öğrenebilmeleri umuduyla çocuklarına işaret dilini öğretmediklerini saptamıştır. Araştırmacı daha sonra yaptığı çalışmada, bu çocukların işaret dilinde bulunanlardan daha farklı hareketlerle, kendilerini ifade etmeye çalıştıklarını gözlemiştir. Araştırmacının bu gözlemi, dilin kazanılmasında aşağıdakilerden hangisinin önemine vurgu yapmaktadır? A) Sosyal öğrenme B) Taklit C) Pekiştirme D) Klasik koşullanma E) Biyolojik altyapı 15

16 Piaget in BİLİŞSEL GELİŞİM YAKLAŞIMI Tıpkı bilişsel gelişimde olduğu gibi, dil gelişiminin de bir süreklilik içinde değil de, evrelerden geçerek oluştuğunu ve birey çevre ilişkilerinde etkin bir şekilde yapılandığını ortaya koymuştur. Dil gelişimini 4 evreye ayırmıştır. Jean Piaget ( ) 16

17 Piaget in Dönemsel Dil Gelişim Evreleri 1) Agulama evresi ( ay) a) Ağlama ( ay): Bebek çeşitli sesler çıkarır, ihtiyaçları için ağlar. Sesleri bilinçsizce çıkarır. b) Babıldama ( ay): Ünlü ve ünsüzler bir araya getirilerek iki heceli sesler (fonemler) ilk kez çıkarılır: Ma-ma, ba-ba gibi. Bu sesler ve heceler evrenseldir. c) Heceleme (Çağıldama) evresi ( ay): Bebeğin konuşma organları olgunlaşmıştır. Bebek üç heceli kelimeleri çıkarabilir, sözcükleri de telaffuz etmeye başlar. Ana diline özgün sesler çıkarmaya başlarlar. Kavram gelişimi henüz söz konusu değildir. 17

18 2) Tek sözcük evresi ( ay): Konuşmada kritik dönemdir. Çocuk ilk anlamlı sözcükleri (baba, anne, mama gibi) söyler. Çocuk, tek sözcükle birçok şey anlatmak ister. Buna morgem denir. Mesela; çocuk "kedi" dediğinde "kedi burada", "kedi gitti" gibi anlamları kastetmektedir. Kavram gelişimi: Bu dönemde çocukta kavram gelişimi görülür. Kavram gelişimi; çocuğun duyu organlarıyla aldığı bilgiyi ve nesneleri zihinsel tasarıma dönüştürmesidir. Mesela; çocuk, çevresinde gördüğü nesnelere masa, kitap, top gibi sembolik anlamlar (işaretsel işlev) yükler. Alıcı ve ifade edici dil: Bu dönemde alıcı dil gelişmişken ifade edici dil henüz gelişmemiştir. Çocukta önce alıcı dil, sonra ifade edici dil gelişir. 18

19 Alıcı dil; çocuğun diğer bireylerin konuşma dilini anlayabilme becerisidir. Mesela; 15 aylık bir çocuğa babası gel dediğinde çocuk bunu anlayacak ve yapacaktır. Çocuk bir sözcüğü öğrendiğinde bu sözcükle ilgili diğer sözcükleri de öğrenmeye çalışır. Yani çocuğun öğrenmeye istekli olması ve sürekli sorular sorması alıcı dilin gelişimini ifade eder. İfade edici dil ise; çocuğun kendini anlatabilme becerisidir. İfade edici dil, çocuğun kendisine yönetilen bir durumu anladıktan sonra (alıcı dil) bu duruma uygun karşılık (cevap) verebilmesidir. Mesela; 18 aylık bir çocuğa "Attaya gidelim" dendiğinde çocuk bunu anlar ve fakat kendisi Attaya gidelim anlamını düzgün bir cümleyle ifade edemez. Yani söyleneni kavrayabilecek (alıcı dil) ancak cevabı üretmekte zorluk (ifade edici dil) çekecektir. Çünkü henüz ifade edici dil gelişmemiştir. 19

20 3) Telgrafik konuşma evresi ( ay): İki farklı sözcüğün birleştirildiği, gramer yapılarına uymayan cümlelerin kurulduğu dönemdir. İki heceli kelimeler arası kadar bekleme vardır. Özne, yüklem, bağlaç, ekler gibi öğelerin bazıları kullanılmadan cümleler kurulur. Cümlede özne-yüklem ilişkisi olmadan konuşma vardır KPSS: bir çocuk anne su demekle telgrafik konuşma yapmaktadır. Çocuk burada anne su demekle aslında anne su ver kastetmektedir. 4) İlk gramer evresi ( ay): Gramer kurallarına göre cümleler kurulur. Kelime hazinesi gelişmiştir. Aşırı kurallaştırma: Çocuğun bir alanda öğrendiği kuralı, ilgili olmayan bütün durumlara uygulamasıdır. Yani öğrendiği kuralı, genellemesi gerekmeyen durumlara da genellemesidir. Mesela; Kızlar sözcüğündeki -lar ekini çoğul eki olarak öğrenen bir çocuğun, erkekler yerine erkeklar sözcüğünü kullanması. 20

21 İlköğretim birinci sınıf öğrencisi Ulaş ın mahallesindeki berberi berberci olarak adlandırması dil gelişiminde aşağıdakilerden hangisine bir örnektir? A) Aşırı kurallaştırma B) Kavram gelişimi C) Telgraf konuşma D) Eksik kurallaştırma E) Alıcı dil kavramı 21

22 Eksik kurallaştırma: Çocuğun bir alanda öğrendiği kuralı, sadece öğrendiği alanda (örnekte) kullanmasıdır. Yani öğrendiği kuralı, genellemesi gereken alanlara genelleyememesidir. Mesela; çocuk futbolcu kelimesini öğrenir, fakat basketbol oynayana basketbolcu yerine basketbol adam, basketbol oynayan adam kelimeleri kullanır. 22

23 Piaget e göre bireyin konuşma aşamaları Otistik konuşma ( yaş): Bebeklik döneminde gerçekleşen konuşmalardır. Çocuğun kendi kendine sesler çıkarmasıdır. Konuşma daha çok morgem ve telgrafik özellikler taşır. Yani sesler anlamlı değildir. Benmerkezci Dil (Konuşma) ( yaş): İşlem öncesi dönemde görülür. Benmerkezci düşünceden kaynaklanır. Çocuğun başkalarının bakış açısını göz önüne almaksızın, yalnızca kendi duygu ve düşüncelerini referans alarak, başka birisiyle gerçekleştirdiği ve kendisinin yönettiği konuşmadır. Toplumsallaşmış Dil (Konuşma) (7 yaş üstü): Somut dönemde başlar. Çocuk çevredeki insanları dikkate alarak bir dil kullanır. Çocuğun başkalarıyla iletişim kurmaya yönelik konuşmalarıdır. Bu konuşmalar 4 türlüdür; uygun bilgilendirme, eleştiri ve alay, emir ve ricalar, sorular ve cevaplar. 23

24 Gülce ile annesi oynamaktadır. Gülce: Anne bana Kızım ne yapıyorsun? diye sor. Anne: Kızım ne yapıyorsun? Gülce: Gemi yüzdürüyorum. Gülce: Şimdi de Nereye gidiyorsun? diye sor. Anne: Nereye gidiyorsun? Gülce: Anneanneme gidiyorum. Yukarıdaki karşılıklı konuşmada Gülce nin davranışları dil gelişimiyle ilgili aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir? A) İçsel konuşma B) Telgraf konuşması C) Yansıtıcı konuşma D) Toplu monolog E) Benmerkezci dil 24

25 KELİME DAĞARCIĞI 12 ay 3 kelime 18 ay 20 kelime 24 ay kelime 5 yaş kelime 25

26 3- DİL GELİŞİMİ İLE İLGİLİ DİĞER KAVRAMLAR Monolog: Benmerkezcilikten dolayı, çocuğun karşısındakini dinlemeden, onun kendisini dinlediğini varsayarak yaptığı tek yönlü konuşmadır. Yani çocuğun kendi kendine (yanında biri varmış gibi) sesli bir şekilde konuşmasıdır. Kolektif (toplu) Monolog: Benmerkezcilikten dolayı, çocukların yanındaki arkadaşları kendilerini dinlemese dahi hep birlikte toplu konuşmalarıdır. Yani çocukların bir aradayken birbirini dinliyormuş gibi görünüp, her çocuğun kendi monologunu yapmasıdır. 26

27 Hasan odasında diz çöküp, arabalarından birini sağ, diğerini de sol eline alarak yarıştırır. Arabalarını hızla ileri geri hareket ettirerek motor, fren ve korna sesleri çıkarır. Şimdi sarı araba geçiyor, şimdi mavi hızlandı. diye bağırır. Hasan ın ağzıyla oyununa tempo tutar gibi konuşması dil gelişimiyle ilgili aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir? A) Monolog B) Sözel senkretizm C) Tekrarlama D) İçsel konuşma E) Toplumsallaşmış dil 27

28 Leyla annesine resim yapmak istediğini söyler. Annesi boyaları ve kâğıdı masaya bırakır. Leyla masaya oturur. Bir çiçek resmi çizerken yanında annesi olmadığı hâlde, Bir çiçek, çiçek çizeceğim, çiçek yapacağım. der. Leyla nın resim çizerken yaptığı konuşmalar dil gelişimiyle ilgili olarak aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir? A) İçsel konuşma B) Yansıtıcı konuşma C) Tekrarlama D) Monolog E) Telgraf konuşma 28

29 İçsel Konuşma: Vygotsky ile ilgili bir kavramdır. Çocuğun bir iş, eylem ya da problemi çözerken yapacaklarını, yaptıklarını sessizce düşünmesi ve içinden konuşmasıdır. Yani içsel konuşma bir problemi çözerken söyleyeceklerini sesli olarak sözcüklere dökmeden zihinde tekrarlamasıdır. İçsel konuşmada birey kendi kendine konuşarak farkındalık yaratır, kendini anlar, durumu değerlendirir ve zihinsel gelişimine katkı yapar. İçsel konuşma, davranışların amaca yönelmesinde önemli rol oynar. Çocuk amacına ulaşmak için sessiz düşünür ve içinden konuşur. Tekrarlama (yankılama, yineleme): Çocukta devresel tepki özelliğine bağlı olarak ortaya çıkan konuşmadır. Çocuğun karşısındakinin söylediklerinin aynısını tekrar (taklit) etmesidir. Bu durum çocuğun hoşuna gittikçe tekrarları artırır. 29

30 Monologda çocuk bir olayı ya da oynadığı oyunda yaptıklarını kendi kendine sesli konuşurken, içsel konuşmada çocuk bir problemi çözmek için düşündüklerini içinden ve sessizce konuşur. Ayrıca içsel konuşmanın monologdan farkı her yaşta görülebilmesidir. 30

31 Bir anaokulu çıkış saatinde, kaban ve ayakkabılarını giydirerek çocukları hazırlayan görevli Ayşe Hanım la çocuklar arasında şu konuşma geçer; Ayşe Hanım: Fatma gelir misin? Sıra sende. Bertuğ: Fatma gelir misin? Sıra sende. Ayşe Hanım: Fatma lütfen. Bertuğ: Fatma lütfen. Ayşe Hanım: Bertuğ hiç komik değil yetişkinlerle alay edilmez. Bertuğ: Bertuğ hiç komik değil. Dil gelişimi açısından Bertuğ un bu konuşmaları aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? A) Monolog B) Eksik kurallaştırma C) Tekrarlama D) Sözel senkretizm E) Telgraf konuşması 31

32 Yansıtıcı Konuşma: İki kişinin karşılıklı konuşmasında, karşıdaki kişinin kendi cümlelerini ona sunarak problemini fark etmesi ve çözümlemesi amacıyla yapılan konuşmadır. Yansıtıcı konuşma dilinde birey sadece dinlenir, asla yorum yapılmaz ve onun ne hissettiği anlamaya çalışılıp, sesli bir şekilde ifade edilir. Yansıtıcı konuşma ile, karşıdaki kişinin kendi cümleleri ile bir sorunun çözümünü bulması amaçlanır. Yansıtıcı konuşma karşıdaki kişiye empati kurdurmayı amaçlar. Karşımızdaki kişinin içini dökmesi, kendini rahatça ifade etmesi, başarmak için nelere ihtiyaç duyduğunu ortaya çıkarmak amacıyla uzmanlar tarafından psikolojik danışma tekniği olarak sıklıkla kullanılır. Bu teknikte danışanın ifade ettiği duyguların aynısı veya benzeri danışman tarafından tekrar edilir. Mesela: Danışan ve danışman arasındaki şu konuşma - Danışan: Annem beni hiç anlamıyor. - Danışman: Annenin seni hiç anlamadığını söylüyorsun. 32

33 Eklektik (uzlaştırıcı) Dil: Kişilerarası diyalogda farklı fikirler (istekler, durumlar) arasında ortak noktayı bulmak için kullanılır. Mesela; aşağıdaki üç çocuk arasında geçen şu diyalog: - Ali: Saklambaç oynayacağız ne zamandır oynamıyoruz. - Ahmet: Hayır hep senin dediğin oluyor körebe oynayacağız. - Hasan: En iyisi önce saklambaç oynayalım, sonra da körebe oynayalım. Böylece ikinizin de isteği yerine gelir. Tümce Söz: Jest ve beden dilinin bir sözcükle birleştirerek kullanması yoluyla iletilen anlam, tek bir sözcükten daha fazlasını ifade eder. Bu sözcük ve jest birleşimine tümce söz denir. Tümce sözler aylar arasında yaygın olarak kullanılır. Sözel Senkretizm: Dilde farklı görünen biçim birimlerin (eklerin denilebilir) anlam bakımından aynı işlevi görecek biçimde kullanılmasıdır. Yani dilde aynı olmayan kelimeleri aynı kategoriye koymaktır. Genelde eklerde bu durum yapılır. Mesela; annemler bize geldi ve annemgil bize geldi cümlelerindeki -ler ve -gil ekleri aynı anlamı vermektedir. 33

34 Tek yumurta ikizleri ile tek doğan çocukların dil gelişimlerinin incelendiği bir araştırmada, ikizlerin tek doğan çocuklara göre dil gelişimlerinin daha yavaş ilerlediği bulunmuştur. Araştırmacılar özellikle ilk yıllarda gözlenen ancak zaman içinde kapanan, tek çocuklar ve ikizler arasındaki bu farklılığın, ikizlerin anneleriyle olan konuşma sürelerinin az olmasından ve daha çok birbirleriyle iletişim kurmalarından kaynaklanabileceğini ileri sürmüşlerdir. Bu araştırma sonucuna bağlı olarak dil gelişimiyle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Dil gelişiminde yaşamın ilk yıllarında çevresel, sonraki yıllarında kalıtsal faktörler daha etkilidir. B) Yaşamın sonraki yıllarında tek doğan çocukların dil gelişimlerinde bir duraklama görülürken ikizlerde bir artış gözlenir. C) Kalıtım tek doğan çocukların dil gelişimlerini hızlandırırken ikizlerinkini yavaşlatmaktadır. D) Dil gelişiminde kritik dönemin etkisi tek doğan çocuklara göre ikizlerde daha azdır. E) İkizler ve tek doğan çocuklar farklı yaşantılar geçirmektedirler. 34

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası