Kolpite

Ciğerlerimiz yandı Türkiye’nin noktasında çıkan orman yangınlarında doğal yaşam büyük zarar aldı. 19 Nisan tarihinde yayınlanan “İNSAN” başlıklı yazımda “Yangınlara Hazır mıyız?” altbaşlığı ile şu ifadeleri kullanmıştım; 

"Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Bekir Pakdemirli’nin uçağı geçtiğimiz hafta içinde Malatya’ya acil iniş yapmıştı. Resimlere bakarken Cessna Citation VI tipi uçakta bakanlığa ait logoyu görünce aklıma takıldı yılında alınması planlanan 5 amfibik uçak ve 30 helikopter acaba sezonuna hazır mı?

Aynı hataları yapıp farklı sonuçlar beklemeyin!"

Ve görünen o ki hazır değilmişiz! 

Neden bu uçaklar ve helikopterler zamanında alınmadı! Neden? Hadi o kadar maliyete girilemedi desek neden helikopterler için BUM (BAMBI BUCKET) alınmadı? Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yangın söndürme görevi verilseydi hangi pilot bu görevi seve seve üstlenmeyecekti? 

Günümüzde yangın söndürmede kullanılan birçok yöntem var. Örneğin yangın topları. Dronelarla bu toplar atılamaz mıydı? Hep işin gösteriş tarafında olduğumuz için biz droneları şov amaçlı kullanırız. Dünyanın en kurak 10 ülkesi arasında yer alan Birleşik Arap Emirilikleri’nin Dubai şehrinde dronelar bulutlara elektroşok vererek yağmur yağdırdı. Biz de yabancılardan medet umalım Belki uçaklarını gönderirler…

BUM

Türkiye’de BUM adıyla anılan Bambi Bucket’ı kısaca tanımlamak istersek helikopter kovası dememiz doğru olur. Her türlü helikoptere monte edilebilen bu kovaların değişik ebatları da mevcut. litreden itibaren litreye kadar çıkan bu kovaların yurt dışı fiyatları da dolarla dolar arasında değişiyor. Ancak bu kovalar Türkiye gibi ormanlık bir ülkede yeteri kadar kullanılmıyor. 

Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde bulunan kadar helikopter neden yangınlar için kullanılmıyor?

Yangınlar gece söndürülür. Bunun sebebi ise hava sıcaklığının düşmesi, rüzgârın azalması ve nemin artmasıdır. Ancak şu anda yangın söndürmede kullanılan helikopterler gece uçuşuna elverişsiz olduğu için gün batımında yere iniyorlar. İşte tam da bu sebeple, Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde bulunan gece uçuşlarına elverişli helikopterler kullanılmalıydı. Bu şekilde bir müdahale olsaydı yangın belki de 2 gün içerisinde kontrol altına alınabilirdi.

Türkiye’nin arazi koşulları göz önünde bulundurulduğunda helikopterle yangına müdahale daha doğru bir yaklaşım gibi gözükse de yine de yangın söndürme uçaklarının da bir ihtiyaç olduğu tartışmasız bir gerçek. Alınması planlanan uçaklar için ne beklenir anlamak da mümkün değil. Daha kaç defa canımız yanacak? Her yıl benzer olaylar…

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bir çınar ağacı için Yalova’daki köşkü metre kaydırması aklıma geldikçe şu anda yangınlar için atılmayan adımlar yüreğimi dağlıyor!





THY ÇALIŞAN ANKETİNE SİBER SALDIRI

Türk Hava Yolları çalışanlarının hazırladığı memnuniyet anketine geçen hafta köşe yazımda yer vermiştim. Katılımın kabin memurlarınca çok az sağlandığı bilgisini alınca derinden üzüldüm. Demek ki kabin memurlarının çoğunun keyfi yerinde… Neden acaba?

Ankete katılım sağlamak isteyenler geçtiğimiz günlerde başarısız olurken durumun siber saldırıdan kaynaklandığı belirlendi. Kim neden yapar böyle bir saldırıyı ki!!!! Saldırıyı düzenleyenlerin biraz soğukkanlı olması gerekirdi. Sonuçlar birilerinin menfaatleriyle ters düşse bile, böyle bel altı bir saldırı ancak daha çok tepki çeker!

8 Ağustos’a kadar yayında olacak ve çarpıcı sonuçlara imza atacak anketten son duruma ait iki grafik;

Anket için tıklayın

TGS’DE ALARM

Türk Hava Yolları yönetimi toz pembe tablolar çize dursun, şirketin önemli bir yükünü çeken Türk Hava Yolları Yer Hizmetleri Şirketi TGS personeli darboğazda. Vardiya sistemi ile çalışan personel artan iş yükü ve ekonomik şartlar sebebiyle ayakta kalmaya çalışıyor. Kimi zamanda bu yükler altında ezilen personelden kötü haberler de kulağımıza geliyor. Kronik rahatsızlığı olan personelin eve gönderilmesiyle birlikte birkaç kişinin yapacağı iş bir kişiye yüklenmiş durumda. Personelin elinden alınan haklar ve alım gücündeki düşüşle de yaşanan ekonomik sıkıntılar, bir an önce giderilmeli. BU İŞ BÖYLE GİTMEZ…

Emniyetli Uçuşlarınız Olsun…

Serdar BAŞAĞAOĞLU