pir sultan abdal gül hikayesi / Pir Sultan Abdal, idam edileceği dar ağacına doğru yürümeye başlar

Pir Sultan Abdal Gül Hikayesi

pir sultan abdal gül hikayesi

Erdoğan kullandığı deyimin hikayesini biliyor mu?

AKP&#;li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bugün MÜSİAD tarafından düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada  Pir Sultan Abdal&#;dan da alıntı yaparken, özellikle AKP içinde yaşanan ayrışmalara gönderme yaparak &#;içimizden atılan güller bizi yaralamıştır&#; dedi.

Erdoğan’ın konuşmasından bir bölüm şöyle idi:

“Bu onurlu duruşun bir bedeli var. Son yıllarda başımıza gelen her hadise işte bu bedelin bir parçasıdır. Bizi bu zorlu süreçte düşmanlarımızın attıkları taşlardan ziyade içimizden atılan güller yaralamıştır. Aşık Reyhani ne güzel söylemiş, &#;Dağ odur ki üzerinde kar ola, bülbül odur ki ötüşünde zar ola, dost odur ki dar gününde yar ola, geniş günde düşman bile yar olur.&#; Evet biz de ülkemizin dar günlerinde fikrine, zikrine, siyasetine bakmaksızın herkesin milletimize yar olmasını beklerdik. ama maalesef bu konuda sürekli hayal kırıklığı yaşıyoruz.&#;

OSMANLI&#;NIN İDAM ETTİĞİ PİR SULTAN&#;

Osmanlı’nın idam ettiği, Erdoğan&#;ın alıntıladığı Pir Sultan Abdal&#;ın “Dostun gülü yaralar beni” sözlerinin hikayesi ise şöyle:

Osmanlı düzenine ve onun yerel iktidar güçlerine karşı ayaklanan yoksul halkın daha fazla vergi sömürüsü altında inlemesine karşı çıkan Pir Sultan Abdal, Osmanlı döneminde idam edilir. Ünlü halk ozanı ve adı kuşaktan kuşağa türkülerle bugüne gelen Pir Sultan Abdal, idam edileceği dar ağacına giderken ya da recm edilirken Hızır Paşa’nın “herkes taş atsın, atmayanın boynu uçurulacak” emri doğrultusunda taşlanır. Bu sırada musahibi Ali Baba, taş yerine gül atar. İşte bu zaman Pir Sultan Abdal’ın ağzından “şu ellerin taşı bana değmez, dostun gülü yaralar beni” çıktığı söylenir.

Bu sözler türkü olarak bugünlere gelmiş ve onurun, direnişin, yoksul halk için ölümün simgesi olarak söylenip durmuştur.

Osmanlıcı ve İslamcı siyasi kimliği ile bilinen Erdoğan’ın, Pir Sultan’ın bu sözlerini de kendine yontması manidar bulundu.

&#;AÇILIN KAPILAR ŞAH&#;A GİDELİM&#; DİYE MEDET ARAMA DÖNEMİ&#;

Öte yandan &#;te Başbakan Tayyip Erdoğan, Pir Sultan Abdal&#;ın &#;Açılın kapılar Şah&#;a gidelim&#; şiirine de ilginç bir gönderme yapmıştı. Erdoğan &#;Biz defalarca reform yaptık, daha da yapacağız. Normalleştikçe ülkemiz, asırlardır devam eden sorunlar tek tek ortadan kalkıyor. Bütün anlamsız yasaklar, kısıtlamalar, biz Alevi kardeşlerimizin sorunlarını bir istismar olarak kullanılmasına asla izin vermeyiz. Hızır paşalar asırlar öncesinde kalmıştır. Açılın kapılar Şah&#;a gidelim diye, medet arama dönemi de asırlar öncesinde kalmıştır&#; demişti.


Pir Sultan hakkında söylenenler tereddütler ile doludur. Hızır Paşa’nın hangi Hızır olduğu şiirlerindeki Şah isminin gerçek anlamda kimi kastettiği tam olarak bilinmese de devrin siyasi ve ideolojik özelliklerine bakılarak çeşitli yorumlar getirilmiştir. Buna göre Hızır adını Sivas valisi Hızır Paşa’yı karşıladığı Şah adının da İran Şahı Tahmasb olduğu daha ağır basmaktadır fakat Pir Sultan’ın bilhassa telmih sanatına başvurarak meydana getirdiği demeler de şah sözcüğünün Hz. Ali ya da İmam Hüseyin yerine kullanıldığı akla gelmektedir. Yine Pir Sultan Abdal’ın çok sevilmesinden dolayı ölümünden sonra Pir Sultan, Pir Sultan Abdal, Abdal Pir Sultan gibi adlarla yeni âşıkların ortaya çıktığı da bazı edebiyat tarihçileri tarafından aktarılır. Pir Sultan Abdal şiirlerinde Türkçeyi ustalıkla kullanmış coşkun ve akıcı bir dille hem dünyanın faniliği ne hem de bakiliğini çok güzel işlemiştir. O, Aleviliğin incelenişinde önde gelen bir kaynaktır.

Yaşamı defalarca ele alınmış, bunlar da çeşitli rivayetlere ve Alevi hafızası olan sözlü kültüre dayandırılmıştır. Başkaldırısı üzerineyse resmi tarih ve arşiv vesikaları sessizdir. Bu kaynaklarda genel olarak çok daha büyük ayaklanmalar yer alırken Pir Sultan’ın haykırışı, yani deyişleri olmasa onun hareketi unutulup giderdi. Arşiv vesikaları ve resmi tarihte yankısını bulmayan bu isyan ve onu hakkında söylenebilenler saha araştırmaları özellikle Boratav’ın yaptığı yolculukla biraz daha görünür oldu. Alevi hafızasında canlı tutulan Pir Sultan, gerçek adıyla Haydar, Banaz köyündendi. Alevi dervişler topluluğu ulularındandı. Sosyal ve dinsel nitelikli bir ayaklanmanın başında yer aldı. Bu ayaklanma Kanuni Sultan Süleyman ile Şah İsmail’in yerine tahta çıkan oğlu Şah Tahmasb’ın hükümdarlık yıllarında olmuştu.

Pir Sultan’ın müritleri arasında, Sivas ve Hafik arasında yer alan Sofular köyünden Hızır adlı bir dervişi vardı. Hızır, talihinin peşinde İstanbul’a gitti ve orada yıldızı parladı, paşa ve sonra Beylerbeyi oldu. Söylencelere göre paşa ve vezir olacağını ve gelip kendisini astıracağını Pir Sultan kendisine önceden söylemişti. Söylediği gibi, kendisi bir ayaklanmanın başında yer aldığında eski müridi de paşa olarak ayaklanmayı bastırmakla görevlendirildi. Pir Sultan, Sivas’ta Toprakkale’ye kapatıldı ve ölüm cezasına çarptırıldı.

Yine söylenceye göre, Hızır Paşa, içinde “Şah” geçmeyen üç nefes okumasını isteyerek yaşamını bağışlamayı denedi. Pir Sultan sazını getirtti ve Şah’ı öven üç nefes okudu.

Şah İsmail ile I. Selim arasındaki savaşın yeni alt üst ettiği bir dönemde, manevi Şah ölümlü Şah’la çoğu kez istenerek karıştırılıyor olsa da andığı İran’daki Şah değil, manevi Şah, Şâh- ı Merdan, yani doğrudan Ali idi diyor İ. Melikoff eserlerinde.

Pir Sultan Abdal, Sivas’ta asıldı ve Hızır Paşa adı da lanetlendi. Menkıbelerinin, efsanesinin yaşadığı muhit Yıldızdağı eteklerinde bulunan Banaz’da canlı bir şekilde yaşatılır ve burada onun neslinden geldiği söylenen bir aile de mevcuttur. Burada Pir Sultan’ın asıldıktan sonra birkaç yerde göründüğü darağacına hırkasını asarak kaybolduğuna dair menkıbeleri çok hoş bir üslup ve hüzünle anlatırlar.

Üstelik burada evlatlarının yani üç oğlu ve bir kızı olduğunu, oğullarından Seyid Ali’nin Banaz’da çam korusunda, bir oğlu Pir Mehmed’in Tokat Daduk köyünde, diğer bir oğlu Er Gayıp’ın da Dersim’de, kızının da yine Banaz da yattığını anlatırlar. Kızı Sanem babası asıldığında bir deme söylemiş ve bu oldukça ünlenmiştir ancak Sanem’e ait bu deme ve oğlu Pir Mehmed’in de gerçekten yaşadığına dair manzume bazı kaynaklarda yer almasına karşın halen pek bilinmez. Bununla birlikte anlatılarda enteresan bir kısım daha vardır; Sofular köyünde Hızır Paşa’nın gelen geçene gösterilen evi ve kapısında bulunan afyon tarlasının anlatısı. Müptelası olan Hızır Paşa’ya bu alışkanlığından hoşlanmayan Pir Sultan’ın “kapısının önünde bite” duasından sonra burada bir afyon tarlası oluşmuş ve kesip biçilmesine rağmen tekrar tekrar bu bitki burada yeniden bitermiş. Bütün bu anlatılar ve onun öyküsü saha çalışmaları neticesinde Pertev Naili Boratav tarafından da kayıt altına alınmıştır.

Devamı gelecek hafta…

Pir Sultan Abdal Kimdir? Hayatı, Eserleri

Pir Sultan Abdal, 16&#;ncı yüzyılda yaşadı. Hakkında fazla bilgi yok. Asıl adı Haydar. Yaşamının büyük bölümü, Sivas ilinin Yıldızeli ilçesine bağlı Banaz köyünde geçti. 16&#;ncı yüzyılın ikinci yarısında Sivas çevresinde boy gösteren Alevi-Bektaşi kökenli ve İran yanlısı mezhep olaylarına karıştı. Sivas Beylerbeyi Deli Hızır Paşa, Pir Sultan&#;ı astırdı.

Ölümümün, ya da arasındaki bir tarih olduğu sanılıyor.

Çeşitli araştırmalarda 6 ayrı Pir Sultan kimliğine değinilir:

Sırasıyla,

  1. Çorum yöresinden olup bir süre Ankara&#;da Hasan Dede tekkesinde kalan Pir Sultan&#;ım Haydar,
  2. aruzla şiirler yazan Pir Sultan,
  3. Divriği yöresinde yetişen ve asıl adı Halil İbrahim olan Pir Sultan Abdal,
  4. 18&#;inci yüzyılın ikinci yarısı ile 19&#;uncu yüzyılın başında yaşamış olan Abdal Pir Sultan,
  5. 16&#;ncı yüzyıl sonu ile 17&#;nci yüzyıl başında yaşayan ve Pir Sultan&#;ın asılmasıyla ilgili deyişleri söyleyen Pir Sultan Abdal ve son olarak
  6. menkıbeleşmiş yaşamıyla tanınan, Hızır Paşa&#;nın astığı kabul edilen 16&#;ncı yüzyıl şairi Banazlı Pir Sultan Abdal.

Halk edebiyatı araştırmacıları, gerçek Pir Sultan Abdal olarak Banazlıyı kabul eder.

Pir Sultan Abdal, Alevi gelenekleri ve tarikat içinde yetişti. Hatayî (Şah İsmail), Kul Hüseyin ve Kul Himmet&#;ten etkilendi.

Şiirlerinde duru ve yalın bir dil kullandı. Ana konuları; aşk, tasavvuf ve mücadeledir. Tekke ve tasavvufun kalıplarını aşıp geniş bir halk kesimine seslenebildi.

Medrese öğrenimi görmediği için, diğer bazı halk şairlerinin tersine, Divan Edebiyatı&#;ndan hiç etkilenmedi.

Sadettin Nüzhet Ergun, Abdülbaki Gölpınarlı, Pertev Naili Boratav, Cevdet Kudret, Cahit Öztelli, Sabahattin Eyuboğlu, Mehmet Fuad, Orhan Ural, Mehmet Bayrak ve Erol Toy&#;un Pir Sultan Abdal ile ilgili araştırmaları ve kitapları vardır.

Pir Sultan Abdal&#;ın Şiirlerinden Örnekler

Ötme Bülbül

Ötme bülbül ötme şen değil bağım
Dost senin derdinden ben yana yana
Tükendi fitilim eridi yağım
Dost senin derdinden ben yana yana

Deryadan bölünmüş sellere döndüm
Ateşi kararmış küllere döndüm
Vakitsiz açılmış güllere döndüm
Dost senin derdinden ben yana yana

Haberin duyarsın peyikler ile
Yaramı sarsınlar şehidler ile
Kırk yıl dağda gezdim geyikler ile
Dost senin derdinden ben yana yana

Abdal Pir Sultan&#;ım, doldum eksildim
Yemeden içmeden sudan kesildim
Zülfün kemendine kondum asıldım
Dost senin derdinden ben yana yana

Bin Cefalar Etsen Almam Üstüme

Bin cefâlar etsen almam üstüme
Gayet şirin geldi dillerin dostum
Varıp yad ellere meyil verirsen
Kış ola bağlana yolların dostum

İlâhi onmaya yardan ayıran
Bahçede bülbüller ötüyor uyan
Kula gölge olsa Allah&#;a ayan
Senden ayrılalı gülmedim dostum

Pir Sultan Abdal&#;ım gülüm dermişler
Bu şirin canıma nasıl kıymışlar
İster isem dünya malın vermişler
Sensiz dünya malın neylerim dostum

Bende bu yayladan şaha giderim

Karşıdan görünen ne güzel yayla
Bir dem süremedin giderim böyle
Ala gözlü pirim sen himmet eyle
Ben de bu yayladan şaha giderim

Eğer göverüben bostan olursam
Şu halkın diline destan olursam
Kara toprak senden üstün olursam
Ben de bu yayladan şaha giderim

Bir bölük turnaya sökün dediler
Yürekteki derdi dökün dediler
Yayladan ötesi yakın dediler
Ben de bu yayladan şaha giderim

Dost elinden dolu içmiş deliyim
Üstü kan köpüklü meşe seliyim
Ben bir yol oğluyum yol sefiliyim
Ben de bu yayladan şaha giderim

Alınmış abdestim aldırırlarsa
Kılınmış namazın kıldırırlarsa
Sizde şah diyeni öldürürlerse
Ben de bu yayladan şaha giderim

Pir Sultan Abdal´ım dünya durulmaz
Gitti giden ömür geri dönülmez
Gözlerim de şah yolundan ayrılmaz
Ben de bu yayladan şaha gider

Dostun Bir Gülü Yaralar Beni

Şu kanlı zalımın ettiği işler
Garip bülbül gibi beni zar eyler
Yağmur gibi yağar taşlar başıma
İllede dostun bir fiskesi yaralar beni beni beni
Can beni beni beni dost beni beni beni

Dar günümde dustum düşmanı beli oldu
Bir derdim var idi şimdi el oldu
Ecel fermanı boymuna takıldı
Gerek vura gerek asa lar beni beni beni
Can beni beni beni dost beni beni beni

Pir sultan abdalım can göye almaz
Haktan emir olmasa ı rahmet yağmaz
Şu ellerin taşı bana hiç degmez
İllede dostun bir tek gülü yaralar beni beni
Can beni beni beni dost beni beni beni.

Başlıksız

Varıp yoldaş olma sen uğursuza
Komşu olma namussuza arsıza
Sabah selâmını verme pîrsize
Adamın başına belâ getirir

Muhib yolldaş olma kalleş yâr ile
O yâr da durmadı bir ikrar ile
Sakın sohbet etme münkir kör ile
Altının adını pula getirir

PİR SULTAN ABDAL&#;ım derdim ziyade
İçilirmi yârsız yad ile bade
Yâr odur ahrette şefaat ede
Sadık yâr insanı yola getirir.

Bir Güzelin Aşığıyım

Bir güzelin aşığıyım erenler
Onun için taşa tutar el beni
Gündüz hayalimde gece düşümde
Kumdan kuma savuruyor yel beni

Al gül olsam al gerdana takılsam
Kemer olsam ince bele sarılsam
Köle olsam pazarlarda satılsam
Yarim deyi al sinene sar beni

Abdal Pir Sultan&#;ım gamzeler oktur
Hezaran sinemde yaralar çoktur
Benim senden özge sevdiğim yoktur
İnanmazsan git Allah&#;a sor beni

Kul Olayım Kalem Tutan Eline

Kul olayım kalem tutan eline
Kâtip ahvalimi şah&#;a böyle yaz
Şekerler ezeyim şirin diline
Kâtip ahvalimi şah&#;a böyle yaz

Allahı seversen kâtip böyle yaz
Dün ü gün ol şah&#;a eylerim niyaz
Umarım yıkılır şu kanlı Sivas
Kâtip ahvalimi şah&#;a böyle yaz

Sivas illerinde sazım çalınır
Çamlı beller bölük bölük bölünür
Ben dosttan ayrıldım bağrım delinir
Kâtip ahvalimi şah&#;a böyle yaz

Münafıkın her dediği oluyor
Gül benzimiz sararuban soluyor
Gidi Mervan sâd oluban gülüyor
Kâtip ahvalimi şah&#;a böyle yaz

Pir Sultan Abdal&#;ım ey Hızır Paşa
Gör ki neler gelir sağ olan başa
Hasret koydu bizi kavim kardaşa
Kâtip ahvalimi şah&#;a böyle yaz

Gafil Gezme Şaşkın

Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
Yalan dünya senin olsa ne fayda
Akibet alırlar tatlı canın
Bülbül gibi dilin olsa ne fayda

Söylersin de söz içinde şaşmazsın
Helâli haramı yersin seçmezsin
Nasibin kesilir de sular içmezsin
Akar çaylar senin olsa ne fayda

Söylersin de el içinde sözün var
Yeler çalışırsın oğlun kızın var
Bu dünyada üç beş arşın bezin var
Bedestenler senin olsa ne fayda

Bir gün alır götürürler evinden
Hakk&#;ın kelâmını koyma dilinden
Kurtulaman Ezrail&#;in elinden
Dünya dolu malın olsa ne fayda

Pir Sultan Abdal&#;ım çıktık oturduk
Kaza lokmasını burda yetirdik
Dünya bizim diye çektik getirdik
Yalan dünya bizim olsa ne fayda

Nefes

Güzel aşık cevrimizi
Çekemezsin demedim mi
Bu bir rıza lokmasıdır
Yiyemezsin demedim mi

Yemeyenler kalır naçar
Gözlerinden kanlar saçar
Bu bir demdir gelir geçer
Duyamazsın demedim mi

Pir sultan ALİ şahımız
Hakka ulaşır ahımız
Oniki imam katarımız
Uyamazsın demedim mi

Dağlar

Ey benim divane gönlüm
Dağlara düştüm yalınız
Bu cefayı kendi özüm
Pek mail gördüm yalınız

Dağlar var dağlardan yüce
Dağmı dayanır bu güce
Derdimi üç gün üç gece
Söylerim bitmez yalınız

Şah&#;ın ayağına varsam
Hayırlı gülbengin alsam
Kızılırmağa gark olsam
Çağlasam aksam yalınız

Pir Sultanım ey erenler
Erine niyaz edenler
Üçler, kırklar, yediler
Mürvete geldim yalınız

Derdim Çoktur

Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazalendi yürek yarası
Ben bu derde kande derman bulayım
Meğer Şah elinden ola çaresi

Efendim efendim benim efendim
Benim bu derdime derman efendim

Türlü donlar giyer gülden naziktir
Bülbül cevreyleme güle yazıktır
Çok hasretlik çektim bağrım eziktir
Güle güle gelir canlar paresi

Benim uzun boylu servi çınarım
Yüreğime bir od düştü yanarım
Kıblem sensin yüzüm sana dönerim
Mihrabımdır kaşlarının arası

Didar ile muhabbete doyulmaz
Muhabbetten kaçan insan sayılmaz
Münkir üflemekle çırağ söyünmez
Tutuşunca yanar aşkın çırası

Pir Sultan&#;ım katı yüksek uçarsın
Selamsız sabahsız gelir geeçersin
Dilber muhabbetten niçin kaçarsın
Böyle midir ilimizin töresi

Nasıl Yar Diyeyim

Nasıl yar diyeyim ben böyle yare
Mecnun edip çöle saldıktan sonra
Alemin bağında bülbüller öter
Giden benim gülüm solduktan sonra

Coşkun sular gibi çağlamayan yar
Gönlünü gönlüme bağlamayan yar
Benim şu halime ağlamayan yar
Daha ağlamasın öldükten sonra

PİR SULTAN ABDAL&#;ım sürem bu yolu
İnsanın kamili olmuşam kulu
İster yağmur yağsın isterse dolu
Gidem ben ummana daldıktan sonra

Dönen Dönsün

Koyun beni hak aşkına yanayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
Yolumdan dönüp de mahrum mu kalayım
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

Kadılar müftüler fetva yazarsa
İşte kement işte boynum asarsa
İşte hançer işte başım keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

Bir gün mahşer olur divan kurulur
Suçlu suçsuz varsa orda bulunur
Piri olmayanlar anda bilinir
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

PİR SULTAN&#;ım arşa çıkar ünümüz
O da bizim ulumuzdur pirimiz
Hakka teslim olsun garip canımız
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

Geçti Dost Kervanı

Şu karşı yaylada göç katar katar
Bir güzel sevdası gözümde tüter
Bu ayrılık bize ölümden beter
Geçti dost kervanı eyleme beni

Şu benim sevdiğim başta oturur
Bir güzelin derdi beni bitirir
Bu ayrılık bize ölüm getirir
Geçti dost kervanı eyleme beni

Pir Sultan Abdal&#;ım kalkın aşalım
Aşıp yüce dağı engin düşelim
Çok nimetin yedik helallaşalım
Geçti dost kervanı eyleme beni

Tevhit

Önüme bir çığır geldi
Bir ucu var şar içinde
Ârifler dükkânı açmış
Ne ararsan var içinde

Gir dükkâna pazar eyle
Her şirindir hezar eyle
Aya güne nazar eyle
Ay Muhammet nur içinde

Ay Alidir gün Muhammet
Okunan seksen bin ayet
Balıklar deryaya hasret
Çarka döner göl içinde

Göl içinde çarka döner
Susuzluktan bağrı yanar
Alemler seyrana iner
Seyir var seyir içinde

Kuduretten verdi balı
Bahanesi oldu arı
Şimdi dinle ahuzarı
Arı inler bal içinde

Pir Sultanım ey gaziler
Yürekte yara sızılar
Talip de Pirin arzular
Bülbül öter gül içinde

Ayrıca bakınız ⇒

Halk Edebiyatı

Haberler

Pir Sultan Abdal, idam edileceği dar ağacına doğru yürümeye başlar
Hızır Paşa emir verir:
"Herkes Pir Sultan'ı taşlasın, taş atmayanın boynu uçurulacak bilsin." diye
Uğruna mücadele ettiği halk
Pir Sultan'ı taşlamaya başlar
Taşlar Pir Sultan'a kadar gelmekte, ama ona değmeden yere
düşmektedir
Pir sultan'nın musahibi (can yoldaşı) Ali Baba, taş atmasa da
Can korkusundan Pir'e bir gül atar
Gül Pir sultan'a değer ve yaralar
Al kanlar akar Pir'in bedeninden
Can dostunun bu hareketinden incinen Pir sultan'ın dudaklarından şu nefes dökülür

Şu kanlı zalımın ettiği işler,
Garip bülbül gibi zaralar beni.
Yağmur gibi yağar başıma taşlar,
İllede dostun bir fiskesi yaralar beni.
Dar günümde dost düşmanım belli oldu.
Bir derdim var idi, şimdi elli oldu.
Ecel fermanı boymuna takıldı.
Gerek asa, gerek vuralar beni.
Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz.
Haktan emr olmazsa rahmet yağmaz.
Şu ellerin taşı hiç bana değmez.
İlle dostun bir tek gülü yaralar beni !

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası