ağzından köpük gelmesinin nedenleri / Bebeklerin Ağzı Neden Köpürür? – İstanbul Alerji

Ağzından Köpük Gelmesinin Nedenleri

ağzından köpük gelmesinin nedenleri

Bebeğin Ağzından Köpük Gelmesi

Bebeğin Ağzından Köpük Gelmesi Nedir?

Bebekler henüz iletişim becerileri gelişmemesinden dolayı rahatsızlıkları olduğunda bunu beden dili ile gösterirler. Bebeğin ağzından köpük gelmesi de bu durumlardan biridir. Genelde yenidoğan ve diş çıkarma döneminde farklı belirtileri yoksa ağızdan köpük gelmesi normal olarak karşılanır. Yenidoğan bebekte ağzında pamukçuk sebebiyle, diş çıkaran bebekte de ağız içerisinde yaşanan durumdan kaynaklı olacağı için korkulmaması gerekir.

Bebeklerde ağızdan köpük gelmesi durumu bazı koşullarda normal sayılsa da reflü, havale, zehirlenme ve epilepsi belirtilerinin arasında da yer almaktadır. Bebeğin bu durumda köpük gelme harici daha farklı belirtileri de göstermesi gerekmektedir. Bunlar yüksek ateş, halsizlik, sıçrama, sık sık kusma gibi semptomlara da sahip olmalıdır. Bu durumda sağlığı açısından tehlike yaratmamak için bir sağlık kuruluşuna gidilmelidir.

Bebeğin Ağzından Köpük Gelmesi Belirtileri Nelerdir?

Bebeklerin ağzından köpük gelmesi fiziksel olarak dışa vurulan bir rahatsızlıktır.

Bebeğin ağzından köpük gelmesi;

  • Ağızdan köpüren,
  • Ağız çevresinde salgı şeklinde olan,
  • Dudaklarda köpük köpük biriken tükürük olarak görülür.

Bakım veren kişinin bu durumda tutumu oldukça önemlidir. Bebeği iyi gözlemleyerek rahatsızlığını fark edip, neler uygulanmalı noktasında Çocuk Doktoruna danışmalıdır.

Bebeğin Ağzından Köpük Gelmesi Nedenleri Nelerdir?

Bebeklerde köpük gelmesi nedenleri için dikkat edilmesi gereken en önemli şey bebeğin içerisinde bulunduğu ay olmalıdır. Ağızdan köpük gelmesi genellikle bebeğin aylarına göre değişiklik göstermektedir.

İçerisinde bulunduğu aya göre ağızdan köpük gelmesinin nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Yenidoğan bebeklerin ağzından köpük gelmesinin başlıca nedenlerinden biri de ağzında oluşan pamukçuktur. Pamukçuk birçok bebekte yaşanan ve tedavisi kolay olan bir rahatsızlıktır.
  • Bebek 6 - 7. ay civarında diş çıkarma dönemine girmektedir. Bebeğin ağız içerisinde değişiklik olması köpük oluşmasına neden olmaktadır. Bebeğinizin ağzından köpük geldiğini fark ettiğinizde ilk bakmanız gereken dişleridir. Diş çıkarma sebebiyle köpük olduğunu fark etmek aile için rahatlatıcı etkiye sahiptir. 

Dönemsel olarak bebeklerde köpük gelmesinin yanı sıra bazı hastalıkların habercisi olarak da ortaya çıkmaktadır.

Bu hastalıkları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Epilepsi: Nörolojik olarak herhangi bir tetikleyici uyarana ihtiyaç duyulmadan tekrarlı olarak seyreden bilinç kaybı olarak adlandırılır. Bebeklerde epilepsi nöbetlerinin anlaşılması zor olmaktadır. Bu durumda belirtileri yardımcı olur. Bebeğin ağzından köpük gelmesi epilepsi belirtileri arasındadır fakat buna ek olarak aniden sıçrama, gözlerde sabitlenme gibi belirtiler de eşlik etmelidir. 
  • Reflü: Reflü mide içerisinde yer alan besinin yemek borusuna doğru geri kaçmasıdır. En sık 1 yaş civarında ortaya çıkmaktadır. 4 aylıkken zirve yapıp 12 ila 18 ay civarında kendiliğinden iyileşme gösterir. Fizyolojik olarak reflü oluşmasının nedeni mide ile yemek borusu arasındaki kaslı yapının gelişmemiş olmasıdır. Bu fizyolojik reflünün yüzde 80’i kendiliğinden iyileşme gösterir. Yanlış beslenme sonucu da reflü oluşmaktadır. Aşırı beslenme, bebeğin yanlış tutulması gibi yapılan bazı hareketler reflüye sebebiyet vermektedir. Reflü semptomları sık sık kusma, uykuda bozukluk, beslenme de sorun ve öksürük olarak da sıralanabilir. 
  • HavaleHavale özellikle bebeklik döneminde ortaya çıkan, yüksek ateş sebebiyle bilinç kaybı oluşarak kasılmalar görülmesidir. Ateşli havale çoğunlukla 3 ay ile 6 yaş arası çocuklarda %5 ihtimalle görülür. Ateşli havalede aileden gelen yatkınlık etkilidir. 
  • Zehirlenme:Zehirlenmenin birden çok sebebi mevcuttur. Bunlar; cildin zehirli bir maddeye temas etmesi, zehir içerikli bir besin tüketmek ve bozulmuş gıdaları tüketmek olarak örnek verilebilir. Zehirlenme bebeklerde ağızda köpüklenme olarak belirti gösterebilir. Bu tür durumlarda erken tedavi hayati önem taşımaktadır.

Bebeğin Ağzından Köpük Gelmesi Teşhisi

Bebekte köpük görülmesi bazı hastalıkların habercisi olacağı için doğru teşhisin yapılması bebeğin sağlığı için oldukça önemlidir.

Bebeğin ağzından köpük gelmesi teşhisini şüphe edilen hastalığa göre sıralarsak:

  • Fiziksel Muayene: Öncelikle bebeğin ağzından köpük gelmesi nedeninin diş çıkarma veya pamukçuk olup olmadığını konusunda fiziksel bir muayeneden geçmesi gerekir.
  • Reflü Teşhisi: Reflü teşhisi için hekim birden çok yönteme başvurur. X ışınları ile görüntülenen sindirim sisteminde anormallik olup olmadığına bakılır. Endoskopi ile bebeğin yemek borusu, mide, ince bağırsak kontrol edilerek inceleme için örnek alınabilir. PH izleme ile bebeğin yemek borusundaki asitlik ölçülebilir. Bu yöntemlerin ardından hekim reflü teşhisine karar verecektir.
  • Epilepsi Teşhisi: Öncelikle doktor ayrıntılı tıbbi geçmiş hakkında bilgi edinir. Çocuğun nöbet sıklığı, çocukta olan belirtiler ve kafa travması gibi durumlar olup olmadığı hakkında bilgi edinilir. Doktor öncelikle kan şekeri ve diğer faktörlerin kontrolü için kan testi istemektedir. Sonrasında beyindeki anomalileri görüntülemek için MR uygular. Beyin omurilik sıvısından örnek alarak enfeksiyon ve diğer problemlerin testlerini lomber ponksiyon ile yapar.
  • Havale Teşhisi: Bebeğin tıbbı geçmişi hakkında bilgi edinilir. Muayene sonuçlarına göre doktor çeşitli testler istemektedir. Kan ve idrar testleri ile metabolik bir sorunun olup olmadığı kontrol edilir. 1 ila 3 ay arasındaki bebekler için kan tahlilinin yanına idrar kültürü de istenir. İshal olduğu durumda dışkı kültürü de istenebilir. Nedeninin bilinmediği yüksek ateş durumunda bebekten tam kan sayımı, sedimantasyon, CRP, göğüs röntgeni, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri istenebilir.
  • Zehirlenme Teşhisi: Doktor öncelikle besin zehirlenmesi veya ciltten zehirlenme ihtimaline karşı gün içerisinde maruz kalabileceği toksik maddeyi sorar. Çocuğun solunum yollarını, zihinsel durumunu ve göz bebeklerini kontrol eder. Kan testleri uygulayarak maruz kalınan toksik madde belirlenebilir. Röntgen yardımı ile bebeğin yuttuğu cismin varlığına dair göğsünün ve karnının görüntülerini inceler. 

Bebeğin Ağzından Köpük Gelmesi Tedavisi

Bebeğin ağzından köpük gelmesi bazı hastalıkların altta yatan sebeplerinden biridir. Teşhisi yapılan hastalığın bir an önce tedavi sürecinin başlaması gerekir.

Bebeğin ağzından köpük gelmesi tedavisi hastalıklara göre sıralanacak olursa:

  • Reflü Tedavisi: Hekim reflü için bazı tedaviler önerebilir. Mama ile beslenen bebekler için koyulaştırılmış bir toz veya damla olarak probiyotikler önerebilir. Bebeğin midesinin asit üretmesini önleyecek ilaçlar verilebilir.
  • Epilepsi Tedavisi: Olası nöbetlerin kontrol altına alınması için ilaç tedavisi uygulanabilir. Yine aynı sebeple epilepsi tedavisi olarak değil nöbetleri kısmen ya da tamamen durdurmak için vagal sinir stimülatörü uygulanır. Bu tedavi beyne vagus sinirlerine küçük enerjiler gönderir.
  • Havale Tedavisi: Ateşli hastalık ile karşı karşıya olan bebeğe ateş düşürücü ilaçlar verilir. Nöbetin nedeni sadece ateş ise genellikle hastanede yatmaya gerek kalmadan tedavisi yapılacaktır.
  • Zehirlenme Tedavisi: Doktor çocuğu etkileyen zehrin türünü belirledikten sonra vücudu normal işlevine geri getirmek amaçlı birçok farklı tedavi uygular. Bunlardan biri gastrointestinal dekontaminasyon olarak bilinir. Bu tedavi yönteminde sindirilmiş toksik maddenin emilimi önlenir. Bu yöntem dışında panzehir uygulaması da yapılabilir. Panzehirler bir zehrin etkisini yok eden maddeler olarak tanımlanır. Ağız yoluyla oluşan zehirlenmelerde kullanılır. Bebeğe bir diğer yöntem olan orogastrik lavaj kullanılarak mide yıkanması da uygulanabilir.

Bebeğin Ağzından Köpük Gelmesi Tedavi Edilmezse

Bebeğin ağzından köpük gelmesi normal durumlarda kendiliğinden iyileşme göstermektedir. Ama bazı hastalıklar sebebiyle ortaya çıkan köpüklenme durumu uzun süreli olacaktır. Bebeğin ağzından köpük gelmesi tedavi edilmediğinde altında yatan hastalıklar kalıcı bir hal alabilir.

Bu kalıcı rahatsızlıklar bebeğin hem günlük yaşamını hem de ileri dönemlerde sağlığını oldukça olumsuz etkileyecektir. Bu sebeple tedavisinin geç kalınmadan yapılıp uygun yönteme başlamak gerekir.

Bebeğin Ağzından Köpük Gelmesine Ne İyi Gelir?

Bebeğin ağzından köpük gelmesi durumunu evde uygulanacak bazı yöntemler rahatlatabilir hatta azalmasına sebep olabilir.

Bebeğin ağzından köpük gelmesine iyi gelecek durumları şu şekilde belirtebiliriz:

  • Bebeğin beslenmesini tamamladıktan sonra sırtını sıvazlayarak gazını çıkarmak köpüklenme miktarını azaltacaktır. 
  • Mama ile beslenen bebekler için yetersiz sıvı alımından kaynaklı ağızda köpüklenme görülebilir. Bu durumda bebeğe su vermelisiniz. Bu sebeple emziren annelerde emzirme sıklığını artırmalıdır.
  • Bebeği besledikten sonra dik pozisyonda bir müddet tutmak mide içeriğinin ait olduğu yerde kalmasına neden olacaktır.

Bebeğin Ağzından Köpük Gelmesine Ne İyi Gelmez?

Bilinçsizce yapılan bazı hareketler köpük gelmesini tetiklemektedir.

Bebeğin ağzından köpük gelmesine iyi gelmeyecek, süreci olumsuz etkileyecek durumları şu şekilde belirtebiliriz:

  • Hızlı akış sağlayan bir biberon ile beslenmesi bebek sütü içerken çok hava alması ağızda köpük oluşumuna neden olabilir. Biberon alırken ucuna dikkat etmelisiniz.
  • Emziren anneler kafeinli içecek ve sigara tüketiminden uzak durmalıdır.

Bebeğin Ağzından Köpük Gelmesi için Hangi Doktora Gidilir?

Bebeğin ağzından köpük gelmesi yenidoğanda pamukçuk oluşması ve diş çıkarma döneminde normal olarak karşılanır. Öte yandan ağzından köpük gelmesi çeşitli hastalıkların habercisi olabilir. Bunlar; reflü, epilepsi, havale ve zehirlenme olarak sıralanabilir.

Bebeğin ağzından köpük gelmesinin nedenini iyi bilmek, geç kalmadan tedavisine başlamak oldukça önemlidir. Bu durumda bebeğin ağzından köpük gelmesinin bir hastalık habercisi olup olmadığını anlamak için Çocuk Sağlığı Uzmanına gidilmesi gerekir. Olası sağlık problemlerinin önüne geçmek için bir an önce hekime gidilerek tedavi sürecine başlanması gerekir.

DR. YALIN: "HER BAYILMA EPİLEPSİ DEĞİLDİR"

Özel Konya Hospital Nöroloji Uzmanı Dr. Öner Yalın, epilepsi hastalığının başka hastalıklarla karıştırılabileceğini belirterek, her bayılma olayının epilepsi olmadığını söyledi.
Nöroloji Uzmanı Dr. Önel Yalın, toplumda sara hastalığı olarak bilinen epilepsi hastalığının aslında beyindeki nöronların ani ve istem dışı elektriksel boşalmalarının bir sonucu olarak ortaya çıktığını ifade etti.
Epilepsi (sara) hastalığının farklı birçok nedeninin olduğunu belirten Dr. Öner Yalın, şöyle konuştu:
“Başta idiopatik dediğimiz genetik nedenler aileden kaynaklanan nedenler olabilir. Çocuk anne karnındayken maruz kaldığı bazı hastalıklar, annenin kullanmış olduğu bazı maddeler; alkol, sigara, bağımlılık yapıcı maddeler, çocuğun doğum esnasındayken oksijensiz kalması yine doğumdan gelen bazı rahatsızlıklar veya B6 ile B12 vitamini eksiklikleri, kalsiyum eksiklikleri gibi. İlerleyen dönemlerde kafa travmaları beyin tümörleri beyindeki damarsal hastalıklar, damarların tıkanması ya da damarların yumaklaşması ya da damarların kanaması beyin enfeksiyonları, menenjit, tümör, siroz gibi beyni etkileyen enfeksiyonlar, vücudun yaygın enfeksiyonları, metabolik rahatsızlık, tiroit fonksiyon bozuklukları, sodyum eksik ya da fazlalıkları, kalsiyum eksik ya da fazlalıkları, beyindeki nöronların ani elektriksel boşalmalarına neden olabilmektedir.”
“TOPLUMDA TEŞHİS EDİLEMEYEN BİRÇOK HASTA VAR”
Toplumda teşhis edilemeyen birçok epileptik hasta olduğuna dikkat çeken Dr. Yalın, epilepsinin toplum içerisinde, hastanın tamamen şuurunu kaybetmesi, bayılması ya da ağzından köpük gelmesi demek olmadığını ifade ederek, “Parmaktaki bir kasılma, ellerdeki bir uyuşma, hastanın unutkan olması, çevreyi farklı algılaması daha önce bildiği toplumu ya da ortamı bilememesi epileptik bir nöbet olabilir. Deja vu dediğimiz jameis vu dediğimiz durumlar, hastanın zaman zaman gelen unutkanlıkları, anormal davranışları, ağız şapırdatmaları, yutkunmaları, uyku bozuklukları, bazı baş ağrıları, baş dönmeleri, epileptik yine bir nöbet olabilmektedir” dedi.
ELEKTROANSEFALOGRAFİ İLE YÜZDE 70 TEŞHİS
Kişinin epileptik nöbetinin olup olmadığını anlamak için bazı testlerin yapıldığını vurgulayan Dr. Yalın, “Bunun içinde hastalarımızın mutlaka bir nöroloji doktoruna gelmesi ve buna ait bazı testlerin yapılması gerekiyor. Epilepsi hastalığı olan vakalara mutlaka Elektroansefalografi (EEG) çekip epilepsiyi destekleyebiliyoruz. Bu EEG ile yüzde 70 teşhisimizi koyabiliyoruz. Epilepsi teşhisi konulan hastalarda mutlaka beyin tomografisi ya da MR gibi tam kan tahlillerinin nedene yönelik yapılması gerekmektedir” diye konuştu.
Epilepsi teşhisi konan hastalarda epileptik nöbetin türüne göre mutlaka tedaviye başlanmasının gerekli olduğunu kaydeden Dr. Yalın, şunları söyledi:
“Tedaviye nöbetine ve cinsine göre ilk bir ilaçla başlıyoruz. Özel ilaçları var. İlaçların dozunu kontrollerde mutlaka kan sayımları ilaç düzeyleri yapılarak artırıyoruz. Nöbetleri kontrol altına alırsak, ilacın dozunu arttırmıyoruz. Alamazsak ilaç dozunu arttırıp, ikinci bir ilaca geçebiliyoruz, hatta üçüncü bir ilaca. Lakin tek bir ilaçla nöbetlerin kontrolü yüzde 60 ya da yüzde 70 sağlanabiliyor. Yüzde 20 vakıa da ise ne kadar ilaç kullanırsak kullanalım nöbetleri kontrol altına alamıyoruz. Bu tür durumlarda da özel kliniklerde özel uzmanların elinde epileptik cerrahi dediğimiz uygulama var. Bunları tedavide uyguluyoruz.”
"EPİLEPTİK NÖBETLERDE KESİNLİKLE SOĞAN KOKLATMAYIN"
Epileptik hastalarda en çok korktukları şeyin hastanın nöbet geçirmesi ve o nöbetin çok uzun sürmesi olduğunu aktaran Yalın, şunları söyledi:
“Vatandaşlarımız bir epileptik nöbeti, ya da bir epilepsi bir hastanın nöbet geçirdiğini gördüklerinde yapmamaları gereken, kesinlikle ve kesinlikle toplumda olan yanlışlardan bir tanesi, soğan koklatalım, kolonya koklatalım, sarımsak koklatalım. Böyle şeyler yapılmasın. Ayrıca mümkün olduğu kadar hastanın ağzına elimizi sokup dilini dışarı çıkaralım. Vatandaşların hastanın çenesini açalım bu gibi zorlamalara girmemeleri gerekmektedir. Çünkü kendi parmakları kopabilir. Burada yapılacak iş hastanın kafasını desteklemek, etrafta hastanın vücudu kasılırken sağa sola çarpıp da yaralanmasını engelleyecek eşya varsa etraftan uzaklaştırılması gerekmektedir. Nöbet çok uzun sürerse Acil Servis aranmalı. Nöbet sonrasında da mutlaka acil servis aranmalı. Nöbet sonrasında da hasta mutlaka acil servise ya da nöroloji polikliniğine getirilmelidir."
“HER BAYILMA EPİLEPSİ DEĞİLDİR”
Epilepsi hastalığının başka hastalıklarla karıştırılabileceğini hatırlatan Dr. Yalın, "Her bayılma epilepsi değildir. Bayılma hastanın sinirsel sıkıntılarından, psikolojik sıkıntılarından kaynaklanabileceği gibi kalpten kardiyolojik sebeplerden, tansiyon, ortostatik hipotansiyon gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Damarlarda tıkanıp açılma epilepsiyle karışabilir. Migren hastalıkları vertigo migren hastalıkları, bunlar epilepsi ile karışabilir. Bunun için ayrıca tanının yapılması ve bir nöroloji polikliniğine başvurması gerekmektedir” diye konuştu.

Epilepsi, değişik nedenlerle, beyinde nöronal hücrelerin anormal elektriksel boşalması ile ortaya çıkan bir serebral disfonksiyondur. Tekrarlayıcı iki veya daha fazla ani ortaya çıkan nöbetlerdir. Bu krizin epilepsi olarak düşünülmesi için en az iki atak olmalıdır. Hayatında bir kez bayılan kişiye epilepsi tanısı konmaz, tekrarlanması tanı koydurur. Epilepsi hastalığı, sık görülen bir klinik hastalıktır ve toplumda insidansının yaklaşık %1 olduğu tahmin edilmektedir. Bu oran gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelere göre daha fazladır.

Epilepsi çocuklarda ve ileri yaşta daha sık görülmektedir. Epileptik nöbetler esnasında bilinç kaybi, anormal duyusal ve motor aktivite(kasılma, sıçramalar, ağızdan köpük gelmesi, çenede kitlenme, diş sıkma) davranışsal bozukluk, vegatatif bozukluklar (göz kırpma, ağız şapırdatma, geğirme, öğürme, bulantı, kusma, inleme, idrar-dışkı kontrol kaybı) gibi bulgular görülmektedir.

Epilepsi, ataklar veya krizler halinde gelen bir hastalık olup, nöbetsiz zamanlarda kişi tamamen sağlıklı görünmektedir. Tarihte epilepsi hastası pek çok ünlü karakter bilinmektedir. Büyük İskender, Napolyon Bonaparte, Vincent Van Gogh, Leonardo Da Vinci, Dostoyevski, Neyzen Tevfik gibi

Epilepsi nedenleri nelerdir? 

Epilepsilerin yaklaşık %40’ında genetik faktörler rol oynar. Vakaların yarısı idiopatik (belli bir nedeni olmayan, altta yatan hastalığa bağlı olmayan) epilepsidir. Bazı çalışmalarda erkeklerde biraz daha sık görüldüğü tespit edilmiştir.

Epilepsi nöbet çeşitleri nelerdir? 

Daha basit olan fokal nöbetler ve tüm beyni etkileyen jeneralize nöbetler olarak iki büyük gruba ayırabiliriz.

Jenaralize nöbetler nelerdir, belirtileri nasıl olur? 

Kasılmalar, sıçramalar, göz kırpma, ağızdan köpük gelmesi, dil ısırma, çeneyi sıkma, idrar-dışkı kontrolü kaybı süren nöbetlerdir. Jenaralize nöbetleri kendi içinde aşağıdaki şekilde kategorize edebiliriz:

  • Tonik nöbetler:Sadece kasılma ile gider,kısadır.
  • Klonik nöbetler: Ritmik kasılmalar ile gider.
  • Atonik nöbetler: Kısa süreli ani tonu kaybına bağlı ani düşmeler.
  • Miyoklonik nöbetler: Hızlı ritmik kol bacak kasılmaları.
  • Absans nöbetler: Çocuk ve ergenlerde görülen göz dalmaları ve bilinç kaybı atakları ile gider.


Fokal nöbetler nelerdir, belirtileri nasıl olur? 

Lokal kasılmalar, koku, tat duyusu ve işitme ile ilgili hallüsinasyonlar, uyuşma atakları şeklinde olan basit fokal nöbetler ve gözlerde dalma, otomatik hareketler, donma, anormal gülme, ağlama krizleri, geğirme, anormal konuşma, tekrarlama, garip ses çıkarmalarla giden komplex fokal nöbetler olarak iki grupta incelenir.

Epilepsi tanısı nasıl koyulur? 

Hastanın ve yanındaki kişilerin anlattığı nöbet ve hastanın hikayesi ile birlikte nöroloji bölümünce yapılacak muayene, EEG, BBT, MR ile değerlendirilmesi sonrası tanısı konulur. Epilepsi  tanısında EEG en önemli tetkik olup, kafatasına bağlanan elektrotlar ile beynin elektriksel aktivitesinin incelendiği bir grafidir. Anormal aktivite görülmesi, nöroloji uzmanına epilepsi tanısını koydurur.

Epilepsi nöbetini tetikleyen faktörler

  • Uykusuzluk
  • Açlık-susuzluk
  • İlaçların alımında aksama ya da düzensiz kullanma
  • Aşırı yorgunluk
  • Aşırı alkol-sigara tüketimi
  • Madde kullanımı
  • Karanlıkta parlayan ışıklar (karanlıkta TV izlemek, cep telefonu ve bilgisayar ile uzun süre uğraşmak)


Epilepsi tedavisi nasıl olur? 

Klasik ve yeni pek çok antiepileptik ilaç mevcuttur ve düzenli ilaç kullanılması çok önemlidir. Bazı çocukluk çağı epilepsi hastalığı büyüyünce kendiliğinden düzelir. Kronik epilepsi hastalığı ise hayat boyu süren epilepsidir. İlaç tedavisine yanıt alınamayan hastalarda cerrahi tedavi seçenekleri de vardır. Epilepsi tanılı kişiler, asker, polis, itfaiyeci, sürücülük, pilotluk gibi tehlikeli işler yapamazlar. Epilepsi nöbeti geçiren bir hastaya su-kolonya dökülmemeli ve elleri, çenesi açmaya çalışılmamalıdır. Yan çevirerek rahat nefes alması sağlanabilir.

Uzm. Dr. Nil Çetin
Bayındır Söğütözü Hastanesi Nöroloji Uzmanı

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası