kavalakton / Saf Orijinal Malzemeler Kava Kava Kapsül Hayır | Ubuy Türkiye

Kavalakton

kavalakton


Bitkisel ürünler birçok hastalığın önlenmesi ve tedavisinde MÖ ’lerden beri kullanılmaktadır. Bitkisel ürünler kanser, hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabet ve immun sistem yetmezliği gibi kronik hastalıklarda, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklarda, üst solunum yolu enfeksiyonlarında, mide-barsak rahatsızlıklarında, fiziksel ve bilişsel performansı artırmak amacıyla sıklıkla kullanılmaktadır .Bitkisel ürün kullanan kişilerin aynı zamanda ilaç kullanmaya devam ettiği de bilinmektedir. Bitkisel ürün kullanımı ile ilgili önemli sorunlardan birisi bitkisel ürün-ilaç etkileşmeleridir. Birçok bitkinin etki mekanizması tam olarak tanımlanmadığı gibi bitkisel ürün ve ilaç etkileşmelerinin kesin mekanizması da tam olarak açıklığa kavuşturulamamıştır .Bu konuda yapılmış in-vitro, in-vivo araştırmalar, yayımlanmış klinik araştırmalar ve olgu raporlarından yola çıkılarak bitkisel ürün ve ilaç etkileşmelerinin mekanizmasında ilaç-ilaç etkileşmelerinde olduğu gibi farmakokinetik ve farmakodinamik etkileşmelerin rol oynadığı görülmektedir. Bu yazımızda sıklıkla karşılaşılan bitkisel ürün ilaç etkileşimleri üzerinde duracağız.

 

  Sarı Kantaron Toprak Üstü Kısmı (Hypericum perforatum)

Hypericum perferatum içerdiği hiperisin ve hiperforinden dolayı dahilen uygulamada hafif ve orta derecedeki depresyonun kısa süreli te­davisinde kullanılmaktadır. Sarı kantaronun kullanımında en önemli sorun ,birlikte kullanılan diğer ilaçların metaboliz­masını önemli ölçüde etkileme/değiştirme potansi­yeline sahip olmasıdır. Sarı kantaron nöronlarda se­rotonin,noradrenalin ve dopamin geri alımını bloke eder,ayrıca günümüzde kullanılan birçok ilacın metabolizmasını gerçekleştiren CYP3A4 mikrozo­mal enzimleri üzerinde indükleyici etki gösterir. Bu yüzden klaritromisin, benzodiazepin, siklosporin, diltiazem, atorvastatin, estradiol, digoksin gibi metabolizması CYP3A4 enzimi üzerinden gerçekleşen ilaçların plazma düzeyini düşürüseafoodplus.info3A4 enziminin substratı olabilecek ilaçların (alfentanil, kalsiyum kanal blokörleri, serotonin reseptör antagonistlerinin) plazma konsantrasyonunu azaltır.

Sarı kantaronun bir başka aktivitesi olarak P-glikoproteinleri indüklediği; bunun sonu­cunda da ilaçların absorbsiyonunu engelleyerek etkilerini azalttığı gösterilmiştir. P-glikoproteinlerin inhibis­yonu ise ilaçların absorbsiyonunu arttırarak etki gösterdikleri yerlerde toksisitenin ortaya çıkmasına neden olur. Vinblastin, ketokonazol, ranitidin, ki­nidin, eritromisin, P-glikoprotein transport sisteminin fonksiyonundan etkilenen ilaçlara örnek olarak verilebilir.

Sarı kantoron varfarinin metabolizması için önemli olan ve varfarinin antikoagülan etkisini azalan Sitokrom PC9 enzimini indükler .

Selektif Serotonin Gerialım İnhibitörü (SSRI) ve monoamin oksidaz (MAO) inhibitörü ilaçlar ile birlikte sarı kan­taron etkileşimi sonucu “Serotonin Sendromu” olu­şabilir. 5HT1A reseptör aşırı uyarılması ile beyinde serotonin birikir ve yaşlı bireylerde sarı kantaron ve sertralin ile nefazodone birlikte kullanıldığında santral serotonerjik sendroma neden olmaktadır.

 

Kava-Kava Toprak Altı Kısmı (Piper methysticum)

Kava bitkisi içerdiği kavalakton ve kavapironlar sayesinde dahilen anksiyete, stres, huzursuzluk, baş ağrısı, epilepsi, solunum yolu infeksiyonu ve üriner yol infeksiyonları tedavisinde kullanılmaktadıseafoodplus.info bitkisi birçok mikrozomal enzimin inhibisyonuna yol açarak bu enzimler üzerinden metabolize olan ilaçların plazma düzeylerinin yükselmesine neden olur . Vücutta çeşitli serebral fonksiyonlar üzerine etki eder. GABA reseptörünü bağlar, noradrenalin ve dopamin inhibisyonunu arttırıcı, MAO-B inhibisyonu, sodyum iyon kanal reseptörünü bağlayıcı etki gösterir .

Kava ve kavalakton CYP3A4 ve CYP2C9 enzimlerini inhibe etmektedir. Hexobarbital gibi barbitüratlar CYP2C9 enzimi ile metabolize olmaktadır. BU nedenle kava ve barbitürat alımı bütirat emilimini engellemektedir. Ayrıca kava bitkisi levodopa ile kullanıldığında levodopanın etkinliğini azaltmaktadır .

 

Devedikeni Meyvesi (Silybum marianum)

Deve dikeni içeriğinde yer alan silimarin ve silibin sayesinde karaciğer hastalıklarına karşı koruyucu olarak ve prostat kanseri tedavisinde kullanılmaktadır. Devedikeni, MAO, CYP3A4 ve CYP2C9 enzimlerine geri dönüşümsüz olarak bağlanarak bu enzimlerin aktivitesini inhibe edebilir. Losartan ve devedikeni kullanı­mı sonucu CYP2C9 - bağımlı metabolit oranı dü­şürmektedir .

 

 Japon Eriği yada Ginkgo Yaprağı  (Gingko Biloba)

Japon eriği içerdiği terpenoitler ve flavonotiler sayesinden nörodejeneratif hastalıklar, tinnitus, vertigo, glo­kom, periferik vasküler hastalıklar, kognitif hastalık­ların ve Alzheimer’in tedavisinde kullanılmaktadır. Japon eriğin’nin içinde bulunan terpenoidlerin biyoya­rarlanımının yüksek olup, trombosit aktive edici faktörü inhibe ederek kanamalara neden olmakta­dıseafoodplus.info eriği, ayrıca CYP4A3 enzim aktivasyonunu inhibe etmektedir. Ayrıca gama-aminobütirik asit (GABA) antagonisti olarak da hareket edebilmektedir.

 

 Ginseng Kökü (Panax ginseng)

Ginseng, Asya Ginseng ve Amerikan ginseng olarak ikiye ayrılmaktadır. Taksonomik açıdan benzerdirler fakat yapılarında bulunan ginsenoidler ve biyolojik aktiviteleri açısından birbirlerinden farklıdırlar. Farmakolojik etkilerin çoğunu yapısında bulunan ginsenoidler aracılığı ile yapar. Ginsenoidler ilaç me­tabolizmasından sorumlu sitokrom P enzim sis­teminde CYP1A1, CYP1A2, CYP2C19, CYP2D6 ve CYP3A4 enzimlerini baskılamaktadır .

Amerikan Ginseng ve varfarin birlikte kullanıl­dığında varfarinin etkinliğini azaltmakta, an­tidiyabetik ilaçlarla birlikte kullanıldığında ise hi­poglisemi riskini artırmaktadır . Tip 2 diyabetli hastalarda 8 haftadan uzun süre kullanıldığında açlık kan şekerini ve HbA1c seviyesini düşürücü etkiye sahip olduğu fakat tokluk kan şekerini hızlı şekilde düşürdüğü için hipoglisemi ataklarına neden olabildiği saptanmıştır

 

 Meyan Kökü (Glycyrrhiza Glabra)

Solunum ve sindirim sorunlarında, karaciğer hasta­lıkları ile diyabette kullanılmaktadır. Farmakolojik etkisi glisirhizin aracılığı ile olmaktadır. Sitokrom enzimlerinden olan CYP3A4 ve CYP2D6 enzimini inhibe etmekte, Tiazid ve loop diüretikler ile kul­lanıldığında da hipopotasemiye ve kalp durmasına neden olabilmektedir. Elektrolit değişikliklerine neden olabileceğinden licorice kullanımı sırasında EKG değişiklikleri görülebilmektedir .

 

 Kedi Otu  Kökü (Valeriana officinalis)

İçerdiği seskuiterpenler (valerinik asit) sayesinde uykusuzluğa karşı yaygın olarak kullanılmaktadıseafoodplus.info hastalıkları, antispazmodik, gaz giderici ve hafif analjezik özellik göstermektedir.. Kedi otu, gama aminobü­tirik asit (GABA) ile etkileşime girmekte, GABA reseptörlerine bağlanarak enzim sistemini inhibe etmektedir. GABA nörotransaminasyonunu arttırarak uyku ve sedasyona neden olmaktadır. Sitokrom P sisteminde CYP3A4 ve CYP2D6 enzimleri üzerine indükleyici etki göstermekte ve ilacın me­tabolitlerine yıkılımını arttırarak karaciğerde toksi­siteye neden olmaktadır. Bunun sonucunda, ilaç metabolizması üzerine sitokrom enzim aktivitesini değiştirebilmektedir.

 

 Ekinezya Toprak Üstü Kısmı (Echinacea purpurea)

Ekinezya ve ilaç etkileşimi ile ilgili bildirilen eki­nezyaya özgü bir etkileşim bulunmamaktadır. An­cak, ekinezyanın doğal potansiyel bir immunos­timulatör olması nedeni ile immunosupresifler ile eşzamanlı kullanımının kontrendike olduğu bazı çalışmalarda bildirilmektedir. Günümüze dek bu kontrendikasyona dair veriler yetersizdir.

Yapılan bazı in vitro ve in vivo çalışmalarda, eki­nezyanın CYP3A4 veya CYP1A2’nin substratı ile potansiyel bir etkileşimin mevcut olduğu saptan­mıştır, fakat bu potansiyel etkileşim yapılan klinik çalışmalarda desteklenememiştir.

 Sarımsak Dişi (Allium sativum L.)

Sarımsak içerdiği allin ve alisin sayesinde antihipertansif, antikoagülan, antimikrobiyal, immun sistem modulatörü, antilipidemik, hipoglisemik ve fibrinolitik olarak kullanılmaktadıseafoodplus.infoımsağın trombosit aktivite edici faktör (PAF), adenozin, prostaglandin ve tromboksan sentez ve salınımını inhibe ettiği bildirilmektedir. Aspirin, varfarin, düşük molekül ağırlıklı heparin gibi ilaçların etkilerini artırabilir. İn-vitro çalışmalarda CYP enzimlerinden CYP2C9, CYP2C19, CYP3A4 ve CYP2E1 inhibe ettiği rapor edilmiştir . Sarımsak yağının CYP2E1 enzimini inhibe ederek klorzoksazon metabolizmasını inhibe ettiği bildirilmektedir. Bir çalışmada ise sarımsağın karaciğer ve barsaktaki CYP3A4 enzimlerini etkilemeden, intestinal P-glikoprotein’lerin ekspresyonunu artırdığı ve proteaz inhibitörlerinden sakinavir plazma konsantrasyonunu azalttığı gösterilmiştir .

 

Sonuç olarak unutulmamalıdır ki bitkilerin farmakolojik aktiviteleri üzerine pek çok bilimsel çalışma yapılmış ve yapılmakta olsa da, etki mekanizmaları, yan etkileri, ilaçlarla olan etkileşmeleri deneysel ve klinik çalışmalarla gösterilmemiştir. Bitkilerin içeriğinde bulunan etkin maddeler saf halde ne kadar etkiliyse, heterojen eldeler ya da diğer ilaçlarla birlikte kullanımlarında bir o kadar da tehlikeli olabilmektedir. Hastalılardan kurtulmanın yolu doğru teşhis ve doğru tedaviden geçmektedir. Bu yüzden bitkisel ürünleri konu komşudan duyma yoluyla değil de hastalığın ve tedavinin uzmanı doktorlara, bitkinin ve ilacın uzmanı eczacılara danışarak kullanmakta fayda vardır. Unutulmamalıdır ki yüzyıllardır sağlıklı kalmamıza yardımcı olan  bitkilerin doğru kullanılmaması durumunda faydası sağlanamayabileceği gibi, zararlı etkileri ortaya çıkartarak sağlığımızdan etme potansiyelleri de vardır.

 

Sağlıkla kalmanız dileklerimle…

 

Referanslar

1) Görün MS, Süzer Ö. Bitkisel İlaçlar. Süzer Farmakoloji, Klinisyen Tıp Kitapevleri (3. Baskı), İstanbul; ;

2) Aydos R. Hoşgörüyle Gelen Felaket: Bitkisel Ürün-İlaç Et­kileşmeleri. Türk Farmakoloji Derneği Klinik Farmakoloji Çalışma Grubu ;

3) Engdal S, Klepp O, Nilsen OG. Identification and explo­ration of herb-drug combinations used by cancer patients. Integr Cancer Ther ;

4) Mills E, Montori VM, Wu P, et al. Interaction of St John’s Wort with conventional drugs: systematic review of clinical trials. BMJ ;

5) Dannawi M. Possible serotonin syndrome after combina­tion of buspirone and St John’s Wort. J Psychopharmacol

6) Block KI, Gyllenhaal C, Mead MN. Safety and efficacy of herbal sedatives in cancer care. Integr Cancer Ther ; –

7) Venkataramanan R, Komoroski B, Strom S. In vitro and in vivo assessment of herb drug interactions ;

8) Sridar C, Goosen TC, Kent UM, et al. Silybin inactivates cytochromes P 3A4 and 2C9 and inhibits major hepatic glucuronosyltransferases. Drug Metab Dispos ;

9) Han Y, Guo D, Chen Y, et al. Effect of silymarin on the pharmacokinetics of losartan and its active metabolite E in healthy Chinese volunteers. Eur J Clin Pharma­col ;

10) Pal D, Mitra AK. MDR- and CYP3A4-mediated drug-herbal interactions. Life Sciences ;

11) Huang SH, Duke RK, Chebib M et al. Ginkgolides, di­terpene trilactones of Ginkgo biloba, as antagonists at re­combinant alpha1beta2gamma2L GABA receptors. Eur J Pharmacol ; ()

12) Vaes LP, Chyka PA. Interactions of warfarin with garlic, ginger, ginkgo, or ginseng: nature of the evidence. Ann­Pharmacother ;

13) Vuksan V, Sievenpiper JL, Xu Z et al. Konjac-Mannan and American ginsing: emerging alternative therapies for type 2 diabetes mellitus. J Am Coll Nutr ;

14) Upton R, Romm A. Guidelines for Herbal Medicine Use. American Herbalists Guild ;

15) Houghton PJ. The scientific basis for the reputed activity of valerian. J Pharm Pharmacol ; –

16) Hellum BH, Hu Z, Nilsen OG. The Induction of CYP1A2, CYP2D6 andCYP3A4 by six trade herbal products in cul­tured primary human hepatocytes. Basic Clin Pharmacol Toxicol ;

17) Gonzalez FJ. Role of cytochromes P in chemical toxi­city and oxidative stress: studies with CYP2E1. Mutat Res ;

18) Blumenthal M. The ABC Clinical Guide to seafoodplus.info­can Botanical Council, (Senior Ed.) Austin, TX, 90,

19) Gorski JC, Huang SM, Pinto A, et al. The effect of ec­hinacea (Echinacea purpurea root) on cytochrome P activity in vivo. Clinical Pharmacology and Therapeutics ;75(1)

20) Dulger G. Herbal drugs and drug interactions. Marmara Pharmaceutical Journal ;

21)Karadağ MG, Türközü D, Kapucu DT. Bitkiler ve ilaç etkileşimleri. Göztepe Tıp Dergisi ;

22) POISINDEX®System: Klasco RK (Ed): POISINDEX® System. Truven Health Analytics, Greenwood Village, Colorado (Vol. expires 3/)

Sompon W, Virapong P. Cytochrome P enzyme mediated herbal drug interactions (Part 1). EXCLI Journal ;

23) Foster BC, Foster MS, Vandenhoek S et al. An in- vitro evaluation of human cytochrome P 3A4 and P-glycoprotein inhibition by garlic. J Pharm Pharm Sci ;

24) Loizou GD1, Cocker J. The effects of alcohol and diallyl sulphide on CYP2E1 activity in humans: a phenotyping study using chlorzoxazone. Hum Exp Toxicol ;

25) Hajda J1, Rentsch KM, Gubler C, Steinert H, Stieger B, Fattinger K. Garlic extract induces intestinal P-glycoprotein, but exhibits no effect on intestinal and hepatic CYP3A4 in humans. Eur J Pharm Sci ;

Yazan: Mustafa Öksüz Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi-Öğrenci

Kava Özü% 30 Kavalakton

Bitkisel Özü Tozu Kava Özü, Piper Methististicum G'yi kullanır. Hammadde olarak kök veya kök ve ana bileşen Kavalakton Kava özüdür. Kava kökü özü tozunun popüler özellikleri 1, 1, Kava özü% 30 Kavalakton, Kava özü% 70 Kavalakton.


Bitkisel Özü Kava Özü Kavalakton'a yatıştırıcı, hipnotik, antibakteriyel, analjezik ve diğer farmakolojik etkilere sahiptir ve Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki beslenme takviyesi ve bitkisel preparatlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.

Insen Biotech, müşterilerin isteğine göre farklı Kava kök tozu özü tedarik edebilir. Kava kökü tozu oranı çoğu zaman için kahverengi bir tozdur ve biz de sizin için sarı tozu özelleştiriyoruz. Ayrıca, CBD serisi özü, Astragalus özü, Kanna özü gibi başka ekstraktlar da sağlayabiliriz.

Insen doğal bitki özü Kava kök özü tozu

Product Name: Kava Root Extract Powderkava kava extract
Used Part:Root
SourceVanuatu Kava Root
Molecular Weight:
CAS NO.:
Specification:Kavalactones 30%%,,

Insen doğal bitki özü Kava kök özü tozu

kava root extract powder

Insen doğal bitki özü Kava kök özü tozu

kava root powder

Insen doğal bitki özü Kava kök özü tozu

seafoodplus.info servisi (şarj) Bitki ekstraktını diğer sağlık eki ile karıştırabiliriz (örneğin: amino asit)

2. Özelleştirilmiş servis

* Oran Ekstresi ( 5: 1, 1, 1 vb)

* Paket seçin: Kağıt kutusu, davul, Müşteriler talebi olarak plastik torbalar

* Repack servisi toplu miktar için kullanılabilir (profesyonel mühürlü)

Insen doğal bitki özü Kava kök özü tozu

kava kava powder

Insen doğal bitki özü Kava kök özü tozu

seafoodplus.info özü, anti-kanserin fonksiyonuna sahiptir, Kava özü kültürde prostat kanseri hücrelerini öldürürken görünür.

seafoodplus.info özü kilo kaybı için kullanılabilir, Kava özü, yağ ve diğer sağlık yiyeceklerinin birikimini azaltarak kilo kaybını teşvik edebilir.

seafoodplus.info özü ideal bir diyet takviyesidir. Kava özü gıda boyama ajanları olarak kullanılabilir.

seafoodplus.info Extarct, antioksidan için yararlıdır.

Insen doğal bitki özü Kava kök özü tozu

kava extract kavalactone

Insen doğal bitki özü Kava kök özü tozu

Insen doğal bitki özü Kava kök özü tozu

Insen doğal bitki özü Kava kök özü tozu

Insen doğal bitki özü Kava kök özü tozuInsen doğal bitki özü Kava kök özü tozu

Insen doğal bitki özü Kava kök özü tozuInsen doğal bitki özü Kava kök özü tozuInsen doğal bitki özü Kava kök özü tozu

Allium L.

​

Bugünlerde zerdeçal tüketiminin insan saÄŸlığını destekleyerek bir çok hastalığa karşı faydalı etkiler gösterebileceÄŸine dair görüşler bulunmaktadır. SaÄŸlık üzerine etkilerini kanıtlamak için pek çok bilimsel çalışmanın yapılması ve son zamanlarda popülerliÄŸinin artması ile bitkiye olan ilgi de artmıştır. Ã‡ok sayıda çalışma, çeÅŸitli hastalıklara karşı kurkumin takviyesinin potansiyel yararlı etkilerini ortaya koysa da bu çalışmalar yeterli deÄŸildir ve etkinliÄŸini ispatlamak için daha fazla kanıta ihtiyaç olduÄŸu görülmektedir.

Bu açıdan, yazımızda zerdeçal bitkisi ve ana bileşeni kurkumin’in genel özelliklerini, insan sağlığı ve bazı hastalıklar üzerine potansiyel etkilerini ve bitkiyi kullanırken dikkat edilmesi gereken hususları başlıklar halinde özetledik.

Geçmişten Günümüze Zerdeçalın Tıbbi Kullanımı

Zerdeçal ülkemizde doğal olarak yetişmediğinden geleneksel kullanılışı yoktur. Ama Geleleneksel Uzakdoğu tedavilerinde ayrı bir yeri olduğu belirtilmekte ve yüzyıllardır kullanılmaktadır. Hint tedavi sistemi olan Ayurveda’da çeşitli solunum sistemi (astım, alerji, öksürük) ve karaciğer rahatsızlıkları, diyabetik yaralar, eklemlerde burkulma, şişlik, morluk gibi durumlarda ve romatizmal ağrılarda kullanıldığı, Geleneksel Çin Tıbbında ise özellikle karın bölgesindeki ağrılarda kullanıldığı kayıtlıdır.

Batı bitkisel tıbbındaki ilgi ise alman bilim adamlarının bitkinin tedavi edici etkilerini araştırmaya başladığı ’li yıllardan sonra başlamıştır. O zamandan beri, kapsamlı in-vivo, in-vitro ve klinik çalışmalar, kurkumin'in çok çeşitli hastalıklara karşı terapötik potansiyelini gösteren antienflamatuar, antikanser, hipoglisemik, antioksidan, yara iyileştirici, antiviral ve antimikrobiyal aktiviteler gösterdiğini ortaya koymuştur.

Avrupa'da Curcuma longa başlıca dispeptik şikayetler, cilt problemleri, karaciğer hastalıkları ve enfeksiyonları için uzun bir süredir destekleyici olarak kullanılmaktadır.


Botanik Özellikleri

Curcuma longa L. bitkisi Zingiberaceae familyasının bir üyesi olup ülkemizde Zerdeçal ismiyle tanınır. Güney Asya'da; Çin, Hindistan, Endonezya, Malezya ve Kamboçya'da doÄŸal olarak yetiÅŸen, yaygın olarak birçok tropik bölgede kültürü yapılan, çok yıllık bir bitkidir.

Zerdeçal, 1 m uzunluğa kadar yükselebilir. Zambak benzeri geniş koyu yeşil renkli yaprakları tabanda gövdeyi sarar, cm uzunluğunda, cm eninde ovat-lanseolat şekildedir. Kenarları dalgalı, ortada ana damar ve ondan paralel olarak uzanan yan damarlar bulunmaktadır. Yaprak sapları kısa tüylüdür.

Spika çiçek durumu silindirik şekilli, cm boyunda ve cm çapındadır. Çiçeklerdeki 2 adet brakte hafif yeşilimsi beyaz renkte, cm uzunluktadır. Birbirinden ayrı, soluk sarı renkli çiçekler 5 cm uzunlukta olup, kaliks tüpsü, üç loplu, tek tarafı parçalı, benzersiz dişli desenli, korolla beyaz, hunimsi şekilli, petallar üç lopludur.

Ana kök yumru ÅŸeklinde, rizomlar parmak kalınlığında boÄŸumlu, dışı kahverengi içi sarı veya kırmızımsı renktedir. Ana rizom 3 cm çapında ve 4 cm uzunluÄŸunda, neredeyse oval ÅŸekillidir. Yanal rizomlar ise hafif kıvrıktır. 


Hastalıklar Üzerine Etki Mekanizmaları

Antienflamatuar etki: Yapılan in-vivo ve in-vitro çalışmalarda, bitki rizomlarında bulunan kurkumin maddesinin,

●        Enflamasyonların çoÄŸunda rol oynayan bir enzim olan 5-lipoksijenaz’ın ve COX-2'nin ekspresyonunu sınırlandırdığı ve tromboksan B2'yi inhibe ettiÄŸi,

●        Transkripsiyon faktörü NF-kB'nin aktivasyonunu baskıladığı,

●        TNF, IL-1, IL-6, IL-8 ve kemokinler gibi enflamatuvar sitokinlerin ve enflamasyonla iliÅŸkili pek çok hücre yüzeyi adezyon molekülünün ekspresyonunu sınırlandırdığı ve bu nedenlerle antienflamatuvar etkinlik gösterdiÄŸi kaydedilmiÅŸtir.

Sitotoksik, Antitümör ve Antikanser etkiler: Yapılan invivo ve invitro çalışmalarda bitki içeriğinde bulunan kurkuminin farklı etki mekanizmalarıyla kanser üzerine etki gösterdiği gözlenmiştir. Bu mekanizmalar şu şekilde özetlenebilir.

●        p53 gibi tümör baskılayıcı genlerin indükleyerek, kaspaz aktivasyonu yaparak ve  reaktif oksijen bileÅŸiklerinin (ROS) ekspresyonunu azaltarak pek çok türde tümör hücre proliferasyonunu baskılanmıştır.

●        Tümör hücrelerinde çokca oluÅŸan tioredoksin redüktaza baÄŸlanarak bu enzimi NADPH oksidaza dönüştürmüştür ve Ä°ntraselüler glutatyonun ekspresyonunu arttırmıştır.

●        Göğüs, akciÄŸer, böbrek ve prostat kanserleriyle yakından iliÅŸkili, insan EGFR-2 (HER2)’nin ve tümör hücreleri için bir büyüme faktörü olan TNF'nin etkisini sınırlandırmıştır.

●        Matriks metaloproteinazın (MMPs) ve hücre yüzey adezyon moleküllerinin sınırlandırılması yoluyla tümör yayılımını baskılamıştır.

●        Apoptotik gen ürünlerini sınırlandırarak anjiogenezi baskıladığı, damar endotel geliÅŸim faktörü (VEGF) ve fibroblast geliÅŸim faktörünü sınırlandırdığı ve aynı zamanda COX2 ekspresyonunu olumsuz etkilediÄŸi ve TNF supresyonunu sınırlandırarak antitümör etki gösterdiÄŸine dair kanıtlar vardır.

Diyabet üzerine etki: Kurkumin’in NF-kB'nin ve TNF'nin ekspresyonunu ve sinyalizasyonunu sınırlandırmak yoluyla insülin rezistansını azalttığı bunun sonucu olarak da insüline dirençli tip-II diyabet hastalarında ve in-vivo çalışmalarda antidiyabetik etki gösterdiği bildirilmiştir.

Kolestrol üzerine etki: Kurkuminlerin serum total kolesterol, serum trigliserit ve karaciğer kolesterol seviyelerini azalttığı bildirilmiştir. Aynı zamanda LDL'yi düşürüp HDL'yi yükseltiğine dair kanıtlar vardır.

Alzheimer üzerine etki: Kurkumin,amiloitle indüklenmiş enflamasyonu baskılayarak Alzheimer üzerine olumlu etkiler göstermiştir.

Karaciğer ve safra akışı üzerine etki: Kurkuminoitlerin safra akışının artışına neden olduğu ve daha düşük dozlarda safra asidi üretimini arttırdığı gözlenmiştir. Ek olarak kolesterol ve bilurubin sekresyonunu artırdığı ortaya konmuştur. Aynı zamanda in-vitro çalışmada hepatoprotektif etki göstermiştir.

Antioksidan ve hücre koruyucu etki: Yapılan in vivo ve in vitro çalışmalarda kurkuminlerin, süperoksit ve hidroksil radikallerini ve DPPH'yi güçlü süpürücü etkiye sahip olduğu kaydedilmiştir ve lipozomal lipid peroksidasyonunu ve peroksitle indüklenmiş DNA hasarını inhibe ettiği gösterilmiştir

Ülserden koruyucu etki: Yapılan bir in-vivo çalışmadagastrik sekresyonu, asit ve pepsin üretimini azaltarak antiülserojenik etki gösterdiği bildirilmiştir.

COVID ve Zerdeçal

Son günlerde kurkumin’in ACE2 proteinine bağlandığı ve bu nedenle ACE2 artışı sağlayan ajanların COVID enfeksiyonuna yakalanma riskini artıracağına dair görüşler vardır. Zerdeçalı bu açıdan araştırdığımızda bilimsel literatürde yer alan bazı çalışmalarda fareler üzerinde farklı dozlarda kurkumin uygulanmasının ACE inhibitörü etki göstererek ACE2’yi artırdığına dair kanıtlar vardır. Düşük dozda Zerdeçal kullanımında bu etkiler görülmeyebilir. Ama yine de dikkatli olmak gerekir (Fazal, ; Pang, ; Kim ; Akinyemi, ; Rachmawati, ).

Bunun yanında zerdeçalın antiviral ve antienflamatuvar etki gösterdiği çok sayıda çalışma da mevcuttur. Özellikle çoklu viral enfeksiyonlarda ortaya çıkan vücudun aşırı agresif tepkisini antienflamatuvar etkiyle modüle etmeye yardımcı olabilir. yılında yayınlanan bir makalede, viral enfeksiyonlarda değerli bir husus olan “Sitokin salınımı ve Sitokin Fırtınasının” kurkumin tarafından baskılanabileceği desteklenmiştir (Sordillo, ).

Sonuç olarak zerdeçalın COVID üzerine etkisine dair faklı görüşler mevcutur. Bazı uzmanlar, zerdeçalın vücudun bağışıklığına müdahale edebileceÄŸi ve bazı istenmeyen etkilere neden olabileceÄŸi  konusunda uyarmaktadır. Bu uyarıları destekleyen güçlü bir kanıt yoktur. Bununla birlikte, COVID için zerdeçal kullanımını destekleyecek kesin bir kanıt da yoktur.

Kanser Hastalarında Zerdeçal/Kurkumin Kullanımı Riskli mi?

             Kanser hastalarında zerdeçal kullanımıyla ilgili çok farklı görüşler mevcuttur. Kemoterapinin doÄŸal bileÅŸiklerle kombinasyonunun, olumsuz sonuçları azaltacağı yönünde bulgular olduÄŸu gibi Zerdeçalın karaciÄŸerde metabolize olan ilaçlarla etkileÅŸebileceÄŸi ve immünosupresan ilaçların etkisini azaltabileceÄŸi bu nedenle kemoterapi sırasında antikanser ilaçların etkinliÄŸini düşüreceÄŸine dair kanıtlar da vardır. Bu riskler göz önünde bulundurulmalıdır.

Bunun yanında kurkumin ve kemoterapinin birlikte kullanımının antikanser aktivitesinin altında yatan biyolojik mekanizmalar karmaşıktır. Güvenliliği hakkında yeterince delil yoktur. Kanser hastalarında kurkuminin yarar-risk profilini ve ilaç etkileşimlerini açıklamak için daha çok kanıta ihtiyaç vardır.

Klinik Çalışmalar

Geçtiğimiz son yıllarda yapılan klinik çalışmalarda zerdeçal ve içeriğinde bulunan kurkuminin çok sayıda hastalığa karşı etkinliği değerlendirilmiştir. Obezite, metabolik sendrom, diyabet, depresyon, artrit, cilt hastalıkları, enflamatuar bağırsak hastalığı, kas lezyonları, adet öncesi sendrom belirtileri, jinekolojik hastalıklar ve iltihaplı hastalıklarda bazı umut verici etkiler gözlemlenmiştir (Mantzorou, ).

Kurkumin'in hastalıklar üzerine etkileri geniş çapta araştırılmış olsa da, hastalıkların karmaşık doğası nedeniyle altta yatan kesin mekanizmalar belirsizliğini korumaktadır.

Özellikle, çeşitli klinik çalışmalar obezite, metabolik sendrom veya diyabet hastalarında kurkumin tüketiminin etkinliğini değerlendirmiştir. Bu çalışmaların sonuçlarına dayanarak, kurkumin tüketiminin obez bireylerin kilo yönetimi, kan lipitlerini düşürme ve glisemik kontrolü iyileştirme üzerinde olumlu bir etkisi olduğu bulunmuştur. Bu sonuçlar, kurkumin desteğinin plazma leptin düzeylerini düşürebileceğini gösteren bir meta analiz ile ve glikosile hemoglobin seviyeleri A1c ve açlık glikoz seviyelerini düşürdüğünü ortaya koyan sistematik bir derleme ile desteklenmiştir (Atkin, ; Demmers, ).

Çoğu klinik çalışmada, kurkumin'in depresyona karşı faydalı etkileri konusunda kesin bir kanıt bulunmadığı ve en az 24 ay boyunca takip edilmesi gereken daha büyük popülasyonlar üzerinde yürütülen daha ileri klinik çalışmalara ihtiyaç olduğunu savunulmaktadır. Bununla birlikte son zamanlarda yapılan bir meta-analizde, majör depresyonu olan orta yaşlı insanlarda kurkumin desteğinin 6 haftadan uzun süre uygulandığında depresif belirtiler üzerinde olumlu bir etkisi olabileceğini ortaya konmuştur (Al Karawi, ).

Yapılan iki sistematik derlemede, kurkumin'in osteoartrit üzerindeki etkinliÄŸi ile ilgili kesin sonuçlar için iyi tasarlanmış çalışmalara ihtiyaç olduÄŸu belirtilmiÅŸtir (Del Grossi, ; Onakpoya, ). Bazı klinik çalışmalar, artrit ÅŸikayeti olan kiÅŸilerde kurkumin tüketiminin yararlı etkileri ile ilgili umut verici sonuçlar sunmuÅŸtur. Kurkumin’in, aktif romatoid artriti olan hastalarda güvenli olduÄŸu görünmektedir. Bununla birlikte, kurkumin'in etkinliÄŸini ve güvenliÄŸini deÄŸerlendirmek için uzun süreli çalışmalar ÅŸiddetle tavsiye edilmektedir. 

Buna ek olarak son zamanlarda yapılan bir meta-analizde 8 randomize plasebo kontrollü çalışma deÄŸerlendirilerek artrit hastalarında aÄŸrı, katılık gibi semptomları deÄŸerlendiren Visual analog skala (VAS) ve (WOMAC) indeks deÄŸerlerinin kurkumin içeren zerdeçal ekstresi verilen grupta plaseboya oranla daha düşük olduÄŸu yani etkin olduÄŸu belirtilmiÅŸtir. 

Kava Kava Nedir, Etkileri Nelerdir?

Kava Kava, Güney Pasifik adalarında yetişen bilimsel adı Piper Mmetistikum olan ve halk arasında kava olarak adlandırılan kalp şeklinde yapraklara sahip tropik bir bitkidir. Kava bitkisinin köklerinin kurutulup toz haline getirilmesiyle elde edilen ve alkole yakın etkisi olan kava kava içeceği yıllar önce adadaki yerliler tarafından kutlama içeceği olarak kullanılmıştır. Yakın zamanlarda farmakaloglar kava bitkisinin köklerinde bulunan kavalaktonlar ya da kavapironlar dediğimiz etken maddeleri üzerine deneysel çalışmalar yapılmıştır.

Bu etken maddelerden kavalaktonların; rahatlatıcı, stres azaltıcı, ağrıları azaltıcı, kas gevşetici ve uykuyu düzenleyici etkilerinin olduğu görülmüş olup günümüzde stres ve kaygı düzeyini azaltma ve uykuyu düzenlemedeki etkisi üzerinde durulmaktadır.

 

Kava Hangi Durumlarda Kullanılabilir?

Günümüzde en yaygın psikolojik rahatsızlıklardan olan anksiyetede alternatif olarak kava kava kullanılmaktadır.

Uykusuzluk; yüksek tansiyon, diyabet, depresyon, obezite ve kanser gibi birçok sağlık sorunuyla ilişkilidir. Kava Kava’nın sakinleştirici etkisi bu duruma doğal bir çözüm olabilmektedir.

Anksiyete ve uykususzluk problemleri olan bireyler için iyi bir alternatiftir.

Tüketim Şekli Nasıl Olmalıdır?

Tüketim şekli çay, kapsül, toz veya sıvı formda olabilir. Kava Çayı, hazırlanışı pratik olduğundan en yaygın tercih edilen şeklidir. Sıvı formdaki Kava içecekleri, gram ( ml) boyda değişen küçük şişelerde satışa sunulan diğer bir alternatiftir. Diğer tüketim şekillerine kıyasla içeriğindeki kavalaktonlar daha yoğun olduğundan küçük dozlarda tüketilmelidir.

Kava kapsülleri, Kava’nın tadını sevmeyenler için diğer bir alternatiftir. Bir kapsül,% 30 kavalakton içeren mg kava kök özütü içerebilir.

Hangi Dozda Kullanılmalıdır?

Kavaktaktonlar mg doz aralığında etkili olup, günlük kavalakton alımının mg&#;ı geçmemesi gerektiği bildirilmiştir. Eğer Kava’yı kapsül olarak alıyorsanız ve içeriğinde 1 kapsül mg kava kökü özütü ve % 30 kavalakton içeriyorsa etkili bir doza erişmek için en az üç kapsül almanız gerekir.

Kava Takviyesi Alırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Kava takviyesi alırken içeriğinde farklı maddelerin olmamasına dikkat edilmeli ve doz başına kavalakton içeriğini veya ürünün içerdiği standart kavalakton yüzdesini gösteren ürünleri tercih ediniz.

Yan Etkileri Var Mıdır?

ABD Gıda ve İlaç İdaresi kava içeren ürünlerde karaciğer hasarı riski konusunda uyarıda bulunmuş olup; bazı şirketler kava bitkisinin kökleri yerine yapraklar ya da saplar gibi diğer kısımlarını kullandıkları için kısa sürede güvenle kullanılabilir olsa da kava takviyelerinin karaciğere zarar verdiği bildirilmiştir. Bazı ilaçlarla etkileşime girebileceğinden, kava kullanmaya başlamadan önce bir doktora danışmak en iyisidir. 

Bu uyarıları dikkate alarak, insanların çoğunluğunun kava&#;nın yararlarını güvenli bir şekilde alması mümkündür.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir