yeryüzü şekilleri 9 sınıf coğrafya / coğrafya Yer şekilleri - Öğretim kaynakları

Yeryüzü Şekilleri 9 Sınıf Coğrafya

yeryüzü şekilleri 9 sınıf coğrafya

Haritalarda Yeryüzü Şekillerinin Gösterilme Yöntemleri 9.Sınıf Coğrafya

HARİTALARDA YER ŞEKİLLERİNİN GÖSTERİLDİĞİ YÖNTEMLER

Yükselti, engebe, eğim gibi fiziki özellikleri gösterebilmek için bazı yöntemler geliştirilmiştir. Bunlar; renklendirme,  tarama, gölgelendirme, kabartma ve izohips yöntemleridir.

1. Renklendirme Yöntemi

Yükseltilerin ve derinliklerin belirli renklerle ifade edildiği yöntemdir.

Bilgi: Deniz seviyesine göre aynı derinlikteki noktaları birleştiren çizgilere izobat (eş derinlik eğrisi) denir.

Renklendirme yöntemiyle çizilmiş Türkiye fiziki haritasında yeşil renk Marmara Bölgesi’nde, sarı renk Güneydoğu ve İç Anadolu Bölgesi’nde, kahverengi Doğu Anadolu Bölgesi’nde en çok kullanılır. Renk değişmesi en hızlı olan yer ise  Doğu Karadeniz Bölümü’dür.

2. Tarama Yöntemi

Yükselti basamakları arasında kalan yerler, eğim doğrultusunda taranır. Tarama çizgilerinin kısa, kalın ve sık olduğu
yerlerde eğim fazla; uzun, seyrek ve ince olduğu yerlerde ise eğim azdır. Düz alanlar boş bırakılır.

Bilgi:Taralı çizgilerin boyuna uzantıları arasındaki boşluklar, yükselti basamaklarını gösterir. Bu boşluklar çizilerek oluşan kapalı eğriler, o yüzey şeklinin izohipsleridir.

3. Gölgelendirme Yöntemi

Araziye kuzeybatı yönünden 45olik açı ile ışık geldiği kabul edilir. Aydınlık taraflar açık, eğimin fazla olduğu gölgeli taraflar koyu renklere boyanır. Eğim arttıkça koyuluk anar. Yardımcı yöntemdir, pek kullanılmaz.

4. Kabartma Yöntemi

Yüzey şekillerinin üç boyutlu olarak gösterildiği, maket harita yöntemidir. Bu yöntem, yüzey şekillerinin belirli bir oranda küçültülmesi esasına dayanır. Yer şekillerini gerçeğine en yakın biçimde gösteren yöntemdir. Yüksek maliyet ve taşıma zorluğu nedeniyle kullanım alanı sınırlıdır.

5. İzohips (Eş Yükselti) Yöntemi

Deniz seviyesinden eşit yükseklikteki noktaların birleştirilmesiyle elde edilen kapalı eğrilere izohips denir. İzohipsler çizilirken belirli yüksekliklerin yatay düzlemlerle kesiştiği varsayılır.

izohipslerin Genel Özellikleri

  • Yer şekillerinin kuş bakışı görünüşünü yansıtırlar.
  • İç içe kapalı eğrilerdir. Her eğri, kendisinden daha yüksek olan eğriyi kuşatır. En dıştaki eğri en alçak yeri, en içteki eğri ise en yüksek yeri gösterir.
  • 0 metre eğrisi deniz seviyesinden başlar, buna kıyı çizgisi denir.
  • Aynı izohips üzerindeki yerlerin yükseltisi aynıdır.

İzohipsler, birbirlerini kesmezler. İzohipslerin sıklaştığı yerde eğim fazla, seyrekleştiği yerde eğim azdır.

İzohipsleri kesen düz, kalın, kesintisiz çizgiler devamlı akarsuları, kesik çizgiler ise mevsimlik (geçici) akarsuları gösterir.

İki izohips arasındaki yükselti farkına eş yükselti aralığı (eküidistans) denir. Haritanın her yerinde aynıdır. Eküidistans, harita ölçeğiyle ters orantılıdır. Yani büyük ölçekte küçük eküidistans, küçük ölçekte büyük eküidistans kullanılır. Aşağıdaki şekilde I numaralı harita büyük ölçekli, II numaralı harita küçük ölçekli haritadır.

Birbirini çevrelemeyen komşu iki ‘izohipsin yükseltileri birbirine eşittir. İki tepe arasındaki düzlüğe boyun denir.

Yükselti arttıkça izohipslerin boyları kısalır. Dağların doruklarında ve çanakların dibinde nokta hâlini alırlar. Birer
nokta olarak gösterilseler de, bu noktaların izohips değeri vardır.

Karalar üzerindeki çukur alanlar, çanağın merkezine yönelen oklarla gösterilirler.

Yükseltinin arttığı yöne doğru eğriler “∧” şeklinde girinti yapmışsa vadi; yükseltinin azaldığı yöne doğru eğriler “∨”
şeklinde girinti yapmışsa sırt ismini alır. Vadilerde izohipslerin sivri ucu akarsuyun kaynağını, açık ağzı ise akarsuyun akış yönünü gösterir.

İzohipsler birbirlerini kesmeseler de eğimin çok fazla olduğu yerlerde (falez ve şelale / dev kazanı) birbirlerine yaklaşarak kesişmiş gibi görünürler.

Akarsu vadisinin her iki yakasında bulunan ilk izohipslerin yükseltileri eşittir.

1. Yer Şekilleri

Türkiye, ortalama yükseltisi 1132 metre olan bir ülkedir. Bu durum, dağların fazla ve yüksek olmasının bir sonucudur.

 a. Dağlar

Ülkemizde en geniş alan kaplayan yer şekilleridir. Ülkemizde genellikle doğu batı yönünde iki sıra halinde uzanan sıradağlar yer alır. Bu dağların kuzeyinde kalanı Karadeniz kıyısı boyunca uzanır. Bunlara Kuzey Anadolu dağları denir.

 

Adapazarı'nın doğusundan başlayarak Gürcistan sınırına kadar uzanır. Bu dağlar doğu batı yönünde birkaç sıra halindedirler. En yüksek kısmı Doğu Karadeniz Bölümü'ndeki Kaçkar dağlarıdır.

Güneydeki sıradağlar ülkemizin güney batısından başlayarak Van Gölü'nün güneyine kadar devam eder. Bunlara Toros dağları denir. Toroslar batı, orta ve güneydoğu Toroslar olmak üzere üç kısma ayrılır. Toroslar’ın büyük kısmı Akdeniz Bölgesi'nde bulunur. Buradaki en yüksek yer Aladağlar’dır.

 

Toroslar, Akdeniz Bölgesi'nde kıyıya paralel olarak uzanır. Güneydoğu Toroslar ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin kuzeyi boyunca uzanır. Buradaki en yüksek nokta Buzul dağı üzerindeki Uludoruk tepesidir. Ülkemizde bu iki sıradağdan başka Ege ve Doğu Anadolu bölgelerinde de daha küçük sıradağlar bulunur.

 

Ayrıca ülkemizde sönmüş volkan dağları yer alır. Bunlar; Doğu Anadolu'da Nemrut, Süphan, Tendürek ve Ağrı dağlarıdır. İç Anadolu'da ise Karadağ, Karacadağ, Hasandağı, Melendiz ve Erciyes dağları yer alır.

 

b. Plâtolar

Ülkemizde geniş alan kaplayan yer şekillerinden biri de plâtolardır. Plâto, çevrelerine göre yüksekte olan ve akarsularla derin yarılmış geniş düzlüklerdir.

Ülkemizde plâtoların en çok bulunduğu yer, Tuz gölü çevresidir. Burada Bozok, Cihanbeyli, Haymana ve Obruk plâtoları yer alır. İç Anadolu Bölgesi'nin doğusunda Uzunyayla plâtosu yer alır.

 

Doğu Anadolu Bölgesi'nde ise Erzurum-Kars ve Ardahan plâtosu yer alır. Akdeniz Bölgesi'nde Taşeli, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ise Gazi Antep ve Şanlı Urfa plâtoları yer alır. Plâtolar önemli tarım ve hayvancılık alanlarıdır.

c. Ovalar

Ova, çevresine göre alçakta kalan ve akarsular tarafından derince yarılmamış düzlüklere denir. Ovalar ülkemizin değişik yerlerine farklı yükseltiler halinde dağılmışlardır.

 

Deniz kıyısına yakın olan kıyı ovaları, akarsuların denize döküldükleri yerlerde bulunur. Bu ovalar akarsuların taşıyıp biriktirdikleri alüvyonlardan oluşmuştur. Bunlara delta ovaları denir.

 

Bunların en önemlileri Akdeniz kıyısında Çukurova, Karadeniz kıyısında Bafra ve Çarşamba ovalarıdır. Bu ovalar yurdumuzun en önemli tarım alanlarıdır.

 

İç ovalar ise, denizden uzak kesimlerdeki ovalardır. Bu ovaların bir çoğuda akarsuların biriktirdiği alüvyonlarla oluşmuş düzlüklerdir. Kayseri, Erzurum, Eskişehir, Muş, Malatya, Bursa, Elazığ, Erzurum, Iğdır, Altınbaşak ve Yüksekova gibi birçok iç ova ülkemizde yer alır.

 

Ege Bölgesi'ndeki ovalar ise yer kabuğunun kırılması ile oluşmuş uzun çukurluklar şeklinde uzanır. Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes ve Bakırçay vadileri boyunca akarsuların biriktirdiği alüvyonlardan oluşan bu ovalar doğu batı doğrultusunda uzanırlar.

 

Ovaların insan yaşamı üzerinde önemli etkileri vardır. Ovalar çok önemli tarım alanlarıdır. Yerleşmeye ve ulaşıma da oldukça elverişlidirler.

 

2. İklim ve Etki Alanları

 

Yurdumuzda çeşitli iklim tipleri görülür. Bu durumun nedeni ise, yer şekilleri, yükselti ve denize göre konumdur. Aynı zamanda ülkemizin Orta Kuşak'ta yer alması da çeşitli iklimlerin görülmesine neden olmuştur.

 

Türkiye genel olarak Akdeniz ikliminin yayılış alanına girer. Fakat yer şekilleri ve yükseltinin etkisinden dolayı her yerde Akdeniz ikliminin özellikleri görülmez.  

 

Kıyı bölgelerimizde denizlerin etkisiyle ılıman iklim özellikleri görülür.

 

Kuzey Anadolu ve Toros dağları deniz etkisinin iç kısımlara girmesini engeller. Bu yüzden iç bölgelerde karasal iklim özellikleri görülür.

 

Yurdumuzda etkili olan başlıca iklim tipleri, Akdeniz iklimi, Karadeniz iklimi ve karasal iklimdir.

 

a. Akdeniz İklimi

 

Bu iklimin etkili olduğu yerlerde yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçmektedir. Yaz aylarında etkili bir kuraklık yaşanır. Kış mevsiminde kar yağışları ve don olaylarına pek rastlanmaz.

 

Akdeniz iklimi genel özellikleri ile Akdeniz ve Ege bölgelerinin kıyı kesimi ile Güney Marmara Bölümü’nde görülür. Akdeniz Bölgesi’nde dağların uzanışından dolayı kıyıda denize bakan yamaçlarda etkilidir. Bu iklimin hakim bitki örtüsü makidir. Makiler kısa boylu bodur ağaçlardan oluşur.

 

Ege Bölgesi'nde ise denize dik uzanan dağların arasındaki ovalardan iç kısımlara doğru sokulmuştur. Marmara Bölgesi'nin güneyinde ise bozulmuş Akdeniz iklimi görülür. Bu iklimi tanıtan en önemli tarım ürünü zeytindir.

 

b. Karadeniz İklimi

 

Bu iklim Karadeniz'in etkisiyle oluşur. En fazla sonbaharda olmak üzere her mevsim yağışlı bir iklimdir. Yağışların en az düştüğü mevsim ilkbahardır. Özellikle dağların Karadeniz'e bakan yamaçlarında görülür. Yurdumuzun en yağışlı yeri bu iklimin etkisiyle Doğu Karadeniz kıyılarıdır (Rize'de 2300 mm).

 

Karadeniz’den gelen nemli hava kütlelerinin dağların yamaçlarında yükselmeleri sayesinde yağışlar bu kadar fazla olur.

 

Karadeniz ikliminin görüldüğü yerlerde mevsimler arasındaki sıcaklık farkı azdır. Kış mevsimi fazla soğuk olmadığı gibi yaz mevsimi de fazla sıcak olmaz. Hava genellikle kapalıdır ve sis olayları fazladır.

 

c. Karasal İklim

Bu iklim denizden uzak iç bölgelerde etkilidir. İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görülür.

 

Ayrıca Trakya'nın iç kesimleri ile İç Batı Anadolu Bölümü'nde de bu iklim görülür. En şiddetli görüldüğü yer ise yükseltiden dolayı Erzurum-Kars Bölümü'dür. Bu iklimde kışlar uzun ve soğuk, yazlar sıcak ve kuraktır. Yağışlar ise en fazla ilkbahar mevsiminde görülür.

 

3. Doğal Bitki Örtüsü

 

Bir yerin doğal bitki örtüsü dendiği zaman, orada doğal olarak yetişen bitkiler akla gelir. Doğal bitki örtüsü ile iklim arasında bir ilişki vardır. Benzer iklim özelliklerinin görüldüğü yerlerde benzer bitki örtüleri görülür.

 

a. Kıyı Bölgelerin Doğal Bitki Örtüsü

 

Akdeniz ikliminin görüldüğü kıyı bölgelerde maki bitki örtüsü görülür. Maki, her mevsim yeşilliğini koruyabilen kısa boylu bodur ağaçlardır. Bu bitkiler yaz kuraklığına uyum sağlamışlardır. Makiler arasında zeytin, defne, keçi boynuzu, mersin, kekik ve lavanta gibi bitkiler yer alır. Yağışların arttığı yüksek yerler de ise meşe ve çam ormanları görülür.

 

Karadeniz kıyılarında ise her mevsim yağışlı bir iklim olduğu için bitki örtüsü ormandır. Bu yüzden Karadeniz kıyıları her mevsim yeşildir.

 

Karadeniz kıyılarında yağışların azaldığı yerlerde dağ çayırları yetişmektedir. Ayrıca doğal olarak çay ve fındık bitkileri de yetişir.

 

b. İç Bölgelerin Doğal Bitki Örtüsü

 

İç bölgelerde karasal iklim görüldüğü için doğal bitki örtüsü bozkırlardır. Bozkır ilkbahar yağışlarıyla yeşerip yaz mevsimindeki kuraklıktan sararıp kuruyan otlardır. İç Anadolu ve Doğu Anadolu’da yükseltinin arttığı yerlerde yağışlar da arttığı için yer yer ağaç topluluklarına ve seyrek orman alanlarına rastlanır.

4. Akarsuları ve Gölleri

a. Akarsular

 

Türkiye akarsular bakımından zengin bir ülkedir. Akarsularımızın boyları genellikle kısadır. Buna karşılık akış hızları fazladır. Çünkü ülkemizin yükseltisi oldukça fazladır. Akarsularımızın akıttıkları su miktarı mevsimlere göre değişiklik gösterir. Bu durum iklim özellikleri ile ilgilidir. İlkbaharda suları çoğalan akarsularımız genellikle eriyen kar suları ile beslenirler. Yaz mevsimindeki kuraklıktan dolayı birçok akarsuyumuzun suyunda azalmalar meydana gelir.

 

Akarsularımızın bir kısmı sınırlarımız içerisinde doğup yurt dışından denize dökülürler. Bu akarsular; Fırat, Dicle, Aras ve Kura’dır. Hepsi de Doğu Anadolu Bölgesi’nden doğmaktadır. Fırat ve Dicle Basra körfezine Aras ve Kura ise Hazar gölüne dökülür.

 

Akdeniz Bölgesi’ndeki Asi nehri ile Trakya’daki Meriç nehri sınırlarımız dışından doğarak kıyılarımızdan denize ulaşır.

 

Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya, Karadeniz’e dökülen başlıca akarsularımızdır. Marmara denizine dökülen en büyük akarsuyumuz Susurluk’tur. Büyük Menderes, Küçük Menderes, Gediz ve Bakırçay Ege denizine dökülür. Seyhan, Ceyhan, Aksu ve Göksu ise Akdeniz’e dökülen akarsularımızdır.

 

Akarsularımızdan çeşitli yararlar sağlanır. Akarsular üzerine kurulan barajlardan elektrik enerjisi, içme, kullanma ve sulama suyu sağlanır. Bazı akarsularda rafting sporu yapılır. Birçok akarsudan balık avlanır.

 

b. Göller

 

Göller, karalar üzerindeki çukurluklarda oluşan doğal su birikintileridir. Yapay su birikintilerine isebaraj gölü denir.

 

Sularını denize ulaştıran göller açık havza durumundadır. Bu göllerin suları tatlıdır. Örneğin Marmara Bölgesi’ndeki İznik, Ulubat ve Manyas göllerinin suları tatlıdır. Sularını denize ulaştıramayan göller kapalı havza durumundadırlar. Bu yüzden suları acı veya tuzludur. Tuz gölü ve Van gölü bu tür göllere örnek olarak verilebilir.

 

Göllerimiz genellikle Doğu ve İç Anadolu bölgeleri ile Güney Marmara ve Antalya (Göller Yöresi) Bölümü’nde yoğunlaşmıştır.

 

Doğu Anadolu Bölgesi’nde Nemrut, Çıldır, Erçek, Hazar, Nazik ve Van gölü yer alır. İç Anadolu Bölgesi’nde ise Akşehir, Eber, Seyfe ve Tuz gölü bulunur.

 

Akdeniz Bölgesi’nde bulunan Göller Yöresi’nde Beyşehir, Eğirdir, Burdur ve Acıgöl yer alır. Marmara Bölgesi’nin büyük gölleri ise İznik, Sapanca, Ulubat ve Manyas’tır.

 

Yurdumuzda yer alan baraj göllerimizin bazıları, Atatürk, Keban, Karakaya, Hasan Polatkan, Seyhan, Demirköprü, Berke ve Gökçekaya’dır.

 

Göllerden tarım alanlarının sulanmasında ve balık üretiminde faydalanılır. Bazı göllerimizde turizm açısından önemlidir. Manyas, Nemrut, Abant ve Yedigöller turistik göllerimizdendir.

 

5. Türkiye’nin Kara Sınırları ve Genel Özellikleri

 

Türkiye 2875 kilometre kara uzunluğuna sahiptir. Yurdumuzun çevresindeki ülkelerle olan sınırları değişik tarihlerde yapılan anlaşmalarla çizilmiştir.

 

Yunanistan sınırı; Bu sınır Meriç ırmağının yatağını takip eder. Sınır üzerinde İpsala gümrük kapısı vardır.

 

Bulgaristan sınırı; Yunanistan sınırının bittiği yerden başlayarak Yıldız dağlarının kuzeyinden Karadeniz’e ulaşır. Üzerinde en önemli gümrük kapımız olan Kapıkule yer alır. Buradan ülkemizi Avrupa’ya bağlayan kara ve demir yolları geçer.

 

Suriye sınırı; En uzun kara sınırımızdır (877 km). Doğuda Dicle ırmağından başlar, Hatay’ın güneyinden Akdeniz’e ulaşır. Nusaybin ve Cilvegözü gümrük kapıları yer alır.

 

Irak sınırı; Batıda Suriye sınırından başlayarak İran sınırına kadar uzanır. Doğu kısmı oldukça dağlıktır. Üzerinde Habur gümrük kapısı bulunur.

 

İran sınırı; Ağrı dağının doğusundan başlayarak, güneye doğru dağlık bir alandan ülkemizin güneybatı ucuna kadar devam eder. Gürbulak ve Esendere sınır kapısı burada yer alır.

 

Nahcivan sınırı; En kısa sınırımızdır. Dilucu sınır kapısı bu sınırda yer alır.

 

Ermenistan sınırı; Gürcistan sınırından Nahcivan sınırına kadar uzanır. Kuzeyi dağlık bir alandan, güneyi ise Aras nehri üzerinden geçer. Bu sınırda Akyaka sınır kapısı vardır.

 

Gürcistan sınırı; Ermenistan sınırından başlayıp Karadeniz’e kadar uzanır. Genellikle dağlık bir araziden geçer. Bu sınırda da Sarp gümrük kapısı yer alır.

A- Renklendirme Yöntemi

Haritalarda yüzey şekilleri birçok yöntem ile gösterilebilir. Bu dersimizde sizlere haritalarda yer şekillerinin gösterilme metotları ile ilgili ayrıntılı bilgi vereceğim.

Bu yöntemde yer şekilleri renkler ile gösterilir ve her renk bir yükselti ve derinlik basamağını ifade eder.

  • 0 ve altı ( Denizler ) -> Mavi ( Derinlik arttıkça mavinin tonu da artar )
  • 0 -200 m -> Koyu Yeşil
  • 200 – 500 m -> Açık Yeşil
  • 500 – 1000 m -> Sarı
  • 1000 – 1500 m -> Turuncu
  • 1500 – 2000 m ->Açık Kahverengi
  • 2000 – 2500 m -> Koyu Kahverengi
  • Buzullar ve Kalıcı karlar -> Beyaz veya Mor

DİKKAT !!


Renklendirme yöntemi ile gösterilen haritalarda tüm ovalar aynı renkle gösterilmez. Aynı yükseltiye sahip ovalar aynı renk ile gösterilir. Örneğin Çukurova ve Bafra ovası yükseltileri 0-500 m arasında olduğu için yeşil renk ile gösterilirken, Konya ovası 900m yükseltide olduğu için sarı, yüksek ova ise 2000 m yükseltiye sahip olduğu için koyu kahverengi ile gösterilir.
  • Bu yöntemde yer şekillerine belirli bir yönden (Genellikle Kuzeybatı) 45derecelik bir açı ile ışık geldiği düşünülür.
  • Işığa bakan yamaçlar ve düzlükler açık, gölgede kalan yerler ise koyu olarak görünür.
  • Engebeli yerlerde ışık gölge farkı daha fazla iken, düz yerler açık renk ile gösterilir.
  • Bu yöntemde yer şekilleri eğim durumuna göre boyu, sıklığı ve kalınlığı değişen çizgilerle gösterilir.
  • Eğimin fazla olduğu yerlerde çizgiler kısa, kalın ve sık.
  • Eğimin az olduğu yerlerde ise çiziler ince, uzun ve seyrektir.
  • Düz alanlar ise boş bırakılır.
  • Yeryüzü şekillerini gerçeğe en yakın gösteren haritalardır.
  • Yer şekilleri 3 boyutlu olarak gösterilir. Yükseltiler gerçeğe uygun olarak renklendirilir.
  • Taşıması zordur, yapım maliyeti yüksektir bu yüzden çok tercih edilen bir yöntem değildir.

İzohips yöntemi ile haritalarda yer şekilleri gösterilir. Bu konu çok detaylı bir konu olduğu için ayrı bir başlık altında konuyu incelemeyi tercih ettim. Bu konuya ve İzohipsler ile ilgili detaylı bilgiye aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

İzohips Haritalarının Özellikleri ve Yerşekillerinin Gösterilmesiİzohips Haritalarının Özellikleri ve Yerşekillerinin Gösterilmesi konusuna bu sayfadan ulaşabilirsiniz.

 

burak

Yerşekillerinin Gösterilmesi

Yer şekillerinin gösteriminde en çok kullanılan yöntem izohips yöntemidir.

İzohips yöntemi ile yapılan haritalarda izohipslerin uzanışına göre, tepe, sırt, boyun, yamaç, vadi, delta gibi yer şekillerini harita üstünde tanımlamak mümkündür.

Tepe: Bir doruk noktası ve onu çevreleyen yamaçlardan oluşmaktadır.

Sırt: İki akarsu vadisini birbirinden ayıran ve birbirine ters yönde eğimli yüzeyleri birleştiren yeryüzü şeklidir. Sırtların üzeri düz olabileceği gibi keskin de olabilir.

Boyun: Birbirine ters yönde açılmış iki akarsu vadisinin en yüksek, iki doruk arasındaki alanın en alçak yerine boyun denir. Buralara bel ya da geçit de denir.

Yamaç: Yeryüzündeki eğimli yüzeylerdir.

Vadi: Akarsuyun açtığı, sürekli inişi bulunan, uzun, doğal oluktur.

Delta: Akarsuyun taşıdığı maddeleri denize ya da göle ulaştığı yerde biriktirmesi ile oluşan yeryüzü şeklidir.

UYARI: İzohipslerin "V" şeklini aldığı yerlerde, açık taraf akarsu akış yönünü gösterir. Akarsuların delta oluşturdukları yerlerde, izohipsler deniz veya göl yüzeyine doğru çıkıntı yapar.

İzohipsin "V" şeklini aldığı yerlerde yükselti "V" nin açık ucuna doğru artıyorsa sırt, sivri ucuna doğru artıyorsa vadi vardır.

Boyun olabilmesi için, karşılıklı iki tepe arasında, birbirine ters yönde uzanan iki akarsu vadisinin bulunması gerekir.

1. Renklendirme Yöntemi

Fiziki haritalarda yeryüzü şekillerini daha belirgin gösterebilmek için yükselti basamakları renklerle ifade edilir. Renklendirme işlemi, aşağıdaki tabloda gösterildiği gibi olur:

Fiziki haritalarda beyaz renkler buzulları ya da kalıcı karları gösterirler. Göl, deniz ve okyanuslar ise mavi renkle gösterilmektedir. Mavinin tonu koyulaştıkça derinliğin arttığı anlaşılır. Renklendirme yöntemi, günümüzde en çok kullanılan yöntemlerdendir.

2. Gölgelendirme Yöntemi

Yerşekillerinin bir yönden ışıkla aydınlatıldığı düşünülür. Buna göre, ışık alan yerler açık, gölgede kalan yerler koyu renkte boyanır. Haritacılıkta daha çok yardımcı bir yöntem olarak kullanılır.

3. Tarama Yöntemi

Eğim ile orantılı olarak kalınlıkları artan çizgilerle yerşekilleri gösterilir.

Tarama yönteminde, eğim fazla ise çizgiler kalın, kısa ve sık olur. Eğim az ise çizgiler ince, uzun ve seyrek olur. Düz alanlar ise taranma¤¤¤¤¤ boş bırakılır. Fazla kullanılmayan bir yöntemdir.

4. Kabartma Yöntemi

Yeryüzü şekillerinin belirli bir ölçek dahilinde küçültülerek oluşturulan maketleridir. Bu yöntem, yerşekillerinin gerçeğe en uygun olarak gösterilmesini sağlar. Ancak, kabartma haritaların yapılışı ve taşınması zor olduğundan kullanım alanı dardır.

5. İzohips (Eş yükselti) Yöntemi

Deniz seviyesinden itibaren aynı yükseklikteki noktaların birleştirilmesiyle elde edilen eğrilere izohips eğrileri denir.

İzohipslerin özellikleri şunlardır:

• İç içe kapalı eğrilerdir.
• Sıfır (0) m izohipsi deniz seviyesinden başlar. Kara ile denizin birleştiği deniz kıyısını düz bir çizgi halinde takip eder. Buna kıyı çizgisi adı verilir.
• İzohips eğrileri dağ doruklarında nokta halini alır. Buralar zirve olarak tanımlanır.
• İzohipsler yeryüzü şekillerinin kuşbakışı görünümünü belirler.
• En geniş izohips halkası en alçak yeri, en dar izohips halkası ise en yüksek yeri gösterir.
• İki izohips eğrisi birbirini kesmez.
• Birbirini çevrelemeyen komşu iki izohipsin yükseltileri aynıdır.
• İzohipslerin sıklaştığı yerler eğimin arttığını, seyrekleştiği yerler ise eğimin azaldığını gösterir.
• Çukurluklar, derinlik istikametinde ok işareti konularak gösterilir. (Krater, polye, obruk gibi)
• Her izohips eğrisi kendisinden daha yüksek bir izohipsi çevreler. Ancak çukur yerlerde bunun tersi geçerlidir.
• İki izohips eğrisi arasındaki yükselti farkına eküidistans (izohips aralığı) denir.
• İzohipslerin sık geçtiği deniz kıyılarında kıta sahanlığı (şelfi) dar, seyrek geçtiği kıyılarda kıta sahanlığı geniştir. Başka bir ifade ile, alçak kıyılarda deniz sığ, yüksek kıyılarda deniz derindir.
• Deniz seviyesine göre aynı derinlikteki noktaların birleşmesi ile elde edilen çizgilere izobat (eş derinlik) eğrileri denir. Kıyı çizgisi, izohips ile izobat eğrilerinin başlangıç çizgisidir.

1. Boyun
Tepe ve sırtlar arasında nispeten alçakta kalan düzlüklerdir.

2. Vadi
İzohipslerin zirveye doğru “ v ” şeklinde girinti yaptıkları yerlerdir. Vadi yamacının eğimine göre “ ? ” şeklindeki girintinin biçimi de değişir. “ ? ” nin açık ağzı suyun akış yönünü, kapalı kısmı kaynak yönünü gösterir.

3. Sırt
İki yamacın birleştiği, su bölümü çizgisinin geçtiği sınırdır.

4. Çanak (Kapalı Çukur)
Çevresine göre yükseltisi az olan sahalardır. Çanakların kolaylıkla tanınabilmesi için, eğim yönünde merkezi gösteren bir ok işareti konur.

5. Kıyı Çizgisi
Deniz seviyesini gösteren sıfır metre eğrisidir.

6. Delta
Akarsuların denize döküldükleri yerlerde denize doğru uzanan, üçgen şeklindeki çıkıntılardır.

1. İzohips haritalarından profil çıkarma

Yeryüzü şekillerinin yandan görünüşüne (kesitine) profil denir. Profil şu şekilde çıkarılır:

• Profili çıkarılacak olan noktaların arasına bir doğru çizilir.
• Bu doğrunun kestiği izohipslerin yükselti değerleri, alt kısma çizilecek yükselti ölçeği ile kesiştirilir.
• Kesişen noktalar birleştirildiğinde profil çıkarılmış olur.

Şu üç özellik kontrol edilerek profil bulunabilir.

a)Tepe sayısı b) Eğim c) Yükselti

2. İzobat haritalarından profil çıkarma

İzobat haritalarından profil çıkarma işleminde, aynen izohips haritalarından profil çıkarılırken izlenen yollar uygulanır.

3.Yükselti Bulma

İki izohips arasındaki yükselti farkı dikkate alınarak, yükseltisi bilinen yerden başlamak üzere izohipsleri sa¤¤¤¤¤, istenilen noktanın yükseltisi bulunabilir. İzohips aralığı sayısının, iki izohips arası yükselti farkına çarpımı, toplam yükseltiyi verir.

4. Yön bulma

Haritalar genellikle kuzey - güney istikametinde çizilirler. Bundan yararlanarak yön tayin edilebilir.

Ayrıca paralel ve meridyenlerden de yararlanılabilir. Bunun yanında harita üzerindeki yön okları da bize bu konuda bilgi verir.

5. Eğim bulma

Haritalardan yararlanarak, herhangi bir arazinin eğimi ölçülebilir. Herhangi iki noktanın yükselti farkının, yine aynı iki nokta arasındaki yatay mesafeye oranına eğim denir.

• Yatay mesafe arttıkça, eğim azalır,
• Yatay mesafe azaldıkça, eğim artar.

Eğim şu formülle bulunur:
Eğim = Yükseklik (m) * 100 / Yatay Uzaklık

h = Yükselti farkı
L = İki nokta arasındaki yatay uzaklık.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır