erbakan amerika konuşması / Fatih Erbakan: Üretimi model alan ekonomik sistem uygulayacağız - Güncel Politika Haberleri

Erbakan Amerika Konuşması

erbakan amerika konuşması

Tek Bölüm Yayın Saati:

kaynağı değiştir]

Fazilet Partisi, 18 Nisan tarihinde yapılan seçimlerde milletvekili çıkarmış ve Meclisteki yerini almış, İstanbul'dan milletvekili seçilen Merve Kavakcı da 28 Şubat sürecinin ve başörtüsü yasağının devam ettiği o günlerde başörtüsü nedeniyle daha seçildiği ilk günden itibaren Türk kamuoyunda yer bulmuş,[24] o dönem Meclisin en yaşlı üyesi olduğundan TBMM Geçici Başkanı olarak görev yapan Ali Rıza Septioğlu ise Atatürk'ün Şapka İnkılâbı'nı işaret ederek Kavakçı'nın başörtüsüyle Meclis Genel Kuruluna giremeyeceğini ve yemin edemeyeceğini söylemiştir.[24] Daha sonra 2 Mayıs tarihinde Yüksek Seçim Kurulundan mazbatasını aldıktan sonra Meclisin açılış oturumuna katılmak için Merve Kavakçı, Nazlı Ilıcak'la beraber TBMM Genel Kurul Salonu'na gelmiş ancak başörtüsüyle Meclis Genel Kuruluna girmesi üzerine Demokratik Sol Parti milletvekilleri sıralara vurarak ve yuhalayarak Kavakçı'yı protesto etmişler, bu sırada DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit Meclis kürsüsüne gelerek şu sözleri sarf etmiştir:

«&#;Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Türkiye'de hanımların giyim kuşamına, başörtüsüne özel yaşamlarında hiç kimse karışmıyor. Ancak burası hiç kimsenin özel yaşam mekânı değildir. Burası devletin en yüce kurumudur. Burada görev yapanlar; devletin kurallarına, geleneklerine uymak zorundadırlar. Burası devlete meydan okunacak yer değildir! Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz!&#;»

(Bülent Ecevit, 2 Mayıs , TBMM Meclis Genel Kurulu konuşması[25])

28 Şubat sürecinde dikkat çeken isimlerden biri de Fethullah Gülen olmuştur. 11 Ocak 'de Başbakan Necmettin Erbakan, Ramazan nedeniyle 51 tarikat ve cemaat liderini Başbakanlık Konutu'na iftara çağırmış, Gülen de çağrılanlar arasında olmuş ancak Gülen, iftar yemeğine katılmamış ve olay kamuoyunda yoğun tartışmalara neden olmuştur.[13] 29 Mart 'de Samanyolu TV'de katıldığı bir televizyon programında Türk Silahlı Kuvvetlerini siyasete müdahale etmek ve muhtıra vermekle eleştirenlere karşı, "Asker, demokratik yollarla sorunların çözümünü istedi." demiş,[26] 28 Şubat sonrasında Erbakan'ı eleştirenler arasında yer almış ve TSK'nin müdahalesini demokratik bulduğunu söylemiştir. Yine 16 Nisan 'de Kanal D'den Yalçın Doğan'a verdiği röportajında da askerin tutumunu destekleyerek[26] şöyle demiştir:

«&#;Askerlerimiz bir yönüyle yaptıkları bazı şeylerden ötürü bazı çevrelerce belki antidemokratik davranıyor sayılabilirler. Ama onlar konumlarının gereğini, anayasanın kendilerine verdiği şeyleri yerine getiriyorlar. Hatta dahası ben zannediyorum, onlar bazı sivil kesimlerden daha demokrat. Herhâlde onların temsil ettikleri kuvvet şu partiler arasında birbirini istemeyen insanların elinde olsa bir gece hızlı bir baskınla gelirler, hasımlarını bertaraf ederler, onun yerine otururlar. Kuvvet ellerinde olduğu hâlde çok mantıki davranıyorlar. Çok muhakemeli davranıyorlar. Epey zamandan beri. His öne çıkmıyor burada ve kuvvet, güç gösterisi şeklinde öne çıkmıyor. Bana demokraside daha dengeli geliyorlar o açıdan.&#;»

(Fethullah Gülen, 16 Nisan , Kanal D[27])

28 Şubat sürecinde diğer taraftan Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Nuh Mete Yüksel, Fethullah Gülen hakkında iddianame hazırlamıştır. Gülen'in yıllar önce yaptığı konuşmaların görüntüleri art arda televizyon kanallarında yayımlanmaya başlanmıştır. Bu görüntülerde Gülen'in, "bürokraside nasıl yapılanmaları gerektiğini" anlattığı görülmüştür. Genelkurmay, "Fethullah Gülen'i ve destekçilerini çok tehlikeli gördüğünü" ifade etmiştir. Gülen daha sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne gitmiştir.[28] Bu dönemde Bülent Ecevit liderliğindeki DSP-MHP-ANAP Koalisyon Hükûmetinin çıkardığı Rahşan Affı ile Gülen'in yargılaması ertelenmiştir.[29]

Sürecin önemli isimlerinden Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya, 25 Şubat ’de, "devletin geleceği için birinci tehdit olan PKK terörünün kontrol altına alındığını, bundan sonra aşırı dinci akımların PKK tehdidinden daha büyük bir tehlike olduğunu" iddia etmiş, bu kesimin laik cumhuriyete tehdit oluşturduğunu "Bu defa silahsız kuvvetler gereğini yapsın." sözleriyle savunmuştur. TİSK, TESK, Türk-İş ve DİSK'in yayımladıkları "Laiklik ve demokrasi sahipsiz değil." bildirisi ise Erkaya'nın belirttiği "silahsız kuvvetleri" oluşturuyordu.[26]

Dönemin Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit'in, 23 Ocak 'da Hürriyet gazetesine verdiği röportajda ordu ile hükûmet ilişkilerini değerlendirirken, "28 Şubat sürecinin defteri kapandı." şeklindeki konuşmasından 5 gün sonra 28 Ocak tarihinde yapılan MGK toplantısında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, 28 Şubat sürecini Refah Partisi, Necmettin Erbakan ve destekçilerini işaret ederek "irticai faaliyetlerde bulunan bir parti ve onunla iş birliği içerisinde olanlara karşı laik Türkiye'yi korumak maksadıyla yapılmış bir hareket" olarak tanımlamıştır.[30]

28 Şubat'ın en dikkat çeken isimlerinden birisi de dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel olmuştur. Süreç içerisinde irtica ile mücadelesi için Silahlı Kuvvetleri desteklemiş, Refahyol Hükûmeti'nin uygulamalarını eleştirmiş ve "Türkiye'de askerî müdahalelerinağır sonuçları olduğunu" söyleyerek bir topluluk konuşmasında, "Çıkın sokaklara, yıkın bu hükûmeti." demiştir.[13] Demirel, yılında Habertürk'te Melih Meriç'in sunduğu bir televizyon programında başörtüsü yasağıyla ilgili olarak da şöyle konuşmuştur:

«&#;Orası üniversite, oranın kuralları var. Danıştay, Anayasa Mahkemesi karar vermiş. İlle başı bağlı okumak istiyorsan başı bağlı olarak okunabilen yerler var, oraya git. Arabistan'da falan öyle yerler vardır, oraya gidin, orada okuyun! Türkiye laiklikten vazgeçemez. Herkes aklını başına toplasın. Bu ülkenin halkının yüzde 99'u Müslüman diye Müslümanlığı istismar ederek 'Bu milleti arkamıza düşürürüz' diye düşünen varsa aldanıyor. Hem de çok aldanmaktadır. Cumhuriyet 5'inci neslini yetiştirmiştir ve bu nesil cumhuriyete sahip çıkmaktadır. Türban özgürlük falan değildir. Bu gericiliktir.&#;»

(Süleyman Demirel, Habertürk, "Basın Odası" programından[31][32])

Demirel, yılında, MGK'da alınan 28 Şubat kararlarının yılından yılına kadar da uygulandığını söylemiş, 28 Şubat'ın darbe ve yanlış olmadığını savunmuş, Erbakan Hükûmeti'nin istifası sonrası hükûmeti kurma görevini Tansu Çiller'e değil de Mesut Yılmaz'a vermesine yönelik eleştirilere karşı, " 'Takdir cumhurbaşkanının.' diyor Anayasa. Yani benim takdirim." demiştir.[33]

Yargılamalar[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir