kaynağı değiştir]
Sabun genel olarak bitkisel ya da hayvansal yağlardan üretilir. Üretimde genellikle sıcak presleme ya da ekstraksiyon yöntemiyle elde edilen değersiz yağlar kullanılmaktadır. Sabun üretiminde kullanılan yağların başında bitkisel yağlar gelmektedir. Sabun üretiminde en çok hindistan cevizi yağı, palm çekirdeği yağı, defne yağı, zeytin yağı, ayçiçeği yağı, mısır yağı, soya fasulyesi yağı ve hayvansal iç yağ olan donyağı, domuz yağı, ya da kemiklerden elde edilen yağlar kullanılmaktadır.
Üretim esnasında yukarıda bahsi geçen yağların yanı sıra bir baz olan, sodyum hidroksit (NaOH) ya da potasyum hidroksit (KOH) kullanılmaktadır. Yağlar bu bazların içinde kaynatılır ve sabunlaşma işlemi başlatılmış olur. Bu yönteme kimyada sabunlaşma tepkimesi denilir. Eskiden bazlar yerine Soda ya da Potas kullanılmaktaydı ve sabun üretimi genel itibarıyla büyük kazanlarda yapılırdı. Artan nüfus ve paralelinde talebin artmasıysa fabrikasyon üretimine geçilmiştir. Ama hâlâ günümüzde eski yöntemlerle üretim yapan küçük işletmeler bulunmaktadır.
Genel itibarıyla sabun üretimi iki farklı yöntemle de yapılmaktadır. Bunlar kaynatma yöntemi ve soğuk yöntemdir.
Sabun, deterjan ve sabunlaşma kelimleri bugün biraz daha kimyasal olarak anlatmak istiyorum. Genel olarak sabun bir yağın ve kostiğin birleşimidir, ama tam nedir aşağıda anlatmaya çalıştım.
Başarlı mı oldu? Siz söyleyin 😉
Sabun bir deterjan türüdür, doğal sabun da böyle. Kimyasal olarak gerçek sabun bir uzun zincirli bir yağ asitin potasyum (sivi sabun) yada sodyum (katı sabun) tuzudur.
Ama sabunsuz deterjanları da var yani yapay deterjanlar, her gün karşımıza çıkan örnekler: bulaşık deterjanı, şampuan, duş jeli, sivi sabun, …
Deterjan kelime bir kimyasal görevi anlatıyor. Bir deterjanın görevi kir ve su arasında bağlantı kurmak. Buna da bazen surfektant denir.
Yan not olarak emülgatorlar da bir türü surfektanttır, yağ ve su arasında bağlantı kurar.
Sabunun çok önemli bir özelliği var. Sabun kimyasal olarak iki parçadan oluşuyor. Şekili toplu iğne gibi düşün. Bir taraf su seviyor (başlık tarafı) diğer taraf yağ = kir (iğne tarafı) seviyor. Bu özelliği suyun yüzey gerilimi azaltıyor ve kiri temizleyebiliriz.
Yani ellerimizi sabunlanırken, sabunun yağ seven taraf kirin etrafında sıkı sarılıyor, bir top (buna misel denir) oluşuyor. Bu topun iç tarafta kir var, dış tarafta su bağlayan baş var.
Durulmaya başlayınca sabunun su seven taraf musluktan çıkan su ile bağlıyor ve su, sabun ve kirimiz getiriyor. Böyle ellerimiz temiz oluyor.
Yan not olarak burada cildimizin üst tabak da yağ içeriyor, ellerimiz sık sık yıkıyorsak yada çok iyi temizleyen bir deterjan/sabun ile yıkıyorsak, cildimiz kurutur ve zaman ile zarar görebilir.
Bunu engellemek için doğal sabunlarda kostik indirimi kullanılır. Kostik indirim ilgili yazı burada bulabilirsin.
Sabunlaşma yağ ve kostik arasında ki kimyasal reaksyondur.
Her yağ molekülü bir E harfı gibi düşünün, sırtı gliserin molekülden, el/ayaklar yağ asit zincirden oluşuyor. Bu yağ asit zincirleri her yağa ait ayri bir kombinasyondur.
Bir baz (kostik) ile reaksyona girince, kostik yağ asitleri gliserin sirttan çözer ve bağlar. Böyle sabun ve gliserin oluşuyor.
Resimlerim nasıl oldular? 🙂 Keşke ufak animasyon bulabilirdim. Tam emin değilim iyi anlatabilirdim mi?
SaveSave
SaveSave
SaveSave
SaveSave
SaveSaveSaveSaveSaveSave
Kimyasal Temizlik Malzemeleri word,
Kimyasal Temizlik Malzemeleri powerpoint
KİMYASAL TEMİZLİK MALZEMELERİ
ÖZET
Kimyasal temizlik malzemleri hayatımızda bir çok yerde karşımıza çıkan hayatımızı kolalaştıran bazen zararlı etkileri sonucu olumsuz sonuçlarda doğurmaktadır. Kimyasal temizlik malzemeleri genel olarak 5 e ayırdık.bunlar : sabun ,deterjan, çamaşır suyu,çamaşır sodası,tuz ruhu dur.
Sabun: Sabun kelime anlamıyla “Bir alkalinin yağlı bir madde üzerine etki etmesiyle elde edilen çamaşır yıkamada ve temizlik işlerinde kullanılan ürün”dür. Bir başka ifadeyle sabunlar, yağ asitlerinin alkali tuzları olup, yüzey aktif maddelerin bir şubesini teşkil etmektedir.
Deterjan: Kir sökücü anlamına gelmektedir. Sabun dışındaki tüm temizlik malzemelerini kapsamaktadır. Petrol ve türevlerinden elde edilmektedir.Yüzey aktif özelliği olan deterjanlarda hidrofob kısmı genelde 8-18 karbon içeren düz veya dallanmış zincirlidir.Yapıda bazen benzen halkası da bulunabilmektedir.
Çamaşır suyu : Sodyum hipoklorit, (NaClO) bir tür tuzdur. Günlük hayatta beyazlatıcı çamaşır sularında kullanılmaktadır. Asidin bir canlı dokusu ile teması, dokularında hasara yol açmaktadır. Çevreye büyük ölçüde zarar veren bu madde oda koşullarındaki klor ve sabunlardaki sodyum hidroksit ile birleşerek üretilmektedir
Çamaşır sodası : Kimyasal adı sodyum karbonat olan çamaşır sodası, doğal temizliğin en etkili elemanlarındandır. Suyu yumuşatır, sabunun köpürmesine yardımcı olur. Çamaşır makinelerinde kullanılmasında herhangi bir sakınca yoktur. Pek çok deterjanın etkin temizlik maddesidir. Zararlı kimyasal dumana neden olmaz.
Tuz ruhu : Hidroklorik asit, hidrojen ve klorelementlerinden oluşan, oda sıcaklığı ve normal basınçta sıvı halinde bulunan kimyasal bir bileşiktir. Halk arasında tuz ruhu olarak da bilinir. 9. yüzyılda simyacıCabir bin Hayvan tarafından keşfedildi ve sonrasında simya alanında kullanıldı.
GİRİŞ
Kimyasal maddeler yalnızca imalat ya da sanayi dallarında kullanılmayıp, günlük yaşamımızın bir parçası haline gelmiştir. Mutfak ve banyoyu temizlediğimiz, çamaşır ve bulaşıkları yıkadığımız, böcek kontrolü için kullandığımız ve bahçeyi gübrelediğimiz tüm ürünler, boya, araba ve mobilya cilaları, yüzme havuzu için kullandığımız klor, benzin, motor yağı, hidrolik yağ ve LPG kimyasal maddelerdir.
Evlerimizde kullandığımız ve kimyasal madde olarak değerlendirmediğimiz birçok ürün bulunmaktadır. Sabunlar, şampuanlar, deodorantlar, parfümler, ilaçlar, bitkisel ilaçlar ve organik temizlik ürünleri.
Kimyasal maddeler zehirli ve yanıcı olabilir ya da karışıldıkları zaman şiddetli tepki verebilirler.
Temizlik: Gıda ile temas eden alet donanım ve çeşitli yüzeydeki kir ile gıda artıklarının uzaklaştırılması, bunların mikroorganizmalar için çoğalma ortamı şekline dönüşmesinin önlenmesidir. (Silme işlemi, süpürme işlemi, fırçalama işlemi).
Dezenfeksiyon: Temizlik aşamasından sonra ortamdaki ürüne bulaşma kaynağı olabilecek mikroorganizmaların tümünün öldürülmesi ya da zararlı etkeni yapmayacak en düşük düzeye indirilmesidir.
Gıda işletmelerin de temizleme işleminden sonra dezenfeksiyon uygulanmıyorsa, yapılan temizlikten istenilen fayda sağlanamaz. Çünkü temizleme işle sırasında serbest hale geçen mikroorganizmalar daha geniş yüzeye yayılarak üremelerini yeni ortamda da sürdürebilmektedir. Bu yayılmayı önlemek dezenfeksiyon işlemi ile mümkün olacaktır. Bu nedenle işletmede yapılacak temizliği mutlaka uygun bir dezenfeksiyon işlemi izlemelidir.
Temizlenmiş ve dezenfekte edilmiş yüzeylerdeki bakteri sayısı;
YÜZEY | BAKTERİ SAYISI |
Kirli yüzey | |
Temizlenmiş yüzey | |
Dezenfekte edilmiş yüzey |
Sabun nedir ?
Sabun kelime anlamıyla “Bir alkalinin yağlı bir madde üzerine etki etmesiyle elde edilen çamaşır yıkamada ve temizlik işlerinde kullanılan ürün”dür. Bir başka ifadeyle sabunlar, yağ asitlerinin alkali tuzları olup, yüzey aktif maddelerin bir şubesini teşkil etmektedir.
C18H36O2 + NaOH ¾¾® C18H35O2Na +H2O
Stearik asit kostik kostik sabunu su
Gerek hayvansal yağlar gerekse bitkisel (nebati) yağlar, yağ asitlerinin gliserin (gliserol) ile oluşturdukları oldukça kompleks esterlerdir. Bu esterlere gliserid veya trigliserid (triaçilgliseroller; nötral yağlar) adı verilir.
Sabun, bitkisel ve hayvansal kaynaklı yağların ya da yağ asitlerinin alkali hidroksitlerle (NaOH, KOH vs.) reaksiyonu sonunda elde edilen karboksilli asit tuzlarıdır ve çoğunlukla temizleyici olarak kullanılan maddelerdir.
Yağlar veya genel olarak esterler, derişik sodyum hidroksit veya soda çözeltisiyle uzun zaman kaynatılırsa karşılık gelen alkol ile asidin tuzuna dönüşürler, yani hidroliz olurlar. Bu işlem, yağların sabunlaşması olarak adlandırılır. Sabunlaşma, esterleşmenin tersi olan bir reaksiyondur. Bu şekilde yağlar sabunlaştıkları zaman gliserin ile yağ asitlerinin suda çözünen sodyum tuzlarına dönüşürler. Yüksek karbon sayılı yağ asitlerinin sodyum tuzlarının bu şekildeki çözeltisine soydum klorür ilave edilerek bu yağ asitlerinin sodyum tuzlarını çöktürmek mümkündür. Sabunlaşmış yağlar oldukça yumuşak, istenilen şekilde kalıplanabilen bir kütle halindedir.
Sodyum stearat (beyaz sabun)
Potasyum stearat (Arap sabunu)
SABUN ÇEŞİTLERİ
SERT SABUN ( SODYUM SABUNU )
Mutfak sabunu ( Marslya ) sabunu ilk başlarda % 62 yağ asidi içermekteydi. Kullanım alanlarında ( ev işleri, tuvalet ) yapay deterjanların kuvvetli rekabetiyle karşılaşınca, üretimi iyileştirildi. Kehribar renginde ya da yarı saydam halde olan bu tür sabun yaklaşık % 62 yağ asidi içermekteydi. Buharla ısıtılan kazanlarda ya da teknelerde düşük nitelikli sıvı yağların ( zeytin, kolza, yerfıstığı ) sodyum klorürlü ortamdaki alkali çözeltiye etkisiyle hazırlanır.
EL SABUNU
Hemen hemen içinde hiç su bulunmayan son derece homojen bir hamur elde edilebilecek biçimdeki en yüksek nitelikli yağlı cisimlerden hareketle hazırlanır. Bu sabuna boyar maddeler, kokular, bakteri öldürücü etkenler ( deodorant sabunlar ) Ve deriyi yumuşatıcı maddeler ( zeytinyağı, süt, lanolin, vb. ) katılır.
TRAŞ SABUNU
Kalıplaşmış ve sıkıştırılmış sabunlardır.
PAYET SABUNLAR ( PULCUKLU ) SABUN YA DA TALAŞ SABUNU
Öncelikle aynı yapıda olan bu sabun, değişik biçimde bulunur ; % 78′ i yağ asidinden oluşmuştur ve ılık ya da soğuk suda hemen çözünür: Bu nedenle hassas dokumaların yıkanmasında kullanılır. Talaş sabununda % 73 yağ asidi vardır. Özellikle toz deterjanlarla birlikte çamaşır makinelerinde kullanılır.
POTASYUM SABUN ( YUMUŞAK SABUN )
Arap sabunu da denilen bu sabun ev işlerinde ya da sanayide kullanılır. Arap sabunu üretiminde kullanılan sıvı yağlar, keten, kenevir, karanfil ve balıktan çıkarılan yağlardır. Bazlı çözelti, bir potas çözeltisidir. Zayıf bir çözelti, sonra da sabunlaşacak sıvı yağ konur ve kütle kaynama noktasına yakın ısıtılır ve karıştırılır. En sonunda kostik çözelti eklenir. Yüzeyde köpük kalmayınca ve kaynama düzenli bir hale gelirce, pişme tamamlanır. Ayrıca, tatlı badem yağından hareketle bademyağı sabunu, sodyum silikat içeren sert bir sabun olan silikatlı sabun, % 10 – 15 sert sabun, kum, çakıl taşı ya da toz haldeki sünger taşı karışımı olan mineral sabun gibi başka sabunlarda üretilir .
ÇÖZÜCÜ SABUN
Bileşimine yağları ve yağlı maddeleri çözebilen aseton, butil alkol, heksalin, izopropil alkol, benzen, kloroform, karbon tetraklorür, klisen, terebentin, toluen, trikoloetilin ve kimi petrol türevlerinin katıldığı sabun; yağlı ve çok kirli maddelerin yıkanmasında kullanılır, kireçli sulara karşı dayanıklıdır. Cildi uyarmak, yumuşatmak ve beslemek amacıyla kullanılan tuvalet sabunu (Bu ürünler aşırı yağlı sabunlar, aşırı yağlı madde oranı % 1 – 3 arasında değişir).
SABUN SANAYİSİNİN TARİHİ
Eski zamanlardan beri sabunlar, aşağıdaki bağıntıya göre yağ asidi ve gliserin esterleri olan doğal yağlı maddeler üstüne alkali bir iletkenin etkisiyle üretilmişlerdir.
C H – COO – CH – C H – COO – CH – C H – COO – CH + 3NaOH
3C H – COONa + OH – CH – OHCH – OHCH
Yağlı madde kaynakları, her zaman bol olmakla birlikte ( bitkisel yada hayvansal sıvı ve katı yağlar ) alkali etkenler, Leblanc suyunun sanayide üretimi ne kadar seyrekti. 1974′ e doğru sabuncular yalnızca potasyum karbonat içeren kayı odunu küllerinden yararlanmaktaydılar. 1823’e doğru sabunlaşma adı verilen tepkimenin yapısını inceleyen ve bulan Fransız kimyacı Eugene Chevreul’ in ( 1786 – 1889 ) çalışmaları sayesinde sabun sanayisi XIX.yy’ da büyük bir gelişme gösterdi. 1920’ye doğru, sabunların evre diyagramlarını belirleyen kimyacı Mac Bain ve arkadaşları düzenli araştırmalara başladılar ve üretim bilimsel temellere dayandırılarak gerçekleştirilmesini sağladılar. Marsilya yönetimi, seri halde ( söz gelimi sharpless, monsavon, laval yönetimlerinde ) ve otomatik olarak ( mazzoni, armour yönetimleri ) gerçekleştirilebilecek bir biçimde yetkinleştirildi. Sabunla ilgili teknikler, sabun ( uzun süre, kullanılan tek temizleme aracı olmuştur. ) yapay deterjanların zorlu rekabetine karşı savaş vermek zorunda kaldığı zaman çok yüksek bir yetkinlik noktasına ulaştılar.
A.B.D’nin 1950’de 1.25 milyon sabun ve 0.5 milyon yapay deterjan üretirken, 1967′ de 0.5 milyon sabun ve 2.3 milyon yapay deterjan ürettiği göz önüne alırsa bu rekabetle ilgili bir fikir edinilebilir.
Sabun kiri Nasıl temizler?
Sabun molekülleri iki kısımdan oluşur. Suyu seven kısmı (hidrofil), ve suyu sevmeyen kısmı (hidrofob). Suyu seven kısım molekülün baş kısmını, sevmeyen kısım ise kuyruk kısmını oluşturur. Baş kısım polar, kuyruk kısmı apolardır.
Giysilerde ve cilt üzerinde bulunan kirlerin çoğu, çok ince bir yağ tabakasıyla sarılıdırlar. Bu yağ tabakası uzaklaştırılabilirse, kir parçacıkları da uzaklaştırılabilir. Bir sabun molekülü, bir ucunda çok polar yada iyonik grup bulunan uzun, hidrokarbon benzeri karbon zincirinden oluşur. Karbon zinciri hidrofobik’tir (yağda çözünür), polar uç ise hidrofiliktir. (suda çözünür).
Sabun su ile çalkalandığında kolloidal bir dağılma oluşur. Bu sabun çözeltileri, misel adı verilen kümeleri içerir. Polar olmayan ya da yağda çözünen karbon zincirleri miselin merkezine doğru yönlenir. Polar ya da suda çözünen uç ise su ile birlikte miselin yüzeyini oluşturur. Sabunlarda her miselin dış kısmı negatif yüklüdür, pozitif yüklü sodyum iyonları da misellerin dış kısmında toplanır. Misel, 50-150 sabun molekülünün hidrokarbon kısmı bir araya geldiği hidrofobik kısımların merkeze, iyonik uçların ise suya yöneldiği küresel hale gelmiş kolloidal tanecikler büyüklüğündeki molekül kümeleridir.
Kir ile karşılaşan sabun molekülleri yağ damlacıklarını sarar ve suda emülsiyon haline getirir. Sabun molekülünün “kuyruğu” (hidrokarbon kısmı) yağda çözünür. “Başı” (iyonik kısmı) suda çözünür. Böylece yağ damlacığı su içine alınmış olur.
Deterjan nedir?
Kir sökücü anlamına gelmektedir. Sabun dışındaki tüm temizlik malzemelerini kapsamaktadır. Petrol ve türevlerinden elde edilmektedir.
Yüzey aktif özelliği olan deterjanlarda hidrofob kısmı genelde 8-18 karbon içeren düz veya dallanmış zincirlidir.Yapıda bazen benzen halkası da bulunabilmektedir. Uzun C atomu zincirinden oluşan bir alkil yada arilin SÜLFAT yada SÜLFÜNAT tuzudur.
Deterjanların yapısında benzen halkası taşıyan türleri vardır. Benzen halkası formülde gösterilmiştir. Bu tür deterjanlara; alkil benzen sülfonat deterjanları denir.
Deterjanın temizleme prensibi sabunla aynıdır. C12H25-OSO3– anyonunun OSO3– tarafı su tarafından C12H25– ucu, kir tarafından çekilir. Bu şekilde kir temizlenmiş olur.
NOT: Deterjanlar, sert suda çökelek oluşturmazlar. Sert sularda daha iyi temizlerler.
NOT: Deterjanlara köpük düzenleyici katkı maddeleri ilave edilir.
NOT: Deterjan ve sabunun sıcak suda daha iyi temizlerler.
Deterjanların tarihçesi
Sentetik yüzey aktif maddelerinin genelde bilinenden çok daha eskidir. Mac Cutheon’a göre ilk sentetik yüzey aktif madde 1831’de Fremy tarafından imal edilmiş olup, o tarihten sonra diğer araştırmalar da benzer maddeler imal etmeye başlamaştır. Birinci dünya savaşı sırasında Almanya’da sabun yokluğunun bas göstermesi, bu ülkede deterjan imalatı konusunda önemli araştırmalar yapılarak gelişmeler sağlanmasına sebep olmuştur. Ticari açıdan önemi olan ilk paket deterjan 1933 senesinde ‘Dreft’ adi ile Amerika’da piyasaya ç6kmas6na rağmen uzun zaman rağbet görmedi. 1940 yıllarda satılan sentetik deterjanlar o yıllarda kullanılan sabun miktarının sadece %3’ünü oluşturmaktaydı. Deterjanların Amerika’da geniş çapta yayılması 1946’da ‘Tide’in çıkması ile başlamıştır. Böylece 1948 yılında deterjan kullanımı sarf edilen tüm sabun ve deterjan miktarının %16’sina yükselmiş ve bu değer 1957’de %75’e çıkmıştır. Avrupa’da Almanya’da da deterjan kullanımı 1956’da yaygınlaşmış ve kısa bir sürede diğer ülkelere de yayılmıştır.
Deterjanların formülasyonunda bulunan yardımcı maddeler
Dolgu maddeler: Bu maddeler suya sertlik veren tuzları (Örn; Ca ++ ) inaktive ederek kumaş ve çamaşır makinasının çeşitli yerlerinde birikmesini önlerler. Deterjanların ısıtma ve emülsifiye olma özelliklerini artırırlar. Yıkama çözeltisinin uygun pH’da olmasını sağlarlar. (Fosfatlar, karbonatlar, silikatlar, sodyum sitrat ve aluminasilikatlar.)
Ağartıcılar: Bu maddeler çeşitli konsantrasyonlarda bulunan sodyum peroksit, sodyum perborat veya sodyum hipoklorit gibi maddelerdir. Hemen hepsinin yan etkileri vardır. Deride ve gözde yanmalara, ağız ve yemek borusunda yanıklara neden olurlar.
Deterjanların Sahip Olması Gereken Nitelikler:
Suyun tek başına kirleri temizleyici gücü sınırlıdır. Kirle suyun süspansiyon veya emülsiyon şeklinde birleşmesi için suya temizlik maddeleri katılır. Deterjan ismi verilen bu temizlik maddeleri doğal veya yapay nitelikte toz, tablet, ince tabaka veya sıvı halde olabilir.
Deterjanlar yüksek yüzey aktivitesine sahiptir
C12H25-OH + H2 SO4 → C12H25-O-SO3H + H2O
(Lauril alkolün, sülfirik asitle tepkimeye girer)
C12H25-OSO3H + NaOH → C12H25-OSO3Na + H2O (Laurilsülfat, NaOH la tepkimeye girerer)
C12H25-OSO3Na → C12H25-OSO3- + N a+ (Sodyum lauri (dodesil)l sülfat suda çözündüğünde Na+ iyonunu salar)
C12H25-OSO3- anyonunun OSO3- tarafı su tarafından C12H25- ucu, kir tarafından çekilir.
DETERJANLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ :
Temizlik Maddelerinin Yapısı
Temizlik maddelerinin bünyelerine pek çok değişik kimyasal maddeler girmektedir. Bu maddelerin türleri, miktarları kullanılacak yüzeye ve amaçlara göre değişmektedir.
Bazıları yalnız kullanıldığında etkili olurken, bazıları da başka maddelerle birleşerek etkili olmaktadır. Temizlik maddeleri formülasyonunda yer alan bir takım maddeler temizlik işlevini kolaylaştırırken, bazı maddeler temizliğe hemen hiç katkıda bulunmamaktadır. Bu tür maddeler, dolgu ve koku verme amacıyla kullanılmaktadır.
Deterjanların bünyelerindeki içerik maddeleri ve açıklamalarına aşağıda yer verilmektedir.
Yüzey Aktif Maddeleri
Bu maddeler, suyun yüzey gerilimini azaltarak, temizlik için gereken ıslanmayı sağlamaktadır. “Tensid” olarak da adlandırılan yüzey aktif maddeler, bir tarafı su tarafından çekilen (hidrofil), diğer tarafı su tarafından itilen (hidrofob) iki grubu molekülünde birleştiren bir yapıdan meydana gelir.
Anyonik Aktif Maddeler
Katyonik aktif maddeler
Amfoterİk Aktif Maddeler
Non-İyonİk Aktİf Maddeler
Deterjan Katkı Maddeleri
Deterjan kiri nasıl temizler?
Su polar ,kir apolar yapıda bir madde olduğundan su kiri temizlemez. Kirli çamaşırın bulunduğu suya sabun eklendiğinde sabunun hidrofob(apolar) kısmı yağla etkileşir ve yağı sarar ,hidrofil(polar) kısımları ise su ile kuvvetli bir şekilde etkileşir ama kirle etkileşmez.
Sabun ve Deterjan Arasındaki Farklar
Sabun ve deterjan her ikiside kirleri ortamdan uzaklaştırma özelliğine sahip olsada, temel kimyasal yapı bakımından farklılık gösterirler. Ayrıca temizleme oranları ve şartlarıda birbirinden farklıdır.
SABUN | DETERJAN |
Tanım: Uzun-zincirli bir yağ asidinin sodyum ve potasyum tuzudur. | Tanım: Deterjan, petrol türevlerinden elde edilen, temizleme, arıtma özelliği bulunan toz, sıvı veya krem durumunda olabilen kimyasal maddedir.
|
Suyun yapısında doğal olarak bulunan kalsiyumla çözünmeyen bileşik meydana getirir. Buda kirlerin ortamdan uzaklaştırılmasını zorlaştırır.
| Deterjanlarda böyle bir sorun yoktur. Deterjanların yapısında bulunan fosfatlar kalsiyum ve magnezyumu tutarak; bu etkiyi bertaraf ederler. |
Sabunlar suda çöker ve ortamda leke bırakırlar. Çünkü sabun suda doğal olarak bulunan mineral ve asitlerle reaksiyona girince: çözünmesi ve suyla ortamdan uzaklaştırılması zor moleküller oluşur.
| Deterjanlarda böyle bir reaksiyon meydana gelmez, deterjanlar ortamda leke bırakmazlar. |
Kullanma sularının yapısında kalsiyum ve magnezyum bulunur. Sertlikleri orta derecededir sabun yalnızca yumuşak sularda en iyi temizliği gerçekleştirir
| Deterjanlar hem yumuşak hem de sert sularda temizlik yapabilirler |
Sert sularda köpürmez. | Sert sularda iyi köpürür.Ancak bu temizlik açısından olumsuzluk yaratmasa da yıkama sonrası atık suyun arıtımında dezavantaj yaratır.Su kirliliğine sebep olabilir. |
ÇAMAŞIR SUYU:
Sodyum hipoklorit, (NaClO) bir tür tuzdur. Günlük hayatta beyazlatıcı çamaşır sularında kullanılmaktadır. Asidin bir canlı dokusu ile teması, dokularında hasara yol açmaktadır. Çevreye büyük ölçüde zarar veren bu madde oda koşullarındaki klor ve sabunlardaki sodyum hidroksit ile birleşerek üretilmektedir. Bir sodyum hipokloritin elde edilme formülü aşağıdaki gibidir:
2NaOH + Cl2 › NaCl + NaClO + H2O
Sodyum Hipoklorit ( Çamaşır Suyu, Hypo), ClO- formülüyle gösterilen bir iyon köküdür. Bu kök, bileşiklerinde daima bir elektron alır. Sodyum Hipoklorit ( Çamaşır Suyu , Hypo), kullanım olarak daha çok hipokloröz asit (HClO) eldesinde kullanılır. Ayrıca deodorant, dezenfektasyon ve beyazlatıcı formüllerinde bu moleküle rastlanır. Sodyum Hipoklorit ( Çamaşır Suyu , Hypo), lityum hipoklorit, sodyum hipoklorit ve kalsiyum hipoklorit gibi yeni kimyasal bileşiklerin oluşturlmasında ana kök olarak kullanılır. Hipokloritler, manganı oksitler ve permanganatı oluşturur. Hipoklorit, organik bileşiklerle temasında ekzotermik tepkimeye girer ve biyolojik olarak yanıklar oluşturur. Bu nedenle temizlik ürünlerinde seyreltik olarak hipoklorit kullanılır.
FİZİKSEL VE KİMYASAL ÖZELLİKLER
Görünüş ve Koku: Açık, yeşilimsi sarı renkli, karakteristik kokulu bir sıvıdır.
Bozulma Durumu: Sodyum hipoklorit çözeltileri, kolay bozunabilme özelliğine sahiptirler.
stabilite içindeki bir miktar sodyum hidroksit aşırısı ile sağlanır. Buna rağmen tüm Sodyum hipoklorit çözeltileri bekletildiklerinde yavaş yavaş bozunurlar. Açığa çıkan oksijen miktarı stabilitenin bir ölçüsüdür. Sodyum hipoklorit’in bozunmasının niteliği ve bozunma hızı pek çok etkene bağlıdır.
Ancak bunlar arasında en önemlileri şunlardır :
> Hipoklorit konsantrasyonu
> Sıcaklık
> Işık
> Ürün içindeki bazı metal safsızlıkları
Yüksek konsantrasyonda ki hipoklorit çözeltileri, düşük konsantrasyonda olanlara göre daha hızlı bozunurlar. Sıcaklık ve ışık, bozunma hızını artırır. Ürün içindeki safsızlık olarak bulunabilecek bakır, nikel, kobalt, demir gibi metaller oksijen çıkışıyla sodyum hipokloritin bozunmasını hızlandırırlar.
KULLANIM ALANLARI
> Çamaşır suyu yapımında
> Tekstilde (ağartma işlemlerinde)
> Dezenfektan olarak
> Su ve atık su arıtımında
> Suların klorlanmasında
> Kağıt Endüstrisinde
AMBALAJ
Dökme olarak polietilen ve içi lastik kaplı karbon çelik tankerler ile taşınır.
DEPOLAMA
Sodyum Hipoklorit’in metallere korozif etkisi nedeniyle depolama için kullanılacak tankların malzemesi; PVC, yüksek yoğunluklu polietilen veya uygun lastik ile kaplanmış karbon çelik olmalıdır. Sodyum Hipoklorit çözeltileri ISI, IŞIK, SAFSIZLIKLAR ve AĞIR METAL katyonlarının varlığı halinde çok çabuk bozunurlar. Bu nedenle depolama koşulları bunlar göz önüne alınarak oluşturulmalı; depolama sıcaklığı 30°C’nin üzerinde olmamalı, ışığa direkt olarak maruz kalması ve herhangi bir biçimde safsızlıkların karışması önlenmelidir. Asitlerle olan reaksiyonunda boğucu klor gazı ortaya çıkacağından depolamada buna özellikle dikkat edilmelidir. Her türlü işlemde mutlaka kişisel koruyucular kullanılmalıdır.
TAŞIMA, KULLANIM VE DEPOLAMADA DİKKAT EDİLECEK KONULAR
Taşıma ve kullanım sırasında gözlük, yüz maskesi, eldiven, çizme ve koruyucu giysi kullanılmalıdır.
İnsan dokularına karşı etkili olduğundan Sodyum Hipokloritin deri ile teması halinde yanma söz konusudur. Bu nedenle cilde Sodyum Hipoklorit teması durumunda bulaşan tüm giysiler çıkarılmalı ve etkilenen alan, bol su ile yıkanmalıdır. Eğer kızarma,ağrı veya su toplama görülürse bir doktora başvurulmalıdır. Gözle temas halinde ise göz kapaklarını açık tutarak, gözleri bol miktarda su ile en az 15 dakika yıkamalı ve hemen bir doktora başvurulmalıdır. Eğer ağız yoluyla Sodyum Hipoklorit alınmış ise ağız bol su ile yıkanmalı ve hastaya su içirilmelidir. Hasta kusturulmaya çalışılmamalı ve hemen bir doktora başvurulmalıdır. Buharlarının teneffüsü söz konusu olmuşsa hasta mümkün olduğu kadar çabuk temiz havaya çıkarılmalıdır. Eğer teneffüs zayıflamış veya durmuş ise suni teneffüs uygulanmalı ve hemen bir doktora başvurulmalıdır.
Sodyum Hipokloritin asitle karışması halinde çok ciddi etkileri olan toksit KLOR gazı açığa çıkar.
Böyle durumlarda :
> Etkilenen alandan uzaklaşılmalı,
> Klorun çıktığı noktaya göre rüzgarı arkaya alacak bir durumda bulunulmalı,
> Gerekli olmadıkça açığa çıkan klorun etkisinde olan bölgeye girilmemeli, eğer gerekiyorsa bu bölgeye oksijen tüplü koruyucu giysi ile girilmelidir.
Klor gazına maruz kalınması halinde:
> Klor bulaşmış giysiler varsa bunlar hemen çıkarılmalı,
> Hasta temiz havaya çıkarılarak rahat ve sıcak tutulmalı ve sıcak su dolu bir kaptan buharlı havayı teneffüs
etmesi sağlanmalı,
> Teneffüs zayıflamış veya durmuşsa suni teneffüs yaptırılmalıdır.
Çamaşır suyu, kimyasal adı sodyum hipoklorit olan, temizlik ve hijyen amacıyla kullanılan kimyasal madde. Sodyum Hipoklorit ( Çamaşır suyu), (NaClO) bir tür tuzdur. Günlük hayatta beyazlatıcı çamaşır sularında kullanılmaktadır. Asidin bir canlı dokusu ile teması, dokularında hasara yol açmaktadır. Çevreye büyük ölçüde zarar veren bu madde oda koşullarındaki klor ve sabunlardaki sodyum hidroksit ile birleşerek üretilmektedir. Bir sodyum hipokloritin elde edilme formülü aşağıdaki gibidir:
2NaOH + Cl2 › NaCl + NaClO + H2O
Lityum hipoklorit (LiClO) saydam, renksiz ve berrak bir tür tuz çeşididir. Bu madde çoğu yerde havuz sterilizasyonu için ve kimi maddeler için ayrıştırıcı madde olarak kullanılmaktadır.
Kalsiyum hipoklorit, Ca(ClO)2 formülüyle gösterilen bir hipoklorit çeşididir. Günlük hayatta su arıtım ve havuz temizleme sistemleri ve sıvı çamaşır suyunda kullanılmaktadır.
ÇAMAŞIR SUYU İLE ASİTLİ MADDELERİ KARIŞTIRMAK
NEDEN ÇAMAŞIR SUYU VE ASİTLİ MADDELERİ KARIŞTIRMAMALISINIZ ?
Çamaşır suyu ve asitli maddeleri karıştırmak gerçekten kötü bir fikir. Örneğin sirke, tuz ruhu, kezzap. Bunları çamaşır suyu ile karıştırdığınız zaman toksik bir madde olan klor gazı açığa çıkar ve deyim yerindeyse kendinize karşı bir kimyasal savaş başlatmış olursunuz. Birçok insan çamaşır suyu ve sirkeyi, tehlikelisini bilmesine rağmen küçümseyerek ya da bu karışımın temizleme gücünü görmek istediklerinden karıştırıyorlar. Denemeden önce bu karışım hakkında bilmeniz gereken bazı şeyler var.
İNSANLAR NEDEN ÇAMAŞIR SUYU VE SİRKEYİ KARIŞTIRIR ?
Eğer çamaşır suyu ve sirke zehirli klorin gazı açığa çıkarıyorsa ve bu kadar tehlikeliyse o zaman insanlar neden yapar bunu ? Bu sorunun 2 cevabı olabilir.
İlk cevap; sirke çamaşır suyunun pH’nı düşürür ve onu daha iyi bir dezenfektan haline getirir. Bunun nasıl olduğundan biraz sonra tekrar bahsedeceğiz. İnsanların neden bu maddeleri karıştırdığına
ikinci cevap ise; bu insanlar bu karışımın iyi yanlarını bilmiyorlar yada oluşacak tehlikeyi umursamıyorlar. Sadece kulaktan dolma bilgilerle bu maddeleri karıştırmanın çamaşır suyunu daha iyi bir dezenfektan ve temizleyici madde haline getirdiğini duyuyorlar; ancak bu durumun sağlıkları üzerinde geri dönülmez zararlara hatta ölümüne bile sebep olacağının farkında değiller.
Çamaşır suyu ve asit içeren kimyasalları karıştırınca ne olur ?
Çamaşır suyunda sodyum hipoklorit bulunur yada kimyasal formülü ile “NaOCl”. Çamaşır suyu da zaten sodyum hipoklorit’in sulu çözeltisidir. Ancak çamaşır suyundaki sodyum hipoklorit sulu ortamda hipokloröz asit olarak bulunur. Denge reaksiyonu ise şu şekildedir :
Hipokloröz asit ( HOCL) güçlü bir yükseltgendir. Çamaşır suyunun iyi bir beyazlatıcı ve dezenfektan olmasının sebebi de budur. Eğer siz çamaşır suyunu yani bu durumda hipokloröz asiti başka bir asit ile karıştırırsanız zehirli klor gazı açığa çıkar.
Örneğin; halk arasında tuz ruhu olarak bilinen HCl ile çamaşır suyunu karıştırdığınız zaman oluşan reaksiyon şu şekildedir:
Klor gazı boğucu kokulu, yeşilimsi sarı renkte bir gazdır ve mukoza zarınızı, gözlerinizi, boğazınızı ve akciğerinizi etkiler. Başta astım gibi solunum sorunlarına sebep olur. Eğer uzun süre bu gaza maruz kalınırsa sonucu ölüm olabilir.
Peki biraz daha zayıf bir asit asetik asit içeren sirke ile çamaşır suyunu karıştırırsak ne olur? Aslında tahmin ettiğiniz gibi aynı sonucu alırsınız. Klor gazı.
Klor gazı ile PH arasında bir denge durumu söz konusudur. Eğer siz ortama tuz ruhu, asetik asit ya da kezzap ( kimyasal adıyla nitrik asit HNO3) vb. asitler ekleyerek PH’ı düşürürseniz; ortamdaki klor gazını artırmış olursunuz. Eğer PH’ı artırırsanız; bu sefer klor gazı miktarı düşecek, hipoklorit iyonu (ClO-) miktarı artacaktır. Hipoklorit iyonu hipokloröz aside göre daha az etkili bir yükseltgendir. Bazı insanlar klor gazının oluşucağını bile bile; çamaşır suyunun yükseltgeme gücünü görmek için başka asitler ekleyerek PH’ı düşürür.
KENDİNİZİ ZEHİRLEMEYİN
Çamaşır suyunun etkisini artırmak istiyorsanız, sirke ya da başka asitler eklemek yerine markete gidip yeni bir çamaşır suyu alın. Çamaşır suyunun da bir raf ömrü vardır. Eğer birkaç 6-7 aydır bir köşede bekleyen çamaşır suyunu kullanmaya çalışıyorsanız ve etkisini artırıp daha iyi temizlik görmek istiyorsanız kendinizi zehirlemek yerine yeni bir çamaşır suyu alın. Böylesi daha güvenli.
ÇAMAŞIR SODASI
Kimyasal adı sodyum karbonat olan çamaşır sodası, doğal temizliğin en etkili elemanlarındandır. Suyu yumuşatır, sabunun köpürmesine yardımcı olur. Çamaşır makinelerinde kullanılmasında herhangi bir sakınca yoktur. Pek çok deterjanın etkin temizlik maddesidir. Zararlı kimyasal dumana neden olmaz. Tahriş edici olabildiğinden eldivenle kullanılması ve solunmaması daha doğru olur. Alırken klor ve titanyum dioksit içermemesine dikkat edilmelidir.
açık formülü
Çamaşır sodası Sodyum Karbonat olarak bildiğimiz bazik bir tuzdur. Sodyum Karbonatı suya attığımızda:
Na2CO3 +H2O → NaOH +Na HCO3 şeklinde çözünürler.
Yukarıda oluşan Sodyum Hidroksit:
Yağ + NaOH → Sabun + Gliserin
tepkimesinde ortaya sabun çıkar.
ÇAMAŞIR SODASININ KULLANIM ALANLARI
Sodyumun türevlerinden olan sodyum karbonat, bilimsel olarak trona, halk dilinde çamaşır sodası olarak bilinir. Bazik bir tuz da olan sodyum karbonat kullanım alanları oldukça geniştir.
ÇAMAŞIR SODASININ YARARLARI VE ZARARLARI
ÇAMAŞIR SODASI
| ÇAMAŞIR SUYU |
|
|
TUZ RUHU(HİDROKLORİK ASİT)
Hidroklorik asit, hidrojen ve klorelementlerinden oluşan, oda sıcaklığı ve normal basınçta sıvı halinde bulunan kimyasal bir bileşiktir. Halk arasında tuz ruhu olarak da bilinir. 9. yüzyılda simyacıCabir bin Hayvan tarafından keşfedildi ve sonrasında simya alanında kullanıldı. Sanayi Devrimi sırasında, sanayideki önemi keşfedilen asit, önce Leblanc işlemi, sonrasında Solvay işlemi ile sanayi alanında üretilmeye başladı. Hidroklorik asit, tarihte yeni kolaylıkların keşfinde önemli roller üstlendi. Günümüzde PVC‘den demir-çeliğe, organik madde üretiminden gıda sektörüne kadar hemen hemen tüm alanlarda hidroklorik asit kullanılmaktadır.
Hidroklorik asit, sağladığı kolaylıkların yanında, zehirli bir maddedir ve insan dokuları başta olmak üzere çoğu yüzeye büyük tahribat verir. Bu nedenle bu asit ile çalışılırken güvenlik önlemleri en üst düzeyde tutulmalıdır. Asit, toksik olmasının yanında, gözler ve deri için tahriş edicidir, deride yanıklara neden olmaktadır ve solunum sistemi için tahriş edici özellik taşımaktadır. Hidrojen klorür, normal koşullarda −27.32 °C’de erir, 110 °C’de kaynar. Hidroklorik asidi elde edebilmek için öncelikle hidrojen klorür gazının elde edilmesi gerekir.
Hidrojen klorür, güçlü bir asittir. Moleküler yapısı oldukça basit olan Hidroklorik asit, bir klor atomu ile bir hidrojen atomundan meydana gelir ve formülü HCl’dir. Hidroklorik asit, oda sıcaklığında bir litresuda, yaklaşık 450 litre gibi çok yüksek oranda çözünür. Öbür asitler gibi, renkli ayıraçla “asit rengi” denilen bir renk verir; sözgelimi turnusolu kırmızıya, heliantini pembeye, bromofenolu sarıya boyar ve fenolftaleinle renksiz bir sıvı verir. Sodyum karbonat ve amonyak gibi bazlara, belirgin bir etki yapar. Belirli hacimde hidroklorik asit bulunan bir cam tüpe, bir sodyum karbonat çözeltisi azar azar döküldüğünde, tüpe daldırılacak bir termometre, sıcaklığın hızla yükseldiğini gösterir; çözelti, su bütünüyle yok oluncaya kadar ısıtılırsa, sodyum klorür (sofra tuzu) katı halde çöker. İçinde amonyak bulunan bir şişenin ağzına hidroklorik asit taşıyan bir şişe yaklaştırılırsa, beyaz renkte ve bol miktarda amonyum klorür dumanları oluşur. Bu tepkimeyle, bir ortamda söz konusu maddelerin bulunup bulunmadığı belirlenir. Hidroklorik asit, suya damlatıldığında H+ iyonu vermektedir.
Hidroklorik asit tipik bir asit özelliği olarak çinko, demir, magnezyum ya da alüminyum gibi birçok metale etki ederek, hidrojen açığa çıkarır. Bakır, bu asitle ancak havanın oksijeni eşliğinde tepkimeye girer; ama hidrojen açığa çıkmaz. Altın ve platin hidroklorik asitle tepkimeye girmezlerse de, aşağı yukarı bütün metallere etki eden kral suyu (hidroklorik asit – nitrik asit) karışımında çözünürler. Metal oksitler (pas) genellikle hidroklorik asitte çözünmeye uğrarlar. Hidroklorik asidin pas giderici rolü, bu olaya dayanır.
Karbonatlar, hidroklorik asitle şiddetli bir tepkime gerçekleştirirler ve karbondioksit açığa çıkar. Öbür tuzlar hidroklorik asitle tepkimeye girerler; sözgelimi gümüş nitrat, hidroklorik asitle tepkimeye girdiğinde, beyaz renkte gümüş klorür çökeleği verir; çökelek, ışık aldığında morarır (bu tepkimeden, kimyasal çözümlemeyle söz konusu maddelerin tanınmasında yararlanılır).
Hidroklorik asit, pas giderici olarak kullanılmasının yanı sıra, organik bileşiklere etki ettirilerek klorlu ürünlerin (çözücüler, plastik maddeler) elde edilmesinde yararlanılır.
GENEL OLARAK KİMYASAL TEMİZLİK ÜRÜNLERİ ZARARLARI
Bulaşık Deterjanları:
Temizlik deterjanları elbette çok önemlidir. Hijyen için gerekli olan bu kimyasalları kıyafetlerimizi temizlemekte, bulaşıklarımızı yıkamakta ve ev temizliğinde kullanmaktayız. Yanlış kullanım sonucu bazen ciddi sağlık problemlerine sebep olabilen bu deterjanlar, kimyasalların reaksiyon göstermesi sonucu zehirlenmelere yol açmaktadırlar. Bulaşık deterjanları genelde beraber kullanıma müsait olan temizleyici ürünlerdir. Elbette diğer temizleyicilerle reaksiyon vermektedir fakat bu çoğu zaman görülmeyen hissedilmeyen reaksiyonlardır. Bulaşık makinelerinin hayatımıza girmesiyle elde yıkama azalsa da deterjan kullanımı sabittir. Özellikle bulaşık makinelerinde koku oluşmaması için kullanılan ürünler, özel parlatıcılar ve temizleyici deterjanlar gibi çeşitli ürünler bulunmaktadır. İster elde yıkama için kullanılan deterjanlar olsun ister makine için özel üretilen ürünler olsun bulaşık deterjanının zararları görmezden gelinebilecek gibi değildir.
Cam ve Ayna Temizleyiciler
Cam temizleyicilerin çoğu su, amonyak ve biraz da mavi boya karışımından başka bir şey değildir. Amonyak içeren cam temizleyicileri fazlasıyla tahriş edici gazlar yayar ve kazara göze püskürtülürse zararlı olabilir.
Koku Gidericiler
Oda deodorantlarının çoğu hiçbir şekilde havadaki kötü kokuları yok etmez. Bazıları rahatsız edici kokuları, hoş kokularla örtmeye çalışır, bazıları da burun yollarını yağlı bir tabakayla kaplayıp koku alma duyumuzu engelleyen bir kimyasal yayar. Oda deodorantlarında bulunan kimyasal maddelerden bazıları naftalin, fenol, kresol, etanol, ksilen ve formaldehit’tir.
GÜNCEL BİLGİLER
KİMYASAL MADDELERİN GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE SAKLANMASI
TEMİZLİK ÇALIŞMALARI ESNASINDAKİ GÜVENSİZ DAVRANIŞLAR
Son Söz…
Bütün bu anlatımlardan sonra, sağlığınızı korumak sizlerin elinde…
Tabi sizin de ‘Güvenlik Kültürü’ kavramını hayatınızda nereye koyduğunuz önemlidir…
İlk sayfamızdaki sözü asla unutmayın, kimyasal maddeleri birbirine katarak daha iyi bir sonuç alacağınızı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
En iyi sonuç; bütün bunlardan sonra sağlığınızı ve güvenliğinizi korumanızdır.
KAYNAKÇA
BeğenYükleniyor...
107394 107395 107396 107397 107398
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası