ibadet insana ne kazandırır / İBADET Ansiklopediler - TÜBİTAK

Ibadet Insana Ne Kazandırır

ibadet insana ne kazandırır

İbadetin insan ve toplum hayatına etkisini açıklar mısınız?

Değerli kardeşimiz,

İbadetler Toplum Hayatının Saadetine Vesiledir

Allah’ın emir ve yasaklarını yerine getirmek için kuvvetli bir imana ihtiyaç vardır. Böyle bir imanın muhafazası ve devamlılığı da ancak ibadetlerin devam ve tekrarıyla mümkündür.

Kulun Allah’a yönelmesi, O’na ibadet etmesini ve emirlerine uymasını gerektirir. Allah’ın emirlerine uyma, kulu mükemmel bir nizama sokar.

Cemiyetin mükemmelleşmesi ve ilerlemesi için, o cemiyetin fertleri arasında sarsılmaz bir uhuvvete ve hakiki bir muhabbete ihtiyaç vardır. Müminler günde beş defa namazla, birbirlerine yaptıkları dualarla, ciddi ve programlı bir şekilde aralarındaki uhuvvet ve muhabbeti tazelemekte ve kuvvetlendirmektedirler. İşte bunu sağlayan da ancak ibadetlerdir (bk. Nursi, B. S. İşârâtü’l-İ’caz, Bakara Suresi 21 ve Ayetlerin Tefsiri, İbadetin Hakikati,  s. ).

İbadetler Şahsın Mükemmelleşmesine Sebeptir

İbadet, insanın ruhunu, kalbini, gönlünü huzur ve sevinçle doldurur, ferahlatır. Mesela, namaz ibadetinde; aklın, ruhun ve kalbin büyük bir rahatı vardır. İnsan ruhuna tohumlar hükmünde ekilmiş olan kabiliyetlerin ortaya çıkmasına, ilerlemesine, gelişmesine ibadet sebep olur. Mesela, oruç ve zekât gibi ibadetler, insan ruhunda mevcut olan; sabır, yardımlaşma, cömertlik, merhamet ve nefse hâkimiyet gibi duyguları geliştirir.

İbadetle insan, iyiyi kötüden ayırır, kusurlardan uzaklaşır, günahlardan temizlenir. Mesela, insan ibadet sayesinde gıybet, dedikodu, suizan gibi kusurlardan uzak kalır. Mesela, beş vakit namaz, insanı iki namaz arasındaki küçük günahlardan temizler.

İnsana geniş ve engin görüş kazandıran ve fikirlerini belli bir tertibe, düzene ve nizama koyan ibadettir. İnsana verilen akıl nimeti, ibadet sayesinde hakkı hak ve batılı batıl olarak görür ve değerlendirir. İnsanı gaflete düşmekten muhafaza eden doğru düşünce ibadetle kazanılır.

İnsanın, iç ve dış duygularıyla kazandığı her türlü günahların manevî kirlerinden ve paslarından, yani gözünü, kulağını haramdan, aklını şüphe ve inkârdan temizleyen ibadettir (bk. Nursi, age.).

İnsanın Vazifesi, İbadetle İstidatlarını Geliştirmektir

İnsanın bu dünyada en mühim işi, en kıymetli malı olan kabiliyetlerini geliştirmektir. Bu kabiliyetler topraktaki tohumlar gibidir. Faydalı ve zararlı yönde gelişmeye müsaittir. İnsanın vazifesi, faydalı olanlarını ibadetle yeşertmek ve geliştirmektir. Mesela, hırs, inat, istikbal endişesi, muhabbet, merak gibi duygular insan ruhunda vardır. Bu kabiliyetler, sadece dünya hayatını, dünyanın geçici makamlarını ve servetlerini, şöhretlerini kazanmada kullanılabileceği gibi, ibadetle bunların yüzü; yüksek ve ebedî olan iman hakikatlerini ve İslam esaslarını ve ahiretteki ebedî saadeti kazandırıcı hizmetlerde de kullanılabilir. İbadet, kulun Allah’a olan bağlılığını arttırır.

Sonuç olarak, ibadetler, kulun Allah’a olan sadakat ve hürmetinin derecesini gösteren alametlerdir. Demek ki, kul Allah’ın emirlerine ve yasaklarına ne kadar fazla itaat ederse, o derecede Allah yanındaki makbuliyeti artacak ve sevilen bir kul olacaktır. İnsan için en yüksek makam, Cenab-ı Hakk’ın muhabbetine mazhar olmaktır.

Allah’ı sevmenin ölçüsü ise, Allah’ın sevdiği tarzı yapmaktır. Allah’ın sevdiği tarz ise, insanlığa rehber olarak gönderdiği peygamberi ile bildirdiği ibadetlerdir. Bu ibadetlerin şekil ve tarzı ise sünnetlerdir. Sünnet ise; Peygamber Efendimizin (asm) sözleri, hareketleri ve davranışlarının tamamıdır.

İbadetin ruhu, ihlâstır. İhlâs ise, yapılan ibadetin yalnız Allah’ın emri olduğu için yapılmasıdır.

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

Dinî bir terim olarak “ibadet” her şeyin yaratıcısı olan Allah’a gönüllü ve samimi bir şekilde yönelmek, boyun eğmek ve itaat etmektir. Dinî literatürde “ubûdiyet” kavramıyla kulun Allah’a olan teslimiyeti, bağlılığı ve kullukta bulunması kastedilir.

Her dinde varlığına inanılıp bağlanılan, sevgi ve tazimle teslim olunan kudret sahibi yüce bir varlık,dinî yaşayış sahibi inanan insanlar topluluğu ve inananların yaratıcılarına karşı yerine getirmekle mükellef olduğu fiil ve davranışlar olmak üzere üç temel özellik bulunmaktadır. İbadet, dinin ve yaşanan gerçek dindarlığın vazgeçilmez bir unsurudur.

İslâm’a göre yaratılmışların en üstünü ve en güzel şekilde yaratılmış olanı insandır. Bu kadar özel bir varlığın yaratılmasının derin bir anlamı ve üstün bir amacı olmalıdır. İslâm dininin temel kaynağı olan Kur’ân-ı Kerim bu amacı Allah’a kulluk olarak açıklamaktadır (Zariyât, 51/56).

İslâm dininde ibadetin geniş ve dar olmak üzere iki anlamı vardır. Geniş anlamda ibadet, yükümlü olan kişinin Allah’a karşı duyduğu saygı ve sevginin sonucu olarak yerine getirdiği ve O’nun rızasına uygun davranışlarının tümünü içine alır. Tamamen dinî olan görevler yanında, kişilerin Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yaptığı her fiil, niyet, düşünüş ve söz geniş anlamda ibadet olarak değerlendirilir. Allah’ın rızasını kazanmak, iyilik yapıp karşılığını sadece Allah’tan beklemek amacıyla birey ve toplum yararına gerçekleştirilen her olumlu davranış ibadet sayılır. İslâm’da ibadetin çok geniş sahası içerisine başta, farz olan namaz, oruç, zekât, hac, dua, zikir, tefekkür, istiğfar, salavat, ilim öğrenmek ve öğretmek, hasta ziyareti, cenazeyi taşımak ve defnetmek, müminlerin ihtiyaçlarını gidermek, takva ve hayırda yardımlaşmak, helal rızık kazanmak için çalışmak, insanlara sıkıntı veren şeyleri ortadan kaldırmak halis bir niyetle yapılmakla ibadet kapsamına dâhil olmaktadır. Geniş anlamıyla ibadet sadece insana mahsus bir eylem değildir. Çünkü evrendeki canlı cansız bütün varlıklar kendi özelliklerine göre yüce yaratıcıya ibadet etmektedir. Kur’ân-ı Kerim’de bu durum şöyle ifade edilir: “Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tesbih ederler. Her şey O’nu hamd ile tesbih eder. Ancak siz onların tesbihlerini anlamazsınız…” (İsrâ, 17/44).

Dar ve özel anlamda ibadet ise Allah ve Resulü tarafından yapılması istenen, niyete bağlı olarak yaratana karşı saygıyı ve boyun eğmeyi ifade eden; yapana sevap kazandıran belirli sözlü ve fiilî eylemlerdir. Başka bir ifadeyle dar anlamda ibadet, dinî içerikli belli ve düzenli yapılan davranış biçimleridir. Dinî literatürde ibadet denilince daha çok akla gelen, bu anlamdaki ibadettir. İslâm’ın temel şartlarını oluşturan namaz, oruç, zekât ve haccın yanı sıra kurban kesme, itikâf, dua, Kur’ân-ı Kerim okuma gibi davranışlar bu anlamıyla ibadetin belli başlı örnekleridir. Allah’ın emirlerine itaat edip yasaklarından kaçınmak da ibadettir. Bir davranışın ibadet olabilmesi için inanılarak samimiyetle ve Allah’ın emrini yerine getirme bilinciyle yapılması gerekir.

İbadetin zikir, fikir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. Zikir boyutu, Allah inancını zihinde canlı tutmak, Allah’ı devamlı anmak ve O’nun varlığını hissedebilmek; fikir boyutu, Allah’ın sıfatları ve eserleri hakkında düşünmek (tefekkür); şükür boyutu ise bütün bu nimetlerine karşı yaratıcıya minnettarlığını bildirmektir.

İnsanın temel sorumluluğu yaratıcısını tanımak, O’na itaat etmek ve onun iradesi doğrultusunda bir hayat yaşamaktır. Allah’ın iradesine uygun hayat sürmenin temel şartı imandır. İmanı koruyan, pratik hâle getiren ve gerçekte ne ifade ettiğini gösteren ise ahlâkı da içeren ibadettir. İman, ahlâk ve ibadet arasında ayrılmaz bir ilişki vardır.&#;

İbadetler gösterişten uzak, samimi bir şekilde dünyaya ait bir menfaat beklemeden ve sadece Allah için yapılır. Nitekim bir ayette şöyle buyrulmaktadır: “Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar.” ( Mâûn, /).

İnsanın Allah’a kul olma niteliği ve Allah’ın insana verdiği nimetler eşsiz ve sürekli olduğu için kulluğun gereği olan ibadetlerde de devamlılık ve süreklilik asıldır. İslâm’a göre insan, buluğ çağına girdiği andan ölünceye kadar geçen süre içerisinde ibadetlerden sorumludur ve “Ölüm gelinceye kadar Rabb’ine ibadet et.” (Hicr, 15/99) ayeti de bu durumu ifade eder. Namaz, oruç gibi yapılması dinen zorunlu (farz) olan ibadetler ömür boyu devam etmektedir. Bunların dışında kalıp insanın kendi isteğine ve gönüllülük esasına bırakılan ve “nafile” denilen ibadetlerin de mümkün olduğunca belli bir süreklilik içerisinde eda edilmesi tavsiye edilmektedir. Hz. Peygamber: “Amellerin Allah’a en sevimli olanı az da olsa devamlı olanıdır.” (Müslim, Müsafirin, ) buyurmuştur.&#;

İbadetlerin yerine getirilmesinde kişilerin içinde bulundukları durum ve şartlara göre birtakım kolaylıklar sağlanmıştır. Kolaylık ilkesi Kur’ân-ı Kerim’de: “Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez.” (Bakara, 2/) vb. ayetlerle ifade edilir. Mesela, abdest alması gereken kişi su bulamazsa abdest niyetiyle temiz toprağa iki defa el sürüp birinde yüzünü ve ikincisinde kollarını sıvazlaması şeklinde tanımlanan “teyemmüm” yoluna başvurur. Ayakta duramayacak kadar sağlık sorunu olan kişi, namazını oturarak kılar. Belli bir uzaklıkta yolculuğa çıkan kişi oruç tutmayıp daha sonra kaza edebilir.&#;

İbadetlerde aşırılık ve ihmalden kaçınılması esastır. “Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (Allah’ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez.” (Mâide, 5/87) ayeti bu hususa işaret eder. Hz. Peygamber’in de bu konuda uyarıları vardır. Mesela, peş peşe iki gün hiçbir şey yemeden ve içmeden oruç tutmak, Hz. Peygamber tarafından yasaklanmıştır. (bkz. Buhari, “Nikâh”, 1). Dinde aşırılık bir müddet sonra bıkkınlığı, ihmal ise gevşeklik ve ciddiyetsizliği beraberinde getirir. Hâlbuki kulluk noktasında prensip; severek, isteyerek ve manevi hazzını hissederek ibadeti devamlı yapmaktır. Bu da ancak dengeli bir ibadet hayatıyla gerçekleşir.&#;

Kur’ân-ı Kerim ve sünnette belirlenen ibadetlere herhangi bir ilave veya onlardan eksiltme yapılamayacağı gibi bunların şekilleri de değiştirilemez. Çünkü ibadetlere ilave yapmak, “bidat” yani dinde olmayan bir şeyi dine katmak anlamı taşır. Var olan şekilleri değiştirmek ise “tahrif” yani dinin özünü bozma sayılır.

İbadetler, dinin değişime açık olmayan sahasını oluşturur. Bundan dolayı Kur’ân-ı Kerim’in emrettiği ve Hz. Peygamber’in de uygulamalarıyla şekil ve sınırlarını çizdiği biçimde yapılmaları gerekir. Çağların geçmesi ve şartların değişmesi, hiç kimseye –mesela namazın şeklini, orucun mahiyetini, haccın icra biçimini— değiştirme yetkisi vermez.

Her ibadetin belirlenmiş bir şekli ve kalıbı vardır. Genel olarak bu kalıp sembolik mahiyette olup ibadetin ayrılmaz bir parçasıdır. İbadet şekli ve anlamıyla, kalıbı ve özüyle bir bütün oluşturmakta olup buna uygun tarzda yerine getirildiği zaman amaçlanan etki ve sonuçlarını gösterir.&#;

İbadetlerin, soyut olan dinî inanç ve duyguların somut ifadeleri olmaları sebebiyle sembolik; çeşitli dinî, sosyal, kültürel ve psikolojik duygu ve düşünceleri besleyip geliştirmeleri sebebiyle öğretici ve eğitici (didaktik); nihayet kutsalla ilişki ve rabıta kurulmasını sağlamaları sebebiyle de mistik ve metafizik fonksiyonları bulunmaktadır. Bütün şartları yerine getirilerek ve içerdiği hikmet ve manaları bizzat duyularak ve hissedilerek yapılan ibadetler, insanı hem dünya hayatında hem ahiret hayatında gerçek mutluluğa götürür.

Hayatı anlamlandırma tecrübesi ile dinî yaşantı arasında yakın bir ilişki vardır. Bu nedenle ibadetlerle örülü bir dinî yaşantının, hayatı anlamlandırma çabasının en güçlü kaynaklarından birisi olduğu ifade edilebilir. Yapılan deneysel araştırma bulgularına göre, ibadetlerini yerine getirmek suretiyle inancını yaşamaya çalışan bireylerin, dindar olmayanlara göre daha kolay ve tutarlı bir şekilde hayatlarını anlamlandırabildikleri görülmektedir. Allah’ın huzuruna çıkma, her şeye gücü yeten, koruyup gözeten bir yaratıcıya yakın olma ve O’nunla irtibat kurma vasıtaları olan ibadet davranışları sayesinde, bireylerin psikolojik durum ve davranışlarının olumlu yönde etkilendiği tespit edilmiştir.

Dindarlığın bilgi-ibadet boyutu ile psikolojik sağlığın anksiyete boyutu arasında anlamlı negatif ilişkinin varlığı tespit edilmiştir. Yani, dindarlığın bilgi-ibadet boyutunu yansıtan davranışlar arttıkça anksiyete belirtileri önemli biçimde azalmaktadır. Ayrıca dinin bilgi-ibadet boyutu ile depresif belirtiler arasında da olumsuz yönde anlamlı ilişki olduğu; saldırganlık, öfke, düşmanlık duyguları, kaygı bozukluğu gibi psikolojik rahatsızlığın alt boyutlarında anlamlı bir şekilde azalmanın gözlendiğini söylemek mümkündür.

Dini hayatın imandan sonra vazgeçilemez unsuru olan ibadetler, insanın Allah’la arasındaki ilişkinin dış dünyaya akseden yönünü yansıtırken aynı zamanda insanın toplumla ilişkilerini tanzim etmesi açısından da önemlidir. Bazı ibadetlerin zaman ve mekan şartına bağlı olarak yerine getirilmesi, bireyin sosyalleşmeyi ve sosyal bütünlüğü sağlaması açısından önemlidir. Genelde ibadetler vesilesiyle bir araya gelen insanlar ortak tecrübeler geliştiren, aynı gaye ve idealleri paylaşan bir cemaat oluştururlar. Bireysel benliklerin yerine kolektif ruh hâkim duruma geçer. Cemaat şuuru fertler arasındaki ayrılıkları önemli ölçüde giderir, eşitlik ve kardeşlik duygularını pekiştirir, kişiyi diğer insanlarla bütünleştirerek kendi yalnızlık ve güçsüzlüğünden kurtarır.

Abdullah Kahraman

Kaynakça

Certel, Hüseyin. “Dinî Hayatta İbadetin Yeri ve Önemi.” Dinî Araştırmalar II, Sayı: 4 ():

İbn Âbidîn, Muhammed. Reddü’l-muḥtâr ale’d-Dürri’l-muḫtâr, İstanbul: Kahraman Yayınları,

İbn Kayyim el-Cevziyye. Zâdü’l-meʿâd. Yay. Haz. Şuayb el-Arnaût ve Abdülkādir el-Arnaût. Beyrut: Müessesetü’r-Risâle,

Kardâvî, Yûsuf. el-ʿİbâde fi’l-İslâm. Kahire: Mektebetü Vehbe,

Kaya, Mevlüt ve Nurettin Küçük. “İbadetler ile Hayatın Anlamı ve Psikolojik İyi Olma Arasındaki İlişkinin İncelenmesi.” Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 42 ():

Koca, Ferhat. “İbadet.” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi XIX içinde. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları,

Mevsılî. Abdullah b. Mahmud. el-İhtiyâr li-ta’lili’l-Muhtâr. Yay. Haz. Şuayb el-Arnâût v.dğr. Dımaşk : Daru’r-Risâleti’l-Alemiyye,

Zemahşerî, Mahmud b. Ömer. el-Keşşâf. Beyrut: Dâru’l-Ma’rife,

KKTC’den isimsiz okuyucumuz: “İbadet bize dünyada ve âhirette neler kazandırır?”

İbadeti sırf Allah rızâsı için yapmalıyız. Zira ibadet kul ile Hâlık Teâlâ arasında pek yüksek bir bağ, çok şerefli bir nisbet ve pek yüce bir râbıtadır. Bununla berâber, her bir ibadette sayısız faydaların bulunduğu da muhakkaktır. Çünkü ibâdetler, Allah’ın tensibiyle ve emriyle sübut bulmuşlardır. Allah’ın tensibi ve emri ise her zaman bir ulvî irâdeyi göstermekte, sayısız yüksek faydaları netice vermektedir.

Bedîüzzaman Saîd Nursî Hazretleri insanın ibâdete olan şiddetli ihtiyâcını özetle şöyle açıklar: İnsanın başta şehevî kuvvetleri, gazabî kuvvetleri ve aklî kuvvetleri olmak üzere, tüm kuvvet ve kâbiliyetlerinin hareket alanı sınırsızdır. Bu sınırsız alan insanda sayısız meyil ve arzûların doğmasını da berâberinde getirmiştir. Bu sayısız ve sınırsız meyil ve arzûlar ise terbiye altına alınmalı ve disipline edilmelidir. Aksi takdirde, sınırsız başıboşluklara, sınırsız zulüm ve tecâvüzlere neden olacaktır.

İşte insanın sınırsız duygularını sınırlamak, terbiye altına almak ve tecâvüzlerini durdurmak için, Allah’ın din göndermesine ihtiyaç vardır. Bu dîn, Allah’ın büyüklüğünü zihinlerde tespit edecek, inanç esaslarını vazedecek ve îmânın hüküm ve hakîkatlerinin ruhlarda inkişâfını sağlayacaktır. Kalplerde îmânın yerleşmesi, sübûtu, takviyesi ve inkişâfı için ise “ibâdet” eşsiz bir cerrâhî ameliyât hükmündedir. (1)

Vicdânî ve aklî olan iman hakîkatlerinin, ancak Allah’ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden kaçınmaktan ibaret olan ibadetle takviye edileceğini, aksi takdirde îmânın tesirinin zayıf kalacağını beyan eden Üstad Bedîüzzaman Hazretleri, ibadetlerin faydalarını dünyevî saadet, uhrevî saadet, ferdî kemâlât ve toplumun huzuru açısından muhtelif biçimlerde ele alır:

İbadetler, dünyâ saadetinin görünmeyen güçleri ve gizli kuvvetleridirler. Mutlu ve huzurlu bir dünya hayatı için ibadetlerin sayısız kazanç ve sınırsız faydaları vardır. Şöyle ki, ibadetler, fikirleri Cenâb-ı Hakk’a çevirir. Kulun Allah’a olan teveccühü, emirlerine boyun eğmeyi gerektirir. Allah’ın emirlerine boyun eğmek ise, kulu mükemmel bir biçimde intizam altına alır. Kul hareketlerinde intizam altına girmekle ve kâinâtın umûmî nizâmına tâbi olmakla hikmetin sırrını anlar. Hikmet ki, kâinât sayfalarında parlayan sanat nakışlarıyla kendini göstermektedir. İşte hikmetin sırrını anlayan insan, işinde ve çalışmalarında başarılı olur. Başarılı olan insan ise, her zaman ve her yerde mutlu ve huzurlu olur.

İnsan cismen küçük, zaîf ve âciz olmakla beraber; pek yüksek bir ruhu taşıyor, pek büyük bir istidada mâliktir, hasredilmeyecek derecede meyilleri vardır, sınırsız emellere sahiptir, hesapsız fikirleri vardır, hadsiz şeheviye ve gazabiye gibi kuvvetleri vardır ve öyle acaib bir yaratılışı vardır ki, yaratılmış bütün türlere ve âlemlere fihriste hükmündedir. İşte böyle bir insanın o yüksek ruhuna genişlik veren, ibadettir; istidadlarını inkişaf ettiren, ibadettir; meyillerini temyiz ve tenzih ettiren, ibadettir; emellerini tahakkuk ettiren ibadettir; fikirlerini nizam ve intizam altına alan, ibadettir; şeheviye ve gazabiye kuvvelerini had altına alan, ibadettir; görünen ve görünmeyen uzuvlarını ve duygularını kirleten tabiat paslarını izale eden, ibadettir; insanı mukadder olan kemalâtına yetiştiren, ibadettir; kul ile Yaratıcı arasında en yüksek ve en latif olan nisbet, ancak ibadettir. Evet insanlığın kemâl ve olgunluğunun en yükseği, şu nisbet ve münasebettir. (2)

İbadet bizi doğrudan Allah’a bağladığından, her belâ ve musîbet ânında sığınacak sonsuz kudreti tanımamızı kolaylaştırır. İbâdetle, bizi sevinçli ve mutlu kılan her nimet için şükredeceğimiz tek mercîin Yüce Allah olduğunu kavrar ve şükrederiz. İbâdet bütün canlılara, varlıklara ve insanlara bakışımızı müspet yönde değiştirir. Her şeyi kendimize düşman değil, kardeş hissederiz. Ne hiçbir şeyi olduğundan büyütürüz. Ne de kendimizi her hangi bir şeyden üstün tutarız. İbâdet hayatımızda plân ve programı hâkim kılar. Plânlı bir hayat ise işlerimizi düzene koyar. İbâdet geçim genişliğine, bolluğa, berekete ve duâlarımızın kabûlüne vesîle olur. Zor günlerimizde Allah’ın yardım ve inâyetini kolaylaştırır. İbâdetler, bizi kötülüklerden alıkoyarlar. Kötülüklerden uzak kalanlar herkesçe sevilirler, işlerinde muvaffak olurlar ve hayatlarında huzur bulurlar.

İbâdetlerin sosyal yönü de vardır ve girdikleri toplumu top yekûn ihyâ ederler. İnsan ibâdet sâikasıyla bütün Müslüman’lara karşı bir münâsebet kazanır, kuvvetli bir irtibat ve bağlılık elde eder, herkesi kendisine kardeş bilir. Bu irtibat ise kuvvetli bir uhuvvete ve hakîkî bir muhabbete kapı açar. Toplum hayatının terâkkîsi ve kemâli için en birinci basamaklar ise uhuvvet ile muhabbettir. (3)

Allah’ın emirlerine uyması ve yasaklarından kaçması sayesinde bir kul, toplum hayatında çok mertebelere yükselir. Öyle işler başarır ki, bir fert iken, umûmî faydaları temin ettiği ölçüde tek başına bir millet hükmüne geçer. Ve büyük bir himmetle topluma hizmet eder. Topluma böyle hizmet edenler çoğaldıkça, toplum top yekûn huzur ve refah seviyesine yükselir.(4)

İbâdetler âhiret saadetinin de temel taşlarıdırlar ve ana direkleridirler. Her bir ibâdetin, âhirete dönük sayısız faydaları ve hikmetleri vardır. Ezcümle: İbâdetler, âhiretteki her sıkıntıda yüz akımız olurlar ve Allah’ın yardımına, mağfiretine, rahmetine ve rızâsına nâil olmamıza vesîle olurlar, günahlarımızın bağışlanmasını ve Peygamber Efendimiz’in (asm) şefaatine nâil olmamızı kolaylaştırırlar. İbâdetler, Cehennem azâbından korunmamızı ve kurtulmamızı netice verirler; sırat köprüsünü geçmemizi, Cennetin sahillerine ve Allah’ın cemâline ulaşmamızı müyesser kılarlar. İbâdetler, Allah’ın sonsuz lütuf, ihsân ve ikrâmlarına sayısız kapılar açarlar ve âhirette ebedî mutluluğa ve ölümsüz saadete ulaşmamıza vesîle olurlar.

Dipnot:
1-Nursî Saîd, Bedîüzzaman, İşârâtü’l-İ’câz, s. , ; Lem’alar, s. 20;
2-İşârâtü’l-İ’câz, s. ;
3-a.g.e., s. ;
4-a.g.e., s.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

HACCIN BİZE KAZANDIRDIKLARI

Haccın Bize Kazandırdıkları

Haccın Bize Kazandırdıkları

Açıklama


 

Haccın maddi ve manevi birçok faydaları vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Hacca giden Müslüman, Allah'ın kendisine verdiği vücut sağlığı ve mal zenginliği gibi dünya nimetlerinin şükrünü yerine getirmiş olur.
  • Değişik ülkelerden gelen Müslümanlar görüşüp tanışır ve bilgi alış-verişinde bulunur, aynı zamanda ticarî ilişkilerde bulunurlar.
  • Hac, insanın kul hakkı dışında diğer günahlardan affedilmesine sebeptir. Bunun için günahlarının affedilmesi için dua ederler. Bir daha kötü bir iş yapmamak, dürüst ve ahlâklı olmak üzere Allah'a söz verirler.
  • Hac, çeşitli Müslüman ülke insanları arasında kardeşlik kurulmasına yardımcı olur. İslâm dininin birlik ve beraberlik dini olduğu, hacda daha kolay anlaşılır.
  • Hac mevsiminde Kâbe mahşer yerini andırır. Hac ibadetini yerine getiren Müslüman dünya menfaatleri için yapılan kötü işlerin ne kadar boş ve anlamsız olduğunu kavrar.
  • Biliyoruz ki seyahat insan sağlığı için çok faydalıdır. Hatta ruhî sıkıntılardan kurtulması için insanlara seyahat tavsiye edilir. Allah da Kur'an'da gezip dolaşmayı tavsiye etmiştir. İşte hacca gidenler bu seyahati tabiî olarak yapmış olurlar.
  • Bütün hacı adaylarının renk, ırk ve meslek ayırımı gözetmeden bembeyaz ve aynı tip ihram içinde bulunmaları eşitlik fikrinin yerleşmesine yardımcı olur.
  • Aynı zamanda hac ibadeti dünya Müslümanları arasında tanışma, yakınlaşma, birlik ve beraberlik, yardımlaşma ve kardeşlik duygularının gelişmesine yol açtığı için evrensel boyutları olan bir ibadettir.
Kısaca hacca gidenlerin inançları tazelenir. İnsanlığa hizmet aşkları artar. Yardım duyguları gelişir. Bütün insanların eşit ve kardeş olduğunu kavrar. Böylelikle dostluk, sevgi ve barış sağlanmış olur.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası