hukumdar prens / Prens Hükümdar Satın Al: İstanbul Kitapçısı

Hukumdar Prens

hukumdar prens

MACHIAVELLI’NİN PRENS (HÜKÜMDAR) KİTABINDAKİ ÖNEMLİ KİŞİLER SFORZA AİLESİ Francesco Sforza: Paralı askerlere generallik (condottieri) yaparken becerisinin ve yazgısının bir eseri olarak Milan Dükü olmuştur. Prens’te Hükümdarlığı “tümüyle yeni hükümdarlık”a örnek gösterilir. “Francesco, gerekli araçlar ve kendi öz becerisiyle, yalın bir yurttaşken Milano Dükü oldu; büyük sıkıntı ve acıyla elde ettiğini kolayca elde tutmayı başardı.” Franceso Sforza’nın paralı birliği aynı zamanda kötü askeri birliğe örnek teşkil eder. Kendisi Venedik’e karşı savaşması için tutulmuş paralı bir askerken kazandığı zaferle güçlenerek Milanolulara karşı gelmiştir. Francesco’nun gene paralı asker olan babası “Baba Sforza”nın daha önceden, Napoli Kraliçesi Giovanna’yı ansızın silahsız bıraktığı ve Kraliçe Giovanna’nın bu sebeple tahtını yitirdiğini okuyoruz. Prens’te paralı asker mevzusunda bu birliklerle başarıya ulaşan Venedik ve Floransa için onların talihli olduğu söyleniyor. Paralı askerlerin kolayca cepheyi terk edeceği ya da güç ihtirasıyla yönetimi ele almaya uğraşacağı söylenirken de Sforza Ailesi örnek gösteriliyor. Machiavelli, Sforza ve Braccio’nun İtalya’da yetişmiş en önemli paralı askerler olduğunu anlatıyor, onların Milan’a ve Napoli’ye egemen olmalarına duyduğu ilginin yanında paralı askerlerin tüm İtalya’da yaygın ve egemen olmasının bir neticesi olarak Fransa’nın kolayca İtalya’yı işgal ettiğini söylüyor. “…dönemlerinde İtalya’ya egemen olan Braccio ve Sforza vardı. Bugünlere gelinceye kadar bunların ardından paralı askerlere komuta eden başkaları geldi. Paralı askerlerin erdemi(!) nedeniyle İtalya Kral Charles’ın istilasına uğradı, Kral Louis’nin ülkeyi soyup soğana çevirmesine boyun eğdi, Kral Ferdinando’nun baskısına ve İsviçrelilerin hakaretine uğradı.” Machiavelli kitabında Sforza’nın silahlanarak yönetime gelmesini över. Ona göre prens askerlikten anlamalıdır çünkü prensin emrinde silahlı adamlar olacaktır. Prens silah kullanmayı bilirse emrindeki askerler ona saygıyla yaklaşır ve prensin askerlerden korkmasına gerek kalmaz. Machiavelli’ye göre bir prensin başkaları tarafından korunması bir aşağılanmadır. Silahlı olan silah kullanmayı bilmeyenin emrindeyken efendisini aşağılık bulur, onu küçümser ve silah kullanmayı bilmeyen hükümdar da her an iktidarını kaybetme korkusu içindedir. “Birinde küçümseme, diğerinde kuşku varken, birlikte çalışıp verimli olmaları olanaklı değil.” Bundan dolayıdır ki Francesco Sforza sade bir yurttaşken silahlanması sayesinde dük olurken çocukları dük oldukları halde askerlikten anlamadıkları için sade yurttaşlara dönüşmüştür. Machiavelli hükümdarların yaptırdığı kaleler için yorum yaparken Sforza’nın Milano’da inşa ettirdiği kale hakkında “Sforza Ailesine yaptığı kötülüğü o devlette oluşan hiçbir karışıklık yapmamıştır, yapmayacaktır.” demektedir. Machiavelli’ye göre halkından korkmayan hükümdar kale yapmamalıdır ve en iyi kale halkın güvenini kazanmaktır. Sforza’nın yaptırdığı kale bu bağlamda onun halktan korktuğunu gösterir. Machiavelli halk ayaklandığında dış düşmandan destek bulur der. Dış düşmansa halktan destek bulamazsa şehre zaten giremez, girse de tutunamaz ama dış düşman halktan destek görüyorsa o zaman gene kaleler direnemeyecektir. Öyleyse kale yapmak önemli değildir. Ludovico Sforza: Francesco Sforza’nın oğludur. Babasından kalan Milan Dukalığının başına geçerek Milan Dükü olur. Bundan sonraki karma hükümdarlıklara örnek gösterilir. Machiavelli bu hükümdarlık türünden bahsederken halkın sürekli değişim isteyeceğini ve silaha sarılacağını söylüyor çünkü halk yeni yönetimin her zaman daha iyiyi getireceğini düşünür diyor. Bu sebeple silahlanan halk Ludovico’ya karşı Fransız Kralının yönetimini desteklemeye başlamıştır. Halkın desteğinin alındığı toprakları fethetmek kolay olduğu için Fransa Kralı XII. Louis Milano’yu kısa sürede ele geçirmiştir. Ludovico bu süreçte Kutsal Roma Cermen İmparatoru Massimiliano’ya sığınır. Machiavelli halkın yeni yönetimden beklentilerinin gerçekleşmeyeceğini gelenin gideni aratacağını ve topraklara başta desteklenerek giren ülkelerin zamanla bu bölgelerde baskı rejimlerine dönüşeceğini söylüyor. Bu sebeple Milano halkı Sforza yönetimini özleyerek eski yöneticilerini tekrardan başlarına geçirmişlerdir. Ludovico baştaki durumun tam tersini yaşayarak yani halkın desteğini alarak Milano’ya küçük bir orduyla rahatça girmiştir. Ludovico’nun tahta tekrar çıkmasıyla Fransa için Milano’nun ikinci kez işgal edilmesi gerekliliği doğar. Machiavelli Ludovico’nun tutumu ve Fransa’nın ikinci kez Milano’yu işgali konusunda şöyle diyor “… Başkaldırmış ülkelere ikinci kez girildiğinde o topraklar pek de kolay kolay yitirilmez; çünkü topraklara ikinci kez girmiş olan hükümdar güvenliğini sağlamak için ayaklanmadan yararlanarak başkaldıranları cezalandırmakta, kuşkulu gördüğü kişileri ayıklamakta ve zayıf yanlarını güçlendirmekte daha pervasız davranır. Fransa’nın Milano üzerindeki emellerini boşa çıkarmak için birinci kez Ludovico’nun sınırda biraz gürültü kopartması yetmiş olabilir ama ikinci kez tüm dünyanın ona (Fransa’ya) karşı cephe almasına önayak olmak zorunda kalmıştır. Böylece Fransızların tüm askerlerinin yok olmasını ya da İtalya'yı bırakıp kaçmalarını sağlamıştı.” Forlî Kontesi [Caterina (Sforza) Riario]: Prens’te Forlî Kontesi adıyla geçer, Ludevico Sforza’nın yeğenidir. İmola ve Forlî Kont’u, Katolik Kilisesi başkumandanı ve Papa IV. Sixtus’un yeğeni Girolamo Riario’yla evlenmiştir. Machiavelli, onun hakkında kalelerin halktan koruduğu tek soylu olarak bahseder. Kocası Girolamo ölünce ayaklanan halktan korunmak için kaleye sığınmış ve gelen Milan yardımıyla iktidarı yeniden elde etmeyi başarmıştır. BORGİA AİLESİ Papa 6. (Alessandro) Alexander (Rodrigo Borgia): Fransa Kralı XII. Louis’in yardımıyla Romagna bölgesini işgal eden Cesare Borgia’nın babası olan ismi kilise yolsuzluklarıyla anılan papa. Orijinal metinde İtalyanca ismi Alessandro’dur. Oğlu Cesare Borgia’yı hükümdar yaparak orta İtalya’da hâkim olmak istemiştir. Amacı İtalya’da papalık önderliğinde güçlü bir yönetim kurmaktır. Kitapta Cesare için hükümdar olmanın Papalık toprağı dışında mümkün olmadığı söyleniyor. Bu yüzden de 6. Alexander oğluna kilise topraklarından bir yönetim vermek istemektedir. Fakat bu topraklar üzerinde çoktandır egemen olan ve daha da fazla hak talep eden Milan ve Venedik’in bu duruma razı olmayacakları bellidir dahası İtalya’daki silahlı kuvvetlerin güç dengesi papalığın aleyhinedir. 6. Alexander bu sebeple İtalya’daki dengeleri bozmaya uğraşır. Venedik’in başka sebeplerle Fransızları İtalya’ya çağırdığını görür Papa, Fransa Kralı XII. Louis’nin boşanmasıyla ilgili kilise onayını vererek Fransızları İtalya’ya tekrar davet eder. Fransızların desteğiyle Cesare’ın Romagna’yı kolayca aldığını okuyoruz. Prens’te Papa 6. Alexander için Machiavelli ondan önce İtalya’daki hiçbir yöneticinin umursamadığı Papalığın güç kazandığını daha sonraki dönemlerde Alexander zamanında güçlenen Papalığın Venediklileri yenebildiğini ve Fransızları İtalya’dan kovabildiğini söylüyor. Dini yönetimlere aklın yetmeyeceğini söyleyen Machiavelli 6. Alexander’ı oğlu Cesare’ı güçlendirmeye çalışırken Papalığı da güçlendiren dünyevi bir yönetici olarak ele alıyor. Alexander döneminde yapılanları “…para ve asker gücüyle o güne dek gelmiş geçmiş tüm papalardan çok daha fazla neler yapabileceğini gösterdi.” Şeklinde özetliyor. Bu dönem yapılan yolsuzluklardan biri de dini mevkilerin para karşılığında satılması, kitapta bu yöntem “Ayrıca Alexander’dan önce hiç denenmeyen ve para sağlamaya yarayan bir yolu açık buldu.” Şeklinde eleştiriliyor. Papa 6. Alexander anlatısı Roma’nın iç işlerinde zalimlik yaptığını da söylüyor. Papa’nın zalim tutumu altında İtalyan Devletleri arasında dengenin korunması için uğraşan Orsini ve Colonnessi (Roma’daki soylu aileler ve onların idaresi altındaki parti benzeri yapılar) baronları etkilerini yitirdi. Machiavelli VI. Alexander’ın yağmalardan elde ettiği gelirleri cömertçe dağıtmasını da övmekte bunun malını azaltmayacağını ama şanını arttıracağını söylemektedir. Cesare Borgia (Dük Valentino): Halk arasında Valentino ya da Dük Valentino isimleriyle bilinen, Papa 6. Alexander’ın oğlu, Romagna’nın ve Fransa’daki Valance şehrinin Dükü. Ayrıca Machiavelli’nin Prens için ilham aldığı kişidir, kitabında ondan “… eğer ensesinde o ordular olmasaydı ya da sağlığı el verseydi, tüm güçlüklerin üstesinden gelebilirdi.” Şeklinde bahsediyor. Kısaca çizilen profil başarılı, zeki, kendinden emin, örnek teşkil eden, zalim, güç peşinde koşan ve her anlamda talihi kendi yanına çeken bir liderdir. Cesare kitapta Sforza’yla beraber beceri ve yazgı yoluyla hükümdar olan iki güncel örnekten biri olarak sunuluyor. Cesare’ın hükümdarlığı babası 6. Alexander’ın yazgısına bağlanıyor ve gene hükümdarlığını yitirme nedeni olarak bu gerçek söyleniyor. Buna rağmen Cesare Borgia’nın hükümdarlığının kök salması için ne yapılması gerekirse yaptığını ve her türlü yolu denediğini söylüyor. Başarısının ardında siyasi becerisinin de önemli olduğu vurgulanıyor. Babası Papa 6. Alexander’ın Fransızlardan yardım alarak Cesare’ın işini kolaylaştırdığını söyleyen Machiavelli bu açıdan Cesare Borgia’yı “başkalarının silahlı gücü ve yazgısıyla ele geçirilen yeni hükümdarlıklar”a örnek gösteriyor. Cesare’ın siyasi becerisinin en büyük örneğini ise Roma’da papa karşısında etkilerini yitiren Orsini ve Colonnesi üyelerini kendi yanına çekmesidir. Normalde bu yapıların kendisine düşmanca davranması beklenirken Cesare onlara yakınlık göstererek onları görevlere getirmiş ve böylece Roma’daki güçleri kırılan Orsini ve Colonnesi üyeleri Cesare’nin adamlarına dönüşerek tehdit olmaktan çıkıp desteğe dönüşmüşlerdir. Fakat Cesare Fransızlar sayesinde toprak kazanmış olsa da Fransa’nın artık İtalya’da güç sahibi olduğunu ve kendine bağladığı adamların pek de istekli savaşçılar olmadığını görerek önlemlerini almıştır. Cesare Fransızlarla mücadele ederken kendisine isyan etmesinden korktuğu bu aileleri Fransız kuvvetli sayesinde saf dışı bırakarak zarar görmeden iki rakibini birbirine kırdırmıştır. Gücünün doruğuna ulaştığı zaman egemenliğine boyun eğen İtalyan aileleri ordularını Cesare’ın emrine sunmuş, Cesare da bu süreçten sonra Fransızlarla olan bağını koparmıştır. Dış ve iç tehdidin kalktığı Romagna’da halk rahatlayarak Cesare Borgia’ya bağlanmıştır. Tehdit dönemlerinde düzen bozulduğu için ortaya çıkan yolsuz ve hain uygulamaların bastırılması adına Cesare zalim ve yüksek yetkilerle donatılmış Remirro isminde birini göreve getirdi. Görevini ustaca ve kan dökerek tamamlayan Remirro başarısının ardından baskının sembolü olmuştu. Cesare halkın üzerindeki son baskı unsuru olarak Remirro’yu da idam ettirerek halkın hem sevineceği hem de şaşıracağı sürpriz bir karar aldı. Böylece ülkede her şey düzene girerken halkın hukuksuzluk nedeniyle Cesare’a isyan etmesi engellenmiş ayrıca halk kendini koruduğuna inandığı düke daha da bağlanmıştı. Şiddeti bir seferde ve olağanca gücüyle uygulanarak kötülüğü yok etme yönünde kullanılmıştı. Machiavelli Prens’te Cesare Borgia için eylemlerinin kınanacak hiçbir yanının olmadığını söylese de onun papalık seçimlerinde hatalı davranışını eleştiriyor. Cesare elde ettiği gücün babasının yazgısından ayrılması için Fransızlara sırt dönüp İspanyolları desteklemeye başladı. Babasından sonraki papanın, elde ettiklerini eski sahiplerine iade etmesini engellemek için topraklarında hak iddia edenleri ortadan kaldırdı. Papaya karşı koyabilmek için topraklarını ve askerlerini artırmaya çalıştı. İstediği kişinin papa seçilmesi ya da yeni papanın kendisine karşı gelememesi için kardinaller meclisiyle arasını iyi tuttu ancak ona düşmanca tavır takınacak kardinaller de vardı. II. Giulius adıyla papa olan San Pietro Kardinali Giuliano Della Rovere de bu isimlerden biriydi. Cesare San Pietro Kardinalinin papa seçilmesine engel olamadı. Prens’te Cesare’nin zalim olarak tanındığından ve bu zalimliğinin Romagna’ya birlik ve barış getirdiğini bu sebeple de hükümdarın zalim olarak anılmaktan korkmaması gerektiğini söylüyor. Ayrıca Machiavelli Cesare’ı babası gibi cömert olduğu için övüyor. MEDİCİ AİLESİ Lorenzo de Medici: Muhteşem Lorenzo’nun torunu, Talihsiz Piero’nun oğlu, Floransa’nın ilk dükü, Urbino dükü ve Medicilerin Floransa’da tekrar hâkim olmasını sağlayan kişi. Machiavelli ’te Prens kitabını Lorenzo de Medici’ye sunmak için yazmıştır. Muhteşem Lorenzo ile karışmaması için Lorenzo di Piero de Medici adı da kullanılır. Kitabın yazıldığı zamanda papa olan X. Leo, Lorenzo de Medici’nin amcasıdır. Papa X. (Leone) Leo (Giovanni de Medici): Prens yazıldığı zaman Papadır. Belli bir dönem Medici ailesinin başı sayılmıştır. Papalığı sırasında Mediciler’e güç kazandırmıştır. Kitapta “Papa Leo hazretleri, papa olduğunda kiliseyi çok güçlü buldu. Umarız, papa hazretleri, silah ve şiddet kullanarak Kilise’yi büyüten öncelerinden farklı olarak erdem, beceri ve başka nitelikleriyle onu (Kilise’yi) çok daha büyük ve saygıdeğer kılsın.” sözleriyle Papa Leo’ya bir nevi dua edilmektedir. HANEDAN İLİŞKİSİ ÖNEMLİ OLMAYANLAR Papa II. (Julius) Giulius ya da Giulio (San Pietro Kardinali): 6. Alexander’ın ölümü üzerine papa seçildi. Cesare Borgia’nın işine gelmeyecek bir papa oldu. Kilisenin maddi gücünü artırmak için 6. Alexander’dan kalan yöntemleri (yolsuzluklar, rüşvet, adam kayırma) devam ettirdi hatta papalığın silahlı gücünü kullanma noktasında daha da ileri giderek Venediklileri ve Fransızları İtalya’dan kovdu. Kitaba göre Papa seçildiği zamanda Roma’da papalık için huzurlu bir ortam vardı. Bunun sebebi 6. Alexander’ın ve Cesare Borgia’nın dağıttığı Roma Baronlarının etkisinin kırılmış olmasıydı. Ayrıca Cesare’ın güçlenmesi için yapılan tüm maddi birikim ve askeri yatırım da elde edilen topraklarla birlikte II. Giulius’a kalmıştır. Giulius Alexander’dan farklı olarak özel bir kişinin yararına çalışmadığı için yaptığı tüm eylemler papalığın şanını artırdı. Yazar bu becerisini ve özverisini övülmeye layık buluyor. Machiavelli ayrıca II. Giulius’un Roma’daki dengeleri bozmak için uğraşmamasına da değiniyor. II. Giulius Fransa ve İspanya arasında İtalya egemenliği için yapılan savaşlarda İspanyolların yanında yer almayı tercih ederek Kutsal İttifak kurulmasına sebep oluyor. Machiavelli bu savaşlar sırasında Ferrara kuşatması için Papa’nın yaptığı işlemi akıl dışı buluyor. II. Giulius, bu savaşta önce paralı askerlere güveniyor. Yenilgi kaçınılmaz olunca da İspanyol yardımını istiyor. Machiavelli bu uygulamanın İtalya’nın Fransız ya da İspanyol işgaline uğramasına neden olacağını böyle bir sonucun doğmamasının tek nedenininse Papa’nın talihinin ona ikinci bir şans vermesi olduğunu söylüyor. Machiavelli Prens’te cömertlik konusunda prensin barışta tutumlu olması gerektiğini söyleyerek II. Giulius örneğini veriyor. II. Giulius papa olmadan önce adı cömertlikle anılıyordu, ama papa olup savaşa girmek zorunda kalınca aşırı harcamalar yapmak zorunda kaldı ve insanlara ihsanda bulunmak bir yana dursun, ağır vergilere başvurmak zorunda kaldı. Oysaki Fransa ve İspanya Krallıkları önceden yaptıkları birikimlerle savaşları yürütürlerken hiçbir ağır vergiye de gerek duyulmamıştı. Yazgı konusundan bahsederken Machiavelli’nin Papa II. Giulius’tan dönemin şartlarını yerine getirdiği için başarılı olduğu gerekçesiyle söz ettiğini görüyoruz. Ona göre Papa oldukça atılgandı ve planlamalarla, alışılagelmiş yöntemlerle iş yapmak yerine gözü kara davrandığı için başarılı oldu. Machiavelli son olarak II. Giulius hakkında şöyle diyor “… yaşamı her şeyin enine boyuna düşünülerek yapılmasını gerektiren bir döneme rastlasaydı, papa bu gözü kara tavrıyla ancak sonunu görürdü.” Papaz Girolamo Savonarola: Floransa’da Mediciler’in kovulduğu bir dönemde yarı teokratik yarı demokratik bir düzen kurmayı amaçlayana ve bu yolla halkın kısa süreli desteğini alıp iktidara gelen becerikli vaiz, papazdır. Machiavelli onu silahsız olarak kendi becerisiyle hükümdar olan birisi örneğinde kullanır. Yönetime geldikten sonra halkın desteğinin sürekli olmasını sağlayamamış ve yanına kendini koruyacak güçlü müttefikler seçememiştir. Halk desteğini çektiği zamansa iktidardan düşmüş ve Papanın aforoz etmesiyle yakılarak öldürülmüştür. İspanya Kralı II. (Aragonlu) Ferrando (Kral Ferdinand): Beğenilmek için hükümdar ne yapmalıdır başlığında örnek olarak sunulan kişidir. Kral Ferdinand kitabın yazıldığı dönemde İspanya Kralı’dır. Bu dönemde İspanya, İber Yarımadasında Portekiz haricinde birlik sağlamış ve Hristiyanlığın koruyuculuğu unvanını almıştır. Machiavelli Kral Ferdinand’dan bahsederken onun yaptığı işlerin hepsinin çok büyük işler olduğunu hatta bazılarının olağanüstü olduğunu söyler. Bu bağlamda da Kral Ferdinand gibi beğenilen bir hükümdar olmanın yolunun örnek teşkil edecek olağanüstü şeyler yapmaktan geçtiğini söyler. Onun Müslümanların kontrolündeki Granada’ya saldırmasını ve İspanya’yı büyüterek iç barışı sağlamasını över. Prens’te İspanya’dan Yahudi ve Müslüman kökenlilerin kovulmasını din adına dini zulm olarak nitelendiren Machiavelli bu baskıdan zevkle bahseder. Ona göre bu ayıklama işlemi eşine az rastlanır, göz kamaştırıcı ve şaşırtıcıdır. Machiavelli Ferdinand’ın Afrika’ya Fransa’ya ve İtalya’ya aynı bahanelerle saldırmasını da art arda gelen girişimler olarak nitelendirir. Fransa Kralı 8. Charles: İtalya’nın paralı askerlerden oluşan ordu geleneği ve kendi içinde çatışan küçük devletlerden oluşan parçalı yapısı sebebiyle İtalya’yı bir baştan bir başa işgal eden Napoli üzerinde hak iddia eden Fransız Kral. İşgalleri o kadar kolay ve başarılı olur ki Machiavelli onun İtalya’yı haritada tebeşirle çizmiş gibi fethettiğini söyler. Bu benzetme askeri haritalarda alınan yerlerin tebeşirle işaretlenmesine bir göndermedir, tereyağından kıl çeker gibi bir anlam taşıyor. Fakat Kral Charles birçok cephede savaştığı için maddi açıdan savaşı finanse edemez. Ayrıca topraklarına girdiği ülkelerdeki yönetimler durumdan rahatsız oldukları için kendisinden sonra Fransızların İtalya’ya müdahale etmesi İtalyanlar için hep ayrıcalıklı bir sorun olacak ve Kral Louis’nin İtalya’yı işgal çabalarının boşa çıkmasına temel hazırlayacaktır. Machiavelli onu ele geçirdiği yerleri yönetme başarısızlığı açısından eleştirirken İtalyanların kendi içlerindeki kavgalarının vahametini anlatmak için kullanır. Fransa Kralı Louis: 8. Charles’dan sonra Fransa Kralı olan Louis Machiavelli için İtalya’yı tehdit eden asıl dış kuvvettir. Francesco Sforza’nın ölümü üzerine tahta geçen Ludovico Sforza’nın Venedik, Papalık ve Milano halkı tarafından istenmemesi üzerine Milano’yu ele geçirerek İtalya’ya tekrardan girmiştir. Machiavelli için halkın sevgisi olmadan hükümdarın topraklarda tutunamayacağına örnektir. Ayrıca Machiavelli Prens’te Louis için toprakların elde tutulması için gerekli olan şeylerin tam tersini yaptığını söyler ve 6. Alexander’ın Papalığının güçlenmesini Louis’nin devlet yönetimini bilmemesine bağlar. Venediklileri Lombardiya’da iki şehir almak için İtalya’nın üçte birini Fransa’ya vermek gibi delice bir harekete girmekle suçlar fakat Louis’nin bulabildiği her desteği değerlendirmesini, Kral Charles’tan sonra İtalya’da itibar ve güven kaybetmiş Fransa için her türlü ittifaka girmesini anlayışla karşılar. Machiavelli Louis’nin toprakları elde tutmak adına yaptığı hatalarından birini şöyle anlatıyor “… bütün bu dostları korumuş ve savunmuş olsaydı onun İtalya'da şöhret ve itibarını muhafaza etmesi ne kadar kolay olacaktı; bunlar vasıtasıyla daha kuvvetli kalanlara karşı, kolayca, kendini emniyete alabilirdi, fakat Kral Milano'ya ayak basar basmaz, Papa Alexander’a Romagna'yı işgal etmesi için yardım etmek suretiyle, aksini yaptı.” Machiavelli, kitabında kişinin yapabileceği şeyi istemesinin çok doğal olduğunu ve övgüye değer olduğunu söylüyor ve ekliyor eğer kişinin istediği şey gücünün yetmeyeceği bir şeyse bu kınanmalıdır. Louis’nin bu bağlamda Napoli politikasını eleştiriyor. Fransa gücü yetmediği halde Napoli’yi ele almak istemişti fakat ne olursa olsun diyerek hareket ettiği için Napoli’yi İspanyollarla bölüşmek zorunda kaldı. Machiavelli bu noktada verilen tavizin ölçüsüne dikkat çekerek kazançlı çıkılmış olsa dahi hata yapılmıştır diyor ve Kral Louis’nin beş hatasını sayıyor: 1. Küçük iktidarlar ortadan kaldırıldı, 2. İtalya’da güçlü birine güç katılmıştır (Papalık), 3. İtalya çok güçlü yabancı birine teslim edilmiştir (İspanya), 4. Gelip İtalya’da yaşamamıştı, 5. İtalya’ya koloni yerleştirmemişti. Machiavelli bu hataların özünde 6. Bir hata sebebiyle önemli olduğunu söylüyor, bu hata: Venedik’in güçsüzleştirilmesi. Eğer Venedik güçlü bırakılsaydı ya da İspanya ile Papalık’ın İtalya’daki gücü artırılmasaydı Fransa için gene bir sorun olmayacaktı. İmparator Massimiliano (I. Maximilian): Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nun kitap yazılırken tahtta oturan imparatorudur. Kitapta dalkavuklardan nasıl uzak durulacaktır başlığı altında incelenir. Rahip Luca isimli İmparatorluk elçisinin anlatısı üzerinden yazar tarafından tasvir edilir. Rahip Luca’ya göre Massimiliano, kimseye danışmayan ama kendi kafasına göre de iş yapmayan bir hükümdardır, çünkü söylenenlerin tersini yapar. Machiavelli bu anlatımı açar ve şöyle der “… zayıf kişiliği nedeniyle, bir gün ona, bir gün buna kanarmış. Doğal olarak bir gün yaptığını ertesi gün bozar ve ne yapmak istediğini, kafasından nelerin geçtiğini anlamak olanaklı olmaz, kararlarının güvenirliği de kalmazmış.” Massimiliano kitapta Ludovico Sforza’yı Fransa Kralı Louis Milano’yu aldığı zaman korumuştur. Türk Sultanı: Kitap yazıldığı zaman Osmanlı tahtında oturan kişi I. (Yazvuz Sultan) Selim’dir. Fakat Prens’te Türk Devleti olarak adlandırılan yönetim Osmanlı’nın idaresi için kullanılan genel bir tanımdır. Machiavelli Türk Devleti’ni bir hükümdarı baz alarak incelememiştir. Osmanlı’nın kitapta Fransa’yla karşılaştırıldığını görüyoruz. Machiavelli Osmanlı’nın bir monarşi olduğunu başında bir sultanın bulunduğunu ve sancaklara bölünmüş devlette sultanın yöneticileri istediği gibi atadığını Fransa’daysa içyapıdaki yönetimin kalıtsal yollarla geçtiğini söylüyor. Prens’te ele geçirilen toprakların elde tutulması hakkında öğüt verilirken Türklerin Yunanistan’a yerleşmiş olması örnek gösteriliyor. İşgal edilen yerlerde farklı dil, kültür ve töre varsa Machiavelli buralara yerleşmenin daha etkili olacağını savunarak Türkleri böyle yaptığını söylüyor. Çünkü farklılıkların olduğu yerlerde isyan çıkması oldukça yüksek bir ihtimaldir ve bu topraklar başka sebeplerle de elden çıkma tehdidine uğramış olabilir ama bölgeye yerleşilirse doğacak isyan ve işgalleri önceden saptayıp müdahale etmek mümkündür. “Türkler egemenliklerini sürdürebilmek için her türlü yolu denemelerine karşın söz konusu yola başvurmamış olsalardı, o toprakları yitirirlerdi.” diyen Machiavelli, ele geçirilen bölgeye yerleşmenin diğer bir önemini; yönetime atanan kişilerin, ele geçirilmiş yerleri soyup soğana çevirmesine engel olunması ve yerli halkın yeni hükümdarlarına istedikleri zaman başvuracak kadar yıkın olması şeklinde tanımlıyor. Machiavelli, Türk devletlerini işgal etmenin zor olduğunu söylüyor ve bu zorlukları sebepleriyle sayıyor “… işgalci güçler hiçbir zaman o devletteki beyler tarafından davet edilmezler … hükümdarın çevresinde bulunanlar isyan çıkartarak bu girişimi kolaylaştırmazlar.” Prens’te halkın ve yöneticilerin Türk hükümdarının kulu olduğu, bu sebeple de hepsinin hükümdarın emrinde olduğu yazıyor. Machiavelli’ye göre Türk Devleti’nde halkla hükümdar bir yumruk gibi olduğundan işgalcilerin karışıklık çıkararak toprak elde etmeye değil, kendi öz güçlerine güvenmeye ihtiyaçları olduğunu söylüyor ve ekliyor, Türk Toprağında sadece hükümdar saygın olduğu için elde edilen topraklarda Türk’ün soyuna son verilecek olursa buradaki halktan korkmamak gerekir. Machiavelli Türk Devleti’nin yönetimini I. Darius (Dareios) İran’ına benzetiyor. Büyük İskender Persleri yenmekte çok zorlamış ve kendi ordusu dışında yardım görmemiştir ama Dareios yenilince İran egemenliğindeki yerler Büyük İskender’e kolayca boyun eğmiştir. Machiavelli I. Orhan (Bey) döneminde Türklerin Avrupa’ya çıkması örneğini İspanya’nın ve Fransa’nın İtalya’ya davet edilmesinin doğuracağı sonuçları anlatmak için kullanıyor. Floransalılar Fransızlardan, Papa II. Giulius ise İspanyollardan asker talep etmiştir. Bu askerler İtalya’da toprak ele geçirerek İtalya’yı işgale başlamıştır. Fransız ve İspanyol işgallerinin kalıcı olacağından korkan Machiavelli Prens’te “Konstantinopolis imparatoru komşularının saldırısına karşı koyabilmek için Yunanistan’a on bin Türk çağırdı. Savaş bitince bu adamlar Yunanistan’dan çıkmadılar. Bu olay, Yunanistan’ın kâfirlerin egemenliğine girmesinin yolunu açtı.” diyor. Orduların mı yoksa halkın mı memnun edilmesi gerektiği konusunda genel olarak yöneticilerin halktan yana tutum aldığını ve bunu doğru bulduğunu söyleyen Machiavelli, Türk ve Mısır devleti için askerlerin ön planda tutulması gerektiğini ve tutulduğunu anlatıyor. Çünkü Türklerin merkezlerinde beslemek zorunda oldukları bir ordu var. Kapıkulu ve Yeniçeri sisteminden “…on iki bin piyade ve on beş bin süvari…” şeklinde bahsediliyor. Rouen Kardinali (Georges d'Amboise): Fransız soylusu bir kardinaldir. Machiavelli’yle tanışıp konuştukları Prens’te geçmektedir. Machiavelli Fransızların Cesare Borgia’ya yardım etmeleri sebebiyle Kardinalin ona İtalyanların askerlikten anlamadığını söylediğini anlatıyor. Kardinale göre İtalyanlar askerlikten anlasalardı Borgia’nın Fransız yardımına ihtiyacı olmayacaktı. Machiavelli Prens’te şöyle diyor “Rouen Kardinali İtalyanların harpten anlamadıklarını söyleyince, ben de, Fransızların devlet işlerinden anlamadıkları cevabını verdim; çünkü anlasaydılar kilisenin bu kadar kudret kazanmasına, müsaade etmezlerdi. Ve görüldü ki, İtalya'da Kilisenin ve İspanya'nın kudretli olmasına Fransa sebep olmuş, Fransa’nın İtalya'da çökmesine de bunlar sebep olmuşlardır.” Prens’te Rouen piskoposu iken Papa 6. Alexander tarafından Fransızların desteğini kazanmak için kardinal yapıldığı yazar. Bu sebeple Papa 6. Alexander’la ve oğlu Cesare Borgia’yla arası iyidir. Machiavelli 6. Alexander’ın ölümünden sonra Cesare’ın işine yarayacak bir papa adayı olarak Rouen Kardinali’ni önerir fakat Cesare kendi yararına çalışacak bir papa seçtiremez ve II. Giulius papa seçilir.

kaynağı değiştir]

Prenslik, hükümdarının prens olduğu servet ya da güçle elde edilen bir devlettir. Bütün prenslik türleri içinde uzun yıllar babadan oğula geçen prenslikler, geçmişte kazanılan bir aile başarısı taşıdığından yönetmesi en kolay olanıdır. Kalıtsal prensliklerde insanlar kendiliğinden prense bağlı olacaklardır. Çünkü o, geçmişten gelen bir soyu temsil etmektedir ve insanlar onun soyadına alışmıştır. Bu yüzden halk ona eğilim gösterecektir. Eğer dışarıdan bir güç tehdit ederse güç anında toparlanabilir. Çünkü insanların yöneten aileyle ortak bir geçmişi vardır.

Hükümdarın Halk Üzerindeki İzlenimi[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası