dışı sükût ile zâhir derûnu mahşerdir ne demek / Millî Eğitim Dergisi

Dışı Sükût Ile Zâhir Derûnu Mahşerdir Ne Demek

dışı sükût ile zâhir derûnu mahşerdir ne demek

Ölümü öldürememek


     �"Her yer karanlık, pür nur o mevkii
       Magrip mi yoksa, makber mi Yarab?.."
       Önce Hafız Burhan, sonra Sertap Erener'den dinliyorum.
       Bu dizelerin sahibi Abdülhak Hamid Tarhan'ın, son 11 yılını geçirdiği Maçka Palas'daki evdeyim.
       Ruhu dolaşıyor muydu acaba bu salonlarda, odalarda?..
       Cevap Hamid'den:
     �"Olmazsa vücud ile beraber, ben neyleyim beka - yı ruhu (ruhun ölümsüzlüğünü)"
       Abdülhak Hamid'in ölüme karşı büyük başkaldırısı, yapıtlarında ürpertiyle derinden hissedilir.
       Çünkü Hamid, yaşama, güzele, sevgiye tutkuludur.

Çok özel bir insan

     �Şair - i Azam olarak anılan Hamid, Allah'ın, özenerek yarattığı bir kuluydu.
       Sanat değeri için yorumlar, zaten bu sütunu çok aşar.
       İnsani boyutlarına eğilelim.
     �Eski Büyükelçi Esat Paker, hatıralarında şöyle anlatıyor:
     �"Hamid'in güzelliği ve zarifliği, gözü öyle okşuyordu ki, uzaktan da olsa kibarlığına ve asilliğine hayran olmamak kabil değildi."
       Maçka Palas'taki evin duvarlarındaki fotoğrafları, bu satırların görsel kanıtları
     �Sultan Abdülmecit tarafından yapılmış yağlıboya tablosu ise, Sultana bile palet ve fırça aldırtan kişiliği
       Hamid, 14
yaşında Dışişleri Kalemi'ne gelmiş, diplomasi kariyerinde ilerleyerek büyükelçi olmuş.
     �'de ise İstanbul Milletvekili seçilmiş.

Sınırsız zaman ve coğrafya

       Zarif görünüşünün altında, devrin baskı yönetimlerine direnişlerin çetin cevizliğini de buluruz.
       Birkaç örnek
     �2 kez görevden alınmasına neden olan "Nesteren" ve "Zeynep" adlı yapıtları Mithat Paşa'nın Taif'e sürgününü yeren "Liberte" adlı eseri
       Coğrafya ve tarihte sınırları ve zamanı aşarak yapıtlar yelpazesi açmıştır.
       Örneğin, Kabil'deki zorba hükümdarı anlatan yapıtı İngiliz sömürgelerinden gelenlerin Londra'da toplumla çatışmalarını yansıtan bir diğeri Son Endülüs Hükümdarı Abdullah ile İspanyol fahişesinin aşkını yansıtan kitabı Asur Kralı ile ihtilalcilerin iktidar savaşı ve daha pek çok eser
       Bu geniş ufuk, O'nun harikulade kültür birikimini de yansıtır.

Hamid ve kadınları

     �Hamid, "kadınların toplumda erkeklerle eşit haklara sahip olmaları, çalışmaları ve sevdikleri erkeklerle evlenebilmeleri gerektiğini" savunmuştur.
       Kadın haklarını tartıştığı eserlerinden biri de "Kahbe"dir.
     �4 kez evlenen Hamid'in hayatına giren kadınların sayısı pek çok.
       Evin duvarlarında, ben sadece 21'inin fotoğraflarını görebildim.
       Ama
       En büyük aşkları, ilk eşi Fatma Hanım ve - bir boşanma parantezi açılmış olsa da - son 25 yılı birlikte geçirdiği eşi Lüsyen Hanım
       Lüsyen Hanım'
la aralarında 42 yaş farkı için yazdığı mısraları, kızının torunu İncilay Erentok'tan dinledim:
     �"Var yiğidin kartına,
       Otur gönül tahtına.
       Var yiğidin gencine,
       Her gün göynün incine"
     �

Sohbetin koyusu

     �Maçka Palas'daki 4 numaralı daire, büyük ustaların katıldığı edebi sohbetler merkeziydi.
       Kaybıyla büyük boşluk bıraktı.
       Cenazesi, hep istediği gibi görkemliydi.
     �Zincirlikuyu Mezarlığı'nın açılışı, O'nun defniyle yapıldı.
       Mezar taşına şöyle yazıldı:
     �"Bu taş, cebinime (alnıma) benzer ki, aynı makberdir (mezardır)
       Dışı sükut ile zahir (suskun görünür), derunu (içi) mahşerdir."
       Son günlerinde Hamid'e çok güzel bir hemşire hizmet eder, çevresine takılır:
     �"Bu güzel kızla cennete gitme sertifakasını aldım."
       Ardından yakınır:
     �"İlim ne yazık ki ölümü öldüremedi."
       Dünyada gelenektir, ünlü sanatçıların evleri müze haline getirilir.
     �Abdülhak Hamid'in evini, Sanat Galerisi olarak kazandıran Mine Dikbaş'ı kutluyoruz.


Yazara E-Posta: [email protected]

İnsanın sırrı içinde saklı

SIKINTI ÇEKMEDEN BAŞARI HEDEFLENİYOR

İnsanın Sırrı kitabı için STAR’ın sorularını yanıtlayan Kemal Tekden, günümüz insanının kişisel gelişime merakına şöyle yanıt verdi:

“İnsanoğlu, tarih boyunca kendini ve çevresini anlama ve niçin yaşadığını sorgulama gereği hissetmiştir. Buna genellikle dinler cevap vermiş, bunu bilimsel gelişmelerle de destekleme gayreti gösterilmiştir. Bugün ise, özellikle Batı insanı, pozitivizmin etkisiyle dinî anlayışlardan uzak düşmesi sonucu oluşan kendi maneviyat boşluğunu popüler kişisel gelişim kültürü ile doldurmaya çalışmaktadır. “İçindeki Devi Uyandır”, “Başarıya Ulaşmanın Yedi Adımı”, “On Derste Nasıl Zengin Olunur?” gibi kitapları pek çok genç bilir. Bu yönde geçici fayda sağlanmakla birlikte kapitalist anlayışa da hizmet edilmektedir. Böylece başarıya odaklanan günümüz insanı kişisel gelişim kitaplarına sarılmış ve kısa yoldan zengin ve güçlü olmak gibi hedefler edinmiştir. Oysa kişisel gelişim kitaplarıyla yapılan, sıkıntı çekmeden, çaba sarf etmeden kolay başarı elde etmek gibi tamamen temelsiz yaklaşımlardır. Bunun sonucu hayal kırıklıkları ve depresyon gibi ruhi hastalıklar olmaktadır. Bu yaklaşımın gerçek başarıyla bir ilgisi yoktur, insanın mutluluğuna da faydası olamaz. Kitapta bizim vermeye çalıştığımız ise, insanı bütün yönleriyle ele alıp; insanlık tecrübesini, ilahî kaynakların ışığında yine insanlarımıza sunma gayretidir. Kısaca kitabımızı özetleyecek olursak; insanlığın gerçek gelişim, yükseliş ve mutlu olma, yani bir bilgelik hikâyesidir. Aynı zamanda ilahî mesajlar ve insanlığın düşünce birikimi ile bugünkü bilim anlayışını birbiriyle buluşturma çabasıdır.”

İNSANIN YÜKSELİŞİNİ ORTAYA KOYMAYA ÇALIŞTIK

Sizce insanı anlatan bu tür yayınların  istemek odaklı bazı inanışlar üzerinden, ya da sadece bilimsel veriler eşliğinde yayımlanması okuru bilgilendirmek açısından yeterli midir?

“İnsan tek yönlü düşünülemeyecek kadar karmaşık bir yapıdadır. Onun hem maddi, hem de ruhsal boyutu vardır. İnsanın bedeni ve aklı almakla, ruhu ise vermekle tatmin olur. Bu durum bilinmezse, bugün çoğunlukla olduğu gibi insan daima almak gayretinde olur. Oysa bedenin tatmini sınırlıdır, en sevdiği şeylerden bile bir süre sonra bıkar ve bu yolla asla mutluluğu yakalayamaz. Bu manada kişisel gelişim de almaya, yani tüketime yöneltir insanı, dolayısıyla ruhen tatmin edemez. Neticede ruh açlığı çeken insanlar doldurur toplumu. Bu yüzden insanı laboratuarda bilimsel yönden tabii ki incelemekle birlikte, dinen de tatminini sağlamak gereklidir. Çünkü din ve bilim birbirini tamamlarsa insanı mutlu eder. Bu sebeple Hz. Ali “dinsiz ilim kör, ilimsiz din topaldır” demiştir. Biz kitabımızda insanlık tarihinin kişisel yükseliş ve gerçek mutluluğu arama çabasını bütün yönleriyle ortaya koymaya çalıştık. Bu ilimle birlikte irfan arayışı olarak da kabul edilebilir. İnsanı bütün yönleriyle anlatan böyle bir kitap çalışması olmaması da bizi bu çalışmayı yapmaya itmiştir.”

SEN BÜYÜKSÜN YAPARSIN KAPİTALİZMİN İŞİ

Kalabalıklar içinde yalnızlaşan, sistemin bir sonucu olarak bir tür istismar ve tüketim vasıtası haline dönüşen” çağımız insanı için ne söyleyeceksiniz?

““Sen büyüksün”, “Sen Bir Starsın”, “İstediğin Her Şeye Ulaşabilirsin”, “Senin İstediğin Önemli” gibi sözlerle insanlara hitap eden kişisel gelişim kültürü, kapitalizmin arayıp da bulamadığı bir toplum oluşturmaktadır. Hep daha çok isteyen, daha çok tüketen bir toplum. Bu durumdan Batılı psikologlar ve sosyal bilimciler de şikâyetçi. Hatta “Ben Nesli” ve “Narsisizm İlleti” kitaplarının yazarı Jean Twenge’e göre; bu gidiş insanları yalnızlaştıran, kendinden başkasını sevmeyen, hiçbir kural tanımayan, toplum olma vasfını kaybeden yalnız insanlar topluluğuna dönüştürmektedir kitleleri. Kanaatkârlık, diğerkâmlık gibi hasletler yoktur orada. Başkasına hizmet düşüncesi olmayan insanlar yalnızlaşırlar, maddi tatminlerle mutlu olamadıklarını görürler ama yine de bu ortamdan kendilerini alıp kurtaramazlar. Çünkü artık kurtuluş yollarını, birlikte yaşama kültürünü kaybetmişlerdir. Oysa insanların gerçek mutluluğa ulaşmaları, bizim kültür ve medeniyet anlayışımızdan temel alan başkalarını anlama, sevme ve onların yardımına koşma anlayışıyla mümkündür. Mağdur insanların sıkıntılarına koşan insanlarda büyük oranda ruhî sıkıntı yok olur. Büyük insanlar, insanların dertleriyle dertlenen, bütün insanlara hizmet düşüncesinde olan kâmil insanlardır. Bu bizim kadim medeniyetimizin insan anlayışıdır.”

MEVLANA’YI DÜNYAYA TANITMALIYIZ

Uzun süreden beri bizi dış dünyadan kopartan “akıllı telefonları” hayatımızın odak noktasına koyan, hayati ihtiyaç olarak gören bizleriz. İnsanların bir bakıma “sistemin gönüllü köleleri” olması halini nasıl yorumluyorsunuz?

Batıda kilisenin bilim karşıtı tavrına karşı mücadele eden bilim camiası, özellikle Bruno’nun Roma Meydanında diri diri yakılması, Galileo’nun ise Engizisyon Mahkemelerinde işkence görmesi üzerine dine topyekün sırtını çevirmiş, maneviyatla bağını koparmıştır. Materyalist anlayış, insanı sadece maddeden ibaret görmeye, onun makinadan bir farkı olmadığını ispatlamaya çalışmıştır. Zaman zaman bu reaksiyoner tavrı tenkit eden bilim adamları çıkmışsa da bu gidişatı engelleyememişlerdir. Bizim yerli aydınlarımız ise, İslam düşüncesinin ilmi her fırsatta emretmesine rağmen, oryantalist bakışları sebebiyle aynı yaklaşımı sergilemişlerdir. Bugün Batılı aydınlar, insana bu bakışın ne derece zarar verdiğini görerek yaptığı hatayı anlamış, kişisel gelişim çabalarıyla ve yoga, reiki gibi meditasyonlarla bu açığı kapatmaya çalışmakta; fakat bunun karşılığında tüketim toplumunun bilgisayar ve akıllı telefonlar gibi yeni oyuncaklarıyla insanın maneviyata sarılmasını güçleştirmektedir. Burada insanlığın İslamofobi gibi korku ve önyargılarla, huzuru bulmak için muhteşem bir derya olan İslam’ı anlamamakta olması üzücüdür. Oysa İslam medeniyetinin muhteşem temsilcileri olan Hz. Mevlâna, Yunus Emre gibi şahsiyetlerin bütün dünya insanlığına tanıtılması da bizim boynumuzun borcu olmalıdır. Bu sayede insanlığa büyük hizmet edilmiş olacaktır. İşte sorduğunuz insanlığı huzura kavuşturacak, hakikate ulaştıracak bilgi burada saklıdır ve ancak bilimle dinin barışmasıyla, yani ilimle irfanın birlikteliğiyle mümkün olacaktır.”

MADDİ YÖNÜMÜZ YER YIL YÜZDE 98 YENİLENİYOR

“İnsanın maddi yönü olan bedeni her yıl yüzde 98 oranında yenilenmekte, değişmektedir. Buna rağmen insanın ne şahsiyetinde, ne de huyunda bir değişiklik olmaktadır. Bu insanın asıl yapısının ruh olduğunu, bedenin ancak ruh tarafından kullanılan bir binek olduğunu göstermektedir. Bizim gerçek benliğimiz ruhtur. Yunus Emre’nin “Bir ben vardır ben de benden içeri” veya “Ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm.” demesinde bu gerçeğe işaret vardır. Bu yüzden bedenden ziyade ruhun doyurulması esastır. Tabii ki burada bedeni de yani maddî yönümüzü de ihmal etmemeli, onu da fıtrata uygun doyurmak zorunda olduğumuzu unutmamamız gerekmektedir. Çünkü dünyada beden olmasa ruh bir işlev yapamaz. Ruh hakkında fazla bir şey bilmemekle birlikte, bedenimizin idare merkezi konumunda olan beynimiz hakkında da bilgimiz asrın beyin cerrahı kabul edilen Prof. Dr. Gazi Yaşargil’in deyişiyle incir çekirdeğini doldurmamaktadır. Bu da halen bilimin bilgilerinin yetersiz olduğunu bize göstermektedir. Bana göre, insanoğlu varoldukça kesin (mutlak) bilgiye hiçbir zaman ulaşamayacak, ancak ilahî mesajlardan istifade ile bunu anlamlandırabilecektir. Çünkü mutlak bilgi sadece Yaratan’a aittir. İnsanın Sırrı kitabımızda, bu yaklaşımla ilmî ve irfanî bilgiler mezc edilmiş şekilde verilmeye çalışılmıştır.”

KİMSE KENDİNİ DEĞRESİZ BULMAMALI

İnsanın Sırrı mana dünyasının kapılarını araladığında, okuru nasıl bir hayat bekleyecek?

İnsan kendi gerçeğinin farkına varmalıdır. Başarı için bu tanıma şarttır. Tarih boyunca bilge kişiler böyle söylemesine rağmen, insan bugün sadece kaportaya önem veriyor gibi durmaktadır. Bu yüzden güzellik uzmanları, plastik cerrahlar, diyetisyenler fazla mesai yapmaktadırlar. Oysa cevizden faydalanmak için nasıl kabuğunu geçmek gerekirse, insanın da gerçek güzelliğine ulaşmak için ‘iç ben’ ine ulaşmak onu tanımak için önemlidir; yani beynine, ruhuna, gönlüne vâkıf olmak. Şair insan için “dışı sükûn ile zâhir, derûnu mahşerdir” demektedir. Her insanın içinde ne fırtınalar esmekte, ne kavgalar olmaktadır. Bu bilinmeyip, sadece dış güzellikle uğraşılırsa bu büyük bir aptallık olacaktır. Dramatik (olumlu ve olumsuz iki yönlü) yapıya sahip olan insanın iç dinginliği sağlanmadıkça iç huzur asla yakalanamayacaktır. Nefsî çatışmaların sona erdirilmesi, gerçekten tatmin olmuş nefs seviyesine ulaşılması, hayatımıza anlam katacak, insanın şu kısa ömür çizgisi içinde yanlış yapmasına mani olacaktır. Kitabımızı okuyan pek çok okuyucu, bu kitaptan sonra kendini daha farklı hissettiğini, kitabın kendine çok daha dinamik bir misyon ve bakış açısı kazandırdığını söylemektedir. Tabii ki, insan oldukça değerli ve önemlidir, bu önem de yüce Yaratan’ın ona verdiği değerle ilgilidir. Bu sadece insana verilmiş olan emanet anlayışının sonucudur ve insan bu yüzden Allah’ın evrendeki halifesi kabul edilmektedir. Bu yüzden hiç kimse kendinin değersiz ve önemsiz yaratıldığını düşünemez. Sonuç olarak bu temelden hareketle, insanlar için gerçek kişisel gelişim kitaplarının ancak böyle çok yönlü ve insanı kavrayan bir tarzda kurgulanması gerektiğini düşünüyorum.”

Dr. Tekden kimdir

yılında Kayseri’de dünyaya gelen Dr. Kemal TEKDEN, yılında İstanbul tıp Fakültesinden mezun olduktan doktorluk mesleğinin yanı sıra birçok sivil toplum ve vakıf kuruluşunda yönetici olarak görev yapmıştır. Dr. Kemal TEKDEN ’in kaleme aldığı “İnsanın Sırrı” adlı kitabın tüm geliri ise Genel Başkanlığını yaptığı Türkiye Üstün Zekâlı ve Dahi Çocukların Eğitimi Vakfı’na(TÜZDEV)aktarılacaktır.

Zahir; meydanda olan, görünen, açık ve belli olan (şey), bir şeyin görünen tarafı, dış yüzü, dış görünüşü, anlaşılan, görünüşe göre, gāliba, elbette, şüphesiz gibi anlamlara gelir. Ayrıca zahir, esmâ-i hüsnâdan (Allah’ın en güzel isimlerinden) olup, “Varlığı kâinatta tecellîsiyle âşikâr olan, açık olarak görünen” manasına gelir. İşte zahir kelimesi ile ilgili cümleler.

&#; İlmi bir zanâat gibi para kazanmak için öğrenen bir kimse zâhirde âlimlere benzese de âlim olmaz. (K. Çelebi)

&#; Bu taş cebînime benzer ki ayn-ı makberdir / Dışı sükût ile zâhir derûnu mahşerdir. (A. Hâmit)

&#; Zâhir derim, yüzümde kolayca aldatılacak bir adam olmadığımı belli eden bir şey var. (R. H. Karay)

&#; Bu parayı ödemeli zâhir, başka çâremiz yok.

&#; Seninle oldu Hakk’ın sırrı zâhir / Sen oldun menba-ı hikmet Muhammed. (Sezâî)

&#; Senin her şeyin zahirinde olup biteni bilmen çok önemlidir.

&#; Zahir, o anda başıma kan çıkmış, yüzüm kızarmış olacak ki&#; (S. M. Alus)

&#; İşte eğlence âlemi bu idi, zâhir artık böyle eğlenecektim. (R. H. Karay)

&#; Senin bu olayın zahirinde neler düşündüğün benim için çok önemlidir.

&#; Kanda bulur Hakk’ı inkâr eyleyen bu Mısrî’yi / Zâhir olmuşken yüzünde nûr-ı zât-ı kibriyâ. (N. Mısrî)

&#; Ben yanlış biliyormuşum zahir.

&#; Zahirde bu işin aslının ne olduğu da anlaşılıyor.

&#; Tabiî ki anladım, aptal değilim zâhir.

&#; İhsan ümîdi ile cüz’î tevakkuf ederse de bir şey zuhur etmeyince zâhir dışarıda verecekler diye huzurdan çıkar. (F. Reşat)

&#; Sensin bâtın sensin zâhir / Varlık senin buyruk senin. (A. M. Hüdâyî)

Zahir ne demek dini bilgi

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası