direk dikme teknikleri / BİTKİ ÇOĞALTMA TEKNİKLERİ – Botanıques

Direk Dikme Teknikleri

direk dikme teknikleri

Bodur Ağaçlarda Direk Dikimi

Elma Yetiştiriciliği

Bahçe kurulacak arazi uzun süre işlenmemiş ise sürüm öncesi toprak patlatılmalı ve ardından toprak derin sürülmelidir. Yaz mevsimi bitene kadar da toprağın havalanmasını ve güneşlenmesini sağlamak için beklenmelidir. Daha önce yetiştiricilik yapılan bir alanda dikim yapılacak ise bahçe yapılacak yerin toprağı ilkbahar ve yaz aylarında derin bir şekilde sürülmelidir. Çıkan eski kökler temizlenmelidir. Sonbaharda kesekleri kırmak, dağıtmak ve araziyi tesviye etmek için tırmık veya diskaro çekilerek arazi dikime hazır hale getirilir. Elma fidanı dikilmeden önce, toprak analizleri yardımıyla bahçe kurulacak alanın toprak özelliği ve içeriği mutlaka belirlenmelidir. Yapılacak uygulamalar analiz sonrası ortaya çıkan değerler ışığında yapılmalıdır.

 

Toprağın hazırlanması sırasında genel olarak yapılacak uygulamalar şunlardır; gerektiği takdirde dikim öncesi dekara ton, sene yanmış gübresi çiftlik gübresi (gübre yanmamış olursa yabancı ot tohumu ve toprak altı zararlıların larva ve yumurtaları olacaktır), dekara kg Triple Süper Fosfat (TSP) veya Diamonyum Fosfat (DAP) dekara kg Potasyum Sülfat gübreleri uygulanabilir. Uygulama işlemi yapılırken gübreler, pulluk yardımıyla derin sürüm yapılarak toprağın cm derinliğine ulaştırılmalıdır. Damla veya mini spring sistemi kurulacak ise azot, fosfor ve potaslı gübreler sulama ile birlikte bir program dahilinde verilir.


Dikim yerinin belirlenmesi ve işaretlenmesi

Fidan dikimi yapılmadan önce dikim noktaları kazıklarla işaretlenir. Uzun bir ipin arazinin üst başına gerilmesi ile dikim sıraları, sağ ya da sol başına gerilmesi ile de ilk sıranın fidan yerleri belirlenir. Bu aşamadan sonra her sıraya gerilen ip doğrusu boyunca fidan aralıklarına eşit boyda bir demir profil ya da şerit metre yardımı ile sıra üzeri fidan yerleri tek tek ve kontrollü olarak belirlenerek kamışlarla işaretlenir.

 

ANAÇÇEŞİT ADISIRA ARASISIRA ÜZERİ
M9Red Chief -
M9Diğer Çeşitler - -
MRed Chief - Breaburn - -
MRoyal Gala - -

 

Dikim sıklığı arttıkça dekara dikilen fidan sayısı artar, bu doğrultuda da il yıllarda dekardan alınan meyve miktarı artar. Güneş ışığından verimli bir şekilde yararlanmak için dikim sıraları kuzey – güney istikametinde olmalıdır. Tozlayıcı çeşit sırası 30 metreyi geçmemelidir. Bu amaç ile her 5–6 sırada bir dölleyici sırası dikilmelidir. 

 

Drenajı bozuk olan topraklara drenaj kanalları açılmadan dikim yapılmamalıdır. Su geçirgenliği az olan arazide 50 cm. genişliğinde ve 30 cm yüksekliğindeki set üzerine çukur açıldıktan sonra fidan dikilmesi önerilir. Ayrıca iki sıranın tam ortasına tekli pullukla 25 cm. derinlikte bir kanal açılması bahçenin uzun ömürlü olması için iyi bir tavsiyedir.

 


Fidan Dikimi

Basit bir işlem olan fidan dikim işlemi doğru yapılmadığı takdirde ağaçlar gelişemezler veya ölürler. Dikim yapılırken dikilecek fidanlar uzun süre açıkta bırakılmamalı, köklerin kurumasına izin verilmemelidir. Fidanlar nemli olarak korunmalıdır. Fidan dikimi genel olarak sonbaharda yaprak dökümü zamanında ve ilkbaharda ağaçlara su yürümesine kadar geçen zamanda yapılır. En uygun dönem ise kışı ılık geçen yerlerde sonbahar mevsiminde, kışı sert geçen yerlerde de ilkbahar mevsiminde dikmektir. Fidanlar iklim ve toprak şartlarının müsait olduğu durumlarda ağaca su yürümeden önce dikilmelidir. Kışı çok sert olmayan kurak yerlerde sonbahar dikimi daha iyi sonuç verir. Bunun nedeni sonbaharda dikilen fidanların kış yağışları ve toprak ısısının uygun olduğu günlerde kök gelişmesine başlamasıdır.

 

Dikimi yapılacak olan fidanların köklerindeki yaralı ve kırık kısımlar makas ile temizlenir. (Özellikle odunsu kökler) Bu sayede söküm sırasında zarar görmüş kök parçaları kesilerek temizlenmiş olur. Daha sonra bir kap içerisinde hazırlanan ilaçlı suya ( litre suya gr. Captan + gr. Benlate veya litre suya gr. Captan + gr Deresol) fidan kökleri daldırılarak kök hastalıklarına karşı önlem alınır.

Fidan dikim yerleri küçük kazıklarla belirlendikten sonra gerek çukurların açılması, gerekse fidanların dikimi için dikim tahtası kullanılmalıdır. Böylece fidanların tam işaretlenen yerlere dikilmeleri nedeniyle sıraların düzgün olması sağlanır.

 

Açılmış olan çukurlar içerisine üst toprak konur ve kümbet yapılır. Fidan dikim tahtasının ortasına, aşı noktası rüzgara karşı (genellikle güneye bakacak şekilde) ve aşı noktası toprak seviyesinden 20 cm. yukarıda olacak şekilde yerleştirilir ve toprakla doldurulur. Kökler arasında hava boşlukları kalmaması için toprak, hafif hafif ayakla bastırılarak yerleştirilir. Killi ağır topraklarda sıkıştırma işlemi su ile yapılmalıdır. Fidan dikiminden hemen sonra derhal 20–25 litre can suyu verilmelidir.

 

İlkbaharda dikilen dalsız fidan, don tehlikesi tamamen geçtikten sonra aşı noktasından cm., yerden ise cm.’den lider olabilecek iyi gelişmiş bir gözün mm. yukarından meyilli kesilir. Eğer fidan 3’den az yani 1–2 dalı var ise bu dallar kesilir ve fidan yukarıda tarif edildiği şekilde bir göz üzerinden kesilerek dikilir.

 

Fidanlıktan alınan fidan geniş açı ile çıkmış en az 5–8 dallı ise fidan dallı olarak dikilir.  Dikim işlemi çiçeklenmeye yakın bir zamanda yapılmış ise dalların uzunluğunun yarısı bir alt gözden kesilir. Dikim işlemi çiçek açımından 6–8 hafta önce yapılmış ve dalların uzunluğu 60 cm. den az ise dalların uç kesimini yapmak isteğe bağlıdır. Kesilmeden bırakılan ve yere paralel olacak şekilde eğilen dallar ikinci yıl bol meyve verecektir. Bunun aksine dal uzunluğunun 1/4 veya 1/3 ünün kesilmesi dallanmayı arttıracak, meyve gözünün gövdeye yakın yerde oluşmasını arttırarak ölü göz (çıplak gövde) oluşumunu azaltacak ve dalın kalınlaşmasına neden olacaktır. Dallı fidan dikiminde lider en üstteki daldan 30–35 cm yukarıdan kesilir, fakat kesimden sonra dallanma olacağı ve birinci katta dal sayısı artacağı için yeni çıkan dallar koparılır ve liderin büyümesi sağlanır.

 

NOT: Aşı noktası toprak seviyesinden 20 cm yüksekte olmalı, böylece aşı noktası yüksek olan ağaçların kuvvetli bir şekilde gelişmesi önlenmiş olur. Aksine aşı noktası yere yakın olan ağaç, güçlü gelişir. Aşı noktası toprakla örtülür ise ağaç aşı noktası, üstünden köklenerek bodur ağaç özelliğini kaybetmiş olur.

 

YILTürkiye Geleneksel
Elma Üretimi
Klasik Anaç
20 Adet / Dekar
M9 Bodur Anaç
Adet / Dekar
m x m
( Kg / Dekar )
M Yarı - Bodur
80 Adet / Dekar
3m x 4m
( Kg / Dekar )
1000
20
30
40
5
6
7
8
9
10
10 Yıl Üretim Toplamı
15 Yıl Üretim Toplamı
Tam Verimli
Dönemde
Her Yılki
Üretim Kg

 

Bodur Ağaçlarda Direk Dikimi

Modern meyve yetiştiriciliğinde bodur anaçlar (M9, M26) kullanıldığında; ağaçların yıkılmasını önlemek, dalları eğmek ve meyve yükünü taşımak amacıyla her ağaca bir direk veya telli terbiye sistemi gereklidir. Bu amaç için sanayi borusu, emreylenmiş ağaç direk veya beton direkler kullanılmaktadır. Direk dikim işlemi fidan dikiminden önce yapıldığında ise daha iyi olur.

 

Sulama ve Gübreleme Uygulamaları

Sulama; diğer tarımsal faaliyetlerde olduğu gibi etkinliği arttıran ve günümüz iklim koşullarında mutlaka gerekli olan bir uygulamadır. Sulama uygulamasının önemi kadar, sulamada verilmesi gereken su miktarı ve sulama zamanın iyi belirlenmesi gerekir. Meyve yetiştiriciliğinde kontrollü su uygulaması meyve verim ve kalitesini büyük ölçüde etkiler. Kontrollü su uygulamaları modern sulama yöntemleri ile mümkündür. Bu yöntemlerin başında damla ve mini yağmurlama sulama yöntemleri gelmektedir. M9 anacı ile sık dikilen bahçeler için damla, M anaçları ile dikilen bahçelerde mini yağmurlama sistemleri uygundur.

 

Bodur elma yetiştiriciliği yöntemlerinden her ikisi de kullanılabilir. Ancak yöntem seçiminde; bitkinin sı üzerindeki aralığı, su kaynağının debisi, içindeki çözünmüş maddelerin miktarı ve toprağın bünyesi (hafif, ağır toprak) etkili olmaktadır. Unutulmaması gereken en önemli nokta, ağacın gölgelediği alanın yani kök bölgesinin tamamına yakın ıslatılmasıdır. Hangi sistem kurulursa kurulsun bitkinin su ihtiyacının tam karşılanması tavsiye edilir. Damla ya da mini yağmurlama sulama yöntemiyle sulama yaparken özellikle aşırı sulamalardan kaçınmak gerekir. Aşırı sulamalarda besin maddeleri kök bölgesinden yıkandığı gibi sürgün gelişimi de fazla olur ve meyve gözü oluşumları azalır.

 

Ayrıca kloroz gözlenir. Dolayısıyla üreticilerimizin sulama yaparken bitkide oluşan durumları iyi incelemesi buna uygun sulama programı oluşturması tavsiye edilir. Bunun yanında unutulmaması gereken ağır bünyeli toprakların su tutma kapasiteleri hafif bünyelilere göre daha fazladır. Bu sebeple çok geçirgen topraklarda sulama aralıkları ve uygulanan su miktarı fazla olabilir. Ayrıca yapılan araştırmalara göre özellikle çiçek döneminde sulama yapılması ve meyve bağlamanın ardından yaratılacak su stresi sonucunda meyve dökümü artar. Meyve kalitesi büyük ölçüde azalır ve ebadı küçük kalır. Ancak meyvede istenen tat ve aroma ve iriliğinin korunması amacıyla sulama düzenli yapılmalıdır. Gübreleme programı yapılırken toprak ve yaprak tahlili (tam çiçeklenmeden hafta sonra) sonuçları mutlaka göz önünde tutulmalıdır. Ancak genel bir tavsiye olarak aşağıdaki gübre uygulaması yapılabilir.

 


Dikimden sonraki ilk yıl

Dikim anında, fidan çukuruna kimyasal gübre uygulamaları yapılması, yanlış uygulamalar sonucunda taze köklerin yanmasına neden olabileceği için pek tavsiye edilmez. Bunun yerine, vejatasyon başladıktan 2–3 hafta sonra damla ya da mini sprik sistemi ile gübrelemelere başlanması tavsiye edilmektedir. Ayrıca vejetasyon dönemi içerisinde 2 kez mikro elementleri içeren bir yaprak gübresi ile uygulama yapmak uygundur.

- 3–4 kg N/Da, 1,5–2 kg P2O5 /da, 5–6 K2O /da besin elementi için
- 10 kg Amonyum Sülfat
- 2 kg MAP (Mono Amonyum Fosfat)
- 12 kg Potasyum Sülfat veya Potasyum Nitrat
- 2 kg Fosforik Asit ( %85 )

 

Elmalarda Russet (Pas) Hastalığı

Elmalarda dış yüzeyin bir ağ gibi kabuk bağlaması şeklinde görülen anormalliğe “Russet” adı verilmektedir. Bu anormallik; meyvenin yüksek nem, yağmur, çiğ, don gibi bazı çevre koşullarından, epiderm al hücrelerin anormal büyümesinden, kimyasal maddelerin kötü etkisinden, düzensiz beslenmeden ya da Pseudomonas cinsine ait bazı bakterilerden kaynaklanmaktadır. Bilindiği üzere tüm bitkilerde hastalık denildiğinde ‘hayat olayları seyrinin normalden uzaklaşması’ anlaşılır. Hastalıkların nedenleri ise önce iki ana gruba ayrılır: a) Canlı etmenler, b) Cansız etkenler. Russet hastalığı yukarıda belirtildiği gibi daha çok cansız etkenlerden kaynaklanmaktadır. Türkçede “pas hastalığı” olarak da bilinen “Russet” hastalığının çeşitli fungal patojenlerden ileri gelen pas hastalığı ile bir ilgisi yoktur.

 

Meyve, çiçeklenme ve taç yaprakların dökülmesinden 30 gün sonraki süre arasında daha duyarlı olmaktadır. Bu süre, meyvedeki kütiküla tabakasının gözle görülür gelişmesi ile çakışmaktadır. Çiçeklenme sırasında ya da çiçeklenmeden hemen sonra meyve kütikülası fiziksel olarak zarar görürse yahut da epidermel hücreler çok hızlı bölünürse (fizyolojik russet) kütikülanın kırılması vuku bulur. Aktif kabuk kambiyumu alt epidermel bölgede oluşmaya başlar ve böylece kabuk teşekkül eder. Bu oluşumdan sonra, kabuk hücreleri dışa dökülür ve sonunda meyvenin o bölgesinde esas koruyucu tabaka halini alır.

 

Russet’e duyarlılık meyve çeşitlerine göre değişmektedir. Bazı armut çeşitlerinde (örneğin: Beurre Bosc) ve elma çeşitlerinde (örneğin:Golden Russet) tam russet (pas) oluşumu bazen normal bir özellik olarak değerlendirilmektedir. Aslında russet oluşumu istenmeyen bir durumdur. Golden Delicious ve Cox’s Orange Pippin elma çeşitleri bu istenmeyen russet oluşumuna meyillidir. Golden Delicious elma çeşitleri bazı bireyler üzerinde duyarlılık açısından farklılıklar göstermektedir. Spur tipler genellikle diğer alışılagelmiş tiplerden daha duyarlı olmaktadır. Jonathan ve Northern Spy gibi bazı çeşitlerde russet oluşumu gövde çukurluklarında olmaktadır. Çiçeklenme sırasındaki don, russet oluşumunu teşvik etmektedir. İlaçlamalardan dolayı oluşan russet, elmanın ilaçlanan yüzeyinde görülmektedir. Oysa fizyolojik russet meyvenin tüm yüzeyinde düzgün (uniform) bir dağılım gösterir.

 

Russet genellikle birçok etkenden kaynaklanır ve bu nedenle mücadelesi zordur. Hava kökenli ya da fizyolojik russet (çiçeklenmenin 30 günlük süresi içinde başlayan); yüksek nem, yağmur ya da çiğden kaynaklanan; yüksek sıcaklıktan ya da beslenme düzensizliğinden (yüksek azottan), yakıcı ilaçlamalardan ileri gelen russet, bu hastalığın başlıca şekillerini oluşturmaktadır. Russet hastalığı ile mücadelede bazı hususlara dikkat edilmelidir; yeni bahçe tesis ederken genetik olarak dayanıklı çeşitlerin seçimi, hastalığı teşvik eden ilaçlamalardan sakınılması ( ıslanabilir toz –WP-formülasyonlar emülsiyon konsantre-EC-‘lerden daha emniyetlidir), ağaçların dengeli beslenmesine dikkat edilmesi (yüksek azottan sakınılması, yeterli fosfor verilmesi), budamanın tam olarak yapılması, russet oluşumuna uygun hava koşullarında (yavaş kuruma durumlarında, yüksek nemde ve sıcaklığı 32 C ‘den büyük olduğu zaman) ilaçlamaların yapılmaması gerekmektedir. Giberellik asit (hormon) uygulamaları bazı meyve çeşitlerinde russet oluşumunu azaltmıştır.

 


Elma Hasat Tarihini Belirlemede Uygulanacak Pratik Yöntem

Elma çeşitlerine göre hasat tarihlerinin tespiti için “İyot testi” uygulanır. Örnek fotoğraflarda görüldüğü gibi iyot testi uygulamasının oluşturduğu renklenme durumuna göre elma çeşitlerinin olgunluk seviyeleri belirlenir. Elma hasat zamanı, yapılan bu analiz neticesinde tespit edilir. Ağaçtaki meyvenin olgunlaşmasıyla meyvedeki nişasta zincirleri kırılır ve şekere dönüşür. Nişasta ne kadar çoksa meyve o kadar hamdır. Bu durumu potasyum – iyodür testi (tentürdiyot) ile anlamak çok kolaydır. Meyvenin içinde kalmış olan nişasta miktarı; tentürdiyot çözeltisine temas ettikten sonra koyu maviden siyaha kadar değişen bir renk alır. Aşağıda bu durumlar fotoğrafları ile gösterilmiştir. Aynı zamanda elmanın hasadı için ideal nişasta seviyesi, hasat işleminin tamamlanacağı zaman aralığına ve elma çeşidine de bağlıdır.

 

Yapılışı : 10 farklı ağaçtan göz seviyesinde 10 elma alınır. Bu elmalar dip ve sap ortasından (ekvatorlarından) iki yarıya kesilir ve kesilmiş kısımlar iç yüzeyi tentürdiyot çözeltisine batırılır. Yaklaşık 1 dakika sonra renk çizelgesi ile karşılaştırabileceğiniz bir mavi gelişimi görülür.

 

Not: Nişasta testi özellikle hasadın başlayacağı tarihi belirlemekte önemlidir. Mavi renklenmenin miktarı çeşitten çeşide değişir.

Görseller

  • Elma Yetiştiriciliği Nasıl Yapılır?
  • Elma Yetiştiriciliği Nasıl Yapılır?
  • Elma Yetiştiriciliği Nasıl Yapılır?
 
1- Beton, toprak zemin üstüne yerleştirilecekse toprak sıkıştırılmalıdır.

Kalıba dökülen betonu, kalıbın her tarafına yaymak, donatıları iyice sarmasını sağlamak ve hava boşluklarını dışarıya çıkararak doluluğu artırmak için vibratörle sıkıştırmak funduszeue.infoyonun esası, betonu kuvvetli bir şekilde titreşime tabi tutmaktır. Deprem yönetmeliğinde belirtildiği üzere, her tür beton sınıfında, yerleştirme aşamasında vibratör kullanmak mecburidir.

2- Betonun içindeki suyu emmemesi için toprak, 15cm derinliğe kadar çamur oluşmadan iyice nemlendirilir.

• Kayalık zemin üzerine beton dökülmeden önce zeminin gevşek kısımları su birikintisi bırakmadan temizlenir.
• İş derzleri önceden tespit edilir.
• Bir iş derzini izleyen beton dökümünde, önceki beton tabakası temizlenir ve kalıpta pisliğin toplanmaması için en altta boşaltma yeri hazırlanır.
 

 
3- Betonun şerbetinin dışarı kaçmaması için geçirimsiz kalıp kullanılır.

Kalıp yüzeyleri genellikle ahşaptan imal edilmekle birlikte çelik, saç ve alüminyum kalıp yüzeyleri de kullanılmaktadır. Mesnet konstrüksiyonlar ise kalıp taşıyıcıları, dikmeler ve bağlantı elemanlarıdır. Kalıp taşıyıcıları ahşap kalaslar, ahşap kafes kirişler veya dolu gövdeli ahşap kirişler, boyu ayarlanabilir çelik kirişler, çelik profillerdir. Kalıp dikmeleri olarak ahşap kalaslara ve teleskopik çelik dikmeler ile yüksek döşeme kalıplarında üç boyutlu çok parçalı sehpa dikmeler kullanılır.


4- Betonun temas edeceği kalıp yüzeyleri, beton dökümünden önce temizlenir. Su emebilen kısımları nemlendirilir veya yağlanır.

Beton dökümünden önce beton kalıbı ve donatı ıslatılmalı, ıslatma suyu. Bu süre içinde günde en az 3 defa sulama yapılmalıdır. Bütün kalıp işlemleri ( yağlama , temizlik ,sızdırmazlık) tamamlanmış olmalıdır.

 
 
5- Kalıplarda, hazır veya şantıyede hazırlanan paspaylar kullanılır.

Kalıpların Başlıca Görevleri:
• Betonarme elemanlara gerekli boyut ve şekli vermek,
• Taze beton ağırlıklarını, taze beton basınçlarını ve beton dökümü sırasında ortaya çıkan ilave yükleri taşımak,
• Beton dökümü sırasında ortaya çıkabilecek darbe ve titreşim etkilerine dayanmak,
• Gerekli durumlarda çalışma ve iletim döşemesi gibi de kullanılmak, şeklinde özetlenebilir.


6- Temel yüzeyinde, kalıp ve demirler üzerinde buz veya kar temizlenir.


• Beton miktarına ve iş şartlarına görev yeteri kadar işçi bulundurulması, işçilerin eğitimli olması gerekir.
• Soğuk ve sıcak havalar için beton dökümünden sonra alınacak önlemler hazır bulundurulmalıdır.(örtü v.s.)
• Beton, kalıba zarar vermeden ve donatıyı yerinden oynatmadan yerleştirilir.

 

 
7- Beton daima kalıpların ortadasına düşey olarak dökülür.

• Pompalama esasında betonu demire ve kalıba çarptırmamak gerekir.
• Beton homojen tabakalar halinde yerleştirilmelidir. Yerleştirme esnasında büyük yığınların ve eğimli tabaka oluşturulmasına engel olunmalıdır.
• Betonun yerleştirme ve sıkıştırma hızları uyum içinde olmalıdır.
• Gecikme ve duraklamalara meydan verilmemeli, bunun sonucu oluşabilecek soğuk derzlere imkan verilmemelidir. Bu tür uygulamalarda muhtemel hava kabarcıklarına karşı kalıp yağlanmalıdır.


8- Betonu serbest olarak 1,5 m'den fazla yüksekten düşürmemek, 3 m'den fazla yaymamak gerekir.


• Kolon ve perdelerde yanlarda bırakılan cephelerden yerleştirilir.
• Kolon ve perdelerde cep koyulmamışsa beton kolon ve perdenin hemen kenarından karşılıklı iki kürekle kalıbın içine dökülür.
 

 

9
- Kolon ve perdede cep koyulmamışsa bunların içine konulacak pompa hortumunun çapına uygun plastik boru vasıtası ile beton dökülür.

Yukarıdaki işlemlerin hiç biri yapılmıyorsa kolon ve perdenin hemen yakınına, döşemeye beton yığalarak karşılıklı iki kürekle kalıbın içine dökülür.

Ortalama 50 cm tabaka kalınlıklarınında ve 50 cm aralıkla demirleri sarsmadan yüzey parlaklığı görünceye, hava kabarçığı kayboluncaya kadar, beton vibratörle sıkıştırılır. Önceki taze beton tabakasına 15 cm. daldırılır.

• Vibratör yüzeye dik olarak daldırılır.
• Eğik yüzeylerde sıkıştırma işlemine beton kalınlığının az olduğu yerden başlanır.
• Ayrıştırmaya sebep olacağı için fazla vibrasyondan kaçınılması gerekir.
• Şişleme, tokmaklama ile sıkıştırma ancak vibratörün kullanımının uygun olmadığı durumlarda yapılır (dar kesit, sık donatı) ve akıcı beton kullanılır.

 

 
Geniş yüzeylerde mastarlamadan sonra ahşap mala perdahı için yüzey parlaklığının kaybolması beklenir. Yüzey çatlaklarını önlemek için gerekirse ikinci kez mala perdahı yapılır.

• Beton dökümünün üretimden itibarem iki saat iiçinde bitirilmesi gerekmektedir.
• Betonu yeterli derecede katılışıncaya kadar sıcaktan, soğuktan, kurumamadan, sağanak yağmurdan, selden, yapıyı tehlikeye sokacak titreşim ve sarsıntılardan korumak gerekir.
• Kalıba dökülen betonu, kalıbın her tarafına yaymak, donatıları iyice sarmasını sağlamak ve hava boşluklarını dışarıya çıkararak doluluğu artırmak için vibratörle sıkıştırmak funduszeue.infoyonun esası, betonu kuvvetli bir şekilde titreşime tabi tutmaktır. Deprem yönetmeliğinde belirtildiği üzere, her tür beton sınıfında, yerleştirme aşamasında vibratör kullanmak mecburidir.


Beton en az bir hafta süre ile bahçe sular gibi değil, sürekli ıslak kalacak şekilde sulanır.


- Sulama esanasında beton yüzünün ısısı ve suyun ısısı mümkün olduğu kadar birbirine yakın olmalıdır.
- Kalıp alma zamanı için ve şüpheli durumlarda beton santralı kalite bölümünü arayınız.
 



Hayat renklendikçe güzel, diyenlerdenseniz siz de benim gibi çiçekleri çok seviyorsunuz demektir. Evlerimizin bahçelerimizin baş köşesine koyduğumuz bu güzelliklerin geliştiğini görmek büyük mutluluk. Peki ya, gözünün içine baktığınız bu çiçekler saksılara sığmaz olduysa ya da yakın bir arkadaşınız sizden bir dal istediyse&#; Ana bitkimize zarar vermeden bunu nasıl yaparız? Bu işlere yeni olanları hem biraz cesaretlendirecek hem de soru işaretlerine cevap bulacakları güzel bir rehber hazırladım. Kafanıza takılan soruların cevaplarını ev çiçeklerini çoğaltmak için pratik öneriler rehberinde bulacaksınız. 

Bu bilgileri her ne kadar ev çiçekleri (salon bitkileri de diyebiliriz) üzerinden anlattıysam da bu yöntemlerin çoğunu bahçe çiçeklerine de kolaylıkla uygulayabilirsiniz. 

Ev çiçeklerini çoğaltmak için pratik öneriler

Benim çocukluğum bahçe ve çiçeklerle iç içe geçtiğinden bu işleri babaannemden annemden görerek öğrendim. Yıllar geçip merakım arttıkça okuyarak bu bilgilerimi geliştirdim. Burada yazdığım şeyler hem denenmiş hem de kitaplardan teyit edilmiş bilgiler. 

Uzman olmadığımdan teknik terimler çok kullanmamaya çalışıyorum. Ama çoğaltmayla ilgili iki terimi de baştan söyleyeyim. Başka yerlerde gördüğünüzde kafanız karışmasın. Çoğaltma için iki ana teknik kullanılıyor. Birincisi generatif çoğaltma yani tohumdan çoğaltma. İkincisi ise vegetatif çoğaltma o da ana bitkiden yaprak, dal, kök alarak yeni bir bitkinin oluşturulması.

Önce birkaç sorunun cevabını vermek istiyorum:

Ev çiçeklerini çoğaltmayı neden isteriz? 

  • Bazı çiçekler hızlıca büyüyorlar ve kaplarına sığmaz oluyorlar. Onları biraz daha büyük bir saksıya alarak rahatlatmak gerekebilir.
  • Kendiniz için ya da bir tanıdığınıza vermek için bir tane daha aynı çiçekten üretmek isteyebiliriz. 
  • Bazı çiçekleri harekete geçirmek ya da gelişmelerini sağlamak için budamak gerekir. Budadığımız dalları atmak yerine çoğaltmak bence harika bir deneyim. Bunları yine kendimiz için ya da arkadaşlarımıza hediye etmek için kullanabiliriz.

Ev çiçeklerini çoğaltmak için en uygun zaman nedir?

Bunun için genellikle en uygun zaman havaların çok sıcak ve çok soğuk olmadığı ilkbahar ve sonbahar aylarıdır. Bu sayede yeni bitkiler ve tabii ki ana bitki de kendini toparlamak için uygun bir ortam bulacaktır. 

Eğer çok sıcakta ya da çok soğukta bunu yapmak zorunda kalırsak bir süre serin bir yerde saklayarak ona destek olmalısınız. Daha sonra uygun bir yere alabiliriz bitkimizi. 

Mümkünse çiçeklenme döneminden sonra yapmakta fayda var. 

EV ÇİÇEKLERİ İÇİN PRATİK ÇOĞALTMA YÖNTEMLERİ

Sanırım en kolay yöntemlerden biri keserek çoğaltmak yöntemi. Bunu dalından ya da bazen yaprağından alarak yapabiliriz. Bu aldığınız parçaya çelik deniyor. Bunun için en çok kullanılan iki yöntem var. Suda bekleterek kök vermesini sağladıktan sonra dikmek ya da aldığınız çeliği direk uygun şartlarda toprağa dikmek (daldırmak).

Çoğu ev çiçeği bunun için çok uygun. Hatta bazılarını yapraklarından bile çoğaltabiliyorsunuz.

Ev çiçeklerini çoğaltmak için yöntemler

Çelik alırken şunlara dikkat etmek gerekiyor:

  • Kestiğiniz parçanın çok küçük bir parça olmamasına dikkat edin. En azından 10 – 12 santim uzunluğunda olursa iyi olur. Üzerinde birkaç boğum olmalı. 
  • Keserken düz değil 45 derece açıyla kesmeye çalışın. 
  • Yeni sürgünlerin tutması daha kolay olduğundan bunları tercih edin.

Daldırarak çoğaltma

Ev çiçekleri çoğaltma
  • Çelik aldığınız parçayı eğer hemen dikecekseniz saksınızı dikim için hazırlayın. 
  • En alt boğuma yakın yerden kesin ya da uzun bir dal ise boğuma yakın kısaltın.  Boğumun bir santim kadar altından olsun.
  • Alt yaprakları temizleyin.
  • Eğer üzerinde çiçek varsa onları da kesin. Bunlar gereksiz yere bitkinin gücünü alacaktır. 
  • Saksınızı toprakla doldurun. 
  • Sivri uçlu bir çubuk ya da belki kalemle toprağın ortasına bir delik / çukur açın.
  • Eğer elinizde köklendirmeyi kolaylaştıracak jel ya da toz varsa ona batırın. Direk kutunun içine batırmak yerine kullanacağınız kadarını alıp işlemi dışarda yapın.
  • Dik bir şekilde deliğe /çukura yerleştirin. 
Ev çiçeklerini çoğaltmak için pratik öneriler
  • Birden fazla filizi / budağı aynı saksıya dikebilirsiniz ama çok sık dikmeyin. 
  • Dikim işleminden sonra filizin etrafındaki toprağı elinizle hafifçe bastırarak sıkılaştırın. Çok sert şekilde yapmayın ki, filiz zarar görmesin. 
  • İlk verdiğiniz suya can suyu deniyor. Aşırıya kaçmadan sulayın.
  • Yeni diktiğiniz bitkinizi bir süre direk gün ışığından uzak tutun. Özellikle şiddetli güneşten&#;
  • Ben genellikle hassas bitkilerde ya da hava serinse köklendirmeye yardımcı olmak için bir yöntem uyguluyorum. Bir sera etkisi yaratarak köklendirmeyi kolaylaştırıyorum hem de içerdeki nem ve ısı dengesini sabit tutmaya çalışıyorum. Bunun için bir poşeti saksının üzerine geçirip alttan bağlıyorum ya da tam tersini poşetin içine oturtup üstten bağlıyorum. Bir alternatif de boyutları uygunsa pet şişeyi ucundan keserek diktiğim filizin üzerine geçiriyorum. 

Suda bekleterek çoğaltma

Bazı ev çiçeklerinin köklenmesi yavaş olduğundan onu biraz yardımcı olabilmek için suda bekleterek köklenmesini sağlayabiliriz. Bazılarının 3 – 4 günde bile kök vermeye başladığını görebiliyorsunuz ama genelde 2 – 3 hafta içerisinde dikmeye hazır hale gelebiliyorlar.

Bazı ev çiçekleri dallarından bazen de yapraklarından çelik alabilirsiniz. Mesela Afrika menekşesini bunun için çok uygundur. 

Ev çiçeklerini çoğaltmak
  • Suya koyarken yine alt boğuma yakın bir yerden kesin. 
  • 45 derece eğimle kesmeye çalışın.
  • Suya giren yaprakları temizleyin. 
  • Üzerindeki çiçekleri kopartın. 
  • Kökler 2 – 3 santimi bulduğunda toprağa dikmeye hazırdır. 
  • Çok büyük olmayan bir saksı alın ve uygun toprakla 3’te 2’sini doldurun. 
  • Saksının ortasına köklerin zarar görmeden yerleştirebileceğiniz büyüklükte bir çukur ya da delik açın. Köklerin boyutundan biraz daha geniş olmasına dikkat edin. 
  • Bitkinizi deliğe / çukura yerleştirin. 
  • Üzerine toprakla örtün. Ama bunu sert olmayacak şekilde yapmaya çalışın ki, kökler zarar görmesin. Bazıları gerçekten narin olabiliyor. 
  • Saksının geri kalanını da toprakla doldurun. Çok hafifçe filizin etrafında yavaşça bastırarak yerini sağlamlaştırın. Yine bu konuda çok dikkatli olun.
  • Gerekiyorsa köklere zarar vermeyecek şekilde yanına bir çubuk dikerek destek olun.
  • Kökler geliştiğinden saksıya daha hızlı adapte olacaktır ama yine yukarda bahsettiğim sera sistemini kısa bir süre burada da uygulayabilirsiniz.
  • İlk 1 – 2 gün direk güneşten uzak tutmaya çalışın.  

Yapraktan çoğaltma

Ev çiçekleri çoğaltma

Bazı bitkiler her şekilde büyümeye can atıyorlar. Bu tür bitkileriniz varsa gerçekten şanslısınız. Mesela Afrika menekşesi, telgraf çiçeği, pilea / para çiçeği yapraktan üremeye çok uygun. Bunları yukarıda bahsettiğim gibi ya suda bekleterek köklenmelerini sağlayıp dikebilirsiniz ya da direk uygun şekilde toprağa dikebilirsiniz.

Ama asıl yapraktan kolayca çoğalanlar sukulentler. Ben sukulentlere çok sonradan merak saldığımdan bu yöntemi de çok geç keşfettim. Öğrendiğimde hemen denedim ve 3 – 4 gün gibi kısa sürede hareketlenen yaprakları görünce bundan sonra tek bir yaprağı bile ziyan etmez oldum. Bu sayede ürettiğim her çiçeği meraklılarına hediye etme fırsatım oluyor. 

Ev çiçekleri çoğaltma

Bunun için yapmanız gereken mümkünse düşen yaprakları ayrıca bir yerde ya da çiçeğin dibinde düz bir şekilde bırakmak. Ayrı bir yerde yaparsanız bana göre daha iyi olur. Çünkü bu yaprakları sulamak için püskürtme yöntemi tavsiye edildiğinden ana çiçeğe zarar verme ihtimaliniz olabilir. Zira, sukulentler püskürtme yöntemini çok sevmiyorlar, dipten sulamak onlara daha iyi geliyor. 

Daldırma yöntemi (yukarıdakinden farklı)

Bu da benim sonradan öğrendiğim bir yöntem&#; Burada bitkinin bir dalını (buna uygun esnek bir yapısı olması lazım) eğerek bir kısmı toprağa gömülüyor. Dalın uç kısmı yine dışarıda bırakılıyor. Bir süre sonra dalın toprak altında kalan kısım köklendiğinde o bölümü keserek topraktan çıkartılıp yeni yerine dikiliyor. 

Uygun çiçeklerle hiç sıkıntısız yararlanabileceğiniz bir yöntem. Yasemin, sarmaşık gül, fil bahri ya da hanımeli bunun için oldukça uygun bitkiler. 

Bu işlem kesme yönteminden biraz daha hassasiyet isteyen bir işlem. Çünkü köklerinden bölmek isterken ana bitkiye zarar vermek mümkün o yüzden dikkatli olmakta fayda var. 

Kökten bölme

  • İşlem yapacağınız yere genişçe bir örtü ya da naylon sererek başlayın ki, toprakları boşa harcamayalım. Tabii, ortalığı da dağıtmayalım.
  • Çiçeği gövdesinin toprağa yakın yerinden tutarak nazikçe çekerek saksıdan çıkarın. 
  • Bazı çiçekler saksıyı çok sardığından zorlanabilirsiniz ama bunu iki tarafından kavrayarak yaparsanız daha kolay olacaktır. 
  • Büyük ihtimal kökler saksıyı kapladığından çok az toprak kalmıştır. Kökleri topraktan temizleyerek gövdeleri birbirinden ayırın. Tek tek ya da birkaç tanesini bir arada olacak şekilde gruplayın.
  • Toprağını hazırladığınız saksıya yarıya kadar toprak koyun. İçerisine, bir oyuk / çukur oluşturacak şekilde toprağı açın. Çiçeğinizi gövdesinden tutarak saksıya yerleştirin. Saksıyı toprakla doldurun. 
  • Yine köklere zarar vermeyecek şekilde gövdenin etrafındaki toprağı hafifçe bastırarak yerleşmesini sağlayın. Gerekiyorsa biraz daha toprak ekleyin. 
  • Can suyunu vererek serin bir yerde ya da direk güneş almayacak yerde birkaç gün saklayarak kendine gelmesini sağlayın. 
  • Sonrasında çiçeğin istediği şartlara uygun bir yere yerleştirin. 
  • İlk 1 – 2 gün direk gün ışına çıkarmayın ki kendine gelebilsin. 

Bu işlemleri bahçedeki bir çiçeğe yapacaksanız. Öncelikle gövdenin toprakla buluştuğu yerden değil daha genişçe bir yerden etrafını kazın. Kazdığınız yerden bel ya da kürek ile çiçeği yerinden çıkarın. Yine köklerdeki toprağı temizleyin ve uygun şekilde bölerek, istediğiniz alanlara dağıtarak tekrar gömün. 

Soğanları ayırma

Lale, nergis, sümbül gibi soğanlı bahçe çiçeklerini evde ya da balkonda yetiştirmeyi tercih edebiliriz. Ancak bunları da zamanla bölmek gerekebilir. 

Soğanları bölmek için özellikle çiçek açtığı dönemden sonraki bir zamanda yapmaya dikkat edin. Etrafını yine genişçe bir alandan kazın ve küçük bir kürek ile soğanları çıkartın. Çıkardığınız soğanları topraklarını temizleyin ve bölme işlemini gerçekleştirin. Böldüğünüz soğanları yeni bir saksıya ya da toprağa dikiyorsanız aralarında 20 – 25 santim olacak şekilde tekrar dikin. Etrafındaki toprağı bastırarak can suyunu verin. 

Soğanlı çiçekleri dikerken özellikle çok derine dikmemek gerekiyor. Eğer böyle yaparsanız soğanlar ya çürür ya da çiçek vermeyecek şekilde körleşiyorlar maalesef. Bunda kural genellikle soğanın büyüklüğünün 1,5 katı derinliğe dikmek. 

Galiba en zor kısım bu. En azından bana göre&#; Çünkü burada ekim şartlarınız, tohumun durumu gibi birçok şey işin içine girerek durumu zorlaştırıyor maalesef. Ama biraz dikkat ve araştırmayla üstesinden geliniyor, içiniz rahat olsun. 

Ev çiçekleri çoğaltma

Burada iki yöntem izleyebilirsiniz. Birisi dağınık ekmek yöntemi yani tohumları avucunuzdan belli aralıklarla serperek dikmek. Bu yöntemi biraz daha ince tohumlarda tercih edebilirsiniz. Dağınık ektiğinizde tohumların dağılımı da karışık olacağından çıkan fidelerde sık çıkma ihtimalleri var. O yüzden bunlar bir süre sonra şaşırtma işlemi ile asıl dikeceğiniz alana almanız gerekiyor. 

Tohumlar biraz daha büyükse bunları sıralı ya da aralıklı dikmeyi deneyebilirsiniz. Bu durumda da her birini tek tek toprağa yerleştiriyorsunuz. 

Bahçe çiçeklerinde kolay çimlenen tohumları genelde direk bahçeye dikmeyi tercih etsem de genelde önce bir saksı da fidelemeyi daha sonra asıl yerine almayı tercih ediyorum. Geniş bir saksı ya da eski yayvan kap bunun için kullanışlı oluyor. 

Öncelikle toprağın iyi hazırlanması gerekiyor. Eğer tohumlar çok küçükse toprağınızı da elinizle ya da elek yardımıyla iyice inceltin. Tohumlarınızı eğer dışardan aldıysanız dikim talimatlarına uygun ya da internette bulduğunuz dikim şartlarına göre toprağa serpin ya da sıra ile dikin. Üzerine genelde çok fazla toprak atmamak gerekiyor. 1 cm kadar toprak yeterli oluyor.

Sulama ve ışık faktörü

Tohumların kolayca çimlenebilmesi için iyi bir sulama yapılması gerekiyor. Tohumları diktikten sonra sularkan dikkat edilecek en önemli kısım suyu direk boşaltmak yerine varsa ucu süzgeçli bir sulama kabıyla aralıklı olarak sulamak. Eğer böyle bir aracınız yoksa elinizle serpme yöntemini de kullanabilirsiniz. Direk üzerine döktüğünüzde suların akmasıyla tohumların tek bir yerde toplanmasına ve üst üste gelmelerine sebep olabilirsiniz. 

Başka bir seçenek de toprağı hazırladıktan sonra iyice sulamak ve üzerine tohumları atmak. Sonra da üzerini yine toprakla kapamak. Ben genelde dikkat ederek birinci yöntemi kullanmaya çalışıyorum. 

Daha sonra üzerine bir naylonla sarıp etrafını bağlayın ya da lastikle sabitleyin. Böylece hem nem hem de içerdeki sıcaklığı korumuş ve dengelemiş oluyorsunuz. 

Ev çiçekleri çoğaltma yöntemleri

Bundan sonra da düzenli olarak kontrol ederek toprağın kuru kalmamasını sağlamak gerekiyor. Sıcak ortamlarda çimlenme daha kolay olur. Tabii ki, çok sıcaktan bahsetmiyorum. Hava akımının olmadığı ılık bir yerde saklarsanız çimlenme daha çabuk olur. Koyduğunuz yerin ışık alan bir yer olmasına da dikkat edin. Aksi takdirde fidelerinizin çok cılız çıkmasına neden olursunuz. 

Aşılama bahçede meyve ağaçları için eskiden çok kullandığımız bir yöntemdi. Dedem sık sık yapardı ama ben şahsen denemedim. Ama yapılışını birçok kez gördüm. 

Buradaki yöntemde bir genç ağaç seçiyorsunuz ve üretmek istediğiniz ağaçtan aldığınız bir parçayı bir şekilde kaynak yaparak tek bir bitki elde ediyorsunuz.

Bunu yaparken ana ağacın dalına ya da çok büyük değilse gövdesine bir çentik atılıyor ve asıl aşılanacak dal bunu içine yerleştiriliyor. Etrafı çamurla sıvanarak bir naylonla sarılıyor. Genelde sonbaharda yapılan bu işlem sonucunda baharda yeşillenen dal bu şekilde gelişimine devam ediyor. 

Biraz tecrübe isteyen bir iş, ben dediğim gibi hiç denemedim ama yöntemlerden bahsederken eksik olmaması için buraya koymak istedim. Biraz daha detaylı bilgili için bu kaynaktan yararlanabilirsiniz.

Ev çiçekleri çoğaltma yöntemleri

Çiçeklerle ilgili şu yazılarıma da göz atmayı ihmal etmeyin:

GÜZEL KOKAN ÇİÇEKLER

KIŞIN AÇAN ÇİÇEKLER &#; HER MEVSİM RENKLİ BAHÇELER

ÇİÇEKLERİ SULAMA YÖNTEMLERİ

Seyahat etmeyi seviyorsanız güncel geziler ve fotoğraflar için instagram sayfamı takip etmeyi unutmayın: Figen Kokol

İlgili Yazılar

Bitkilerle dekore edilmiş yemyeşil mekanlara bakıp özendiğiniz oldu mu? Muhtemelen bu kadar bitkiyi alabilmek için küçük bir servet harcamışlar diye düşünüyor olabilirsiniz. Ancak çoğu bitkiyi kendiniz hiç para harcamadan çoğaltabilir ve kendi mini ormanınızı yaratabilirsiniz. Bu yazımızda bitki çoğaltma ile ilgili çoğu yerde bulamayacağınız bir kaç ipucu öğreneceksiniz.

Suda köklendirme

Suda köklendirme en kolay yöntemlerden biridir ve yeni başlayanlar için çok idealdir. Bunun için ihtiyacınız olan tek şey bir kap su ve köklendirmek istediğiniz bitki. Sarmaşık ve sarkıcı tür olan bitkileri köklendirmek için en uygun ve kolay yöntemlerden biridir. Pothos sarmaşığı, Telgraf çiçeği (Tradescantia) , Kurdele çiçeği (Chlorophytum comosum) , Dua çiçeği (Maranta leuconeura) gibi bitkiler suda kolayca köklenir.

İlk yapmanız gereken köklendirmek istediğiniz bitkiden bir dal kesmektir. Dalı keserken dikkat etmeniz gereken şey boğumu olan bir dal kesmektir. Dalın boğumlu olan kısmını suda tuttuğunuzda kökler bu boğumlardan büyümeye başlayacaktır. Resme bakarak dal boğumu diyerek ne kastettiğimizi anlayabilirsiniz.  Dal üzerinde gördüğünüz çıkıntı dal boğumudur.

Dalı 45 derecelik açıyla kesmeniz gerekmektedir. Böylece suyla temas edecek alanı büyütür ve daha kolay köklenmesini sağlarsınız.

Son olarak kestiğiniz dalı tercihen içme suyu ile doldurduğunuz cam bir kaba koyup aydınlık, ancak direk güneş ışığı almayan bir yere yerleştirin. Daha sonra da köklenmesini bekleyin. Normal koşullarda bitkiniz 2 ile 3 hafta sonra köklenmeye başlayacaktır. Köklendirdiğiniz bitkiyi toprağa ekmeden önce köklerin iyice büyüdüğünden emin olun. Yoksa toprakta tutunmaları ve hayatta kalmaları zorlaşacaktır.

Bu noktada suda köklendirme işlemini hızlandırmak için bir kaç püf noktası vermek istiyoruz:

Köklendirme yapacağınız saksı renkli cam olursa bitkiniz daha hızlı köklenecektir. Bu yöntemle bitkinin boğumu nispeten daha karanlık bir yerde olacak ve toprak altındaki karanlığı taklit eden kabın içinde daha hızlı kök verecektir. Ancak bu noktada suyun dışında kalan kısmının aydındınlık bir pencere önünde olmasına dikkat edin. Yaprakların mutlaka ışık görmesi gereklidir.

Suda köklendirme yaparken mutlaka içme suyu kullanın. (İmkanınız varsa yağmur suyu en iyi tercih olacaktır.) Musluk suyunda bulunan klor ve kimyasallar bitkiyi negatif etkileyecek ve köklenme oranını oldukça düşürecektir.

Köklendirme yaptığınız suyun temiz olmasına dikkat etmelisiniz. Kap içindeki su zamanla buharlaşıp azalacaktır. Bu durumda suyu tamamen değiştirmek yerine kaba su eklemelisiniz. Suyu tamamen değiştirirseniz bitkinizin köklenme süresiniz uzatmış olursunuz.

Bir başka püf noktası ise aspirin. Köklendirme yapmak istediğiniz suya bir adet aspirini koyup eritirseniz köklenmenin daha hızlı gerçekleştiğini göreceksiniz.

Kestiğiniz dal fazla yapraklıysa suya girecek olan sapa yakın yaprakları kesin. Böylece bitkiniz aynı anda hem kök yapımına hem de bir sürü yaprak bakımına aynı anda enerji harcamayacak ve enerjisinin çoğunu kök oluşumuna harcayabilecek.

Ben bu işi biraz daha profesyonel bir seviyeye taşımak istiyorum derseniz ziraat ürünleri satan yerlerde bulabileceğiniz köklendirme hormonu çok işinize yarayacaktır. Genellikle toz halinde satılan köklendirme hormonundan bir çay kaşığı kadar miktarı köklendirme yapacağınız suya ekleyin ve iyice karıştırın. Bu yöntemle hata yapma oranınız neredeyse sıfıra inecektir.

Suda köklendirmeyi tamamladıktan sonra bitkinizi toprağa ekmeden önce dikkatli olmalısınız. Köklerin iyice geliştiğinden emin olun ve ekim yapacak olduğunuz toprağı önceden iyice ıslatın. Tamamen sulu bir ortamdan nispeten daha kuru bir ortama geçecek olan bitkiniz ilk etapta afallayacaktır. Onun için toprağı neredeyse balçık kıvamına gelene kadar ıslatın ve ekimi ondan sonra yapın.

Köklendirip toprağa ektiğiniz bitkiniz muhtemelen ilk ay yeni yaprak vermeyecek ve gözle görünür şekilde büyümeyecektir. Sakın ümitsizliğe kapılmayın! Toprağın altında neler oluyor neler! Bitkiniz dikimi yapıldıktan sonraki haftalarda işi gücü bırakıp tüm enerjisini yeni kök büyütmek için harcayacaktır. Bitkilerin ilk önceliği toprağa tutunmak ve topraktan gerekli mineralleri alamaya yetecek bir kök sistemi oluşturmaktır. Bu işlem tamamlandıktan sonra bitkiniz gözle görünür şekilde büyümeye ve yeni yapraklar vermeye başlayacaktır.

Suda köklendirdiğiniz bitkinizi toprağa ekmeden önce izlenebilecek bir başka yöntem ise “toprağa alıştırma”. Bu yöntemle suda yeni köklendirdiğiniz bitkiniz hala suyun içindeyken her hafta kaba bir çorba kaşığı kadar toprak ekliyorsunuz. Bu yöntemle bitkiniz sudan çıkmış balığa dönmeyecek ve topraklı ortama kendini yavaş yavaş alıştıracaktır. Bu işlemi 3 hafta kadar sürdürdükten sonra bitkinizi gönül rahatlığıyla toprağa aktarabilirsniz. Bitkiniz toprağa çok daha kolay adapte olacak ve çok daha az strese girecektir.

Toprakta köklendirme

Bitkileriniz çoğaltmak için kullanabileceğiniz bir başka yöntem ise toprakta köklendirmedir. Suda köklendirme yöntemine nazaran biraz daha çetrefilli olan bu yöntemle de başarıyı yakalayabilirsiniz.

Toprakta köklendirme yapmak için önce toprağınızı ve saksınızı hazırlamanız gereklidir. Mutlaka altında drenaj delikleri olan bir saksı tercih edin. Daha sonra ekim yapacağınız toprağı hazırlayın.  Çoğu süpermarkette bile bulabileceğiniz çiçek toprağı ile zirai ürünler satan yerlerden alabileceğiniz perliti karıştırın. Köklendirme yapmak için hazırlayacağınız karışımın yarısı perlit, yarısı toprak olursa başarı oranınız artacaktır.  Daha sonra hazırladığınız toprağı saksıya doldurun ve toprağı içme suyu veya yağmur suyuyla balçık kıvamına gelene kadar ıslatın. Suyun fazlasının alttaki drenaj deliklerinden akıp gitmesini bekleyin.

Daha sonra toprağa parmağınızla derin bir delik açın ve bitkinizin dalını toprağa ekip dik durmasını sağlamak için gerekirse bir çubuk ile destekleyin. Bu aşamada toprağa girecek sap kısmında yaprak olmaması önemli. Bunun için sap kısmındaki yaprakları nazikçe kesip temizleyin. Toprakta köklendirme yaparken fazla yaprakları kesmek oldukça önemlidir. Köklendirme yapacak olduğunuz bitkinin üzerinde en fazla 2 yaprak kalana dek yaprakları temizleyin ve sapın fazla uzun olmamasına dikkat edin. Bunu yapmamızın nedeni bitkiye enerji tasarrufu ettirmeye çalışmamız. Bitkinizin ne kadar çok yaprağı olursa o kadar çok enerjiye ihtiyaç duyacaktır. Bu yüzden fazla yaprakları kesip bitkinizin enerjisini kök oluşturmaya harcamasına yardımcı oluyoruz.

Ekim yaptığınız saksıyı aydınlık ancak direk güneş ışığı almayan bir pencere önüne koyun. Direk gelecek olan güneş ışığı zaten o an için yeteri kadar beslenemeyen yaprakların yanmasına sebep olacaktır. Toprağı sürekli nemli tutmalısınız çünkü kökler oluşana kadar bitkiniz en kaprisli ve narin günlerini yaşayacak.

Toprakta köklendirmenin suda köklendirmeden farkı toprağın altında ne olup bittiğini göremiyor oluşunuz. Dolayısıyla bitkinizin köklenip köklenmediğini ancak yeni yaprak vermeye başladığında anlayabilirsiniz. Toprakta köklendirmenin başarı oranını arttırmak için köklendirme hormonu alıp sulama suyuna yukarıda belittiğimiz oranlarla karıştırıp verebilirsiniz. Bu yöntem başarı oranınızı arttıracaktır.

Umarız siz de en kısa zamanda yukarıda anlattığımız yöntemleri kullanarak ve küçük bir servet harcamadan hayalinizdeki yemyeşil yaşam alanlarına kavuşursunuz. Hepinize bol yeşilli ve bitkili günler.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası