Патшалăхăн тата граждансен пĕрлешĕвĕсен тăван чĕлхесене упраса хăварас ĕçри яваплăхĕ Пĕтĕм тĕнче ăслăлăхпа практика конференцийĕн материалĕсем Шупашкар, 2020 çулхи юпа уйăхĕн 22–23-мĕшĕсем Роль государства и институтов гражданского общества в сохранении родных языков и литератур Сборник материалов Международной научно-практической конференции г. Чебоксары, 22–23 октября 2020 г. Чебоксары Издательский дом «Среда» 2021 УДК 321+8(082) ББК 94.3 Р 68 Р е ц е н з е н т ы: Ю.Н. Исаев ‒ доктор филологических наук, ректор БУ ЧР ДПО «Чувашский республиканский институт образования» Минобразования Чувашии А.М. Иванова – доктор филологических наук, декан факультета русской и чувашской филологии и журналистики ЧГУ им. И.Я. Ульянова С о с т а в и т е л ь – А.С. Егорова Р 68 Роль государства и институтов гражданского общества в сохранении родных языков и литератур: материалы Международ. научно-практ. конф. (Чебоксары, 22–23 октября 2020 г.) / сост. А.С. Егорова. ‒ Чебоксары: ИД «Среда», 2021. ‒ 260 с. ISBN 978-5-907313-93-4 В сборнике представлены материалы Международной научно-практической конференции «Роль государства и институтов гражданского общества в сохранении чувашского языка», состоявшейся 22–23 октября 2020 г. Рассмотрены актуальные вопросы современного языкознания и литературо- ведения, обучения родным языкам и литературам в поликультурной среде, раскрыты социолингвистические проблемы в образовании, проанализировано ресурсное обеспечение сохранения и развития родных языков. Для ученых в области филологических дисциплин, преподавателей, учителей, аспирантов и сту- дентов. УДК 321+8(082) ББК 94.3 © БУ ЧР ДПО «Чувашский республиканский институт ISBN 978-5-907313-93-4 образования» Минобразования Чувашии, 2021 DOI 10.31483/а-10228 © Издательский дом «Среда», 2021 Роль государства и институтов гражданского общества в сохранении родных языков и литератур • Çапла вара, эмоцие палăртмалли лексика хатĕрĕсем шутне эпир фразеоло- гизмсене, чаплă, шӳтлĕ, ирониллĕ, тӳртем, киревсĕр, ачаш сăмахсене, эвфемизмсе- не кĕртетпĕр. Вĕсем пуплеве тĕрлĕ сĕм кĕртеççĕ, çыннăн кăмăл-туйăмне палăртма пулăшаççĕ. Литература 1. Андреев Н.А. Чăваш чĕлхин стилистики. – Чебоксары: Чăваш кĕнеке изд-ви, 1958. – 216 с. 2. Денисова Т.В. Междометия как средство выражения эмоций в чувашском языке // Нацио- нальные языки и литературы в условиях би- и полингвизма: сб. науч. трудов. – Чебоксары: Изд- во ЧГПУ, 2019. – С. 61–67. 3. Денисова Т.В. Фонетические средства выражения эмоций в чувашском и русском языках // Актуальные вопросы исследования и преподавания родных языков и литератур: материалы Междунар. науч.-практ. конф. (Чебоксары, 16 ноября 2019 г.) / редкол.: Ж.В. Мурзина [и др.]. – Чебоксары: ИД «Среда», 2020. – С. 59–61. 4. Жеребило Т.В. Словарь лингвистических терминов. – Назрань: ООО «Пилигрим», 2010. – 486 с. 5. Шанский Н.М. Фразеология современного русского языка. – М.: Высшая школа, 1985. Думан Гюль Бану, доктор филологических наук, доцент, Демиркап Мурат, магистрант Университета имени Бюлента Эджевита, г. Зонгулдак, Турецкая Республика ОБЗОР ТЕАТРАЛЬНОГО ПРОИЗВЕДЕНИЯ ДЖАФАРА ДЖАББАРЛЫ «БЛЕДНЫЕ ЦВЕТЫ» Аннотация. Джафар Джаббарлы, начинающий писатель начала XIX века, является многогранным литератором. Он оставил свое имя в Азербайджанском театре со своими театральными произведениями. Наряду с современной азер- байджанской литературой и социалистическим реализмом, в театральных про- изведениях первого периода он затронул такие темы, как национализм, любовь, страсть, война и свобода. Данная работа представляет структурное иссле- дование театрального произведения Джафара Джаббарлы «Бледные цветы». Ключевые слова: азербайджанская литература, Джафар Джаббарлы, спек- такль «Бледные цветы». Özet: 19. yüzyılın başlarında eser vermeye başlayan Cafer Cabbarlı, çok yönlü bir edebiyatçıdır. Kaleme aldığı tiyatro eserleri ile Azerbaycan tiyatrosunda adından söz et- tirmiştir. Modern Azerbaycan edebiyatının ve sosyalist gerçekçiliğin yanında ilk dönem tiyatro eserlerinde milliyetçilik, aşk, ihtiras, savaş, özgürlük gibi konulara değinmiştir. Bu çalışmada Cafer Cabbarlı’nın «Solgun Çiçekler» adlı tiyatro eseri yapısal olarak incelen- miştir. Anahtar kelimeler: Azerbaycan edebiyatı, Cafer Cabbarlı, Solgun Çiçekler oyunu. Giriş 14–15. Yüzyıldan itibaren Azerbaycan Türkçesi, Eski Anadolu Türkçesinden yavaş yavaş ayrışmaya başlar. Bu ayrışma ile edebiyat ürünlerinde de farklılaşmalar görülür. 19. Yüzyılın başlarından itibaren Rus istilasının bir sonucu olarak Azerbaycan ede- biyatı iki kola ayrılır. Kuzey Azerbaycan’daki edebiyat Rus etkisiyle şekillenirken Güney Azerbaycan’daki edebiyat geleneksel yapı ve anlayış içerisinde gittikçe sönükleşip bir taklit 18 • Актуальные вопросы современного языкознания и литературоведения edebiyatı görüntüsü verir. Batı düşüncesiyle temasa geçen ilk Azerbaycan aydınlarının üzerinde Fransız İhtilâli’nden sonra ortaya çıkan fikirler etkili olmuştur. Bu edebiyatçılar arasında Azerbaycan edebiyatında modern hikâyenin müjdecisi olan Abbasġuluağa Ba- kıhanov Ġüdsî (1774–1846), Gence de ilk özel okulu açan Mirze Şefi Vâzéh (1794–1852), Azeri şiirinde Vâkıf ve Vidadî ile başlayan realizm çığırının, mahallîleşme cereyanının 19. yüzyıldaki en önemli temsilcisi Ġasımbey Zâkir’i (1784–1857) demek yerinde olur. 1850’lerden sonra modern Azerbaycan edebiyatı Mirze Fetali Ahundzade (1812–1878) şahsında en büyük temsilcisini bulur. 1850’den itibaren tiyatro eserleri yazmaya başlayan Ahundzade’nin Rusça sahnelenen ilk eserinin adı «Mösyö Jordan»dır. 20. Yüzyılın başlarında Azerbaycan tiyatrosu, tiyatro salonu, oyuncuları, oyun yazarı açısından artık gelişmiş bir görünüme sahiptir. Kısa ömrüne rağmen Azerbaycan tiyat- rosuna önemli katkılar sunmuş bir diğer isim de Cafer Cabbarlıdır. Bu çalışmada Cafer Cabbarlı’nın kaleme aldığı «Solgun Çiçekler» adlı tiyatro eseri yapısal olarak incelene- cektir. Çalışma iki alt bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde Cafer Cab- barlı’nın hayatı, eserleri ve edebi kişiliği üzerinde durulmuş; çalışmanın ikinci bölümünde ise tiyatronun yapısal incelemesi yapılmıştır. 1. Cafer Cabbarlı’nın Hayatı, Edebi Kişiliği ve Eserleri. Azerbaycan edebiyatının önemli dram yazarlarından biri olan Cafer Cabbarlı (1899– 1934) Bakü’nün Hızı Köyü’nde dünyaya gelmiştir. Babasını 2–3 yaşındayken kaybeden Cabbarlı’yı eğitim için annesi önce Molla Ümnise’ye gönderir. Altı ay sonra oradan ay- rılarak Molla Mirze Kadir’den Kur’an dersleri almaya başlayan Cabbarlı bir süre sonra oradan da ayrılarak 7. Rus-Tatar Mektebine kaydolur. 7. Rus-Tarar mektebini bitirince Bakü Alekseyev 3. Alî İptidaî Mektebi’ne geçer. Daha sonra iş hayatına atılarak ailesinin geçimine katkıda bulunmak amacıyla Sanayi Mektebi’ne geçer. Elektrik bölümünde eği- tim görmesine rağmen edebiyata olan ilgisini kaybetmez. Bu kısa ömrüne rağmen sayı- sı ve değeri küçümsenemeyecek eserler meydana getirir. Şiirleri, hikâyeleri, tiyatroları, librettoları, edebiyat üzerine makaleleri olan bir 20. yüzyıl Azerbaycan edebiyatçısıdır. «Edebiyatçılığı «Mekteb» dergisinde basılan «Bahar» adlı lirik şiir ile başlar». (Nağısoylu ve Quliyev, 2003: 254). Eserlerinde toplumdaki kadın erkek eşitsizliğini, sosyal adaletsizliği, para hırsını, sorgulanmayan yanlış inanışları, milliyetçilik gibi ko- nuları ele almıştır. Eserleri topluma ayna tutmanın yanında ışık da tutar. Özellikle sos- yalist devrimden sonra toplumu aydınlatma, bilinçlendirme eserlerinde kendini gösterir. Cabbarlı’nın ilk dönem eserleri aşk, milliyetçilik, sosyal adaletsizliği tarihi ve siyasi 19 Роль государства и институтов гражданского общества в сохранении родных языков и литератур • olayları içermektedir. Turancılık akımından etkilenerek Edirne Fethi, Trablus Muhaberesi ya da Uldız’ı yazmıştır. 1920’den sonrası olgunluk dönemi olarak kabul edilen Cabbarlı «Komünist» dergisinde çalışmış ve makaleleri yayımlanmıştır. Dram eserlerinin yayım- lanmasından sonra ilgisini daha çok tiyatroya veren Cabbarlı, 1923’te tiyatro okuluna kayıt olmuştur. «Kısacası Cabbarlı en çok ve en taraflı tetkik edilen klasiklerimizdendir… (1999:330) diyen Karayev, Cabbarlı ile ilgili şu bilgilere yer verir: «Sağlığında bediî nüfuzu halk arasında fevkalâde; resmî, siyasî, edebî çevrelerde ise değişken olmuştur. Çünkü o vakitler cemiyette henüz çok şey açıklığa kavuşmamıştır. Zamanın temeli altında yer, sık sık gâh orda gâh burada titreyip mihverden çıkıyor her defasında da yeni ahlaki ideolojik değerler, sosyal-sınıfsal tabakalar uçan, yıkılan sütunlar altında kalıyordu… Zamanın yanlışlarını Cabbarlı da halk kitlesi ile, sınıfla birlikte yaşıyor ve zamanla bölüşüyordu… Ölüm tartışmaları kesti… Daha istikrarlı ilmî değerlendirme- lerin, nazarî düsturların vakti geldi. Cabbarlı Azerbaycan Sovyet Edebiyatında «Sosya- list gerçekçiliğin banisidir.” hükmü resmi görüş olarak kabul edildi» (Karayev, 1999:327). 2. «Solgun Çiçekler» Oyununun Yapısal Özellikleri: Cabbarlı’nın 18 yaşındayken kaleme aldığı eser, gözünü mal ve para hırsı bürümüş Gülnisa adlı karakterin bir çifti öldürmesini, hırsları sebebiyle üvey kızını sevdiğinden ayırarak kendi öz kızı ile evlendirmesini, yaptığı planların ters teperek, kızının ölümü ve kendisinin de cinayetlerden dolayı cezaevine düşmesini konu almaktadır. 2.1. Oyunun Kimliği. Cabbarlı’nın ilk dönem tiyatro eserleri arasında olan ‘«Solgun Çiçekler’’ oyunu 1917’de kaleme alınmıştır. Oyun, beş perde olarak yazılmıştır. İlk üç perde 7 sahne; dördüncü perde 8 sahne; beşinci perde 7 sahne olarak toplam 36 sahneden oluşur. Eser toplam iki erkek; üç kadın olmak üzere beş kişilik şahıs (oyuncu) kadrosuna sahiptir. Mekân olarak dar ve kapalı mekânlar kullanılmıştır. Dördüncü perdede simultane (eş zamanlı sahne) mekân kullanılmıştır. Oyuncuların kılık kıyafetlerine dair bilgiler bulunmamaktadır. 2.2. Eserin Özeti. Amca çocukları olan Behram ve Sara birbirini seven iki gençtir. Geleceğe dönük plan- ları vardır. Sara, yakın zamanda babasının kaybetmiştir. Behram, amcasının zehirlenerek ölmesi sebebiyle zehirleyenlerin Gülnisa ve kızı olduğundan şüphe etmektedir. Sara’nın babasını para için zehirleyerek öldüren üvey annesi Gülnisa, kızı Peri’yi Behram’la ev- lendirme planları yapmaktadır. Annesi ile iş birliği içinde olan Peri, aşkını Behram’a itiraf eder. Behram ise Peri’ye, Sara ile sözleştiklerini ve kendi kardeşine ihanet eden biriyle evlenmeyeceğini söyler. Paraların ve malların Gülnisa üzerine olduğunu öğrendikten sonra Behram, ilk başlarda planlı bir şekilde Peri’ye yaklaşsa da daha sonra âşık oldu- ğunu düşünerek ipleri tamamen Peri’ye ve Gülnisa’ya kaptırır. Sara’nın evden kovulup, hizmetçi kulübesinde yaşamasına dahi ses çıkarmaz. Kulübede yaşamaya başlayan Sara, Behram’ı görmek için eve gittiğinde onu Peri ile sarmaş dolaş görür ve bayılır. Bu olaydan sonra Sara hastalanır. Abdül ile Behram’a defalarca haber gönderse de Peri ile evlilik hazırlıklarında olan Behram hiç onunla görüşmez, cevap göndermez. Düğünlerinin olduğu gün, düğün sesini duyan Sara düğünü seyretmek için pencereye gider, Behram ve Peri’yi görür. Bu acıya dayanamayarak ölür. Abdül’ün haber vermesi üzerine Sara’nın yanına koşan Behram, Sara’nın baş ucunda çığlık atar ve Sara’yı bağrına basıp ağlar. Günlerdir ortada olmayan Behram, saçları perişan, elbisesi yırtık pırtık mecnun bir halde çıkar gelir; fakat Behram eski Behram değildir. Vicdan azabından dolayı sürekli Sara ile hayalinde konuşur. Bu perişan halinden dolayı Peri ona kızar ve tartıştıkları sırada 20 • Актуальные вопросы современного языкознания и литературоведения Behram Sara’nın çiçeklerini görür ve onları öper, bağrına basar. Peri bu duruma çıldırıp gülleri almak ister, güller yere düşer. Behram Peri’nin yüzünü aynaya çevirir ve cadılara benzediğini, alçak olduğunu söyler, boğazına yapışır. Peri’yi boğar, kahkaha atarak yere düşen gülleri toplar ve gider. 2.3. Olay Örgüsü. «Gülnisa’nın Sara’nın annesini verem edip öldürerek babası ile evlenmesi.” ve «Para için Sara’nın babasını zehirleyerek öldürmesi ve malını üzerine geçirmesi.” sahnede gös- terilmeyen diyaloglardan anlaşılan olaylardır. Sahnede tanık olunan olaylar ise Peri’nin Behram’ı Sara’dan uzaklaştırmak için ona aşkını itiraf etmesi. Behram’ın Sara ile sözleştiğini söyleyerek onu reddetmesi. Behram’ın senetin doğru olduğunu öğrenip, hile ile malları üzerine almak için Peri’ye yaklaşması. Gülnisa ile Peri’nin baskısıyla Sara’nın evden kovulması. Sara’nın Peri ile Behram’ı sarmaş dolaş görüp hastalanması. Peri ile Behram’ın düğününü görmesi ve bu duruma dayanamayarak ölmesi. Behram’ın Sara’nın ölümüne dayanamayarak aklını kaçırması, birkaç gün ortadan kaybolması. Geri dönen Behram’ın, Peri’nin çiçekleri atmak istemesinden dolayı onu boğarak öl- dürmesi, şeklinde sıralanabilir. 2.4. Şahıs Kadrosu. İnsanı ilgilendiren her şey edebiyatın konusudur. Edebiyat ise insan içindir. Edebi- yatın göstermeye bağlı edebi metinlerinden olan tiyatro metninin oyun haline getirilmesi ile insanı, insan ile insana anlatma sanatını icra etmiş oluruz. «Dramatik sanatta insan hem konu hem hedef hem araç hem de amaçtır.” (Özakman, 2017:12). İnsanın oyunun sergilenmesinde araç olduğu tiyatro oyunlarında şahıs kadrosunu Çetişli şöyle tanımlar. «Şahıs kadrosu; hikâye, roman ve tiyatroda anlatılan/sahnelenen olayları var eden ve yaşayan insan ve insan hüviyetine büründürülmüş varlıklardır.” (Çetişli,2016:89). Solgun çiçekler oyununda 2 erkek 3 kadın olmak üzere oyunun şahıs kadrosu 5 kişiden oluşur. 2.4.1. Behram. Oyunun merkez kişisidir. Behram oyun boyunca iç çatışmalar yaşar. Bu iç çatış- malar para, servet ile aşk, sevgi ve vefa unsurları arasında geçer. Oyunun geneline yayılan bu çatışma servetin kazandırdığını düşündürse de son perdede aşk, vefa galip gelir. Behram, zengin, iyi niyetli amcasının yanında yaşayan, amcasının yardımı ile eği- timini sürdüren akıllı, yakışıklı, temiz kalpli bir gençtir. Öksüz ve yetim olan Behram ile amcasının güzel kızı Sara arasında masum, tertemiz bir aşk başlamıştır. Behram, Sara’yı çok seven onunla evlilik planları yapan, ilişkisine sadık olan biridir. Oyunun başında temiz, iyi kalpli, olumlu bir karakter olarak görünen Behram, bütün servetin Gülnisa’nın üzerine geçtiğini öğrenmesi ile yoldan çıkmaya başlar. Yaptığı yan- lışlarla dolaylı da olsa Sara’nın ölümüne sebep olan Behram, bütün masumiyetini yitirir. İnsanların hayat yolunda tek bir çizgide ilerlemediğini, değişik etkilerle davranışlarında ve karakterlerinde olumlu ya da olumsuz yönde değişmeler olabileceğini gösteren gerçekçi bir karakter olduğu söylemek mümkündür. 2.4.2. Sara. İyi kalpli, güzel, varlıklı bir babanın kızıdır. Her zaman doğru söyleyen, hisli, insanları seven, onlara inanan bir karakterdir. 21 Роль государства и институтов гражданского общества в сохранении родных языков и литератур • Babasının ani ölümünden sonra çok üzülmüş, teselliyi Behram’ın aşkında bulmuş- tur. Onunla bu zor günleri atlatmaya çalışmaktadır. Behram’ın sevgisine inanmaktadır ve onunla evlilik yolunda ilerleyeceğini düşünmektedir. Behram’a olan güveni boşa çıkan Sara, yaşadığı hayal kırıklığı ile hastalanır. Sara; etrafındaki kötü, kaypak, yalancı insan- lara rağmen içinde hep iyilik, umut barındıran bir kişidir. Vefalı, masum, sevgi dolu bu genç kız hak etmediği bir şekilde sefalet içerisinde bu dünyadan ayrılır. 2.4.3. Gülnisa. Sara’nın üvey annesidir. Sara’nın babası ile evlendikten sonra onu hile ile öldürmüş olan hırs, entrika, cehalet dolu bir kadındır. Kocasının bütün mal varlığını üzerine geçi- ren Gülnisa, gözünü para hırsı bürümüş bir kişidir. Bunu birinci perdedeki monologunda kendi de ifade etmektedir: GÜLNİSA: Hırs ve evlat sevgisi insanı her şeye zorlar, hatta cinayete. Ne yapayım bir yandan kızım Peri onu gözlüyor. Kötülüklere doymayan bu kadın, üvey kızının sevgilisini elinden alıp kendi öz kızına âşık olmasını sağlamak için türlü oyunlara başlar. Parasının gücü ile Behram’ı kandıra- cağını ona istediklerini yaptıracağını düşünür. Nitekim de öyle olur. Önce Sara’yı evden kovar, sefalet içerisinde bir kulübede yaşamasına sebep olur. Behram ile kızı Peri’nin arasını yaparak birbirlerine âşık olmalarını sağlar. Bu karakter hırs, ihanet, entrika, cehaletin insanda nasıl vücut bulacağını gösteren bir örnektir. 2.4.4. Peri. Gülnisa’nın kızı, Sara’nın üvey kız kardeşidir. Yaş olarak Sara ile emsal, narin, güzel bir genç kızdır. Behram’ı içten içe büyük bir aşkla sevmektedir. Annesinin entrikalarına yardım ederek Behram’ı kendisine âşık etmeye çalışan Peri, annesi gibi amaca giden her yolu mübah sayan bir karakterdir. Annesi gibi gözünü kötülük bürüyen, kalbinde vefa, iyilik barındırmayan bir kişidir. 2.4.5. Ebdül. Evin vefalı, yaşlı, emektar uşağıdır. Her zaman Sara ve ailesine sadakat ile bağlı olan iyi yürekli bir insandır. Oyunda yardımcı karakter olan Ebdül; Gülnisa, Peri ve Behram’ın Sara’ya yaptıkları ihaneti bilmekte fakat bunu Sara’ya söylemekten kaçınmaktadır. Sara ve Behram’ın kavuşmalarını saadet içerisinde bir hayat sürmelerini hep yürekten ister. Bunun için Sara evden kovulduktan sonra sürekli Behram’a Sara’dan haber götürmek istemekte; fakat Behram’a bir türlü kendisini dinletememektedir. Ebdül, işinden olacağını bile bile hep Sara’ya yardım etmektedir. Vefalı, kıymet bilen, gözünü para ve hırsın bürümediği nadir insanlardan biridir. Her zaman iyilikten yana ol- mayı kendine düstur edinen bir karakterdir. 2.5. Zaman. Sara’nın oyunun ilk perdesinde, çiçeklerini suladığı, Ebdül’ün de bahçedeki gülleri su- lamasından anlaşılıyor ki bahar aylarındadırlar. Birinci perde ve ikinci perde arası geçen süre konuşma süreleri gerçek zamanlıdır. İkinci perdenin sonunda geçen konuşmada Sara’nın henüz evden çıkarılmadığı anlaşılıyor: PERİ: Bende onun için suyu kasten kendim getirdim. Biliyor musun, Behram! Annem diyor ki, bütün malımı Behram’a emanet edeyim, o idare etsin, ama Sara’nın başka bir eve gönderilmesine razı olur musun? İkinci perde ile üçüncü perde arasında geçen zaman kesin olmamakla beraber Beh- ram, Peri’ye şöyle cevap verir: 22 • Актуальные вопросы современного языкознания и литературоведения BEHRAM: Peri! Sara bize mani olamayacak. Yetimdir, yüreğini kırmamalıyız. Her halde birkaç gün sabredersek, güzel olur. Üçüncü perdenin açılışından hemen sonra Sara evden çıkarılıp avluda bir kulübede kaldığını söylüyor: …Ya Rabbi, niye beni incitiyorlar? Beni evden çıkarıp avluda bir başıma kulübede oturturlar. Sakıncası yoktur, nerde olursam olayım, biricik Behram’a bir şey olmasın… Dördüncü perdede Ebdül’ün konuşmasında geçen zaman şöyle ifade edilir: EBDÜL: Ey fani dünya, değerine lanet olsun! Bundan birkaç ay önce Sara bu evde hanımdı, her itibar ondaydı. Yukarıdaki konuşmadan da anlaşıldığı gibi üçüncü perde ile dördüncü perde arasın- da geçen zaman birkaç aylık bir zaman dilimidir. Dördüncü perdede Sara’nın ölümden sonra beşinci perde arasındaki geçen zaman ise şöyle ifade ediliyor: PERİ: Sara ölüp gitti, şimdi işler tamamıyla düzeldi. Başka bir derdim kalmadı. Gerçi Behram birkaç gündür sersem gibi oldu, ama onun ayıbı yoktur, unutur gider. PERİ: Behram, sen ne zaman geldin, ben seni görmedim? Kaç gündür neredesin? Böyle bir gezme olur mu? Uygur (2002: 87), geçen zamanı yaklaşık iki aylık bir zaman dilimi ile sınırlı olduğu- nu ifade eder. 2.6. Mekân ve Dekoratif Unsurlar. Mekân kısaca oyun öyküsünün geçmekte olduğu yer ya da yerler olarak tanımla- nabilir. (Korukçu, 2016:43) Solgun Çiçekler oyununda olaylar dar ve kapalı mekânlar- da geçer. Sara’nın Avrupa modası ile bezenmiş odası, Behram’ın sade, süslü olmayan odası, Sara’nın eski, bakımsız kulübesi. Zengin ailenin varlıklı, ihtişamlı evini gösteren mekân, fakir insanların sade, gösterişten uzak, bakımsız evini temsil eden mekânlar gös- terilmiştir. Zenginlikle mutlu olunamayacağı, fakir ama huzurlu olunabileceği göze çarp- maktadır. Dekor ise sahne değişimleri için kolay hazırlanabilen, taşınması kolay eşyalar olarak metinde yer alır. Birinci perdede koltuk, masa, masanın üzerinde şamdanlar, kitap, kürsü, saksı ve içinde çiçekler, duvarda Sara’nın resmi vardır. İkinci perdede Behram’ın odasında kürsü masa, kravat vd. Üçüncü perdede mekân yine aynı olmasının yanında aksesuar olarak Sara’nın başında siyah bir başörtüsü vardır. Dördüncü perdede mekân avludaki kulübenin odasıdır. Dekor olarak karyola, çiçekler, ilaç şişeleri, duvarda ayna kullanılmıştır. Beşinci perde, dördüncü perde ile aynı mekândır. 2.7. Sahneleme Tekniği. Aile içinde yaşanan entrikaları konu edinen bu oyunda, mekân Sara’nın babasının evi ile sınırlı, dar, kapalı mekândır. Evin değişik birkaç odası ve Sara’nın yaşamak zorunda bırakıldığı bahçedeki kulübe eserdeki mekânlardır. Sahnelenme tekniği açısından dekor evin kapalı mekânlarını yansıtan sade dekorlardır. Sahnede gösterilemeyen eski yaşanmışlıklar seyirciye monologlar ile verilmeye çalı- şılmış; böylece seyirci hem önceki olaylardan haberdar edilirken hem de kahramanların karakter özellikleri ve duygu-düşünce dünyaları hakkında monologlar vasıtasıyla seyir- cilerin fikir sahibi olmaları sağlanmıştır. 2.8. Dil ve Üslup. Eserdeki diyaloglar kısa olsa da monologlar uzundur. Eylemsel ve eylemsel olmayan monologlara, epik, yansıtıcı ve lirik monologlara yer verilmiştir. «Tiyatro metinlerinde diyalog ve monolog kahramanların iç dünyasını gözler önüne serer.” (Duman ve Demirtaş, 2019: 695). Solgun Çiçekler oyununda Behram’ın iç çatış- maları ve Gülnisa’nın planları monologlar aracılığı ile verilir. 23 Роль государства и институтов гражданского общества в сохранении родных языков и литератур • Behram’ın monologları iç çatışmasını veren çatışma ve eylemsel monologlardır: BEHRAM(Tek.): O, böyle de hıyanet olur mu? Şimdi ne etmeliyim? Milyonlarca parayı iki kadın elimizden alıp bizleri kovsun mu? Evden çıkıp hizmet edersem, en çok alacağım kırk elli manat, bununla bize ne olacak. Yok, burada bir iş var ki bir hile ile paraları elde etmek için Peri ile yakınlaşayım, sonra yine evvelki halime döner devam ederim. Madem ki bütün insanlar yalan dolan ve hile ile amaçlarına ulaşırlar, neden hile karşısında hile kullanmayayım ki. Böylede olmalı bugünden itibaren Peri’ye yaklaşmalıyım. Hele birkaç gün biraz yumuşak dolanayım demek ki böyle olacaktır. (Sukut.) Ey dili gafil kız ki mık- natıs gibi bir şeydir. Yaklaştıkça insanı cezbeder. Ve sonunda olabilir ki çaresizce am- camın kızını tamamıyla unutayım. O kız ki ateş gibi bir şeydir. Yaklaştıkça insanı yakar. O… Yok! Ben kendimi onu seviyor gibi gösteririm. Fakat daima aklımda tutayım ki Sara’yı seviyorum ve ona yardımcı olmak için bu yola başvuruyorum. Yine Gülnisa’nın iç konuşmaları ile sahnede gösterilmeyen önceden gerçekleşmiş olaylar hakkında seyirci bilgilendirilir. Gülnisa’nın sahnede gerçekleşmemiş olayları an- lattığı epik monoloğu şu şekildedir: GÜLNİSA: Gidin! Çiçekler şahit ise ben de şahidim! Nasıl ki senin ananı verem edip öldürdüm, erini elinden aldım; nasıl babanı zehirleyip öldürdüm, malını elinden aldım sonra da seni eleyip sevgili Behram’a öz kızımı vereceğim ve babanın bütün mallarını sana, üvey kızıma değil, benim öz kızım Peri’ye kalacak. Saf dilli kızım sanıyor ki ben babasının ölümünden kederli olmuşum, daha bilmiyor ki babasının ağzından kırk bin manatlık senet düzenlemişler. O da paralarım hırsızlara kısmet olmasın diye her bir şeyi benim adıma düzenleyip kendisi Mekke’ye gitti ve geldikten sonra yarım manatlık zehre feda olup gitti… Bu monologla seyirci Sara’nın annesinin de babasının da ölümünden Gülnisa’nın sorumlu olduğunu öğrenmekte, Sara’nın başına halen kötü olaylar geleceğini önceden sezinlemektedir. Sonuç Cabbarlı’nın ilk dönem dram eserlerinden olan «Solgun Çiçekler», insan psikoloji- sindeki zayıflıkları, düşkünlükleri ve hırsları gözler önüne seren; sosyal adaletsizliğin ve sonu gelmez hırsların nelere sebep olacağını ortaya koyan bir eserdir. Yazar bir yandan en güçlü duygulardan olan aşk duygusunun mal düşkünlüğü ve gelecek endişesiyle eri- yip yok olmasını gösterirken, diğer yandan da vefasızlığın ve bundan doğan pişmanlığın iç çatışmalara yol açacağını, gerçek anlamda mutlu olunamayacağı mesajını oyun ara- cılığıyla okura/seyirciye ulaştırıyor. Beş kişilik oyuncu kadrosuna sahip eserde Sara ve evin emektar hizmetlisi Abdül olumlu karakterler iken Gülnisa ve kızı Peri ise olumsuz karakterler olarak oyunda yerle- rini alıyorlar. Oyunun başında okura duygulu, düşünceli, temiz bir karakter olarak olumlu karakter olarak görünen Behram ise olay örgüsü ilerledikçe paranın da çekim gücü ile bu çizgisinden ayrılmakta, sevdiği kızı yüz üstü bırakan vefasız, çıkarcı bir karakter olarak olumsuz karakterler arasına katılmaktadır. Oyun incelendiğinde oyunda mutluluğu ya- kalayan hiçbir karakterin olmadığı görülür. Kendisine yapılan haksızlıklara dayanamayıp üzüntüsünden hastalanıp Sara’nın ölümünün ardından ona kötülük yapanlar da bir bir cezalarını çekerler. Eserde, olayların geçtiği zaman net olarak verilmese de Abdül’ün iç konuşmasından olayların birkaç aylık bir zaman diliminde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Oyunda olayların dar ve kapalı mekânlarda geçtiği görülür. Kısa diyalogların tersine eserde uzun mono- loglar göze çarpar. 24 • Актуальные вопросы современного языкознания и литературоведения Литература 1. Çetişli İ. Metin Tahlillerine Giriş 2 / İ. Çetişli. – Ankara: Akçağ Yayınları, 2016. 2. Duman G.B., Demirtaş Y. Moldogazi Tokobayev’in Kaygılu Kakey Tiyatro Eseri Üzerine Bir İnceleme/ G.B. Duman, Y. Demirtaş. 4 th International Social Research and Behavioral Sciences Symposium, 19–21 Ekim 2019, Antalya. 3. Karayev Y. Belli Başlı Dönemleri ve Zirve Şahsiyetleriyle Azerbaycan Edebiyatı. / Y. Karayev. – İstanbul: Ötüken Neşriyat, 1999. 4. Korukçu M.M. Oyun Analizi. / M. M. Korukçu. – İstanbul: Mitos Boyut, 2016. 5. Nağısoylu M., Rahman Q. Ədebiyat «Ali tahsile hazırlık kurslarının dileyicileri üçün ders vesaiti» / M. Nağısoylu, Q. Rahman. Zirve Yayınları, 2003. 6. Özakman T. Oyun ve Senaryo Yazma Tekniği / T. Özakman. – Ankara: Bilgi Yayınevi, 2017. 7. Uygur E. Cafer Cabbarlı’nın Hayatı ve Eserleri Üzerine Bir Araştırma / E.Uygur Yayınlanmamış Doktora Tezi. – Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2002. Елагина Виктория Дмитриевна, студентка, Сошко Ирина Александровна, руководитель юридической клиники ФГБОУ ВО «Чувашский государственный университет им. И.Н. Ульянова», г. Чебоксары, Чувашская Республика ЭКОЛОГИЧЕСКИЙ ПОДХОД К ВОПРОСАМ КУЛЬТУРЫ И ЯЗЫКА Аннотация. В статье рассматривается проблема экологии языка. Актуальность ее в том, что она имеет большой практический и теоретический интерес для сохранения родного языка. Кроме того, работа анализирует эколо- гический подход к вопросам культуры и языка, способствует формированию у читателей высокой гражданской позиции. Ключевые слова: лингвистическая экология, литературный язык, экология культуры, художественная литература, речевая культура, духовное возражение. Любое государство защищает и охраняет свой язык. Потому что это душа нации, важный признак, который стоит на первом месте. В языке и через язык выявляются такие важнейшие особенности и черты, как национальная психоло- гия, характер народа, склад его мышления, самобытная неповторимость художе- ственного творчества, нравственное состояние и духовность. Экологический подход к вопросам культуры и языка – это важное общегосу- дарственное дело. Какой язык, какую природу оставим мы нашим детям и внукам? Это зависит от нас самих. От преодоления нашего странного упадка экономики, экологии и культуры. Как созвучны нашим заботам и опасениям об экономических проблемах русского языка мысли замечательного писателя и гуманиста В.Г. Коро- ленко: «Мне страшно и подумать, что моим детям был бы непонятен мой язык…» [1]. И действительно, русский язык в опасности, а он – основной фонд нашей куль- туры. Он дороже, чем золотой запас… Экологический подход к вопросам культуры речи, речевого общения предполагает ответственное отношение к национальным языковым традициям, воспитание действенной любви к родному языку, заботу о 25
со
о
гз
GJ
ТУРЕЦКОГО
ЯЗЫ КА
^БК-9*81.2(5Туц)
К 89
Печатается по постановлению
Издательского совета
Института стран Азии и Африки при МГУ
и Издательского Дома «Муравей»
Рецензенты
профессор Э. А. Грунина
доцент Г. П. Александров
Издательский совет
ИСАА прн МГУ и ИД «Муравей»:
ISBN 5-8463-0033-2
© П, И. Кузнецов, 2000
О Издательский Дом «Муравей-Гайд», 2000
ПРЕДИСЛОВИЕ
гг“-аЧ "^“
построенныхКпо v НаЧШ1ЬНЫЙ Курс’ “ ™ °raet и уроков (№№ 15—28), ,
тыре темы} слои * извеР™°и схеме: грамматическая часть (три-че-
вообразовательные^
прнипй „„ , аффтс^ы^с** ^раж невд^И^ на
; L упражнениями Ю^С ЯНеК°Т°РЫе ^вве
закрепление
денной
стовымилексики и фразеологии и пйпИ.
общая (текстовая) часть с послетек-
стовыми Упражнениями.
чепгий гг В уучебнике ппспг^.
синике представлены также гГраммати-
лагаи,щ „йрео™ н” ™ и 1 Х Г е « Г “ еЛ
кто занимается языком без нренода^ля Г Ш> ’ - Т 0"
виду дополнить учебник фономаториатами лальне — ■
Лингнит^чГсктГтпГ,еРНЬг1.1 “ р"ант у ,е 6 »ика набирали студенты
ного университета ГИТУ иского государственного гуманитар-
Азии и Африки ГИГА д и ^ илологического отделения Института стран
ман, О. Хадарцев Е Копы ЛеЗКИНа’ ° ' СтреЛкович, М- Вуль, М. Гольд-
признательность.’ това и ДРУгие, которым автор выражает свою
3
УРОК 15{1)
ПРЕЖДЕПРОШЕДШЕЕ ВРЕМЯ
(b e lir s iz g e ç m iş z a m a n ın h ik â y e s i)
4
3. Форма на -mıştı может обозначать действие, представляющееся гово
рящему давно прошедшим.
— Babama bir şey söyleyeceğim. ...Karağıyı beiı kırm ıştım , otıu
söyleyeceğim.(Ö. Seyfettin). — Я должен признаться отцу. ...Это я (тогда)
сломал скребницу, вот об этом я (ему) скажу.
В видовом отношении давнопрошедшее I время равноценно формам
на-dı и -mış(tır): им обозначаются как однократные, так и многократные
действия.
Adamın yüzüne baktım ve hatırladım. Bu dairede onu birkaç defa
görmüştüm, bir gün konuşmuştukbile. Я взглянул ему в лицо и вспомнил. Я
его несколько раз видел в этом учреждении, однажды мы дажеразгова
ривали.
В спряжении формы преждепрошедшего I времени нет никаких осо
бенностей (по сравнению, в частности, с формой на -yordu — см.
урок 12).
Утвердительная форма
Отрицательно-вопросительная форма
ПРЕЖДЕПРОШЕДШЕЕ ИВРЕМЯ
( b e li r li g e ç m iş z a m a n ın h ik â y e s i)
ALIŞTIRMALAR
6
gitm iş gelm iş, kahveye gitm iş gelm iş, sonunda yemeğe oturmuştuk.
(S. Kocagöz) 5. Düşünün bir kere, yüzünü ben bile unutmuşum. Hiç olmazsa
elli resmini çekmiştim. Çok değişmiş. (N. Hikmet). 6. Hani, sen ata binmeye
bayılırım (= binmeyi ...pek severim) demiştin. Unuttun mu? İşte Hakkı Bey
unutmamış. — A, ben ata binemem. O gün lâf olsun diye öyle bir şey
söylemiştim. (Y. Kadri) 7. Babam Andrey Petroviç Grinev gençliğinde graf
Münnich’in maiyetinde (=yanında)A/z/wef etmiş, 17.. yılında orâaâanayrılmıştı.
O zamandan beri Simbirsk’teki köyündeyayamı.? ve orada Avdotya Vasiliyevna
Yu...ile evlenmişti. Biz dokuz çocuktuk. Bütün erkek ve kızkardeşlerim daha
pek küçükken (= pek küçük yaşta) öldüler. (A. Puşkin. «Yüzbaşının kızı»
romanının başlangıcı) 8. Taş merdiveni koşarak indim, atımın yanına gittim. At
yiyemediği otların üstüne uzanmış, yatıyordu. 9. ...çitasını nereye koydun,
hanım?— ...Gene çocukların eline geçmesin diyesakladtydım. (İ. T.) 10. Radko
beş dakikayı boş geçirmek istemedi Sabahtanberi hiç bir şey yememişti.
Hizmetçisini çağırdı. (Ö. Seyfettin) 11. Dün gene Fakı Haşanın kızı buraya
gelmiş. — Geldi idi, ne olacak? (M. Yesari) 12. Dün gece radyoyu neden
kapamadın? — Ben kapadımdı, geceyansma doğru odaya giren ağabeyim
açık bıraktı. 13. ...kuyruğu (=sırasım) kim dinliyor? Ben kuyruğagirdimdi, birisi
...önüme geçti. 14. Başıma geleceği biliyordum. ...Kendisine söylediydim.
...korkuyorum, dediydim. (O. Kemal) 15. Vay, Nevres, nerede idin yahu?...—
Dün Mısır’dan geldim. — Mısır’dan mı geldin? Sen Mısır’a mıgitmiştiri? Niçin
gittin? (A.Nuri) 16. Burası eski bir kontaktı. ...Altmış sene evvel, doksan yaştan
sonra on dört yaşında bir kızla evlenen ...bir ihtiyar tarafından yaptırılmıştı.
Mal sahibi bahçenin duvarlarını yapan ustaya mütemadiyen (=durmadan)
«İçerisini kargalar (=kara renkli kuşlar) bile görmesin!» demişti. (Ö. Seyfettin)
17. Yeryüzünde görmediğim memleket, gezmediğim yerkalmamış gibi idi. Yalnız
Sovyetler Birliğiyle Çini ziyaret etmemiştim. Bu iki memleketi görüp yakından
tanımak benim için bir ideal idi. (Z. Sertel)
2. Aşağıda sıralanan eylemlerden birini alıp Belirli geçmiş zamanın hikâyesi (= -diydi)
ve Belirsiz geçmiş zamanın hikâyesi (= -mişti)nin asıl (=olumlu), olumsuz, soru ve
olumsuz soru biçimlerine kişi ekleri getirerek sıra ile çekimlerini yapınız (çekimleyiniz):
işitmek, üşümek, korkmak, yanılmak, dökmek.
3. Üç noktanın yerine -mış, -mıştı, -dı, -dıydı, -yor, -yordu gibi biçimlerden birini
koyun, gereğinde bir kişi eki de ekleyin.
1. Evden çıkıp kenti dolaşmaya koyulduk. Arkadaşım kentimize ilk kezgel...
Bu gezinti onun için çok ilginçti. 2. Yavaşça içeri girdim. Kardeşim kanapeye
otur..., bir şey oku... 3. Bunu bir defa Hilmi Bey Sabiha Hanımaлву/г... (H. Edip)
4. Ne düşünüyorsun?— Bir gün Handan seni tarif et...(=tanımla-, anlat-), onu
düşün.... (H.Edip) 5. Sokak kapısından bahçeye doğru bakındı. Herkes#//....
Kendisi gitmek için geri dönüp şapkasını al..., bu sırada kulağına müzik
odasından piyano seslerime/.... (S. Ali) 6. Ona elbiselerimden bir şey ver. Pek
7
hafif giyin.... (A. Puşkin) 7. Annesine: — Kendine bir iş bulsun. Ne derdi var?
Neden bir şey yapmak isteme...'? diye sordum. Esasen bu soruyu kendisine de
defarca sor.... 8. Yüzüme şaşkın şaşkın bakıyordu. Her halde sözlerimden bir
şey anlayama.... 9. Nihayet kapı açıldı, ...Nâzım göründü. Basit giyin.... Yavaş
adımlarla bize doğruyürü.... (Z. Sertel)
Сложная форма на -dığı zaman (или -dığı sırada, -dığı sıra, в старых
текстах-dığı vakit) состоит из нмени действия на-dık в сочетании с каким-
либо аффиксом принадлежности и служебного слова zaman (sıra, sırada,
vakit). Форма на-dık с аффиксом принадлежности может также стоять в
местном падеже: (-dığında1). Всеми этими формосочетаниями обознача
ется сказуемое придаточного временного предложения. Подлежащее
такого предложения всегда ставится в основном падеже.
Перечисленные формы соответствуют по-русски словосочетанию:
союз «когда»+ та или иная форма изъявительного наклонения. Абсолют
ное время совершения действия определяется по сказуемому главного
предложения, поэтому форма-dığı zaman (и другие) может переводиться
на русский язык не только прошедшим или настоящим, но также и буду
щим временем. Названными формосочетаниями может обозначаться
действие завершенное или незавершенное, однократное или многократ
ное.
Порядок слов внутри придаточного временного предложения обыч
ный: форма -dığı zaman, как и всякое сказуемое, помещается в самом
конце придаточной конструкции, а сама эта конструкция обычно либо
ALIŞTIRMALAR
ДОЛЖЕНСТВОВАТЕЛЬНОЕ НАКЛОНЕНИЕ
(g e r e k lik k ip i )
Образец спряжения
11
Ona bu soruyu sormamaksınız.
— Вы не должны задавать ему этого вопроса.
Bu bilgileriyaymalı değil miyiz!
— Разве мы не должны распространять эти сведения?
(или: ...yaymamalı mıyız?
— Нам не следует распространять эти сведения?)
Образец спряжения
в отрицательно-вопросительной форме
(ben) aramalı değil miydim? (aramamalı mıydım?)
разве я не должен был искать? (следовало ли мне
не искать?)
(sen) aramalı değil miydin? (aramamalı miydin?)
(разве) ты не должен был искать?
(о) aramalı değil miydi? (aramamalı mıydı?)
(разве) он не должен был искать?
(biz) aramalı değil miydik? {aramamalı mıydık?)
(разве) мы не должны были искать?
(siz)aramalı değil miydiniz? (aramamalı mıydınız?)
(разве) вы не должны были искать?
(onlar) aramalı değil ıtriydiler? (aramamalı mıydılar?)
(разве) они не должны были искать?
%
ПРИМЕРЫ:
Çûcuğa bu kitabı okutmamalıydınız.
— Вам не следовало давать ребенку читать эту книгу.
О da mıgitmeliydn — Ему тоже следовало идти?
Особенностью форм 3-го лица единственного числа в настоящем и
прошедшем времени (-malı(dır), malıydı) является то, что они использу
ются и в тех случаях, когда субъект действия является неопределенным
(неопределенно-личные предложения). Подлежащее в таких предложени
ях отсутствует.
ПРИМЕРЫ:
Oraya bir gitmeli(dir). — С лезет сходить туда.
Bu soruyu sormamalıydi. — Не следовало задавать этого вопроса.
12
Формы долженствовательнош наклонения от глагола olmak («быть,
становиться») имеют дополнительное значение: «должно быть». Они мо
гут присоединяться не только к именам, но и к основе настоящего време
ни (-yor) или прошедшего субъективного (-mış) времени.
ПРИМЕРЫ:
Herhalde Tüıkçekonuşuyor olmalılardı ki ...anlamıyordum. (R. Nuri)
— Безусловно, они (должно быть) говорили по-турецки,
ноль скоро я ...не понимала
ALIŞTIRMALAR
7. Aşağıdaki eylemleri asıl gereklik kipi (-ıhalı) ile bu kipin geçmiş zamanı, yani
Bileşik hikaye zamanı (-malıydı)nın olumsuz, soru, olumsuz soru gibi çeşitli
biçimlerine sokarak çekimleyiniz:
tutmak, yıkamak, yüzmek, seçmek.
13
ло навестить больного товарища? 10. Я не понял: куда я должен ехать? 11.
Он, должно быть, ничего н,е понял. Смотрит на нас с большим удивлени
ем. 12. Надо было верить ему или не верить? 13. Разве не следует написать
ему письмо? 14. Следует ли не писать ему писем?
ALIŞTIRM ALAR
Sözlük
16
9. ek — 1) (ilâve) добавление, при -lenmek — развеселиться
ложение; 2) аффикс 25. randevu— свидание, встреча
eklemek (ilâve etmek) — доба 26. alıcı (reseptör, almaç, ahize) —
вить; присоединить приемник; телефонная трубка
10. sağlam — прочный; здоровый; на 27. kulak — ухо
дежный ~ı ağır — он туг на ухо, глуховат
11. katı — твердый, жесткий ~ asmak — прислушаться
12. sa k in — 1) спокойный, тихий 28. yapıştırmak — приклеить, приле
2) житель, обитатель пить, влепить
13. dik — отвесный, крутой; перпен yapışkan — липкий, навязчивый
дикулярный 29. özür (zrü) —•извинение, оправда
14. lâf — слово; словеса; болтовня ние
(sizden) - dilerim — прошу (вас)
~ olsun diye для красного словца;
простить меня
для проформы
30. af (ffı) — прощение, извинение
15. dert(di) — горе, беда; боль (ду
affınızı rica ederim — прошу (вас)
шевная); болезнь
извинить меня
~li — огорченный; страдающий
affetmek — прощать, извинять
16. yuvarlak— 1) круглый; округлый
31. kahraman — герой, храбрец
2) шар 32. dikmek — 1) втыкать, водружать
yer ~ı — земной шар 2) шить
17. tez — быстро, скоро 33. bıyık — усы
- elden — быстренько, на скорую ~ bırakmak — отпустить усы
руку 34. sakal — борода
18. hafif ■— легкий ak— - почтенный старец, аксакал
19. ağır— тяжелый; медленный 35. sarışıh — блондин, светловолосый
—başlı — серьезный, степенный 36. kumral — шатен, светло-коричне
~lık — тяжесть; вес вый
20. merdiven— лестница 37. esmer — брюнет; (yağız) темный,
-den (veya -i) çıkmak, inmek—под смуглый
няться, спуститься по лестнице 38. tüccar — купец, торговец
39. çehre (=yüz) — лицо, облик
* * *
40. kılık— внешность, внешний вид;
21. alışfmak (-e) — привыкать (к че одеяние
му, каиу-л.) * * *
~kan — привычный; привыкший
-kanlık (itiyat*(dı)) — привычка 41. şişmek — пухнуть, раздаваться
22. öğüt (nasihat) — совет; наставле -kin — опухший, припухлый
ние -m an — полный, толстый (о чело
23. tavsiye— рекомендация, совет веке)
~de bulunmak — дать совет 42. omuz — плечо
~ etmek — рекомендовать (кого, 43. parm ak — палец
что-л.), советовать - oynatmak — шевельнуть паль
24. neşe (=sevinç) — радость, весе цем
лость 44. dudak — губа
-1İ — веселый, радостный (о чело 45. yanak — щека
веке) 46. zayıf — слабый
17
-lam ak — слабеть, худеть 64. kurt (du) — 1) волк;
47. zavallı— несчастный, бедный 2) червь; червь сомнения
48. olasılık (ihtimal) — вероятность 65. yorgan — одеяло
olası (muhtemel, ihtimal) —г ве 66. sarmak — обвязывать, перевязы
роятный, вероятно вать; завертывать; окружать
49. boyun (ynu) — шея sanlmak(-e) — браться (за что-
50. bağ — узел, связка, связь то); бросаться, припадать (к
boyun ~ı (kıra vat) — галстук
51. eğmek — сгибать, наклонять
чему-л.)
baş (boyun)-----склонить голову; 67. korumak — защищать, охранять,
смириться оберегать
52. kaş — бровь 68. top — 1) пушка; 2) мяч;
~la göz arasında — в мгновенье kar topu — снежки
ока 69. nikâh — обручение; бракосочета
53. nöbet — 1) дежурство; черед ние
2) приступ (болезни) (i) ~ altına almak— взять в жены;
54. muhatap (bı)— собеседник жениться
55. buyurm ak— повелеть 70. ipek — шелк; шелковый
-unuz! — пожалуйте! пожалуйста! 71. adalet— справедливость; юстиция
56. kurtarm ak — спасать; выручать - yerini bulur — справедливость
57. vait, vaat (dı) —1обещание
восторжествует
-te bulunm ak— дать обещание
72. inşallah — если будет угодно Ал
vadetmek — обещать
лаху; дай-то Бог; надеюсь (на
58. ilâç (cı) — лекарство
59. şü k ü r (teşekkür) — благодар это)
ность 73. el — посторонний, чужак
ço k премного благодарен el oğlu — посторонний, незнако
allah a слава богу мец
hele (еще) спасибо (что...) 74. aziz — а) дорогой, милый
60. ümit (di) (umut) — надежда б)святой
- (-ini) kesmek (-den)— потерять 75. adî— простой, обычный; низкого
надежду качества
~siz— безнадежный; потерявший 76. bizzat — лично
надежду 77. alâka (= ilgi) — 1) (-е) интерес;
61. reçete — рецепт
2) (ile) отношение, связь
* * • 78. müteşekkir— благодарный, при
знательный
62. nitelik (vasıf (sfı)) — качество, 79. medeni (uygar) — цивилизован
свойство ный, культурный
63. tavır (vrı)— вид, манера 80. boz — серый, бурый
Türemiş sözcükler
1. kapak— крышка; обложка (книги)
2. boyuna— беспрерывно
3. iler(i)lemck— продвигаться; прогрессировать
4. duygu (his (ssi)) — чувство
18
5. vııryUmak (-p)— влюбиться
6. bakış (nazar*)— взгляд, взор
ilk - t a — с первого взгляда
7. tam dık-г- знакомый
8. oyuncak — игрушка
9. benzetmek (-i, -e) — 1) находить сходство (с чем-л.)
2) принять за... (другого)
3) сломать
10. b akan — министр
baş премьер-министр
11. başlangıç— начало
12. doğrulmak— 1) выпрямиться, подняться
2) направиться (куда-то)
Deyimler
1. ne çare k i...—-увы...
2. görülüyor (ki...) — видно (что...)
3. neredeyse (nerede ise) — того н гляди, вот-вот
4. akl(ın)a gelm ek— прнйти на ум; вспомнить(ся)
5. yan gözle bakm ak — посмотреть искоса
6. ne yapıp yapıp — во что бы то ни стало, приложив все усилия
7. nâsılsa (nasıl ise) —-как-то, каким-то образом
К ом м ентарий
Имена ağır и h a fif — антонимы, и соответствуют русским прилага
тельным «тяжелый» и «легкий» в их основных значениях: «тяжелый ка
мень», «тяжелая болезнь», «Тяжелая (=трудная) работа», «тяжелое ^ д о
рогое) пальто», «тяжело (медленно) идти» (ağır ağır уйгйтек)и т. п. В зна
чении «это (сделаггь) легко/трудно» употребляются слова kolay/güç, zor.
Имя ihtimal в значении «вероятно» употребляется только как в в о д
н о е с л о в о (İhtimal gelir. «Вероятно, он придет»)иВ настоящее время
заменяется неологизмом olası, который употребляется и как п р и л а
г а т е л ь н о е : Buolası (muhtemej*) değil. «Это невероятно».
Глагол buyurmak «повелевать» при вежливо-почтительном обраще
нии к собеседнику может заменять собою такие глаголы, как girmek, geçmek,
gitmek, almak, söylemek, а также вспомогательный шагал etmek.
ПРИМЕРЫ:
Şu odaya buyurun.
— Пожалуйте (=проходите, войдите) в эту' комнату.
Ne buyurdu?— Что он соизволил сказать?
19
Словообразовательный,аффикс -gan/-kan
20
24. — Ah doktor, tuhaf bir derdim var. 25. Dert ağlatır,aşk söyletir, (atalar
sözü). Yani dert. ıstırap verir, aşk sevindirir.
1. Надо навестить больного товарища. 2. Шаг за шагом они приближа
ются. 3. Я хотел нанести ему визит. Не получилось. 4. Тяжелая болезнь.
5. Дорогое пальто. 6. Он одет очень легко. 7. Каков вес этого камня? 8.
Легкая головная боль. 9. Лавочник огорчен. 10. Это мы делаем не для
проформы. 11. Прочное здание. 12. Твердый согласный. 13. Почему вы
скрываете истину? 14. Сколько миллиардов лкщей проживает на земном
шаре! 15. Собраться за круглым столом. 16. Что у вас за беда? Видно, что
вы страдаете.
1. Bu yeni kurallara alışamıyorum. 2. Evet, bunlara alışkanlık (itiyat) gerek.
3. Şen neşeli bir delikanlı. 4.Merdiveni çıktığında...5. Öğüt terinizi kendinize
saklayın. 6. Reseptörü (alıcıyı, almacı) kulağına yapıştırdı. 7. Sizden özür
dilerim. Affediyor musunuz beni? 8. Biri esmer, biri sarışın, biri de kumral saçlı
üç çocuk...9. Şu tuhaf kılıklı sakallı bıyıklı adam neci? Bîr tüccar mı?
10. Öykünün baş kahramanı kim? 11. Kentin çehresi değişti. 12. Bahçeye
ağaç diktiler. 13. Gözleri yere dikilmişti. 14. Ben o kıza randevu vermedirn.
15. Bu kılıkta sokağa çıkılır mı hiç?
1. Детям шьют одежду. 2. Поставьте («воткните») сюда часового. 3. Ка
кой геройский поступок! 4. Он вдруг развеселился. 5. Вы не смотрите на
внешний облик этого смуглого человека. Он очень богатый купец. 6. Я
вперил взор в его лицо. 7. Рекомендую вам этого товарища. 8. Я никак не
могу привыкнуть к его наставлениям.
1. Geniş omuzlu gür sesli bir adam. 2. Siz önden buyurun. 3. Buyurunuz
kahvenizi. 4. Hastanın harareti yükseliyor. Sıkı bir ilâç için doktora fcay vurmalı
(müracaat etmeli). 5. Bir zamanlar pek şişmandı. Bak, ne kadar (ne denli)
zayıflamış. Buna olasılık (ihtimal) bile vermiyordum. 6. Muhatabım temiz
kıyafetli, boyun bağlı (kravatlı) efendiden bir adamdı. 1. Hasta ümitsiz gibi
görünüyor, fakat Allaha şükür, doktor hâlâ umutlu. Hattâ bir reçete yazdı.
8. Ne? Nöbet bende mi? Bir yanlışlık olacak. Benparmağımı bile oynatmam.
9. İnsanparmakları şöyle adlanır: baş parmak, ikinci parmak (işaret parmağı),
orta parmak, dördüncü parmak (adsız parmak), küçük parmak. 10. Kız annesinin
boynuna atıldı. 11. Aralarında kardeşlik bağları var. 12 . Zavallı adam derdine
ilâç bulamıyor. 13. İnanmayın. Bunlar boş vaitler. 14. Size hastayı kurtarmayı
vadeden kim? 15. Istırap veren dert (hastalık), ıstırap çeken de zavallı
m uhatabınızın).
1. На лице каждого человека два таза, две брови, два уха, две щеки, и две
губы", верхняя губа и нижняя губа. 2. Премного благодарен, лекарство у
меня есть. 3. Ваши обещания нас не спасут. 4. Вы сегодня заступаете («вхо
дите», «выходите») на дежурство! 5. Ярецептов не выписываю. Обра
21
титесь к другому специалисту. 6. Вероятность этого мала . 7. В мгновенье
ока верхняя губа у негораспухла. 8. Надежда умирает последней. 9. Не
счастная девушка все еще очень слаба. 10. Я вам обещаю это. ^
B ir randevu
Sabahleyin gözümü açtığım zaman saat dokuzu geçiyordu. Demek, ona bir
saatten az bir zaman vardı. Hemen yataktan kalktım. Dünkü telefon konuşması
aklıma gelmişti. O konuşan kimdi acaba? Bu koskocaman kentte ne akrabam
22
vardı, ne de bir tanıdığım. Oysa (halbuki) dün gecenin geç saatinde, buraya
geldiğim gündenberi masamın üstünde gereksiz bir oyuncak gibi duran telefon
birdenbire çalmıştı. «Acaba kim olabilir?» düşüncesiyle telefonu açmıştım (yani
reseptörü kaldırıp kulağıma yapıştırdım). Tanımadığım bir ses:
— Sermet Beyle görüşmek istiyordum ...Dedi. ‘
— Sermet Bey benim.
— Affımzı rica ederim, beyim. Sizi böyle geç saatte rahatsız ediyorum
da...Fakat başka çare yoktu—
— Zaran yok. Kiminle konuşuyorum?
— Siz beni tanımazsınız. Zaten ben de yalnız adınızı biliyorum.
— O halde...
— O halde yarın sizinle görüşmeliyiz, daha doğrusu ben sizi bir iş için
görmek istiyorum (Bir rahatsızlık hissetmiştim. Çünkü böyle tanımadığım
kimserlerle görüşmek alışkalığı yok bende).
— Ne işi?
— Şimdi telefonla söyleyemem. Yarın buluşur, konuşuruz. Saat ondan sonra
boş vaktiniz var mı?
— Öğleye dek var.
— Ne âlâ. Öyleyse nerede buluşuruz?
— Oturduğum «Atlantik Palas» otelinin tâ karşısında bir kahve var. Sabahlan
orası bomboş...
— Tamam efendim. O kahveyi bilirim. Yarın sabah saat onda beni orada
bulursunuz. İçeri girdiğinizde dikkat edin: solumda bir gazete bulunduracağım.
İsmimi de yazınız: Lütfı Bey.
I
***
23
Şaşkınlığımdan olduğum yferde durdum ve kendi kendime: «Acaba
hangisi?» dedim. Arkadaki müşteri geldiğim tarafa başını bile çevirmemişti.
Rahat rahat kahvesini içmeye devam ediyordu. Oysa daha yakın olanı
okuduğu gazeteyi biraz indirerek yan gözle bana bakmıştı. Birini bekliyor
gibiydi. Ben de nihayet kararımı verdim, oturduğu masaya doğru gittim.
Kulağına eğilerek: «Lütfi Bey?» dedim. Kaşlan yukarıya kalktı. Gülümseyerek:
«Benzetiyorsunuz, bayım. Dedi. Adım bambaşka». Bu kez şaşmak nöbeti
bana geldi. Demek, beni arayan öteki adamdı. Salonun arka tarafına doğru
yürümeğe yükümlü (mecbur) kaldım.
Evet, tüccar kılıklı adam, Lütfi Beydi. Selâmlaştık. Meğer babamın eski
ahbaplarından biriymiş. İzmir’deki telefon numaramı nasılsa öğrenmiş, babam
için yazdığı mektubu şimdi bana uzatıyordu.
— Son görüştüğümüz zaman babanız esmer, gür saçlı, yuvarlak yüzlü, şen
neşeli bir delikanlıydı. Eh, nerede o günler! Acaba şimdi nasıl görünüyor? Ne
yapıp yapıp görüşmeliyim onunla.
Muhatabım sordu, ben yanıt verdim. Böylece yarım saatten fazla konuştuk.
Öteki müşteri çoktan gitmişti. Nihayet ayağa kalktım: «Bayım, bana müsaade.
Öğleden sonra göreceğim acele bir işim var. Sizinle tanışmaya pek memnun
oldum. Konya’ya gittiğinizde bizlere buyurunuz (hanemize teşrif buyurunuz).»
Dedim. Hararetle el sıkıştık, ayrıldık.
24
haberiniz var mı? Acaba şimdi nasıl oldu? İyi midir?
İ t: Maalesef, hastalığı epey ağır. Doktoru bile ümidini kesti.
Ş.: Vah zavallı! Hastalığı nasıl başladı?
K : Bay Hakkı’nın, çocukluğundan beri gözleri zayıftı. Bu derde bir çare
bulunamıyor.
Ş.: Ne yapıp yapıp yüksek nitelikli göz hastalıkları uzmanı doktor Orhan Beye
başvurmalı.
K: Ne çare ki Orhan Bey pek pahalı bir doktormuş. Hani, söz var ya: yorganına
göre ayağını uzat. Biliyorsunuz, Hakkı Bey zengin bir adam sayılamaz.
Ş,: Evet, fakat sağlığı korumaktan önemli şey yok, sanırım. Nitekim medeni
insanlarız.
K : Doğrusunuz (hakkınız var). Gördüğüm vakit doktor Orhanı onlara bizzat
tavsiye ederim. Şimdi nasılsınız? Başınızın ağrısı hafifledi mi? Dışarıya
çıkabilir misiniz?
Ş.: Tamamiyle geçti.
К : O halde çıkalım. Şimdi arkadaşımız Nuri Beyin ziyaretine gideceğiz, değil
mi?
Ş.: Hay hay. Biliyorsunuz, bir(kaç) zaman önce Nuri Bey ipek saçlı güzel bir
kızı nikâh altına aldı.
K : Artık adalet yerini bulur. EskidenNuri Bey futbol topuna vurulmuştu.
Bundan böyle işine ve ailesine sarılır.
Ş.: İnşallah!
25
çıkmıştı. Kumral sakalım karıştırarak düşünceli düşünceli odanın ortasında
durdu. 12. Şişman adam başını çevirdi, parmağıyla boş sandalyeyi göstererek:
«Müsaade eder misiniz?» diye sordu. Öteki müşteri ona şaşkın' şaşkın
baktıktan sonra «Rica ederim. Oturunuz.» dedi ve başını eğerek gazetesini
okumaya devam etti. (O. Kemal) 13. Niyazi hastalanmış, yattyordu. (O. Kemal)
14. Sonra «Şimdi ne yapmalı?» diye kendi kendime sordum. (S. Ali)
15. İçimden: «Mutlaka bütün bunlara alışmalıyım» diyordum. (Y. Kadri)
16. Ayol zavallı Hocanın kimi var ki? Kendi ölmüş, kendi geldi haber verdi!
...Bizim de kimimizvaı? Kendi yazımızı kendimiz yazarız. (B. Felek) 17.Meraktan
yerimde duramıyordum. Kalkacağım sırada o doğruldu, tekrar ...gitti. (S. A.)
18. Sonra, elindeki paralan sayacağı sıra Beytullah’i gördü. (B. Y.)
26
одну из скамеек. Поодаль сидел средних лет мужчина. Это был круглоли
цый человек с каштановыми усами и внешностью чиновника или бизнес
мена. Он не был толст, однако был крупным мужчиной. Одет он был
просто и легко, в парк пришел без пиджака и без галстука. Когда я сел, он
искоса взглянул на меня. Кого-то он мне напоминал (=я находил сход
ство...), но кого? Вдруг, поднявшись (со своего места), он подошел ко мне
и сказал:
— Прошу прощения, вы такой-то,
— Да, вы не ошибаетесь, я он (самый),— ответил я, несколько удивив
шись. — А вы...Не могу узнать.
— Омер. Ваш одноклассник.
— Да, теперь узнал. Но до чего же ты изменился! Ты же был слабень
ким, болезненным ребенком, а стал широкоплечим, сильным мужчиной.
Ты в Измире живешь?
— Да, работаю в резиденции губернатора. Пойдем,^) дороге погово
рим.
Мы двинулись в направлении Лозаннских ворог.
ПРИДАТОЧНЫЕДОПОЛНИТЕЛЬНЫЕ ПРЕДЛОЖЕНИЯ
(tü m le y ic i tü m c e )
Образец спряжения
30
Alıştırma İ. Aşağıdaki tümceleri Rusçaya çeviriniz:
1. Sen Yüzbaşım, vapurların geldiğine, geleceğine şaşıyorsun. (S. Kocagöz)
2. Benim vefat ettiğimi (=öldüğümü) gazetelerde okumadınız mı? (A. Nesin)
3. Benim de Camus gibi bir ahmak olduğuma karar verdi. (O. Atay) 4. Hangi
insan kendisinin de hakikaten (^gerçekten) öteki insanlar gibi günün birinde
mutlaka öleceğine inanır. (N. Hikmet) 5. Nigâr nereye gittiğine bakmayınız,
nasıl gittiğine bakınız. (Y. Kadri) 6. Mühendislerin kesinliği olmayan (kesin
olmayan) sorunlarla ilgilenmediğini mi söylemek istiyorsunuz? (O. Pamuk)
7. Kurtulduğuma hâla inanamıyorum. («Milliyet») 8. Yeni öğreniyorum kimlerle
arkadaş olduğunu. Son zamanlarda ne yaptığını da kimse bilmiyor. 9. Şükür,
tek bacağımı kaybettiğime. (B. Yıldız) 10. Alzylabaktıklarmı sandjm. (O. Kemal)
11. Kabahat(!) kimde olduğum biliyor musunuz? Babamda mı, onda mı?
(Y. Kadri) 12. Pek yakında ordularımızla birlik İstanbul’a dönebileceğimizi
sanıyoruz. (S. Kocagöz) 13. Ne zaman geleceklerini demin söylememiş miydim?
(Y. Kadri) 14. Hepsi ne yapacağıma bakıyordu. (Ö. Seyfettin) 15. Benbirşeyler
yapılacağına inanıyorum. (O. Pamuk) 16.0 zaman...gel; beni kitaplarımın temiz
arkadaşlığından ayıracağından korkma. (S. Ali) 17. Zeliha’yı bir sevdiğini
söylüyorsun, bir sevmediğini. (O. Atay) 18. Güzel! Çok güzel! Böyle
yazacağınızı ummuyordum doğrusu. Ustaca yazılmış. (Çehov) 19. Ne
gülüyorsun? dedi. Yoksa benim büyük çar olduğuma inanmıyor musun?
(Puşkin)
Alıştırma 2. Aşağıdaki tümceleri birer -dık’lı/-acak’lı tümce haline getiriniz:
31
Alıştırma 4. Aşağıdaki tümceleri, kalın harflerle yazılan eylemleri yeterlik,
sonra yetersizlik biçimiyle genişlettikten sonra, Rusçaya çevirin:
2—2949 33
belli olmaz ki Fettah efendi dedi. (Ş. Sıtkı) 6. ...ve nihayette bütün bildiklerintt
söylemeye mecbur etti. (R. Nuı 7. Üstat, şiirlerimden hangilerini çök
beğendiniz?— Okumadıklarınızı. («Meşh.») 8. Kim geliyor, Haşan?.. — Aha,
onlar...Senin dediklerin. (Y. Kadri) 9. Bu yaptığımızın makul bir hareket
olduğuna emin misin? (Y. Kadri) 10. Ne kadar iyi efendim, hep benim
söyleyeceklerimi, benim düşündüklerimi, hatta benim kendilerine tef’atle (çok
defa) söylediklerimi siz söylüyorsunuz. (Y. Kadri) 11. Bizim de, o eserlerden
öğreneceklerim z elbette ki olacaktır. (E. Çölaşan) 12. Herkese, müessesenin
kurulusunun yirminci yıldönümünün kutlanacağı bildirildi. (A. Nesin) 13.1960
Mayısının 29’una rastlayan Pazar günü akşamı Yeşiköy Havaalanına
Ankara’dan uçaklarla yüzelli tutuklu getirileceği bildirildi. (T. Gürkay) 14. Ama
Kantarcının istediği olmadı. (O. Kemal) 15. Seninle konuşacağım var (B. Nuri)
16. Bir şey olacağı yok (O. Pamuk) 17. Adam sen de... Yemeyeceği şeker
olsun...(0. Ken.al) 18. Bizim çalıştığımız, onun en eski işiydi. (A. Nesin)
19. ...neden sizler serbest dolaşıyor, istediğinizle görüşüyorsunuz? (H. Edip)
20. Kulağına yapıştırdığı ne, bir alıcı mı (bir almaç mı)?
34
стно, что у него нет ни земли, ни быка. Но корова все-таки есть! 9. Сооб
щи своему брату, что мы завтра не сможем сюда приехать. 10. Вы не
знаете, кого спрашивал приходивший сюда человек? И. Сообщают, что
во время этой поездки губернатор проконтролирует несколько учреж
дений. 12. Не обижай меня. Покажи то, что ты спрятал. 13. Несчастный
сказал, что в ближайшее время обратится в министерство юстиции. 14.
По его лицу было видно (ясно), что лекарство, которое порекомендовал
врач, пользы не принесло (не дало). 15. У кого ты просишь прощения?
ДЕЕПРИЧАСТИЕ НА -INCА
Деепричастие на -(y)ınca (восемь фонетических вариантов) обозна
чает побочное действие, по окончании которого совершается главное
действие. Действие, обозначаемое деепричастием на -(y)ınca, может
быть как однократным, так и многократным. При переводе на русский
язык используются или деепричастия — чаще от глаголов совершен
ного вида — или, когда деепричастный оборот имеет особое подлежа
щее, глагольные конструкции (придаточные предложения), вводимые
союзами и союзными словами «когда», «как только», «стоило/стоит...,
как...» и т. п.
ПРИМЕРЫ:
Oğulunu görünce «Yanıma gel!» diye çağırdı (seslendi)
— Увидев сына, он позвал (окликнул): «Иди ко мне!»
General çıkınca subaylar oturdular.
— Когда (или: Как только) генерал вышел,
офицеры сели.
İki kadeh fazla içince akıllan başlarından gidiyor. (Y. Kadri)
— Стоит им выпить лишние две рюмки, и оии
теряют рассудок.
'В отличие от деепричастия образа действия (hal/durum ulacı) на -arak и соеди
нительного (bağlama ulacı) деепричастия -ip.
2* 35
Значение деепричастия на -ınca, особенно когда речь идет о буду
щем, может видоизменяться, приобретая смысловые оттенки, передава
емые по-русски союзами и союзными словами «(до тех пор) пока»,
«если (уж)», «раз», «коль скоро» и т. п.
ПРИМЕРЫ:
Düşünce kim kaldırır? — А если она упадет, кто поднимет?
Deniz kenarında, güzel görüntülü geniş bahçeli, caddeye
yakın bir ev istiyordu. Olunca tam olmalı. (A. Nesin)
— Он хотел красивого вида дом на берегу моря,
с большим садом и вблизи проспекта.
Уж раз будет (дом), то должен быть что надо.
36
ДЕЕПРИЧАСТИЕ НА İKEN
37
представлен 3-м лицом множественного числа («они»), то между аф-
te p шцлояцего-будувдего времени и деепричастным аффиксом
pijşjijbraa' помещается показатель множественности -1аг, например:
iorotit konuşurlarken (konuş-ur-Iar-(i)ken) neredeydin? Где ты
Ф к когда они там разговаривали?
, Если за деепричастием на -irken следуют такие глаголы, как görmek
«видеть», bulmak «найти; застать» и т. п., то словосочетания такого типа
часто переводятся оборотами «видеть, как...», «застать за (каким-то де
лом)», например: Onu içeri girerken gördüm. — Я видел, как он входил
(ср. İçeri girerken onu gördüm. — Входя в помещение, я увидел его).
Деепричастие на -irken нередко выступает в противительно-усту
пительном («в то время как...» — «между тем как...»), а иногда — в
причинно-следственном («раз уж...») значении. В этих случаях чаще
фиксируется и употребление отрицательной формы настоящего-буду
щего времени (-mazken).
ПРИМЕРЫ:
Biz burada eğlenirken arkadaşlarımız ders çalışıyorlar.
— Между тем как мы здесь развлекаемся,
наши товарищи готовят уроки.
Onlar bir şey yapmazlarken siz buna hoş bakıyorsunuz.
— Между тем как они ничего не делают,
вы потворствуете этому.
Alı$tırma 9. Aşağıdaki tümceleri Rusçaya çeviriniz:
I. ...yolda üç beş sözle arkadaşlarına şehre varınca nasıl davranacaklarını
öğretmiş. (S. Ali) 2. Sofadaki muslukta yüzünü gözünü yıkadı. Tekrar odasına
gelip (minder)e oturunca biraz evvel elinden attığı kitabı aldı ve...yannki
dersi gözden geçirdi. (S. Ali) 3. Bu ödevleri öğretmenimiz evine gidince saat
kaçta okumaya başlar? (A. Nesin) 4. Daireye gidince «müdür seni istiyor»
dediler. (A. Nesin) 5. Bir gün hastalanınca, onu hemen hastaneye
göndermek istemiştim. (T. Gürkay) 6. Nigâr Hanım onu görür görmez tamdı.
(Y. Kadri) 7. Ve (ben) işe başlar başlamaz yanıma geleceksin. («T. Dili»)
8. Hele siz, şurada durup gözcü olun. Anastas gelirken bana haber verin.
(O. Cemal) 9. .. .mektepte (=okulda) en çok edebiyata çalışırken riyaziyatten
(=matematikten) birinci çıkıyordum. (Ö. Seyfettin) 10. Sakin bir tatlılıkla
sordu: — Biz bunıda otururken yanımıza kimse geldi mi? (Ö. Seyfettin)
II. Biz burada soğuktan donarken sen kocanın annesinin...evinde, kim bilir
ne kadar rahattasın («Ulus») 12. Evsahibi Hafız’a doğru yürüdü, Fakaf o
fırtınayı hissedince namaza durmuştu. (R. Nuri) 13. Bir köşeyi dönünce
birdenbire o...(0. Kemal) 14. Galiba şu mektup meselesini soracaksınız.
Sabahtanberi gelirsiniz diye bekledim...siz görünmeyince her halde kendisi
de hatâsını (=yanlışını) anlamıştır, dedim. (S. Ali) 15. Kapının önüne çıkarak
38
beklemiş, ancak araba gelmeyince evine girmiş ve o sıralarda vefat
etmişti(=ölmüştü). (M. Birand) 16. Özal orada ev sahibi olarak Devlet
Başkanı’nı gelirken karşılamıştı. Giderken de uğurhiyordtf. (M. Birand)
17. Köprüyü geçerlerken Cevdet Bey saatine baktı. (O. Pamuk) 18. Babamın
ahbaplarından birisi bana bir iş bulacağım vadetmişti ama iki haftadır bir ses
çıkmayınca ben de eskisi gibi balığa gitmeye başladım. (O. Kemal) 19. Arada
dinlenmeyince olmuyor. (O. Atay) 20. Onlar ge/ırge/znez...hep birden ayağa
kalkıldı. (Y. Kadri). 21. Döndüğümde Selim’i Zeliha’nın yanında ...onu
seyrederken buldum. Beni görmedi. (O. Atay) 22. Ve genç adamın, ilk defa
bu cümleleri (=tümceleri) söylerkendir ki sesi titremeye başlamıştı. (Y. Kadri)
23. Gerçekten amca ...o gece eve gelmeyince meraklanmış, sabaha kadar
uyumamış...tı. (K. Nadir) 24. Çıkarken, kendisine iyi geceler diledim.
Teşekkür etti. Çıktım. (T. Gürkay)
39
ФОРМОСОЧЕТАНИЕ -МАК AMACIYLA
(-так maksadıyla)
В книжкой речи употребляется ряд формосочетаний, первым со
ставляющим которых является форма инфинитива, а вторым — слово
формы типа amariyla, maksadıyla, şartıyla, suretiyle и др. Формосочета-
ние -так amacıyla (или maksadıyla) употребляется для обозначения цели
главного действия: «...с целью...».
ПРИМЕРЫ:
Yeni Demokrasi Partisi’nde aktif politika yapabilmek amacıyla...
— С целью получить возможность вести активную
политическую работу в партии новой демократии...
Türkçeyi öprenmek maksadıyla Türkiye’ye gittiler.
— Они поехали в Турцию с целью изучения
турецкого языка.
Sözlük
40
20. davranmak — действовать; вести anî— моментальный; внезапный
себя (как-то)', 38. basmak — 1) ступать, наступать;
gitmeye собираться уйти; начинаться; 2) нажимать; 3) на
silâha ~ — браться за оружие грянуть
21. yazar (edip) — писатель, литера baskın — 1)налет, нападение;
тор; автор 2) превосходящий
yazın (edebiyat) — литература 39. bağımsız (müstakil) — независи
edebiyat yapmak — выражаться мый
высокопарно, мудрствовать bağımlı (tabi) (-e)— зависимый
22. donmak — мерзнуть, замерзать 40. rivayet (söylenti) — предание,
23. namaz — намаз, молитва молва
~ kılmak — совершать намаз - etmek — рассказывать, переда
~а durmak — становиться на мо вать
литву 41. havali — округа, местность, край
24. titremek — дрожать; трястись 42. zaptetmek (ele geçirmek) — за
25. heyecan — волнение, возбужде хватывать, покорять; фиксиро
ние вать
Чаптак — волноваться 43. damla — капля; капли (мед.)
26. uygulamak (tatbik etmek) — ~ hastalığı — апоплексия
осуществлять, применять, 44. mustarip (-dan) — страдающий
проводить в жизнь; 45. cenaze — покойник, тело
haksız uygulamalar — незакон ~ alayı— похоронная процессия
ные действия 46. türbe— усыпальница, гробница
*** , 47. gömmek — зарыть, закопать, хо
ронить
27. torun — внук
28. gazi — победитель * * *
41
bu ~de — в таком духе; в этой ~ gelmek — победить
области galebe (=yengi) — победа
56. saptamak (tesbit etmek) — уста galebe çalmak — победить
новить, определить 67. ortam — обстановка, среда
57. odak — средоточие, фокус 68. dizmek — расставлять, распола
~lamak — сфокусировать, наце гать (рядами); нанизывать
лить dizin— список, опись, индекс
58. üretmek (istihsal etmek) — про 69. ifade — 1) выражение; 2) объясне
изводить, изготовлять ние; показание; 3) значение
üretim (istihsal) — I) производ ~ etmek — выражать; объяснять,
ство; 2) продукция излагать; означать
59. detay — деталь 70. tutar (meblağ) — сумма, итог
4 ı — детальный 71. borç (си) — долг; долг, обязанность
60. kavramak — 1) охватывать; 72. pusu — заёада
2) постигать, схватывать р. kurmak (-е) — устроить засаду
61. güven — 1) (itimat /dı/) доверие; 73. damat (dı) — зять
2) уверенность 74. bozmak — 1) портить; нарушать;
- т е к (-е) — доверять(ся), пола 2) конфузить; теряться; 3) раз
гаться менять
62. tanım (tarif) — определение, опи bozuk— 1) испорченный; 2) мел
сание кий (о монете)
-lam ak (tarif etmek) — опреде 75. şahıs(hsı) (zat) — особа, лицо
лять, описывать 76. cihaz — прибор, аппарат
63. garip — странный, непонятный; 77. malzeme — материал
чужой 78. gütmek — 1) пасти; 2) вести, про
64. dönem — период; созыв (парла водить, преследовать;
мента) . amaç преследовать цель
65. azim (zmi) — решимость, воля 79. menfaat — интерес, заинтересо
azmetmek(-e) — намереваться, ванность, выгода
решаться 80. aykırı(-e) — противоречащий,
66. galip— победитель; побеждающий идущий в разрез
Türemiş sözcükler
1. ilgilenmek (ile) — интересоваться
ilgili (ile) — связанный (с кем, чем-л.)
2. kurtulmak — освободиться, спастись, отделаться
3. şiddetlenmek — усилиться
4. üstat (dı) — маэстро, мэтр
5. rahatlamak — успокоиться
6. kuruluş — 1) создание, устройство;
2) учреждение, организация
7. gözcü — 1) наблюдатель; дозорный;
2) окулист
8. hissetmek — чувствовать
42
9. başkan — председатель
devlet ~ı — глава государства, президент
10. karşılamak — встречать
karşılaşmak — встречаться
11. uğurlamak — провожать, желаггь счастливого пути
12. meraklanmak — 1) тревожиться; 2) интересоваться
13. kurucu — основатель, создатель
14. memur etmek (kimi neye) — поручить, уполномочить
15. ölüm — смерть
16. hükümdar — монарх, правитель, властелин
17. bilgisayar — компьютер
18. söz etmek (-den) — говорить (о ком, чем-л.)
19. sınırlı — ограниченный
20. matematiksel — математический
21. işlem — процедура, операция, действие
22. gerekmek— требоваться
23. yetinmek (ile) — ограничиться
24. satış — продажа
25. korku — страх
26. işletim — эксплуатация, использование
27. karıştırmak — путать; перемешать
karışık — запутанный, смешанный, сложный
Deyimler
1. arada (bir) — иногда, время от времени
2. yakınlarım olarak — ориентировочно, приблизительно
3. ortadan kaldırmak — устранять; отменять
4. (bir şeyin) altından kalkmak — преодолеть (что-то),
справиться (с чем-то)
5. kargacık burgacık — кривой, искривленный
6. Osmanlı İmparatorluğu — Османская империя
7. ortaya çıkmak — возникнуть, появиться
8. hoş görmek, bakmak — относиться снисходительно, прощать
44
3. Kalpten tebriklerimi sunanm efendim! 4. Düğünden sonra yurtluğuna
(malikanesine) çekildi. 5. Bu havali güzel bir iklime malik. 6. Tuzak
kapanmıştı. Anî bir baskından sonra kale ele. geçirildi (zaptedildi). 7.
Ayaklarımızın ucuna basarak çıkalım. Zavallı edip ağır hastalıktan mustarip.
Demin damla içmiş, uyuyor. 8. Cenaze alayına katılmak istiyoruz. Ancak
nereye gömüleceğini bilmiyoruz.
1. Вероятно, ключ взяла моя младшая внучка. 2. Он главнокомандую
щий, но имени покорителя не заслуживает. Из девяти сражений восемь
проиграл. Несколько дней назад мы потеряли еще одну важную кре
пость. 3. В связи с его свадьбой мы вручили ему ценный подарок.
4. Ключа при мне нет. Нажмите на звонок. 5. Передают, что его усы
пальница находится в этой округе. 6. К сожалению, я не зафиксировал
его слов. Что за капли он рекомендовал? 7. Да, страна некогда была
захвачена. Но сейчас она независима. 8. Он погряз в долгах. 9. Он стра
дал от апоплексии. Сейчас его тело в больнице. 10. В одно мгновение
ловушка захлопнулась (закрылась).
1. Tezi hayranlığımı uyandırmadı. 2. Bu değerli mallar üzerine fiyatlar henüz
saptanmadı (tespit edilmedi). 3. Üretimde son dönemde de önemli bir artış
hissediliyor. 4. Ortam elverişli. Makinayı detaylı bir denemeden geçirmeli.
5. Ancak yapılan matematiksel işlemlere karşı tam bir güvenim yok. 6.
Ortaya çıkan zorluklara galip çıktı. 7. Bütün azmine karşın orta çağ lehçeleri
gramerinin altından çıkamadı. 8. Bilgisayardan söz ediyorsunuz. Oysa ben
bu vadide uzman değilim, kavrayamıyorum. Her şeyden önce bilgisayar
nedir, tanımını verir misiniz. 9. Borcumun tutarını görünce bozmadım,
damadıma baş vurdum. 10. Genç devletin kurucusu olan Devlet Başkanı
hava alanında yaşlı hükümdarı uğurladı. 11. Meraklanmayın. Üstadı
karşılamaya başkan sizi değil, beni memur etti. 12. Üstat yakınlama olarak
ne tarihte gelecek? — Garip, dersiniz ama, bu tarih henüz gizli tutuluyor. 13.
Yüzünün ifadesinden alana galebe çalmak {galip gelmek) için çıktığı
anlaşılıyordu. 14. Üstadın korkusundan çok şaşırdım, her şeyi karıştırdım,
gereken matematiksel işlemi yapamadım. 15. Gözcü olun. Yeni model
bilgisayar satışa çıkarıldı, fakat işletimi hususunda pek sınırlı bilgim var.
Bunun için de bir deneme dönemine gereksinim var. Bizimkileri buna
odaklayın. 16. Topladığımız malzemeye göre güttükleri gaye
(amaç)»ıen/aarimize aykırıdır.
1. Современный мир иногда кажется странным. А иногда мы смотрим на
него с восхищением. 2. В Институте стран Азии и Африки изучают мно
гие современные тюркские языки. 3. В этой долине расположены два
больших города. 4. В то время эти испытания, разумеется, проводились
тайно. 5. Вы победили. Но обстановка не была благоприятна. Я не могу
постичь причины этого успеха. 6. Его показания были путаными, да и
45
сумма, которую он называл, очень отличалась от той, что мы знали.
7. Конечно, наш завод не может производить все требующиеся товары.
8. Они расставит часовых (дежурных), устроили засаду. 9. Период
(срок) эксплуатации этого прибора не очень велик. Не описаны также
многие детали. 10. Он испортил нам дело. Теперь уж мы не можем
ограничиться возвратом нашего долга. 11. Не сбиться бы нам с пути...
Я не очснь-то полагаюсь на этого человека. 12. Правитель поручил вам
встретить и проводить высокого гостя. 13. Избавиться бы нам от
страха. Тогда успехи будут большими. И все это почувствуют. 14. Он
любит говорить о зяте президента. Однако этот вопрос не в фокусе (не в
центре) нашего внимания. 15. Прежде всего установим сумму вашего
долга. 16. Лицу, о котором я сказал, этот прибор не требуется.
B ir tezin hikâyesi
Üniversite yıllarımda Montaigne’ın Denemeler' ini büyük bir hayranlıkla
okumuştum. Denemelerde insan kalbinin derinlikleri gizlidir. İlim adamlarının
1 Sınır boyundaki bir küçük devletin başı.
46
nasıl çalıştıklarım hep merak etmişimdir. Ben de bu vadide yol almak
istiyordum.
O günlerde, değerli bir ilim adamı olan Ahmet Hoca’dan çağdaş Türk
lehçeleriyle ilgili dersler alıyorduk. Türkmence çalışmaya karar verdim.
Türkmenceyle ilgili bir tezin kolayca altından kalkabileceğimi sanıyordum.
Ancak Türkmenlerin yirminci yüzyılda yaşayan en büyük şairinin kim
olduğunu tespit etmek bile benim için büyük sıkıntı oldu. Türkmenistan’dan
sınırlı sayıda insan, Türkiye’ye gelip gidiyordu ve bunlarla
karşılaşamıyordum.
O günlerde kendini bilgisayar dünyasına odaklayan arkadaşım İbrahim,
bana bilgisayarla çalışmanın öneminden söz etti. Ben, o zamana kadar
bilgisayarın yalnız matematiksel işlemler yapmada kullanılan bir âlet
olduğunu zannediyordum.'Daha sonra sosyal bilimlerle ilgilenenlerin yavaş
yavaş bilgisayar kullanmaya başladıklarını gördüm. Kısa sürede çok iş
üretiyorlardı. Dostlarımı sevindirmek amacıyla ben de bilgisayar almaya
karar verdim.
Tanıdığım bir arkadaşımın çalıştığı bilgisayar firmasına gitmekle ne
kadar iyi ettiğimi sonradan anladım. Çünkü detaylı izah etmeye çalışan on
yıllık arkadaşımın bile ne demek istediğini tam olarak kavrayamamıştım.
Hayatımda ilk defa duyduğum kelimelerle konuşuyordu. «Disketle mi
çalışacaksın? Remi ne kadar olsun?..» Ne cevap vereceğimi şaşırmıştım.
Önce kendisine itimat ettiğimi söylemekle yetindim. Bana vermek istediği
bilgisayarı çalıştırdı. Satış yapmanın da heyecanıyla birçok şey anlattı. Çok
önemli olan bilgileri bir kâğıda not etmeye çalıştım. Sevinç ve korkuyla
kanşık bir his kaplamıştı içimi. Bilgisayarımı alıp evin yolunu tuttum. Tarif
ettikleri şekilde masamın üstüne kurdum. Sıra çalıştırmaya gelmişti.
Arkadaşımın yazdırdığı notlan uygulamaya başladım; ekranda garip şeyler
oluyordu. Hemen telefona sarıldım. Sattıkları âletin bozuk olabileceğini
söyledim. Arkadaşım güldü. Telefonla yardımcı olmaya çalıştı. Ama ben
işin böyle yürümeyeceğini anlamıştım. İşletim sistemiyle ilgili kitaplar
aldım. Bu dönem tam iki ay sürdü. Artık bilgisayarımı ne çocuklarım
seviyordu, ne de eşim.
Hocam, ana metinde bütün uzun ünlüleri göstermenin gerektiğini
söylemişti. Metne baktığımda hiç bir uzun ünlünün bulunmadığını fark
ettim. Zaten Kiril harfleri gözlerime kargacık burgacık görünüyordu. Neden
sonra çalışma azmi bütün hislerime galip geldi, bütün metni bilgisayar
ortamına taşımaya karar verdim. Bir yandan bunu yaparken bir yandan da
uzunluklarla ilgili bilgiler ediniyordum. İlk yirmi sayfada öğrendiklerimi
uygulamaya başladım. O kadar çok uzunluk vardı ki birinci sayfada
uyguladığım uzunluğu ikinci sayfada unutuyor ve her şeyi birbirine
karıştırıyordum.
Bir cumartesi günü bilgisayarı aldığım firmaya gittim, bilgisayar
programcısına, dizin programına ihtiyaç duyduğumu belirttim .
47
Yapabileceğini ifade etti. Ancak bilgisayarın yan fiyatına yakın bir meblağ
söyledi. Sonradan programcının mobilya borcunun da o kadar olduğunu
öğrenince şaşırmadım değil...
(Mehmet Kara; kısaltılmıştır).
Çalıştırma 14. Yukarıdaki metinleri anlatmaya hazırlanırken aşağıdaki sorulan
yanıtsız bırakmayın:
1. Ertuğrul Bey’in oğlu Osman kaç yılında ve nerede doğmuştur?
Söylediğiniz yer Anadolu’nun neresindedir? 2. Osman kaç yaşındayken, kaç
yılında ve ne gibi olay üzerine Anadolu Selçuk Devletinin başbuğluğuna
getirilmiştir? 3. Yakmlama olarak bir yıl sonra ne kalesi fethedilmiştir? Bunun
üzerine de neler olmuş? 4. Bilecik tekfuru (valisi) Osman Beyi düğününe
davet ederken ne gibi bir amaç (gaye) güdüyormuş? Bu zat (şahıs)
Osmandan korkuyor muymuş? Bu olaym sonu ne olmuştur? 5. Selçuk
Devleti batınca (kaç yılında?) Osman Beyin durumunda bir şey değişmiş
midir? Osman’ın amcası Dündar Bey’in davranışları bu sıralarda (fikrinizce)
Osmanın menfaatlerine neden aykm olmuş? Sonucunda Dündar Beyin
başına ne gelmiş? 6. Osman nerede, ne zaman ve oğlu Orhan’ın hangi büyük
kenti fethettiğini haber aldıktan sonra gözlerini dünyaya kapamıştır?
Gömüldüğü yer neresi? 7. Mehmet Kara, kimin öğütlerine (tavsiyelerine)
kulak vererek kendine bir bilgisayar almaya karar vermişti? Türkmenceye
dair topladığı malzeme zengin miydi? 8. Cihazı alıp evine götürdükten sonra
ne gibi güçlükler (zorluklar) ortaya çıktı?
Çalıştırma 15. Aşağıdaki parçayı Türkçeye çeviriniz:
Вы знаете, что основателем Османской империи был Осман Первый,
родившийся в середине XIII века. Разумеется, независимое княжество
(beylik), которое он создал в Западной Анатолии в нанале XIV века, пос
ле того как распалось («утонуло») Сельджукское государство, еще не
было империей. Однако это государство быстро расширялось. В год,
когда родился сын Османа Орхан, т. е. в 1288 году, был завоеван неболь
шой город Караджахисар, а через 38 лет; т. е. в 1326 году, когда умирал
сам Осман, его сын Орхан завоевал крупный город Бурса. Сюда из Ени-
шехира перенес Орхан столицу своего государства. Вообще говоря, у
Османа было два сына — Орхан и Аляэттин. Точно не известно, кто
(который) из них был старшим братом. Впрочем, властелином стал Ор
хан, одержавший много побед. Поэтому его, как и его отца, называют
«Победитель».
Когда по приказу Орхана его сын Сулейман-Паша перешел в Румелию,
император Византии (Bizans) Кантаюозен стал думать, как ему действо
вать в дальнейшем. Когда один за другим падали города, такие, как Гели-
болу, Текирдаг, Ипсала и другие, император с целью установить друже
48
ственные отношения с Орханом отдал ему свою дочь принцессу Теодо
ру. Орхан обвенчался с ней, но продолжал захватывать города и посел
ки, находившиеся вблизи от столицы Византийской империи. Впрочем,
известно, что взял Константинополь лишь седьмой султан Мехмед Вто
рой Фатих. Это событие произошло почти через сто лет после смерти
Орхана, в 1453 году.
49
Когда кондуктор сзади сказал: «Османбей» (это название района в Стам
буле), спереди толстый человек произнес: «Да. Я здесь». Мы умерли от
смеха. 9. Этот край обладает приятным климатом. Даже зимой мы не
мерзнем, не дрожим от холода. 10. Ясно, что они что-то от нас скрыва
ют. Надо установить, что они производят. Если не объяснят, мы не мо
жем им доверять. Обстановка сложная.
Çalıştırma 18. Aşağıdaki tümceleri ağızdan Türkçeye çevirin:
1. Кто победитель? 2. Странное определение! 3. Это не требуется. 4. Они
говорят о математических действиях. 5. На этой дороге они устроили
засаду. 6. Его зять очень сконфузился. 7. Мы, кажется, потеряли дорогу.
8. Их успехи были очень ограниченными. 9. Кого он уполномочил сде
лать это (кому поручил...)? 10. Он не справится с этим делом. 11. При
виде похоронной процессии ребенка охватил страх. 12. Он глава госу
дарства, но не его основатель. 13. Этот закон давно отменен. 14. Экс
плуатация компьютера (эксплуатировать, (заставить) работать...)— дело
не простое, особенно для нашего мэтра. 15. От волнения он все перепу
тал. 16. Этот молодой человек — внук главнокомандующего. Завтра у
него свадьба. 17. Я не схватываю его слов (сказанного им). Постарай
тесь зафиксировать. 18. В это мгновение начался воздушный налет.
19. Они устроили западню. 20. В этой долине находится старинная кре
пость. 21. — Как его сердце? — Он страдает от апоплексии. 22. Услышав
названную сумму, он встревожился. 23. Его лицо выражало решимость
(решимость действовать). 24. Он председатель этой организации. 25. Пи
сатель собирается уходить. Проводим его.
51
Значение второе. Утрачивая значение прошедшего времени,
форма на -irdi передает содержание своего рода сослагательного накло
нения, т. е. обозначает: а) действие, совершению которого что-то пре
пятствует («Я пошел бы сейчас в театр, но у меня нет билета»); б) дей
ствие, которое при определенных условиях могло бы совершиться в
любой временной плоскости («Я дал бы такой совет»), включая и плос
кость прошедшего времени («Разве я не мог (бы) (тогда) туда пойти?»)1.
ПРИМЕРЫ:
Şimdi tiyatroya giderdim ama biletim yok.
— Я сейчас пошел бы в театр, но у меня нет билета.
Bir dakika susamaz mıydınız?
— Разве вы не могли (бы) минуту помолчать?
52
gördüğü zaman aklına ilk olarak: «Acaba ben de aynı şeyi yapmıyor
muyum?» düşüncesi gelirdi. (S. Ali) 3. Kâğıtta ince, düzgün bir el yazısı ile
iki satır: «Selim'in bir arkadaşıyım. Sizinle görüşmek isterdim.» Ne imza, ne
adres. (O. Atay) 4. Size Almanca, Fransızca öğretirim... — Teşekkür ederiz
ama ... — Goethe' den şiirler ... okurum ... — çok iyi olurdu ama ...
Hapisane doktoru ... (O. Kemal) 5. Bizim lokantanın* bitişiğindeki
apartmanda, eski paşalardan birinin kızı olduğunu söyleyen bir kadın
oturuyordu: Naciye,... gayet güzel türkçe konuşurdu. Hemen ahbap olduk,
bize hayatını anlattı. (O. Kemal) 6. Araba hareket etti, önlerinde durdu. Bu
yirmi sekiz yaşmda, ama bembeyaz saçli adamı şehrin bütün arabacıları
sayarlardı. Üstelik o şehrin yerlisiydi. (Ş. Sıtkı) 7. ...sordum: «Kendisini
tebrik etmek istemez miydiniz?» (T. Gürkay) 8. «Bir çay içmez miydiniz'?»
dedi (T. G.) 9. Biz şimdi böyle düşünüyoruz, o zamansa büsbütün başka
türlü düşünüyorduk. Şimdi ona bin ruble bile verirdim, halbuki o zaman on
rubleyi de ... vermedim. (Çehov) 10. Gruşnitski yanıma yaklaşıp kolumu
tutarak: - Bunu senden beklemezdim, dedi. (Lermontof) 11. Amcam, iyi
yürekliydi. Halk adamlarını severdi. (S. Üstüngel).
54
Примечания: 1. Порядок слов в придаточном условном предложении в
принципе аналогичен порядку слов в любом простом распространенном пред
ложении. 2. Придаточное предложение может вводиться персидским по проис
хождению союзом eğer «если» (изредка — şayet «ежели»), но постановка его
отнюдь не обязательна. Постановка каких-либо союзов или частиц между при
даточным и главным предложениями недопустима.
ПРИМЕРЫ:
(О) gelseydi (gelse) bizi bulurdu (görürdü).
— Если бы он пришел, то нашел бы (увидел бы) нас.
(Eğer) Vaktiyle onunla konuşsâydık (konuşsak) bunu yapmazdı.
— Если бы мы в свое время поговорили с ним, он бы
этого не сделал.
Условные формы второго типа представляют собой форму -se
от недостаточного глагола i(mek) быть : i + -se = ise, причем возникает
безударный четырехвариантный аффикс -(y)sa, -(y)se, присоединяющий
ся к именам, а также к основам времен: öğrenciyse (öğrenci ise), alırsa (alır
ise), geldiyse (geldi ise) v.s. Такие формы, называемые формами услов
ной модальности, выражают реальный тип условно-следственной свя
зи, передаваемый по-русски посредством союза «если», например:
«Ест он придет, то найдет», «Если он не ушел, то позови его сюда»
ит. п
Вводимая в данном уроке форма условной модальности от настоя
щего-будущего времени (-ırsa; türkçesi: geniş zamanın şartı), как прави
ло, соответствует по-русски сочетанию союза «если» с одной из форм
будущего времени, изредка настоящего; в главном предложении исполь
зуется необходимая по смыслу форма изъявительного или повелитель
ного наклонения.
Ben alırsam («если я возьму, буду брать»), sen alırsan, о alırsa, biz
alirsak, siz alırsanız, onlar alırlarsa.
Отрицательная форма:
ben almâzsam («если я не возьму, не буду брать»), sen
almazsan, о almazsa и т. д.
ПРИМЕРЫ:
(Eğer) Yarın öğleden sonra bana uğrarsanız birlikte Kültürparka gideriz.
— Если завтра после полудня вы зайдете ко мне,
мы вместе пойдем в Культур-парк.
55
(Eğer) Selim* i bulamazsan bana haber ver.
— Если не сумеешь разыскать Селима, сообщи мне.
Форма ise, -(y)sa? (в «чистом» виде, без предварительного форманта
изъявительного наклонения) составляет формальную часть именного
сказуемого придаточного условного предложения. Поскольку глагол
i(mek) не имеет будущего времени и формы прошедшего времени ус
ловного наклонения (форма *iseydi вышла из употребления), он в этих
случаях заменяется (как и предикативные слова var и yok) соответству
ющими формами глагола olmak. Например: (о) öğrenci olursa... «если
он будет, станет учащимся ...», (о) öğrenci olsaydı... » если бы он был
студентом...», kızı olursa «если у него будет дочь...».
ПРИМЕРЫ:
(Eğer) Fakültemizin öğrencilerinden ise (öğrencılerinddnse) onu
da topla ıtıya çağırsınlar.
— Если он студент нашего факультета, пусть и его
позовут на собрание.
Yarın hava güzel olursa parka gideceğiz.
— Если погода завтра будет хорошая, мы пойдем
в парк.
Husuri otomobili olsaydı bu yaz ailece Sofya’ya giderdi.
— Если бы у него был свой автомобиль, он этим летом
(со своей) семьей поехал бы в Софию.
В главном предложении вместо формы olurdu обычно употребляют
именную форму idi, например: Yardımına koşsaydmız hali daha iyiydi —
Если бы вы поспешили ему на помощь, его состояние было бы лучше.
56
diyor. Ben, hiç ummuyorum... Bakır Efenin niyetini bilseydim, Ömerin nerede
olduğunu söylerdim. (MYesari) 11. «...içinde onlara karşı en küçük bir
düşmanlık sakladığınıfarkederlerse seni ezerler» (S. Ali) 12. Karısını merak
etmeye başladı. Yakın komşularda olsalar muhakkak Yusufun geldiğini
mahalle çocuklarından duyup gelirlerdi. (S. A.) 13. Bağda köpek filân
olsaydı halim haraptı. (R. Nuri) 14. Zannederim ki, başka bir mektepte
(=okulda) bunu yapsam ya hapsedilir, yahut da bir başka ceza görürdüm.
(R. N.) 15. Cemal isterse misafirler geldiği zaman ben üe bulunurum. (H. E.)
16. Memlekette, ...bir avukat, bir gazetecinin oğlu olmaktan bıkmıştım.
.. .Öyle ki kaç sefer (= kerre, defa), ah, keşke bir eskicinin çocuğu olsaydım,
diye düşünmüştüm. (O. Kemal)
58
Salih Bey konsere gidemeyeceği için biletini size verebilirim.
— Так как Салих-бей не сможет пойти на концерт,
я могу отдать вам его билет.
Форме -dığı/-acağı için синонимична форма -dığından /-acağından,
представляющая собой имя действия на -dik или -асак в личной форме с
аффиксом исходного падежа: (ben) aldığımdan...— поскольку я беру
(взял, брал...).
ПРИМЕР:
Çantamı bulamadığımdan (=bulamadığım için) çantasız
gitmeye mecbur oldum.
— Так как я не нашел (не смог найти) своего портфеля,
я был вынужден идти без него.
К форме -dığından/-acağından могут присоединяться послелоги ötürü
или dolayı, а к форме dığı/-acağı изредка также служебное имя hasebiyle
«вследствие», которые не вносят в содержание формы существенных
оттенков: (о) hasta olduğundan ötürü..., hasta olduğu hasebiyle... —
вследствие того, что он (был) болен...
Примечания. 1. Постановка подлежащего в родительном падеже (анало
гично подлежащему дополнительного предложения) является ошибкой - за
исключением тех, очень редких, случаев, когда форма -dığı/-acağı, сопровожда
емая послелогом için («ради»), получает объектное значение (см. урок 16),
например: (onun) gördüğü için...— ради того, что он видел / видит («ради види
мого им»)...
2. Следует учитывать, что сказуемое придаточного дополнительного
предложения также может иметь форму -dığından/-acağından (см. урок 16).
59
Alıştırma 8. Aşağıdaki tümceleri Rusçadan Türkçeye çevirin:
1. Поскольку ученик не понял, что спросил учитель, вопрос остал
ся без ответа. 2. Поскольку с той поры (aradan) прошло восемь лет и к
тому же человек отпустил усы, я, конечно, не узнал его. 3. Поскольку
завтра вы, будучи в отпуске, собираетесь ехать за город, нам следует
поговорить сегодня. 4. Чтобы иметь возможность принять участие в
этом празднике, я полетел самолетом. 5. Так как автобус двигался
очень медленно, то когда мы подъехали к театру, опера уже началась.
6. В связи с тем, что мы выиграли два крупных сражения, противник,
можно сказать, подавлен. 7. Поскольку принять такое решение не в его
власти, дело мое гиблое. 8. Поскольку эти люди косо на меня смотре
ли, у меня отнялся язык, я не смог говорить. 9. В связи с тем, что сути
дела я не знал, это заседание быстро мне надоело. 10. Поскольку пред
ложенный вами метод не нов, давайте не поднимать (не открывать)
вопроса о первенстве.
Sözlük
60
15. sokmak— всовывать, втискивать; тельный (о мужчине); подо
впускать; жалить бающий, уместный
16. yılan — змея 30. fırsat — подходящий случай
17. nakil (kli) — 1) перевозка, пере ~ düştü — представился удобный
броска; 2) перевод, пересказ случай
-etm ek — перебрасывать, от ~ kaçırmak — упустить случай
правлять; переводить; пере - bu ~! — вот он, случай!
сказывать 31. ansiklopedi — энциклопедия
nalkiye (ta şıt) — транспорт; 32. usul (lü) — метод, способ
транспортировка (metot(du))
taşıt (nakliye) araçları — транс 33. kurnaz — хитрый, хитрец
портные средства ~lık yapmak — схитрить
18. belediye — муниципалитет 34. ansızın — внезапно, вдруг
~ taşıtları — городской транс 35. atlamak — прыгать, впрыгнуть,
порт спрыгнуть, перепрыгнуть; пе
19. mahkeme — суд рескочить, пропустить
~уе düşmek — попасть под суд 36. kafa — голова
mahkûm (-е) — осужденный, об- ~lı — с головой, головастый
реченый (на что-л.) 37. dam — крыша
mahkûm etmek — осудить, при -dan düşer gibi — ни с того ни с
говорить (кого-п. к чему-л.) сего
20. kazanmak — зарабатывать, приоб 38. saniye — секунда
ретать; выигрывать, завоевать
39. mahıv(hvı) — уничтожение, ис
sınavı выдержать экзамен
требление
* * * -etmek— уничтожать, разрушать
-olmak — быть уничтоженным,
21. ense — затылок
погибать
22. sinek — муха; комар
40. rezil — опозоренный
- avlamak — бездельничать
rezalet — позор, срам
23. sivri — заостренный, острый
-sinek — комар * * *
61
işi ~ gidiyor— у него дело не кле 58. bıkmak (-dan) — надоедать, пре
ится сыщаться
2) нелюбезный; bundan bıktım — мне это надоело
~ adam— строптивый человек 59. karakol — караул, патруль;
- bakmak— косо смотреть участок
-ine — наоборот polis -и — полицейский участок
-temek — осадить, поставить на 60. iddia — 1) утверждение; 2) притя
место (кого-л.) зание, претензия; обвинение
47. kanat(dı) — крыло; фланг - etmek — 1) утверждать; 2) (-а
48. sallamak — махать, размахивать; hak) претендовать (на что-л.)
кивать; 61. ayna — зеркало
başını salladı — он кивнул голо • • •
вой 62. bağırmak — кричать
elini salladı — он махнул рукой bağrışmak — кричать (о многих)
49. tokat — оплеуха, пощечина 63. kavga— ссора, скандал; драка
~ yemek — получить пощечину ~ etmek— ссориться, скандалить
~ yapıştırmak (atmak) — вле 64. hız — скорость, быстрота
пить оплеуху 4 ı — скорый, быстрый; быстро;
50. düdük — дудка; свисток, гулок громко
- çalmak — свистеть, гудеть 65. silmek(-i) — стирать, вытирать;
51. şaka — шутка вычеркнуть
- etmek — шутить, подшучивать silinmek — стереться; исчезнуть
- (olsun) diye — в шутку 66. kanape — диван
~cı — шутник 67. esna — промежуток времени; мо
52. tesadüf — совпадение; случайная мент
встреча 68. alelâde — обыкновенный, обыч
bir - (eseri) — случайное совпа ный
дение, по случайному совпа 69. aşırı — 1) чрезмерный, крайний;
дению 2) по ту сторону; через
- etmek (-е) — повстречаться; gün через день
приходиться (на какое-л. чис 70. azar — нагоняй, нарекание
ло) - lamak (-İ)—давать нагоняй, по
53. herif — субъект; тип; малый прекать, отругать
54. inat — упрямство, упорство 71. aptal—глупый; глупец
- (olsun diye) (-а) — назло кому-л.;
- yerim koymak (-i) — принять
из упрямства
за дурака
72. cins — 1) род, вид, сорт; 2) поро
~«ı — упрямый, упрямец
да; 3) пол; род
55. defi — сумасшедший, помешан
- köpek — породистая собака
ный
73. beriki — находящийся по эту сто
- olmak, -ye dönmek — обезу рону, тот, что ближе, этот
меть (прям, и перен.) 74. beyan— изложение; разъяснение
56. gayet — очень, весьма - etmek (-İ) — излагать, разъяс
57. yenmek — побеждать, обыграть нять; заявлять
(кого-л.) ~at — заявление;
yenilmek (-е) — быть побежден -atta bulunmak — сделать заяв
ным (кем-л.) ление
Türemiş sözcükler
L üstelik — к тому же, вдобаво , впридачу
2. sayın — уважаемый
3. sevimli — милый, симпатичный
4. birincilik — первенство
- i kazanmak — завоевать первенство
5. kaçırmak — дать убежать; упустить
tre n i опоздать на поезд
6. yollamak — посылать, направлять
yollanmak — быть посланным; направляться (куда-л.)
7. düşürmek — повергнуть (в какое-л. состояние)
(bu) beni meraka düşürdü — (это) возбудило во мне любопытство
8. gözlemek (-i) — 1) наблюдать (за кем-л., чем-л.); 2) ожидать (кого-
л., чего-л.)
9. konmak — быть поставленным; останавливаться (на ночлег,
и т. п.)
10. soğukluk— 1) прохлада; холодные отношения, холодок; 2) прохла
дительный напиток
11. açmak — открыть (тайну), поведать (о чем-л.)
12i üzgün — расстроенный, огорченный; измученный
13. içten — сердечный, искренний
-lik — сердечность, искренность
14. ayrım — различие; различение, разветвление, подразделение; дис
криминация
15. köpoğlu — сукин сын
16. kızgın — раскаленный, жгучий, распаленный; злой
17. belirli (muayyen) — определенный
18. serinle(ş)mek — стцровиться прохладнее, посвежеть
19. sözde — на словах; так сказать
Deyimler
1. günün birinde (=günlerden bir gün) — в один прецгасный день
2. yan bakmak — косо смотреть (на кого-то)
3. iş güç sahibi — занятой человек
4. neyse (ne ise) — ну (да) ладно; еще ладно
'5. ha bre (ha bire) — безостановочно, все время
6. (deli olmak) işten değil — тут недолго // ничего не стоит (сойти с ума)
7. (işin) iç yüzü — подоплека, суть (дела)
8. sessiz sedasız — беззвучно, молча
9. ne diye? — чего ради?, для чего?, зачем?
10. dilim tutuldu — у меня отнялся язык, я онемел
11. aklım başıma geldiği zaman — когда я опомнился, пришел в себя
12. bir aralık — в один из моментов, в какой-то момент у л у ч и в момент
63
13. aradan çok vakit geçti — с тех пор (с того момента) прошло
уже много времени
14. (bu) elimde değildir — (это) не в моей власти, не от меня зависит
elimde olmayarak — будучи не в состоянии противиться себе
15. (hasta) olmasın ■— уж не (болен) ли он?, как бы он не был (болен)
16. göz göre (göz göre göre) — прямо на глазах
17. aman yarabbi — о боже!, боже мой!
18. arkasına düştüm — я пошел следом за ним
19. önüne düştüm — я пошел впереди него
20. var kuvvetimle, olanca kuvvetimle — изо всех (моих) сил
21. ortalık karıştı — все перемешалось; началась сумятица
22. düşündüm taşındım — я поразмыслил, пораскинул умом
23. altı ayı giydi — он получил шесть месяцев (полгода)
Аффикс -gı/-kı
Отглагольный аффикс -gı/-kı4 образует
Alışırma 10. Altı çizilen sözcükleri ezberlemek üzere aşağıdaki tümceleri çeviriniz:
I. Şu satırların altma imza(nızı) atar mısınız? 2. Konuştuğumuz ülkenin
politika düzeni ne imiş biliyor musun? 3. «O gün eve biraz geç dönmüştüm.
Niyazı hastalanmış, yatıyordu. Babam başucunda... Beni görünce: “Bu
çocuk niye hasta ulan?” diye sordu. “Bilmem...” dedim. “Bilmezsin ha? Ben
sana sorarım bilmemi... Kim bilir nasıl sokmuşsundur oğlanı yılan gibi...”»
(O. Kemal. Baba evi.) 4. Kentin bu mahallesinde harap binalar da yok
değildir. Belediye nereye bakar? 5. Nakil işini de düzene sokmalı. Belediye
taşıtları gereği gibi işlemiyor. 6. Efendiden sayın bir adam... Üstü başı
düzgün... Fakat odasındaki intizamsızlık adeta şaşırtıcı.. . — İş güç sahibi bir
adam. Ha bre şiir, şarkı, masal düzüyor. Etrafındaki şeylere dikkat ettiği yok.
7. Bunu yapmağa nasıl cesaret etti? Yaptığı, bir suç sayılırsa ceza görüp
hapse girebilir. 9. O, böyle şeyleri her zaman dinlemeye mahkûmdur.
Nitekim, çalışan kazanır. 10. önce mahkemeyi boyladı, sonra hapisaneyi.
II . Düşmanı adeta ezdiler. 12. Adam mahkemelik oldu. Kendisini harap eden
de budur. 13. Zaten Bulgaristanda her tarafta geniş ve muntazam yollar
yapılmış. Ülkenin her tarafını otomobille dolaşabilirsiniz. (Z. Sertel.) 14. İçeri
soksun diye biletçinin yanma sokuldu. 15. Paşam buraya gelsene. Her çeşit
mallarımız vair. 16. Üç yıl hapse mahkûm edildi.
1. В нашем квартале суда нет. 2. Этого сюда не пускай. Песен петь он
не может, а чтобы сочинять и рассказывать сказки, пусть поищет дру
гое место. 3. Подпись не моя. Я это могу доказать. 4. Я не отважусь
подписать эту бумагу. 5. Он приговорен к пяти годам тюремного за
ключения. 6. Сидел в тюрьме четыре года. 7. Не женщина, а змея1. И
всегда остается безнаказанной. 8. Его смелость подорвана (разбита). Он
Э—2949 65
прямо-таки раздавлен. 9. Мой личный автомобиль сломан. Такси не
найдешь. Воспользуемся городским транспортом. 10. Бедняга попал
под суд. Однако выиграл. 11. К сожалению, этот матч наша команда
выиграть не сумела. Мы его проиграли. А они вдобавок и первенство
выиграли. 12. Любезнейший). Не забудьте зайти к нам. Самый лучший
товар — у нас. 13. Он отмахал длинный путь.
66
же сел в «долмуш» и уехал. 10. Это, конечно, не что иное, как случайное
совпадение. 11. Мне надоело каждый раз его обыгрывать. К тому же
после каждой партии он сходил с ума. Но из упрямства снова садился
шрать. 12. Его вина была налицо. Боже! Как бы он не попал под суд и не
получил тюремного заключения (... и не получил подгода). — Даст Бог,
ограничатся штрафом (назначением штрафа). Надо зайти в полицейский
участок. 13. Я не утверждаю, что он сошел с ума. Но в таком случае его
надо поставить на свое место.
3*
67
Neyse orası lâzım değil; her sabah aynı vapurla indiğim için her gün
hemen hemen aynı yüzlerle karşılaşıyordum. Bunların arasında bir yolcu
vardı ki beni dehşetli meraka düşürmüştü.
Kim olduğunu ne iş yaptığını, hatta ne dinden ne milliyetten olduğunu
bilmiyordum. Gençten bir adamdı. Güzel, çirkin, yakışıklı, yakışıksız, nasıl
olduğunun farkında bile değildim. Yalnız gözlüklü olduğunu biliyorum.
Bu adam her gün vapurda birkaç gazete alır, cebinden kalemini çıkanr;
okur, okur ve habre birçok kelimelerin altını çizerdi. Bir gün, beş gün, on
gün... Hep böyle!.. Bu adamm ne yaptığını sözcüklerin altım niçin çizdiğini
çok merak ediyordum.
Hepimizin böyle merak ettiğimiz şeyler, vardır. Fakat çok defa sorup
öğrenmek cesaretini yahut fırsatını bulamayız. Ben de ne cesaret, ne de fırsat
bulabiliyordum. Adamın gazeteden baş kaldırdığı, bir an için olsun
etrafındakilerin yüzüne baktığı yoktu ki.
Bir gün yanındaki yere oturdum ve hangi sözcüklerin altım çizdiğine
baktım. Çok dikkat ettim; çok düşündüm ama sözcüklerin altını ne maksatla
çizdiğini bir türlü anlayamadım.
Deli olmak işten değildi. Hiç kimse ile konuşmuyordu ki onunla ahbap
olup sorayım. Ykpur köprüye gelinçe yerinden kalkar dosdoğru kapıya
yollanırdı.
Düşünüyordum: Bu kelimeleri niçin çizebilir? Belki bir ansiklopediye
hazırlık yapıyordur! Eğer öyle ise, pek garip bir usul.
Ancak işin iç yüzünü öğrenmek kolay değil. Siz benim yerimde
olsaydınız ne yapardım€1 Ben kurnazlığa baş vurmaya karar verdim, şöyle
bir çare buldum.
Bir gün tekrar adamın yanıbaşına oturdum. O yine elinde kalemi, hem
okuyor, hem çiziyordu. Bir zaman onu sessiz, sadasız seyrettikten sonra bir
aralık ansızın parmağımı uzatıp çizmediği bir kelimeyi göstererek: .....
— Atladınız! dedim.
— Hiç cevap vermedi, dönüp yüzüme bile bakmadı, gösterdiğim
kelimenin altını çizip işine devam etti. Fırsat bu fırsat. «Canım bu sözcüklerin
altını niçin çiziyorsunuz»? diye sorsaydım ya! Dilim tutuldu, soramadjm.
Aklım başıma geldiği zaman da aradan çok vakit geçmişti.
Bu işi ertesi güne sakladım. Ertesi gün yiiıe yanındaki yere oturdum.
Kafamı yaklaştırarak bir zaman yaptığı işi seyrettikten sonra damdan düşer
gibi:
— Bu çizdiğiniz sözcükleri ne yapıyorsunuz?
Diye sordum.
Başını bir saniye bana çevirdi. Günlerce uğraşarak topladığım cesareti bir
anda yok eden bir sertlikle:
— Lâzım mı?
Diye cevap verdi.
68
Aynaya bakmadım ama her halde kıpkırmızı kesilmiştim. Mahvoldum, rezil
oldum. Ne cevap verebildim, ne de bir şey yapabildim. Bir daha adamın
yanına da oturmadım.
***
69
Fakat herif inatçı çıktı. Çoktandır kendisini takip ettiğimi, hattâ geçenlendç
işine karıştığım için beni terslemek zorunda kaldığını, bu yüzden kavga
çıkarmak ıtediğimi ve sonunda kendisini denize attığımı iddia etti. Kısası altı
ayı giydik!
Hiç bir şeye yanmıyorum. O adam gazetedeki sözcüklerin altım ne diye
çiziyor, onu bir türlü öğrenemedim, deli olacağım!
(Rakım Çalapala)
Alışırma 11. Aşağıdaki somlan yanıtlayın:
1. Okuduğunuz mizah öyküsünde başlıca kaç kahraman var? 2. Öyküyü
anlatan, birkaç yıl önce ne yüzden hapse girmişti? 3. İiban bir sivrisinek
öldürdüğü için hapis cezası (veya hatta para cezası) görür mü? 4, O yaz
nereye, ne için gitmişlerdi? 5. Hikâyeci istirahattan söz edeıken neden «sözde»
sözcüğünü kullanır? 6. Her sabah tstanbula indiği vapurda öykücünün
dikkatini çeken, merakım uyandıran adamı tarif eder misiniz*? Aledâdebir i ısan
mıydı? 7 .0 adam vapurda her gün ne yapardı? 8. Sözcüklerin altım çizmekte
amacı ne olabilirdi? 9. Beriki işin içyüzünü neden cğrenem:yordu? 10. Nihayet
ne yaptı? 11. Hazırladığı soruyu neden sormadı? 12. Ertesi sabah sorunca ne
oldu? Öteki bizimkini azarladı mı? Kavga mı çıkardı? bağırıp çağırdı mı? Nasıl
oldu da berikini aptal yerine koyda? 13. Bir sabah gencin ensesine konan
sivrisinek nasıl bir sinekti? 14. Bununla ilgili olarak beriki, akl ndan ne gibi
ihtimalleri geçirdi? 15. Sineğin konduğunu söylemeye neden cesaret
edemiyordu? Söyleseydi ne olabilirdi? 16. Bizimki, sineği öldürmek için nihayet
fırsat bununca ne oldu? 17.MaLkemede ne söyledi? Sivrisinek meselesini
niçin açmadı? 19. Genç adamın söyledikleri neydi? 19. Sonunda beriki
duyduğu hissi beyan edencen ne diyor? Yandığı şey neymiş?
Öykü: Anton Çehov - Memurun Ölümü
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya
"Çehov, kısa güldürü hikâyelerinden, adım adım, sosyal. politik nitelik taşıyan büyük konulara geçti...Memurun Ölümü hikâyesinde, küçük bir memur olan Çerviyakov, tiyatroda aksırır ve istemeyerek, önünde oturmakta olan bir generalin dazlak kafasını ıslatır. Üst üste yaptığı beceriksizce özür dilemelerle generali çileden çıkarır. General onu terslemek zorunda kalır, memurcuk şiddetli bir ceza göreceğinden korkar ve korkusundan ölür. Gerçi bu bir hikâyedir ve bütün güldürücülüğüne rağmen, korkmuş bir insanın köle psikolojisini çok iyi anlatır."
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageÖykü: Ali Hulki Cihan - Tehlikeli Bir Oyun (İshak Edebiyat, 2023)
Seslendiren: Bakış Kutlu Kurtuluş
"Biraz tembellik yapmaya karar verdi. Akşamdan direktörü arayıp çok şiddetli grip olduğunu söyleyerek iki gün izin istedi, yalandan da öksürdü ama ne çok belirgin ne de çok silik, tam kararında. Bu tondaki öksürük, eğer telefonda maruz kalınırsa ahizenin diğer ucundakini hastalık konusunda ikna eder. Ama yüz yüzeyken bir işe yaramaz, herkes bilir bunu. Şefik geçen ay insan üstü bir tempoda çalıştığından saçını kestirecek zaman bulamamıştı da haftalarca çim adam gibi gezmişti. Neyse ki direktör bu izin isteğini ikiletmedi. Hatta dedi ki, “Çarşamba, perşembe izinlisin, cuma da evden çalış sen Şefikçiğim.” Kör istemiş bir göz, Allah vermiş iki göz. Fazla göze batmayan biriydi şirkette. Kendini önlere atmayıp, sessiz ve derinden gidenlerden. Aynı zamanda bekâr, yalnız yaşayan ve iflah olması zor bir zamparaydı. "
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageПропущенные эпизоды?
Нажмите здесь, чтобы обновить ленту.
Anton Çehov - Vanka
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya
"Bu işle Vanka'nın en çok sevdiği insan, Olga İgnatiyevna uğraşırdı. Vanka'nın an- nesi Pelageya hayattayken, beylerin evinde oda hizmetçisi olarak çalıştığı ..."
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageYeliz Baloğlu - Terapi
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya
"Hayatımdaki en büyük ikiyüzlülüktü Gönül Hanım. Altı yaşında tanıştım onunla; Bir ilkokul bahçesinde babamın beni üzerimde siyah önlük, turuncu fındıkkabuğu desenli el örgüsü hırka, sırtımda üstünde Çakmaktaşlar’ın sırıttığı kırmızı meşin çanta, kısa saçlarıma iliştirilmiş beyaz bir fiyonkla bıraktığı gün... İncecik, saçları fönlü, kırmızı rujlu, güzel yüzlü, illa ki tayyörlü eğitim neferi. Gönlünü eğitime adamış Gönül Hanım. Sıraya girmiş öğrencilerin başında duruyordu. Ben de sıranın en sonunda durdum. Boyum herkesten biraz daha uzundu. Okul hayatım boyunca da ön sıralarda oturmak pek nasip olmadı. Okuldaki ilk gün içeriye, sınıfa girdiğimizde ağlayanların, tedirgin etrafına bakanların, kaçmak için kapıyı kollayanların ortasında sakin durduğumu anımsıyorum. Çünkü ablamın bir önceki sene gidip geldiği bu esrarengiz yeri hep merak etmiştim."
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageFranz Kafka - Açlık Sanatçısı
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya
"Son on yıldır açlık sanatçılarına olan ilgi önemli derecede azaldı. Eskiden bu tip pahalı gösteriler ortaya koymak kazançlı bir işken, bugün bu tamamen imkânsız. İki farklı zaman dilimi. O zamanlar bütün şehir açlık sanatçısıyla ilgilenirdi; bir aç kalma gününden diğerine ilgi sürekli artardı; herkes en azından günde bir defa açlık sanatçısını görmek isterdi; aç kalma gösterisi devam ettiği müddetçe, küçük kafesin önünde bütün gün oturan müdavimler olurdu; etkiyi artırmak için kullanılan meşalelerin ışığı altında açlık sanatçısını seyretmeye geceleyin bile gelenler olurdu; güzel havalarda kafes dışarı çıkarılır ve açlık sanatçısı özellikle çocuklara gösterilirdi; gösteri, sırf moda diye ilgilenen yetişkinler için genelde bir eğlence aracıyken, çocuklar ise, birbirlerinin ellerini tutarak pas kürkü içinde omurga kemikleri dışarı fırlamış, soluk benizli açlık sanatçısının, etrafa saçılmış saman yığını üzerinde, bir sandalyeye bile tenezzül etmeden öylece oturuşunu, sahte bir gülümsemeyle nazikçe kafasını sallayarak soruları cevaplayışını ve insanlar ne kadar zayıf olduğunu görsünler diye kolunu parmaklıkların arasından uzatışını, ağızları açık, şaşkınlıkla seyrederlerdi. İşte o zaman tamamen kendi içine kapanır, kimseyi, hatta kafesteki tek eşya olan saatin vuruşlarını –ki bu onun için çok önemlidir- bile umursamaz, sadece, neredeyse kapalı gözlerle dosdoğru ileri bakar ve dudaklarını nemlendirmek için küçük bir bardaktan ara sıra birkaç yudum su alırdı."
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageFranz Kafka - İlk Acı
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya
Alıntı:
"Bir trapez sanatçısı –çok iyi bilinir ki; çalışmaları büyük varyete tiyatrolarına ait kubbelerin yükseklerinde yapılan bu sanat, insanoğlu tarafından en zor kazanılan sanatlardandır trapeze her çıkışında aynı cesareti gösterebilmek için, önce mükemmellik adına bir çaba, sonraları ise zorba bir alışkanlık olarak, hayatını bütün gün ve gece boyunca trapez üzerinde kalabilecek şekilde düzenlemişti. Zaten son derece ikincil olan bütün ihtiyaçları da onu aşağıdan seyrederek nöbetleşe çalışan ve gerekli olan her şeyi yukarıya gönderip almak için yapılmış özel bir kutu kullanan yardımcılar tarafından karşılanırdı. Her ne kadar diğer gösteriler boyunca onun yukarıda durması –ki bunu gizlemek imkansız olduğuna göre biraz rahatsız edici olsa da böyle bir yaşam tarzı etrafındaki dünya için olağandışı zorluklar yaratmazdı ve böyle zamanlarda daima hareketsiz kalmasına rağmen seyircilerden ona bir bakış mutlaka ulaşırdı. Ama farklı idareler bundan ötürü onu hoş görürlerdi, çünkü o sıra dışı ve yeri doldurulamaz bir sanatçıydı. Ve tabii ki insanlar, onun kötü niyetinden değil devamlı idmanlı kalıp sanatını kusursuzluk içinde koruyabilmek için bu tarz bir yaşam sürdürüyor olmasını anlıyorlardı."
İstek ve önerileriniz için iletişime geçebilirsiniz.
www.instagram.com/cancaseyler
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageFranz Kafka - Küçük Bir Kadın
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya
"..Bu küçük kadın benimleyken çok mutsuzdur, benimle ilgili daima itiraz edeceği bir şeyler bulunur, tarafımdan sürekli haksızlığa uğradığını düşünür, her adımım onu kızdırmaya yeterlidir; eğer hayatı, olabilecek en küçük parçalara bölmek ve her parçayı ayrı ayrı değerlendirmek mümkün olsaydı, hiç şüphesiz hayatımın her parçası onu sinir edebilirdi."
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageÖykü: Başar Yılmaz - Durdurun Dünyayı İnecek Var (İshak Edebiyat, 2023)
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya
"Dünyaya yutacak gibi bakan kocaman gözleri vardı Sopa’nın. İştahla bakan o gözlerin vadettiğinden çok daha az çalışırdı kafası ama yine de benim en iyi arkadaşımdı. Çoğu kasabalının bilmediği veya unuttuğu esas adı Bayram’dı. Lakabını zayıf ve uzun olmasından dolayı koymuş zamanında birileri, kim bilir kim? Kasabanın böyle boş beleş işlere bakan, kendine abi dedirten birkaç iti vardı, muhakkak onlardan biriydi.
Sopa’nın ailesi yoksuldu ama öyle böyle değil. Altta yok, üstte yok dedikleri türden. Tek maaşlı memur evimiz yanlarında kraliyet sarayı gibi kalırdı. Annem istemezdi Sopa’yı evde. O komşuya pazara çıktığında birkaç kez getirirdim de onu bile anlardı sonradan."
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageÖykü: Duygu Özsüphandağ Yayman - Maria Puder Kitabevi
Seslendiren: Bakış Kutlu Kurtuluş
Maria Puder Kitabevi’nde sabahtır. Maria yine günün ilk ışıklarıyla inmiştir alt kata. Dükkânın kapısında henüz asma kilit varken, sokak lambaları sönmemişken daha. Eski alışkanlığıdır erken uyanmak. Bir Orhan’a erken uyanamamıştır.
Ahşap raflarla, raflardaki satırların yanına yöresine dizili rengârenk kuklalarla, bebeklerle, her yaşa göre oyuncaklarla, eski eşyayla dolu dükkânda, hikayesini ele veren tek rafa yanaşır önce. Orası içli bir memlekettir. Gorki’nin ve Pearl Buck’ın Ana’ları sırt sırta vermiştir. Betty Mahmudi, “Kızım Olmadan Asla” diyerek yaslanmıştır onlara. “Cumartesi Anneleri” toplanmıştır bir araya. “Parasız Yatılı” nasıl da parlar Füruzan renginde. Başkaldırır Tante Rosa ki Maria, kızına vermiştir adını; Sevgi Rosa. Sanmıştır ki Sevgi Soysal’ın ana babası gibidirler Orhan’la. Alman anne, Türk baba. İnsan hep benzerini aramakta. Oysa hangi öykü, bir diğerinin tıpkıbasımı ve insan nasıl da tek başına! Kaçırılmış kızı Sevgi Rosa’nın peşi sıra dolaşan anası olabilmiştir sadece. Anneliğini yaşayamamış Maria Puder’in adı, dükkânın tabelasında. Berlin’de Türkoloji okurken eline aldığı ilk kitaplardandır “Madonna”. Türkiye’de çok satılanlar listesinde olduğundan habersizdir. Buraya gelince öğrenir, sebebini düşünür. Ailesinin hayatını yaşayanların var olma hikayesidir aslında. Bilmez ki okur da işin orasında mı? Kendisi, Madonna olmayan bir Marialık arayışında… "
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/message"
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageŞiir: Cemal Süreya - Üvercinka
Seslendiren & Müzik: Yusuf Can Gökkaya
--
Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu
kesmemeye
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
Yatakta yatmayı bildiğin kadar
Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
Bütün kara parçaları için
Afrika dahil
Senin bir havan var beni asıl saran o
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
Sabahları acıktığı için haklı
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
Birçok çiçek adları gibi güzel
En tanınmış kırmızılarla açan
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse
değerlendiremez
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna
diziyorlar
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
Aklıma kadeh tutuşların geliyor
Çiçek Pasajında akşamüstleri
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
Bütün kara parçalarında
Afrika hariç değil
Öykü: Ivan Turgenyev - Bıldırcın
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya
"Şimdi size anlatacağım olay başımdan geçtiği zaman on yaşında kadar vardım.
Olay yazın geçmişti. O zaman Rusya’nın güneyinde bir çiftlikte oturuyorduk. Çiftliğin çevresinde birkaç fersah ötelere kadar bozkırlar uzayıp gidiyordu. Yakınlarda ne bir orman, ne de bir dere vardı. Pek derin olmayan, fundalıklarla kaplı sel yatakları, dümdüz bozkırı yeşil yılanlar gibi kesiyordu. Bu sel yataklarının dibinde küçük derecikler sızıyordu. Ötede beride en sarp tepelerde gözyaşı kadar berrak sularıyla kaynaklar görünüyordu. Çiğnenmiş keçi yollan oraya gidiyor, suyun önündeki cıvık çamurda kuşlarla öteki küçük hayvancıkların ayak izleri birbirini kesiyordu. İyi su, insanlar kadar onlara da lazımdı."
Öykü: Zabel Yılmaz - Hicaz (İshak Edebiyat, 2023)
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya
"Sıra sıra dizilmiş evlerin renkleri bayırdan aşağı indikçe koyulaşmaya, renkler koyulaştıkça müziğin sesi de yakınlaşmaya başlıyor. Sokak buram buram is kokuyor, üst katlardan biri çöpünü camdan fırlatıyor, alt komşu üsttekine bela okuyor. Kapının önüne halı serip oturan, pazen eteğinin lastiğini memelerine kadar çekmiş teyze sigarasını yakarken soba için odun kıran kara suratlı kocasını izliyor. Dik bayırı bitirip düzlüğe ulaştığın yerde yanık yüzlü bir kadın göğüslerinin arasından çıkardığı parayı çıplak ayaklı bir çocuğa veriyor, karşı evdeki genç kız çamaşır suyuyla kapıları fırçalıyor. Bu mahallede bütün kirler çamaşır suyuyla yıkanır çünkü. Hiçbir rengi ve hiçbir kokuyu hatırlayamadım, der gibi bakışlarını da adımlarını da daha bir yabancılaştırıyorsun sokağa."
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageSesli Öykü
Büşra Yabanigül - Tanıdık Bir Film (İshak Edebiyat, 2023)
Seslendiren: Bakış Kutlu Kurtuluş
"Sabahın bu ilk saatlerini çok seviyorum. Ece gelene kadar tantanasız, telaşsız oturabilmenin sefasını sürüyorum. Yine menekşelerimin yerini değiştirmiş. Kaç kere söyledim, mutfağın penceresinden gelen ışık iyi geliyor onlara diye. Kafalarını daha çok kaldırıp konuşuyorlar benimle. Her yeri mor menekşelerle doldurasım var. Ama ben gittikten sonra kimse bakmaz onlara. Ece de uğramaz buralara. Uğrar mı? Bebekliği başka bir evde geçse de çocukluğu benimle burada geçti. Mithat Bey’e ne kadar bağlıydı. Bir insan öz kızını nasıl sevebilirse o da öyle sevdi Ece’yi. Ne çok ağladı o gittiğinde. Günlerce uğramadı eve. Sabah sabah nerden aklıma geldi tüm bunlar? Geceleri düşündüğüm yetmezmiş gibi gündüzleri de düşünür oldum böyle şeyleri. Uykularım da hepten azaldı zaten. Tavşan uykusu misali... Hiç uyumamış gibi, derinliksiz, hafif."
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageMaksim Gorki - Danko'nun Yüreği
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya
"Dünyanın uzak bir ucunda, çok eski zamanlarda bir halk yaşardı.
Bu halkın yaşadığı toprakların bir yanı büyük bir bozkırlık diğer yanı ise geçit vermez ormanlarla kuşatılmışti. Bu insanlar neşeli, güçlü, yürekli kişilerdi. Fakat günlerden bir gün her şey değişti, zor günler başladı. Nereden geldikleri belli olmayan yabancı insanlar, yerli halkı ormanlara sürüp çıkardılar.
Asırlık orman oldukça yaşlı ve eskiydi, içi bataklıklarla doluydu, çok karanlıktı. Gökyüzünden bakıldığında orman, ağaç dallarının birbirlerine dolanmaları yüzünden görülemezdi. Güneş ışınları ağaç dalları ve yaprakları arasından geçemezdi, geçip bataklıklara ulaştığında ise çok pis kokular oluşurdu. Ormana gelmek zorunda kalan yerli halk bu kokuya dayanamaz, birbiri ardına ölürlerdi. Kadınlar, çocuklar kan ağlar, babalar kederden sürekli düşünürlerdi."
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageStig Dagerman - Sürpriz
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya
"Sevilmek için hiçbir şey yapmayan, ancak yine de sevilen insanlar var, bir de sevilmek için her şeyi yapan, fakat asla sevilmeyen insanlar var. Fakir insanların gerçekten sevilmediğini fark edebiliriz. Dedesi yetmiş yaşını doldurduğunda Ake'nin annesi dul kalalı beş yıl olmuştu. Onlar sekiz satırlık kısa bir mektupla yaş gününe davet edilmişti. Mektupta şöyle yazıyordu:
"Eğer gelmek isterseniz gelebilirsiniz, ama kendi nevresimlerinizi getirin, çünkü odalar soğuk, ayrıca bazıları ara salonda yatmak zorunda, çünkü sizin dışınızda gelenler de var, Jonsson'la ilgilenecek bir memur da davet ettik ve o salonda uyuyacak, sen Else temizlik ve yemeğe yardım etmek için bir gün önce gelirsen iyi olacak. Samimiyetle Irma."
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageAnton Çehov - Bataklık
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya
"At üstünde, heybetle sallana sallana, kar gibi beyaz subay ceketli genç bir adam. M. E. Rootay'nin halefleri müskirat fabrikasının büyük avlusuna girdi. Güneş, teğmenin yıldızları üzerinde, kayın ağaçlarının beyaz gövdelerinde, avluda şurada burada duran cam parçalarında kayıtsızca gülümsüyordu. Her şey aydın, sıhhatli bir yaz gününün güzelliğini taşıyor, hiçbir şey taze bitkilerin neşeli neşeli titremesine, açık mavi gökyüzüyle kırpışmasına engel olmuyordu. Hatta isli tuğla yapıların çirkin manzarası, boğucu yağ kokuları bile havanın hoşluğunu bozamıyordu. Teğmen, eğerinden neşe ile atladı. Hayvanı, koşa koşa yanma gelen adama verdi, parmağıyla ince siyah bıyığını düzelterek büyük kapıdan içeri girdi. Harapça olmakla beraber aydınlık, yol halılarıyla döşeli merdivenin üst basamağında yüzü yaşlıca, biraz vakarlı bir hizmetçi onu karşıladı. Teğmen, bir şey söylemeden kartını uzattı. Hizmetçi elinde kartla ev sahibinin dairesine giderken üzerindeki "Aleksandr Grigoreviç Sokolski" yazısını okuyabilirdi. Kadın, bir dakika sonra döndü, bayanın biraz rahatsız olduğu için kendisini kabul edemeyeceğini söyledi. Sokolski tavana bakü, alt dudağını biraz uzatarak:
- Çok yazık! diye söylendi. Sonra daha canlı bir ifadeyle: Beni dinleyin! Lütfen Suzanna Moiseyevna'ya onunla mutlaka görüşmem gerektiğini söyleyin, dedi. Mutlaka... Kendisini ancak bir dakika kadar rahatsız edeceğim. Rica ederim, beni affetsin. Hizmetçi, bir omzunu silkip tembel tembel yürüdü, gitti."
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageHalil Cibran - Asi Ruhlar
Seslendiren: Yusuf Can Gökkaya
"Bir kadını sevip karısı yapan, gövdesinin terini, kalbinin kanını ve canını onun ayaklarına boşaltan, uğraşlarının meyvesini ve çalışkanlığının gelirini onun ellerine koyan adam zavallıdır; çünkü usulca uyandığında, almak için çabaladığı kalbin, özgürce ve içtenlikle kendi gizlerinin ve en derin sevgisinin hoşnutluğu için başka bir adama verildiğini anlar. Gençliğin özensizliğinden ve huzursuzluğundan uyanan ve kendini, başından aşağıya parıldayan altınlar ve değerli hediyeler döken ve ona tüm onurları ve müsrif bir eğlencenin tüm zarafetini veren, ancak Tanrının bir adamın gözlerinden bir kadının kalbine akıttığı kutsal şarapla ruhunu hoşnut kılamayan bir adamın evinde bulan kadın da zavallıdır."
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageBaşar Yılmaz - Mutluluktan Öleceğiz (İshak Edebiyat, 2023)
Seslendiren: Bakış Kutlu Kurtuluş
"
“Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz”
Cemal Süreya
Kusura bakmayın, böyle palas pandıras gelmiş bulundum. Kuvvetle muhtemel beklemiyordunuz. Hakkınız var, aradan geçen onca zaman derin bir mesafe koyuyor araya; bunun idrakindeyim. Hatta tüm benliğimle o mesafenin beni alıkoymasına katlanarak yaşıyordum.
Ta ki dün geceye kadar.
Bekri Agâh ile meyhanedeydik. Tanımazsınız boşa zahmet buyurmayın. Cemiyettendir fakat eski tanışlardan sayılmaz. Yalnız hakiki insandır, müşfiktir; buna kısa vakitte kani oldum. Az biraz kalabalıktır ağzı ama dinlettirir de kendini. İzmir’e gittiğim vakitler ağırlar beni. Hem demlenir hem de dem tutarız Halis Usta’nın meyhanesinde."
--- Send in a voice message: https://podcasters.spotify.com/pod/show/cancaseyler/messageçamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası