Prof Dr Hakan Karpuz
Bilinenin ve Görünenin Ötesinde
Dr. Hakan KARPUZ
Kardiyoloji profesörü, gazetecilik bölümünden doktora sahibi ve aynı bölümde öğretim üyesi, Adli Bilimler Enstitüsü Tıp bölümünden doktora sahibi ve aynı enstitüde doktora dersi veriyor.
yılında İstanbul’da doğdu. yılında Galatasaray Lisesini, yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirdi. yılları arasında mecburi hizmetini Mardin’in Nusaybin ilçesi SSK sağlık istasyonunda yaptı.
İsviçre’nin Cenevre Kantonu Üniversite Hastanesinde yılında iç hastalıkları, yılında kardiyoloji ihtisasını tamamladı. yılları arasında Lozan Üniversite Hastanesi Kardiyoloji Bölümünde klinik şefi olarak çalıştı.
yılında İstanbul Üniversitesinden kardiyoloji dalında doçentlik, yılında profesörlük unvanını aldı. yılından beri İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalında öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
Türk Kardiyoloji Derneği, İsviçre Kardiyoloji Derneği ve Amerikan Ekokardiyografi Derneği üyesi olup, yılında Avrupa Kardiyoloji Derneği “fellow (FESC)” unvanını aldı. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümünden yüksek lisans ve doktorası olup, aynı bölümde yılından beri öğretim üyesi olarak ders vermektedir; ayrıca İstanbul Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Tıp Bölümünde doktora yapmış olup, yine aynı enstitüde yılından beri doktora dersi vermektedir. Yabancı dil olarak Fransızca ve İngilizce biliyor.
Ulusal ve uluslararası alanda çok sayıda yayını bulunmaktadır.
hakan karpuz
dünyalar tatlısı, öğrencilerini seven ve yardımcı olan canım hocamız.
cerrahpaşa tıp fakültesi kardiyoloji a.b.d' de öğretim üyesi, öğretmeyi ve öğrenmeyi seven, öğrenci yanlısı, cerrahpaşanın inci tanesi hocalarındandır.*
oğlunun olduğu sınıfa ders veren, conflict of interest ilkesinden bihaber ctf öğretim üyesi.
"dünyanın hiçbir ciddi akademik kurumunda, bırakın oğlunuzla sözlü sınava girmeyi, bir akrabanızın öğrenci olduğu sınıfta ders dahi veremezsiniz(isterseniz dünyanın belli başlı üniversitelerinin code of ethics'lerini tartışabiliriz), bu durumun teknik adı "conflict of interest"(menfaat/çıkar çatışması) dır. diyebilirsiniz ki, şartlar ctf'de bunu gerektirdi (ki 1 sene oğlunuzun olduğu sınıfa ders vermeseniz okul yıkılmazdı heralde), o zaman da en azından derslerde göstere göstere oğlunuzun sınıfta bulunduğunu belli etmezsiniz. hadi onu da yaptınız, en azından oğlunuzun sözlü sınavında aynı salonda bulunmaz ya da bir sözlü sınav için kuralları çiğneyip oğlunuzu salondan dışarı çıkarmazsınız."derslerinde bol bol kahkaha atmanızı sağlayan hoca. dersleri oldukça bilgi verici ve eğlenceli geçer.
istanbul üniversitesi iletişim fakültesi'nde sağlık gazeteciliği dersini veren hocadır.
dersi alıp başarıyla geçtikten sonra gelen edit: dersin içeriği ortalama 40 dakikalık bir söyleşide anlatılabilecek kadar kısa. mesude erşan'ın konuk olarak katıldığı ders tamamen yeterliydi bence mesela. dönüp dönüp her hafta aynı şeylerin anlatıldığı ve sabah 'da olan bu ders için hocamız devamı zorunlu tutuyor. geç gelenleri de (hiç geç kalmadım, geç kalacaksam yerime imza attırmayı tercih ettim) kapıdan sıraya kadar seyrediyor. bu anlamsız hareketi yapan çok dinozor hoca var. halbuki yaklaşık kişinin olduğu sınıfta sen geç gelen öğrenciyi taciz etmesen ders asla bölünmeyecek.istanbul üniversitesi iletişim fakültesinde verdiği sağlık gazeteciliği dersinde bugün, vizede soracağı soruları öğrencilerle birlikte netleştirip açık açık bunları soracağım diyen über hoca.
kendisi öğrencilerle klasik hoca öğrenci ilişkisi yerine daha çok bir arkadaş gibi iletişim kurmayı sever. zaten dönemin ilk dersinde "ben yatılı okulda büyüdüm. ağzımdan küfür çıkarsa kusura bakmayın." şeklinde açıklama da yapmıştır. kimi zaman bu arkadaşlığın dozunu biraz kaçırdığı anlar olsa da öğrencilerinin kardiyoloji dışındaki soru ve sorunlarını bir şekilde çözüme kavuşturmak için elinden geleni yapacak biridir.
iletişim fakültesindeki sağlık gazeteciliği dersi pek sıkıcı geçmez. sınıfı bir şekilde canlı tutmayı başarır. her dönemin başında öğrencilerle birlikte sağlık gazeteciliği haber yazma kriterlerini oluşturur ve finalde de bu oluşturulan kriterler doğrultusunda ya haber yazdırır ya da yazılmış bir haber verip haberdeki etik kriterleri bulmanızı ister. eğlenceli bir kişiliğe sahip öğrenci dostu bir hocadır. ayrıca yine dönemin ilk dersinde ekşi sözlük gibi yerlerde kendisi hakkında yazılan olumlu görüşlerin gerçek olduğunu; olumsuz görüşlerin ise gerçeği yansıtmadığını dile getirerek kendince esprili bir şekilde sözlüğe ufak bir sitemde bulunmayı da ihmal etmemiştir.
edit: sağlık gazeteciliği dersinin finalinde yaşananlar için (bkz: istanbul üniversitesi iletişim fakültesi/#)sözlü sınav sırasında bir öğrencisini sözlü taciz ettiğine dair iddialar var.
görsel
bir arkadaşımın, dilekçenin yer aldığı fotoğrafı göndermesiyle haberim oldu. dediğine göre bu dilekçe sosyal medyada dolaşım halindeymiş. belirtilen olay doğru mudur değil midir teyide ihtiyaç var.
hakan hocayı, iletişim fakültesinde verdiği sağlık gazeteciliği dersinden tanıyorum. sınavda soracağı soruları öğrencilerle paylaşmasından dolayı öğrenciler tarafından sevilirdi. öğrencileriyle şakalaşır, laf sokardı, ara sıra mahalle ağzıyla konuştuğu da olurdu (bunu da yatılı okulda büyümesine bağlardı) ama bu şekilde cümleler kurduğuna hiç şahit olmadım. ne hakan hocadan; ne olayın kendisine anlatıldığı belirtilen prof. dr. ibrahim keleş'ten; ne de fakülteden resmi bir açıklama yapılmamış görünüyor. birkaç güne doğru mu değil mi anlaşılır.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
Kardiyolog Hakan Karpuz: Koronavir&#;sle birlikte yeni kalp hastaları eklendi
Güncelleme Tarihi:
DHA
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Hakan Karpuz, koronavirüse yakalanıp da hayatını kaybeden kişilerin büyük çoğunluğunu kalp hastalarının oluşturduğunu belirtti. Koronavirüs sonrası yeni kalp hastaları eklendi diyen Prof. Dr. Hakan Karpuz, "Özellikle miyokardit dediğimiz kalp kası iltihabı gibi durumları fazla görmeye başladık" ifadelerini kullandı.
Koronavirüsün kalp tutulumuna dikkat çeken Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Hakan Karpuz, kalp kası iltihaplanmasının bu virüsle birlikte sıkça görüldüğünü anlattı. Kalp hastalarında en fazla görülen şikayetin göğüs ağrısı olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Hakan Karpuz, "Kalp hastalığı semptomu veren bu tip hastalar koronavirüs sonucu maruz kaldıkları kardiyak komplikasyonlarla bize geldiler. Buna karşılık bir grup kalp hastası bulaş korkusu nedeniyle bizlerden biraz uzak kaldılar. İşte o tip hastalarda Türkiye ve dünyada yapılan çalışmalar gösterdi ki, gerek hastalığın ağırlaşması gerekse ölüm oranlarında bu dönemde artış oldu" değerlendirmesinde bulundu.
"GENÇ HASTALARDA KALP KASI İLTİHABI GÖRÜLDÜ"
Koronavirüse yakalanan kalp hastalarının hastalığı daha ağır geçirebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Hakan Karpuz, "Buna karşılık örneğin hipertansiyon hastalarımız ilaçlarını oldukça düzgün bir şekilde kullandılar, acil olmadıkça gelmediler. Bu ve bunun gibi hastalar, rutin kontroller dışında, önemli bir belirtileri olduğu takdirde (özellikle göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi) hiç tereddüt etmeden hastaneye başvursunlar; çünkü gelmemeleri gelmelerinden çok daha riskli olabilir. Unutmayalım, koronavirüs sonrası yeni kalp hastaları eklendi; özellikle de kalp kası iltihabını daha fazla görmeye başladık. Bunun yanı sıra bizim daha fazla rastladığımız, var olan kalp hastalarının koronavirüse yakalandığı zaman durumlarının ağırlaşması özellikle genç hastalarda kalp kası iltihabı gibi durumlar daha ön plana çıktı. Bu arada koronavirüse yakalananların sadece yaşlı olanlarında kardiyak problemler olabileceğini düşünmeyin. Bu tehlikeyi her yaş grubu için düşünmenizi istiyoruz" uyarısında bulundu.
"HASTALIĞA HİÇ YAKALANMADIM VİRÜSLE SAVAŞTA 2 YAKLAŞIMA DİKKAT"
Pandeminin başından bu yana sahada aktif olarak görev aldığını belirten Prof. Dr. Karpuz, virüsle savaşta 2 önemli yaklaşım olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
"Ya virüsü almayacaksınız ya da alırsanız virüsle savaşacaksınız. Herkes bunu yapabilir. Bulunduğunuz ortamları havalandırma en önemli önlemlerden bir tanesi çünkü bu virüs temasla, havayla bulaşıyor. Almamanın en basit yolu virüsün vücuda girişini engellemek yani maske kullanmak. Maskenizi taktığınızda virüsün girişini engellemiş oluyorsunuz. Çok zor önlemler değil, mesafemi koruyorum, maskemi takıyorum, ellerimi yıkayıp dezenfekte ediyorum. Kalabalık ortamlara gireceğim zaman nar kabuğu özütü içeren bir pastil kullanıyorum. Bunlar artık benim rutinime girdi ve düşünmeden yaptığım şeyler oldu. Dolayısıyla bununla yaşamaya da alışmamız gerekiyor."
"AŞILANMAM ALDIĞIM TEDBİRLERİ HAFİFLETMEZ"
Önlemlere rağmen virüse yakalanan kişilerin virüsle savaşta dikkat etmesi gerekenleri anlatan Kardiyolog Hakan Karpuz, "Virüsün girişini engelleyemediyseniz bununla savaşmayı öğreneceksiniz. Bununla savaşmak çok zor değil; evet bu virüsün bir ilacı yok ve bunu net bir şekilde kafamıza koymamız lazım, ancak çaresiz değiliz. Düzenli bir uyku, beslenme ve mümkünse düzenli bir egzersiz herkesin yapabileceği bir şey. Aşılanmış olmak bende güven yaratıyor, virüse karşı beni koruyabilecek ama aldığım tedbirleri değiştirmiyor. Bu tedbirler arsında, örneğin biraz önce de bahsettiğim gibi, virüse karşı etkinliği klinik çalışmalarla ispatlanmış, nar kabuğu özütü içeren pastil formundaki preparatların ve de ayrıca besin takviyelerinden de ek önlem olarak fayda sağlayabilirsiniz. Bilimsel veriler aşı ile ilgili önemli bir riskimiz olmadığını gösteriyor. Her iki aşının da bugüne kadar yapılmış farklı çalışmalarda yetkinliğini ispatlamıştır" ifadelerini kullandı.