Tarık Buğranın Kurtuluş Savaşını işlediği önemli bir romandır Küçük Ağa. Romanda İstanbullu Hoca olarak bilinen Küçük Ağanın milli kurtuluş hareketini yavaş yavaş idrak etmesi ve bilinçlenmesi doğal bir akış içinde anlatılır.
Romanın Özeti:
Dünya Savaşı bitmiş, Osmanlı Devleti yenilmiş ve ordumuz dağılmıştır.
Salih, Arabistan cephesinde sağ kolunu, sağ yanağını ve sağ kulağını bırakmış olarak Akşehire döner. Onu Rum olan çocukluk arkadaşı Niko karşılar, onunla çok iyi ilgilenir. Amacı onu kendine bağlamak, çocukluk ve gençlik yıllarında kendisinden üstün gördüğü Salihi ezip ondan intikam almaktır. Onu meyhaneye götürür, sabahlara kadar içerler.
Bu sıralarda Akşehire padişaha bağlılığı sağlamlaştırmak ve sarsılan imanı takviye etmek için 18 yaşındaki İstanbullu Hoca gönderilmiştir. Hoca padişaha bağlılığından dolayı Kuvayi Milliyecilere karşıdır. Onu Akşehire İngilizlerle işbirliği yapan politikacılar göndermiştir. Gerçek bir vatanperver olan Hoca bu entrikalardan habersiz, samimi bir şekilde padişaha bağlılığı savunmakta, anlattıklarıyla Akşehir halkını da etkilemektedir. Adana, Antep, Maraş, Konya Kuvayi Milliyeye katılır ama Akşehir İstanbullu Hocadan dolayı direnmektedir.
Kuvayi Milliyeciler İstanbullu Hocayı kendilerine çekemeyince hakkında vur emri çıkarırlar.
Hoca doğum döşeğindeki karısını bırakır dağa kaçar. Çakırsaraylı çetesine katılır. Sarığını çıkarır, sakalını keser. O artık İstanbullu Hoca değil Küçük Ağadır.
Kendini içkiye veren Çolak Salih bir gece sessizce gittiği Rum meyhanesinde, Rumların Pontus Rum devletini kurmak için seferberlik yaptıklarını, en ateşli gönüllünün de arkadaşı Niko olduğunu görür. İçine düştüğü bu durumdan utanır, büyük bir hırsla atış talimleri yapmaya başlar. Sol elini kaybettiği sağ elinden daha iyi kullanmayı öğrenir. Sonra da Kuvayi Milliyecilere katılır.
Çolak Salih hakkında vur emri çıkarılan İstanbullu Hocayı tanımakta ve sevmektedir. Onu Kuvayi Milliyeye çekmek için izin alır.
Çakırsaraylı çetesinden ayrılıp kendisi çete kuran İstanbullu Hoca, Çolak Salihin yardımıyla doğruyu görür. Birlikte Çerkez Ethemin kuvvetlerine katılırlar. Çerkez Ethem Kuvayi Milliyecileri saf dışı bırakıp kendisi öne geçmeyi planlar.
İstanbullu Hoca Kuvayi Milliyecilere bunu haber vermek için Çolak Salihi Akşehire gönderir. Salih dönüşte İstanbullu Hocanın bebeğinden de haber getirecektir.
Küçük Ağa Olay ÖrgüsüKüçük Ağa Roman ÖzetiKüçük Ağa Roman Özeti İndirKüçük Ağa Romanı KarakterleriKüçük Ağa Romanı Konusu NedirKüçük Ağa'yı Kim Yazdı
Küçük Ağa, Tarık Buğranın en tanınmış romanlarından biridir. İlk basımı yılında yapılan eser, Milli Mücadele yıllarını anlatır. Yazar, o yılları; işgalciler, hilafet yanlıları, kuvacılar (Kuvayımilliye taraftarları), çeteler, kendi çıkarlarına hizmet eden eşkıyalar, Çerkez Ethem taraftarları ve Milli Mücadele hareketine kayıtsız kalan insanlar arasından anlatmaktadır.
Romanın Özeti
Milli Mücadele yıllarında geçen olaylar, Akşehirde Salihin savaştan dönmesiyle başlar. Salih, Arabistan çöllerinde sağ kolunu kaybetmiş, yüzünün sağ tarafından ağır yaralar almış bir askerdir. Geri döndüğünde Akşehirin artık eskisi gibi olmadığını görür. Köylülerin, çocukluk arkadaşı Nikonun, hatta annesinin bile ona bakışı değişmiştir. O artık Çolak Salihtir.
Yurdun her tarafı gibi Akşehir de karışıklık içindedir. Bu sıralarda kasabaya İstanbullu Hoca lakabıyla Mehmet Reşit Efendi gelir. Onun gelmesiyle köy ikiye bölünür. Genç yaşına rağmen insanların sevip saydığı İstanbullu Hoca, Kuvayımilliye aleyhinde vaazlar vermeye başlar. Hocanın Kuvayımilliye aleyhine yaptığı çalışmalar artınca hakkında vur emri çıkarılır. Durumu öğrenen İstanbullu Hoca, yeni doğan çocuğunu bile göremeden kaçmak zorunda kalır.
Akşehirde köylülerin kuvacı dedikleri Kuvayımilliye taraftarlarının sayısı gittikçe artar. Çocukluk arkadaşı Nikonun Pontus devleti kurmaya çalıştığını öğrenen Salih, Kuvayımilliyecilerin arasına katılır. Salihe İstanbullu Hocayı vurma görevi verilir. Salih, İstanbullu Hocayı aramaya başlar. Onu bulur ancak öldürmek yerine Milli Mücadeleye katılmaya ikna eder.
İstanbullu Hoca, Küçük Ağa lakabıyla anılmaya başlar. Küçük Ağa, aklını ve bilgisini kullanarak kısa zamanda büyük bir birlik oluşturur. Birliğiyle birlikte Çerkez kardeşlerin kuvvetlerine katılır. Çerkez Ethem ve Tevfik Bey, Milli Mücadele için savaşmaktadır. Ancak Batı Cephesi komutanlığıyla araları açılır. Düzenli orduya ve Ankaraya karşı çıkarlar.
Çerkez kardeşlerin güvenini kazanan Küçük Ağa aslında Ankara taraftarıdır. Bu nedenle Çerkez Ethemin düzenli orduyu çökertme planını bozar. Çerkez Ethem kuvvetleri büyük bir yenilgiye uğrar. Küçük Ağa ise Ankaraya gider. Milli Mücadele için çalışmaya devam eder. Akşehire gönderdiği Salihten haber alamayınca geri döner. Daha önce hiç görmediği oğlu Mehmeti görür. Karısı Emine başkasıyla evlenmiştir. Uzun süredir hasta yatan Emine ölür. Küçük Ağa tekrar Ankaraya döner. Salih ise ortadan kaybolur. Artık yeni bir devir başlamıştır.
Romandaki Kişiler
Küçük Ağa
Asıl adı Mehmet Reşit Efendidir. Akşehirliler onu İstanbullu Hoca diye tanırlar. Mehmet Reşit Efendi genç yaşta hocalığa başlamış ve hilafet tarafından Akşehire gönderilmiştir. Açık ela gözlü, boylu poslu, pehlivan yapılı biridir. Hocalık yaptığı dönemlerde siyah, gür sakallı biriyken çeteciliğe başladığı zaman sakallarını kesmiş, ata binmeyi ve silah kullanmayı öğrenmiş, lakabı da Küçük Ağa olarak değişmiştir.
Akıllı ve bilgili biridir. Önce din adamı olarak hilafeti savunur. Sonra çetecilere, oradan Kuvayımilliye hareketine, en son merkezi Ankarada olan düzenli ordu birliklerine katılır.
Salih
Salih, Arabistan çöllerinde sağ kolunu kaybetmiş, yüzünün sağ tarafından ağır yaralar almış bir askerdir. Geri döndüğünde Akşehir artık eskisi gibi değildir. Tüm tanıdıklarının ona bakışı değişmiştir. Zor karar veren, verdiği kararlardan dönmeyen yiğit bir delikanlıdır. Kuvayımilliye hareketine katılır. Milli mücadeleden sonra ortadan kaybolur.
Emine
İri simsiyah gözleri, hafif çatık hilal kaşları, dolgun dudakları olan on beş yaşlarında beyaz tenli, ince belli, dolgun yapılı bir kızdır. Huyları da yüzü gibi güzeldir.
Çerkez Kardeşler (Çerkez Ethem, Tevfik Bey)
Milli mücadelenin ilk yıllarında vatan ve millet için savaşmış, yararlı işler yapmışlardır. Ankaranın düzenli orduya geçme kararından sonra Milli Mücadeleye zarar vermeye başlayan ve Ankara yönetimine karşı çıkan Çerkez kardeşler, düzenli ordu karşısında ağır bir yenilgiye uğramış ve düşman güçlerine sığınmışlardır.
Ali Emmi
Alnında kırışıklıkları olan, yaşlılıktan titreyen bir adamdır. Ak saçı ve sakalı, tel çerçeveli gözlükleri vardır. Sanki toprağın sabır ve sükûnunu içine sindirmiştir. Akşehir köylüsünü temsil etmektedir.
Ağır Ceza Reisi
Kısa boyuna rağmen heybetli bir duruşu vardır. İyi tahsil görmüş, eğitimli biridir. Alçakgönüllü, dürüst, sağlam bir kişiliktir.
Diğer Kişiler
Eserde; Gönülsüzlerin Haydar Bey, Topbaşların Halis, Yüzbaşı Hamdi, Yüzbaşı Nazmi, Küçük Hacı, Mehmet (Küçük Ağanın oğlu), Hasan Efendi, Salihin annesi, Çakırsaraylı, Yorgo, Minas, Niko gibi karakterler vardır.
Romandaki kişiler genellikle lakaplarıyla anılır. Bu lakaplar dış görünüşle veya mensup oldukları sosyal tabakayla ilişkilidir.
Mekân
Olaylar genellikle Akşehir ve Ankarada geçer.
Akşehirin Taşoluk Sokağı; iki fırın, bir bakkal, bahçeli iki üç katlı evleriyle tanıtılır. Salihin evi bu sokaktadır. Kasabada Gâvur Mahallesi denen bir yer vardır. Burada Minasın, Yorgonun meyhaneleri vardır. Bu mahalle ile diğer mahalleler arasında pek fark yoktur. Sadece evlerin tipi biraz değişiktir.
Olaylar kahvede, camide, karargâhta ve çete reislerinin yaşadıkları mekânlarda geçmektedir.
Zaman
Olaylar Birinci Dünya savaşı sonrasında, Milli Mücadele yıllarında geçmektedir. Bu da tahminen yılları arasında yıllık bir süreyi kapsamaktadır.
Anlatıcının Bakış Açısı
Roman, ilahi (hâkim ) bakış açısıyla üçüncü tekil şahıs ağzından anlatılır.
Anlatıcı, yaşanmış ve yaşanacak her şeyi bilir, görür ve duyar. Bu, kişilerin akıllarından geçeni okumaya ve psikolojilerini yansıtmaya kadar uzanır. Anlatıcı, olayların dışında durur. Olaylara ve kahramanlara hâkimdir. Olayların nasıl gelişeceğini önceden bilir ve görür.
Romanın Türü
Milli Mücadele dönemini anlatan roman, Türk edebiyatında tarihi roman türünde yazılmış en önemli yapıtlar arasında yer alır.
Dil ve Anlatım
Eserin dili sade, anlaşılır ve akıcıdır. Romanda kahramanlar, ait oldukları sosyal çevrenin diliyle konuşturulmuştur. Eserde halkın kullandığı dil doğrudan kullanılmış, doğallığı bozulmamıştır. Eserin dili yazıldığı dönemin özelliklerine uygundur. Romanda diyalog, iç konuşma, anlatma, gösterme, özetleme anlatım teknikleri kullanılmış, betimleyici ve eleştirel bir anlatım tercih edilmiştir. Romanda okuyucu üzerinde merak duygusu uyandırılarak bir akıcılık sağlanmıştır.
Genel Değerlendirme
Tarık Buğranın Küçük Ağa adlı romanı gerek içeriği, gerekse dil ve anlatımı açısından Cumhuriyet döneminde yazılan romanların en önemlilerinden biridir. Tarihsel gerçeklere, olaylara ve kahramanlara dayanılarak yazılan roman Türk edebiyatının klasikleri arasındadır.
Tarık Buğra
Hayatı
Tarık Buğra, 2 Eylül de Akşehirde doğdu. Babası Mehmet Nazım Bey, annesi Nazike Hanımdır. Tarık, ilkokulu ve ortaokulu Akşehirde bitirdi. Lise öğreniminin 2 yılını İstanbul Erkek Lisesinde okuduktan sonra da Konya Lisesinden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde 2, Ankara Hukuk Fakültesinde 4 yıl okudu. yılında askere gitti. Askerlik dönüşü, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne devam etti. de ayrıldı.
Tarık Buğra, yılları arasında Şişli Terakki Lisesi öğretmen yardımcılığında bulundu. 23 Ağustos de yazar Jale Baysalla evlendi. Bu evliliklerinden yılında Ayşe adında bir kızları oldu. yılında ayrıldılar.
yılında Hatice Hanımla evlenen Tarık Buğra, geçimini kalemiyle sağladı. Hayatı yokluklar ve sıkıntılar içinde geçti. Akşehirde Nasrettin Hoca gazetesinde yazmaya başladı. İstanbula gelince Milliyet, Yeni İstanbul, Haber ve Tercüman gazetelerinde fıkralar yazdı, sanat sayfaları düzenledi. Haftalık Yol dergisini çıkardı.
Edebiyat dünyasına küçük hikâyelerle girdi. Cumhuriyet gazetesinin açtığı bir yarışmada Oğlumuz adlı öyküsü ikinci oldu. Bu onun için yeni bir dönüm noktası oldu. Çınaraltı ve İstanbul adlı dergilerde öykü yazmaya devam etti. Hisar dergisi ve Türkiye gazetesinde de yazan Tarık Buğra, 26 Şubat tarihinde İstanbulda hayata gözlerini yumdu.
Edebi Kişiliği
Tarık Buğra kelime hazinesi zengin bir yazardır. Kelimeleri büyük bir dikkat ve ustalıkla kullanır. Eserlerinde gereksiz kelimelere yer vermez.
Yazarın eserlerinde sanat, insanlık sevgisi ve aşk iç içedir. Hayatı ve insanı gerçek değerleri ile ele alan yazar, onları kendi düşünceleri doğrultusunda idealize eder. Eserlerinde şahıslar arasındaki ilişkileri işlerken, toplumsal çatışmaları ve haksızlıkları psikolojik açıdan değerlendirir.
Öykülerinde daha çok yakın çevre, aile hayatı, sevda ilişkileri, küçük kasaba izlenimleri gibi bireysel konuları işlemiştir. Öykülerinden hüznü tanıyan bir yazar olduğu anlaşılmaktadır. Öykülerinde çocukluğunun, vefasızlıkların, kırılmışlıkların ve yarım kalmış bir şeylerin hüznü vardır.
Tarık Buğranın bazı romanlarında insan, bazı romanlarındaysa konu ön plandadır, ancak ikisi de her zaman dengelidir. Küçük Ağa romanında milli mücadele yıllarını farklı bir açıdan ele alan yazar, Gençliğim Eyvah romanında li yıllarda Türkiyenin en önemli sorunu haline gelen terör olaylarının perde arkasını, Yağmur Beklerken adlı eserinde Serbest Fırka dönemini, Osmancık romanında ise Osmanlı devletinin kuruluşunu anlattı.
Yayınlanan dört tiyatro eserinden İbişin Rüyasında (romandan uyarlama) iki kişi arasında geçen son derece duygulu ve fırtınalı bir aşkı, Akümülatörlü Radyo adlı eserinde yarım kalmış mutlulukların öyküsünü, Ayakta Durmakİstiyorum ve Yüzlerce Çiçek Birden Açtı oyunlarında ise özgürlük ve bağımsızlığa hasret insanların dramını anlattı.
Tarık Buğra roman, hikâye ve tiyatro dışında deneme ve fıkralar da yazdı. Her türlü basmakalıp anlayışı reddeden, bağımsız bir sanat anlayışını benimseyen yazar, canlı üslubu, güzel Türkçesi, derin karakterleri ile Türk öykü, roman ve tiyatro yazarları arasında önemli bir yere sahiptir.
Eserleri
Öykü
Oğlumuz ()
Yarın Diye Bir Şey Yoktur ()
İki Uyku Arasında ()
Hikâyeler (, yeni eklemelerle da yeniden basıldı)
Roman
Siyah Kehribar ()
Küçük Ağa ()
Küçük Ağa Ankarada ()
İbişin Rüyası ()
Firavun İmanı ()
Gençliğim Eyvah ()
Dönemeçte ()
Yalnızlar ()
Yağmur Beklerken ()
Osmancık ()
Tiyatro
Ayakta Durmak İstiyorum
Akümülatörlü Radyo
Yüzlerce Çiçek Birden Açtı
İbişin Rüyası (Roman olarak yazılan eser oyunlaştırıldı ve sahnelendi)
Deneme ve Fıkra
Gençlik Türküsü ()
Düşman Kazanmak Sanatı ()
Politika Dışı ()
Gezi Yazısı
Gagaringrad (Moskova Notları, )
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası