Sayısal Mıyım Eşit Ağırlık Mı

Lise 1. sınıfı bitirip 2. sınıfa geçen tüm öğrencilerin yapacakları alan tercihleri belki de bundan sonraki tüm hayatının şekillenmesine sebep olacak. Bu yüzden 9. Sınıf öğrencilerinin seçebilecekleri alanlar konusunda yeterli ve gerekli bilgiye sahip olması, bu konuda kendilerini tanıyan öğretmen ve ebeveynlerden destek alması; doğru tercih yapmaları konusunda son derce faydalı olacaktır.

Değerli öğrenciler, sizler sınıfa geçerken yapacağınız alan tercihi ile geleceğinize ilişkin ilk adımı atmış olacaksınız. Bu yüzden doğru tercih yapmanız için doğru bilgilere sahip olmanıza, kendi yeteneklerinizi bilmenize ve en önemlisi de kendi geleceğinize dair planlarınız ile başarılı olduğunuz derslerin uyumlu olup olmadığına dair kendinizi tanımanıza ihtiyaç duyarsınız. Şimdi, ilk olarak alanları sizlere tanıtmakla başlayalım.

Sayısal Alanı

Sayısal alanı birçok öğrencinin gitmek istediği bir alan olarak karşımıza çıkar. Genelde mühendislikler ve tıp alanında bulunan üniversite bölümlerine sayısal alanından girilebilmektedir. Sayısal alanında başlıca bulunan dersler; Matematik, Geometri, Fizik, Kimya, Biyoloji ve okunan okula göre diğer dersler yer alır. Bu dersler ile ilgili bilmeniz gereken kısım ise, lise 1. Sınıfta gördüğünüz konulardan daha kapsamlı ve daha önce görmediğiniz konuların işlenecek olması.

Sayısal bölümleri ve taban puanları için tıklayınız.

Eşit Ağırlık Alanı

Eşit ağırlık alanında sayısal ve sözle derslerinden belli başlı olanları birlikte işlenip anlatılır. Bu alanda olan öğrencilerin tercih edebilecekleri bölümlerin başında genellikle Hukuk, Maliye, İktisat, İşletme, Kamu yönetimi gibi bölümler gelir. Eşit ağırlık alanını tercih edecek öğrenciler bu alanda genellikle Matematik, Geometri, Türk Dili ve Edebiyatı, Coğrafya, inkılap Tarihi ve diğer dersleri görür.

Eşit ağırlık bölümleri ve taban puanları için tıklayınız.

Sözel Alanı

Sözel alanda sayısal derslerden ziyade ağırlık olarak sözel ders olarak bilinen Türk Dili ve Edebiyatı, Coğrafya, Psikoloji, İnkılap ve benzeri dersler işlenir. Bu alanda okuyan öğrencilerin genellikle tercih edebileceği bölümlerin başında birçok sözel ders öğretmenliği, Adalet meslek yüksek okulu, basın ve yayıcılık, Çocuk Gelişimi gibi daha birçok bölüm gelir.

Tercih edebileceğiniz alanlara dair sizin de zaten aşina olduğunuz konularda kısa bilgi verdik. Şimdi asıl sorumuzun cevabına gelelim.

Sözel bölümleri ve taban puanları için tıklayınız.

Sayısal mı? Sözel mi? Eşit Ağırlık mı? Tercih Edilmeli

Bu soruya doğru cevabı verebilmek için birtakım değerlendirmelerin bir arada yapılması gerekir. Değerli öğrenciler sizlere alanlar ile ilgili en doğru tercih yapmanızı sağlayacak ipuçlarından bahsedeceğiz. Bunlar:

• İlk olarak kendinizi tanıyın. Çevre baskısından, yönlendirmesinden, istek ve beklentilerinden kendinizi soyutlayarak bir değerlendirme yapın. Bu değerlendirmede, gelecekte sahip olmak ve yapmak istediğiniz meslek gruplarını belirleyin. Bunu yaparken de tamamen o anki ruh halinize ve düşünce yapınıza göre değil, tam aksine bir ömürlük sizi düşünerek karar verin. &#; Sahip olmak ve yapmak istediğiniz meslek gruplarını belirledikten sonra, bu mesleklerden hangisinin iş kolu anlamında önünün daha açık olacağına dair gerekli araştırmaları yapın. Üniversite mezunu olduğunuz takdirde kısa süre içerisinde meslek sahibi olmanız hayata atılmanız ve tutunmanız açısından son derece önemli.
• Belirlediğiniz meslek gruplarının genel olarak hangi alanda tercih edilebilir olduğunu araştırın. Bu araştırma neticesinde seçeceğiniz alana ilişkin ilk adımı atmış olacaksınız.
• Belirlediğiniz meslek gruplarına dair alanları da tespit ettikten sonra burada yapmanız gereken bazı değerlendirmeler var. Örnek verecek olursak seçtiğiniz meslek grubuna sayısal aladan yerleşiliyor ise sizin burada sayısal derslere olan ilginizi ve yetinizi bilmeniz ve bu konuda realist olmanız son derece önemli. Ayrıca bu konuda sizi tanıyan rehber öğretmenlerinizden, sayısal dersleri anlatan öğretmenlerinizden de görüş almanız size fayda sağlar.
• Siz kendiniz tanımış olsanız da size ders anlatan, sınav kağıdınız okuyan ve sizi gözlemleyen öğretmenleriniz de bu konuda sizlere doğru karar vermeniz için yol gösterici olabilir. Yaptığınız değerlendirmeler ve sizi tanıyan öğretmenlerinizden aldığınız görüşler doğrultusunda sayısal alanda başarılı olup belirlediğiniz mesleğe sahip olabileceğinize ilişkin bir ön kabul ortaya çıkar ise tercihinizi sayısal alandan yana kullanabilirsiniz. Tam aksine belirlediğiniz mesleğe rağmen sayısal alanda başarılı olamayacağınıza dair somut veriler önünüze konuyor ise bu konuda diğer meslek ve alanlar ile ilgili araştırma yapmaya devam etmelisiniz.
• Alan tercihinde bulunurken bir heves uğruna, aile baskısı ya da sadece arkadaş ortamı uğruna tercih yapmayın. Genelde sayısal alana giden öğrencilerin daha zeki olduğunun düşünüldüğüne inanan birçok öğrenci sırf bu yüzden alan tercihini sayısaldan yana kullanıyor. Fakat bu doğru bir tutum değil. Alanlar zeka seviyesine göre belirlenmiyor. Tam aksine alanlar yeteneklere ve başarı alanına göre belirleniyor. Bu nedenle siz de yetenekli ve başarılı olduğunuz derslerin olduğu alanlara doğru yönelmeli ve bu konuda bir karar vermelisiniz.

Sonuç olarak sorumuzun cevabına gelecek olursak:

Görüldüğü üzere, alan seçmek basit olsa da aslında geleceğinizin inşası açısından son derece önemli bir karar. Bu nedenle en doğru tercihi yapabilmek için birçok konuyu bir arada değerlendirmeniz gerekir. Bu değerlendirmeler neticesinde sözel mi? Eşit ağırlık mı? Yoksa sayısal mı? Hangisini tercih edeceğinize siz karar verecek ve kendi açınızdan en doğru olanı seçebileceksiniz.

sınıfta bölüm değiştirmek mantıklı mı?

sınıfta bölüm değiştirmek mantıklı mı? Bölüm değiştiren derece öğrencisi tecrübelerini anlatıyor! Detaylar yazımızda.

İşler Genel

Sınav seneme kadar sayısal öğrenicisi olup son sene eşit ağırlığa geçen ben de bu soruyu çok sorguladım. Ben ortalama bir fen lisesi öğrencisiydim ve hep ortalama bir öğrenci oldum. Okulumdaki çoğu kişi benden daha başarılıydı. Sınavlara son gün çalışır, dersleri dinlemezdim. Haliyle notlarım da düşük olurdu. Tabii sınav senesi gelip çattı ve ben de artık bir şeyleri değiştirmem gerektiğimin farkına vardım. Başlarda hala sayısal öğrencisiydim fakat sayısalda derece yapamayacağımın farkındaydım. Ömrümün sonuna kadar ortalama başarıda birisi, muhtemelen mühendis olacaktım. Peki bunu istiyor muydum? Asla. 
Eşit ağırlığa geçmeyi düşünüyordum ama neden? Çünkü belli bir matematik temelim vardı ve eşit ağırlıkçıların matematikte pek iyi olmadığını düşünüyordum. Edebiyat-sosyali de halledersem bu şekilde onlara fark açabilecektim. Peki fark açınca ne olacaktı? Hiçbir fikrim yoktu. Ne okuyacaktım? Hukuk mu? Asla bana göre bir bölüm değildi ve okumak istemezdim. Psikoloji mi?

Psikolojiye ilgim vardı. Bir süre motivasyon kaynağım Boğaziçi Üniversitesi’nde psikoloji okumak oldu. Ailem ve dershane hocalarım buna oldukça karşıydı. Onlara göre eşit ağırlığa geçmem oldukça mantıksızdı. Sayısalda kötü bir sonuç da alsam iyi bir geleceğe sahip olabilirdim. Belki de haklıydılar. Fakat ben yaptığım işte en iyilerden olmak istiyordum. Eşit ağırlıkta iyi bir sonuç alabileceğime inancım tamdı. Bu yüzden bölüm değiştirmekten vazgeçmedim. 
Neyse ki kararıma daha uzun süre karşı çıkılmadı ve ailemin ve hocalarımın da desteğini alabildim. Daha motive bir şekilde çalışıyordum. Başlarda yalnızca matematik çalışıyor, edebiyat-sosyali yalnızca derslerde dinliyordum. Buna karşın deneme sonuçlarım gayet iyiydi. Eşit ağırlık sıralamasında üstlerde yer alıyordum. Başarılı olduğumu görmek de beni daha çok motive ediyordu.

 
Aylar sonra, benim gibi bölüm değiştiren bir arkadaşımdan Boğaziçi Üniversitesi’nde Yönetim Bilişim Sistemleri adlı bir bölüm olduğunu öğrendim. Bölümün içeriğine baktığımda bana daha uygun gözüküyordu. Hem bilgisayar dersleri vardı hem de işletme dersleri. Psikoloji gibi gelecek kaygısı içeren bir bölüm de değildi. Aradığım bölümü bulmuştum. Bu bölümü araştırdıkça daha çok motive oluyordum. 
Zaman geçtikçe netlerim yükseliyor, denemelerden daha iyi sonuç alıyordum. Edebiyat ve sosyali de iyice halletmiştim. Bana göre fizik, kimya ve biyoloji derslerinden çok daha zevkliydiler. Okulda hala sayısal gördüğüm için bu derslere de çalışmak zorunda kalıyordum ve her çalıştığımda iyi ki eşit ağırlığa geçmişim diyordum. Sınıfa kadar sayısal öğrencisi olduğum için şanslıydım. Çünkü bana matematikte çok iyi bir avantaj veriyordu. 

Aylar geçti, YKS vakti geldi. Ortalama bir TYT ve iyi bir AYT geçirdim. Sonuç da beklediğim gibi geldi. Yönetim bilişim sistemlerinde önceki senenin taban sıralamasıyla aramda 6 bin kişi olmasına rağmen yine de o bölümü yazdım. Şaşırtıcı bir şekilde ben girdiğim sene bölümün sıralaması kişi birden yükseldi. Hedeflerime ulaşmıştım. 
Sonuç olarak sorumuzun cevabına gelelim. “Sınav senesinde eşit ağırlığa geçmek mantıklı mı? YKS senemde bölüm değiştirmeli miyim? Eşit ağırlıktan mezun olursam iş bulabilir miyim?” tarzı sorular sıkça duyuluyor. Bu soruya benim cevabım ise şu: Hayatta köklü değişiklikler yapmaktan korkmak gayet doğaldır. Buna karşın eğer bu değişikliğin bizim için iyi olacağını düşünüyorsak bunun üzerine gitmeliyiz. Bir sınıf öğrencisi yaklaşık 18 yaşında oluyor. Bu da sağlıklı düşünebilecek yaşa gelmiş demek. Tabii büyük değişiklikler, ileride çok çalışmayı da gerektirir. Gereken fedakarlıkları yapacağınıza inanıyorsanız değişikliğin büyüklüğünden korkmayın. Neyin mantıklı olduğuna karar verebilecek yaştasınız. 

Melih Ünal
 

Yazar

İşler