kaz kaç gün gurk yatar / Güneş-Dil Kuramı | **ANAHTAR**

Kaz Kaç Gün Gurk Yatar

kaz kaç gün gurk yatar


ERGİN ALTAY’IN GOGOL’DEN YAPTIĞI “ÖLÜ CANLAR” ÇEVİRİSİNDEKİ YANLIŞLAR (Nikolay GOGOL, “Ölü Canlar”, Bir epik şiir, Rusça’dan Çeviren: Ergin ALTAY, 1. Baskı 2007 İletişim Yayıncılık A.Ş., İstanbul)

s. 1. Tulsk işi bronz iğne” diyor E.A. ve “Tula” adından türetilmiş sıfatı yanlış anlıyor. Tıpkı 13. sayfanın 3. satırında da “Karel ağacından süslemeler…” demesi gibi. Doğrusu Karelya olmalıydı. Tula ve Karelya özel adlarından türetilmiş sıfatlar olan (Тулский… карелский) sözcükleri Tulsk ve Karel diye değil –çünkü Tulsk, Karel diye bir yok-, Tula ve Karelya diye çevrilmeliydi.

Romanın daha en başında, Çiçikov’un gelip yerleştiği hanın lokantasına “meyhane” diyor E.A. Трактир’in Türkçe karşılığı olarak kullanıyor bunu. Oysa bu sözcüğün eski anlamı 1. (Первоначально) Гостиница с рестораном, 2. (Позднее) Ресторан низшего разряда şeklindedir. Bu yanlış, sonraki sayfalarda başka pek çok yanlışı daha getiriyor. Meyhanecinin çırağı, meydancı vb. gibi kullanımları var çevirmenin. Mekanı hep meyhane diye düşünmesinden kaynaklanan yanlışlar bunlar. Oysa orası bir otel (1. anlam) ve “meyhanecinin çırağı” da otel görevlisi (nitekim Çiçikov’a odasını o gösteriyor!) ve tabi aynı zamanda otelin lokantasında da garson.

s. 12. “(Takma yakalığı gözüken bir genç) yaylının çevresinde şöyle bir dolanmış, her yanını gözden geçirmiş…” diyor. Oysa o genç adam “başını arkaya çevirip arabaya şöyle bir bakar.” Hepsi bu. Zaten hareket halindeki bir arabanın çevresinde “şöyle bir” dolaşmak mümkün değildir. Aynı sayfada, 2.paragrafın sonunda “Altta boyunduruktu, ipti, koyun postuydu gibi şeylerin satıldığı dükkanlar”dan söz ediyor çevirmen. Öküze takılan ve ağaçtan yapılan boyundurukla binek hayvanlarına takılan hamut’u karıştırıyor… ama asıl “koyun postu”nu karıştırıyor. “Simit biçiminde yuvarlak halka ekmek” anlamına gelen баранка sözcüğünü, koyun postu diye çeviriyor.

Sonrası çok daha  ilginç: “Altta boyunduruktu, ipti, koyun postuydu satılan dükkanlar”dan birinin penceresinde bir bakır semaver durmaktadır. E.A. burayı şöyle çevirmiş: “Bu bakır sbiten semaveri insan yüzünü çok andırıyordu: öyle ki, uzaktan bakıldığında pencerede, (biri simsiyah sakallı olmasa) iki semaver olduğu düşünülebilirdi.” Anlaşılan insan yüzünü andıran bir semaver var ve eğer bu semaverin simsiyah bir sakalı olmasa(!) iki semaver var sanılırmış! Oysa siyah sakallı semaver(!) falan yok, olamaz da! Semaverin yanında, o semaverin sahibi adam da durmaktadır (“sbiten” adı verilen ballı-baharatlı içeceği satan adam) Cümlenin Rusçası şöyle: “… в окне, помещался сбитенщик с самоваром из красной меди и лицом так же красным, как самовар, так что издали можно было подумать что на окне стояло два самовара, если бы один самовар не был с черною как смоль бародою.” Dolayısıyla cümlenin çevirisi şöyle olmalıydı: “…kırmızı, bakır semaverin yanında semaver gibi kıpkırmızı yüzüyle sbiten satıcısı da duruyordu; satıcının katran gibi kapkara sakalı olmasa, uzaktan bakan biri, pencerede iki semaver duruyor sanırdı.”

s. 13. Çiçikov’un eşyaları taşınırken “kunduraları ve çizmeleri” geldi diyor E.A. Yanlış! Gelen yalnızca “kundura kalıpları” (“сапожные колодки”). Aynı paragrafta buna benzer artarda pek çok yanlış var: Çiçikov’un uşağının “setre”si değil, “kaput”u (“он притащил свою шинель”)… “çeşitli uşak giysileri bulunan çuval” değil, “uşak gereçleri bulunan çuval” (bir uşağın çuval dolusu, “çeşitli” giysileri mi olur! (“…мешка с разным лакейским туалетом”). Sonra, uşağın yatacağı “kötü bir yatak” anlatılırken “Rus yufkası gibi yamyassı” denilmesi uygun mudur? Ruslar yufka ekmeği nereden bilsinler? Bu da bir yana kötü bir yatak anlatılırken, pide gibi demek dururken yufka gibi denilir mi? Yorgan olsa anlatılan, neyse! Aynı sayfanın 2.paragrafında da şöyle diyor E.A.: “Kimi zaman bizim sanatsever aydınlarımız bile oda hizmetçilerinin önerilerine uyarak, İtalya’da böyle bir çok tablo satın alıp ülkemize getirmişlerdir.”

Nasıl yani? Sanatsever aydınlarımız oda hizmetçileriyle beraber mi gidiyorlar da İtalya’ya orada onların tavsiyelerine uyuyorlar, yoksa Rusya’dan mı tavsiye ediyor hizmetçiler tabloları efendilerine? Ve nasıl oluyor da İtalya’daki tablolar hakkında “sanatsever aydınlar” değil de, onların hizmetçileri daha çok bilgi sahibi oluyorlar? Ve bu hizmetçiler efendilerine hangi cesaretle tablo ısmarlayabiliyorlar. Böyle bir demokrasi mi vardı çarlık Rusyasında? Resim sanatından anlayan böyle yüksek kültürlü hizmetçiler mi vardı?

s. 14. Lokantada Çiçikov’a ısmarladığı yemekler geliyor: “Birkaç hafta kalacak müşteriler için özellikle hazırlanmış lahana çorbası ile börek, kemik ilikli nohut…” Gelip geçici yolcular için saklanan birkaç haftalık börek (yani birkaç hafta beklemiş bayat börek), nasıl oluyor da "birkaç hafta kalacak müşteriler için özellikle hazırlanmış börek" olabiliyor? Kemik ilikli nohut’a hiç girmiyoruz.(İlik nerede satılır, ilikli yemek nasıl yapılır, bilinmez. Sakın bu ilik, beyin olmasın?!) Cümlenin Rusçası şöyle: “…щи с слоеным пирожком, нарочно сберегаемым для проезжающих в течение нескольких недельей, мозги с горошком…

Aynı sayfada, 7-8 satır daha aşağılar… Çiçikov kent yöneticileri hakkında bilgi topluyor: “Valinin, kent meclis başkanının, savcının kim olduğunu… öğrenmeye çalışıyor.” Çevirmenin “Kent meclis başkanı” dediği, yargıç’tan başkası değil. Председатель палаты yargıç demektir, çevirmen eğer Даль sözlüğüne bakmış olsaydı bunu kolayca görebilirdi, ama onun kolayı seçtiği ve iki sözcüğü toplayarak meclis+ başkan = meclis başkanı demeyi yeğlediği anlaşılıyor. Oysa hemen arkadan gelen “savcı” sözcüğü kuşkulanmak için yeterliydi. 151. sayfada da -üstelik daha büyümüş olarak- yineleniyor bu yanlış.

Yine aynı sayfada bir iki satır daha aşağılarda şöyle diyor E.A: “Bu arada kentin büyük toprak sahiplerinin kimler olduğunu ilgiyle olmasa bile, daha da büyük bir titizlikle öğrenmeye çalışıyordu.” Cümlenin düşüklüğüyle ilgilenmiyoruz; ama Çiçikov “ilgiyle olmasa bile” değil, tam tersine ilgiyle dinliyor. Çevirmeni şaşırtan: “…с большею точностию, если даже не с участием” şeklindeki yapı olsa gerek?

Doğrusu, çevirmen pek çok yerde Gogol’ün söylediklerinin tam tersini söylüyor. Gogol’ün mizahını ıskalıyor. Hatta zaman zaman tercümeyi bırakıp telif ediyor. Türkçe bozuklukları ve “herkesin bildiği çeşidinden” (s.12) gibi Türkçe yazın diline yabancı, yerel ağız çeşidinden deyişlere yer veriyor.

s. 37’ “Mavi çam ormanı” diyor E.A. Yanlış! Orman uzaktan “maviş” görünüyor. Belki kayın, belki meşe ormanı. “Cиневший лес” ifadesinde ne çam var, ne de hele, maviçam! Bir ormanın uzaktan mavi mavi görünmesini mavi çam ormanıyla karıştırıyor çevirmen.

s. 40. Son paragrafın başı: “…eskiden duvarları süsleyen, bir kişiyi aynanın karşısında ve aynadaki görüntüsüyle birbirine bakan iki kişi olarak gösteren portrelerde olduğu gibi…

Biribirine bakan kişiler… bunların aynadaki görüntüleri… aynanın karşısındakiler, içindekiler… Oysa anlatılan çok yalın: iki portre var. Biri sağa biri sola bakıyor ve bu iki portre bir aynanın iki yanına asılıyor.

“İki arkadaş bir an kımıltısız, birbirlerine bakakaldılar: tıpkı, eskiden aynaların iki yanına asılan, birbirine bakan iki portre gibi.” Hepsi bu.

Cümlenin RUSÇASI şöyle: “Оба приятели… остались недвижимы, вперя друг в друга глаза, как те портреты, которые вешалисьв старину один против другого по обеим стороном зеркало.

s. 42. “Oh! Hayır, rica ederim…” diyor E.A.

Bu “Oh!” Batılı roman ve filmlerden dilimize geçen bir kullanım; dilimizde bunun yerine genellikle Ah! kullanılır.  Yalnız burada değil, başka pek çok yerde de kullanılıyor bu gereksiz ünlem (örneğin s. 44, 273, 274, 384…) .

Aynı sayfanın sonu: “…sözleşmesini cebime koyarım,” diyor E.A. (Manilov, “ölü canlar”ını Çiçikov’a satıyor ve anlaşılan bu satış sözleşmesini cebine koyuyor)!

Acaba?

Manilov orada aynen şöyle söylüyor: “…ölü canları size karşılıksız veriyor, bu alışverişten doğacak vergi ve harçları da üzerime alıyorum.” (“…и купчую беру на себя.”)

s. 43. 3. satır. E.A.nın “yere düşmüştü” dediği yünlü kumaş, gerçekte “cart diye yırtılıyor”! (“…лопнуло шерстяная материя”.

3. paragrafta E.A.nın “gerçekten de önemsiz” dediği, tam tersine “önemli”. Zaten metnin genel anlamına aykırı, önemsiz olmak. Manilov “совершенная дрянь” diyor. Çiçikov cevaben “очень не дрянь” diyor ve E.A. bunu “önemsiz” diye anlayıp çok önemli bir hata yapıyor. (Aslında öyle incelikli bir cümle ki bu… Söz konusu olan “ölü canlar”dır. Çiftlik sahibi Manilov için bunların hiçbir değeri yoktur. Bu yüzden de rahatlıkla дрянь, yani işe yaramaz, süprüntü, iğrenç şey diyebilmektedir. Dikkat edilsin: kullanılan sözcük “önemli” ya da “önemsiz” bile değildir. Aynı ölü canlardan para kazanma sevdasındaki Çiçikov içinse durum farklıdır, bu “işe yaramaz, süprüntü, iğrenç şeyler” onun için hiç de öyle değildir, E.A.nın dediğinin tersine, “çok önemlidir”.

s. 45Arabacı ikinci sapaktan sonraki sapağa sapması gerektiğini öğrenince…” kötü bir Türkçe!

s. 46. Son satırlara doğru. “…dizginlere asıldı” diyor E.A. Tam tersine. Daha hızlı gitmek isteyen arabacı ne yaparsa o yapılıyor, yani dizginlere asılmıyor, atları kamçılıyor arabacı (“…и стегнул по всем…”).

s. 47. Sayfa ortaları. “Öyle ki, Çiçikov yaylının yuvarlak iki penceresi olan (bu pencereler dışarıyı görmesi, Selifan’a daha hızlı gitmesini söylemesi için özellikle vardı) deri örtüsünü kapamak zorunda kalmıştı.” E.A. gereksiz yere ayraçlar açıyor ve bu işi çok sık yapıyor. Öte yandan yazarın cümlelerini yeterli bulmuyor, bunlara kendiliğinden “tamamlayıcı sözcükler” ekliyor. Örneğin bu cümledeki “özellikle” gibi. Şöyle diyor Gogol: “Это заставило его задернуться кожаными занавесками с двумя круглыми окошечками, определенными на рассматривание дорожных видов, и приказал Селифану ехать скорее.” (“Yağmur yağmaya başladığı için) Çiçikov manzara izlemeye yarayan karşılıklı yuvarlak iki pencerenin deri perdelerini kapamak zorunda kaldı, Çiçikov’a hızlanmasını emretti.”

s. 48. Son satırlar. Arabacı için “…efendisi gibi o da çamura batmıştı” diyor. Yanlış. Çamura düşen Çiçikov. (“…барин барахтался в грязи, силясь оттуда вылезть…

s. 49. Son paragraf. Çiçikov, E.A.nın dediği gibi arabacısından atlara yardım etmesini istemiyor. “Atları dehlemesini” istiyor. Bu paragrafın sonrası da yanlış: “Rus arabacıların görme duyuları yerine sezgileri vardır. Bu nedenle gözlerini kısıp derinden bir göğüs geçirirler ve bir yana doğru yürürler. Selifan da bir şey görmediği halde, yapabileceği başka bir şey olmadığı için, atları bir yana doğru sürdü ve yaylı ancak hamutları çite çarptığında, gidecek başka yeri kalmadığı için durdu.

 

DOĞRUSU: “Rus arabacıların görme duyusu yerine gelişmiş bir sezgileri vardır; gözlerini yumarlar ve arabalarını kimi zaman yel gibi sürmelerine karşın, her zaman bir yere varırlar. Hiçbir şey görememesine karşın Selifan da atları köye doğru öyle yanılmaz bir biçimde sürdü ki, ancak arabanın okları çite çarpıp da artık bir yere gidebilmelerinin hiçbir imkanı kalmadığında durdu.”

RUSÇASI: “Русский возница имеет доброе чутье вместо глаз; от этого случается что он , зажмуря глаза, качает иногда во весь дух и всегда куда нибудь да приезжает. Селифан не видя ни зги,направил лошадей так прямо на деревню, что остановился тогда только, когда бричко ударилася оглоблями в забор и когда решительно уже некуда было ехать.

s. 51. “…kurumuş yaprak rengi koyu çerçeveler” ifadesi yanlış; doğrusu “kararmış çerçeveleri kıvrılmış yaprak biçiminde” (“…темные рамки свернувшихся листьев…”). Yine aynı sayfada “ürün kötü olduğunda ya da zarar ettiğinde ağlayan” ifadesi de yanlış. Doğrusu: “Sürekli ürünün kötü olduğundan, zarar ettiğinden yakınan…” (“…помещица, которые плачутся неурожай, убытки…”).

Aynı sayfanın son ve devamındaki sayfanın ilk satırları da yanlış: “Dışarıdan bakınca bu komodinlerde giyeceklerden, bluzlardan, etekliklerden; bayramlık çörekler, tatlılar pişirilirken yanan veya kendiliğinden orası burası delinen, sonra tekrar giysiye dönüştürülebilecek eski gömleklerden başka bir şey yokmuş gibi görünse de, bir kesede onluklar, ötekinde yarımlıklar, bir başkasında da çeyreklikler vardır. Ama bir giysi yırtılmazsa, delinmezsa yaşlı kadınlar…” bu paragraf sonuna kadar YANLIŞ! Gogol bambaşka şeyler söylüyor. Sökülmüş bir giysinin ipi duruyor “komodin”de (komodinler’de değil!). Bayramlık bir şeyler pişirirken yanan ya da kendiliğinden eskiyen bir giysi yerine, o ipten güya yeni giysi örülecektir. Ama kadın titiz ve özenli olduğu için giysilerini ne kazara yakar, ne de eskitir; dolayısıyla da sökülüp komodinlerde saklanan o ip hiçbir zaman kullanılmaz ve miras olarak kız yeğenlere bırakılır vs.vs. Bu iple birlikte bir de para keseleri bulunur söz konusu komodinde: bunların da kiminde çeyrek, kiminde yarım, kiminde de tam rubleler var (onluklar değil!).

RUSÇASI: “В один мешочек отбирают все целковики, в другой полтиннички, в третий четвертачки, хотя с виду и кажется, будто бы в комоде ничего нет, кроме белья, да ночных кофточек, да нитяных моточков, да распоротого салопа, имеющего потом обратиться в платье, если старое как-нибудь прогорить во время печения праздничных лепешек со всякими пряженцами или поизотрется само сабою.”

s. 54. 10. satır. Çiçikov’u yatakta “iki büklüm” yatırıyor, çevirmen. Oysa “свернуться кренделем” bacaklarını karnına çekip yatmak demektir.. Aynı sayfa, sondan 6. satır. E.A.nın hinthorozu dediği şey, adıyla sanıyla baba hindi (индейский петух = индюк = gurk, baba hindi). Ayrıca “kümes” neresi, “avlu” neresi, onu da karıştırıyor.

s. 55. 3. satır. Burada da çok önemli bir yanlış yapıyor çevirmen:

…(domuz) çöpleri karıştırıyor, hemen yanındaki civcivi UMURSAMADAN, bulduğu karpuz kabuğunu kemiriyordu.” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “…(domuz) çöpleri karıştırırken kaşla göz arasında civcivlerden birini mideye indiriverdi, sonra da hiçbir şey olmamış gibi karpuz kabuğu kemirmeyi sürdürdü.” 

RUSÇASI: “…pазгребая кучу сора, съела она мимоходом цыпленка и не замечая этого, продолжало уписывать арбузные корки своим порядком.”

(Domuz, civcivi umursamıyormuş! Tanrı korusun, ya bir de umursasaydı ne yapardı acaba?)

s. 56. E.A. şöyle diyor: “Bizim Rusya’da insanlarımız davranışlarını yabancılarınkine benzetmeye özenseler de bir çoğu bu konuda yabancıları geride bırakmışlardır.” Anlamamış E.A. söyleneni. Söylenen şu: “Bizim Rus insanı pek çok konuda yabancıların eline su dökemez, ama davranış, konuşma dediniz miydi, iş değişir, bu konuda da biz yabancıları geride bırakmışızdır.”

Paragrafın devamında “Fransız ya da Alman diye başlayan cümlesi de yanlış E.A.’nın (“Bir Alman ya da Fransız bu konuda hiç duyarlı değildir, nerede nasıl davranacağını bilmez” diyor).

DOĞRUSU: “Bir Fransız ya da Alman, bizim davranışlarımızdaki özellikleri, bunlar arasındaki ince ayrımları dünyada anlayamaz.”

RUSÇASI: “Надобно сказать, кто у нас на Руси если не угнались еще кой в чем другою за иностранцами, то далеко перегнали их в умении обращаться. Перeсчитать нелзя всех оттенков и тонкостей нашего обращения. Француз или немец век не смекнет и не поймет всех его особенностей и различии…”

Aynı sayfanın devamında yine büyük bir yanlış var: “Tutalım ki bir kalem odası vardır, ama bir başka ülkede değil, bizim ülkemizde” diyor E.A. ve hep yaptığı gibi, Gogol’ün söylediğinin tam tersini söylüyor.

OYSA GOGOL ŞÖYLE SÖYLÜYOR: “Şimdi bir devlet dairesi düşünelim: elbet bizim burada değil, Kafdağının ardında.” (“…положим, например, существует канцелария, не здесь, а в тридевятом государстве…”) O devlet dairesindeki amir ve memurlarla dalga geçeceği için, sansür belasına karşı bizim ülkemizde değil, diyor. 

s. 59. Çevirmen, “bir halk temsilcisini yağlıyor”. “Halk temsilcisi” dediği nedir, kimdir bilmiyoruz. Ama Gogol’ün, vergi memuruna rüşvet verilmesinden bahsettiğini biliyoruz. “масло”yu görür görmez “yağ”dan yola çıkıp “yağlama”yı yapıştırmamak, “подмаслить” sözcüğünün rüşvet anlamına geldiğini de bilmek gerekiyor.

s. 60. “…arılarınız öldü” diyor E.A. Oysa ölen arı falan yok. Kovanlardan balları çıkarmak için dumana tutulan arılar var (… ездили, морили пчел, кормили их…”

s. 62. 4. satır. Çiçikov “Kahrolası Şeytan!” diye içinden söylemiyor, iskemlesini de devirerek yüksek sesle söylüyor! Öyle olduğu içindir ki, “yaşlı kadın çok korkuyor, yüzü bembeyaz kesiliyor.” (Yine Gogol’ün dediğinin tam tersi!) “…хватил в сердцах стулом об пол и посулил ей черта. Помещица испугалась необыкновенно… и вскрикнула вся побледнев: Не припоминай его!”)

Aynı sayfanın ortaları, 9. paragraf. Yine dudak uçuklatıcı bir yanlış: “Avludaki köpeğiniz samanlarınızın üstüne yatar uyur, saman yemez ama yabancılara da havlamaz.

Oysa Gogol’cağzın söylediği şu: “… sokak iti gitmiş, samanın üstüne yatmış, ne kendi yer, ne bırakır başkası yesin!” (“какая нибудь дворняжка, что лежит на сене: и сама не есть сена, и другим не дает”).

s. 63. 5. paragrafta Fetinya’ya “kol böreği” yaptırıyor E.A. Koroboçka’ya şu sözleri söyletiyor: “biraz fazla zaman alır, ama olsun!” BİLAKİS! “Времени берет немного” diyor Koroboçka; yani “fazla zaman almaz!” Zaten hamur hazır. Yağda kızartılıverecek, puf böreği benzeri bir börekten söz ediyor Gogol: yani пирожки (Yazarın söylediklerinin tam tersini söylemek gibi bir tutkusu var sanki çevirmenin.)

s. 65. E.A’ya göre, “Öteki alacaklarınızı unutmayın lütfen” diyor Koroboçka, Çiçikov’a.

Acaba? Hangi “öteki alacaklar”?! Çiçikov kadına daha önce devlet adına gıda maddeleri toplayan bir müteahhit olduğu yalanını kıvırdığı için, “…(devlet adına yapacağınız satın almalarda) Beni unutmazsınız, değil mi?” diyor Koroboçka: “…пожалуйста не забудте насчет подрядов.

s. 70. 2. paragraf. Çevirmenin yumurta dediği şey, yumurtalık (фарфаровые яички). Ama asıl yanlışları aynı sayfanın sondan bir önceki paragrafının son satırında görüyoruz: 

…masaya koyulamayacak kadar berbat bir hasır örtü getirdi,” diyor E.A. Ortada hasır falan yok! “…солонка, которую никак нелзя было воставить прямо на стол.” “Masada bir türlü düz durmayan bir tuzluk getirdi.” 

s. 71. İlk paragrafın son cümlesi… “…öyleyken gene de pazarlık ettiğini anlattı.” Değil! Pazarlık eden falan yok! İki toprak sahibi arasında bir karşılaştırma yapılıyor. Biri, çeşit çeşit yemek sipariş ederken, öbürü tek kap yemek sipariş ediyor, sonra (ek ödeme yapmadan) aynı yemekten tabağına biraz daha konulmasını istiyor (даже подавки потребует ту же цену).

Bir sonraki paragraf: “koşum” değil, “dizgin”. (Herhalde bu ikisi arasında fark var?) Yine aynı paragraf, sondan 7. satır: “…yüzü zayıf (ya da dedikleri gibi ince)…” Yine YANLIŞ! “Издерганный” “asabi” demektir; yoksa “dedikleri gibi ince” değil!

s. 72, 4. satır: YANLIŞ: “Saçlarını hoş bir el hareketiyle düzeltti” diyor çevirmen, oysa Gogol “bıçkınca, kabadayıca” = (молодцевато) diyor.

Aynı sayfa: YANLIŞ:“Tebrik et beni… çok kötü yontuldum!” (“Поздрав: продулся в пух!) Konu, kumarda kaybetmek. Kumarda kaybetmeye yontulmak mı derler? Ütülmek, yolunmak, hatta yutulmak vs. gibi karşılıkları yok mudur bunun? Bu yontulmalı cümlenin hemen altında, Türkçe yönünden hiç yontulmamış bir cümle görüyoruz: “Çiçikov’un başı az kaldı pencerenin pervazına çarpmıştı.” 

s. 78. YANLIŞ: “Borcumuz ne kadar?” “Hepsi seksen kapik efendim”. “Elli kapik ver ona yeter!”

Oysa, “Borcumuz ne kadar?” sorusunun cevabı Gogol’de “seksen kapik” falan değil. “Двугривенник” diyor Gogol. Bu, Türkçede “iki onluk” demektir. Yani 20 kopek. Şimdi: 20 kopeği çok bulan biri “50 kopek ver ona, yeter” der mi hiç? E.A. da güya bu mantıksızlığı (kimin mantıksızlığı? Gogol’ün mü? Ne kadar ayıp!!) bertaraf etmek için 20 kopeği 80 kopeğe yükseltiyor! Gogol’ün “Ölü Canlar”la ilgili olarak tuttuğu neredeyse roman hacmindeki not defterinde bu “mantıksızlıkların”(!) hepsinin yanıtı var. Ama çevirmenin bunlarla uğraşmaya vaktinin olmadığı anlaşılıyor, sorun da burada. Çünkü kendisi bütün 19.yy. Rus klasiklerini çevirmek gibi bir misyon üstlenmiş adeta; böyle uyduruk ayrıntılarla kaybedek vakitten yoksun! Yok kitapta sözü edilen “iki onluk” gümüşmüş, öbürü (50) kopek ассигнация imiş ve değeri gümüş yirmilikten daha düşükmüş! Uğraşmaya değmez ayrıntılar bunlar! Ama biz bunları yine de şuracığa kaydedelim; İletişim Yayınları bir gün bu “ölümsüz ölü canlar çevirisi” yeniden basmaya kalkarsa, o zaman kullanır.

s. 79. YANLIŞ: “Öylelerine hırpalanmış derler”

DOĞRUSU: Çevirmen !"Разбитной” ile “разбитый”i karıştırıyor! Bunlardan ilki (ki metinde kullanılan da bu sözcüktür) “pişkin, arsız” demektir; hırpalanmış anlamında olan ikinci sözcüktür. Sonuç: “öylelerine pişkin derler”, hırpalanmış falan değil!

s. 84. Kumarda kazanılan nesne, kontesin para kesesi değil, kehribar ağızlık. Kendisine aşık olan kontes armağan ediyor Nozdrev’e, üzerinde adının baş harfleri işli para kesesini (Zaten bir insan, kendisine aşık bir kadının adı işli bir keseyi kumarda nasıl kazanabilir? O kadın mı sürmüş keseyi kumar masasına, “Bu keseyi kazanan beni de kazanmış olur” diyerek?!! Ayrıca: kusursuzluğun zirvesi olan, kontesin “pamuk gibi yumuşacık” elleri değil, “superflu” sözcüğü. Nozdrev bu sözcüğü kusursuzluğun zirvesini ifade eden bir sözcük olarak görüyor. Söz konusu olan da “pamuk gibi yumuşaklık” değil, “incelik”. Ve son soru: Kimin anlattıkları kimi “pek yükseltiyor”? Neyin kusursuzluk simgesi olduğunu anlamadığı için, çevirmen ardı ardına yanlışlar yapmış burada.

s.85. 23. satırda “kaymak tadında”ki “kaçak votka”nın doğrusu erik rakısı olacak. Çevirmenсливка=erik rakısı ile сливки=krema’yı karıştırıyor. Ama bundan çok daha önemli bir yanlışı aynı sayfanın 31. satırında görüyoruz. 

YANLIŞ:Ayrıca enişte tehlikeli olabilirdi. Üstelik gideceğe de benzemiyordu, sandalyeye çökmüş, pinekliyordu” şeklindeki çevirinin ve sonraki yanlış satırların doğrusu şöyle:

DOĞRUSU: “İçkiyi fazla kaçıran enişte beyin, sandalyesinde otururken ikide bir burnuyla tabağını gagalayıp durmasına bakılacak olursa, tehlikeli olabilecek bir hali kalmamış gibiydi. Kendisi de durumunun farkında olmalıydı ki, evine gitmek için izin istedi; ama bunu öyle tembel, gevşek, isteksizce söylemişti ki, ayak sürüdüğü, gitmeyi pek de istemediği açıkça ortadaydı: bir Rus deyimiyle söyleyecek olursak, ata hamutunu kerpetenle takıyordu.”

RUSÇASI: “Впрочем, зять вряд ли мог быть человеком опасным, потому что нагрузился, кажется, вдоволь и, сидя на стуле, ежеминутно клевался носом. Заметив и сам, что находился не в надежном сотоянии, он стал наконец спрашиваться домой, но таким ленивым и вялым голосом, как будто бы, по русскому выражению, натаскивал клещами на лошадь хомут.

Rusçada “говорить как клещами на лошадь хомут тащить” (yani “ata hamutunu kerpetenle takmak”) deyiminin Türkçe karşılığı, “ayak sürümek; bir şeyi gönülsüzce yapmak”tır. Deyimlere hakkını vermekte zorlanan çevirmen, sonuçta Gogol mizahını yansıtmakta da yetersiz kalıyor, bunun yerine zaman zaman kendisi mizah yapmaya çalışıyor (Ayrıca burada da Gogol’ün söylediğinin tam tersini söylüyor: “enişte tehlikeli olabilirdi” diyor, bilakis, enişte zom olmuş, kafası masaya düşüp duruyor, dolayısıyla da tehlikeli olabilecek bir hali yok ve Gogol de, esasen, tam bunu söylüyor.).

s.87. YANLIŞ: İskambil destesini parmaklarıyla tutup “ses çıkaracak biçimde büküp bırakmaktan” bahsediyor E.A. Yok böyle bir durum. Sözü edilen “ses” iskambil destesinin ambalaj kağıdının yırtılmasından çıkıyor

RUSÇASI: (“…Роздрев прижавший бока колоды пальцами и несколько погнувший ее, так что треснула и отскочило бумажка.” 

s.89. YANLIŞ:(Çiçikov) “Kendisiyle laubali olunmasından –bunu yapan çok yüksek bir kişi bile olsa- hoşlanmazdı.”

Çevirmen ne yazık ki, Gogol’ün yazdığının yine tam tersini söylüyor.

DOĞRUSU: “Çiçikov kendisiyle senli benli olunmasından hoşlanmazdı, ancak mevki-makam sahibi kişiler bunun istisnasıydı”.)

Çiçikov’a yakışan da budur zaten.E.A.nın Çiçikov’u yanlış bir Çiçikov! Ve Çiçikov yanlış olunca “Ölü Canlar” doğru olabilir mi hiç?!

RUSÇASI: (“Он даже не любил допускать с собой не в каком случае фамильярного обращение, разве только если особо было слишком высокого звания.”)

Aynı sayfanın sonlarında, sıklıkla yaptığı gibi yine sözcükleri karıştırıyor E.A. ve “aygır”a “tay” diyor. (Жеребец=aygır, жеребенок=tay).

s.90. YANLIŞ: “…iri mi iri “ köpekler.

DOĞRUSU: “Kaburgaları fıçı gibi kavisli, ince bacaklı, insana hayranlık veren köpekler” RUSÇASI:“…бочковатость ребр и комкость лап…”)

s.91.YANLIŞ:”İki kişilikli” 

DOĞRUSU: İkiyüzlü

RUSÇASI: двуличный человек.

s.93. YANLIŞ: “Kahvaltıya gelmek için hiç acele etmeyen ev sahibi sonunda geldi” diyor E.A. ve yine Gogol’ün dediğinin tam tersini söylüyor: bilakis, ev sahibi hiç ağırdan almıyor, çabucak geliyor:

RUSÇASI: “Сам хозяин не замедливший скоро войти…” Herhangi bir karmaşıklığı ve mizah, deyim, atasözü. gibi spesifik kullanımı olmayan böylesine basit, temel cümlelerde böylesi yanlışlara düşmenin nedeni ne olabilir? Herhalde Gogol’e gıcıklık olsun diye böyle yapmıyor çevirmen. Dikkat eksikliği ya da özensizlik olabilir mi? Düşünmeye değer, çünkü sıkça karşılaşılıyor bu türden yanlışlarla.

s.97. Son paragraf.

YANLIŞ:Çılgınca cesaretiyle ün salmış atılgan bir teğmenin, ününü elinde tutmak için savaşın en kızgın anında takımını topluca saldırıya kaldırırken özellikle ‘Çocuklar ileri!’ diye bağırdığı gibi Nozdrev de ‘Vurun!’ diye bağırmıştı,” diyor E.A. “Ününü elinde tutmak isteyen teğmen” falan yok ortada. Çevirinin şöyle olması gerek:

DOĞRUSU: “Zıpırca cesareti artık herkesçe bilindiği için saldırılar sırasında göz altında tutulması özellikle emredilmiş çılgın bir teğmenin, saldırı anında mangasına “Haydi aslanlarım, ileri!” diye bağırmasını andırıyordu sesi.

RUSÇASI: ” (…поручик, которого взболмошная храбрость уже приобрела такую известность, что дается нарочый приказ держать его за руки во время горячих дел…

Kendi canını ya da başka askerlerin canını tehlikeye atacak bir zıpırlık yapmasın diye göz altında tutulması özellikle emredilmiş çılgın bir teğmen… ve ününü elinde tutmak isteyen bir teğmen! Pek benzerlik yok gibi?!

s.98… стул был вырван крепостными людми” ifadesini (kendini savunmak için arkasına geçmeyi düşündüğü) sandalye bile kalenin adamlarınca elinden çekilip alınmıştı, diye çevirmiş E.A. Ne kalesi? Hangi kale? “Kalenin adamları” diye çevirdiği, Nozdrev’in evindeki “hizmetkarlar”.

s.99. YANLIŞ: “Payına her zaman daha çok yulaf düşmesine… önündeki tekneye Selifan öteki atlara döktüğü kadar yulaf dökmesine karşın…” Yine Gogol’ün söylediğinin tam tersi söylenmiş:

DOĞRUSU: “(söz konusu atın) …payına hep yulafın kötüsü düşmesine karşın…”

RUSÇASI: (“…хотя ему на часть и доставался всегда овес потуже…”)

s.101. Sayfa sonundaki dipnotu yanlış çevirmiş E.A. Dipnot yanlış olunca, metindeki ilgili bölüm de yanlış olmuş. Şöyle çevirmiş dipnotu E.A.:

YANLIŞ: “(Koramora adı verilen sivrisineği) Usulca yanına yaklaşıp bacağından yakalayabilirsiniz.O zaman halkın deyimiyle azar, canlanır.” Tam tersine. Bacağından tutulduğunda, kaçacak yerde, işi inada bindiren ve –halkın deyimiyle- kıçının üstüne oturan bir sivrisinekten söz ediliyor. Nitekim metindeki ilgili yer, ancak böyle bir açıklamayla mantıklı olmaktadır:

DOĞRUSU: “Şu koramor gibi yan gelip yatan atı kamçıla!” (Корамора - большой, длинный, вялый комар; иногда залетает в комнату и торчит где нибудь одиночкой на стене. К нему спокойно можно подойти и ухватит его за ногу, в ответ на что он только топырится или горячится как говорит народ.” Прим. Н.В.Гоголя).

Aynı sayfanın sonundaki cümle de yanlış çevrilmiş.

YANLIŞ: “… atlardan öylesine buhar yükselmeye başlamıştı ki, görünüşte bir sonraki menzile gidecek güçleri kalmamıştı,” diyor E.A.

RUSÇASI: “…как будто они отхватили не переводя духа станции”.

DOĞRUSU: “Bütün bir menzili soluk almadan koşmuşlar gibi bir buğu yükseliyordu atların sırtından.”

s.103. (Son satır) “Evin ön cephesi” değil sözü edilen şey, bir mimari detay olarak “alınlık”tan söz ediliyor (Фронтон).

s.104. YANLIŞ: “Yaylısı kapıya yaklaştığında pencereden bakan iki yüz gördü: Başında şapkası, salatalık gibi dar uzun bir kadın yüzüyle, gözlerini kırpıştırıp duran, (telleri yumuşak tıngırdatmasını dinlemek için toplanmış beyaz göğüslü, beyaz gerdanlı kızlara göz kırptığı, ıslık çaldığı belli) şık giyimli, eğlenceye düşkün, Moldova kabağı gibi (bizde bu kabaklara uzun kabak derler ve onlardan iki telli balalayka yaparlar) ablak yüzlü, yirmili yaşlarda bir erkek yüzü.”

Hem uydurma, hem kötü bir Türkçe.

RUSÇASI: “Подъезжая к крыльцу, заметил он выглянувшее из окно почти в одно время два лица: женское, в венце, узкое, длинное, как огурец, и мужское, круглое, широкое, как молдаванские тыквы, называемые горлянками, изо которых делают на Руси балалайки, двухструнные, легкие балалйки, красу и потеху ухватливого дватцатилетного парня, мигача и щеголя, и подмигивающего и посвистывающего на белогрудых и белошейных девиц, собравщихся послушать его тихострунного треньканья.”

DOĞRUSU: “Eve yaklaşırken pencerede aynı anda iki yüz birden gördü: bunlardan biri, başında çene altından kurdeleyle bağlı bir başlık bulunan, salatalık gibi uzunca bir kadın yüzü; öbürü Moldavya kabağı gibi yuvarlak, iri bir erkek yüzüydü. Ruslar, gorlyanka adını verdikleri bu kabaktan yirmili yaşlarındaki bıçkın delikanlıların süsü ve gönül eğlencesi olan, iki telli, küçük, hafif balalaykalar yaparlar; delikanlı balalaykasını usuldan tıngırdatırken, kendisini dinlemek için çevresine toplanan ak göğüslü, ak gerdanlı kızlara göz kırpıp ıslık çalar.”

Tabi yanlış ve çevirisi uydurma bir metinde dahi anlaşılmaz ve kötü bir Türkçe kullanılması akla bir kez daha İletişim Yayınları’nın kitabın kotarılmasında çevirmen dışında katkısı olan görevlilerini, editörlerini, redaktörlerini getiriyor. Hemen bir sonraki sayfanın (s.105) ortalarındaki “…bıyıkları öylesine görülmedik kocamandı ki…” deyişinde ve kitabın daha pek çok sayfasında, pek çok kez aynı düşünce ister istemez insanın zihnini yokluyor. Yine 105. sayfanın ortalarında çevirmenin hem de iki kez antik Yunan’ı çağrıştırır biçimde “Eski Yunan” demesi de büyük yanlış. Bir kez özgün metinde böyle bir ifade yok (olamaz da zaten), çünkü “Eski Yunan”dan söz edilmiyor ki. Osmanlı İmparatorluğundan bağımsızlığını kazanmaya çalışan Yunan hareketinden ve onun askeri önderlerinden söz ediliyor. Bunlar da yayınevi ilgililerince düzeltilmesi gerektiği halde düzeltilmemiş yanlışlar, ne yazık ki.

s.106. İlk paragrafın sonunda çevirmen “salatalık suyu” ile yıkanmış ellerden bahsediyor. Doğrusu, turşu suyudur. Kadın anlaşılan elini turşu küpüne sokmuş ve o nedenle de elleri turşu suyu kokmaktadır, yoksa “salatalık suyu” değil. (…руки были вымыты огуречным рассолом). O tarihlerde, kozmetik sanayinin herhalde bilmediği şeylerdi “salatalık suyu” yada, “salatalık sütü” vb.

s.107. Çevirmenin burada da büyük bir yanlışını görüyoruz:

YANLIŞ: “Çiçikov burada kanıt olarak, valinin kendi eliyle örüp ona armağan ettiği para kesesini bile çıkarıp gösterdi” diyor.

DOĞRUSU: “Görüşünü kanıtlamak için valinin kendi eliyle işlediği para kesesinden, yüzündeki pek tatlı, sevecen ifadeden övgüyle söz etti.” 

RUSÇASI: “Тут он привел в доказательство даже кошельки, вышитые его собственными руками и отозвался с похвалою об ласкавом выражении лица его.

Hani, nerede “Çiçikov’a armağan edilen para kesesi?”

Aynı sayfada, bir sonraki paragrafta ise E.A. yine büyük bir YANLIŞ yapıyor: “Hem vali değil, vali yardımcısıdır. Kendi kendine gelin güvey olur, vali olduğunu söylüyor.DOĞRUSU: “Yardımcısının da ondan kalır yanı yoktur… tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş!” Gogol’e göre, ortada hem bir vali var, hem de vali yardımcısı; her ikisi de birbirinden ahlaksız adamlardır bunlar. (“Он, да еще-вице губернатор - это Гога и Магога’). E.A.ya göre ise, aslında vali bile olmayan bir vali yardımcısı var ve “kendi kendine gelin güvey olur durur”! 

s.108. E.A.nın “Ev sahibesi önden bir kelebek gibi gidiyordu” dediği ev sahibesi gerçekte önden bir kaz gibi gidiyordu (…впереди их, как плавный гусь, понеслась хозяйка.) Başını dikip önden bir kaz gibi giden bir ev sahibesi nerede, “bir kelebek gibi” giden ev sahibesi nerede!)

Aynı sayfada birkaç satır daha altlarda yine anlaşılmaz yanlışlar var: “Bazı yüzler vardır, dünyada bir varlık olarak değil, başka varlıkların üzerinde bir benek veya leke olarak var olurlar. Bedenin aynı yerinde, başta bulunurlar ve orada bir mobilya sanırsınız onları. Doğdukları günden bu yana tek sözcük söylemediklerini düşünürsünüz,” diyor E.A.

DOĞRUSU: “Bu dünyada başlı başına bir varlık gibi değil de, her hangi bir varlık üzerindeki bir benek, bir ben gibi yaşayan insanlar vardır. Hep aynı yerde otururlar, başlarını hep aynı biçimde tutarlar, bir mobilya gibi görmeye hazırsınızdır onları, doğduklarından beri ağızlarından tek söz çıkmadığını düşünürsünüz…”

RUSÇASI: Есть лица, которые существуют на свете не как предмет, а как посторонные крапинки или пятнышки на предмете. Сидят они на том же месте, одинаково держат голову, их почти готов принять за мебель и думаешь, что от роды еще не выходило слово из таких уст…”)

s.111. Sayfanın son satırındaki yanlış çeviri bir sonraki sayfa da büyüyerek sürüyor. E.A.nın “eksik olanlar” diye çevirdiğinin doğrusu, “var olmayanlar”.(Ölü canlar’dan (ölmüş insanlardan) söz ediliyor, çevirmen “eksik olanlar” diye bir şey söylüyor. Bir sonraki sayfada yer alan çok önemli diyalog da böylece şu hale giriyor. (Önce E.A.nın YANLIŞ çevirisi):

- Ölmüş köle köylüler mi gerekli size? diye sordu Sobakeviç.

- Evet, dedi Çiçikov. Söylediğini yumuşatmak için ekledi: Eksik olanlar.

- Neden eksik olsunlar, hepsi köyde görünüyor.

- Köydeyse, kuşkusuz… onlardan kurtulmayı istersiniz?

DOĞRUSU:

“Ölü can mı lazım size?” diye sordu Sobakeviç

“Evet,” dedi Çiçikov ve sözünü yine yumuşattı: “artık var olmayanlar.”

“Var bende de tabi ölü can, olmaz mı…” dedi Sobakeviç.

“Varsa… o zaman onlardan kurtulmayı da istersiniz..?”

RUSÇASI:

“Вам нужно мертвых душ ?”

“Да,” отвечал Чичиков и опять смягчил выряжение, прибавши: “несуществующих.”

“Найдутся, почему не быть…” сказал Собакевич.

“А если найдутся, то вам, без сомненя… будет приятно от них избавится?”

“Eksik olan” diye bir şey yok. Kurnaz Çiçikov, “ölü can” dememek için, ölü sözünü “yumuşatıyor” ve onun yerine “artık var olmayanlar” diyor. (Durumu kurtarmak için “Neden eksik olsunlar? Hepsi köyde görünüyor” gibi anlamsız cümleler uydurmak zorunda kalıyor E.A.)

s.113. “Miheyev’in uzun zamandır hayatta olmadığını bildiği için Çiçikov, Sobakeviç’i ağzı açık dinliyordu. Ama Sobakeviç coşmuştu, anlatıyordu.” demiş çevirmen. YANLIŞ.

DOĞRUSU: “Çiçikov, Miheyev’in ne zamandır bu dünyada olmadığını söylemek için ağzını açtı, ama bir şey söyleyebilmesi ne mümkün! Konuşma yeteneği artan Sobakeviç kendini kaptırmış, büyük bir coşkuyla anlatıyordu.” (“Чичиков открыл рот, с тем чтобы заметить, что Михеева, однако же давно нет свете; но Собакевич…”)

s.114. “Bu odaya sığmaz kocaman bir makine vardı” diyor E.A. YANLIŞ.

DOĞRUSU: “Dev gibiydi, bu odaya sığmazdı!” ( Rusçası: “…машинища такая, что в эту комнату не войдет…”) Машинища sözcüğünü makine diye çeviriyor E.A. Oysa Даль sözlüğüne bakmış olsaydı şunu görecekti: махина, махинина, махинища, машинищ: что либо громоздное, огромное.

Aynı sayfanın son paragrafını da şöyle çevirmiş E.A.:

YANLIŞ: “Bir şey anlatan kimsenin bazen, karşılarındaki insana değil, o anda dikkatini çeken, hiç tanımadığı, ona bir cevap veya bilgi vermeyeceğini, düşüncesini desteklemeyeceğini bildiği halde, bakışının ister istemez yöneldiği bir yabancıyı (ilk anda biraz şaşıran yabancı hiçbir şey bilmediği konuyla ilgili bir şeyler söylesin mi, söylemesin mi, yoksa kibarlık edip öylece sussun, sonra çekip gitsin mi karar veremez), evet, böyle bir yabancıyı arabulucu olmaya çağırır gibi, başka bir yana bakarak sözünü bitirdiği gibi, Sabakeviç de sözünü duvarda asılı Bagration’la Kolokotroni’nin resimlerine bakarak bitirmişti.”

Çevirmenin kötü Türkçesi yayınevi ilgililerince düzeltilebilseydi, paragraf belki şu şekli alabilir ve daha düzgün olurdu (Gogol’ün de kemikleri daha az sızlardı):

DOĞRUSU: “Sobakeviç bu son sözlerini Bagration’la Kolokotroni’nin duvarda asılı resimlerine bakarak söylemişti. Sık karşılaşılan bir durumdur bu: konuşmakta olan iki kişiden biri, kim bilir neden, birden bire konuşmakta olduğu kişiye değil, bir rastlantıyla oraya gelen, hiç tanımadığı üçüncü bir kişiye dönerek sözlerini sürdürür; üstelik bunu o yabancıdan bir karşılık, onay ya da her hangi bir görüş alamayacağını bile bile, onu sanki aracı olmaya çağırıyormuş gibi, gözlerini gözlerine dikerek yapar; öncesini sonrasını bilmediği bir konuda yanıt vermesi mi, yoksa incelik kurallarının gereğini yerine getirerek bir süre öylece durduktan sonra çekip gitmesi mi gerektiğine karar veremeyen yabancı da ne yapacağını şaşırır.”

s. 115. YANLIŞ: “Konuştuğumuz şey incir çekirdeğini doldurmaz. Kaç paralık şey? Kimin ne işine yarar?"

“İncir çekirdeğini doldurmaz” demiyor Gogol; şöyle diyor:

DOĞRUSU: “Doğrusu çok tuhaf,” dedi, “tiyatro oynuyor gibiyiz! Aramızda şu geçenler bir komedi sanki? Başka bir açıklama getiremiyorum… Eğitimli, zeki bir insansınız. Neyin alışverişini yapıyoruz biz? Olmayan bir şeyin, bir hayalin. Kime gerekebilir böyle bir şey? Ve böyle bir şeyin ne değeri olabilir?” 

RUSÇASI: Кажется между нами происходит какое то театральное представление или комедия, иначе я не могу себе объяснить… вы, кажется, человек довольно умный, владеете сведениями образованности. Ведь предмет просто фу-фу. Что же он стоит? кому нужен?

(Çünkü ölü canlardan konuşulmakta, bunların pazarlığı yapılmaktadır. İncir çekirdeğini dolduracak ya da doldurmayacak bir olaydan değil, gerçekte olmayan, hayali nesnelerle ilgili bir olaydan söz ediliyor.)

s.117. YANLIŞ: “Siz de Nuh diyor, peygamber demiyorsunuz! Üç ruble verin bari!” 

 DOĞRUSU: “Haşlanmış turp kadar demek, bir canın değeri sizin gözünüzde? Üç ruble verin bari!” 

RUSÇASI: Право у вас душа человеческая все равно что пареная репа. Уж хоть по три рубли дайте! “Haşlanmış turp” taki mizahı ıskalayan, indirgemeci bir çeviri yapmış E.A.

Aynı sayfa, son paragraf, ikinci cümlede “…yük atlarınınki gibi geniş sırtına…” demiş çevirmen. “Vyatka atları”nı, “yük atları” diye çevirmiş. Bunun da nedeni, büyük olasılıkla, Vyatka özel adı “вятский” şeklinde sıfatlaşınca çevirmen sözcüğün ne olduğunu anlayamamış. Tıpkı s.11’de Tula, s.13’te Karelya özel adlarından türetilen sıfatlarda düştüğü yanlış, bu kez bir sözcük yakıştırılarak yineleniyor burada.

Aynı paragrafın devamında, “Nasıl derler, sağlam yapılmış yeni bir bina gibisin!” demiş çevirmen ve Gogol’ün mizahından eser kalmamış bu çeviriyle. DOĞRUSU: “Kötü biçilmiş, ama dört dörtlük dikilmiş, dediklerindensin tam!” RUSÇASI: Вот уж точно, как говорят, неладно скроен, да кpепко сшит!) Buradaki incelik şu: evet, bina sağlam yapılmış, ama mimarisi (ya da estetiği) kötü! Çevirmen işin bu ikinci yanını ıskalamış.

s.118. İlk paragraf. Şöyle diyor çevirmen: “Evet, çok doğrudur, gözü doymaz toprak ağasına parmağını uzatma, kolun gider, derler! Bir şeyler bildikleri için yüksek yerlere geldiklerinde daha da acımasız olurlar. “Dur hele, gösteririm ben sana!” Zamanında sıkıntı çekenler hep böyle diş bilerler işte… Ah şu toprak ağaları!..”

Bir sözcük oyunu var burada. Rusça, кулак= kulak, hem “yumruk” demektir, hem de topraklarında köylüler çalışan, “zengin toprak sahibi”. Cümlenin başındaki “yumruk” sözcüğünde bu durum bir dipnotla açıklandıktan sonra, çeviri şu şekilde yapılmış olsaydı, aslına daha uygun olurdu.

“Birisi kulak oldu mu, açılıp bir daha avuç olmaz! Kulak’tan bir-iki parmağın açılması ise büsbütün kötüdür. Herhangi bir bilimden az buçuk bir şeyler öğrenir ve üstüne önemli bir de koltuğa otururlarsa, artık o işin gerçek ustalarına kan kustururlar. “Şöyle bir kendimi göstereyim” demeleriyle aldıkları bir takım bilgece kararlar, nice insana nasıl da pahalıya patlar… Ah siz kulaklar… siz yok musunuz!”

Parmak uzatınca kolun gitmesiyle hiç ilgisi yok durumun. “Bir şeyler bildikleri için yüksek yerlere gelmek” deyişi de yanlış. Acımasızlıkları doğru da, kime karşı acımasız olurlar, es geçilmiş. “Zamanında sıkıntı çekenler hep böyle diş bilerler işte” anlatımı ise tümüyle uydurma. Çünkü RUSÇASI şöyle:

(“Нет, кто уж кулак, тому не разогнуться в ладонь! А разогни кулаку один или два пальца, выдет еще хуже. Побробуй он слегка верхушек какой-нибудь науки, даст он знать потом, занявши место повиднее всем тем, которые в самом деле узнали какую нибудь науку. Да еще пожалуй скажет потом: ‘Дай-ка себя покажу!’ Да такое выдумывает мудрое пастоновление, что многим придется солоно,,, Эх, если бы все кулаки!..”)

s.119. E.A.’ya göre Çiçikov yaylısına binerken şöyle düşünüyormuş: “Nasıl oldu anlayamadım!” Çiçikov nasıl olduğunu anlayamamış falan değil. (Да, как бы не так!) ifadesinin çevirisi: Hadi oradan! Ya, ne demezsin! Daha neler! vb. şeklinde olmalıdır.

s.120. Son paragrafın ikinci yarısı. “… hatta küçük yazar çizer takımını parayla satın alıp eski bir prens soyunun takma isminin unutulmaması için ondan söz ettirmezse ettirmesin hiç yararı olmaz: Rus insanı kendi takma ismini kendi bağıra bağıra söyler…Ustaca yakıştırılmış takma bir ismi, yazılı bir şeyi silip atamadığınız gibi ne yaparsanız yapın kazıyıp atamazsınız artık.” YANLIŞ.

DOĞRUSU: “Eli kalem tutan insanlara paralar verilip bu adın eski prens soylarından birinden geldiği üzerine yazılar da yazdırılsa, yararı olmaz. Karga sesiyle cümle aleme açıkça duyurur durur bu ad kendini, söyler kuşun nerelerden uçup geldiğini. Tam yerini bulmuş bir söz, tıpkı yazı gibidir; balta bile vız gelir ona!”

RUSÇASI: “И как ух потом не хитри и ни облагораживай свое прозвище, хоть заставь пишущих людишек выводит его за наемную плату от древнокняжеского рода, ничто не поможет: каркнет само за себя прозвище во все свое воронье горло и скажет ясно, откуда вылетела птица. Произнесенное метко, все равно что писанное, не вырубливается топором”

s. 123. “…yağan yağmur doğrudan evin içinde kovalara aktığı için çatının bir işe yaramadığını…” Çevirmen ведро” sözcüğünü “kova” diye yanlış çevirip cümleyi bu yanlışa göre kendisi yazmış. Oysa “ведро” = “краснопогодье; ясная, тихая, сухая и вообще хорошая погода”(kısaca “güzel hava”) anlamındadır. Yağmuru görünce hemen kova yetiştirmiş çevirmen çatıdan akan suya.

Aynı sayfa, sondan 6. satır: “…kapısının sürgüsü çürümüş, bir sakatı andıran kırık dökük…” Çevirmen замок sözcüğünü sürgü diye çeviriyor. Aynı sözcüğün şato, saray anlamına geldiğini ihmal ediyor . Doğru çeviri şöyle olacak: “Bu uzun, upuzun, inanılmaz derecede uzun, garip saray, yaşlı ve dermansız bir malulü andırıyordu.” Yine bu cümlenin devamında, “bazı yerlerde tek katlı, bazı yerlerde iki katlı” olan “çit”! değil, bu şatoyu andıran, “uzun, upuzun, garip yapı”dır.Bu cümlenin devamı da yanlış ve anlamsız (123. sayfa, son satır): “Üzerinde boylu boyunca uzanan karşılıklı çatı gibi iki eki… çürümüştü”. Çevirmenin бельведер (belveder) sözcüğünü bilmediği anlaşılıyor. Cümlenin doğrusu: “Yer yer tek, yer yer iki katlı bu eski yapıyı koruyabilmekten uzak, kararmış çatı üzerinde kırık dökük, üzerlerinde boya diye bir şey kalmamış, karşılıklı iki seyir taraçası yer alıyordu.”

s. 125. (ilk paragrafın sonu) “Sözün kısası doğada da, sanatta da düşünülebilecek tüm güzellikler vardı burada. Ancak, doğayla sanat el ele verdiğinde, çoğunlukla insanın akılsızca bir çaba sonucu doğaya damgasını vurduğu, büyük zorlukları geçiştirdiği, kabaca hissedilen gerçekleri ve arkasında gizlenemez, çıplak bir planın gözüktüğü zavallı günahları yok ettiği ve uyumlu bir temizliğin hoşluğun soğuğunda her şeye harika bir ılıklık kazandırdığı bir görünümdü bu.” BOZUK TÜRKÇE, ANLAMSIZ, YANLIŞ ÇEVİRİ.

DOĞRUSU: “Kısacası, doğanın da sanatın da bir başlarına beceremeyecekleri, ancak ikisinin birleşmesiyle gerçekleşebilecek bir güzellik söz konusuydu: insanın çoğu kez anlamsız ve gereğinden çok çabalarını doğanın kendi keskisiyle tıraşlaması, ağır kütleleri hafifletmesi, aralarından rahatsız edici bir düzenlilikle sırıtkan bir planlılığın göründüğü bütün delikleri yok etmesi, uyumun, titizliğin ve ölçülülüğün soğukluğu içinde yaratılana mucizevi bir sıcaklık vermesiyle mümkün olabilecek bir güzellikti bu.

RUSÇASI: Словом, все было хорошо, как не выдумать не природе, не искусству, но как бывает только тогда, когда они соединятся вместе, когда нагроможденному, часто без толку, труду человека пройдет окончательным резцом своим природа, облегчит тяжелые массы, уничтожит грубоощитительную правильность и нищенские прорехи, сквозь которые проглядывает нескрытый, нагой план, и даст чудную теплоту всему, что создавалось в хладе размеренной чистоты и опрятности.

s. 126. (Sondan bir önceki paragraf) “…kırmızı deri cildi…” YANLIŞ! Kırmızı olan, kitabın cildi değil, kenarları.(“…книга в кожаном переплете с красным обрезом…”)

s. 127. “Çiçikov bunun kahya erkek değil, kahya kadın olduğunu ancak o zaman fark etmişti.” DOĞRUSU: “Kahyanın kadın değil, erkek olduğunu…”

s. 128. “…çizmeleri temizlemekte kullanılan güderi…” YANLIŞ.

DOĞRUSU: “çizme derisi” (“…юфть, какая идет на сапоги…”)

s. 129. “yastık…” YANLIŞ. DOĞRUSU: “Ayakkabı tabanı” Çevirmenin “подошва” sözcüğünü “подушка” diye okuduğu anlaşılıyor?! 

s. 130. YANLIŞ:  “… bir süvari yüzbaşısıyla kaçmış, babasının tuhaf bir önyargıyla, subaylardan hoşlanmadığını bildiği için hiç zaman geçirmeden (kumarcı, sarhoş bütün subayların yaptığı gibi) bir köy kilisesinde onunla evlenmişti. 

DOĞRUSU: “…süvari alayından bir yüzbaşıya kaçarak bir köy kilisesinde çarçabuk adamın nikahı altına girmişti, çünkü bütün subayların kumarbaz ve kadın düşkünü olduklarına ilişkin tuhaf bir körinancı olan babasının onları hiç sevmediğini biliyordu.”

RUSÇASI: (“…и повенчелась с ним где-то наскоро в деревенской церкви зная, что отец не любит офицеров по странному предубеждению, будто бы все военные картежники и мотишки.”)

YİNE AYNI SAYFA: “Kıl gibi saçları ağardıkça köy sahibi giderek daha cimrileşmişti.” YANLIŞ.

DOĞRUSU: “…cimriliğin en yakın arkadaşı olan ve saçları arasında gitgide çoğalan kırlar, cimriliğinin daha da artmasına katkıda bulundu.” (“…его седина, верная подруга ее, помагло ей еще более. 

s. 130. (Sayfanın son satırı): “Askerlerle ilgili gerçek düşüncesini öğrenmek amacıyla mahsus, oğlunun kumarda kaybettiğini bildirselerdi ona, hemen o anda baba hakkını yürekten haram ederdi oğluna; bir daha onun hayatta olup olmadığıyla ilgilenmezdi.” YANLIŞ.

DOĞRUSU: “Bu arada, sanki askerler hakkındaki olumsuz yargısını pekiştirmek içinmiş gibi bir olay daha oldu ve oğlu kumarda kaybetti. Plyuşkin oğluna da beddualar etti ve onunla bütün ilgisini kesti: yaşayıp yaşamadığı bile umurunda değildi artık.”

RUSÇASI: Случилось же под такую минуту, как будто нарочно в подтверждение его мнения о военных, что сын его проигрался в карты; он послал ему от души свое отсовское проклятие и никогда уже не интересовался знать существует ли он на свете или нет.

s. 131. “Her yıl mülkünün daha büyük bir parçası elden çıkıyordu. Onun tek önemsediği, üzerine titrediği şey odasında topladığı öteberiydi.” YANLIŞ.

DOĞRUSU: “Her yıl çiftliğin temel işlerinden biraz daha uzaklaşıyor, zamanını daha çok odasında toplayıp durduğu kağıt parçalarıyla, tüylerle geçiriyordu.”

S. 132. “Ne var ki, Rusya’da daha da şaşırtıcı bir durumla bile karşılaşabilirsiniz: Yeni komşunuz bir toprak sahibi Rus çılgın yaşamının tam bir temsilcisi olabilir; yemekten içmekten, eğlenmekten başka bir şey düşünmez…” YANLIŞ.

DOĞRUSU: “Komşu çiftlik sahibinin tam Rus karakterine uygun biçimde hayatı doya doya yaşayan, müthiş cömert biri olması, Plyuşkin’in durumunu daha da ilginçleştiriyordu. Yolu oralara düşen bir yabancı, bu cömert komşunun yaşadığı evi görünce, bir prensin küçük, kendi halinde çiftlik sahipleri arasında ne işi var, derdi.

RUSÇASI: … и тем поразительнее бывает оно, что тут же в соседстве подвернется помещик, кутящий во всю ширину русской удали и барствa, прожигающий как говорится, насквозь жизнь…”

YİNE AYNI SAYFA, İLK PARAGRAFIN SONU: “Bu aşırı, zorlama, doğal olmayan aydınlıkta dalları doğal yeşilliğini yitirmiş (dallar yukarıya çıktıkça karanlıkta kaldıkları için sert bir görünüm kazanırlar, tepelerinde titreşen yapraklarıyla karanlık gökyüzüne uzananları yirmi kez daha korkunç görünürler) ağaçların altında (yalnızca bedenlerini aydınlatan bu yalancı ışık öfkelendirmektedir ağaçları) neşeyle dolaşırlar.” YANLIŞ.

DOĞRUSU: Bu aşırı aydınlatma kimseye itici, yabanıl gelmezdi. Gür ağaçlar arasından yapay ışık altında doğal yeşilini yitirmiş bir dal teatral bir biçimde yukarı doğru yükselirken, daha yukarılarda, büsbütün karanlık, iç karartıcı ve yirmi kat daha korkunç gece göğü görünürdü. Yapraklarını hışırdatarak iyice yükseklere, kaskatı karanlığın derinlerine doğru uzanan ağaç tepeleri, aşağıda gövdelerinin altını aydınlatan yaldızlı ışıltıya öfkeyle bakarlardı.

RUSÇASI: (“… и некому не является дикое и грозящее в сем насильственном освещении, когда театрально вскакивает из древесной гущи озаренная поддельным светом ветв, лишенное своей яркой зелении, а вверху темнее, и суровее, и в дватцать раз грознее является чрез то ночное небо и, далеко трепеща листьями в вышине, уходя глубже в непребудный мрак, негодуют суровые вершины дерев на сей мишурный блеск, осветивший снизу их корни.”)

s. 133. YANLIŞ:“… bir yandan da ihtiyarlık!”

DOĞRUSU: “Bakmışsın, bu yaşımdan sonra dilenmek zorunda kalmışım!” (“Да и гляди, пойдешь на старости лет по миру!”)

s. 134. “Kahrolası sıtma son üç yılda sapasağlam köylülerimin hepsini alıp götürdü.”

Çiçikov buna üzülmüş gibi:

“Söylesenize! dedi. Çok adamınız öldü demek!” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “Şu son üç yılda sıtma pek çok sağlıklı köylümü aldı götürdü!”

“Demeyin! Çok mu ölen?” dedi Çiçikov, canlı bir ilgiyle.

RUSÇASI: -Последние три года проклятая горячка выморила у меня здоровенный куш мужиков.

-Скажите! и много выморило? -воскликнул Чичиков с участием.

s. 137. “…belki de öteki züppeler gibi yalnızca övünmeye düşkün biridir. Bedava çay içmek için atar tutar, sonra da çeker gider!” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “…belki de bütün mirasyediler gibi övünmek için yapıyordur bütün bunları? Laf ola beri gele konuşur da konuşurlar, bu arada ha babam de babam çay içerler, sonra da çeker giderler?!”

RUSÇA’da мотишка – parayı savuran, hesapsız para harcayan (züppe’likle hiç ilgisi yok!); напиться – çok içmek, kana kana içmek, anlamındadır.

s.137. “Nereden dayıcığı oluyor muşum?” EKSİK!

DOĞRUSU: “Oysa o benim ne kadar dedemse, ben de onun o kadar dayısıyım!”

RUSÇASI: “А я ему такой же дядушка , как он мне дедушка.”

s. 138. “…Onun bağırmasına, elinde tabakla (tabakta kurumuş çörekler vardı), okuyucumuzun daha önce tanışmadığı bir kadın girdi odaya.” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “Çağrısına elinde tabakla, bir kadın geldi; tabakta okurların bildiği şu kurumuş çörek vardı.”

RUSÇASI: “На зов явилось женщина с тарелкой в руках, на который лежал сухарь уже знакомый читателью.”

('Okurun tanışmadığı kadın’dan değil, okurun “tanıştığı”(!) çörek kurusu’ndan söz ediliyor. Bir vakitler ziyaretine gelen kızının yeni bir hırkayla birlikte Plyuşkin’e getirdiğini bildiğimiz paskalya çöreğidir çünkü gelen çörek). Bu arada cümlenin bir parçası gereksiz yere ayraç içine alınıyor ve bu yanlış çok sık yapılıyor.

s. 139. “Yalan söylüyorsun! Papaza götürmüşsündür, onun okuma yazması var çünkü.” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “Yalan söyleme! Zangocun oğluna götürmüşsündür. Biraz okuma yazması var galiba onun.”

RUSÇASI: Врешь, ты снесла пономаренку: он маракует…”(Пономарь – Низший служитель при христсанской церкви. Мараковать – Немного понимать, разбираться в чем-н.)

YANİ: Papaz yok, zangocun oğlu (ya da yardımcılığını yapan çocuk) var ve o da okuma yazma biliyor değil, o işten biraz anlıyor.

s.140. “Damadım araştırdı: hiçbirinin izini bulamadığını söylüyor. Bir askerdir, bu işleri bilir, mahkemelerde uğraşacağıma…” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “Benim damat araştırdı. Dediğine göre izleri tozları kalmamış kaçan köylülerin. Yalnız, kendisi asker olduğu için mahmuz şakırdatmakta usta olsa da, iş mahkemelerde koşuşturmaya gelince…” 

RUSÇASI: “Зять делал выправки: говорит и будто и след простыл, но ведь он человек военный: мастер притоптывать шпорой, а если бы хлопотать по судам…

(Yine Gogol’ün sözlerinin tam tersi söyleniyor: Gogol, asker damadın bu işleri bildiğini değil, tam tersine bilmediğini, yalnızca mahmuz şakırdatmakta usta olduğunu söylüyor).

s.143. “Ne var ki, her kentte olduğu gibi erlerin, arabacıların, işçilerin, kadın kılığında, kırmızı şallı, pabuçlarını çorapsız giymiş, kavşaklarda yarasalar gibi dönüp duran o çeşit yaratıkların çok bulunduğu ara sokaklarda, çıkmaz sokaklarda gürültü, patırtı, bağırış çağırış çoktan başlamıştı.” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “Dar, yan sokaklarda kulağa gelen sesler ve tanık olunan sahnelerinse; çok sayıda asker, arabacı, işçi, ve özellikle de kırmızı şalları, çorapsız giydikleri ayakkabılarıyla kavşaklarda yarasalar gibi gidip gelen özel varlıkların, kadınların, çokça bulundukları bütün öteki kentlerde günün bu saatlerinde tanık olunan sahnelerden bir farkı yoktu.

RUSÇASI: ”А в переулках и закоулках происходили сцены и разговоры, неразлучные с этим временем во всех городах, где много солдат, извозчиков, и особенного рода существ, в виде дам в красных шалях и башмаках без чулок, которые как летущие мыши, которые шныряют по перекресткамм.

(Çiçikov’un akşam saatlerine doğru girdiği, sokak lambaları henüz yakılmamış, tek tük bazı evlerin pencerelerinde ışık görülen asker, arabacı, işçi, kadın nüfusuyla bütün kentler gibi bir kenti anlatıyor Gogol. E.A.’nın çevirisindeki “o çeşit yaratıklar” biraz kuşku uyandırıyor. Onların çok bulunduğu ara sokaklar, çıkmaz sokaklar da öyle… sanki bir şeyler ima ediliyor gibi?)

s.145. VII. Bölümün, ilk iki sayfasının çevirisi (ilk paragraf dışında), belirsiz, bulanık deyişlerle, ifade bozukluklarıyla dolu; yanlış ve uydurma çeviriler var burada: çevirmen besbelli Gogol’ün ne dediğini tam anlayamamış. 2 sayfa başta sona bu durumda; bu nedenle de çok yer tutacağı için yanlış çeviri - doğru çeviri, Rusça özgün metin örneği vermiyoruz. Romanın en güzel sayfalarından ikisi ne yazık ki heba olmuş!

s. 148. “Sıradan bir kunduracı değil de harika bir kunduracı ustası olsaydın, gene de beğenmezdi seni Alman, karısıyla veya bir arkadaşıyla konuşurken övmezdi seni.” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “…ve sen işinde mükemmeldin, mucizeler yaratıyordun! Alman da karısına ya da kamarad'ına öve öve bitiremezdi seni.”

RUSÇASI: …и был ты чудо, а не сапожник, и не нахвалился тобою немец говоря с женой и камрадом.

s. 148, 149. “Ve böylece efendine büyük kâr sağladığın için bir dükkan açtın.” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “Efendine yüklüce bir harç ödeyip kendi tezgahını açtın.” (Harç: Feodal Rusya’da toprağa bağlı kölelerin devlete ya da efendilerine ödemek zorunda oldukları ayni ya da nakdi veгgi (zorunlu çalışma şeklinde de ödenebilirdi. Rusçası: оброк). Tek seferde yüklüce bir “оброк” ödeyebilen toprak kölesi, kısmi bir özgürlük de kazanabilirdi. Dolayısıyla burada çevirmenin “efendiye büyük kâr sağlamak” dediği şey, “bağlı olunan toprak sahibine ödenen yüklüce vergi, harç”).

s. 149. “…bir çizmelik deriden iki çizme çıkardın…” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “…diktiğin her çizmeden iki kat daha çok para kazandın…”

RUSÇASI: “…и выиграл, точно, вдвое на всяком сапоге…”

s. 149. YANLIŞ:  “Yoksa arkadaşların şişko, kırmızı suratlı bir erin karısına mı götürdüler seni? Yoksa orman cini mi çarptı seni de tımar fırçan ve bodur ama güçlü atların elden gitti, bunun üzerine belki de yatağına uzandın, düşündün, düşündün, sonra birden kalkıp soluğu meyhanede aldın, orada teslim ettin ruhunu…”

DOĞRUSU: “Yoksa şişman, kırmızı yanaklı bir asker karısı için dostların mı kıydılar sana? Belki de yolunu kesen bir eşkıya deri eldiveninle bodur ama güçlü atlarına göz koydu? Yoksa evde ocak üstündeki yatağında yatıp düşündün düşündün, sonra bir anda aklına esti, önce meyhanenin yolunu tutup, ardından da donmuş ırmaktaki bir buz deliğine mi attın kendini? Ah, şu Rus insanı! Eceliyle ölmeyi hiç sevmez!”

RUSÇASI: …или уходили тебя твой же приятели за какую нибудь толстую и краснощекую солдатку, или пригляделись лесному бродяге ременные твои руковицы и тройка приземистых, но крепких конков, или может, и сам, лежа на полатях, думал думал, да ни с того ни с другого заворотил в кабак, а потом прямо в проруб...”

s. 150. YANLIŞ:  “…ayrıca papazın sandığını açıp içinden paralarını da almışsın?”

DOĞRUSU: “ …papazın bakır mangır sandığını da çalmışsın?”

RUSÇASI:…и стащил у священника тоже сундук с медныьи денгами?

s. 150. “…Yakalandığında şu kaput niçin üzerindeydi öyleyse?” “Hiç bilmiyorum efendim, belki başka biri çalmıştır onu.” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “Kaputu niye sende buldular öyleyse?” “Hiç bilmiyorum, birisi getirip bırakmış olmalı.”

RUSÇASI: “А почему ж шинель нашли у тебя?” “Не могу знать: верно, кто нибудь другой принес ее.”

s. 151. 14. sayfada yapılan (“yargıç” yerine “meclis başkanı” deme yanlışı, bu sayfalarda da sürüyor.

Çevirmenin meclis başkanı olarak adlandırdığı görevlinin çalıştığı “meclis”in (гражданская палата) tanımı Даль sözlüğünde şöyle veriliyor: гражданская палата: Палата гражданского суда, высшее губернии место или средная степень суда и расправы по спорным делам.

s. 153. “Koridorların da odaların da temizliği henüz yapılmamıştı. Bir gün öncesinin çamurları olduğu gibi yerlerdeydi. Devlet görevlileri henüz üstlerine başlarına çekidüzen bile vermemişlerdi, iş için gelenleri öyle kabul ediyorlardı.” YANLIŞ! UYDURMA!

DOĞRUSU: “Bakışları, koridorda da, odalarda da şaşırtıcı bir temizlik görüntüsüne tanık olmadı. O zamanlar temizliğe pek önem verilmezdi; bir yer pisse, öylece pis kalırdı; dış görünüşün güzel olmasının da önemi yoktu. Yani Tanrıça Themis üzerinde hırkası, ev kılığıyla karşılıyordu konuklarını.”

RUSÇASI: Ни в коридорах, ни в комнатах взор их не был поражен чистотою. Тогда еще не заботилось о ней, и то, что было грязно, так и оставалось грязным, не принимая привлекательной наружности. Фемида просто, какого есть, в неглиже и халате принималa гостей.”

s. 153, son, s. 154. ilk satır: “Bu yüzden devlet dairelerinin ne kadar düzeldiğinden, iyi durumda olduğundan haberi yoktu.” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “O bakımdan nasıl bir gönenç, bolluk içinde olduklarından haberi yoktu.(” … а потому совершенно не знает, как там все благоденствует, процветает.”)

Memurların rüşvet almalarından söz edilmekte olduğu için, kalem odalarının “düzelmesi, iyi durumda olması” değil, “bolluk, gönenç” içinde olması vurgulanıyor.

s. 154. “Ömrünü çocuklarıyla, torunlarıyla aynı çatı altında geçirmiş, sakin yaradılışlı, Tanrı’ya inanan bir toprak sahibinin arazisinin devriyle veya varlığının dökümüyle ilgili bir protokol hazırlıyor olmalıydı.” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “Yargılama süresince mahkemenin koruyucu kanatları altında yaşayacağı kadar yaşayıp çoluğa çocuğa karışmış, torunları olmuş barışçıl bir toprak sahibinin mahkeme yoluyla kopardığı bir toprağa ya da haciz yoluyla el koyduğu bir çiftliğe ilişkin bir tutanaktı herhalde yazdığı.”

RUSÇASI: … протокол об оттяганье земли или описке имения, захваченного каким нибудь мирным помещиком, покойно доживающий век свой под судом, наживший себе и детей и внуков под его покровом…”

s.157. Birbirlerinin sağlık durumlarının nasıl olduğunu sordular. Sürekli oturmaktan ikisinin de beli hafiften ağrıyordu. YANLIŞ.

DOĞRUSU: “Birbirlerine sağlıklarını sordular, ikisinin de bellerinin ağrıdığı ortaya çıktı; hep oturmaları, hareketsiz bir yaşam sürmeleri gerekçe gösterildi buna.”

RUSÇASI: …спросили друг друга о здоровье; оказалось что у обеих побаливает поясница, что тут же было отнесено к сидящей жизни.”

s. 159. (Son paragraf). “Çiçikov burada sırası geldiği için liberalizm konusunda da, liberalizm yüzünden gençlerin başına gelenler konusunda da ağzına geleni söyledi.” YANLIŞ!

RUSÇASI: Тут он весьма кстати выбранил за либерализм, и поделом, всех молодых людей.”

DOĞRUSU: “Sözlerinin burasında dengine getirip liberalizme, bütün gençlere, gençliğe verdi veriştirdi.”

(Liberalizm yüzünden gençlerin başına gelen bir şey yok! Tam tersine, gençler liberalizmin nedeni olarak görülüyor.)

s. 171. YANLIŞ: “Baş başa oldukları, duygulu anlarında karılarına şöyle diyen insanlardandılar: tombalağım benim…” 

RUSÇASI: “Все были токого рода которым жены в нежных разговорах… давали названия: кубышки, толстунчика…”

DOĞRUSU: “… yalnız kaldıkları, mahrem anlarında karıları kendilerine balkabağım, tombalağım… diye seslenirlerdi.” (Erkekler karılarına değil, kadınlar kocalarına böyle sesleniyor).

s. 179. (İngilizce konuşurken) “…yüzlerini kuş yüzüne benzetmeye çalışırlar, benzetemedikleri zaman ise kendilerine gülerler…” YANLIŞ!!

RUSÇASI: …и даже посмеются над тем, кто не сумеет сделать птичьей физиономии…

DOĞRUSU: “…yüzlerini kuş yüzüne benzetirler, bunu yapamayanlarla da alay ederler.”

s. 179. “Kuşkusuz insan soyunun kadın bölümü daha mantıklıdır. Ama saygıdeğer okuyucular, kabul etmek gerekir ki aralarında ötekilere oranla daha da mantıklı olanlar vardır.”

RUSÇASI: “Конечно, мудрецо женская половинa человеческого рода; но почтенные читатели, надо признаться, бывают мудренее.”

DOĞRUSU: “İnsan türünün kadın yarısının daha zeki olduğuna kuşku yok, ancak, saygıdeğer okurlar, üst tabakadan okurların da onlardan zeki olduklarını kabul etmek gerekir.”

s.180. “Sağa sola başarıyla yeterince koşuşturup durduktan sonra ayağı bir eteğe takılınca durdu.” YANLIŞ!!

RUSÇASI: “Посеменивши с довольно ловкими поворотами направо и налево, он подшаркнл тут же ножкой в виде коротенького хвостика или наподобие запятой.

DOĞRUSU: “Keskin dönüşlerle her yönde bir süre hızla dolandıktan sonra, topuklarını hafifçe birbirine vurup virgüle benzer minik bir kuyruk yaparak kadınları selamladı.”

s. 184. (sayfa sonu) Çevirmen pek çok ad saydıktan sonra, saydığı o kişilerin evlerinde olup bitenleri anlattığını söylüyor, Çiçikov’un. Oysa Gogol, Çiçikov’un Valinin evindeki baloda anlattığı öyküleri, daha önce de pek çok başka yerde, pek çok başka kişiye anlattığını söylüyor ve o adları da bunu kanıtlamak için sayıp döküyor. Yoksa Çiçikov’un, o adları sayılan kişilerin evlerinde olanları anlatması gibi bir durum söz konusu değil (Çok yer tutacağı için alıntı yapmıyoruz).

s.185. “Bir Fransız on beş yaşında ne kadar çocuksa kırk yaşında da o kadar çocuktur. Bir de bizimkilere bak! Her balodan sonra günah işlemiş gibiler. Ama hatırlamak bile istemezler bunu.” YANLIŞ!!

RUSÇASI: Что Француз в сорок лет такой же ребенок, каким был и в пятнадцать, так вот давай же и мы! Нет, право… после всякого бала точно как будто какой грех сделал; и вспоминать даже о нем не хочется.”

DOĞRUSU: Fransızlar kırk yaşındayken de on beş yaşındaki çocuk mu oluyor, hadi biz de olalım! Hayır! Ben doğrusu her gittiğim balodan sonra kendimi bir günah işlemişim gibi duyumsamışımdır; bir daha asla hatırlamak istemem o baloyu.

S.186. Bu sayfanın baş tarafı da olduğu gibi yanlış. Yanlışı-Rusçası-doğrusuyla alıntılama çok yer tutacağı için bu hatırlatmayla yetiniyoruz.

s. 191. “Köy yakınından geçmekte olan deneyimli bir yüzbaşının (kimi zaman da bir generalin) eline düşmüş, uzun soruşturmalar sonucu gizli kapaklı bütün yaptıkları ortaya çıkarılmış düzenbaz bir muhtar veya arabacı kadar biçilmiş bir kaftan… Akrabalarının bilinmedik hiçbir şeyi yoktu. Ayrıca ailesinin birçok ferdinin de buyük sıkıntılar çektiği biliniyordu.” YANLIŞ!!!

DOĞRUSU: “Çiçikov’un da öfkesini çıkarmak için seçtiği kişi Nozdrev oldu; üstelik ondan öfkesini öyle bir çıkardı ki, bu kadarı ancak görmüş geçirmiş bir yüzbaşının ya da -karşısındakine yüklenmek için klasikleşmiş deyişlerin dışında kimselerin bilmediği özel buluşları olan- bir generalin hışmına uğramış üçkağıtçı bir muhtar ya da arabacının başına gelebilir. Beşiktekinden başlanıp en eskilerine dek Nozdrev’in soyunda elden geçmeyen kimseyi bırakmadı Çiçikov; en ağır sözler de soyun en eskilerinin payına düştü.”

s. 191. (Sondan 2. satır) (…arabanın) gürültüsü kentin öte ucundaki fırıncıyı uyandırmıştı.” YANLIŞ!!

Gürültüden uyanan fırıncı değil, bekçi. (Rusçası: будочник – СТОРОЖ, ПРОЖИВАЮЩЕЙ В БУДКЕ). Kaldı ki, fırıncının o saatte elinde uzun saplı baltayla sokakta ne işi olabilir?

s. 192. “…atlar ikide bir tökezlenip duruyorlar, ön ayaklarının dizleri üzerine çöküyorlardı. Kocaman araba…” BOZUK TURKÇE. “tökezlenmek” ve Ön ayakların dizleri” bozuk deyişler. “Kocaman araba” ise yanlış çeviri. Doğrusu: “külüstür araba” (Rusçası: колымага).

s. 193. “Derin uykusundan uyanan genç kapıcı, üzerinde alacalı ceketiyle zar zor kalktı yatağından.” YANLIŞ!!

RUSÇASI: “Малый в куртке из пеструшки был уже потом стащен за ноги, ибо спал мертвецки”

DOĞRUSU: “Sırtında alacalı ceket bulunan uşak, arabanın arkasındaki uşak yerinde ölü gibi uyumakta olduğu için daha sonra ayağından çekilerek arabadan aşağı indirildi.” (E.A. çevirisinin 191. sayfasının alttan 5. satırında “bizimki” diye sözü edilen uşaktır bu. Yoksa uyanan kapıcı falan yok ortada.

s. 193. “Genç ağaçlar kentin tozundan dumanından uzak oldukları için taptaze görünüyorlardı.” YANLIŞ! SÖYLENENİN TAM TERSİ ANLAM VERİLMİŞ!

RUSÇASI: “… тоненькие деревца побелели от никогда не сходившей с них городской пыли.”

DOĞRUSU: “…cılız ağaçlar, kentin üzerlerinden hiç eksilmeyen tozundan bembeyazdılar.”

s. 202. “…sadece hoş bayan da arkadaşına içtenlikle açtığı bu giysiyle ilgili ayrıntılı bilgisinin henüz olmadığını açıklayınca barış hemen sağlanıvermişti.” YANLIŞ!!

DOĞRUSU: Her bakımdan hoş hanım, o moda giysinin patronunu henüz elde edememiş olduğunu anımsadı; yalnızca hoş hanım da arkadaşının şu önemli keşfine ilişkin olarak henüz hiçbir ayrıntıyı öğrenemediğini, ağzından alacağı daha çok laf olduğunu düşündü, böylece de hemen barış sağlandı aralarında. (“Ayrıntılar”ın giysiyle ilgisi yok. Valinin kızının kaçırılmasıyla ilgili ayrıntılardan söz ediliyor. Konuk bayan bu ayrıntıları henüz öğrenememiş olduğundan ve ev sahibinin ağzından laf alarak bunları öğrenme umudu taşıdığından; ev sahibi bayan da, elde etmek istediği giysi patronuna henüz sahip olmadığını hatırladığı için kavga önleniyor ve barış sağlanıyor)

s. 203. “Sadece hoş bayan” diye başlayan sondan 2. paragraf ile onu izleyen paragrafın ilk cümlesi yanlış:

“Sadece hoş bayan valinin kızının kaçırılması konusunda (yani bunun ne zaman, nasıl olacağı konularında) daha eyrıntılı bilgi edinmek istiyor, bu konuda hiçbir şey bilmediğini söylüyordu. Yalan söyleyemezdi: bir şeyi tahmin etmek başka şeydi. Hele bu tahmin içsel kanılara dayanıyorsa… İçsel kanı kendini hissettiriyorsa, o zaman düşüncesinde ısrar edebilirdi ve başkalyarının düşüncelerini ücretsiz değiştirmesiyle ünlü usta bir avukatla tartışmaya girebilir, içsel kanının ne anlama geldiğini görürdü.

“İki bayan nihayet, başlangıçta bunun yalnızca bir tahmin olduğunu düşündükleri için bu durumun son derece olağan olduğundan kesinlikle emin olmuşlardı.” YANLIŞ!!

DOĞRUSU: “Yalnızca hoş hanım, enstitülü kızın kaçırılma olayıyla ilgili ayrıntıları, yanı kızın nereden, nasıl, saat kaçta kaçırılacağını öğrenmek için can atıyordu ama hevesi kursağında kaldı. Her bakımdan hoş hanım bu ayrıntılar konusunda bir şey bilmediğini söyledi. O yalan nedir bilmezdi; bir takım varsayımlarda bulunabilirdi kuşkusuz, ama ancak içinde uyanan güçlü inançlara dayanmak koşuluyla. Varsayımları bir kez bu güçlü iç inançlara dayandı mı, artık bunlardan asla vazgeçmez, karşısındakilerin fikirlerini dize getirmekte ün salmış, işinin ehli bir avukat gibi işi sonuna dek izler, iç inancın ne demek olduğunu (nelere kadir olduğunu) görürdü.

“Her iki hanımın başlangıçta yalnızca varsayım olan bir şeye sonunda kesin olarak inanmaya başlamalarında şaşılacak bir yan yok. Biz böyleyizdir…”

(“Başkalarının düşüncelerini ücretsiz değiştiren avukat(!)” diye bir şey yok. "Başkalarının düşüncelerini dize getirmekle ünlü avukat” var ( “даром” sözcüğünü yanlış anlamış çevirmen).

s. 205. “Мертвые Души” karşılığı olarak “ölü köle köylüler”, “ölü köleler” diyor çevirmen (yalnızca 205. sayfada 6 kez yineliyor bunu. Ve başka pek çok sayfada, pek çok kez.) Niçin “ölü köle köylüler”? “Мертвые Души” “Ölü Canlar” demek ve romanın adı da böyle. Romanın adı olarak da geçen aynı kavramı niçin romanın adında “ölü canlar” diye, içinde “ölü köle köylüler” diye çeviriyor?

s. 206. “Ama N. Halkı, uzun zamandır ilgi çekecek bir haber duymamıştı. Başkentlerde “ticari” dedikleri bir yiyecek aracı bile üç aydır uğramamışte kente.” YANLIŞ!!

RUSÇASI: … но город И. уже давно не получал никаких совершенно вестей. Даже не происходило в продолжение трех месяцев ничего такого, что называют в столицах комеражами,что, как известно, для города то же, что своевременный подвозсъестных припасов.”

DOĞRUSU: “Ama X kentinde ne zamandır tek bir yeni haber duyulmamıştı; hatta üç aydır, başkentlerde commérage adı verilen ve bilindiği gibi, bir kente gereksindiği gıdanın zamanında yetiştirilmesi denli önemli olan küçük dedikodulardan bile yoksundu.”

s. 208. “…valinin kızının kaçırılma olayının sivil yönetimden çok güvenlik güçlerini ilgilendirin bir sorun olduğunu… söylüyorlardı.” YANLIŞ!!!

RUSÇASI: …похищенье губернаторской дочки более дело гусарское, нежели гражданское…”

DOĞRUSU: “… valinin kızının kaçırılması, sivil birinden çok bir süvari subayının yapabileceği bir işti…”

s. 209. “Solvıçegodlu tüccarlardan birinin elinde kesici bir alet bile varmış ve ölenin yüzü berbat bir durumdaymış… sarhoş oldukları için ceza olarak dörder yüz ödemişlerdi.” YANLIŞ!!

DOĞRUSU: “…hatta birinin yüzünde burun diye bir şey kalmamıştı, ki bu da ölen Ustsısolsko’luların yumruklarının büyüklüğü ve gücü hakkında fikir veriyordu. Dava açılınca bu taraf suçunu gizlememiş, biz aslında şakalaşıyorduk, diye savunmuştu kendini; ama suçlarını itiraf etmelerine karşın bu işten yakayı sıyırmaları, rüşvet yedirmelerine bağlanmıştı.

s. 209. Köylülerin kadınlarına kızlarına sulanan polis, Ergin Altay’a göre “sıtma olayı var mı diye sık sık köylerine gelip gitmektedir”. Gerçi “köylüler polisi bir kez kurtarmışlar, ama o kedi gibi nankörmüş” vs.vs. Çevirmen Gogol’ün dediklerini hiç anlamamış. Ortada sıtma olayı falan yok. Köylülerin kapıldıkları ve sonuçta polisin ölümüne neden olacak, genel heyecan var (повальная горячка). Köylülerin polisi kurtarmaları gibi bir durum da yok. İş üstünde yakalamalarına karşın köylüler “bizden bulma” deyip polisi bağışlıyorlar, çünkü polis E.A.nın dediği şekilde “kedi gibi nankör” değil, “Mart kedisi gibi şehvet düşkünü”dür.

s.235. “Belki geride bıraktığın dul eşinin ve çocuklarının arkandan seller gibi gözyaşı döktüklerini, olayı daha canlı vermiş olmak için senin gür kaşlarının olduğunu bile ekleyeceklerdir.” YANLIŞ!

DOĞRUSU: Ayrıca dul eşinin ve çocuklarının ardından nasıl gözyaşı döktüklerini de eklerler. Oysa şöyle gerçekçi bir değerlendirme yapılacak olursa, senin başkalarından tek farkın gür kaşların olması.”

RUSÇASI: “…а ведь если разобрать хорошенько дело, так на поверху у тебя всего только и было, что густые брови”.

s. 236. BU SAYFANIN HEMEN TÜMÜ YANLIŞ!!!

s. 238. “…üzerinde bir ağırlık hissedip birden yan dönüyorsun.” YANLIŞ!

“İşte, köşedeki yol arkadaşının üzerine doğru kayıp horlamaya başladınız bile” DOĞRU.

s.239 İlk paragraf, sondan bir önceki cümle YANLIŞ(“…kah öyküde yer aldıkları biçimiyle o anda önemsiz gibi görünen, ama gerçek yaşamda çok önemli olan binlerce ufak tefek ayrıntı…”

Yine aynı sayfada, alttan 10. satır: “…romanın gerçek yaşam yanında sönük kaldığı gibi sönük kalacağını bile düşünüyorlardır!” çümlesi ile sonraki cümle de YANLIŞ.

s. 240. Alttan 14. satır: “Ufacık pencereleri kışa da yaza da bakmayan küçük bir kulübe” YANLIŞ! “Pencereleri kış yaz kapalı kulübe” DOĞRU! Ve bundan sonraki cümlelerde, “çarık” değil, “örme terlik”, “kutu” değil, “tükürük hokkası”, “Çocuk koluna dokunup harfi bozduğunda” ifadesi yanlış. Yazıyı yazan “baba” değil, Çiçikov.

s. 241. Karanlık penrecere” ifadesi YANLIŞ. DOĞRUSU: Buzlu cam”.

s. 244. Yedi hizmetçi” ifadesi yanlış. (Çiçikov’un 7 hizmetçisi yok. Tek bir kölesi var, o kölenin yedi kişilik ailesi var). 

s. 248. “Üç beş veririm olur biter. Hayır biraz daha fazla vermeliyim.” YANLIŞ!. “Bir çeyrek, hatta iki çeyrek veririm.” DOĞRU!

s. 249. (İlk paragrafın sonu). “Artık kolonyalı suya bandırılmış süngerle dudaklarını ovalama alışkanlığını da edinmişti…” YANLIŞ! “…Artık kibarlar gibi kolonyalı suya batırdığı süngerle siliniyordu…” DOĞRU! (Çevirmen губа=dudak ve губка=sünger sözcüklerini karıştırmış.)

s. 250. Rusça “Prens Hovanski’nin tavsiye mektubu” demek, rüşvet demektir. Yoksa çevirmenin yazdığı gibi gerçekte öyle bir prensin oturup ciddi ciddi mektup yazması söz konusu değildir. Аynı yanlışı 247 sayfa, 25. satırda da görüyoruz. 

s. 252. (Sondan 5. satır). “Kaçakçılar uzun süre çok çektiler ondan. YANLIŞ!

DOĞRUSU: “Bir süre için çok çektirdi kaçakçılara.”

s. 253. (2. paragraf başı). “Son derece dürüst çalışmakla yirmi yılda kazanabileceğini bir yılda kazanabilirdi.” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “Gecesini gündüzüne katarak çalışsa bile yirmi yalda kazanamayacağını bir yılda kazanabilecekti.”

s. 253 (2. paragraf ortaları). “Okuyucu kuşkusuz, üst üste iki gocuk giyinip gocukların içinde yurdumuza milyonluk Brabans danteli sokan İspanyol baronların yaptığı sınır ticareti konusunda çok şey duymuştur.” YANLIŞ!!!

DOĞRUSU: “Bir zamanlar çok sözü edildiği için okurlarımız çift postlu İspanyol koyunlarıyla yapılan kaçakçılığı hatırlayacaklardır: iki koyun postu arasında sınırdan Brabant dantelalarının geçirilmesiyle gerçekleştirilen milyonluk vurgun, Çiçikov’un gümrüklerde görevli olduğu döneme rastlıyordu.”

s. 254. “Gerçi beşinci dereceden memur kendi neden olmuştu buna, ama gene de Çiçikov’u suçluyordu.” YANLIŞ!!

DOĞRUSU: “5. dereceden memur kendini mahvettiği gibi arkadaşını da ardından sürükledi.”

s. 256. “Vekalet işerinden bir kazancı olmuştu: vasilik kuruluna kendi adına birkaç yüz köle kaydettirmişti. Üzerine aldığı köy perişan durumdaydı.” YANLIŞ!!! Çiçikov kendine adına köle falan kaydettirmiyor, üzerine köy falan almış da değil (nasıl alabilir ki?) DOĞRUSU: “Bir gün çiftlik sahibi kendisini vesayet kurumuna giderek topraklarına bağlı birkaç yüz canı rehin ettirmekle görevlendirdi”

s. 257. “Görüldüğü gibi sekreter işi biliyordu.” YANLIŞ! DOĞRUSU: Görüldüğü gibi sekreter uyaklı konuşabiliyordu.

Aynı sayfa, birkaç satır aşağılar: “Çiçikov bir vekil olarak işlemleri daha önce yaptırmış (…bilindiği gibi işlemler tamamlanmadan bir şişe madera götürüp verseniz bile sıranın da raporun da alınması olanaksızdır) ve gereken hazine görevlileriyle dostluk kurup onlara… kölelerin yarısının öldüğünü söylemişti. YANLIŞ!!! DOĞRUSU: “Çiçikov’un her şeyden önce ilgili memurların sempatisini kazanması gerekiyordu (bilindiği gibi devlet dairelerinde en basit bir soruya yanıt alabilmek için bile, ilgili memurların sempatisini kazanmak, yani kendilerine birer şişe Madera şarabı sunmak gerekir). Sempati işi çözümlenince durumu güzelce açıkladı, sonra da, ileride bir sorun çıkmaması için, rehin bırakılacak canların yarısının ölü olduğunu belirtti.”

Aynı sayfa, biraz daha aşağılar: “Bakarsın öyle olur ki bazılarını bir kapiğe alırım.” YANLIŞ!! DOĞRUSU: “Hatta kimilerinden belki üste para bile alabilirim.” Ergin Altay, Çiçikov’un ölü canların “bazılarını bakarsın bir kapiğe” alabileceğini söylüyor. Oysa Çiçikov hem ölü canlara bedava sahip olmayı, hem de çiftlik sahibinden üste para almayı düşlüyor.

s. 272. (Sayfa sonu): “Nasıl ki bir doktor hastanın içinde ne olup bittiğini anlayabilmek için cildinde çıkan çiçek döküğü gibi döküntülerin olmasından yola çıkarsa, o da ruhsal gelişmelere yol açacakları düşüncesiyle çoğu ataklığa izin vermiyordu.” YANLIŞ!!

DOĞRUSU: Çocukların yaramazlıklarının onların ruhsal özelliklerindeki değişimleri, gelişimleri gözleme fırsatı verdiğini, hastanın içinde gerçekte neler olup bittiğini anlamak isteyen bir hekim için derideki döküntüler neyse, bunların da kendisi için aynı şey olduğunu söyleyerek, durduğu yerde duramayan, canlı, hareketli çocuklara hiç engel olmazdı.

s. 273. “Öğretmeninin en küçük teşvik edici sözü heyecanla titretiyordu onu, sevindiriyordu, ürpertiyordu ve her türlü üstünlük arzusunu geride bırakıyordu.” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “Onun küçücük bir cesaretlendirme sözü yüreklerinde nasıl bir çarpıntı, coşku, sevinç dalgalanması yaratır, herkesi geride bırakmak için nasıl da bencilce bir arzuyla dolardı içleri.”

(Aynı sayfa, paragrafın son bölümü): “Başkalarının üstün zekalı öğrencilerinden gülmemelerini, ama her türlü alaya katlanmalarını, önceliği aptallara bırakmalarını ve hiçbir şeye kızmamalarını, kendilerini kaybetmemelerini, hiçbir şeyin intikamını almaya kalkışmamalarını, sakin duruşlarını bozmamalarını beklemeyi yakışıksız buldukları her şeyi yalnızca o istiyordu öğrencilerinden. İnsanı sıkı bir erkek yapacak her şey onun okulunda veriliyordu öğrencilere. Bu konuda sürekli olarak deniyordu onları. Oh, yaşam bilimini ne iyi biliyordu!” YANLIŞ!

DOĞRUSU: Başkalarının hiç de akıllıca sayılmayacak bir tutumla bütün çocuklardan istekleri olan şeyleri, o yalnızca seçilmişlerden oluşan son sınıf öğrencilerinden isterdi, çünkü ancak yüksek bir zekanın uygulayabileceği şeylerdi bunlar: kimseyle alay etmemek, ama her türlü alaya katlanmak; aptal biriyle hiç uğraşmamak ve onu kendi haline bırakmak; asla kendini kaybetmemek, asla öç peşinde koşmamak; gururlu bir şekilde sükunetini korumak. Sağlam karakterli, kişilikli bir erkek olabilmek için gerekli her şey, burada uygulamaya geçirilmiş durumdaydı ve o öğrencileriyle sürekli yeni deneyler yaparak bu uygulamanın içinde yer alırdı. Ah, hayatı nasıl da kavramış bir insandı!”

s. 274. “Okulu bitirenlerin çoğunluğu hayata hazırdı. Önemsiz yerlerde görev yapıyorlardı. Zeki olanlar ufak tefek nedenler ve kişisel tatsızlıklar yüzünden dayanayıp görevden ayrılmışlar veya kendilerini bırakmış, tembelleşmiş, ne yapacaklarını şaşırmış rüşvetçilerin, sahtekarların eline düşmüşlerdi. Ama kişiliklerini yitirmemişlerdi; hayatı, insanları tanıdıkları ve aklın yolunu bildikleri için sağlam kaldıkları gibi, çevrelerindeki insanları da etkilemişlerdi.” YANLIŞ!! ÇELİŞİK!!

DOĞRUSU: Nice akıllı, çok başarılı öğrenci, üstelik de son derece hafif görevlerde çalışmaktayken sudan bahanelerle ya da yaşadıkları kişisel tatsızlıkları gerekçe göstererek işlerini bırakır, tembelleşir, aptallaşır, rüşvetçilerin oyuncağı haline gelirken bunlar hem hayatı, hem insanları tanıdıklarından, bilgelik denen şeyden haberdar olduklarından en ağır, zorlu işlerde yakınmadan çalışırlar, böylelikle de ahlaksız insanlar üzerinde bile olumlu etkilerde bulunurlardı.

Aynı sayfa, bir sonraki paragraf): ”Yüreği hırsla dolu delikanlı, sonunda üst sınıfa seçildiği için heyecanlıydı.” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “Bir gün bu özel sınıfa kabul edilebileceğini düşünmek bile, ünlü biri olma tutkusuyla yanıp tutuşan Tentetnikov’un yüreğinin heyecanla çarpmasına neden olurdu.” (Пылкое сердце честолюбивого малчишки долго билось при одной мысли о том, что он попадет наконец в это отделение.)

s. 275. “Andrey İvanoviç uslu, sakin bir öğrenciydi. Bir kadınla işbirliği yapıp direktörün penceresinin tam dibinde geceleri taşkınlık eden arkadaşlarına da, ellerine düşen safça bir papazın din duygularıyla alay eden arkadaşlarına da katılmıyordu.” YANLIŞ!!

DOĞRUSU: “Andrey İvanoviç sakin, kendi halinde biriydi. Okulda uygulanan sıkı denetime karşın arkadaşlarının geceleyin kadın da getirerek –sekiz kişiye tek kadın- düzenledikleri çılgın alemlerden uzak durduğu gibi, salt müdür kendilerinden kiliseye daha sık gitmelerini istedi diye dini ve kutsallığı ayaklar altına almaya kadar vardırılan çılgınlıkların da hiçbiri içinde yer almadı.”

(Aynı paragrafın sonu): “Doğal zekasının yardımıyla, derste öğretilmemesi, bilmemesi gereken şeyleri dinliyordu.” (Öğretilmemesi, bilmemesi gereken şeyleri dinlemek?!) YANLIŞ.

DOĞRUSU: “Doğuştan zeki olduğu için bütün bu derslerin böyle verilmemesi gerektiğini anlıyor, ama nasıl verileceğini bilmiyordu.”

s. 277. “Devlet hizmeti ikinci derece bir amaç olmuştu. Zaman geçirmesini sağlayan, böylece geri kalan dakikalarının değerini daha iyi anlamasını sağlayan bir araçtı, o kadar… amcası yeğeninin her an bir suç işleyeceğini bekliyordu ve beklediği sonunda oldu.” YANLIŞ!!

DOĞRUSU: “…iş artık hayatta birincil amacı değildi, önceliğini yitirmişti. Hatta gününü bölmekten, böylece de daire dışındaki zamanını daha da değerli kılmaktan başka bir işe yaramıyordu… amca tam yeğeninden sağlayacağı yararlar üzerinde düşünmeye başlamıştı ki, yeğen bir anda her şeyi mahvetti.”

s. 283. Ne anlama geliyordu bu hıçkırıklar? Hastalıklı bir ruh bu hıçkırıklarla acılarının hüzünlü sırrını mı açığa vuruyordu? Tentetnikov’un içinde yeni, güçlü bir insan mı biçimlenmeye ve güçlenmeye başlamıştı? Çocukluğundan beri başarısızlıklarda denenmemiş bu insan; engelleri, zorlukları aşa aşa dimdik duracak kadar güçlenmiş, büyümüş müydü? Eritilmiş metale su verilirken olduğu gibi, yüce duyguları son suyu almamış mıdı? Olağanüstü öğretmeni onun için çok erken mi ölmüştü? Onun sürekli sallantılı güçlerini sabitleyecek; esnekliği olmayan zayıf iradesini sağlamlaştıracak kimse yok muydu? Her yerde yükselen, toplumun her basamağında duyulan şu “İleri!” sözcüğünü heyecanla haykırarak onun ruhunu uyandıracak kimse yok muydu?” YANLIŞ!!

DOĞRUSU: “Nasıl anlamak gerekirdi bu gözyaşlarını? Yaralı bir ruh, yarasına ilişkin gizleri mi açığa vuruyordu böylece? İçinde başlayan başarılı insan oluşumunu sürdürememiş olmasına mı döküyordu bu gözyaşlarını? Çocuk yaşlarından itibaren başarısızlıklarla mücadele ede ede engeller, zorluklar karşısında yılmayan bir kişilik geliştirememiş olmasına mı ağlıyordu? Erimiş bir çeliğe benzeyen zengin içgüçlerine son suyunu verememiş olduğu için şimdi iradesinin yeterli sertlikten yoksun olmasına mı ağlıyordu? O olağanüstü öğretmeninin çok erken ölmüş olmasına ve artık dünyada, bir o yana bir yana salınıp duran ve kendi başlarına doğrulacak güçleri olmayan kararsızları uyandırıp ayaklandıracak, her sınıftan, her katmandan, her unvandan, her meslekten Rus insanının duymak için yanıp kavrulduğu o ilahi “İleri!” gürleyişini olanca canlılığı ve gümbür gümbürlüğüyle yükseltecek kimsenin kalmamış olmasına mıydı yoksa bu gözyaşları?”

s. 285. “Anlaşılacağı kadarıyla…” Bir Türkçe incisi!! Bu pırlanta deyişle ne denilmek isteniyor ki? Anlaşıldığı kadarıyla, henüz anlaşılmamış, daha sonra anlaşılacak bir şeyden söz ediyor çevirmen. Oysa ortada anlaşılmamış ve ileride anlaşılacak bir durum yok. (“Pазумеется” karşılığı olarak kullanmış çevirmen bu bozuk Türkçeyi ve bu sözcük kuşkusuz, elbette, kastettiğim, demek istediğim gibi kesinleşmiş bir durumu bildirir.).

s. 287. “Yüce gönüllü üyelerden inanılmaz çok bağış toplanıyordu.” Yine bir Türkçe incisi!!

s. 289. “Yanakları ve çenesi öylesine güzel sinekkaydı tıraş edilmişti ki, kör biri yuvarlak çenesini, yanaklarını okşarken haz duyardı.” YANLIŞ!!

DOĞRUSU: “Özene bezene tıraş edilmiş çenesiyle yanaklarının ışıltılı yuvarlaklığından yayılan güzelliği görmemek için kör olmak gerekirdi!”

s. 296. “Generallerin alışkanlığındandır: Herkese ‘sen’ diye hitap ederler. Ayrıca Neden değerli, saygın birine de öyle hitap etmesinler ki?..” YANLIŞ!!

DOĞRUSU: Generallerde bir alışkanlıktır bu: herkesle sen diye konuşurlar. Kaldı ki, o yaşa, o rütbeye gelmiş, saygıdeğer bir insan karşısındakine sen dese ne olur sanki?!”

s. 298. “Sağlıklı, güçlü kuvvetli atlar bir buçuk saati biraz geçen bir sürede Çiçikov’u on versta ötedeki generalin köyüne götürdüler.” YANLIŞ!!

DOĞRUSU: “… yarım saati biraz geçen bir sürede…” (pek çok başka “karıştırma” örneğini gördüğümüz gibi çevirmen bu kez de полчаса ile полторо sözcüklerini karıştırmış 

s. 298. “…arkadan tarağa gelecek kadar ince bir saç tıraşı, üç kat veya kat kat tabir edilen kalın bir ense…” Tarağa gelecek kadar ince saç tıraşı ne demek? Yoksa tarağa gelmeyecek kadar “kısa” kesilmiş saç mıdır söz konusu olan?

DOĞRUSU: …saçları kısa, hele ensesinde büsbütün kısa kesilmişti. Üç kattı ensesi: üç kalın, yatay pliden oluşuyordu! Boynu geniş ve kalındı, tam ense kulak yerinde denilenlerden.

s. 299. “…kendisinin de suçlu olabileceği büyüklüğü gösteremeden…” !!! “kendisinde de suç olabileceğini düşünme büyüklüğü göstermek” gibi bir şey kastediliyor galiba? Yayınevi bu çeviriyi hiç mi okumamış, insanın aklı almıyor!

Yine aynı sayfa (Son paragraf): “Besbelli, böyle bir giriş generalin hoşuna gitmemiş olamazdı.”

SÖYLENECEK BİR ŞEY YOK!! Sanki Türkçenin alenen tebdil, tağyir… ve iğfali için çevirmenle yayınevi el ele vermiş!

s.301. (ilk satır) “... yoksa önemli bir tarih konusu düşünüp söylemek için mi…” YANLIŞ!!

DOĞRUSU: “…yoksa konuya daha bir önem vermek için mi…” (“…чтобы пиридать более важности предмету…”)

s. 304. “General… kaz gibi paf puf ederek, suları her yana sıçratarak yıkanmaya başladı. Sabunlu sular odanın her yanına dağılmıştı.” Утка =kaz değil, ördek demek ve suyla içli dışlı olan hayvan da kaz değil, ördektir. “Sular… dağılmıştı” deyişi de yanlış. Su akar, yayılır, sıçrar, buharlaşır vs., ama dağılmaz. Öte yandan kazların da yıkanırken “paf puf” ettiklerini sanmıyoruz. Generalin çıkardığı sesler, gargara yapıp ağzını burnunu temizlerken çıkardığı seslerdir. (Генерал стал умываться, брызгаясь и фыркая как утка. Вода с мылом летела во все стороны.) Daha DOĞRU düzgün bir çeviri şöyle olabilir: “General gargara yaparak, burnuna su çekerek ve bu sırada sabunlu suları dört yana sıçratarak yıkanmaya başladı. Odanın her yanı ıslanmıştı.”

s. 308. (Sayfa sonu) “Selifan:

-Albay Koşkarev’in köyü burası mı? diye sordu.

–Niçin sordun?

-Çünkü, bildiğiniz gibi, bedeni başkalarınınkine göre daha beyazdır ve kendisi bir bey gibi boylu boslu, kibardır. YANLIŞ!! (Selifan’ın, “köy burası mı?” sorusu ile “Çünkü” diye başlayan açıklaması arasında hiçbir ilişki yok. Köyün neresi olduğu ile adamın teninin beyazlığı arasında ne ilinti var? Zaten Rusçası da hiç öyle değil!)

DOĞRUSU:

- “Albay Koşkarev şu adam olsa gerek efendim,” dedi Selifan.

- “Nereden anladın?”

- “Her şeyden önce teni ötekilerden daha beyaz. Sonra da halinde havasında ben beyim diyen asil bir hava var.

- (Должен быть барин, полковник Кошкарев./ Почему? / Оттого что тело у него, изволите видеть, побелей чем у других и…)

s. 324. “Ayrıca dolaşmak basura da iyi gelir, kitaplar öyle yazıyor. Değişik yerler, insanlar da görürsünüz”. YANLIŞ! DOĞRUSU: “… çünkü hemoroite iyi gelir gezip dolaşmak. Ayrıca dünyayı görmek, tüm renkleriyle insanları tanımak, nasıl söyleyeyim, canlı bir kitap okumak ya da bilim gibi bir şeydir.”

s. 334. (Dipnot) “Daha iyi olması için ne yapmak,nasıl hareket etmek gerekir?” (Neyin “daha iyi olması için”?) YANLIŞ!

DOĞRUSU: “(…zengin olmak için) ne yapmam, nasıl bir yol tutturmam gerektiğini sormuştum size.” (Çünkü romanın orada iki sayfası eksiktir ve Çiçikov, “az önce yarım kalan konuşmamıza dönmek istiyorum” derken, nasıl zengin olabileceğine ilişkin sorusunu sormaktadır yeniden).

s. 335. “Az kaldı hizmetçilerin yanında ağzından kötü bir söz çıkacaktı.” YANLIŞ.

DOĞRUSU: “Az kaldı karısının önünde ağzından kötü bir söz çıkacaktı.” (“Hizmetçilerin yanında” olamaz, çünkü hem hizmetçiler yemek salonundan çıkarılmışlardı, hem de, “hizmetçilerin yanında” kötü söz söylemek ayıp değildir; ayıp ve yakışıksız olan, bunu “karısının önünde” yapmaktır.)

s. 341. “Atık ve fazla olan değersiz her şey değerlendirilecekti.” YANLIŞ! (Burada önemli olan atıkların değerlendirilmesi değil, “çerden çöpten para kazanılmasıdır”) DOĞRUSU: “Nasıl bir değirmende taneler una dönüşürse, onun çiftliğinde de her türlü atık, çöp, paçavra paraya dönüşecekti.” RUSÇASI: “… изо всякого дрязгу и хламу чистоган да чистоган.

s. 343. “Çiçikov elini uzattı.” YANLIŞ!!

DOĞRUSU: “Çiçikov her iki elini birden uzattı.” (Чичиков дал ему обе.”)

s.348. “Geri kalanlar ise sağlıklarını neyin bozduğunu, paralarının neden suyunu çektiğini anlamaya çalışıyorlar.” YANLIŞ.

DOĞRUSU: “…geri kalan herkes yalnızca sağlığını nasıl berbat edebileceğini, bir de kimden nasıl para sızdırabileceğini öğrendi.”

RUSÇASI: “… а прочие ведь только и стараются узнать то что портит здоровье , да и выманивает денги.”

s. 354. “… ya da bir yerlerde onun haberinin bile olmadığı bir takım oyunlar oynanıyordu…” YANLIŞ!

DOĞRUSU: “… ya da bir yerlerde, açıldığından bile haberinin olmadığı bir dava lehine sonuçlanıverirdi.”

RUSÇASI: “…или выигрывалос где-нибудь в пользу его дело о котором он некогда и не слыхал.”

s. 357. “…Rus insanının yakasız hizmetçi kaftanı giyip tembel tembel oturamayacak kadar çalışkan ve becerikli olduğunu, ama Alman hizmetçi ceketini giyer giymez birden beceriksizleştiğini…” YANLIŞ!!

DOĞRUSU: “Rus insanı ancak yakasız gömleği ve poturu içindeyken iyi, güzel, cana yakın ve çalışkandı; ama üzerine Alman frakını geçirdi mi, hemen beceriksiz…”

s. 378. “Ellerini daha önceleri üzerine titrediği saçlarına acımasızca dolayıp … acıtırcasına asıldı.” YANLIŞ.

DOĞRUSU: “…iki elini birden daldırıp, sağlamlıklarını daha önce de denediği saçlarını koparırcasına çekiştirdi…”

RUSÇASI: “…об укрепленье которых прежде старался.

s. 390. “Farkındayım biri kışkırtıyor sizi… bir olay daha ortaya çıkacak…” YANLIŞ!

Biri kışkırtmıyor. “Hukuk danışmanı”nın çevirdiği dalaverelerin bilindiği söyleniyor.

s. 391. “bazen belirli bir bölgede, bazen bütün yurtta halk yoksul düşüyor…” YANLIŞ!! DOĞRUSU: “Açlıklar, kıtlıklar oluyor; yalnız halkların başına gelmiyor bu, tek tek insanların da ruhsal açlığa düştükleri oluyor.

s. 394. “Oysa kendi açımdan yanlış bir davranıştı bu.” YANLIŞ!!

DOĞRUSU: “Ama benim de elbet onlara sitemlerim var”.

RUSÇASI: “…я, с своей стороны, мог бы также сделать им упрек.»

1 ^*^4 ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU TÜ RK DİL KURUM U YAYINLARI:876 Prof. Dr. Emine YILMAZ A nkara, 2006

2

3 ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KÜRÜMÜ TÜRK DİL KÜRUMU YAYINLARI: 876 NARSPI Çuvaşça Bir Aşk Öyküsü HAZIRLAYAN Emine YILMAZ ANKARA, 2006

4 5846 sayılı kanuna göre bu eserin bütün yayın, tercüm e ve iktibas hakları Türk Dil Kurumuna aittir. İvanov, Konstantin Vasil yeviç Narspi: Çuvaşça bir aşk öyküsü / Haz. Emine Yılmaz. - Ankara: Türk Dil Kurumu, s.; 24 cm. - (Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil Kurumu Yayınlan; 876) Dizin var. Kaynakça var. ISBN Çuvaş Edebiyatı - Şiir 2. Çuvaş Edebiyatı - Hikâye I. Yılmaz, Emine (haz.) inceleyenler: Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN Prof. Dr. Şüayip KARAKAŞ ISBN: Kapak Tasarım: Ejder ÇELİK Baskı: Ankara Mesleki Eğitim Merkezi ve 4 Akşam Sanat Okulu M atbaası Baskı Sayısı: 500

5 Purînma tata vîlme pekeh sinîren vîrenme p u la t

6

7 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 7 I. Giriş KONSTANTİN VASİL YEVİÇ İVANOV Yaşamı K. V. İvanov un Eserlerinin Baskıları Ç u v aşça Rusça Çevirileri Rusça Dışındaki Dillere Çevirileri K. V. İvanov un Eserleri Üzerine Yayımlanmış Çalışm alar ÇÜVAŞLAR ve ÇÜVAŞ EDEBİYATI N A RSPİ içerik İncelem esi Konu Dil ve A nlatım Kültürel Ö ğeler Biçim İncelem esi Nazım Birim i Ö lçü Uyak D üzeni Uyak Değeri Türü KAYNAKÇA II. Kiril Harfli M etin...35 III. Y azıçevrim i IV. Türkçeye Çevrimi V. Sözlük-D izin

8 -.'...? i ì / ".,,? :... 1 ^ '...,.... ^ ,. ji#^c Ì jw t^l... illtìt -. лг >л а и т а ;» '.... _ t f -. J ii!!i.m J fte ««}-Al>». «' ; ' р.» - Л Ш * Щ г \. t. / :«и J t,.,

9 O N SO Z İki bin doksan yedi dizelik bir öykü-şiir olan Narspi, modem Çuvaş edebiyatının en büyük ustası olarak kabul edilen Konstantin İvanov un en önemli eseridir. Şairine dünya çapında ün sağlayan, defalarca Çuvaşça ve Rusça baskıları yapılan, Başkurtça, Tatarca, Azerice yanında Marice, Ukraynca, Mordvince, Udmurtça, Macarca, Sıф-Hırvatça, İtalyanca ve Almancaya da çevirileri yapılan bu şiir Türk edebiyatında hemen hemen hiç bilinm em ektedir. Yirmi beş yıllık çok kısa bir ömüre sığdırdığı onlarca eser, Konstantin İvanov a büyük bir ün kazandırmış ve ölüm yılı olan 1915 ten bu yana hem doğduğu yer olan Başkurdistan da, hem de on bir yaşından sonraki hayatını geçirdiği Çuvaşistan da adını yaşatmak için m üzeler, tiyatrolar k u rulmuş, operalar hazırlanmıştır. Doğumunun yüzüncü yılı olan 1990 ise U nesco nun 25. dönem toplantısında K. V. İvanov yılı ilan edilmiştir. Bir tesadüf sonucu, İvanov un yüzüncü doğum yılı kutlamaları sırasında U fa da bulunan hocam Prof. Dr. Talat Tekin in, Ural Sassi adlı Çuvaşça yayım lanan bir gazetenin çıkarmış olduğu K. V. İvanov özel sayısım getirmiş olması, bu şiirin Türkçeye çevrilmesinde ilk adım oldu. Çeviri sırasında ilk önce bu şiirin gazetenin dört tam sayfasında yer almış olan metni kullanılmışsa da, daha sonra Macarca çevirisiyle ve Rusya da yapılmış olan Çuvaşça baskısıyla karşılaştırılarak bazı değişiklikler yapılmıştır. Çünkü her üç baskıda da dize sayıları farklıdır. Bu şiirle tanışmamı sağladığı için önce hocam Prof. Dr. Talat T e k in e teşekkürlerimi sunuyorum. Şiirin kitap form unda son baskısım (1993) Rusya dan gönderme inceliğinde bulunan ünlü Çuvaş şairi Raisa Şarpi ye, M acarca çevirisini bulmamı sağlayan, Attila József Üniversitesi, Ligeti k ü tüphanesi görevlilerine. Almanca çevirisini görmemi sağlayan, şiirin T ü rk çeye çeviri bölüm ünün şiirleştirilmesine katkıda bulunan ve yayına hazırlayan Doç. Dr. Nurettin Demir e, şiir incelemesi bölümünde önerileriyle yol gösteren Dr. Gonca G ökalp-a lpaslan a ve Giriş bölüm ünün düzeltilerine katkıda bulunan Dr. Süer Eker ve öğrencim M ustafa D urm uş a çok teşekkür ediyorum. Ağustos 2005, ANKARA Emine Yılmaz

10 ',, ' 'Ji' - '. ' '., ' : 4ûL>jı 4İ7-,i 4};f;i.>»tiî ;,:.;«< :.;j. "Ц, fthibit.,ч.у'ф'1 мл. âm^iiü'/.sf' ' ;.r'ıv j b : 1 Л*«л j T i i ì p''u- r,мгл e t 'i,ti -i-r. -K'j fifşl'i - - <;7' -'4 ' -ü ' 0'4.vi 'f«t' 7:. b ' i f l Ш : Щ M i t M i Î ö d. L h ' s ) Л ' : «i ; s, p ı * im mmi0m%i 7ТчГ;аТ1:' У-Ж^;-(ЭД*^ ^ f.e «( îîfe. Ш И j - i É ì ' 4 Ì É ^ S % : и 1 э д s â 'Гжт 'J ' V 'Я Й й й j g f i. ' S f f ' n î î ; f : bii-yh! к ф ü;:<* :(', '.4.. -rab :-b tu. b'r4-, 'УУа b'laş 'bsa'ta.' ''-.r'..' а; à b ^ < # Ì0 D ;ü' nîb ' ФвЛ 'dj Bif'diù'''

11 I. GİRİŞ 1. KONSTANTİN VASİL YEVİÇ İVANOV 1.1. Yaşamı Konstantin V asil yeviç İvanov TÇuv. Kìétenttin V asil yeviç İvanov], 1890 yılının 13 M ayıs ında Başkurdistan ın Pelepey bölgesindeki Slakbaş IÇuv. Slakpus] köyünde doğdu. Ataları olan Volga kıyısındaki Hristiyan- 1ar, çarın baskısına dayanamayarak Çeboksarı [Çuv. Şupaşkar] şehrinden kaçıp Ural bozkırlarına yerleşmişlerdi. K. V. İvanov un babası, çok çalışkan ve zengin bir Hristiyan olan Vazin kka N. İvanov [Çuv. Vaéinkka N. İvanov] Başkurdistan Çuvaşlarındandı ve Pıtı [Çuv. Pîrtta] ailesinden geliyordu. Pıtı [Çuv. Pîrtta] ailesi de K aşkîr (Çuvaşçadaki anlamı kurt) adlı bir Çuvaşa dayanıyor. Yaşlı Ç uvaşların anlattıklarına göre, Ruslar Pelepey e gelip yerleşince, Kaşkîr, köyün yanındaki ormana sığınmış ve kurt yakalayıp satarak yaşamını sürdürm eye çalışmış. Bu yüzden Kaşkîr adını almış. K. V. İvanov un kendi hazırladığı soy kütüğüne göre, K aşkîr ın iki oğlu vardı. Biri Kaşkîr İvani, diğeri ise Kaşkîr Kusmi idi. İvan soyundan gelenler Pîrtta açipçi (Pîrtta nın çocukları), Kuémi soyundan gelenler Kuâma açipçi (K usm a nın çocukları) diye adlandırıldılar. K. V. İvanov, kendi aile ağacını şöyle göstermiş: Kaşkîr > K aşkîr İvanî > Sim un Nikulay -» V aéinkka - 4 K îstuk (K îstenttin) (İvanov 1990: 20). K. V. İvanov un babası V azin kka [Çuv. Vasinkka[, Rusça, Başkurtça ve Tatarcayı çok iyi bitiyordu. Gazete ve dergi yazıları da yazan V azin kka [Çuv. Vasinkka[, çocuklarının yüksek öğrenim görmeleri için uğraştı. Dört kız kardeşi, bir ablası ve bir erkek kardeşi olan K. V. İvanov un ço cu k lu ğunun büyük bölüm ü, komşu köy K ayraklı da [Çuv. K ayrîklî], b abaannesinin yanında geçti. Sekiz yaşına geldiğinde, Slakbaş [Çuv. Slakpus] köyündeki ilkokula başladı. Üç yıl sonra Miyek [Çuv. Miyak] bölgesinin Keken [Çuv. K egen ] köyünde öğretm enlik yapan halası Y evgeniya N ikolayevna İvanova, onu yanına aldı. K. V. İvanov üzerinde çok olum lu etkileri bulunan halası, 1902 yılında onu Simbirsk [Çuv. Çîm pîr] şehrindeki Çuvaş okuluna götürdü. Ünlü Çuvaş eğitimcisi î. Ya. Yakovlev tarafından kurulmuş olan bu okul, Rusya İmparatorluğu içindeki tek Çuvaş okuluydu ve bu okula Çuvaş Üniversitesi de deniyordu. Kendisi de bir Çuvaş olan 1. Ya. Yakovlev, bütün öm rünü Çuvaş halkının aydınlanm asına adamıştı.

12 10 Emine Yılmaz Bugün kullanılmakta olan Çuvaş alfabesi de İ. Ya. Yakovlev tarafından düzenlenmiştir (1872). i. Ya. Yakovlev in okulu, iki yılda bir öğrenci kabul ettiği için, K. V. İvanov, ilk gidişinde okula kabul edilmedi. Bu nedenle, Pelepey deki şehir lisesinde bir yıl okudu. Bugün, bu lise binasının kapısında, K. V. İvanov un yılları arasında bu okulda okuduğuna ilişkin Başkurtça ve Rusça olarak yazılmış bir tabela asılıdır (İvanov 1990: 27). K. V. İvanov, 1903 yılında, Simbirsk (Çuv. Çîm pîr] Çuvaş okulunun hazırlık sınıfına girdi ve iki yıl hazırlık sınıfında okudu. Edebiyata, resim sanatına ve el sanatlarına büyük ilgi duyuyordu ve çok yetenekliydi. T a h tadan yapmış olduğu eşyalar, bugün Slakbaş [Çuv. Slakpué] köyündeki İvanov müzesinde sergilenmektedir yılında birinci sınıfa geçen K. V. İvanov, o yıllarda yazm aya başladı. Çok sessiz ve çok çalışkan bir çocuktu. Ancak, yılları arasındaki birinci Rus devriminin rüzgarı Çuvaş okulunu sardığında, K. V. İvanov un öncü kişiliği de öne çıkmaya başladı. Şiirleriyle, Çuvaş halkını yüreklendirmeye, özgürlükleri için savaşma cesareti aşılam aya çalıştı. Devrime karşı çıkan okul hocaları ile de mücadeleye girişen K. V. İvanov, k en disi gibi düşünen otuz yedi öğrenci ile birlikte, 7 Mart 1907 de okuldan atıldı. Böylece, şairin Çuvaş okulundaki yaşamının birinci bölüm ü k ap an mış oldu. Doğduğu köye geri dönen K. V. İvanov, Başkurdistan Çuvaşlarıyla ilgilendi ve onlarla ilgili halkbilimi ürünleri topladı. Bu ürünler üzerinde çalıştı. İlk devrim dalgası sona erdikten sonra, İ. Ya. Yakovlev, sınıfındaki yetenekli öğrencileri yanına çağırdı. Ağustos 1907 de K. V. İvanov da böylece okula geri döndü. İ. Ya. Yakovlev in, okul kitaplarını Çuvaşçaya çevirme önerisine dört elle sarılan K. V. İvanov, bu amaçla masallar, bilm eceler çevirdi, resimler yaptı. Çok sevdiği M. Yu. Lermontov, A. M aykov, H. O g a rev, A. Kol tsov, N. Nekrasov ve K. Bal m ont un şiirlerini, L. Tolstoy ve K. Uşinskiy in öykülerini Çuvaşçaya çevirdi. En güzel eserlerini de bu yılarda ( ), onyedi, onsekiz yaşlarındayken yazdı. K. V. İvanov, neredeyse bir solukta Baxà вйрм ан luyxàm è ]=V atî vîrman şuhişı=yaşh Ormanın Düşüncesi], К ёркунне ]= K îrkunne= 5onbahar], Килсе çutpe кёркунне... [=Kilse sitıi kîrkunne...= G c//p Erişti Sonbahar...] adlı şiirlerini yazdı. И кё х ёр =İkî hîr =İki Kız], Тимёр ты лё [-T ım ır h\i=demir Rende], Тйлёх ар ём = T îlîh arîm=dm/ Kadın] adlı manzum öykülerini düzeltti. Нарспи =N arspij şiirini tam amladı (l.ya. akovlev in isteğiyle). Ш уйттан ч у р и н е =Şuyttan çunnc= Şeytanın şiirinin ilk taslağını hazırladı. Çuvaş okulunun 40. kuruluş yılönümü nedeniyle Хальхи сам ана =H al hi samana=şimdiki Zaman] adlı şıırı yazdı.

13 Narspi 11 i. Ya. Yakovlev in çabalarıyla, 1908 yılında, K. V. İvanov un eserlerinin ilk baskısı yapıldı. Чёваш х а л л а п ё с е м l=çîvaş hallapisem=fmv0f M asalları] adlı kitaptaki Н арспи [=Narspi] şiiri okuyucularda büyük şaşkınlık yarattı. Ünlü Çuvaş yazarlarından Peder Huzangay [Çuv. Petir HusankayJ genç şairin ustalığından etkilenerek şöyle diyor: Bu çok şaşırtıcı. Üçbin dizelik şiirde, eski Çuvaş yaşamının tüm ayrıntıları ortaya konuluyor. Bu, hiç bir kalıba sığm ayacak kadar şaşırtıcı bir durum. (İvanov 1990: 76). Narspi şiirinin basılmasından sonra, şair yedi yıl daha yaşadı. Bu d ö nemde de K. V. İvanov ölümsüz şiirler yazmış ancak, bu şiirler gün ışığına çıkmadan yok olmuştur. Ablasının anımsadığına göre, şairin el yazıları d o s yası, sivil savaş sırasında bir subay tarafından babasının evinden alıp g ötürülmüş ve yok edilmiştir yılının ilkyazında, K. V. İvanov, halk öğretmeni olmak için sınava girmiş, Simbirsk [Çuv. Çîmpîr[ Çuvaş erkek lisesi tarafından kabul edildiği halde şehirden çıkıp gitmiştir. Sonra Çeboksarı [Çuv. Şupaşkar] şehrindeki İkkasi okulundan çıkarılmış olan N. F. Belyayev adlı devrimci ile birlikte Sızran şehrindeki Koptevka istasyonu çevresinde yaz ve güzü geçirmiştir. Sim birsk [Çuv. Çîm pîr] Çuvaş okulundaki kitapların Çuvaşçaya çevrilmeleri konusunda yaptığı çalışmalara, bazı çevrelerce saldırılması üzerine, K. V. ivanov un umutları tümüyle yıkılmış ve 1910 yılında yeniden k ö y ü ne dönmüştür. Çok kötü günler geçiren şair, aynı yılın Kasım ayında, İ. Ya. Yakovlev in onu yeniden Simbirsk [Çuv. Çîm pîr] şehrine çağırmasıyla u- mutla dolar. İki sınıflı kız lisesinde, güzel yazı ve resim öğretmeni olarak göreve başlayan şair, yakın dostu, yetenekli yazar ve kom pozitör Fedor Pavlov ile Narspi operasını gerçekleştirmeyi tasarlar. İşe başlanır, ancak, izin alınamadığı ve sahne bulunamadığı için bu tasarı gerçekleştirilemez. M. Ya. Sirotkin e göre, K. V. İvanov un, yıllarındaki sanatsal çalışmaları, İvan Trofim ov un kitabına koymak üzere çevirdiği kısa öyküler, bu kitap için hazırlanmış resimler ve Petr Pazuhin in hazırladığı Çuvaş halkbilimi örnekleri içeren bir kitaba olan katkılarıyla sınırlı. Bu kadarı bile ona büyük bir ün kazandırmıştır. Birinci Rus devrimi sırasında çektiği güçlükler K. V. İvanov un hastalanmasına neden olmuş, fakat, o buna aldırmadan çalışm aya devam etm iştir. Resim çalışmalarına ağırlık vererek, Peterburg [Çuv. Pitîr] Güzel Sanatlar Akademisi sınavlarına hazırlanan şair, 1913 yılında, Simbirsk [Çuv. Çîm pîr[ Çuvaş okulundaki öğrenciler tarafından sahneye konulan İvan Susanin operasının dekorlarını hazırlamıştır. Çocukluğunda beliren üstün zekası ve yeteneği, resimde, grafikte, heykelde, fotoğrafçılıkta, d ek o rasy o n da hep unutulmaz ürünler vermesini sağlamıştır. Dinlenmeden çalışır K. V. İvanov, ve ancak kendini böyle avutur.

14 12 Emine Yılmaz Verem ve mide iltihabı, 1913 yılı sonbaharında onu yatağa düşürür. Erkek kardeşi Kvintiliyan İvanov, 13 kasım 1914 yılında, şairi Çuvaş okulundan alır ve babasının evine götürür. Şair böylece, üçüncü kez ve sonsuza dek, doğduğu köye dönmüş olur. Birkaç ay daha yaşayan K. V. İvanov, 13 Mart 1915 tarihinde, henüz yirmibeş yaşındayken ölür ve d o ğ duğu köyde gömülür. Bugün Slakbaş [Çuv. Slakpus] köyünde, K. V. İvanov un bir anıtm e zarı ve doğumunun 50. yıldönümünde, 29 Kasım 1940 ta, P. N. K udryaşov tarafından kurulmuş olan bir K. V. İvanov müzesi vardır. Yine Çuvaşistan m başkenti olan Çeboksarı da [Çuv. Şupaşkar[, 1950 yılında dikilmiş bir K. V. İvanov heykeli ve şairin adıyla anılan bir sokak bulunmaktadır. K. V. İvanov adlı Çuvaş Devlet Akademi Drama Tiyatrosu ve Narspi o- perası da yine şairin Çuvaşlar için taşıdığı büyük değeri gösteriyor den beri Çuvaşistan da, güzel sanatlar alanında, her yıl, K. V. İvanov ödülleri dağıtılmaktadır. K. V. İvanov un 100. doğum yıldönümü olan 1990 yılı, U n e sc o nun 25. dönem toplantısında, önemli tarihler takvimine sokulmuş ve 1990 yılı K. V. İvanov yılı ilan edilmiştir (Ural Sassi, Aralık 1990, no 30, s. 3). Yine, K. V. İvanov un 100. doğum yıldönümü nedeniyle Чаваш кёнеке издательстви [=Çîvaş kîneke izdatel stvi=çmvöf Kitap Yayınevi], Константин Иванов, ÇbipHHceH пуххи [=Konstantin İvanov, Sımisen puhhi=konstantin İvanov, Tüm Yazıları] ve К онстантин И ванова аса илeççё [=Konstantin İvanova asa \\téi\= K onstantin İva n o v и A nım sıyoruz] adlı iki kitap yayımladı (Ural Sassi, Nisan 1990, no 7, s. 2) K. V. İvanov un Eserlerinin Baskıları Çuvaşça a^ Чёваш халлапёсем [=Çîvaş hallapisem=çmvaf Masalları], Чёмпёр [=Çımpîr=5ım0ırsÂ:], A. ve M. Dmitriyev basım evi, b. Иван ёмпупе çampâk cы xлaвçà тата сатур Калашник xyça çhhчен хунё lopâ [=lvan împüpe éamrìk sihlavéì tata satur Kalaşnik huéa sinçen hunì y\ixi=çar İvan İle Genç Koruyucusu ve Yiğit Kalaşnik H a k kında Yazılmış Türkü], Ч емпёр [=Çîmpîr=Sımbırjk[, A. ve M. Dmitriyev basım evi, c. Нарспи [=Narspi], (Şiir), Хусан [=H usan=k azön[ 1919, 2. baskı.

15 Narspi 13 ç. Чйваш халлап ёсем п е ю махёсем f=çîvaş hallapîsempe yum ahîsem=çuvaş M asalları ve Bilmeceleri],XycsiH = H usan= K aza«j d. Н арспи =N arspi], (Şiir), D lypâm nyç [=Şurîmpus=Ş'a/aÂ:] 1919, 1.2, 3,4. e. Нарспи [=Narspi], (Şiir), 4. baskı. Kapak ve resimler A. F. Myasnikov. Önsöz N. Vasil yev Şupussınni nin, М ускав [=Muskav=Mo^Â:ova] f. Нарспи =Narspi], (Şiir), 5. baskı, Önsöz D. Danilov un, Шупашкар [=Şupaşkar=Ç ei>o/:san] g. Пёр том l= rtr tom=5/> Cilt], Önsöz Ya. G. Uhsay m, Ё пху [=İphü- =Ufa] h. С о ч и н ен и сем [=Soçinenisem=TMm Yazıları], Önsöz S. V. Elker, resimler G. D. Harlam p yev, Ш упашкар [=Şupaşkar=öe& oâ:5an], Сёвёсем =Sîvîsem=Ş'iı>/erJ, Önsöz V. Dolgov un, Шупашкар [=Şupaşkar =Çeboksarı] i. ÇbipHHceH пуххи [=Simisen puhhi=rmm Yazıları], Önsöz ve düzelti M. Ya. Sirotkin, Ш упашкар f=şupaşkar=ç'efeoban] j. Нарспи [=Narspi], (Şiir), resimleyen P. Sizov, Шупашкар [=Şupaşkar=Çeboksarı], k. Н арспи [=Narspi], (Şiir), kitabı süsleyen P. Sizov, Шупашкар [=Şupaşkar =Çeboksarı] Нарспи [=Narspi], (Şiir), kitabı süsleyen A. İ. Mittov, Шупашкар =Şupaşkar=Ç'efeoÂ:ran m. К илчё bipà 9уркунне... [Kilçî ırî surkunne...=gew ı Güzel İlkbahar...], Ш упашкар =Şupaşkar =Çeboksarı] Rusça Çevirileri a. Н арспи [=Narspi), (Şiir), Çev. Andrey Petokki, M oskva b. Нарспи =Narspi], (Şiir), Çev. Aleksandr Carov, Red. V. V. Kazin, Resimleyen F. Bıkov, M oskva c. Нарспи l=narspi, (Şiir), Çev. B. İrinin, Red. A. Tvardovsko, Çeboksarı 1948, 2. baskı: M oskva ç. Сказки \=Skazki=M asallar], Çev. B. İrinin, Çeboksarı d. Собрание сочинений =Sobraniye soçineniy=t Mm Yazıları], Red. M. Ya. Sirotkin, Çev. P. P. Huzangay ve N. F. Danilov, Çeboksarı 1957.

16 14 Emine Yılmaz e. Нарспи [=Narspi], (Şiir), Çev. V. Paymen, Önsöz: V. Paymen, Kuybışev f. Нарспи [=Narspi], (Şiir), Çev. B. İrinin, Red. L. Pen kovsko, Moskva g. Избранное: стихи, сказки, поэма [=İzbrannoye: stihi, skazki, poema=seçmeler: Manzumeler, Masallar, Şiirler], Çev. S. Botvinnik, B. İrinin. Toplayan: Ya. Uhsay, Moskva Rusça Dışındaki Dillere Çevirileri a. Başkurtça Нарспи l=narspij, (Şiir), Çev. Bayabit Bikbay ve Rahman Keli, Ufa baskı, Red. Mustay Karim, Ufa b. Tatarca Нарспи [=Narspi], (Şiir), Çev. Şaraf Mudarris, Kazan baskı. Kazan c. Dağ Maricesi Нарспи [=NarspiJ, (Şiir), Çev. A. K anyuşkov. A l m anah Peledşı santalak. No: 23, Koz m odem yansk ç. Ukraynca Нарспи [=Narspil, (Şiir), Çev. Ya. Şport, Kiyev d. Ova Maricesi Нарспи [=Narspi], (Şiir), Çev. A. Bik, Yoşkar-Ola e. Mordvince Нарспи [=Narspi, (Şiir), Çev. A. Rogocin, Saransk f. Bulgarca Нарспи. Чувашка Поэма l=narspi. Çuvaşka?otma=Narspi. Çuvaşça Şnr\, Çev. Nıkolay Marangozov, Sofıya: Narodna m ladets, g. Udmurtça ^^Н арспи [=Narspi], (Şiir), Çev. A. A fanats yev ve M. M otsgin, İtsevsk

17 Narspi 15 h. Azerice Н арспи [=Narspi], (Şiir), Çev. M. Rızaguluzade, Baku I. Macarca Нарспи, чипёр хёр l=narspi, çipîr hir=narspi, Güzel Kız], Çev. Anna Bede, Eger i. Sırpça-Hırvatça Вдова [=Vdova=DM/ Kadın], Çev. Badnyareviç. Knitsnoe slovo, 10 Kasım j. İtalyanca Нарспи (уйрём сы паксем) [=Narspi, uyrîm sıpiksem=narspi, Ayrı Basım], Demir Rende, Çev. Janroberto Skarçka ve Alessandra Trevizan, Rim k. Almanca WWW. cap.ru/hierarchi_cap.asp?page=./129/192/1080 ( de) 1.3. K. V. ivanov un Eserleri Üzerine Yayımlanmış Çalışmalar f Г. l ' a. REPİN, K. V: П ёртен-пёр çbihhümüp [Pîrten-pîr sinnim ir=rek İn sanımız], Ç ё н ё n y p â n â ç [=Şînî purînîs=yiem Yaşam], 1918, No: 3, 5, 8., b. ŞUPUŞŞINNİ, N. V.: Чйваш л и тературин ашшё К. В. Иванов çhhчен асй н са пёр-ик сёмах [=Çîvaş literaturin aşşî К. V. İvanov sinçen a- sinsa pîr-ik sîmah=çmvaf Edebiyatının Babası K. V. İvanov H akkında B irkaç 5özl, К ан аш ]=Kanaş=Danışma], 14 Kasım 1922, No: 168. c. UHSAY, Y.: Константин Васильевич И ванов. Б иограф илле о- черк [=Konstantin Vasil yeviç İvanov. Biografine oçerk=konstantin Vasil yeviç İvanov. Biyografik Röportaj], Şupaşkar [=Çeboksan] 1940, 2. baskı Şupaşkar =ÇeboksarıJ ç. DOLGOV, V. A.: Чёваш хал ёх поэчё. К. В. И ванов çhhuoh Çbipnâ статьясем =Çîvaş halîh poeçî, К. V. İvanov sinçen sırnî stat yasem=(7i<vaş Halk Şiiri. K. V. İvanov Hakkında Yazılmış Makaleler], Şupaşkar l=çeboksarı] 1952, 2. baskı: Şupaşkar = Ç eboksarı d. STYAGİN, 1. N.: K. B. И ванов. основополо} ник и классик ч у вашской л и т е р а т у р ы = К. V. İvanov. osnovopolocnik i klassik çuvaşs-

18 16 Emine Yılmaz koy literatun=yarancî ve Klasik Çuvaş Edebiyatı], Şupaşkar [=Ç eboksarıl e. SİROTKİN, M. Ya.: Константин Васильевич И ванов (критикобиографический очерк) [=Konstantin Vasil yeviç İvanov (kritiko-biorafiçeskiy oçexk)=konstantin Vasil yeviç İvanov (Eleştirel ve Biyografik Röportaj)], Şupaşkar [=Çeboksarı] f. Классик чуваш ской поэзии f=klassik çuvaşskoy poezii=klasik Ç u vaş Şiiri], K. V. İvanov un 75. doğum yıldönümü nedeniyle hazırlanmış makaleler kitabı. Şupaşkar [=ÇeboksarıJ g. HUSANKAY, P.: Нарспи lopâçn 9и тм ёлте =Narspi yurîsi sitmilte=narspi nin Şairi Yetmiş Yaşında], Ustalık ve Gerçeklik, Şupaşkar [=Çeboksarı], h. HUZANGAY, P.: Шедевр чувашской поэзии [=Şedevr çuvaşskoy poezii=şaheser Çuvaş Şiiri], Kniga drutsbı, Çeboksarı GORSKİY, S. P.: К. В. Ивановйн чёлхипе с т и л ё. Т ёван л и тер а тура утам ёсем [=К. V. İvanovîn çîlhipe stili. Tîvan literatura utîmîsem=k. V. İvanov un Dili ve Stili. Çuvaş Edebiyatına Adımları], Ş u p aşkar [=Çeboksarı], i. ZOTOV, 1. A.: Худо}ественный мир К. В. И ванова [=Hudocestvennıy mir К. V. lvanova=k. V. İvanov un Sanat Dünyası), Çeboksarı j. ZOTOV, 1. A.: Живое наследие К онстантина И ванова [Jivoye naslediye Konstantina \va\\o\a=konstantin ivanov un Yaşayan Mirası], Çeboksarı к. NİKİTİN, V. P.: Чаваш поэзийён классикё К. В. И ванов =Çîvaş poeziyın klassikî К. V. İvanov=ÇMvaj Şiirinin Klasiği К. V. İvanov], Ders kitabı (i. N. Ul yanov adıyla anılan Çuvaş Devlet Universitesi), Şupaşkar l=çeboksarı], HLEBNİKOV, G. Y.: Ы тарайми Н а р с п и п оем а [=Itaraym i N arspi poema=buyüleyici "Narspi Şiiri], Y öntem ve U stalık, Ş u paşkar f=çeboksarı], u ARTEM YEV, Yu. M.: Образная система поэмы К. В. И ванова Н арспи [=Obraznaya sistema poemi К. V. İvanova N a rsp i =K. V. /- vanov un "Narspi Şiirindeki Kişilikler Dizgesi], Çuvaş E debiyatı nda Sanatsal Kişilikler. Çeboksarı f i ^^"^^^ANDROV, s. a.: Поетика Константина Иванова =Poetika Konstantina ìvanova=konstantin İvanov un Şiirleri], (Yöntem, üslûp, stil sorunları), Çeboksarı 1990.

19 Narspi ÇUVAŞLAR ve ÇUVAŞ EDEBİYATI O ndokuzuncu yüzyıla değin edebi metinleri bulunm ayan Çuvaşça, a n cak çarlık Rusya sı içinde, Hristiyan misyonerlerin çabalarıyla bir yazı dili olm uştur sayımına göre, i Orta Volga bölgesindeki Çuvaş Federasyonu içinde olmak üzere, toplam kişi tarafından konuşulan Çuvaşça, Türk dilleri ailesi içinde. Genel Türkçe z!ş seslerine karşılık, r//* bulunduran tek Türk dilidir ve bu özelliğiyle, tek başına eski batı Türkçesini temsil eder. Batı Sibirya ve Güney Urallar dan, Orta Volga ve Ural bölgesine, milat sıralarından başlayarak sürekli göç eden Türk boyları arasında, Çuvaşların ataları olan Bulgar Türkleri de vardı. Attila nın Hun İmparatorluğu içinde yer alan Utigur ve Kutrigur boylarının ortak adı B ulgar dı. K utrigurlar ö n ce Büyük Bulgaristan ı (7. yüzyıl), sonra da Tuna Bulgar Devleti ni (679) kurmuşlar, Bizansla olan yakın ilişkileri sonucunda, 864 te Hristiyanlığı resmen kabul etmişler, 1018 de de tümüyle Bizans yönetimi altına girmişlerdir. Dilleri de güney Slavcası tarafından sömürülmüş, unutulm uştur. Orta Volga bölgesine göç eden (Avarların baskısı sonucu) Utigurlar ise Volga Bulgar Devleti ni kurmuşlar ve 7.-9.yüzyıllar arasında İslam ülkeleri ile girdikleri ticaret ilişkisi sonucunda yavaş yavaş müslüman olm aya başlamışlardır. Volga Bulgar Devleti, 1237 de M oğol-türk ordusu tarafından yıkılmış, başkent Bulgar şehri de yerle bir edilmiştir. A ltın-o rdu e g e menliği altındayken Volga Bulgar halkının büyük bir çoğunluğu m üslüman olmuştur. Altın-Ordu yıkıldıktan sonra kurulan Kazan Hanlığı (15. yüzyıl başı), bugünkü Çuvaş topraklarını da içine almaktaydı. Kazan Hanlığı nın 1552 de Rus çarı Korkunç İvan tarafından yıkılışından sonra, bölge Rus egemenliğine girmiş ve Bulgarlar da yavaş yavaş Hristiyan olm aya başlamışlardır. Çuvaş adına da ilk kez, bu döneme ait Rus kaynaklarında rastlanm aktadır. Çuvaş yazı dilinin başlangıcı, Rus egemenliği altındaki Çuvaşların Hristiyanlaşması için uğraşan misyonerlerin çalışmalarıyla sıkı bir ilişki içindedir. Ruslar, Incil i Çuvaşçaya çevirmeye çalışmışlar, m isyonerlere Çuvaşça ö ğ retebilmek için de Çuvaşça gramer kitapları hazırlamışlardır. İlk gram er k i tabı 1769 da hazırlanmış, ilk Çuvaşça kitaplar yılları arasında yayımlanmıştır. Kiril kökenli misyoner yazısı, kiliseye hizm et am acıyla k u l lanılmış, dinsel öyküler, kutsal kitaplar, din kurallarını öğreten kitaplar Ç u vaşçaya çevrilm iştir. Ekim devrimine kadar basılmış olan 564 kitabın n e re deyse yarısı dinsel içerikliydi (Benzing 1959: 843). 1 ör. GT öküz öküz =Çuv. v M r, GT beş beş =Çuv. pilîk.

20 18 Emine Yılmaz N. i. İl minskiy ve N. İ. Zolotnitskiy tarafından geliştirilen, Rus alfabesine dayalı Çuvaş yazısı karmaşık bulunduğu için uzun ömürlü olmamıştır. Bugün kullanılan ve fonem yazımına dayalı olan Çuvaş alfabesi, ünlü Ç u vaş eğitimcisi İ. Ya. Yakovlev tarafından 1872 de düzenlenmiştir (Benzing 1959: ). 19. yüzyıl ortalarına değin yazıya geçirilmemiş olmakla birlikte, çok zengin bir halk edebiyatı geleneği olan Çuvaşlar, modem edebiyatlarını da bu gelenek üzerine kurmuşlardır. Halk edebiyatı geleneği ile beslenen m o dem Çuvaş edebiyatı, Rus okullarında okuyan Çuvaş aydınlarının çok iyi bildikleri Rus edebiyatı etkisiyle gelişmiştir. Özellikle türkü türü açısından çok zengin olan Çuvaş halk edebiyatında, musallar, bilmeceler ve atasözleri^ de büyük yer tutuyor. Çuvaş halk e d e biyatı içinde epik şiir örnekleri bulunmayışı dikkat çekiyor. Bu özellikten ilk kez FinlandiyalI araştırmacı A. Ahlquist, Nachrichten über Tschuwaschen und Tscheremissen (1859) adlı kitabında söz ediyor: Çuvaş şiiri çok zengin ve çok güzel. Epik türküler ve büyü türküleri yok. Ancak b ü yü türküsü yerine geçebilecek jöm se leri^ var (Benzing 1959: 843). Benzing, Ahlquist in bu saptamasına, ve bir halk edebiyatı türü olarak epik şiirin Çuvaş edebiyatı içinde yer almayışına dayanarak, Uksak Timîr Pülere iini [=Aksak Tim ur un Biler Şehrini Alışı H akkında ^] adlı Çuvaş destanının, İbrahim Halfin tarafından 1822 de K azan da yayım lanmış olan Cengiz Han ve Aksak Timur un Yaşamı adlı Tatarca destanın bir uyarlaması olduğunu öne sürm üştür (1959: 843). Çuvaş sözlü halk edebiyatı ürünleri, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yazıya geçirilmeye başlanmıştır. A. A. Fuchs (1840), V. Sboyev (1851), S. M. Mihaylov (1853) ve N. İ. Zolotnitskiy (1871), N. İ. Aşmarin (1982, 1900), i. N. Yurkin (1898) ve G. Timofeyev (1896, 1901) tarafınyayımları özellikle söz edilm eye değer (Benzing 1959: Birinci dünya savaşının sonuna kadar, Çuvaş edebiyatında, Rusçadan yapılmış çeviriler büyük yer tutuyor. Simbirsk [Çuv. Ç îm pîr] Çuvaş o k u lunun kurucusu ve bugünkü Çuvaş alfabesinin düzenleyicisi olan İ. Ya. 2 bkz. Ceylan 1996b. 3 yu m sî ~ yum îs büyü; büyücü. Ы ^ Polorussov tarafından halk ağzından derlenmiş ve 1908 de Çuvaşça Benzing tarafından, yine kendi gramerinde yer alan Çuvaş alfaazırlanmış, Türkçe çevirisi ve bir sayfalık Fransızca özetiyle birlikte, Türk m Araşürmaları Yıllığı Belleten de yayımlanmıştır (Benzing 1947). TDAYB deki bu Çuvaşça ile ilgili makalelerinin toplandığı ve C. Schönig tarafın- 14П 5/кЛеп (Wiesbaden 1993: 132- vnnıi I y *" ulıyor. Destanın son yayını bu kitabın yazarı tarafından yapılmıştır, bkz. Ceylan 1996a.

21 Narspi 19 Yakovlev ve onun öğrencileri, Rusçadan çok sayıda çeviri yapmışlardır. A. S. Puşkin, L. N. Tolstoy, M. Yu. Lermontov ve N. A. N ekrasov un şiirleri, 1. A. Krilov un masallan, S. T. Aksakov un öyküleri, Andersen masalları ve Rus eğitimcisi K. D. Uşinskiy in okul kitapları Çuvaşçaya çevrildi (B enzing 1959: 844, Yumart 1974: ). Bu çeviri yayım lar, m odem Ç u vaş edebiyatı için çok önemli bir temel olmuş, K. V. İvanov un Narspi öykü-şiiri de bu temel üstünde fakat halk şiiri geleneğinin bir devamı olarak ortaya çıkmış ve bugüne dek Çuvaş şiirinin klasiği olarak süregelmiştir içerik İncelemesi Konu 3. NARSPİ Çuvaşların eski köy yaşamlarını, inançlarını, geleneklerini, doğa ile olan ilişkilerini Narspi ile Setner in aşk öyküleri etrafında anlatan bu şiir, aynı zamanda, İvanov un tek sevgi şiiri. Babasının, yoksul ve yiğit S etner den ayırıp, zengin ve yaşlı Tîhtam an la zorla evlendirdiği güzel N arspi nin ö y küsü, geleneksel Türk toplum una hiç de yabancı değil. Güzel ve büyük Silpi köyünün ve bu köyde yaşayan Çuvaş insanının gündelik yaşantısının betimlenmesiyle başlayan şiir. Sarı Hîr başlığıyla, öykünün kadın kahramanı güzel N arspi nin ve zengin ailesinin tanıtılmasıyla devam eder. Narspi yalnız güzelliğiyle değil, becerileri, neşesi, sevinci ve iyi huyuyla da ailesinin ve köyün bir tanesidir. Köyün en zen gini olan ve en güzel evinde oturan ailesi onu el üstünde tutar ve bir dediği iki edilmez. A ncak gelinlik yaşına gelip de evlenmesi söz konusu o ld u ğunda kendi görüşünün hiçbir değeri olmaz. Zengin baba Miheter için kızına layık görebileceği tek erkek yine kendisi gibi zengin bir erkektir ve yaşlı olmasının hiçbir önemi yoktur. Anne de baba gibi düşünmekte ve kızının duygularını dikkate almamaktadır. Narspi ise genç, yakışıklı fakat yoksul bir dul kadının oğlu olan ve atından başka hiçbir şeyi bulunm ayan Setner ile gizli gizli görüşmeye devam etmektedir. Sonuçta, bütün ağlayıp sızlamalarına karşın Narspi ailesi tarafından zorla yaşlı Tîhtam an a verilir; nişan ve düğün yapılır. Şiirde çok ayrıntılı anlatılmış olan düğünün bir gece öncesinde Narspi ve Setner kaçarlarsa da köyün yanındaki büyük orm anda uyuyup kaldıkları bir sırada yakalanıp geri getirilirler. Bu kaçış olayı güveyiden gizlenir ve hiç bir şey olmamış gibi düğüne devam edilir. Bu durum şiirde 912. A kî tuy ta éakì tuy. Bak düğün, işte düğün Pısîk tuy ta pîsîk tuy! Büyük de bozuk düğün!

22 20 Emine Yılmaz dizeleriyle anlatılır. Sonunda Narspi komşu köy H uşîlka ya gelin gider ve yeni bir hayata başlar. Genç ve güzel karısını kıskanan ve bir an önce yaşlanmasını isteyen Tîhtaman onu ilk günden başlayarak sürekli kırbaçla d ö ver. Şiirde yaşlı TîhtamanTn psikolojisi şöyle anlatılır: Hine, hine, Tîhtaman, Döv sürekli Tîhtam an, Sanran, sam rîk an kultîr! O senden genç kalmasın! Asaplantar, Tîhtam an, Eziyet et Tîhtam an, Narspi çasrah vatîltîr! Hemencecik yaşlansın! Tîhtaman ın eziyetlerine ve Setner den ayrı kalmaya dayanam ayan Narspi bir akşam Tîhtaman ın çorbasına arsenik katarak onu öldürür ve iki köyün arasındaki ormana kaçar. Setner in bulmak um uduyla köye gitm e ye çalışırken karanlık, yağmur ve fırtına nedeniyle ormanda kaybolur. Narspi nin ormanda korku ve vicdan azabıyla boğuşmasını anlatan bölüm şiirin en içten ve en etkileyici bölümüdür. Örneğin; Vîrman tata hıtîrah. Orman daha da kötü, Şavlat, yîret, ahîrat. Gürlüyor, bağırıyor Turî sırlah, an pîrah! Tanrım, acı, bırakma! Ahîrsaman huskalat! Kıyametler kopuyor! Tîhtaman ın evde ölü bulunmasıyla Narspi nin kaçtığı anlaşılır. Olay kısa sürede Silpi köyünde duyulur. Narspi yi bulmak um uduyla orm ana koşan Setner sonunda korku içindeki Narspi ile karşılaşır ve bu karşılaşma üzerine rüzgar bile diner: İki savni pirleşsen. Aşıklar kavuşunca, Pusne tayrî vat yuman. Meşe başını eğdi rtr-ik taphîr sil virsen. Rüzgar bir kez esti de, Şîp lîplançi sîm vîrman. Sonra tümüyle sustu. İki sevgili Setner in evine gider. Ancak bunu duyan anne ve babası geerek Narspi yi götürmek ister. Narspi bu kez karşı koyarak S etner le k a lır. Anne ve baba kızlarına beddualar ederek evlerine dönerler: Pıtır, tipîr sakînta. Mahvol, kuru burada, Tjpir hîrîk turat pek! Kupkuru dallar gibi! 48. Şîm m îr-şakkîr sîriççen. Kemiklerin çürüsün, Asaplanîr yıtî pek! Acı çek köpek gibi!

23 Narspi 21 Öykü aynı gece, Setner ve Miheter ile karısının köye gelen hırsızlar tarafından öldürülmesiyle, beklenmedik bir biçimde sona erer. Aslında öykünün kurgusu sebep-sonuç ilişkisi bakımından son derece zayıftır. Öykünün sonundaki felakete, Narspi nin zorla evlendirilmesinin değil, hırsızların neden olması, İvanov un vermek istediği mesajı desteklem e mektedir. Narspi büyük bir acıyla, donmuş gibi bir süre ölülerin başında bekler: K îtîr-kîtîr arman çuli. Sanki değirmen taşı, Ç îre sinçe avîrat. Yüreğinin üstünde Arman çulî ayînçe. Ve altında bu taşın, M îskîn çîre su rîlat. Yüreği lime lime. Ardından Narspi yürüyerek köyden uzaklaşır. Artık yaşaması için bir sebep kalmadığını düşünür; köyün dışında bir tarlada, kendini bir meşe a- ğacına asarak hayatına son verir. Köylüler onu öldüğü yere gömerler ve mezarı bir ziyaret yeri haline gelir: H al te pulin Silpire, Şimdi bile Silpi de, A sîn assî m îskîne. Hatırlanır zavallı Yalan, sum îr sum asan. Yağmur yağm azsa eğer, Şıv sapassî tîprine. Sularlar toprağını. Kendi ölümü pahasına Tîhtam an la yaşamaya başkaldıran Narspi ile, daha öğrenci iken çarlık düzenine karşı verilen mücadelenin içinde yer alan ve bu uğurda çektiği sıkıntılarla yirmi beş yaşında verem den ölen K. V. İvanov, birbirlerine çok benziyorlar. İvanov un şiirde anlattığı Silpi, gerçekte, kendi çocukluğunu geçirdiği Slakpus köyüdür. Konstantin İvanov adlı kitaptan öğrendiğimize göre (bkz. KAYNAKÇA), Slakpus köyü Kiremet dağının eteklerinde yer alır. Dağın eteğindeki beyaz taşların aralarından pınarlar fışkırır. Bunlardan biri de, köye adını veren Slak suyudur. Bu pınarlar, oluklar boyunca çağlayarak akar. Köye ilk kez gelen bir insanın, pınarların sesini değirmen sesi sanabileceği belirtilir. Köyün doğusunda büyük, kara bir orman, ortasında ise yeni yapılmış bir kilise vardır. Burada Çuvaşlar çiftçilik yapar, çizme dikip satarlar. Slakpué tan üç suhrîm uzaklıkta, İvanov un şiirindeki köye adını veren Silpi çayırı başlar. Şairin bu köydeki yaşamı, öyküde, T îh tam an ın yeğeni olan küçük Sentti ile verilmiştir. Çuvaş edebiyatının en ünlü şiiri ve modern Çuvaş şiirinin klasiği sayılan Narspi, Rusçaya (beş kez), Başkurtçaya, Tatarcaya, M ariceye, U krayncaya,

24 22 Emine Yılmaz Mordvinceye, Bulgarcaya, Udmurtçaya, Azericeye, Macarcaya, 51ф-Н1гvatçaya ve İtalyancaya çevrilmiştir.^ Çevrildiği her dilde hayranlık u y a n dıran Narspi şiirinin Bulgarcaya çevrilmesi nedeniyle A. Todorov şunları söyler: Biz Bulgar yazarları, 1956 yılından başlayarak, Çuvaş yazarları ile hep dostluk içinde olmaya, Çuvaş edebiyatını kitaplarım ızda tanıtm aya çalıştık. Bulgar yazarları, Çuvaş yazarlarının ürünlerini Bulgarcaya çevirmeye başladı. Bu ürünler arasında, Çuvaş ulusal şiiri Narspi, uzaklarda bir yıldız gibi parlar (İvanov 1990: 86). Narspi nin yazılışından yaklaşık elli sene sonra V. A. D olgov un yazdıkları, bu şiirin neden bu kadar çok okunduğuna ışık tutuyor: Ünlü şiir Narspi yazılalı neredeyse yarım yüzyıl oldu. Okuyanların yüreklerinden çıkmıyor. O, halkın yüreğine, gönlüne gittikçe daha çok işliyor. Neden böyle? Niçin herkes Narspi yi severek okuyor? Çünkü İvanov un yazdığı Narspi yi yaşam yarattı. O, yaşamla büyüdü, yaşamla yürüyor. Onun temeli hüm anizmdir (İvanov 1990: 83) Dil ve Anlatım K. V. İvanov un anlatımında, en belirgin özellik doğrudan anlatımı y e ğ lemesi ve sembollere başvurmamasıdır. Örneğin: 624. PursTn süselli çarşav, İpek saçaklı perde, 625. Maççaranah sullanat. Yukarıdan sarkıyor Hirlî çarşav hısînçe. Perdenin arkasında, 627. Pirkençikpe hîr larat. Duvaklı kız duruyor Hîr larap te, hîr yîret. Kız oturmuş ağlıyor, 629. Pîrkençîkne sîklem est. Duvağı kaldırmıyor Hîr summisem yurlasa. Şarkıların sesinden, 631. Unîn sassi iltînmest. Hıçkırık duyulmuyor. A. Röna-Tas, Narspi nin Macarca çevirisine yazdığı sonsözde (Bede 1977) bu özelliği şöyle ifade ediyor: İvanov un dili kristal gibi temiz, gerçek şiir dili. Şiirlerinde, özellikle düşünülerek kullanılmış sözcükler yok. İvanov için, yalancı sanatın, kurnaz sözcüklerin ardına gizlenmek çok yabancı bir şey. İvanov un şiirlerinde, çok yerde, Çuvaş halk türkülerinden alınmış örnekler var. Bu nedenle de çok özgün bir dil... 5 AÜ DTCT Türk l.ehçeleri Bölümü nde öğretim görevlisi olan Yuriy V asiliyev, K. V. vanov un yüzüncü doğum yıldönümünde, bu şiirin Yakutçaya da çevrildiğini belirtmiştir.

25 Narspi 23 Şiirde sıfatlara çok yer verilmemiştir; kullanılanların da daha çok basit sıfatlar olduğu görülüyor: ır î surkunne güzel ilkbahar, a slî yal b ü y ü k köy, mattar kaççisem yiğit delikanlılar vb. İvanov un aynı zam anda ressam olm asına karşın, şiirinde bu özelliği pek hissedilm iyor. Betim lem e ler çok yalın biçimde ve eylemlerle anlatılmış. Her şey hareket halinde: 65. Tırî şıvîn îşînçe, 66. Kî vak pîlît yavînat. 67. Vatî yîmra tayîlsa, 68. Tîsne pîhsa savînat. Berrak suyun içinde. Mavi bulut kıvrılır. Koca söğüt eğilir. Yansısına sevinir. Eylemlerin en çok ulaç biçimi kullanılmış. Bu da şiire sürekli bir h areket, canlılık ve süreklilik sağlar. Eylemlerin çok kullanılması, doğaya b a ğımlı, göçebe bir toplumun izlerini yansıtır. Şiir bu özelliğiyle eski Türk halk şiirine yaklaşır: 716. Untan şurî suhaine, 717. Kîvak süsne yakatsa, 718. U ksa sine, sukkîrsker, 719. P îhrî kusne çakîrtsa K hsa tîçî-tîçî te, 721. Şur suhaine yakatsa, 722. Kalarî vîl yeripe, 723. K arçîk yenne savrînsa: Sonra ak sakalını. Saçını sıvazlayıp. Paraya bir kör gibi. Baktı gözünü açıp. Bakıp durdu, durdu da. Sakalını okşayıp. Konuştu yavaş yavaş. Yaşlı kadına bakıp: Doğa sürekli insana benzetilerek ve kişileştirilerek anlatılır: 17. Hîl k ussulî şavlasa, 18. Yuhsa kayrî sırm ara. 19. Açi-pîçi vılyasa, 20. Çupsa süret uramra. 25. Tîttîm vîrm an çîrîlet. 26. Yeşîl tum tir tîhînat. 27. Seéenhir te yeşeret. 28. İlem îpe m uhtanat. 61. Sırma yuhat kîrlese, 62. Aslî yalîn éumìpe. 63. Hîvel, tîrî tîrlese, 64. V ılyat unîn şıvîpe. Kışın gözyaşlarıdır. Akıp giden ırmakla. Sokaklarda, her yerde. Şimdi çocuklar oynar. Kara orman dirilir. Yeşilleri giyinir. Bozkır bile yeşerir. Görkem iyle övünür. Bir ırmak gürüldüyor. Büyük köyün yanında. Güneş nakış işliyor. Oynayıp sularıyla.

26 24 Emine Yılmaz Bu özellik bir rastlantı olarak görülmüyor dizeyle başlayan d ö rtlükte, insanın doğanın efendisi olarak betimlenmesi, bunun ipuçlarını veriyor: 101. Sakı sutî tinçere. Bu aydınlık dünyada, 102. Vîyli suk ta etemren. İnsandan güçlü yoktur Şıvsem sinçe, sìr s1nçe. Suların ve yerlerin, 104. Husa pulsa vîl tîrat. Tek efendisi odur. Fakat, bu kadar güçlü olan insan da kendi doğasına esir. Buraya kadar doğayı anlatan şair, bundan sonra insanı anlatmaya başlıyor ve öyküye asıl buradan geçiliyor: 105. Ançah vîylî etem te. Fakat güçlü insan da, 106. Hîy tinçine pîhînat. Kendi nefsine esir Uksapala ereheh. Para ve şarap ile, 108. Sınna îsran kîlarat. Yoldan da çıkabilir. Sarı Hîr [Sarı Kız[ bölümü ile birlikte (161. dizeden itibaren) artık in sanın betimlenmesine geçiliyor. Bu bölümde, önceki bölüm ün tersine insan doğaya benzetilerek anlatılır: 161. Yeşil kuıîk huşşinçe. Yeşil çimler içinde, 162. Sap-sarî çeçek üset. Sapsarı çiçek büyür Aslî Silpi yalînçe. Büyük Silpi köyünde, 164. Narspi yatlî hîr üset. Narspi adlı kız büyür. Şairin ressam oluşuyla bağdaşmayan bir özellik de renklerin az kullanımı. Yalnız ak, kara, yeşil, kırmızı, mavi, sarı, ala gibi ana renkler kullanılm ş ve bunların da sayısı çok değil: yeşîl tumtir yeşil elbise, kîvak pîlît mavi bulut, hura vîrman kara orman, sa p -sa rî çeçek sapsarı ç iç e k Anlatımda çok dikkat çeken özelliklerden biri de yansıma sözcüklerin sık kullanımıdır: yîltîryaltîr ışıl ışıl, şîltîr şaltîr çıngır çıngır, şînkîr şîn- yapîrt yaldır yaldır, çînkîr çankîr şıngır şıngır, тгъ гга/- m ırıldanmak, şavla- gürlem ek, şîhîr- ç a ğ la m a k, Г ^ Т а çıkararak yürüm ek vb. Yansımalarda ağırlıklı o ara uyulan f ve j sesleri S. A. Laşman ın, şiiri çıngırak sesine benzetmesini haklı kılar: Gümüş bir çıngırak sesi gibi çıngırdayarak akıyor ons antın ın şiiri. Şiirin her sözü güzel, açık, yerinde ve etkileyici. Şim - lye dek ışıtılmediği kadar yürek coşturucu... (İvanov 1990: 70).

27 Narspi 25 Şiire hareket ve canlılık sağlayan öğelerden biri de karşılıklı konuşm a lardır. Bu özellik Atte-Anne [Baba-Anne] başlıklı bölümle birlikte (1738. dizeden itibaren) iyice yoğunlaşıyor. Bir dörtlük karşılıklı konuşm a biçiminde ikiye ayrılabiliyor: Karçîk Yaşlı Kadın Av tata mîn kalasat! Bak işte ne söylüyor! Savnî hîm e itle-ha! Bak sevgili kızına! M iheter Miheter Siti, karçîk, vulaşma. Yeter, kadın, konuşma H îr sîm ahne itler-ha! Kız konuşuyor, dinle! İvanov un Narspi ile Çuvaş diline kazandırmış oldukları en iyi K. V. Pıta tarafından özetlenmiştir: İvanov, Narspi yi yazarak Çuvaş dilinin güzelliğini ortaya çıkardı. Çuvaşça, yoksul bir dil olarak bilinirken, Narspi şiiri ile, Çuvaşların tüm yaşamı, sevinçleri, kederleri, sevgileri anlatılam ayacak bir güzellikte ortaya konuldu. Böyle bir şiir, Çuvaş edebiyatında bir daha yazılmadı. îvanov, Çuvaşça ile neler yazılabileceğini gösterdi (İvanov 1990: 30) Kültürel Öğeler İçerikle ilgili önemli bir özellik de bilmece, atasözü, büyü duası, türkü gibi halk edebiyatı ürünlerinin şiire yerleştirilmiş olmasıdır. V. Ya. Kanyukov, İvanov un sanatını bu açıdan Puşkin le karşılaştırır: İv an o v un lirik ve epik şiirlerinde, Çuvaş kültürünün çok önemli bir dönemi başlıyor. Puşkin gibi, İvanov da eserlerine halk türküleriyle bilmeceleri sokuyor, Çuvaş edebiyatında ilk kez bilmeceleri şiire yerleştirip işliyor (İvanov i 990: 74). Şiir, bu açıdan karşılaştırmalı halkbilimi araştırmaları için önemli bir kaynaktır: 207. Süs hürellî hurm yıtî, İp kuyruklu çelik it, 208. Pîr kîret te pîr tuhat. Bir girip bir çıkıyor. (Bilmece: iğne) 241. Çîn sîm ahîn suyi suk. Doğru sözün yalanı yok (Atasözü) «Sitm îl tinîs leş yençen, "Yetmiş deniz öteden, Kilet karçîk Şapatan. Gelir yaşlı Şapatan.

28 26 Emine Yılmaz Vır, sur, karçîk yaşkana Üfür, tükür, çorbaya Pîttir usai Tîhtaman! Ölsün kötü Tîhtam an! (Büyü duası) Utmîl tinîs uttinçe. Altmış deniz adasında, Larat, siket, yîs pukan. Sıçrıyor bakır Pukan, Sikeh, sikeh, yîs pukan, Sıçra da bakır Pukan, Fittîr usai Tîhtaman! Ölsün kötü Tîhtam an! (Büyü duası) 596. «Mînşîn şîppîn laratîr, Ne kadar sessizsiniz, 597. Mînşîn şîppîn laratîr? Ne kadar sessizsiniz Şîppîn-şîppîn larmaşkîn. Böyle sessiz durulmaz, 599. Şîpçîk çîppi mar epir» Kuş yavrusu değiliz. (Halk türküsü) «At îr kayar sulpala. Gel gidelim yol boyu Kurka tulli pılpala...» Kupam ız balla dolu... (Halk türküsü) İvanov un şiirindeki halk edebiyatı geleneğinden M. Ya. Sirotkin de söz eder: Narspi şiiri, İvanov un en ünlü şiiri. Narspi nin acılı yaşamı, sıcak yüreği, onu, öbür kardeş halkların büyük yazarları ve şairlerinin çizdiği olumlu kadın tipleriyle akraba yapıyor. İvanov un şiir yeteneği, Çuvaş halk edebiyatı kaynağından beslenmiş, modern Rus edebiyatı etkisiyle g e lişmiştir. İçeriğiyle, biçimiyle, fikirleriyle, halk yığınlarının düşünce ve ru hunu derinden işleyen Narspi, Çuvaş edebiyatının dilini zenginleştirm iştir (İvanov 1990: 72-73) İvanov, özellikle düğünü anlattığı bölümde, sık sık Çuvaş geleneklerine de göndermeler yapmıştır. Aşağıdaki alıntılarda italik olan bölümler bu göndermelerle ilgili örneklerdir: 972. Tepîr kunne uramra. Ertesi gün sokakta, 973. Turîs yalta vîy-killi. Vîy-killi de yapıldı. vîy-killi: Çuvaş geleneklerine göre, gelinin, kocasının ailesiyle karşılaştığı yerde yapılan eğlencenin adıdır Şıy-şur puslpuslasan, Şıv-şur p u s î başlayıp, Tîttîmççeneh sikrfs te. Akşam a dek oynandı Tîhtam anpa Narspiye, Tîhtam an la Narspi kız Hive hupns kîlete. Odaya kapatıldı.

29 Narspi 27 şıv-şur p u s î pusla-: Çuvaş geleneklerine göre gelin ve güveyiyi su başına götürmeyi ifade eden bir deyim. Şiirde, pek çok bölümde, Çuvaşların eski Şam anist gelenekleriyle, g ö rece yeni inançları olan Hristiyanlığın gündelik yaşama nasıl bir sentezle yansıdığına ilişkin örneklere rastlanabilir: 508. T uyne-pusne pusliççen, 509. Aval çîvaş yìl ipe, 510. V atti sene asınsa, 511. T ıkar éìkìr-tìvarne: 512. «Vat attesem, annesem, 513. Irî kurîr sîtm ahra Pirin sîkîr-tîvarsem, 515. Pulççîr sirîn umîrta Simik kunî yîlipe, 565. Sinsem munça kîressî Sim îk kurîkîpele, 567. Sansurîm ne hîrtessî (Vat attesem, annesem, 569. Sapla huşsa hîvarnî.) 570. Sapla payan çîvaşsem, 571. Munça kirse tasalnî Pülîh, hîф an, sut tînçe, M ana savsa tîratçîs Kîvak-huppi, sut-hîvel, M ana tupîş paratçîs. Başlatmadan düğünü, Budur Çuvaş töresi. Hatırla yaşlıları. Dağıt tuzu-ekmeği. Yaşlı anne-babalar. Kutsayınız cennette. T uzumuz-ekm eğim iz. Bulunsun önünüzde. Şim îk geleneğiyle. Herkes banyo yapıyor. Şimîk otları ile. Vücudunu ovuyor. (Yaşlı anne-babalar. Böyle buyuruverdi) Çuvaşlar da banyoya. Girip tertem iz oldu. Pülîh, hîrpan, bu dünya. Beni her zaman sevdi. Kîvak-huppi ve güneş. Bana iyi davrandı. İçerikle ilgili olarak dikkat çeken bir özellik de Çuvaş insanının yaşamı algılayışı ile ilgili ayrıntılara yer verilmesidir. İvanov, zaman zaman sevgiyle eleştiren, hoşgörüyle yol gösteren bir üslupla Çuvaş insanına seslenir: 129. «Numay îs'le, numay éi Hıtî tarla, hıü îs!» 131. Ereh tesen, îs smni N ihîşî te tirkemest. Çokça çalış, çokça ye. Çokça terle, çokça iç! Şarap dersen Çuvaşa, Reddedemez onu hiç.

30 28 Emine Yılmaz 133. «Vîhîçîpe îslipir Vîhîçîpe îsîpîr Kilte îsm e pulmasan, 136. Kürşî patne kîrîpîr Kürşîn îsm e pulmasan, 138. Uyranne te îsîpîr Uyranî te pulmasan, 140. Turî parassa kîtîpîr 145. întî, üsîr çîvaşsem, 146. Urîr sine tîrîr-ha 147. Yem-yeşîleh stil tusem, 148. Şıv ta çaknî sırmara Ey, piççesem, tîrîr-ha Urlî-pirlî pîhîr-ha Aka pusne tiirletes Urapuna tirpeyles. Vakti gelir çalışır. Vakti gelir içeriz. Evde içkimiz yoksa. Komşulara gideriz. Yoksa içki komşuda. Ayranla yetiniriz. Ayran da olmayınca Tanrım ızdan bekleriz. Haydi sarhoş Çuvaşlar, Kalkın artık ayağa! Yemyeşil yüce dağlar Su çekilmiş ırmakta. Ey kardeşlerim kalkın! Sağa sola bakının! Çalışmak gibi var mı? Tamir et arabanı. Krueger, İvanov un bu şiirle, çarlık düzeni içindeki eşitsizliği sorguladığı görüşündedir (1961: 211). Bu eşitsizlik şiirde, Miheter ve Tîhtam an ın temsil ettiği zenginlik ve atından başka bir şeyi olmayan Setner in temsil ettiği yoksullukta somutlaşır. Yukarıda yer alan son iki dörtlük, eleştirilen çarlık düzeni içinde, Çuvaş halkını özgürlük ve eşitlik için savaşmaya çağıran bir öncünün de sesidir aynı zamanda Biçim İncelemesi Nazım Birimi 2097 dizelik bir öykü-şiir olan Narspi, bu yayımda kullanılan metnin a- hndığı kaynakta* yirm işer dizelik bentler biçiminde verilmiş olm akla b irlikte, uyak düzeni gözönüne alınarak dörtlüklere ayrılmıştır. Ayrıca, bu şiirin, Krueger tarafından Chuvash M anual'dc (1961: , ) yayımlanan çok küçük bir bölümünde de nazım biriminin dörtlük olduğu görülm ektedir. 6 Урал сасси =zural sassi=t/ra/ 5 e j(, Mayıs 1990, no: 8, Pelepey-Başkort ASSR. olduğu 07^Г gazetesinin, K. V. İvanov un 100. doğum yıldönümü nedeniyle çıkarmış

31 Narspi 29 Ancak şiirin dört yerinde nazım birimi farklıdır. 289, 290 ve 291. dizeler bir üçlük oluşturur. Çünkü, ilk dize yerine, alındığı kaynakta sıra n o k talar görünür: 289. Ikî vîylî alli pur Tîşm an pusne pîterm e, 291. Vîri vut pek siili pur. 912 ve 913. dizeler ise ikilik oluşturur: 912. Akî tuy ta sakî tuy Pısîk tuy ta pîsîk tuy! Bir dörtlük de karşılıklı konuşma biçiminde ikişer dizeye ayrılmış: Karçîk Av tata mîn kalasat! Savnî hîm e itle-ha! M iheter S itî, karçîk, vulaşma H îr sîm ahne itler-ha! Nazım birimi açısından, şiirin, eski Türk halk şiiri geleneğiyle uyum i- çinde olduğu görülüyor. Eski Türk halk şiirinde, nazım biriminin dize ve ikilik olduğu görüşleri de ileri sürülmüş olsa da, yaygın kanı Türk şiirinde asıl birimin dörtlük olduğudur. Ancak Türk şiir geleneğinde, nazım biriminin dize, ikilik, üçlük, beşlik olduğu ürünler de vardır (Dizdaroğlu 1969: 25, T. Tekin 1989: VIII) Ölçü Şiirde, hece ölçüsünün Türk halk şiirinde en çok sevilen duraklı, yedili kalıbı kullanılmıştır. Türk halk şiirinin en eski örneklerinin b u lu n duğu D îvânü lu ğ â ti t-türk'ie de en çok bu kalıp kullanılmıştır (Dizdaroğlu 1969: 26, T. Tekin 1986b, 1989). İvanov un bu şiirinde, ölçüye büyük bir çoğunlukla uyulmuş, zaman zaman sekiz heceli dizeler de kullanılmıştır: 11. Sivî kuséulìpe yîret/ 49. Aslî uram ürîşşîpe/ 51. Uram ikî ayîkkipe/ 70. Starik larat vîltapa vb.

32 30 Emine Yılmaz Yedi heceli dizelerde 4+3, sekiz heceli dizelerde 4+4 durak uyak d ü z e nine büyük ölçüde uyulmuştur. Bunun yanında duraksız dizeler de g ö rü lüyor; 107. Uksapala ereheh, (4+3=7) 338. Hîysen puyanlîhîpe, (yedi heceli, duraksız) 494. Turî pürsen sıvî pulsan, (4+4=8) 11. Sivi kussulipe yiret, (sekiz heceli, duraksız) Uyak Düzeni Krueger (1961: 211) şiirin uyak düzeninin abab olduğu görüşündedir. Dörtlüklerin yarıya yakını gerçekten de bu düzenle yazılmıştır. Ancak yine yarıya yakınında abcb ve çok az bir bölümünde de abac, aaba, aabb, aabc, abcd düzenleri görülüyor. Uyak düzeniyle ilgili örnekler şu şekildedir; abab 1. Puş uyîhin vis'inçe, 2. Hîvel pîhrî îşîtsa. 3. Silpi çîvaş yalînçe, 4. Yur irîlçî vaskasa. abac 101. Sakî sutî tînçere, 102. Vîyli suk ta etemren Şıvsem sinçe, sìr sinçe, 104. Husa pulsa vîl tîrat. aabb 141. Kalîm irtet, yur pîtet, 142. Surhi suha ta sitet Çîvaş çasah urîlm ast, 144. M uhmîr irtse kayaym ast. abcd 340. An üpkeleşsem, Setner, 341. M înşîn sınna üpkeles? 342. îsta tarsa kayas-ha, 343. Puyan atte-anneren.

33 Narspi 31 abcb 41. Silpi yalî puyan yal, 42. Larat vîrm an îşînçe. 43. Kantur pekeh surçîsem, 44. Vat yîm rasem ayînçe. aaba 133. V îhîçîpe îslîpîr, 134. V îhîçîpe îsîpîr Kilte îsm e pulmasan, 136. Kürşî patne kîrîpîr. aabc 189. V îyîsençe un sassi, 190. Kayîk sassi yevîrlî A hîltatsa kulnî çuh, 192. Sirîp sın ku temelle Uyak Değeri Yine eski Türk halk şiiri geleneğinde olduğu gibi, dize sonlarında, ç o ğunlukla, gerçekte ses benzerliği (asonans) denilebilecek yarım uyaklarla yetinilmiştir. Az sayıda tam uyaklı dizelere de rastlanır: 33. Süite, pîlît ayînçe, 34. Tîri yurri iltînet. 35. Sem se kurîk ^iyînçe, 36. Putek-surîh sikkelet. 21. Kilçî ırı éurkunne, 22. Kilçî, yaçî îşîtsa. 23. Hîvel savat tînçene, 24. Hîl lyhinçen vîratsa. Gerçekte çoğu durumda, ses benzerliği yalnız rediflerle sağlanmıştır. U- yak hiç yoktur: 69. Akî kîper siyînçe, 70. Starik larat vîltapa. 71. Y îpîrt-yapîrt pulline, 72. Ultalasşîn îm anpa.

34 32 Emine Yılmaz Pek çok dörtlükte, en eski Türk şiirini anımsatacak biçimde, dize başı ses benzerliği ve uyaklardan yararlanılmıştır : 564. S imik kunî yîlipe, 565. Sinsem munça kîressî Sim îk kurîkîpele, 567. Sansurîm ne hîrtes'sî Ançah vîl ta vılyama, A ptîrarî inkîşpe Aptîrasa urama, Tuhsa kayrî laşipe Türü Krueger, bu şiirin epik bir şiir veya bir saga^ sayılamayacağı, en iyi ad landırmanın romance* olacağı görüşündedir (1961: 211). Eski Türk halk şiiri geleneğiyle karşılaştınidığı zaman, N arspi nin, n a zım birimi, dörtlük sayısı ve ekseninde bir olay bulunması açısından destan türüne yakın olduğu söylenebilir. 7 T. Tekin e göre, eski Türk halk şiirinde iki tür uyak geleneği var. Biri, Moğol şiirinde de görülen dize başı uyak geleneği, diğeri de D ıvânii lu ğ â ti t-tiirk'leki en eski Türk halk şıırı örneklerinde görülen dize sonu uyak geleneği (1986a: 7, 1989: X). Arat, eski Türk şiirinde, aynı dizede ve şiirde, her iki uyak türünün de kullanıldığı örnekler veriyor ( ). Ancak, Arat, dize başı uyak geleneğinin daha eski olduğunu, bunun da eski Tiirkçede vurgunun söz başında olmasından kaynaklandığını, sonradan vurgunun söz sonuna kaymasıyla dize sonu uyağın ortaya çıktığını düşünüyor ( 1986: 8 Eski İskandinav öyküsü veya masalı; eski zamanlara ait öykü. omans. Sekiz mısralı kıt alardan örülü bin İspanyol şiiri türü. Dokunaklı ya da âşıkça ır şarkı çeşidi, Romansero, romançero ve romans antolojisi terimleri de kullanılıyor (Akalın 1984).

35 Narspi KAYNAKÇA AKALIN, L. S.: Edebiyat Terimleri Sözlüğü, Varlık, İstanbul ARAT, R. R. : Eski Türk Şiiri, TTK VII. Dizi-Sa. 45^, 2. baskı, A nkara AŞMARİN, N. i.; Thesaurus Linguage Tschuvaschorum, 1-2 Kazan, 3-17 Çeboksarı, BEDE, A.: Narspi, Szép Leany, Konsztantin İvanov, Eger 1977 (Andrâs Róna-Tas in sonsözüyle). b e n z i n g, J.: Biler Şehrinin Fethi, Türk Dili Belleten III, 8-9, İstanbul 1947: ) b e n z i n g, J.: Die tschuwaschische Literatür, PhTF II, 1959: , Wiesbaden. BOMBACI, A.: T he Turkic Literatures. Introductory Notes on the History and Style, PhTF II, 1959, W iesbaden. CEYLAN, E.: Biler Şehrinin Fethi, Çuvaş Halk Destanı, Türk Dilleri A- raştırm aları 5, Ankara 1996a: CEYLAN, E.; Çuvaş Atasözleri ve Deyimleri, Çuvaşça-Türkçe/Türkçe- Çuvaşça Sözlük, TDAD 10, Simurg/ Ankara 1996b. DİZDAROĞLU, H.: Halk Şiirinde Türler, TDK 283, Ankara İV A N O V -Pârtta, K.V.: Narspi, в у ч а х Biblioteki 2 (14), Константин И ванов [=Konstantin İvanov], F otoal bum, Kandidat filologiçeskih nauk A. P. Huzangay, G. S. Samsonova, Çeboksarı 1990 (=İ vanov 1990). KRUEGER, J. R.: Chuvash Manual, Indiana University Publications, Uralic and Altaic Series, Vol. 7, Bloomington PAASONEN, H.: Çuvaş Sözlüğü, TDK С , Istanbul 1950 [=Csuvas Szójegyzék, Budapest 1908]. SERTKAYA, O. F.: Eski Türk Şiirinin Kaynaklarına Toplu Bir Bakış, Türk Dili, Türk Şiiri Özel Sayısı 1 (Eski Türk Şiiri), sayı 409, Ocak 1986: SİDOROVA, Ye. S.: Чувашский фольклор в творчестве к.в. ива- HOBa l=çuvaşskiy fol klor v tvorçestve К. V. İvanova=K. V. İ- v a n o v un Yaratıcılığında Çuvaş Folkloru] Çuvaşskiy yazık, literatura i f o l klop 1: , Çeboksarı 1972.

36 34 Emine Yılmaz SİROTKİN, М.Уа.:Чувашско-русский словарь [=Çuvaşsko-russkiy slovar =Çuvaşça- Rusça Sözlük], Moskva SKVORTSOV, M.İ.: Чувашско-русский словарь [=Çuvaşsko-russkiy slovar =fm vajfa- Rusça Sözlük], Moskva TEKİN, Ş.: Uygur Edebiyatının M eseleleri, Türk Kültürü Araştırmaları II (1-2), Ankara 1965: TEKİN, T.: İslâm Öncesi Türk Şiiri, Türk Dili, Türk Şiiri Özel Sayısı I (Eski Türk Şiiri), sayı 409, Ocak 1986a: : Karahanlı Dönemi Türk Şiiri, Türk Dili, Türk Şiiri Özel S a yısı 1 (Eski Türk Şiiri), sayı 409, Ocak 1986b: : XI. Yüzyıl Türk Şiiri, TDK 541, Ankara у р а л сасси f=ural sassi=ura/ 5csı], Nisan 1989, no: 30, Pelepey-Başkort ASSR. у р а л сасси [=ural sassi=ural Sesi], Nisan 1990, no: 7, Pelepey-Başkort ASSR. у р а л сасси [=ural sassi=ural Se^ı], Mayıs 1990, no: 8, Pelepey-Başkort ASSR.(Başkortostan gazetesinin, K. V. İvanov un 100. doğum yıldönümü nedeniyle çıkarmış olduğu özel sayı) YILDIRIM, Dursun: Çuvaşlı Şâir İvanov ve N arspi si, Akçağ yay, 1998: Türk bitiği, YILMAZ, Emine: Narspi, Çuvaşça Bir Aşk Ö yküsü, Scholarly Depth and Accuracy, Lars Johanson Armağanı, Ed. Nurettin Demir, Fikret Turan, Grafiker yay., Ankara 2002: YUMART, G. F.: Револю циччен чйвашла Kyçapnâ п о э з и [=Revolyutsiççen çîvaşla kusarnî poczi=devrime Kadarki Çuvaş Çeviri Şiiri], Çuvaşskiy yazık, literatura ifo T kio r 4: , Çeboksarı 1974.

37 НАРСПИ 1. Пуш уййхён вё9ёнче, 2. Хёвел пёхрё ёшатса. 3. Силпи чёваш ялёнче, 4. Юр и рёлчё васкаса. 5. Тусем, сёртсем хупхура, 6. Юрё кайса пётнёрен. 7. Тухать курёк çân-çâpa, 8. Хёвел хы тё хёртнёрен. 9. Сивё, хаяр хёл иртет, 10. Каять йёрсе, хурланса. 11. Сивё ку99улёпе йёрет, 12. Иртн ё кунш ён хуйх ёрса. 13. Путёксемпе, варсемпе, 14. Ç ём ёpёлce шыв кёрлет. 15. Анчах, мёнле йёрсен те, 16. Хёвел хёртнё9ем хёртет. 17. Хёл ку99у л ё шавласа, 18. Юхса кай рё ÇbipMapa. 19. А чи-пёчи выляса, 20. Чупса 9^рет урамра. 21. Килч ё ыр ё 9уркунне, 22. Килчё, я ч ё ёшётса. 23. Хёвел савать тёнчене, 24. Хёл ыйхинчен вёратса. 25. Тёттём вёрман чёрёлет, 26. Ешёл тум тир тёхён ать. 27. ÇeçeHxnp те ешерет, 28. И лем ёпе мухтанать. 29. Т ёрлё-тёрлё чечексен, 30. Ы рё шёрши сарёлать. 31. Пур 9ёрте те кайёксен, 32. Лайёх юрри ян ёрать.

38 36 Emine Yılmaz 33. Çyлтe пёлётайёнче, 34. Тари юрри илтёнет. 35. ÇeMçe курак 9ийёнче, 36. Путек-cypàx сиккелет. 37. Хай кётёвё патёнче, 38. Ача шёхличё калать. 39. Хырёмё пит вы9нипе, 40. Силпи ялнелле пахать. 41. Силпи ялё пуян ял, 42. Ларать варман ашёнче. 43. Кантур пекех 9урчёсем, 44. Ват йёмрасем айёнче. 45. Ялё тавра у к алча, 46. Çёнё 9атан укёлча. 47. Кив кап анлё анкарти, 48. Тёрлё 9имё9лё пахча. 49. Аслё урам тарёшшёпе, 50. Хама витнё 9урчёсем. 51. Урам икё айёккипе, 52. Ем-ешёлех сачёсем. 53. ÇypTceM тавра килкарти, 54. Чул хуме пек 9аварий. 55. Capâ хапха килсерен, 56. Ч ёнтёрленё тёраллё. 57. Силпи ялё аслё ял, 58. Хула тейён и н 9етрен. 59. Ахёр, кунти чёвашсен, 60. Мул ё пур-тёр 9ав вёсен. 61. ÇbipMa юхать кёрлесе, 62. Аслё ял ён 9ум ёпе. 63. Хёвел тёр ё тёрлесе, 64. Вылять унён шывёпе. 65. Тёрё шывён ёшёнче, 66. Кёвак пёлёт явён ать. 67. Ватё йёмра тайалса, 68. Тёсне пёхса савён ать.

39 Narspi Акё кёпер 9ийёнче, 70. Старик ларать вёлтапа. 71. Й ёпёрт-япёрт пуллине, 72. У лталасш ён ёманпа. 73. Ав ачасем 9ул емче, 74. Шывра ишсе 9уре99ё. 75. Пулё тытан ваттине, 76. Хирё9терм е пёле99ё. 77. Акё пёр 9ЫН кёперпе, 78. Ка9са пырать 9ырмана. 79. Çёpмa урлё ка9рё те, 80. Кёрсе кай рё вёрмана. 81. Çётмax пекех туйёнать, 82. Силпи чёваш ялёнче. 83. В ёхёт иртни сисёнмест, 84. Савёнё9л ё кунсенче. 85. Кайёк юрри, 9ын сасси, 86. Ян-ян ярать таврана. 87. ÇypKyHHexH хавас юрё, 88. Килсе кёрет хёлхана. 89. Урам т ёр ёх 9ыннисем, 90. Улпут пекех ута99ё. 91. Пурт хьф ёнче шавласа, 92. А чи-пёчисем вы ля99ё. 93. Нар пек хитре хёрёсем, 94. Акёшсем пек ута99ё. 95. Чёнк ёр-чанк ёр тенкисем, 96. Й ёлтёртатса пыра99ё. 97. Çöp 9ём ёрсе каччёсем, 98. Ташлать хапха ум ёнче. 99. П урёнё9сем, ах, аван 100. Аслё Силпи ялёнче Ç aкё 9ута тёнчере, 102. Вёйли 9ук та этемрен.

40 38 Emine Yılmaz 103. Шывсем 9инче, 9ёр 9инче, 104. Ху 9а пулса вёл тёрать Анчах вёй лё этем те, 106. Хёй тёнчине пёхёнать Ук çan ала эрехех, 108. ÇbiHHa ёсран кёларать Аслё калём эрнинче, 110. Мёнле чёваш ё9мен-ши?! 111. Тарён нухреп ёшёнче, 112. Мён чухлё сёра пётмен-ши?! 113. Ё9нё те çab, 9инё те, 114. Йёркипеле сикнё те Унсёр nyçhe еплелле, 116. Тёвас тетён npaçhhke? 117. Кун иртнё9ем урамра, ^сёр çbihcem нумайрах Kaç пулн ё9ем вёрмана, 120. Сасё кять хытёрах Ё9е-ё9е ка9алла, 122. Усёр чёваш ывёнать ÇypKyHHexH пылчёк та, 124. Канма çemçe туйёнать Выртать чёваш улпут пек, 126. Ш ухёш ламасть ё 9тине Пётём урам тёрёш ш ёпе, 128. Кёш кёрать х ёй юррине: 129. «Нумай ё9ле, нумай çh, 130. Хытё тарла, хытё ё9!» 131. Эрех тесен, ё9 çbihhh, 132. Нихёшё те тиркемест «Вёхёчёпе ё9лёпёр, 134. Вёхёчёпе ё9ёпёр Килте ё 9ме пулмасан, 136. Куршё патне кёрёпёр.

41 Narspi Куршён âçme пулмасан, 138. Уйранне те ё9ёпёр У йранё те пулмасан, 140. Typà парасса кётёпёр» 141. Калём иртет, юр пётет, 142. ÇypxH суха та çhtct Чёваш часах урёлм асть М ухмёр иртсе каяймасть Ёнтё, у'сёр чёвашсем, 146. У рёр 9ине тёрёр-ха! 147. Ем-ешёлех 9ул тусем, 148. Шыв та чакнё 9ырмара Эй пиччесем, тёрёр-ха, 150. У рлё-пирлё п ёхёр-ха Ака п у 9не турлетес, 152. У рапуна тирпейлес Сивё шывпа 9ёвёнсан, 154. Питне-ку9не тёс кётёр А вантарах апатлан, 156. Ака тума вёй кётёр Кулес ён тё лашана, 158. Тухса каяс акана Турё9ём, сы влёх пар, 160. Акнё тыррёма ёнтар! Сарё Хёр 161. Ешёл курёк хушшинче, 162. С ап-сарё чечек ^сет А слё Силпи ялёнче, 164. Нарспи ятлё хёр усет Пичё-ку9ё пит хухём, 166. Хирти сар ё чечек пек Икё ку9ё хуп-хура, 168. Икё хура шёр9а пек.

42 40 Emine Yılmaz 169. Явана99ё хьфалта, 170. Ç ивёт вёдё катрисем У тса-утса пына чух, 172. Ш анкартатать тенкисем Ку9ёсемпе п ахна чух, 174. К аччан чёри 9ёкл ен ет Çyxe тути кулнё чух, 176. Каччан чунё 9ем 9елет Хирти cap a чечеке, 178. Аша ку9па кам пёхм ё? 179. Ун пек лайах хитре хёре 180. М ёнле к а ч ч а юратмё? 181. Хёвел анса л арсан ах, 182. Питне 9ёвать, ш ёланать Вёййа ту х м а шёлкеме, 184. К ёкёрё 9ине 9акать Ш ёнкёр-ш ёнкёр теветне, 186. Хулпу99и у р л ё ярать Хёрлё пур9ён тутёрне, 188. Хёрле 9авёр са 9ыхать В ёйёсенче ун сасси, 190. Кайёк сасси евёрлё А хёлтатса кулнё чух, 192. Çиpёп 9ЫН ку тем елле Вёйё салан и ччен ех, 194. Савёнтарать сассипе И рхи9ёл тёр х ёп ар са, 196. Й ёл-йёл кулать ту п ер е Хёйён ашшё килёнче, 198. Нарспи канлё 9ЫВёрать Ы рётёл ёксем курса, 200. Т ёлёкре те савён ать Ирех тёрать, тум ланать, 202. Нарспи ё 9е ты тён ать.

43 Narspi E nypçâh ÇHn илет те, 204. Ю рла-юрла тёрё тёвать Е 9ёлеме ларать те, ёвви шёр9а пек пулать Сус хуреллё xyp9à йытё, 208. Пёр кёрет те пёр тухать Е пир тёртме ларать те, 210. Вылянтарать ёсине Е хулт ёрч à тытать те, 212. Ç nnne тирет 9ёррине Е сак 9ИНЧИ кушакё, 214. Питне 9ёва п у9ласан, 215. Апат хатёр хёнашён А лли-ури 9ём ёлран Аван иртрё пурёнё9, 218. Хёрён 9у л ё туличчен Ашшё килне хётана, 220. Ç ичё ютран киличчен Нарспи ашшё Михетер, 222. Çёpмe пуян пурёнать Вёл хёй хёрне юратать, 224. Н арспиёпе мухтанать «Ман хёр пекки камён пур? 226. К ам апурнё ун пек хёр? 227. Пушмак 9ук-и хёрём ён? 228. ÇypeT-и вёл тенкёсёр? 229. Силпи ялё ёмёрне, 230. Ун пек хёрсем курас 9ук! 231. Пёр чёваш та хёй хёрне, 232. М ихетер пек пёхас 9ук! 233. М ихетере мён 9итмен? 234. Мёнём 9ук-ши 9уртём ра? 235. Кёмёл тенкё, тёртнё пир, 236. Сахал-ш им-мён 9у-п9емре?

44 42 Emine Yılmaz 237. Т ы рё-пулатулли ех, 238. И ш ёлм ест-и кёлетре? 239. Çy, сёт-турах, càpa-пыл, 240. Тулли мар-и нухрепре? 241. Чан сам ахан суйи 9ук, 242. М ихетер ён мён 9итм ест? 243. Пётём я л та пёр пуян, 244. Ана никам 9итейм ест У нён 9урчё хула пек, 246. Кёрсен, витёр тухм а 9ук Х уралтисен тёрри н е, 248. Чёх-чёп вё9се 9и тм е 9ук Карташ ту л л и япала, 250. К упаланса вы рта99ё Кёлет тулли тыррисем, 252. Тёкёнас пек тё р а 99ё У рхам ах пек лашисем, 254. У тё-сёлё 9ие99ё У нён вы льёх-чёрлёхсем, 256. Пичёке пек 9у р е 99ё Тури касри 9ак кил-9урт, 258. А якранах курён ать Пирён ватё М ихетер, 260. Тивё9липе м ухтан ать ÇaK ы рё 9ЫН М ихетер, 262. Хёйён хёрне юратса, 263. А слё 9ёварни хы 99ёнах, 264. Хучё ёна 9ура9са Пулас т у я ялйышсем, 266. Тусеймесёр кёте 99ё: 267. Икё пуян пёрлешсен, 268. Шеп те пулё т у й! - тс99ё ÇHHçe х ё 9ан 9итё-ши? 270. Епле вёхёт ирттерес?

45 Narspi Çhmök кунё ин9е-ши? 272. Епле унчченех xj/cec? 273. М ихетерён килёнче, 274. Парне валли 9ёле 99ё Туйан хёватне сиссе, 276. Вёйран тухса ё9ле99ё Анчах Нарспи, cap à хёр, 278. Туй пуласран хурлан ать В ёрттён-вёрттён вёл йёрет Сетнер ятн е асёнать Ял вё9ёнче, тукасра, 282. Пёчёк9е99ё пурт ларать Амёшёпе 9ак пуртре, 284. Сетнер ача пурёнать Чипер ача Сетнер ён, 286. Пёр урхам ах лаши пур Ватё карч ёк ам ёш пур Вёри юнлё чёри пур Икё вёйлё алли пур Тёшман п у 9не пётерме, 291. Вёри вут пек 9илли пур Унтан урёх Сетнерён, 293. Нимён те 9ук япала (Анчах асту: М ихетер, 295. Хёрне памасть 9укалла.) 296. Пирён Нарспи, сар ё хёр, 297. ÇaB Сетнере юратать ÇaB ён пала сарё хёр, 299. Туй пуласран хурланать Çj/л ё Ьалак патёнче, 301. Ватё йёмра еш ерет Куллен ирех 9авёнта, 303. Сетнер Нарспие кётет.

46 44 Emine Yılmaz 304. Кёте-кёте шаварать, 305. У рхамах пек лашине Шыва ан ать витрепе 307. Нарспи куллен ирхине Нарспи и к ё витрипе, 309. Ш ёлтар-ш алтар ки л ет-çke Савённипе С етнерён, 311. Чёри кёлт-к ёл т сикет- ÇKe Нарспин çyxe тутисем, 313. К ула99ё-9ке TaçTanax Ç yлё валак п у 9ёнче, 315. Сетнер тёрать 9ут ё л сах Й ёл тёр -ялтёр ку9ёсем, 317. Сарё хёр 9ине п ёх а 99ё Сар м ёйёхл ё тутисем, 319. Ашё сёмах кала99ё. 0 и м ё к К а9ё 320. Ш ёнкёртатса шыв юхать, 321. Ç y л ё валак п у 9ёнче Кёмёл пекех ял тёр ать, 323. Шывё хёвел 9утти н че Кёмёл м ерчен тухъяпа, 325. Сарё хёрё шыв ёсать Сарё качч ё кала9са, 327. Хёй лашине ш ёварать Ç ^лё йёмра ёшёнче, 329. Кайёк ю рлать юррине Лаши ё 9се тён ё 9ем, 331. Каччи калать сём ахне: 332. «Çanлах вара, Н арспи9ём, 333. ÇyK-шим манён ёрёскалём? ап л ах сана ют 9ёре, 335. И лсе кайё-шим усал? 336. Ах, телейём, 9у к -тёр 9ав, 337. А9у-анну пит пуян!

47 Narspi Хёйсен пуянлёхёпе, 339. Пёрёна99ё 9ук 9ынран> Ан упкелешсем, Сетнер, 341. Мёншён 9ынна упкелес? 342. À9Ta тарса каяс-ха, 343. Пуян атте-ан н ерен? 344. А тте-анне ухмах 9ав, 345. Мён каласа кёнтарас? 346. Мён тёв ар -х а, кала-ха, 347. М ёнле пирён май тупас? 348. Хёвел ансан, ка9 пулсан, 349. Паян туя ларта99ё Хушёлкари пуянпа, 351. Манён ту я п у 9ла 99ё Тёшман ы тла хаяр, тет, 353. Епле унтан хётёлас? 354. Сетнер, Сетнер, кала-ха, 355. À9Ta каяс, мён тёвас? 356. Сана тем пек ю ратса, 357. Савса эпё пурёнтём Анчах 9апах 9ак куна, амрёк п у 9ёмпа куртём «П ёртен-пёрех п у 9ём пур Вёри юнлё чёрем пур Ватё карчёк аннем пур У рхам ах пек у тём пур Вёсенчен те хаклёрах, 365. Чунём савни, эсё пур А нчах сан а та паян, 367. Туртса илен тёшман пур Вёл тёшмана пётерме, 369. Икё вёйлё аллём пур Анчах ён а пётерсен, 371. Унтан усал тёнче пур.

48 46 Emine Yılmaz 372. Хёван кам алу пулсан, 373. Лашам ÇHHe л артёттам А яккаллах ку ялтан, 375. BeçeTT6M те кайёттём» Сетнер, таврён хёвёртрах, 377. Шыва анать пёр арём Чун савнипе Kajıaçca, 379. У йрёлассён туймарём «С ы вёп ул, эппин Нарспи, 381. Ан ман, эппин, м ёскёне!» 382. Лаши сикрё, ы ткёнчё, 383. Вё9се кайрё, килнелле Нарспи ёна хурланса, 385. Пёхса юлчё хьф ёнчен Х ускалм арё вы рёнтан, 387. Савни ку9ран кайиччен: 388. «Сывё пулах, сы вё пул! 389. Епле сана м анёп-ш и? 390. Санпа пёрле пулмасан, 391. Епле ютра пулёп-ш и?» 392. Мёншён, Нарспи, хуйхёратён? 393. Каччу ы тла ватё-им? 394. Парну ытла сахал-им? 395. Терё арём 9итрё те Нарспи шывне ёсрё те, 397. Килне утрё хуйх ёрса Килне 9итрё, йёрсе яч ё, 399. Сетнерёшён хурланса П уртре ватё карч ёкё, 401. Вёр9са 9урет а х а л е х Сиплет тулта М ихетер, 403. Туй камине пёчченех Ё9лет ватё п у 9ёпе, 405. П урттипеле каскалать.

49 Narspi Савна хёршён тёрёшса, 407. Пичё тёрёх тар юхать «Мён кё9ёнрен устертём, 409. ÇaK таран а 9итерме Ёнтё паян юлашки, 411. Ё9ём пултёр хёрёме Усрё 9итрё, пулчё хёр 413. Пуян упёш ка кирлё, 414. Упёшкине тупрём ёр 415. К$/ми лай ёхрах кирлё итрё ёнтё 9имёк те, 417. Хёрён туйне тум алла Тантёш ёмсем пухёнсан, 419. Кё9ёр туйне лартмалла» М ихетерён килёнче, 421. Сёра пичёки кусать Ялти тантёш' -тёвансен, 423. Пырё тёпё ярёнать Икё пысёк кёмака, 425. Т ёрлё апат пёсланать Ялти тантёш-тёвансен, 427. Т ута-9ёвар 9уланать Хура пуртре шёпёр9ё, 429. Ларать шёпёр турлетсе. 43 О. Ялти 9амрёк кач ч ёсен, 431. Ури каять 9ёкленсе Туйён хёватне кётсе, 433. Пурте вё9се 9^ р е 99ё Килти пёр чун хуйхине, 435. Пёртте вёсем сисм е99ё Нарспи ларать л а 99инче, 437. И керчёсем 9уласа. 10 Metindeki таншйн... yazılışı bir dizgi yanlışı olmalıdır. Aşmarin de (c. 9: 183) bu dize kullanılmış ve тантйш... biçiminde yazılmış.

50 48 Emine Yılmaz 438. ÇypaçHHne асёнса, 439. Ларать мёскён хуйхâpca «Çичё ютран килчё ют, 441. Атте килне хётана Сарё хёре çypaçatb, 443. Ç ичё ютри пуяна Атте-анне, ан васкёр, 445. Тата пёр 9ул тёрёр-ха П ёртен-пёрех хёрёре, 447. Тата пёр 9ул усрёр-ха Атте-анне усёрпе, 449. Хёрне и тл ес тем ерё Каччи пуян тенипе, 451. Хёрин чунне п ёлм ерё» Ватё чун та хытнё чун, 453. Хытса кайн ё кё99е 9а в ам рёк чун та пёчёк чун, 455. Чунё ытла 9ем 9е 9ав Кайёк чунё пулсассён, 457. Й ёрёччё те кулёччё Суначёсем пулсассён, 459. Вё9ё ч ч ё те кайёччё Хёвел ан ч ё хёрелсе, 461. Хура вёрм ан хы 9нелле Кёту ан чё кёрлесе, 463. А слё Силпи ялнелле Ав ун та хитре хёрсем 465. Ёни хы99ён чупа99ё Чее м аттур каччисем, 467. Вёсен хы99ён ю лм а99ё А кё пёр этем чупать, 469. Ула ёни м ёкёрет Сёме ёр сысни 9ух ёрать, 471. Пётём я л а 9ёмёрет.

51 Narspi Кёту xbiççâh у рамп а, 473. Хура тусан хёпарать А кё тусан ёш ёнче, 475. Карчёк аран çeç утать Хёй вёл хёрах аллипе, 477. Й ётнё сёра чёресси А х-хай хён пек 9ёклесси Ай-хай 9ём ёл ё9есси! 480. Пирён ватё М ихетер, 481. Тантёшсене йы хёрать Ун ён ватё карч ёкки, 483. Сёра й ётн ё уттарать Тантёш патне кёрет те, 485. У9ать сёр а чёресне Туя пыма йыхёрса, 487. Ё9терет туй сёрине Ы р ё тантёш-тёвансем, 489. Пире хисеп тумёр-ш и? 490. Хёре качча п аратп ёр Тури касса утм ёр-ш и? 492. «Пырёпёрах, пырёпёр Пымасёрах ю лмёпёр? 494. Турё пурсен, сывё пулсан, 495. К ём ёлёра татмёпёр!» 496. Карч ёк яла ёретлет Тёттём те пулса 9итет Карчёк 9Урет кили ёнче ёкёр-тёвар хатёрлет Ы р ё тант ёш - тёвансем, 501. Тури касса уттарар! 502. П ерекетлё сёрана, 503. Ё9е-ё 9е туй лартар! 504. Пирён тёван хёр парать Пире унта йы хёрать.

52 50 Emine Yılmaz 506. Хёйён савн а хёрёшён, 507. Урём-9урём туй пу9лать Туйне-пу9не пу9личчен, 509. Авал чёваш йёлипе, 510. Ваттисене асёнса, 511. Тёкар 9ёкёр-тёварне: 512. «Ват аттесем, аннесем, 513. Ы рё курёр 9ётмахра Пирён 9ёкёр-тёварсем, 515. Пулчч ёр сирён ум ёрта Пирён савн ё Нарспие, 517. Парёр ы рё пурёнё Парёр ун ён телейне, 519. Ы рёлёхпа савёнё9!» 520. Ваттисене асёнчё9, 521. Авалхисен йёркипе Унтан туя п у 9лама, 523. Кёчё9 шурё кёлете Курка тулли сёрипе, 525. Ашшё-амёш пехиллет Ашшё-амёш умёнче, 527. Хёрё хурланса йёрет: 528. Нарспи, хёрём, пил сана! 529. Упёшкуна ан пёрах Аван пурён унпала Тату пулёр яланах Итле ёна, йёваш пул Усал 9ынпа ан 9ыхлан Ё9не ё9ле, ё9чен пул Кирлё марпа ан хётлан! 536. Атте-анне укётлет, 537. Хёр ку99ульне ю хтарса Шёпёр сасси чёйлатать, 539. Туя ячё9 пу9ласа.

53 Narspi Силпи я л ё харлатса, 541. Вилнё çbih пек 9ы варать Тёнче лёпкине курса, 543. Ç yлтe уй àx савён ать Кёрсе пётн ё вёйёран, 545. Сарё хёрсем, каччёсем Туй хал ёхё 9ывёрать Çывёpa99ё ху9исем Ашё сывлёш сивёнет С асё-чёвё илтёнмест Пёр йытё 9е9 вёркелет ёвар карма уркенмест Автан 9у р 9ёр авётать Л арн ё 9ёрте 9ЫВёрать Хуллен-хуллен уйёх та, 555. Вёрман хьфне пытанать Ыр ё тутл ё ёйх ёпа, 557. Чёваш 9ынни 9ыв ёрать Пёр чунён 9е9 хуйх ёпа, 559. ÇaB ка9 чёри 9урёлать. Туй 560. Хёвел тухнё-тухманах, 561. Тётём кай рё ял 9инче Ку9не у9нё-у 9манах, 563. Чёваш ларать мунчинче Çимёк кунё йёлипе, 565. ÇbiHceM м унча кёре99ё Çимёк курёкёпеле, 567. Çaн9ypёмнe хёрте99ё (Ват аттесем, аннесем, 569. Ç aплa хушса хёварнё.) 570. Ç aплa паян чёвашсем, 571. М унча кёрсе тасалн ё.

54 52 Emine Yılmaz 572. Ç ene кёпе-йём пеле, 573. Т ухрё9 вёсем урам а Т ухрё9 вёсем ерипе, 575. Утрё9 ирех туй курма А кё туй та ака туй, 577. Пирён туйсем 9аплалла! 578. Тури касри ту й сасси, 579. Я нтёратать 9у р яла М ихетерён ки л -9урчё, 581. А якранах курёнать Урам енчи хапхаран, 583. ÇbiH кёрет те 9ын ту х а т ь Пурт ум ёнче 9ЫН нумай, 585. Килнё вёсем туй курма В аттисем те сахал мар, 587. Килнё вёсем сёр а ё9ме Ярёнтарса, явён са, 589. Ш ёпёр кёвви таш латать Ы рё х у 9а хушнипе, 591. Туй хал ёхё туй тёв ать Туй хал ёхё туй туса, 593. Ы вёнать те савён ать Ш ёпёр сасси чарёнсан, 595. Туй ю ррийё п у 9ланать «Мёншён ш ёппён ларатёр, 597. Мёнш ён шёпп ён ларатёр? 598. Ш ёппён-ш ёппён ларм аш кён, 599. Ш ёпчёк чёппи мар эпир» 600. Анчах шёпёр хёл ёх сёр, 601. Татах таш лама чён ет К ёрёс-кёрёс ташласа, 603. Пурт у р ай ё силленет Ы р ё хёнасем тёпелте, 605. Ё9се-9исе савён а 99ё.

55 Narspi Х ёрёпеле каччине, 607. Ы рё кунсем суна99ё; 608. «Сывё пулчч ёр, пур пулчч ёр А ча-пёчаллё пулчч ёр Ы рё-тату п урён ччёр Усал сём ах ан илтч ёр Ё9ер-9иер, тёвансем Ёмёр пёрле пурёнар! 614. Хёрпе качча юратса, 615. Атьёр, шепрех туй тёвар! 616. Акё ёнтё, пёх ёнтё Епле ташлать ват ху9а! 618. Хёрин туйин савёнё9ё, ёклет иккен в атп у 9а! 620. М аттур пуса-каччисем, 621. Вёйран тухса сике99ё Вёсен хы 99ён хёрёсем, 623. Такмакёпе 9и те99ё Пур9ён 95^9ел л ё чаршав, 625. М аччаранах сулланать Хёрлё чаршав хьф ёнче, 627. П ёркенчёкпе хёр ларать Хёр ларать те, хёр йёрет П ёркенчёкне 9ёклем ест Хёр 9уммисем юрласа, 631. Ун ён сасси илтёнмест Хёр 9уммисем юрринче, 633. А сёна99ё Нарспие М ихетерён Нарспине Тёва99ё-м ён ун туйне Ш урё сухал Тёхтаман, 637. Упёш кийё пулм алла Хёйён чунё савнинчен, 639. К аймаллипех каймалла.

56 54 Emine Yılmaz 640. Эсё юта кайсассён, 641. Мён тёвё-ши Сетнеру? 642. Ы рё Нарспи аппа9ём, 643. À9Ta санён телейу? 644. Туй тёв а99ё 9ём ёрсе, 645. У нён вё9ё-х ёр р и 9ук Тантёш патне 9уресе, 647. Ялта тантёш пётес 9ук у л ё сёран кумийё, 649. Тантёш патне 9уретет Хёр 9ум м исен ю ррийё, 651. Та9та 9итех илтёнет К унён-9ёрён выляма, 653. Шёпёрё те чарёнм асть К унён-9ёрён таш лама, 655. Пуса-каччи ы вёнм асть Пётём ялти ача-пёча, 657. Туйё хы99ён хёвалать Вилес пекех ватё 9ын, 659. Пурт хьф ён че 9ЫВёрать Туй тёвёр та шеп тёвёр Ватё 9ыннён халё 9у к Выртнё 9ёрте сиккелет, 663. Анчах тём а вёйё 9ук. K)Mâç Патёнче 664. Пёчёк9е9ё хура пурт, 665. Ш урё старик сак 9инче С у т ё к у р тм ест нимён те, 667. Тёнё пек 9е9 ч ^рече У9са хунё алёк 9е9, 669. П уртён ёшне 9утатать Хёвел 9у тти пайёрки, 671. У рай тёр ёх ав ш ёвать.

57 Narspi Л арать старик тёпелте, 673. ÇânaTHHe сапласа Ват ал-ура йёркипе, 675. М ёш ёл-мёш ёл маташса А кё хёвел 9уттийё, 677. Ш уса-шуса пы чё те, 678. Сиксе л ар ч ё старикён, 679. Кёвак 9У9лё п у 9 9ине и м ёк 9у й ё урамран, ё к л е н тер ет чёрине Хёвелё те вы ляса, у татать 9У9 пёрчине М ёкёр татса, мёш латса, 685. Ç ёпaтинe сапласа, 686. Л ар н ё 9ёрте, сисмен те ÇbiH килнине пёлм ен те У9ё алёк ум ён ч е, 689. К арчёк тёра парать-м ён Кёвак 9^ 9л ё старике, 691. Ашё сёмах калать-м ён Ашё сём ах калакан, 693. Сетнер амёш пулн ё-м ён Ун ы вёлне Сетнерне, 695. У сал -тёсел ернё-м ён ÇaB ёнпала ам ёш ёи 697. Юмё9 патне уттар ч ё А х-ахлатса хуйх ёрса, 699. Хёй хуйхине каларё Нумай вёсем стари кп е, 701. Л ар ч ё 9 сёмах кала9са К ала9нё чух хуш ёран, 703. Ёлёкхине асёнса Ю лаш кинчен тин вара, 705. Килёш рё леш старикки.

58 56 Emine Yılmaz 706. Машар чёлха, пёр кёпе, 707. Пама пулч ё карч акки Вара старик тёчё те, 709. Хайён ё9не парахса, 710. Хупса хучё ал акне, 711. Турчакипе 9аклатса ÇHHe кёрёк тёх ан са, 713. Çёлёк ты трё хул айне Ури айне шарт хурса, 715. Ук 9а хучё ун ум не Унтан ш урё сухалне, 717. Кёвак 9у9не якатса, 718. Ук9а 9ине, суккёрскер, 719. Пёхрё ку9не чакёртса Пёхса тёч ё-тёч ё те, 721. Шур су х алн е якатса, 722. К аларё вёл ерипе, 723. К арчёк енне 9аврёнса; 724. «ÇaMKH ш ётёк хупёнм ё Чёри татёк сыпёнмё Пулёх ту р ё пурнинчен, 727. Нимёнпе те иртейм ё Панё ён а п^'лёх9ё, 729. Вёри ю нпа9ем 9е чун Пурнё ёна пулёх9ё, 731. Кёске ём ёр, йы вёр кун Сивё кунсем килё9 те, 733. Ш ёнса кайё вёри юн Хытё кунсем килё9 те, 735. Хытса кайё 9ем 9е чун Вёри кунсем килё9 те, 737. В ёриленё ш ённёю н Х ы тн ё 9ёртен ирёлсе, 739. ÇyHca кайё 9ем 9е чун».

59 Narspi Унтан старик чаранса, 741. Ш ухёшласа тёчё те, 742. Кёрёкёпе 9ёлёкне 743. Сакки 9ине хучё те, 744. Ç aплa татах каларё, 745. Карч ёк енне 9аврён са, 746. (Ларать карч ёк сак 9и н ч е У рлё-п и рлё тайёлса): 748. «Т ёрлё у сал-тёсел мар Киреметри хывни мар Ч ир-чёр ертен йёрёх мар ÇbiH тухатса хуни мар ÇyK, кин, санён ы вёлна, 753. Т урё 9ырни 9плалла Ан йёр, кинём, п улёх 9е, 755. Епле хирё9 пымалла?» 756. Старик 9апла каларё Нимён тум а п ёлм ерё Х ёйён ё9не ты тр ё те, 759. Пёр сём ах та чёнм ерё Пу9не усса хурланса, 761. Тухса кайрё карч ёкё ёп ати н е сапласа, 763. Л арса юлчё старик ё М ёкёртатса, мёшлатса, 765. А птёраса ларать вёл: 766. «М ёнле вара ку паян? 767. Хёй ёш ёнче ыйтать в ёл 768. Х аличченех 9ынсене, 769. Юмё9 п ёхса параттём Суя сёмах суяйса, 771. У лталаса яраттём М ёнле вара ку паян? 773. Чёре чёнах пёлчё-ш им?

60 58 Emine Yılmaz 11 A. Суйса napac тенёччё 775. Ak тамаша! тёрёс-шим?» Тарни 776. Хёвел ан са пы танать Силпи я л ё лёпланать Тёттём пулса ÇHTecne, 779. Пирён туй та салан ать Ялти хёрсем, качч асем, 781. Ваййа т у х н ё выляма Тухн а пирён Нарспи те, 783. Хёр ём ёрне асатма Юлашки Kaç вы ляса, 785. Юлас арём пуличчен Юлашки Kaç Сетнере, 787. Курас юта кайиччен Сетнер тё р а ть çabёнтах, 789. nyçhe усса хуй х ёрса Сарё хёрён к у 9ёнчен, 791. Анать ку99у л ё юхса В ёйё 9ЫННИ салансан, 793. Пайтах вёсем кал а 9рё Ы таласа пёр-пёрне, 795. Тёттём 9ёрте 9у х а л ч ё Вёт 9ёлтёрсем TaxçaHax, 797. Пёлёт айне хуплан ч ё В ёрман тёлне хуп-хурах, 799. Сём пёлётсем капланчё ÇyM ёр 9ёвать, шыв юхать, 801. Хура вёрм ан кёр-кёрлет Çил тухать те 9ил каять, 803. Вьфё кашкёр пек улет и9ём пёрм ай 9уттипе, 805. В ёрм ан ёшне 9утатать Тёттём вёрм ан ёшёпе, 807. Пёр ю ланут кустарать.

61 Narspi ' Лаша пырать тёлхёрса Вёрман ёшне ян ратса Иккён ларн ё утл анса Лаша çhtct ыв ёнса Йывё9 ларать у л ёп пек, 813. Тёттём 9ёр те кашласа «Чипер кайёр!» тиет те, 815. Пу9не таять, 9у л п арса П1урёмпу9ё 9а п -9утах, 817. Хёвел тухас пек тёрать Пурёмпу9ё шурсанах, 819. Туй х ал ёхё пухёнать Хёй йёркипе ташлама, 821. В ёхёт п у са-кач ч и сен Хёй йёркипе юрлама, 823. В ёхёт 9итнё хёр 9ум сен Ш ёпёр сасси илтёнмест Ш ёпёр9и те курёнм асть Ы р ё хёна хушшинче, 827. Э рех-сёра такёнм асть С тариккипе карч ёкки, 829. Хура п уртре вёр 9а99ё Мён пулнё-ш и çae т ё р л ё х 831. Пурте шёпп ён л а р а 99ё? 832. Шёпп ён-шёпп ён ларм ас ёр, 833. Вёсен хёрё 9ук паян Нарспи усал Сетнерпе, 835. Тарса кай н ё вёйёран Ви9 ю ланут вёрм анта, 837. Йёр йёрлесе 9Уре99ё Пёри кунта, леш унта, 839. Тем ёнле йёр й ёр л е 99ё Й ёр йёрле99ё, итле99ё Пёрер сасё пулмё-ш и?

62 60 Emine Yılmaz 842. Хёвел п ё х а тьçyratca, 843. К ирлё 9у л а у9мё-ши? 844. Анчах нимён п а л л ё мар, 845. Кёрес тата шаларах Вёр9ас килет 9иллипе: 847. Т у п асчё-9ке хёвёртрах! 848. Вёрман 9ёра, пит тискер У нён ёшё чёв та чав! 850. Йёр н и 9та та п а л л ё мар Ни9та кайма аптёрав! 852. Ви9 ю ланут вёрм анта, 853. Йёр йёрлесе 9Уре99ё Пёри кунта, леш унта, 855. Темёнле йёр йёр л е99ё Сетнер тутл ё 9ЫВёрать, 857. Çyne юман кутёнче Нарспи ларать тёлёрсе, 859. Сетнер п у 9ё вё9ёнче Нарспи тёлёк тёлленет: 861. Ашшё йытё п у л н ё та, 862. Ш ёлёсемпе шаккаса, 863. Сиксе 9Урет вёрм ан та «À9Ta тартёнь усал хёр? 865. Пу9на 9ийёп тупёнсан!» 866. Йытё ури айёнче, 867. Ш атёртатать сём вёрм ан Çывёx, 9ывёх, ак 9итет! 869. Нарспи ялтах вёран ать Пёхать: хёйён патнелле, 871. Ви9 ю ланут кустарать Сетнер, Сетнер! ты трё9-9ке! 873. Тёр, тёр! тарса хётёлар! 874. Ай, пётрём ёр, пётрёмёр! 875. À9Ta тарса пытанар!

63 Narspi М аттур m ânâpçâ паян, 877. Икё пуса-каччипе, 878. Тытса килчё9 вёрмантал, 879. С етнерпеле Нарспие К арчёк вё9се т у х р ё те, 881. Ç y9peh яврё Нарспине Старик чупса ту х р ё те, 883. Чышкё п ач ё С етнерне Эй ан н е9ём, анне9ём, 885. М а н а 9у9рен ан сётёр М ана апла вёрентсе, 887. М анран ы р ё ан кётёр Эй, М ихетер асатте, 889. Х ёненипе усси 9ук Эсё м ана хёнесе, 891. Кёлрен вутё тёвас 9ук! 892. Урнё йытё Михетер, 893. Хёй саламат йётрё те, 894. Т ы тён чё-9ке тулам а, 895. Çbixca хунё Сетнере Карташ ёнче 9ЫН нумай, 897. Туйне курм а килнё пек Хура т ё п р а 9ий ёнче, 899. Выртать Сетнер вилнё пек Ам ёшё те 9ав ёнтах, 901. Т ёрать й ёрсе, ы лханса Ярать ён сёр ывёлне, 903. И к ё 9ынна й ё ттар с а Хура п уртре Нарспине, 905. П итне-ку9не 9ёва99ё Татах пёркенчёк айне, 907. Чаршав хьф не л а р та99ё Т ёп ёр-тёп ёр тёпёртёк, 909. А тьёр шепрех туй тёвар!

64 62 Emine Yılmaz 910. А нчах хальхи éq 9инчен, 911. ÇeH к ёрёве калас мар! 912. Ак à туй та 9ак а туй Пысак туй та пасёк туй! Икё Туй 914. ÇypKyHHexH вут хёвел, 915. Ка9 еннелле сулёнать Ял вё9ён чи сём вёрман, 917. Темёншён пит ян ёр ать Халёх кётет тах 9анах, 919. Анат хапха патёнче Туй килнине 9ав ёнтах, 921. С истерчё9ё евёче К ёпёр-кёпёр сиктерсе, 923. Килсе ту х р ё вёрмантан Ы тти сен чен м аларах, ё н ё кёру Тёхтаман Лаптак сёмса, хёсёк ку9, 927. С ёрё 9У9пе cap сухал Лаши вё9се пы рупа, 929. П ичё-ку9ё пит усал Хура сёхман, сарё 9ёлёк, 931. ÇaMKH 9инче тенк ёп е Ш урё ч ёл х а -9ёпата, 933. Пит килёш ет кёрёве А р9ын туйё юрласа, 935. Урам тёр ё х уттарать Ы р ё евчён хапхисем, 937. У9ёлать те хупёнать Хёр туйё те тукасран, 939. Хирё9 ан ать 9ём ёрсе Нарспи тутёр айёнче, 941. Т ёрса пы рать хёр-йёрсе.

65 Narspi Capâ хёрён чёрнинче, 943. В утра çyhhâ пек 9унать Ватй каччине курса, 945. Нарспи хытй хурлан ать А тте9ём, анне 9ём, 947. М ёншён 9и р ё р хёр п у 9не М ёншён п атёр хёрёре, 949. Çh4 ё ютйн аллине? 950. Эй каччём 9Йм, Тёхтаман, 951. М анпа ыр ё курас 9у к Эпё, чунём пётсен те, 953. Санпа пёрле пулас 9ук» 954. Ы р ё евчё сёрапа, 955. Туя хирё9 вёл тухать Хушёлкасен мён кёру, 957. Хёй такмакне вёл калать Хёй аллинчи сёрана Т ёка-тёка 9аптарать Хура лаша тёк тёмасть, 961. Ç ânâ кёру 9у н тарать Ç ёнё кёру 9ум ёнче, и ч ё ю ланут ташлать Пётём я л а 9ём ёрсе, 965. ÇâBap карса ан тёхать Ç ânâ хапха айёнчен, 967. Кёрсе пётм ест урапа Хапха тёр р и ш атлатать, 969. Саламатпа çanyna Ы р ё евёчё килёнче, 971. Туйне турёу ытлашши Т епёр кунне у рам ра, 973. Т урё9 я л та вёй-килли Т урё9 ту я ви9ё кун, 975. Хушёлкари хётасем.

66 64 Emine Yılmaz 976. Анчах кайма тепёр кун, 977. BàxàT те99ё ханасем А р9ын туйё пуханать Х уш алкана каяс тет Кунта ту я турём ар Ё нтё киле тарас тет Ан васкёр-ха, хётасем Тепёр киле каяр-ха Х алех киле кайиччен, 985. Туя шепрех тёвар -х а! 986. Татах тепёр тапхёрне, 987. Туйне ту р ё 9 9унтарса Ю лашкинчен хётасен, 989. Халё п ётрё туй туса Ар9ын туйё пухёнса, 991. Килне кайма хускалчё Каян туя ёсатма, 993. Пётём Силпи пухёнчё А слё масар тёлёнче, 995. Туй лашисем Tâpaççâ Хёрин туй н е ёсатма, 997. Ашшё-амёш nbipaççâ Туйё тавра ялйышсем, 999. К ёп ёр тетсе тёра99ё В аттисене асёнсан, Хёр кайнине сёна 99ё Ч ирлё Сетнер 9авёнтах, Тёрать хёйён амёшпе Чун савнине Н арспине, Шырать ч и р л ё ку9ёпе М ихетерпе карч ёкки, П ехиллерё9 ^^&й хёрне М ёнпур тан тёш а йёртсе, Т ёкрё9 âimâ ку99ёльне.

67 Narspi Савнё хёрне сём ах та К алам арё9 намёсш ён С етнерпеле вёрмана, Намёс ту са тарнёш ён П ехиллесен мён тусан, К айрё туйё хускалса Сетнер 9ине п ё х р ё те, Нарспи кай рё м акёрса Туй кайсассён тах9анччен, Я нтёрарё сём вёрм ан Ялйыш утрё килнелле, Туйё ку9ран 9ухалсан А мёш ёпе С етнер те, Килне у тр ё 9 хуйх ёрса Чун савнинчен ём ёрех, Ячё9 ёна уйёрса: п у р ён ё 9, п у р ён ё 9! Вилме анчах юлчё 9ав п у р ён ё 9, Нарспи те, и ч ё юта кай рё 9ав У нсёр п у 9не мён тёвас, А рёскалсёр п у 9ёмпа? À9Ta кайса кёрес-ха, Хамён усал хуйхём па?» Нарспи кай рё ют яла Сетнер утрё хёй килне Икё чун та савн ё чун ён ей м ерё9 тёшманне И кё савни тарнине, Х уплайм арё сём вёрм ан Сарё хёре Нарспие, И лчё-и лчех Т ёхтам ан Т ёрса юлчё кёлёхах, Сетнер 9автер чун савни.

68 66 Emine Yılmaz Тура çbiphh axàpax Ç aп л a-тâp çab самани Ялта нум ай ун 9инчен, У рлё-пирлё кала9рё Темтер ёсл ё çbihcem те, Кутне-nyçHe тупмарё Нарспи кайрё ют 9ёре С етнер юлчё кёл ёхах Ашшё 9и рё хёй хёрнех Тёван 9и р ё тёванах. Хушёлкара Хуш ёлкара туй иккен Туйё ытла шеп иккен Шур с у х а л л ё Тёхтаман, Туйне тёвать, тет, иккен Чипер качч ё Тёхтам ан, Силпи хёрне 9аклатнё ÇaBTep аван мёшёра, Ур ём- 9УР ём туй лартнё Туй тёва99ё ташласа, Ç aм pёк пуса-каччисем Туй ю ррисем юрласа, Ы вёна99ё 9ёварсем Ёнер Силпи ялёнчен, Туйё килчё тавр ёнса Паян кёру х ё р туйне, Кётет хёру туй туса Паян хёр туйё килсен, Kaçna хёве хупм алла Ы ран ирех тём алла Хёртен арём тум алла А слё я л та Хушёлка, Икё тё в ан хушшинче Туйне ту с а Тёхтам ан, Л арать сётел хушшинче.

69 Narspi Т ёрлё апат айёнче, ÇâKa сётел авён ать ^сёр кёру п у 9ёнче, Тёнче вёр -вёр 9аврёнать Тулта хёвел 9утатать К ёнтёрлана сулёнать Кёру пу9ё ^сёрпе, А ял ал л а усён ать ÇeçeHXHpTe путене, В ёхёт-в ё х ё т вёл ю рлать Туй килм ест-и -ха тесе, Текех кёру й ётетет К ёру 9ИНЧИ ш урё кёпен, Арки вёр -вёр тёватъ-9к е Туя кётсе, ватё пу9ён, Чунё вёр -вёр тёв ать-9ке Шёнк ёр-ш ёнк ёр шёнк ёрав, Ш ёнкёртатать 9улпала Хёр туй килет 9ём ёрсе, Урам тёр ё х ялпала Вунё арём хушпупа, Сёран куме 9ийёнче Хёрёх ви 9ё урапа, Сёран куме хьф ёнче и ч ё 9ёрте урам ра, Чарёнч ё9 туй 9ы ннисем Хирё9 т у х р ё 9 сёрапа, Хушёлкари тант ёш сем Ю рла99ё те кёре99ё, Ы р ё кёр^/хап хинчен Ё9е99ё те 9и е 99ё, ÜHçe 9улсем хьф ёнчен К ён тёрла та 9итм ен-ха Kaç4eH в ёх ёт нум ай-ха.

70 68 Emine Yılmaz Kaç пуличчен туй тума, Пире вахёт нумай-ха Шыв-шур п у 9ё пу9ласан, Т ёттём чченех сикрё9 те, Тахтам анпа Нарспие, Хёве хупрё 9 кёлете А слё ÇbiHceM у 9ёпах, П итёрчё9 туй кёлетне Й ёл-йёл кула-кула çeç, Кёрсе кайр ё9 п ^ р тн елле А кё каччё, пёр каччё, Кёлет тавра я в ё н а ть Те итлем е, те пёхма, Пушё вырён вёл шырать Т ёват-пилёк ача-пёча, Яв ёна 99ё çan ё н тах Ай, н ам ёссёр ача-пёча! Мён кирлиех пур унта? ИЗО. А нчах акё и тл е 99ё И лтёнет те пулм алла Ав усалсем лёп лан ч ё 9; «Хёр кал а 9атъ, ан шавла!» Шалта Нарспи темёскер, Тёттамана каларё Анчах хуллен сёмахне, Пёртте илтсе пулм арё «Асту, Нарспи, йёвену, Ман ал ёра малашне! Т ерё хы тах Т ёхтам ан, Ч арайм асёр 9и ллине Т уйна ан чах ёсатам, У нта мана п ёл ён -ÇKe Мён пуласне пёлме 9ук Ху курасн е курён- ÇKe!

71 Narspi У р ёх нимён илтёнм ест Пёр сём ах та ч ён м ер ё И тлекенсем, кётсен те, Пёр сём ах та и лтм ерё А чи-пёчи çab ёнтах, Ашшё килне ч у п а 99ё Илтни 9инчен çab хутрах, Ялта сёмах сар а 99ё И лтен-тёран cap качч ёи Вёрманалла уттарч ё Х ёлха и л тн ё сёмаха, Хёй ёш ёнче пытарчё Ун 9и л ё л л ё ку9ёнчен, Й ё л тёр -я л тёр вут кайрё К ёрен-тухан ялти çbih, К ач ч ё 9ине п ёхм арё. / Юман ан ч ах вёрм анта, Хёй куршине систерчё: ÇaB вёрм ан а кёнё çbih, Пирён тёван С етнерчче П уртре сётел 9ийёнче, Пётё пёсне кёларать ё н ё кёру Тёхтаман, Хёнасене ёсатать Ы р ё кёр^) Тёхтаман, Туй пёттипе сёйласа, Туй халёхне n y ç таять Ç ariлa сём ах каласа; «Ан ^пкелёр, хётасем Сёйём питех нумай мар Ё9ё р - 9ийёр, тёвансем Ёмёр пёрле п у р ё н а р» Виле ^сёр хётасем, Ур ём- 9УР ём кёрле99ё.

72 70 Emine Yılmaz Биле у сёр пулсан та, Мён каласне пёле99ё: К ёру9ём Тёхтаман, Сана упкев çyk пиртен Пирён хёре хытё пёх Тату п улёр виличчен» Карташ ён че лашасем, Т ёра99ё - ÇKe ташласа Тухса кайрё9 хётасем, Ыр ё юр ё юрласа : «Атьёр каяр 9улпала Курка тулли пылпала...» У раписем хьф ёнчен, Тусан кайрё 9улпала Ав шёнк ёрав ян ёр ать С илпиелле чуптарать Лаши чупать n y ç ухса У сёр xyçh хёвалать Туй п ётрё те, туй каять Такёр 9улпа чуптарать П ёрер ватти тёл пулсан, Тавси, тавси! кёшк ёрать Каян туйён сассине, Нарспи юлчё итлесе TaçTa TaçTa HHçeTpe, Тусан кайрё 9ёкленсе. Çhmök И ртсен И ртрё 9имёк, и ртрё туй И ртрё туйри савён ё К айрё пёр пек тёсёлса, К унран-кунах п у р ён ё Хирте ака ай ён че, ёрём лёп-лёп касёлать Усал хуйх ё-суй хёран, Нарспи чунё касёлать.

73 Narspi Хирте çaba ай ён че, Курёк вёш-ваш йёванать У сал хуйх ё-суй хёран Нарспи п у 9ё усёнать К уллен-кунах тёнчене, Хёвел х ё р тн ё 9ём х ё р т е т Х уйхё-суйхё кунран-кун, Нарспи чёрине 9иет К уллен-кунах саламат, А нать-ё9ке патаран Хытё ты тать пулм алла, Хёй арём не Тёхтаман Чипер ача Сентти пур Чупса çypet урамра К ёвентине утлан са, Ача вы лять лаш алла А слё урам тёршшёпе, Чикс ёр тусан к ёл ар ать Х ура чикан пек хура, Kaçna килне таврёнать Чипер ача Сенти пур Чупса килет лашипе Хёйён пёчёк чёлхипе, П ак ёл татать инкёшпе Çёнё çbih та Нарспи кин, П ёрмаях вёл хуйх ёрать П ёяхёш ин ачине, С енттие çeç ю ратать Ç ёнё çmh та Нарспи кин, П ёрмаях вёл хуйх ёрать Сенттипе çeç кала9са, Хёй хуйхине пусарать Ç ab Tep ы р ё ачана, Т урё чунне панё çae.

74 72 Emine Yılmaz К улса сиксе вы ляма, Кайёк чунё ян й çab Ç и чё 9улхи ачара, Чёваш чунё ларать çab Пёчёк к у 9ё йёрсен те, Йёваш ту ти кулать çab Чипер а ч а Сентти пур Инкёш патне ёнтёлать Хёйён пёчёк чёлхипе, Инкёшне вёл й ёпатать «Ан йёр, инкем, ан йёрсем Т утёрупа шёл KyçHa Ан хуйхёрсам, инке9ём Х ёваласам хуй х ёна» Ы р ё кёру Тёхтам ан, Туй кёлетне астёвать К уллен-кунах ар ёмне, С алам атп а кастарать М ёскён ар ём ё тусет, А сапсене чёнм есёр У хм ах упёш ка хёнет, Мён пуласне пёлм есёр Пёрре пёр ÇbiH килчё те, Тёхтам анпа кал а 9рё Нарспи п уртре 9ук чухне, Пёшёл-пёшёл кала9рё Нарспи кёчё сёрапа, Леш хёнана ё9терет Хёна тухса кайсанах, С аламачё вёрентет: «Эсё апла хёр иккен, Эсё ап л а С етнерпе, Т ар н ё-м ён -х а вёрмана, Туйна тунё 9ёртенех!»

75 Narspi Хёнет, хёнет Тёхтаман, Т ёрлё асап кётартать Ялти çbihceh хушшинче, Текех сёмах сарёлать Ç aпли-кaпли 9а в ё çae: Ун пек нумай тёнчере Чылай усал ё9 пулать, В ёрттён 9ёрте тёттём ре А тте-анне хёй хёрне, Ю ратса çeç устерет Хёртен арём пулсассён, Ват уп ёшка кулешет Т упрё пуян упёшка, А тте-анне хёй хёрне Анчах унта мён усси Ю ратмасан пёр-пёрне? Тату, ы рё, килёшсе, Иккёш пёрле пурёнсан, Ç ёp х ут ы тла телей лё, Ю рлё ÇbiH та пуянран Хёне, хёне, Тёхтаман, Чунне кёлар унённе! А саплантар, Тёхтаман, Хурсам йытё вырённе! Хёне, хёне, Т ёхтам ан, Санран, 9ам рёк ан култёр! А саплантар, Тёхтаман, Нарспи часрах ватёлтёр! Анчах кайран хёвёнах, ^кёнмелле ан п ултёр Хёне, хёне, Тёхтаман, Санран 9ам рёк ан култёр! Иртсе кайрё bhç эрне, Çимёк эрни хьфёнчен.

76 74 Emine Yılmaz Ват уп ашка хёснине, Нарспи ту е р ё çab анччен А нчах теп ёр эрнинче, Пёрре у яр ы рё Kaç (Чим-ха, к ён а калама, В ёхётсёрах юрамасть). Нарспи Ёфё Хёвел тухать, улёхать, Çyne тусем тёррине Хёй 9уттипе ёшётать, TaçTH-TaçTH 9ё р сен е ÇaK 9уллахи ы р ё кун, Х уш ёлкана та савать Пур тёнчери чёрё чун, Ташлать, сикет, савёнать Ячё9 ю рё юрласа, Сём вёрм анти кайёксем Акёшсем пек я р ёнса, А нчё9 шыва cap хёрсем А нчах акё шурё пурт, Пёр сасё та илтёнм ест Ш урё п уртре 9ёнё çmh, Л арать, nyçhe 9ёклемест И рех хырём тёрантса, К айрё хире Тёхтаман nyçhe чиксе хуйх ёрса, Л арать ар ём ё паян: «Арём п ултём ирёксёр, А тте-ан н е хуш нипе А нчах хёрёр, м ёскён ёр, Ы р ё курм асть каччипе Х ёрхенм есёр хёрёре, Ç и чё ютён аллине, Ç и чё юта, ют 9ёре, Парса я т ё р м ёскёне.

77 Narspi Халё хёрёр, м ёскёнёр, Асап курса п у р ён ать А на ватё упёшки, Йытё вы рённе хурать М ёншён мана савнинчен, Çanлах ятёр уйёрса? М ёншён кунта киличчен, Çимepём-ш и хам nyça? М ёншён х аяр тёшманпа, Ман пёр 9у р тр а пурёнас? Пётес мар-ши п у 9ёмпа? Епле туссе пурёнас?! «Качча пачё9 и р ёксёр П улм арё-çke ы рлёха А тте-анне ёссёрри, Ы рлёха мар, х у р л ёх а Качча пачё9 и р ё к с ё р Савёнё9 çyk ку тёнчен А тте-анне ёссёртан, Савни юлчё п ёр-п ёч чен Качча п ачё9 и р ё к с ё р Ят ём 9ёрч ё TaxçaHax А тте-анне ёссёртан, П улчё асап ём анчах Качча пачё9 и р ё к с ё р М анён п у р ён ё 9 х ён -хур А тте-анне ёссёртан, Капла п у р ён са мён пур? Качча пачё9 и р ё к с ё р П улм арё-çke ы рлёха А тте-анне ёссёрри, Ы рлёха мар, х у р л ёх а А нчах м анён савни п у р Ç ёлaйм ё-ш им вёл м ана?

78 76 Emine Yılmaz Ун ён вёйл ё аллисем, П ётерм ё9-шим тёш мана? ÇyK, п у 9ёма 9ийиччен, Тёш манёма пётерем А сапланса тусиччен, Тёхтамана... вёлерем А нчах вёйём 9итё-ши?! Епле кунтан 9ёлёнас? Эй п у л ёх 9ём пулёш сам! Чунём 9унать, мён тёвас? Пётсен пётем, пёт тёш м ан П урёнё9ём ырах мар Н аркёмёш ём, эс паян, Х ёвёнё9не туса пар!» Ç aплa паян пуртёнче, Нарспи, мёскён, хурланать Чунё вёркет, п у 9ёнче, У сал шухёш хускал ать Вут пек хёвел выляса, Çyл тупене хёпарать Х уллен-хуллен яр ён са, К ёнтёрлана сулёнать Тулта тёнче хёпёртет Тулта тёнч е я л т ё р а т ь Нарспи п у р тён ч е йёрет У нён чёри 9у р ёлать Сентти килет сиктерсе Кёвентине утланса Инкёш патн е 9ём ёр се, Кёрсе кайр ё ах ёрса ÇanaTb п атт ё р лашипе, Хёй аллинчи хуллипе А нсёртраиах инкёшне, Tanca илет урипе.

79 Narspi T l А нчах вёл та выляма, А птёрарё инкёшпе А птёраса урама, Тухса кайрё лашине Вёрет, су рать сар ё кин, Хёй яшкине п ётратса Хуран айё 9ёлен пек, ÇynaTb вучё явёнса «Çитмёл тинёс леш енчен, Килет карчёк Шапатан Вёр, сур, карч ёк яш кана П ёттёр усал Тёхтаман! У тм ёл тинёс уттинче, Л арать, сикет, йёс пукан Сикех, сикех, йёс пукан П ёттёр усал Тёхтаман! В ётёр та пёр ту 9инче, Йёс х уран ра пи9, яшка ÇaB яшкара пи9, 9ёлен Пи9 там ёкра, упёшка!» Вёрет, сурать сар ё кин, Хёй яшкине п ётратса Вилём ЯШКИ в ё р е т-9ке, Ç ёлeн пекех чаш ласа Ка9 пулсассён упёшки, К илчё хиртен 9аврёнса Сётел 9ийёнче ЯШКИ, Л арать пёсне кёларса Кашёк и лчё Тёхтаман, Л арчё сётел хушшине «Яшка т у т л ё - 9ке паян», Тесе м ухтать яшкине Усал к у 9па 9ав ёрса, К ётартать вёл чём ёрне:

80 78 Emine Yılmaz «Яшка тухла, çh ларса!» Кашкёрать вал а р амне ÇHft n-çke-xa кайран та Пит 9иессём ех килм ест Ах, Н арспийё 9авён та, Т ухса каять, тусей м ест Тулта ларать ку 99ульне, Т ёпра 9ине юхтарса П уртри 9иет яшкине, У рлё-п и рлё тайёлса Ç nex, 9иех, Т ёхтам ан, Парк ёмёшл ё яш кана Ё н тё эсё малашне, Упёшка мар арём на Пётрён ён тё, Тёхтаман, Ç y т ё тёнче санён мар! «Нарспи, часрах кёр пурте! А йхё килет, вырён cap! Ака турём, ётлентём Ашём 9унать çabxepex Яшка хы 99ён шыв ё9рём Т уйёнчё эрех пекех» Н арспи кёч ё итлесе, Ç ёpтe л арать упёшки Пётём ёш не-чиккине, Çy рать х ё в а тл ё ЯШКИ А р ё м с а р ч ё вырённе, Упёшкине вы рттарчё Ç ёклe-çёклe 9апрё те, Чунё утне хёварчё Пётрё пёр чун тёнчере Ё9ёсемшён х уплан чё П ётрё чёваш ём ёрё У нён чёри лёпланчё.

81 Narspi П уртри сётел-пукансем, Х ёр ата99ё ар ём не Пайтах п ё х р ё 9 шеллесе, Ху9ин сивё виллине А нчах 9ёр л е п у л ч ё те, Сём х упларё пурт ёшне Хёйён вёрём аллипе, Х ёратать вёл Нарспие П ётрё чёваш ём ёрё Вырён 9инчен тёрас 9ук Вьфё в ы л ьёх -ч ёр л ёх н е, Т ёрса апат парас 9ук Вы9ё ака лаш исем, Кё9ене99ё картара А нчах эсир, тёлёхсем, Курасс ёр 9ук ху çapa! Ял вё9ён че сём вёрман, Ч аш ёлтатать 9у л 9ипе Хушка 9ё л т ё р вы лятать, Ç yл Tiy-nepe 9уттипе Х уш ёлкари чёваш сем, Ç ы вёpaççё харлатса А нкартинчи тёмана, А нчах вё9ет ухлатса Уй ёх кукри яр ёнса, Т ухрё вёрм ан хьф ёнчен Шёпп ён-ш ёпп ён çeç утса, Т ухрё Нарспи п ^ р тён ч ен К айрё м ёлке пек шуса, А нкартисем хьф нелле Ялтан ту х р ё, ыткёнса, Ч упрё вёрм ан ёш нелле Курас тесе ён тёлса, У йёх ч у п р ё тах9анччен.

82 80 Emine Yılmaz Варман анчах шавласа, Юлчё Нарспи хьфёнчен Нарспи пы рать вёрм анпа, Темшён ытла ытканса Шёпп ён тёрать сём вёрман, Нарспи чунне хёратса А рмак-чармак йывё9сем, Пу9ёсем п е сулла99ё Н арспи иртсе пы нё чух, С улне пулсе тёра99ё Ват йы вё9сем хушшинче, А р9урисем вы л я 99ё Нарспи иртсе пынё чух, Аллисене тёса99ё С асартёках 9ИЛ тухса, А срё-кайрё сём вёрман Й ёри-тавра ах ёрать; «Тыт ар ёмна, Тёхтаман Тыт ар ёмна, упёш ка Тарать усал арём у!» В ётёр та пёр шуйттан пек, В ёрм ан улать: у-у-у! И рех тёр са тумланса, Сентти ту х р ё выляма К ёвентине утлан са, Ч упрё инкёшне курма А нчах инкёш курёнм асть Пиччёш халь те çbibёрать Т ёратса та вёранм асть Сентти шёпах аптёрать Пёр ÇbiH килсе кёчё те, Хытса кайр ё вы рён тах Пёхса тёч ё-тёч ё те, Тухса кайр ё çae ё н тах.

83 Narspi П ёртак тёр сан, вёл кайсан, Т улчё пурте тулли çbih: Епле вилнё Т ёхтам ан? ÂçTa кайн ё Нарспи кин? ÇyK, мён ч у х л ё ыйтсан та, Сире виле калас 9ук Н арспи 9^/рет вёрм анта, Эсир ёна тупас 9ук. Силпире А слё Силпи ялён ч е, Хуллен шёвать п у р ён ё Иртсе кайрё9 9им ёкри, Ы р ёл ёх п а савён ё Чёваш кёпи улача, Хир варринче кён-кёвак Ё9чен чёваш вёкёр пек, Ю рла-ю рлаё9 тёвать Тёрать ш урём пу9ёпе, И рех хире вёл ту х а т ь Кёш т-кёш т апат тёвать те, Ç y т ё 9ава вёл йётать Уч^/к хы 99ён чёвашсем, Айкашрё9ё хирсенче Валем, купа, капансем, Л ар ч ё 9 у л ё х варринче Ç ивчё 9ава ваш латрё ÇyAMaH 9аран 9ийёнче Пу9л ё ыраш сарал ч ё, Çe9eHxnpceH хушшинче Сёмах нумай ял 9инче ÇeM9e ч ёл х е вё9ёнче Т ёрёсси те п у р -тёр 9ав, Ялти сём ах хуш ш инче.

84 82 Emine Yılmaz С илпире те этемсем, Нарспи, Т ёхтам ан, Teççe Вёсем Taxçan Т ёхтам ан, Х аяррине пёле99ё М и хетертен шикленсе, В ёрттён 9ёрте сёмахсем Пу9не чиксе шеллесе, А птёра99ё чёвашсем Сетнер ача, 9ы нсенчен, ÇaB сём аха илтсенех, Амёшёнчен уйрёлса, Кайрё та9та пёчченех ÇbiHceM хи рте ё9лесе, Ка9па килне киле99ё Ка9хи апат ту н ё чух, Нарспи, Сетнер, ти е99ё Сетнер утрё пёр-пёччен, Кёрсе кайрё вёрмана Нарспи асап н е илтсе, Вилём сунать тёшмана «Тёттём пулё, к а 9 пулё, Тёшман патне 9ити ччен Тёшман чёри лёпланё, Хёвел кусса тухиччен Хёвел тухё, 9утатё, Этем тё р ё ёйх ёран Тёшман анчах вёранм ё Айхи ытла йы вёртан Хёвел тухё, 9утатё, Эпё пулёп вёрм анта Тёшман, вы ртён, хускалм ён Нарспи пулми 9уртёнта» А нчах Нарспи унсёрах, Кё9ёр т у х р ё килёнчен.

85 Narspi Xàex тарч ё таш м анран, Савни пырса 9итиччен. Вёрманта Ш авлать, кашлать сём вёрман, Вё9ё -х ё р р и курёнм асть Кутс ёр-пу 9сёр 9ил тухсан, Ч арёнассён туйёнм асть Ш авлать, каш лать, сём вёрм ан, Т ам ёкрё пек ах ёрать Те ар 9ури, те шуйттан, ÇaB териех аш кёнать Т а п х ё р -т а п х ёр 9ИЛ килет, П ёл тёр -п алтёр 9авёрса Тёттём вёрм ан j/хёрет, Ç ёpe 9итех авёнса Хура пёлёт пёрм аях, Шёвать вёрм ан тёрринче Ярать 9и9ём 9ёр 9урсах, Хура пёлёт хушшинче А9а 9апать, ш артл атать Пётём тёнче кисренет ÇyM ёр 9ырма пек юхать Л упаш касенче кёр л ет Сём-сём вёрм ан, сём вёрм ан М ёншён хы тё ш авлатён? М ёнш ён шёй-шай ш ёхёрса, М ёскён чуна хёрататён? В ёрман тата хы тёрах, Ш авлать, й ёрет, ах ёр ать Т урё 9ы рлах, ан пёрах! А хёрсам ан хускалать! Ах, 9ы л ё х л ё п у 9ёма, À9Ta чиксе хурам-ш и? Ах, 9ы л ё х л ё чунёма, Епле ты тса чарам-ш и?

86 84 Emine Yılmaz Епле Сетнер м ёскён -ÇKe, У рнё варм ан ашёнче Апле 9ирёп йывё9сем, Ю рла99ё nyç тёрринче Вёрман хёсёк 9ул ёпе, Аш 9уннине пусарса Вёрман шавне хуплас пек, Пырать сетнер юрласа : «Сём-сём вёрман, сём вёрм ан Мёншён хы тё ш авлатён? М ёнш ён шёй-шай ш ёхёрса, М ёскён ч уна хёрататён? Ах, ман хуйхём, итле-ха: М ёншён мана 9унтаратён Мёнш ён мана тёл ёха, С авёнё9а м антаратён? Ç ypaлтём -м ён аннерен, Х ён-хур, асап курм а çeç ÇaB асапран, хёнлёхрен, ÇaMpÜK п у 9ём пётни çeç Ç aм pёк п у 9ём пётм ёччё, М улём 9укки пётерчё Вёл та пулин ю рёччё, ÇbiH ухм аххи п ётерчё ÇbiH ухм аххи ю рёччё, Усал тёшман тупён чё У сал тёшман пётёччё, Турё 9ырни курёнчё» Сетнер юрлать юррине В ёйлё тёвёл тапранса, Сетнер юррине илсе, Вё9ет й ёрсе, ах ёр са ÇaB х у й х ё л л ё сасёсем, Чуна çypca й ёр е 99ё.

87 Narspi В ёйлё тёвёл п а пёрле, TaçTa ÇHxex 9ите99ё Хура вёрм ан ёшёнче, Х уллен-хуллен п ёте99ё ÇaB ю рёри ку99ульсем, Пёр чун патне 9и те99ё TaçTaH-TaçTaH аякр ан, Тепёри хирё9 м акёрать Усал асап -х у й х ёр ан, У нта тепёр чун 9унать Такам ю ррин сассисем, К ёрет Сетнер хёлхине В ёйлё тёвёл п а пёрле, Ю рлать Сетнер юррине «Хура вёрм ан, сём вёрман, М ёншён хы тё ш авлатён? Савни пекех ю рласа, В илнё чуна вёрататён? Тёттём вёрм ан, сём вёрман, Ан у л т а л а т ё л ё х а Савни пекех ю рласа, Ан хёварсам хурл ё х а А слё вёрм ан, сём вёрман, М ана чённе кала-ха! М ёскён чуна шеллесе, Чун савнине кётарт-ха А нчах утать кунталла, Ман паталла хёрарём : Ы рё турё, 9ырлахсам! Нарспи, Нарспи, эсё-им?...» Икё савни пёрлеш сен, Пу9не тай р ё ват юман Пёр-ик тап х ё р 9ИЛ вёрсен, Шёп л ёп лан ч ё сём вёрм ан.

88 86 Emine Yılmaz Хура пёлёт саланса, Пётрё вёрман хьф ёнчe Хёвел п ёх ать ш ёратса, Кайёк ю рлать йёвинче Курёк ÇHH4H сывлёма, Хёвел п арать ёшшине Икё чуна савёшма, Хёвел парать 9уттине Я лтёртатать ы р ё кун У сал кунён мён ё9 пур? С авёнса утать икё чун Ç ичё ютён мён ё9 пур? А нчах вёрм ан ёшёнче, Хура кайёк чёйлатать: Ай Тёхтаман, Тёхтаман, Нарспи чунне вёл шырать! Атте-Анне Сетнер пёчёк п уртён ч е, Вёсем иккёш л а р а 99ё Л у тр а сётел хушшинче, Ка9хи апат тёва99ё Сетнер ватё амёшё, Т урёх т у п р ё курш ёрен Ç ёкёp-тёвap кёларса, Хучё сётел ёш ёнчен А п атл ан са икё чун, Хёру сёмах кала9ать В атё карч ёк ам ёшё, Шёпп ён итлесе л а р а т ь А сёна99ё ёлёкхи, Ы рё лёпкё пурёнё9не, Ка9хи вёйё-уллаха, Ç им ёкчeнxи кунсене.

89 Narspi С асартёках илтёнчё, Ура сасси п ёл тёр тан М ихетерпе карч ёкё, К илчё9 кёчё9 алёкран Карчёк Пирён Нарспи ку пуртре, ÇyK-ШИ тесе килтёмёр Ялти ы р ё 9ынсенчен, Кунта тесе и лтрём ёр М ихетер хёр, х ё-ёр...х ёр -и эс! Нарспи, м ёскер хётлантён? Епле, 9ынсен ум ён ч е, ÇaK нам ёса кётартрён? М ён 9итм ерё-ш и сана, М ён 9итм ерё тёнчере? М ёншён, хёрём, мён пуртан, Ю рататён С етнере? Пуян хёрё п у 9упа, М ёншён 9ап л а хётлантён? Ёмёр курм ан намёса, Ват п у 9ём па кётартрён? Карчёк М ён 9итмен-ш и ухм аха, У пёш кине вёл ерм е ÇaK С етнерпе вёрм анта, Л ап ёш татса 95^реме? М ихетер Т урра шёкёр, халиччен, Усал сём ах илтм енччё ÇaK таран а 9итиччен, Киремет те тивм енччё.

90 88 Emine Yılmaz Манан килём -çyprâm a, Ы р ё пирёшти пёхатчё Ырё пирёшти пёхнипе, Ялта ягём кайманччё Пулёх, хёр п ан, çyt тёнче, М ана савса т ё р а тч ё Кёвак-хуппи, 9ут-хёвел, Мана туп ёш п аратч ё ÇaK тарана 9итрём те, Ватё пу9ём у сён ч ё Эсё 9ап л а пулнипе, Ы рё кунём пёсёлчё К арчёк (М ихетере) В ёр9сам ён тё хы тёрах, П ёсёрлантар Сетнерне Ё9ре х ы тн ё аллипе, Ан хапс ёнт ёр 9ын хёрне! М ихетер Мён кё9ёнрен S/стертём Хёр кём ёлне татмар ём Савн ё хёрш ён п уянл ёх, К унён-9ёрён п у 9тартём Кёнт ёрла та, 9ёрле те, Канлё ы йхё курмарём Хёрёмш ёнех тёрёш са, Ку9ём сене хупм арём Епле качча парёп-ши, Тесе ялан ш утларём Хёр телейён тёрёшса, Пуян к а ч ч ё шырарём Качча патём, туй турём Паян а к ё мён 9итрё М анён ватё пу 9ёма, Паян а к ё мён 9ирё!

91 Narspi Карч ёк Ш еллемест ён а н н о н е Ах, 9ёр 9ётм ан ё пу 9на! Камён хёрё пултён-ш и, Кам устерчё-ш и сана? М ихетер Мён кё9ёнрен j/стертём, Питне п ёхса савёнма ÇaK таран а 9итрё те, Хёрём 9и р ё п у 9ёма А9у-анну и рёкё, П улчё 9ёрё вы рённе Пёр Сетнершён тёктартён, А9у-анн^)н шур 9У9не П улёш марё пуянл ёх П улёш м арё сём ах та Пуян к а ч ч ё 9ум ёнче, Апла п у л м ё ухм ах та Н арспи А тте9ём, 9ам рёк чух, М ёншён пат ёр хёрёре? Пуянл ёх р а анчах мар, Ы р курасси 9ы ннинче Ам ёшё У сал, ытлашши, Ан кар ён тё 9ёварнё Аннун ёшне 9унтаратён Т урёран килесш ё п у 9на! М ихетер ÇaK нам ёса к ётартрён Ялти 9ынсем мён калё9? Хёрне ан ман, ват су п н ё! А9у 9ине к ё тар т ё 9.

92 90 Emine Yılmaz А нчах ялти çâeapcem, Кирек мён те кала9чар, Яту 9ё р н ё пулсан та, Ç anax эсё манён хёр Атя, хёрём, таврёнар, Ш ётёк-шатёк ку пуртрен Тепрер качч ё тупёпёр, Яту 9ёрсех кайиччен Атя, Нарспи, ан хуйхёр Санён а9у пур вёт-ха Яту пётн ё пулсан та, А9ун м у л ё пур вёт-х а К арчёк Атя, йытё, хёвёртрах Пёртте мана пёхмастён С етнер, йы тё, кё99е пит, Пуян хёрне ан хапсён! Нарспи А тте9ём, атте9ём, М ёншён м ана 9иетён? Намёс куне х ёр ёр е, Хёвён патна чёнетён? К арчёк Ав тата мён кал а 9ать! Савнё хёрне итле-ха! М ихетер Ç итё, карч ёк, вулашма Хёр сём ахне и тлер-ха! Н арспи А рём п у л н ё п у 9ёмпа, Киле пы рса тёрёп-и?

93 Narspi Савман кач ч а кай сассён, Татах асап чётёп-и? ÇyK, 9ук, атте, ан чён те Халь тин киле пы райм ёп Ç aплa пулса пётсен тин, К ач ч ё кётсе ларайм ёп Эсир мана J/стертёр Ача чухне ю ратрёр А нчах уссе 9и трём те, Хёрёр чунне курм арёр Эпё сире кёлтурём Эпё сире йёлёнтём Вё9не 9ите п у 9ласан, Й ёваланса м акёртём А нчах эсир х ёр ёр е, S^cTepecce устертёр, Yстерт ёр те ук 9аш ён, Сутса ярса п ётертёр Ача чухне хёрёре, Ю рататпёр, теттёр ч ч ё С авнё хёрёр мён ы й тн ё Ана пурте х атёр ч ч ё У ссе 9итрём, аттене, Пёр 9у л кёт-ха, терём те, Атте вёр9са п ётерчё Анне 9У9рен сётёрчё Мёнш ён м анён кёмёла, ÇaB юлашки кём ёла, Тумарён-ш и, а тте9ём? Халь п у л м ёттём каплалла М ёншён 9ап л а ху хёрне, Парса я тён каш кёра? Саншён 9ав пур ы рёлёх, М ёнпурё те ук9ара...

94 92 Emine Yılmaz Эпё асап курниш ён, Ху ай апла, эпё мар С етнер кёр^) пулм асан, Эпё сирён хёр ёр мар Эй атте9ём, анне9ём, С етнерпеле п ехиллёр ÇaBâH чухне тин вара, Ёмёр пёрле пулёпар К арчёк Ав-ав хёру мён калать Сетнер, шуйттан, и л ёр тн ё М ихетер, каяр-ха Хёру 9ине сур ёнтё! М ихетер Ы-ых, Сетнер, астёвён: М анён хёрё эс 9ирён! Эсё, 9автер усал хёр, Хура ns/ртрех тип, эппин! А9у килне, чим -халё, Хёвах чупса пы рён-ха А9у м ёнле ыррине, ÇaB ён чухне курён-ха! А тя, ватё карч ёкём, К аяр ён тё килелле Ё нтё сёмах п ётрё пулё, Паян пирён хёрпеле! Карчёк Пётёр, типёр 9акёнта, Типёр хёрёк турат пек! Ш ёммёр-ш аккёр 9ёриччен, А сапланёр йы тё пек!

95 Narspi Тухса кай р 9 ылханса, Ашшё-амёш хёй хёрне Урам тёр ё х карч ёкё, Ç an T ap at b х ёй сём ахне Н амёсланса, хёрелсе, Х ёвел анчё, пы танчё Сетнер амёш, ахл атса, Сётел 9ине п у 9тар ч ё. Т ёватё Виле Йывёр ё9сем хьф ёнчен, Л й хё тем рен те п а х а Силпи ялин 9ыннисем, Кайр ё9 тутл ё ый ё х а Çывёp)a99ё этем сем Хура вёрман тёк тёрать Т ёрсан -тёрсан, чашласа, Çил вёрнипе вёранать Килсе т у х р ё 9 вёрмантан, А кё икё урапа Шёпп ён шурё9 ялалла, П арён-парён лаш апа А кё сасё илтёнет, Чуна 9урса ян ярать Авё cacca илтнё те, Пёр 9ЫН урам па чупать Ш ёлтёр-ш алтёр ташласа, У рапасем кустар ч ё Вёрман ёшне кустарса, Кёрсе к ай р ё 9, 9у х а л ч ё Ш ёри-ш ари 9ын ш авлать Урам т ёр ёх чупкалать М ихетере 9ар атн ё! Тесе пёри кёшк ёрать П урте ту р и касалла, Хашка-хашка ч у п а 99ё.

96 94 Emine Yılmaz Мён п у л н ё та мён п у л н ё? П ёр-пёринчен bifttaççö М ихетере 9аратнё, Пёр яп ал а хёварм ан! Çёp 9ё т м а н ё вёрёсем, Т урёран та хёрам ан М ихетерпе карч ёкне, Иккёшне те вёл ерн ё! Ç ичё тар9и -тёр 9ине, Эрех парса усёртн ё Сетнер чупса 9итнё-м ён, Илтсе карч ёк сассине В ёрё, ш уйттан, пурттипе, Пу9нех 9у р н ё у н ён н е! М ихетере вёлернё М улне-м ённе хёварм ан С ём сёр"-п у 9сёр вёррисем, Т урёран та хёраман! Пётнё мёскён Сетнер те, Усал вёр ё пурттинччен Ун пек усал ё9 курман, Силпи я л ё халиччен М ихетерён Нарспийё, Пёр к у 99уль те ю хтармасть Ашшён пушё килёнче, В ьф ёнтан та хускалм асть К ётёр-кётёр арман чулё, Чёре 9инче ав ё р а т ь Арман ч улё айёнче, М ёскён чёре 9урёл ать Ах, 9 урёлса кайрё те, Нарспи кайрё йёванса. 11 Metindeki С ём сёр... yazılışı bir dizgi yanlışı olmalıdır. Aşmarin de (c. 11: 305) bu dize kullanılmış ve С ём сёр... biçiminde yazılmış. Anlamca da böyle olm ası gerekiyor.

97 Narspi Тин ён ки л се кёчё те, Йёрсе яч ё кёшк ёрса: Эй атте9ём, анне9ём, М ёншён м ана 9у р атр ёр? Тёнче асапне курма, Кун 9утине кётартрёр Эй ту р ё 9ём -п у л ё х 9ём, Мёншён м ан а чун патён? М ёскён 9амрёк п у 9ёма, П ёртел ей те ям арён Эй чунём 9ём, 9ам рёк п у 9, Мёншён капла пултён-ш и? Пётём тён ч е хушшинче, Эсё п у л тён ытлашши» Й ёре-й ёре хуйх ёрса, Нарспи у тр ё х и р е л л е Ялтан ту х р ё, уттар ч ё, К ан тёр-варё еннелле Ялти 9ы нсем ш еллесе, Пёхса ю лчё9 хьф ёнчен Паян п у л н ё ё9 9инчен, П акёлтатрё9 тёттём ччен Тепёр кунне ирхине, Чёваш х и р е тухм арё Эрнекуна асёнса, Нимён ё9 те тум арё Ёлёкхи пек урама, Сарё хёрсем ту х м ар ё В ёйё ташшисем таш лама, К аччисем те х ё й м ар ё Тёрлё 9ё р те ватёсем, Ушкён-ушкён т ё р а 99ё М ихетерён кил-9уртне, Сутма канаш тё в а99ё.

98 96 Emine Yılmaz Нарспи r a ç ja кайн аран, Ячё9 ё н а шырама М ихетерпе карч ёкне, Пурте утрё9 пытарма Аслё м асар-хёям ат Ви9ё виле шётёкра Ч ипер ач а Сетнер те, Выртать юман тупёкра К ёнтёрлана пётём ял, Пё99исен е шарт 9апать Нарспи виллине ту пса, Нимён тум а аптёрать Ш ыракансем таврён ч ё9, Лаш исене 9унтарса К ан тёр-варта йёмраран, Вилнё, терё 9, 9акёнса Вара вилнё вырённех, Хучё9 ёна пы тарса Тёпри тавра шёшкёрен, ÇaTaH л а р тр ё 9 9авёрса Хёвел анчё, к а 9 пулчё, Чёваш 9ынни 9ыв ё р а ть Хёвел ту х р ё, 9уталчё, Чёваш ё 9е ты тён ать А нчах пирён Н арспиш ён, Ё м ёрлёхе ка9 п улчё Ёмёр тёттём тупёкра, Х уйхи-9уйхи татёл ч ё Ç aплa и ртрё п у р ён ё Пу9ё п ётрё 9ам рёклах Ашшё-амёш ухм ахран, Пётрё х у й х ё-суйхёп ах Курч ё 9ут ё тёнчене, П ^ л ёх-турё п^рнипе.

99 Narspi ^ с р ё, п у л ч ё capâ хёр, А тте-анне пахнипе П ^ л ёх-ту р р ан кёмёлё, А слё турё хёй хёрне А тте-ан н е ирёкё, Ç и pё сар ё хёр nyçne В ы ртрё хёсёк тупёка, Ячё юлчё ял 9инче Ун хурл ёхл ё юррисем, Ю лчё9 9ынсен асён ч е Халь те пулин Силпире, А сёна99ё м ёскёне Ялан, 9ум ёр 9умасан, Шыв сап а 99ё тёприне.

100 m».t V.' Ч -V 7.,vî4ir)î'-]lV V *''i.- <i ' ' '*i,îi,u * Й-+ ; ' u c v #, 4 % < r Ч ' L V ;.;: - t 't '- f >fi /V i f i.sî. î -?- *^мщщ4тм^ш İ li,1шф^фшш0тф *H M :M ywn^wml... 'î* ), > r' ' W \ 4 ; \ ' - Л. i - v. <: >'».»,''? ; <.f,* <(.'. «r = V Kİ-

101 NARSPİ Silpi Yalînçe 1. Puş uyîhin vîsînçe, 2. Hîvel pîhrî îşîtsa. 3. Silpi çîvaş yalînçe, 4. Yur irîlçî vaskasa. 5. Tusem, sîrtsem huphura, 6. Y urî kayşa pîtnîren. 7. T uhaf kurîk éìp-sìra, 8. Hîvel hıü hîrtnîren. 9. Sivî, hayar hîl irtet, 10. K ayat yîrse, hurlansa. 11. Sivî kuséulìpe yîret, 12. İrtnî kunşîn huyhîrsa. 13. Putîksempe, varsempe, 14. Sîmîrîlse şıv kîrlet. 15. Ançah, m înle yîrsen te, 16. Hîvel hîrtnîsem hîrtet. 17. Hîl kuésulì şavlasa, 18. Y uhsa kayrî éirmara. 19. Açi-pîçi vılyasa, 20. Çupsa siiret uramra. 21. Kilçî ırî éurkunne, 22. Kilçî, yaçî îşîtsa. 23. Hîvel savat tînçene, 24. Hîl lyhinçen vîratsa. 25. Tîttîm vîrm an çîrîlet. 26. Yeşîl tumtir tîhînat. 27. Seéenhir te yeşeret. 28. İlem îpe m uhtanat. 29. Tîrlî-tîrlî çeçeksen, 30. Irî şîrşi sarîlat.

102 100 Emine Yılmaz 31. Pur éìrte te kayîksen, 32. Layîh yum yanîrat. 33. Süite, pîlît ayînçe, 34. Tiri yurri iltînet. 35. Sem se kurîk Siyînçe, 36. Putek-surîh sikkelet. 37. Hîy kitîvî padnçe, 38. A ça şîhliçî kalat. 39. Hırîmî pit viénipe, 40. Silpi yalnelle p îh at. 41. Silpi y a lî puyan yal, 42. Larat vîrm an îşînçe. 43. Kantur pekeh surçîsem, 44. Vat yîm rasem ayînçe. 45. Yalî tavra ukîlça. 46. Sînî éatan ukîlça. 47. Kiv kapanlî ankarti. 48. T îrlî éim ìslì pahça. 49. A slî uram ürîşşîpe, 50. Hîm a vitnî surçîsem, 51. Uram ikî ayîkkipe, 52. Yem-yeşîleh saçîsem. 53. Süitsem tavra kilkarti, 54. Çul hüme pek savîm î. 55. Sarî hapha kilseren, 56. Ç întîrlenî tîrîllî. 57. Silpi y alî aslî yal, 58. Hula teyîn insetren. 59. A hîr, kunti çîvaşsen, 60. M ulî pur-tîr éav vîsen. 61. Sırma yuhat kîrlese, 62. A slî yalîn éumìpe. 63. Hîvel, tîrî tîrlese, 64. V ılyat unîn şıvîpe.

103 Narspi T m şıvîn Îşînçe, 66. Kîvak pîlît yavînat. 67. Vatî yîmra tayîlsa. 68. Tîsne pîhsa savînat. 69. A kî kîper siyînçe. 70. Starik larat vîltapa. 71. Y îpîrt-yapîrt pulline. 72. Ultalasşîn îmanpa. 73. Av açasem éiil yençe. 74. Şıvra işse siireééì. 75. Pulì titan vattine. 76. Hirîsterm e pîlessî. 77. Akî pîr sın kîperpe. 78. K assa pırat kırmana. 79. Sırma urlî kaérì te. 80. Kîrse kayrî vîrmana. 81. Sîtm ah pekeh tuyînat. 82. Silpi çîvaş yalînçe. 83. Vîhît irtni sisînmest. 84. Savînî^lî kunsençe. 85. Kayîk yurri, ёш sassi. 86. Y an-у an yarat tavrana. 87. Surkunnehi havas yurî, 88. Kilse kîret hîlhana. 89. Uram tîrîh Ninnisem, 90. Ulput pekeh utaésì. 91. Pürt hısînçe şavlasa. 92. Açi-pîçisem vilyaééì. 93. Nar pek hitre hîrîsem. 94. Akîşsem pek utas^î. 95. Ç înkîr-çankîr tenkisem. 96. Yîltîrtatsa piraééì. 97. Sìr öîmîrse kaççîsem. 98. T aşlat hapha um înçe.

104 102 Emine Yılmaz 99. Punm ésem, ah, avan, 100. A slî Silpi yalînçe! 101. Sakî sutî tînçere, 102. Vîyli su k ta etemren Şıvsem sinçe, sìr sinçe, 104. H usa pulsa vîl tîrat Ançah vîylî etem te, 106. Hîy tînçine pîhînat U ksapala ereheh, 108. Sınna îsran kîlarat A slî kalîm eminçe, 110. Mînle çîvaş îsmen-şi?! 111. T arîn nührep îşînçe, 112. M în çuhlî sîra pîtmen-şi?! 113. îsnî te sav, sinî te Yîrkipele siknî te U nsîr pusne yeplelle, 116. Tîvas tetîn prasnike? 117. Kun irtnîs'em uramra, 118. Ü sîr sinsem numayrah K as pulnîsem vîrmana, 120. Sasî kayat hıtîrah îse-îse kasalla, 122. Üsîr çîvaş ıvînat Surkunnehi pılçîk ta, 124. Kanma ё е т ё е tuyînat V ırtat çîvaş ulput pek, 126. Şuhîşlam ast îstine Pîtîm uram tîrîşşîpe, 128. K îşkîrat hîy yurrine; 129. «Numay ìéle, numay éi Hıtî tarla, hıü îs!» 131. Ereh tesen, ìé éinni N ihîşî te tirkemest.

105 Narspi «Vîhîçîpe îslîpîr Vîhîçîpe ìéìpìr Kilte îsm e pulmasan, 136. K ürşî patne kîrîpîr Kürşîn îsm e pulmasan, 138. Uyranne te îsîp îr U yranî te pulmasan, 140. T urî parassa kîtfpîr» 141. Kalîm irtet, yur pîtet, 142. Surhi suha ta sitet Çîvaş çasah urîlm ast, 144. M uhm îr irtse kayaym ast întf, üsîr çîvaşsem, 146. U rîr sine ürîr-ha! 147. Yem-yeşîleh ёш tusem, 148. Şıv ta çaknî ёптпага Ey, piççesem, tîrîr-ha U rlî-pirlî pîhîr-ha Aka риёпе türletes Urapuna tirpeyles Sivî şıvpa ёîvînsan, 154. Pitne-киёпе tîs kîtîr Avantarah apatlan, 156. Aka tuma vîy kîtîr Küles în tî laşana, 158. Tuhsa kayas akana Ey, Шп(ё1т, sıvlîh par, 160. A knî tırrîm a întar! Sari Hîr 161. Yeşîl kurîk huşşinçe, 162. Sap-sarî çeçek üset A slî Silpi yalînçe, 164. Narspi yatlî hîr üset.

106 104 Emine Yılmaz 165. Piçî-ku^î pit hühîm, 166. Hirti sarî çeçek pek İkî ku sî hup-hura, 168. İkî hura şîrsa pek Yavìnaésì hısalta Sivît v îsî kîtrisem Utsa-utsa pınî çuh, 172. Ş înkîrtatat tenkisem K usîsem pe pîhnî çuh K aççîn çîri sîklenet Sühe tuti kulnî çuh K aççîn çunî seméelet Hirti sarî çeçeke îşî kuspa kam pîhm î? 179. Un pek layîh hitre hîre M înle kaççî yuratm î? 181. Hîvel ansa larsanah Pitne éìvat, şîlînat V îyya tuhma şîlkem e K îkîrî éine sakat Şînkîr-şînkîr tevetne H ulpuési urlî yarat H îrlî puréìn tutîm e Hîrle éavìrsa éihat Vîyîsençe un sassi Kayîk sassi yevîrlî A hîltatsa kulnî çuh Sirîp ёш ku temelle V îyî salaniççeneh Savîntarat sassipe İrhi ёîltîr hîparsa Y îl-yîl kulat tüpere Hîyîn aşşî kilînçe Narspi kanlî ё ^ ^ а!.

107 Narspi Irî dlîksem kursa T îlîkre te savînat İreh rîrat, tum lanat Narspi ìée tıtînat Ye purâin éip ilet te Yurla-yurla tîrî üvat Ye sîlem e larat te Sîvvi şîrâa pek pulat Süs hürellî hurâî yıtî Pîr kîret te pîr tuhaf Ye pir tîrtme laraf te V ılyantarat îsine Ye hultîrçî tıta f te Sipne tiret sîrrine Ye sak ^inçi kuşakî Pitne sîva pullaşan Apat hatîr hînaşîn Alli-uri sîm îlran Avan i ıtrî purìnìé H îrîn su lî tuliççen A şşî kilne hîtana Siçî yutran kiliççen Narspi aşşî Miheter, 222. Sîrm e puyan p u rîn at Vîl hîy hîrne yuratat N arspiyîpe m uhtanat «Man hîr pekki kamîn pur? 226. Kama pürnî un pek hîr? 227. Puşmak ёик-i hîrîm în? 228. Süret-i vîl tenkîsîr? 229. Silpi yalî îmîme Un pek hîrsem kuras ёик! 231. Pîr çîvaş ta hîy hîme M iheter pek pîhas ёик!

108 106 Emine Yılmaz 233. M ihetere min sitm en? 234. M inîm suk-şi surtîm ra? 235. Kımıl tenkî, tîrtnî pir, 236. Sahal-şim-m în siipéem re? 237. Tırî-pulî tulliyeh, 238. İşîlmest-i kîletre? 239. Su, sît-turîh, sîra-pıl, 240. Tulli mar-i nührepre?» 241. Çîn sîm ahîn suyi suk, 242. M iheterîn mîn sitm est? 243. Pîtîm yalta pîr puyan, 244. îna ni kam siteym est U nîn ^urçî hula pek, 246. Kîrsen, vitîr tuhm a ёик Huraltisen tîrrine, 248. Çîh-çîp vìsse sitme suk Kartaş tulü yapala, 250. Kupalansa virtaééì Kîlet tulü tırrisem, 252. Tîkînas pek tîras^î Urhamah pek laşisem, 254. Utî-sîlî siyessl Unîn v ıl îh-çîrlîhsem, 256. Piçîke pek siireséì Turi kasri ёак kil-surt, 258. Ayakranah kurînat Pilin vatî Miheter, 260. T ivîslipe m uhtanat Sak ırî ёш Miheter, 262. H îyîn hîrne yuratsa, 263. Aslî stvami hıёёînah, 264. H uçî îna ёuraёsa Pulas tuya yalyışsem, 266. T üseym esîr kîteёёî:

109 Narspi İkî puyan pîrleşsen, 268. Şep te pulì tuy! tessî Sinse Ыёап sitî-şi? 270. Yeple vîhît irtteres? 271. Sim îk kunî inse-şi? 272. Yeple unççeneh tüses? M iheterîn kilînçe, 274. Pame valli sîlessî Tuyîn hîvatne sisse, 276. V îyran tuhsa ìsleésì Ançah Narspi, sarî hîr, 278. Tuy pulasran hurlanat V îrttîn-vîrtön vîl yîret Setner yatne asîn at Yal vîsînçe, tukasra, 282. P îçîksessî pürt larat A m îşîpe sak pürtre, 284. Setner aça p urînat Çiper aça Setnerîn, 286. P îr urhamah laşi pur Vatî karçîk amîş pur v îr i yunlî çîri pur İkî vîylî alli pur Tîşm an риёпе pîterme, 291. v îri vut pek ёйи pur Untan urîh Setnerîn, 293. Nimîn te ёик yapala (Ançah astu: M iheter, 295. H îrne pam ast ёикапа.) 296. Pirîn Narspi, sarî hîr, 297. Sav Setnere yuratat Savînpala sarî hîr, 299. T uy pulasran hurlanat.

110 108 Emine Yılmaz 300. Sülî valak patînçe V atî yîm ra yeşeret Küllen ireh savînta, 303. Setner Narspiye kîtet Kîte-kite şîvarat Urhamah pek laşine Şıva anat vitrepe Narspi küllen irhine Narspi ikî vitripe Şîltîr-şaltîr kilet-éke Savînnipe Setnerîn, 311. Çîri kîlt-kîlt siket-éke Narspin éiihe tutisem K u lassî-ske taétanah Sülî valak pu^înçe, 315. Setner tîrat éutìlsah Y îltîr-yalür kusîsem Sarî hîr éine pìhaséì Sar m îyîhlî tutisem îşî sîm ah kalaésì. Sim îk К аё! 320. Şînkîrtatsa şıv yuhat, 321. Sülî valak риёь 9е Kîm îl pekeh yaltîrat Şıvî hîvel ёии1п9е K îm îl merçen tuh yapa Sarî hîrî şıv îsat Sarî kaççî ка1аё$а Hîy laşine şîvarat Sülî yîm ra îşînçe K ayîk yurlat yurrine Laşi îёse tînîёem, 331. Kaççi kalat sîm ahne:

111 Narspi «Saplah vara, Narspiéìm, 333. Suk-şim m anîn îrîskalîm? 334. Saplah sana yut sîre, 335. İlse kayî-şim usai? 336. Ah, teleyîm, éuk-tìr sav, 337. A su-annü pit puyan! 338. Hîysen puyanlîhîpe, 339. H rinaééì ёик ёшгап» An üpkeleşsem, Setner, 341. M înşîn ё т п а üpkeles? ё1а tarsa kayas-ha, 343. Puyan atte-anneren? 344. Atte-anne uhmah ёav, 345. M în kalasa kîntaras? 346. M în tîvar-ha, kala-ha, 347. M înle pirîn may tupas? 348. Hîvel ansan, каё pulsan, 349. Payan tuya lartaёёî Huşîlkari puyanpa, 351. M anîn tuya puёlaёёî Tîşman ıtla hayar, tet, 353. Yeple untan hîûlas? 354. Setner, Setner, kala-ha, 355. îёta kayas, mîn tîvas? 356. Sana tem pek yuratsa, 357. Savsa epî purîntîm Ançah ёараь ёак kuna, 359. Sam rîk puёîm pa kurtîm «Pîrten-pîreh puёîm pur vîri yunlî çîrem pur V atî karçîk annem pur Urhamah pek utîm pur Vîsençen te haklîrah, 365. Çunîm savni, esî pur.

112 110 Emine Yılmaz 366. Ançah sana ta payan, 367. Turtsa ilen tîşm an pur Vîl tîşm ana pîterme, 369. îkî vîylî allîm pur, 370. Ançah îna pîtersen Untan usai tînçe pur H îvîn kîm îlu pulsan, 373. Laşam sine lartîttîm Ayakkallah ku yaltan, 375. V îsîttîm te kayîtüm» Setner, tavrîn hîvîrtrah, 377. Şıva anat pîr arîm Çun savnipe kalassa, 379. U yrîlassîn tuymarîm «Sıvî pul, eppin Narspi, 381. An man, eppin, m îskîne!» 382. Laşi sikrî, ıtkînçî, 383. v ìsse kayrî, kilnelle Narspi îna hurlansa, 385. Pîhsa yulçî hısînçen Huskalm aıi vırîntan, 387. Savni kusran kayiççen: 388. «Sıvî pulah, sıvî pul! 389. Yeple sana m anîp-şi? 390. Sanpa pîrle pulmasan, 391. Yeple yutra pulîp-şi?» 392. M înşîn, Narspi, huyhîratîn? 393. Kaççu ıtla vatî-im? 394. Pam ü ıtla sahal-im? 395. Terî arîm éitrì te Narspi şıvne îsrî te, 397. Kilne utrî huyhîrsa Kilne âitrî, yîrse yaçî, 399. Setnerîşîn hurlansa.

113 Narspi F4irtre vatî karçîkî, 401. V îrssa süret ahaleh Siplet tulta Miheter, 403. Tuy küm ine pîççeneh lélet vati pusîpe, 405. Fhırttipele kaskalat Savnî hîrşîn tîrîşsa, 407. Piçî tîrîh tar yuhat «M în kîsînren üstertîm, 409. Sak tarana siterm e în tî payan yulaşki, 411. îsîm pultîr hîrime Üsrî sitrî, pulçî h îr 413. Puyan upîşka kirlî U pîşkine tuprîm îr 415. Kümi layîhrah kirlî Sitıi întî sim îk te, 417. H îrîn tuyne tumalla Tantîşîm sem puhînsan, 419. К М г tuyne lartmalla» M iheterîn kilînçe, 421. Sîra piçîki kuşat Yalti tantîş-tîvansen, 423. Pırî tîpî yarînat İkî pısîk kîmaka, 425. T îrlî apat pîslanat Yalti tantîş-üvansen, 427. T uta-éìvar éulanat Hura pürtre şîpîrsî, 429. Larat şîpîr türletse Yalti sam rîk kaççîsen, 431. Uri kayat sîklense Tuyîn hîvatne kîtse, 433. Purte vî^se ёйгеёёг

114 112 Emine Yılmaz 434. Kiki pir çun huyhine, 435. Pirite vîsem sismessî Narspi larat lassinçe, îkerçîsem éulasa Surasnipe asınsa, 439. Larat m iskin huyhîrsa «Siçî yutran kilçî yut, 441. Atte kilne hîtana Sarî hîre surasat, 443. Siçî yutri puyana Atte-anne, an vaskîr Tata pîr sul tîrîr-ha rtrten-pîreh hîrîre, 447. Tata p ìré u l usrîr-ha Atte-anne üsîф e, 449. Hîrne itleş temerî Kaççi puyan tenipe, 451. Hîrin çunne pîlm erî» Vatî çun ta hıtnî çun, Hıtsa kaynî kìéée éav Samrîk çun ta pîçîk çun, 455. Çunî ıtla sem ée sav Kayîk çunî pulsassîn, 457. Y îıiççî te kulîççî Sunaçîsem pulsassîn, 459. V M ççî te kayîççî Hîvel ançî hîrelse, 461. Hura vîrm an hiénelle Kîtü ançî kîrlese, 463. Aslî Silpi yalnelle Av unta hitre hîrsem, 465. îni hiàéìn çupassi Çeye mattur kaççisem, 467. Vîsen hiééìn yulmaééì.

115 Narspi ИЗ 468. A kî pîr etem çupat, 469. Ula îni m îkîret Sîm sîr sısni éuhìrat, 471. Pîtîm yala sîm îret Kîtü hıssîn urampa, 473. Hura tusan hîp arat Akî tusan îşînçe, 475. K arçîk aran ёеё utat Hîy vîl hîrah allipe, 477. Yîtnî sîra çîressi: 478. Ah-hay hîn pek sîklessi Ay-hay éìm ìl îsessi! 480. Pirîn vatî Miheter, 481. Tantîşsene yıhîrat Unîn vatî karçîkki, 483. Sîra yîtnî uttarat Tantîş patne kîret te, 485. U sat sîra çîresne Tuya pıma yıhîrsa, 487. ìéteret tuy sîrine Irî tantîş-üvansem, 489. Pire hisep tum îr-şi? 490. H îre kaçça paratpîr Turi kassa utmîr-şi? 492. «Pırîpîrah, pırîpîr, 493. Pımasîrah yulm îpîr? 494. T urî pürsen, sıvî pulsan, 495. Kîm îlîra tatmîpîr!» 496. K arçîk yala îretlet, 497. Tîttîm te pulsa éitet K arçîk süret kilînçe, 499. Sîkîr-tîvar hatîrlet Irî tantîş-üvansem, 501. Turi kassa uttarar!

116 114 Emine Yılmaz 502. Pereketlî sîrana, 503. îse-îse tuy lartar! 504. Pirîn tîvan hîr parat Pire unta yıhîrat Hîyîn savnî hîrîşîn, 507. U rîm -surîm tuy puslat T uyne-pusne pusliççen, 509. Aval çîvaş yîlipe, 510. Vattisene asînsa, 511. T îkar éìkìr-tìvam e: 512. «Vat attesem, annesem, 513. Irî kurîr sîtm ahra Pirîn éìkìr-tìvarsem, 515. Pulççîr sirîn umîrta Pirîn savnî Narspiye, Parîr ırî purìnìé Parîr unîn teleyne, 519. Irîlîhpa savînîâ!» 520. Vattisene asînçî^, 521. Avalhisen yîrkipe Untan tuya puélam a, 523. Kîçî^ şurî kîlete Kurka tulli sîripe, 525. Aşşî-am îş pehillet Aşşî-am îş umînçe, 527. Н Ы hurlansa yîret: 528. Narspi, hîrîm, pil sana! 529. U pîşkuna an pîrah Avan purîn unpala Tatù pulîr yalanah İtle îna, yîvaş pul Usai ёш ра an Mıhlan ìéne îsle, î^çen pul Kirlî т а ф а an hîtlan!

117 Narspi Atte-anne tikîtlet, 537. H îr киёёигпе yuhtarsa Şîpîr sassi çîylatat Tuya yaçî^ puslasa Silpi yalî harlatsa, 541. V ilnî ёш pek ёıvîrat^ 542. Tînçe lîpkine kursa, 543. Süite uyîh savînat Kîrse pîtnî vîyîran Sarî hîrsem, kaççîsem Tuy halîhî ёıvîrat, 547. Sıvîra^sёî huёisem îşî sıvlîş sivînet Sasî-çîvî iltînmest, r tr yıtî ёеё vîrkelet Sîvar karm a ürkenmest Avtan ёurёîr avîtat I л m î ёîrte ёıvîrat Hullen-hullen uyîh ta V îrm an Ыёпе pıtanat Irî tutlî îyhîpa Çîvaş ёшп1 ё ^ к а! Pîr çunîn ёеё huyhîpa Sav каё çîri ёи!11а1. Tuy 560. Hîvel tuhnî-tuhm anah T îtîm kayrî yal ёinçe Киёпе uёnî-uёm anah, 563. Ç îvaş larat munçinçe Sim îk kunî yîlipe, 565. Sinsem munça kîreёёî Sim îk kurîkîpele Sanёurîm ne hîrteёёî.

118

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası