ayakta küçük su kabarcıkları / Derideki Su Toplaması Nasıl Geçer? 4 Doğal Tedavi - Nefis Yemek Tarifleri

Ayakta Küçük Su Kabarcıkları

ayakta küçük su kabarcıkları

Pemfigus nedir?

Çoğunlukla deride ve ağızda olan ancak bazen burun içerisinde, boğazda, gözlerde ve cinsel organlarda da olabilen, yanık benzeri içi sıvı dolu kabarcıklar şeklinde başlayıp bunların kısa sürede patlayıp açılması ile üzeri kabuklanan yüzeysel yaralar şeklinde seyreden önemli bir deri hastalığıdır. Hastalığın Türkçe’de ya da halk arasında bilinen başka bir ismi bulunmamaktadır.

Pemfigus hastalığı neden ve nasıl olur?

Tıp dilinde otoimmun bir hastalık olarak sınıflandırılır. Yani normal koşullarda yalnızca insan vücuduna zararlı olabilecek mikrop ve yabancı maddelere karşı bir koruma sistemi olan bağışıklık sisteminin, kişinin kendi doku ve hücrelerini de yabancı olarak algılayıp buna karşı savaşması sonrasında ortaya çıkan hastalıklardan birisidir. Daha basit biçimde açıklamak gerekirse kimde olacağını önceden kestiremediğimiz pemfigus hastalığı da henüz bilmediğimiz bir nedenle vücudun kendi derisini yabancı olarak algılaması ve buna karşı bir tepkime vermesinden kaynaklanmaktadır. Bu tepkimeye bağlı olarak derinin en üst tabakasındaki hücreleri bir arada tutan bağlar, vücudun salgıladığı ve otoantikor adı verilen maddelerin etkisi ile koparlar. Bunun sonucunda hücreler birbirinden ayrılır ve derinin içerisinde yarılmalar meydana gelir. Bu yarılmış alanların içerisinin serumla dolması sonucu da bül adı verilen ve içi berrak sıvı ile dolu olan kabarcıklar meydana gelir. Bu kabarcıkların cidarı çok ince olduğu için kolaylıkla patlayıp açılarlar ve genellikle ağrılı, ıslak et görünümünde, yüzeysel yaralara dönüşürler. İşte bu yaralardan vücudun sıvı ve bazı gerekli maddeleri kaybetmesi ya da bu yaralardan giren mikropların neden olduğu enfeksiyonlar pemfigus hastalığının bazen yaşamı tehdit edebilen olumsuz etiklerinin de temelini oluşturur. İrsi bir hastalık mıdır?

Hastalık nadir de olsa aynı ailede birden fazla kişide görülebilmekle beraber irsi bir özelliği yoktur. Yani anne ya da babadaki bir pemfigus hastalığı doğrudan çocuklarına geçmez.

Bulaşır mı?

Hastalığın bulaşıcı bir özelliği yoktur. Yani hastanın eşine, çocuklarına veya yakınında onunla temas edenlere herhangi bir şekilde bulaşma söz konusu değildir.

Hastalığın görülme sıklığı nedir?

Pemfigus nadir görülen bir hastalıktır. Ülkemiz için kesin veriler olmamakla beraber kabaca 1 milyon kişinin ’ünde bu hastalığın geliştiği tahmin edilmektedir. Erkeklerde ve kadınlarda eşit sıklıkta görülür. En sık orta yaşlı kişilerde ortaya çıkmakla beraber her yaşta görülebilir.

Hastalığı ortaya çıkaran veya çıkmasını kolaylaştıran etmenler nelerdir?

Bazı ilaçların ve kimyasalların bazı insanlarda pemfigus’a neden olduğu gösterilebildiği halde kesin tetikleyiciler bilinmemektedir. Bazı pemfigus hastaları bazı yiyecekleri yedikten sonra şikâyetlerinin artış gösterdiğini bildirmektedir (Örneğin soğan, sarımsak, pırasa gibi).

Pemfigusun farklı tipleri var mıdır?

Pemfigusun çok sayıda klinik tipi olmakla beraber en sık görüleni derideki sulu yaralara genellikle ağız yaralarının da eşlik ettiği derin pemfigus (pemfigus vulgaris) diye adlandırabileceğimiz tipidir. Diğeri ise sadece deride çok yüzeysel yaralar, kabuklanma ve kepeklenmelerle seyreden daha hafif bir tip olan yüzeysel pemfigusdur (pemfigus folyaseus).

Pemfigusun belirtileri nelerdir?

Yukarıda sözü edildiği gibi pemfigusun en sık karşılaştığımız tipi olan derin tipinde hastalık genellikle uzun süre iyileşmeyen ağız yaraları şeklinde başlar. Bu şekilde haftalarca süren, hatta bazen aylarca süren ve gargara şeklindeki ilaç tedavileriyle iyileşmeyen ağız yarası döneminin ardından hastalık özellikle saçın içerisinde, yüzde ve gövdede çıkan sulu yaralar şeklinde deriye yayılır. Bu yaralar önce bül diye adlandırdığımız içi su dolu, pörsümüş baloncuk görünümünde deri kabarcıkları şeklindedir ve tıpkı yanık sonrası derinin su toplamasına benzerler. Bunların içerisi önceleri berrak su görünümünde iken zamanla cerahatli, sarı-beyaz renkte bir görünüme kavuşur. Büller kısa sürede patlayarak açılırlar ve tabanları ıslak, yüzeysel, sulu yaralara dönüşürler. Zamanla kuruyup kabuklanırlar. Ancak tedavi edilmezse başka yerlerde yeniden çıkan taze-sulu yaralarla hastalık devam eder. Bu yaralar gözlerde çıkarsa (birinde veya her ikisinde birden) yanma, kızarma, yaşarma şeklinde kendini belli eder. Burunda çıkarsa kanama, akıntı ve tıkanıklığa yol açar. Ağızda, yutakta çıktığında ise özellikle yemek yerken ve yutkunurken artan ve kişiyi bazen yemeden içmeden kesen oldukça rahatsız edici ağrılara yol açar. Bazen soluk borusu ve ses tellerinde de bu yaraların ortaya çıkması sonucu nefes darlığı ve ses kısıklığı gözlenebilir. Bu yaralar bazen cinsel organlar etrafında, üzerinde veya içerisinde bazen de makat etrafında da çıkabilir.

Pemfigustan şüphelenildiğinde nereye, hangi uzmana başvurulmalı?

Pemfigus bir deri hastalığıdır. Bu nedenle yukarıdaki belirtileri gösteren bir hasta öncelikle bir deri hastalıkları uzmanına (dermatolog) ya da bu uzmana sahip bir sağlık kurumuna başvurmalıdır.

Pemfigus teşhisi nasıl konur?

Sözü edilen belirtilerden pemfigustan şüphelenen doktor teşhisi kesinleştirmek için derideki veya ağızdaki yaralardan birinin kenarından, yalnızca yara bölgesini uyuşturarak (lokal anestezi), genellikle nohut büyüklüğünü aşmayan büyüklükte bir deri parçasını birkaç dikişlik çok küçük bir operasyonla alır (biyopsi). Bu parçanın mikroskop altında (patolojik inceleme) ve immünofloresan adı verilen özel bir yöntem ile incelenmesi ile teşhis kesinleştirilir. Pemfigus teşhisi alan hasta nelere dikkat etmeli? Tedaviye uyumun ve takibin önemi.

Pemfigus teşhisi alan kişi derhal derin endişelere kapılmamalıdır. Çünkü iyi tedavi ve düzenli takip ile hastalığın ilerlemesinin durdurulup etkisiz hale getirilebilmesi hatta tam olarak iyileştirilebilmesi günümüzdeki modern tedavi yöntemleri ile asla uzak bir olasılık değildir. Ancak pemfigusun uzun süreli ve zahmetli bir tedavi sürecine ihtiyaç duyan bir hastalık olduğu ve uygun biçimde tedavi edilmediğinde de ciddi sonuçlara yol açabileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Pemfigus hastası açısından doktorunun tedavi önerilerine harfiyen uymak ve kontrolleri aksatmamak kısacası “iyi tedavi uyumu” son derece önemlidir.

Tedaviyi ve hastalığın seyrini etkileyen hastaya ait başka etmenler var mıdır?

Evet, hastanın pemfigusa yakalanmadan önce zaten var olan örneğin şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, geçirilmiş verem, kemik erimesi, katarakt, geçirilmiş beyin veya mide-barsak kanamaları vs. gibi hastaya ait ve pemfigusa eşlik eden pek çok başka etmen pemfigusun seyrini ve tedaviyi doğrudan etkileyebilir. Çünkü söz konusu hastalıklar pemfigusu ve tedavisini olumsuz etkileyebileceği gibi pemfigus için verilen tedaviler de bu hastalıkları olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle hastanın doktoruna muayene sırasında bunları mutlaka belirtmesi gerekir. Doktoru tedavi planını ve takiplerini bu durumları göz önünde bulundurarak düzenleyecektir.

Pemfigus nasıl tedavi edilir?

Yukarıda sözü edilen ve deri hücrelerinin bağlantılarını kopararak yarılmalara ve dolaysıyla pemfigus hastalığına yol açan, vücut tarafından üretilen “antikor” adlı maddelerin üretimini baskılamak, azaltmak veya tamamen durdurmak pemfigus tedavisinin temel amacı ve hedefidir. Bu amaçla vücudun kendisine yönelik bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar veya kanın antikor adlı maddeden temizlenmesine yönelik bir takım yöntemler kullanılır. Bu amaca yönelik en etkili dolaysıyla en sık kullanılan ilaç “kortizon” ilacıdır (örneğin prednol adlı ilaç pemfigus tedavisinde en sık kullanılan kortizon ilaçlarından birisidir). Çoğunlukla ağızdan hap şeklinde alınan kortizon ilacı pemfigus hastalığı açısından “hayat kurtarıcı” etkisi nedeniyle tedavinin temel taşını oluşturur. Diğer ilaç ve yöntemler genellikle kortizon tedavisine destek amaçlı ya da nadiren kortizon tedavisine cevap vermeyen durumlarda ikincil seçenekler olarak kullanılırlar. Sonuçta genel olarak pemfigus tedavisi kortizonun iyileştirici etkisi ile kortizonun yan etkileri arasındaki hassas bir denge üzerine kuruludur.

İlaçların olası yan etkileri nelerdir?

Pemfigus tedavisinin temel sorunu ilaç yan etkileridir. Özellikle kortizon, bir yandan hastalığı iyileştirirken öte yandan da yan etkileri ile hastalığın seyrini doğrudan etkileyebilir, pek çok organda ciddi sorunlara yol açabilecek hasarlar oluşturabilir. Özellikle yüksek dozlarda ve uzun süreli kullanımı sonucu gözde katarakta, mide-barsak kanamalarına, tansiyon yükselmesine, kemik erimesine, gizli şeker hastalığının ortaya çıkmasına veya şeker hastalığının artışına, böbreküstü bezlerinin anormal çalışmasına ve buna bağlı kilo alımına, tüylenmeye, yanaklarda ve boyunda şişmelere, deride çatlamalara neden olabilir.

Hastalığın seyrini olumsuz etkileyen, yinelemesine yol açan durumlar, etmenler nelerdir?

Güneş, enfeksiyonlar (özellikle kış aylarında gribal enfeksiyonlar), stres ve herhangi bir nedenle geçirilen ameliyatlar, özellikle diş tedavileri pemfigusun yinelenmesine neden olabilir. Dolaysıyla özellikle yaz aylarında güneşten korunmalı (güneşten koruyucu kremler kullanılmalı ve uygun giysiler giyilmeli, özellikle gün ortasında güneşe maruz kalınacak açık yerlerde bulunulmamalıdır), kış aylarında ise gribal enfeksiyonlardan kaçınmak için kalabalık ve kapalı ortamlarda bulunulmamalı hasta kişilerle temastan kaçınılmalıdır. Doktoruna danışarak mevsimsel grip için her sene zatüre içinse beş yılda bir aşılanması korunma açısından önemlidir. Pemfiguslu hasta ameliyat veya dişle ilgili girişimlerden önce pemfigus açısından takip eden doktoruna haber vermeli önerilerini almalıdır. Zorunlu girişimlerde doktoru tedavisini uygun biçimde düzenleyecektir.

Bu hastalıkta günlük hayat nasıl olmalı, nelere dikkat etmeli?

Pemfiguslu hastaların hem hastalıklarının özelliği hem de aldıkları tedaviler nedeni ile günlük hayatlarında yukarıda belirtilenlerin dışında dikkat etmeleri gereken şeyler vardır. Örneğin özellikle tedavi alınan dönemlerde (çoğunlukla kortizonlu ilaçlar kullanılırken) diyetine dikkat etmeli, tuzlu ve karbonhidrat ağırlıklı (hamur işi, tatlı vs.) beslenmeden kaçınmalıdır. Bunun dışında genel vücut temizliğine önem verilmeli, özellikle ağız bakımına dikkat edilmelidir. Dişler düzenli olarak fırçalanmalıdır. Kullanılacak diş fırçası yumuşak olmalı (tercihen çocuklar için üretilmiş diş fırçaları kullanılmalı) ve fırçalama diş etlerini tahriş etmeyecek biçimde nazikçe yapılmalıdır. Özellikle kortizon alındığı dönemlerde ağız içerisinde mantar (pamukçuk) gelişmemesi için karbonatlı gargaralar günde kez uygulanmalıdır (yemek karbonatı bir bardak ılık suya bir çorba kaşığı katılıp karıştırılır ve bu karşımla gargara yapılabilir). Banyolarda keselenmeden kaçınılmalı duş şeklinde banyolar yapılmalıdır. Ancak duş aşırı basınçla deriye çarpacak kuvvette olmamalıdır. Hastalığın aktif olduğu dönemlerde özellikle makat etrafında yaralar varsa tuvalet temizliği dikkatli bir şekilde yapılmalıdır. Kullanılan tuvalet kâğıtları yumuşak olmalıdır. Genital bölgesinde yaraları olan kadın hastalar kadınlar için üretilmiş temizleme sıvılarını önden arkaya doğru silinip atılacak şekilde yumuşak temiz gazlı bezlerle kullanabilirler. Genital akıntıların varlığında (süt kesiği biçiminde veya özellikle kanlı-cerahatli akıntılarda) doktoru bilgilendirilmelidir. Hastalığın aktif döneminde hem erkek hem de kadın hastalar cinsel ilişkiden kaçınılmalıdır. İyileşme dönemlerinde bulunan doğurganlık çağındaki kadın hastalar (doktoruna danışarak planladığı bir gebelik yoksa!) doktorunun önerdiği bir yöntemle gebelikten korunmalıdır. Pemfigus hastalarında gebelik planlaması mutlaka hastayla doktorunun hastanın durumunu dikkate alarak yapacakları bir risk değerlendirmesi sonucu birlikte karar verilmelidir. Gebeliğin ilaç kullanılmadığı bir dönem de olması gerektiği düşünülürse (bazı pemfigus ilaçlarının gebeliğe ve bebeğe olabilecek olumsuz etkileri göz önüne alınarak) hastalıkta olası yineleme, alevlenme ya da ağırlaşma riskleri çok iyi değerlendirilmelidir. Her şeye rağmen gebe kalınıp doğuma ulaşıldığında sağlıklı bir bebek olma şansı olduğu kadar ölü doğum da olabileceği bilinmektedir. Çoğunlukla pemfigusun anneden bebeğe kalıcı biçimde geçmesi söz konusu değildir. Ancak bazen anneden bebeğin kanına geçen ve yukarıda tarif edilen antikor adlı maddelerin neden olduğu ve en fazla bir ay süren geçici bir pemfigus hastalığı yeni doğan bebeklerde gözlenebilmektedir.
Bunların dışında hastalar (tercihen ağır fiziki güç gerektirmeyen) işlerine hastalık remisyon dediğimiz iyileşme dönemine girip kontrol altına alındıktan sonra devam edebilirler ve hastalıkla ilgili takip ve kontrollerini aksatmadan normal hayatlarını sürdürebilirler. Günümüzde pemfigus hastalığının “hala önemli bir hastalık” olmakla birlikte iyi takip ve tedavi ile tamamen kontrol altına alınabileceği ve kişiyi en az etkileyecek bir duruma getirilebileceği unutulmamalıdır.

Ayakta Su Toplaması Neden Olur?

El ve ayakta içi su dolu şişlikler bir çok durumda görülebilmektedir. En sık görüldüğü durumlar dishidrotik egzema, alerjik kontakt dermatit, mantar enfeksiyonları, id reaksiyonu, palmoplantar püstüloz, psoriasis ve otoimmun büllöz hastalıklardır.

Dishidrotik egzemanın kesin nedeni funduszeue.info egzama türünde ayak tabanlarında ve ayak parmaklarının kenarlarında küçük, yoğun kaşıntılı kabarcıklar oluşur.

Ayakta su toplanması yani dishidrotik egzama en çok yaş arası yetişkinlerde görülür.  Erkeklere oranla kadınlarda daha sık karşılaşılır. Ayakta su toplanması sorununun yaşanma ihtimali herhangi bir tür egzaması olan kişilerde daha fazladır. Aynı şekilde ailesinde dishidrotik egzama görülen kişilerde bu sorun daha sık yaşanır.

Dishidrotik egzemanın kesin sebebi bilinmemektedir.

Risk Faktörleri:

  • Atopik dermatit öyküsü,
  • Kontakt iritanlara maruz kalmak (özellikle metaller),
  • Kontakt alerjenlere sistemik maruziyet ( nikel ve kobalta sindirim sistemi yolu ile maruz kalmak),
  • Başka bir alanda dermatofit enfeksiyonu ( id reaksiyonu),
  • IV veya subkutan immunglobulin ile tedavi,
  • Il inhibitörleri ile tedavi,
  • Hiperhidroz,
  • Sigara kullanımı,
  • UV maruziyeti.

Su Toplayan Yer Patlatılır Mı?

Doktorunuzun önerceği ıslak pansumanlar uygulanarak su toplamalarının düzelmesi hızlanabilir. İçi su dolu şişlik çok büyük olursa doktorunuz içini boşaltabilir. Kendiniz içi su dolu şişlikleri patlatmayınız. Enfeksiyon riski oluşturabilirsiniz.

Ayakta Su Toplamasına Ne İyi Gelir?

Sebep olabilecek iritanlardan ve arttıran faktörlerden uzak kalmak tekrarları önlemek açısından önemlidir. Tedavide ilk hedefimiz derinin iritasyonuna engel olmak ve deri bariyerini onarmaktır.

  • El ve ayaklarımızı ılık su ile yıkamalı, yıkarken yumuşak kıvamlı cildi tahriş etmeyen sabunlar kullanılmalıdır,
  • Eller ve ayaklar yıkandıktan sonra iyi kurulanmalıdır, ıslak bırakılmamalıdır,
  • Yıkandıktan sonra nemlendirici kullanılmalıdır,
  • Islak işler yapılırken egzemalı cilde uygun eldivenler ( içi pamuklu dışı lateks) kullanılmalıdır,
  • Islak işler yapılırken takılar çıkarılmalıdır,
  • Deriyi tahriş eden iritanlardan uzak durulmalıdır.

Ayakta Su Toplaması Nasıl Geçer?

Öncelikle sebep olabilecek faktörlerin tespit edilip bunlardan uzak kalmaya çalışılmalıdır. Islak pansumanlar ve kremler tedavide kullanılır. Altta yatan sebepler iyi değerlendirilmelidir.

Topikal tedavilerin yeterli olmadığı durumlarda ışık tedavileri, sistemik tedaviler kullanılabilir. Altta yatan sebep mantar enfeksiyonuna bağlı  id reaksiyonu ise mantar enfeksiyonunun tedavisi, üzerine eklenen bakteriyel bir enfeksiyon varsa bakteriyel enfeksiyonun tedavisi gerekmektedir.
Tedaviye dirençli olan hastalarda kesin tanı için biyopsi alınması gerekebilir. Sigara ile ilişkisi bilindiğinden sigaranın bırakılması tedavi etkinliğini arttırmaktadır.

Teşhis Nasıl Konulur?

Dishidrotik egzamadan şüphelenen hekim muayene sırasında ciltteki değişimleri gözlemler. Sorduğu sorularla ayakta su toplanmasına neden olan etkenlerin neler olduğunu anlamaya çalışır. Tetikleyicilerin neler olduğunu belirlemek için bazı testler isteyebilir. Kesin tanı için bazen biyopsi alınması gerekebilir.

*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  

Ayak su toplamasına ne iyi gelir, neden olur? Ayak su toplaması nasıl d&#;zelir, nasıl ge&#;er?

Birçok nedenden dolayı bazen ayaklarda su toplası sorunu yaşanabilir. Bu durumda önemli olan ne kadar sürede geçtiği ve su toplayan yerin patlayıp patlamadığıdır. Peki, ayak su toplamasına ne iyi gelir, neden olur? Ayak su toplaması nasıl düzelir, nasıl geçer? İşte, ayakta su toplaması nedenleri ve çözüm yolları

SU TOPLAMASI NEDİR?

Deri, üst ve alt deri olmak üzere iki kısımdan meydana gelir. Üst kısımda bulunan deri ölü hücrelerden oluştuğundan dolayı sinir ve kan damarı bulunmaz. Alt deri ise tam tersidir. Bu iki tabaka arasında oluşan sıvı birikmesine halk dilinde su toplaması adı verilir. Oluşan su toplanmasının küçük olanlarına vezikül, büyük olanlarına ise bül adı verilmektedir.

Su toplanması olayı, vücudumuzu oluşturan hücrelerin içerisinde bulunan sıvının bir şekilde dışarı sızmasıdır. Bu sıvı deri dışına atılmadan bir süre burada kalırsa iltihap oluşumu gerçekleşebilir. Su toplanması olayının gerçekleştiği bölgede gerilim nedeniyle ağrı oluşabilmektedir. Bu durum problemi yaşayan kişide rahatsız edici bir his oluşturabilir.

Eğer ayağınızda içi dolu büyük bir kabarcık mevcut ise su kabarcıklarının içinin boşaltılması gereklidir. Pratik olarak ev ortamında yapılabilecek steril bir iğne ucu ile öncesinde kabarcığın oluştuğu bölgeyi iyot solüsyonu ile temizlemek ve ardından iğne ile kabarcığın tavanını bozmadan ortadan kaldırılmadan sıvının çekilmesidir. Bu işlem kabarcığa bağlı olarak gelişen ağrıların hafifletilmesini hem de bölgede meydana gelen hasarın daha hızlı iyileşmesini sağlayacaktır.

AYAKATA SU TOPLANMASININ NEDENLERİ NELERDİR?

Ayakta su toplanmasının bilinen birçok nedeni bulunmaktadır. Bu nedenlerden bazıları ise şunlardır;

  • Koşmak ya da çok yürümek derinin tahriş olmasına sebep olabilir. Bu nedenle hasar alan deri su toplayabilir.
  • Ayakkabı içerisine giren çakıl, kum, taş gibi maddeler ayağı zorlayacağından dolayı su toplanmasına sebep olabilir.
  • Çorap ve ayakkabı seçimi yanlış yapılırsa ciltte hasar oluşturabilir. Bunun yanı sıra sıkça çorap değiştirmek su toplanmasını önleyebilir.
  • Seçilen ayakkabıların kullanım amacına uygun bir şekilde seçilmesi de önemlidir. Kullanılan çoraplar pamuklu değil, yünlü/sentetik olmalıdır.
  • Ayakta acı hissi oluşursa, ayak derhal yıkanmalı ve kurtularak temiz bir çorap giyilmelidir.
  • Ayakta oluşan su toplanması bu gibi nedenlerle oluşmamış ise ve iyileşmesi uzun bir süre alıyorsa başka bir hastalığın habercisi olabilir.
  • Bu gibi durumlarda doktora danışılmasında fayda vardır.

AYAKTA SU TOPLAMASI NASIL GEÇER, NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Ayakta meydana gelen su toplamalarının dikkate alınmaması durumlarında enfeksiyon kapma riski oluşturan rahatsız edici bir durumdur. Su toplaması rahatsızlığının tamamen geçene kadar ayakta durmaması oldukça önemlidir. Ayaklarda meydana gelen su toplaması kişilerin istirahat etmesi halinde normale göre daha hızlı iyileşme gerçekleşecektir.

Ayaklarda meydana gelen su toplanmasına, kullanılan ayakkabı sebep olmuş ise aynı ayakkabının giyilmemesi ya da sorunun çözülmesi gerekmektedir. Ayaklarda oluşan su kabarcıkları geçmemiş ise içerisinde bulunan sıvının temiz bir ortamda boşaltılması gerekir. Su toplaması meydana gelen ayağa bir müddet çorap giyilmemelidir.

Eğer ayakta oluşan kabarcık zaten kendiliğinden yırtılmış bir halde ise sorunlu bölgenin temizliğine daha fazla dikkat edilmesi gerekmektedir. Yırtılmış olan kabarcığın çevresi sıklıkla ılık su ile temizlenmeli ve antibiyotik krem tatbik edilmelidir. Su toplayan bölgede yırtılan yerler hiçbir şekilde daha fazla soyulmamalı, derinin bu bölgeyi kendi kendine atması beklenmelidir.

Kanser, kalp rahatsızlıkları, HIV, şeker hastalığı gibi nedenlerle enfeksiyon kapma riski oldukça yüksek olan kişilerin ayaklarında meydana gelen su kabarcıklarının patlatmamaları gereklidir. Bu rahatsızlıklara sahip olan kişiler mutlaka uzman bir doktor tarafından yönlendirilerek tedavi edilmelidir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası