türkçe persian çeviri / Türkçe - Farsça - Türkçe çeviri hizmeti

Türkçe Persian Çeviri

türkçe persian çeviri

İngilizce - Türkçe çeviri (v1.4 yeni)

İngilizce dilinden Türkçe diline (google translate aracılığıyla) hızlı cümle ya da kelime çeviri yapmanıza yardımcı olan bir sözlük sistemidir. Dünya dilleri arasında yapılacak olan cümle ve kelime çevirilerinizi kolaylaştırır. ÇevirSözlük.com Dünya'da en yaygın olarak kullanılan bir çok dili içinde barındırmaktadır. Bu diller arasında herhangi bir ücret ödemeden ve sınırlama olmaksızın istediğiniz cümle ya da kelime çevirilerinizi hızlı bir şekilde yapmanız mümkündür.

Kullanım ve Gizlilik

Cevirsozluk.com aracılığıyla yapılan tüm çeviri verileri toplanmaktadır. Toplanan veriler herkese açık, anonim olarak paylaşılır. Dolayısıyla Çevir Sözlük kullanarak yapacağınız çevirilerde kişisel bilgi ve verilerinizin yer almaması gerektiğini hatırlatırız.

Cevirsozluk.com kullanıcılarının çevirilerinden oluşturulan içerikte argo, küfür vb. uygun olmayan öğeler bulunabilir. Oluşturulan çeviriler her yaş ve kesimden insanlar için uygun olamayabileceğinden dolayı, rahatsızlık duyulan hallerde siteminizin kullanılmamasını öneriyoruz. Kullanıcılarımızın çevirilerle eklediği içeriklerde telif hakkı ya da kişiliğe hakaret vb. öğeler bulunuyorsa site yönetimiyle iletişime geçilmesi halinde gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

Sitenize ya da blogunuza İngilizce Türkçe çeviri ekleyin:
l

Hızlı, rahat, modern, güvenilir ve profesyonel dünya çapında çeviri hizmetleri

Lütfen bize hemen çeviri için e-posta gönderin! Siparişinizle ilgili ayrıntıları belirtin, teslim tarihinizi bize bildirin ve geçerli olabilecek tüm ek bilgileri bize sağlayın.

Lütfen ücret listemizin, Acil çeviri yazılı ve sözlü çeviri hizmetleri sağlama şartlarını ve koşullarını avrupa, çeviri ajansı, takım, personel, çevirmenler, işbirliği, iş profili, yönetim, bölüm da inceleyin . Biz piyasadaki en iyi ücret teklifini sunuyoruz Şu dillerde çeviriye ihtiyacınız olsa bile bizim yardımımıza gerçekten güvenebilirsiniz: Zuluca into Pencapça. İnternet ve en son teknolojiler sayesinde dünyanın dört bir yanından çevirmenlerle düzenli olarak çalışıyoruz.

Hızlı, rahat, modern, güvenilir ve profesyonel dünya çapında çeviri hizmetleri Hizmetlerimizi deneyin, bizden memnun kalacaksınız. Rekabetçi fiyatlarla en yüksek kalitede çeviri hizmetleri!

SDL Trados, Studio 2011 veya Wordfast gibi yazılımlarla bilgisayar destekli çeviriler sayesinde size makul bir fiyata en iyi kaliteyi sunuyoruz – DÜNYA ÇAPINDA SÖZLÜ ÇEVİRİ HİZMETLERİ 0.

  زبان فارسی

فارسی‌زبان رسمی کشورهای ایران و تاجیکستان و یکی از دو زبان رسمی افغانستان (در کنار پشتو) است. زبان رسمی کشور هندوستان نیز تا پیش از ورود استعمار انگلیس، فارسی بود.
.

Sizleri bizimle iş birliği yapmaya davet ediyoruz. Memnun müşterilerimizin arasına katılacağınızı umuyoruz. BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN İşte. En kısa zamanda sizinle iletişime geçeceğiz.

English » Turkish Indirect resultsTop
PersianHear!{'pɜ:rʒən}
  • {A} İran, İranlı
  • {N} İranlı, Acem, Farsça
persians.

i. irana ait, iranlı;

i. iranlı, Acem; iran dili, Farsça, Farisi. Persian carpet iran halısı. Persian cat Ankara kedisi. Persian Gulf Basra körfezi, iran körfezi. Persian lamb iyi cins astragan kürk. Persian lilac mor leylâk, bot. Syringa persica Persian morocco iran sahtiyanı.
Persiani.
1. Farsça.
2. tar. İranlı.
3. tar. Pers.

s.
1. Farsça.
2. tar. İran, İran´a özgü.
3. tar. İranlı.
4. tar. Pers.
PersianFarsça
PersianPer.sian pır'jın İsim * İranlı. history * Pers. * Farsça. Sıfat * İran, İran'a özgü. history * Pers. * Farsça. * İranlı.












Sonuclarinin bu ekranda cikmasini istemediginiz dilleri kaldirabilirsiniz. Bunu yapmak icin Ayarlar bölümümüzü ziyaret ediniz! (Dikkat! Aradığınız kelimenin sonucunu göremeyişiniz o dili devre dışı bıraktığınızdan dolayı olabilir. Tekrar etkinleştirmek için Ayarlar'a gidiniz.)

404 / Rum eliDE Journal of Language and Liter atur e Studies 202 0.18 (March) Transcription problems in Persian texts and traces of Turkish pronunciation in Hammer translation / E. Yakut (pp. 404-416) Farsça metinlerde çeviri yazı problemleri ve Hammer tercümesinde Türk telaffuzunun izleri Emrullah YAKUT1 APA: Yakut, E. (2020). Farsça metinlerde çeviri yazı problemleri ve Hammer tercümesinde Türk telaffuzunun izleri. RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, (18), 404-416. DOI: 10.29000/rumelide.706016 Öz Günümüzde Farsçadan yapılan çeviri yazılarda bir tutarlılık olmadığı söylenebilir. İlk bakışta bunun başlıca sebebi Farsça ile Türkçe arasında müşterek olan bazı kelimelerin bu iki dilde farklı okunuşu gibi görünmektedir. Hatta bu bakımdan bazı çeviri yazılar Türkçe telaffuzun bütün Farsçaya teşmil edildiği izlenimi verebilir. Ortaya çıkan çeviri yazı uygulamalarında bazen Fars bazen Türk telaffuzunun öne çıktığı görülmekte, kimi zaman da her ikisinin tutarsız bir karışımıyla karşılaşılmaktadır. Bu karışıklığı ortadan kaldırmak için Farsçanın, Fars telaffuzuna uygun okunması / transkribe edilmesi gerektiği gibi kolay bir çözüm akla gelebilir. Bu çalışma ise Farsçanın Türklere mahsus bir telaffuzunun olabileceği iddiasındadır. Nitekim Sûdî Bosnevî, Hâfız şerhinde Rûmî (Türk) ve Acem (İranlı) okuyuşlarından bahsetmektedir. Osmanlı Devleti’nin son döneminde yetişip Cumhuriyet döneminde bir Mesnevî şerhi kaleme alan Tâhirü’l-Mevlevî’nin çeviri yazısının bu Türk telaffuzunu yansıttığı düşüncesinden hareket edilmekte, keza Hammer’in Hâfız Dîvânı tercümesinde kullandığı çeviri yazının da Türk telaffuzundan izler taşıdığı ve dolayısıyla bu telaffuza tarihî bir dayanak teşkil edebileceği örneklerle sunulmaktadır. Elde edilen bulgular ışığında Farsçanın Türklere mahsus telaffuzunun belirgin ve ayırt edici özellikleri tespit edilmeye çalışılmış, Farsça ibare veya metinlerin çeviri yazıya aktarımı hususunda teklifler sunulmuştur. Anahtar kelimeler: Çeviri yazı, Farsça, Tâhirü’l-Mevlevî, Hammer, Farsçanın telaffuzu. Transcription problems in Persian texts and traces of Turkish pronunciation in Hammer translation Abstract It can be said that there is no consistency in the transcriptions made from Persian today. At first glance, the main reason for this seems to be that some words common between Persian and Turkish are read differently in these two languages. In this regard, some transcriptions may give the impression that Turkish pronunciation is extended to all Persian. In the emerging transcription practices, sometimes Persian, sometimes Turkish pronunciation is prominent, and sometimes an inconsistent mixture of both is encountered. To eliminate this confusion, an easy solution may come to mind; as Persian should be read / transcribed in accordance with Persian pronunciation. This study, on the other hand, claims that Persian may have a Turkish pronunciation. As a matter of fact, Sudî Bosnevi talks about the Rumi (Turkish) and Acem (Iranian) readings in his translation of Hafez. It is based on the thought that the transcription of Tâhirü'l-Mevlevî, who grew up in the last period of the Ottoman Empire and wrote a Mesnevi interpretation in the Republican period, reflects this Turkish pronunciation, as well as the transcription that Hammer used in the translation of the Divan 1 Dr. Öğr. Üyesi, Mardin Artuklu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Mardin, Türkiye), [email protected], ORCID ID: 0000-0002-1268-1806 [Makale kayıt tarihi: 09.02.2020-kabul tarihi: 20.03.2020; DOI: 10.29000/rumelide.706016] Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi 2020.18 (Mart)/ 405 Farsça metinlerde çeviri yazı problemleri ve Hammer tercümesinde Türk telaffuzunun izleri / E. Yakut (404-416. s.) of Hafez has traces of Turkish pronunciation and in this regard it is presented with examples that it can serve as a historical basis for this pronunciation. In the light of the obtained findings, it was tried to determine the evident and distinctive features of Turkish pronunciation of Persian, and proposals were made for translating Persian phrases or texts into translation. Keywords: Transcription, Persian, Tâhirü’l-Mevlevî, Hammer, the pronunciation of the Persian. Giriş Farsça yazılmış edebî mahsullerin Osmanlı sahasında dikkatle takip edildiği, okunduğu ve bazıları için mühim şerhler yapıldığı bilinmektedir. Hatta Mevlânâ (ö. 1273), Sa’dî (ö. 1292) ve Hâfız (ö. 1390?) gibi ediplerin eserlerinin hakkıyla anlaşılmasında sadece Batı dünyasında değil, Farsçanın konuşulduğu İran’da dahi bu şerhler büyük rol oynamıştır (Yazıcı 1997). Keza Hammer Hâfız tercümesini Hâfız üzerine yapılan şerhlere dayandırmıştır (Hammer-Purgstall'dan aktaran Avcı 2019: 66-67). Nitekim Hâfız tercümesinde gazellerin ilk mısraının okunuşunu Latin harfleriyle verirken Farsçayı çoğunlukla Türk telaffuzuna uygun olarak okuduğu anlaşılmaktadır. Farsçanın Türklere mahsus bir telaffuzu olduğu Sûdî’nin (ö. 1599?) Hâfız Dîvânı şerhinde bazı kelimelerin okunuşuyla ilgili yapılan açıklamalarda da anlaşılmaktadır. Örneğin bedîd veya pedîd kelimesini Türklerin (Rûmîler) bâ-yı Arabî yani b (‫ )ب‬ile, Farsların (Acem) ise pâ-yı Acem ile p (‫)پ‬ okuduklarını belirtir: “Bedîd zâhir dimekdür. 'Acem pâ-yı 'Acemîyle ve Rûmîler 'Arabîyle okurlar” (Sûdî 1857: I/62). Bu açıklamanın yer aldığı şerhin matbu nüshasında ilgili beyitte söz konusu kelimenin “Rûmî” yani Türk telaffuzuna uygun yazılması dikkat çekicidir. Bu çalışmada Türk telaffuzu olarak adlandırılan okuyuşta en belirgin ve dikkat çeken farklılık ünlülerin ve bilhassa ötrenin okunuşunda ortaya çıkmaktadır. Ötre Farsçada o, Arapçada u Türkçede ise o, ö, u, ü ünlülerine tekabül eder. Ötrenin Türkçede okunuşuyla ilgili bu çeşitlilik Arapça ve Farsçadan Türkçeye geçen kelimelerde de görülmektedir (gol/gül, bolbol/bülbül gibi). İstanbul Farsçasında ortaya çıkan durum ise Farsçanın bütünüyle Türk telaffuzuna göre okunması ve söylenmesidir (koned yerine küned, şod yerine şüd denilmesi gibi). Mevlevî muhitlerinde okunan ilahilerde bu telaffuz devam etmektedir. Keza Tâhiru’l-Mevlevî’nin (Tahir Olgun) Mesnevî şerhindeki Latin alfabesine aktarmada Türk telaffuzunun bütün metne hâkim olduğu görülür. Bu telaffuz İstanbul’da uzun süre bulunan ve tercümesinde Hâfız şerhlerinden istifade eden Hammer’in çeviri yazısında da müşahede edilebilmektedir. Günümüzde Türkiye’de yapılan çeviri yazı çalışmalarında ise temelde üç farklı yaklaşımdan bahsedilebilir. Bunlar Fars telaffuzu2, Farsçanın Osmanlı edebî muhitlerindeki telaffuzu ve bu ikisinin dışında kalan başta Gölpınarlı’nın tercih ettiği okuma biçimidir. Bazen de bunların hepsinin birden kullanıldığı görülmektedir. F. S. Kutlar Oğuz, Türkçe metin neşirlerindeki Farsça şiirlerin aktarımıyla ilgili yöntem eksikliğini ve tutarsızlıkları kapsamlı bir şekilde ele aldığı ve yerinde tespitlerle ortaya koyduğu makalesinde Farsça şiirlerin çeviri yazısında Farsçanın telaffuzunun3 esas alınması gerektiğini, zira “Türkçe metin içinde 2 Farsçanın telaffuzu elbetteki dönemsel ve bölgesel farklılıklar göstermektedir. Bu makalede Fars telaffuzu ile kastedilen; Türkiye’deki çeviri yazı uygulamalarında etkisi görülen ve günden güne mutlaklaşmakta olan, günümüz İran’ındaki yaygın telaffuzdur. 3 Fatma Sabiha Oğuz Kutlar’ın çalışmasında da “Farsçanın telaffuzuna uygun seslendirme” ifadesi ile günümüz İran’ında geçerli olan telaffuzu kastettiği anlaşılmaktadır (2017: 157). Nitekim önerilen çeviri yazı örneği olarak verilen metinde de Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] 406 / Rum eliDE Journal of Language and Liter atur e Studies 202 0.18 (March) Transcription problems in Persian texts and traces of Turkish pronunciation in Hammer translation / E. Yakut (pp. 404-416) geçseler bile Farsça kısımların bir başka dilde yazılmış parçalar olduğu”nu belirtmektedir (2017: 157). Diğer yandan günümüz Fars telaffuzunda kısa “u” olmamasına ve ötrelerin “o” okunmasına rağmen gerek örnek olarak aktardığı A. Naci Tokmak’ın çeviri yazısında gerekse kendi önerdikleri çeviri yazıda “munkir”, “nutk”, “numâyed”, “furûzed” şeklindeki okumaları dikkat çekmektedir. Söz konusu bu durum bütün dikkate rağmen Farsçanın telaffuzunda Türkçenin ne kadar baskın ve belirleyici olabildiğine örnek teşkil etmesi bakımından önemlidir. Türkçe Farsça ilişkilerini ele alan bir inceleme yapan Mustafa Balcı çalışmasında bazı ünsüz harflerin yazımında Türk imlasının Farsçaya etkisini ele almıştır (Balcı 2014: 76-83). Bu makalede ise Farsçanın Türkler tarafından telaffuz edilişi ünlü harfler üzerinden ele alınmaktadır. Keza bu çalışmada Farsların konuştuğu Farsça üzerinde Türkçenin bir tesirinden bahsedilmemektedir. Okuyacağınız bu makale Farsçadan yapılan çeviri yazılarda karşılaşılan problemleri ve farklı uygulamaları ele almakta ve daha önemlisi Farsçanın Türklere mahsus bir telaffuzu olduğunu iddia etmektedir. Yöntem ve kapsam Öncelikle cumhuriyet sonrası Farsçadan yapılan çeviri yazılardan Tâhirü’l-Mevlevî’nin Mesnevi Şerhi, Abdülbâki Gölpınarlı ve Mehmet Kanar’ın Hâfız Dîvânı tercümeleri incelenerek mukayese edilmiştir. Bunlardan Türkçeye ve Anadolu sahasına mahsus Farsça telaffuzu tercih ettiği düşünülen Tâhirü’l- Mevlevî’nin Mesnevî Şerhi’nde kullandığı çeviri yazıdan yararlanılarak İstanbul Farsçasının ünlülerle ilgili ses özellikleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Kısaca Türk telaffuzu olarak adlandırdığımız, Farsçanın Anadolu sahasına mahsus telaffuz özelliklerine tarihî bir dayanak oluşturacağı düşünülen Hammer’in Hâfız Dîvânı tercümesi4 de çalışmaya dâhil edilmiştir. XIX. yüzyılın başlarında (1812) tamamlanan bu tercüme çalışması Bostân, Gülistân ve Mesnevî gibi belli başlı Farsça metinlerin henüz okunduğu, Farsça öğretiminin henüz müfredatta bulunduğu bir dönemde yazılmış olması ve müterciminin İstanbul’daki edebî muhitlerdeki havayı teneffüs etmiş olması açısından önemlidir. Farsça beyitlerin harekelendirildiği Şem‘î şerhi gibi bazı eserlerden Farsçanın Osmanlı sahasındaki telaffuzunun tespitinde kısmen yararlanıbilir. Ancak bilhassa ötreli harflerin telaffuzunu tespit etmede hareke yeterince yardımcı olmamaktadır. Zira ötreli bir harfin o, ö, u veya ü olarak okunması mümkündür. Çalışmada şu hususlar açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır: 1. Farsçada “o” olarak telaffuz edilen ötrenin Osmanlı sahasındaki telaffuzu. 2. Sakin (cezimli) vav’dan önce gelen ve Farsçada ötreli olarak okunan fethalar (dovlet, fovr, covr, dovr gibi) Osmanlı sahasında okunuşu. 3. Farsçada kapalı e (é) olarak okunan esrenin telaffuzu. 4. Emir, istek ve te’kîd kiplerindeki be- veya bi- edatının okunuşu. 5. Farsçadan farklı telaffuz edilen bazı kelimeler bu görülmektedir (bkz. 2017: 159). Bu makalede de Fars telaffuzu ile günümüz İran’ında yaygın olan telaffuz kastedilmektedir. 4 Hammer-Purgstall, J. v. (1812–1813). Der Diwan von Mohammed Schemseddin Hafis: Aus dem Persischen von Joseph von Hammer. Stuttgart in Tübingen: J. G. Cotta'sche Buchhandlung. Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi 2020.18 (Mart)/ 407 Farsça metinlerde çeviri yazı problemleri ve Hammer tercümesinde Türk telaffuzunun izleri / E. Yakut (404-416. s.) 6. Tâhirü’l-Mevlevî’nin çeviri yazısında aruz imlâsıyla ilgili bazı hususlar. 7. Hammer’in tercümesindeki çeviri yazıya göre İstanbul telaffuzunun tarihî bir dayanağından bahsedilebilir mi? 1. Cumhuriyet döneminde Farsçadan yapılan çeviri yazı uygulamaları Türkiye’de Farsça metinlerin çeviri yazıyla aktarılmasında harf inkılabı mühim bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Cumhuriyet öncesinde Bostan, Gülistan, Mesnevî ve Hâfız Dîvânı gibi bazı metinler, medreselerde takip edilen müfredatın ve Farsça dil öğretiminin bir parçasıdır. Ayrıca Mevlânâ’nın Mesnevî ve Dîvân-ı Kebîr gibi başlıca eserlerinin Farsça olması Mevlevî çevrelerinde Farsçaya ilgiyi canlı tutmuş, mevlevîhânelerde Türkçenin yanı sıra Farsça gazeller de okunagelmiştir. Bu sebeple Farsçanın Türklere mahsus bir telaffuzunun bu eğitim-öğretim sistemi içerisinde, hoca-öğrenci silsilesi vasıtasıyla nesilden nesile aktarılmış olması muhtemeldir. Ancak Farsça öğretiminin önemini yitirmesi, harf inkılabı, tekke ve zaviyelerin kapatılması gibi âmiller toplumun zamanla bu metinlere ulaşmasını zorlaştırmıştır. Bunun neticesinde başta Mesnevî olmak üzere Farsça metinlerin çeviri yazıyla aktarılması zarureti doğmuştur. Cumhuriyet sonrası çeviri yazıda farklı temayüllerin ve uygulamaların mukayesesi için Tâhirü’l-Mevlevî, Abdülbâkî Gölpınarlı ve Mehmet Kanar’ın çalışmaları önemli veriler sunmaktadır. Mevlevî bir aileye mensup olan ve Tâhirü’l-Mevlevî olarak tanınan Tâhir Olgun (1877-1951) yaşadığı dönem itibariyle Osmanlı Türkiye’siyle Cumhuriyet Türkiye’si arasında bir köprü vazifesi görmektedir. Olgun, 1893 yılında Filibeli Râsim Efendi (ö. ?) ve Selânikli Mehmed Esad Dede’den (1843-1911) mesnevihanlık icazetnamesi almıştır. Ardından Mehmed Celâleddin Dede’ye (ö. 1849-1908) intisap etmiş, Yenikapı Semâzenbaşısı Karamanlı Hâlid Dede’den semâ çıkarmış, bir süre sonra memuriyetten istifa ederek 1896-1898 yılları arasında 1001 günlük çileye girmiştir (Kahraman 2010). Mevlevî kültürü içinde yetişen ve bu havayı teneffüs eden Olgun’un Mesnevî şerhinin ilk üç cildi, Farsça metnin Latin harflerine aktarımını da içermektedir. Eser bu özelliğiyle Farsçanın Anadolu’daki telaffuzunun tespitine imkân sağlaması açısından ayrıca önemlidir. Tâhirü’l-Mevlevî toplam 25669 beyitten oluşan eserin 17309 beytinin tercüme ve şerhini yapmış, vefatı dolayısıyla yarım kalan tercüme ve şerh Şefik Can tarafından tamamlanmıştır (Tâhirü’l-Mevlevî 2017: IX/9). Mevlevîlik üzerine araştırmalarıyla tanınan ve klasik Fars edebiyatından birçok eser tercüme eden Gölpınarlı Hâfız Dîvânı tercümesinde “metinle tercümeyi karşılaştırmak isteyen tenkit ve tetebbü erbabının işini kolaylaştır[mak]” maksadıyla “her gazelin matla beytiyle rubai ve kıtaların ilk mısralarını ilk mısralarını, şiirlerin altına ve transkripsiyonla ilave” etmiştir (Gölpınarlı 2011: XVII). Dolayısıyla bu transkripsiyon Farsçanın bütün ses inceliklerini Latin alfabesiyle aktarma endişesinden uzaktır. Fakat yetkin bir isim olan Gölpınarlı’nın çalışması onun Farsçayı nasıl seslendirdiği konusunda ipuçları vermesi bakımından önemlidir. Mehmet Kanar ise Hâfız Dîvânı tercümesinde gazellerin tamamını Latin harflerine aktarmış, böylece okura metinle tercümeyi karşılaştırarak okuma imkânı sağlamıştır. Transkripsiyonda büyük ölçüde Fars telaffuzuna sadık kalmış ve ötreleri u ve o ünlüsüyle Latin harflerine, ö ve ü harfini kullanmamıştır. Bu bakımdan büyük ölçüde tutarlı bir transkripsiyon yaptığı söylenebilir. 1.1. Ötrenin okunuşu Ötre Farsçada o, Arapçada u ünlüsünü gösterirken Türkçede o, ö, u, ü ünlülerine tekabül etmektedir. Arapça ve Farsça kökenli olup Türkçeye geçen ötreli kelimelerin telaffuzunda da bu dört ünlü Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] 408 / RumeliDE J ournal of Language and Liter atur e Studies 202 0.18 (March) Transcription problems in Persian texts and traces of Turkish pronunciation in Hammer translation / E. Yakut (pp. 404-416) görülmektedir: o: sohbet, ö: ömr, u: mugbeçe, ü: gül gibi. Bu durum günümüzde Farsçadan yapılan Latin harflerine aktarma işlemlerinde farklı uygulamalara yol açmaktadır. Tâhirü’l-Mevlevî Mesnevi Şerhi adlı eserinin ilk üç cildinde Arap harfli orijinal metnin altında Latin harfleriyle okunuşunu da aktarmıştır. Şârih Farsçada “o” olarak okunan ötreleri Latin harfine genellikle “ü” olarak aktarmakla birlikte söz konusu kelime eğer Türkçede farklı telaffuz ediliyorsa Türkçedeki okunuşu esas almıştır: Men beher cem‘iyyetî nâlân şüdem Cüft-i bedhâlân ü hoşhâlân şüdem (Tâhirü’l-Mevlevî 2017: 56) Türkçe telaffuza göre ötrenin o, ö, u ve ü olarak okunduğu görülmektedir: sühan (Tâhirü’l-Mevlevî 2017: 73), puhte (73) dost (229) hod (229) töhmet (247) gibi. Hâ-i menkûte yani noktalı hâ (‫ )خ‬üzerindeki ötre “u” olarak okunmaktadır: (‫ )خرسند‬hursend (Tâhirü’l- Mevlevî 2017: 920) (‫ )خدا‬Hudâ (662). Ötreli hâ’dan sonra vav-ı ma‘dûle (yazıda gösterilen fakat ünsüz veya med görevinde olmayan) varsa ötre “o” okunmuştur: (‫ )خوردند‬hordend (Tâhirü’l-Mevlevî: 267) (‫ )خوش‬hoş (56) (‫ )خود‬hod (311). Ancak noktalı hâ’nın (‫ )خ‬ötresinin kafiye zaruretiyle ü okunduğu da görülmektedir: Akl der şerhaş çü har der gil bihüft Şerh-i ışk û âşıkî hem ışk güft (Tâhirü’l-Mevlevî: 137) Yukarıdaki beyitte bihüft (‫ )بخفت‬kelimesi, bihuft olarak okunması durumunda güft kelimesiyle aralarında ikvâ adı verilen kafiye kusuru ortaya çıkacağından şârih bu kelimeyi ü’lü okumayı tercih etmiştir (Şemîsâ 1383: 93). Farsça telaffuzda ise kafiyeyi oluşturan kelimeler bihoft ve goft şeklinde okunduğundan böyle bir kafiye kusuru söz konusu olmaz. Bu durum Türk telaffuzunda, az da olsa, bazı aksaklıkların ortaya çıkabileceğini göstermektedir. Gırtlaksı bir harf olan hâ ile yazılan kelimelerde diğer harflerin üzerindeki ötrenin, kafiyeyle ilgili bir zaruret olmadığı hâlde, u veya ü olarak okunmasıyla ilgili farklı örneklere rastlanmaktadır: sühan (Tâhirü’l-Mevlevî: 73), puhte (73), duhter/dühter (174) gibi. Gölpınarlı Farsçadaki ötreyi genellikle o veya ü yerine u biçiminde okumaktadır. Buna göre (‫ ُزلف‬،‫)أُفتاد‬ kelimeleri İstanbul telaffuzunda üftâd, zülf; günümüz İran Farsçasında oftâd, zolf biçiminde telaffuz edilirken Gölpınarlı’nın Hâfız Dîvânı tercümesinde çoğunlukla uftad, zulf (Gölpınarlı 2011: 96) biçiminde okunduğu görülmektedir. Be dam-ı zulf-i tu dil mubtela-yı hiştenest Bikuş be gamze ki inest seza-yi hiştenest (Gölpınarlı 2011: 97) Yukarıda görüldüğü gibi Gölpınarlı ötreleri İstanbul söyleyişinden (ü) veya Fars söyleyişinden (o) farklı olarak Arapçada olduğu gibi (u) sesiyle Latin harflerine aktarmıştır. Türkçeye yerleşmiş kelimeleri de genellikle (u) harfiyle okumayı tercih etmektedir: şukr (Gölpınarlı 2011: 278), bulbul (296), gul (296), mujde (201, 202, 242) muşk (209) gibi. Ancak Türkçede kullanılan kelimeleri Türk telaffuzuna uygun olarak okuduğu da görülür: gül-‘izar (286) müşk (29), müjde (130), hüner (40), nükte (55), özr (358), sofi (178) gibi. Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi 2020.18 (Mart)/ 409 Farsça metinlerde çeviri yazı problemleri ve Hammer tercümesinde Türk telaffuzunun izleri / E. Yakut (404-416. s.) Kanar’ın, Hâfız Dîvânı tercümesinde ötreler genellikle “o” okunmakla beraber bazen Gölpınarlı gibi u olarak okuduğu da görülür: Dovlet ez morg-i humâyûn taleb u sâye-i û Zan ki bâ zâg u zagan şehper-i dovlet nebuved (Kanar 2011: 504) Yukarıdaki beyitte dovlet, morg kelimelerinde günümüz Fars telaffuzuna uyulmuş, ancak humâyûn ve nebuved kelimelerinde ise Farsça telaffuz terk edilmiştir. Aynı gazelde Hodâ, porsîd, goft, şeklindeki o’lu telaffuzun yanı sıra ruh, şud, nâzuk, durr, zuhre, vu, tu biçiminde okumaya rastlanmaktadır (Kanar 2011: 188). Keza aynı kelime için ötrenin o ve u olarak okunduğu varyantlara rastlanmaktadır: şomâ (44) şumâ (160); kon (64) kun (116); coz (102) cuz (98); şod (50) şud (92) gibi. Türkçede ö harfiyle telaffuz edilen kelimeleri Farsçaya uygun okumaktadır: omr (292) ozr (446) gibi. 1.2. Sâkin (cezimli) vav’dan önceki fethalı harfler Cezimli vavdan önceki harfin harekesi fetha (üstün) ise ötre olarak okunmaktadır. Bu kaide sadece Farsça kökenli kelimeler için değil Arapça kökenli kelimeler için de geçerlidir. Örneğin Arapça kökenli devlet ( ْ‫) َد ْولَت‬, tevfîk (‫فيق‬ ْ ‫)ت َْو‬, kevser (‫ )ك َْوث َ ْر‬kelimeleri günümüz Farsçasında dovlet, tovfîk, kovser şeklinde telaffuz edilmektedir. Tahirü’l-Mevlevî yaptığı transkripsiyonda bu durumdaki kelimeleri Türkçe telaffuza göre okur: tevfîk (Tahirü’l-Mevlevî 2017: 112), revgân (196) devlet (262) devr (249) revzen (349) gibi. Gölpınarlı cezimli vavdan önceki meftûh (fethalı, üstün) harfleri genellikle günümüz Fars telaffuzuna uygun olarak ötreli okumaktadır: nov (2011: 360), sanovber (38), dovlet (361), tovfik (318), şov (206), bişnov (55) gibi. Ancak bazen Türkçedeki söyleniş biçimini de kullandığı görülür: devlet (234, 177), çevgan (247), revnak (151) gibi. Kanar cezimli vavlardan önceki fethalı harfleri büyük ölçüde Fars telaffuzuna göre yani ötreli okumuştur: kovm (60) kovser (184) tovr (108) zovk (136) dovr (140) covher (190), meşov (302), movc (302) gibi. Fakat bunun yanı sıra Türkçe telaffuza uygun okumalar da mevcuttur. Bazı kelimeler için iki şekilde okuma söz konusudur: dovlet (188) devlet (224); nov (104) nev (224); govher (148) gevher (188); tovbe (258) tevbe (324); rovnak (60) revnak (318); çovgân (60) çevgân (70); kovkeb (112) kevkeb (250); covr (114) cevr (250); şovk (108) şevk (236) gibi. Buna göre Tâhirü’l-Mevlevî sakin vavdan önceki fethalı harfleri tamamen Türkçe telaffuza uygun okurken Gölpınarlı ve Kanar büyük ölçüde Farsça telaffuza uymakla birlikte Türkçe telaffuza da yer vermektedirler. 1.3. Esrenin okunuşu (Farsçadaki kapalı e) Farsçada kısa i harfi yoktur ve esreler kapalı e (é) olarak adlandırılan bir ünlüyle seslendirilir. Kapalı e kelime sonlarında he (‫ )ه‬ile gösterilir. Farsçadan Türkçeye geçen kelimelerde genellikle esreler i olarak (dil, nigeh, kişver gibi) telaffuz edilirken, kelime sonundaki kapalı e’yi gösteren he (‫ )ه‬ise e olarak (güfte, dîde, pejmürde, müjde gibi) okunmaktadır. Tahirü’l-Mevlevî Türkçedeki bu telaffuz biçimine uymuş ve diğer Farsça kelimelerde de aynı yolu izlemiştir. Yani esreyi nihed, dihed (228) kelimelerinde olduğu gibi i olarak, kelime sonunda he ile Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] 410 / Rum eliDE Jour nal of Language and Liter atur e Studies 202 0.18 (March) Transcription problems in Persian texts and traces of Turkish pronunciation in Hammer translation / E. Yakut (pp. 404-416) gösterilen kapayı e’yi ise dîde, pûşîde (242) kelimelerinde görüldüğü gibi e olarak okumaktadır. Bununla beraber kelime sonundaki e harfi için bazen düzeltme işareti kullandığı görülür: cühûdânê (243), hemê (115), ta’nê (241), hufrê (257). Fakat bu, telaffuzla ilgili değil vezinle alakalı bir husustur. Aşağıdaki mısrada fâ‘ilün tef’ilesine denk gelen -re zedest lafzındaki ré hecesinde vezin zaruretiyle yapılması gereken imale düzeltme işaretiyle gösterilmiştir: Mûş tâ enbâr-ı mâ hufrê zedest (Tahirü’l-Mevlevî 2017: 257) Gölpınarlı esreyi çoğunlukla i okumaktadır: zi (172) girev (151) derdih (108) bidih (30). Ancak bazen e okuduğu da görülür: şahed (128) gibi. Kelime sonundaki kapalı e ise e olarak okunmuştur: piyale (173) muhlisane (164) kaşane (98). Kanar genellikle esreyi i okur: nergis, âsitâne, dil (2011: 146). Ancak o da bazen e’yi tercih etmiştir: peser (128), ebrişîm (264). Aynı kelimenin farklı okunduğu örneklere de rastlanır. Mesela (‫ ) ِد ْه‬kelimesinin deh ve dih olarak okunduğu görülmektedir: peymân-dih (188) dehed (184) bidih (178). Kelime sonundaki kapalı e ise e olarak okunmuştur: horde (102) kirişme (66) piyâle (66). İstisnalar dışında üç mütercim ve şârihte görülen genel esreyi i, kelime sonundaki kapalı e’yi ise e okumak yönündedir. 1.4. Emir, istek ve te’kîd kipleri Emir ve istek kipinin başına getirilen bé- (‫ب‬ ِ ) edatı Latin harfine bazen be- bazen bi- şeklinde aktarılmaktadır. Farsçada kapalı e (é) ile telaffuz edilen bu eki Tâhirü’l-Mevlevî ve Gölpınarlı bi-, Kanar ise be- ve bi- olarak Latin harflerine aktardıkları görülür: Tâhirü’l-Mevlevî: bidân (2017: 280) bişnev (258) bibür (245) bihâned (245) bişkâf (245). Gölpınarlı: bikuned (2011: 230) bimirem (331) binuş (306) bikeşem (317) bikuşed (317). Kanar: bekun (2011: 106) beşnevîm (68) begû (66) beresân (56) beguşâ (264) biyâ (326) bingerî (56). Başına getirildiği fiilin ilk harfi ötreliyse bé- (‫ب‬ ِ ) edatı Farsçada bo- şeklinde söylenmektedir. Burada da farklı okuma biçimleriyle karşılaşılır. Tâhirü’l-Mevlevî Farsça ve Türkçe arasındaki o/ü değişimine uygun olarak bü- okuyuşunu tercih eder: bügsil (19) bübrîd (2) bügşâd (58) bünmûndend (68), bügzâştend (85). Bununla birlikte az da olsa farklı örneklere de rastlanır: bugzâr (148). Gölpınarlı’nın tercümesinde bu tür kelimelerin bu- ve bi- şeklinde okunduğu varyantlara rastlanmaktadır: bugzered (2011: 367) bugzerim (391) bigzeşte (200) bigzer (290); birov (89, 518). Kanar’ın tercümesinde ise aynı ekler bo- ve bu- şeklinde görülür: bogzeştem (80) boro (498) bunmây (592). 1.5. Tâhirü’l-Mevlevî’de aruz imlâsı Tâhirü’l-Mevlevî bazen bir buçuk hece okunacak hecedeki (ünsüz+kısa ünlü+ünsüz+ünsüz) ünlüye düzeltme işareti koymaktadır: hêst (271) kêrd (250) mêrd (250) mêkr (249) ibnülvâkt (148) gibi. Bu imlâ telaffuzla ilgili değil, vezinle alakalı bir husus olmalıdır. Nitekim gerek bu kelimelerin orijinal dillerinde (Arapça ve Farsça) ve gerekse Türkçede böyle bir telaffuza bulunmamaktadır. Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi 2020.18 (Mart)/ 411 Farsça metinlerde çeviri yazı problemleri ve Hammer tercümesinde Türk telaffuzunun izleri / E. Yakut (404-416. s.) Aşağıdaki beyitlerde dozd/düzd (‫ )د ُْز ْد‬kelimesinin vezne göre dûzd ve düzd şeklinde okunduğu görülmektedir: Ger ne mûşî/ dûzd der an/bâr-ı mâst Gendüm-î a‘/mâl-i çil sâ/lê kücâst (Tâhirü’l-Mevlevî 2017: 259) Şârih yukarıdaki beyitte bir buçuk hece değerini göstermek için hecedeki ünlüye düzeltme işareti eklemiştir. Klasik üsulde ise tek kalan ikinci ünsüzün yanında bir ünlü varmış gibi okunur (Şemîsâ 1383: 31-32): Ger ne mûşî düzd[i] der anbâr-ı mâst gibi. Bu tür hecelerin sonundaki ünsüzden sonra ünlü geldiğinde hece yapısı değişir ve bu durumda düzeltme işaretine (veya klasik usule göre ünlü ilave etmeye) gerek kalmaz. Bu nedenle şârih aşağıdaki beyitte düzd kelimesini düzeltme işaretiyle yazmamıştır: Lîk der zul/met yekî düz/dî nihan Mî nihed engûşt ber istâregân (Tâhirü’l-Mevlevî 2017: 260) Vezinle ilgili bu durum bazı kelimelerin iki farklı biçimde yazılmasına sebep olmaktadır: güft (Tâhirü’l- Mevlevî 2017: 150) gûft (240) post (227) pôst (227) zulm (121) zûlm (237) gibi. Tâhirü’l-Mevlevî’nin imlasına yansıyan aruzla ilgili bir diğer husus ise son harfi nunla (‫ )ن‬biten uzun ünlülü hecelerde görülür. Bu hece yapısında (uzun ünlü+nun veya ünsüz+uzun ünlü+nun= -ân, -ûn, -în = ‫ اون‬،‫ اين‬،‫ )آن‬bir buçuk hece değerinde sayılmaz. Buna göre dîn kelimesi bir hece değerindedir. Mütercim bu durumdaki kelime veya hecelerdeki uzun ünlüyü düzeltme işaretsiz yazmaktadır. Aşağıdaki beyitte bir hece değerindeki îşân kelimesindeki -şan hecesi ve dîn kelimesinde ünlüler bu sebeple düzeltme işareti olmadan yazılmıştır: Kem küş îşan râ ki küşten sûd nîst Din nedâred bûy mişk û ûd nîst (Tâhirü’l-Mevlevî 2017: 244) Ancak bu durumdaki heceden sonra ünlü gelirse hece yapısı değiştiği için düzeltme işaretiyle yazılmıştır. Aşağıdaki beyitte dîn kelimesinden sonra ünlü geldiği için düzeltme işareti kullanılırken cân ve pinhân kelimeleri düzeltme işaretine yer verilmemiştir: Gûft tersâyan penâh-î can künend Dîn-i hodrâ ez melik pinhan künend (244) To/tü (‫ )تو‬zamiri vezin zaruretiyle kısa veya uzun okunabilmektedir. Kısa okunduğunda tü uzun okunması gerektiği durumlarda ise tû şeklinde yazılmıştır: tû, tü (Tâhirü’l-Mevlevî 2017: 149). Tâhirü’l-Mevlevî’nin Mesnevî şerhinde büyük ölçüde görülen ve diğer çeviri yazı çalışmalarında da zaman zaman etkisi gözlemlenebilen Farsçanın Türklere mahsus telaffuzu sadece cumhuriyet sonrasına mahsus bir durum değildir. Cumhuriyet öncesinde Arapça, Farsça ve Türkçeden çeviri yazı örnekleri daha ziyade Batılılar tarafından yapılmaktadır. Bu tür çalışmalar Türkçenin olduğu kadar Anadolu sahasındaki Farsçanın telaffuzu hakkında kıymetli veriler sunmaktadır. Bunlardan biri de hiç şüphesiz Hammer’in Hâfız Dîvânı tercümesinde yaptığı çeviri yazıdır. Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] 412 / Rum eliDE J ournal of Language and Literatur e Studies 2020.18 (March) Transcription problems in Persian texts and traces of Turkish pronunciation in Hammer translation / E. Yakut (pp. 404-416) 2. Cumhuriyet öncesinde Farsçanın telaffuzu: Hammer örneği 1774 yılında Graz’da doğan Hammer-Purgstall (ö. 1856) 1789 yılında Orientalische Akademie’ye (Şark Akademisi) girmiş ve burada tercüman olarak yetiştirilmeye başlanmıştır. Eğitimi sırasında akademi yönetimi tarafından Kâtip Çelebi’nin Keşfü'z-zunûn’undan özet çıkarma ve tercüme yapma görevi verilir. 1794 yılında arkadaşı Karl Borromaus Harrach (1761–1829) ile Hâfız şiirlerini okumaya başlar. Bu okuma onun daha sonraki Hâfız çevirileri için bir hazırlık olmuştur (Avcı 2019: 66). Bu akademide, Osmanlı Devleti’yle olan coğrafi ve siyasi yakınlık sebebiyle Türkçe eğitime özen gösterilmekte ve dil eğitimini tamamlayan öğrenciler “dil oğlanı” olarak İstanbul’a gönderilmekteydi. Hammer on yıllık bir eğitimin ardından 1799 yılında İstanbul’a diplomatik bir görevle gönderilir. O dönemde 1806‘da Yaş şehrine Avusturya konsolosu olarak tayin edilmesiyle bir daha İstanbul’a dönemediği gibi İran’a gitme hayalini de hiçbir zaman gerçekleştirememiştir (Kacır 2017: 7-9; Ortaylı: 1997). Hammer-Purgstall, İstanbul’da görev yaptığı yıllarda klasik Fars edebiyatı alanında yazılmış şerhleri inceleme imkânı bulmuş 1812 Hâfız-ı Şirâzî Dîvân’ına yaptığı tercümede Sürûrî, Şem’î ve Sûdî’nin şerhlerinden istifade etmiştir (Hammer-Purgstall'dan aktaran Avcı 2019: 66-67). Dolayısıyla Hammer’in Hâfız Dîvânı tercümesinde Türkçe şerhlerin yön verdiğini ve şairin anlam dünyasına söz konusu şârihlerin penceresinden baktığını söylemek yanlış olmaz. Bunun yanı sıra önemli olan husus şudur ki Hammer bu tercümesinde Farsça metinleri büyük ölçüde Türkçe telaffuza uygun olarak Latin harflerine aktardığı görülür. Hammer’in İran’a gitmemiş ve İstanbul’da uzun süre bulunmuş olmasının, her ne kadar Farsçayı Viyana’da öğrenmiş olsa da, bu durumda etkili olduğu varsayılabilir. Hammer’in çeviri yazısında kullandığı harflerin bir kısmı daha kolay okunabilmesi için tarafımızdan yeniden düzenlenmiştir. Bu metinde her gazelin ilk mısraının Latin harfiyle verilmesnin amacı sadece çevirilerin hangi gazele ait olduğunu bulmayı sağlamaktır. Bu pratik fayda açısından ise sin (‫ )ص‬veya sad (‫ )س‬harflerinin farklı ses değerlerine sahip olması tâli bir meseledir, çeviri yazıda bu farklılığın yansıtılmaması bir eksik sayılamaz. Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi 2020.18 (Mart)/ 413 Farsça metinlerde çeviri yazı problemleri ve Hammer tercümesinde Türk telaffuzunun izleri / E. Yakut (404-416. s.) 2.1. Farsçada “o” olarak telaffuz edilen ötre Daha önce de belirtildiği gibi Farsçada ö, ü ve kısa u harfi bulunmaz. Buna göre ötre işareti “o” olarak telaffuz edilmektedir. Hammer tercümesinde yer alan çeviri yazılarda ötrenin u, o ve ü olarak Latin harfine aktarıldığı görülür. Farsçada o ünlüsüyle telaffuz edilen ötre çoğu zaman Hammer tarafından Türkçedeki gibi ü olarak Latin harfine aktarılır: dilşüdegan (Hammer 1812: 230); künend (233, 235, 241); güftem (241); bürden (248); cüz (251); gül, sünbül (254) müjde (267), günah (434), türa (443) gibi. Bununla birlikte aynı kelimenin ü ve u olarak okunduğu örneklere de rastlanır, dolayısıyla bu konuda tutarlı bir yol izlendiği söylenemez: şüd, şud (Hammer 1812: 247); merdüm (127) merdum (126). Ta seri zulfi5 tu der desti nesim uftadest (Hammer 1812: 62) Çu dest der serî zülfeş zenem betab reved (1812: 260) Türkçede bazı kelimelerde o ile telaffuz edilen ötrelerin ise Hammer tarafından da o olarak Latin harflerine aktarıldığı görülür: bostan, sohbet (Hammer 1812: 112) sofi (7 ) dost (59) hokka (214) gibi. Gırtlaksı harflerin bulunduğu kelimelerde ötreyi ü yerine u okuma yönündeki Türkçedeki temayüle uyan örneklere rastlanır: ruḫet (Hammer 1812: 125) muġan (74) murġ (133). Türkçede u olarak telaffuz edilen ötrelerin Hammer tarafından aynı şekilde okunduğu görülür: muhabbet (1812: 43) subh (33) Mütercimin yer yer Türkçe telaffuza uygun olarak ö harfini kullandığı da görülür: töbe [= tövbe] (1812: 220) Farsça telaffuzu da zaman zaman kullanmaktadır: kofr (Hammer 1812: 178) moharrem (196) dohter (220) Türkçe ve Farsçaya uymayan okumalara da rastlanır: sahar (Hammer 1812: 108) husn (118) gibi. Bu okuma biçiminin Arapça telaffuza yakın olduğu söylenebilir. Hammer’in Arapçayı iyi derecede bilmesinin bunda etkili olduğu düşünülebillir. 2.2. Sâkin (cezimli) vav’dan önceki fethalı harfler Farsçada cezimli vavdan önceki fethalar (üstün) ötre olarak okunurken Hammer bu kelimelerde de Türkçe telaffuzu tercih etmektedir: çevgan (Hammer 1812: 270) rewnak6 (11) devlet (33) cevr (124) gibi. Fars telaffuzunda bu kelimeler sırasıyla çovgan, rovnak, dovlet, covr biçiminde okunur. 5 Hammer çeviriyazıda terkip kesresini çizgiyle ayırmaz. Örneğin ser-i zülf yerine seri zülf şeklinde yazmayı tercih eder. Aktarılan örneklerde bunlarla ilgili bir düzeltmeye gerek görülmemiştir. 6 Bu kelime Hammer tercümesinde w ile yazılmıştır. Bu örnekte asıl dikkat çekilmek istenen nokta ise Fars telaffuzundaki gibi rovnak şeklinde okunmak yerine revnak şeklinde okunmuş olmasıdır. Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] 414 / RumeliDE Journal of Language and Liter atur e Studies 202 0.18 (March) Transcription problems in Persian texts and traces of Turkish pronunciation in Hammer translation / E. Yakut (pp. 404-416) Şem’î şerhinde de bu tür kelimelerin fetha olarak harekelendirildiği görülmektedir. Buna göre Farsçada dovr, dovlet, covr, novbet biçiminde okunan kelimeler Şem‘î şerhinde devr (Şem’î [yz] 1574: 114b, 115a), devlet (115a), cevr (44b), nevbet (102a) okunacak şekilde harekelendirilmiştir. 2.3. Farsçada kapalı e (é) olarak okunan esrenin telaffuzu Farsçada esre ve kelime sonunda he (‫ )ه‬ile gösterilen ünlü kapalı e (é) olarak telaffuz edilir. Bir başka deyişle Farsçada kısa i ünlüsü bulunmamaktadır. Türkçede genel eğilim kapalı e ünlüsünün kelime içinde i, kelime sonunda ise e olarak okunması yönündedir. Hammer’in de tercihini bu istikamette yaptığı görülür. Kelime içinde: bihişt (Hammer 106) girift (118) minkar (122). Kelime sonunda: perde (120), lale (173), meyḫane (178), heme (303) Ancak bazen kelime içinde de “e” olarak okunmuştur: nerges (Hammer 240) delir (236). Benzer duruma günümüzdeki çeviri yazılarda da rastlanmaktadır. 2.4. Emir, istek ve te’kîd kipleri Hammer emir, istek ve te’kîd edatı olarak kullanılan (‫ب‬ ِ ) ekini bi- olarak Latin harflerine aktarır. Günümüzde de genel eğilim bu yöndedir: birev (Hammer 106) binal (101) bisuḫt (114) bireft (230) birestim (22) gibi. Bi- edatındaki esrenin ötreye dönüştüğü durumlarda -bü şeklinde okumaktadır: bügu (16), büküned (384), bübürd (414). Bu örneklere göre Hammer’in, ilk harfi ötreli olan fiillerle ilgili kuralı biraz genişletmekle birlikte Türkçe telaffuza göre okuduğu söylenebilir. Zira esasında fiilin ilk harfindeki ötrenin düştüğü durumlarda -bi edatı -bü (Türkçeye göre) veya -bo’ya (Farsçaya göre) dönüşürken Hammer ünlü düşmesi şartına bakmaksızın hepsini -bü şeklinde okumuştur. Sonuç ve öneriler Farsçanın Anadolu sahasına mahsus bir telaffuzunun olabileceği düşüncesi göz ardı edilmemelidir. Bu makalede İstanbul Farsçası olarak isimlendirilen telaffuz biçimi, Arapça ve Farsçadan Türkçeye geçen kelimelerin değişimlerinde tâbi olduğu kuralların büyük ölçüde Farsçanın bütününe teşmil edilmesinin bir tezahürü olarak düşünülebilir. Böylece bülbül, gül, devlet gibi çok aşinası olunan kelimeler bolbol, gol, dovlet gibi yabancı bir hâle bürünmekten kurtulduğu gibi Farsçanın bütününe Türkçenin musikisinin sirayet ettiği görülmektedir. Bununla birlikte akademik çalışmalarda Farsça veya Türkçe telaffuza göre okumak bir tercih meselesidir. Ancak mümkün olduğunca çeviri yazının kendi içinde tutarlı olmasına dikkat edilmelidir. Buna göre: 1. Ötrelerin Farsça telaffuza göre her zaman “o” okunur. Türkçe telaffuza göre ise çoğunlukla ü olmak üzere, u, o veya ö şeklinde okunması söz konusudur. Türkçe telaffuzda dikkat edilecek bazı hususlar şunlardır: Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi 2020.18 (Mart)/ 415 Farsça metinlerde çeviri yazı problemleri ve Hammer tercümesinde Türk telaffuzunun izleri / E. Yakut (404-416. s.) a. İstisnaî bir durum olmadığı sürece Türkçede kullanılmayan Farsça kelimeler de dahil olmak üzere ü'lü okuma tecih edilebilir. (Türkçede kullanılan kelimeler: gül, bülbül. Türkçede kullanılmayan kelimeler: şüdem, küned, güft gibi.) b. Türkçeye geçmiş Arapça ve Farsça kökenli kelimeler, vezinle ilgili zaruretlere riayet etmek kaydıyla, Türkçedeki telaffuzuna uygun olarak okunmalıdır. (‫ )ﺻﺤﺒﺖ‬sohbet, (‫ )عذر‬özr, (‫ )عﻤﺮ‬ömr, (‫ )ﻣﺤﺘﺸﻢ‬muhteşem, (‫ )ﺣﺴﻦ‬hüsn gibi. c. Gırtlaksı harflerdeki ötreler, Türkçede farklı bir telaffuzu yoksa, u okunması gerekir. (‫)ﻏﺮﺑﺖ‬ gurbet, (‫ )خدا‬Hudâ, (‫ )خﺮﺳﻨد‬hursend d. Hâ-i menkûte'den (‫ )خ‬sonra vâv-ı ma'dûle varsa "o" okunmaktadır. (‫ )خوردند‬hordend, (‫ )خوش‬hoş, (‫ )خود‬hod gibi. e. Gırtlaksı harflerin bulunduğu kelimelerdeki ötrelerle ilgili Tâhirü'l-Mevlevî şerhinde de farklı uygulamalar görülmektedir. (‫ )ﺳﺨﻦ‬sühan, (‫ )پﺨﺘه‬puhte, (‫ )دخﺘﺮ‬duhter/dühter, (‫ )ﻣﺮغ‬mürg gibi. Kanaatimizce bu ve benzeri kelimelerin u'lu okunması Türkçenin ses bilgisindeki genel temayüle daha uygundur. Buna göre puhte, duhter, murg biçiminde okunabilir. Sin harfindeki ötrenin ise ü şeklinde okunması Türk imlasında yaygın bir durumdur. O hâlde (‫ )ﺳﺨﻦ‬sühan, (‫ )ﺳﺮخ‬sürh biçiminde okunabilir. Ancak bu tür kelimelerle ilgili bir belirsizlik olduğunu söylemek gerekir. 2. Sâkin vavdan önceki fetha; a. Türkçe telaffuza göre e veya a (devlet, kavm) b. Farsça telaffuza göre o (dovlet, kovm) okunması gerekir. 3. Kelime başındaki ve ortasındaki esreler; a. Türkçe telaffuza göre “i” b. Farsça telaffuza göre é, okunabilir. 4. Kelime sonundaki kapalı e: (‫ گفﺘه‬،‫ دوخﺘه‬،‫;)چﺸﻤه‬ a. Türkçe telaffuza göre e: (çeşme, dûhte, güfte), b. Farsça telaffuza göre é: (çeşmé, dûhté, gofté), 5. Emir ve istek kipinde eğer fiilin ilk harfi ötreli değilse; a. Türkçe telaffuza göre bi- b. Farsça telaffuza göre bé- eğer fiilin ilk harfi ötreliyse; a. Türkçe telaffuza göre bü- (bi+güzâr= bügzâr) b. Farsça telaffuza göre bo- (bé+gozâr= bogzâr) okunur. 6. Bir buçuk hece değerindeki kelimelerin ünlülerinde düzeltme işareti kullanılması günümüzde tercih edilen bir usul olmadığı kanaatindeyiz. Tâhirü’l-Mevlevî’nin tercih ettiği ve aruz veznini dikkate alan bu imla (güft/gûft, kerd/kêrd, hest/hêst gibi) vezni teşhis etmede bir yarar sağlamamaktadır. Farsça telaffuzu tercih eden çalışmalarda da genellikle kapalı e (é) ve ünsüzlerin transkripsiyonunda Türkçe telaffuzun tercih edildiği görülür. Örneğin dél yerine dil, géréft yerine girift gibi. Keza ünsüzlerin telaffuzunda da çoğunlukla Türkçe telaffuz tercih edilmektedir. Buna göre kaf (‫ )ق‬harfinin Farsçadaki ğayn (‫ )غ‬biçiminde olan telaffuzu yerine Türkçedeki gibi “k” telaffuzunun tercih edildiği görülmektedir. (muhakkak, kavî, kudret gibi.) Buna ilaveten, yukarıda dile getirilen ünlülerle ilgili telaffuzlarda da zaman zaman Türkçe telaffuza meyledilmesi dikkate değer bir husustur. Bu durum Farsça metinlerin okunmasında bugün bile Türkçenin baskın rolünü ve biçimlendirici tesirini göstermektedir. Hammer tercümesinde kullanılan çeviri yazıda bazı tutarsızlıklar olduğu açıktır. Mütercim Farsça bilmeyenlerin metni okuyabilmesi için değil, tedkik ve tahkik erbabının tercümeyle orijinal metni karşılaştırabilmesine kolaylık sağlamak için bu çeviri yazıyı eklemiş olmalıdır. Bu yüzden her gazelin sadece ilk mısraını Latin harflerine çevirmiştir. Ancak bazı tutarsızlıklar olsa da bu çeviri yazıda Türk Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected] 416 / RumeliDE Journal of Language and Liter atur e Studies 202 0.18 (March) Transcription problems in Persian texts and traces of Turkish pronunciation in Hammer translation / E. Yakut (pp. 404-416) telaffuzunun tesiri kolaylıkla görülebilmektedir. Buna göre Farsça metinlerin, Türkçenin ses özelliklerine yakın okunuşunun yeni ortaya çıkmış bir durum olmadığı, bir geleneğe dayandığı söylenebilir. Günümüzde Farsçadan yapılacak çeviri yazı çalışmalarında, tutarlı olmak kaydıyla Türk veya Fars telaffuzu esas alınabilir. Bu iki okuma biçiminin bir nevi terkibi ise üçüncü bir yol olabilir. Yani Arapça ve Farsçadan Türkçeye geçmiş kelimeler Türkçe telaffuza, diğer durumlarda ise Farsça telaffuza uyulabilir. Ancak bu üçüncü usulde bazı karışıklıkların yaşanması mümkündür. Kaynakça Avcı, R. (2019). Alman Oryantalizmi ve İslami Dönem Fars Edebiyatı: Bir Literal Geçişkenlik Örneği Olarak Josef von Hammer-Purgstall (1774–1856). Alman Dili ve Edebiyatı Dergisi, 57-76. Balcı, M. (2014). Türkçe-Farsça İlişkileri. İstanbul: Çizgi Kitabevi. Gölpınarlı, A. (2011). Hafız Dîvânı. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür. Hammer-Purgstall, J. v. (1812/1813). Der Diwan von Mohammed Schemseddin Hafis. Aus dem Persischen zum erstenmal ganz ubersetzt von Joseph v. Hammer. Stuttgart-Tübingen: Verlag der J G Cotta'schen Buchhandlung. Kacır, T. İ. (2016). Osmanlı Belgeleri Işığında Hammer. Avrasya İncelemeleri Dergisi, V(1), 1-84. Kahraman, A. (2010). Tâhirülmevlevî. 18.12.2019 tarihinde TDV İslâm Ansiklopedisi: https://islamansiklopedisi.org.tr/tahirulmevlevi adresinden alındı Kanar, M. (2011). Hafız Divanı (Cilt I). İstanbul: Ayrıntı. Kutlar Oğuz, F. S. (2017). Türkçe Metin Neşirlerinde Farsça Şiirlere Dair Tespitler, Öneriler. Metin Neşri: Problemler, Tespitler, Öneriler, haz. Hatice Aynur-Müjgân Çakır-Hanife Koncu-Ali Emre Özyıldırım, İstanbul: Klasik Yayınları, 132-160. Ortaylı, İ. (1997). Hammer-Purgstall, Joseph Freiherr von. 12 31, 2019 tarihinde TDV İslâm Ansiklopedisi: https://islamansiklopedisi.org.tr/hammer-purgstall-joseph-freiherr-von adresinden alındı Sûdî, B. (1857). Şerh-i Dîvân-ı Hâfız-ı Şirâzî. İstanbul: Matbaa-i Âmire. Şem'î. (1574). Şerh-i Dîvân-ı Hâfız-ı Şirâzî, (Müellif Hattı). İ.B.B. Atatürk Kitaplığı B.68. Şemîsâ, S. (1383). Arûz ve Kâfiye. Meşhed: Dânişgâh-ı Peyâmnûr. Tâhirü'l-Mevlevî. (2017). Mesnevî Şerhi (Cilt I). İstanbul: Şamil. Yazıcı, T. (1997). Hâfız-ı Şîrâzî. 10.01.2020 tarihinde TDV İslâm Ansiklopedisi: https://islamansiklopedisi.org.tr/hafiz-i-sirazi adresinden alındı. Adres Adress Kırklareli Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Kırklareli University, Faculty of Arts and Sciences, Department of Bölümü, Kayalı Kampüsü-Kırklareli/TÜRKİYE Turkish Language and Literature, Kayalı Campus-Kırklareli/TURKEY e-posta: [email protected] e-mail: [email protected]

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir