Kıllar Çıkarken Sivilce

Erkekler için sakal tıraşı, ergenlik dönemiyle birlikte hayatlarının bir parçası haline gelmekte. Haliyle de sakal tıraşını doğru uygulamak, sadece sivilce oluşumunu değil, tüm cilt sağlığını etkiler. Cildin hassasiyetine de bağlı olacak şekilde yanlış uygulanan sakal tıraşı, en basit tanımla ciltte tahrişe, dolayısı ile de sivilcelere neden olabilir. Yanlış uygulamalarla birlikte kullanılan ürünlerin cilt tipine uygun olup olmaması, sakal kıllarının yoğunluğu, kalınlığı ve farklı yönlerde uzaması da tıraş işlemine etki eder ve irritasyona sebep olabilir. (1)

Sakal tıraşının neden ve nasıl sivilce oluşumuna sebep olduğu konusuna geçmeden, sivilcelerin en önemli nedenlerinden olan yanlış sakal tıraşı uygulamasına değinmek faydalı olacaktır.

Sakal tıraşı öncesi, tıraş edilecek bölgenin doğru ürünlerle yıkanmaması ve nemlendirilmemesi, sakal tıraşındaki en büyük yanlışların başında gelir. Bunun yanında, sakalların çıkış yönüne doğru değil ters yöne tıraşlanması da bir diğer yanlıştır.

Burada üzerinde durmamız gereken bir diğer konu ise, cilde uygun olmayan bir jiletle, sert bir biçimde sakalların tıraş edilmesidir. Bunun yerine, jiletle yapılan sakal tıraşında iki bıçaklı ürünler kullanmak, tek seferde daha etkili bir tıraş sağlayacağı için tercih edilmelidir. Bunun yanında hassas bir cilde uygulanıyorsa, hareketlerin de sert değil, nazikçe olması gerekir. Kullanılan jiletler, sık sık değiştirilmelidir. Aksi takdirde bıçak yüzeyinde biriken bakteriler de cilt sağlığını olumsuz etkiler ve sivilce oluşumuna sebep olabilir.

Sakal tıraşı olurken, cilt tipine uygun bir tıraş jeli ya da kremi kullanmak gerekir. Tıraş jeli ya da kremini birkaç dakika ciltte beklettikten sonra tıraş uygulamasına başlamak da cildin tahriş olma ve tıraş sonrası sivilce oluşumu ihtimalini azaltacaktır. Eğer, ciltte yağlanma veya akne problemi görülüyorsa, sivilce karşıtı etki sunan yüz temizleme jelleri tıraş köpüğü olarak kullanılabilir.

Özellikle sakal tıraşını yanlış uygulamak ya da doğru olmayan ürünlerle tıraş olmaya devam etme nedeniyle, tahriş olan ciltte bir süre sonra sivilce oluşumu görülebilir. Sivilce oluşumunun önüne geçebilmek için de tıraş uygulaması esnasındaki yanlışları ortadan kaldırmak önemlidir. Tıraş sonrası çıkan sivilceleri iyileştirmek içinse, cilt tipine uygun şekilde doğru ürünler ve düzenli kullanım ile birlikte cilt bakım rutinini oluşturmak gerekir.

Öncelikle sakal tıraşına başlamadan önce yüzün doğru ürünlerle temizlenmiş, gözeneklerin açılmış ve sakalların yumuşamış olması gerekir. Sakal tıraşı öncesi yüzü temizleyici ile yıkamak, maske ya da peeling yaparak cildin yumuşamasını sağlamak da cildin tahriş olmasının önüne geçmek için atılacak adımlardandır.

Tıraş olurken elektrikli tıraş makinası ya da keskin bir tıraş bıçağı kullanmalısınız. Tıraş bıçağının çok fazla keskin bıçağa sahip olması, cildin daha fazla tahriş olmasına sebep olabilir. Bu nedenle özellikle tıraş bıçağıyla tıraş olduktan sonra cilt hassasiyeti artıyorsa, elektronik ürünleri veya tek bıçaklı jiletleri kullanmalısınız. Tıraş makinesi ya da tek bıçakla sakal tıraşı istediğiniz pürüzsüz görünümü vermeyebilir ancak cildin daha az tahriş olmasını sağlar.

Yüzü yıkarken, suyun soğuk ya da sıcak olması değil, ılık olması daha uygundur.

Eğer ciltte hali hazırda akne yayılımı yoğunsa, sakal tıraşı yerine sakal kısaltmayı tercih edebilirsiniz. Verywell Health dergisinden Angela Palmer, akneye eğilimli ciltler için sakal tıraşı önerilerinde sakal kısaltmanın cildi, sakal tıraşı kadar pürüzsüz hale getirmediğini ancak cilt için en hassas yöntemlerden biri olması nedeniyle tercih edilebileceğini yazıyor. (2)

Yüzde yoğun bir şekilde sivilce çıkması, sakal bölgesinde batıklara ve izlere sebep olacağı için doğru cilt bakım kurallarını, düzenli olarak takip etmek şarttır. Sivilce çıkmadan önce, akne karşıtı ürünlerin kullanımı ile birlikte cilt sağlığına iyi gelecek adımlar atılmalı ve mevcut sivilcelerin doğru uygulamalar ile iyileşmesi sağlanmalıdır.

Yüzde çıkan sivilceler ve nasıl geçecekleri ile ilgili daha detaylı bilgiye ulaşmak için “Yüzdeki sivilce nasıl geçer?” başlıklı yazımızı da okuyabilirsiniz.

Sakal tıraşı sonrası losyon kullanmak, nemlendirici kremlerle cildin gerginleşmesinin önüne geçmek, sivilce oluşumunu engelleyecek ilk adımlardandır. Cildin günde iki kere temizlenmesi, peeling yapılması, güneş ışınlarına maruz bırakılmaması ve güneş koruyucu kullanımı da ayrıca önemlidir. Gerekli olmadığı sürece her gün tıraş olmamak da, cildinize kendini yenilemesi için gereken süreyi tanımanızı sağlar.

Tüm bu belirtilen önerileri doğru uygulamanıza rağmen sakal tıraşı sonrası yoğun sivilce problemini yaşıyorsanız, bu problemin önüne geçebilmek adına bir uzman desteği almanızı öneririz.

Cilt tipiniz yağlı veya akne eğilimli ise, sakal tıraşı olurken istemeyerek de olsa cildinizde kızarıklık, tahriş ya da irritasyona neden olabilirsiniz. Özellikle ciltte akne varsa, sakal tıraşı olurken çok daha dikkatli olmanız gerekir. Fakat, yüzünüzde akne varken sakal tıraşını bırakmanıza da gerek yok elbette. Sadece biraz daha özenli tıraş olmanız yeterli olacaktır.

Yüzde sivilcelerin olduğu bölgedeki sakalları yanlış şekilde veya doğru olmayan ürünlerle tıraş etmek, yara izlerine ve enfeksiyona sebep olabileceği gibi sivilcelerin yaraya dönüşüp iyileşme sürecini de uzatacaktır. Peki, bu noktada ne yapmak gerekir?

Eğer cildinizde sivilce varsa tıraş olmaktan çekinmeniz çok normal ancak sivilceli cildin de tıraş edilebileceğini unutmamalısınız. Tek yapmanız gereken doğru araçları kullanırken, cildinize de daha nazik davranmak.

Yüzde sivilce varken tıraş olacağınız zaman doğru tıraş ürünlerine ve uygun aletlere sahip olmalısınız. Tıraş işlemine başlamadan önce ılık suyla ve cilt tipinize uygun bir temizleyiciyle yüzünüzü yıkayıp cildinizi tıraş için hazır hale getirebilirsiniz.

Cilde nazik davranmak deyimini daha da açacak olursak; cildinizi jiletle tıraş etmek yerine, tıraş makinesi kullanarak sakalları kısaltmayı tercih ederek başlayabilirsiniz. Bu sayede, sivilcelerin yaraya dönüşme ihtimalini azaltmış olursunuz. Tabi ki yine de tıraş makinesi kullanıyor olsanız bile, sivilceli bölgelerde daha nazik ve dikkatli hareketlerle tıraş işlemine devam etmelisiniz.

Tıraş jeli ya da köpüğü yerine nemlendirici etkili bir tıraş kremi kullanmak da önemlidir. Özellikle akneye eğilimli ciltlerde tıraş köpüğü ve jeli irritasyona sebep olabilir. Tıraş kremini yüzünüze sürdükten sonra tıraş etmeye başlamadan önce üç dört dakika bekleyip kremin cildinize etki etmesini bekleyin.

Tıraş işlemi için çok jiletli tıraş bıçaklarını tercih ediyorsanız, bu bıçakların cilde ve sivilcelere zarar verebileceğini unutmayın. Tek bıçaklı ürünler kullanıp sık sık jiletinizi değiştirmelisiniz. Tıraş yapmak için jilet yerine tıraş makinesi kullanmak, sakal kısaltma işlemini daha kolay uygulayabileceğiniz için sivilceli bir cilde daha uygundur. Tıraş esnasında sakalların çıkış yönüne doğru nazik hareketlerle tıraş olun ve sivilcelerin olduğu bölgelerde sivilcenizin üzerini tıraş etmeyecek şekilde çevresini kısaltın.

Eğer sivilceleriniz sakal bölgesinde yoğunlaşıyorsa bunun sebebi akne değil, psödofolikülit barba adı verilen ve tıraş sivilceleri olarak da bilinen batık kıllar olabilir. Çoğu zaman sivilcelerle karıştırılabilen tıraş sivilcelerinin sebebi cildi çok yakından tıraş etmektir, bu da sakal kılının cildin içinde büyümesine ve sivilce benzeri şişliklerin oluşmasına sebep olur. Eğer böyle bir şüpheniz varsa ve emin olamıyorsanız, bir uzmana görünebilirsiniz. (3)(4)

Yüzünüzü tıraş ettikten sonraki aşama için parfümlü aftershave kremleri ya da losyonları kullanmak yerine nemlendirici kullanarak cildinizin doğal nem bariyerini korumaya özen göstermelisiniz. Tıraş işlemini bitirmek için yüzünüzü soğuk suyla yıkayıp yağ içermeyen bir nemlendirici kullanın. (5)(6)

“Söz konusu içerik yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve tıbbi tavsiye niteliğinde değildir. Lütfen uzman görüşüne başvurunuz”.

Teksas Üniversitesi Dermatoloji Profesörü olan Lisa Garner da stres ve sivilce arasında bir ilişki olduğunu doğrulayan çalışmalara imza atmış. Garner’ın yaptığı çalışmalara göre (2), sivilce problemi yaşayan birisi stresli bir dönem içerisindeyse, sebum hücreleri yukarıya doğru harekete geçiyor. Bu durum da daha fazla sivilce oluşumuna, kıl hücrelerinin tıkanmasına ve ciltte daha fazla yağ üretimine sebep oluyor. Böylece artan sivilcelerle birlikte yükselen stres seviyesi, daha fazla sivilceye sebep oluyor. Benzer şekilde, sebum üreten hücreler de stres hormonları için alıcı görevi görüyor. Yani, stres yaşanırken; hormonlar sebumu, sebumlar ise hormonları tetikleyerek; bu dönemi bir kısır döngüye çeviriyorlar.

Bir başka araştırma da ’de Wake Forest Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapıldı. Singapur'daki lise öğrencilerini baz alan bu çalışmaya göre (3), sivilceler sınav dönemlerinde yaz tatili gibi düşük stresli dönemlere kıyasla daha da kötüleşiyor. Bu yüzden çalışmayı yürüten araştırmacılar, sivilcedeki artışın stresli zamanlarda üretilen daha yüksek sebum seviyesine bağlı olabileceğini düşünmektedir. Bununla birlikte araştırma, psikolojik kökenli stresin gençlerde sebum üretimini önemli ölçüde artırmadığını ve strese bağlı sivilcenin başka temel nedenlerinin de olabileceğini göstermektedir.

Stresten çıkan sivilce, büyük, ucu olmayan ve şişkin görünümdedir, bu dönemde çıkan sivilcelerle birlikte artan sayıda siyah nokta (kapalı komedon) ve beyaz nokta (açık komedon) da görülebilir.

Yükselen stres seviyesi sebebiyle iç salgı bezleri tarafından salgılanan kortizol ve androjen gibi hormonlar, stres sivilcesinin oluşumuna neden olabilir (4).

Bu hormonlar, kıl foliküllerine açılan yağ bezleri tarafından doğal olarak üretilen koruyucu, yağlı bir madde olan sebum üretimini artırır. Sebum artışı, insan derisinde yaşayan ve sebumla beslenen funduszeue.info bakterisinin çoğalmasına neden olur. Ciltte çok sayıda funduszeue.info bulunması, bağışıklık sistemini harekete geçirir. Bu bakteriyel çoğalmayı önlemek amacıyla beyaz kan hücreleri, kıl folikülünün duvarına zarar verebilecek bir enzim salgılar. Salgılanan bu enzim enflamatuvar bir reaksiyona yol açar. Bu faktörlerin her biri hem ayrı ayrı hem de birleşerek sivilce oluşumuna yol açan reaksiyonlara sebep olur.

Stresin sivilceleri kesin olarak etkileyip etkilemediği belirlenemese de ne zaman strese girildiği ve ne zaman stres seviyesinin azaldığı not edilerek bir bağlantı olup olmadığı hakkında fikir edinilebilir. Eğer stres ve sivilce oluşumunun arttığı dönem eşleşiyorsa, bir bağlantı olasılığı var demektir. Sivilcelerin ortaya çıkışı stresli zamanlarla eşleşmiyorsa, durumun çevresel faktörlerle ilişkili olması daha olasıdır (5). 

Bunların yanında, sivilcelerin stresle doğrudan bağlantılı olmama ihtimalini de düşünmek gerekir. Sivilceler stres sebebiyle değil, strese dayalı alışkanlıklardan kaynaklanıyor olabilir. Örneğin stresli dönemlerde normalden daha fazla kahve içmek, kortizol üretiminde bir artışa neden olup mikrobiyom üzerinde bir etkiye sahip olabilir. Ayrıca kişisel hijyene dikkat etmemek, yeme alışkanlıklarında ani değişimler veya cilt bakım rutinini değiştirmek de sivilcelerin durumunu kötüleştirebilir. Bir dermatologdan yardım almak, sivilcelerle en iyi şekilde nasıl başa çıkabileceğinizi görmenin en sağlam yoludur.

Türü veya nedeni ne olursa olsun, stres sivilcelerini de tedavi etmek elbette mümkündür. Sivilceye karşı mücadelede ilk hamle, cildinize özel ve doğru bir günlük cilt bakımı rutini geliştirmek olmalıdır. Cilt, düzenli olarak temizlenmeli, nemlendirilmeli ve yenilenmelidir. Seçilen ürünlerin ise cilt tipine uygun olduğundan mutlaka emin olunmalıdır.

Stresi sivilce oluşumuna katkıda bulunan bir faktör olarak kabul ediyorsak, sivilce oluşumunun önüne geçebilmek için stres seviyesini düşürmek de bir nevi tedavi sayılabilir. Spor veya yeni bir hobi gibi ufak değişiklikler, stres seviyesini azaltmak için oldukça kolay uygulanabilir çözümlerdir. Bu gibi aktivitelerle stres yönetimi sağlandığında, stres sebepli sivilcelerin de önüne geçilmiş olunacaktır.

Bazı insanlar, özellikle stresli hissettikleri dönemlerde, yüzlerine dokunmaktan ve sivilcelerle oynamaktan kendilerini alamaz. Ne kadar stresli olunsa da sivilcelere asla dokunulmamalıdır ve sıkılmamalıdır. Eğer sıkılır ve patlatılırsa, bu sivilcelerin yüzde kalıcı izler bırakmasının ve yayılmasının da önü açılmış demektir.

Bunlara ek olarak, bağırsak bakterilerine iyi gelecek probiyotikler içeren sağlıklı besinler tüketilmesi de beden sağlığı için oldukça faydalıdır (6). Beden ve cilt sağlığını olumlu etkileyen diğer besinler ise, taze sebze ve meyveler, fermente gıdalar, bol su ve daha az kafein içeren içeceklerdir.

Özetle; stres, sivilce çıkmasını tetikleyebilir. Fakat sivilce oluşumu yalnızca stresli dönemlerde değil, çoğu zaman karşılaşılan bir problemdir ve sebebi fiziksel veya çevresel birçok faktörden bir veya birkaçı olabilir.

Bu gibi durumlarda en iyi çözüm sivilceye sebep olan ve önüne geçilebilecek faktörlerin belirlenmesi ve doğru yöntemlerin uygulanmasıdır. Stresten uzak durmak ve stresi yönetmek, hem zihinsel hem bedensel hem de sivilce problemini yok etmek için olmazsa olmazlardan biridir. Fakat, stres kaynaklı olsun ya da olmasın, sivilcelerin günlük yaşamda büyük bir sorun haline gelmesi durumunda en iyi çözüm, uzman bir dermatoloğa danışarak sivilce tedavisine başlamaktır. 

“Söz konusu içerik yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve tıbbi tavsiye niteliğinde değildir. Lütfen uzman görüşüne başvurunuz”. 

Ağda sonrası sivilce ve kızarıklık nasıl geçer? Ağda alerjisi sonrası çıkan sivilceler için ne yapmalı?