sanat metinleri ve öğretici metinler arasındaki farklar / Turksoy Dergisi 56 | PDF

Sanat Metinleri Ve Öğretici Metinler Arasındaki Farklar

sanat metinleri ve öğretici metinler arasındaki farklar

1 MESUDE ARKIM RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ OSİP İVANOVİÇ SENKOVSKİ'NİN ÖYKÜ SANATI MESUDE ARKIM ARALIK 2017 RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI ARALIK 2017

2

3 OSİP İVANOVİÇ SENKOVSKİ NİN ÖYKÜ SANATI Mesude ARKIM YÜKSEK LİSANS TEZİ RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARALIK 2017

4

5

6 iv OSİP İVANOVİÇ SENKOVSKİ NİN ÖYKÜ SANATI (Yüksek Lisans Tezi) Mesude ARKIM GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Aralık 2017 ÖZET Osip İvanoviç Senkovski, 19. yüzyılın ilk yarısında Rus edebiyatında uzun yıllar yer edinmiş ve eserlerini romantizm akımı doğrultusunda kaleme almış Leh bir yazardır. Henüz üniversite yıllarındayken edebiyat ve gazetecilik faaliyetleriyle uğraşmaya başlamış olan Senkovski, yazar kimliğinin yanı sıra akademisyen kimliği ile de ön plana çıkar. İki yıllık Doğu seyahati esnasında edindiği kültürel birikimi eserlerine yansıtarak Türkiye, Suriye ve Mısır seyahatlerine dair otobiyografik notlar içeren doğu öykülerini yazar. Gazetecilik faaliyetlerinde de bulunan Senkovski, aralarında yirmi yıla yakın çalıştığı Biblioteka Dlya Çteniya nın da bulunduğu pek çok derginin editörlüğünü yapar. Bunun bir sonucu olarak Senkovski, öykülerinin çoğunu bir gazeteci gözüyle, hiciv ve ironi unsurları içeren gazete metni olarak kaleme alır ve Rus edebiyatında fel yeton tarzının gelişimine katkıda bulunur. İroni ve hiciv unsurlarını kullanarak meydana getirdiği eserlerinde toplumda Batı bilimine duyulan hayranlığı ve Batı özentisini eleştirir, bunun yanı sıra dönem edebiyatına sıklıkla göndermelerde bulunur. Çok yönlü kişiliğinin ürünü olan öyküleriyle geniş kitlelerce beğeni kazanmasına karşın Senkovski, öykülerinde gazeteci üslubunun dışına çıkamamış olması ve çoğunlukla edebiyatçıları hedef alması sonucu zamanla unutulmuş, Rus edebiyatında ikinci dereceden bir yazar olarak yer kalmıştır. Ancak farklı alanlardaki birikimlerini kendine has üslubuyla bir araya getirerek kaleme aldığı öyküleriyle Rus edebiyatına kültürel bir katkı sağlaması açısından önemlidir. Bilim Kodu : Anahtar Kelimeler : Osip İvanoviç Senkovski, ironi, Doğu öyküleri, fantastik öyküler Sayfa Adedi : 161 Tez Danışmanı : Prof. Dr. E. Zeynep GÜNAL

7 v OSIP IVANOVICH SENKOVSKY S ART OF STORY (M.S. Thesis) Mesude ARKIM GAZI UNIVERSITY INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCES December 2017 ABSTRACT Osip Ivanovich Senkovsky is a Polish writer, taking place for many years in 19 th century Russian literature within the frame of romantic movement. Involving in literary and journalistic activities in early university years, Senkovsky is famous not only for his author side both also for his academic works. He wrote his oriental stories, involving autobiographic notes regarding his travels to Turkey, Egypt and Syria and represented these obtained cultural accumulations during his two-year travel to the East in his works. Being engaged in journalistic activities, Senkovsky took on editorship of many journals including Biblioteka dlia chteniya, for which he worked nearly twenty years. As a result, he wrote most of his stories from a journalist s perspective, as a feuilleton, known as a part of newspaper including ironical and satirical factors, and he contributed into development of this literary genre. In most of his works containing ironical and satirical factors, he criticizes the admiration for Western science and admiration the West. Also, he frequently makes references to writers of that period. Even though he received appreciation of large masses through his stories, he became forgotten as time went on, because he couldn t go out of journal style and mostly aimed at belletrists. Thus, he stayed as second-degree writer in Russian literature. Nevertheless, he has an important place regarding his stories, formed by his cultural background with his original style. Science Code : Key Words : Osip Ivanovich Senkovsky, irony, oriental stories, fantastic stories Page Number : 161 Supervisor : Prof. Dr. E. Zeynep GÜNAL

8 vi TEŞEKKÜR Tez çalışmam boyunca değerli fikirleriyle beni yönlendiren ve zorlandığım noktalarda yardımlarını esirgemeyen saygıdeğer hocam Prof. Dr. E. Zeynep GÜNAL a; kıymetli bilgilerinden faydalandığım değerli hocalarım Prof. Dr. Ayla KAŞOĞLU na, Prof. Dr. Zeynep Bağlan ÖZER e ve Doç. Dr. Gamze ÖKSÜZ e; çalışmalarım sırasında manevi açıdan büyük desteği olan aileme, arkadaşım Alfııa IRMAK a ve tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim.

9 vii İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET... iv ABSTRACT... v TEŞEKKÜR... vi İÇİNDEKİLER... vii 1. GİRİŞ OSİP İVANOVİÇ SENKOVSKİ NİN HAYATI VE ESERLERİ DOĞU KÜLTÜRÜ FANTASTİK ÖĞELER Hayali Yolculuklar Akıl Dışı Ögeler SOSYETE İNSANI ÜSLUP VE ANLATIM ÖZELLİKLERİ SONUÇ KAYNAKÇA ÖZGEÇMİŞ

10 1 1. GİRİŞ Tezimizde 19. yüzyılın ilk yarısında Rus edebiyatında aktif olarak yer alan Leh asıllı yazar Osip İvanoviç Senkovski nin öykülerini inceleyeceğiz. İncelemenin çıkış noktası, Rusya da Türkoloji nin kurucularından biri olan Osip İvanoviç in Doğu kültürünü yansıttığı, özellikle Osmanlı ya dair izlerin yer aldığı öyküleri olmuştur. Doğu öykülerinin yanı sıra yazarın farklı konuları ele aldığı öyküleri de mevcuttur ve bunlardan en sık işlenen konular doğrultusunda incelememiz beş bölümde yapılmıştır. Tezimizin ilk bölümünde eserlerinin daha iyi anlaşılması amacıyla yazarın yaşamı, çalışmaları ve diğer yazarların veya eleştirmenlerin Senkovski hakkındaki görüşleri ile ilgili bilgiler yer almaktadır. İkinci bölümde Senkovski nin iki yıl süren Doğu seyahati sonucu edindiği izlenimleriyle birlikte Doğu ile ilgili bilgilerini aktardığı Türk Çingene, Şiirsel Dünya Seyahati, Ebsambul, Suriye Anıları ve Antar adlı öyküleri incelenecektir. Bu öyküler Türk ve Arap kültürünü hem detaylı olarak hem de objektif bir biçimde aktarması açısından oldukça önemlidir. Üçüncü bölümde fantastik öyküler yer almaktadır. Yazarın, öykülerinde kullandığı fantastik ögeler, toplum ve edebiyat ile ilgili eleştirilerini barındırmaktadır. Bu eleştirilerine ait değerlendirmeler iki alt başlıkta toplanmıştır. Birinci alt başlık Hayali Yolculuklar da Batı bilimine duyulan hayranlığa ve dönem toplumuna dair ironik bir tutum çerçevesinde getirdiği eleştirilerine yer verilmiştir. İkinci alt başlık Akıl Dışı Ögeler de Senkovski nin akıl dışı ögeler doğrultusunda edebiyat dünyasına ve kendisine olumsuz bir tutum içerisinde olan yazarlara karşı bir sesleniş ya da cevap niteliğinde olan öyküleri incelenecektir. İncelenecek bu öyküler arasında Denetçi Bir Ruhun Serüvenleri, Medvejiy Adasına Bilimsel Bir Seyahat, Etna Dağı na Duygusal Bir Seyahat, Şeytanın Huzuruna Çıkış, Ev Cinin Notları ve Kitapların Kafaya, Kafaların Kitaba Dönüşmesi yer almaktadır. Dördüncü bölümde dönemin sosyete insanı ele alınacaktır. Sosyete toplumunda kadınların yeri, evlilik, manevi değerlerdeki kayıp gibi problemler

11 2 yazarın toplumla ilgili eleştirilerinin odak noktasını oluşturmaktadır. Bu başlık altında Birkaç Saat İçinde Bir Kadının Bütün Hayatı, Peterburg Adetleri, Eğitimli Konuşma Kuramı isimli öyküler ele alınacaktır. Son bölüm olan beşinci bölümde ise yazarın öykülerinde sıklıkla görülen üslup ve anlatım özelliklerine değinilecektir. Uzun ve karmaşık cümle yapıları, eş anlamlı sıfatlar kullanarak betimlemeler oluşturması gibi onun üslubunu yansıtan örnekler verilmeye çalışılmıştır. Hemen her öyküsünü hicivsel ve ironik bir tutumla kaleme alan yazarı çağdaşlarından farklı kılan ve yazarın çağdaşlarıyla benzerlik gösterdiği noktalar ele alınacaktır. Öykülerin Türkçe çevirileri bulunmadığından dolayı incelemelerde eserlerin orijinalleri kullanılmıştır. Ulaşılan çıkarımlara ya da varsayımlara destek olması amacıyla eserden alıntılar Türkçe çevirileriyle birlikte verilmiştir. Metin içerisinde ulaşılan sonuçlara destek olması açısından başka araştırmacıların ve eleştirmenlerin konu ile bütünlük sağlayan yorumları da kaynak olarak gösterilmiştir.

12 3 2. OSİP İVANOVİÇ SENKOVSKİ NİN HAYATI VE ESERLERİ ( ) Tarihimizde meydana gelmiş pek çok olay, Doğu nun incelenmesi ile aydınlığa kavuşacaktır. Osip İvanoviç Senkovski Osip İvanoviç Senkovski (İosif-Yulian Senkovski) 19 Mart 1800 tarihinde, Vilnius tan elli verst uzaklıktaki Antokolon malikânesinde dünyaya gelir. Svyatıy İosif (Aziz Yusuf) gününde dünyaya geldiği için, ona İosif-Yulian adı verilir 1. Aslen bir Leh olan Senkovski, Polonya da eskiden beri bilinen Sabrevski ailesine mensuptur. 2 Annesinin Belaruslu bir aileden geldiği bilinmektedir. 3 Senkovski nin ataları kendi dönemlerinin ünlü yazarları, askerleri ve diplomatlarıdır. Dedesi, Lehistan kralı Stanislav Ponyatovski ile yakın ilişkiler içinde bulunmuş ve Yekaterina döneminde ona Petersburg ta eşlik etmiştir 4. Oldukça zengin olan Senkovskiler, şatafatlı bir yaşamın ve dikkatsizce para harcamanın sonucu yoksul düşer. Babasının ölümü ile birlikte annesi iki küçük çocuğuyla dul ve neredeyse parasız kalır. Bilgisi ve elinde kalan az miktardaki parası, annesinin sahip olduğu tek şeydir ve bunları, geleceğinin parlak olacağı önceden belli olan küçük oğluna adar. Kızını da Vilnius taki Vizitantinok Manastırı nda okutur. Senkovski, döneminin diğer soylu çocukları gibi ilköğrenimini evde tamamlar ve annesi onun ilk öğretmeni olur. Daha sonra, ablasının eşi Profesör G. E. Groddeck onun eğitimi için yardımda bulunur ve sıra dışı gördüğü bu çocukla ilgilenmek profesörün hoşuna gider. Kıvrak zekâsı, profesörü adeta büyüler. Adelaida Senkovskaya biyografik notlarında eşinin, profesörün Osip İvanoviç i diğer çocukların onun yanında övülmesine izin vermeyecek kadar sevdiğini 1 Solovyev, Ye. A. (1892). O.İ. SENKOVSKİ. Ego jizn i literaturnaya deyatelnost. Peterburg: Tipografiya S. N. Hudekova, 31 2 Koşelev. V.A., Novikov A.E. (1989). Zakusivşaya udila nasmeşka. O. İ. Senkovski. Soçineniya Barona Brambeusa. Moskova: Sovetskaya Rossiya, 5 3 İnternet: Dudışkin, S.S. (1859). Senkovski diletant russkoy slovesnosti. adresinden tarihinde alınmıştır. 4 Solovyev, a.g.e., 31

13 4 anlattığından bahseder. 5 Profesör Groddeck, parlak bir gelecek vaat eden bu öğrencisi ile gurur duyar, onu Vilnius Üniversitesi ne hazırlar ve eğitim hayatı boyunca yanında olur. Senkovski bu üniversitede doğu bilimci Profesör İokim Lelevel ve fizyoloji alanında profesör olan Andrey Snyadetski ile tanışır. Küçük yaştan beri felsefe ile ilgilenen Osip İvanoviç, Lelevel ve Snyadetski sayesinde Doğu çalışmalarına merak duymaya başlar. Henüz 18 yaşında iken Lokman Hekim in fabllarını Arapçadan Lehçeye çevirerek, ilk çevirisini yapmış olur. 6 Daha sonraları Süryani hiciv yazarı Lukianos un hikâyelerini Arapçadan Lehçeye çevirir. 19 yaşında iken İranlı ünlü şair Hafız ın şiir kitabı üzerine Farsça bir eleştiri yazar. Bu çalışkanlığı ve üstün yetenekleri, Senkovski nin üniversiteyi yaşıtlarından önce bitirmesini sağlar. Osip İvanoniç in edebiyattaki ilk deneyimleri de öğrencilik yıllarına dayanır. Profesör Snyadetski nin başkanlığındaki bir edebiyat topluluğu olan Tovarişçestvo şçubravtsev (Çılgınlar Topluluğu) tarafından çıkarılan Uliçnıye vedomosti adlı Leh mizah dergisinde pek çok faaliyette bulunur. Vilnius Üniversitesi, doğu alanında çalışmalar yapacak bir öğrenci arayışına girer ve bir katılım ilanı yayınlar: Kadim Fars ve Türk filolojisi çalışan, Arapça, Farsça, Türkçe bilen ve bu alanda kısa sürede önemli başarılar elde edecek yeteneklere sahip bir öğrenci. 7 Senkovski, üniversitesi tarafından bu çalışmalara oldukça uygun bir öğrenci olarak seçilerek, Doğu seyahatine çıkma fırsatı yakalar. Doğu seyahatine gitmeden önce, yaşça kendinden büyük Vilniuslu bir bayan ile evlenir. Maddi durumu oldukça iyi olan bu bayan, Senkovski nin Doğu seyahati için maddi destek sağlar. 8 Bu seyahatten döndükten sonra 1829 da bir saray bankacısı olan Baron Rall in kızı Adel Aleksandrovna ile ikinci evliliğini yapar. Senkovski nin 1820 yılında başlayan Doğu seyahati iki yıl sürer ve bu iki yıl süresince Türkiye, Suriye ve Mısır da bulunur. Lübnan ve Suriye de yaşayan ve Katolik Kilisesine bağlı olan Marunîler ile birlikte Ayn Tur Manastırında kaldığı süre 5 Senkovskaya, A. A. (1858). Osip İvanoviç Senkovski (Baron Brambeus). Biografiçeskiye zapiski ego jenı. Sankt-Petersburg: Tipografiya İmperatorskoy Akademii Nauk, Serikoff, N. (2009), Thinking in a different language: the Orientalist Senkovskii and Orientalism. Acta Orientalia Vilnensia, Sayı:10, 1-2, Koşelev, Novikov, a.g.e., 5 8 Solovyev, a.g.e., 35

14 5 zarfında, Arapça öğrenme merakı uyanır. 9 Buralarda geçirdiği vakit içerisinde Türkçe ve Arapçayı çok iyi derecede öğrenir. Öyle ki, düzgün aksanı ve dili hatasız bir şekilde konuşması sayesinde, kaldığı şehirlerdeki yerliler onun yabancı olduğunu anlamaz. Dilin konuşulduğu yerlerde yaşayarak, bu dile mensup ulusların kültürünü, geleneklerini, yaşam ve düşünce tarzları hakkında da derin bilgi sahibi olur. Türkçe ve Arapça dışında Süryanice, İtalyanca ve çağdaş Yunanca öğrenir. Daha sonra Uzak Doğu ya merak salarak Çince, Moğolca ve Tibetçe öğrenir. Bu seyahat, Senkovski nin üzerinde büyük bir etki bırakır. Onun bu seyahati sadece bilimsel bir amaç içermez. Doğu ya Polonya ve Türkiye arasındaki tarihi bağlar üzerine materyaller toplamak amacıyla gider. Seyahatinin bu yönünü de şu sözleriyle ifade eder: Tarihi ilişkileri, sadece Hıristiyan topluluklarla olan ilişkilere indirgememek gerekir, çünkü dünya sadece bu milletlerden ibaret değil. Doğu bilimleri sadece ticari, siyasi ve dini ilişkilerde önemli değil. Alışkanlıklarımız ve kurallarımızın bazılarına, hatta dilimize bir bakarsak atalarımızın Doğu halklarıyla sıkı sıkıya bağlı olduğu görülür. Tarihimizde yer alan pek çok olay, ancak Doğu nun incelenmesiyle aydınlığa kavuşacaktır. 10 Senkovski, Suriye de yaklaşık yedi ayını geçirir ve Kasım 1820 de İskenderiye ye geçer. Burada ve Kahire de yaklaşık üç ay kalarak yerel ağzı öğrenir. Şubat 1821 de Nil in yukarısına giderek, piramitleri ve kadim Mısır ın tarihi kalıntılarını görür. Afrika da yukarı Etiyopya ve Sudan ı gezer. Doğuluların adlandırdıkları üzere Yusuf Bey, Doğu kıyafetleri içinde başında çalması ve düzgün Suriye lehçesi ile Arapça konuşarak, güvenli bir şekilde Nil Ovası halkının yaşayışları ve kültürleri üzerine gözlemler yapar. Türkiye ye seyahati sırasında Senkovski, antik şehirlerde M.S.2. yüzyılda yaşamış bir gezgin ve coğrafyacı olan Pausanias ın Yunanistan Üzerine Notlar (Graeciat Descriptio) adlı eserindeki başlıklardan yola çıkarak gezer. Mektubundaki yer adlarını da Türkçeden ziyade Yunanca olarak verir: İzmir-Symrna, Çanakkale-Dardanelle. 11 Senkovski, İstanbul da bulunduğu süre zarfında Rus elçisi Kont Stroganov ile görüşür. Stroganov, Senkovski nin yeteneklerine hayran kalır ve diğer 9 Kaverin, V.A. (1966). Baron Brambeus: istoriya Osipa Senkovskogo, jurnalista, redaktora Biblioteka dlya çteniya, Moskova: Nauka, Kaverin V.A., a.g.e., Serikoff, a.g.y., 116

15 6 çalışmalarını da engellemeden, onun Dışişleri Bakanlığı nda elçilik tercümanı olarak çalışmasını teklif eder. Stroganov un bu teklifi Senkovski ye çalışmalarını yürütebilmesi açısından oldukça cazip gelir. Bilimler Akademisi öğretim üyesi H. D. Fren tarafından sınava tabi tutulur. Fren, Senkovski nin Arapça konuşup yazabilmesine hayran kalır 12. Sınavı başarıyla geçen Osip İvanoviç tercümanlık görevine atanır. Göreve başladıktan bir süre sonra Sudan a gönderilir. Müslüman Doğu nun ticaretini, coğrafyasını, tarihini ve siyasetini inceler ve bu bilgiler, Doğu nun genel bir dış politika sorunu olduğu 20 li yıllarda Rusya da kullanılır. Bu dönemde Yunan ayaklanması en kızgın dönemindedir ve Kahire de Hıristiyanlara karşı bir ayaklanma hazırlıkları baş gösterir. Bu yüzden de Senkovski nin acilen Avrupa ya dönmesi istenir ve 22 Temmuz 1821 de Avusturya ya ait bir ticaret gemisiyle Mısır dan ayrılır 13 ve Peterburg a gönderilir. Senkovski Peterburg a döndüğünde, Peterburg Üniversitesi ona Doğu dilleri bölümünde çalışması konusunda bir teklifte bulunur. Senkovski ilk başta bu teklifi kabul etmek istemez, çünkü sürekli yerinde oturması gereken bir iştir. Fakat kendini geliştirmesi açısından oldukça faydalı, ayrıca saygın bir meslek olduğu ve Dışişleri Bakanlığı nın üyesi de sayılacağı için bu teklifi reddetmez. Çünkü Polonya daki üniversiteler Senkovski ye araştırmalarında destek çıkmaz ve onu bir akademisyen olarak kabul etmez. Bu durumun nedeni, Senkovski nin Doğu üzerine çok fazla araştırma yapmasının Polonya da onunla ilgili iyi bir izlenim yaratmamasıdır. Kendi ülkesinin tarihine değil de Doğu ülkelerinin tarihleri ve kültürlerine bu kadar merak duyması Leh hükümetini rahatsız eder. Rusya da yaşamaya başladığı dönemde ise Rus hükümeti onun bir ajan olmasından şüphe duyar. 14 Ancak Senkovski ile ilgili bu şüphelerin dışında tutulması gereken bir gerçek vardır: onun, döneminin meslektaşları arasında Arap dünyasını gezip görmüş, oralarda yaşamış tek profesör olmasıdır. 15 Bu özelliği ona bir ayrıcalık kazandırır ve nihayetinde Peterburg Üniversitesi nin Türk ve Arap dili kürsülerinde göreve başlar. Burada birkaç yılını özellikle Çince, Tibetçe, Mançurca, Moğolca 12 İnternet: Savelyev, P. S. (1858), O jizni i trudah Senkovskogo, Sankt-Petersburg: Tipografiya İmperatorskoy Akademii Nauk adresinden tarihinde alınmıştır 13 İnternet: Savelyev, P.S. (1858). O jizni i trudah Senkovskogo, Sankt-Petersburg: Tipografiya İmperatorskoy Akademii Nauk adresinden da alınmıştır. 14 Kaverin, a.g.e., Serikoff, a.g.y., 115

16 7 gibi Doğu dillerini öğrenmekle geçirir. Yine bu dönemde, öğrenciyken yaptığı çalışmalarını Latince, Arapça, Farsça, Fransızca ve Lehçe olarak yayımlar. O dönemde Rusya, Türkiye ile savaş halinde olduğundan dolayı, Rus Askerleri İçin Türkçe Cep Kitabı (Karmannaya knijka dlya russkih voinov, ) adı altında Türkçe konuşma kılavuzu hazırlar. 16 Altın Orda tarihi üzerine çalışıp, yeni bir Arapça sözlüğü de hazırlar. Senkovski nin Doğu dilleri alanında diğer bir katkısı ise Rusya-İran Savaşı sırasında getirttiği Farsça kaynaklar olur Rusya-İran Savaşı Senkovski için Farsça kaynaklara ulaşmak açısından büyük bir fırsat olarak görülür. Bu doğrultuda, İran da görev yapmakta olan Rus subay İ. İ. Dibiç e Doğu ile ilgili pek çok kaynağın bulunduğu Erdebil kütüphanesinin Farslardan alınması gerektiğini ifade eden bir mektup gönderir. Hocası Profesör Lelevel e de 18 Nisan 1828 tarihli mektubunda Yakın zamanda bütün Avrupa nın bilim için oldukça önemli olan bu keşifle gümbürdeyeceğini umuyorum. diye yazar. Senkovski nin bu ricası kabul edilir ve Erdebil Kütüphanesi ile pek çok Arapça ve Farsça el yazmaları, İran ile yapılan barış anlaşması ile Rusya ya geçer. 17 Genç yaşta böylesine faydalı çalışmalar yapan Senkovski, pek çok üniversiteden teklifler almaya başlar. Vilnius ve Krakov Üniversiteleri, Fransa, İngiltere ve İrlanda daki eğitim toplulukları Senkovski yi üyeleri olması için davet ederler. Yabancı eğitim dergileri onun yazılarına ve seyahatleri esnasında elde ettiği bilgilere yer verirler. Bilimsel çalışmalardan biraz uzaklaşmak için Severnaya Pçela adlı dergide ve diğer bazı dergilerde makaleler yayımlar. Çalışmalarıyla ismini duyuran bu genç profesörün Rus edebiyatında yer alması, Doğu seyahatine çıkmadan önce, henüz üniversite öğrencisiyken tanıştığı Faddey Bulgarin ( ) sayesinde olur. Senkovski nin yazıları, Doğu edebiyatından yaptığı çevirileri Bulgarin in Severnıy Arhiv adlı edebiyat yıllığında yer almaya başlar yılında derginin ilk sayısında Sudan ve Yukarı Etiyopya ya Seyahatlerden Kısa Notlar (Kratkoye naçertaniye puteşestviya v 16 Senkovskaya, a.g.e., Kaverin, a.g.e., 37

17 8 Nubiyu i Verhnyuyu Efiopiyu) adlı gezi notu yayımlanır 18. F. V. Bulgarin, Senkovski nin bu seyahati boyunca elde ettiği değişik ve ilginç izlenimlerini oldukça faydalı bulduğu yorumunu yapar ve böylece Senkovski nin Rus edebiyatında adı ilk kez Bulgarin in bir yazısında geçmiş olur. Bulgarin, Senkovski için hem Polonya ile bağlantılarını sağlayacak hem de edebi kariyerinde ona yol gösterecek bir kişidir. Leh gazetecilik geleneğini Rus topraklarındaki ilk tecrübelerinde kullanmak için Bulgarin in yayınları ve bağlantıları oldukça uygundur. 19 Böylece genç profesör 1823 yılında Bulgarin sayesinde Rus Yazarlar Topluluğu (Obşçestvo russkih pisateley)na dâhil edilir. Bu toplulukta Senkovski pek çok yazarla ve özellikle o dönemde romantik akım çizgisinde yer alan ünlü yazarlardan A. A. Bestujev-Marlinski ile bir araya gelir. Sovyet dönemi modernist yazarlarından A. M. Remizov un bahsettiği üzere, Senkovski, Bestujev-Marlinski ye Lehçe öğretir, Marlinski de onun Rusçadaki hatalarını düzeltir. 20 Senkovski nin edebiyata girdiği 1820 li yıllar, Rus edebiyatında Romantizm akımının hâkim olduğu bir dönemdir. Bu dönemde yazarlar, eserlerinde toplumsal gerçekleri yansıtmaktan ziyade eserlerinin edebi açıdan keyif verici olmasına dikkat ederler. Sade bir dili tercih ederek halkın anlayabileceği bir üslup oluşturma amaçlarına karşın, eserleri yine eğitimli olan soylu kesim tarafından okunabilir. Senkovski sadece soylu kesime hitap eden edebiyata karşı çıkarak, yazdıklarının toplumun her kesimince okunması gerektiğini düşünür. 21 Ancak bu düşüncesi özellikle V. F. Odoyevski yi rahatsız eder. Gelenekçi ve soylu bir kişilik olarak Odoyevski, edebiyatın orta ya da alt sınıfa değil, yüksek zümredeki kişilere hitap etmesi gerektiğini savunarak bu görüşünü Senkovski yi hicvetme amacıyla yazdığı bir makalesinde dile getirir: Eğitim, toplumun en alt seviyesine kadar indi. Basit bir zanaatkâr bile olamayacak kişiler bilgin ve edebiyatçı olma iddiasında bulunuyor. Bu kişiler neredeyse her gün bizim akademilerimizin onlar için kapalı olan kapıları önünde toplanıyorlar ve bağırışlarıyla yoldan geçenlerin dikkatini çekmeye çalışıyorlar İnternet: Reytblat, A.İ. (2016). Faddey Bulgarin: İdeolog, jurnalist, konsultant. Moskova: Novoye literaturnoye obozreniye adresinden da alınmıştır. 19 Kaverin, a.g.e., Koşelev, Novikov, a.g.e., 7 21 Solovyev, a.g.e., Kaverin, a.g.e., 68

18 9 Senkovski nin Rus edebiyatına giriş yaptığı bu dönemde A. S. Puşkin, M. Yu. Lermontov, N. V. Gogol, V. F. Odoyevski, A. A. Bestujev-Marlinski, V. G. Belinski gibi güçlü isimler yer alır. Böyle güçlü isimlerin arasında edebiyatta yer alabilmek Senkovski için oldukça zordur, fakat Puşkin, A. V. Drujinin gibi pek çok çağdaşı onu sanata ve bilime olan merakı, donanımı ve bilgisiyle oldukça yetenekli biri olarak görür. Senkovski nin Rus edebiyatındaki ilk deneyimi Doğu Öyküleri (Vostoçnıye povesti) serisidir. Bu döneme kadar Senkovski, sadece Leh bir yazar olarak bilinmekte ve fazla tanınmamaktadır. A. A. Bestujev Marlinski ve K. F. Rıleyev tarafından Peterburg da çıkarılan Polyarnaya zvezda adlı Dekabrist edebiyat yıllığında 1823 yılında Bedevi (Beduin) adlı öyküsü yayımlanır yılında bir Dekabrist edebiyat yıllığında Kula Atın Yiğidi (Vityaz bulanogo kon ya) adlı öyküsü çıkar. Bu öykü Puşkin in dikkatini çeker ve Bestujev-Marlinski ye bir mektubunda şöyle yazar: Arap masalı bir harika; bu Senkovski ye sahip çıkmanı tavsiye ederim. 23 Doğu öyküleri bir seri olarak yayımlanmaya devam eder ve 1825 yılında Tahtadan Güzel (Derevyannaya krasavitsa), Gerçek Gönül Yüceliği (İstınnoye velikoduşiye), Nankörlere Bir Ders (Urok neblagodarnım) adlı doğu öyküleri yayımlanır. Bu öykülerin Rusçaya çevrilmesinde Senkovski ye A. A. Bestujev- Marlinski nin büyük yardımı dokunur. 24 Osip İvanoviç Rus edebiyatındaki en büyük çıkışını İngilizceden çeviri olarak yayımladığı Hacı Baba Londra da (Hadji-Baba v Londone) sayesinde yapar yılında Severnaya pçela adlı dergide çıkan bu öykü İran, Ermenistan ve Mısır seyahatleri ile ünlü İngiliz diplomat James Justinian Morier in The Adventures of Hajji Baba of Ispahan (1824) adlı eseridir. Elçilik göreviyle bulunduğu İran da Fars halkının gelenek ve göreneklerini anlattığı bu kitabın Rusça çevirisinin basımını Smirdin üstlenir. Kitap, 1830 yılında dört bölüm halinde yayımlanır. Kitap, çok büyük bir başarı getirir ve Smirdin bu çeviriyi rubleye satın alır 25. Bu çevirinin başarısından oldukça memnun olan Senkovski, kitabın ilk bölümü Hacı Baba Türkiye de ve İran da (Hadji-baba v Turtsii i Persii) yı da çevirmeye karar verir. 23 İnternet: Puşkin, A. S. (1979). Polnoye sobraniye soçineniy. Tom 10, Leningrad: Nauka, adresinden da alınmıştır. 24 Kaverin, a.g.e., Senkovskaya, a.g.e., 56

19 10 İran ve Türkiye seyahatlerini de içine katarak, 1831 yılında yayımlar. 26 Bu bölüm ilk çeviri kadar ses getirmez, ama Senkovski nin Smirdin tarafından fark edilmesini sağlar yılıyla birlikte Senkovski nin ünü doruğa ulaşır. Dekabrist şair V. K. Kühelbeker 9 Temmuz 1835 tarihli mektubunda Nikolay Glinka ya Senkovski nin eserleri hakkında şunları yazar: Senkovski toplumumuzda ümit verici bir olgudur. Yetenekli, tasviri zengin, ayrıca bilge kişiliğine diyecek yok. Fakat kuramları hiçbir işe yaramıyor. Rus diline dair ileri sürdüğü savlar hiç de yerinde değil. 27 Senkovski, farklı dillerden yaptığı edebi çeviri faaliyetlerinin yanı sıra akademik çalışmalarda da bulunur. Eski Rus elçisi Baron Meyendorf un Buhara da görev yaptığı esnada bulduğu Buhara Tarihi adlı Farsça kitap içerisindeki Fransızca tarihi belgelerden bir seçme oluşturarak, Genel Hun, Türk ve Moğol Tarihine Kısaltılmış Büyük Buhara ve Kısa Özbek Hükümdarlığı Tarihini İçeren Ek (Pribavleniye k vseobşçey istorii gunnov, turkov i mongolov, soderjaşçeye v sebe sokraşçennuyu istoriyu vladıçestva uzbekov i Velikoy Buharii, 1824) başlığıyla yayımlar. Bu kitaba Farsça bir önsöz ekleyerek, 1824 yılında üniversite programına dâhil eder. Çalışma, Avrupa bilim dergilerinde övgüyle karşılanır. Fransız bir dilbilimci ve doğubilimci olan Silvester de Sacy, Journal des Savants dergisinde çıkan bir makalesinde Senkovski ile ilgili şu yorumda bulunur: Bay Senkovski nin eseri, Çince dâhil pek çok Asya dillerinde mevcut çok sayıdaki belgeyi ortaya koymakla kalmıyor, aynı zamanda Doğu edebiyatı alanında daha güzel şeyler ortaya çıkarıyor. Böylece, yazardan pek çok şey beklemek mümkün oluyor. 28 Senkovski nin 1828 yılına kadar yazmış olduğu akademik eserler, bilim dünyasında ona ün kazandırır. Ağustos 1826 da Krakov Üniversitesi nden felsefe alanında doktora unvanı alır, Aralık 1821 de Petersburg Edebiyat Severler Topluluğu ndan (Volnoye obşçestvo lyubiteley slovesnosti) doktora alır te Varşova Bilim Severler Topluluğu (Obşçestvo lyubiteley nauk) na asil üye seçilir de Londra da bulunan Asyalılar Topluluğu (Aziatskoye obşçestvo) na, 26 İnternet: Savelyev, a.g.e. 27 Kaverin, a.g.e., İnternet: Savelyev, P. S. (1858). O jizni i trudah Senkovskogo, Sankt-Petersburg: Tipografiya İmperatorskoy Akademii Nauk adresinden da alınmıştır

20 11 Aralık 1828 de ise Peterburg Bilimler Akademisi ne misafir öğretim üyesi seçilir. Yine 1828 yılında Peterburg Sansür Komitesi nde sansür üyesi olarak görev yapmaya başlar. Hoşuna giden eserleri bir sansür görevlisi olarak değil de bir bilim adamı olarak inceler ve kendi düşüncelerini ekler. Eklediği fikirlerin esere dâhil edilip edilmemesini de yazarın kendisine bırakır. Örneğin, Rus devlet adamı A. İ. Lyovşin in Kırgız-Kaysats Steplerinin Tasviri (Opisaniye Kirgiz-Kaysatskih stepey, 1832) adlı sansürlenmiş eserine Kırgızlar hakkında oldukça önemli notlar ekler. Senkovski edebiyat çalışmaları için Tyutyuncu-oglu, T.-O., O.O.O., Sel, B.B., Osip Morozov, A. Byelkin, Karlo Karlini, Jenihsberg, P. Snegin gibi takma adlar kullanır ve bunlardan en bilineni Baron Brambeus tur. Baron Brambeus takma adının ortaya çıkışında birkaç farklı hikâye mevcuttur. Eşi Adelaida Aleksandrovna Senkovskaya, bu ismin nasıl ortaya çıktığını şöyle anlatır: Yanımızda Grigoriy adında bir uşağımız yaşardı. Kitap okumayı çok severdi ve her boş anını okumaya ayırırdı. Çok sevdiği bir kitabı vardı ve kitabın başkahramanı İspanya kralı Brambeus idi. Grigoriy kitabı okumaya öyle dalardı ki, Osip İvanoviç in onu çağırdığını bazen duymazdı. Bu yüzden eşim ona Brambeus adı ile seslenmeye başladı. Brambeus ismini bu kadar çok tekrar ettiği için de takma ad olarak Senkovski nin aklına ilk gelen isim bu oldu. 29 Senkovski nin öğrencisi Pavel Savelyev ise bu takma adın başka bir şekilde ortaya çıktığını anlatır: Profesör, öğrencilerine Türkçe derslerinde Rusça-Türkçe çeviri yaptırıyordu. Bu çeviri dersinin metni bazen Cesur Şövalye Frantsıl Venetsian Hakkında Bir Hikâye (Skazka o hrabrom rıtsare Frantsıle Venetsiane) olurdu ve bu öykünün başkahramanı kral Brambeus idi. 30 Osip İvanoviç, Baron Brambeus takma adını ilk defa, Novosel ye adlı dergide Şeytanın Huzuruna Çıkış (Bol şoy vıhod u Satanı, 1833) ve Yabancı Kadın (Neznakomka, 1833) öykülerinde kullanır. 31 Tyutyuncu-oglu Mustafa Aga takma adını ise 1827 yılında Severnaya pçela nın yayımcılarından Bulgarin e, Avusturyalı ünlü doğu bilimci Hammer in ( ) Rusların Kökeni Üzerine (Sur les origines russes, 1827) adlı 29 Senkovskaya, a.g.e., İnternet: Savelyev, a.g.e. 31 Kaverin, a.g.e., 140

21 12 makalesini eleştirme amacıyla gönderdiği Gerçek Bir Türk Filozofu Tütüncüoğlu Mustafa Ağa nın Severnaya Pçela nın Editörü Faddey Bulgarin e Mektubu (Pis mo Tyutyundju-Oglu-Mustafa-Aga, nastoyaşçego turetskogo filosofa, k Faddeyu Bulgarinu, redaktoru Severnor pçelı ) nda kullanır. 32 A. Byellkin takma adını 1834 yılında Biblioteka dlya çteniya da yayımlanan Türk Çingene (Turetskaya tsıganka) adlı öyküsünde kullanır. Bu isimde A. S. Puşkin ( ) in Byelkin Öyküleri (Povesti Byelkina, 1830) ne bir gönderme vardır. Çünkü bu eser, V. G. Belinski ( ), M. P. Pogodin ( ) gibi eleştirmenlerce, Puşkin in yeteneğinin düşüşe uğradığının bir göstergesi olarak kabul edilir. 33 Bu dönemde de Senkovski dergicilik alanında çıkış yapar. Aynı takma adla 1835 yılında Sosyete İçin Kayıp Bir Öykü (Poteryannaya dlya sveta povest ) çıkar. Senkovski nin burada sosyete öyküleri üzerinden A. S. Puşkin ve M. P. Pogodin i eleştirdiği söylenmektedir. 34 Puşkin, öykü içerisindeki bu göndermeyi fark ederek, Mayıs 1835 tarihli mektubunda Pogodin e şunları yazar: Biblioteka dlya çteniya nın son sayısını şimdi aldım ve Byelkin takma adlı bir öykü gördüm, sizin adınıza rastladım. Bu öyküyü okuyup, bu Byelkin in benim Byelkin im olmadığını ve Senkovski nin saçmalığına cevap vermeyeceğimi size hemen açıklamak isterim. 35 Senkovski nin eserlerinde Polonya da aktif olarak yer aldığı Şubravstvo topluluğunun etkileri yer alır. 18.yy. aydınlanmacı edebiyat düşüncesini ve dilde sadeliği temel alan bu topluluğun görüşleri ile Senkovski nin edebi bakış açısı birbiriyle sıkı sıkıya bağlıdır. Bu ekol, onun edebi faaliyetlerinin ve Biblioteka dlya çteniya dergisinin oluşumunda önemli bir rol oynar. 36 Şubravstvo topluluğu toplumdaki kusurları hicivsel bir dille yansıtmayı amaçlar. Bu toplulukta yer alan yazarların takma isimlerini mitolojiden seçtikleri, eserlerinde fantastik öğelere yer verdikleri dile getirilir. 37 Bu doğrultuda Şubravstvo, Senkovski için gerçek bir edebi ekol haline gelir. Onun nüktedan takma isimleri, ironik tutumla kaleme aldığı 32 Kaverin, a.g.e., Fomiçyova, a.g.e., İnternet: O. İ. Senkovski: Bibliografiçeskaya spravka da alınmıştır. 35 Fomiçyova, a.g.e., Kaverin, a.g.e., Kaverin, a.g.e., 128

22 13 öğretici öyküleri, V. F. Odoyevski ( ) nin saçma saydığı 38 fantastik öyküleri bu ekolün izlerini taşır. Şubratstvo ekolü Senkovski nin sadece öykülerinde yer edinmez, aynı zamanda makalelerinde ve eleştirilerinde de yer alır. Senkovski, sentimentalizm ve romantizm akımları ile dalga geçerek, edebiyatta Fransız ekolü ve etkisine karşı çıkar. Bu nedenle, V. A. Kaverin, Senkovski nin kaleme aldığı metinlerin Şubravstvo ekolü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini ifade eder. 39 Bu ekol doğrultusunda Senkovski, iyi bir edebiyatçının çok sayıda yeni ve güzel eser vermesi, güçlü ve güvenilir fikirler paylaşması, çağdaş edebiyatı en somut ve besleyici kavramlarla canlandırabilmesi gerektiği fikrindedir. Edebiyat alanında üretken olabilmenin, orijinal ve faydalı eserler ortaya koyabilmenin önemini vurgular. Onun edebiyata dair bu fikirleri oldukça önemlidir. Dönemin ünlü eleştirmenlerinden Drujinin de Senkovski nin bu düşüncesini tasvip ettiğini, Ye. A. Ahmatova ya yazdığı bir mektubunda şöyle anlatır: Senkovski nin eleştiriye dair görüşlerini tamamen paylaşıyor ve katılıyorum. Sadece eleştirileri değil, bilimsel makaleleri, seyahat notları, öyküleri, hatta İngiliz romancılarından aldığı noktalar da hoşuma gidiyor. Gogol den sonra, bütün edebiyatçılarımızın önünde Senkovski ye saygı duyuyorum. 40 Senkovski nin sarkastik ve şüpheci bir insan olarak hayata karşı ironik bakış açısını eserlerine yansıtması onu diğer yazarlardan farklı kılar. Ancak ironik ve satirik üslubundan ötürü A. S. Puşkin, N. V. Gogol, A. S. Griboyedov gibi pek çok isimle polemiğe girer ve neticede edebiyat dünyasında yalnız kalır. Belinski, onun bu yönünü şöyle eleştirir: Baron Brambeus bir insan düşmanı. Herkesle alay ediyor ve dalga geçiyor. İnsanlardan nefret eden kişiler ikiye ayrılır: insanlardan nefret ederler, çünkü onları çok fazla severler; diğerleri ise kendi hiçliklerini hissedip öç alıyormuşçasına hışımlarını kendilerinden daha yüksek konumda olan herkesten almaya çalışırlar. Şüphesiz Baron Brambeus insanlardan nefret eden kişilerin ikinci grubuna giriyor Kaverin, a.g.e., Kaverin, a.g.e., Kaverin, a.g.e., Belinski, V.G. (1834). Literaturnıye meçtaniya. adresinden da alınmıştır.

23 14 Drujinin ise Senkovski nin edebiyat alanındaki yalnızlığının, onun üslubundan kaynaklanmasını şöyle değerlendirir: Rus edebiyatı Senkovski nin ironisini ve soğukkanlılığını oldukça uzak buldu. Senkovski, edebi topluluklara değil de sadece edebiyatçının kendisine değer verilmesi gerektiğini düşünerek hata yaptı. Edebiyattaki yalnızlığı, onun zayıf yönünü herkese gösterdi. 42 A. P. Milyukov da Senkovski nin eserlerinde yer alan güldürü unsurlarını eleştirir: Senkovski nin eserlerinin tümünde hüküm süren motif, güldürüdür. Fakat nasıl ve neye gülmüştür? 43 A. A. Grigoryev, Senkovski nin bu tarzıyla 19. yy. ikinci yarısının bayağı, küçük düşürücü ve iğneleyici yayımcılığının öncüsü sayılabileceği yorumunu yapar. 44 Senkovski nin edebiyattaki yalnızlığının diğer bir nedeni, onun kendine çok fazla güvenmesi, başında kendisinin olduğu bir edebiyat topluluğu oluşturarak bu topluluğu kendi yönlendirme isteğiyle açıklanır. Senkovski, halka hitap etmek ister. Okuyucu, eserlerde hiciv ve nükte unsurlarını görmek istediğinden, eserlerini bu doğrultuda yazarak, okuyucusunu eğlendirmeyi ve güldürmeyi başarır da. İğneleyici ve alaycı üslubuyla edebiyat çevrelerince dışlanmasına karşın Osip İvanoviç Rus okuyucusu tarafından sevilir, nüktedan ve okuyucusunu düşünmeye sevk eden öyküleri keyifle okunur. 45 Ancak eserlerinde toplumsal meselelere hiç değinmediği, daha ziyade edebiyat çevrelerine göndermelerde bulunduğu için halka hitap etme amacının büyük bir başarıyla sonuçlandığı söylenemez. Drujinin e göre, onun bu yazdıkları Rus edebiyatı için hiç faydalı değildir. 46 N. V. Gogol, 1834 ve 1835 Yıllarında Dergicilik Hareketine Dair (O dvijenii jurnal noy literaturı v 1834 i 1835 godu) adlı makalesinde Senkovski nin birer hiciv yazısı (fel yeton) niteliğindeki eserleri hakkında şu görüşlerini ifade eder: 42 Kaverin, a.g.e., Milyukov, A. P. (1880). Znakomstvo s Senkovskim. Otrıvok iz vospominaniy. İstoriçeskiy Vestnik, Tom 1, No.1, adresinden da alınmıştır. 44 Grigoryev, A.A. (2014). Vospominaniya. Moskova: Direkt Media, İnternet: Pisarev, D.İ. (1858). Oteçestvennıye zapiski 1859 goda, Senkovski diletant russkoy slovesnosti C. Dudışkina. adresinden da alınmıştır. 46 Solovyev, a.g.e., 58

24 15 Senkovski nin edebiyat hakkındaki düşüncelerine bir bakalım. Tek bir okuyucu bile Senkovski nin eserlerinin ruhunu sardığını söyleyemez herhalde. Eleştirilerinde ne olumlu ne de olumsuz bir görüş yer alıyor. Bugün bir şey hoşuna gidiyor, yarın onu güldürü aracı olarak kullanıyor. Niye yazdığı sorulduğunda ise o an öyle düşündüm diyor. Çünkü Senkovski söyleyeceği şeyler üzerine yeterince düşünmüyor. Bir önceki makalesinde ne yazdığını bile hatırlamıyor. 47 S. S. Dudışkin, Senkovski nin bu kadar donanımlı ve yetenekli biri olmasına rağmen edebiyat dünyasında tutunamadığına ve hızlı bir şekilde unutulduğuna değinir. Bunun nedeni olarak, Senkovski nin Rus edebiyatında Ruslar için değerli olan duygu ve düşünceleri reddetmesi ve eserlerinde yer vermemesini gösterir. 48 Senkovski nin Rus değerlerini benimsememesini ise A.V. Drujinin şöyle açıklar: Senkovski hiçbir zaman ne eski ne de çağdaş Rus edebiyatına özel bir bağlılık hissetmemiştir, çünkü Rusya da doğup büyümüş biri değildir. Gençliğini yabancı ülke ve şehirlerde geçirmiş, Peterburg ve Moskova da da çalışmalar içerisinde, ihtişamlı, sefihçe bir hayat yaşamıştır. 49 Senkovski nin kendi ülkesinin değerlerine sahip çıkan, Leh milliyetçisi bir yazar da olmadığı ileri sürülmektedir. Milli duygular beslememesi, Senkovski nin kozmopolit aile yapısına sahip olmasının bir sonucu olarak görülebilir lu yıllar itibarıyla Senkovski, üniversiteden, bilimsel ve edebi çalışmalardan sıkılmaya başlar yılı, Senkovski nin tek bir yazı kaleme almadan geçirdiği bir yıl olur. Bu dönem, onun edebi çalışmalarına devam etmeden önce geçirdiği bir hazırlık süreci olarak adlandırılabilir. Edebi çalışmalarını sürdürürken bir yandan dergicilik alanında faaliyette bulunma düşüncesine kapılır. Daha önce bu alana dair tecrübe sahibi olmasının dergicilik çalışmalarıyla ilgili düşüncesinde bir etkisi olduğunu söylemek mümkündür. Senkovski nin biyografisi incelendiğinde Polonya da bulunduğu dönemde Balamut dergisinde editörlük yaptığı ve yazılarını yayımladığı görülmektedir. Osip İvanoviç bu düşüncesi doğrultusunda 1833 yılında Smirdin in kitap dükkânının Nevski caddesine taşınması şerefine çıkan Novosel ye adlı derginin 47 Gilyajeva, G.Z. (2011). Osip İvanoviç Senkovski v otsenke kritikov i literaturovedov. Vestnik Magnitorskogo gosudarstvennogo tehniçeskogo universiteta imeni G.İ. Nosova, No.32, Dudışkin, S.S. (1859). Senkovski diletant russkoy slovesnosti. adresinden tarihinde alınmıştır. 49 Dudışkin, a.g.y.

25 16 editörlük görevini üstlenir. Bu yıl, Senkovski nin pek çok eser verdiği verimli bir dönem olur. Novosel ye de Baron Brambeus un Fantastik Öyküleri (Fantastiçeskiye puteşestviya Barona Brambeusa) çıkar. Aynı yıl Severnaya pçela adlı dergide Peterburg Adetleri (Peterburgskiye nravı) başlığı altında yedi öyküsü yayımlanır: Peterburglu Hanımefendi (Peterburgskaya barışnya), Kişiler (Liçnosti), İnsan (Çelovek), Eşim (Moya jena), Aritmetik (Arifmetika), Sihirli Gömü (Zakoldovannıy klad), Açık Artırma (Auktsion,1834). Yine aynı yıl Şeytanın Huzuruna Çıkış (Bol şoy vıhod u Satanı), Antar (Antar) ve Yabancı Kadın (Neznakomka) adlı öyküleri Novosel ye adlı dergide, İnsan Nedir (Şto takoye lyudi) adlı öyküsü de Kometa belı adlı dergide yayımlanır. Daha sonraları kendi dergisini çıkarma kararı alan Senkovski, 1 Ocak 1834 te Biblioteka dlya çteniya yı çıkarır. Bu dönemde F. V. Bulgarin in Severnaya Pçela, İ. A. Poleyoy un Moskovskiy Telegraf adlı dergisi ile A. A. Krayevski nin editörlüğünü yaptığı Oteçestvennıye Zapiski dergisi de faaliyet göstermektedir. V. G. Belinski de Biblioteka dlya çteniya nın çıkmasında önemli bir rol oynar. Derginin ilk sayısı yaklaşık yirmi sayfa olarak çıkar. Eşi Adelaida Senkovskaya, derginin çıktığı geceyi şöyle anlatır: Yeni yıl arifesiydi. Kız kardeşimin kocası mimar Bryullov un evinde toplanmıştık. Gece yarısında kapı çaldı. Herkes yeni gelen misafiri beklerken, uşak, elinde O. İ. Senkovski ye ait bir paketle içeri girdi. Osip İvanoviç paketi kaparak dergiyi Bryullov a hediye etti. Herkes merakla dergiye atılıp, Senkovski yi tebrik etti. 50 Derginin ilk sayısının başarısı, Smirdin in tahmin ettiğinden de fazla olur. Abone sayısı ilk yıl beş bin, ikinci yıl ise yedi bine ulaşır. 51 Biblioteka dlya çteniya nın yüzden fazla sayısı bulunmaktadır ve iki yüz elli bin baskı sayısı ile döneminin en yüksek tirajına sahip dergi olur. Ayrıca bu dergi, içerdiği konular açısından geniş çaplı ilk Rus dergisi olarak kabul edilir. Bir kitap kadar kalın olmasa da bir dergiye göre oldukça kalındır. Derginin içeriği yedi ayrı bölümden oluşur: Rus edebiyatı, yabancı edebiyat, bilim ve sanat, sanayi ve tarım, eleştiri ve edebiyat, diğer konular. Dergi, zamanında çıkan ilk Rus dergisi olarak 50 Senkovskaya, a.g.e., Senkovskaya, a.g.e., 80

26 17 bilinmektedir 52 ve ansiklopedik eğilim in öncüsü olur. Bu eğilim, dergi içinde yer alan makalelerin bir bütün oluşturması yerine, her makalenin kendi içerisinde bağımsız olması ve bir sonraki sayıda her makalenin devamı niteliğinde makalelerin olması gerektiğini savunur. Belinski ye göre bu dergi, Rus toplumunun okuması için ideal bir dergidir. Ancak başta Gogol olmak üzere, bazı yazarlar Senkovski nin dergi programına karşı çıkar. Onun programına karşı çıkanlar arasında dönemin ünlü şairlerinden A. S. Puşkin de yer alır. Senkovski nin dergisinden ayrılarak Sovremennik adıyla bir dergi çıkarmak ister. Puşkin in dergi çıkarmak istemesi Osip İvanoviç için büyük bir sorun teşkil eder. 53 Bunun nedeni, Puşkin in Senkovski nin önüne geçebilecek bir isim olmasıdır. Puşkin i dergi çıkarmaktan vazgeçirmek adına on beş bin ruble teklif eder, fakat Puşkin in bu teklifi reddetmesi üzerine aralarında yeni bir gerginlik başlar. Senkovski, bir yandan kendi dergisi için çalışmalarda bulunurken bir yandan da edebi çalışmalarını sürdürür yılında Novosel ye adlı dergide Arayış İçindeki Bir Ruhun Serüvenleri (Pohojdeniya odnoy revijskoy duşi) yayımlanır. Yine aynı yıl Biblioteka dlya çteniya da Birkaç Saat İçinde Bir Kadının Bütün Hayatı (Vsya jenskaya jizn v neskolkih çasah), Sosyete İçin Kayıp Bir Öykü, Türk Çingene (Turetskaya tsıganka), İpin Ucundaki Misafir (Visyaşçiy gost ), Eğitimli Bir Sohbetin Kuralları (Teoriya obrazovannıy besedı) ve eşinin kız kardeşinin ani vefatını konu edindiği 54 Aşk ve Ölüm (Lyubov i smert, 1834) yayımlanır yılında yine Biblioteka dlya çteniya da Ev Cininin Notları (Zapiski domovogo), Mısır ve Sudan ı konu edindiği Ebsambul (Ebsambul) çıkar yılında ise A. F. Smirdin in Sto russkih literatorov dergisinde edebiyat dünyasını eleştirdiği Kafaların Kitaba, Kitapların Kafaya Dönüşmesi (Prevraşçeniye golov v kngi i knig v golovı) adlı fantastik öyküsü yayımlanır. Kendi öykülerini de bu dergide yayımlayarak uzun yıllar başarılı olan Senkovski, dergisiyle aydın kesimin (intelijensiya) ve 20 li yılların sentimentalist dünya görüşü ile 40 lı yılların felsefi ve toplumsal dünya görüşü arasında bir geçiş süreci olan 30 lu yılların arz ve taleplerine artık hitap edemez ve yeni fikirlerin 52 Koşelev, Novikov, a.g.e., Koşelev, Novikov, a.g.e., Kaverin, a.g.e., 64-65

27 18 oluşumuna yön veremez. Milyukov a göre Senkovski kendisi ile birlikte dergisinin ününü kendini döneme hâkim fikirlerden soyutlayıp, dönemin yetenekli kişileriyle alay etmesi ve pek çok bilimsel ve siyasi meseleye düşüncesizce yaklaşımı neticesinde yok etmiştir. 55 Belirtilen bu nedenler doğrultusunda Moskovalı edebiyatçılar 1838 de S. G. Stroganov un eğitim topluluğuna, Biblioteka dlya çteniya nın kapanması talebiyle başvururlar. Stroganov, Senkovski nin bazı dergilerde, özellikle Biblioteka dlya Çteniya da Moskovalı edebiyatçıları, Moskova geleneklerini, sanayisini, toplumunu, bilim adamlarını, hatta yüksekokullarını şiddetle eleştirdiği hususunda dönemin Milli Eğitim Bakanı S. S. Uvarov a yazar. Uvarov, Petersburg edebiyat topluluğuna, Biblioteka dlya çteniya nın Sansür Komitesi ne götürülmesini teklif eder. Tarihçi A. V. Nikitenko ise Senkovski yi, edebiyatta yer almaktansa kâtiplik yapsın, diyerek eleştirir. Slavyanofil eleştirmen K. S. Aksakov, Senkovski ve dergisi hakkında şu yorumu yapar: Büyük bir başarıya sahip olan Biblioteka dlya çteniya, Rusya daki ilk oturaklı dergidir ve sıkı bir şekilde yerini korumaktadır. Bu dergi, halkın büyük bir çoğunluğunun nerede olduğunu göstermektedir: halkımız gezintide, şenliktedir. Peki, Biblioteka dlya çteniya ne düşünüyor? Hiçbir şey. Peki, amacı ne? Örneğin, Bulgarin in bütün Rusya nın bildiği bir amacı, öğretisi var. Biblioteka dlya çteniya nın hiçbir amacı yok. Tek amacı insanları güldürmek. 56 Senkovski nin edebiyat dünyasında o dönemde meydana gelen değişimlere fazla ayak uyduramaması ve Belinski gibi güçlü bir yazarın yer aldığı Oteçestvennıye zapiski adlı derginin çıkmasıyla Biblioteka dlya çteniya yavaş yavaş gözden düşer. Senkovski, çağdaşlarının bu eleştirileri üzerine dergiciliği de bırakıp, bazı iş adamlarıyla ortak olarak bir tütün fabrikası açmaya karar verir. Senkovski, sağlığının zamanla kötüye gitmesi üzerine 1846 yılında doktorların tavsiyesiyle dört ayını yurt dışında geçirir ve 1847 de Moskova daki yazlığına döner yılında Senkovski koleraya yakalanır ve zaten kötü olan sağlığı daha da kötüleşir ve dergiyi Ye. N. Ahmatova ya bırakarak dergiden elini ayağını çeker. 55 Milyukov, a.g.y., Koşelev, Novikov, a.g.e., 14

28 19 Senkovski nin Ye. N. Ahmatova ile tanışıklığı oldukça ilginçtir. Ye. N. Ahmatova, Astrahanlı bir taşra kızıdır. Senkovski ye, çeviri alanında birlikte çalışmak için daha önce çevirdiği öykülerden birini de iliştirerek bir mektup gönderir. Senkovski, mektubun bu bilinmedik yazarına neredeyse âşık olur. Bu tekdüze hayat süren, işleriyle meşgul insan, onda romantik bir hava, mektuplarında ise köy yaşamından bir esinti bulur. Birkaç sefer mektuplaşmanın sonucunda Yelena Ahmatova, Peterburg a gelir ve Senkovskiler ile birlikte zaman geçirmeye başlar. Onlarla birlikte o kadar çok zaman geçirir ki, Osip İvanoviç hakkında, eşinin dahi bilmediği sırları öğrenir. Örneğin, bu sırlarından biri, Osip İvanoviç in başka bir kadını sevmesine rağmen, Adel Aleksandrovna ile evlenmesidir. Fakat Osip İvanoviç eşini sevmemesine karşın, her zaman onun isteklerini yerine getirerek elinden geldiği kadar mutlu etmeye çalışır. 57 Eşini çok seven A. A. Senkovskaya, eşinin vefatı sonrası onunla ilgili biyografik notlar kaleme alır. Bu notlarında Senkovski nin işini ve çalışmayı ne kadar sevdiğini anlatır. Senkovskaya nın aktardığı üzere, Senkovski üniversiteden geldiğinde hızlı bir şekilde yemeğini yer, geç saatlere kadar çalışır ve sadece birkaç saat uyur. Eşi, sağlığının kötüye gitmesinden korktuğunu ifade ettiğinde ise bunun, onun yaşam tarzı olduğunu ve bu yaşam tarzını değiştiremeyeceğini ifade eder. Osip İvanoviç, çalışmalarını bitirdikten sonra, eşinden çalışmalarını eleştirmesini ve yorum yapmasını ister, eşi de bununla gurur duyar. Ayrıca Senkovkaya, eşinin, eserlerini Fransızca olarak yazdığını aktarır. 58 Yine Senkovskaya nın, biyografik notlarında anlattığı üzere, Osip İvanoviç iş yaptığı kişilerle görüşme yaparken, eşinin yanında bulunmasından rahatsızlık duyar. Endişelendirici bir durum varsa bunu eşinden saklar, sevindirici bir durum varsa da anında eşiyle paylaşır. Ayrıca gece gündüz durmadan çalışır, çoğu zaman üzerini bile değiştirmeden yatağa girer. Sadece birkaç saat uyuyarak üniversiteye gider ve tamamen bitkin bir halde gelir. Onun bu hallerine tanık olan öğrencisi A. P. Milyukov, Senkovski yi şöyle anlatır: Senkovski, ilk görüşte kuru, soğuk ve duygusuz biriymiş gibi geldi. Derslere özensizce girerdi ve hep esnerdi. 57 Solovyev, a.g.e., Senkovskaya, a.g.e., 51

29 20 Tamamen yorgun bir vaziyette, uykusuz bir gece geçirdiği belli oluyordu. 59 Çalışırken, uykusuzluğunu ve açlığını bastırdığını düşünerek, sürekli sigara içer. Çalışmalarına ara vermemek için kendine ayda en fazla iki gün ayırır, her ayın en az üç haftasını da derginin yeni sayısını hazırlamakla geçirir. 60 Senkovski nin zorluklarla mücadele etmeyi seven, mücadelesinden vazgeçmeyen bir yapısı vardır. Eşi, onun bir an bile meşgul olmadığı anı görmediğini ifade eder. Senkovskaya nın anlattığı üzere, Osip İvanoviç dinlenmek için bile eğlence peşinde koşmayan, her zaman bir şeyler öğrenme, faydalı şeyler üretme hedefine sahip biri olmuştur. 61 Senkovski nin müziğe de merakı vardır ve keman çalmayı öğrenir. Hatta Bolşoy Tiyatrosu nda iki kere sahne alır. 62 Eşinin de müziğe karşı ilgisinin olmasıyla, evlerinde müzik geceleri düzenlerler ve bu gecelere Karl Mayer, Pyatti, Balf, Genzeldt, Gerke gibi ünlü piyanistler, besteciler ve oyuncular da katılır. Müziğe olan bu sevgilerinden evlerini Bach, Mozart ve Beethoven heykelleriyle donatırlar. Düzenledikleri bu toplantılar sayesinde de Karl Bryulov, List, M. Glinka, Kukolnik gibi önemli isimlerle tanışırlar. Adel Aleksandrovna, Senkovski nin son nefesine kadar çalışma azmini kaybetmediğinden bahseder yılında Plyuşar, neşe verici anlamına gelen Veselçak adında yeni bir dergi çıkarma teklifiyle Senkovskilere gelir. Senkovski bu teklifi memnuniyetle kabul eder. İsminden de anlaşılacağı üzere bu dergi bir mizah dergisidir ve eğlenceli, komik yazılar yer alır. Senkovskaya ya göre, Veselçak ın alışılmadık bir başarısı vardır ve bu dergiyi sıradan, komik ve gereksiz bulan bazı eleştirmenlere ve dergi için yapılmış olumsuz eleştirilere karşın, Plyuşar neredeyse her gün, hasta olan yazara dergi ile ilgili sevindirici haberler vermeye gelir. Finansal kaynaklarının azalması üzerine, Senkovski tekrar kalemine sarılır yılında Sın oteçestvo dergisinde Baron Brambeus dan Yapraklar (Listki Barona Brambeusa) yayımlanır. Bu mektupların başarısı büyük 59 Milyukov, a.g.e., Milyukov, a.g.e., Senkovskaya, a.g.e., Milyukov, a.g.e., 216

30 21 olur ve derginin tirajı anında birkaç bin aboneye yükselir. Bu mektuplar daha sonra ayrı bir kitap olarak basılır ve Senkovski nin son eseri olur. 63 Dergi için yazı yazacak hali olmasa bile fikirlerini eşine söyler ve Adel Aleksandrovna onun söylediklerini yazar. Sağlığı daha kötüye gidince çalışmalarını tamamen bırakır. Ye. N. Ahmatova, Senkovski nin son zamanlarıyla ilgili şunları yazar: Osip İvanoviç hasta olduğu zamanda bile, A. A. Krayevski ye gidip, onunla birlikte büyük bir siyasi dergi çıkarma teklifinde bulunmamızı istedi. Kulaklarıma inanamadım. Hor görülerek reddedilmesini de istemediğimi söyledim. Bana bakıp gülmeye başladı. Merak etmeyin, reddedilmeyeceğim, cevabını verdi. Şaşkınlığım büyüktü. A. A. Krayevski büyük bir heyecanla geldi ve St. Peterbugskiye vedomosti nin basımından vazgeçerek, O. İ. Senkovski nin talep edeceği bütün şartları yerine getireceğini söyledi. Edebiyat alanındaki düşmanı ona bu kadar değer vermeye başlamış ve yeni çalışmalarının eşiğinde iken, Senkovski nin durumu daha da kötüye gitmeye başladı ve 4 Mart 1858 de hayata gözlerini yumdu. 64 Kolera gibi ölümcül bir hastalığa yakalanan Senkovski, son yıllarını köşesine çekilerek, münzevi bir biçimde geçirir. Yeni çıkardığı derginin sadece dört sayısında yazabilen ve son anına kadar bir şeyler yazma amacında olan Senkovski, 4 Mart 1858 sabahı hayata veda eder. 63 Koşelev, Novikov, a.g.e., Solovyev, a.g.e., 80

31 22

32 23 3. DOĞU KÜLTÜRÜ Batı, Doğu ya karşı her zaman merak içerisinde olmuştur. Bu merak, kendine benzemeyen Doğu ile kendi arasındaki farkı derinleştirme 65 ve Doğu üzerinde hâkimiyete sahip olma amacından doğar. Batı nın Doğu ya bu bakış açısından farklı olarak, Rusya nın Doğu ya olan ilgisi ise ülkenin coğrafi konumuyla alakalıdır. 66 Rusya, coğrafi konumunun bir sonucu olarak Doğu toplumlarıyla Kiev Rusyası döneminden beri ticari ve siyasi açıdan ilişki içerisindedir ve bulunduğu coğrafyada üstünlük sağlama amacı Kafkasya üzerinden sıcak denizlere inmek istemesinden kaynaklanır. Gizemli bir egzotik atmosfere ve farklı bir kültüre sahip olan Doğu, Rusların aklında her zaman yer edinir. Rusya nın Doğu toplumları ile tanışıklığı 998 yılında Hıristiyanlığın kabulüne dayanır. Hıristiyanlığın kabulüyle birlikte Hıristiyan edebiyatı ve hacılar sayesinde Yakın Doğu ve Güney Asya ülkeleri ile ilgili belgeler elde edilir. 67 Ayrıca kadim dönemde bazı Doğu ülkeleriyle meydana gelen ticari ilişkiler sonucunda Doğu üzerine çalışmalar ortaya çıkmaya başlar. Kadim dönemden itibaren özellikle Rus seyyahların büyük katkı sağladığı Doğu çalışmaları, 18. yüzyılda I. Petro nun reformları ve Rusya Bilimler Akademisinin kurulmasıyla birlikte hız kazanır. 19. yy. başlarında Romantizm doğrultusunda farklı ve egzotik kültürler tanıma, gerçeklerden uzaklaşma isteğinin etkisiyle Doğu ya olan ilgi artış gösterir. Romantiklerin Doğu ya karşı ilgisi doğu biliminin gelişmesini sağlar ve Batı da olduğu gibi Rusya da da bu alanda pek çok akademik çalışma yapılarak, eğitim verilen Doğu dilleri sayısı artar. Bu dönemde üniversitelerde doğu bilimi ile ilgili bölümler kurulur. Doğu biliminde yaşanan gelişmeler ve elde edilen bilgiler doğrultusunda Doğu kültürü, tarihi, coğrafyası ve ihtişamı pek çok eserde yer edinir. Bu gelişmelerin romantik akım sayesinde yaşandığını Edward Said, M. H. Abrams ın Doğal Doğaüstücülük: Romantik Edebiyatta Gelenek ve Devrim 65 İnanır, E. (2004). P. A. Tolstoy un Avrupa Gezi Notlarında ( ) Ben ve Öteki Konusu. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 6 66 Alekseyeva, A. A. (2013). Vostokovedeniye i russkiy romantizm: fenomen O. İ. Senkovskogo, V. Mejdunarodnaya nauçno-praktiçeskaya konferentsiya İnformatsiya i obrazovaniye: granitsı kommunikatsiy Info'13 te sunuldu. Gorno-Altaysk: RİO Gorno-Altayskogo Universiteta, Alekseyeva, a.g.y., 312

33 24 (Natural Supernaturalism: Tradition and Revolution in Romantic Literature, 1971) adlı eserinden şöyle aktarır: Romantik yazarlar Aydınlanmadan sonra yaşadıkları için, bu kadim meseleleri bir farkla yeniden canlandırdılar: İnsanın tarihi ile yazgısına ilişkin genel bakışı, varoluş değerlerini, dini miraslarının belli başlı değerlerini hem duygusal açıdan hem de düşünsel açıdan kendi dönemlerinin kabul edebileceği bir biçimde yeniden kurarak koruma yoluna girişmişlerdi. 68 Batı edebiyatından pek çok hususta etkilenmiş olan Rus edebiyatında da bu doğrultuda gelişmeler meydana gelir. Doğu ya ve Doğu bilimine olan ilgi Rusya da 18. yüzyılın ikinci yarısı ile birlikte artış gösterir. Bu dönemde Rusya da yayımlanan Doğu temalı öykülerin çoğunluğunu Doğu edebiyatından çeviri öyküler ve bu öykülerin taklitleri oluşturur 69 ve bu öyküler okuyucular arasında büyük bir beğeni toplar. Doğuyu tanıma açısından Osmanlı-Rus Savaşı önemli bir rol oynar. 70 Bu savaşa katılan, Kafkasya ve Anadolu da yaşayan Türk halklarıyla tanışma fırsatını yakalayan A. S. Puşkin, V. İ. Dal, A. N. Muravyov gibi sanatçılar eserlerinde buradaki izlenimlerini yansıtmışlardır. A. A. Bestujev- Marlinski, D. P. Oznobişin, F. V. Bulgarin gibi isimler de Doğu temasını eserlerinde kullanan yazarlardandır. Araştırmacı İlsever Rami, Rus yazarların Doğu ya yaklaşım biçimlerinin kendilerine özgü olduğunu ifade eder. Bu ifadesini S. L. Koganoviç in Rus Romantizmi ve Doğu (Russkiy romantizm i Vostok, 1984) eserinden aldığı şu cümle üzerinden dile getirmektedir: Rus romantikleri için Doğu hakikatın üstün görüldüğü, özgürlüğün zincire vurulu olmadığı, özgür insanoğlunun yaşadığı büyüleyici bir diyar ve insanların kartallar kadar özgür olduğu muhteşem bir dünyadır. 71 Rusya da doğu biliminin kurucularından biri olan O. İ. Senkovski nin bu alana büyük bir katkısı bulunmaktadır. Döneminin Doğu yu gezip görmüş tek akademisyeni olan Senkovski, Rus edebiyatında gözlem ve gerçek bilgiler ışığında 68 Said E. (2016). Şarkiyatçılık. Batı nın Şark Anlayışları çev. Berna Yıldırım). İstanbul: Metis Yayınları. (Eserin orijinali 1978 de yayımlandı), Rahmanov, B. R. (2016). Evolyutsiya vostoçnoy povesti v russkoy literature XVIII naçala XIX vekov, Philology, No (2), Jukov, K. A., (2012), Formirovaniye predstavleniy ob Osmanskoy imperii v Rossii v XVIII naçale XIX v. Vestnik Moskovskogo universiteta. Vostokovedeniye. Seriya 13. No:1, Rami, İ. (2016). 19. Yüzyıl Rus Edebiyatında Türk İmgesi. İstanbul: Çeviribilim Yayınları, 80

34 25 oluşturulan Doğu hikâyeleri ne başlangıç vermesiyle bilinmektedir 72. Bununla birlikte, henüz üniversitede öğrenciyken Doğu edebiyatından çeviriler yapmaya başlayarak çeşitli eserleri Rus okuyucusuyla buluşmuştur. Bu çeviri öykülerinden en bilinenleri Bedevi (Beduin, 1823), Kula Atın Yiğidi (Vityaz bulanogo konya, 1824), Tahtadan Güzel (Derevyannaya krasavitsa,1825), Şükretmeyenlere Bir Ders (Urok neblagodarnım, 1825), Bedevi Kadın (Beduinka, 1825), Hırsız (Vor,1828), Şanfariya nın Ölümü (Smert Şanfariya,1828) dür. Senkovski nin bu öyküleri çevirmesinde sadece tercüme amacı yer almaz. Rus doğubilimci İ. Yu. Kraçkovski Senkovski nin, 17. yüzyılda yaşamış olan Muhammed Diyaba El-Itlidi adlı yazarın tarihi öykü ve fıkralarından oluşan antolojisinden esinlenerek bu öyküler aracılığıyla Arap edebiyatından seçmelerin bulunduğu bir okuma kitabı oluşturma isteğinin rol oynadığını ifade eder. 73 Osip İvanoviç, Doğu üzerine üniversite boyunca edindiği bu birikimlerini 1820 de çıktığı Türkiye, Mısır ve Suriye seyahatleri sırasında edindiği izlenimlerle birleştirerek gezi yazılarında ve Doğu öykülerinde kullanır. Bu öyküleri Osmanlı kültürünü ve İstanbul u konu edindiği Şiirsel Dünya Seyahati (Poetiçeskoye puteşestviye po belu-svetu, 1833) ve Türk Çingene (Turetskaya tsıganka, 1835); Mısır ve Suriye kültürünü yansıttığı Suriye Anıları (Vospominaniya o Sirii, 1834), Ebsambul (Ebsambul, 1835) ve Antar (Antar, 1832) dır. Öykülerindeki izlenimlerini ele almadan önce Senkovski nin, 1836 yılında Biblioteka Dlya Çteniya da yayımladığı Doğu ya Giden Son Seyyahların Becerileri ve Düşünceleri (Sposobnosti i meniya noveyşih puteşestvennikov po Vostoku) adlı makalesinde bir Avrupalı olarak Doğu seyahati sırasında hissettiği duygu ve düşüncelere yer vermek yerinde olacaktır: Bir gezgin Doğu nun herhangi bir limanına çıktığında bütün beklentilerine ve alışkanlıklarına ters düşen pek çok ahlaki değerle karşılaşır. Her şeyin şaşkınlığa uğrattığı ve aklını karıştırdığı yeni bir dünyaya girer. Etrafına görme duyusunu yeni kazanmış bir kör gibi bakar. Gördüğü her şey onun için bir kaostan ibarettir. Kurumlar, ahlaki değerler, gelenek ve görenekler, düşünce tarzı tek kelimeyle, kabul edilmiş en basit adetlerden toplumun dayandığı 72 Rami, a.g.e., Alekseyev P. V., (2012), İstoçniki vostoçnoy povesti Antar O. İ. Senkovskogo, Filologiya i çelovek, No.3, 7

35 26 temele kadar Avrupa da gördüklerinin sürekli bir antitezi olarak karşısına çıkar. 74 Senkovski nin bu sözlerinden Avrupa ve Türk kültürü arasında bir kıyaslama içerisinde olduğu anlaşılmaktadır ve bu kıyaslamayı eserlerinde açıkça görmek mümkündür. Bununla birlikte coğrafya ve yerel halkın düşünce yapısı ile ilgili de notlar göze çarpar. Bu doğrultuda, öncelikle 1833 yılında dört bölümden oluşan Baron Brambeus un Fantastik Seyahatleri adlı eserde yer alan Şiirsel Dünya Seyahati (Poetiçeskoye puteşestviye po belu-svetu) incelenecektir. Aynı zamanda öykünün kahramanı olan anlatıcı Andrey Andreyeviç, Türkiye ye gelmek üzere Odessa dan yola çıkar. Anlatıcı için Odessa onu Boğaziçi ne götürecek, seyahatinin gerçekleşmesini sağlayacak bir yoldur. Buradan sonra bir sonraki durağı İstanbul olacağından, Odessa yı İstanbul un bir kenar mahallesi gibi görür: Burası düşüncelerin bir sihirli ifadesi ve gelip geçici, fantastik değerleri ile büyülü bir ülke. Burası Konstantinapol ün Boğaziçi kıyılarından fırtınayla ve Osmanlı aklının yoluyla birlikte ayrılan dış mahallelerinden biri, Beyoğlu nda hâkim olan düşüncelerin ağız dalaşlarıyla ve dalgalarla Rus İmparatorluğu nun Pireli Bozkır ına atılan bir yer. 75 (Это страна заколдованная, с заколдованным образом мыслей и временными, фантастическими нравами. Это одно из предместий Константинаполя, сорванное бурею с берегов Босфора вместе с огромною полосою ума оттоманского и дрязгами господствующих в Пере мнений и выброшенное волнами на «Блошиную степь» Российской Империи.) Burada Odessa nın, Rus İmparatorluğu nun pireli bozkırı olarak betimlenmesinde, bir liman şehri olması sonucu farklı milletlerden gelen kişilerin dönemin salgın hastalıklarını ve bit, pire gibi haşereleri üzerlerinde getiriyor olmalarının neden olduğu düşünülebilir. Öyküde anlatıcının henüz Odessa dayken gemideki diğer kişilerden veba bulaşma tehlikesiyle karantina altına alınması ve bu durumdan hayıflanması, bu düşünceye yol açmaktadır. 74 İnternet: Senkovski, O.İ. Sposobnosti i mneniya noveyşih puteşestvennikov po Vostoku, adresinden tarihinde alınmıştır. 75 Senkovski, a.g.e., 46

36 27 Onuncu dereceden bir memur olan anlatıcının maceraları da henüz Odessa da iken başlar. Mesleği pasaportuna bir çeviri hatası sonucu on ikinci dereceden bir memur rütbesi olan vilayet sekreteri olarak geçer. Yolculuğu sırasında anlatıcının kimliğini merak eden iki Türk, bir Rum çevirmen aracılığıyla pasaportunu kontrol eder. Fakat İtalyancaya Segratario di governo (vilayet sekreteri) olarak geçen çeviride governo kelimesini Türkçeye vilayet değil de devlet diye tercüme edince, anlatıcının bir devlet sekreteri olduğu kanaatine varır. Devletin sırlarını bilen ve böylesine yetkili bir kişinin Türkiye yi ziyarete geliyor olması gemideki Türkleri heyecanlandırır. İki Türk memur pipolarını devlet sekreteri ne uzatır ve bu yoğun ilgi üzerine ne yapacağını bilemeyen Baron, iki pipoyu da içer. 76 Bu önemli kişinin gelişi için top atışları yapılır, çiçekler dağıtılır. Avrupalı Türkler ve Türk Avrupalılar onun kim olduğu hakkında tahminlerde bulunurlar. Avrupa heyetleri ve elçilikleri onun Bab-ı Ali ye önemli tekliflerle gelen gizli bir diplomatik ajan olduğunu düşünür, tercümanlar ise ona devletin sırlarını satmaya çalışırlar. Misyonerler onu Katolik yapmaya, yaşlı Beyoğlulular ise aile meslekleri olan tercümanlığı ele geçireceği korkusuyla anlatıcının gözünü Türkçedeki zarf fiillerin ve Arapçadaki gramer çekimlerinin zorluğu ile korkutmaya çalışır. Güzel kadınlar ise onunla evlenme peşindedirler. Anlatıcı bu durumdan oldukça keyif alır ve Bir vilayet sekreterinin Osmanlı İmparatorluğu na gelişi bütün Doğu yu temellerinden sarstı (Вторжение одного губернского секретаря в Оттоманскую империю потрясло Восток в его основаниях) 77, diyerek düşüncelerini alaylı bir şekilde dile getirir. Çeviri hatasına üzüldüğünde ona bu yanlışlığın belki de fayda getireceğini, Doğu da iyi şeylerin onda dokuzunun yanlışlıkla yapıldığını söyleyen arkadaşı Bolvanopulo ya hak verir ve Çevirilerin faydasına inanıyor ve ileride sadece çeviriden oluşan bir dünyada yaşamayı göze alıyorum. Bu da güzel bir şeydir. (Я убеждаюсь в пользе переводов и решаюсь вперед жить на свете только в переводе. Это тоже поэзия.) 78 diyerek bu durum karşısında duyduğu memnuniyetini dile getirir. 76 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 51

37 28 Anlatıcı, çeviri hatası ile Doğu milletlerinin bir özelliğini öğrenir, bu da her şeyi tersinden ve rastgele yapmalarıdır. Böylece ilk kez Türk topraklarına gelmiş olan anlatıcı, Doğu ve Batı nın mantık sistemi ve uygulamalar açısından birbirine zıt olduğu gerçeğiyle karşılaşmış olur: Bolvanopulo ( ), Türklerin akıllıca bir şey yapmak istediklerinde her zaman diğer ülkelerdeki düzenin tersine yaptıklarını ileri sürdü. Örneğin son sayfasından ilk sayfasına doğru kitabı sonundan okurlar ve bizim ilk sayfadan son sayfaya doğru okumamızdan daha fazla fikir bulurlar. Evi temelinden değil de çatısından başlayarak inşa ederler. Önce hükmü verirler sonra kanıt ararlar. 79 (он утверждал, ( ); что турки, когда хотят сделать что-нибудь умно, всегда делают наоборот принятому в других землях порядку, и дело выходит прекрасно. Например, они читают книги с конца, от последней страницы к первой, и находят в них более смысла, нежели мы, читая их с начала, от первой страницы к последней; дома строят они, начиная с крыши, а не с фундамента; решение произносят прежде, а доказательство ищут потом, и так далее.) Anlatıcının Türkler hakkında şaşkınlığını gizleyemediği diğer bir durum ise memurların Avrupa dakilerin aksine çok rahat olmalarıdır. Batı nın çalışma disiplini karşısında Türklerin tembel oluşu anlatıcı için Doğu ve Batı arasındaki diğer farklardan biri olur: Türk memurlara bakmak için güverteye çıkıyorum. Tuhaf iş! Uzun zamandır çalışmalarına ve muhtemelen de birkaç kere mahkemeye verilmiş olmalarına karşın yüzlerinde en ufak bir gayret izi yok. Bolvanopulo haklı. Doğu hiç de Batı gibi değil! 80 (Выхожу на палубу, чтоб полюбоваться на туецких чиновников. Странное дело! на них нет никакого отличительного знака усердия, хотя они давно служат и вероятно не раз были под судом. Болванопуло прав: Восток совсем не то, что Запад!..) Gemi yolculuğu sırasında farklı milletlere mensup kişilerin ortak sohbetini o dönem salgın bir hastalık olan veba, sultanın ülke ve halk üzerindeki otoritesi ve falaka cezaları oluşturur. Burada hükümdarın ve cezaların halk üzerinde büyük bir etkisi olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca yerel kıyafetlerin yanı sıra Batılılaşma hareketlerinin etkisiyle Osmanlı da resmî kurumlarda Avrupa tarzı kıyafetlerin de 79 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 49

38 29 giyildiği bilgisi doğrultusunda Batılılaşma hareketlerinin Türklerin sahip olduğu vatanseverlik ve milliyetçilik duygularında herhangi bir azalma meydana getirmediği fikrinin yer aldığını, böylece anlatıcının, Batılılaşmanın etkisiyle milli değerlerine yeterince sahip çıkmayan Rus toplumuyla Türkler arasında bir karşılaştırma yaptığını düşünmek mümkündür: Türkçe, Yunanca ve İtalyancanın birbirine karışan sesleri havada sayısız piponun ağzından çıkarak yükselen tütün dumanına karışarak dönüyordu. Bütün sohbetlerde ise sultan, İstanbul, veba ve falakalar yer alıyordu. Bütün kavramlar çalma ve çarıklar içerisinde geziyor, bütün duygular yerde bağdaş kurarak oturuyordu. Kurumların köşelerinde ise çoğunlukla Avrupa kıyafeti içerisinde koyu ve sıkı Türk vatanseverliği var ve kibar bir şekilde yumuşak yastıkların üzerine oturarak, henüz gözleriyle görmediği Rus değerlerini peşinen karalıyor ve bütün Osmanlı değerlerini övüp, vebanın bulaşıcı olmadığı, II. Mahmut un en yüce kişi, karantinaların, polisin ve pasaportların ise en faydasız ve en rezil uydurma olduğu düşüncesini hisleriyle ispat ediyor. 81 (Смешанные звуки турецкого, греческого и итальянского языков клубятся в воздухе с облаком табачного дыму, поднимаются из бесчисленных стамбулок; чума, султан, Царьград и палки господствуют во всех разговорах; все понятия ходят в чалмах и желтых туфлях; все чувствовния сидят на полу с поджатыми под себя ногами; а в углу заведения жирный и тяжелый турецкий патриотизм, нередко одетый в европейское платье, нежно разлегшись на мягких подушках, заранее опорочивает русские нравы, которых он еще и в глаза не видал, с жаром превозносит все оттоманское и доказывает с чувством глубокого убеждения, что чума не заразительна, что Махмуд величайший человек в мире и что карантины, полиция и паспорты суть выдумка самая бесполезная и самая неблагородная) Anlatıcı, gemide Osmanlı üzerine konuşmalarını sürdüren farklı milletlere mensup kişilerin Türkler ve Osmanlı yönetimi hakkındaki görüşlerine yer verir. Bu görüşlerden yabancıların Türkler hakkında olumlu düşüncelere sahip olduğu anlaşılmaktadır. Türklerin özgürlüklerine ve bağımsızlıklarına ne kadar düşkün oldukları, bu doğrultuda Türkler için devletin refah anlamına geldiği ve devletin büyük bir anlam taşıdığı dile getirilmektedir: İngiliz baronu Türklerin dünya üzerindeki en özgür millet olduğuna ikna ediyor, Marsilyalı Mösyö Je ise Türklerin eski Paris markilerinden daha saygılı ve dost canlısı olduklarına inandırıyor ve özellikle halkın eğitimi ve dürüstlüğünde Yeniçeri falakasının etkisini övüyor. Fenerli bir soylu olan ( ) Yunan Nikolaki Bolvanopulo adında biri bana sabahtan akşama kadar paşanın 81 Senkovski, a.g.e., 46

39 30 ihtişamından, bostancı başının kudretinden ve doğu tarzı yönetimin üstünlüğünden bahsediyor. Dünya üzerinde Osmanlı dan daha iyi bir yönetimin olmadığını söylüyor ve düşüncelerinin kanıtı olarak da Osmanlı nın adını aktarıyor: Türkçede devlet, yani refah olarak adlandırılıyor; daha neye gerek var ki? 82 (Английский баронет уверяет меня, что турки самый либеральный народ в мире. Мусье Же, родом из Марсели, утверждает, что они вежливее и обходительнее старинных парижских маркизов, и хвалит в особенности влияние янычарской палки на честность и образованность народа. Некто Николаки Болванопуло, греческий дворянин из Фанара, (...), толкует мне с утра до вечера о великолепии пашей, о могуществе бостанджи-баши и о превосходстве восточного образа правления. Он говорит, что нет на свете правительства лучше оттоманского, и в доказательство своего мнения приводит и самое его название; оно потурецки именуется девлет, то есть "благополучие"; так что ж нужно более?) Ancak bu refah dolu devletin sokaklarının yabancılar için çok da tekin olmadığı anlaşılır. Anlatıcı, İstanbul a geldiğinde bir hana yerleştirilir ve burada güvenli bir şekilde gezebilmesi için de yanına Hırvat bir uşak verilir. Çünkü buralarda yerlilerin yabancılara karşı hileleri kol gezmektedir. Bu şairane İstanbul sokaklarında bir yabancı olarak serbestçe gezemeyecek olması onu hayal kırıklığına uğratır. Böylece anlatıcı, Türklerin yabancılara karşı büyük bir ilgiye sahip olmalarının yanı sıra, hilekâr düşüncelerinin olduğunu da dile getirir: Sonunda handan çıkmaya başladım. Kendini dil, kıyafet ve değerler açısından tamamen farklı bir toplumun içinde bulmak ne kadar tuhaf! Yunan asilzadesi Bolvanopulo nun önceden aksi yönde uyarmasına karşın buradaki bütün insanlar bana iyi, dürüst ve akıllı insanlar olarak göründü ve uzun süre iyiliği akılsızlıktan, duyguları hilekârlıktan, güzelliği tamahkârlıktan, bu kavramlar farklı bir üniforma giydiği, bizde olduğundan farklı bir şekilde selamlaştıkları ve el sıkıştıkları için ayırt edemedim. Fakat bu kavramlar üzerinde tartıştığım yeter. Hiçbir yerde görmediğim güçlü duyguları aramaya gitme zamanı. Yoksa Bolvanopulo beni kandırdı mı ki? 83 (Наконец, начал я выходить из трактира. Как странно вдруг очутиться посреди народа, совершенно различного с нами языком, одеждою и нравами! Здесь все люди кажутся мне добрыми, честными и умными, хотя греческий дворянин Болванопуло предварил меня о противном,-- и я долго не могу отличить добродетели от глупости, чувства от плутовства, красоты от корыстолюбия единственно потому, что эти понятия одеты в другое форменное платье, кланяются, кривляются и размахивают руками иначе, нежели у нас. Но 82 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 48

40 31 полно рассуждать о понятиях; пора идти искать сильных ощущений, которых тоже я нигде не вижу. Неужто Болванопуло обманул меня?) Andrey Andreyeviç, karşılaştığı bu olumsuzlukları bir kenara bırakarak, Rusya dakinin aksine entrikalar ve dedikodularla dolu olmayan İstanbul sosyete yaşamından sıkılıp Odessa ya gelen Bolvanopulo ya yeni ve güçlü duygular aradığını söyler. Burada tanıyacağı en güçlü duygunun falakaya çekilmek olduğu, daha yumuşak duygular için tandur 84 a gitmesi gerektiği cevabını alır. Tandur, kadınların ve erkeklerin mangal etrafında daire şeklinde oturdukları ve sabaha kadar sohbet ettikleri bir yerdir. Anlatıcı, Bolvanopulo nun görmek için can attığı dedikodularla dolu Rus toplumundan uzaklaşmak ister ve İstanbul a kendini mutlu edecek yeni duygularla tanışmak için gelmektedir: Bolvanopulo, İnsanlar mekanik ile uğraşmaya başladığından beri dedikoduların, entrikaların üretimi, iletişimin sevgi dolu yolları ve tandurdan daha sıcak duygular için hiçbir makine yapılmadı!, diye haykırdı. Pekâlâ! diye haykırdım. İstanbul a gidiyorum, insanların Yeniçerilerin refah sopası altında nasıl yaşadıklarını görmeye gidiyorum, sopanın ve tandırın şiirini öğrenmek istiyorum 85. (С тех пор, как люди занимаются механикою, -- воскликнул Болванопуло,-- нигде еще не изобретено машины для выделки сплетней, интриг, для нежных путей сообщения и теплых ощущений превосходнее тандура!" -- "Так и быть!-- воскликнул я,-- еду в Константинополь; еду посмотреть, как люди живут под сению янычарской дубины "благополучия", хочу узнать поэзию палки и тандура). Bolvanopulo nun iletişimin sevgi dolu yolları nı araması, tandurda bir araya gelen bayan ve erkekler arasında çok fazla konuşma ya da samimiyetin yer almadığını, evlilik dışı ilişkilere iyi gözle bakılmadığını ifade etmektedir. Bunun, devlet düzeni içerisinde yer alan kuralların bir sonucu olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü toplumca kabul edilen kurallar dışında hareket etmenin sonucunda Yeniçeri sopasıyla falakaya çekilme korkusunun oluştuğu, düzenin bu şekilde sağlandığı anlaşılmaktadır ve bu korku, Bolvanopulo tarafından İstanbul da görülebilecek en güçlü duygu olarak tanımlanır. Yeniçeri falakasını niçin bu şekilde betimlediklerini kavrayamayan anlatıcı, falakaya çekilen birini gördüğünde bu durumu dehşet verici bir manzara olarak 84 Sosyete salonu 85 Senkovski, a.g.e., 48

41 32 tanımlar. Falakaya çekilen bu kişi, uşağı Hırvat Luka dır. Luka, İspanyol büyükelçisinin küçük düşürülmesi sonucu devletin gereken cezayı verecek ve diğer ülkelerle kurulan diplomatik ilişkilerin zarar görmemesini sağlayacak kadar yüce olduğunu göstermek için para karşılığı falakaya yatmayı kabul eder. Bu durumun, Türklerin devlete sorgusuz sualsiz bağlı olduklarını ve devletin yaptırımlarını itiraz etmeden kabul ettiklerini yansıttığını düşünmek mümkündür. Ayrıca, bu durum üzerinden Osmanlı da devlet, diplomasi ve tebaa ilişkisinin hicivsel bir şekilde aktarıldığı söylenebilir 86 : İspanya büyükelçiliğinin önünde yoldan geçenlerin de katıldığı büyük bir insan topluluğu duruyor. Oraya koşuyorum, kalabalığın içine giriyorum ve iki Türkün görüşe bakılırsa memur olan üçüncü bir kişinin başkanlığında benim Luka yı topuklarından sopaladıklarını görüyorum. Bana yabancı olan bu davranışı, acıyı ve öfkeyi görme merakı kalbimi sarsıyor. Koşuşturuyorum, bağırıyorum, küfrediyorum, hizmetçimi korumak istiyorum, fakat o ise korkunç, işkence çeken ekşimiş yüzüyle bana ellerini uzatıyor ve dudakları en uysal şekilde bu işlemi bölmemesini rica ediyor. Türk memur ise bunun refah dolu, yani refaha, tek kelimeyle devlete ait bir iş olduğundan dolayı olup bitenlere karışmamam hususunda beni uyarıyor. Duygularıma bir şaşkınlık daha eklemek zorunda kalıyorum. 87 (Но перед дворцом испанского посольства стоит огромная толпа народа, к которой пристают все прохожие. Я бегу туда, пробираюсь внутрь толпы и открываю, что два турка, под председательством третьего, по-видимому, чиновника, секут моего Луку палками по пятам. Любопытство видеть незнакомое мне действие, и сострадание, и гнев волнуют мое сердце. Я мечусь, кричу, ругаю, хочу защищать своего служителя; но он протягивает ко мне руку и с ужасным, пыточным кривлянием лица и губ покорнейше просит меня не прерывать операции. Турецкий чиновник, с своей стороны, важно представляет мне, чтоб я не вмешивался в происходящее, потому что это дело благополучное, то есть касающееся благополучия, одним словом, государственное. Я принужден к прочим моим чувствам прибавить еще недоумение.) Ancak, anlatıcının Türkiye de görmek istediği güçlü duygular arasında falaka yoktur. Onun aradığı duygu, aşktır. Beyoğlu nda pek çok aile ile tanışır, onların davetiyle tandura giderek eğlenir, fakat istediği duyguyu bulamaz. Rum bir tercüman olan Petraki ile tesadüfen tanışması sonucu kızı Dudu ya âşık olur. Baron a göre bu sevgi Rusya daki gibi rütbeye, makama ve dereceye göre belirlenmeyen gerçek sevgidir ve Doğu nun yakıcı sıcağına benzettiği bu sevgi 86 Günal, Z. (2014). Osip Senkowski ve Türk Kültürü. Türkoloji Tartışmaları Başarı ve Zaaflarıyla Türkoloji Sempozyumunda sunuldu, Varşova, Senkovski, a.g.e., 55-56

42 33 Türklerin çok değer verdiği devlet gibi refah getirmektedir. Yani, burada sevgi herhangi bir karşılık beklemeden ortaya çıkmakta ve devlet gibi önemli görülmektedir: İlahi bir güzelliğe sahip Dudu yu görünce, onuncu sınıf bir memurun tutkusuyla ona anında âşık oldum, o da bana bütün sıcaklığıyla, Doğu nun bütün yakıcılığıyla âşık oldu. Türkçedeki devlet, yani refah gibi mutluyduk. 88 (Увидев божественную коконицу Дуду, я тотчас влюбился в нее со всею пылкостью, со всем зноем Востока и мы были счастливы, как турецкий девлет, как благополучие.) İki genç âşık tandurda buluştuklarında nedeni bilinmeyen bir yangın çıkar, fakat yangını son anda farkeden anlatıcı, Güzel Dudu yla aramızdaki aşkla 9580 ev yaktık 89 diyerek yangının duyguların bu yakıcılığından çıktığı şeklinde nükteli bir açıklamada bulunur. Hissettiği güçlü duyguların başka bir ülkede Türkiye deki gibi ortaya çıkmayacağından oldukça emindir: Hangi ülkede aşk bu kadar yüksek ve güçlü şiirsel duygular sağlıyor? Kalbim burada aralıksız bir uyarım içerisinde bulunuyor. Burada hissediyorum, yaşıyorum. 90 (В какой стране любовь доставляет столько и таких высоких, сильных поэтических ощущений?.. Мое сердце находится здесь в беспрерывном раздражении. Я здесь чувствую; я живу.) Nitekim Baron un Doğu da ilk kez keşfettiği duygularla yaşadığı bu güzel aşk macerası Dudu nun vebaya kapılıp ölmesiyle son bulur. Anlatıcının Türkler hakkındaki izlenimleri ve maceralarının dışında öyküde dikkat çekebilecek bir diğer bilgi ise eski bir tercüman ailesinden gelen Rum Petraki nin, tercümanlığın onlar için baba mesleği olarak kabul edildiğini söylemesidir. Anlatıcının verdiği bu bilginin Osmanlı da tercümanlık mesleğinin 17. yy itibarıyla Rumların tekelinde olduğu 91 bilgisiyle örtüşmektedir: Dünyadaki eski bir tercüman ailesinden gelmeleriyle gurur duyarak, kendi soyundan kırk adet tercüman iki yüz kadar da mütercim ismi saydı. Soyu üç buçuk yüzyıldır sürekli olarak Türkçeden bir avuç tercümanı ellerinde tutan farklı Avrupa elçiliklerine çeviri yapmıştır. En uygun arama için daha çocuk yaştayken kalbine Meninski nin Doğu sözlüğünün alfabetik sıralamasına göre bütün duyguları ve vatanseverlikleri yer edinmişti ve hatta Fransızca, İngilizce, 88 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., Bilim, C. (1990). Tercüme Odası. OTAM, Sayı (1), 31

43 34 İtalyanca, İspanyolca, Portekizce, İsveççe ve Rusça düşünce tarzlarıyla birlikte çocukları ondan gerçek Türk ruhunu öğrenmişti. 92 (Гордясь своим происхождением от одного из древнейших драгоманов в мире, он считал в своей родословной сорок человек переводчиков и около двухсот толмачей. Его род в продолжение трех с половиною столетий беспрерывно переводил с турецкого на языки разных европейских посольств, которые держал в своей драгоманской горсти; в его голове понятия лежали уже переведенные на четыре руки; для удобнейшего приискания он, еще в детских летах, расположил в своем сердце все чувства и патриотизмы по алфавитному порядку восточного словаря Менинского, и даже его дети получили от него турецкие души в подлиннике, с готовыми переводами их на французский, английский, итальянский, испанский, португальский, шведский и русский образы мыслей.) Öyküde anlatıcının yaşadığı maceralar aracılığıyla Senkovski, Türk kültürünün ve mentalitesinin Batı kültüründen ne kadar farklı olduğunu göstermektedir. Türkiye onun gözüyle farklı ve egzotik duyguların başka hiçbir yerde yaşanamayacağı kadar harika bir ülke olarak yansıtılmaktadır. Senkovski nin Türk kültürünü ele aldığı bir diğer öyküsü Biblioteka dlya "Çteniya isimli dergide A. Byelkin takma adıyla yayımlanan Türk Çingene (Turetskaya tsıganka, 1835) dır. Anlatıcı, farklı milletlerden arkadaşları ve uşağı Yeremey ile İstanbul a gitmektedir ve yolculukları sırasında İzmir de mola verirler. Mola verdikleri yer antik dönem uygarlıklarından kalan heykellerin, taşların ve sarayların Asya doğasıyla birleştiği bir yerdir. Kadın bakışından ve toplum kurallarından, yani sosyete hayatından uzak bir şekilde en eğitimli insanların doğal duyguların hâkimiyetine girdiğini dile getiren anlatıcı, Paktolos çayının kenarında otururken seyrettiği deve kervanından oluşan manzarayı şöyle betimler: Küçük Asya nın güneyinden ve batısından buraya gelen büyük yol, büyük Sardis akropolü ve merhum krallarının mezarları arasındaki ova boyunca akıyor. Beş farklı milletin koruması altında taşın üzerine oturdum ve Hermos 93 vadisinde uçsuz bucaksız bir zincir gibi uzanan deve katarlarını saymaya başladım. İzmir e giden yolda bu kahverengi canavarlardan oluşan uzun kafilede renkli bağlarla sarılmış korkunç yükleri eğri yürüyüşleriyle birlikte bir ileri bir geri sallanıyordu. Başlarında çalma olan sahipleri ise her biri yirmişer tanesini vahşi doğada tutarak küçük eşeklerin üzerinde uyukluyorlardı Senkovski, a.g.e., Manisa ilinin Salihli ilçesinde bulunan Adala Vadisi 94 Senkovski, a.g.e., 380

44 35 (Большая дорога, ведущая сюда с юга и запада Малой Азии, идет по равнине между высоким акрополем Сардиса и кладбищем покойных царей его. Под хранением пяти разных наций сидел я на камне и считал верблюдов каравана, тянувшегося бесконечною цепью в долине Гермуса. В длинном шествии этих бурых чудовищ по дороге в Смирну страшные ноши, покрытие цветными вязями, колыхались взад и вперед вместе с неровной их походкою; чалманосные хозяева дремали на маленьких ослах, держа каждый по двадцати их на воле; брянчанье сотни колокольчиков жужжало в знойной атмосфере усыпительнейшим из однообразных звуков.) Avrupa daki hareketli hayatın yanında, betimlediği bu tembel Asya yaşamı anlatıcı için oldukça doğal, fakat bir parça sıkıcı gelir. Avrupa da neşeli bir yaşam sürdüğünü düşünürken, ona ilk başta oldukça tuhaf gelen bu sakinliğin aslında ona huzur verdiğini ve onu mutlu ettiğini fark eder. Böylece Avrupa nın aslında dışarıdan bakıldığında neşeli olarak görülen gürültülü ve koşturmalı yaşamının yanında Asya nın melankolik, ancak huzur dolu bir ruh hali taşıdığı düşüncesini yansıtır 95 : Çoğu zaman mutluluğun değerini onu kaybettikten sonra anlıyoruz. Ben de orada bulunduğum zaman hemencecik neşeli Avrupa ya gitmek istedim. Neşeli mi? O da ne demek? Neşeli kelimesini çizip üzerine gürültülü yazın! Avrupa da üzgün olmak için daha çok nedeni olanları, dünyanın unuttuğu ve unutulmuş olanların neşeli olduklarını gördüm. 96 (Но когда я там был- так редко узнаем счастье, пока оно не миновало, -я желал поскорее очутиться в веселой Европе. Веселой? Это что значит? Вычеркнуть веселой и написать шумной! Веселыми видел я в Европе только тех, которые имели всех больше причины быть печальными, -тех, которые забылись и были забыты светом.) Asya yaşamı ile ilgili izlenimlerini sürdüren anlatıcı bu coğrafyanın doğası kadar güzel ve peşinde maceraya sürükleneceği Meymene ile karşılaşır. On beş yaşlarında ve kusursuz bir güzelliğe sahip olan bu genç kızı İtalyan heykeltıraş Canova nın perisine benzeterek Meymene nin, kadın gibi mahzun Asya havasının 97 o melankolik huzurunu taşıdığını dile getirir. Böylece anlatıcının bir 95 Günal, (2014), a.g.y., Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 379

45 36 kadın kadar mahzun olarak betimlediği Asya, Meymene ile somut bir imaj kazanmış olur 98 : Evet! Ay onun yarı mat sırtını izlerken ve parlayan saçları bir bitki demeti gibi dökülürken Canova onu görmeliydi. Ve dizleri üzerinde birbirine geçmiş zarif parmaklarının ve konumunun soluduğu melankolik huzurun, kaygısız Asyalılardan hiç ayrılmadığı belli oluyordu!.. 99 (Да! он должен был ее видеть, когда месяц глядел на её полуиатовую спину и когда чуть не блестящие её волосы рассыпались по ней, как пук растений! И эти тонкие пальцы сплетенные на коленях, и этот меланхолический покой, которым дышит её положение и который, кажется, неразлучен с беспечными азияцами!..) İzmir den İstanbul a babasının borcu yüzünden esir pazarına satılmak için erkek kılığında getirilen Meymene ile birlikte gelen anlatıcı, Asya nın sınırı olarak betimlediği Boğaziçi nin kıyısından Galata ya kayıkla geçerken İstanbul ile ilgili ilk izlenimlerini yansıtır. Özellikle buradaki yerli halkın giyimine dikkat çekerken, ezanın okunması, Yahudi ve Ermenilerin toplumca hor görüldüğü gibi hususlara da değinir: Farklı renklerde çalmalar takan ve kolları omuzlarına kadar sıvanan ve böylece Herkül ünkine benzeyen kaslarını ortaya çıkaran ipek gömlekler giyen kürekçiler Venedikli gondolcuların çevikliğiyle kayık çekiyorlardı. Müezzinler inananları namaza çağırıyor, sesleri çınlayan bulut gibi su üzerinde yayılıyordu. Boğaziçi nin ağzında duran savaş gemileri kırmızı renkli bayraklarını indirmişlerdi. Yaklaştığımız kıyı kapalı kadınlar, sakallı erkekler ve kırımızı fes ve çarık giymiş delikanlılarla daraltılmıştı. Ötede ise alt sınıfa mensup oldukları anlamına gelen kıyafetler içerisindeki Yahudiler ve Ermeniler bizi bekleyerek duruyordu. 100 ( гребцы в разноцветных чалмах и шелковых рубахах, с засученными по плечо рукавами, которые таким образом открывают мышцы Геркулесовы, мчали их с проворством венецианских гондолеров; муэзины призывали правоверных к молитве, и голоса их звонким облаком расстилались над водою; военные корабли в устье Босфора спускали свои кровосветные флаги; берег, к которому мы приближались, был унизан женщинами в покрывалах, бородавыми мужчинвми и мальчиками в желтых туфлях и красных фесках; поодаль, ожидая нас, стояла купа жидов и армян в одежде, означавшей их низкую породу.) 98 Günal, Z. (1999). Senkovski nin Gözüyle Osmanlı Kültürü ve İstanbul. Littera Edebiyat Yazıları, Cilt:9, Aralık, Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 388

46 37 Öyküde Türklerin yabancılara karşı tutumuna örnek olabilecek diğer bir durum ise anlatıcıya İstanbul da kaldığı esnada yardımcı olan parfüm satıcısı Mustafa nın bir kitapçıda Ermeni ile birlikte pipo içerken, bir Ermeni ile birlikte sigara içtiği görülmesin diye de tezgâh altına saklanmasıdır. Zira bir Müslümanın bir Ermeni ile karşılıklı sigara içmesi ayıplanmaktadır ve şahsi itibarına gölge düşürecektir: Parfüm satıcısı birkaç dükkâna uğrayıp arkadaşlarıyla selamlaştı ve en sonunda da bir kitap pazarında durdu. Burada ayaklarını bağdaş kurarak, gırtlağına kadar malına gömülmüş bir şekilde tezgâhta oturan kibirli Ermeni yle karşılıklı olarak hoşgörüyle pipo içti. Galiba bir Ermeni ile birlikte sigara içtiğini görmelerini istemediği için Mustafa da aynı tezgahın altına büyük ve kalın kitaplardan oluşan yığının arkasına saklanmıştı. 101 (Продавец духов заходил в разные лавки здороваться с своими приятелями и, наконец остановился в книжном базаре: тут он поджал под себя ноги и снисходительно закурил трубку насупротив важного армянина, который сидел на прилавке по горло в своем товаре. Вероятно, не желая, чтоб его видели курящего с армянином, Мустафа скрылся на том же прилавке за грудою фолиантов...) Anlatıcı, Ermenilere ve Yahudilere karşı hoşgörüsüz bir yaklaşım içerisinde olan Türklerin sadece yabancılara değil, birbirlerine karşı da kaba bir tutum içerisinde olduğuna şahit olur. Yeremey ve anlatıcının, Meymene yi bıraktıktan sonra Galata dan dönerken bindikleri gemide ufak bir arıza meydana gelir. Bu arızanın nedeni gemideki insanlarmışçasına kayıkçı, gemidekilere köpek diye itham eder. Anlatıcı ve Yeremey bu kayıkçının daha da ileri giderek tanımadığı bu kişilerin anne babalarına dahi küfür etmesi karşısında hayrete düşer. Bu durumun Avrupalı bu iki gezginin tuhafına gittiği şu cümlelerden anlaşılır: Yahudi, Shylock döneminden beri sürdüğü üzere, zalimlerinin şanssızlığına gülüyor ve kendi görevini yerine getirme gayreti göstererek bize her yönüyle aktarıyordu. İçeriğinden, homurdanıp duran Türklerin annelerimiz hakkında hiç de hoş olmayan şeyler söylediklerini duyduk. Yeremey Türklerin bunu gerçekten boşu boşuna yaptıklarını, çünkü onları daha önce hiç görmediklerini fark etti. 102 (Жид смеялся, как это уже водится со времен Шейлока, несчастиям своих утеснителей и, усердствуя в исполнении своей обязанности, переводил нам всех сторон. Из содержания их мы усмотрели, что брюзгливые турки отзывались очень невыгодно о наших 101 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 390

47 38 родительницах, и Еремей заметил им весьма основательно, что они делают это напрасно, потому что даже никогда их не видели.) Andrey Andreyeviç ve Yeremey in karşılaştığı diğer olumsuz bir olay ise Boğaziçi nde kayıkla gezerken Türk bir kadın ve Yunan sevgilisinin öldürülerek evlerinin panjuruna asılmalarıdır. Çünkü evlilik dışı ilişkiler, hele yabancı biriyle gayrimeşru bir ilişki yaşamak toplumca kabul edilemeyecek bir durumdur ve zina, bu topraklarda mahkemeye gitmeden bile şahsen cezalandırılabilecek bir suç olarak görülmektedir: Daha bir gün önce, kayıkla Boğaziçi nde gezerken kendi adaletlerini icra eden çetelerin soğukkanlılıkla Türk bir kadını ve Yunan sevgilisini evin panjurlarına nasıl astıklarını gördük, çünkü bilgece bir yasamanın hüküm sürdüğü bu ülkede zina kadıya hüküm vermesi için rüşvet vermeden cezalandırılır. 103 (Еще накануне, едучи в лодке Босфором, видели мы, как шайка исполнителей собственного правосудия хладнокравно вешала на ставнях дома турчанку и грека, её любовника, потому что прелюбодеяние казнится в этой земле мудрого законодателбства даже без дачи кадию взятки за приговор.) İstanbul a geldikleri andan itibaren edindikleri bu olumsuz izlenimlerden sonra anlatıcı, uşağı Yeremey ile birlikte şans eseri girecekleri Kâğıthane Sarayı nı görür. Bu saray, sultanın sevgililerinin bulunduğu baharlık eğlence sarayı olarak bilinir 104, yani burada padişahın haremi bulunmaktadır. Sarayın mimarisinin ihtişamı ve bu ihtişama karşı hayranlık detaylı betimlemelerle yansıtılır: Kâğıthane Sarayı nın yarısı altından yarısı mermerden yapılmıştır. Geniş zümrüt ovaların ortasında oturmak için inşa edilmiş, gerçek, yağmurdan sığınılan, size eşiğini gümüşle gösterdikleri bir evden çok, çağırdıkları ve korumayı unuttukları kocaman bir hayalete benziyordu. Mermerden kesilmiş deniz kabuğunun ağzından düşen Varvis, köpükle birlikte ve sonsuz müzikle birlikte sultanların pencerelerinin altın parmaklıkları altında dönüyordu. Yeşil kadifenin gümüş ipliği gibi birkaç verst ince çimenlere uzanıyordu. Kıyılarında ne ağaçlar ne çalılıklar vardı. Sihirli vadide sanki dağlar tarafından kilitlenmiş gibiydi 105 (Дворец Кеат-Хане построен из золота пополам с мрамором, среди обширной изумрудной долины и более похож на волшобное видение, 103 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 392

48 39 которое вызвали и забыли зачурать, чем на дом для жительства, дом настоящий, дом, в котором укрываются от дождя, дом, который показывают вам полтину серебром. Варвис, падая с губы морской раковины, высеченной из мрамора, крутится с пеною и вечной музыкой под золочеными решетками окон султанши; как серебяная нить по зеленому бархату, тянется он несколько верст по самой нежной мураве; ни дерева, ни куста на берегах его; будто запертый горами в заколдованной долине...) Saray, konum olarak görünür bir yerde olmasına karşın dağların arasında, ovanın ortasında ulaşılması zor ve gizemli bir yer olarak tasvir edilmektedir. Zaten anlatıcı da bahar aylarında Kâğıthane tarafında kimsenin yaklaşmaya cesaret edemediğini, buraya girmeye cesaret edenlerin cezasının ölümle karşılık bulacağını dile getirir: Özellikle aşk ayı olan mayıs ayında Kâğıthane ye girmeye cesaret eden ölümle cezalandırılır. Kayığınız Altın Boynuz da durdurulur ve her tepede çıkardığı kılıcıyla baş haremağasını görürsünüz. Sultanın Arap kısrakları ovanın püsküllü çayırlarında otluyorlar. Yüzlerce Çerkez kızı sarayın mis kokulu odalarından Varvis in ipek kıyılarına çıkıyor ve tarif edilemeyen zarafetlerini Güneş e gösteriyorlar. Altın Boynuz dan Belgrad a yaklaşık on iki verst boyunca dolambaçlı nehre özenle bakan bu yeşil dar geçit bütün bir ay boyunca erkeklerin arkadaşlık etmesinden kurtuluyor. Sadece sultanın altın kafeste beslenen kuşları bu nehir boyunca sabahtan akşama kadar öküzlerle koşulan kırmızı kağnılarda gezebiliyorlar. 106 (В мае- месяце любви per excellentiam (особенно) смерть тому, кто дерзнет войти в Кеат-Хане. Каик ваш останавливают в Золотом Роге, и на каждом холме видите вы верхового эвнуха с обнаженною саблей. Арабские кобылицы султана пасутся на пушистой траве долины; сотня черкешенок выходит из пахучих комнат дворца на шелковые берега Варвиса и кажет солнцу свои невыразимые прелести. От Золотого Рога до Белграда, верст на двадцать, эта зеленая ложбина, лелеющая извилистую реку, свободна целый месяц от спутни мужчин: только вскормленные в золотой клетке птички султана разъезжают по ней с утра до ночи в своих алых арбах, запряженных быками.) Nitekim anlatıcı ve arkadaşı Yeremey, kimsenin yaklaşmaya dahi cesaret edemediği bu saraya girmeye karar vererek, amaçlarına ulaşmak için çeşitli yollar ararlar. Nihayetinde anahtarları nöbetçilerden birkaç kuruş karşılığında alarak, merak ettikleri saraya girerler ve saray hurilerinin odasını dolaşmaya başlarlar. Bu ihtişamlı sarayın odalarında mobilya olarak sadece aynalar, halılar, koltuklar ve 106 Senkovski, a.g.e., 392

49 40 odaların pencerelerinde ise demir parmaklıklar vardır. Bu demir parmaklıklardan hiç kimsenin içeri girmesi mümkün olmadığı gibi haremdeki kızların dışarıya çıkmaları da mümkün değildir. Haremde yaşayan sultan hanımların saray sınırları içerisinde pencereden dışarıya parmaklıklar arkasından bakarak adeta bir hapishane hayatı yaşadıklarını anlatıcı şu şekilde dile getirir: Saraya girdik ve Doğu nun fani hurilerinin odalarını dolaşmaya başladık, penceredeki parmaklıklardan baktık, ellerimizi uykulu üzerinde hurilerin ağızlarının gözle görülmeyen izlerinin kaldığı ipek yastıklara sürdük. Sönükleşen altına bakınca, sevimli sultan hanımların sık sık parmaklıklara yaslandıkları anlaşılıyordu. Aydınlık parmaklıkların üzerinde parmaklarının izleri hala fark ediliyordu ve hatta tasasızca vadiye bakarken mükemmel yüzlerini sürdükleri yerde ağızlarının izleri görünüyordu. 107 (Мы вошли в дворец и стали бродить по комнатам смертных гурий Востока; смотрели сквозь оконные решетки; клали руки на шелковые подушки, на которых остались неизгладимые следы их сонных ротиков; видно было по потускневшему золоту, что милые султанши часто прислонялись к решеткам; на светлых перилах еще заметны были следы их пальцев и, казалось, даже следы уст, в тех местах, куда приникали они своими прекрасными лицами, беспечно глазея на долину.) Kâğıthane Sarayı nda yaptığı bu küçük gezintinin ardından anlatıcı, Meymene yi bulabilme hayaline geri dönerek ona yardımcı olabileceğini düşündüğü, Odessa dan tanıdığı Türk tüccar Mustafa nın yanına gitmeye karar verir. Mustafa, anlatıcıya Meymene yi arayıp bulmasında da yardımcı olacaktır. Mustafa nın yanına gelmeden önce anlatıcı, Meymene yi Trabzon dan gelen, kadın esirlerin satıldığı bir gemide görmüştür ve yanına gitmek istediğinde yaka paça kovularak buradaki kadınların sadece bir Türk tarafından satın alınabileceğini bir Yahudi ile aralarında geçen konuşmada öğrenmiştir: -Eğer oraya gidersek ne yaparlar? -Esir kadınların hepsi Gürcü, diye biraz bekleyerek cevap verdi. Eğer Türk alıcılar yoksa sizi gemiden kovalarlar. -Eğer varsa? -Kadınları Hıristiyan gözüyle bozulmuş sayıyorlar ve kadın köle satıcısı ya sizi öldürür ya da gemiden atarlar Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 390

50 41 (-А что они сделают, если мы туда взойдем?.. -Невольницы все грузинки, -отвечал он, немного погодя, -если тут нет турецких покупщиков, вас только спровадят с судна. -А если есть? -Они почтут женщин испорченными христианским глазом, и продавец невольниц застрелит вас или так выбросит за борт.) Anlatıcı, yabancıları köle pazarının kıyısından dahi geçirmediklerini bildiğinden, yabancı olduğunun anlaşılmaması için kırmızı fesini ve çalmasını başına takıp, uzun gömleğini ve şalvarını giyerek tam bir Türk e benzer. 109 Ancak bu şekilde yabancı olduğu anlaşılmayacak olsa da Meymene yi bulduğunda bir Hıristiyan olduğundan ötürü onu satın alamayacağından Mustafa, anlatıcı adına Meymene yi satın alacaktır. Meymene yi bulmak için gittikleri gemideki kadın esirler oldukça kusursuz bir yüze ve sağlıklı bir vücuda sahip olmalarıyla dikkat çekerler: Hepsinin yüz hatları güzeldi, ciltlerinde tek bir leke yoktu, saçları gür ve yüzleri sağlıklıydı. Genel olarak, muhteşem doğulu gözleri hariç, uzun boylu, cüsseli ve somun ekmeği gibi dolgun Rus tüccar kadınlarının şişman ideallerini anımsatıyorlardı. 110 (У всех были хорошие черты, на коже ни пятнышка, волосы густые и лица здоровые: вообще, за исключением великолепных восточных глаз, они напоминали жирный идеал русской купчихи рослой, дородной и сдобной, как каравай.) Nihayetinde Mustafa bu kadar çok esir kadın arasında Meymene yi bularak alır, fakat anlatıcı ile tekrar kavuşmalarının sevinci çok uzun sürmez, Meymene vebaya yakalanarak bir hafta sonra ölür. Bir Türk ve Müslüman olarak anlatıcıya yardımı dokunan Mustafa, öyküde tam bir ticaret insanı olarak betimlenir. Felsefi bir yanı olan, dükkânına gelen Avrupalıları gözlemleyebilen ve gözlemleri doğrultusunda yaklaşımda bulunan Mustafa, İstanbul a gelen yabancıların ilgisini dükkânına çeker. Zamanında Odessa ve Kerçi de tütün, kehribar ve Yahudi şapkası ticareti yapmış ve iyi derecede Rusça ve İtalyanca biliyor olması onun yabancılarla olan iletişimini 109 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 391

51 42 kuvvetlendiren diğer artılarıdır. Anlatıcı, İstanbul a gelip de onun dükkânına uğramayan yabancının olmadığını ve gösterdiği ilgi ile müşterilerin hiçbir zaman alışveriş yapmadan ayrılmadığını dile getirir. 111 Dükkânı ise tam da müşterilerin ilgisini çekecek şekilde, Doğu zevkine göre dekore edilmiştir: Mustafa biraz filozoftu ve dükkânına gelen Avrupalıları gözlemleyebiliyordu. Bu odanın gözlerden uzak kalmış Doğu ihtişamı Mustafa nın her seyyahta fark ettiği güzel manzara tutkusu için hazırladığı tuzaklardan biriydi. Diğeri ise kafasında beyaz çalması, altın bileziği ve tozluklarıyla, çıplak elleri ve ayaklarıyla her zaman dükkânın kapısında durur ve yoldan geçenleri parfüm ve tütün almak için değil, sahibiyle şerbet içmeye çağırırdı. 112 (Мустафа был немножко философ и умел наблюдать европейцев, приходивших в лавку. Уединенная восточная роскошь этой комнаты была одною из приманок, подготовленных им для той страсти к живописному, которую замечал он в каждом путешественнике; а другою был его исполинский нубиец, которыц в белой чалме с золотыми запястьями и поножами, с голыми руками и ногами, всегда стоял у дверей лавки и зазывал прохожих не покупать духов и курений, а откушать шербету с его хозяином.) Dükkânı gibi dükkânın arka bölmesinde yer alan ve anlatıcının kaldığı küçük oda da Doğu tarzını ve gösterişini yansıtmaktadır. Anlatıcı, uzun süredir kaldığı bu odayı Avrupa dakiler ile kıyaslayarak şu şekilde tasvir eder: Kalın, fakat boyası çıkmış, bir o kadar da Batı daki demir sürgüler gibi Doğu da sizi sağlam bir şekilde koruyan perde, büyüklüğü ve kıyafetleri açısından diğer Avrupa saraylarında ev sahibesinin odasıyla birleştirilen Türk buduarlarına benzeyen sekiz köşeli küçük odayı dükkânın ön tarafından ayırıyordu. Ayaklar yerde serili duran zengin halılarda batıyordu. Koltuklar desenli ve parlak ipek kumaşla örtülüydü ve farklı renklerden yapılmış yastıklarla kaplıydı. Yorulmak bilmeyen tütsü kabı oyulmuş siyah tavana sinirleri hoş bir şekilde yatıştıran, fakat göz kapaklarını ağırlaştıran ve bütün vücudu hafifleten hoş bir koku dağıtarak, ince bir duman akışı gönderiyordu. 113 (Занавес из толстой, но полинявшей парчи, который так же ненарушимо охраняет вас на Востоке, как железные затворы на Западе, отделял от передней лавки маленькую восьмиугольную комнату, величиной и убранством похожую на турецкие будуары, которые в иных европейских чертогах примыкают к комнате хозяйки. Нога тонула в богатых коврах, лежавших на полу. Софы покрыты были узорной и глянцевитой шелковой тканью и обложены разноцветными подушками. Неутомимая курильница посылала к черному резному потолку тонкие 111 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 396

52 43 струи дыма, разливая в комнате благовоние, которое приятно щекотало нервы, но вместе отягчало веки и расслабляло все тело.) Doğu ile Avrupa giyim tarzı, mobilyalar, davranışlar ve yaşam tarzı açısından oldukça farklıdır. Burada yaşadığı maceralar ve edindiği izlenimler doğrultusunda anlatıcı, Avrupa ve Rusya da insanların durmadan çalışmaya meyill olduğunu ve tembellik etmeye fırsat bulamadığını, fakat Türklerin ekonomik koşulları nasıl olursa olsun doğanın ve coğrafyanın sunduğu güzellikler sayesinde daha rahat bir şekilde, kendilerini yormadan çalıştıklarını ifade eder. Bu tembellik ve sahip oldukları Güneş, Türkler için ortak bir lükstür: Başka neresi bu kadar sıcak, bu kadar yeşil ve nerede halk bu kadar dürüst? Sizinle birlikte Almanya yı, İngiltere yi, Hollanda yı, İtalya yı, Sicilya yı, Yunanistan ı gezdik. Oralarda ardı arkası kesilmeyen endişelerden başka ne gördük? Mesela, bizim tarafımız diğer ülkelerden daha güzeldir ve bununla birlikte çalışkandır. Rusya da buradaki gibi tembellik edecek vaktimiz yoktur bizim. Açlıktan ölürsün, donarsın, yok olursun! Ekmeğini kan ter içerisinde yersin, ama aylaklık da fena iş değil! Size itiraf edeyim ki, bayım, ben bu tembel Müslümanları seviyorum! Ayakkabıları acele etmelerine engel oluyor. Kıyafetlerinin düğmeleri ilikli değil, bu kıyafetler harika bir şey! Nasıl yazlıkları olduğuna bir bakın! Hem zengininin hem fakirinin buradaki herkesin tek bir özgürlüğü var o da tembellik ve güneş! Renkli gökyüzü, canının istediği kadar gezinti, su üzerinde kayık, tepecik üzerinde sohbet... Onların bütün mutlulukları budur işte. Bu mutluluktan kim yararlanmıyor ki? 114 (Где еще так тепло, так зелено народ честный? Мы объездили с вами Немечину, Англию, Голландию, Италию, Сицилию, Грецию: что ж мы там видели, кроме труда и беспрерывных забот? Наша сторона, например, лучше других земель, а все-таки рабочая. У нас на Руси некогда полениться, как в здешнем краю: умрешь с голоду, замерзнешь, пропадешь! В поте лица ешь хлеб свой -а праздность ведь не худое дело! Признаться вам, сударь,по совести: я люблю этих ленивых бусурманов! Туфли мешают им торопиться: платья широкие нараспашку: чудо, а не платье! Посмотрите вы, какие у них дачи! И богатому, и бедному -всем здесь одно раздолье- лень и солнце. Пахучий воздух, гулянье вволю, каик на воде, беседка на пригорке -вот все их благополучие; а кто здесь этим не пользуется?) Senkovski, İzmir den başlayıp İstanbul da son bulan seyahatinde Anadolu nun farklı medeniyetlere ev sahipliği yaptığını aktarırken, Osmanlı Devleti nin Rumlar, Yahudiler, Ermeniler gibi farklı etnik ve dini grupları bünyesinde barındırdığını da öyküde yansıtmıştır. Pek çok Avrupalının merak 114 Senkovski, a.g.e., 405

53 44 konusunu oluşturan haremde cariyelerin sarayda kapalı bir hayat sürdüğü, kadınların köle pazarlarında satıldığı gibi hususlara değinirken, yabancı biriyle zina etmenin sonunun ölüm olduğu, her ne kadar hoşgörü ile karşılansalar da Türkiye de yabancılara şüphe ile bakıldığını dile getirmektedir. Fakat Asya kültürüyle birlikte, özgür ruhlu Türklerin sahip olduğu Güneş, soğuk ve duyguların mensup olunan sınıf doğrultusunda yaşandığı bir ülke olan Rusya da yetişmiş anlatıcı için oldukça ilgi çekici ve güzeldir. Türkiye seyahatini bu iki öyküsünde kullanan Senkovski, Doğu seyahatine devam ettiği Mısır ve Suriye yi de Suriye Anıları (Vospominaniya o Sirii, 1834) ve Ebsambul (Ebsambul, 1835) adlı öykülerinde yansıtmıştır. Bu öyküleri kurgudan oluşmamakta, daha ziyade gezi yazısı niteliği taşımaktadır. Senkovski nin Mısır ve Sudan a seyhati sırasındaki izlenimlerinden oluşan Ebsambul 115 da anlatıcı ve burayı ziyarete gelen diplomatik kimliği olan kişiler Mısır firavunu II. Ramses döneminde dağın üzerindeki kayalar oyularak yapılmış olan Ebu Simbel tapınağını görmek için Mısır dan Sudan a yola çıkarlar. Gezginlerin Gelişi (Priyezd puteştvennikov) ve Tapınağı Ziyaret. Piknik. Piyango (Poseşeniye hrama. Piknik. Lotereya) olmak üzere iki bölümden oluşan öykünün ilk bölümünde anlatıcının Mısır ve Sudan ile ilgili ilk izlenimleri yer alır. İkinci bölümde ise Ebsambul tapınağının açılışı sırasında yerli halkın gelenekleri ve tapınak ile ilgili bilgiler aktarılmaktadır. Anlatıcı, bilge ve aydın bir Avrupalı gözüyle insanların bunaltıcı sıcak yüzünden kıyafet dahi giyemediği Afrika coğrafyasını resmederken, bu tropik ve sıcak havanın, çöl ikliminin doğası gereği akşam olduğunda yerini birden soğuyan havaya bıraktığını şu şekilde betimler: Gece gerçekten de tropikti. Beyazlığa bu ülkede fevkalade doyan ay ışığı pürüzlü ve keskin şekilleriyle yuvarlaklaştırılmış bir tür kar örtüsünü, ölü ve hareketsiz duran bütün etrafı örtüyordu ve Sudan gecelerinin alacakaranlık olmadan, aydınlıktan karanlığa, yakıcı sıcaktan sönen ışığın vücudun hücrelerini açması için delici hareketine kademeli geçiş olmadan, aniden toprağa düşen soğuğunu daha da artırdığı görünüyordu. 116 (Ночь была истинно тропическая. Лунный свет, насыщенной в этой стране удивительно белостью, накидывал на всю окрестность, 115 Mısır da bulunan bir şehir olan Ebu Simbel den türetilmiştir 116 Senkovski, a.g.e.,

54 45 мертвую и неподвижную, род снегового покрова, мягко округлявнего её шероховатые и острые формы, и, казалось, ещё увеличивал холод нубийской ночи, падающей на землю вдруг, без сумерек, без постепенного перехода от блеска к мраку, от пожарной жары к пронзительному действию потухших лучей на раскрытые ею поры тела.) Buradaki doğal yapıyı ayrıntılı bir şekilde inceleyen anlatıcı, tarımın yapıldığı, üzerinde yaşayan canlılara hayat verdiği için doğanın buhar makinesi 117 olarak adlandırdığı Nil Nehri ni hem insanların hem de hayvanların ortak zenginliği ve varlığı olarak nitelendirir. Nil in kenarında bulunan Nil Vadisi nin dar yapısından dolayı nüfusun az olduğu, insanların hatta hayvanların yakıcı sıcak yüzünden öğle vakti dışarı çıkmadığı ve gölgenin kaybolduğu 118, anlatıcının bu coğrafya ile ilgili verdiği bilgiler arasındadır. Afrika nın sıcağıyla kavrulan yaklaşık on ülkeye can veren bu Nil Nehri nin insanı evrendeki düzeni sorgulamaya bu düzen içerisinde var olan herşeyin bir varoluş sebebi olduğunu düşünmeye ittiğini dile getirir. Bu düşüncesi doğrultusunda anlatıcının Nil i Afrika için ilahi bir lütuf olarak gördüğünü söylemek mümkündür: Hiçbir şey yerküremizin yüzeyinde tesadüfi hiçbir şeyin olmadığına, yeryüzündeki her şeyin büyük bir bilgelikle öngörülüp hesaplandığına, evrendeki nehirlerin kralı Nil in kıyılarında yer alan Mısır, Sudan, Dongola ve Senaar ve diğer toprakların manzarası gibi her tepenin, her çukurun aziz bir amaca hizmet ettiğine izleyicileri bu kadar ikna edemez. 119 (Ничто так не убеждает зрителя в том, что на поверхности нашего шара нет ничего случайного, что все на ней разсчитано и пердусмотрено высшею мудростью, что всякий холм, всякое углубление соответствуют какой-нибудь сокровенной цели, как вид Египта, Нубии, Донголы, Сенаара и прочих земель, расположенных по берегам Нила, царя рек вселенной.) Mısır ve Sudan coğrafyası hakkında bilgiler sunulmasının yanı sıra Sudan ın toplumsal ve ekonomik durumuna dair bilgiler de yer alır. Bir zamanlar zengin ve refahı yerinde olan, antik Mısır kültürü ve eğitiminin gelişimine öncülük eden, fakat sürekli fetihlere ve isyanlara maruz kaldığı için zamanla güçsüz hale gelen Sudan halkının ekonomik durumunun iyi olmadığı, ülkeyi yöneten kişilerin cehaleti, yani 117 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 111

55 46 yönetim anlayışına dair bilgilerinin ve vatanseverlik duygularının olmaması sonucu zamanla bir sömürge haline geldiği dile getirilir: Bu pılıpırtısız fakirlerin ülkesi, bu yüzü gülmez ülke, bir zamanlar güçlü, basiretli ve muhteşem iken şimdi bereketsiz ve solgun hale gelen yaşamın azap çektiği uzun ve dar bir hapishane, onu yöneten insanın cahilliği ve barbarlığı yüzünden ölmeye mahkûm edilmiş bir esir haline geldi. 120 (Это земля нищих без рубища угрюмая земля, -длинная и узкая тюрьма, где томится, жизнь, некогда сильная, прозорливая и блистательная, ныне тощая и изсохщая, узница, осужденная погибнуть в своем заключении за невежество и кровожадность начальствующего над ней человека.) Antik Roma döneminde sosyete hayatının hüküm sürdüğü anlaşılan bu dönemde kadınların, dönem Avrupa sının kadınları gibi giyime ve güzelliğe önem verdikleri, balo giysilerinin ise daha doğdukları zaman hazır edilecek kadar önem taşıdığı bilgisini aktaran anlatıcı, şimdi çarşaf giyen kadınları gördüğünde antik dönemdeki o ihtişamlı halleriyle bir kıyaslama yapar. Antik dönemdeki Sudan ı gözünde canlandırır ve bu ülkenin şu anki haliyle eski zamanlardaki hali arasında büyük bir kültürel farkın bulunuyor olması anlatıcıyı oldukça şaşırtır: Bu çıplak, güçlü adamların ve kaba çarşafa sarılı kadınların ve doğdukları zaman hediye edilen balo kıyafeti giymiş güzel genç kızların arasında gezer ve atalarının saraylarına bakarken, ister istemez aynı kıyıda güzel elbiseler içerisinde yaşarken Siena ya moda ve zevkin, kadın süsleri üretiminin başkenti, Eski Dünya nın Paris i, klasik dönem kadınlarının idolü Santorini den küpeler, zincirler, atkılar, kolyeler, sargılar, kurdeleler ve parlak eşyalarla dolu iki adet geminin geldiği haberiyle hoş bir şekilde kımıldayan kadim Sudanlı kadınlardan oluşan renkli kalabalığı kafanızda canlandırıyorsunuz. 121 (Странствуя между этими голыми, дюжими мужчинами, этими женщинами, закутанными в грубые простыни, и молодыми красавицами в бальном платье, подаренною при их рождении, и глядя на чертоги их предков, невольно воображаешь себе пестрые толпы древних Нубиянок, которые, стоя на том же берегу в красивых нарядах, сладостно трепетали при известии, что в Сиенну пришли из Тира два судна, нагруженные прелестными серьгами, цепочками, платочками, ожерельями, повязками, лентами и блестящими материями, -судна из Тира, столицы мод и вкуса, мануфактуры женских укращений, Парижа старого мира и идола классических женщин!) 120 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e.,

56 47 Öykünün ikinci bölümünde Ebsambul tapınağının açılışı esnasında yerli halkın kıyafetleriyle ilgili bilgiler yer almaya devam eder ve burada tuniğin Sudan halkının tören kıyafeti olduğu dile getirilir. Fakat tunik giymek genç kızalar için yasaktır, çünkü tunik giydikleri zaman genç kızların güzelliklerinin ortaya çıkacağı ve bu durumun hiç de hoş sayılmayacağı düşüncesi yer alır: Birincisi, tunik Sudan vatandaşının tören kıyafetidir ve astları toprağı kendi tören kıyafetleriyle kazmak istemiyorlar. (...) Bu arada da bütün yerli halk tunik giymiyor, genç kızların insan içine tunik giyerek çıkması sevimlilikleri görülmek zorunda kaldığı için uygun görülmüyor! 122 (Во- первых, рубаха есть парадный мундир нубийского гражданина, и его подчиненные не согласятся копать землю в праздничных своих нарядах ; а между тем не все жители имеют рубахи, -да девицам и неприлично являться перед людьми в рубашках, как то его милости должно быть известно!) Gezgin grubun yerlilerle tapınağın açılışı esnasında giyilmesi gereken kıyafetler üzerine yaptığı anlaşma doğrultusunda evli kadınların bekârlardan farklı olarak yün çarşaf giydiği bilgisini edinmek de mümkündür ve bu kadınların yüzlerinden ziyade vücutlarını, hatları belli olmayacak bir şekilde kalın kıyafetlerle örtmeleri gerektiği 123 yer alır. Mısır, Sudan ve Yukarı Etiyopya ya Seyahat Notları (Otrıvki iz puteşestviya po Yegiptu, Nubii i verhney Efiopii) nda da Senkovski, Sudanlı evli kadınların Mısır dakiler gibi çuhadan yapılmış kıyafetler giydiğini, Romalılar gibi omuzdan kol altına doğru vücutlarını sardıkları ve başlarını da örttüklerini dile getirir. 124 Burada yaşayan yerli halkın kıyafetleri üzerine yer alan betimlemelerin yanı sıra coğrafyanın bir sonucu olarak insanların dış görünüşleri ve yüz hatlarının da Avrupa insanınkinden farklı olduğu belirtilmektedir: Oval yüzleri bizimkinden, çirkin olmayan hafifçe kalın dudaklarıyla ayrılıyordu. Hatta betimlemesi oldukça zor olan, fakat kanımca Ptolemaios un 125 eşsiz bir şekilde ifade ederek üzere onu sessiz siyah olarak adlandırdığı özel 122 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., Eski Mısır hükümdarı

57 48 bir parıltı oluşturduğundan, bir zencinin göz alıcı bir biçimde parlayan siyahlığına benzemiyordu. 126 (Овальные их лица отличаются от наших только легкою толстотою губ, которая впрочем не имеет ничего неприятного, и даже цвет их кожи не похож на резкую, лоснящуюся черноту негра, образуя особенный отлив, который описать весьма трудно, но который, по мнению моему, неподражаемо выразил Птоломей, назвав его -ирема мелас, «тихо-черным».) Araştırmalarda bulunmak üzere Mısır a gelen gezgin topluluğunun, aralarında fiziksel ve kültürel açıdan pek çok farklılıkların bulunduğu yerel halk ile birlikte kültürel açıdan bir renklilik ortaya çıkardığı görülür. Anlatıcıya göre bu renklilik Avrupa medeniyetinin etkilediği eski ve sömürge haline gelen yeni Sudan ın bir araya gelişi gibidir: Bizim topluluğumuz buranın topluluğu ile bütün yönleriyle karışmıştı. Sadece gezginler kendi milli kıyafetlerini korumuş, diğerleri ise farklı doğu nesillerinin tarzına göre giyinmişler, kimisi ise ne Türk ne Memluklerin tarzında giyinmişti. Frak, bedevi kıyafetleri, Mısır kazakları, Arnavut ceketleri ve Avrupa redingotları yerli ev sahiplerinin derisiyle iç içe geçmişti. 127 (Наше общество было перемешано купами туземцев по всем направлениям; путешественники одни сохраняли свое народное платье, другие были одеты по образцу разных восточных поколений; иные ни по какому образцу: наряды турецкие и мамлюкские, фраки и бедуинские одеяла, египетские фуфайки, арнаутские куртки и европейские сюртуки переплетаются с кожею местных хозяев.) Süleyman Peygamber ve Büyük İskender döneminden kalma asırlık sedir ağaçlarının yer aldığı Sudan bir zamanlar zengin insanların şatafatlı elbiselerle dolaştığı bir yer iken, artık oldukça boş ve çıplak bir ülkedir ve Antik Roma nın hiçbir izini taşımamaktadır. Hâlbuki burası Sudan ın tenha köşesinde bulunan gerçek bir Avrupa dır. 128 Nitekim bu topraklar pek çok millet tarafından istilaya uğramış, bunun sonucu olarak da kültürel anlamda değişim yaşamıştır. Bu durumla bağlantılı olarak anlatıcı, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Sudan ın Adde şehrinde yer alan hiyerogliflerin burada etkisini sürdürmüş olan kadim Mısır inancına, Hıristiyanlığa ve Müslümanlığa dair kültürel öğeler 126 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 156

58 49 barındırdığını, buraya her gelen topluluğun kendinden bir öncekine ait değerlerin izlerini yok etmeye çalıştığını dile getirir: Bakın! Sudan kadim Mısır inancının keskin figürleri ve hiyeroglifleriyle kaplıydı. Hıristiyanlar geldi ve bunları alçıyla kapattı ve yerine aziz Yahya yazdılar. Yeni gelenler, bu resmi biraz beyaza boyamaya başlayıp, üzerine Allah ve Muhammed isimlerini koydular. İşte size tek bir duvar üzerinde duran kırk yıllık tarih. 129 (Посмотрите! Она была покрыта иероглифами и резными фигурами древней египетской веры; пришли християне, затерли их штукатурой, и по ней написали св. Ионна Крестителя; новые прищельцы, слегка забелив эту живопись, выставили поверх её имена Аллаха и Магомета. Вот вам история сорока веков на одной стене.) Zengin bir tarihe ve değerli kültürel miraslara sahip olan bu ülkede yaşayan halkın, değerlerine sahip çıkmadığı bilgisi yer alır. Anlatıcı, bu şehirde antik dönemden kalan eserlerin herhangi bir işi olmayan kişiler tarafından bir ticaret aracı ve kazanç kaynağı olarak görüldüğünü ifade eder: Mısır da bir zanaatı olmayan, beceriksizliği yüzünden paşanın görevden aldığı, iflas eden herkes antikacılık yapıyor. Teb şehrine gidiyorlar ve Arap köylülerinden birkaç mumya, papirüs ve bokböceği satın alıyorlar ve Kahire ye geri dönerken Nil e giden bütün yol boyunca kadim Mısır hükümdarları, kahramanlıkları, sarayları, eşleri ve sevgilileri hakkında sunumlar yapıyorlardı. 130 (В Эгипте, тот, у которого нет ремесла, тот, кого паша исключил из своей службы за неспособность, тот, кому вздумалось обанкрутиться, -все делаются антиквариями: едут в Фивы, покупают у арабских мужиков несколько мумий, папирусов и скарабеев, и, возвращаясь назад в Каир, несут на пути диссертации во всю длину Нила о древних египетских владыках, об их подвигах, палатах, женах и любовницах...) Cahil olmalarına karşın bu insanların eğitimli bir Avrupalıyı kandıracak ve kendine hayran bıracak kadar iyi bir pazarlama taktiğine sahip oldukları görülmektedir. Fakat onların bu cehaleti sayesinde Avrupa nın bu önemli miraslara ve değerlere daha kolay bir şekilde ulaştığı düşüncesi ortaya çıkmaktadır: 129 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 121

59 50 Bu insanlar tamamen cahil ve kazanç düşkünü, fakat bilim Avrupası nın eski Mısır uygarlığı hakkındaki kavramlarına etkisi vardır. Kendi düzmece coşkularıyla eski püskü eşyaları ve mezarlardan topladıkları kalıpları sattıkları gezginleri o kadar usta bir şekilde sürüklüyorlar ki, Mısırlı bu dâhiye karşı bir önyargıya sahip olarak Kahire ye gelen biri, genellikle onun içten bir hayranı olarak Avrupa ya dönüyor. 131 (Эти люди, вообще невежественные и корыстолюбивые, имеют однако же влияние на понятия учёной Европы об египетских древностях: они так искусно накатывают своим подделным восторгом путешественников, которым продают старую рухлядь и болванчики, набранные в гробницах, что и тот, кто приехал в Каир с предубеждением против египетского гения, обыкновенно возвращается в Европу искренним его обожателем.) Yerliler etkili pazarlama taktiklerini bilmelerinin yanı sıra tapınaklarda yer alan hiyeroglifleri etkili bir şekilde anlatır ve dinleyenlerde daha fazla merak duygusu uyandırır. Bunun sonucunda gezginler şehri gezmek, anlatılanları yerinde görmek isterler ve umduklarını bulamadıklarında ise kandırıldıklarını fark ederek barbar diye tabir ettikleri, fakat gerçekten büyük bir uygarlık olan Mısır a amansızca hakaret ettiklerine anlatıcı şahit olur. 132 Kendi gezgin grubu da bu şekilde pek çok kez kandırıldığından dolayı bir türlü Ebsambul a ulaşamayan anlatıcı, bu şehri görebilmek adına tekrar yollara düşer. Anlatıcı, bu yolculuğu sırasında İngiliz diplomatları ve Napoleon un emri altında çalışmış Fransız bir komutan olan Sev ile tanışır. Burada ilginç olan, anlatıcının Sev haricinde gezi sırasında tanıştığı herkesi, muhtemelen diplomatik düzeyde önemli kişiler olması sebebiyle, sadece isimlerinin baş harfleriyle tanıtmasıdır. Hiçbir dine, Hıristiyanlığa dahi mensup olmamış bu kişinin Müslüman olmasının anlatıcıda ilgi uyandırmış olduğu düşünülebilir. Sev, Fransa nın Grenable şehriyle ilgili bir mesele dolayısıyla ölüm cezasına çarptırılması üzerine Fransa dan kaçıp Mısır a sığınmış, Mısır Paşası tarafından Süleyman Paşa adı verilmiş ve Müslüman olmuştur. Fransız devrim kamplarında ne yazık ki hiçbir dine mensup olmayarak eğitilmiş, her inançtan kendini çekmiş, en nihayetinde 131 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e.,

60 51 Müslüman olana kadar hiçbirini de kabul etmemiştir. Artık ona Süleyman Paşa denilmektedir. 133 Anlatıcı, Sev in Mısır a gelişi ve Osmanlı Devleti ne hizmeti ile ilgili bilgiler verirken, İbrahim Paşa komutasında Yunan isyanının bastırılmasında, Mısır valisi Mehmet Ali Paşa nın Sudan ın fethinde yer aldığı gibi Osmanlı tarihine ait bilgiler bulmak da mümkündür. Anlatıcının elinde kocaman sopasıyla Mısır paşasının fırçalanmış atı üzerinde bir ileri bir geri gezdiği ve seyyahlara Sudan ı yönettiğini söylediği bir ülke 134 olan Sudan da bulunduğu an, Mehmet Ali Paşa nın burayı ele geçirmek için ordu gönderdiği ve bu esnada karışıklıkların meydana geldiği zamanlara denk düşer ve bu karışıklığı anlatıcı şöyle anlatır: Gecenin karanlık uzaklığının çerçevesiyle kuşatılmış olan bu tablo içinde bir tören havası barındırıyordu, Türk kargaşası içinde büyük bir alana yerleşen kampımızın beyaz çadırları, bütün Afrika devletlerinin sükûnetle uyuduğu bir zamanda insanların çadırlar arasındaki hareketi ve kıyıya bağlanmış büyük sandalların uzun dizisi ise durumun kaygı verici ciddiyette olduğu mesajını veriyordu. Dahası düşman ordusunun Sudan ı fethetmek için geldiğini düşünmek mümkündü. 135 (Эта картина, окруженная рамою черной ночной дали, заключала в себе нечто торжественное, а белые палатки нашего лагеря, уставленные на большом пространстве в турецком беспорядке, движение народа между ними в такое время, когда все африканское государство преспокойно спало, и длинный ряд барок, причаленных к берегу, придавали ей выражение зловещей важности обстоятельств. Скорее можно было подумать, что неприятельская армия пришла покорять Нубию...) Bu öyküsünde Senkovski daha önceden sahip olduğu bilgiler ışığında, bir sömürge haline gelen Mısır ve Sudan ı antik dönemdeki haliyle kıyaslamaktadır. Senkovski nin, yerlilerin buradaki değerli mirasa cehaletleri ve kazanç düşkünlüklerinden dolayı sahip çıkmadıkları, bu yüzden Mısırlıların yapması gereken bilimsel incelemeleri Avrupalıların yaptığı düşüncesinde olduğu söylenebilir. 133 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 135

61 52 Senkovski nin doğu izlenimlerini aktardığı bir diğer öyküsü ise Suriye Anıları (Vospominaniya o Sirii,1828) dır. Yaklaşık sekiz ay kaldığı Suriye seyahatinden yola çıkarak kaleme aldığı bu iki bölümden oluşan öykünün ilk bölümü Güneş Tutulması (Zatmeniye solntsa) nda Arap halkının cehaleti yansıtılırken, Suçlu Sevgililer (Prestupnıye lyubovniki) adlı bölümde farklı mezheplere mensup birbirini seven iki gencin taşlanarak öldürülmesi yer almaktadır. Öykü, buraya bilim amacıyla gelmiş anlatıcının kendi duygu ve düşüncelerinin de yer aldığı Suriye yi tasviri ile başlar. Yakıcı sıcağın yanında gecelerin de bir o kadar soğuk olduğu çöl iklimi ve labirente benzettiği zor, aynı zamanda da karmaşık coğrafyasıyla birlikte resmettiği bir doğa karşımıza çıkmaktadır: Bulutların arkasında, yazın ortasında donmanın mümkün olduğu dorukların ve organik hayatın Güneş in ürettiği korkunç sıcakta kaynadığı kızgın sarp kayalıkların korkunç labirentinden çıkamama tehlikesini düşünmeyerek ilime karşı aynı hırsla, kendi güçlerime olan aynı güvenle, sağlığımı aynı şekilde hor görerek ve yirmi yaşlarında tecrübesiz bir insanda kolayca kendini gösteren, hayal edilen amaca ulaşmak için aynı inatla bir zamanlar herhangi bir yol gösterici ve maddi destek olmadan dünya üzerinde doğanın yükselttiği en görkemli saraylardan biri olan bu muazzam saraya atıldım. 136 (С тою же жадностью к науке, с тою доверенностью к своим силам, с тем презрением здоровья и упрямством в достижении возмечтанной цели, которые легко себе представит в неопытном человеке лет дватцати, я некогда бросился, без проводника и пособия, в этот неизмеримый чертог природы -один из великолепнейших чертогов, воздвигнутых ею на земле в ознаменование своего могущества -не разсуждая об опасности не выйти из страшного лабиринта заоблачных вершин, на которых можно замерзнуть среди лета, и раскаленных пропастей, где органическая жизнь жарится в самой страшной духоте, какую только солнце производит.) Anlatıcı Alp dağları gibi tepelerinde karın eksik olmadığı, yakıcı ve boğucu iklim içerisinde oldukça soğuk ve yağışlı olan Lübnan Dağı yla Suriye yi Doğu nun İsviçre si 137 olarak adlandırır. Bu dağların ve Suriye doğasının anlatıcı üzerinde ne kadar büyük bir etki bıraktığı şu cümlelerden anlaşılmaktadır: 136 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 193

62 53 Cansız doğanın güçlü etkileri ruhumuza daha da derin bir şekilde saplanıyor ve mutsuz kalbimizin tarihçileri ne söylerse söylesin, yaşamın diğer duygularından daha uzun süre kalıyor. Yüksek dağlara taşınan ova sakininin bir gün bu dağların suretini unutabileceğini düşünmüyorum, çünkü birbirini yiyip bitirerek, birbirini silerek ruh içerisinden on adet sevilen yüz sureti geçiyor, fakat bulutların arasında kaybolan ve ebedi kar ile beyazlaşan görkemli dağların resmi oradan hiçbir zaman silinmiyor Ve varlığımın en acı ve en değişik yıllarından birinin geçtiği kavrulmuş Suriye de artık önümde üçlü kaya zinciri halinde yayılan ihtişamlı yığıntıların devasa çizgilerini görüyorum. 138 (Сильные впечатления мертвой природы врезываются в душу нашу гораздо глубже и остаются в ней долее всех других ощущений жизни, что бы ни говорили историки нашего несчастного сердца. Я не думаю, чтобы житель равнины, перенесенный на высокие горы, мог когданибудь забыть их образ: десять образов обожаемых лиц пройдет через душу, пожирая, изглаживая друг друга, но картина великолепных гор, теряющихся в облаках и убеленных вечным снегом, не изгладится в ней никогда... Я и теперь вижу перед собою колоссальные очерки пышных громад, распространяющихся тройною каменною цепью вдоль обожженной Сирии, где протек один из мучительнейших и разнообразнейших годов моего бытия.) Senkovski, Doğu ya Giden Son Seyyahların Düşünceleri ve Yetenekleri (Sposobnosti i mneniya noveyşih puteşestvennkikov po Vostoku, 1836) adlı makalesinde Suriye nin etnik yapı, dini ve ahlaki değerler açısından karma bir sosyolojik yapıya sahip olduğunu ve toplumsal sınıflandırmanın yer aldığını ifade eder ve bu gözlemi öyküsünde de yer alır. Anlatıcı, İslam dininin hüküm sürdüğü bu topraklarda manastırların, kiliselerin de yer aldığını, hatta Arap kökenli olup da farklı dinlere mensup kişilerin olduğunu dile getirir: Atmosferin bulanık dibinde, deniz kıyısındaki ovada pis bir Müslümanın Tanrıya çaresizce karşı gelirken Hıristiyan çanının uzun gümüş yankısıyla tepelerin taştan ormanında, neredeyse gökyüzü kemerinin altında, atmosferin eter katmanlarında, tepede hâkim olan inancın tüm kutsallığıyla dağılan tatlı sesini duyuyorum. Hatta dünyanın yükü vurulmuş eşeklerin arkasından dik yokuş boyunca takip ederken Meryem Ana ve bir Müslüman ülkesinin ortasında çan sesinin arkasından yüksek sesle dindar marşlar tekrarlamak zorunda bırakan dağın şerefine oldukça ahenkli bir yığın şarkı söyleyen Arap ın çınlayan sesini duyuyorum. 139 (Слышу этот умильный звук христианского колокола, струящийся длинным серебяным эхом в каменном лесу вершин, уже почти под самым небесным сводом, и со всею святостью веры господствующий на высоте, в эфирных слоях атмосферы, тогда как на мутном дне её, на 138 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 195

63 54 приморском равнине, нечистый мусульманин извергает свои безсильные богохуления; слышу даже этот звонкий голос Аравитянина, поющего целым объемом благозвучной груди песень в честь Пречистой Девы, следуя по крутому скату за навьюченными землею ослами и заставляющего горы, среди мусульманской державы, громко повторять за ним его благочестивые гимны.) Lübnan da Arap kökenli olup Hrıstiyanlık dinini benimseyen bu kişiler Maronitlerdir. Müslüman din adamları dışında Maronit ve İslam dininin Şiilik mezhebinden doğan Dürzilik dinine mensup Dürzi din adamlarının toplum içerisinde soylu kesime mensup olduğu ve toplumun belirli sınıflara ayrıldığı şu alıntıda görülmektedir: Maronitlerin ve Dürzilerin şeyhleri (soylular) sıklıkla benim yanıma mezhep bilen ve papanın sağlıklı olup olmadığı, Çin imparatorunun ne yaptığı gibi Avrupa ile ilgili siyasi haberleri soran meraklı Frank ile Cübeyl piposu içmeye uğrarlardı. Şeyhler ve orta sınıfın önemli sakinleri beni dikme ve sökme sanatında yani devlet yönetiminde oldukça bilgili bulurlardı. 140 (Шейхи (дворяне) Маронитов и Друзов часто заезжали ко мне выкурить трубку джебели с любопытным Франком, который «знает толк», и осведомиться о политических новостях Европы -здоровь ли папа? Что он делает фагфур, китайский император? И проч...шейхи и значительные жители из среднего сословия находили меня очень знающим в искусстве «шить и пороть», то есть, государственного управления...) Bir Avrupalı olarak Suriye ye gelen anlatıcı, şeyhlerin ona karşı ilgisini oldukça politik bulur. Din adamlarıyla konuşması sırasında insanların dünyanın güneş etrafında döndüğüne inanmadıklarını, hatta bunu komik bulduklarını dile getirirken, rahipler onunla alay eder, hatta anlatıcıyı tanrıtanımaz biri olarak ilan etmeye çalışırlar. Fakat şeyh Beşar Yusuf Bey olarak adlandırdığı anlatıcıyı özgür düşünen bir kişi olarak görür ve takdir eder. Anlatıcının şeyhlerin ona karşı tutumu hakkındaki düşüncesi bir konuşma esnasında kesin hale gelir. Avrupalılar hakkında konuşurken Hıristiyan bir din adamı Avrupalı kadınları bir yılan olarak gördüğünü söyler, fakat Dürzi şeyhi böyle bir söz ettiği için anlatıcının yanında bu din adamına kızar. Farklı bir dine mensup olmasına rağmen bu şeyhin bir rahibe karşı Avrupalı Hıristiyan kadınları savunması, anlatıcıya temsil ettiği dini ılımlı olarak gösterme isteğinin bir sonucu olarak düşünülebilir: 140 Senkovski, a.g.e., 197

64 55 Şeyhin politikasının Avrupalı bayanlar hakkındaki duruma bağlı düşüncesiyle de bir bağlantısı olduğu anlaşıyordu. Avrupalı bayanlar hakkında oldukça hoş bir şekilde konuşurken, bu konuşma boyunca memnuniyetsizliğini dile getiren ve onların yılan olduğunu ileri süren genç bir rahibe ise hakaret etti. 141 (Само сабою разумеется, что политика шейха не обошлась без обстоятельного рассуждения об европейских женщинах: он распространился об них очень живописьно, и побранил одного малодого монаха, который отплевывался во все время этого разговора, и утверждал, что они «змеи».) Burada kaldığı dönemde anlatıcının Arapların tüm cehaletini görmesini sağlayacak olan bir olay meydana gelir: güneş tutulması. Bir bilim insanı olarak yerli halka bunun bir doğa olayı olduğunu mantıklı bir şekilde açıklamaya ve öğretmeye çalışmasına karşın, insanlar bu tutulmanın Doğu da savaşa, Lübnan da ise hiç görülmemiş bir acıya neden olacağı gibi korkunç felaketlere yol açacağı inancındadır. İnsanların fikirlerini değiştiremeyeceğini ve kimsenin batıl inançların sınırları dışına çıkamadığını anlatıcı şu sözlerle dile getirir: Öyle görünüyor ki, doğanın kendisi türümüzü kaderiyle birlikte batıl inançlara inandırmaya çalışıyor! Kendim de tecrübe edindiğim üzere, gözümün önünde gerçekleşen olaylardan, doğa ve kaderin bizim için yanılgılardan oluştuğu ve kabileleri cehalet içinde tutan sürecin görgü tanığı olmanın faydasını edindim. 142 (Кажется, как-будто сама природа за-одно с судьбами нашего рода старается утвердить человека в суеверии! Я, для своей опытности, извлек толко ту пользу из совершившегося передо мною события, что был очным свидетелем процесса, по которому природа и судьба составляются для нас заблуждения и удерживают племена в невежестве.) Burada kabul edilen dogmaları yıkmaya çalışması, insanları batıl inançlardan kurtarıp bilimsel gerçeklere ve bilgilere inanmaları gerektiğine ikna etmeye çalışması anlatıcıyı kâfir olarak adlandırılması tehlikesiyle karşı karşıya bırakır. Rus adı burada saygınlıkla karşılık bulduğundan, Rus olması kendini bu yaftadan bir nebze kurtarmıştır, fakat burada kâfir olarak görülenlere halkın nasıl davrandığı da aşikârdır: 141 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e.,

65 56 elbette Rus adı bu dağlarda oldukça saygındır ve beni hakaret işitmekten kurtarmıştır. Ancak Rus olmamın ilk ve en önemli sonucu, hiçbir köylülünün bana bir parça hayvan bile satmaması, üzerine farmason binmiş eşeğinin hemen ölmesinden korktuğundan hiçbir hayvan bakıcısının bana binmem için hayvanını vermemesi de olabilirdi. 143 ( конечно, звание Русского, весьма уважаемое в тех горах, обеспечивало меня от личной обиды, но первое и самое ощутительное следствие подобной репутатции могло быть то, что никто из поселян не продал бы мне ни глотка живности и ни один погонщик не отдал бы под меня своей скотины, боясь, чтоб осел, на котором ехал фармазун, не издох немедленно.) Arap halkının bu cehaletinden bahsederken anlatıcı, kanını donduran ve tamamen bir vahşet olarak adlandırdığı bir olaya tanıklık eder. Birbirini seven iki genç evlilik dışı çocuk sahibi olmaları yüzünden Maronitlerin tepkisini çeker. Bu iki sevgilinin bağlarını koparmak için yerel yönetim birkaç sene pek çok yol dener, ikisini de zindana atar, fakat serbest kaldıklarında tekrar biraraya gelirler. Zinayı kendi kurallarınca cezalandırmak isteyen Maronitler, Katolik cübbesi giymiş, elinde büyük bir haç taşıyan rahibin etrafında toplanarak günah çıkarma ayini yaparlar ve iki genci taşlayarak öldürüp, çukura gömerler. Bu korkunç olaya tanıklık eden anlatıcı derinden etkilenir ve bu cinayeti işleyenleri vahşi diye adlandırarak, duygularını şöyle dile getirir: yakın tepede böylesine korkunç bir ölümle öldürülen talihsizlerin kaderini düşünüyordum. Pipomu o tarafa yönelttim ve onların çektiği acı, onlara eziyet çektirenlerin acımasızlığı, iffetin kan aracılığıyla barbarca korunması hakkındaki tek bir düşünce bakışımı korkunç rezaletten uzaklaştırdı. Kalbim sıkışıyor, o tarafa bakamıyordum. 144 ( но я думал только о судьбе несчастных, погибавших на близкой горе такою ужасною смертью. Я направил туда трубку -и одна мысль об их страданиях, о бесчеловечии их гонителей, о варварском образе сохранения чистоты нравов посредством крови, оттолкнула мой взор от страшного позорща. Сердце мое сжималось; я немог смотреть в ту сторону...) Senkovski Suriye Anıları nda insanların batıl inançlar çerçevesinde ve cehalet içerisinde hayatlarını sürdürdüğünü gözler önüne sermektedir. Ayrıca, 143 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 215

66 57 Müslüman ülkesi olarak bilinen Suriye de farklı mezheplerin ve dini oluşumların yer aldığını yansıtmaktadır. Yazar, 1833 yılında Novosel ye isimli yıllıkta yayımlanan Antar adlı öyküsünü diğer Doğu öykülerinden farklı bir şekilde Doğu mitolojisi ile ilgili unsurları kullanarak kaleme alır. Öykü, Arap edebiyatında Antar Hakkında Bir Roman ismiyle bilinen ve Antar, A Bedoueen Romance ismiyle İngilizceye çevrilen eserden esinlenerek oluşturulmuştur ve bu eserle Senkovski nin öyküsünün büyük ölçüde benzerlik taşıdığı ifade edilir. 145 Ayrıca bu eser Rimskiy- Korsakov un Antar adlı eserine de ilham kaynağı olduğu söylenmektedir. 146 Konusunu bir aşk hikâyesinin oluştuduğu her iki eserin de başkahramanı Antar iken, Arapça Antar romanında kadın başkahraman Abla nın yerini Senkovski nin Antar öyküsünde ünlü Arap şair Lebid in torunu olarak okuyucuya sunulan peri Gül Nazar alır. Antar a âşık olan ve kör edici bir güzelliğe sahip bir peri olan Gül Nazar, Antar a farklı şekillerde görünmektedir ve nihayetinde bir ceylan olarak onun karşısına çıkar. Antar ilk başta onu öldürmek ister, fakat hayatına kastetmek yerine onu serbest bırakır. Onun güzel ahlakı ve iyi kalpliliği Gül Nazar ı derinden etkiler ve Antar ı sarayında ağırlamak üzere sihirli bir şekilde sarayına getirtir. Görkemi ve gösterişiyle doğu şatafatına sahip saraydaki hizmetçiler onu Gül Nazar ın karşısına çıkmadan önce emrine genç ve güzel köle kızların gönderildiği, beyaz mermerden ve altın kaplamalardan oluşan, doğu kültürünün bir parçası olan hamama götürürler. Bu öyküde betimlenen harem Türk Çingenede tasvir edilen hareme göre daha ihtişamlıdır ve buradan yola çıkarak Arap toplumunun gösterişe daha meraklı olduğu anlaşılmaktadır. Anlatıcı, Şam da yer alan bu sarayın her bir odasının şatafat ve şıklık içinde olduğunu hamamı şu sözlerle ifade eder: Haremağaları onu on iki tane güzel ve genç köle kızların hizmetine verildiği, beyaz mermerden yapılmış jasper taşından kolonların ve altın kümbetin olduğu hamama götürdüler. Oradan duvarları ve tavanı elmasların ateşiyle parlak bir şekilde aydınlatılmış ihtişamlı bir odaya geçti Aniden kapılar açıldı ve başları üzerinde pek çok yemeğin yer aldığı tepsiler ve 145 Alekseyev, P. V. (2014). Siriya v mifopoetike O. İ. Senkovskogo. Vestnik Tomskogo gosudarstvennogo universiteta. Filologiya, No. 1 (27), Alekseyev, (2012). A.g.y., 7

67 58 şerbetlerin, yiyeceklerin ve tatlıların olduğu kapları taşıyan pek çok hizmetçi içeri girdi. 147 (Евнухи повели его в баню, построенную из белого мрамора, с яшмовыми колоннами и золотым куполом, где двенадцать молодых и прекрасных невольниц были назначены для его прислуги. Оттуда перешел он в богатую комнату, ярко освещенную огнем алмазов, покрывавшмх стены и потолок...вдруг отворились двери, и вошел длинный ряд служителей, несущих на голове золотые подносы, уставленные множеством блюд и сосудов с яствами, сластями и шербетами.) Anlatıcı, egzotik doğu kültürünün bir parçası olan çölü ve çöl sıcağını da resmetmeyi ihmal etmez. Öykünün başında Şam Çölü nün bunaltıcı ve yakıcı havasını, sıcaktan çöldeki kum taneciklerinin nasıl titrediğini anlatır: Güneşin yakıcılığıyla kavrulan hava, kızgın demir etrafında dönen aleve benzer şekilde rüzgârsızlığın ortasında ince bir alev gibi titriyor, sallanıyor, parlıyor ve alev rengindeki sık iğneler gibi görünen kızgın pırıltılar onun gözleri önünde havada hızlı bir şekilde dans ediyor. 148 (Зажженный палящим солнцем воздух, среди совершенного безветрия, дрожит, трясется, мелкает тонким пламенем, подобным тому, какое вьется по раскаленному железу, и знойные блестки, в виде частых огненных иголок, быстро пляшут в воздухе пред его глазами...) Güneş in kavurduğu Şam çölünde bulunan eski bir yerleşim yeri olan Tadmor şehrinin ve Şam çölünün güzelliği anlatıcıyı etkiler: Şam çölü muhteşem, büyük Tadmor un Şam çölündeki kalıntıları harika. Kim bu kocaman saraylarda yaşadı? Bu tapınaklar kimin için dikildi? Sütunların bulunduğu bu uzun sokağı kim inşa etti? 149 (Прекрасна Шамская пустыня; прекрасны в Шамской пустыне развалины волшебного Тедмора. Кто жил в этих огромных чертогах?.. Кому воздвигнуты эти храмы?..кем построены эти длинные улицы столбов?) Suriye de antik dönemin önemli kültür ve ticaret merkezlerinden biri olan Tadmor (Palmira) şehrinin Süleyman Peygamber tarafından inşa edildiğine dair bir inanış vardır. Araştırmacı P. V. Alekseyev İncil de antik Tadmor şehrinin kuruluşu hakkındaki mitin bu öyküde yer aldığını ifade eder ve bu mit İncil in 2. Tarihler bölümünün Süleyman ın Öbür Etkinlikleri başlığında şöyle ifade 147 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 321

68 59 edilmektedir: Çölde Tadmor Kenti ni onardı. Hama yöresinde yaptırdığı bütün ambarlı kentlerin yapımını bitirdi. 150 Öyküde de Tadmor un Süleyman peygamber tarafından kurulduğu ve cinlerin onun emri altında olduğu şu şekilde yer almaktadır: Kalıntıları güzelliği ve büyüklüğüyle sizi sabah sabah hayretlere düşüren Tadmor da bulunuyorsunuz. Çölün cesur bahadırı, bilin ki, Süleyman peygamberin Cebrail adlı meleğin hediye ettiği büyülü yüzük sayesinde hükmettiği bu şehir kötü kalpli ve biçimsiz ruhlar olan cinler tarafından inşa edildi. 151 (Вы находитесь в Тедморе, развалины коего поутру удивляли вас своею красатою и огромностью. Ведайте храбрый богатыр пустыни, что этот город построен джиннами, зловредными и безобразными духами, коими Соломон -да будет с ним мир! -повелевал посредством волшебного перстня, подаренного ему ангелом Джебраилом.) İncil in yanı sıra Kur an da da Süleyman peygamberle ilgili hususlar yer almaktadır. Öyküde bahsi geçtiği üzere Süleyman peygamberin hizmetinde cinlerin de olduğu Neml suresinin 17. ayetinde belirtilir: Süleyman ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan meydana gelen orduları onun önünde toplandı. Hep birlikte düzenli olarak sevk ediliyorlardı. 152 Yine Alekseyev e göre, Senkovski nin öyküde Tadmor şehrini mekân olarak seçmesinde bu antik şehri Rusya ya benzetmesi rol oynar. Süleyman peygamber tarafından kurulan ve kraliçe Zenubiya ile döneminin önemli kültür ve ticaret merkezi haline gelen bu şehri I. Petro ile Avrupa kültür düzeyine çıkan ve II. Yekaterina ile eğitim ve sanat alanında büyük gelişmeler yaşayan Rusya yı bağdaştırdığını ileri sürer. Bu bağdaştırma F. V. Bulgarin in Kronştadt a 1 Mayıs 1826 tarihli Gezi: N. İ. Gnediç e Mektup (Poezdka v Kronştadt 1 maya 1826 goda: (Pis mo k N. İ. Gnediçu, 1830) adlı eserinde Binlerce gemi Kuzey in Palmira sına dünyanın her yerinden sanayi vergisi getiriyor (тысячи кораблей приносят 150 İnternet: Kutsal Kitap The Bible Society in Turkey (Kitabı Mukaddes Şirketi) & The Translation Trust / Yeni Yaşam Yayınları, 2001, de alınmıştır. 151 Senkovski, a.g.e., İnternet: Kur an-ı Kerim, Neml Suresi 17. Ayet adresinden de alınmıştır.

69 60 ежегодно в северную Пальмиру дань промышленности со всех концов земного мира) diyerek, Peterburg u Kuzey in Palmirası olarak adlandırır. 153 Hem Türkiye yi hem Ortadoğu yu gezerek burada yerli halkın kültür ve yaşamı ile ilgili birinci elden bilgi edinen Senkovski nin, incelediğimiz öykülerine bu tecrübelerini başarılı bir şekilde yansıttığı görülmektedir. Genel itibarıyla öykülerinde Batı ve alışkanlıklarına yabancı olduğu Doğu yu düşünce sistemi ve yaşam tarzı açısından sürekli bir karşılaştırma ve iki kültür arasındaki farkları kavramaya çalışma içerisindedir. Doğu insanının tembel ve bilime karşı kayıtsız oluşu, Doğu toplumlarında yargısız infazın ve yıkılması zor olan belli başlı kuralların yer aldığı gibi noktalara değinir. Ele alınan öyküler karşılaştırıldığında, Türk milletinin Arap halkına göre daha hoşgörülü ve yeniliklere açık olduğu görülmektedir. Böylece Türklerin bu olumlu özellikleriyle Senkovski nin gözünde daha fazla sempati kazanmış olduğunu düşünmek yanlış olmayacaktır. Türkiye ve Orta Doğu öyküleri arasındaki en belirgin fark, Türkiye öykülerinin bir kurguya dayalı olması, Orta Doğu öykülerinin ise birer gezi notu özelliğinde olmasıdır. Buradan yola çıkarak Türkiye nin Senkovski ye ilham kaynağı olacak ve edebiyatçı yönünü ortaya çıkaracak kadar derin bir etki bıraktığı söylenebilir. 153 Alekseyev, (2014), a.g.y., 72

70 61 4. FANTASTİK ÖĞELER Her baronun kendi hayal gücü vardır (У каждого барона есть своя фантазия) Baron Brambeus Fantastik edebiyat terimi bir edebiyat türünü belirtmek için kullanılmaktadır. Fantastik tür, hayal gücü aracılığıyla nesnel dünyada gerçekleşmesi imkânsız olanı mümkün kılan, bilinenin ötesine geçen bir türdür. Jean-Luc Steinmetz, fantastiği şöyle tanımlar: Fantastik, mantığın karşıtıdır. Bu anlamda hayal, yanılsama hatta delilikten sayılabilir. 154 Todorov a göre fantastik kavramı gerçek ve düşsel olana göre tanımlanır. 155 Fantastik bir yazının, uzun zamandan beri var olmayan, duyulmamış, görülmemiş, hayal ürünü veya var olanın karşıtı olduğu ifade edilir. Fantastik edebiyat hayata dair metafizik bilmeceleri ve sosyal kuralları kuralsız biçimde çözmeye çalışır. 156 Fethi Naci, Todorov a göre bir eserin fantastik sayılabilmesi için üç unsuru bünyesinde barındırması gerektiğini ileri sürer: 1. Okuyucu eserdeki kişilerin dünyasını canlı kişilerin yaşadığı bir dünya olarak görmeli, anlatılan olaylarla ilgili olarak doğal bir açıklama ile doğaüstü bir açıklama arasında kararsızlık duymalıdır. 2. Bu kararsızlıkta eserin kahramanı ile okuyucu özdeşleşmelidir. 3. Okuyucunun metin karşısında bir tavır takınması gerekmektedir. Alegorik, yani sembolik yorumlamaları reddetmelidir. 157 Fantastik türün temel özelliği nükteli ve gizemli öğeler içermesi, beklenmedik bir sonla bitmesidir. Genellikle yüzü geçmişe ya da şu ana dönüktür ve yazar, okuyucuyu tereddütte bırakma amacı güder. 158 Bu konuda Louis Vax, şu görüşü ifade eder: Fantastik anlatı bizim yaşadığımız gerçek dünyada yaşayan, bizler gibi ancak birdenbire kabul edilmesi olanaksız bir olay karşısında kalmış insanlar 154 Steinmetz, J. (2006). Fantastik Edebiyat (Çev. Hasan Fehmi Nemli). Ankara: Dost Kitabevi Yayınları. (Eserin orijinali 1990 da yayınlandı), Todorov, T. (2004). Fantastik Edebi Türe Yapısal Bir Yaklaşım (çev. Nedret Öztokat). İstanbul: Metis Yayınları. (Eserin orijinali 1975 te yayımlandı), Özlük, N. (2011). Türk Edebiyatında Fantastik Roman. İstanbul: Hiperlink Yayınları, Özlük, a.g.e., Özlük, a.g.e., 33

71 62 sunmayı sever. 159 Roger Caillois ise fantastiği bilinen düzenin bozulması, gündeliğin değişmez yasallığı içinden kabul edilemeyecek olanın fışkırması olarak tanımlar. 160 Çağdaş fantastik edebiyata folklorik eserler, özellikle masallar, mitler ve destanların öncülük etmiş olduğu görülür. Bu hususta Ursula K. Le Guin, Gerçek bir fantazinin halk hikâyesi, peri masalı ve efsanelerin modern uygulaması olduğunu ifade etmiştir. 161 Dünya edebiyatında fantastik tür, romantizmin ortaya çıkışı ile birlikte kendini göstermiştir. Bu türün oluşumunun temelinde ise egzotik yerleri, başka kültürleri keşfetmek, bilinmeyeni ortaya çıkarmak yatar. Fantastik eserlerde birlik kavramı ile zıtlık kavramını birleştirme amacı vardır. Ayrıca, Romantizm doğrultusunda eser veren yazarlar fantastik türün okuyucu kitlesini eğitici yönüne önem vermişlerdir. 162 Fransa da ortaya çıkan romantizmin Rus edebiyatında etkisini iyice göstermesiyle birlikte, fantastik tür Rus edebiyatında da popülerlik kazanır. Rus edebiyatında fantastik tür 18. yüzyıl ile birlikte görülmeye başlamıştır. 163 F. İ Dmitriyev-Mamonov un Soylu Filozof, Alegori (Dvoryanin-Filosof, Alegoriya, 1769) adlı alegorik eseri, Rus edebiyatında fantastik türde yazılmış ilk eser olarak kabul görür. Daha sonra Vasiliy Levşin in Ay a seyahati konu edindiği En Yeni Seyahat (Noveyşeye puteşestviye, 1784) yayımlanır ve büyük bir beğeni kazanır. 19. yüzyıl ile birlikte yaygınlaşan fantastik türe A. S. Puşkin, Maça Kızı (Pikovaya dama,1834); M. N. Zagoskin, Cinlerin Konseri (Kontsert besov, 1834); V. F. Odoyevski, İsimsiz Şehir (Gorod bez imeni,1834) gibi eserleriyle katkıda bulunmuşlardır. Fantastik eserlerde çoğunlukla rüya, ölüm gibi motifler 159 Todorov, a.g.e., Todorov, a.g.e., Özlük, a.g.e., Vinogradova, O. İ. (2009). Fantastika povestey XIX veka -janrovıy priznak ili literaturnıy priyom? Vestnik KGU imeni N.A. Nekrasova, No.3, İnternet: Fantastiçeskiye priyomı v russkoy literature. fantasticheskie-priemy-v-russkoj-literature de alınmıştır.

72 63 kullanılmış 164, hayali seyahatler, akıl dışı öğeler ya da efsanevi/mitolojik unsurlar yer almıştır. O. İ. Senkovski nin eserlerinde fantastik öğelerin, hicivsel öğeler ile bir araya getirilerek kullanıldığı görülür. Fantastik öykülerini eleştiri ve yergi amacıyla yazdığını kendisi de şu sözlerle dile getirir: Aslında, insanlar ve olaylar hakkında yargıda bulunmak zordur. Bu eylem akıl, bilgi ve deneyim gerektirse de farklı ama küçük bir vazifedir. Yine de oturup onları yargılamaya değer. Yargıç olsam nasıl da hoşuma giderdi! 165 Bu bilgiler doğrultusunda, Senkovski nin öykülerinde kullandığı fantastik öğeler aracılığıyla ele aldığı konular ve eleştiriler üzerine yorumlar getirilecek ve incelemeler yapılacaktır Hayali Yolculuklar Romantizm akımının bir etkisi olarak, görülmemiş ve keşfedilmemiş yerleri, egzotik olanı ortaya çıkarma amacı doğrultusunda, hayali yolculuklar fantastik edebiyatın içinde yer almıştır. 18. yüzyılda ve 19. yüzyılın başında Rus yazarların fantastik eserlerinde yer alan bu arayışlar ve keşiflerde, toplumun maddi ve manevi değerlerinin yansıtıldığı görülmektedir. 166 Senkovski nin de hayali yolculuklar üzerine kurulu öyküleri, toplumu sıkıcı olarak görmesinden kaynaklanır. Ona göre bu toplumdan kaçmak için hiç görülmemiş yerlere gidilmesi gerekir. Bu amacını, Fantastik Yolculuklar adlı eserinin önsöz niteliğindeki Sonbahar Sıkıntısı (Osenyaya skuka, 1833) bölümünde dile getirir ve okuyucusuna bu seyahatlerin gerçekleşmesinin olanaksız ve saçma olduğunu söyler: Fakat seyahat bitti, sizleri oldukça memnun edecek bir aptallık yapıldı. Ortak bir eğlencemiz olsun diye sizlerle bu aptallıklarımı üç parçada paylaşmaya hazırım Vinogradova, a.g.y., Senkovski, O. İ. (1989). Soçineniya Barona Brambeusa. Moskova: Sovetskaya Rossiya, Anonim, (1977). Vzglyad skvoz stoletiya. Russkaya fantastika XVIII i pervoy polovinı XIX veka. Moskova: Molodoya gvardiya, Senkovski, a.g.e., 36

73 64 Bu doğrultuda öncelikle Arayış İçindeki Bir Ruhun Serüvenleri (Pohojdeniya odnoy revijskoy duşi,1834) ni ele alacağız. Bu öyküsünde Senkovski bir doğubilimci olarak Doğu kültürünün bir parçası olan Hint mitolojisine ait ögeler kullanmıştır yılında Novosel ye adlı dergide yayımlanan Arayış İçindeki Bir Ruhun Serüvenleri (Pohojdeniya Odnoy Revijskoy Duşi), Önsöz (Predisloviye), Megedetay-Korçin-Ugelyukçi nin Ruhu Hakkında Çağrı (Şastra o Duşe Megedetay-Korçin-Ugelyukçi) ve Tehlikeli Bir Bilginin Yaftası (Yarlık Opasnogo Znaniya) adlı üç bölümden oluşmaktadır. Önsöz kısmında öykünün seyrini oluşturan Buda inancı hakkında bilgi verilir. İkinci bölümde Dalay lama Megedetay- Korçin-Ugelyukçi nin ruhunun Buda ile konuşmaları ve arayış içindeki ruhun günahlarından arınması amacıyla bu serüvene başladığı aktarılır. Üçüncü bölümde ruhun Elbruz Dağı nda başlayan ve reenkarnasyon inancı doğrultusunda farklı bedenler arasında gerçekleştirdiği serüvenleri yer almaktadır. Serüvenlerine başlamadan önce, aslında Baron Brambeus un ruhu olduğu eserin sonunda ifade edilen dalay lamanın arayış içindeki ruhu, Sakyamuni (Buda) tarafından Rusya da Budizm inancının yaygın olduğu tek yer olan Kalmukya dan Elbruz Dağı na gönderilir. Burada Kürmez Han hükümdarlığını sürdürmekte ve emrindeki ruhları yeryüzündeki farklı bedenlere göndermektedir. Moğol mitolojisinde Hormosta olarak adlandırılan Kürmez Han, Türk ve Altay mitolojisinde körmös olarak bilinen yer altındaki ruhların önderi olarak bilinmektedir. 168 Öyküde Kürmüz Han Kafkas mitolojisinde önemli bir yere sahip olan ve tepesinde ölümsüzlük suyu bulunan 169 Elbruz dağında yaşayan yüce bir Tanrı olarak betimlenir ve bu dağda yaşayan diğer tanrıların lideri konumundadır. Anlatıcının maceraları pek çok ruhun bir araya geldiği bu mitolojik Elbruz Dağı nda başlar. Burada Antik dönem filozoflarından Pisagor un ruhu karşısına çıkar. Pisagor un ruhu, bir dalay lamanın ruhu ile reenkarnasyon üzerine bir tartışma içerisindedir. Pisagor a göre bir ruh kendini bir filozofun ya da verimli bir hayvan olan ineğin bedeninde bulacaktır. Dalay lamaya göre ise ruh, kendini bir köpeğin bedeninde bulabilir. Dalay lamanın bu düşüncesinde reenkarnasyon doğrultusundaki derece sınıflandırmasına göre köpeklerin diğer hayvanlardan 168 Karakurt, D. (2011). Türk Söylence Sözlüğü, Açıklamalı Ansiklopedik Mitoloji Sözlüğü. e-kitap, Adiloğlu, A. (2007). Karaçay-Malkar Nart Destanı. Turkish Studies, Volume 2/1 Winter, 215

74 65 daha üstün 170 olması ve mitolojide köpeğin tanrıların elçisi, merhumların ruhunun önderi 171 olarak görülmesinin rol oynadığını düşünmek mümkündür. Ayrıca Pisagor ve Dalay lamanın reenkarnasyon üzerine konuşmaları, bu inancın sadece Budizm felsefesinde değil, Antik dönem felsefesinde de var olduğunu göstermektedir: Orada Buda doğmadan önce reenkarnasyon öğretisini yayan Pisagor un ünlü ruhunu ilk kez gördüm; benden kısa bir süre önce, galiba bir kediye hayat verdiği dünyadan buraya geldi. Pisagor un ruhu şu an anımsadığım kadarıyla, insanın en çok istediği yeniden doğuşun, ruhunun bir filozofun ya da ineğin vücuduna girmesi olduğunu kanıtlayarak, Moğol bir lamanın ruhuyla hararetli bir tartışma içindeydi. Lama ise iyi bir insanın köpeğin bedeninde yeniden doğmaktan daha iyi bir şey isteyemeyeceğini iddia ediyordu. 172 (Тут в первый раз увидела я знаменитую душу Пифагора, который еще до рождени Шеккямуни проповедовал учение о переселении душ; она незадолго до меня прибыла туда с земли, где, кажется, одушевляла кота. Дух Пифагоров, как тепер помню, жарко спорил с душою одного монголского ламы, доказывая, что для человека самым вожделенным перерождением должно почитаться перевод души его в тело философа или в корову, тогда как душа ламы утверждала, что добродетельный человек не может желать себе ничего лучше перерождения в собаку.) Bu nedenle anlatıcı ruh, Kürmez Han dan kendisini bir köpeğin bedenine göndermesini ister. Ancak bu isteği yerine getirilmeden önce farklı hayvanların bedenlerine de gönderilecektir. İlk önce Hindistan da bir meşe odununun ruhuna gönderilir. Anlatıcı, Slav inanışında gücü sembolize ettiğinden önemli bir yere sahip olan ve çar meşe olarak adlandırılan 173 meşe ağacına girerek o ülkede üstün bir mevkiye sahip olacağını düşünür. Ancak bu düşüncesi gerçekleşmeyen ruh, hayal kırıklığına uğrar, çünkü Ruslar için önemli bir yere sahip olan meşe ağacı Hindistan da herhangi bir anlam ya da önem ifade etmemektedir. Faydalı hiçbir şey yapmadan boş bir şekilde geçirdiği yaşamın sonucu olarak, yerinden kımıldamayacak bir cismin içerisinde kalakalacaktır: Bu, yeryüzü üzerindeki ilk meşe ağacı ormanıydı. Hindistan da bulunuyordu ve bu zamana kadar varlığını sürdürdü. Kader zavallı ruhlarla böyle oynuyor! İnternet: de alınmıştır. 171 İnternet: ie/ohotnik_ohrannik_i_mifologicheskiy_geroy_kakuyu_rol_igrala_sobaka_v_istorii/15/?wap da alınmıştır. 172 Senkovski, a.g.e., Uzelli, G. (2016). Slav Mitolojisi, İnanışlar ve Söylenceler. İstanbul: YKY, 92

75 66 Elli yıl bir aptalın bedeninde kabahatsiz bir şekilde oturduğum için odun olarak belki de bin sene ya da daha fazla kalmak gerekiyordu. 174 (То был первый дубовый лес на земле: он находился в Индии и существует по сю пору. Так судьба играет бедными душами!...за то, что я безвинно просидела пятьдесять лет в дураке, пришлось быть поленом, может статься, тысячу лет и более.) Meşe ağacından çıkan ruh, arayışlarını devam ettirerek Çin de bir pirenin bedenine, daha sonra da farklı hayvanların bedenlerine girer. Hiçbir bedende aradığını bulamayarak Elbruz Dağı na geri döner ve istediği üzere bir köpeğin bedenine gönderilmesine karar verilir. Ancak Kürmez Han anlatıcı ruhun girmeyi bu kadar çok istediği ve önemli gördüğü köpek bedenini, ismi köpek anlamına gelen Nogay Han ın bedeni olarak anlar ve yanlışlıkla onu ismi Moğolca Nogay- Han ve Tatarca Köpek-Han olarak bilinen 175, Altın Orda devletinin hükümdarı Nogay Han ın bedenine gönderir. Rusya nın yaklaşık üç yüzyıl hâkimiyeti altında yaşadığı Altın Orda hükümdarlığı altında yabancılık çekmeyeceğini, sakin bir hayat sürdüreceğini düşünür, fakat durum umduğu gibi olmaz. Nogay Han ın bedeninde olduğu için Altın Orda yı yönetmekle görevlidir ve hem kültürel açıdan hem de devlet yapısı itibarıyla yabancı olduğu bu yerde Türkler ona oldukça farklı gelir. Türkler hakkında olumsuz bir portre çizerek bu ülkede paranın manevi değerlerden üstün görüldüğü izlenimini edinir. Nirvana ya ulaşmak amacıyla kendini bütün yanlışlardan uzak tutmaya çalışan anlatıcı, erdem, dürüstlük, adalet gibi kavramlara para ile sahip olunmasını oldukça yadırgar. Yadırgadığı bu durum aslında Rus toplumundaki düzeni de yansıtmaktadır ve yazarın Türkler hakkındaki bu olumsuz ifadelerinin arkasında Rus toplumunu eleştirdiğini düşünmek mümkündür: getirirler. Erdem mi gerekli? 10 kapiğe, nereye koyacağımızı bilemeyeceğimiz kadar Gerçeğe mi ihtiyacımız var? Yüz kapiğe herkes size gerçeği, iki yüz kapik içinse, tüm gerçeğin yalan olduğuna yemin eder Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 375

76 67 (Нужна ли нам была добродетель? -за десять копеек приносили к нам столько, что мы не знали, куда девать ее. Требовалась ли нам истина? -за двести копеек все говорили правду, а за двести других клялись, что вся эта истина- ложь.) Burada da mutluluğa ulaşamayan ruh, nihayetinde Rusya da bir Rus köylüsünün bedenine girer. Burada Buda öğretisi doğrultusunda çalışkanlığa, ahlaka ve yoksul ama huzurlu bir hayata kavuşan anlatıcı, sonunda mutluluğu yakalamış olur: Başarımdan dolayı bir Rus köylüsünün bedenine yerleştirildim. Fakirlik içerisinde, fakat ihtiraslardan, sorunlardan uzak ve hep huzur içinde bir yaşam sürüyorduk. Hayatımda hiçbir zaman bu sağlıklı ve çalışkan bedende olduğum kadar neşeli ve mutlu olmamıştım. 177 (Я была, за отличие, переселена в русского мужика. Мы жили в бедности, но без хлопот, без страстей и всегда припеваючи. Никогда не была я так весела и счастлива, как в этом здоровом и трудолюбивом теле.) Arayışları sonunda kendini bir Rus köylüsünün bedeninde bulan anlatıcı ruhun, edebiyat dünyasına da değindiği ve bu doğrultudaki fikirlerini dile getirdiği görülür. Arayışını tamamlamadan önce ünlü bir yazarın bedenine girdiğinde, akıllı ve çalışkan birinin vücudunda yer aldığı için sevinç duyar. Ancak toplumun ona yaklaşımını gördüğünde hayal kırıklığına uğrar, çünkü insanlar akla, bilgiye ve deneyime önem vermemekte, farklı fikirlere karşı kapalı bir şekilde yaşamlarını sürdürmektedirler: Üne kavuşunca, geriye sadece ünlü olmanın tatlı meyvelerinin tadını çıkarmanın kalacağını, her şeyin bittiğini düşündüm: bu düşüncelerimde yanılmışım. Tam da bu andan itibaren ıstıraplarım başladı: ünümü korumak zorundaydım!.. İnsanlar ne akla ne deneyime ne de kendi gördüklerine inanıyordu ve ünümün onları kör bir çocuğu taşır gibi elinden tutup hayatın kıvrımlı yollarından taşımasını, onlardan yana görmemi, düşünmemi ve hareket etmemi istiyorlardı. 178 (Достигнув знаменитости, я полагала, что все кончено и что мне остается только вкушать сладкие плоды славы: я крепко ошибалась в 177 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 347

77 68 этом отношении. С того только времени и начались мои мучения: я должна была поддерживать свою знаменитость!.. Люди не верили ни уму, ни опытности, ни даже своим глазам и хотели, чтобы моя знаменитость вела их по излучистому пути жизни за руку, как слепого ребенка, чтоб я за них видела, думала решала и действовала.) Halkın eğitime, bilgiye ve akla karşı bu ilgisizliğini gören Buda, Hint mitolojisinde okuma-yazma tanrıçası olarak bilinen Manjuşri yi insanları eğitmesi ve aydınlanma dönemini başlatması için yeryüzüne gönderir. Onun görevi eserde şöyle tanımlanır: Okuma-yazma tanrıçası müthiş bir koşuşturma içindeydi: öteki uçtaki insanlara birdenbire Tibet alfabesini ve bilimi öğretmesi, akademiyi kurması, onlardan büyük yazarlar ortaya çıkarması ve ileride de insanlar için henüz var olmayan Sözlü Edebiyat Tarihi ni oluşturması gerekiyordu. 179 (Богиня грамоты была в ужасных хлопотах: она принуждена была в одно и то же время и учить людей того уголка тибецкой азбуке, водворять у них науки, заводить академии; делать из них чучелы великих писателей и наперед уже сочинять для них «История словесности», которой еще не было.) Manjuşri nin yeryüzüne gelmesi, yani Aydınlanma dönemine girilmesi ile birlikte toplumdaki okuma yazma oranı artmaya, edebiyat alanında gelişmeler yaşanmaya başlar. Sanat ve edebiyat alanında meydana gelen gelişmelerin beraberinde eserler üzerine tartışmalar ve eleştiriler ortaya çıkar. Nitekim bu tartışmalar edebi ve bilimsel çalışmaları ileriye taşıyacak nitelikte değildir ve daha ziyade, yazarların birbirleriyle çekişmelerinden oluşur. Yazarın burada edebiyat alanında sürekli bir rekabetin yer aldığını, dolayısıyla edebi açıdan değerli eserlerin az sayıda olduğunu söylemek istediği düşünülebilir: Toplumda iğneli ve zarif eleştiri üzerine hararetli tartışmalar, tumturaklı övgüler, edebiyat dedikoduları ve kulis entrikaları, tek kelimeyle, aceleye gelen aydınlanmanın bütün işaretleri belirdi. Fakat aydınlanma ileriye dönük küçük bir adım dahi sağlamadı ve ancak üç dört kitap okumaya değerdi. 180 (В обществе появились жаркие споры об изящном, колкие критики, напыщенные похвалы, литературные сплетни и заклусные интигрии: словом, все признаки суетящегося просвещения -но просвещение не делало ни малейшего шагу вперед, и всего едва три или четыре книги были достойны чтения.) 179 Senkovski, a.g.e., Senkovski, a.g.e., 351

78 69 Reenkarnasyon inancı doğrultusunda Moğolistan, Çin, Hindistan gibi çeşitli ülkelere giderek, farklı hayvanların ve insanların bedenlerine giren bu ruhun, kendini mutlu hissedeceği ve ait olabileceği bir beden aradığı görülmektedir. Çeşitli ülkelere ve bedenlere gerçekleştirdiği yolculuğu Rusya da son bulur. Mutluluğu Rusya da bir Rus köylüsünün ruhunda buluyor olması, anlatıcının kendini Rusya ya ve Rus ruhuna ait olarak gördüğünü düşündürmektedir. Ayrıca, Hint mitolojisinde okuma-yazma tanrıçası Manjuşri nin toplumda aydınlanma hareketini başlatmasına karşın edebiyat ve sanat ile ilgili sorunların bitmediğini dile getirerek eğitimin, edebiyat dünyasındaki sorunlara bir çözüm olmadığını vurgulamak istediği düşünülebilir yılında Peterburg ta basılan Medvejiy Adası na Bilimsel Bir Seyahat (Uçyonoye puteşestviye na Medvejiy ostrov) te ise Batı bilimine duyulan hayranlık ve ahlaki değerler üzerine eleştiriler yer alır. Anlatıcı Baron Brambeus, Göttingen Üniversitesi nde felsefe alanında doktor olan arkadaşı Şpurtsmann ile birlikte Sibirya bölgesinde tufan öncesi yaşayan insanlara ait izler bulmak için seyahate çıkar. Sibirya da onları yedinci dereceden bir memur olan İvan Antonoviç Strabinski karşılar. Lena Nehri nin kıyısında Strabinski rehberliğinde ilerlerken, anlatıcı buradaki izlenimlerini aktarır. Lena Nehri nin kenarında bulunan sarp kayalıklar şatoları, kiliseleri ve kuleleri andırmaktadır. Bu manzara, Baron Brambeus a göre, Nil Nehri nin manzarasını anımsatır ve Rusya nın en uzun nehri olan Lena yı Sibirya nın Nil i olarak adlandırır: Teselli edici bir hülyanın çekimine kapılarak, Lena da kadim Sibirya Nil ini ve tapınağı andıran kayalıklarında tufan öncesi ihtişamın yıkıntılarını ve kıyılarına yerleşmiş halkların ne kadar eğitimli olduklarını gördüm. 181 (Предаваясь влечению утешительной мечты, я видел в Лене древний сибирский Нил и в храмообразных ее утесах развалины предпотопной роскоши и образованности народов, населявших его берега.) Anlatıcı, bu benzetme ile olayların Mısır kültürüne ait unsurlar etrafında gelişeceği mesajını verir gibidir. Nitekim, Baron ve doktor Şpurtsmann, bu toprakların dünyanın varoluşundan beri Sibirya olmadığı düşüncesine varır. Burada Mısır hiyerogliflerinin bulunmasını, farklı ve uzak coğrafyalarda yer 181 Senkovski, a.g.e., 66

79 70 almalarına karşın kadim Mısır kültürünün ve biliminin Sibirya ya kadar yayılmasının bir sonucu olduğunu düşünürler. Lena Nehri nin yatağı dışında kalan Medvejiy Adası nda Yazılı Oda (Napisannaya Komnata) adında bir mağara olduğuna ve bu mağarada Mısır hiyerogliflerinin yer aldığına dair bilgi edinerek buraya gitmek üzere yola çıkarlar. Zorlu bir yolculuğun ardından adaya ulaştıktan sonra mağaraya girip, Baron ve arkadaşı yazıları incelemeye başlar. Buradaki yazıların tufana tanıklık eden ve tufan sonrası sağ kalan tek insan tarafından yazıldığını tespit edip, Tufan Öncesi Yaşayan Son İnsanın Notları başlığı altında bir derleme oluşturmaya karar verirler. Baron, Mısır hiyerogliflerine benzettikleri yazıları ünlü mısırbilimci Jean-François Champollion ( ) un hiyeroglif gramerine göre okumaya başlar. Duvardaki yazıların bu bölgede daha önce yer alan ülkenin hükümdarı Şabahubosaar tarafından yazıldığına dair bilgiler bulunmakta ve bu ülkenin ne kadar güçlü ve zengin bir ülke olduğundan bahsedilmektedir. Bahsedilen bu ülkede bir savaş sürmektedir, fakat ülkede insanlar kayıtsız ve kaygısız bir şekilde eğlenmektedir. Anlatıcının değindiği bu nokta, A. A. Bestujev-Marlinski nin Yedi Mektup Halinde Bir Roman (Roman v sem i pis mah, 1823) adlı eserinin konusunu çağrıştırmaktadır. Marlinski nin eserinde de ülkede savaş sürerken bu duruma kayıtsız kalan eğlence peşindeki sosyete toplumu eleştirilmektedir. Senkovski nin öyküsündeki anlatıcı, bu kayıtsız toplumu şöyle betimler: yılının 10. gününde gökyüzünün kuzeydoğusunda küçük bir kuyruklu yıldız belirdi. O zaman Huhurna daydım. Akşam eşsizdi; sayılamayacak kadar kalabalık insanlar neşeli ve endişesiz bir şekilde Lena nın mermer kenarında geziyorlardı ve insanlar varlıklarıyla Lena yı canlandırıyorlardı. 182 (В 10-й день сего года в северо-восточной стороне неба появилось небольшая комета. Я тогда находился в Хухурне. Вечер был бесподобный; несметное множество народа весело и беззаботно гуляло по мраморной набережной Лены, и лучшее общество столицы оживляло ее своим присутствием) İnsanların kayıtsızca yaşadığı ve eğlendiği başkent Huhurna da bayanların toplumda önemli bir yere sahip olduğu da bu yazılardan öğrenilir. Soylu kesime mensup bayanların giyim tarzı duvar yazılarında şu şekilde aktarılır: 182 Senkovski, a.g.e., 79

80

Modern Güney Azerbaycan Edebiyatı

Kalemci, Z. (2017). Çocuk ve gençlik edebiyatı eserlerinin millî kültürün benimsenmesine etkisi, IV. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu: Bildiriler, 20-21 Ekim 2017 (ss. 471-476). İstanbul: [Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Yazarları Birliği]. ÖZET Çocuklar kendi kültürlerine dair pek çok şeyi kitaplar aracılığıyla öğrenirler. Bu sebeple çocuk kitaplarının kültürel ögeleri doğru bir şekilde aktarması çok önemlidir. Her çocuk kendi kültürüyle ilgili bilgi sahibi olmalıdır. Çocukların halk hikâyeleri ve masalları, destanlar, şiirler gibi çeşitli yazın türleriyle kendi kültürlerini tanımaları sağlanmalıdır. Çocuklar kendi kültürleri hakkında bilgi sahibi olduktan sonra dünyada var olan diğer kültürlerle tanıştırılmalıdırlar. Çocuklar fantastik ögeler içeren, kahramanlıkların anlatıldığı destansı eserleri okumaktan keyif alırlar. Bu tip eserlerin devamlı haraket halinde olması, birlik beraberlik ve dayanışmayı işlemesi; bir gruba dahil olma, sevgi, liderlik, başarma, oyun ve değişiklik ihtiyacını tatmin etmesi ve sürükleyici olmasından ötürü çocuklar tarafından tercih edilmektedir. Ancak, bu tip sevilen eserler genellikle yabancı yazarlar tarafından üretilmektedir. Bir edebi eserin amacı kültürel ögeleri tanıtmak olmasada, eser yazarının kültürüne ait ögeler barındırır. Her yazar ister istemez kendi kültürüne ait ögeleri eserlerine yansıtır. Yabancı yazarların ürettikleri yayınlar her ne kadar başarılı eserler olsalar da, çocuklarımızın kendi kültürlerini tanımalarında yetersiz kalmaktadır. Bu sebeple, çocuklara kendi kültürlerinden yazarların eserleri okutulmalıdır. Zengin kültürümüze ait destan, masal ve hikâye gibi eserlerin de çocuk edebiyatı eserlerimize konu edilmesi gerekir. Bu kapsamda yerli yazarların kültürümüze ait ögeler içeren eserler üretmesi teşvik edilmelidir. ABSTRACT Children learn many things about their own culture through books. . So it is very important for children’s boks to transfer the cultural elements correctly. Every child should have the knowledge about their culture. Children should be able to recognize their own culture with various literary genres such as folk tales and epics, poems. Children have to be introduced to other cultures that exist in the world once they have knowledge of their own cultures. Children enjoy reading epic works of fantasy, including heroic tales. The reason of why children choose this type of work is, they have constant action, process unity and solidarity and satisfying, the need for being in a group, love, leadership, achievement and change. This type of popular works are usually produced by foreign authors. Although the purpose of literary work isn't promote the cultural objects, it's definitely has information about authors culture. Each author willingly or unintentionally reflects his or her own cultural objects. Although the publications produced by foreign authors are successful works, they are insufficient for our children to recognize their own culture. For this reason, children should be taught the works of authors from their own cultures. Our cultural values such as epics, fairy tales and stories must be the subject of our children's literatureworks. In this context, domestic authors should be encouraged to produce artifacts containing cultural and mental elements. In this study, which is a qualitative study, the general screening model is used. The data were collected by observation and documentary scanning technique. Some of the resources examined within the scope of the study have been chosen as examples because of their quality.

Эпизоды

  • Feride Çiçekoğlu; yazar, senarist, mimar, akademisyen, editör, vakıf yöneticisi... Pek çok okuyucu ya da izleyici içinse adı, kendi gerçek hikâyesini yazdığı "Uçurtmayı Vurmasınlar" ile özdeşleşti...

    Hatta sevdiğim bir kısa özgeçmişinden alıntılayayım:

    "ODTÜ Mimarlık Fakültesi, Pennsylvania Üniversitesi, Mamak Askerî Cezaevi ve Ankara Merkez (Ulucanlar) Cezaevi’nden mezun.

    Sonuncusuna borçlu olduğu Uçurtmayı Vurmasınlar sayesinde sinemaya yöneldi.

    Halen İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü’nde en sevdiği iş olan öğretmenliğe devam ediyor. Kitapları Can ve Metis’te yayımlanıyor."

    Feride Çiçekoğlu ile deneyimlediği pek çok işi, yakın tarihi, geleceği, çocukları, gençleri, zamanı, şehri, yazını ve çok daha fazlasını konuştuk. Çok içten, gülümseyen bir sohbet sizleri bekliyor...

  • Bu bölümde konuğum tasarımcı, illüstratör, Alametifarika Reklam Ajansı'nın kurucu ortağı, öğretim görevlisi Uğurcan Ataoğlu.

    Her şey bir yana gerçek anlamda iyi biri.

    Sırasıyla Reklam Moran, Yorum Ajans ve Young&Rubicam/Reklamevi'nde art direktör ve kreatif direktör olarak çalıştı.

    Amblem, logotayp, afiş, basın kampanyası, illüstrasyon, ambalaj, kitap tasarımı, kitap kapağı, cd tasarım ve tipografi gibi grafik tasarımın bütün dallarında işler üretti.

    Bülent Erkmen önce hocası, sonra patronu ve ustası oldu. Serdar Erener’le Reklamevi’nde tanıştı.

    90’lı yıllarda en çok kristal elma kazanan ajansın kreatif direktörleri onlardı. Birkaç kuşağı etkileyen reklamlar yaptılar.

    Yaş aldıkça memleketi Ordu'ya, geçmiş hikayelere ve onları anlatmaya ilgisi de arttı, pek çok kitap çıkardı.

    Suskunluğuyla meşhur Uğurcan Ataoğlu'nun en çok konuştuğu 55 dakika sizlerle...

  • Пропущенные эпизоды?

    Нажмите здесь, чтобы обновить ленту.

  • Bu bölümde konuğum hem başarılı bir girişimci, hem de Türkiye'nin en aktif melek / tohum yatırımcılarından biri; Fırat İşbecer.

    Fırat ile hem girişimcinin hem de yatırımcının, nasıl olunur ve olunmazını konuştuk.

    Sohbete, abisi Fatih İşbecer ile kurup büyüttükleri, Türkiye'de 'start-up' kavramı yeni yeni telaffuz edilirken çok genç yaşlarında sattıkları şirketlerinden başladık, ardından pek çok başlık açtık... Birkaçını yazayım:

    Girişimcilik için bugün hangi alanların önü açık?

    Yatırımcılık bir iş mi?

    Bir girişimcinin yapmaması ve mutlaka yapması gerekenler neler?

    Girişimcilikte fikrin, tutkunun, eylemin yanı sıra zamanlama, şans, iyi hazırlık, lokasyon gibi faktörlerin rolü ne?

    Melek yatırımcılık nedir? Tohum yatırım nedir?

    Türkiye'de yatırımcılık atmosferi nasıl? Hangi yönlerimiz güçlü?

    Pazar yaratmanın zorluk ve güzellikleri nelerdir?

    Ortaklık kurulurken nelere dikkat etmeli?

    Daha pek çok konu bu bölümde...

    Bir iş kurmak, geliştirmek ya da belki yatarım yapmak istiyorsanız mutlaka dinleyin; ama ilginiz olmasa da zihninizi açacak bir bölüm, tavsiye ederim.

  • Bu bölümde konuğum bir otomobil yarışçısı; dünyada espordan çıkıp Formula'ya geçen ilk ve tek pilot Cem Bölükbaşı.

    Cem, Nasıl Olunur'un en genç konuklarından biri... Çocukluğunda motocross ve carting yapmış, sonra sanal ortamda otomobil yarışlarına merak salmış, orada ödüller alıp adını duyurmuş biri.

    Bölükbaşı ile okul hayatıyla sanal ve gerçek sporu bir arada yürüttüğü yılları, sanal yarışlardan gerçek yarışlara geçiş öyküsünü, F1, F2, F3, F4, ralli ve Süper Formula farklarını, gerçek yarış ortamını, şimdilerde takımı nedeniyle bulunduğu Japonya'yı, bir yarışçının bir gününün nasıl geçtiğini, aile-arkadaşlar-sosyal medya-sponsorluk ilişkilerini, kazanmayı-kaybetmeyi ve daha pek çok enteresan mevzuyu konuştuk...

    Cem Bölükbaşı ile hızlı, enerjik ve güleç bir sohbet sizleri bekliyor...

  • Bu bölümde konuğum bir girişimci; markalar ve görme engelliler için özgürlük teknolojileri geliştiren Blindlook'un iki kurucu ortağından biri, Sadriye Görece...

    Sadiye'yle Blindlook'tan, girişimcilikten, "yaparsın ve yapamazsın"lardan, Türkiye'de ya da başka ülkelerde görme engelli olmaktan, genç yaşta kendini bulmaktan, birey olabilmekten ve daha pek çok şeyden bahsettik.

    Sadriye'nin bir ara programı ele geçirip "Beni nasıl biri olarak tahmin edersiniz?" oyununu başlatması, ikimiz için de gülümsetici oldu! Dinleyiniz.

  • Bu bölümde konuğum bir müzikolog... Müzisyen, yazar, öğretmen ve müzik eleştirmeni Filiz Ali.

    23 yıl boyunca radyo, 33 yıl boyunca televizyon programcılığı, pek çok gazete için de müzik eleştirmenliği yapan Ali, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nun genel sanat yönetmeni de oldu, Mimar Sinan Üniversitesi Müzikoloji bölüm başkanı da... Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi'nin kurucusu ve direktörü olan Filiz Ali, hâlâ genç öğrenciler yetiştiriyor.

    Ali ile müzikolojiden çocukluğuna, babası Sabahattin Ali'den genç müzisyenlerin eğitimine pek çok konudan konuştuk, Türkiye için de hafif dertlendik...

    Müzikle ilgili pek çok önemli kişiyi andığımız, Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi'nden özellikle söz açtığımız, Sabahattin Ali'yi yad ettiğimiz, genç müzisyenler için de faydalı olabilecek bu bölümü kaçırmayın.

  • Bu bölümde konuğum mimar, eğitimci ve mimarlık eleştirmeni Prof. Dr. Celal Abdi Güzer.

    ODTÜ Mimarlık Bölümü öğretim üyesi Güzer, dersleri, kitapları ve eleştiri yazılarının yanı sıra Youtube'da yayınlanan "Kalebodur- Mimarlar Konuşuyor" adlı seriyle de mimarlığa ve mimarlık eleştirisine dair esaslı bir külliyat oluşturmakta. Güzer ile deprem öncesinde buluşup çok keyifli bir söyleşi yapmıştık...

    "İyi bir mimar ya da mimarlık eleştirmeni nasıl olunur"dan Türkiye'de bu alanların durumuna, star mimarlıktan şehirlerimize, sosyal medyanın mimarlığa etkisinden akademisyenliğe çok zengin bir sohbet sizleri bekliyor.

  • Enis Ayar, yaklaşık 80 yıl önce gözlerini Karadeniz'e, kollarını dünyanın dört bir yanındaki güzelliğe, doğaya, iyiliğe açmış şahane bir adam.

    O, en meşhur kent ünlülerinden; insana "Keşke bende orada doğsaydım" dedirtecek 'frekansta' bir Ordulu.

    O, hem hayattan keyif almasını bilen bir ehl-i keyif; hem de 'çevrem iyi olmadan ben iyi olamam' diyen doğa, kent âşığı bir eylemci. Herkesin üstünü örtmeden, uyuduklarını görmeden uyuyamayanlardan

    Karadeniz Sahil Yolu'nun Ordu'da sahilden geçmeyişinden efsanevi Vosvos Şenlikleri'ne, Yason Kilisesi'nin temizlenip kurtarılmasından, Kurul Kayalıkları'nda Kibele heykelinin bulunmasına Ordu'ya ait pek çok güzellikte o ve arkadaşlarının payı var. Henüz tanımıyorsanız, ehl-i keyif bir tatlı direnişçiyle, Enis Ayar ile tanışın...

    (Enis Ayar da meslek çok, macera çok, uzun yıllar var. Bazen ben çok araya giriyor, onun hayatını ben anlatıyormuş gibi oluyorum ama bir yayında toparlayabilmek adına. Yoksa onun diliyle ne dinleseniz gülümsüyor, duygulanıyor ve "Ne güzel insanlarımız var" diyorsunuz. İyi dinlemeler.)

  • Bu bölümde iki konuğum var, ikisi de şehir plancısı, akademisyen; Doç.Dr. Meltem Şenol Balaban ile Osman Balaban.

    ODTÜ'de görev yapan bu iki değerli eğitimcisiyle başlıca şu konuları konuştuk:

    Şehir planlama nedir?Türkiye'de şehirler plansız mı?Planlı şehirler plansız gibi görünür ya da hissettirir mi; neden? Kentlerimiz deprem, sel ve benzeri tehlikelere karşı niye bu derece kırılgan?Şehir planlama eğitimi nasıldır? Şehir plancıları ne tür dersler alırlar, mezuniyet sonrasında nerelerde çalışırlar?Bir kent nasıl, kimlerle planlanır?Kötü kentlerin sorumlusu kimlerdir?İyi planlanmış bir kent nasıldır; örnekleriTürkiye'deki deprem bölgeleri nasıl yeniden sağlıklı, güvenli şehirlere dönüşür...

    Bu ve çok daha fazla sorunun yanıtını Balaban çifti veriyor...

  • Bu bölümde konuğum çağdaş sanat dünyasının Türkiye'deki en önemli isimlerinden biri; küratör, yazar, eğitimci ve eleştirmen Beral Madra.

    Sanata azıcık bile olsa ilgi duyan herkesin dinlemesini isteyeceğim bir bölüm bu. Ülkemizde bienale bienal, küratöre küratör denmediği yıllarda Türkiye'de çağdaş sanat ortamı nasıldı, dünün ve bugünün sanat ortamını Beral Madra'dan dinliyoruz...

    Aralarında Türkiye Cumhuriyeti’nin ütopyasını kurmaya çalışan insanların ağırlıkta olduğu bir ailede yetişmiş biri; sanata eğilimli, Alman Lisesi'nde eğitim görmüş, üzerine arkeoloji okumuş, ziraat mühendisi-sanatçı Teoman Madra'ya âşık olup Ayvalık'ta yaşamış... Göçler, Cumhuriyet ütopyası, İstanbul, Ayvalık, sanat dünyası, dün ve bugün...

    Bölümü "Küratör nedir, ne yapar?" sorusunun yanıtıyla açtık, farklı dönemleriyle Türkiye ve sanatı ve bazı sorunları da konuştuk, genç sanatçı ve küratörlere yol haritası da çizdik, özel sektör ve devletin rolünü de ortaya koyduk...

    Tabii deprem öncesiydi bu kayıt, belki konuştuğumuz halden geriye düştük. Fark etmez; kıymetli bir bölüm, dinleyiniz.

  • Bu bölümde konuğum senaryo yazarı, oyuncu ve gazeteci Gülse Birsel.

    “Dergici” tabirini kullanmak garip geldi ama yazarlık hayatına, dergilerde habercilikle başlayan biri Birsel.

    Dergilerde muhabirlik, editörlük, yazarlık ve yayın yönetmenliği de yapan Gülse Birsel ile söyleşiye, ailesinden, okul hayatından ve dergi günlerinden konuşarak başladık… Sonrasında, ilgili olanların “ders gibi notlar alarak” dinleyebileceği bir “Komedi senaryosu nasıl yazılır” sohbeti yaptık. Arada, Aktüel Dergisi’nden Avrupa Yakası’nın ilk günlerine bir “yakın tarih” kaydı da aldık…

    Not: Bu yayın Kahramanmaraş depreminden önce çekildi.

  • Konuğum Türk Gastroenteroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Dilek Oğuz.

    Gastrit, ülser, hazımsızlık, gaz, reflü, şişkinlik; pek çok insan bu rahatsızlıklardan muzdarip ama genel geçer bilgilere sahip...

    Dilek Hanım ile gastrit üzerine bir söyleşi yapmış, sade ve anlaşılır anlatımına, bilgisine hayranlık duymuştum. Deprem öncesi söyleştik. Yayını haftalar sonra dinlerken şu anda deprem bölgesinde yaşananlarla, yakın gelecekte mide rahatsızlıklarının da ne kadar yaygın olacağını düşündüm. Umarım çok kişi için bilgilendirici ve faydalı bir yayın olur.

    Yüksek İhtisas Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi,

    Güven Hastanesi Gastroenteroloji Bölüm Başkanı Dilek Hanım ile ana hatlarıyla şu konulardan söz açtık.

    Gastrit, ülser, hazımsızlık, gaz, reflü, şişkinlik; nedir, nasıl tedavi edilirler?Helikobakter pilori nedir? Hangi şartlarda kendini gösterir?Stresin mide ve bağırsağa etkisi nedir?Hangi yaş ve durumlarda sindirim sistemi rahatsızlıkları beklenir?Yiyecek-içecek günlüğü tutmanın faydaları nelerdir?Herkese uygun bir sindirim sistemi diyeti var mı? Reflü gibi rahatsızlıkların artış nedeni nelerdir?Nasıl iyi bir doktor ve eğitimci olunur?
  • Bu bölümde konuğum İnşaat Mühendisi, İstanbul Teknik Üniversitesi'nde (İTÜ) Yardımcı Doçent Dr. Fatih Sütçü. Doktora çalışmasını Japonya'daki Tohoku Üniversitesi’nde “İleri Yapı Teknolojileri ile Depreme Dayanıklı Tasarım: Sönümleyici Tasarımı” konusunda yapmış olan Sütçü, İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü ve İnşaat Fakültesi'nde öğretim üyesi.

    Hâlâ depreme karşı yenilikçi güçlendirme yöntemleri ve deprem yalıtımı (sismik izolasyon) konularında, uluslararası işbirlikleri ile gerçekleştirilen deneysel ve sayısal araştırma projeleri yürüten, dersler veren Fatih Sütçü ile Kahramanmaraş depremini, bize öğretmesi gerekenleri ve olası diğer büyük depremlere karşı nasıl binalar yapılması gerektiğini konuştuk...

    Şu başlıkları içeren, aydınlatıcı bir konuşma....

    Betonarme bir binanın depreme karşı dayanıklılığı nasıl kontrol edilir?Bu kontrolleri bizler nasıl yaptırabiliriz?Karot aldırma işlemi neden, nasıl yapılır? Güvenli midir?Deprem yalıtımlı, sismik izolasyonlu binalar nasıldır?Çok da konuşulmayan bir konu; zemin... Zemin-bina uyumu...Betonarme binaların 'ekonomik ömrü' ne kadardır? Depreme karşı güçlendirme yapmak ne gibi durumlarda mantıklıdır?Çok katlı, az katlı, 5-10 katlı... Deprem hangi binalara nasıl etki ediyor?Bitişik nizam yapıların depremdeki durumu nedir?Hasarlı bir binaya 'bakılarak' durumu anlaşılabilir mi?Niye son deprem yönetmeliğine uygun binalar öneriliyor?Nasıl iyi inşaat mühendisi olunur?
  • Bu bölümde konuğum dünya serbest dalış rekortmeni ve diyetisyen Şahika Ercümen. O konuştukça çok az şey bildiğiniz hissine kapıldığınız insanlardan biri Şahika...

    Bir kere kendi öyküsü tam bir "Nasıl Olunur" hikâyesi... Çocukken evden çıkamayacak derecede astım hastasıyken, bugün 6.5 dakika nefesini de tutabilen bir tüpsüz dalış ustası olmak, işinin en iyilerinden biri olmak, nasıl oldu?

    Dalıştaki tüm başarılarına rağmen, üniversite sonrasında diyetisyen olarak hayatına devam edecekken "son bir güzel hareket", "bir rekor için" sponsor arayan, bulamayınca giderlerini karşılamak için Fear Factor adlı yarışmaya katılıp birinci olan birinden bahsediyoruz... Sonra da kazandığı ödülle rekora çalışan ve Guinness Rekorlar Kitabı'na giren biri...

    Şahika Ercümen ile dünyada ve Türkiye'de denizlere yaptığı yolculuklardan "anda kalma" kavramına, onun için çok öğretici olan başarısızlıklardan herkesin keyifli sandığı garip zamanlara kadar pek çok konuyu konuştuk... Çok sürpriz, leziz bir bölüm; dinleyiniz...

  • Bu bölümde konuğum komedyen, ses sanatçısı, senaryo yazarı ve oyuncu Ata Demirer.

    Bu "tek kişilik dev kadro" ile annesinden tutkularına, deniz sevdasından insanları güldürme aşkına, gözlemciliğinden müzikle ilişkisine pek çok konuyu masaya yatırdık.

    Bursa Bülbülü filmi vesilesiyle Bursa’dan, vefadan da söz açtığımız bu bölümde, Demirer sağolsun şarkı da var, Metin Akpınar’dan İlber Ortaylı’ya pek çok sevdiğimiz ismin sesi de…

    -Klişe tabir burada gerçek oldu- “kâh güldüren kâh düşündüren” şahane bir Nasıl Olunur bölümü sizleri bekliyor.

  • Bu bölümde konuğum, avukatlığa 1963 yılında başlamış bir hukukçu Turgut Kazan.

    Dört dönem İstanbul Barosu başkanlığı da yapmış biri olan Kazan, Uğur Mumcu'dan Tarık Akan'a, Cem Karaca'dan Genco Erkal'a pek çok kişinin avukatı, yoldaşı olmuş biri...

    Kazan ile onu avukatlığa başlatan şartları, çocukluğunu, memleketi Adana'yı, bugünün hukuk düzenini, bazı önemli davaları, iyi bir avukatın 'olmazsa olmaz'larını ve mantar gibi çoğalan yeni nesil hukuk fakültelerini konuştuk...

    60 yıllık avukatlık tecrübesi dahilinde pek çok hukuksuzluğa şahit olsa da "En kötüsü bu dönem" diyen Turgut Kazan, "Korkmaz mıyım, korkuyorum" dese de, insanın içine ferahlık veren neşesi ve hayranlık uyandıran heyecanıyla konuştu... Dinleyiniz.

  • “Yaparım Bilirsin” albümüyle hayatımıza girdiğinde yıl 1993 idi. 30 yıl; ne yaparsa aşk ile yaptı. Müzisyen bir aileden gelen, 5 yaşından beri müzikle yoğrulan Kenan Doğulu, Türkiye’nin en sevilen sanatçılarından biri oldu.

    Doğulu ile çocukluğundan, ailesinden başlayarak “olma yolculuğunu”, zamansız eserler çıkarmanın ipuçlarını, nezaket, neşe, özen gibi kavramları konuştuk… Leziz bir bölüm sizleri bekliyor…

    Kenan Doğulu sahnesinden de kopya çekeyim; “Bu bölümü dinleyenlerin çocukları iyi okullarda okusun…”

  • Bu bölümde konuğum bir felsefeci, akademisyen ve çevirmen Ferda Keskin.

    Ferda Bey, aynı zamanda Türkiye'de Fransız filozof Michel Foucault'yla ilgili en yetkin isim.

    O, neredeyse çocuk yaşta felsefeci olmaya karar vermiş biri. Keskin'le onun felsefe yolculuğundan yola çıktık, "Felsefe bize ne katar?" sorusuna da yanıt aradık, "iyi yaşam" kavramıyla farklı felsefecilerin kurduğu ilişkiden de söz açtık...

    "Bu hayatta var olmanın endişesiyle nasıl başa çıkarız?" sorusundan da konuştuk soru sormanın öneminden de... "Bir düşünürün zihninin içine iskemle atıp oturabilmek mümkün müdür?"; hayali bile güzel... Yeni nesilden, eğitimden, "Foucault, Felsefe ve Fenerbahçe"den oluşan 3F'den, yemekten, sinema ve edebiyattan da konuştuğumuz dolu dolu bir bölümü kaçırmayın isterim...

    Sorumuz da güzel: Nasıl iyi felsefeci olunur?

  • Gazeteci Nurcan Akad'ın adıyla birlikte hep şu sıfat da gelir "Türkiye'de, bir ulusal gazeteye yayın yönetmenliği yapmış ilk kadın". E tabii mutlaka "medyada kadın gazeteci, yönetici olmak" mevzuları da konuşulur...

    Bilmeyenler için eksik kalırdı, "tadımlık" bu konulardan da söz açtık ama Akad'ın aile hayatından, operada başlayan iş yaşamından, bir dönemin Ankarasından, 'sol'dan, dostluklardan konuştuk. Ardından 'eski' nesil medya alışkanlıklarının "İyi ki son buldu" dediğimiz tarafları kadar, "Olmazsa olmaz" dediğimiz yanlarından da bahsettik. Nurcan Akad'ın "olduramadıklarından" da, "yeniden başlamalarından" da bahsederken hem iyi gazeteciliği hem iyi yöneticiliği tartıştık. Dinleyiniz...

  • Bu bölümde konuğum çocuk, genç ve yetişkin psikiyatristi Yankı Yazgan.

    Yazgan ile sohbete onun çocukluğundan başladık; "kendi krizini, başkaları için fırsata dönüştüren" babasından, iyi bir okur olmanın, okumanın, yazmanın, not almanın, dinlemenin, "senden istenmediği halde merak ve ilgiyle yapılanların" bize getirdiklerinden konuştuk...

    Sonra biraz bugünün çocuk ve gençlerin içinde bulunduğu ortamdan bahsettik, nasıl daha iyi olunabilir konuşarak düşündük... Sık sık "Evet bunu yaşıyoruz" diyeceğiniz, duygudaş bir bölüm sizleri bekliyor.

  • Показать больше

ISSN: 1302-6569

0 оценок0% нашли этот документ полезным (0 голосов)
14 просмотров136 страниц

Авторское право

Доступные форматы

PDF, TXT или читайте онлайн в Scribd

Поделиться этим документом

Поделиться или встроить документ

Этот документ был вам полезен?

0 оценок0% нашли этот документ полезным (0 голосов)
14 просмотров136 страниц

Sayı: 56 • 2019
Yaygın Süreli Yayın,
Üç ayda bir yayımlanır. 6 KISA KISA
KOPOTKO
İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü 14 TÜRKSOY DAİMİ KONSEYİ 36. DÖNEM TOPLANTISI
ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜRÜ TEŞKİLATI Adına KASTAMONU KÜLTÜR BAŞKENTİ BAYRAĞI’NI OŞ’A DEVRETTİ
Prof. Dr. Fırat PURTAŞ XXXVI ЗАСЕДАНИЕ ПОСТОЯННОГО СОВЕТА ТЮРКСОЙ
КАСТАМОНУ ПЕРЕДАЛ ЭСТАФЕТУ КУЛЬТУРНОЙ СТОЛИЦЫ ГОРОДУ ОШ

Yayına Hazırlayan:
22 TÜRKSOY GENÇLİK ODA ORKESTRASI BALKAN SAHNELERİNİN VAZGEÇİLMEZİ
Vügar NOVRUZOĞLU БЕССМЕННЫЙ МОЛОДЕЖНЫЙ КАМЕРНЫЙ ОРКЕСТР ТЮРКСОЙ НА СЦЕНАХ БАЛКАНСКИХ СТРАН

Yayın Kurulu: 32 TÜRKSOY GENÇLİK KOROSU KAZAKİSTAN’DA


КАЗАХСТАНСКИЕ ГАСТРОЛИ МОЛОДЕЖНОГО ХОРА ТЮРКСОЙ
Elçin GAFARLI (Azerbaycan)
Kojogeldi KULUEV (Kırgızistan) 40 TÜRKSOY HALK ÇALGILARI ORKESTRASI İLK KEZ JAPONYA’DA
Güler FEDAİ (KKTC) ОРКЕСТР НАРОДНЫХ ИНСТРУМЕНТОВ ТЮРКСОЙ ВПЕРВЫЕ В ЯПОНИИ
Sancar MÜLAZIMOĞLU
Arman NURMAKHAMATULY 48 TÜRKSOY'UN 25. YILI UNESCO'DA KUTLANDI
25-ЛЕТИЕ ТЮРКСОЙ ОТМЕТИЛИ В ЮНЕСКО
Salim EZER
Volkan YEŞİLAY 56 TÜRKSOY’UN “25. YIL” KUTLAMALARI ARJANTİN’DE
Şehnaz BURHANEDDİN ÜNAL 25-ЛЕТИЕ СО ДНЯ СОЗДАНИЯ ТЮРКСОЙ ОТМЕТИЛИ В АРГЕНТИНЕ

58 ŞEKİ İPEKYOLU FESTİVALİNDE TÜRKSOY RÜZGARI


Fotoğraflar КОНЦЕРТ В ЧЕСТЬ 25-ЛЕТИЯ ТЮРКСОЙ СТАЛ ЗАКЛЮЧИТЕЛЬНЫМ НА ФЕСТИВАЛЕ В ШЕКИ
Güler FEDAİ
Vügar NOVRUZOĞLU 62 33. ISME KONFERANSINA TÜRKSOY DAMGA VURDU
ДОКЛАД ТЮРКСОЙ СТАЛ ЗНАЧИМЫМ СОБЫТИЕМ 33-Й ВСЕМИРНОЙ КОНФЕРЕНЦИИ ISME

Çeviri (Rusça-Türkçe): 66 UYGUR MÜZİK VE TİYATRO TOPLULUĞU TÜRKİYE’DE


Dr. Timur DAVLETOV, Elnur ORUCOV КОЛЛЕКТИВ УЙГУРСКОГО ТЕАТРА МУЗЫКАЛЬНОЙ КОМЕДИИ В ТУРЦИИ

Çeviri ve Redaksiyon (Türkçe-İngilizce): 72 ALTIN ELBİSELİ ADAM İSTANBUL'DA


«ЗОЛОТОЙ ЧЕЛОВЕК» В СТАМБУЛЕ
Yasemin VAUDABLE
74 ADIM ADIM KUZEY KIBRIS SERGİSİ TÜRKSOY’DA
Dergi Baskı: В ТЮРКСОЙ ОТКРЫЛА СВОИ ДВЕРИ ФОТОВЫСТАВКА ФОДЕР «ШАГ ЗА ШАГОМ СЕВЕРНЫЙ КИПР»

78 ULU BOZKIR’IN RUHU TÜRKSOY’LA ANADOLU’DA


ПО ИНИЦИАТИВЕ ТЮРКСОЙ ХУДОЖЕСТВЕННАЯ ВЫСТАВКА «ДУХ ВЕЛИКОЙ СТЕПИ» В АНАТОЛИИ

82 TÜRKSOY HAZAR ODA ORKESTRASI SANATSEVERLERLE BULUŞTU


ПЕРВЫЙ КОНЦЕРТ КАСПИЙСКОГО КАМЕРНОГО ОРКЕСТРА ТЮРКСОЙ

84 HAZAR ÜLKELERİ TİYATRO FESTİVALİ GELENEKSELLEŞİYOR


Dergi Yönetim Yeri ve Adresi: ВТОРОЙ МЕЖДУНАРОДНЫЙ ТЕАТРАЛЬНЫЙ ФЕСТИВАЛЬ ПРИКАСПИЙСКИХ СТРАН
Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı
Ferit Recai Ertuğrul Caddesi No. 8 88 SEMA VE MUĞAM 10 YILDIR UNESCO LİSTESİNDE
КОНЦЕРТ МУГАМНОЙ МУЗЫКИ И ТАНЕЦ ДЕРВИШЕЙ «СЕМАХ» В ЮНЕСКО
Oran 06450, ANKARA / TÜRKİYE
92 TÜRKSOY OPERA GÜNLERİ BELLAPAİS’TE
Telefon: +90 312 491 01 00 pbx ДНИ ОПЕРЫ ТЮРКСОЙ В БЕЛЛАПАИСЕ
Faks: +90 312 491 01 11
www.turksoy.org.tr 96 TÜRKSOY DAVETLİSİ SANATÇILAR ÇUBUK FESTİVALİNİN RENGİ
АРТИСТЫ СТРАН ТЮРКСОЙ НА ФЕСТИВАЛЕ В ЧУБУКЕ

102 BORÇALI TÜRKLERİNİN ÜNLÜ DÜŞÜNÜRÜ CEMAL MUSTAFAYEV TÜRKSOY’DA ANILDI


МЕРОПРИЯТИЕ В ПАМЯТЬ О ДЖЕМАЛЕ МУСТАФАЕВЕ, ИЗВЕСТНОМ МЫСЛИТЕЛЕ ИЗ БОРЧАЛЫ

106 TÜRK DÜNYASI ÖNCÜLERİ - 9 TÜRKMENELİ MİLLİ ŞAİRİ MEHMET İZZET HATTAT
ВЫДАЮЩИЕСЯ ЛИЧНОСТИ ТЮРКСКОГО МИРА - 9: НАРОДНЫЙ ПОЭТ ТУРКМЕНЭЛИ МЕХМЕТ ИЗЗЕТ ХАТТАТ

108 "TÜRK DÜNYASININ ÖNCÜLERİ-10 KAZAK ŞAİR VE BESTECİ ESTAY BERKİMBAYULI"


«ВЫДАЮЩИЕСЯ ЛИЧНОСТИ ТЮРКСКОГО МИРА - 10: КАЗАХСКИЙ ПОЭТ И КОМПОЗИТОР ЕСТАЙ БЕРКИМБАЕВ»

112 İNGİLİZCE ÖZET


ABSTRACT
РЕЗЮМЕ НА АНГЛИЙСКОМ ЯЗЫКЕ
ƻǘǎǏǚǐNJǗǒǏ / Contents
ƻǘǎǏǚǐNJǗǒǏ Contents

14 48

22 58

32 74

40 92
Editörden
от редактора
Değerli okurlar, Дорогие читатели!

Türk halklarının zengin kültürel mirasının Встречайте свежий номер нашего журнала о
деятельности, проводимой Международной
koruma, yaşatma, tanıtma ve gelecek nesillere
организацией тюркской культуры (ТЮРКСОЙ),
aktarma misyonuyla çeyrek asırdır faaliyetlerine
которая в течение вот уже четверти века
devam eden TÜRKSOY'un düzenlediği çeşitli
трудится во благо сохранения, популяризации и
etkinliklerden örneklerin yer aldığı dergimizin передачи будущим поколениям богатого
yeni sayısı ile yeniden huzurlarınızdayız. культурного наследия тюркских народов.
TÜRKSOY’un 25. kuruluş yıldönümünün Информацией о некоторых мероприятиях,
kutlandığı bir dönemde düzenlediğimiz bir проводимых в этот период, когда отмечается
birinden renkli çok sayıda etkinlikten sadece 25-летие ТЮРКСОЙ, мы делимся с Вами,
bazılarına yer verebildiğimiz dergimizin bu дорогие читатели. На страницах журнала
«ТЮРКСОЙ» Вы также можете ознакомиться с
sayısında teşkilatımızın gelenekselleşen
новыми проектами, запущенными со тороны
etkinliklerinin yanısıra başlattığı yeni projeleri de
нашей организации.
sizlere sunacağız.
Заседания Постоянного совета министров
TÜRKSOY Daimi Konsey Toplantıları, kurumun культуры стран-членов представляют собой
Türk Dünyası’nın kültür sanat hayatına ilişkin стратегическую важность в части
önemli kararların alması ve geleceğe yönelik формирования политики организации в области
faaliyetlerinin belirlenmesi açısından önem arz культуры и искусства тюркского мира. В
настоящем выпуске журнала мы расскажем Вам
etmektedir. Bu sayımızda sizlere, 2018 Türk
о XXXVI заседании ПС ТЮРКСОЙ,
Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu'da
состоявшемся в турецком городе Кастамону –
düzenlediğimiz TÜRKSOY Daimi Konseyi 36.
культурной столице тюркского мира-2018, о
Dönem Toplantısı, 2019 yılı faaliyetlerine ilişkin плане мероприятий на 2019 год, а также о
alınan kararlar ve Türk Dünyası sanatçılarının церемонии закрытия Года «Кастамону –
sahne aldığı Kültür Başkenti Kapanış Programı культурная столица тюркского мира-2019».
hakkında bilgi vereceğiz.
Буквально каждый день ТЮРКСОЙ
осуществляет новый проект, направленный на
TÜRKSOY Altaylardan Balkanlara geniş
эффективную популяризацию культуры и
coğrafyadaki Türk halklarının kültür zenginliğini
искусства тюркских народов. В этой связи
dünyaya tanıtmak adına yaptığı çalışmalara her
необходимо отметить особый вклад в миссию
geçen gün bir yenisini ekleyerek misyonunu хора и оркестров, созданных ТЮРКСОЙ и
devam ettirmektedir. Bu kapsamda выступающих с концертами в разных культурных
teşkilatımızın oluşturduğu orkestralar çeşitli центрах мира.
bölgelere yaptıkları turneler ile bu tanıtıma
В 56-м выпуске журнала «ТЮРКСОЙ» мы
büyük katkı sağlamaktadır. поделимся с читателями информацией о вторых
гастролях по балканским странам Молодежного
Dergimizin 56. sayısında sizlere Gençlik Oda
камерного оркестра ТЮРКСОЙ, который стал
Orkestrası’nın Balkanlar turnesinden
всегда желанным гостем престижных
bahsedecek, bu coğrafyaya düzenlediği ikinci
фестивалей в регионе. Молодежный камерный
turne ile Balkan festivallerinin vazgeçilmezi хор ТЮРКСОЙ осуществил турне по
haline dönüştüğünü anlatacağız. TÜRKSOY Казахстану, в рамках которого артисты
Gençlik Korosu’nun Kazakistan turnesi встретились с любителями искусства во многих

4
kapsamında ziyaret ettiği kadim şehirlerin исторических городах страны. Оркестр народных
sanatseverleriyle buluşmasına şahitlik edecek, инструментов ТЮРКСОЙ вернулся из творческой
izleyicilerin coşkusuna ortak olacaksınız. Bir diğer поездки по Японии, где своим высоким
orkestramız olan Halk Çalgıları Orkestrası’nın профессионализмом покорил сердца многих
любителей искусства.
muhteşem Japonya turnesini sizlere aktaracak, Türk
halklarının geleneksel müziğinin Japon müzikseverlerle В этом выпуске журнала Вы попадете на мероприятие,
buluşmasını gururla takip edeceksiniz. проведенное нами в рамках 25-летия ТЮРКСОЙ, в
Аргентине и торжественное закрытие международного
Bu sayımızda, TÜRKSOY’un kuruluşunun 25. yılı фестиваля «Шелковый путь» (Шеки, Азербайджан).
etkinlikleri kapsamında Arjantin’de düzenlediğimiz
Своим самоотверженным трудом в области
etkinlikle birlikte Azerbaycan’daki Şeki İpekyolu популяризации культуры разных народов,
Festivali kapanış konserine birlikte misafir olacağız. проживающих в духовном пространстве ТЮРКСОЙ,
Международная организация еще более укрепляет
TÜRKSOY gönül dünyamızdaki çeşitli halkların
свой авторитет в качестве общей крыши тюркской
kültürünü tanıtma çalışmalarına verdiği katkılarıyla Türk
культуры и искусства. В этой связи целесообразным
kültürünün çatı kuruluşu olduğunu birkez daha будет упомянуть гастроли музыкально-театрального
göstermektedir. Bu kapsamda düzenlediğimiz ve bu коллектива уйгурских тюрков по Турции, проведение в
sayımızda bilgi edineceğiniz, Uygur Türklerinin Müzik Стамбуле казахстанской археологической экспозиции
ve Tiyatro Topluluğu’nun Türkiye turnesi, Türk «Золотой человек», организация казахстанской
halklarının tarihine yeni bir bakış getiren, Kazakistan'ın художественной выставки «Дух великой степи» в
en önemli arkeolojik buluntularından olması nedeniyle Анкаре и Бурсе, реализация в Анкаре проекта выставки
художественных произведений, отражающих
ulusal sembole dönüşen “Altın Elbiseli Adam” İstanbul
культурно-исторические и природные
sergisi, Kazak resim sanatının nadide eserlerinin yer
достопримечательности Турецкой Республики
aldığı “Ulu Bozkır’ın Ruhu” Ankara ve Bursa sergileri,
Северного Кипра «Шаг за шагом Северный Кипр», и
KKTC’nin doğal ve tarihsel güzelliklerini fotoğrafçıların многие другие мероприятия.
objektifinden sanatseverlere sunan “Adım Adım Kuzey
В этом номере нашего журнала, который у Вас в руках,
Kıbrıs” Ankara sergisi TÜRKSOY’un bu uğurda sarfettiği
мы расскажем о сотрудничестве ТЮРКСОЙ и ISME в
çabanın birer nişanesidir.
рамках XXXIII всемирной конференции ISME, на

Dergimizin bu sayısında bilgi edineceğiniz TÜRKSOY’un котором руководитель ТЮРКСОЙ выступил в качестве
основного докладчика, дни оперного искусства
33. ISME toplantısındaki sunumuyla TÜRKSOY ile ISME
ТЮРКСОЙ, участие артистов, приглашенных ТЮРКСОЙ
arasındaki işbirliğine de değinecek, geleneksel
из разных уголков тюркского мира, в международном
TÜRKSOY Opera Günleri hakkında bilgi verecek,
фестивале, который состоялся в городе Чубук.
TÜRKSOY davetlisi Türk Dünyası sanatçılarının Çubuk
Вы также сможете прочитать о концерте, посвященном
festivaline kattığı coşkudan sizlere söz edeceğiz.
10-летию со дня включения ритуального танца семах
Mevlevi Sema Törenlerinin ve Azerbaycan Muğam мевлеви и азербайджанского искусства мугам в список
Sanatı’nın UNESCO listesine alınmasının 10. yılını ЮНЕСКО, а также о конференциях из цикла
«Выдающиеся личности тюркского мира», посвященных
kutladığımız konserin yer aldığı bu sayımızda ayrıca
туркменскому народному поэту Мехмету Иззету
Türk Dünyası Öncüleri Konferansları dizisinde sizleri
Хаттату, казахскому поэту и композитору Эстаю
Türkmeneli Milli Şairi Mehmet İzzet Hattat, Kazak şair ve
Беркимбайулы и известному мыслителю из
besteci Estay Berkimbayulı ve Borçalı Türklerinin ünlü борчалинских тюрков Джемалю Мустафаеву.
düşünürü Cemal Mustafayev’i sizlere tanıtacağız.
Напомним, что свежие новости о текущей
TÜRKSOY'un güncel faaliyetlerine ilişkin haberlerine деятельности ТЮРКСОЙ можно получить на сайте
www.turksoy.org adresinden de ulaşabileceğinizi www.turksoy.org
hatırlatarak, keyifli okumalar dileklerimizle, bir sonraki Желаем приятного чтения и до встречи в следующем
sayımızda buluşuncaya kadar hoşçakalın. номере журнала «ТЮРКСОЙ»!

5
Türk Konseyi 6. Zirvesi’de
TÜRKSOY Rüzgarı

ırgızistan’ın Çolpan Ata kentinde düzenlenen В Кыргызстане прошел 6-й


K ve Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve
Türkiye'nin üyesi olduğu Türk Konseyi’nin 6.
Zirvesi’ne Özbekistan ‘onur konuğu’, Macaristan ise
Саммит Тюркского Совета
‘gözlemci ülke’ sıfatıyla katıldı. Ruh Ordo Kültür проходившем в городе Чолпон-Ата
Merkezi'nde düzenlenen zirvede ülke
cumhurbaşkanları konuşma yaparak Türk devletleri
В (Кыргызстан) Шестом Саммите Совета
сотрудничества тюркоязычных государств,
членами которого являются Азербайджан,
arasındaki ilişkileri ele aldı. Cumhurbaşkanlarının Казахстан, Кыргызстан и Турция, в качестве
konuşmalarında Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı почетного гостя участвовал президент
TÜRKSOY'un da faaliyetlerinin önemi vurgulandı. Узбекистана, гостем саммита также стал
премьер-министр Венгрии.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan: "TÜRKSOY'un,
Türk Dünyası'nın kültürel zenginliklerinin tüm Главы государств, выступая на Саммите, обсудили
взаимоотношения между тюркскими странами. В
dünyaya tanıtılmasında rolü önemli"
этих выступлениях неоднократно говорилось о
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan zirvede важности деятельности, проводимой
yaptığı konuşmada, Türk devletleri arasında Международной организацией тюркской
ilişkilerin her alanda geliştirilmesi konusunda daha культуры.
fazla somut adım atılmasına vurgu yaptı. Президент Турции Эрдоган: «ТЮРКСОЙ играет
большую роль в продвижении тюркской
TÜRKSOY'un kültür alanındaki faaliyetlerine de
культуры в мире»
atıfta bulunan Erdoğan, TÜRKSOY ile birlikte Türk
Akademisi ve Milli Miras Vakfı'nın ortak Выступая на саммите, президент Турции Реджеп
Тайип Эрдоган подчеркнул, что необходимо
çalışmalarının, Türk Dünyası'nın kültürel
предпринимать конкретные шаги для развития
zenginliklerinin tüm dünyaya tanıtılmasında önemli отношений между тюркскими государствами во
rol oynayacağını belirtti. всех сферах.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev, "Türk Эрдоган, упомянув деятельность ТЮРКСОЙ в
Kültür ve Miras Vakfı, Türk Akademisi ve сфере культуры, заявил, что сотрудничество и

6
Aksakallar Konseyi birleştirilerek TÜRKSOY'un совместная работа ТЮРКСОЙ, Тюркской
çatısı altında çalışmasını öneriyorum” академии и Фонда тюркской культуры и
наследия будет играть важную роль в
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev,
продвижении культурного богатства тюркского
Türk Dünyası gençleri arasında işbirliğinin daha da
мира во всем мире.
artırılması gerektiğine dikkati çekti. Türk
Президент Казахстана Нурсултан Назарбаев,
coğrafyasında faaliyette bulunan bazı uluslararası
подчеркнул необходимость повышении
kuruluşların verimliliğinin yeterli düzeyde
действенности международных организаций,
olmadığının altını çizen Nazarbayev, Uluslararası ведущих деятельность в тюркском мире.
kuruluşların etkinliklerini artırması gerektiğine işaret
Президент Казахстана Нурсултан Назарбаев
etti.
обратил внимание на то, что необходимо
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, “TÜRKSOY крепить взаимодействие среди молодежи
üst düzey, değerli çalışmalar yapıyor” тюркских стран. Отметив недостаточную
эффективность некоторых международных
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev
организаций, ведущих деятельность в тюркском
Azerbaycan ve TÜRKSOY arasındaki yakın işbirliğini
мире, Назарбаев подчеркнул необходимость
vurgulayarak, "Kültürel işbirliklerimiz arasında, повышении их действенности.
özellikle TÜRKSOY'un ve Milli Miras Vakfı'nın üst
Президент Азербайджана Алиев: «Работа
düzey değerli çalışmalar yaptıklarını vurgulamak
ТЮРКСОЙ очень важна и ведется на высоком
isterim. Azerbaycan bu her iki kuruluş ile aktif уровне».
çalışmalar yapmaktadır." şeklinde konuştu.
Президент Азербайджана Ильхам Алиев
Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, “2020 подчеркнул, что Азербайджан связывают с

KISA KISA //
Türk Dünyası Kültür Başkenti Hiva olsun” ТЮРКСОЙ узы тесного сотрудничества. «В
Zirveye onur konuğu olarak katılan Özbekistan сфере культурного взаимодействия необходимо
отметить ценную работу, которую ведут
Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev konuşmasında
ТЮРКСОЙ и Фонд тюркской культуры и
TÜRKSOY tarafından 2012 yılından itibaren
наследия. Азербайджан активно работает с
uygulanan "Türk Dünyası Kültür Başkenti"
этими двумя организациями», - сказал Ильхам
uygulaması kapsamında Özbekistan'ın Hiva kentinin Алиев.
2020 yılında aday olduğunu duyurdu.
Президент Узбекистана Мирзиёев: «Хива
Türk Konseyi 6. Zirvesi çerçevesinde, Türk Dili должна стать Культурной столицей тюркского
Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) мира 2020 года».
Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı düzenlendi. Президент Узбекистана Шавкат Мирзиёев,
Toplantıda TÜRKSOY Genel Sekreteri Kaseinov присутствовавший на Саммите в качестве
TÜRKSOY çalışmaları hakkında bilgi verdi. почетного гостя, объявил, что город Хива станет
кандидатом на звание Культурной столицы
тюркского мира 2020 года. Эта инициатива
ТЮРКСОЙ стартовала в 2012 году.

В рамках Шестого Саммита Совета


сотрудничества тюркоязычных государств
состоялась встреча министров иностранных дел
тюркоязычных государств.

Генеральный секретарь ТЮРКСОЙ Дюсен


Касеинов выступил с докладом.

На заседании министров иностранных дел


Тюркского совета с докладом о работе
Международной организации. выступил
Генеральный секретарь ТЮРКСОЙ Дюсен
Касеинов.

7
Kırgızistan Cumhurbaşkanı
Ceenbekov’dan Düsen Kaseinov'a
Danaker Devlet Nişanı
ırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Президент Сооронбай Жээнбеков
K Ceenbekov, TÜRKSOY Genel Sekreteri
Büyükelçi Düsen Kaseinov'a Danaker Devlet
Nişanı'nı takdim etti.
вручил орден «Данакер»
Генеральному секретарю
Kırgızistan Devlet Konukevi'nde düzenlenen törende ТЮРКСОЙ Дюсену Касеинову
konuşan Cumhurbaşkanı Ceenbekov, Türk dili
лава государства отметил, что возглавляемая
konuşan ülkeleri birbirine bağlayan bir tür manevi
köprü görevini üstlenen Uluslararası Türk Kültürü
Teşkilatı TÜRKSOY'un Kaseinov liderliğinde önemli
çalışmalara imza attığını ve uluslararası arenada
Г Дюсеном Касеиновым международная
организация ТЮРКСОЙ, являясь
своеобразным духовным мостом, связывающим
тюркоязычные страны, выполняет большую работу.
büyük bir prestij sahibi olduğunu söyledi.
Пользуется большим авторитетом на
Verimli iş birliği için Kaseinov’a teşekkür eden международной арене. Президент Сооронбай
Ceenbekov, onun Kırgızistan ile TÜRKSOY arasındaki Жээнбеков поблагодарил Дюсена Касеинова за
iş birliğinin güçlendirilmesi, Kırgız halkının manevi ve плодотворную работу, подчеркнув его личный
kültürel değerlerinin korunması ve geliştirilmesi, ülke вклад в дело укрепления сотрудничества
için öneme haiz etkinliklerin en üst düzeyde Кыргызстана с ТЮРКСОЙ и помощь в проведении
gerçekleştirilmesi için yaptığı kişisel katkıya dikkati важных для страны мероприятий на высоком
çekti. уровне, а также в сохранении и продвижении
духовных и культурных ценностей кыргызского
Cumhurbaşkanı Ceenbekov özellikle, TÜRKSOY
народа.
tarafından 2018 yılının dünyaca ünlü Kırgız yazar
Cengiz Aytmatov Yılı ilan edilmesi, Kırgız şair ve В частности, Глава государства выразил
yazarların kitaplarının yayınlanması nedeniyle благодарность Генсеку ТЮРКСОЙ за объявление
TÜRKSOY Genel Sekreterine teşekkürlerini iletti. 2018 года - Годом Чингиза Айтматова и за издание
книг кыргызских поэтов, писателей.
Büyük ödül için Kırgızistan Cumhurbaşkanı
Ceenbekov'a teşekkür eden Büyükelçi Düsen Дюсен Касеинов поблагодарил Президента
Kaseinov, çalışmalarında her zaman Kırgızistan Сооронбая Жээнбекова за высокую награду,
yönetiminin desteğini hissettiklerini kaydetti. отметив, что ТЮРКСОЙ в своей работе всегда
ощущает поддержку руководства Кыргызстана.
Cengiz Aytmatov hakkında da konuşan Kaseinov,
Говоря о писателе Чингизе Айтматове, Генсек
2018'in dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov Yılı
ТЮРКСОЙ отметил, что решение об объявлении
ilan edilmesine ilişkin kararın bütün üyeler tarafından
2018 года Годом Чингиза Айтматова было
destek gördüğünü ve yazarın doğumunun 90.yılı
поддержано всеми членами организации,
onuruna bütün dünyada etkinlikler düzenlendiğini мероприятия в честь 90-летия проходят во многих
bildirdi. странах. Как он сообщил, в ноябре в Японии при
Kaseinov ayrıca, содействии Посольства Кыргызской Республики в
Kırgızistan'ın Tokyo этой стране пройдут мероприятия,
Büyükelçiliği посвященные Айтматову.
tarafından Kasım Орден «Данакер» - государственная награда
2018’de Japonya’da Киргизии. Утвержден 24 ноября 1999 года
Aytmatov’a указом Президента Киргизии. Орденом
ithaf edilen «Данакер» награждаются граждане
etkinlik за большой вклад в укрепление
yapılacağını мира, дружбы и сотрудничества
belirtti. между народами; за особо
плодотворную работу по
сохранению межнационального
согласия, заслуги в развитии
науки, сближении и
взаимообогащении национальных
культур.

8
Büyükelçi Kaseinov, T.C. Kültür ve
Turizm Bakanı Ersoy'u Ziyaret Etti
luslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY

U Посол Касеинов нанес

KISA KISA //
Genel Sekreteri Büyükelçi Düsen Kaseinov
ve Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Fırat визит Министру
Purtaş, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı
Mehmet Nuri Ersoy'u makamında ziyaret etti.
культуры и туризма
Bakan Mehmet Nuri Ersoy ve TÜRKSOY yetkilileri
Турции Эрсою
arasında yapılan görüşmede, 2018 Türk Dünyası
Kültür Başkenti Kastamonu'da düzenlenecek енеральный секретарь Международной
TÜRKSOY Daimi Konsey Toplantısı hazırlıkları,
gündemi ve tarihine ilişkin konular değerlendirildi.

Görüşmede, "2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti


Г организации тюркской культуры, посол Дюсен
Касеинов и заместитель генерального
секретаря ТЮРКСОЙ профессор Фырат Пурташ
Kastamonu'da gerçekleştirilecek TÜRKSOY Daimi нанесли визит министру культуры и туризма
Konseyi 36. Dönem Toplantısı'nın yapılacağı tarih Турецкой Республики Мехмет Нури Эрсою.
konusunda mutabakata varıldı.
Руководитель главного ведомства
культуры и туризма Турции и
руководство ТЮРКСОЙ обсудили
вопросы о подготовке и
проведению очередного заседания
Постоянного совета министров
культуры стран-членов ТЮРКСОЙ в
городе Кастамону - «культурной
столице тюркского мира - 2018», а
также его сроки и дневник
мероприятия.

На встрече была достигнута


договоренность о дате проведения
XXXVI заседания Постоянного
совета ТЮРКСОЙ в культурной
столице тюркского мира 2018 года -
городе Кастамону.

9
“Türkmenistan Büyük İpek
Yolunun Kalbi” Türkçeleştirildi
Книга «Туркменистан - сердце Великого Шелкового
пути» переведена на турецкий язык
енеральный секретарь ТЮРКСОЙ Дюсен

Г Касеинов находился в Ашхабаде для участия в


презентации изданной ТЮРКСОЙ на турецком
языке книги Президента Туркменистана Гурбангулы
Бердымухамедова «Туркменистан - сердце Великого
Шелкового пути».
Презентация книги Президента Туркменистана
Гурбангулы Бердымухамедова проходила 4 июля в
Институте международных отношений МИД
Туркменистана (Halkara Gatnaşyklary İnstituty). На
ÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, торжестве выступили Генеральный секретарь

T Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli


Berdimuhamedov’un yazdığı ve TÜRKSOY
tarafından Türkçe olarak basılan yeni kitabı
ТЮРКСОЙ Дюсен Касеинов, переводчики книги на
турецкий язык, преподаватели Университета Гази
(г.Анкара) Туба Йылмаз и Эмрах Йылмаз, дизайнер
“Türkmenistan Büyük İpek Yolunun Kalbi” kitap книги Волкан Йешильай (ТЮРКСОЙ), ректор
tanıtımına katılmak üzere Türkmenistan’ın başkenti Института международных отношений МИД
Aşgabat’a bir ziyarette bulundu. Туркменистана Баба Захыров и ректор
Международного университета гуманитарных наук и
Gurbanguli Berdimuhamedov’un yazdığı kitabın
развития Эсенмырат Айдогдыев.
tanıtım toplantısı “Halkara Gatnaşyklary İnstituty”de
Во время встречи с Президентом Туркменистана,
gerçekleştirildi. Tanıtım toplantısına TÜRKSOY Genel
которая длилась почти час, Генеральный секретарь
Sekreterinin yanı sıra, kitabın Türkmence’den
Международной организации преподнес
Türkçe’ye çevrilmesini sağlayan Gazi Üniversitesi
Президенту Гурбангулы Бердымухамедову изданную
Öğretim görevlileri Tuğba Yılmaz ve Emrah Yılmaz,
в Турции на турецком языке книгу «Туркменистан -
kitabın Türkçe tasarım aktarmasını yapan TÜRKSOY
сердце Великого Шелкового пути». На встрече были
Görsel İletişim Uzmanı Volkan Yeşilay, Türkmenistan
обсуждены вопросы сотрудничества между
Dışişleri Bakanlığı’nın Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Туркменистаном и ТЮРКСОЙ, состоялся обмен
Rektörü Baba Zahirov ve Türkmenistan’ın İnsanı ve мнениями по планируемым в недалеком будущем
Kalkınma Üniversitesi Rektörü Esenmurat проектам.
Aydogdıyev konuşmacı olarak katıldı.
Генеральный секретарь ТЮРКСОЙ Дюсен Касеинов
TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov tanıtım встретился в Ашхабаде с заместителем
toplantısı vesilesi ile Türkmenistan Devlet Başkanı председателя правительства Бахаргуль Абдыевой и
Gurbanguli Berdimuhamedov ile başbaşa министром культуры Туркменистана Атагельды
görüşerek kitabın TÜRKSOY tarafından yayımlanan Шамырадовым.
Türkçe versiyonunu takdim etti. Görüşmede
TÜRKSOY ile Türkmenistan Devleti’nin işbirliği ve
geleceğe yönelik çalışmaları konularında görüş
alışverişinde bulunuldu.
Genel Sekreter Kaseinov, Türkmenistan
ziyareti çerçevesinde bir dizi resmi
görüşmelerde de bulunarak,
Türkmenistan Devlet Başkan Yardımcısı
Bahargül Abdıyeva ve Türkmenistan
Kültür Bakanı Atageldi Şamıradov ile
başbaşa ve heyetler arası formatta
biraraya geldi.

10
"Cengiz Aytmatov'u Okumak" Sanat
Albümü TÜYAP fuarında tanıtıldı

KISA KISA //
luslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY На книжной ярмарке ТЮЯП
U tarafından ilan edilen "2018 - doğumunun 90
yılında Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'u Anma
Yılı" etkinlikleri kapsamında hazırladığı "Cengiz
прошла презентация
альбома «Читая Чингиза
Aytmatov'u Okumak" sanat albümü 37. Uluslararası Айтматова»
İstanbul Kitap Fuarı'nda tanıtıldı. а XXXVII Международной Стамбульской
Bu yıl "Hayatı Edebiyatla Kuşatmak" ana temasıyla
düzenlenen fuarda, TÜRKSOY, yayınlarının sergilendiği
stant ile yer aldı.
Н книжной ярмарке состоялась презентация
арт-альбома «Читая Чингиза Айтматова»,
изданного ТЮРКСОЙ в рамках Года Айтматова,
объявленного в честь 90-летия великого
Fuarda, TÜRKSOY’un ilan ettiği "2018 Cengiz кыргызского писателя.
Aytmatov'u Anma Yılı" etkinlikleri kapsamında ТЮРКСОЙ открыл на ярмарке, которая в этом году
hazırladığı "Cengiz Aytmatov'u Okumak" sanat albümü проходит в рамках темы «Охватить жизнь
tanıtıldı. Cengiz Aytmatov'a ithafen hazırlanan sanat литературой», свой книжный стенд.
albümünde yazarın eserlerine ilişkin Türk Dünyası'nın В ходе книжной ярмарки прошла презентация арт-
ressamlarının eserleri toplandı. Aytmatov'un eserlerine альбома «Читая Чингиза Айтматова». В данном
ilişkin resimlerin toplandığı tek kitap olma özelliğini альбоме, посвященном Чингизу Айтматову,
taşıyan albümde, yazarın Dağlar Devrildiğinde, Dişi собраны работы художников тюркского мира,
отражающие такие произведения выдающегося
Kurdun Rüyaları, Gün Olur Asra Bedel, Beyaz Gemi,
писателя, как «Когда падают горы (Вечная
Selvi Boylum Al Yazmalım , Elveda Gülsarı!, Yüz Yüze,
невеста)», «Плаха», «И дольше века длится день»,
Toprak Ana, Cengiz Han'a Küsen Bulut, Deniz Kıyısında «Белый пароход», «Тополек мой в красной
Koşan Ala Köpek, Cemile, Deve Gözü gibi dünya косынке», «Прощай, Гюльсары!», «Материнское
dillerine çevrilmiş birçok eserine ilişkin resimler yer поле», «Белое облако Чингисхана», «Пегий пес,
aldı. бегущий краем моря», «Джамиля», «Верблюжий
глаз», и др.
TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, açılışın
Генеральный секретарь Международной
ardından TÜRKSOY standını ziyaret eden ve
организации тюркской культуры Дюсен Касеинов
yayınlanan eserler hakkında bilgi alan İstanbul Valisi Ali
подарил арт-альбом «Читая Чингиза Айтматова»
Yerlikaya ve Bakan Yardımcısı Ahmet Haluk Dursun'a губернатору Стамбула Али Ерликае и заместителю
birer "Cengiz Aytmatov'u Okumak" sanat albümü министра Ахмету Халюку Дурсуну, которые
hediye etti. посетили стенд ТЮРКСОЙ.

11
"Azerbaycan Sinemasının 120. yılı"
Adana Film Festivalinde kutlandı
luslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY ve 120-летие азербайджанского
U Azerbaycan Kültür Bakanlığı işbirliği ile bu yıl
25. Adana Film Festivali kapsamında "Azer-
baycan Sinemasının 120. Yılı" özel oturumu ve film
кино отметили на
кинофестивале в Адане
gösterimi gerçekleştirildi.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Söz-


рамках программы 25-го Кинофестиваля
lü'nün katılımı ve evsahipliğinde, 75. Yıl Sanat Gale-
risi’nde düzenlenen ve çok sayıda sanatseverin ilgi
gösterdiği etkinlikte, TÜRKSOY'un Azerbaycan Tem-
silcisi Elçin Gafarlı, Azerbaycan Devlet Sanatçısı Ca-
В в Адане состоялся круглый стол и
кинопоказ, посвященные 120-летию
азербайджанского кино.
hangir Novruzov, film yönetmeni ve eleştirmeni Ayaz Мероприятие, организованное ТЮРКСОЙ в
Salayev, senarist ve yazar Elşad Aliyev, Azerbaycan сотрудничестве с Министерством культуры
sinemasının tarihi, gelişim süreci ve mevcut durumu
Азербайджанской Республики, состоялось в
hakkında bildirilerini sundu.
Художественной галерее Аданы под
Türkiye ile Azerbaycan arasında müşterek film proje- патронажем и при участии главы
leri hazırlandığını dile getiren Aliyev, Azerbaycan'ın муниципалитета Аданы Хюсейна Сёзлю.
geçen yıl Türkiye'deki 5 film festivalinden 7 ödülle Многочисленные гости и зрители проявили
döndüğünü, bunu da iki ülke arasında sinema alanın-
большой интерес к выступлениям участников
daki ilişkilerin bir göstergesi olarak gördüklerini vur-
круглого стола - представителя Азербайджана
guladı.
в ТЮРКСОЙ Эльчина Гафарлы, народного
Film yönetmeni ve eleştirmeni Ayaz Salayev ise Tür- артиста Азербайджана Джахангира Новрузова,
kiye ve Azerbaycan'ın, dünya sorunlarına ilişkin söy-
кинорежиссера и критика Аяза Салаева,
lemek istedikleri sözlerini, ürettiği sinema filmleriyle
сценариста Эльшада Алиева, которые
iletebildiklerini bildirdi.
рассказали об истории и современном
Konuşmaların ardından yönetmenliğini Yaver Rza- развитии азербайджанского кино.
yev’in yaptığı ve Azerbaycan sinemasının tarihini yan-
sıtan "Biri Vardı, Biri Yoktu" belgeseli özel gösterimi Эльшад Алиев рассказал о том, что Турция и
yapıldı. Film gösterimiyle birlikte, Adanalı sanatsever- Азербайджан работают над многими
lere Azerbaycan sinemasının tarihi gelişimi, geçtiği совместными проектами в кино. Он также
aşamaları ve günümüzdeki durumuna ilişkin bilgi ve- упомянул, что азербайджанские фильмы
rildi. получили в прошедшем году семь различных
Festival kapsamında ayrıca, Azerbaycanlı yönetmen призов на пяти кинофестивалях в Турции.
İlgar Safat'ın "İçeri Şeher" filminin gösterileceği bildi- Режиссер и кинокритик Аяз Салаев высказал
rildi.
мнение о том, что фильмы, созданные в Турции
и Азербайджане, отвечают на запросы
времени.
Круглый стол завершился показом
документальной киноленты Явера Рзаева,
посвященной национальному кино, под
названием «Biri Vardı, Biri Yoktu» (Жил-был).
Зрители смогли познакомиться с различными
этапами развития азербайджанского кино, его
историей и создателями.
В рамках фестиваля также будет показан
фильм азербайджанского режиссера Ильгара
Сафата «Ичери шехер».

12
Konya'da ilk kez Türk Dünyası
Aşuresi yapıldı
В Конье впервые приготовили
ашуру тюркского мира
рамках Дней кулинарной культуры Атешбаз

В Вели Ашчы Деде, которые состоялись в


турецком городе Конья при содействии
Международной организации тюркской культуры
(ТЮРКСОЙ), из продуктов, доставленных из разных
уголков тюркского мира, впервые была
приготовлена «ашура тюркского мира».

В своем приветственном слове на открытии Дней


кулинарной культуры Атешбаз Вели Ашчы Деде,
luslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY'un посвященных памяти повара Мевляны Атешбаз-ы

U katkılarıyla Konya'da düzenlenen "Ateşbaz Veli


Aşçı Dede Mutfak Kültürü Günleri"
etkinliklerinde ilk kez Türk Dünyası’nın çeşitli
Вели, глава муниципалитета Мерам Фатма Тору
обратила внимание присутствующих На то, что
культура питания дает информацию об образе
bölgelerinden getirilen ürünlerle "Türk Dünyası жизни народов, давая при этом важную
Aşuresi" yapıldı. информацию о самих этих народах.

Konya Meram Belediyesi tarafından, Hz. Mevlana’nın Вслед за протокольными выступлениями

KISA KISA //
aşçısı Ateşbâz-ı Veli’yi anmak adına organize edilen состоялась церемония открытия казана, после
"Ateşbaz Veli Aşçı Dede Mutfak Kültürü Günleri" чего участники и гости мероприятия имели
etkinliklerinin açılışında konuşan Meram Belediye возможность отведать вкусные национальные
Başkanı Fatma Toru, yeme içme kültürünün ulusların блюда и ашуру. После обеда мероприятие
hem yaşam biçimlerini ortaya koyduğunu hem de продолжилось в сельджукском отаге, где можно
onlar hakkında önemli ipuçları verdiğini söyledi. Türk было познакомиться с национальными блюдами из
Dünyası'nda derin izler bırakan İsmail Gaspıralı'nın разных регионов тюркского мира, а также
"Dilde, Fikirde, İşte Birlik" şiarına "Aşta Birlik" kavramını посмотреть гастрошоу мастеров кулинарного
da ekleyen Toru, Türk Dünyası'nın her yönüyle bir дела. Публика восторженно рукоплескала
bütün olduğunu vurguladı. высокопрофессиональному гастро-шоу,
продемонстрированному Абузаром Ширалиевым
Protokol konuşmalarının ardından "Kazan Açma (Азербайджан), Бауыржаном Нургали (Казахстан) и
Merasimi" düzenlendi ve misafirlere kazanlarda Талантбеком Турганбаевым (Кыргызстан). В рамках
pişirilen yemekler ve aşure ikram edildi. Etkinlik мероприятия также состоялся конкурс на лучшее
kapsamında açılan "Türk Dünyası ve Yedi Bölge Yedi блюдо на территории области Конья.
Lezzet Stantları" ile "Mutfak Avadanlıkları Sergisi"
büyük ilgi gördü. Türk Dünyası’ndan gelen misafirlerin, Мероприятие, являющееся самой значимой
"Gastro Şovları" etkinliklere renk kattı. Büyük beğeni акцией по развитию гастротуризма в области
toplayan şovlarda Türk Dünyası lezzetleri ve şefler; Конья, завершилось раздачей супа «ашура
Abuzar Shiraliyev (Azerbaycan), Bauyrzhan Nurgali тюркского мира»,
(Kazakistan), Talantbek Turganbayev'in (Kırgızistan) приготовленной из
şovları büyük alkış aldı. Sergiye katılan ve stantları продуктов, привезенных при
gezen misafirler gerek Türk Dünyası’nın gerekse содействии ТЮРКСОЙ из
Türkiye’nin yedi bölgesinden gelen katılımcıların разных уголков
lezzetlerini tatma ve şovlarını seyretme imkanı buldu. тюркского мира,
десяти
"Ateşbaz Veli Aşçı Dede Mutfak Kültürü Günleri" тысячной
Konya’nın çeşitli bölgelerinde dağıtılan "Aşure толпе гостей
Çorbası" ile son buldu. 10 bin kişiye dağıtılan aşure и участников,
için ayrıca bu yıl Türkiye’de bir ilk gerçekleştirildi. что стало
Çorbaya, TÜRKSOY tarafından davet edilen Türk первой подобной
Dünyası aşçılarının getirdikleri ürünler katılarak ilk масштабной акцией в Турции.
"Türk Dünyası Aşuresi" yapıldı.

13
TÜRKSOY DAİMİ KONSEYİ
36. DÖNEM TOPLANTISI

KASTAMONU TÜRKSOY Daimi Konseyi


36. Dönem Toplantısı,
Uluslararası Türk Kültürü
Teşkilatı tarafından ilan

KÜLTÜR BAŞKENTİ edilen “2018 - Türk


Dünyası Kültür Başkenti”
Kastamonu’da

BAYRAĞI’NI OŞ’A gerçekleşti.

XXXVI заседания

DEVRETTİ
Постоянного совета
министров культуры стран-
членов ТЮРКСОЙ состоялось
в городе Кастамону, которое
XXXVI ЗАСЕДАНИЕ ПОСТОЯННОГО Международной
СОВЕТА ТЮРКСОЙ организацией тюркской
культуры было объявлено
КАСТАМОНУ ПЕРЕДАЛ ЭСТАФЕТУ «Культурной столицей
КУЛЬТУРНОЙ СТОЛИЦЫ ГОРОДУ ОШ тюркского мира-2018».

14
astamonu’nun tarihi konaklarından “Kurşunlu этот раз министры культуры и представители

K Han”da gerçekleşen toplantıda bir araya gelen


TÜRKSOY üyesi ülkeler kültür bakanları ve
uluslararası kuruluş temsilcileri, 2019 yılı Türk Dünyası
В международных организаций встретились
вокруг стола в стенах каравансарая
«Куршунлу Хан» - одном из известных исторических
kültür ve sanat hayatına yön verecek önemli kararları зданий этого города, где были приняты приняты
görüştü. важные решения, которые будут формировать
направление культурной и творческой жизни
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet
тюркского мира в 2019 году.
Nuri Ersoy koordinasyonunda gerçekleşen toplantıya,
TÜRKSOY Genel Sekreteri Büyükelçi Düsen Kaseinov, В работе заседания, прошедшее под координацией
Kırgız Cumhuriyeti Kültür, Bigi ve Turizm Bakan министра культуры и туризма Турецкой Республики
Yardımcısı Baktıbek Sekimov, Türkmenistan Kültür Мехмета Нури Эрсоя, приняли участие генеральный
Bakan Yardımcısı Nursahet Shirimov, Azerbaycan Kültür секретарь ТЮРКСОЙ Дюсен Касеинов, заместитель
Bakanlığı yetkilisi Günay Aliyeva, Kuzey Kıbrıs Türk министра культуры, информации и туризма
Cumhuriyeti Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı yetkilisi Кыргызской Республики Бактыбек Секимов,
Şehbal Hamzaoğlu, Gagavuz Yeri (Moldova) Kültür ve заместитель министра культуры Туркменистана
Turizm Baş İdaresi Başkanı Marina Semenova, Türk Нурсахет Ширимов, представитель Министерства
Konseyi Genel Sekreteri Baghdad Amreyev, Türk культуры и туризма Азербайджанской Республики
Akademisi Başkanı Darhan Kıdırali, TÜRK-Pa Genel Гюнай Алиева, представитель Министерства
Sekreteri Altınbek Mamayusupov, Kastamonu Valisi национального образования и культуры Турецкой
Yaşar Karadeniz, Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Республики Северного Кипра Шехбал Хамзаоглу,
Babaş, Kırgızistan'ın Oş Belediye Başkanı Taalaybek начальник управления культуры и туризма ТАО
Sarıbaşev, çeşitli kurum ve kuruluşların temsilcileri ve Гагаузия в составе Молдовы Марина Семенова,

15
basın mensupları katıldı. генеральный секретарь Тюркского совета Багдад
Амреев, президент Тюркской академии Дархан
Toplantının açılış konuşmasını yapan Kültür ve Turizm
Кыдырали, генеральный секретарь ТЮРКПА Алтынбек
Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türk Dünyası’nın
Мамаюсупов, губернатор области Кастамону Яшар
UNESCO'su TÜRKSOY'un 25. kuruluş yıl dönümünü
Карадениз, мэр Кастамону Тахсин Бабаш, мэр города
kutladıklarını dile getirerek, "Türk kültürünün yaşatılması
Ош Таалайбек Сарыбашев, представители различных
ve uluslararası bilinirliğinin artırılması hususundaki
официальных и неправительственных организаций и
özverili çalışmalarından dolayı” TÜRKSOY’a teşekkür
средств массовой информации.
etti.
В своем выступлении на открытии заседания министр
Mehmet Nuri Ersoy, "Sevgi, hoşgörü, kardeşlik ve культуры и туризма Турции Мехмет Нури Эрсой
dayanışma değerlerine dayanan Türk kültürünün поздравив в связи с 25-летием ТЮРКСОЙ, известную
uluslararası düzeyde benimsenmesi adına gayretle как «ЮНЕСКО тюркского мира», поблагодарил эту
çalışan TÜRKSOY, üstlendiği bu misyonu 25 yıldır международную организацию за самоотверженный
başarıyla yerine getirmektedir." dedi. труд на поприще сохранения тюркской культуры и
Bakan Mehmet Nuri Ersoy konuşmasına şöyle devam повышения ее узнаваемости в мире.
etti: «ТЮРКСОЙ, которая неустанно трудится в сфере
"TÜRKSOY, kültürün, toplumları bir araya getiren ve пропаганды в мире тюркской культуры, опирающейся
ortak bir platformda buluşturan yegane unsurlardan biri на такие универсальные ценности как любовь,
терпимость, братство и солидарность, в течение 25
olduğu düşüncesiyle kurduğu kültür sanat köprüleriyle
лет успешно выполняет данную миссию», - сказал
hiç şüphesiz, evrensel barışa hizmet etmektedir.
Мехмет Нури Эрсой.
Coğrafyamıza baktığımızda TÜRKSOY'a önemli görevler
düştüğü ortadadır. Sevgi, hoşgörü, kardeşlik ve Он добавил, что «деятельность ТЮРКСОЙ,
dayanışma değerlerine dayanan Türk kültürünün безусловно, способствует укреплению мира на всей
uluslararası düzeyde benimsenmesi adına gayretle нашей планете. В этом смысле на Международную
çalışan TÜRKSOY, üstlendiği bu misyonu 25 yıldır организацию тюркской культуры, представляющую из
başarıyla yerine getirmektedir. Aynı coğrafyada себя платформу культурной дипломатии,
yüzyıllardır kardeşçe yaşayan ülkelerimiz arasında укрепленную единством культуры стран, на
kültürel ortaklığı güçlendirilmiş bir diplomasi протяжении веков мирно сосуществующих на земле,
platformudur ve kültür bakanlarımızın da katkılarıyla возлагаются важные задачи на всем пространстве
önemli bir dayanışma aracı olmaktadır. Aynı zamanda нашей географии. В этом плане мы рассматриваем
kültür ve sanat dalında değerlerimizin, kültür ТЮРКСОЙ как воплощение общего разума, как

16
varlıklarımızın ve ana dilimizin yüceltilmesi için Türk выразителя единой воли тюркского мира, который
Dünyası’nın ortak aklı ve sözcüsü konumuna gelmiştir.". возвышает ценности в области культуры и искусства,
а также объекты культурного наследия и языки
Genel Sekreter Kaseinov, TÜRKSOY’un 25. yılına
тюркских народов».
girmesinin coşkusu ve Kastamonu’nun, “Türk Dünyası
Kültür Başkenti” etkinliklerini başarılı bir şekilde Эрсой также обратил внимание присутствующих на
tamamlanması ile bayrağın yeni kültür başkentine то, что масштабный проект «Культурная столица
devredilecek olmasının mutluluğunu yaşadıklarını dile тюркского мира» превратился в известную марку для
getirdi. городов, удостоенных данного высокого статуса, и
заверил, что Министерство культуры и туризма
Güçlü bir ortak irade, katılımcılarına sağladığı çok yönlü
придает важное значение подобным инициативам и
ve çok taraflı fayda sayesinde TÜRKSOY’un 25. yılına
всегда готово их поддержать. Руководитель главного
ulaştığını vurgulayan Kaseinov, “ 25 yıl zarfında
культурного ведомства Турции в конце своего
TÜRKSOY ile özdeşleşmiş ve gelenekselleşmiş pek çok
выступления пригласил всех посетить
faaliyet vardır. Bu bağlamda TÜRKSOY herkesin yararına
торжественное закрытие Года «Кастамону -
sürdürülebilir kültürel işbirliğinin en güzel örneğini
культурная столица тюркского мира-2018», который
oluşturmaktadır. Geçen 25 yıl zarfında bakanlar
сохранится в памяти народа яркими красками
düzeyinde 36. toplantının gerçekleştirilmesi; 2012’de
многочисленных культурных и творческих
başlayan “Kültür Başkenti” uygulamasının kesintisiz bir
мероприятий, имевших место в городе.
şekilde devam etmesi, Türk Dünyası ressamlarının,
edebiyatçılarının, opera sanatçılarının, bestecilerinin, Генеральный секретарь ТЮРКСОЙ Дюсен Касеинов
fotoğrafçılarının, halk dansları topluluklarının onlarca выразил чувство глубокого удовлетворения от того,
etkinlikte bir araya gelmesi, TÜRKSOY’un orkestralarının что успешно завершился Год «Кастамону -
ve korosunun talep edilen birer sanat markasına культурная столица тюркского мира-2018» и эстафета
dönüşmesi gibi hususlar Türk cumhuriyetleri ve akraba перейдет к другому городу, получившим право
toplulukların bu işbirliğinden çok istifade ettiklerinin, носить высокий статус «Культурная столица
ortak geleceğin kültürel işbirliği zemininde gelişmekte тюркского мира».
olduğunun göstergesidir.” diye konuştu.
«В результате 25-летней деятельности ТЮРКСОЙ
Kırgızistan’ın Oş şehri: 2019 Türk многие масштабные проекты и мероприятия в
области культуры и искусства стали неразрывно
Dünyası Kültür Başkenti
ассоциироваться с именем нашей организации. В
Açılış konuşmalarının ardından Daimi Konsey этом смысле ТЮРКСОЙ можно охарактеризовать как
katılımcıları toplantının gündem maddelerini ele aldı. яркий пример устойчивого культурного
Toplantıda, 2019 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti’nin взаимодействия выгодного для всех его сторон. За
belirlendi. прошедшие 25 лет состоялось 36
2010 yılında TÜRKSOY’un girişimi ile заседаний Постоянного совета
hayata geçen ve ilk kez 2012 yılında министров культуры стран-
Kazakistan’ın Astana şehrine verilen членов ТЮРКСОЙ,
‘’Türk Dünyası Kültür Başkenti’’ unvanı, беспрерывно продолжает жить
Türk Dili Konuşan Ülkeler Kültür начатая в 2012 году
Bakanları Daimi Konseyi’nin oy традиция
birliği ile Kırgızistan’ın Oş «культурной столицы
şehrine verildi. тюркского мира»,
Kırgız Cumhuriyeti Kültür, Bigi активно проходят
ve Turizm Bakanlığı’nın традиционные
önerisini destekleyen Daimi встречи
Konsey üyeleri, Oş şehrini 2019 художников,
Türk Dünyası Kültür Başkenti фотохудожников,
olarak seçti. литераторов,
артистов
Daimi Konsey tarafından
оперного
yapılan oylamanın ardından
искусства,
konuşma yapan Oş Belediye
композиторов,
Başkanı Taalaybek
танцевальных,
Sarıbaşev, tanıtım filmi
eşliğinde "2019 Türk Dünyası инструментальных,
Kültür Başkenti Oş" hakkında вокальных коллективов
bilgi verdi. тюркского мира,

17
созданные ТЮРКСОЙ Молодежный камерный
оркестр, Молодежный камерный хор и Оркестр
народных инструментов тюркских народов - все это
еще раз убедительно нам показывает, что тюркские
страны и регионы заинтересованы в этом культурном
взаимодействии и извлекают из него большую
пользу», - добавил Касеинов.

Кыргызский город Ош: культурная


столица тюркского мира-2019
После протокольных выступлений участники
заседания перешли к обсуждению повестки дня, в
рамках которого была определена новая культурная
столица тюркского мира на 2019 год.

Статус «Культурная столица тюркского мира»,


инициированный ТЮРКСОЙ в 2010 году и первые
присвоенный казахстанской столице городу Астана в
2012 году, на этот раз в соответствии с решением
2019 yılı Azerbaycanlı şair İmadeddin Постоянного совета министров культуры
Nesimi ve Halk Ozanı Aşık Veysel’i тюркоязычных стран единогласно был присужден
Anma Yılı кыргызскому городу Ош, кандидатура которого была
Türk Dünyası kültür ve sanat yaşamına ölümsüz eserler выдвинута Министерством культуры, информации и
armağan eden saygın şahsiyetleri kamuoyuna tanıtmak туризма Кыргызской Республики.
ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla, anma yılları
ilan eden TÜRKSOY, 36. Dönem Daimi Konseyi kararı ile 2019 год объявлен Годом
2019 yılını, büyük Azerbaycan şairi İmadeddin азербайджанского поэта
Nesimi’nin doğumunun 650. yılı münasebetiyle Имадеддина Несими и Годом
“Nesimi’yi Anma Yılı” ve ünlü halk ozanı Aşık Veysel’in
doğumunun 125. yılı münasebetiyle “Aşık Veysel Anma
турецкого поэта-певца Ашуга
Yılı” olarak ilan etti. Вейселя.
Oy birliği ile alınan karar kapsamında 2019 boyunca, ТЮРКСОЙ объявляет каждый год в память о том или
TÜRKSOY üyesi ülkelerde sözkonusu şahsiyetleri ином выдающемся деятеле тюркской культуры и
tanıtmak için bir dizi etkinlik gerçekleştirilmesi planlandı. искусства, и таким образом, популяризируя их имена

18
на международном уровне. В соответствии с
единогласным решением XXXVI заседания
Постоянного совета министров культуры
тюркоязычных стран 2019 год был объявлен Годом
великого азербайджанского поэта Имадеддина
Несими в честь его 650-летия и Годом выдающегося
турецкого народного поэта-певца Ашуга Вейселя в
честь его 125-летия. В связи с этим в течение
следующего года в странах-членах ТЮРКСОЙ
симпозиумы и концерты, выставки и фестивали,
которые призваны познакомить широкую аудиторию с
произведениями этих ярких деятелей, по праву
ставшими частью мировой сокровищницы культуры.

Ранее ТЮРКСОЙ были объявлены Годы башкирского


тюрколога Зеки Валиди Тогана (2010), татарского
поэта Габдуллы Тукая (2011), азербайджанского
драматурга Мирзы Фатали Ахундова и хакасского
тюрколога Николая Катанова (2012), казахского
2010 yılından bu yana devam eden uygulama композитора Мукана Тулебаева (2013), туркменского
kapsamında TÜRKSOY 2010-Zeki Velidi Togan, 2011- поэта Махтумкули Фраги и кыргызского поэта
Abdullah Tukay, 2012 - Mirza Fatali Ahundzade ve Токтогула Сатылганова (2014), турецкого драматурга
dNikolay Katanov, 2013 - Mukan Tölebayev, 2014 - Халдуна Танера и хакасского сказителя Семена
Mahtumkulu Firaki ve Toktogul Satılganov, 2015 - Кадышева (2015), великого тюркского мыслителя и
Haldun Taner ve Semen Kadışev, 2016 Yusuf Has Hacib, поэта Юсуфа Баласагуни (2016), азербайджанского
2017 Molla Penah Vagif "Anma Yılı" ilan etmiştir. поэта Моллы Пенаха (2017).

TÜRKSOY 2018 yılını Azerbaycanlı bestekar ‘’Gara Текущий год был объявлен Годом азербайджанского
Garayev’’, Kazak şair ‘’Mağcan Cumabay” ve Kırgız yazar композитора Кара Караева, казахского поэта
‘’Cengiz Aytmatov’’ Yılı olarak ilan etmiş ve bu kapsamda Магжана Жумабая и кыргызского писателя Чингиза
dünyanın dört bir köşesinde çeşitli etkinlikler Айтматова, в рамках которого во многих культурных и
düzenlemiştir. научных центрах мира состоялись различные
мероприятия.
Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı Genel Sekreteri Düsen
Kaseinov toplantının sonunda, Kültür Ve Turizm Bakanı В конце заседания генсек ТЮРКСОЙ Касеинов
Mehmet Nuri Ersoy’a TÜRKSOY 25. Yıl Madalyası, katılım вручил министру культуры и туризма Мехмету Нури
plaketi takdim ett. Kaseinov ayrıca Bakan Ersoy’a Kazak Эрсою памятную медаль в честь 25-летия ТЮРКСОЙ,
“Çapan”ı hediye etti. а также подарил традиционный казахский чапан.

Kaşgarlı Mahmut Hikaye Награждены победители


Yarışmasımda Ödüller Sahiplerini международного литературного
Buldu конкурса имени Махмуда Кашгари
TÜRKSOY Daimi Konseyi 36. Dönem Toplantısı В рамках XXXVI заседания Постоянного совета
kapsamında TÜRKSOY faaliyetlerinden oluşan министров культуры тюркоязычных стран состоялись
“TÜRKSOY Fotoğraf Sergisi” ve 5’incisi düzenlenen фотовыставка ТЮРКСОЙ и церемония награждения
Uluslararası Kaşgarlı Mahmut Hikaye Yarışması’na победителей V Международного литературного
katılan edebiyatçılar için Ödül Töreni de düzenlendi. конкурса им. Махмуда Кашгари. В этом конкурсе
“Mehmet Çavuş Geliyor” eseriyle yarışmanın birincisi первое место было присуждено Решиту Ханадану из
Kosova’dan Reşit Hanadan’a, “Hanbala ile Han Bala” Косово за его произведение «Mehmet Çavuş Geliyor»,
eseriyle ikinci olan Başkurdistanlı (RF) Ferzene второго места удостоена Ферзене Акбулатова из
Akbulatova’ya, “Altıncı Parmak” eseriyle üçüncülük elde Башкортостана (РФ) («Hanbala ile Han Bala»), третье
eden Türkiye’den Yücel öztürk’e ve “Dönmeyen место досталось Юджелю Озтюрку из Турции за его
Yolcular” esriyle mansiyon ödülüne layık görülen Irak произведение «Altıncı Parmak». Поощрительной
Türkmenelili Elif Köprülü’ye ödüllerini protokol üyeleri премией была отмечена работа Элиф Кёпрюлю из
takdim etti. Туркменэли «Dönmeyen Yolcular».

19
2018 – Türk Яркая церемония
закрытия Года
Dünyası Kültür «Кастамону -
Başkenti культурная столица
тюркского мира-2018»
Kastamonu’ya В турецком городе Кастамону,
Görkemli принимавшем XXXVI заседание
Постоянного совета министров
Kapanış культуры тюркоязычных стран,
состоялась церемония закрытия Года
«Кастамону - культурная столица
TÜRKSOY Daimi Konseyi 36. Dönem тюркского мира-2018», в ходе которого
Toplantısı’nın yapıldığı Kastamonu, на сцене спорткомплекса имени
Atatürk Spor Salonu’nda düzenlenen “2018 Ататюрка данный высокий статус
Türk Dünyası Kültür Başkenti Kapanış перешел в руки кыргызского города Ош.
Töreni’’ ile bir yıl gururla taşıdığı “Kültür
Başkenti” unvanını devretti. концертной программе мероприятия приняли

astamonu’da, “Kültür Başkenti” kapsamında yıl В участие свыше 250 артистов из Азербайджана,
Казахстана, Кыргызстана, Турции, Узбекистана,

K boyu düzenlenen etkinlikler, Azerbaycan,


Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye,
Tataristan (RF), Başkurdistan (RF), Kabardin Balkar (RF),
российских регионов: Башкортостана, Кабардино-
Балкарии, Татарстана и Тувы, а также Гагаузии
(Молдова), Боснии и Герцеговины, Сербии, Болгарии.
Tıva (RF), Gagavuz Yeri (Moldova), Bosna-Hersek, В своем выступлении на церемонии закрытия
Sırbistan, Bulgaristan’dan katılan 250’den fazla генеральный секретарь ТЮРКСОЙ Дюсен Касеинов
sanatçının sahne aldığı kapanış töreni ile zirveye ulaştı. поблагодарил жителей Кастамону за радушный
Kapanış töreninde açılış konuşmasını yapan TÜRKSOY прием всех гостей города в течение года и заявил,
Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Şeyh Şaban-i Veli’nin что «все мы являемся потомками Шейха Шабан-и
Вели».

20
torunları olduklarını, yıl boyu misafirleri en iyi şekilde «Для популяризации страны нет более действенного
ağarlamakla gösteren Kastamonululara teşekkür etti. инструмента чем культура и искусство. Могу с
уверенностью сказать, что Кастамону, благодаря
Kaseinov; “Bir toplumun, bir ülkenin tanıtımında kültür ve
своим культурным ценностям, красивой природе,
sanat kadar etkili ikinci bir araç yoktur. Şunu rahatlıkla
духовным наследием и вкусной национальной кухней,
söyleyebilirim ki, Kastamonu, sahip olduğu kültürel покорила сердца тюркского мира. А сейчас символ
değerleri ,le doğal güzellikleriyle manevi mirası ve «Культурная столица тюркского мира» перейдет в
lezzetli mutfağı ile Türk Dünyası’nın kalbinde taht руки мэра города Ош. Желаю этому историческому
kurmuştur. Birazdan Kültür Başkenti bayrağını Oş şehri городу успехов в предстоящем году!», - добавил
alacaktır. Oş’a şimdiden başarılar dilerim” diye konuştu. Касеинов.

Kapanış töreninde Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz, Во время церемонии также выступили губернатор
Belediye Başkanı Tahsin Babaş ve Kültür ve Turizm области Кастамону Яшар Карадениз, мэр Кастамону
Bakan Yardımcısı Ahmet Haluk Dursun birer konuşma Тахсин Бабаш и заместитель министра культуры и
yaptı. туризма Ахмет Халюк Дурсун.

Konuşmaların ardından Kastamonu Beleiye Başkanı Сразу после церемонии передачи символа
Tahsin Babaş “Türk Dünyası Kültür Başkenti” «Культурная столица тюркского мира» состоялся
незабываемый концерт с участием артистов из
Sembolü”nü Oş Belediye Başkanı Taalaybek Sarıbaşev’e
разных уголков тюркского мира, а канал «ТРТ-Аваз»
teslim etti.
Турецкой гостелерадиокомпании организовала
Devir teslim töreninin sonrasında Türk Dünyası’nın farklı прямую трансляцию этого яркого события. Зрители
coğrafyası ve topluluklarını temsil eden sanatçıların были в восторге и бурно рукоплескали после
gerçekleştirdiği konser, bir yıldır Türk halklarını bir araya концерта.
getiren çeşitli etkinliklere evsahipliği yapan Мероприятие завершилось групповым
Kastamonulular ve katılımcılara unutulmaz bir gece фотографированием с тюркскими артистами и
yaşattı. официальными лицами, участвовавшими в церемонии
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu - TRT-AVAZ официального закрытия Года «Кастамону - культурная
столица тюркского мира-2018».
kanalından canlı yayınlanan konserde sahne alan ses
sanatçısı ve dans toplulukları, Türkiyenin çeşitli
bölgelerinin yanısıra, Azerbaycan, Kazakistan,
Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Başkurdistan (RF),
Tataristan (RF), Tıva (RF), Kabardin-Balkar (RF), Gagavuz
Yeri (Moldova), Bosna-Hersek, Sırbistan ve Bulgarıstan’a
özgü müzik ve danslar eşliğinde izleyicilere görsel şölen
sundu.

Sanatçıların performaslarını coşkulu alkışlarla


destekleyen izleyiciler, konser sonunda sanatçılarla
fotoğraf çekilmek için uzun kuyruklar oluşturdu.

“2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti Kapanış Töreni’’


sanatçılar ve protokolün çekildiği aile fotoğrafıyla sona
erdi.

21
TÜRKSOY Gençlik
Oda Orkestrası
BALKAN
SAHNELERİNİN
VAZGEÇİLMEZİ
Бессменный Молодежный камерный оркестр
ТЮРКСОЙ на сценах балканских стран

TÜRKSOY tarafından 2010 yılında kurulan Молодежный камерный оркестр ТЮРКСОЙ,


ve bünyesinde Türk Dünyası’nın çeşitli созданный Международной организации
ülkelerinden genç sanatçıların yer aldığı тюркской культуры ТЮРКСОЙ в 2010 году и
TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası, Balkan в составе которого играют молодые
ülkelerine düzenlediği turnelerle Avrupalı музыканты из разных стран тюркского мира,
sanatseverleri Türk Dünyası sanatçıları ve продолжает знакомить европейских
müzik eserleriyle tanıştırmaya devam ценителей искусства композиторами
тюркского мира и их музыкальными
ediyor. Türk kültürünü dünyaya tanıtmak
произведениями в рамках балканского
şiarıyla çıkılan Balkan Turnesi
турне. В рамках турне, которое началось в
kapsamında, TÜRKSOY Gençlik Oda трех балканских странах состоялись
Orkestrası, Priştine, Prizren, Çetince, концерты, посвященные 25-летию со дня
Mostar, Saraybosna ve Zenitsa şehirlerinde создания ТЮРКСОЙ, которые прошли в
TÜRKSOY’un kuruluşunun 25. yılına ithaf городах Приштине, Призрене, Цетине,
edilen konserler gerçekleştirildi. Мостаре, Сараево и Зенице.

22
urne öncesinde Ankara’da çalışmalarını

T
этом году в составе оркестра, который
gerçekleştiren TÜRKSOY Gençlik Oda
Orkestrası’nda bu yıl Azerbaycan, Kazakistan,
Kırgızistan, Türkiye ve Türmenistan’dan genç
sanatçılar yer alırken orkestraya Azerbaycan’dan
Mustafa Mehmandarov şeflik etti.
В значительно обновил свой репертуар и
провел плодотворный репетиционный период
в Анкаре, принимают участие юные музыканты
из Азербайджана, Казахстана, Кыргызстана, Турции и
Туркменистана. Дирижером оркестра является маэстро
Türkçe konuşan halkların genç sanatçılarının tecrübe Мустафа Мехмандаров из Азербайджана.
paylaşımı gerçekleştirmesi ve Türk klasik müzik
В репертуаре оркестра, созданного в 2010 году для
eserlerinin tüm dünyada tanıtılması amacıyla sekiz yıl
содействия обмену опытом молодых музыкантов из
önce kurulan orkestranın repertuvarında, dünya
тюркских стран и продвижения тюркской классической
kalasiklerinin yanı sıra Türk Dünyası’ndan pek çok
музыки во всем мире, наряду с произведениями
bestekarın eseri yer aldı.
мировой классики присутствуют сочинения многих
İlk Durak Kosova’ydı композиторов тюркского мира.

TÜRKSOY Gençlik Orkestrası Balkan Turnesi Первый концерт турне прошел в


kapsamında sanatçıların ilk durağı Kosova oldu.
Косово
‘"Uluslararası Sanatla Uyanmak Festivali" kapsamında
Priştine ve Prizren şehirlerinde iki konser Балканское турне Молодежного камерного оркестра
gerçekleştiren orkestra ardından Karadağ'ın kültür ТЮРКСОЙ началось с концерта в Косово. Сначала
başkenti Çetince’de dünyaca ünlü Rus Kemancı Viktor оркестр выступил на Международном фестивале

Tretiakov'la birlikte sahne aldı. Espressivo Müzik «Пробуждение через искусство» в косовских городах
Festivali kapsamında gerçekleştirilen konserde Приштине и Призрене, затем выступи вместе с
orkestraya solist olarak Viktor Tretiakov’un yanı sıra всемирно известным российским скрипачом Виктором
Natalia Likhopoi ve Karadağlı virtüöz Miran Begić’ eşlik Третьяковым в культурной столице Черногории Цетине.
etti. Çetince konseri öncesinde stüdyoda kayıt alan В этом концерте, прошедшем в рамках музыкального
TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası, yerel фестиваля «Эспрессиво», также приняли участие
bestekarlardan biri olan Milivoja Picurica’nın скрипачи-виртуозы Наталья Лихопой и Миран Бегич.
Divertimento isimli eserinin Dünya prömiyerini de Молодежный камерный оркестр ТЮРКСОЙ накануне
gerçekleştirildi. концерта в Цетине сделал запись в студии, и также
исполнил мировую премьеру сочинения одного из
Turnenin devamında Mostarlı sanatseverlerle buluşan
местных композиторов Миливоджи Пикурицы под
TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası, geçtiğimiz yılın
названием Divertimento.
ardından ikinci kez Mostar Yaz Festivali kapsamında
sahne aldı. Mostar Kültür Merkezi’nde konsere katılan Следующей остановкой стал Мостар, где Молодежный
sanatseverler konser sonunda sanatçıları uzun süre оркестр ТЮРКСОЙ вновь принял участие в Летнем
ayakta alkışlayarak beğenilerini ifade etti. фестивале и во второй раз встретился с мостарской

23
TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestra’nın Bosna Hersekteki публикой. Слушатели, собравшиеся в Культурном
ikinci durağı başkent Saraybosna oldu. Tarihi Ordu центре Мостара, по окончании концерта наградили
Evi’nde gerçekleştirilen konsere Yunus Emre Enstitüsü музыкантов длительной овацией.
Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş’in yanı sıra çok sayıda davetli
Вторая остановка Молодежного камерного оркестра
katıldı. Turne sırasında Azerbaycanlı ünlü bestekar
Hayyam Mirzazade’nin vefat haberini alan TÜRKSOY ТЮРКСОЙ в Боснии и Герцеговине была в столичном
Gençlik Oda Orkestrası, Mirzazade’nin anısına Gara Сараево. На концерте, состоявшемся в Доме
Garayev’in ‘'Matem'’ isimli eserini konser programına офицеров, присутствовал директор Института имени
dahil ederek kendisini saygı ve minnetle andı. Юнуса Эмре Шереф Атеш и другие почетные гости.
Во время турне пришла печальная весть о кончине
Turnenin son konseri, Bosna Hersek’in Zenitsa şehrinde выдающегося азербайджанского композитора Хайяма
gerçekleşti. Mart ayında baharın gelişi Nevruz’u Türk Мирзазаде, память о котором Молодежный камерный
Dünyası’ndan kalabalık bir grupla Zenitsa’da kutlayan оркестр ТЮРКСОЙ почтил исполнением «Траурной
TÜRKSOY, Zenitsa şehrine bu kez Gençlik Oda прелюдии» Кара Караева.
Orkestrası ile misafir oldu. Zenitsa Oda Orkestrası ile
birlikte, Yunus Emre Enstitüsü ve Kardeşlik Köprüleri Заключительный концерт турне прошел в боснийском
Derneği işbirliğinde gerçekleştirilen konsere городе Зенице. Еще в марте этого года ТЮРКСОЙ
sanatseverler yoğun ilgi gösterdi. Zenitsa Oda было организовано празднование Навруза в Зенице с
Orkestrası ve TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası’nı bir участием большой группы артистов из тюркских
araya getiren etkinlik Zenitsa şehrinde büyük ilgi стран, и вот теперь здесь выступал оркестр
uyandırdı. Turne öncesinde birbirleriyle notaları ТЮРКСОЙ. В организации мероприятия оказали
paylaşan sanatçılar, uzun süren çalışmaların ardından содействие Институт имени Юнуса Эмре и
aynı sahneyi paylaşmanın heyecanına ortak oldu. Ассоциация братских связей. Публика проявила
Zenitsa Oda Orkestrası ve TÜRKSOY Gençlik Oda большой интерес к концерту, который прошел с
Orkestrası birleşiminden oluşan orkestra konserinin son участием Камерного оркестра Зеницы. Музыканты
bölümünde Nury Khalmamedov’un ‘’Ninni’’ isimli eserini, двух коллективов готовились к концерту совместно,
Bosna Hersekli şef Amna Husejnagić yönetiminde icra обменивались партитурами, разучивали новые
etti. TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası Şefi Mustafa произведения, поэтому волнение музыкантов было
Mehmandarov ise Sajid Jusić’in ‘’Zaman’’ isimli eserini закономерным. Камерный оркестр Зеницы и

24
Молодежный оркестр ТЮРКСОЙ совместно
исполнили «Колыбельную» Нуры Халмамедова под
руководством дирижера Амна Хусейнагича. В свою
очередь, маэстро Мустафа Мехмандаров
дирижировал исполнением сочинения «Время»
Саида Южича, которое вызвало большое одобрение и
аплодисменты зала. В завершение концерта
прозвучала музыка Кара Караева, публика долго
аплодировала оркестру.

Произведения композиторов
тюркского мира были восторженно
orkestra ile birlikte icra ederek seyircilerden büyük alkış встречены публикой
aldı.
В концерте, наряду с произведениями мировой
Gara Garayev’in eseri ile son bulan konserin ardından классики прозвучали сочинения композиторов
salonda bulunan sanatseverler orkestrayı uzun süre тюркского мира. Так, впервые за пределами
ayakta alkışladı. Казахстана прозвучали кюй «Кёроглы» известного
казахского народного композитора Даулеткерея
Türk Dünyası Bestekarlarına Ait Шигаева (1820-1887) и сочинение казахского акына
Eserler Büyük Beğeni Topladı Махамбета (1803-1846). Оба произведения были
аранжированы для камерного оркестра музыкантом
Konserlerde dünya klasiklerinin yanı sıra Türk Молодежного камерного оркестра ТЮРКСОЙ
Dünyası’ndan bestekarlara ait pek çok eser Balkanlı Биржаном Мынбаевым.
sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Türk Dünyası'nın
Среди произведений, исполненных оркестром в
ortak kahramanı Köroğlu’ya ithafen Kazakistan'ın 19
балканской программе, значительное место заняли
yüzyıl ünlü halk ozanlarından Dauletkerey Şıgayulı'nın
сочинения азербайджанского композитора Кара
bestelediği Kazak küyi "Köroğlu" ve Mahambet
Караева, 100-летие которого отмечается в 2018 году,
Utemisulı'ya ait ‘'Cumhur Kılıcı'’ isimli eserlerin orkestra
и туркменского композитора Нуры Халмамедова, что
üyesi Birjan Mınbayev tarafından yapılan düzenlemeleri, было приурочено к 80-летию со дня его рождения. В
TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası'yla ilk kez Kazakistan репертуаре оркестра также прозвучали пьесы
toprakları dışında icra edildi. композитора из Кыргызстана Сеитали Медетова и
турецкого композитора Ульви Джемаля Эркина.
TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası repertuvarında,
doğumunun 100. yılı vesilesiyle Azerbaycan’dan Gara
Виктор Третьяков: «Я счастлив
Garayev’in eserlerine ve doğumunun 80. yılı vesilesiyle
выступать вместе с Молодежным
ise Türkmenistan’dan Nury Khalmamedov’un eserlerine
özel olarak yer verildi. Orkestra repertuvarında
оркестром ТЮРКСОЙ».
Kırgızistan’dan Seitaly Medetov ve Türkiye’den Ulvi В концерте в городе Цетине, прошедшем в рамках
Cemal Erkin’in eserleri de bulunuyordu. фестиваля «Эспрессиво», солистом выступил

25
Viktor Tretiakov : TÜRKSOY Gençlik знаменитый виртуоз Виктор Третьяков, который в
своем интервью после концерта выразил свои
Oda Orkestrası İle Aynı Sahneyi впечатления: «До того, как я приехал сюда, я был
Paylaşmaktan Heyecan Duydum наслышан об этом оркестре. Я познакомился с
Espressivo Müzik Festivali kapsamında, Karadağ’ın молодыми музыкантами на наших репетициях. Меня
Cetince şehrinde gerçekleştirilen konserde solist olarak поразила их энергия и музыкальность. Это
yer alan ünlü virtüöz Viktor Tretiakov, konser sonrasında действительно отличный оркестр, и его дирижер
yapmış olduğu açıklamada TÜRKSOY Gençlik Oda Мустафа Мехмандаров очень хороший. Мы дали
Orkestrası ile aynı sahneyi paylaşmaktan heyecan сегодня прекрасный концерт. Кроме того, этот
duyduduğunu ifade etti. Tretiakov :‘’Bu festivale концерт также дал мне возможность через 38 лет
gelmeden önce aynı sahneyi paylaşacağım orkestranın снова встретиться с моим дорогим другом Дюсеном
Касеиновым. Мы учились вместе в Москве, потом,

26
спустя годы, мы встретились в Мексике. Я был очень
рад снова встретиться с ним здесь. Очень счастлив
быть на сцене в Цетине вместе с Молодежным
камерным оркестром ТЮРКСОЙ в рамках такого
замечательного фестиваля».

Миран Бегич: «Это был самый


красивый концерт, когда-либо
состоявшийся на этом фестивале»
Скрипач из Черногории Миран Бегич подчеркнул, что
цель фестиваля - предоставить возможность
всемирно известным оркестрам и солистам
выступить вместе с исполнителями из Черногории.
Он также сказал: «Думаю, это самое прекрасное
событие, которое мы видели на этом фестивале за
последние 11 лет, и я думаю, что этим мы обязаны
блестящему выступлению Молодежного камерного
оркестра ТЮРКСОЙ, который выступил вместе с
приглашенными солистами. Мы следим за
деятельностью ТЮРКСОЙ в течение многих лет. Этот
концерт знаменует собой начало нашего
сотрудничества с Международной организацией на
многие годы, и я считаю, что в будущем мы вместе
реализуем крупные проекты».

Дюсен Касеинов: «Вот уже


четверть века мы укрепляем
дружбу и сотрудничество,
используя универсальный язык
искусства»
Генеральный секретарь ТЮРКСОЙ Дюсен Касеинов
так прокомментировал результаты балканского
турне: «Мы вновь смогли убедиться в способности
музыки объединять людей независимо от языка,
религиозных убеждений или этнического
происхождения. Турне Молодежного камерного
оркестра ТЮРКСОЙ собрало на Балканах все
братские народы, а также людей, которые
интересуются тюркской культурой и искусством».
Далее он сказал: «В этом году мы отмечаем 25-летие
Международной организации ТЮРКСОЙ. Этой
славной дате посвящено балканское турне оркестра,
которое началось в Косово, продолжилось в
Черногории, в рамках этого турне состоялись
sadece ismini duymuştum. Gençlerle ilk olarak provada концерты в Зенице, Сараево и Мостаре. Уже четверть
tanıştık. Onların enerjisi ve müzikal becerilerine hayran века ТЮРКСОЙ, международная организация
oldum. Çok iyi bir orkestra, mükemmel bir şef, Mustafa культурного сотрудничества, используя
Mehmandarov. Harika bir konser gerçekleştirdik. Bunun универсальный язык искусства, строит мосты дружбы,
yanısıra, bu akşamki konserimiz eski dostum Düsen способствует культурному сближению, взаимному
Kaseinov ile 38 yıl sonra bir araya gelmemize vesile пониманию разных народов».
oldu. Kendisi ile Moskova’da beraber eğitim almıştık,
sonrasında en son yıllar önce Meksika’da görüşmüştük, Мустафа Мехмандаров: «Я
tekrar karşılaşmamızdan memnuniyet duydum. Çetince счастлив представлять культуру
şehrinde, böyle güzel bir festivalde, TÜRKSOY Gençlik
Oda Orkestrası ile aynı sahneyi paylaşmaktan dolayı çok
тюркского мира»
mutluyum.’’ dedi. Мустафа Мехмандаров в 2010 году начал выступать с

27
Miran Begić: 11 Yıldır
Gerçekleştirdiğimiz Festivalin En
Güzel Konserine İmza Attık
Espressivo Müzik Festivali’nin amaçları arasında klasik
müzik alanında dünyaca tanınmış orkestra ve solistlerin
Karadağlı sanatçılarla aynı sahneyi paylaşmasının
olduğunu dile getiren Karadağ’lı keman sanatçısı Miran
Begić; ‘’Sanırım bu akşam 11 yıldır gerçekleştirdiğimiz
festival tarihindeki en güzel etkinliğe imza attık. Bunda
TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası’nın enerjisi ve konuk
solistlerimizin katkısı çok büyük. TÜRKSOY’u uzun
yıllardır takip etmekteydik, işbirliğimizi sahneye
taşımamız bu yıl mümkün oldu. Bu akşamki performans
bu işbirliğinin uzun yıllar süreceğinin ve önemli projelere
birlikte imza atacağımızın en önemli işareti.’’ dedi.

TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen


Молодежным камерным оркестром как скрипач.
Kaseinov: 25 Yıldır Sanatın Evrensel
После завершения музыкального образования в 2016
Dilini Kullanarak Dostluk Köprüleri году он встал за дирижерский пульт и выступал
İnşaa Ediyoruz вместе с дирижером Анваром Акбаровым, который
руководил оркестром ТЮРКСОЙ с первых дней его
Gerçekleştirilen konserlerin ardından açıklama yapan
основания. В этом году молодой маэстро впервые
TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, TÜRKSOY
руководил оркестром в ходе балканского турне.
Gençlik Oda Orkestrası turnesinin, Balkanlarda yaşayan
Подготовка к турне проходила в Анкаре, оркестру
akraba, soydaş halkların yanı sıra Türk kültür ve sanatına
пришлось много репетировать. Мустафа
ilgi duyan kişileri bir araya getirdiğini belirterek "Dil, din,
Мехмандаров так оценивает балканское турне:
ırk gözetmeksizin müziğin birleştirici etkisine bir kez
«Наши концерты в Приштине, Призрене, Цетине,
daha şahit olduk." dedi.

28
Genel Sekreter Kaseinov ayrıca: ‘’Bu yıl TÜRKSOY, Мостаре, Сараево и Зенице прошли с большим
kuruluşunun 25. yılını kutlamaktadır. Kosova’da успехом. Это турне ни в коем случае не состоит
başlayan, Karadağ’da devam eden, Saraybosna ile только из концертов. Это прежде всего творческое
birlikte Mostar ve Zenitsa şehirlerini kapsayan bu turneyi общение молодых музыкантов из пяти разных стран.
TÜRKSOY’un kuruluşunun 25. yıl dönümüne ithaf Мы многому научились друг у друга, стали друзьями,
etmekteyiz. TÜRKSOY 25 yıldır sanatın evrensel dilini исполняли музыку. Еще один важный момент - турне
kullanarak dostluk köprüleri inşaa eden, kültürleri посвящено 25-летию ТЮРКСОЙ. Почти восемь лет я
tanıştıran ve halkları birleştiren bir uluslararası kültürel участвую в проектах Международной организации
işbirliği örgütüdür.’’diyerek düşüncelerini ifade etti. тюркской культуры. Благодаря ТЮРКСОЙ не только
изменилась моя карьера, эта организация изменила
Mustafa Mehmandarov:Dünyanın мою жизнь, подарив много возможностей. Теперь я
Dört Bir Yanında Türk Dünyası’nı имею счастливую возможность с гордостью
Temsil Etmekten Gurur Duyuyorum представлять культуру тюркского мира во всем мире.
Это турне, например, подарило возможность
TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası’na ilk kez 2010 yılında
выступать вместе с Виктором Третьяковым, - для
keman sanatçısı olarak katılan Mustafa Mehmandarov,
многих музыкантов - это мечта, и ТЮРКСОЙ сделала
eğitiminin ardından 2016 yılından bu yana orkestrada şef
ее реальностью».
olarak görev almaya başladı. Orkestra’nın kurucu şefi
Anvar Akbarov ile birlikte orkestrayı yöneten Mustafa
Mehmandarov ilk kez bu yılki turnede tek başına şeflik
görevini üstlendi. Balkan Turnesi öncesinde Ankara’da
yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürdüklerini açıklayan
Mustafa Mehmandarov turneyi değerlendirdi: ''Priştine,
Prizren, Çetince, Mostar, Saraybosna ve Zenitsa
konserlerimiz çok başarılı geçti. Bu turne sadece
konserlerden ibaret bir turne değil elbette. 5 farklı
devletten genç arkadaşlarımızla bir arada, çok güzel
günler geçirdik. Birbirimizden öğrendik, arkadaş olduk,
sanatımızı icra ettik. Bu turnenin bir başka öne çıkan
noktası TÜRKSOY’un kuruluşunun 25. yılını kutluyor
olmamız. Yaklaşık 8 yıldır TÜRKSOY’un çalışmalarında
yer alıyorum, TÜRKSOY sadece kariyerim için değil, tüm
yaşamımda fark yaratan, pek çok fırsat sağladı.
Dünyanın dört bir yanında Türk Dünyası’nı gururla temsil
etmeme vesile oldu. Bu turneden bir örnek verecek
olursam, Viktor Tretiakov ile aynı sahneyi paylaşmak pek
çoğumuz için bir hayaldi, TÜRKSOY sayesinde gerçek
oldu.’’
TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası’nın Балканское турне Молодежного
Balkanlar Turnesi камерного оркестра ТЮРКСОЙ

Анастасия Третьякова
Anastasia Tretyakova Музыкальный фурор, состоявшийся в Национальном
Karadağ’ın kadim başkenti музее древней столицы Черногории Цетине,
Çetinye’de gerçekleşen hayran запомнится публике не только звездным набором
bırakıcı müzik şenliği, izleyicilerin исполнителей, проницательной музыкальной
yüreklerini yalnızca yıldız составляющей и славной организацией самого
müzisyenlerle değil, aynı zamanda концерта: дружба народов - ключевая идея,
konserin müzik eserleriyle ve фигурирующая в рамках балканского турне, придала
etkinliğin organize edilmesinin событию особую атмосферу лирического торжества,
kusursuzluğuyla fethetmiştir. тем самым, максимально глубоко оправдав свое
Balkan turnesi kapsamında üzerine значение.
vurgu yapılan halkların kardeşliği
При содействии известного черногорского деятеля
gibi bir anahtar düşünce haklı bir
культуры и скрипача Мирана Бегича, было положено
biçimde şölene lirik bir zafer
достойное начало новому музыкальному союзу,
havasını kazandırmıştı. который наглядно обладает большими перспективами.
Tanınmış Karadağlı kültür insanı ve Одну из главных ролей этого колоритного события
kemancı Miran Begiç’in сыграл блистательный молодежный камерный оркестр
destekleriyle büyük perspektifler ТЮРКСОЙ, созданный генеральным секретарем
vaat eden yeni bir müzik işbirliğinin организации Дюсеном Курабаевичем Касеиновым.
temeli atılmıştı. Именно его усилиями и был сформирован коллектив,
состоящий из лучших юных музыкантов тюркоязычных
Bu parlak etkinliğin en önemli rolünü ise Genel Sekreter
стран.
Düsen Kaseinov tarafından kurulan başarılı TÜRKSOY
Gençlik Oda Orkestrası yerine getirmiştir. Bizzat Во многом благодаря искусному управлению
Kaseinov’un gayretleriyle söz konusu bu orkestra Türk молодого, но уже, можно смело сказать, выдающегося
Dünyası’nın en iyi genç müzisyenlerinden азербайджанского дирижера Мустафы Мехмандарова,
oluşturulmuştur. оркестру удалось с изысканной тонкостью, но в то же
время с неподдельной восточной страстью, открыть
Genç olmasına karşın rahatlıkla ünlü olarak публике чарующую завесу музыки композиторов
niteleyebileceğimiz Azerbaycanlı orkestra şefi Mustafa тюркского мира, таких как: Даулеткерей, У. Д. Эркин, Н.
Mehmandarov’un ustaca yönetimi sayesinde orkestra, Халмамедов и К. Караев.
hem zarif bir incelik hem de Doğu’ya özgü samimi bir
tutkuyla izleyenler için Devletkerey, Erkin, Halmamedov Прозвучавшие в этот вечер произведения И. С. Баха и
ve Karayev gibi Türk Dünyası’nın ulu bestecilerine ait Я. Сибелиуса, невероятно гармонично вписавшиеся в,
müziğin büyüleyici perdesini aralayabilmıştır. казалось бы, диссонирующий с ними
вышеперечисленный репертуар, послужили
O akşam sahnede Bach ve Sibelius’un seslendirilen эмоционально-контрастным дополнением музыкальной
eserleri inanılmaz ahenkli bir biçimde yukarıdaki ilk программы. Не осталась без внимания публики и
bakışta uyumsuz gibi gelebilen repertuarın içinde yerini завораживающая музыка страны-хозяйки: мировая
almış, ana programın zenginleşmesine yol açmıştır. премьера произведения талантливого композитора
Konserde ilk prömiyeri gerçekleşen ev sahibi ülkenin Миливоя Пичурича вызвала у зала особые овации.
yetenekli bestecisi Milivoy Piçuriç’in eserleri de
Знаменательными гостями интернациональной сказки
izleyenlerin yüreklerini derinden etkilemiştir.
стали звездные солисты, дополнившие вечер частичкой
Enternasyonal masalın yıldız misafirleri olan dünya
русского культурного наследия (пьесами Д.
çapında tanınan kemancı Viktor Tretyakov ve eşi Natalya
Шостаковича) - всемирно известный скрипач Виктор
Lihopoy Rus kültür mirasının bir parçası olan D.
Третьяков со своей супругой Натальей Лихопой.
Şostakoviç’in piyesleriyle bu akşamı daha da
zenginleştirmiştir. Гармоничное сочетание произведений не только
различных культур, но и эпох, придало событию
Hem çeşitli kültürlere hem de farklı devirlere ait определенный магический эффект, погружающий в
eserlerin ahengi etkinliğe, tam bir estetik zevke yol açan полное эстетическое наслаждение, а царящая на
belirli bir büyüleyici etki katmış, konserde hakim olan концерте атмосфера миролюбия, глубокой
barışseverlik, kültürel çeşitliliğe yönelik derin bir респектабельности и теплого отношения к
saygınlık ve sıcak bir duruş şüphesiz ki dünya культурному многообразию, однозначно
seviyesinde yeni fikirlerin ve müzik projelerinin ortaya поспособствует возникновению новых идей и
çıkmasına vesile olmuştur. музыкальных проектов на мировом уровне.

30
TÜRKSOY Gençlik Korosu

Kazakistan’da
Казахстанские гастроли Молодежного хора ТЮРКСОЙ

Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı Казахстанские гастроли


TÜRKSOY'un kuruluşunun 25. yılı Молодежного хора
kutlamaları kapsamında Международной
dünya genelinde организации тюркской
düzenlediği культуры ТЮРКСОЙ,
etkinliklerin bir ayağı организованные как
и другие
olan TÜRKSOY
мероприятия по
Gençlik Korosu всему миру в
Kazakistan Turnesi, рамках 25-летия
Karaganda kentinde ТЮРКСОЙ, начались
gerçekleştirilen с грандиозного
muhteşem konser ile концерта в городе
başladı. Караганде.

32
araganda'nın "Şalkıma" konser salonunda а концерте, состоявшемся на сцене

K düzenlenen ve yoğun ilgi gören konsere,


TÜRKSOY Genel Sekreteri Prof. Düsen Kaseinov,
Karaganda Vilayeti Vali Yardımcısı Jandos Abışev,
Н концертного зала «Шалкыма» и имевшем
большой успех у зрителей, присутствовали
генеральный секретарь ТЮРКСОЙ профессор Дюсен
Kazakistan Filarmonisi Genel Müdürü Talgat İdrisov, Касеинов, вице-губернатор Карагандинской области
Karaganda Tiyatro Müdürü Cansızbay Bekbolatov, Жандос Абышев, генеральный директор
Kazakistan'da mukim diplomatik misyon temsilcileri, Казахстанской филармонии Талгат Идрисов,
yerel kurum ve kuruluşların temsilcileri ve basın директор Карагандинского театра Жансызбай
mensupları katıldı.
Бекболатов, представители дипмиссий,
расположенных в Казахстане, сотрудники СМИ,
Karaganda’da, Koro ve caz müziği
местных учреждений и организаций.
aynı sahnede
TÜRKSOY tarafından Türk Dünyası koroları arasında Хор и джаз на одной сцене в
repertuvar, şef, sanatçı değişimlerinin yapılabilmesi ve Караганде
Türk müziğinin dünyaya tanıtılması amaçları
Молодежный камерный хор ТЮРКСОЙ, созданный в
doğrultusunda, TÜRKSOY üyesi ülkelerin önde gelen
2015 году с целью создания возможности обмена
konservatuvarlarından seçilen başarılı genç koro
sanatçılarının bir araya getirilmesiyle 2015 yılında между хоровыми коллективами тюркского мира
kurulan ve kurulduğu yıl katıldığı Almanya'da репертуаром, дирижерам и музыкантами, и в первый
düzenlenen 2. Avrupa Koro Oyunları'ndaki yarışmalarda же год выигравший сразу 3 золотые медали во II
3 altın madalya kazanarak Türk Dünyası'nın gurur Европейских хоровых играх в Германии, в Караганде
vesilesi olan TÜRKSOY Gençlik Korosu, etkinlikler выступил вместе с известной американской джаз-
yelpazesine bir yenisini daha ekleyerek, ünlü Amerikan певицей Амикаейлой Гастон и группой «Harmonik
caz sanatçısı Amikaeyla Gaston ve "Harmonic Rhythms" Rhythyms».
grubu ile birlikte sahne aldı.
В своей приветственной речи на открытии
"Müzik Şehri" Karaganda'da 20'incisi düzenlenen международного фестиваля «Музыкальная
Uluslararası "Müzikal Sarıarka" Festivali çerçevesindeki Сарыарка» генеральный секретарь ТЮРКСОЙ Дюсен
konserin açılış konuşmasını yapan TÜRKSOY Genel Касеинов заявил, что Международная организация

33
Sekreteri Düsen Kaseinov, bu yıl kuruluşunun 25. yılını тюркской культуры, отмечающая в этом году свое 25-
kutlayan TÜRKSOY'un, zengin Türk kültürünü korumak, летие, с каждым годом наращивает деятельность,
yaygınlaştırmak, tanıtmak ve gelecek nesillere направленную на сохранение, исследованию,
aktarmak amacıyla çalışmalarını her geçen yıl daha da популяризацию и передачу молодому поколению
artırdığını ve dünyanın dört bir köşesinde ses getiren богатую тюркскую культуру, через масштабные
etkinlikler düzenlediğini kaydetti. Kaseinov, 25. yıl мероприятия во многих культурных центрах мира,
kutlamaları çerçevesinde etkinliklerin düzenlendiği охватывающих географию от Японии до Аргентины,
ülkelere bakıldığında Japonya'dan Arjantin'e, от Франции и Австрии до Словакии. Таким образом,
Fransa'dan, Avusturya'dan Slovakya'ya, Türk coğrafyası ТЮРКСОЙ стал своего рода голосом тюркского мира
dışında da TÜRKSOY olarak Türk Dünyası'nın sesini за его пределами.
duyurduklarını vurguladı.
Молодежному камерному хору ТЮРКСОЙ,
Bu yılki repertuvarını ağırlıklı olarak Türk Dünyası сформировавшему свой репертуар в этом году в
Bestecileri'nin eserlerinden oluşturan koronun, основном из произведений композиторов из
Karagandalı müzikseverlere sunduğu Azerbaycan , Азербайджана, Казахстана, Кыргызстана,
Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye, Türkmenistan, Туркменистана, Турции, Узбекистана и Татарстана
Özbekistan ve Tataristan'a (RF) özgü eserleri izleyiciler (РФ), с благодарностью и восхищением рукоплескали
tarafından coşkuyla alkışlandı. Konserlerinde klasik batı карагандинцы, которые услышали также «Оду к
koro eserlerini de seslendiren Gençlik Koro'sunun, радости» Бетховена (симфония № 9) и традиционное
Amikaeyla Gaston ve "Harmonic Rhythms" grubu ile американское духовное произведение «Swing Low,
birlikte seslendirdiği Beethoven'in "Joyful Joyful" şarkısı Sweet Chariot» в хоровом исполнении совместно с
ve Amerikan'ın geleneksel dini eseri "Swing Low, Sweet Амикаейлой Гастон и группой «Harmonik Rhythyms».
Chariot", Karagandalı sanatseverlerin büyük beğenisini
kazandı. Павлодар был восхищен
Pavlodar TÜRKSOY Gençlik молодежным камерным хором
Korosu’na hayran kaldı Казахстанские гастроли молодежного камерного
хора ТЮРКСОЙ, организованные в рамках 25-летия
Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY'un
Международной организации тюркской культуры,
kuruluşunun 25. yılı kutlamaları kapsamında düzenlediği
продолжились выступлением творческого коллектива
TÜRKSOY Gençlik Koro'su Kazakistan
в городе Павлодар.
Turnesi Pavlodar konseriyle devam etti.
На концерте, состоявшемся в Павлодаре на сцене
Pavlodar’ın Estay Kültür Merkezin’de
дворца культуры «Естай», присутствовали
düzenlenen konsere, TÜRKSOY Genel
генеральный секретарь ТЮРКСОЙ профессор Дюсен
Sekreteri Prof. Düsen Kaseinov,
Касеинов, губернатор Павлодарской области Болат
Pavlodar Vilayeti Valisi Bolat
Бакауов, вице-губернатор Мейрам Бегентаев,
Bakauov, Vali Yardımcısı
директор филармонии им. Исы Байзакова Амангельды
Meyram Begentaev, İsa
Кожанов, представители СМИ, местных учреждений
Bayzakov Filarmonisi Müdürü
и организаций, а также павлодарские любители
хоровой музыки.
Amangeldi Kojanov, yerel kurum ve kuruluşların Каждый год репертуар молодежного камерного хора
temsilcileri, basın mensupları ve Pavlodarlı ТЮРКСОЙ пополняется произведениями тюркских
müzikseverler katıldı. композиторов. В этом году он был сформирован из
следующих произведений: «Не бахырсан»
Repertuvarını her yıl Türk Dünyası bestecilerinin
(Азербайджан), «Караторгай» (Казахстан), «Суйгойнум
eserleriyle zenginleştiren koronun bu yılki konser
чыкса болбойбу» (Кыргызстан), «Бен гидерим Батума»
programında, Azerbaycan’dan “Ne bahırsan,
(Турция), «Бибиджан» (Туркменистан), «Кылпыллама»
Kazakistan’dan “Karatorgay” , Kırgızistan’dan
(Узбекистан) и «Тефтиляу» (Татарстaн, РФ).
“Suygoynum çıksa bolboybu”, Türkiye “Ben Giderim
Batuma”, Türkmenistan “Bibican”, Özbekistan’dan Выступление молодежного камерного хора
“Kılpıllama” ve Tataristan'dan (RF) “ Teftilau” gibi Türk ТЮРКСОЙ на сцене дворца культуры «Естай»
halklarının kendine özgü popüler şarkıları da yer aldı. покорило сердца павлодарских любителей искусства,
которые продолжительными овациями выразили свою
Estay Kültür Merkezi’ni dolduran bini aşkın Pavlodarlı
благодарность и восхищение блистательным
müziksever, zengin Türk müziğinin geniş coğrafyasına
исполнением популярных произведений разных
özgü örnekleri muhteşem icrasıyla sunan TÜRKSOY
тюркских народов.
Gençlik Koro’sunu uzun süre coşkuyla ayakta alkışladı.
Молодежный камерный хор
Gençlik Korosu Abay'ın vatanında
ТЮРКСОЙ на родине Абая
TÜRKSOY Gençlik Korosu, Kazakistan turnesi
Молодежный камерный хор ТЮРКСОЙ,
çerçevesinde ünlü Kazak düşünür, şair ve ozanı Abay'ın
созданный с привлечением талантливых
vatanı Semey'de sahne aldı.
молодых вокалистов из ведущих
TÜRKSOY'un kuruluşunun 25. yılı kutlamaları консерваторий стран-членов
kapsamında düzenlenen международной организации
turnenin 5. gününde тюркской культуры в 2015
Semey'e gelen TÜRKSOY году с цельюобмена
Gençlik Korosu, Kazak между хоровыми
halkının kültür ve коллективами
sanatının, milli тюркского мира
kimliğinin gelişmesi репертуаром,
için nice evlatlar дирижерами и
yetiştiren Semey'in музыкантами, а
yetkilileri tarafından также
şehir girişinde популяризации
geleneksel törenle тюркской музыки
karşılandı. на

35
Abay Tiyatrosu'nda gerçekleştirilen konsere TÜRKSOY международном уровне, на этот раз выступил в
Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Semey Valisi Ermak Семее - родине великого казахского мыслителя и
Salimov, Doğu Kazakistan Vilayeti Kültür Dairesi Başkanı народного поэта Абая.
Azamat Muhamedçinov, yerel kurum ve kuruluş
Казахстанские гастроли Молодежного хора
temsilcileri, basın mensupları ve sanatseverler katıldı.
ТЮРКСОЙ, организованные как и другие
Konserlerine farklı coşku ve heyecan katarak мероприятия международной организацией
yorumlayan TÜRKSOY Gençlik Korosu, Semeyli тюркской культуры по всему миру в честь 25-летия
müzikseverlerin karşısına programında yaptığı sürpriz ТЮРКСОЙ, продолжились грандиозным концертом в
değişiklikle çıktı. Kazakistanlı şef Gülmira городе Семей, на котором присутствовали
Kuttıbadamova'nın yönetimindeki koronun seslendirdiği генеральный секретарь ТЮРКСОЙ профессор Дюсен
Türk Dünyası eserlerine yenileri eklenerek, ayrıca Касеинов, аким города Семей Ермак Салимов,
koroyu oluşturan 6 ülke sanatçıları tarafından kendi руководитель управления культуры, архивов и
ülkelerinin şarkıları icra edildi. Koro üyelerinin icra ettiği документации Восточно-Казахстанской области
Abay'ın "Gözümün karası" (Kazakistan), Cahangir Азамат Мухамедчинов, представители СМИ, местных
учреждений и организаций региона.
Cahangirov'un "Bana Bana Gel" (Azerbaycan), Kazım
Koyuncu'nun "Koyverdun Gittun Beni" (Türkiye) ve Naira Любителям искусства города Семей был подарен
Şarafaeva'nın "Horazm Navolyari" (Özbekistan) eserleri концерт, состоящий из произведений тюркских
müzikseverlerin büyük beğenisini kazandı. авторов, а также новых песен, включенных
специально для этого праздника музыки: «Кзімні
Semey Valisi Ermak Salimov, 25. kuruluş yılını kutlayan
арасы» Абая (Казахстан), «Бана бана гель»
TÜRKSOY'u tebrik ederek, zengin Türk kültürünü dünya
Джихангира Джихангирова (Азербайджан),
genelinde yaygınlaştıran ve tanıtılmasını sağlayan
«Койувердун гиттун бени» Кязыма Коюнджю (Турция)
TÜRKSOY'un yaptığı projelerle birçok başarıya imza
и «Хоразм навойлари» Наиры Шарафаевой
attığını, bu projelerden biri olan Gençlik Korosu ile
(Узбекистан) вызвали бурю апплодисментов в зале.
Semeylilere muhteşem bir gece yaşattığını vurguladı.
Abay Tiyatrosu Sahnesi'nin, birçok ünlü topluluklara ve Генеральный секретарь ТЮРКСОЙ Дюсен Касеинов в
konserlere evsahipliği yaptığını belirten Salimov, своем выступлении после концерта отметил, что
TÜRKSOY Genlik Korosu'nun gerçekleştirdiği bu konser молодежный камерный хор ТЮРКСОЙ, успешно
ile çıtalarını daha da yükselttiğini vurgulayarak, представляющий тюркский мир на своих концертах
TÜRKSOY korosuna teşekkür etti. во многих странах, на этот раз в рамках

36
казахстанских гастролей, приуроченных к 25-летию
международной организации тюркской культуры,
встречается с жителями города Семей - родины
великого мастера казахской словесности Абая.

Молодежный хор выступил перед


ценителями искусства в Оскемене
В рамках празднования 25-летия Международной
организации тюркской культуры в казахстанском
городе Оскемен состоялся концерт молодежного
камерного хора ТЮРКСОЙ.

На концерте в Оскемене - столице Восточно-


Казахстанской области, присутствовали генеральный
секретарь ТЮРКСОЙ Дюсен Касеинов, вице-
губернатор ВКО Асем Нусупова, сотрудники
региональных органов СМИ, представители местных
учреждений и организаций, а также жители и гости
города.

В своей приветственной речи перед мероприятием


на сцене Оскеменского драмтеатра Заместитель
акима ВКО Асем Нусупова поблагодарила
молодежный камерный хор ТЮРКСОЙ за подаренную
оскеменским любителям искусства возможность
Gençlik Korosu Öskemen'de поближе познакомиться с музыкой тюркского мира.
sanatseverlerle buluştu
Грандиозный финал от
TÜRKSOY'un 25. yılı kapsamında Kazakistan'ın Öskemen
молодежного хора в Астане
kentinde TÜRKSOY Gençlik Korosu Konseri
gerçekleştirildi. Казахстанские гастроли Молодежного хора
ТЮРКСОЙ, организованные в честь 25-летия
Doğu-Kazakistan Vilayeti’nin başkenti niteliğindeki
ТЮРКСОЙ, завершились концертом в столице
kadim Öskemen kentinde düzenlenen konsere
республики городе Астана.
TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Vali
Yardımcısı Asem Nusupova, yerel kurum ve kuruluşların На концерте, состоявшемся на сцене Астана Оперы,
temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. присутствовали генеральный секретарь ТЮРКСОЙ
TÜRKSOY'un 25. yılı kutlamaları çerçevesinde Дюсен Касеинов, заместитель министра культуры и
düzenlenen Kazakistan Turnesi'nin dördüncü durağı спорта Республики Казахстан Актоты Раимкулова,
olarak Öskemen Drama Tiyatrosu sahnesinde представители СМИ, творческой и культурной
gerçekleştirilen konser öncesi kısa bir konuşma yapan общественности, многочисленные любители
Asem Nusupova, TÜRKSOY Gençlik Korosu'nun Türk искусства.
Dünyası müziğini Öskemenli sanatseverlere tanıttığı için
Молодежный камерный хор ТЮРКСОЙ, созданный с
teşekkürlerini iletti.
Gençlik
Korosu’ndan
Astana'da
muhteşem final
TÜRKSOY'un kuruluşunun 25. yılı
kutlamaları kapsamında düzenlediği TÜRKSOY Gençlik
привлечением
Koro'su Kazakistan Turnesi, Astana konseriyle sona erdi.
талантливых молодых вокалистов из ведущих
Başkent Astana'ın muhteşem eserlerinden olan Astana консерваторий стран-членов международной
Opera'nın sahnesinde gerçekleştirilen konsere, организации тюркской культуры в 2015 году с целью
TÜRKSOY Genel Sekreteri Prof. Düsen Kaseinov, обмена между хоровыми коллективами тюркского
Kazakistan Cumhuriyeti Kültür ve Spor Bakan Yardımcısı мира репертуаром, дирижерам и музыкантами, и в
Aktoty Raimkulova, Astana'nın sanat camiasının первый же год выигравший сразу 3 золотые медали
temsilcileri, basın mensupları ve çok sayıda müziksever во II Европейских хоровых играх в Германии, подарил
katıldı. казахстанским любителям хорового искусства
незабываемый концерт.
Türk Dünyası'nın gurur vesilesi olan TÜRKSOY Gençlik
Korosu, dünya genelinde elde ettiği başarılarına bir Каждый год репертуар молодежного камерного хора
yenisini daha ekleyerek Astana Opera sahnesindeki ТЮРКСОЙ пополняется произведениями тюркских
performansıyla müzikseverlere muhteşem bir gece композиторов. Астанинские зрители услышали
yaşattı. следующие произведения: «Не бахырсан»
(Азербайджан), «Караторгай» (Казахстан), «Суйгойнум
Koronun bu yılki konser programında, Azerbaycan’dan
чыкса болбойбу» (Кыргызстан), «Бен гидерим Батума»
“Ne bahırsan, Kazakistan’dan “Karatorgay” ,
(Турция), «Бибиджан» (Туркменистан), «Кылпыллама»
Kırgızistan’dan “Suygoynum çıksa bolboybu”,
(Узбекистан) и «Тефтиляу» (Татарстан, РФ). Наряду с
Türkiye'den “Ben Giderim Batuma”, Türkmenistan'den
ними «Кзімні арасы» Абая (Казахстан), «Бана бана
“Bibican”, Özbekistan’dan “Kılpıllama” ve Tataristan'dan
гель» Джихангира Джихангирова (Азербайджан),
(RF) “ Teftilau” gibi Türk halklarının kendine özgü popüler

38
«Койвердун гиттун бени»
Кязыма Коюнджю (Турция) и
«Хоразм навойлари» Наиры
şarkıları da yer aldı. Koro üyelerinin icra ettiği Abay'ın Шарафаевой (Узбекистан)
"Gözümün karası" (Kazakistan), Cahangir Cahangirov'un вызвали бурю апплодисментов в зале.
"Bana Bana Gel" (Azerbaycan), Kazım Koyuncu'nun
Выступление молодежного камерного хора
"Koyverdun Gittun Beni" (Türkiye) ve Naira Şarafaeva'nın ТЮРКСОЙ на сцене Астана Оперы покорило сердца
"Horazm Navolyari" (Özbekistan) eserleri Astanalı столичных любителей искусства, которые
müzikseverlerin büyük beğenisini kazandı. продолжительными овациями стоя выразили свою
благодарность и восхищение блистательным
Astana Opera salonunu dolduran izleyiciler, zengin Türk
исполнением популярных произведений разных
müziğinin geniş coğrafyasına özgü örnekleri muhteşem
тюркских народов.
icrasıyla sunan TÜRKSOY Gençlik Korosu'nu uzun süre
coşkuyla ayakta alkışladı. Казахстанские гастроли молодежного камерного
хора ТЮРКСОЙ под управлением Гульмиры
Kazakistanlı şef Gülmira Kuttıbadamova'nın yönetiminde Куттыбадамовой в составе 34 вокалистов из
ve Türk Dünyası'nı temsilen bu yıl Azerbaycan, Азербайджана, Казахстана, Кыргызстана, Турции,
Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Узбекистана и Татарстана (РФ), прошедшие в г.
Tataristan'dan (RF) 34 sanatçısının yer aldığı TÜRKSOY Павлодар (15 октября), Семей (16 октября) и Оскемен
Gençlik Korosu'nun Kazakistan Turnesi, Karaganda (13 (17 октября), завершились 19 октября 2018 года
Ekim), Pavlodar (15 Ekim), Semey (16 Ekim), Öskemen'in грандиозным концертом в городе Астана.
(17 Ekim) ardından Astana (19 Ekim) konseriyle sona erdi.

39
TÜRKSOY’un
25. Yılı
Japonya’da kutlandı
25-летие ТЮРКСОЙ отметили в Японии
Bu yıl 25. yılını kutlayan Türk В этом году международная организация тюркской
Dünyası'nın UNESCO’su TÜRKSOY, культуры ТЮРКСОЙ, которая известна как
kuruluşundan bu yana Türk «ЮНЕСКО тюркского мира», отметившая свое 25-
Dünyası'ndan tanınmış sanatçıları ve летие, осуществляющая свою деятельность во всех
bilim insanlarının katılımıyla, dünyanın
концах мира с самого начала своего создания с
dört bir yanında gerçekleştirdiği
участием известных артистов и ученых из тюркского
faaliyetlerine bir yenisini daha
ekleyerek, “2019 Japonya’da Türkiye мира, провела свое первое официальное
Yılı” çerçevesinde Japonya’da ilk resmi мероприятие в рамках «Года Турции в Японии-
etkinliğini düzenledi. 2019».

40
понские любители искусства смогли

2 016 yılında Türk Dünyası'nın farklı


coğrafyasındaki milli enstrümanların bir araya
getirilmesi ile kurulan TÜRKSOY Halk Çalgıları
Я познакомиться с музыкой тюркских народов в
исполнении оркестра народных инструментов
ТЮРКСОЙ, сформированный в 2016 году из ведущих
Orkestrası ve TÜRKSOY üyesi ülkelerden tanınmış музыкантов тюркского мира.
solistlerin katılımıyla Türk halk ezgilerini Japonya’ya
taşıdı. В этом году в рамках указанного международного
проекта на сцену вышли мастера музыкального,
Bu yılki konserlerinde Türk Dünyası'ndan - Azerbaycan, вокального и танцевального искусства из
Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Азербайджана, Казахстана, Кыргызстана, Туркмении,
Türkiye, Başkurdistan (RF), Hakasya (RF), Tıva (RF), Saha- Турции, Узбекастана, а также Башкирии, Хакасии,
Yakut (RF), Gagavuz Yeri (Moldova) ve Moğolistan’dan Тувы, Якутии в составе РФ, Гагаузии (Молдова) и
geleneksel müzik ustaları, solist sanatçılar ve dansçıları Монголии. Международная организация тюркской
ile sahne alan orkestra, Türk halklarının zengin müzik культуры продолжила свою активную деятельность,
kültürünü, bulundukları coğrafyaların da sınırlarını направленную на популяризацию на глобальном
aşarak dünyaya tanıttı. уровне культурного взаимодействия тюркского мира.

İlk konser İstanbul’da Первый концерт в Стамбуле


Türk Dünyası'nın milli enstrümanlarının bir araya Незадолго до гастролей в Японию в Стамбуле
getirilmesi ile kurulan TÜRKSOY Halk Çalgıları состоялся грандиозный концерт Международного
Orkestrası, Japonya Turnesi öncesinde TÜRKSOY üyesi оркестра народных инструментов ТЮРКСОЙ,
ülkelerin tanınmış solistlerinin katılımıyla İstanbul'da сформированного из ведущих музыкантов тюркского
muhteşem bir konsere imza attı. мира, с участием известных солистов из разных
стран тюркоязычного пространства.
İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda
düzenlenen konsere, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen На концерте, проведенном в концертном зале имени
Kaseinov, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Okçular Джемаля Решита Рей, присутствовали генеральный
Vakfı Başkanı Haydar Ali Yıldız, İstanbul Belediye секретарь ТЮРКСОЙ, Дюсен Касеинов, главный
Başkanı Mevlüt Uysal, Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti советник президента Турецкой Республики и
Üyesi Bilal Erdoğan, çeşitli kurum ve kuruluşların председатель правления Фонда лучников Хайдар Али
temsilcileri, basın mensupları ve çok sayıda davetli Йылдыз, мэр Стамбула Мевлют Уйсал, член
katıldı. попечительского совета Фонда лучников Билаль
Turne öncesinde son sahne niteliğinde İstanbullu Эрдоган, представители СМИ, официальных и
sanatseverlerle buluşan TÜRKSOY Halk Çalgıları гражданских учреждений и организаций,
Orkestrası, sunduğu Türk Dünyası ezgileri konseriyle многочисленные зрители.
sanatseverlerden büyük alkış aldı.
Перед выездом на гастроли Международный
Salonu dolduran İstanbullu müzikseverler, orkestranın оркестр народных инструментов ТЮРКСОЙ своим
seslendirdiği ve Türk Dünyası'nın zengin müzik концертом с участием наилучших музыкантов,
kültürünün birer örneği niteliğindeki eserlere tempo солистов и танцоров из тюркского мира покорил
tutarak eşlik etti. сердца стамбульских любителей искусства.

Japon sanatseverler Türk halklarının Стамбульские любители музыки, заполнившие зал,


поддерживали аплодисментами произведения
ezgilerine hayran kaldı оркестра, которые являются образцами богатой
İstanbul konserinin музыкальной культуры тюркского мира.
ardından orkestra turne
kapsamında ilk olarak Японские зрители были
Tokyo Sanat в восторге от тюркских
Üniversitesi песен
konservatuvarı
öğrencileri ile Вслед за стамбульским концертом в рамках турне
buluştu. оркестр, в первую очередь, встретился со
студентами Токийского университета искусств. В
Токийском университете искусств исполнители
творческого мастер-класса ознакомили японских
студентов с примерами тюркских традиционных
инструментов и национальных танцев. После
продолжающихся весь день мероприятий состоялся

42
Tokyo Sanat Üniversitesi’nde Ustalık Sınıfı особый концерт для университета. Студенты
gerçekleştiren sanatçılar, Türk halk çalgılarını ve milli университета искусств с восхищением послушали
danslarından örnekleri Japon öğrencilere tanıttı. песни разных регионов тюркских народов.
Günboyu gerçekleştirilen çalışmalarından ardında Японские гастроли ТЮРКСОЙ с участием 50
üniversiteye özel bir konser gerçekleştirildi. Sanat артистов из 12 стран продолжались концертом,
Üniversitesi öğrencileri, Türk halklarının çeşitli который прошел а самом знаменитом концертном
coğrafyasına özgü ezgileri büyük hayranlıkla dinledi. зале «Culttz Kawasaki» в Кавасаки. Перед концертом
12 ülkeden 50 sanatçının katıldığı TÜRKSOY Japonya встретились делегация ТЮРКСОЙ и официальные
Turnesi, Kawasaki şehrinin en görkemli konser salonu лица мэрии города Кавасаки, обменялись мнениями
olan Culttz Kawasaki Konser Salonu’nunda о возможном сотрудничестве. По окончании
gerçekleştirilen konserle devam etti. Konser oncesinde концерта, длившегося около 90 минут, японские
TÜRKSOY heyeti ve Kawasaki Belediyesi yetkililileri bir ценители искусства, выразившие свое восхищение
araya gelerek olası işbirlikleri üzerine görüş alışverişinde бурными аплодисментами, поспешили
bulundu. Yaklaşık 90 dakika süren konserin sonunda сфотографироваться с гостями из тюркского мира.
coşkulu alkışları ile beğenilerini ifade eden Japon
sanatseverler, uzun süre boyunca salondan Имена выдающихся личностей
ayrılmayarak, sanatçılarla fotograf çektirmek için sıraya тюркского мира не были забыты
girdi. При организации турне по Японии ТЮРКСОЙ не
забыл имена таких выдающихся личностей тюркского
Türk Dünyası’nın öncü isimleri мира, как Гара Гараев, 100-летие со дня рождения
unutulmadı которого, и Чингиз Айтматов, 90-летие со дня
рождения которого отмечается в 2018 году,
Türk Dili Konuşan Ülkeler Kültür Bakanları Daimi Konseyi
объявленном годом данных деятелей культуры в
kararı ile 2018 yılını Doğumunun 100. Yılında Gara
соответствии с решением Постоянного совета
Garayev ve Doğumunun 90. Yılında Cengiz Aytmatov Yılı
министров культуры тюркоязычных стран.
olarak ilan eden TÜRKSOY, gerçekleştirdiği turnede
Türk Dünyası’nın öncü isimlerini de unutmadı. В связи со 100-летием со дня рождения Кара
Караева ТЮРКСОЙ, включивший произведения
15 Kasım 2018 tarihinde, Japonya’nın Yokohama
композитора в репертуар концерта, состоявшегося
şehrinde gerçekleştirilen konserde, Gara Garayev'in 100.
15 ноября 2018 года в японском городе Иокогама. А
Yılı münasebetiyle orkestra repertuvarına bestecinin концерт, прошедший в токийском концертном зале
eserlerini dahil eden TÜRKSOY, Tokyo şehrinde bulunan «Akasaka», организация посвятила 90-летию со дня
Akasaka Konser Salonu'nda gerçekleştirdiği konseri ise рождения великого кыргызского писателя Чингиза
Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov’un doğumunun 90. yılına Айтматова.
ithaf etti.
На мероприяти, начавшемся с показа
Cengiz Aytmatov'un hayatını anlatan kısa film gösterimi короткометражного документального фильма о
ile başlayan etkinlik Türk Konseyi Genel Sekreteri жизни и творческом наследии Чингиза Айтматова,
Bagdat Amrayev, Kırgızistan Halk Yazarı Sultan Rayev, выступили также генеральный секретарь Совета
Tsukuba Üniversitesi öğretim görevlisi Sei Matsushita ve сотрудничества тюркоязычных государств Багдад
TÜRKSOY Kırgızistan Temsilcisi Hojogeldi Kuluyev'in Амреев, народный писатель Кыргызской Республики
Cengiz Aytmatov hakkındaki konuşmaları ile zenginleşti. Султан Раев, преподаватель из университета Цукуба

44
Türk kültürünün tanıtılmasında Сей Мацусита и представитель Кыргызстана в
ТЮРКСОЙ Кожогелди Кулуев.
TÜRKSOY’un önemi vurgulandı
TÜRKSOY Halk Çalgıları Orkestrası Japonya Turnesi, Подчеркивалась важность
Yokohama şehrinde gerçekleştirilen konserle devam ТЮРКСОЙ в продвижении
etti. тюркской культуры
Yokohama şehrinin en önemli konser salonu olan Японское турне оркестра народных инструментов
Kenmin Kyosai Mirai Hall’de gerçekleştirilen konserde ТЮРКСОЙ продолжилось выступлением в японском
sanatseverleri Türkmenistan’ın Tokyo Büyükelçisi городе Иокогама.
Elyasov Gurbanmammet ve Azerbaycan’ın Tokyo
Büyükelçisi Gürsel İsmayılzade selamladı. На концерте, состоявшемся на сцене престижного
концертного зала города Иокогама «Kenmin Kyosai
Türkmen Büyükelçi Gurbanmammer konuşmasında Mirai Hall», любителей искусства приветствовали
TÜRKSOY’un 25. yılını kutlayarak Türkmenistan ile посол Туркменистана в Токио Гурбанмаммет
TÜRKSOY’un gittikçe daha derinleşen ilişkilere sahip Эльясов и посол Азербайджана в Токио Гюрсель
olduğunu ve bunda TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Исмайилзаде.
Kaseinov’un büyük emeği olduğuna vurgu yaparak.
“Türkmenistan’ın Devlet Başkanı Gurbanguli Туркменский посол в своем выступлении поздравил
Berdimuhamedov’un çok değer verdiği İpek Yolu’nun ТЮРКСОЙ с 25-летним юбилеем и подчеркнул
canlanmasına yönelik çalışmaların en büyük особый вклад генерального секретаря
ayaklarından biri kültürdür. Bu kapsamda TÜRKSOY Türk Международной организации тюркской культуры
dili konuşan ülkeler arasında çok önemli işler yaparak Дюсена Касеинова в развитие отношений между
ülkelerimizin kültürel değerlerini tüm dünyaya yayıyor” Туркменистаном и ТЮРКСОЙ. «Одним из самых
dedi. важных столпов Шелкового пути, возрождению
которого очень большое значение придает
Azerbaycan Cumhuriyeti Tokyo Büyükelçisi İsmayılzade
президент Туркменистана Гурбангулы
ise, “Azerbaycan TÜRKSOY’un en aktif üyelerinden biri
Бердымухамедов, является культура. И в этом
ve gerçekten çok önemli çalışmalar gerçekleştiriyor.
отношении ТЮРКСОЙ проводит очень важную и
Özellikle bugün burada gerçekleştirilen konserde
успешную работу среди тюркоязычных стран и
doğumunun 100. yılında ünlü Azerbaycanlı besteci Gara
распространяет культурные ценности наших стран
Garayev’in bir eserinin de icra edilmesi bizim için çok
на мировом уровне», - добавил Эльясов.
değerli bir olay, TÜRKSOY Türk kültürünü tanıtmak için
çok ciddi çalışmalar yürütüyor 25. yıllarını kutluyorum ve Посол Азербайджанской Республики в Токио г-н
başarılı çalışmaları daim olsun diyorum” dedi. Исмаилзаде в своей речи сказал: «Азербайджан

45
Özbek Doyrası Japon müzesinde является одним из самых активных участников
ТЮРКСОЙ и осуществляет очень важную работу. В
yerini aldı частности, исполнение сегодня на концерте
TÜRKSOY Halk Çalgıları Orkestrası, Japonya’nın произведения великого азербайджанского
alanında ilk ve en zengin müzesi olma özelliğini taşıyan композитора Кара Караева, 100-летие со дня
Hamamatsu Müzik Aletleri Müzesi’nde özel bir etkinlikle рождения которого отмечается в этом году, очень
sahne aldı. ценное для нас событие. Поздравляю с 25-летием
ТЮРКСОЙ, который делает очень много для
Dünyanın dört bir yanından toplanın enstrümanların
продвижения тюркской культуры, и желаю успехов в
sergilendiği müzede gerçekleştirilen konserde çok özel
дальнейшей работе».
anlar yaşandı. Turne boyunca gösterdiği performansla
izleyicilerin en çok beğendiği sanatçılardan biri olan Узбекская дойра заняла свое место
Özbek sanatçı Rovşancan Yunusov, büyük alkış alan
performansının ardından Doyra’sını müzeye hediye
в японском музее
etmek istediğini ifade etti. Müze direktörü Kazuhiko Оркестр народных инструментов ТЮРКСОЙ
Shima bu özel hediye için sanatçıya ve выступил с особым концертом на сцене музея
TÜRKSOY’a minnettarlığını ifade etti. музыкальных инструментов Хамамацу, который
является первым и самым богатым в Японии музеем,
Konser sırasında eğlenceli dakikalar
где экспонируются исключительно музыкальные
geçiren sanatseverlerle,
инструменты, собранные из многих уголков мира.
orkestranın kullanmakta olduğu
enstrümanlara dair soruların yer В музее, где экспонируются музыкальные
aldığı bir yarışmada gerçekleştirildi. инструменты со всего мира, были очень
Soruları doğru cevaplayan впечатлительные моменты. Узбекский артист
katılımcılara TÜRKSOY Halk Çalgıları Ровшанджан Юнусов, сумевший
Orkestrası DVD’si armağan edildi. покорить сердце публики своими
выступлениями на протяжении
TÜRKSOY’un Tokyo всего турне, после бурного
konseri kapalı взрыва аплодисментов,
gişe сказал, что хочет
подарить музею свою
Azerbaycan Kazakistan, дойру. Директор музея
Kırgızistan, Türkmenistan Казухико Шима
ve Türkiye’nin Tokyo выразил слова
büyükelçilikleri yanı sıra благодарности
Yunus Emre Enstitüsü музыканту и ТЮРКСОЙ за такой
ve Okçular Vakfı особый подарок.

46
işbirliğinde gerçekleştirilen turnenin son konseri Tokyo По завершении мероприятия для японских зрителей
şehrinde yapıldı. был устроен конкурс на знание традиционных
инструментов и тем, кто правильно ответил, были
1250 seyirci kapasiteli Meguro Sahnesi’ndeki konserin
подарены компакт диски с записями оркестра
biletleri günler öncesinden tükenirken etkinliğe katılan
народных инструментов ТЮРКСОЙ.
seyirciler arasında yerel halkın yanı sıra, Japonya
parlamentosunun mensupları ve pek çok diplomatik
misyon şefi ve temsilcileri de yer aldı.
Аншлаг на концерте ТЮРКСОЙ в
Токио
Türk Dünyası'ndan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan,
Özbekistan, Türkmenistan, Türkiye, Başkurdistan (RF), Завершающий концерт гастролей прошел в городе
Tıva (RF), Saha-Yakut (RF), Gagavuz Yeri (Moldova) ve Токио при содействии посольств Азербайджана,
Moğolistan’dan geleneksel müzik ustaları, solist Казахстана, Кыргызстана, Туркменистана и Турции, в
sanatçılar ve dansçıların sahne aldığı konser izleyicilerin том числе Института им. Юнуса Эмре и Фонда
büyük beğenisini kazandı. лучников.

Konserin sonunda coşkulu alkışları ile beğenilerini ifade Последний концерт оркестра народных
eden Japon sanatseverler, uzun süre boyunca salondan инструментов ТЮРКСОЙ прошел с аншлагом в
ayrılmayarak, sanatçılarla fotoğraf çektirmek için sıraya концертном зале «Meguro» на 1250 мест. На
girdi. Aile fotografı çekilmek için sahneye çıkan незабываемом празднике тюркской музыки наряду с
büyükelçiler ve misafir diplomatlar TÜRKSOY многочисленными любителями искусства
sanatçılarının süpriziyle konserin kapanışını hep beraber присутствовали депутаты Японского парламента, а
gerçekleştirdi. Yüzlerce kişi sahnede Türk Dünyası также высокопоставленные лица, руководители и
enstrümanları eşliğinde halay çekerek muhteşem сотрудники многих посольств и дипломатических
geceyi unutulmaz kıldı. миссий в Токио.

Артисты из Азербайджана, Казахстана, Кыргызстана,


Туркменистана, Турции и Узбекистана, а также из
Башкортостана, Саха (Якутии), Тувы, Хакасии в
составе России, Гагаузии в составе Молдовы и
Монголии своим высокопрофессиональным
исполнением музыки, танцами покорили сердца
зрителей.

В завершение концерта зрители, выразившие свое


восхищение мастерством оркестра несмолкающими
аплодисментами, переходящими в бурную овацию,
буквально создали длинные очереди из желающих
сфотографироваться на память с артистами из
тюркского мира.

47
TÜRKSOY'un
25. yılı
UNESCO'da
kutlandı
25-летие ТЮРКСОЙ отметили в ЮНЕСКО
TÜRKSOY’un kuruluşunun 25. yıldönümü,
TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası Avrupa
Turnesi çerçevesinde UNESCO Genel
Merkezi’nde gerçekleştirilen konserle kutlandı.

Международная организация
тюркской культуры ТЮРКСОЙ свое
25-летие отметила концертом,
состоявшимся в ЮНЕСКО.

48
NESCO'nun Paris'deki Genel а концерте, прошедшем в штаб-

U Merkezi’nde TÜRKSOY ile Azerbaycan,


Kazakistan ve Türkiye'nin UNESCO
nezdindeki daimi temsilciliklerinin ortaklaşa
Н квартире ЮНЕСКО в Париже,
присутствовали генеральный
секретарь ТЮРКСОЙ Дюсен Касеинов, посол
düzenlediği konsere, TÜRKSOY Genel Sekreteri Азербайджана во Франции Рахман
Büyükelçi Düsen Kaseinov, Azerbaycan'ın Paris Мустафаев, посол Казахстана во Франции
Büyükelçisi Rahman Mustafayev, Kazakistan'ın Жан Галиев, посол Турции во Франции
Paris Büyükelçisi Jan Galiyev, Türkiye'nin Paris Исмаил Хаккы Муса, постоянные
Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa, UNESCO представители разных стран при ЮНЕСКО,
Nezdinde Azerbaycan Daimi Temsilciliği руководители диаспор и
Maslahatgüzarı Ayaz Gocayev, UNESCO неправительственных организаций тюркских
Nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği стран во Франции, представители СМИ и
Maslahatgüzarı Eylem Tandoğan Özkan, Yunus многочисленные любители искусства.
Emre Enstitüsü Paris Müdürü Ahmet Bakçan,
В своем приветственном слове на открытии
UNESCO nezdinde bulunan çeşitli ülkelerin
концерта руководитель ТЮРКСОЙ Дюсен
temsilcileri, Türk cumhuriyetlerinin Fransa'daki
Касеинов отметил, что Международная
diaspora ve sivil toplum kuruluşları yetkilileri,
организация тюркской культуры
basın mensupları ve çok sayıda sanatsever
неоднократно проводит свои мероприятия
katıldı.
на сцене ЮНЕСКО, с которой уже в 1996
Konserin açılış konuşmasını yapan Genel году был подписан Протокол о
Sekereter Düsen Kaseinov, TÜRKSOY’un pek сотрудничестве, в рамках которого
çok kez, çok farklı etkinlikle UNESCO ТЮРКСОЙ является одним из самых активных
platformunda faaliyetler düzenlediğini сторон по поддержке инициатив этой
vurgulayarak, "TÜRKSOY ile UNESCO arasında организации при ООН в области сохранения
1996’da imzalanmış bir işbirliği protokolü культурного разнообразия, нематериального

49
mevcuttur ve bu protokol çerçevesinde TÜRKSOY, культурного наследия, а также международного
UNESCO’nun; kültürel çeşitliliğin sürdürülmesi, somut десятилетия по сближению культур. «В этом году мы
olmayan mirasın korunması, kültürler arası yakınlaşma отмечаем свое 25-летие различными масштабными
on yılı gibi inisiyatiflerinin en aktif destekçilerinden культурными и творческими мероприятиями,
biridir. Bu yıl içerisinde 25. kuruluş yıldönümümüzü охватывающими географию от Южной Америки до
sergiler, konferanslar, yayınlar ve konserler ile üye Дальнего Востока, от Балкан до Северной Африки.
ülkelerimizde olduğu gibi Güney Amerika’dan Uzak Однако, наш сегодняшнему концерту на сцене штаб-
Doğu’ya Balkanlardan Kuzey Afrika’ya pek çok yerde квартиры ЮНЕСКО мы придаем особую
kutladık. Ancak UNESCO’da sizlerle birlikte yapacağımız значимость», - сказал он.
bu kutlama ayrı bir önem taşımaktadır." diye konuştu.
Глава управления международными
UNESCO Üye Ülkeler ve Ortaklar Bölümü Başkanı связями ЮНЕСКО Гендж Сеити выразил
Genc Seiti konuşmasında, uluslararası nitelikteki свое глубокое удовлетворение от
TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası’nı UNESCO'da возможности принимать в ЮНЕСКО
ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu dile международный молодежный
getirdi. Türk müzik kültürünü dünyaya tanıtmak камерный оркестр ТЮРКСОЙ,
amacıyla 2010 yılında genç yeteneklerden созданный в 2010 году и за
kurulan orkestranın, sadece 8 yıl gibi kısa короткое время завоевавший
sürede birçok ülkede başarılı konserler авторитет во многих культурных
verdiğini vurguladı. Seiti, UNESCO olarak, центрах мира.
kültürü aktarmanın kaynaklarından birinin de
Выступление международного
müzik olduğuna inandıklarını ve müziğin
молодежного камерного
kültürler arasındaki yakınlaşmayı sağlayan
оркестра ТЮРКСОЙ, куда входят
önemli kaynaklardan biri olduğunu
талантливые музыканты из
kaydetti.
Азербайджана, Казахстана,
TÜRKSOY tarafından Türk Dünyası kültürel Кыргызстана, Туркменистана и
mirası olarak dünya genelinde tanıtılan Турции, на сцене штаб-квартиры
Dede Korkut'un da, UNESCO Somut ЮНЕСКО состоялось 28 ноября 2018
Olmayan Kültürel Miras Hükûmetler Arası года, и именно в этот день тюркский
Komitesi 13. Oturumu’nda “Dede Korkut эпос «Деде Коркут» был включен в
Mirası: Destan Kültürü, Halk Masalları ve репрезентативный список наследия

50
Müzik” adı altında UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan немариального культурного наследия человечества.
Kültürel Mirası Temsili Listesine kaydedildiği gün olan 28 Этот факт стал еще одним успешным шагом
Kasım 2018 tarihinde UNESCO'da sahne alan TÜRKSOY ТЮРКСОЙ на пути популяризации музыкальной
Gençlik Oda Orkestrası, Türk halklarının müzik культуры тюркских народов на глобальном уровне.
kültürünün dünyaya tanıtılması yönünde yeni bir
başarıya daha imza attı. Оркестр под управлением азербайджанского
дирижера Мустафы Мехмандарова совместно с
Azerbaycanlı şef Mustafa Mehmandarov'un вокалистами и исполнителями на традиционных
yönetiminde ve Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, народных инструментах в стенах ЮНЕСКО подарили
Türkiye ve Türkmenistan'dan gelen genç зрителям незабываемый концерт, в репертуар
müzisyenlerden oluşan orkestra, geleneksel halk которого вошли западная классическая музыка и
çalgıları eşliğinde sunduğu performans ile UNESCO произведения тюркских композиторов.
çatısı altında hafızalardan uzun süre silinmeyecek
muhteşem bir gece yaşattı. В качестве солистов во время концерта на сцену
вышли вокалистка Нурия Гусейнова (Азербайджан),
Konserde, solistler Azerbaycan'dan Nuriyya Huseynova
пианистка Амина Машкеева и исполнитель на кыл-
(vokal), Kazakistan'dan Amina Mashkeyeva (piyano),
Bakzhol Akazhan (Kıl kopuz), Kırgızistan'dan Saikal
Abylkasımova (Komuz), Türkiye'den Ahmet Baran'ın
(Kanun) eşliğinde klasik batı müziğini, geleneksel halk
müziği ile biraraya getirerek harmanlayan orkestranın
icra ettiği eserler müzikseverlerin büyük beğenisini
kazandı.

Muhammad Atadjanov (Özbekistan), Ulvi Cemal Erkin,


Kamuran Umuzdaş ve Ahmet Baran (Türkiye), Nury
Khalmamedov (Türkmenistan), Kuat Shildebayev ve Ties
Kazhgaliyev (Kazakistan), Seitaliy Medetov ve Atai
Ogonbayev ( Kırgızistan), Niyazi ve Fikret Amirov
(Azerbaycan) gibi Türk Dünyası bestecilerinin eserlerini
de dinleme fırsatı yakalayan sanatseverler, orkestrayı
uzun süre coşkuyla ayakta alkışladı.

51
Konser öncesinde UNESCO Genel Merkezi fuaye кобызе Бакжол Акажан (Казахстан), исполнитель на
alanında TÜRKSOY faaliyetlerinden oluşan fotoğraf комузе Сайкал Абылкасымова (Кыргызстан),
sergisi ve TÜRKSOY yayınlarının tanıtıldığı stant исполнитель на кануне Ахмет Баран (Турция).
izleyiciler tarafından büyük ilgi gördü.
Любители искусства, которые по завершении
TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası концерта свое глубокое восхищение выразили
продолжительными аплодисментами, имели
Klasik Müziğin Kalbi Viyana’da возможность познакомиться с уникальными
25 yıl önce Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, сочинениями известных тюркских композиторов:
Özbekistan, Türkmenistan ve Türkiye arasında Мухаммеда Атаджанова (Узбекистан), Ульви Джемаль
imzalanan anlaşma ile kurulan TÜRKSOY, kuruluşunun Эркин, Камурана Умуздаш и Ахмета Барана (Турция),
25. yılına ithafen düzenlediği etkinliklere Viyana’da Нуры Халмамедова (Туркменистан), Куата
düzenlediği muhteşem konser ile devam etti. Шильдебаева и Тлес Кажгалиева (Казахстан),
Сейталы Медетова и Атая Огонбаева (Кыргызстан),
Türk Dünyası sanatçılarından oluşan TÜRKSOY Gençlik
Ниязи и Фикрета Амирова (Азербайджан).
Oda Orkestrası’nın Avrupa turnesi ikinci konseri, klasik
müziğin anavatanı olarak kabul edilen Avusturya’nın Перед концертом в фойе штаб-квартиры ЮНЕСКО
Viyana şehrinde gerçekleştirildi. Viyana Flarmoni’ye ev была открыта фотовыставка о деятельности
sahipliği yapan dünyanın en prestijli salonlarından ТЮРКСОЙ и организован книжный стенд ТЮРКСОЙ.
Musikverein’deki konsere sanatseverlerin ilgisi yoğun
oldu. Biletlerin günler öncesinde tükendiği etkinlik, Молодежный камерный оркестр
TÜRKSOY üyesi ülkeler büyükelçilikleri ve Viyana Yunus ТЮРКСОЙ в сердце классической
Emre Enstitüsü işbirliğinde düzenlendi. Şefliğini
музыки - городе Вене
Azerbaycan’dan Mustafa Mehmandarov’un yaptığı
konserde solist olarak Kazakistan’dan Amina Международная организация ТЮРКСОЙ, основанная
Mashkeyeva ve genç yetenek Sergei Dogadin yer aldı. 25 лет назад по соглашению между Азербайджаном,
Казахстаном, Кыргызстаном, Узбекистаном,
Orkestra’nın Özel Misafiri Sergei Туркменистаном и Турцией, продолжила
Dogadin праздничные мероприятия по случаю 25-летней
годовщины проведением великолепного концерта в
Klasik batı eserleri ve Türk Dünyası bestekarlarına ait
Вене.
çeşitli eserlerin yer aldığı konserde, 1. Uluslararası
Tretyakov Keman yarışması birincisi ve TÜRKSOY Özel Второй концерт в рамках европейского турне
Ödülü sahibi Sergei Dogadin solist olarak sahne aldı. молодежного камерного оркестра ТЮРКСОЙ,
TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası’nın enerjisine hayran состоящего из артистов тюркского мира, состоялся в

52
kaldığını belirten Dogadin: Pek çok konserde sahne столице Австрии городе Вене, который считается
aldım. Ancak bu orkestra bir başka, özellikle genç родиной классической музыки. Концерт в одном из
arkadaşlarımın enerjisine hayran kaldım. Bazen çok самых престижных залов мира - «Musikverein», в
profesyonel sanatçılarla birlikte çalabiliyorsunuz ancak котором базируется Венская филармония, привлек
yeterli enerjiyi hissedemeyebiliyoruz. TÜRKSOY’un пристальное внимание любителей искусства.
orkestrası bugüne kadar sahne aldığım en iyi Мероприятие, билеты на которое были проданы за
orkestralardan biri. Bu fırsatı sunduğu için TÜRKSOY’a много дней, было организовано при сотрудничестве
teşekkür ederim.’’dedi. посольств стран-членов ТЮРКСОЙ и Института им.
Юнуса Эмре в Вене. На концерте под управлением
Her yıl gerçekleştirilen turnelerle ve düzenlenen çeşitli
азербайджанского дирижера Мустафы
ustalık sınıflarında yeteneklerini geliştirme fırsatı
Мехмандарова выступили солистка из Казахстана
yakalayan TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası üyeleri,
Амина Машкеева и молодой талант Сергей Догадин.
unutulmaz bir konsere daha imza atarak kariyerlerinde
yeni bir sayfa daha açtı. Особый гость оркестра - Сергей
TÜRKSOY Gençlik Oda Догадин
Orkestrası Bratislava Konseri На концерте, в репертуар
которого были включены
TÜRKSOY Gençlik Oda Orkestrası, Avrupa
классические западные
turnesi kapsamındaki son konserini
произведения и различные
Slovakya’nın Bratislava şehrinde verdi.
произведения композиторов тюркского
Türkiye ve Kazakistan’ın Bratislava

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası