allah görüyormuş gibi ibadet etmek / İhsan ne demektir? | Sorularla İslamiyet

Allah Görüyormuş Gibi Ibadet Etmek

allah görüyormuş gibi ibadet etmek

İhsân

&#;Kulluğun En Güzel Kıvâmı: İhsân&#;

 

“İhsân nedir ey Allah’ın Resûlü?”
Buyurdular ki: “Allah’a O’nu görüyormuş gibi ibâdet/kulluk etmendir.
Zîrâ sen O’nu görmesen de O seni görmekdedir!”[1]

“İhsan”, yapılması gereken şeyi yüksek bir bilinçle ve güzel bir şekilde yerine getirmek, başkasına iyilikte bulunmak, Allah’a ibâdet ve kulluk, her işi en güzel şekilde, önemine binâen hakkıyla ve lâyık olduğu şekliyle ifâ etmek anlamlarına gelmektedir. Yapılan bir işin ihsan mertebesine erişebilmesi için kişinin öncelikle, farkındalık sahibi olması ve onu itina ile en iyi, en uygun ve en güzel şekilde yerine getirmesi gerekmektedir.

Hz. Ali’nin “Kişinin değeri, işindeki ihsânıyla ölçülür!” buyurduğu nakledilir. Onun bu yaklaşımı bizâtihî insanın ve amellerinin değerinin, ortaya koyacağı anlamlı, ölçülü, güzel davranışlarla değer kazanacağına işarettir.

Yine ihsanın, amellerdeki ihlâs ve murakabe yani Allah’ın insanları görüp gözetmesi anlamına geldiği de söylenmiştir.

Murâkabe, denetlemek, gözetlemek, kontrol etmek, devamlı olarak gâyeyi düşünmek, korku, göz altında bulundurmak, kendi iç âlemine bakmak, dalıp kendinden geçmek[2] mânâlarına gelmektedir. Tasavvufî literatürde ise; kötülüklerden kalbini korumak için kişinin nefsini kontrol altında bulundurması (oto-kontrol) ve devamlı sûrette kalp ile Allah’a bakmak olarak nitelendirilmekte, “Kulun murâkabesi kalbinde ve gönlünde bulunan şeylere Allah’ın muttalî olduğunu bilip yakînen kavramasıdır. Bu sûretle kul kalbini Allah’ın zikrinden alıkoyan şeylere karşı murâkabe eder”[3] şeklinde de târif edilmektedir.

Kur’ân-ı Kerîm’de de murâkabeye işâret eden âyet-i kerîmeler mevcuttur. Kur’ân’ın ifâdelerine göre, “Allah her şeyi murâkabe etmekte, gözetmektedir.”[4] İnsanın sürekli murâkabe altında olduğu, “İnsan hiçbir söz söylemez ki onu gözetleyen, dediklerini zapteden bir hazır melek bulunmasın”[5], “Yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemekte, murâkabe etmektedir”[6] şeklinde dile getirilmekte, “Bilmezler mi ki, Allah onların sırlarını ve gizli konuşmalarını bilir ve Allah gizlileri bilendir”[7] âyetiyle de Allah’ın kulun gizli açık her şeyinden haberdâr ve onları bilen olduğu üzerinde durulmaktadır. Bir başka ayette de; “Âsî ve kâfir olan bilmez mi ki, Allah Teâlâ herkesin ahvâlini görür ve esrârına muttali’ olur ve ona göre onlara cezâ kılar”[8] buyurulmaktadır.

Yine Kur’ân-ı Kerîm’de “Yaratan bilmez olur mu? O, latîftir, haberdardır”[9], “Şüphesiz O, gizliyi de bilir, gizlinin gizlisini de”[10], “Hiçbir şeyiniz Allah’tan gizli kalmaz”[11] gibi âyetlerde hep bu ilâhî murâkabe ve tarassut üzerinde durulmaktadır. “Nerede olursanız olun, Allah sizinle beraberdir.”, “Göklerdeki ve yerdeki her şeyi Allah’ın bildiğini görmüyor musunuz?” gibi birçok âyette aynı şekilde Cenâb-ı Hakk’ın murakabesi vurgulanmakta ve her şeyden haberdar olan, her zaman ve her yerde yapılanlara şahid ve murâkıb olan Allah’a samimi bir şekilde kulluk ve ibadet edilmesi gereğine işaret edilmektedir.

Kur’ân-ı Kerim ve sünnet-i seniyyedeki bu anlayışı Hz. Mevlânâ da Mesnevî’de şu ifadelerle dile getirmektedir.

“Cenâb-ı Hak görüşü her an seni uyarıcı olsun diye, kendisine ‘Basîr/Gören’ dedi. Çirkin ve kötü sözlerden dudaklarını kapatasın diye, kendisine ‘Semî’/İşiten’ dedi. Korkasın da fesat çıkarmayasın, bozgunculuğa ait şeyler düşünmeyesin diye, Allah kendisine ‘Alîm/Bilen’ dedi.”[12]

Hz. Peygamber’in Cibrîl hadîsi diye bilinen hadîs-i şerif’te “Allah’a sanki O’nu görüyormuş gibi kulluk et! Her ne kadar sen O’nu görmüyorsan da O seni görüyor!”[13] buyurmaktadır. İslam düşüncesinde önemli bir yeri hâiz olan bu hadis-i şerif mutasavvıflar tarafından “ihsân” mertebesine ve murâkabeye işâret olarak değerlendirilmektedir.[14] Bu itibarla ihsân’ı tarif eden bu hadîsin ilk kısmı kulun Allah’ı murâkabesinden, ikinci kısmı, Allah’ın kulu murâkabesinden bahsetmektedir denilir. Buna göre kulun Hakk’ın rızâsını gözetmesi, yâni kulun Hak için murâkabesi ve Hakk’ın kulunu denetlemesi ve murâkabe etmesi olmak üzere iki tür murâkabeden bahsedilmektedir.  Sûfîler murâkabe’yi tasavvuf’ta ihsânmertebesi ya da dâimâ huzurda olmak şeklinde ifade edilen kurbiyet hâli’nin bizatihi yaşanması olarak algılamışlar ve mânevî hayatlarının bir parçası haline getirmişlerdir.

Murâkabe tasavvuf ehli tarafından bu ikili tasnif dışında bir başka değerlendirmeye göre üç kısımda elel lalınmaktadır ki,[15] bunların birincisi, Allah’ın insanın iç dünyâsına muttalî olduğunu idrâk ederek gönle sahip çıkmak şeklindeki mübtedîlerin murâkabesidir. İkincisi, kulun Hakk’ın dışında her şeyden fânî olarak Hakk’ı Hak ile murâkabe etmesidir ki, bu da âdâb, ef’âl ve ahlâk îtibâriyle Allah Rasûlüne tabî olanların, mutavassıtların murâkabesi olarak kabul edilmektedir. Üçüncüsü ise, murâkabe ile gönüllerini Allah’a bağlayan has kulların murâkabesidir. “Sübhân’ın huzûrunda gönüllerinizi koruyun ki, sonra gönüllerinizden geçenkötü düşüncelerden dolayı utanmayasınız. Çünkü O; hâlis sütün içindeki siyah kıl gibi bütün gizli şeyleri, düşünceleri, her şeyi görür”[16] diyen Mevlânâ bu mertebeye işâret etmektedir.

İhsan, kişinin kulluk ve ibadet görevlerini yerine getirirken Allah’ın kendisini gördüğü, davranışlarını gözetlediği bilincinde olmasıdır. Bu mertebeye eren ve ihsan bilincine sahip olanlar, “Allah, her an beni görmektedir, her yaptığımı bilmektedir, benim kalbimden geçenlerden dahi haberdardır” duygusuna sahip olacaktır. Bazı insanlar sorumlu oldukları şeyleri sadece sorumluluktan kurtulmak için yapar. Gerçek ihsana ulaşanlar, muhsin’ler ise her türlü harekât ve davranışlarını, Allah’ın kendilerini görüp murâkabe ettiğinin farkında olarak ihlâs ve samimiyetle yerine getirirler.

Binâenaleyh “ihsan” insana düşüncede derinlik, incelik ve hassasiyet duygusu kazandırır. Onu saflaştırıp, arındırır ve her an Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda olma duygusu ile kemâle erdirir. Bütün amellerin, ihlâs ve samimiyetle en iyi şekilde yerine getirilmesini sağlar. Öyle ki, ihlâs ve ihsân arasında önemli bir bağlantı da ortaya çıkar. “İhlâs kul ile Allah arasında öyle bir sırdır ki; melek onu bilmez ki sevap yazsın; şeytan ona muttali olamaz ki, ifsâd etsin; nefis onu fark edemez ki, kendisine meylettirsin!” diyen Cüneyd-i Bağdâdî de bu hakîkate işâret etmekte, kulluğun en güzel kıvamı olan bu mertebenin Allah ile kul arasında husûsî bir ilişkiye delâlet ettiğini dile getirmektedir.

Kur’ân-ı Kerîm’de ihsan ile hareket edenlere “muhsin” denilmekte ve bunların güzel hasletlerinden sitâyişle bahsedilmektedir.

İhsan ile davranmanın karşılığı, aynı şekilde ihsandır.”[17] İhsan, sadece Allah’ın huzurunda, kulluk ve ibadetlerde değil aynı zamanda beşerî ilişkilerde ve bütün varlıklar karşısında geçerli olan ahlâkî bir davranış ve erdemdir. Resûlullah (s.a.v.); “İnsanlar iyilik yaparlarsa biz de iyilik yaparız, zulmederlerse biz de zulmederiz.&#; diyen zayıf karakterli kimseler olmayın. Bilakis iyilik yaptıklarında insanlara iyilikle karşılık vermeyi, kötülük yaptıklarında ise onlara zulmetmemeyi alışkanlık hâline getirin”[18] buyurmuştur. Binâenaleyh insanların muâşeret esasları çerçevesindeki davranışlarının ihsan boyutuna ulaşabilmesi için amaç ve gâyenin sadece Allah rızası olması gerekir. Bu îtibarla herkesin eğer hayır eğer şer yaptığının karşılığını göreceği anlayışıyla insanın kendisini sürekli kontrol ve murâkabe ile muhâfaza etmesi ve karşılığında hidâyet ve doğrulukla Allah katında hüsn-i muamele ve hüsn-i kabûle mazhariyeti temin etmesi dâima dikkat edilmesi gereken bir husustur.

Çünkü; “Allah her işte ihsanı (güzel davranmayı) emretmiştir…!”  Bu hadîs-i şeriften de anlaşılacağı üzere nebevî bir işarete ittibâen her şeyde ihsân üzere hareket etmek gerekir. Niyetlerimizde, vakitlerimizde ve hallerimizde ihsân üzere olmayı gözetmek durumundayız. Meselâ niyetlerde ihsân üzere olmak niyeti hâlis kılmak, ihlâslı bir gönülden samimi niyetlere kapı aralamayı; vakitlerimizde olan ihsân her vakitte huzûr-i ilâhîde olmak bilinci ile müşâhede üzere olmayı; ahvâl ve davranışlarımızda olan ihsân ise, içinde bulunduğumuz hâlin şer’î ahkâmını gözetmek ve ona riâyet etmek ve onun sadece Allah’ın bir lütuf ve ihsânı olduğunu bilmektir.

Yine hemen her Cuma günü hatiplerimizin minberlerden okuyarak hatırlattığı ve ikaz ettiği ilâhî bir bir emir olarak “Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar” âyetinde adalet ve ihsan ilkelerinin hayata tatbîkinin emredilmesi bu gayeye matuftur.

Neticede ihsan, gerek kulluk ve ibadetlerin ve gerekse bütün davranışların Allah rızası gözetilerek, ihlâs ve samimiyetle, karşılık beklemeksizin, en güzel şekliyle ifası demektir. İnsanın yaratıcısı ve kâinâtla bütünleşmesi ve üst düzey bir varlık bilinci ile hareket etmesi, Allah, kâinat ve insan arasındaki ilişkiyi doğru okuyup değerlendirmesidir. Bütün amel ve fiilllerimizin anlamlı olması ve bir değer taşımasının, fert ve cemiyet için faydalı  olmasının yolu da budur. Çünki, Cenâb-ı Hakk’a kul olmak yaratılış gayesini idrâk etmiş bir kimse için en yüce mertebedir. Hz. Mevlânâ bu hakîkati ne güzel ifâde eder:

Kul oldum ben! Sâdece senin kulun oldum! Kulluk vazîfemi hakkıyla îfâ edemediğim için mahcûbiyetimden başımı önüme eğdim. Bir köle âzâd edilince sevinir, mutlu olur. Ben ise sana kul oldum diye seviniyorum!

Kulluğun en güzel kıvâmı olarak başlıklandırdığımız “ihsân” kavramı çerçevesinde Kur’ân-ı Kerîm ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’in örnek ahlâkı ve anlayışını, selef-i sâlihîn’in  bu husustaki anlayış ve yaklaşımlarını satırlara döktüğümüz bu ifâdelerimizi Mevlevî Esrâr Dede’nin şu şâheser dizeleriyle itmâm edelim:

 

“Matlûbunu cânân edene aşk olsun!
Her zerrede seyrân edene aşk olsun!
Maksûd olan bildiğine ermekdir,
Îmânını ihsân edene aşk olsun!”[19]

 


[1]       Buhârî, Îmân, 37/Tefsîr -Sûre , 2; Müslim, Îmân 1; Ebû Dâvud, Sünnet, 17; Tirmizî, Îmân, 4; Nesaî, Îmân, 5; İbn Mâce, Îmân, 9.
[2]       el-Cürcânî, Ta’rifât, s. ; Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, s.
[3]       Serrâc, el-Lüma’, s.
[4]       el-Ahzâb, 33/
[5]       Kāf, 50/
[6]       el-İnfitâr, 82/
[7]       et-Tevbe, 9/
[8]       Alak, 96/
[9]       el-Mülk, 67/
[10]      Tâ hâ, 20/7.
[11]      el-Hâkkā, 69/
[12]      Mevlânâ Celâleddin Rûmî, Mesnevî, c. IV, b.
[13]      Buhârî, “Îman”, 37; Müslim, “Îman”, 1; Tirmizî, “Îman”, 4.
[14]      Kuşeyrî, er-Risâle., s.
[15]      Serrâc, a.g.e., s.
[16]      Mesnevî, I, (b. )
[17]      Rahmân, 55/
[18]      Tirmizî, Birr, 63
[19]      Horata, Osman, Esrar Dede, Hayatı, Eserleri, Şiir Dünyası ve Dîvânı, Ankara: KBY  s.

 

Allahı görüyor gibi yaşamak hangi kavram?

İçindekiler:

  1. Allahı görüyor gibi yaşamak hangi kavram?
  2. Allah&#;ı Görüyormuşcasına yaşamaya ne denir?
  3. İhsan şuuru ne demek?
  4. Sen onu görmesende O seni görüyor hangi kavram?
  5. Ihsanlı insana ne denir?
  6. Allah&#;ı Görüyormuşcasına ibadet etmek hangi kavram?
  7. Allah için yaşamak ne demek?
  8. Insan ihsanın kuludur ne demek?
  9. Kuranda Muhsin ne demek?
  10. Insanın Allah&#;ı görür gibi saygılı bir şekilde ibadet etmesine ne denir?
  11. Hz Muhammed&#;in Allah&#;ı görüyormuş gibi ibadet etmek şeklindeki tanımladığı kavram nedir?
  12. Allahın ihsanı ne demek?
  13. Allah&#;ın rızasını gözeterek yaşamak ne demek?
  14. Allah için ne demek?
  15. Teşri ne anlama gelir?
  16. Muhsin İnsan ne demek?
  17. Ihsan Kuran&#;da geçiyor mu?
  18. Muhsin ne demek?
  19. Allah her işte ihsanı emretmiştir ne demek?
  20. İhsan nedir ornek?

Allahı görüyor gibi yaşamak hangi kavram?

1. İhsan, Allah'ıgörüyormuş gibi yaşamak, yapılan her bir işi/ameli en iyi, en güzel ve en sağlam şekilde yapmak demektir.

Allah'ı Görüyormuşcasına yaşamaya ne denir?

ALLAH'I GÖRÜYORMUŞÇASINA YAŞAMAK: İHSAN.

İhsan şuuru ne demek?

İhsan Şuuru1 Giriş “İhsan” kelimesi, “hüsn/güzel olmak”tan türemiş olup, bir şeyi tam ve güzel yapmak anlamındadır. “Şuuruna ermek”, bir şeyi tam manasıyla anlamak, kavramak, idrak etmek, bilincine varmak demektir.

Sen onu görmesende O seni görüyor hangi kavram?

Sorulardan birisi de "İhsan nedir?" şeklindedir. Peygamber soruyu şöyle yanıtlar "Allah'a, onugörüyormuşçasına kulluk etmendir. Sen onu görmesendahi o seni görür.

Ihsanlı insana ne denir?

İhsanda bulunan kişiye muhsin denir. Bir insanıngerçekleştirdiği işin ihsanseviyesine ulaşabilmesi için hem neyi nasıl yapması icap ettiğini iyi bilmesi hem de bu bilgisini en güzel biçimde eyleme dönüştürmesi gerekir. Hz. Ali, "İnsanlar işlerini ihsanlayapmalarına göre değer kazanır" derken bunu kastetmiştir.

Allah'ı Görüyormuşcasına ibadet etmek hangi kavram?

Adam yine "Doğru söyledin" der ve bu sefer de, "İhsan nedir?" diye sorar. Peygamberimiz ihsanı şöyle tanımlar: "Yüce Allah'a, O'nu görüyormuşcasına ibadetetmendir.

Allah için yaşamak ne demek?

Bu husus, Allahrızasıdır. Allahrızasını aramak Allahkorkusu, Allahsevgisi, sabır, kararlılık, dikkat ve samimiyet gerektirir. Bu özellikler müminlerde varken, mümin olmayanlarda ise ya az bulunur ya da hiç bulunmaz.

Insan ihsanın kuludur ne demek?

Ülfet ve muhabbetin sebeplerinden birisi de ihsandır. İhsan: Bir maksat ve karşılık beklemeksizin malını güzel ve dinin emrettiği yahut tavsiye ettiği yere sarf etmek, harcamaktır. İnsanlara ihsandabulunmak, ihtiyaçlarında yardım etmek muhabbete vesile olur.

Kuranda Muhsin ne demek?

Fesat/Müfsit kavramının zıddı olan “Muhsin” kelimesi de Kur'an da şu anlamlarda kullanılır: -İhsan, ibadette huşu ve ihlastır. İbadeti sadece Allah'a has kılmaktır. Sanki Allah'ı görüyormuş gibi kulun ibadet etmesidir.

Insanın Allah'ı görür gibi saygılı bir şekilde ibadet etmesine ne denir?

İhsan; Yüce Allah'a ibadetedilirken Allah'ıgörürcesine samimiyetle ibadetetmektir, denir. Allah'ı görürgibi ibadetetmek veya en azından Allah tarafından görüldüğünün farkında olmak.

Hz Muhammed'in Allah'ı görüyormuş gibi ibadet etmek şeklindeki tanımladığı kavram nedir?

Adam yine "Doğru söyledin" der ve bu sefer de, "İhsan nedir?" diye sorar. Peygamberimiz ihsanı şöyle tanımlar: "Yüce Allah'a, O'nu görüyormuşcasına ibadetetmendir. Zira sen O'nu göremesen de, O seni görür!"

Allahın ihsanı ne demek?

İhsan; genel olarak iyilik ve lütufta bulunmak, bir işi en güzel şekilde yapmak, Allah'a ihlâsla kulluk etmek anlamlarında kullanılan bir terimdir. (…) "başkasına iyilik etmek" ve "yaptığı işi güzel yapmak" şeklinde kısmen farklı iki anlamda kullanılmaktadır. İhsandabulunan kişiye muhsin denir.

Allah'ın rızasını gözeterek yaşamak ne demek?

Bir işe başlamadan rabbi rahimin rızasını gözetmek,o'nun[Allah'ın] adına yapmak bir Müslüman'ınilk yapacağı temel görevidir. Şayet onun rızasıdoğrultusunda yapılmayan işin hiç bir işin anlamı yoktur. Bu sebeptendir ki Allaha hakkıyla kul olmak zor değildir.

Allah için ne demek?

Birisinden dürüst olmasını ve doğru söylemesini istediğimizde de ''Allahiçin'' deyimini kullanırız. Deyim bu anlamıyla kullanıldığında ''Allah'ın adını veriyorum / verdim'' deyimiyle aynı anlamı taşır.

Teşri ne anlama gelir?

İslam dinindeki kanun koyma işine ise teşridenmektedir. İslam'da Teşri Ne Demektir? Yasa yapmak, kanun koymak gibi anlamlara gelen teşrikelimesi aynı zamanda yol açmak ve gemilere yelken yapmak anlamlarında gelmektedir. Bu terim Arapça "şera'a" kökünden türemiştir.

Muhsin İnsan ne demek?

Fesat/Müfsit kavramının zıddı olan “Muhsin” kelimesi de Kur'an da şu anlamlarda kullanılır: -İhsan, ibadette huşu ve ihlastır. İbadeti sadece Allah'a has kılmaktır. Sanki Allah'ı görüyormuş gibi kulun ibadet etmesidir.

Ihsan Kuran'da geçiyor mu?

İhsanismi Kur'an-ı Kerim'de bulunmamaktadır.

Muhsin ne demek?

(ﻣﺤﺴﻦ) sıf. ve i. (Ar. iḥsān “güzel yapmak, iyilik etmek”ten muḥsin) İyilik eden, iyi ve güzel işler yapan, iyilikte bulunan, lutuf ve ihsan eden (kimse).

Allah her işte ihsanı emretmiştir ne demek?

İhsan; genel olarak iyilik ve lütufta bulunmak, bir işi en güzel şekilde yapmak, Allah'a ihlâsla kulluk etmek anlamlarında kullanılan bir terimdir. Allah'ın her şeyi ihsanla yarattığını bildiren ayette de (Secde, 32/7) ihsankavramı bu anlamdadır.

İhsan nedir ornek?

- İyi davranma, iyilik etme, - Bağışta bulunmak, bağışlama, - Bağışlanan bir şey, lütuf, atıfet, kayra, - Karşılık beklenmeyerek yapılan iyilik, yardım şeklindedir.

Allah’ı g&#;r&#;rcesine iman etmek!

Güncelleme Tarihi:

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Do&#;.Dr. Nihat HATİPOĞLU

Oluşturulma Tarihi: Eyl&#;l 18,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

İslamın ilk yıllarındayız. Hz. Peygamber (sav) İslam’ı öğretmek için gayret içindedir.

Bir gün hiç beklenmeyen bir misafir Peygamberimizin huzuruna girer. Hz. Ömer’in deyimiyle genç, düzenli, güzel giyimli, uzaktan geldiği belli olan ama üzerinde yolculuk izleri taşımayan bir delikanlı.

Gelir, Peygambere yaklaşır, diz çöker, dizini Peygamberimizin dizine dayar ve sormaya başlar.

Sorularından birisi "İman nedir?" şeklindedir.

Peygamberimiz imanı şöyle tanımlar:

"Allah’a, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret gününe, Kadere, Hayır ve şerrin kullar tarafından seçilse de Allah tarafından yaratıldığına iman etmektir."

Adam, "Doğru söyledin" diyerek "Peki İslam nedir?" diye sorar bu sefer.

Hz. Peygamber:

"Kelime-i şehadet getirmen (Eşhedü enlá ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resuluhu=Şahitlik ederim ki, Allah birdir ve yine şehadet ederim ki, (Hz.) Muhammed (sav) O’nun kulu ve elçisidir!), günde 5 vakit namaz kılman, ramazan orucunu tutman, malının zekátını vermen, ömründe bir kez hacca gitmendir" der.

Adam yine "Doğru söyledin" der ve bu sefer de, "İhsan nedir?" diye sorar.

Peygamberimiz ihsanı şöyle tanımlar:

"Yüce Allah’a, O’nu görüyormuşcasına ibadet etmendir. Zira sen O’nu göremesen de, O seni görür!"

Adam yine tasdikler ve çıkar gider.

Hadiseyi hayretle izleyen Hz. Ömer bu ender görülen olayla ilgili izlenimini şöyle ifade eder:

"Biz bu adamın sorularına ve tavırlarına şaşırdık. Zira her sorunun akabinde sanki öğretiyormuş gibi ’doğru söyledin’ diyerek Peygamber Efendimizi tasdik ediyordu."

Peygamberimiz olayı şaşkınlıkla izleyenlerin meraklarını gidermiş ve şöyle demiştir:

"Bu Cebrail idi. Size dininizi öğretmeye gelmişti."

Cebrail’in bazen insan şeklinde geldiğini, özellikle de cennet ve rahmet ile ilgili ayetler indirdiğinde bu şekle büründüğünü biliyoruz.

Burada iman ve amelimizi, inanç ve ibadetimizi test edeceğimiz bir ölçünün, sarrafın önündeki hassas terazi gibi önümüze konduğunu görebiliyoruz.

İhsan makamına doğru yücelme, Allah ile muhteşem bir bağ kurma, O’nun her an bizi gördüğünün şuuruna varma!

Dinin amacı ve günahın kırılma noktası bu olsa gerek.

Sen O’nu görmüyorsun, ama O seni görüyor.

Sen unutuyorsun, ama O unutmuyor.

Sen aldatabiliyor, aldanabiliyorsun, ama O aldatmıyor da, aldanmıyor da.

Sen başkasından gizleyebiliyorsun, ama O’ndan gizleyemiyorsun.

Sen zihninden geçiriyorsun, O anında okuyor.

Farkına bir varabilsek! Ortada muhteşem bir mekanizma var Biraz irkilsek ve düşünsek, "Allah tarafından hesaba çekilmeden önce, sen kendini hesaba çek!" ilkesini hatırlasak!

İman ve İslam derecelerinden ihsan zirvesine çıkabilmek için bu zihni ve kalbi sorgulamanın çok ciddi tarzda, hayatımızın her saniyesine dağılması gerekir. Sadece camide, mübarek günlerde, ihtiyaç halinde, bir musibet ve bela karşısında değil, hayatın zevklerine ölçüsüzce dalındığında bile yanıbaşımızda olması gerekir.

Dinimizin uygulatmaya çalıştığı ihsan makamı, imandaki bağımsızlığın cehennem korkusu veya cennet beklentisinin çok ötesinde tam bir teslimiyet ve sevgi merkezine oturtabilmekle elde edilebileceğini göstermekte.

Menfaat veya bir karşılık gelsin diye değil, sadece O razı olsun diye O’na yönelmek

Menfaati hak edeceksen, zaten o gelip seni bulacak. Bu konuda kul, Rabbi ile içten ve sessiz bir pazarlık içinde olmamalıdır. Zira pazarlık, güvensizliği gösterir, emin olmamayı gösterir. Emin olunmayan bir durumda imandan bahsedilebilir mi?

Hz. Peygamber’in şu zarif ve berrak duası konunun özeti:

"Allahım! Sana teslim oldum. Ben sana inandım, sana güvendim. Yüzümü, gönlümü sana çevirdim!"

Başkasına değil, ötesine hiç değil!

Ve yine İbni Abbas’ın Peygamber Efendimizden bir nakli:

"Allah’ın buyruklarını gözet ki, Allah da seni gözetip korusun.

Allah’ın rızasını her işte önde tut ki, O’nu önünde bulasın.

Bir şey isteyeceksen Allah’tan iste. Yardım dileyeceksen Allah’tan dile!

Ve bil ki, bütün bir ümmet toplanıp sana fayda sağlamaya çalışsalar, ancak Allah’ın senin için takdir ettiği faydayı sağlayabilirler.

Yine, eğer bütün ümmet sana zarar vermeye kalksa, ancak Allah’ın senin hakkında hükmettiği zararı verebilirler!"

Ramazanın renkleri

Ramazan ayı tüm Müslüman áleminde her açıdan bir canlılık dönemi aynı zamanda. Camilere mahyalar takılır, ticari yaşam hareketlenir, sosyal yaşam daha eğlenceli ve renkli hale gelir.

"Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekatı verenlerin mükafatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır." (Bakara: )

Peygamber Efendimiz buyurmuşlardır ki:

"Sofralarında yetim bulunduran kimselerin sofrasına şeytan asla yaklaşamaz."

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası