Adana Ölçme Değerlendirme Merkezi Çalışma Soruları için tıklayınız.
Amasya Ölçme Değerlendirme Merkezi Çalışma Soruları için tıklayınız.
Aydın Ölçme Değerlendirme Merkezi Çalışma Soruları için tıklayınız.
Denizli Ölçme Değerlendirme Merkezi Çalışma Soruları için tıklayınız.
Edirne Ölçme Değerlendirme Merkezi Çalışma Soruları için tıklayınız.
Erzurum Ölçme Değerlendirme Merkezi Çalışma Soruları için tıklayınız.
Kahramanmaraş Ölçme Değerlendirme Merkezi Çalışma Soruları için tıklayınız.
Kastamonu Ölçme Değerlendirme Merkezi Çalışma Soruları için tıklayınız.
Malatya Ölçme Değerlendirme Merkezi Çalışma Soruları için tıklayınız.
Muğla Ölçme Değerlendirme Merkezi Çalışma Soruları için tıklayınız.
Bursa Ölçme Değerlendirme Merkezi Çalışma Soruları için tıklayınız.
İstanbul Ölçme Değerlendirme Merkezi Çalışma Soruları için tıklayınız.
Konya Ölçme Değerlendirme Merkezi Çalışma Soruları için tıklayınız.
Trabzon Ölçme Değerlendirme Merkezi Çalışma Soruları için tıklayınız.
soruluk mayıs ayı çalışma soruları destek paketi de öğrencilerin erişimine açıldı. Böylece şu ana kadar toplam sorudan oluşan soru destek paketi LGS kapsamındaki merkezi sınava girecek öğrencilerin kullanımına sunulmuş oldu.
Çalışma Soruları Destek Paketine MEB Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünün web sitesinden (funduszeue.info) erişilebiliyor.
Bu süreçte her sınıf ve kademeden tüm öğrencilere destek olmak için yoğun çaba sarf ettiklerini belirten Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Sınavlara hazırlanan öğrencilerimizin içinde bulunulan süreçten etkilenmeden hedeflerine ilerlemeleri için ihtiyaç duydukları destekleri adım adım onlarla buluşturuyoruz." dedi. Bakan Selçuk şöyle devam etti: "Bugüne kadar sorudan oluşan destek paketini öğrenci ve öğretmenlerimizin kullanımına sunmuş olduk. Bu destek paketleri için Ölçme Değerlendirme Genel Müdürlüğü Soru Oluşturma Dairesi çalışanları, 81 ilde bulunan Ölçme Değerlendirme Merkezlerimizde görevli arkadaşlarımız ve öğretmenlerimiz büyük emek veriyorlar. Özelikle bu pakette Adana, Amasya, Aydın, Denizli, Erzurum, Edirne, Kastamonu, Kahramanmaraş, Malatya, Muğla ve Rize Ölçme Değerlendirme Merkezlerindeki arkadaşlarımız önemli katkı sağladılar. Bu süreci başarılı bir şekilde koordine eden Bakan Yardımcım Mahmut Özer'e, sürece büyük emek veren Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürü Sadri Şensoy ve çalışma arkadaşlarına, katkı sağlayan ölçme değerlendirme merkezlerimize öğrencilerimiz adına teşekkür ediyorum. "
MEB Ortaöğretim Başmüfettişi Halil ARIK tarafından hazırlanan branş öğretmenlerine yönelik "sınıf yönetimi", "Soru Hazırlama Teknikleri" ile "Tarih Öğretiminde Usul" konularında makaleler
ektedir.
|
SINIF YÖNETİMİ
Hazırlanan bu makale, akademik veya bilimsel çalışma kabul edilmemelidir. Daha çok sınıf içi uygulamalarda bulunmuş ve halen sınıf içi çalışmaları gözleyen birisinin, pratik ve kullanılabilecek nitelikte olacağını düşündüğü hususlar olarak kaleme alınmıştır.
Milli Eğitim Temel Kanunu öğretmenliğin, eğitim-öğretim ve buna dayalı yönetim işlerini yürüten bir ihtisas (uzmanlık) mesleği olduğunu hüküm altına almıştır. Şüphesiz ki bu uzmanlığın en önemli vasıflarının, öğretmenin alan(branş)ında donanımlı ve mesleki formasyona sahip olması yanında, yeterli bir genel kültür bilgisinin bulunması şeklinde belirtilmesi kabul görmüş kuraldır.
Bu temel vasıflara sahip bir öğretmenin sınıftaki dakikalık ders saatini en verimli ve etkili şekilde kullanması, sınıftaki yönetiminin, bütün öğrencileri etkileyici ve isteklendirici olması ile sağlanabilecektir. Bunun sağlanabilmesi için, olumlu bir sınıf ortamının oluşturulması gereklidir. Elbette, sınıf içindeki öğrenme ikliminin oluşturulmasında; dersliğin ve sıraların düzenlenmesi, konuya uygun ders araç-gereci ile teknolojinin kullanılması önem arz etmektedir. Böylelikle öğrencinin birden çok duyu organına hitap edilerek hayatı sınıfa taşımasına katkı sağlanacak, somut ve net olarak görülenler etkili ve kalıcı sonuçlar doğuracaktır. Diğer taraftan, olumlu bur öğrenme ortamının yaratılmasında, öğretmen ve öğrencilerin birlikte sınıf kurallarını belirlemesi de önemlidir. Öğrenciler kendi koydukları kuralları daha çabuk benimseyeceklerdir. Bu kuralların da yazılı olarak belirlenmesinde yarar vardır.
Öğretmenin derse girmesinden bitimine kadar geçen zamanı nasıl kullanacağı önemlidir. Özellikle öğrencilerin beklentilerine cevap verecek bir yönetim ve sunuda bulunması kaçınılmazdır. Öğretmenin değişik kaynaklardan hazırlanarak derse hazırlıklı gelmesi ilk koşuldur. Aynı doğrultuda öğrencinin de derse hazırlıklı gelmesi için, önceden kısa da olsa bir araştırma veya inceleme görevi verilmesi yerinde olacaktır.
Derse iyi bir başlangıç nasıl olmalıdır? Öğretmenin derse başlama şekli çok önemlidir. Öğrencilerin dersi istekli ve arzulu dinlemelerini sağlamak düşüncesiyle, konu içinde yer alan bilgilerin, kazanılacak davranış ve becerilerin niçin gerekli olduğu ve hayatın hangi aşamasında kullanabilecekleri açıklanarak derse başlanması ön kuraldır. Öğrenci kendisi için gerekli bilgi verileceğini beklentisinde olduğu takdirde öğretmenini izleme ve dinleme isteğini ortaya koyacaktır. Sizi dinleyecek öğrencilerinize bilgi aktarmanın yolu onlarla sağlıklı bir iletişim ve ilişki kurmaktan geçer. Derse hemen başlama yerine ilgi çekecek bir giriş yapmak, soru sormak, gündemdeki bir olaydan kısaca bahsetmek bir yöntem olarak kullanılabilmelidir. Ders kitabını elimize alarak, “nerede kalmıştık çocuklar ?” diye söze başlamak oldukça kötü bir başlangıçtır. Elbette öğretmen diğer kaynakların yanında ders kitabından da hazırlanarak gelebilir, ancak sadece ders kitabından dersi işlemeye çalışması asla doğru bir yöntem değildir. Bakanlığımızca düzenlenen öğretim(müfredat) programlarında sadece ünite- konu başlıkları verilmiştir. Konuların içeriği genellikle öğretmenler tarafından şekillendirilmektedir. Ders kitapları da bu doğrultuda, öğretmene yardımcı olarak hazırlanmıştır. Bilgi yeterliliği öğretmenin sınıf içindeki hâkimiyetini doğal olarak kolaylaştıracaktır.
Dersin başlarındaki söylenecek ilk sözler mutlaka iyi seçilmelidir. Öğrencilerin dinleme isteklerinin en canlı olduğu zaman diliminde ki bu sözler, anlatılan konunun amacını, öğrencilere kazandırılacak davranışları kapsayacak özellikte ve nitelikte olmalıdır. İlerleyen dakikalar, öğrencilerin dersi izlemelerinde güçlükleri beraberinde getirmektedir. Bir ders saatinin tamamını aynı verimlilikte ve etkide kullanmak hiçbir öğretmen ve öğrenci için kolay değildir. Bu yüzden konu hakkında bildiklerimizi rafine edilmiş halde öz olarak sunmak en iyi ders işleme yöntemi olarak kabul görmüştüfunduszeue.infolerimizin tamamının öğrenciye aktarılmasını asla mümkün olamayacağının ayırdına varılması gerekir. Ünlü Türk düşünürü ve bilgesi Mevlâna’nın söylediği; “ Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşıdakinin anlayabildiği kadardır.” sözü sanki öğretmenler için söylenmiş olmalıdır. Verilecek bilgilerin, kullanılabilir, bu günün olaylarını açıklamaya ve yorumlamaya yarar nitelikte olması gerekir. Ayrıca, şu hususu da asla göz ardı etmemek gerekir: Sonucu itibariyle toplumu etkileyen, bu güne yansıması olan, hatta ülke ve dünya gündemiyle ilgi kurulabilecek konular üzerinde önemle durulmalı, öğrencilerin bu hususlara dikkatleri çekilmelidir. Dersin akışı içerisinde öğrencilerin dikkat durumları sürekli gözlenmeli, ilgisizlik, kayıtsızlık, birbirleriyle konuşmaları, pencereye bakmaları gibi tavırları görüldüğünde ders anlatımına ara verilmeli, gerekirse dersle bağlantılı olarak bir olay, anekdot veya bir anı anlatılmak suretiyle öğrencilerin yeniden motive olmaları( isteklendirilmesi) sağlanmalıdır. Öğrencilerin dersi dikkatle dinleme sürelerinin ilköğretimde , ortaöğretimde ise dakikayı geçmediği eğitim uzmanlarının ortak görüşleridir. Bu yüzden öğretmenlerin çok şeyi öğretme çabası yerine gerekli ve kullanılabilir bilgiyi öğretmeleri uygun olacaktır. Bebeklere renkli ve şekerli şurup verilmesi gibi, öğrencilere de bilginin albenili sunulması önemlidir.
Öğrencilerin derse katılımlarının sağlanması da önemlidir. Genellikle düz anlatım hala en geçerli yöntem olarak kullanılmaya devam etmektedir. Bu yöntemi etkili kullanma becerisi gösteren öğretmen, bilgileri sistemli şekilde iletmek suretiyle, öğrencide istek,heves ve heyecan yaratabilmektedir. Şüphesiz ki bu yöntemin verimli olduğu dersler daha çok anlatıma dayalı olanlardır. Ancak bu yöntemin öğrenciler üzerinde olumsuz etkiler yarattığı ve onları pasifize ettiği de unutulmamalıdır. Bu nedenle, sınıfta, görsel işitsel ders araç-gereci kullanılmalı, öğrencilere soru sorulmalı, yol açılmalı ve cesaret verilmeli, tartışma ortamı yaratılmalıdır.
Ders saatinde konunun akışına bağlı olarak öğrencilere, düşünme, analiz etme ve yorum yapma gücünü artıracak nitelikte sorular sorulmalı, verilen cevaplar yanlış ve eksik ise mutlaka düzeltilmelidir. Sorulara doğru cevap veren öğrencilerin zeki olduğu düşüncesinin yanında, doğru soru soranın da, daha zeki öğrenci olduğu ilkesi göz ardı edilmeden, öğrencilerin soru sormasına yönelik fırsat ve ortam hazırlanmalı, buna karşılık,sorulara etkili ve doğru cevaplar verilmelidir. Hemen cevap verilemeyecek durumdaki sorular olduğu takdirde, üstünkörü veya eksik cevap yerine daha sonra cevap verilmesi yolu izlenmelidir. Bu bağlamda, Mısırlı yazar Necip Mahfuz’un “ Bir insanın akıllı olup olmadığını verdiği cevaplardan, bilge olup olmadığını ise, sorduğu sorulardan anlarsınız” şeklindeki sözünü unutmamak gerekir. Diğer taraftan derslerde öğrencilerin merakını gidermek ve öğrenmek amacıyla sordukları sorular veya kasıtlı olarak öğretmeni zor durumda bırakacak bazı siyasi içerikli sorular yöneltmesi durumunda, öğretmenin kendi yorumlarından ziyade, Devletimizin bu konularda oluşturduğu yasal düzenlemelere, politikalara ve kamu oyunun tavır ve beklentilerine uygun cevap verilmelidir.
Öğretmenin sınıftaki söyleyeceği son sözler de önemlidir. Bu sözler genel olarak konunun ana hatlarını, gerekli bilgileri açık ve net olarak kapsamalı, gerekirse birkaç kez tekrar edilerek zihinlere yerleştirilmelidir. Ders saati sonunda öğrencilere yöneltilecek sorular, konunun hedef ve davranışlarını ölçücü nitelikte, günlük ders plânında önceden belirlenmeli ve öğrencilere yöneltilmelidir. Hemen sonrasında ise bir değerlendirme yapılarak öğrencinin anlatılan konuyu kavrayıp kavramadıkları, daha doğrusu belirlenen hedeflere-amaca ulaşıp ulaşmadıkları yönünde bir kanaate varılmalıdır. Şüphesiz ki yeterince anlaşılmayan veya eksik kalan bölümler olduğu takdirde, zaman kalırsa aynı ders saati içerisinde, zaman yetmiyorsa gelecek derste yeniden bu hususlara değinilmelidir. Gelecek derste işlenecek konuyla ilgili öğrencilere küçük çapta araştırma ödevleri verilmeli, ayrıca en iyi öğrenmenin tekrar olduğundan hareketle, anlatılanların, öğrenilenlerin evde veya etütlerde tekrar edilmesi sıkıca tembih edilmelidir. Ders zili çaldıktan sonra söylenen sözlerin hiçbir öğrenme değeri olmayacağı düşünülerek sözler tamamlanmalıdır.
Başarılı bir öğretmen sınıfta tiyatro sanatçısı gibi davranmalıdır. Ses tonunu iyi ayarlamalı, hep aynı tonda konuşmamalıdır. Hareket ve mimikleriyle öğrencileri etkilemeli, Türkçeyi düzgün, doğru ve etkili kullanmalı, ders saati boyunca öğrencilerin isteklerini artırıcı yol ve yöntemler geliştirmelidir. Öte yandan konuya göre önceden belirlediği ders araç-gerecini kullanmada süreklilik göstermelidir. Konunun ana ve alt başlıkları derse başlamadan önce görevlendirilen bir öğrenci tarafından tahtaya mutlaka yazılmalıdır. Zira bu uygulamanın, kısa da olsa ön öğrenmeyi sağladığı kabul edilmektedir. Tahtanın kullanılma zamanı ve süresi iyi seçilmelidir. Önemli görülen kelime, deyim, söz ve tarihlerin vb. yazılması ön plana çıkarılmalı, zamanın büyük çoğunluğu tahtaya yazı yazmak için kullanılmamalıdır. Öğretmenin, tahtaya abanarak, arkasını öğrencilere dönerek yazı yazması veya yazı yazarken öğrencilere yüzünü dönmeden konuşması sözün yazı tahtasına söylenmesinden ibaret kalacağı unutulmamalıdır.
Sınıf yöneticisi olarak öğretmen, öğrencilerine, hem kendi gelecekleri hem de ülke geleceğine yönelik hedefleri gösterme görevini de üstlenmelidir. Hedefi ve geleceğe ait sağlıklı bir planı olmayan öğrencilerin, derslerdeki başarısı ne kadar iyi olursa olsun iş hayatında pek de başarılı olmadıkları örneklerle görülmüştür. Ancak belirlenecek hedefler kesinlikle tatmin edici, mantıklı ve ulaşılabilir olmalıdır. Öğrencilere pek yakın gelecekte Türkiye'nin yönetiminde ve kaderinde söz sahibi olmaları iddiası ile bu sıralarda oturduklarını, anne-babalarının kendilerini okula bunun için gönderdiklerini, okulun bu amaçla açıldığını söylemek ve benimsetmek suretiyle vizyon( ileri-uzak hedef) oluşturmalarına katkıda bulunmalıdır. Unutulmamalıdır ki, büyük hedeflere yönelenler ara hedeflere kolaylıkla ulaşabileceklerdir. Kendine hedef belirlemeyenlerin, genellikle kayıtsız, kaygısız ve sorumsuzca bir öğrenim hayatı geçirdikleri belirlenmiştir. Oysaki Dünyanın en kritik coğrafyasında bulunan ülkemizin geleceğinde söz sahibi olacak kişilerin her yönüyle donanımlı, kültürlü ve ahlâklı olması kaçınılmaz bir zorunluluktur. İşte bu anlayış içerisinde öğretmenin sınıftaki rolü çok daha önemlidir.
Son olarak şunu söylemek uygun olacaktır: Sınıftaki öğrenme-öğretme ikliminin ilkbahar günlerinin aydınlığı, serinliği ve güzelliğinde olması için öğretmenin pedagojik yetenek , hüner ve deneyimlerini ortaya koyması yerinde olacaktır.
Halil ARIK
Başmüfettiş
SORU HAZIRLAMA TEKNİKLERİ
Öğretimde yöntem ve teknik kavramlarının tanımı değişik şekillerde yapılmaktadır. Uygulayıcı konumunda olanların bazen yöntem ve teknik kavramlarını karıştırdıkları, hatta aynı anlamda kullandıkları görülmektedir.
Yöntem (metod), bir amaca varmak için doğruluğu ve başarısı denenmiş en kısa, en emin yol, hareket ve iş tutma tarzıdır. Başka bir ifadeyle öğrenciyi eğitim amaçlarına en çabuk ve en güvenilir olarak ulaştıracak bir yol demektir.
Teknik ise öğretim metodlarının uygulama biçimleridir. Metod daha kapsamlı, teknik ise metodun parçaları konumundadır. (Soru sorma-hazırlama, ödev verme-değerlendirme, özetleme, alıştırma, verimli ders çalışma, ölçme-değerlendirme teknikleri vb).
Bu bağlamda, öğrenmenin gerçekleşmesinde en önemli bir unsur da sorunun tekniğine uygun olarak hazırlanması ve sorulması işlemidir. Soruların etkili olmasının en önemli yanı, soruların yanlış anlama ve algılara yol açmayacak, açık anlaşılır ve net olmasıdır. Diğer taraftan öğrencilere sorulacak sorular ne çok zor ne de çok kolay olmamalıdır. Her iki durumda da öğrencinin hoşnut olmayacağı görülmüştür. Aslında “ideal soru” neyi yoklamak istiyorsanız onu ölçen sorudur, diye tanımlanabilir.
Öğretmenlerin sınıf içinde de öğrencilere soru yöneltip, cevap istediğinde onları isteklendirici(güdüleyici) şekilde yaklaşması gerekir. Yanlış ve hatalı cevaplar alındığında, soruyu biraz açmak veya değiştirerek sormak şeklinde bir yöntem uygulanmalı, asla “ yanlış, olmadı…vb” sözlerden kaçınılmalıdır(1). Soruyu sorduktan sonra yanıtın öğretmen tarafından verilmesi, öğrenciye güvenilmiyor izlenimi verecektir. Bu durumda tamamlayıcı veya düzelteci ifadeler kullanılabildiği gibi diğer öğrencilerden de cevap istenebilir. Zaten sorunun bir öğrenciye değil tüm sınıfa yöneltilmesi gerekir. Öğrencilerin soruları öncelikle diğer öğrencilere sorularak onların cevaplaması istenmelidir.
Milli Eğitim Bakanlığı Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliği’ne bakıldığında, sınavlarla ilgili;
“ Klasik türde yapılan yazılı sınavlarda en az beş soruya yer verilir. Çoktan seçmeli, eşleştirmeli, kısa cevaplı, açık uçlu, doğru/yanlış tamamlamalı ve benzeri sınav türlerinde ise soru sayısının çok, soruların kısa cevaplı olması esastır.
Soruların; konulara göre dağılımı yapılırken ağırlık, bir önceki sınavdan sonra işlenen konulara verilmek suretiyle geriye doğru azalan bir oranda ve işlenen konulardan seçilmesi esastır. “
ifadeleri yer almaktadır.
Bu açıklamalar ışığında, soruların seçiminin ne derece önemli ve gerekli olduğu, özellikle soruların ciddi bir hazırlıktan sonra belirlenmesi önemli görülmektedir.
Sorular hazırlanırken; konuları kapsaması, öğrencilerde bilgiye ulaşma isteği doğurması , yaratıcılıklarını geliştirmesi, işbirliği ve grup çalışmasına teşvik etmesi, problem çözme becerilerini geliştirmesi ilkelerinin göz önünde tutulması temel ilke olarak kabul görmüştür.
Öğretmenlerin, öğrencilere sözlü olarak yönelttikleri soru esnasında ortak hataları; “soru sorarken öğrencinin yüzüne bakmama, hızlı soru sorma, hatalı ses tonu kullanma, yeterli bilgiyi vermeden karmaşık ve anlaşılmayan sorular sorma, soru sorduktan sonra yeterince beklemeden cevap almaya çalışması” olarak görülmektedir.(2) Bu nedenle, bir öğretmenin sınıf içinde dersin akışına göre öğrencilere yönelteceği soruları önceden hazırlayıp, ders planında belirtmesi, sesini etkili kullanması, alacağı cevapların eksik veya yanlış olması durumunda onları mutlaka düzeltmesi gereklidir. Hazırlanan soruların, konu-ünitenin özetini ve ana fikrini oluşturacak, öğrencilerin istek ve beklentilerini içeren, gerekli, kullanılabilir bilgi ve beceri taşıyan özellikte olmasına özen gösterilmelidir.
Öte yandan, sınav sorularının kapsam bakımından; bilginin yanında, öğrencilerin anlama-kavrama, uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme yapabilme düzeyindeki davranış-kazınım ve becerilerini geliştirebilecek ve ölçecek nitelikte hazırlanması göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca bütün sınav sorularının(müstakil olarak yapılan sınavlar dahil) zümre öğretmenlerince ortak hazırlanması kesinlikle isabetli bir yöntem olacaktır.
Öğrencilerin öğrenme becerilerine dayalı olarak, sorular belli bir zorluk derecesine göre sınıflandırılmalıdır. Bir bakıma merdivenin basamaklarını teker teker çıkmak gibidir. Nasıl ki birinci basamağa basmadan diğer basamaklara uluşmak-varmak mümkün değilse, öğrencinin dağarcığındaki bilgi fazlalaştıkça basamakları daha kolay geçebileceği unutulmamalıdır.
Soru sınıflamasında en iyi bilinen ve kullanılan sistem Bloom’un taksonomi sistemidir.
Bloom soru düzeylerini aşağıdaki basamaklara ayırmıştır:
1. Bilgi basamağı(Hatırlama)
2. Kavrama basamağı(Anlama)
3. Uygulama basamağı
4. Analiz basamağı(Çözümleme)
5. Sentez basamağı(Birleştirme-Yapılandırma)
6. Değerlendirme basamağı
Bilgi basamağında soru sorma:
Bu basamaktaki sorular daha çok hatırlama içerikli olup öğrencinin bilgiyi kullanması istenmez. Öğrenildiği gibi hatırlaması istenir. Bilgi basamağı daha sonraki basamaklarda yer alan soruların temelini oluşturur. Çünkü bütün basamakların temeli bilgi-hatırlama basamağıdır. Bir söz vardır: “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz”. Öğrencilere temel bilgiler verilmeden, tam öğretilmeden, daha üst basamaktaki sorular yer verilmesi asla doğru değildir. Bu nedenle bilgi basamağındaki sorular her zaman önem arz etmektedir. Bilgi temel alınmak suretiyle, kavramlara(ova nedir, sıfat nedir), olgulara(Kimdir, ne zaman olmuştur, İstanbul ne zaman fethedilmiştir?),araç-gereçlere( metre nedir, tren nedir),sıralama- sınıflama ( Türkiye’nin Cumhurbaşkanlarını sırasıyla sayınız? Dünya’da kaç türlü canlı vardır, sınıflara ayırınız ?), işaretlere( TL nedir, haritada yeşil renkler neyi gösterir), ölçütlere( sınıf geçmenin ölçütleri nelerdir?) yönelik sorular sormak anlamı taşımaktadır.
Bilgi basamağında sorular için anahtar kelimeler; Kim, Ne, Nerede, Ne zaman ? sözcükleridir ve sorular bu eksende oluşturulur.
Malazgirt savaşı ne zaman olmuştur? Ülkemizdeki Boğazların isimlerini söyleyiniz? gibi sorular bu basamağa örnek gösterilebilir.
Kavrama basamağında soru sorma:
Bu basamakta, anlama, açıklama(ifade etme), çevirme, öteleme(tahmin etme- kestirme), yorumlama, terimin anlamını söyleme, seçme işaretleme davranışları ön plana çıkmaktadır.
Bu basamağın anahtar sözcükleri: göster, açıkla, örnek ver, değiştir, çevir, özetle, ayır, genişlet sözcükleridir.
Örnek sorular: Bu parçadan ne anladınız, açıklayınız? Sıfatlara örnek veriniz? Bu gidişle çevre kirliliği hangi sonuçlar doğurur?
Bu tür sorular öğrencilerin konuya ilgisini artırıcı özellikte de taşımaktadır.
Uygulama basamağında soru sorma:
Öğrencinin öğrendiklerini ve anladıklarını uygulama, yazma, belirtme, ortaya koyma özelliğini taşıyan sorulardır.
Anahtar kelimeler: uygula, seç, kullan, çöz, biçimlendir, değiştir, boya, hazırla
Örnek sorular: Harita üzerinde enlem ve boylamları gösteriniz? Elektrik zilinin şemasını çizerek devreyi tamamlayınız ? Yağmurun nasıl yağdığını basit deneyle gösteriniz ? İçinde sıfat bulunan bir cümle oluşturunuz ? Evinizin bulunduğu çevrenin krokisini çiziniz? Hicri tarihi miladi tarihe çeviriniz?
Analiz(çözümleme) basamağında soru sorma:
Bu tip sorular öğrencilerin daha derin ve üst düzey düşünmesini gerektirir. Ancak bu tür soruların etkili olması için, öğrencilerin bilgi, kavrama ve uygulama düzeyindeki hedeflere ulaşması önemlidir. Analiz sorularının bir tek cevabı yoktur. Muhtemel cevapları içerebilir. Bu tür sorular ” yüksek düzeyde soru “ kapsamında olduğu için bazı öğretmenler bu tür soru sormaktan kaçınırlar.
Anahtar Kelimeler: Niçin, hangi etkenler, analiz edin, parçalara ayır, açığa çıkartın ,sonuca var, ilişki kur ?
Örnek Sorular: Kurtuluş Savaşında düzenli ordunun kurulmasına neden ihtiyaç duyulmuştur? Yeniçeri Ocağının bozulması Osmanlı Devletinin çöküşünde nasıl etkili olmuştur?
Sentez basamağında soru sorma:
Bu basamaktaki sorular da öğrencilerin yaratıcı ve bütünleştirici düşüncelerini gerektiren “yüksek düzeyde soru” kapsamındadır. Öğrencilerden parçaları ve öğeleri belli kurallara göre birleştirerek bir bütün oluşturması, bilgiyi yeniden planlama ve yapılandırması beklenmektedir. Bu tür sorularda analiz basamağındaki gibi öğretmenlerce az sorulan sorulardır.
Anahtar kavramlar: Tahmin et, üret, birleştir, ne olurdu, eğer olsaydı, yapılandır.
Örnek Sorular: Evinizin bulunduğu alandaki çevre temizliği ile ilgili bir rapor hazırlayınız ? Duraklama dönemindeki isyanların Osmanlı Devletinin zayıflamasına hangi yönleriyle etkisi olmuştur? Size göre bu olayın etkisi nedir?
Değerlendirme basamağında soru sorma:
Soru basamaklarının en üst basamağı olup “yüksek düzey soru”lardan oluşur ve üst düzey düşünmeyi gerektirir. Değişik doğru cevapları olabilir. Özellikle öğrenicinin kendi görüş ve değer yargısını ön plana çıkarma yeteneğini geliştirir.
Anahtar kelimeler : Fikrin nedir, hangisi en iyi, bu görüşe katılıyor musun, değerlendir, karar ver, haklılığını savun.
Örnek sorular: Laiklik kavramını günümüz Türkiye’si açısından değerlendiriniz ? Milli mücadele yıllarında “ manda fikri” niçin gündeme gelmiştir ? Küresel ısınmanın ülkemizdeki yansımalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de insanlar yeterice besleniyor mu? Ülkemizin Avrupa Birliğine girme çabalarını nasıl buluyorsunuz?
Öğrencilerin kavrama, analiz, sentez yeteneklerini geliştirdikten sonra bu basamakta soru sormayı denemek daha uygun olacaktır.
Görüleceği üzere üst düzey sorularda “açık uçlu soru” özelliği daha fazladır. Zira bu tür sorular öğrencilerin düşünme yetisini geliştiren, kendine ati görüş ve düşünceleri kurallı cümlelerle ifade edilmesini sağlayan özellikler içerdiği gibi, öğrencilerin araştırma ve bilgiye ulaşma arzularını da geliştirmesine önemli katkı sağlamaktadır. Özellikle sentez ve değerlendirme türü soruların cevaplandırılması soru piramidinin en üst kısmını oluşturduğundan büyük çoğunlukta öğrencinin güçlük çektiği sorulardır. Ancak, ileriki yıllarda yapılacak Üniversitelere giriş sınavlarında bu tür sorulara daha fazla yer verileceği de unutulmamalıdır.
Yukarıda açıklanan özellikte soruların elbette bütün sınavlarda öğrencilere yöneltilmesi en ideal olanıdır. Ancak öğrenci ve sınıf seviyesine uygun bir seçme yapılması düşünüldüğünde hem düşük seviyede hem de son üç basamakta yer alan yüksek düzeyde sorulardan harmanlama yapmak daha doğru bir seçim olacaktır.
Halil ARIK
Başmüfettiş
1. Kamile Ün Açıkgöz; Aktif Öğrenme-Biliş Yayıncılık
funduszeue.info Büyükalan; Soru Sorma Sanatı- Asil Yayınları
TARİH ÖĞRETİMİNDE USUL
Tarih öğretimi diğer derslerin öğretiminden farklı bir anlayış içermektedir. İnsanlığın geçmişi ile ilgili tüm konular tarihin konusunu oluşturmaktadır. Geçmişte ne yapılmıştır, nasıl yaşanmıştır, neler olmuştur? Sorularının, cevaplarını yaşayan ve yaşayacak nesillere ulaştırmak ve açıklamak tarih öğretiminin amacıdır. Geçmişe uzanmak, bu günü ve geleceği daha iyi anlamak içindir. Başka bir ifadeyle; “geçmiş-bu gün- gelecek” kavramlarının sentezinin yapılmasıdır. Yaşanmış olayların sistematik olarak açıklanmasında zaman bilimi başta olmak üzere, diğer bütün pozitif ve nakli ilimlerin katkılarını ve desteklerini almak zorunluluktur. Zaten 9.Sınıf Tarih programının içerisinde geniş bir ünite olarak okutulan bu husus öğretmen ve öğrencilerin ilgisini en fazla çeken konuları içermektedir.
Tarih öğretiminde amaç ve hedefler, öğretim programlarında genişçe açıklandığı gibi aynı zamanda da Türk Milli Eğitim Temel Kanunun, “Genel Amaçlar” bölümünde yer alan ifadelerle bütünleşmektedir. Genel ve özel amaçlara uygun olarak, başlık ve bazı alt başlıkları Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenen konular-ünitelerin içerikleri genellikle “öğrenci ders kitabı”nda yer almaktadır. Tarih öğretmenlerinin öğrenci ders kitabına bağlı olarak dersi işlemesi dikkatten kaçmamaktadır. Ancak esas olan öğretmenlerin kendilerinin( zümrede alınan kararlar ışığında) değişik kaynaklardan hazırlanarak dersi ve konuları işlemesidir. Öğretmen ders kitabına bağlı kalmadan derste özgür bir anlatım ortaya koymalı , mesleki yeterliliğini geliştirici çalışmalar yapmayı ilke edinmelidir. Konuyla ilgili alıştırma, araştırma soruları veya okuma parçası vb hususlara ihtiyaç duyulduğu zaman ders kitabından yararlanması daha uygun olacaktır
Tarih öğretiminde genel ilkele ve esaslar kısaca şöyle açıklanabilir:
Derse başlamadan önce işlenecek konu-ünitenin sonunda varılacak hedef davranışların niçin gerekli olduğunun, bu bilgilerin nasıl, ne zaman ve nerede kullanılacağının öğrencilere açıklanması, öğrencileri isteklendirme(motive etme) açısından gerekli ve önemlidir. Örnek: Osmanlı-Rus Savaşı(93 Harbi), Şark Meselesi, Lozan Antlaşması vb konularının öğrenilmesi ve kavranmasının neden gerekli olduğu, bu güne ulaşan sonuçlarının açıklanması, dersin öğrenciler tarafından arzulu bir şekilde izlenmesini sağlayacaktır. Bu tür konuların bu gün hala sonuçları ile gündemde kalması, hatta Ülke ve Dünya gündemini oluşturduğu ön plana çıkarılmak suretiyle açıklanması şüphesiz ki öğrenmeyi daha kolay sağlayacaktır. Bu nedenle konuların bu güne yansımaları ve sonuçları üzerinde durulmalı, örneklendirme yapılarak açıklanmalıdır. Hatta gelecek yıllara yansımalarının da ne şekilde olacağı mevcut veriler ışığında öngörülebilmelidir.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası