okuluma başladım her gün erken kalkarım mp3 / Doktora soru sor, Psikiyatriste sor, Psikoloğa sor, Doktora sor

Okuluma Başladım Her Gün Erken Kalkarım Mp3

okuluma başladım her gün erken kalkarım mp3

1 Söyleşi: Ozan Sağdıç 46 MART - NİSAN ON BEŞ LİR A Zemin Metinler: Delâil-i Hayrât Tanrıkulu: Aydın Karakimseli BU SAYIDA Fatih Özkafa I Bahtiyar Aslan I Merve Koçak Kurt I Safiye Gölbaşı I Numan Altuğ Öksüz I Ömer Çelik I Metin Çalı I Mustafa Aplay I Sedat Cereci I Ayşegül Genç I Özkan Yüksel I Ahmet Sarı I Arzu Özdemir I Mehmet Harmancı I Ozan Sağdıç I Muammer Ulutürk I Hüseyin Akın I Mustafa Aydoğan I Cengizhan Orakçı I Mehmet Uğurlu I Feyyaz Kandemir I İlteriş H. Kutlu I Abdulhâlik Aker I Tuncay Günaydın I Mehmet Büyükkol I Mahmud Derviş I Cuma Tanık I Feyza Şule Güngör I Abdullah Kasay I Merve Parlak I Recep Seyhan I Muhammet Korhan I M. Enes Anlamaz I Fahri Tuna I Ömür Yaşar Kondel I Şadi Kocabaş I Ahmet Alperi I Ömer Çelik I Mehmet Kahraman I İbrahim Aslaner I Ahmet Melih Karauğuz I Filiz Geç I Bülent Ayyıldız I Gülhan Tuba Çelik I Köksal Alver I Dursun Çiçek I Peyami Safa Gülay I Beyza Terzi I Dursun Ali Tökel I Ayşe Kübra Bilgin I Burak Koç I Nurullah Koltaş I Gamze Beşenk I Yunus Emre Altuntaş I Kadir Daniş I Ümit Polat I Hatice Şimşek I Ramazan Ekici I Yavuz Balı I Aysun Bahar Asar I İsmail Irmacık Fotoğraf: Ozan Sağdıç hayat edebiyat dergisi

2

3 Yıl: 8 - Sayı: 46 Mart - Nisan Yaygın Süreli Yayın Baskı Tarihi: Mart ISSN: X Sahibi Ahmet Dündar Genel Yayın Yönetmeni Ulvi Kubilay Dündar Yazı İşleri Abdullah Kasay Yayın Danışmanları Köksal Alver Abdullah Harmancı Öykü Editörü Mehmet Kahraman [email protected] Şiir Editörü Ömer Korkmaz [email protected] Düşünce Editörleri Ejder Ulutaş [email protected] Peyami Safa Gülay [email protected] Görsel Yönetmen Muammer Ulutürk Son Okuma Ali Güney 46 MART - NİSAN Grafik Tasarım: Yasir Korkmaz Yönetim Yeri ve Yazışma Adresi: İhsaniye Mahallesi Derviş Hilmi Sokak 15/6 Selçuklu / Konya GSM: İnternet Adresi: Elektronik Mektup: [email protected] İnternetten Abonelik: Sosyal Medya: seafoodplus.info seafoodplus.info instagram/_ Satış Fiyatı: 15 TL (Kurumlar için 30 TL) Abonelik Bedeli (6 Sayı): TL (Kurumlar için TL) Banka Hesap No: albaraka Konya Şubesi (Ahmet Dündar) IBAN: TR Baskı: Bahçıvanlar Basım Sanayi A.Ş Adres: Ankara Yolu Üzeri Fevzi Çakmak Mahallesi Sokak No( Büsan Sanayi Sitesi Yanı ) Konya / Türkiye Tel: Matbaa Sertifika No:

4 Arzu Özdemir Anne Karnı-Bumerang 38 Mehmet Harmancı Klima 39 ŞİİR Hat: Fatih Özkafa 4 ÖYKÜ 5 Bahtiyar Aslan Kuyu 9 Merve Koçak Kurt Mezardaki Mahmurçiçeğin 12 Safiye Gölbaşı O Akşamın Kokusu 14 Numan Altuğ Öksüz Yalnızlık Kaybolunca 18 Ömer Çelik Hırsız Var 24 Metin Çalı Sorgusuz 28 Mustafa Aplay İyi Madem 30 Sedat Cereci Sanırsın Gerçek 32 Ayşegül Genç Son Kuşlar 35 Özkan Yüksel Demir Kiraz 38 Ahmet Sarı Yaşmağında Kırmızı Kelebek Desenleri Söyleşi: Ozan Sağdıç Hüseyin Akın Perde Arkası 54 Mustafa Aydoğan Arada Kaldım 55 Cengizhan Orakçı Yenilgiye Bahaneler 56 Mehmet Uğurlu Ben Kanarım Bir Köşede 57 Feyyaz Kandemir Biz Deyince Kimse Kalmıyor 58 İlteriş H. Kutlu Ihlamur Manzûmesi 60 Abdulhâlik Aker Kar 61 Tuncay Günaydın Bir İnce Bakış Tövbesi 62 Mehmet Büyükkol Başarılı 63 Mahmud Derviş Beyrut ta 64

5 DÜŞÜNCE Feyza Şule Güngör Necib Mahfuz un Zaman ve Abdullah Kasay - Merve Parlak Nesnelerin İnterneti ve Edebiyat Recep Seyhan Postmodernizmin Yokluk Muhammet Korhan Gönlümüzü Esir Alan Kapitalizm M. Enes Anlamaz Türkçe Rap Müzikte Hikâye Fahri Tuna Tanımam, Bir Kez Bile Görmedim Yüzünü Ömür Yaşar Kondel İçsel Çatışmalarımız Olmak Mehmet Harmancı Muhayyel ve Musavver ZEMİN METİNLER Peyami Safa Gülay Sunuş: Delâil-i Hayrât Beyza Terzi Anadolu nun Dilindeki İnşirâh Dursun Ali Tökel Sadece Okunan Değil Yaşanan Bir Kitap Ayşe Kübra Bilgin Nihâyetten Bidâyete Dönüş Burak Koç Klasik Edebiyatımızda ve Nurullah Koltaş Delâil-i Hayrât Gamze Beşenk İbadete ve Dine Yönlendiren Menkıbeler DÜŞÜNCE Yunus Emre Altuntaş Dergilerde Şiir Yakın Okumalar Ömer Çelik İbrahim Aslaner Filiz Geç Bülent Ayyıldız Şadi Kocabaş Tanrıkulu: Aydın Karakimseli Mehmet Harmancı Ham Öykü: Pi nin Hikâyesi Kadir Daniş Serçelerin Ölümü Köksal Alver Öykü Yazmak Ümit Polat Behçet Bey Neden Gülümsedi? Dursun Çiçek Aydın Karakimseli Hatice Şimşek Emin Gürdamur Herkesten Sonra Gelen Ramazan Ekici Şimdilik Havadisler Bunlar Yavuz Balı Mustafa Aydoğan ın Duası Aysun Bahar Asar Yazgıları Yalnızlık Olanların Şarkıları İsmail Irmacık Ritmin Ruhu

6 Hat: Fatih Özkafa Kendine Gel!

7 Bahtiyar Aslan Kuyu Karımın, onurumu hiçe sayarak, ailemden bir tek kişinin bile asla bilmemesi gereken sırrımı, hem de sıradan bir sebeple ifşa etmesinden sonra başladım kulenin inşasına. Araziyi belirlemek çok zor olmadı. Her şeyden önce karımdan ve ailemden uzak olması gerekiyordu. Bu da aslında işimi kolaylaştıran bir şeydi. Çünkü ailemin yaşadığı yerde arazi fiyatları son birkaç yıl içinde beş on kat artmıştı. Denizi gören uzak yakın her yerde apartmanlar yükseliyordu. Zaten bu apartmanlar arasında kaybolurdu yapacağım kule. Onların, yani ailem ve karımın yaşamadığı bir yerde, parayla alabileceğim herhangi bir arazi benim için uygun olurdu. Kule yapacağıma göre arazinin pek de geniş olması gerekmiyordu üstelik. Bu yüzden denizden hayli uzakta, kimselerin uğramadığı, bomboş bir platoda-dilerseniz ova diyebilirsiniz- yok pahasına bir arazi satın aldım ve işe koyuldum. Bir mimar ya da inşaat mühendisi değilim. Uzak bir göl kıyısından kopardığım incecik sazlarla bunu baharda yapmalıydım ama o gölün kıyısına yaz ortasında üstelik de onurumu kıran karımın arzusu üzerine gidebilmiştim; bunun anlamı sazların kartlaşmış hatta kurumak üzere oluşlarıydı ve sazlar kurumaya en ince yerlerinden, yani diken gibi sivri uçlarından başlarlardı; bunun da bir anlamı vardı ve o anlam ellerimin kanamasından başka bir şey değildi ama vazgeçmedim- oğluma bir şapka ördüm ve bunu yaparken otuz yıl öncesinde kalmış, otuz yıldır en az otuz yıldır ama hiç tekrarlanmamış bir ustalığın parmaklarımda nasıl gizlenerek yaşamaya devam ettiğine şahitlik ettim ama oğlum sadece birkaç dakika sonra -o günün gecesinde dolunayın ışığında gördüğüm üzere- onu mutfak penceresinden ki güneye ve kısa zaman sonra belediyenin bir çocuk parkı yapacağı söylenen araziye pahalı olmasa kule yapılabilir- atmıştı. Böylece çocukluğumun ilk ustalığıyla vedalaştığımı bilemeyecek kadar küçüktü. Elbette bunları ona anlatacak yahut da günlüğümde yazacak değilim. Büyüdüğünde okuyup yaralanmasını istemem. Fakat kulemin içinde sonsuz kere tekrarlayabilirim. Kulenin dikdörtgen hatta kare şeklinde, dört duvardan oluşmasına -belki yükseldikçe daralabilir- yani dairesel olmamasına, -sırf içinde yer yer bir kuyudaymışım hissine kapılmamak için- karar verdim ve planını çizmeye başladım. Dedim ya, mimar ya da inşaat mühendisi değilim, bu yüzden de ince hesaplara girmeden bir kare çizip kullanmayı tasarladığım tuğlanın yüksekliğinin hayli küçültülmüş ölçüsünü esas alarak az üstüne başka bir kare daha çizdim ve iki kareyi köşelerinden birleştirdim. Böylece kulenin temel atma işini bitirmeden yüzlerce, binlerce tuğla çizerek kulemi yükseltmeye başladım. Ne de olsa temelinde tuğlalar gibi şekilli, birbiriyle tıpatıp aynı olan taşlar kullanmam gerekmiyordu. Ama yine de aralarında bir uyum sağlamak zorundaydım. Her biri binlerce ihtimal içinden seçilmiş binlerce taş kullanılacaktı temelde. Sonra binlerce ihtimal içinden seçilmiş tek bir taş, başka bir binlerce ihtimal içinden seçilmiş taşla, o da bir başkasıyla ve ayrıca her ikisiyle, o da bir başkasıyla ve ayrıca her üçüyle Bütün bu ihtimaller arasında bir büyük ve genel ve ayrıca tikel bir uyumu gözetmek ve yakalamak Böyle düşününce işin ciddiyetinden ürktüm. Oysa rakamlardan uzaklaşınca alelade seçimlerin sonucunda bir araya gelen taşların oluşturduğu bir temel kolaylığı hissi insanı rahatlatan bir şey oluyordu. Mimarların işi gerçekten zor. 5

8 İyi ki taşların arasındaki uyumsuzluğu harçla halletmeyi akıl etmiş insanoğlu. Kulenin çizimi günlerimi hatta aylarımı aldı. Tuğlaların aynı büyüklükte çizerken küçüklükte- olmasına özen gösterdim tabii. Bunun için de cetvel ve mezura kullandım. Fakat çizdiğim hiçbir tuğladan memnun olmadım. Masanın üzerine yaydığım büyük parşömenleri öfkeyle yırtıp attım defalarca. Kuleyi ne kulesi, tuğlayı- her seferinde yeniden çizmeye başladım, zihnimdeki resmine benzemeyen her tuğlayı parçalayıp gerçekte parşömenleri yırtıp- attım. Bu tuğlalarla zihnimdeki kuleyi yapmanın imkânı yoktu. Belki bir ressam olsaydım, önce resmini çizer, boyutlarıyla ilgili üç aşağı beş yukarı bir rakamda karar kılar sonra da gider bir mimardan yardım isteyebilirdim. Çizemeyeceğim bir resmi tasavvur etmenin acısını çekiyorum. Hayat böyle bir şeydir oğlum. demek isterdim beni anlayabilse. Hayat böyle bir şeydir. deyip susmak ve hiçbir şey söylememek isterdim. Bunu bana söyleyecek birine ne kadar ihtiyacım var şimdi. Babam? Beni kendinden daha akıllı sandığı için olmalı, hiç böyle hükümlerle çıkmıyor karşıma. Ona tecrübenin bilgiden üstün olduğunu anlatmak için geç kaldım. Geç kalalı çok oldu. Yani geçmişte kalan bir geç kalmışlık aslında bu. Geçmişte kalan ama an a uzanan Pastcontinious O zamanlar, yani tecrübesini benim bilgime üstün tuttuğu zamanlar böyle zamanlardan geçtik gerçekten de- sık sık bana, özellikle de siyasi mevzularda; Senin aklın yetmez! derdi. Bir gün aklımın yettiğini ispatlama hırsıyla, çok okumuşluğun verdiği boşluk ve gevezelikle -gereksiz ve fazla güvenle de diyebiliriz- kalabalıkların içinde bir yığın teorik izahta bulunarak onu mat ettim, belki de o benim büyüdüğümü(!) görerek mat olmayı kabul etmişti. Yavaş yavaş rolleri değişiyoruz, daha doğrusu o bütün rollerinden sıyrılıyor, arınıyor, soyunuyor; ben onun rolünü alıyorum ve geçmişte ona karşı kazandığım zaferlerin aslında birer zafer olmadığını, yenilgiyi gönüllü kabullenen bir babanın ihsanından ibaret olduğunu fark ediyorum ve henüz beş yaşındaki oğlumla güreşirken neden yenildiğimi gülümseyerek anlıyorum. Babama danışmayı hadi onun diliyle söyleyeyim; babamdan akıl almayı- tecrübe ve bilgi mukayesesinde terazinin ağır basan kefesinin tecrübeyi gösterdiğini anladıktan anlamak tek başına yetmemişti ve uzun bir tereddüt sürecinden geçmek zorunda kalmıştım, itiraf ediyorum işte- ve kabullendikten sonra, yapmak istediğim kuleyle ilgili her şeyi arazisinden zihnimdeki resmine kadar- ona anlattım ve bana yol göstermesini istedim. Beni dinlerken babasını hatırladığından o kadar emindim ki! Ben babama danışsam bana ne derdi? sorusunun cevabını aradı bir süre toprağı eşeleyerek ve böyle bir kıyastan çıkacak hükme tam anlamıyla iman ederek, sırtını yasladığı toprak dama baktı, sonra dönüp benim zihnimdeki kuleye, tekrar eğildi toprağa ve Kuleyi anlamak için kuyuya inmelisin. dedi. Bunu babam değil de mesela Kierkegaard söyleseydi nasıl bir etki yapacağını ve belki de geçen yüzyılın düşüncesini değiştireceğini düşündüm. Sonra karımla aramda bir problem olduğunu anlamış gibi neden gibi diyorum ki, belki de düpedüz anlamıştı- adeta fısıldayarak; Kadın geniş bir ovadır, bir ummandır. Ona kavuştuğumuzda özgürleşeceğimizi sanırız ama sonra özgürlük için bu kadar geniş bir yere ihtiyacımız olmadığını anlayarak bir kule ya da kuyuya sığınmak isteriz. dedi. Tamı tamına böyle mi söylemişti? Doğrusu emin değilim. Ama tam da bunu söylemek istediğinden eminim. Zaman, cümleleri sahibinden çok taşıyana ve aktarana benzetiyor. Sonra evin arkasındaki kuyuya yöneldik beraberce. Kuyunun ağzındaki yassı, iri taşı beraberce bir 6

9 yana çektik. Eğilip kuyuya baktım. Aşağıda bir ayna etkisi yaratacak suyu görmeyi umuyordum ama yuvarlak ve simsiyah bir aynadan başka bir şey göremedim. Doğrusu şöyle olmalı; kuyuya bir ayna etkisi yaratacak suyu görme umuduyla hadi peşin hükmüyle diyelim- baktığım için, susuz bir kuyuda bile ayna görme fikrinden kurtulamadım ve bir tür yansıtmayla karanlık ya da susuzluk düşüncesini aynaya düşürdüm ve dolayısıyla aynanın yansıtıcı özelliğini de kendime yansıtmış oldum. Kuyu, geçekten de kuru yani susuz olmayabilirdi, çünkü vakit ikindiyi çoktan geçmişti ve dolayısıyla kuyunun içindeki eğer varsa- suyu görmek için geç kalmıştık. Bunun elbette bir çözümü olmalıydı. Gerçek bir aynaya ihtiyacımız vardı. Babamın ceketinin iç cebinden çıkardığı horozlu aynayı güneşe tutup belli bir açıyla ışığı kuyuya düşürdük. Kuyu, birbirine benzemeyen yüzlerce, belki de binlerce taşın harç yardımıyla sağladığı uyumla kıvrıla kıvrıla ta aşağıya kadar inen bir duvardan ibaretti. Oysa benim aklımda dairesel değil, kare ya da dikdörtgen bir kule vardı. Şu, Anadolu nun herhangi bir kasabasında rastlanabilecek saat kuleleri gibi bir kule. Benzersiz bir kule yapmak değildi amacım. Gene de uzun uzun baktım kuyunun duvarına ve bunu ören ustayı düşündüm. Onun sabrını, azmini, ölçülülüğünü Bir mimar değildi şüphesiz. Kimse ona kuyucu sıfatından fazlasını layık görmemişti muhtemelen. Kuyucu gel, kuyucu git, kuyucu aşağı, kuyucu yukarı Yine de mesleğine saygı duymuş olmalı ki bu kadar intizamlı bir duvar örebilmişti. Kuyu, kulenin gölgesidir. dedi babam birden ve sonra söylediği sözün hikmetine aldırmayan bir bilge rahatlığıyla kuyucuyu anlatmaya başladı. Dağ köylerinden birindendi. Akşam güneşinde karlı burçları tutuşmaya başlayan dağlara baktım. Tuhaf bir saltanatları vardı. Binboğalar ve Toroslar tahtlarına kurulmuş iki sultan gibi birbirlerini süzüyorlardı. Bozdağlardan geçerken güneş önümüze düştü. Dağın sırtında kıpkırmızı bir top gibi kızıl elma iştedüşmeye başlayan güneşle yarıştık, arabamızla son sürat dağın eğimine doğru indikçe gün batımını geciktiriyorduk. Böylece hep tam da batmak üzere olan güneşi orada, batı ufkunun son noktasında dakikalarca tutmayı başardık. Ovaya indiğimizde artık güneşle çaresiz vedalaşıyorduk. Uzakta, ovanın ufkunda boğulan, gökyüzünü kanıyla boyayan bir sultanın çığlıkları yankılanıyordu. Oğluma, sürekli güneşe bakmasını tembihliyor, bu yaşta, tabiatın bu oyununu bir imge gibi zihninde saklamasını istiyordum. Bunu neden yaptığımı bilmiyorum. Oysa ona ne kadar az hatıra bırakırsam, öldüğümde üzüntüsünün o kadar kısa süreceğini biliyordum. Fakat gene de O, civarın son kuyucusuymuş, ondan sonra kimse bu mesleği devam ettirmemiş. Sondaj vurulmuş bütün ovaya. Ovada kuyular çoğalınca da bizim kuyunun suyu çekilmiş. Babama meselemizin kule olduğunu hatırlattım kuyucunun ve kuyuculuğun sonunu anlatırken. Israrlarıma dayanamadı ve benimle o uzak platoda aldığım küçük araziye, yani kuleyi yapacağım yere gelmeye razı oldu. Arazinin ortasında durup ötelere, koca ovanın sahipleri olan ahlat ağaçlarına bakarken babam bastonuyla toprağa şekiller çizmeye başladı. Benim parşömenlere çizdiğim şekillere benziyordu kabaca. Sonra kulenin yapılması gereken yeri gösterdi, temelin nasıl kazılacağını, kaç kişiye ihtiyaç duyulacağını, inşaat malzemelerinin nasıl temin edileceğini anlattı. Araziden ayrılırken gökyüzünü gene o boğulan sultanın çığlıkları tutmuştu. Acının renginin neden kanla aynı olduğunu oracıkta kavrayıverdim birden. Kulenin yapımına başlamak için babamın ölümünü bekledim. Bunu bilerek yaptım. Her sorduğunda başka bir bahaneyle geciktirdim inşaatı. Galiba babamın kulemde yaşamaya 7

10 devam etmesinden korkuyordum. Kuleyi bitirecek ve içine girdikten sonra onu bütünüyle dışarıda bırakacaktım. Onu ve karımı ve Ölmeden önce Olur da kuleyi bitiremezsen, zihnindeki kule resmine sığın. demişti bana. Bunu, önceleri beni gerçek bir kule inşaatından uzaklaştırmak için böylece her anlamda yıpranmama engel olmaya çalışıyor sanıyordumsöylediğini düşündüm. Nihayet zihnimde bir resimden ibaret olan bir kule, beni onlardan, babamdan, karımdan ve bütün insanlardan nasıl uzaklaştırabilirdi ki? Cenazeden üç gün sonra kulenin yapımına başladık. Temelinde düşündüğüm gibi bir sürü uyumsuz taş kullanıldı, hepsini harç yardımıyla birbirine yakıştırdık. Tuğlalar istediğim gibiydi. Kule her gün biraz daha yükseliyordu. Fakat tuhaf bir şekilde kule yükseldikçe içimde bir kuyu fikri kendini şiddetle duyurmaya başlıyordu. Cisim ve gölgenin kavgası Ben, kule fikrinde ısrar ettikçe kuyu daha bir belirginleşiyor, kırmızı tuğlalarla yükselen kare şekilli kule, siyah, yosunlu taşlarla alçalan kuyuya dönüşüyordu. Belki de aslolan gölgeydi. Belki de her şey gölgeden ibaretti. Karımla ayrılmaya karar verdiğimde oğlumu alıp geldi ve karşıma dikildi; Bu senin gölgen. dedi. Onurumu kıran kadınla bunu söyleyen kadın nasıl olur da aynı kişi olabilirdi! Bir gün ölecektim ve o gölgede yaşamaya, görünmeye devam edecektim. Belki de aslolan gölgedir. dedim. Kuleyi sordu, Yükseldikçe içimde bir kuyu büyüyor. dedim. Bunu anladığını sanmıyorum. Kule bittiğinde ovaya kar yağdı. Uzaktan, bembeyaz bir parşömen kâğıdının ortasına çizilmiş incecik, kırmızı bir çizgi gibi gözüküyordu. Uzaktan yakından ziyaretçiler gelmeye başladı. Hiçbiriyle görüşmek istemedim. Gelenlerin birçoğunun kuleye övgüler dizdiğini tahmin ediyordum. Ama hiç birini işitmek istemedim. Kuyu kulenin gölgesidir. sözünü tekrarlayıp durdum. Bahara doğru ziyaretçiler seyrekleşmeye başlayınca ilk kez içeri girdim, koyu karanlıkta kırmızı kiremitleri parmaklarımla yoklayarak basamakları ağır ağır çıktım. Sonra ovayı seyrettim uzun uzun. Uzaklarda badem ağaçlarının çiçek açmaya başladığını gördüm. Ovanın ortasında köpüre köpüre akan dereye baktım. Dere boyunca yeşeren otlakta papatyalar, gelincikler ve karahindibalar açıyor olmalıydı. Akşama doğru kulenin gölgesine baktım. Sanki bir işaret parmağı kuyuyu gösteriyordu. İnip gölgede oturup güneşin batmasını bekledim. Güneş, dağların ardında kaybolduğunda gölge de kaybolmuştu. Hava karardıkça uzak sesler bir aşina gibi gelip beni buluyor, kule gittikçe daha heybetli bir hal alıyordu. Karım, oğlumu da alarak hikâyemden çıkıp gitti sonunda. Ben, çoktan ölmüş olan babamla baş başa kaldım. Gidip ona uzun uzun karımın onurumu nasıl hiçe saydığından bahsettim. Kuleyi görmesini ne kadar da isterdim. Babamın mezarından ayrılırken üstü başı toz toprak içinde bir adam yaklaştı yanıma. Gülümserken zayıf yüzünün çukurları iyice derinleşiyor, elmacık kemikleri derinin altından fırlayıveriyordu. Mezarlığın dışında, kimi zaman musalla taşı olarak kullanılan uzun bir taşa yan yana oturduk. Ben, dedi, kuyucuyum.. Dağlardan gelmişti. Kuleyi merak ettiğini söyledi. Yıllardır kuyu kazarken hep zihninde bir kule fikrinin yükseldiğini anlattı. Artık yaşlanmıştı. Bir daha kuyu açamayabilirdi. Zaten sondaj makineleri onun varlığını anlamsızlaştırmıştı. Akşam olmuştu. Ufukta, dağların sırtında altın bir top yuvarlanıp duruyordu. Uzun uzun baktık. Sonra kulenin anahtarını çıkarıp ona verdim. Gidip bahçedeki kuyunun taş kapağını aralayıp aşağıya indim. 8

11 Merve Koçak Kurt Mezardaki Mahmurçiçeğin Mahmurçiçeğin için Nisan şimdi, mevsimlerin tülünü yüzüne örten ay. Buğusunu gözlerinden akıtan. Sonra birdenbire ruhumuzu özgür bırakan. İşveli, narin ve biraz da kırık bir hava saklıyor göğün yüzü. O gün, orada, zarfı açıyorsun. Bir mektupla birlikte bir de fotoğraf çıkıyor zarfın içinden. Elindekini gösterirken, uzağa dalıyorsun. İçine, maviye, sana açılan denize Hiç aklına gelir miydi? Bakışlarında bir eski hüzün. Yüzünü yalayıp geçiyor. Kızıl saçlı bir kızın mavi gözleri geliyor aklına. İlk gördüğün anı hatırlıyorsun. Bir okul avlusundaki karşılaşmanızda sana dönüp bakışını. Orada, öylece duruşunu, karanlığın içinde, ürkek bir çocuk gibi, çekinerek Gözlerine değen gözlerinin ışığını Kalbine dolan coşkunun uğultusunu. Bütün bakışlar maviye dönüşüyor ondan sonra. *** Basma bir fistanın eteğini süslüyor çiğdem çiçekleri resimde. Dağdan inip gelmiş gibi. Dökülür gibi bir şelalenin ağzından. Kıyısında durup da bir uçurumun, aşağı eğilirken selamlarmış gibi. Sular gibi seller gibi. Konuşuyor. Yazıyor. Elimde sadece siyah-beyaz bir fotoğraf karesi var senden. Çeyrek asır önceden kalma. Bilsem ki hep, beraber yaşayabileceğim seninle, o fotoğraf karesine dalıp bir daha çıkmayabilirim içinden. Sonsuza dek. Hep, beraber olsak! Ama ölüyorum işte. Ağır ağır yaklaşıyorum sona. Doktorlar eve yolladı. Bu mektubu oğluma yazdırıyorum. Ben gittikten sonra yazdıklarım seni bulacak. Mezarıma gelmeye söz vermiştin. Verilmiş sözler tutulmak içindir. Sadece o sözünü hatırlatmak istedim. Huzur yoldaşın olsun. Ne diyeceğini bilemiyorsun. Bu, ondan ayrılırken sustuğun için yaşadığın son pişmanlık. Öncekiler, hatırlanamayacak kadar çok *** Karadeniz in bir yayla köyündendi. Okumaya gelmişti büyükşehre. Bir de sözlüsü varmış memlekette. Denizi bilenlere özgü bir rahatlık vardı tavırlarında. Coşkuyu içinde taşımazdı sadece; bakışından, duruşundan, gülüşünden bile yansırdı o cezbe hâli. Hissederdin. Kalbi göçtüğü yerde mi kalmıştı? Senin denizin daha sakindi; gözlerin kıyılardaki zeytinlerden. Delice. Sabahın alacalı grisinde denizin ortasından doğan güneşe doğru yol alırdı tekneler sizin oralarda. Motorların sesi kalp atışına benzerdi denizin. Ağlarını atıp da bekledikleriydi umut. Denizin yüzünde Bir umut dedin sen de, Deniz in yüzünde kendi yüzünü aradın. Fırtınalıydı bazen, gri hatta kurşuni bazen de. Göğe bakarken özlediği bir şeyler olduğunu hissettirirdi hep sana. Her an kalkıp gidecekmiş gibiydi. Uzakları yakın etmek ister gibi. Yine de esirgemedi dostluğunu senden, eksik etmedi gölgesini üzerinden Ne bilsindi senin içinde kopan kıyameti? 9

12 Aynı dersliklerde, yakın sıralarda günler haftalara haftalar aylara ulandı. Sigaranı sarıp daldın kendi sularına. Dalgası durulmadı içindeki denizin. Sonra yine vurdun onun kıyılarına. Yarene tuz diye yakamoz bastığında tek şahidin aydı. *** Konuşuyorsun kendi kendine Bir dünya birikiyor yazarken içimde. Sesler çoğalıyor. Üşüyorum, bildik bir üşüme değil bu. Ruh üşümesi gibi bir şey Dışarıdan hiç anlaşılmıyor. Üşüyorum! diyorsun, inanmıyorlar. Ellerini alnıma koyuyorlar, Yok bir şey! diyorlar, Gayet sıcak vücudun. Öyle bir şey değil, anlatamıyorsun. Bildiğin tıbbi terimlere benzemiyor bu üşüme. Yüksek ateşten değil. Yaşlılıktan hiç değil. Cildim biraz daha kırışık, tenim biraz daha buruşuk olsa da eskiye göre Damarlarım yeşillenip yol yol olsa da. Baktığımda, gördüğüm; gördüğümde, baktığım ayrı: Dökülen saçlar, açılan alın, şakaktaki kırlıklar Çeyrek asırlık bir yükü bindiriyor insanın üstüne. Düşümdeki o dağ doruğunda kendime kapandığım doğrudur. Boynumu eğip içime doğru yöneldiğim, bir mahmurçiçeğine benzediğim Damarlarım uzadıkça uzuyor, kılcalların ucu yine de değmiyor birbirine. Aradığım bir damla suydu oysa. Çölde susuz kalmak gibi bir şey değil. Vaha içindesin, ama susuz kalmışsın. İşte öyle bir şey! Boz bulanık bir nehrin ağzından aşağıya dökülüşünü seyrediyorum. Uzaktan. Konuşma balonlarının içini doldurmaya çalışıyorum bazı zamanlarda. Karşında, seni anlamaya çalışan bir yüz var. Dikkatlice dinliyor. Sabırlı. Ancak anlayamadığını zaman zaman yaptığı kaş hareketinden anlıyorum. Gayriihtiyari. *** Sözler dolanıyor diline insanın bazen. Ömür dediğin nedir ki? Gelip geçiyor işte. Daha uzun yıllar var önünde. Hayat devam ediyor! diyor. Bir denizin kıyısındaki banka oturmuşsunuz. Denize uzanıyor bakışlarınız. Sanki daha dün birlikteymişsiniz gibi sohbetiniz. Oysa epey olmuş. Sizi biliyor; seni ve onu Hikâyenizi Bir tek nasıl bittiğini, yani sonunu bilmiyor. Hiç anlatmadın çünkü. Terminaldeki o son görüşmenizi ve dilinde gevelenen cümleleri Sana kaldı. Bir kişinin yokluğu dünyayı daracık eder miymiş? Edermiş. Yıllar var ki ne sesini duyabilmiş ne de görebilmiştin. Şimdi, eski bir dostla oturduğunuz bankta onu yâd ediyorsun. Ahmet. Hep aynı. Elinde, onun vasiyeti Son bir kez köyüne gitmeni istiyor senden. Öleceğini anlayınca yazmış. Sana ulaştırması için eski dosta emanet etmiş. Mezarına gitmeni, ona dua etmeni ve oğlunu görmeni istiyor. Kelimelerin anlamlarını taşıyamadığı zamanlar oluyor. Bir pencere açılıyor göğün yüzüne. Çarpıyor seni rüzgâr. Bir Karadeniz köyünde olduğunu unutmuş gibisin. Çeyrek asır sonra, geldiğin bu köyde ruhun ağırlığını bir nebze hafifletmek tek dileğin Mezarlığa gideceksin. Orada seni bekleyen kadına Ömrü seni beklemekle geçti, bilmiyorsun. Bilmediğin daha çok şey var. Sana gelecekti, sana varacaktı Eğer sen daha cesur olsaydın, olabilseydin Verilmiş bir sözü vardı. Ancak söz verdiği 10

13 Adam la konuşmuş, ruhunu azat etmesini istemişti ondan. Her şeyi olduğu gibi anlatmıştı. Bir bir Ne kadar çok sevdiğini seni Yan yana otururken birlikte ağlamışlardı senin için. Adam, onu anlamıştı. Çünkü kendi kalbi de bir başkası için atıyordu. Bazen kaderlerimiz başkaları tarafından belirlenirdi ve biz hiçbir şey yapamazdık. Onların yazgısı da buydu. Son görüşmenizde daha cesur olabilseydin Bir adım daha atabilseydin o gün. Ağzında bir şeyler gevelemen ona yetmemişti. Kadın, sevildiğini duymak isterdi. Gitme, demeni bekledi, kal! Taze toprak kokusu sarıyor etrafı. Ellerinde taze murt dallarıyla Kalıyorsun. Diz çöküp mezarına dokunduğunda, tenine dokunmuş gibi ürperiyorsun. Oysa toprak olmaya başlamış nazenin bedeni. Bir kere dokunmuştun tenine. Sadece bir kere Yanağındaki gözyaşını silerken Bir daha arama! derken ne kadar da hükmediciydi bakışları, Herkes kendi yolunun yolcusu. Çıkma karşıma. derken Sana, bir daha hiçbir zaman eskisi gibi bakmayacağını biliyordun. Bildiğin bir başka şey de, korkuna yenildiğindi. Gitme! Kal! diyememenin bedelini ömrün boyunca ödeyecektin. Verilmiş sözlerden dönülmezdi sizin oralarda. Oysa, hiçe sayılmayı bile göze almıştı senin için. *** Mezarlığa doğru gelen bir delikanlı dikkatini çekiyor. Gözlüklü Ne kadar benziyor bana! diyorsun kendi kendine. Yanılıyorsun! 11

14 Safiye Gölbaşı O Akşamın Kokusu Başkentin ne park ne bahçe yalnızca binalarının; devasa, mühim, sır vermeyen binalarının olduğu bir semtinde, akşam vakti elimde koca bir demet nergisle otobüs bekliyorum. Mevsim güz. Serin ama yumuşak bir rüzgâr nergislere değdikçe çiçeğin kokusu durağı kaplıyor. Koku bana çarptıkça nedenini anlayamadığım bir hüzün sarıyor etrafımı. Usul usul ağırlık çöküyor üzerime. Durakta benden başka kimse yok. Arada bir iki kişi önümden geçiyor. Bu şehrin akşam ıssızlığı bana her zaman garip gelmiştir. Küçük taşra ilçelerinde dahi insanların gece yarılarına kadar sokaklarda dolaştığına, çekirdek çitleyip dondurma yediğine şahit olmuşken, bir başkentin akşam oldu mu yalnız bilindik ana caddelerinde telaşlı birkaç insanı görmek şaşırtıcı. Belki de kimsenin gece yarılarına kadar çekirdek çitleyip yürüyüş yapacak vakti yoktur. Emekli olununca taşınılacak bir yer değil ne de olsa bu şehir. Gerçi ne diye şaşırıyorum ki ben dahi iş sebebiyle burada değil miyim sanki. İşte tam da bu yüzden giderek geceye uzanan bir vakitte elinde koca bir demet nergisle durakta otobüs bekleyen biri, bu ben olsam dahi bence eğlenceliydi. Bu nergis kokusu neden içimi sızlatıyor peki? Bu çiçekleri bu gece nişanlanacak genç bir kız istedi benden. Evi nergis kokusu kaplasın istiyorum abla, dedi. Tamam, dedim kaplayacak. Arkadaşımın en küçük kardeşi. Ama aramızda nerdeyse iki kuşak var. Artık arkadaşlarımın değil kardeşlerinin, yeğenlerinin evliliği söz konusu. Hüznüm bundan mı? Sanmıyorum. Bu konu benim için dert olmaktan çıkalı çok oldu. Şöyle ki hayatımın ilk otuz beş yılı kendime karşı duyduğum büyük bir memnuniyetle geçti. Kendimi çok sempatik, esprili, sıcakkanlı, anlayışlı, eğlenceli, neredeyse eşsiz bulurdum. Pek çok konuda bilgi sahibiydim. Yaşıma göre hem çok gezmiş hem çok okumuştum. Girdiğim her ortamda söyleyecek sözüm olurdu. İnsanlar bana öğrenmek istedikleri değişik şeyleri sorarlardı. Herkesin ilgisini çekecek cevaplar verir, kendimle gurur duyardım. Yukarıda saydığım özellikleri de düşünerek ileride benimle evlenecek erkeğin -bu ileri gittikçe yaklaşıyordu- ne kadar şanslı olduğunu düşünürdüm. Ta ki bir gün hep aynı çıkmaz sokakta yalnız kaldığımı fark edene kadar. Bu çok şey bilen halim erkekler için herhangi bir anlam taşımıyordu. Başka enstrümanlarım olmalıydı onlara karşı. Otuz beş yaşıma kadar doğru düzgün fark etmemiştim ama yoktu. Olması gerekenlerin hiç biri yoktu. Sonra sonra ileride benimle evlenecek erkeğin çok şanslı olacağı fikrinden vaz geçtim. Yani sorun hakikaten bir nişan törenine daha seyirci olarak katılacak olmam değil ama ne? Solumdaki binaların arasından beklediğim otobüsün farlarının ışığı belirdi. Ayağa kalktım. Bir elimde nergisler diğer elimde biniş kartı otobüse binerken ansızın, şimşek çakar gibi küçük bir kız çocuğunu hatırladım ve nergisleri elime aldığımdan beri bana ne olduğunu anladım. Otobüste üç beş yorgun insan vardı. Boş koltuklar bir bilemedin iki durak sonra dolacaktı. Pencere kenarındaki bir koltuğa oturdum. Nergisleri kucağıma koymadan önce uzun uzun kokladım. Evet, o küçük kız çocuğu Bu koku bana onu ve o akşamı hatırlatmıştı. Zaten unutmuş olmama şaşmalıydı. 12

15 Yıllar yıllar önce, şu, geceleri sokaklarında çekirdek çitlenip dondurma yenilen küçük taşra ilçelerinden birinin yegâne düğün salonunda, bir ilkokul, yılsonu gösterisi yapıyor. Piyesler oynanıyor, şarkılar söyleniyor, şiirler okunuyor. Kuliste heyecanlı bir kalabalık oradan oraya koşturuyor. Küçük bir kız da elinde iki dal nergisle sırasını bekliyor. İçinde nergis geçen bir şarkı okuyacak bu gece. Bekliyor. Bekliyor. Bekliyor. Herkese sıra geliyor, herkes sahneye çıkıyor, herkes gösterisini yapıyor, herkes alkışlanıyor. Nergisli kız hariç. Bir ara gecenin sunuculuğunu da yapan öğretmenini görüyor. Sıranın ne zaman kendisine geleceğini soruyor. Öğretmeni sen provalarda neredeydin diyor, programın akışında yoksun. Nergisli kız o gece sahneye çıkmıyor. Annesiyle babası bu ilçede memur, olgun nazik insanlar, meseleyi büyütmüyorlar ama o, eve tarifsiz bir hüzün, boynunu bükmüş nergisler ve ömrü boyunca cebinde taşıyacağı iki kelimeyle dönüyor: Akışta yoksun. Otobüsün camına yansıyan görüntüme bakıyorum da sırtım iyice kamburlaşmış. Dudaklarım aşağı sarkmış. Kilom yavaş yavaş fazla kiloya dönüşüyor, ne zamandır bu siyah üniformaları çıkarıp renkli bir şeyler alacağım güya. Güzelliği geçtim de biraz olsun sempatik de mi değilim acaba? Biliyor musun kırkımı geçtim ama hâlâ akışta yokum öğretmenim. Hiç sahneye çıkmadım, hiç alkışlanmadım, sıra bana hiç gelmedi. Bir yayınevinin zemin kattaki bürosunda oturup başkalarının kurduğu cümleleri çeviren biri olabildim ancak. Tek yaptığım bu. Akşamları ıssızlaşan bir başkentte, hiç biri bana ait olmayan yüzlerce binlerce cümle yazmak. Tabi ki o cümleler bana ait olmayacak. Çünkü ben akışta yokum değil mi sevgili öğretmenim? Suların usul usul kabarması gibi aynı anda kendine acıma duygusu ve ağlama isteği yükseliyor içimden. Elimde nergislerle bir nişan törenine gidiyorken gözyaşlarımı nasıl bastırsam? Hem çoktan rahmetli olmuş zavallı öğretmenime mi kendime mi kime kızıyorum sahi ben? Otobüsün körüğü dikkatimi çekiyor birden. Bir sağa bir sola kıvrılıyor. Hiç boş yer kalmamış insanların çoğu ayakta. Ne zaman, ne ara bindi bu kadar insan otobüse? Yanıma bir kadın oturmuş. Çantası nergislere değiyor. Durağı kaplayan koku otobüsü çabucak doldurmuş. Bazı yolcular ilgiyle bakıyorlar nergislerime. Arkadan iki kişinin sesi geliyor. Bu çiçeğin hikâyesini anlatmıştım sana geçen gün hatırlıyor musun, diyor biri diğerine. Yanımdaki kadın bana bakıp gülümsüyor. Hızla fark ediyorum ki otobüsün odağında, sahnesinde biz varız. Bizi görüyorlar, farkımızdalar. Tutup söylesem şimdi nergisli şarkımı kimse yadırgamayacak sanki. Şarkı bitince çılgınca alkışlayacaklar hatta. Ben de yanımdaki kadına bakıp gülümsüyorum. Arada çevirmenlikten başka şeyler de yapıyorum aslında. Mesela bu gece, bir eve çiçek kokusu yetiştirmeye çalışan bir tedarikçiyim. Yani bir demet çiçek değil bir demet koku taşıyorum. Hımm bu durum kulağıma çok şiirsel geldi şimdi. Üstelik saate bakılırsa zamanında yetişecek gibiyim. Bir de bu var çünkü ben her yere muhakkak gecikirim. Durun ben bu koku taşıma işini bir yere yazayım. Yazayım da o taşra akşamından gelen koku dağılsın, şu küçük kızın hüznünü savuşturayım. 13

16 Numan Altuğ Öksüz Yalnızlık Kaybolunca Karşıdaki apartmanın balkonları sessizdi, hep sessiz. Yüksek güvenlikli sitemizin bu apartmanını hiç sevmiyordum. Çünkü dairemizin güneş almasını engelliyordu. Eminim o apartmanın sakinleri de bizimkinden hoşnut değildi. Perdelerini açmamaları, balkonlarını kullanmamaları blokların yakınlığına edilen ağır bir küfürdü ve yine eminim müteahhittin kulakları mütemadiyen çınlıyordu. Eşim de hemen her gün bu faaliyete katılır Neden aldık ki bu boktan evi? derdi. Ama güvenli. diye cevap vermeme kızar başka küfürler de eklediği cümleleri ağzında çevirerek televizyonun mavi ekranındaki saçma yemek programlarına dalıp giderdi. Eşim çok güzel yemek yapardı. İzlediği o programlardan birine katılsa eminim birinci olurdu. İncecik parmakları maharet doluydu. Öyle güzel yüzü vardı ki her bakışımda gözbebeklerim heyecandan titrerdi. Kirpikleri kaşlarına değer, oradan çıkan kıvılcımlar kalbimi tutuştururdu. Yine eminim televizyonda çok izlenen bir dizide başrol oynayabilirdi. Bunu yürekten ister, cesaret edebilse mutlaka denerdi. Bu kadar güzel, narin, maharetli bir kadın nasıl böyle asabi olabilirdi, anlamaz ve şaşırırdım. Hele küfür etmesini hiç mi hiç aklım almazdı. Aklımın almayıp karşılık verdiğim an terk etti beni. Siktir git o zaman! Sekiz aylık evliliğimiz ve üç buçuk yıllık flörtümüz süresince ilk defa onu kıracak bir cümle kurdum. Duraksadı, göğsü hızlıca yükselip alçaldı. Bakmaya doyamadığım o harika çehresinde konuşlanan benden nefret ettiğini gösteren çizgiler gözlerime sert darbeler indirdi fakat bu darbeler İbrahim Çallı tablosunu andıran dudaklarından kopan son cümlesi kadar acıtmamıştı. Dünyanın en büyük derdi sensin, sen! Son cümlesi buydu. Çekip gitti. Meğer bu boktan ev değilmiş asıl derdi. Eşim kapıyı vurup gittikten sonra balkona çıkıp sigara üstüne sigara yaktım. Derdim büyüktü. Sitare gitmişti. Sezen Aksu çalıyordu balkonlardan birinde. Bir kedim bile yok, anlıyor musun? Anlıyordum ama kedi almayı aklımdan geçirmedim. Telefonuma sarılıp İnal ı aradım. Sitare sevmezdi İnal ı, o yüzden gizlice görüşürdük. Hovarda derdi, it derdi, daha neler neler derdi Evet, öyleydi ama yine de İnal ı severdim. Küllükte biriken sigaralar boyunca dünyanın en büyük derdinin ne olduğunu düşündüm karanlığın konuşkan tonlarına dalıp. Birincisi bendim, Sitare giderken öyle demişti. İkincisi Sitare nin gidişiydi. Emin değildim. Benden daha büyük bir dert var mıydı? Yeni nesil güvenlik sistemleriyle korunan sitemizin balkonlarından taşan sesler düşüncelerimin arasına sızıyordu. Düşünmeyi bıraktım. Seslere kulak verdim. Çay kaşıklarının şakırtısı, yüksek perdeden kadın kahkahaları, kahvenin yanında iyi giden Sezen Aksu şarkısı Çok geçmeden geldi İnal. Ağlama lan. dedi. Ağlamıyordum. Sanki Sitare geri gelecekmiş gibi hissediyordum. Sana kız mı yok oğlum? dedi. Yoktu. Sitare yoktu. Diğer kadınlar da beni alakadar etmiyordu. Kalk bir şeyler içmeye gidelim. dedi. Çay var de- 14

17 meme kızdı. Sitare haklı gitmekte. Çıksana oğlum evden, çıksana be. Çıktık, farklı farklı mekânlarda dolaştık. İnal öyle mutluydu ki sağa sola laf yetiştiriyor, tanımadığı insanlarla bile şakalaşabiliyordu. Sesi berbat olmasına rağmen her şarkıya eşlik edip sevimli tavırlar kuşanabiliyordu. Onun bu cüretkâr hallerine imreniyordum. Bana da pas atıyordu ara sıra fakat okula yeni başlayan çocuk gibi utangaçtım. Beceremiyordum. Neredeyse her akşam dışarı çıkıp gezer olduk. İnal eğleniyor, ben sıkıntıdan patlıyordum. Bu da yetmezmiş gibi diğer insanların da canını sıkabiliyordum. Bana göre değildi bu tarz yerler. Kalabalığın uğultusu, bateri ve elektrogitarın gürültüsü başımda ağrılar dolu tepeler peyda ediyordu. İnal a bir daha çıkmayacağımı söyledim. Sen bilirsin. dedi. Git o müthiş duvarları olan evinde acı çek. Güvenli güvenli acı çek oğlum! Acı çekiyordum. Sitare burnumda tütüyordu. En çok da adını söylerken Dilaver Cebeci nin şiirinden parçalar okuyarak onu neşelendirmeyi özlüyordum. Nerden çıktın karşıma böyle Sitare Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde Kirpiklerin yüreğime batıyor Telaşlı bir kalabalığın ortasında Bir insanın yokluğunda adını söylemek ne zor ve anlamsız. Boşluğa seslenmek yürek sızlatmaktan başka bir şeye yaramıyor. İnsan her seslendiğinde kendini bile isteye boşluğa itiyor. Boşluğa kendimi itmekten kurtulmak adına işlerime odaklanmak istedim. Dağınık masamda kitaplar, dosyalar, sözlükler beni bekliyordu. Ay sonuna kadar yetiştirmem gereken bir çeviri vardı. Thomas Mann beni affetsin, çevirmeye mecalim yoktu. Yayınevi de affeder inşallah. Belki Sitare de affeder. Kendimi boşluğa doğru itmeye devam ediyordum. Kapı çalınca boşluk yok oldu. Gelen İnal dı. Birkaç gün olmuştu görüşmeyeli. Balkona çıktık birer kupa neskafe ile. Kızdın mı sen bana? Tamam da oğlum, bu evde delireceksin bir gün. Çık kafanı dağıt. Bak liseden arkadaşlarla toplanacağız. Gidelim beraber. dedi. Sonrasında sohbet lise günlerinden akmaya başladı. Gülüyordum. Hem de epey büyük kahkahalar atıyordum. Derdi falan unutmuştum. Benim kahkahalarımla aynı anda yanımıza biri geldi sandım. Karşı apartmanın altıncı katındaki balkon kapısı açılmış meğer. Yani o kadar yakınız komşularımızla. Beyaz atleti, lacivert eşofmanı, gür bıyığıyla çıkıverdi balkonuna amca diyebileceğim yaşta olan beyefendi. Elini nizamsız kaşına doğru götürüp ince bir selam verdi. Eşofmanının cebinden kibritini çıkarıp sigarasını tutuşturdu. Bütün İstanbul un yükünü tek başına taşıyormuşçasına uzun bir nefes aldı. İnal ile ağzımız açık onu seyrediyorduk. Utandık, sessizleştik. Ayaklarımızı balkon demirlerinden hızla çektik, derlenip toplandık. İkinci nefes, üçüncü nefes Yine ince bir selam, iyi geceler manasında. Sonra balkon kapısı kapandı. Lise arkadaşlarıyla buluşmalar, akşam gezmeleri Hiçbiri deva olmadı. Balkon daha güzeldi. İnal da pes etmişti, ısrarı bırakmış Delireceksen de delir. demişti. Gelmiyordu artık. Son görüşmemizde beş bin lira borç istemişti, ortalıkta olmayışının sebebinin bu olduğuna eminim. Ve yine eminim bundan sonra arayıp sormazdı. Elimdeki son paraydı. İşlerimi yetiştiremezsem, çevirileri bitiremezsem meteliğe kurşun atacaktım. İyi ki kira- 15

18 da değilim diye düşündüm, bir sigara yakıp. Balkona o geldi: Lacivert eşofmanlı, atletli, bıyıklı amca. Selamını verip o da sigarasını yaktı. İlk nefesi her zamanki gibi upuzundu. İstanbul u kucakladı, omuzlarına oturttu ve şehrin tüm sakinleri için ciğerine doldurduğu dumanı karanlığa salıverdi. Bu bir ritüel olmuştu. İnal ile yollarımız ayrıldığından beri adını sormadığım, soramadığım lacivert eşofmanlı amcayla her akşam ortak bir ayinle İstanbul u aklıyormuşçasına siyah semaya dumanlar üflüyorduk. İnal ı görmeyeli ne kadar olmuştu, ya Sitare gideli? Ah Sitare Burada gündüzler çekip durduğumuz bir mercan tespih Geceler içinde uyuduğumuz birer siyah buluttu Kitapları, sözlükleri balkona yığdım. Çeviriyi yapmalıydım. Gece ile gündüz birbirine karışmıştı. Gözlerim birer kan çanağıydı, uzun ve derin bir uykuyu arzulamaktaydım. Kısa kısa molalar veriyor, uykuya kendimi tamamen teslim etmeden yeniden çeviriye dönüyordum. Eğer bir kez uykuya kanarsam işin sonunu getiremeyeceğimden emindim. Birkaç hafta sürdü bu çileli çeviri çalışmaları. Eser içinde bulunduğum zamana, duygu durumuma uygun gamlı paragraflardan örülüydü. Bazı benzetmelerde Sitare, bazılarında lacivert eşofmanlı balkon komşum vardı. İkisinin de payı çok büyüktü. Sitare bıraktığı derin sızıyla, komşum ise sigarasında süzdüğü hüznüyle bana destek olmuştu. Zorlandığım zamanlarda Sitare yi düşündüm, balkon komşumla sigara yakıp İstanbul a doğru üfledim. Çeviri bitti, Sitare dönmedi. İnal da hiç arayıp sormadı. Yayınevine gitmek üzere önce otobüse, sonra metroya ve en sonunda da taksiye atladım. Güvenlikli evimin İzmit e daha yakın olduğunu idrak ettim bu sayede. Şişli den yürüyerek meydana çıktım. Yürümeye devam ettim. İstiklal, üzerinde tepinen kalabalıklardan yorulmuştu. Bu yorgunluğa her bakışımda rahmetli babam aklıma gelir. Dokuz kardeş büyük bir kalabalık oluşturduğumuz evde babamın yorulduğunu hiç mi hiç anlayamadık. Bundandır, bir başka bakarım İstiklal e; babama, çocukluğuma bakar gibi. Anılara daha fazla kapılmamalıydım. İstiklal in tam göbeğinde yer alan yayınevinde beni editör ve aynı zamanda edebiyatımızın kurt isimlerinden Hasip Bey bekliyordu. Geç kalma konusunda hassastı. Çeviri birkaç gün gecikmişti, o sebepten ikinci bir geç kalış ile onu kızdırmak istemiyordum. Merdivenleri ikişer ikişer çıkarak iki odalı yayınevinin tarihi kapısından girdim. Nice büyük yazar heyecanlarıyla, dosyalarıyla, düş kırıklarıyla girmiştir ya bu kapıdan Holdeki masada Selma çay içiyordu, göz kırptım, güldü. Geç, geç seni bekliyor. dedi sağ elini boşlukta küçük hareketlerle savurarak. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Beklese miydim? Hasip Bey sağ yanağını avcunun içine yüklemiş yarı kederli yarı öfkeli bilgisayarın ekranına bakıyordu. Selma uyarmamıştı, Hasip Bey öfkeli miydi? Yoksa kederli? Hangisi olduğunu bilmemek bir giriş cümlesi kurmamı engelliyordu. Kapıyı da çaldım, duymamış olamazdı. Boğazımı temizler gibi yapıp ıhhğ gibi garip bir ses çıkardım. Gözlerini kısıp bana çevirdi. Bu aşağıdan yukarıya bakış gözlerini kaşlarıyla birleştirmişti. Gözleri neredeyse görünmez olmuştu ama tiksinerek baktığını fark etmek zor değildi. O sesi nasıl çıkarttım, hiçbir fikrim yoktu. Tamam, bırak masaya. Hesabına geçeriz kısa zamanda. Var ol. Sağ ol ya da teşekkür ederim demezdi, var ol derdi, ne de olsa şairdi ve eğer bunu dediyse konuşma biterdi. Elimi kaşıma götürerek 16

19 nizamsız bir selam verdim, iyi günler anlamında. Sonra bunu neden yaptığıma anlam veremedim. Hasip Bey de anlam veremedi, yüzünden okunuyordu. Çıkarken Selma ya Nesi var? Kağıt fiyatları mı? dedim. Selma güldü, zaten Selma hep gülerdi. Taksi, otobüs, metro merasimi ile eve döndüm. Kapıyı açar açmaz bir boşluk yüzüme çarptı. Sitare nin kokusu da evi terk etmişti, şimdi fark ediyordum ve artık bu konuyu düşünmek istemiyordum. Sigara yakıp balkona çıktım, balkon da bomboştu. Gözlerim hemen karşıdaki ilana yapıştı. Kiralık sözcüğü türlü edebiyat türünün bin cümlesinden daha dokunaklıydı. Hiçbir şiirde, öyküde, romanda böyle vurucu bir etki yoktu. Eşofmanlı komşum taşınmış, İstanbul u bana bırakmıştı. Sigaramdan upuzun bir duman çekip uzaktaki İstanbul a doğru üfledim. Balkonlardan kahkahalar, sohbetler ve bir de şarkı üflediğim dumanın üzerine döküldü. Sezen yoktu, Sezen hariç her şey her zamanki gibiydi. Moğollar çalıyordu. Cahit Berkay bana dünyanın en büyük derdini fısıldıyordu: Yalnızlığa dayanırım da bir başınalığa asla Dünyanın en büyük derdi omuzlarımdaydı işte, ayakta durmakta zorlanıyordum. Sandalyeye yığıldım. Elimi nizamsız bir şekilde kaşıma götürüp kiralık ilanına selam çaktım, hoşça kal anlamında. 17

20 Ömer Çelik Hırsız Var - Hırsız vaaaaar! Yetişin hırsız vaaaaar! Sokağı iki kez çınlatan ses aniden kesiliyor. Evin bodrumundan, rastgele sağa sola koyduğum kitap kutularına çarparak telaşla çıkıyorum. Dış kapıya varıp kapıyı açmamla, beş altı metre ileride, sokak başındaki bankamatiğin önünde yatan adamı görmem bir oluyor. Yanına çömelmiş, sırtı bana dönük biri karıştırıyor adamın cüzdanını. Sesimin cılız çıkmaması için kendimi bayağı zorlayarak Kim var orada? Ne yapıyorsun? diye bağırıyorum. En büyük umudum adamın cüzdanı yere atarak kaçıp gitmesi. Cüzdanla kaçsa da olur, benim için fark etmez. Kaçmazsa üstüne yürümek zorunda kalacağım. Madem bu kadar korkaksın, adamın imdat çağrısına ne diye süper kahraman gibi ayakların mabadına vurarak koştun? diyeceksiniz. O da ayrı mesele. Çömelen adam hiç istifini bozmadan bana doğru dönüyor. Göz göze gelince rahatlıyorum. Tevfik miş. Mahallenin dikine tıraş yaşayan sakinlerinden lafın gelişi sakin diyorum yoksa barut fıçısından hallicedir biri. Hızla yanına gidip çömelince alayla Amma da bağırdın Fikret Bey, diyor. Hırsız olsa ödü patlardı muhtemelen. Derslerde çocuklara sık sık bağırdığından idmanlısın anlaşılan. Alayını kulak arkası edip Adam nasıl? diye soruyorum. Tevfik de birden ciddileşerek Nabzı atıyor, diyor. Herhalde bankamatikte işini görürken arkadan saldırdılar. Adam da can havliyle bağırdı. Bayıldığına göre kafasına vurmuş olmalılar. - Kimin yaptığını görmedin yani. - Yok, köşeyi dönmeden önce duydum adamı. Umutsuzca etrafa bakınıyorum. Sokağın dört kolu da ser verip sır vermiyor. - Soymuşlar mı peki? - Ben de onu anlamak için baktım cüzdana. Tamtakır kuru bakır, ne var ne yoksa silip süpürmüşler. Ben ambulansı ararken yan sokaktaki kahvehanenin son müşterileri de etrafımıza toplanıyor. Evlerinden çıkan, çıkmalarında yardım etme isteği ve merak at başı giden bazı uykulu komşular da katılıyor onlara. Adresi verip telefonu kapatıyorum. Tevfik, ellilerinde gösteren baygın adamı işaret ederek kalabalığa nutuk çekmeye başlıyor. - Bunlar iyi günlerimiz iyi. Biz birlik olmazsak daha neler etmezler ki bize? Sokağa giren çıkan belli değil. Mahalle değil yolgeçen hanı mübarek. Kalabalıktan birkaç kişinin gösterdiği evetlik, harlamaya yer arayan Tevfik e yardımcı oluyor. - Resmen köpeksiz köyde değneksiz geziyorlar. Bu haltı yiyenler, burayı kendi çöplüğü sanan horozlar. Ama merak etmeyin, meydanı onlara bırakmayacağız! Ben ve arkadaşlarım hepsinin kökünü kazıyacağız kökünü! Kalabalık Tevfik i çıt çıkarmadan dinliyor. Arkadaşlarım derken işaret ettiği üç dört delikanlı da hemen yanı başında hazırolda bekliyor. 18

21 - Bu işi kimin yaptığını bulacağım. Bulacağım ve cezasını en ağır şekilde vereceğim! Kendimi tutamayarak Abartma Tevfik. diyorum. Teksas mı burası? Oldu olacak bir papaz, bir at bulalım, bir de darağacı kuralım. Hırsızı da yakaladığımız gibi idam edelim. Tevfik ve yanındakiler akıl dolu olduğunu düşündüğüm esprime western filmlerine telmih yaptım, daha ne olsun? bana pis pis bakarak karşılık veriyor. Kalabalığın da bu çıkışımı yersiz bulduğu aşikâr. Onlara dönüp Yaban dan fırlamış bir anlayışla Aydının kaderi yalnızlıktır! diye bağırasım geliyor fakat elbette ki böyle bir şey yapmıyorum. Tevfik ayağa kalkıp klasik tiyatrocular gibi afili bir şekilde, dura dura volta atmaya başlarken Bu işi kim yapmış olabilir? diye soruyor. Düşünelim. Burası gündüzleri pek işlek olmayan bir yer, gecenin bu saatinde daha da tenha. Buraları bilen biri yaptı bu işi, kesinlikle. Kalabalığın merakla izlediği üç turdan sonra duruyor aniden. Düşünceli yüzü, yavaş yavaş açılan havaları andırarak aydınlanıyor. Vehbi Abi yapmış olabilir, evet evet, bir numaralı zanlı Vehbi Abi! Bu cümlenin ardından duraklıyor ve Vehbi nin soy ismi neydi? diye soruyor. Kalabalık, birkaç saniyelik görüş alışverişinden sonra Kara da karar kılıyor. Tevfik de biraz öncekinden daha kati bir tavırla söylüyor kararını: Arkadaşlar, bu suçu Vehbi Kara nın işlediğini düşünüyorum. Kalabalık, Tevfik in ortaya attığı bu iddiayı tartışmaya başlıyor. Biri bir yanından, diğeri öbür tarafından, bir başkası ortasından tutup çeke çeke test ediyor sağlamlığını. Vehbi Kara nın insanların zihinlerindeki amel defterleri açılıyor, Tevfik in çıkarımını destekleyecek deliller aranıyor. Elde işe yarar pek bir şey yok. En sonunda içlerinden biri Peki neden Vehbi Abi? diye sormayı akıl ediyor. Tevfik bir doğa kanununu açıklarcasına emin yanıtlıyor bu soruyu. - Çünkü bu kişinin ya bu kişi beş dakika önce Vehbi Abi ydi karanlık bir geçmişi var. Kendisi yıllar önce cezaevinde yatmış bir sabıkalı. Tevfik in bu sözü ortaya Bomba daki kesik baş gibi düşüyor. Vehbi Abi sabıkalı mıymış? Suçu neymiş? Gasp mı? Bu zamana kadar bizi Allah korumuş, türünden sorular, cümleler havada uçuşuyor. Uğultunun durulduğu bir an, pijamayla aşağı inen ihtiyarlardan biri Yirmi yıl önce, bir gece nezarette yatmakla sabıkalı mı olunur evladım? diye çıkışıyor. Kaldı ki o gece ben de onunla nezarette kaldım. Bir kavgaya karışmıştık, polis de gelip hepimizi toplamıştı. Sabıkalı olduğunu nereden çıkardın? Ben de mi sabıkalıyım şimdi? Hem öyle olsa ne çıkar? Sabıkalı adam hayatı boyunca şüpheli muamelesi mi görmeli? Vehbi Abi yi yakından tanıyan birkaç kişinin daha ihtiyara destek çıkmasıyla, Tevfik için ibre tersine dönüyor. Baltayı taşa vurduğunu anlayan liderimiz ellerini kaldırarak Tamam, tamam! diye bağırıyor. Ben de suçlu demedim ki zaten. Fikir yürütüyoruz burada. Onun köşeye sıkışmasına keyiflenip gülümsüyorum. Fakat hemen sonra kırılıyor gülümsemem; çünkü beceriksiz insanlar gibi, bir başkasının başarısızlığından zevk aldığımı fark ediyorum. O, en azından bu kadar insana sözünü geçirmeyi göze alabiliyor, ben burada kazık gibi dikilmekten başka ne yapıyorum? Vehbi Kara nın kabul görmemesi üzerine Tevfik teatral voltalarına başlıyor tekrar. Herkes doğacak çocuğunu bekleyenlerinkine yakın bir heyecanla Tevfik in ağzından çıkacak ismi bekliyor. Liderimiz etrafındakilere yüz yıllar kadar uzun gelen beş turdan sonra yine 19

22 aniden duruyor ve elini alnına vurup Tabii ya, nasıl akıl edemedim? diye bağırıyor. Sonra yanında el pençe divan duran delikanlılara bakıp Koşun, Adem Hoca yı bulun. diye emrediyor. Delikanlılar görev aşkıyla ok gibi yerlerinden fırlarken Adam ölmedi ya, sadece baygın. Neden bu saatte hocayı çağırtıyorsun? diye soruyorum. Tevfik beni bakışlarıyla alabildiğine aşağılayarak Sen anlamazsın Öğretmen, diye tıslıyor. Beni linin önünde böyle terslemesini kaldıramayarak Hem sen ne diye durumdan vazife çıkarıyorsun? diye dikleniyorum. Olay bankamatiğin önünde oldu, bankamatiğin kamerası vardır. Ararız, polis gelir birazdan. Civardaki kameralara bakar. En olmadı uyanınca mağduru sorguya çeker. Sen kimsin ha, kimsin? Öfkeden zangır zangır titrediğimi, elimi Tevfik e doğru sallarken fark ediyorum. Kalabalıktan biri Buralara daha kamera takmadılar, diyor. Pek işlek bir sokak değil ya, ondan herhalde. Bir diğeri de Bankamatiğin kamerası da bugün bozulmuş, diye ekliyor. Ekipler gelmiş ama halledememişler. Yarına kalmış tamiri, burada çalışan bir arkadaş laf arasında söylemişti. Ona diklenmemden rahatsız olan, kalabalıktakilerin sözlerini beni gözleriyle parçalarken dinleyen Tevfik, olduğundan heybetli görünmek için göğsünü şişirerek bana doğru iki adım atmış ve kelimeleri balyoz gibi birbiri ardına indirmeye hazırlanmışken, kibarlığı elden bırakmamaya çalışan ama öfkesini gizlemekte zorluk çeken bir ses yırtıyor geceyi. -Yahu bırakın dedim size. Bıraksanıza kardeşim! Biraz önce heyecanla sokağın derinliklerine dalan gençler, bağırıp çağıran adamı karga tulumba getirip bırakıyor ortamıza. Gençlerin elinden kurtulan adam bir yandan yırtık pırtık, kirli, bozarmış siyah takım elbisesini silkeliyor, bir yandan da gençlere söylenmeye devam ediyor. Tevfik ellerini arkasına bağlayarak saçı sakalı birbirine karışmış adamın karşısına geçiyor. Adam, hindi gibi kabaran, yüzü öfkeyi anlatan karmaşık ve sıkıntı veren resimlere öykünen Tevfik i görünce kesiyor söylenmeyi. Tevfik Sana bir şey soracağım Adem Hoca, diyor görüntüsünü yalanlayan yumuşak sesiyle. Ama bana doğruyu söyleyeceksin, tamam mı? Adam saygıyla önünü ilikleyerek Elbette efendim, yalanın sohbetimizde yeri olamaz, diye karşılık veriyor. Adamın muhabbet meclislerine batırılarak yumuşatılmış cevabını duyunca ağzım bir karış açık kalıyor. Mahalleliye göz ucuyla baktığımda, adamın bu haline yalnızca benim şaşırdığımı fark ediyorum. Tevfik de aldığı karşılığı bir nebze olsun garipsemeden devam ediyor sorgusuna. Başıyla yerde yatan adamı göstererek Bu adamın parasını sen mi çaldın? diye soruyor. Adem Hoca Ne münasebet efendim? diye karşılık veriyor gözlerini patlatarak. Hırsızlık! Ne ayıp şey. Katiyen böyle bir şey yapmam. Tevfik süt liman denizler kadar sakin sesiyle Yaa, öyle mi? diye mırıldanıyor ve ardından Allah yarattı demeden adamın suratına okkalı bir tokat patlatıyor. Böyle bir şey beklemediğimden, çıkan sesin etkisiyle hopluyorum. Ardından adamın yakasına yapışıp Doğruyu söyle lan, söylemezsen elimden çekeceğin var! Sen çaldın değil mi? diye avaz avaz bağırarak silkelemeye başlıyor adamı. Bembeyaz kesiliyor Adem Hoca, dişleri korkudan birbirini kırarcasına çarpıyor. Zavallı- 20

23 nın dili tutuluyor âdeta. Adamdan ses çıkmadığını gören Tevfik, adamın yakasını bırakıyor; gerildikçe geriliyor esaslısından bir tokat daha aşk etmek için. Tam tokadı indireceği sırada atılıp kolunu kavrıyorum. Öfkeyle İşime karışma Fikret, diye haykırıyor. Bunlar bu dilden anlar, bırak da bülbül gibi şakıtayım şunu. Adamla Tevfik in arasına girerken Saçmalama! diye bağırıyorum. Adama böyle vurmaya devam edersen, yalnız bu suçu değil, buradaki herkesin yedi sülalesinin suçunu bile üstüne alır. Bir yandan adama ulaşmaya çalışan Tevfik i iterken bir yandan da gaza gelip beni tepelemeye kalkarsa ne halt ederim diye etrafıma bakınıyorum. Bereket versin ki kalabalıktan beni seven birkaç genç, tehlikeyi sezerek Tevfik in arkasına yanaşmış, Tevfik in kök kazıyıcı delikanlılarının yanında dikiliyor. Biz böyle çocuk gibi itişirken Adem Hoca ceketinin düğmelerini çözüyor, dizlerinin üstüne çöküyor, gözlerini semaya dikip ellerini dua edercesine kaldırarak Ben de günahkâr kullarındanım Allah ım! diye haykırıyor. Tevfik le ben donakalıyoruz adamın yalvarış dolu, etkileyici sesiyle. Sanki sesinde tüm insanlığın pişmanlığı dile geliyor. Delikanlılardan biri İtiraf etti, günahkârım dedi, diyerek adamın üstüne yürümek isteyince elimi kaldırıp Susun! diye bağırıyorum. Hiçbir şeyi itiraf ettiği yok. Sadece şiir okuyor. Hem de ne güzel okuyor. Adem Hoca, o upuzun şiiri takılmadan, aksine pürüzsüz bir heykel yontar gibi incelikle okuyup bitirince, kalabalığın şaşkın bakışları altında ayağa kalkıyor, önünü ilikleyip eğilerek selam veriyor. Bana yakın olan birkaç gencin alkış tutmasıyla kalabalık da aşka geliyor ve biraz önce bir araba dayak yemek üzere olan adamı Tevfik in delikanlıları dâhil herkes şevkle alkışlıyor. Tevfik bu tahmininin de halk tarafından itibar görmediğini kavrayarak düşünceli düşünceli başını kaşırken kalabalıktan biri Bırak şu zavallıyı Tevfik, diyor. Ben de Tevfik e dönüp söyleyeceğimin beylik bir laf olduğunu bilmeme rağmen, adamın şiir okuyuşunun etkisinden kurtulamadığımdan Böyle şiir okuyan biri, kimseye kötülük edemez, diyorum. Yanılgılar bataklığına her an biraz daha gömülen liderimiz, Adem Hoca yı getirenlere dönerek Nerede buldunuz bunu? diye soruyor. Bulduğunuzda ne yapıyordu? İçlerinden biri saygıyla yere bakarak Aşağı de, her zamanki köşesinde, diye yanıtlıyor. Horul horul uyuyordu. Tevfik adamın yüzüne bakmadan lütfen Tamam, gidebilirsin, diyor. Bir dakika! diyorum araya girerek. Adamın aklını aldın, hem de suçsuz yere. Özür dilemen lazım. Ne özrü be? diye karşılık veriyor ters ters bakıp. Kırbaç olup şaklayan sesine aldırış etmeyerek kalabalığa dönüyorum ve Öyle değil mi arkadaşlar? diye soruyorum. Kalabalıktan beni onaylayan sesler yükselince, bozum olarak Adem Hoca ya dönüyor ve Kusura bakma Adem Hoca, diyor. Bir yanlışlık oldu, seni buraya kadar yorduk. Adem Hoca biraz önce yediği, ağzının gözünün yerini değiştiren şamara rağmen nezaketini bozmadan Hatalar insanlar içindir efendim, diye karşılık veriyor ve hepimize zarif bir baş selamı verdikten sonra yollanıyor köşesine. 21

24 Tevfik e dönerek Adama neden hoca diyorsunuz? diye soruyorum. Dalga mı geçiyorsunuz aklınız sıra? Gittikçe palazlanmamı memnuniyetsizlikle izleyen liderimiz alttan alıyor Ne dalgası kardeşim? diye. Adam eskiden edebiyat hocasıymış, sonra başına bir şeyler gelmiş, bu hâle düşmüş. Niye dalga geçelim elin garibiyle. Bu hay huy içinde bir ara, yerde yatan adam hatırımıza geliyor, hâlâ gelmeyen ambulansı arıyoruz tekrar. Ambulansın yanlış sokağa saptığını öğrenince, Tevfik in delikanlılarından birini ambulansı buraya yönlendirmesi için yolluyoruz. Artık yaralının selametinden ziyade suçluyu bulmayı kendine iş edinen Tevfik, Buralardan biri, buralardan, diye sayıklayarak sıralıyor voltaları birbiri ardına. Onun bu ısrarcı hâli garibime gidiyor. Ben gözlerimi kısıp dikkatle onu izlerken Aklıma bir sürü ihtimal geliyor, diyerek başlıyor tekrar zırvalamaya. Şu yan sokağa yeni taşınan üniversiteliler mesela, tiplerini gözüm hiç tutmamıştı. Üniversiteli bile olmayabilirler, birkaçı benden büyük gösteriyor. Sonra, bir alt sokaktaki Suriyeliler de yapmış olabilir, aç kalan insan neler yapmaz? Çıkarımlarına devam edecekken Yeter be! diye satır vuruyorum sözüne. Konuşmasına rölantide devam eden Tevfik irkiliyor. Kalabalığın gözlerini üzerime çevirdiğini bildiğimden güçlü görünmeye çalışarak Deminden beri onu bunu suçlaya suçlaya kafamızı ütülediğin yeter! diye sesimi bir nebze daha yükseltiyorum. Benim de aklıma takılan birçok şey var. Mesela durup dururken neden Sherlock luğa soyunduğunu anlayamıyorum bir türlü. Üstüme doğru attığı iki göz korkutucu adımdan sonra Şorlaklık ne lan? diye kükrüyor. Ağzını topla. Bu sefer ben de ona doğru destan kahramanlarınınkileri örnek alan iki adım atıyorum, burun buruna geliyoruz. Gözlerimi gözlerine dikiyorum hınçla. Buraya ilk önce ben geldim, sen bu adamın başında cüzdanını karıştırıyordun, değil mi? - Cüzdan yere düşmüştü, adamı soydular mı diye anlamak için baktım dedim ya oğlum! Kulağımın dibinde öyle gürlüyor ki sağır kalmaktan korkuyorum bir an. En az onunki kadar yüksek sesle Peki gecenin bu saatinde, burada ne işin vardı? Niye kahvede veya evinde değildin? diye yırtınıyorum. Tevfik bir alt tondan İşe girdim bugün, işten dönüyordum, diye cevaplıyor itham akan sorumu. Tevfik in yüzüne tokat kadar gurur kırıcı bir kahkaha atıyorum ve Tevfik Bey işe girmiş! diye iki elimi ağzıma götürüp bağırıyorum tellal gibi. Kahvehanemizin yeri doldurulamaz müdavimi Tevfik Bey, işe girmek için tam da bugünü bulmuş. Bakışlarını yere indirip geriye doğru bir adım atıyor. Ardından kalabalığın nabzını ölçmek için attığı kaçamak bakışı yakalıyorum ve ben de geriye bir adım atarak topyekûn hücuma kalkıyorum. - Bir de benim teorimi dinle, bakalım hak verecek misin? Bankamatiğin kamerasının bozulduğunu biliyordun, sen değil misin bu de kuş uçsa haberim olur diyen? Çevrede başka kamera olmadığından da haberin var. Buralarda da gece on bir dedin mi el ayak çekilir sokaktan. Yattın pusuya, ya nasip deyip avını bekledin, bu adamcağızı hakladın. Tam cüzdanı alıp kaçacaktın ki ben çıktım ortaya ve altüst ettim bütün hesaplarını. Yine de bozuntuya vermeden, soyulup soyulmadığına bakıyordum diyerek idare ettin durumu. 22

25 Deminden beri de hedef saptırmaya çalışıyorsun. Tevfik in konuşmamla birlikte başlayan göz seğirmesi, son cümlemle şiddetli bir titreme olup yayılıyor tüm vücuduna. Onun bu hâlinden zalimce zevk aldığımı hissediyor ve buna anlam veremiyorum. Seni gidi iftiracı şerefsiz! diyerek sinirden kıpkırmızı kesilmiş bir halde üstüme atılıyor fakat benim gençler aramıza girerek kesiyor bu hamlesinin önünü. Kalabalıktan kulağıma gelen sesler, onları tarafıma çektiğimi tasdikliyor. Yan gözle Tevfik in delikanlılarına bakıyorum, namusu şaibeli bir abiye itaat etmekle etmemek arasında bocalamaktalar fakat her an olaya dâhil olabilirler. Elimi çabuk tutup son kozumu oynuyorum ve benimkilerin çemberinde debelenen Tevfik e işaret parmağımı doğrultarak Arayın üstünü! diye buyuruyorum. Benimkiler tam Tevfik in ceplerine el atacakken yerde yatan adamdan inlemeler geliyor. Adamın başında dikilen bir li Ayılıyor, diyor heyecanla. Adamın yanına gidiyorum. Gözlerini açmış, nerede olduğunu kavramaya çalışıyor. İyi misiniz? diye soruyorum. Birkaç saniye boş boş baktıktan sonra cevap veriyor İyiyim, diye. Kalkmak için doğrulmaya çalışınca Durun, kalkmayın, diyorum. Sert bir darbe almış olmalısınız. -Darbe mi? Benim gençlere işaret ediyorum, Tevfik i çekiştirerek adamın karşısına getiriyorlar. -Size saldıran kişi bu muydu? Tevfik kalabalığın desteğini kaybettiğinden gençlere mukavemet göstermeyi kesmiş, hakkında verilecek hükmü, küllenmiş öfkesiyle bekliyor öylece. Adam da uyandı, yaktım çıranı Tevfik. Adam onun yüzüne bir an baktıktan sonra Bana kimse saldırmadı ki, diyor. Bu cevapla gençler Tevfik i bırakıyor elleri ateşe değmişçesine. Bakın, korkmayın, diyerek yüreklendirmeye çalışıyorum adamı. Size hiçbir şey yapamaz, güvendesiniz. Adam iki eliyle kafasını tutarken Para yatırıyordum Kredi borcumu diye konuşuyor kesik kesik. Bankamatik parayı aldı ama işlemi yapmadı. Tuşlara falan bastım, takıldı kaldı makine. Ben de heyecan yaptım, aklıma geldiği gibi bağırdım. Sonra da telaştan bayılmışım. Tevfik in bakışlarıyla beni kurşunladığını hissettiğimden dönmüyorum ona doğru. En iyisi kimseye çaktırmadan, Tevfik de rövanşı almak için harekete geçmeden buradan sıvışıp gitmek. Bir an, dönüp içten bir özür dilesem mi diye düşünüyorum ama vazgeçiyorum hemen sonra. Tevfik kim ki ondan özür dileyeceğim? İş kazası işte, olur böyle şeyler. - Sizi de telaşa soktum galiba, kusura bakmayın. Kalabalıktan biri Ne kusuru beyim, diye karşılık veriyor. Yalnız iyi ki ayıldın, yoksa biz aramızdan birini öyle ya da böyle sonunda hırsız çıkaracaktık. Adam şaşkın şaşkın etrafına bakınırken kalabalıktan gürültülü bir kahkaha kopuyor. 23

26 Metin Çalı Sorgusuz Hacer Şehre göç etme fikri benden çıktı. Azim buna itiraz etmedi. Burada yaşamayı çok istiyordum. Ancak ilk zamanlar bu yabancı hayat gözümde büyümüştü. Azim i sürekli iş araması için sıkıştırıyordum. İşçi kahvelerine gidiyordu, iş bulursa çalışıyor, bulamazsa her zamanki anlamsız ifadesiyle dönüyordu. Çalıştığı ve çalışmadığı zamanları birbirinden ayıramıyordum. Azim i anlayamazdınız, böyleydi. Sonsuz şeklini almış bir kaya. Ne rüzgâr ne yağmur karakterini aşındırıyordu. Ama onu böyle kabul etmiştim. Daha doğrusu ben istemiştim evlenmeyi, o onaylamıştı. Aslında başka isteyenlerim de vardı. Ötekiler köyden irtibatımı kesemeyecek kişilerdi. İki kardeşim çoktan köyü terk etmiş, burada işlerini yoluna koymuşlardı. Ben de hayallerimi süsleyen bu ışıltılı şehri görmek istiyordum. Azim den başka çarem yoktu. İkimiz de birbirimize muhtaçtık belki. O, bunu anlayamasa da durum böyleydi. Çok uzun zaman sıkıntı içinde yaşadık. Yarı aç, yarı tok. Azim çalışırsa gözlerimin içi biraz gülüyordu. Hasret yeni doğmuştu. Azim bize bakmak için elinden geleni yapıyordu. Sonra kader bize yol açtı. Azim in amcaoğlu ona devamlı bir iş ayarladı. Temizlik işi. Düzenli maaşa kavuştuk. Önceki muhtaçlığımız kalmadı. Azim, azmetti. Çalıştı. İyi çalıştı hem de. Bir gün hiç beklemediğim bir şey oldu. Olayla ilgili konuşmuyor tabii Azim. Ben Azim in amcaoğlundan yarım yamalak öğrendim. Birini mi dövmüş, yoksa tartışmış mı anlamadım tam. Bu tip şeyler yapacak biri değil Azim. Kendi kabuğunda yaşayan, itiraz etmeyen biridir. Kavga ettiyse bile ben hiç anlamadım. Zaten anlayamam. Eğer kavga ettiyse o gün hiç bir şey olmamış gibi gelip yatmıştır. Ertesi gün de çıkıp gitmiştir evden. Polis gelince haberim oldu olaydan. Azim i sordu, ben de iştedir dedim. Niçin arıyorsunuz onu. Hakkında şikâyet var dediler. Hemen telefon açtım ama bir şey söylemedi. Sonra amcaoğlunu aradım. Ondan öğrendim. Bana hâlâ bir şey söylemiyor. Azim bu. Konfeksiyoncu Onu ilk kez hanın kepenkleri kapanınca Merkez Camiye akşam namazını kılmaya gittiğimde ritmik hareketlerle avluyu süpürürken görmüştüm. Benim için diğerlerinden farkı yoktu önce. Alelade çalışıyordu, diğer temizlik görevlileri gibi. Ondaki farklılığı anlayışım, diğer günlerde de aynı tabloyla karşılaşınca oldu. Ne zaman camiye gitsem sürekli çalışırken görüyordum. Sanki programlanmış bir makineydi. Sabah, öğle, akşam, gece Ya yıllanmış çınar ağaçlarının yapraklarını süpürüyor, ya avlunun işlem görmekten iyice meydana çıkmış taşlarını temizliyor, ya biriken yağmur sularını dağıtmaya çalışıyor, ya yağan karı cemaatin ayağı kaymasın diye kenara yığıyor, ya da uzun kış gecelerinde buz gibi mermerlerin daha da soğuttuğu tuvaletleri yıkıyor oluyordu. Nasıl bir enerjisi ya da gerekliliği vardı anlayamıyordum. Sürekli çalışıyordu. Onu tanımaya çalışanlara pek renk vermiyordu. Benim gibi onun bu sürekli çalışma halini merak edenler olurdu. Aldırmıyordu, birkaç kelam ediyor ve devam ediyordu işine. 24

27 Mahremiyetini gizliyordu. Fazla konuşmuyor, gülmüyor, tepki vermiyor, yorulmuyor, şikâyet etmiyordu. Sanki sürekli caminin avlusu ve tuvaletlerinde çalışmaya adanmış bir hayatı vardı. Bir evi var mıydı? Evli miydi? Çocuğu var mıydı, kimse bilmiyordu. Kavganın olduğu gün, akşam namazını kılmak için avlunun alt katında bulunan abdesthane ve tuvaletlere uğramam gerekiyordu. Merdivenlerin yarısında duydum sesleri. Baktım, kapı kilitliydi. Kavganın sadece sesine şahit oldum. Yalnızca acıyla bağıran bir adam ve yediği darbelerin seslerini duydum. Buna kavga denemezdi belki, içeridekilerden biri o muydu, yoksa bir başkası mıydı ilk önce bilemedim. Yalnızca tahmin ettim. Ortalarda gözükmediğine göre o olabilirdi. Gürültü arttı. Duvarlara, lavabolara çarpma sesi geliyordu. Kapıya sertçe vurdum. Bir karşılık alamadım. Acaba o muydu diye merakım arttı. Sesi hiç kulağıma değmedi. Eğer oysa kavga ederken dahi sesini devreye sokmuyordu demek ki diye düşündüm. Birkaç dakika içinde gürültü git gide yavaşladı ve sonunda tamamen kesildi. Ben kapıya tekrar vuruyordum ki, anahtar sesini duydum ve kapı açıldı. Oydu. Gözlerinden ateş saçarak, derin derin soluyarak yanımdan geçti gitti. Elinde paspasın püskülünden ayrılmış sapı vardı. Çamurlu ayakkabılarıyla tuvaletin paspas çekilmiş mermerine basan adam Eğer ben bir vatandaşsam çamurlu ayakkabılarımla tuvalete girerim, eğer o bir temizlik görevlisiyse benim ayakkabılarımla pislenen yeri temizleyecek, buna mecbur. Başka bir izahı mı var bunun? İhtiyaç kardeşim bu, çok sıkıştım. Ne yani o durumdayken durup bir de ayakkabılarımı mı temizleyecektim? Bana takaza yaptı. Böyle giremezsin buraya, dedi. Benim için küfretti diyorlar. Ne küfür ettim, ne de bir suçum var. Dayak yedim, mağdur oldum. Bunun bir karşılığı olmalı. Şikâyetçiyim. Geri zekâlı mıdır nedir? Yüzümü hurdaya çevirdi manyak. Polis Memuru Ben böyle bir insan görmedim amirim. Adam sanki bir duvar. Konuşmuyor. Soruyorum adamı neden bu kadar dövdün, bir husumetiniz mi vardı, olay anında ne yaşandı diye, küfretti diyor başka bir şey demiyor. Sadece ağzından dökülen bu, küfretti. Amirim sordum, yüz defa belki. Küfretti diyor. Tamam diyorum, küfretti ama ne diyerek küfretti sana diyorum. Söyleyemem onu diyor. Kardeşim söyle bu önemli diyorum. Belki senin için bir ipucu bulacağız buradan, ne dedi diyorum. Onu söyleyemem, küfretti işte diyor. Kül gibi yüzüme bakıyor. Onu konuşturmanın bir yolu yok bence amirim. Olayı bile doğru dürüst anlatmıyor. Adamı fena dövmüş yalnız amirim. Adam, ben küfretmedim, şikâyetçiyim diyor, bu gibi insanları toplumdan uzak tutun, diyor. Ama amcaoğluyla konuştum, dediğine göre bunu yapmasının sebebi Azim in amcaoğlu Bizim dükkâna geldi. Olayı anlattı. Böyle yapmazdın sen dedim. Ama o adam belli ki damarına basmış. Hassas noktasına dokunmuş. Azim güçlüdür, kuvvetlidir ama kavga etmez. Bak dedim polis seni arıyormuş. Gittik, ifade verdi. Polis, bana bir şey konuşmuyor bu, sana bir şey anlattı mı, dedi. Azim i buna iten sebebi söyledim. Ama onun ağzından bu ifadeyi bir türlü alamadılar sonra. Eve gitmek istemedi. Senin dükkânda yatarım dedi. Zorla ikna ettim, evine gönderdim. Mahkemesi olacak. Tanıdığım bir avukata sordum, para cezası alır, dedi. 25

28 Azim Olayın olduğu gün Azim, kararlılıkla durmaksızın fırça sallıyor, vakit öğleyi geçmiş. Yılmıyor, usanmıyor. Yer altındaki ıslak, nemli ve soğuk mermer yüzeyin üzerinden ciğerlerine geçen hırıltılı bir öksürük nöbetine tutuluyor. Aldırmıyor, boğulacak gibi öksürüyor. Gözleri patlayacak gibi oluyor bir an. Durmuyor, dinlenmeyi hiç düşünmüyor, sorgulamıyor. Nefes nefese kalıyor, kavurucu bir ateşle yanmaya başlıyor. Vücudundan çıkan ter ırmağı, keskin, soğuk havayla karşılaşınca yolunu bulamayarak anında soğumaya, korlu bir ateşin üzerine dökülmüş gibi buharlaşmaya, kurumaya başlıyor. Her yanı sertleşiyor, bir süre sonra kemikleşiyor bedeni. Esnekliğini yitiren hareketleri özelliğini kaybeder gibi oluyor. Daha düz ve kaba hareketlerle fırçalamaya başlıyor mermeri. Makine düzeneğinde çalışan bir mekanizma gibi duygusuzlaşıyor o an. Gözü bir şey görmüyor. Fırçalıyor, fırçalıyor, durmaksızın Maaş günü, bankamatik, meraklı bekleyiş Acaba maaşım bankaya yatacak mı? Ya parayı yatırmazlarsa, Hacer, Hasret Koşuyor gibi, sanki ölüyor gibi, hızla eriyen bir mum gibi Fırçalıyor. Tüm tuvaletleri temizliyor. Abdesthaneyi yıkıyor, camları siliyor, sabunların eksiğini tamamlıyor. Sonra bütün bronşlarına ulaşan ağır bir parfüm sıkıyor etrafa. Parfüm, nefesini kesse de kokusunun güzel olduğunu düşünüyor. Birden aklına yeni bir şey gelmiş gibi durgunlaşıyor. Maaş günüyle ilgili bir şey hatırlıyor. Temizlik çavuşuna sormuştu geçenlerde. O da bugünden ötürü yatabileceğini söylemişti. Doğrulup merdivenlerden yukarı doğru bakmaya başlıyor. Çavuş her an gelebilir. Maaşların yatıp yatmadığını söyleyebilir. Acaba bu ay maaşı hak ettim mi? Çalışmaya devam edecek miyim? Bir terslik olursa karıma nasıl söyleyeceğim? Yorgun bedenini sürüyerek yukarı çıkıyor. Caminin avlusunu yıkamaya başlıyor. Hortumdan çıkan suyla elindeki fırçanın hareketlerinde bir yavaşlama oluşuyor. Aklı çavuşun getirebileceği kötü haberde takılı kalıyor. Zaten ifadesiz yüzü iyice donuklaşıyor. Hortumdan çıkan suyla fırçanın hareketleri denk düşmüyor. Bu ay sana maaş yok deseler, artık çalışmayacaksın deseler. Fırça yine yavaşlıyor. Sol eli işlevini kaybetmiş, yanına düşmüş. Hortum artık ayaklarının dibine veriyor suyu. Sağ eli ritmini kaybediyor. Fırçayla yeteri kadar itelenemeyen su küçük bir göl oluşturuyor avluda. Tüm hareketleri iyice yavaşlıyor. Her yanı kemiğe kesiyor. Kalakalıyor öylece. Hacer Geriye doğru birkaç adım atıyor. Sanki oturacak bir yer arıyor. Biriken suyu fark eden evcil bir kumru, kanat çırparak, sonrada yavaşça birkaç defa zıplayarak yaklaşıyor. Ürkekçe su içiyor. Kumruyu görüyor ama görüntüye anlam katamıyor. Gözü belli bir noktaya dalıyor. İkindi için abdest almaya gelen yaşlı bir adamın, kolay gelsin, daldırmışsın, dediğini duyuyor ve silkiniyor. Bakıyor hortum ayağının dibinde, fırça hareketsiz. Toparlanıyor. Yaşlı adamın yüzünde bir şey görüyor. Yumuşak, sıcak bir gülümseme. Olur böyle şeyler der gibi bakıyor. İdare et biraz, diyor sanki. Çalış diyor, başka çaren yok. Adama cevap verecekmiş gibi bir hal alıyor. Gülümsemek istiyor,yapamıyor. Çalışacağım tabi, demek istiyor, çarem mi var başka, diyecek, diyemiyor. Belli belirsiz bir baş selamıyla cevaplıyor adamı. Adam gidince fırçayı oynatmaya başlıyor. Hortumu düzeltiyor, biriken suyu dağıtıyor. Geriniyor, kemikleri kütürdüyor. Kötü düşüncelerden kurtuluyor. Çalışmaktan başka çarem yok diye sayıklamaya başlıyor. Hortumla fırçanın ritmi eskisi gibi dengini buluyor. Her yeri yıkıyor. Akşama doğru çavuş geliyor, ne var ne yok bakalım, diye soruyor. Günün ilk tam cüm- 26

29 lelerini kurmaya başlıyor ürkerek, çok şükür çavuşum diyor. Sonra çavuş bu ayki maaşların yattığını söyleyince Konuşurken kekeliyor. Çavuşum diyor, acaba bu ay durumum nasıl? Benim maaşım da yatmış mıdır? Seninkini bilmiyorum, diyor çavuş. Akşam olunca gidip bakarsın, bakalım bu ay maaşı hak etmiş misin? Tamam, diye cevaplıyor heyecanla. İçini, artık ezberlediği bir korkuyla karışık meraklı bir heyecan dalgası kaplıyor. Çavuş gidesiye kadar fırçayı kuvvetle mermere sürüyor. Kendini bilmez bir halde oradan oraya koşturuyor. Merdivenlerden başlayarak tüm tuvaletleri ve ara bölümlerdeki mermer yüzeyleri tekrar elden geçiriyor. Tam bu sırada bir şey oluyor. Rahatsız edici bir şey. Eğilmiş, mermer yüzeyi paspaslarken ayakkabılarından parça parça çamur saçarak yürüyen adamı görüyor. Merdivenlerden başlayarak adamın girdiği tuvalete kadar ilerleyen çamurlu izi takip ediyor. Adamın çıkmasını bekliyor. Adam içerde ara sıra alaylı alaylı gülüyor. Sinirlerinin sertleştiğini hissediyor. Adam çıkıyor. Yüzünde aşağılayıcı bir ifadeyle konuşmaya başlıyor. İnsanların pisliklerini temizlemek için burada değil misin, benim de temizlenmesi gereken şeylerim vardı, diyor. Bunun için para almıyor musun oğlum, ben pisleteceğim sen temizleyeceksin, diyor. Ayakkabılarındaki çamuru mermere sile sile yanından geçerek yürüyor. Adama, hem ortalığı pisliyorsun, hem de neden gülüyorsun, diyor. Adam yine sırıtarak, işin ne kardeşim, işin bu değil mi, diyor. İçi aniden kabarıyor, adamın sırıtması şakağındaki damarı ortaya çıkarıyor. Sırıtma, diyor. İşte o an. Adam onun kutsalına saldırıyor. Azim in kabuğu çatlıyor. Sonra Paspasın püskülünü sapından ayıran metal düzeneği ayağıyla yavaşça açıyor 27

30 Mustafa Aplay İyi Madem Evden çıkarken aklımda bin düşünce hepsi iç içe ve halkalar halinde. Dün edebiyat ödevi için yazdığım şiirin berbat bir karalama mı yoksa dünyanın en harika şiiri mi olduğuna bir türlü karar veremiyorum mesela bir tanesi bu. Bir tanesi de şeytandan yine aynı şeyleri söylüyor ulan yemeyeceğim derken halka büyüyor halka büyür kuraldır bu efendim her şey her şeye karışır. Kedi yüzüme bakıyor çok tedirgin hava soğuk ve bir koku var sekiz yaşımda annemin beni futbol okuluna bırakmasının kokusu. Her şeyin bir kokusu olması ve zaman zaman böyle aniden ortaya çıkıvermesi acayip şeyler düşündürtür bana Allah hakkında. Şaka mı yapıyor acaba bize derim ama içimden tabii böyle şeyler söylenmez ulu orta gerçi bana kimse bir şey demez istediğim gibi konuşurum ben. Kediyi okşamak istiyorum efendim herkes ister bunu ama niye koşuyor bu derken ben de arkasından gidiyorum nereye kaçıyorsun ulan altı üstü bir dokunmak istiyoruz tüylerine diyorum Kedi kaçıyor ama nereye kaçıyor tamam lan tamam istemiyorum yola çıkma nereye gidiyorsun aaa o da ne bir cıyaklama sesiyle birlikte toprağı bol olsun efendim kanlar akıyor kanı görünce de hiç dayanamam bayılacak gibiyim. Hızlı hızlı yürüyorum sanki onu ben öldürmüşüm gibi benim de suçum yok değil aslında böyle deyince yüreğim sızlıyor. Ne yaptım ulan ben diyorum ve koşmaya başlıyorum kedi öldü benim yüzümden ne güzel de tüyleri vardı zavallının. Kediyi ben öldürdüm diyorum şoförün hiçbir kabahati yoktu birazcık kedideydi suç birazcık bende ama o öldü peki ben ne yapacağım ağlamaklı oluyorum öfke saçıyorum kendime. Daha hızlı yürüyorum ve iç sesimle konuşuyorum ya da iç seslerimle hayır diyorum ben onu öldürmek niyetiyle yapmadım bunu o yüzden bir katil değilim ben olsa olsa hatalı denebilir bana her insan hata yapar üstelik ölen nihayetinde bir hayvan efendim insan değil. Böyle şeyler söyleniyor karşılık veriliyor sen katilsin deniyor kediyi kovaladın ve arabanın altında kalmasına sebep oldun bir can aldın utanmadan kendini haklı çıkarmaya çalışma. Çok şey söyleniyor ben daha hızlı yürüyorum halkaya bir de kedi ekleniyor şimdi bir kedi ve bir vicdan azabı. İçki şişelerini de atmışlar kenarlara bu kadar da andaval olunmaz efendim hep söylüyorum geçerken yine söyleyeyim şeytan diyor bul bu ayyaşları bul sok şu şişeleri Aaa şeytan başka şeyler daha söylüyor dünyada sarhoş olmadan yaşanır mı diyor bak sen yaşayabiliyor musun diyor o halde Allah bunu bildiği halde neden yasaklamış içkiyi diyor şeytan farklı bir numara bu sefer fakat hiç havamda değilim seninle tartışamayacağım vardır bir hikmeti deyip geçiyorum bazen yaparım böyle. Okula giriyorum insan yüzleri var gülümseyen somurtan babası ölmüş insan yüzleri var nerede görsem tanırım aynada görsem tanırım mesela babası bir fabrikada boynunu makineye kaptırmak suretiyle 32 yaşında feci bir şekilde ölmüş insan suratını da. Kedi katiline benzeyen kimse de göremiyorum tam da bilmiyorum aslında kedinin ölümüne sebep olmuş bir adamın yüzü nasıl güler nasıl ekşir ve nasıl görünür hiç tanımadığı birine. Tekrar boğulacak gibi oluyorum terliyorum katil değilim ben diyorum ve Felak Nas İhlas okuyorum giriyorum sınıfa. En arkada yerim var benim oraya oturuyorum kaynaştırıyorlar beni diğerleriyle ne demekse bu hiç anlamadım ulan insanın kaynaştırması mı olurmuş insan insandır diyorum. İlk ders Matematik test dağıtıyor hoca anlamsız sayılar canım çok sıkılıyor kedi aklıma geliyor sabahki kokuyu düşünüyorum. Annemin beni futbol okuluna bırakmasının kokusu babam futbolcu olmamı istermiş ben de çok isterdim ama olmadı yeteneksiz yaratmış Allah beni işte bunun kokusu. Bayramlarda babamın yanına gidince hala özür diliyorum babamdan futbolcu olamadım diye bazen düşünüyorum utanıyor mudur 28

31 acaba benden diye. Allah gösteriyor mudur acaba ona benim matematikten 0 alışımı. Bazen beni diğer öğrencilerden ayırıp öyle sınava sokuyorlar acaba gösteriyor mudur bunu da? Ama ben de her gün İhlas Felak Nas okuyorum herhalde göstermiyordur ama aynı zamanda katilim ulan ben acaba babam görmüş müdür bu yaptığımı senin gibi bir oğlum olduğu için utanıyorum demiş midir ve böyle bir çocuk yetiştirdiği için Allah tan af dilemiş midir böyle şeyler düşünüyorum. Boğulacak gibi oluyorum o kadar çok düşünce aynı anda beynimdeki şeytan kedi koku babam ve Selin mesela. Selin en önde oturuyor en uzak yerinde bana sınıfın ve dünyanın size ondan da bahsedeyim efendim şimdi böyle kıvrım kıvrım saçları vardır ve kocaman gözleri ama hepsinden öte bir gülüşü vardır sanırsınız bahar geldi ki her gülüşünde de bir bahar getirir bana ellerini yanaklarına koyar işte bu da yaşamaktır efendim başka ne olsa gerek saatlerce izlerim bana kızmayacak olsa ve asla çekme ellerini yanaklarından derim ama kızar belki de kızmaz bilmiyorum niye anlatıyorsam bunları. Anladım hocam anladım diyorum başım açıldı kanıyor fakat umurumda bile değil rezil oldum durduk yere Selin e onu düşünüyorum haftaya doğum günü var onun ve hediye almam lazım onu düşünüyorum iki ders sonra yazdığım şiiri okuyacaktım Selin için yazdığım ama onun bilmediği çiçeklerden bahsettiğim ve Selin den onu düşünüyorum. Sonra babamı düşünüyorum ve her şey her şeye karışıyor lavabodan çıkayım diyorum ama çıkamıyorum kayıyorum kalkıyorum ve sonra tekrar düşüyorum şiir de okuyamadan diyorum seni seviyorum da diyemeden diyorum Allah ım hayır diyorum hayır şunları söyleyeyim en azından şiirimi okuyayım ona sana öylesine aşığım ki diyeyim sen her güldüğünde çiçekler açıyor gönül bahçemde diyeyim Allah ım izin ver ve affet beni kedi nerede babam dönüyor bulanık her şey her şeye *** İnsan kafası kanadı diye ölür müymüş lan yıl olmuş Tıp bilimine inanan sınıf arkadaşlarının sözüdür bu annesi ise hiçbir şey söylememiştir gülmüştür sadece ve akıl hastenesine yatırılmıştır onun haricinde her şey olağan. Dünya aynı kalmıştır efendim ve şöyle şeyler de olmuştur mesela. Acaba bu doğum günü kutlamasını yapmasak mı demiştir Selin. Nedenmiş o demiştir yakın arkadaşı Bade tuhaf bir ifade takınarak. Bizim sınıftan bir çocuk öldü ya geçen hafta denmiştir ve hiçbir şey değişmemiştir ruh hallerinde Arkadaşın mıydı diye sormuştur Bade ve Yoo değildi kimsenin arkadaşı değildi diye cevap verilmiştir ve ardından arkadaş tavsiyesi gelmiştir kıvrım kıvrım saçlı kocaman gözlü kıza. Tamam o zaman boşver canım Allah rahmet eylesin ama ölenle ölünmez sonuçta doğum günü de her zaman olmaz denmiştir Selin in kafasına yatmıştır bu ikna olmuştur ve İyi madem demiştir hepsi bu kadar. Sana öylesine aşığım ki sen her güldüğünde güller açıyor gönül bahçemde denmemiştir ya da Seni seviyorum. İyi madem denmiştir sadece. İyi madem. Hayat böyledir. 29

32 Sedat Cereci Sanırsın Gerçek Rüyasında, durumunu bir ilişkisi var diye görmüş, çok canı sıkılmıştı. Oysa ilişkisi yoktu ya da öyle sanıyordu. İlişkisi olsa hemen durum değişikliği yapardı. Rüyanın gerçekle bir bağı var mı? Düşündü, simulakralarla mı yaşıyorlardı? Çatı katındaki odasından aşağı indi. Ev çok sessizdi. Bir tek kendisi vardı sanki. Akşam Erzurumlu İbrahim Hakkı dan bir şey paylaşmıştı, var olmakla ilgiliydi ama hatırlayamadı. Okumak lazım diye düşündü, Şehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi okumalıydı belki. Jean Paul Sartre ile eş zamanlı. Geceyi hatırladı, sabah olmak bilmemişti. Her zamankinden uzun sürmüştü gece. Horozlar bile ondan çok uyumuşlardı muhtemelen. Arkadaşının söylediği sözleri hatırladı. Kafasında dönüp dolaşmıştı o sözler. Üç kuruşluk çıkar için ikiyüzlü davrananları aşağılıyordu. İsim vermemişti ama sanki kendisini kast ediyor gibiydi. İmalı konuşmuştu. İkiyüzlülüğe değil de aşağılayıcı sözlere takılmıştı. Çok zoruna gitmişti. Grupta yazılan her şeyin çok ciddiye alındığını düşünüyordu. Sabah, oğlan evden çıkarken, kendisini okuldan alıp almayacağını sordu babasına. Adam çok dalgındı. Kafası hala akşamki meseledeydi. Birden silkindi. Elinden telefonu düşürdü. Oğlan çıktı o sırada. Servis gelmişti. Çocukla ilgilenmedi. Hemen dağılan telefonunu toplamaya çalıştı. Bir yandan da söyleniyordu. Kadın da hemen yanında, elindeki telefonda ileti göndermekle meşguldü. Ne kocasına baktı, ne oğlana. Öğretmen öğrencilerden, kâğıda kendilerini ifade eden bir şekil çizmelerini istedi. Bütün öğrenciler emoji çizdiler. Kimi gülen, kimi sinirli, kimi şaşkın Telefon veya mail ile ileti gönderirken de hep emoji kullanıyordu çocuklar. Çok seviyorlardı onları. Hem anlamlı, hem eğlenceliydiler. Sanki gerçek ruh halleri gerçekten emojideki gibiymişçesine. Ya da yeni kuşaklar emojilerin gerçekten gerçeğin yansıması olduğunu sanıyordu. Adam telefonunu toplar toplamaz bir hışımla kapıdan çıkıp gitti. Kadın hala ileti gönderiyordu. Hünkarbeğendi tarifi bile bu kadar uzun sürmezdi ama, demek ki önemli bir konu vardı. Belki kuaförü, saçını boyadığı boyanın tonunu değiştirmek istiyordu, belki oğlanın öğretmeninin aldığı bluzun aynısından kalmamıştı, belki apartman yöneticisinin sözünü ettiği balkondan halı silkeleyenler kendi üst komşularıydı Ne kadar çok sorun vardı dünyada. Dünya, safâ evi değil sanki çilehaneydi. Oğlan okulda telefonunu elinden bırakmıyordu. Bütün öğrencilerin telefonu vardı. Hiç birinin defteri ve kalemi yoktu. Öğretmen ders anlattıkça sürekli videosunu çekiyorlardı. Öğretmen yeni bir kitaptan veya bilmedikleri bir kavramdan söz edince, hemen telefondan internete girip ne olduğuna bakıyorlardı. Öğretmen ara sıra da şakalar yapsa, absürt sözler söylese daha eğlenceli olacaktı ama Öğleden sonra kadınlar kahve içmek için toplanmışlardı. Sıcak suda çözünen işlenmiş kahve içiyorlardı. Kimsenin cezvede Türk kahvesi yapacak zamanı yoktu. Herkes elindeki akıllı telefonlarla sosyal medyayı izliyordu. Telefonlar çok akıllıydı. Sahiplerinin yüzlerini 30

33 bile tanıyabiliyorlardı. Muharrem ayındaydılar. Herkes aşure görüntüleri paylaşmıştı. O kadar cazibeliydi ki aşureler, insanın canı çekiyordu. Kayısılı, incirli, üzümlü, tarçınlı, cevizli, fındıklı Sosyal medya aşure deryası gibiydi. Nefisler kabarmıştı. Ama ortada aşure yoktu. Herkes yutkundu. Akşam adam eve geldiğinde kadın, tuvalet kâğıdı alıp almadığını sordu. Adam unuttuğunu söyleyemedi. Eskiden taharet bezi vardı. Yıkar yıkar bir ömür kullanırdın diye düşündü. Kâğıt havlu yerine de peşkir vardı. Pamuk dokumadan. Anneler peşkirin kenarına dantel işler veya kanaviçe yaparlardı. Belki ileride elektronik tuvalet kâğıtları da çıkar diye düşündü. Ama nasıl olabileceğini muhayyilesinde canlandıramadı. Yemek var mı? diye sordu adam. Çok acıkmıştı. İnternetten pizza siparişi verdim dedi kadın. İnternette tereyağlı, peynirli, cevizli ev makarnası yok muydu acaba. Adam bir iç çekti. Antredeki koltuğa çöktü. Liseye giderken okul dönüşünde, evde anasının yaptığı yemekler geldi aklına. Sucuklu kuru fasulye, bulgur pilavı, lahana turşusu, fellah köftesi, kabak dolması, yoğurtlu semizotu, analıkızlı Kadının telefonu sinyal verdi. Oğlan ileti göndermişti. Beden Eğitimi Dersi öğretmeni spor ayakkabısı istemiş. Renk ve marka vererek. Hatta alacakları AVMnin ve mağazanın da adını söyleyerek. İnternetten sipariş verince eve kadar geliyormuş. Adamın canı sıkıldı bu işe. Ancak gece kafasına taktığı konu kadar sıkılmadı. Eskiden heyecanla çarşıya çıkılır, tek tek dükkânlar dolaşılır, beğenilenler denenir, pazarlık yapılır, hoşbeş edilir, bazen alınıp bazen almadan gelinirdi. Bazen de esnafa borçlu kalınırdı. Akşam yemeğinden sonra annemlerle görüntülü görüşme yapacağız dedi adam. Kaç haftadır görüşmedik. Geçen yıl bayramda internetten görüşmüştük ya dedi kadın. Ama sık sık hatlar kesilmişti dedi adam. Artık yalnızca elektronik ortamda görüşüyorlardı. Baba zaten felçli, anne de diyabet hastasıydı. Görüşmelerde hastalıktan başka bir şey konuşulmuyordu. Kadın çok istekli değildi zaten konuşmaya. Hep adam konuşuyordu. Biraz da torun. Derken oğlan okuldan geldi. Hemen oyun konsoluna koştu. Her gün 1 saat oyun oynama hakkı vardı. Oynadığı oyunları hep kazandığı için kendini çok güçlü ve başarılı hissediyordu. Oyunlardaki bütün canavarları ve yaratıkları yok edebiliyordu. Ancak sitenin içindeki markete ekmek almak için gitmeye korkuyordu. Marketten ekmek alma oyunu yoktu çünkü. Tam da internetten film indirip izlemeye hazırlanıyorlardı ki kapı çaldı. Karşı komşular maaile gelmişlerdi. Bir mâniniz yoksa bir çay içmeye geldik dediler. Adam, kadın, oğlan hepsi şoka girdiler. Haber vermeden, aramadan, çat kapı nasıl gelinir? Mobil telefon var, internet var, sosyal medya var. Linkler var, ağlar var, elektronik bir dünya var. Nasıl oluyordu böyle? Çat kapı? Mahalle yaşamı gibi? Ay ben şok dedi kadın. İki taraf da bir süre donmuş gibi beklediler. Bunu hiç beklemiyorlardı. İnsan karşı komşusunun kapısını da teklifsiz çalamaz mıydı? Bu toplumun geleneğinde yok muydu bu? Samimiyet, güven, saygı ve sevgi. Hani sosyal medyada herkes sevgi sözcükleri paylaşıyordu. Mevlana dan Yunus Emre den, Pir sultan Abdal dan, Hacı Bektaş Veli den geçilmiyordu sosyal medya. Herkes iyilikten, sevgiden bahsediyordu. Herkes iyiliğin timsali, sevginin kaynağıydı. Herkes öyle sanıyordu. 31

34 Ayşegül Genç Son Kuşlar Aylan a ve ülkemin kıyıya vurmuş tüm çocuklarına Geldin. Yoktu. Kumlara Son Kuşlar kitabını koydun. Oturdun. Sonbaharda iç ve dış turizm şirketleri doğanın gerdanından ellerini çekip izne ayrıldığında ve insanlar tatil sandıkları hastalığı, evlerine varıp sağaltmaya çabaladıklarında, sezon bittiğinde, kırık şezlong öbekleri sahilde yükselmeye başladığında Yüksek sesli müziklerin, motor seslerinin, fütursuzca kahkaha atanların, denize pat küt atlayanların, nemden daralan nefeslerin, gürültüsü; tuzdan kaşınan son köpeğin hırıltısına eklenip bittiğinde Deniz insanı aşıp kuma kavuşunca, yalnızlık yalnızlığa ulaşınca, kabaran dalgaların önünde kendinden başkasıyla karşılaşmadığında Buzdolapları olmadığı için içerledi Ahmet. Herkesin evinde buzdolabı vardı, onların evinde yoktu. Fırın zaten yoktu. Heveslenip bir çekyat almışlardı, o da hemen bozulmuştu yine de duvara dayayıp divan olarak kullanmaya devam etmişlerdi. Duvarda küçük gömme bir dolap vardı. Kapakları çivit rengi. Kulplarına dolanmış eski bir don lastiği iki kapağı bir arada tutuyordu. Dolabın bir tarafında önemli mi önemsiz mi olduğuna karar verilememiş evraklar, diğer tarafında Ahmet in okul defterleri ve ikinci el üniversiteye hazırlık kitapları. Evin umut vaat eden tek bölmesi bu dolaptı ve onu da eski bir don lastiği tutuyordu. Odanın köşesinde kare şeklinde suluk denilen beton bir zemin vardı. Geceleri suyun akıp gittiği borudan cılız bir ışık sızardı. Çitler kırılmış, cankurtaran kulesi terk edilmiş, fileler yırtılmış, kırık şemsiyeler yırtık brandalar eski bir afiş gibi tozlanmış; insan elini çekmişse sahilden Bir genç kızın demir iskeleye sıkıştırdığı rüzgârgülü avara dönüyorken, bakımına gerek kalmayan palmiyeler rüzgârla uzlaşıyorken Yiyip içmeler, esneyip tıksırmalar şehrin koyu gölgelerine taşınmışken, banklara kazınmış isimler alfabede yerlerini aramaya koyulmuşken Soğuktan içi titredi Ahmet in. Diğer odanın yüklüğünden ablaları yorganları bir bir getirip sobaya tutarak ısıtmaya çalışırlardı her gece. Yan yana dizilen yataklara kardeşleri nasıl sığacaklarını bilmeden, bu bilmeyi düşünmeden, herhangi bir düşünceyi başlarından savuşturmadan, sıralanırlardı. Ne soba yanı ne pencere yanı isterdi Ahmet. Ama ortada yatmak da istemezdi. Bir yüze bakarak uyuma fikri onu bunaltırdı. Uyuyan yüz yolun ortasında duran bir mezar gibiydi. Sağından solundan geçenler anlık bir duraksama yaşar, ömürlük koşturmacalarına devam ederlerdi. Bir mezar ucu, bir soba yanı, bir pencere kenarı derken evin en çok hastalanan ferdi yine o olurdu. Annesi bazen onu suluktan tarafa yatırmak ister Ahmet şiddetle reddederdi. Ebesinin ölmeden önce söylediği sözler onu korkuturdu. Orda şeytanlar oynaşır derdi ebesi. Besmelesiz basan çarpılır. Elini ayağını hızlı yıka. Orda oyalanılmaz. Konuşulmaz. Sofra bezine üstünüzü iyi çırpın, ekmek, börek kırpıntısı üzerinizden suluğa düşer de iflah olmazsınız. Denizle aranıza girenler bir bir çıktığında, sahil boşalıp sararmış yapraklar denize doğru uçtuğunda, onarılmamış gezi tekneleri kıyıyı kaplayan yosunlar bir harabenin son rötuşlarını yaptığında, her şey kendi sonbaharına kavuştuğunda Terkedilmiş bir sahilde terkedilmiş biri gibi gözlerini ufka doğru diktiğinde, gözlerin bir gemiyi aradığında, gözlerin mavi sularda yitirilmiş, örselenmiş o gemiyi aradığında, kurşunlanmış, acıtılmış, kanatılmış o gemiyi aradığında Bir 32

35 sağa bir sola dönüp durdu Ahmet. Kardeşleri açlıktan mı yavan ekmeği çok yemekten mi belli olmayan bir sancı ile boğuşurken, ablaları örgülerini birbirlerine çözdürüp soğuktan morarmış ellerini koltuk altlarına sokup yatağa bir kalıp gibi devrilirken, annesi dışarıdan doldurup getirdiği güğümü coss diye sobanın üzerine indirirken Ahmet üniversite hazırlık kitabını sehpaya koyar herkesin uyumasını beklerdi. Lakin üşüyenler, yorulanlar, karnı ağrıyanlar ışığın sönmesiyle rahata ereceklerine inandıkları için Ahmet in ders çalışmasına söylenmeye başlarlardı. Cık cıklar, oflar, yorganın içinden bir anlığına fırlayan kızgın bakışlar, hadi artıklar, kazanacak sankiler havada uçuşurdu Ahmet tüm bunları önemsemez asıl tepkinin gelmesini beklerdi. O tepkiye kadar kaç soru çözerse kâr bilirdi. Dış kapının anahtarı kilidin içinde dönünce, bir kedi miyavlayıp arka bahçeye kaçınca, boğuk bir öksürük bir yumruk gibi kapının tahtasına inince Ahmet nefesini tutup yatağına gömülürdü. Babası gürp diye odaya girip küfürler savurup yanan ışığı kapatıp karnı ağrıyanları, canı sıkılanları, üşüyenleri bir korkunun önünde eşitleyiverirdi. Babası nerede yatar, hangi yastığa yaslanır bilmezdi Ahmet. Bazen uykunun ortasında bir su sesi duyar, suluğun oluğundan sızan ışık huzmesinde çömelmiş çıplak bir bedenin yıkanışını görür utançla başını yorganına gömerdi. Bir dalga iner bir dalga çıkar, bir bulut susar, bir bulut ağlar. Müşterisi kalmamış işletmelerin esmer garsonları turistlerden daha yabancı bulurlar seni. Yanlış ve eksik bulurlar. Bu harabeye bu yanlışlık yakışır. Çay soğur, yakışır. Kapıların ardında, denizin bu tarafında, savaşın kıyısında, ucundan kıyısından zulme karışmamak için burada, bu insan durur. Sahilde kalan son cam kırığı yaşadığın coğrafyanın ta kendisi olur! Nefes alamadığını hissetti Ahmet. Evdeki bunca kalabalık yetmiyormuş gibi bir gün ablası komşudan getirdiği kafesi asmıştı duvara. Ceyran yapmayan yere as demişti komşu. O da evin en kuytu köşesine asmıştı. Odanın bir köşesinde şeytanlar oynaşırken bir köşesinde cennet bağının bülbülleri gibi iki kuş ötüşür olmuştu. İkide bir kafesi yere indirir, kuşun renklerine, boncuk gözlerine bakıp yerine asarlardı. Buna bir de suluk lazım demişti ablası. Küçüklerden biri suluğu var ya demişti. O değil, yıkanacağı bir kap, kafesin kapısını açıp göstermişti, buraya tutturulacak. Cennet bağının bir köşesinde kuşlar ötüşürken diğer yanında şeytanlar oynaşmaya devam edecek yani diye düşünmüştü Ahmet. Ya da insan cennet bağını her zaman şeytanın imarına açabilir. Ertesi gün bir suluk bulup gelmişti, kendi elleriyle kafesin kapısına takmıştı, kafeste cumba gibi bir çıkıntı oluşmuştu. Lakin sınav tarihi yaklaşınca, babası boş işlerle uğraşmasın diye kafesi tutmuş bahçeye fırlatmış, kafesin kapağında suluk takılı olduğu için kuşlar kaçıp kurtulamamış, tellere çarpan kuşlar bir süre sonra can vermişti. Ahmet Mersin de iki yıllık bir üniversite kazanınca babası bu yaptığının ne kadar doğru olduğunu kendi içinde pekiştirmiş, oğlunu alnından öperek otobüse bindirmişti. Geldin kumlara oturdun. Yoktu. Hava soğuktu. Uçmasın diye şapkanı iki elinle tuttun. Hayır, başını iki elinin arasına almak için sebep uydurdun. Kumu avuçladın, Aylan ı andın, ufka dolandın. Kim bilir nerede buluşacaksınız onunla. Ne zaman aynı gemiyi bekleyeceksiniz. Ne zaman deniz denilince aynı şeyleri düşüneceksiniz. Umudunu kaybedersen sen de bu harabenin bir parçası olursun. Terazi nasıl ikiye ayrılıyorsa, deniz de ayrılıyor işte ikiye. Ayırmak için değil, uzaklaştırmak için değil, iki farklı yakada kalın diye değil. Musa gibi yürüyün diye. Derinden. Birlikte. Ahmet in Mersin de kaldığı yurtta saçları yol yol döküldü. Attığı her taş çizginin üzerinde kaldı, yanan hep Ahmet oldu. Evini özledi, kardeşleri tarafından atıldığı bir kuyu gibi 33

36 ağzını açan yatağını özledi. Çatıdaki tahta oluktan akan suyun şıpırtısı ile sulukta oynaşan şeytanların fısıltısını bastırdı. Hayalinde bunu başardı. Lakin arkadaşlarının gözünde sudan korkan bir çocuğun ötesine geçemedi. Ahmet arkadaşları ile inatlaşıp bir karış suda boğulunca, babasının kalbi acıdan yufka gibi incecik oldu. Konu komşudan utanıp, bu devirde banyo olmaz mı diye çıkışanlara gücenip, odanın köşesindeki suluğu baltayla kırdı, arka odanın yan duvarından bir banyo çıkarttı. İçine gözü yaşlı annesi eski bir soba kurdu, üzerine bir güğüm iki ibrik sıraladı. Duvarın yarısına kadar muşamba çekti. Banyonun ortasına bir tabure iteledi. Geldin, kıyıya vurdun. Yoktu! Denize baktın, Aylan ı çağırdın, Musa yı andın, tutunmak için belki bir asa aradın. Yoktu. Kafes açıldı. Denize doğru kuşlar havalandı. Birbirinden habersiz kuşlar Son kuşlar 34

37 Özkan Yüksel Demir Kiraz Kiraz, hem de demir kiraz. Köyde sadece Fahri dayının bahçesinde var. Tam sınırda. İri gövdeli, iki yana açılan kocaman dalları olan bu kiraz ağacı meyvesini tırpan zamanı verir. Küçük bir sepetim var. Herkes çalışırken gizlice ağaca çıkar, hem yer hem toplarım. Toplarım dediysem, kendime. Bu kirazı benden başka kimse yemez zaten. Aman deden görmesin ha! Oğlum git başka yerde yesene şunu. Ağaca mı çıktın yine? Deden duyarsa karışmam. Her defasında niye söyletirsin ki? Dedemin bu kirazı görmemesi lâzım. Kıyamet kopar yoksa. Bunu herkes bilir. Demir kiraz sert olur. Isırdın mı çatırt diye ses çıkarır. Tepesi kırmızı, alt tarafı pembemsidir. Tadı desen bal bal. Kapı eşiğine bağdaş kurup oturuyorum. Sepeti önüme çekip tam ziyafete başlayacağım, annem söyleniyor. Yusuf niye laf anlamıyorsun. Yapma böyle. Üstelik yemek vakti. Deden gelir birazdan. Gidip gözden ırak bir yerde yesen ya şunu! Dinlemiyorum annemi. Hep aynı şeyleri söylüyor. Ben de her zamanki gibi aynı soruyu soruyorum. Niye, niye? Bu sefer biraz daha yüksek sesle. Boş ver niyesini, deden kiraz sevmez işte. Görünce dayanamıyor biliyorsun. Laf dinle laf. Omuz silkip zevkime kaldığım yerden devam ediyorum. Bir kiraz alıp parmaklarımın arasında gezdirdikten sonra havaya atıp ağzımla kapıyorum. Çatırt. Gelsin de gör, kıçında sopanın izi çıksın da gör. Kirazın çıngıllarını ağzıma yaklaştırıp en iri olanı hüp diye dudağıma yapıştırıyorum. Isırıp dişlerimin arasında azar azar eziyorum. İnanılmaz bir tat. Çekirdekleri iyice somurduktan sonra tuuu diye evin önüne doğru fırlatıyorum. Arada neneme bakıyorum. Ahretlik hiçbir şeye karışmaz. Öyle mahzun mahzun oturur köşesinde. Çok az konuşur. Tespih çeker durur. Neneee bir bak hele. diyorum. Gözleri kapalı. Dudağında hafif bir mırıltı. Dedem kirazı niye sevmez? Bir an duraksayıp gözlerini hafifçe açıyor, sonra zikrine kaldığı yerden devam ediyor. Niye kimse bana cevap vermiyor? Sanki cevap vereni asacaklar. Allah ın nimeti yahu, niye sevilmesin ki? Zehir değil ya! diye söyleniyorum. Söyleniyorum da beni dinleyen mi var? Bu sefer çekirdeği en uzağa atmalıyım. İçimden sayıyorum. Bir, iki, üç; tuuuu. Çekirdek dedemin önüne düşüyor. Suçüstü yakalanıyorum. Dedem sinirlenince kekeler. Sepeti kaptığım gibi kaçıyorum. Aynı olayı defalarca yaşamaktan bıkmışım. Evin köşesinden kafamı uzatıp Dedeee! diye sesleniyorum. Dedem kafasını çevirir çevirmez, çatırt. Ben sana gösteririm deyip aranıyor. Sağa sola bakıyor. Ceplerini karıştırıyor. Atacak bir şey bulamıyor. Bu sefer biraz daha yaklaşıp sırıtıyorum. Çatırt. Deli oluyor. Kirazı neden sevmediğini anlatmazsan hepsini karşında yerim. diyerek tehdit ediyorum. Beni yakalayamaz, biliyor. Pire gibiyim. Çatırt. Yapma dedim sana. Söz ver. Anlatacaksın. Kirazı niçin sevmediğini anlatacaksın. Anladık kirazı sevmiyorsun. Kiraz da beni sev, beni sev diye yalvarıyordu sanki sana! Dedem iyice sinirleniyor. Öte taraftan annem avaz avaz bağırıyor. Oğlum kime çektin sen? Nasıl konuşmak öyle? Ayıp, ayıp. Bana ne, bana ne. Anlatmazsa akşama kadar kiraz yerim karşısında. Dedem bir hasbinallah çekip cık cık cık diyerek çeşmeye doğru yürüyor. Biraz sonra sofradayız. O kadar kiraz yemişim. Daha yemek yer miyim? Kaşığı çorbaya 35

38 batırıyor, sonra havaya kaldırıp çorbayı tekrar döküyorum kâseye. Annem kaş göz işareti yapıyor. Omuz silkiyorum. Sofradan tam kalkacakken dedem yüksek sesle Otur! diyor. Zınk diye kalıyorum yerimde. Yüksek sesle Kiraz hikâyesini gerçekten merak mı ediyorsun yoksa sırf beni kızdırmak için mi böyle yapıyorsun? diye soruyor. Valla dede ekmek çarpsın merak ediyorum, iki gözüm önüme aksın merakımdan, surdan şuraya gitmek Tamam, tamam anladım. Akşam Salaç a gel, anlatırım o zaman. diyor. Sofradakilerin gözü ayrılmış, dedeme bakıyorlar. Nenemle annem göz göze geliyor. Nenem iç geçiriyor, sonra hiçbir şey yokmuş gibi yemeğe devam ediyorlar. Salaç a girdiğimde dedem akşam namazını kılıyor. Ben de namazı bitene kadar şöyle bir etrafı süzüyorum. Sonra yatağının ucuna oturuyorum. Yatağın baş tarafına çerçevesiz bir İstanbul fotoğrafı asılmış. Altında Sultanahmet yazıyor. Yüzülmüş hayvan derisi kadar büyük. Fotoğrafta yukarıdan gelen bir tren, etrafta insan kalabalığı, kalabalığın içinde uçuşan güvercinler, köşe başlarında simitçiler ve arkada bütün ihtişamıyla Sultanahmet Camii. Hepsi kanlı canlı gibi. Elimi uzatsam beni çekip içlerine alacaklar sanki. Dedem bir ara İstanbul a çalışmaya gitmiş. Dönerken hatıra niyetine bu fotoğrafı getirmiş. Bazen bu fotoğrafa uzun uzun bakıp iç geçirdiğine şahit olmuşumdur. Dedem, namazı bitince yanıma gelip oturuyor. Saçımı karıştırıp Kirazcıııı! Demek bir şeyleri öğrenme vaktin geldi ha, biraz daha büyüsen iyi olurdu ama neyse. diyor. Ben, biraz önce girdiğim hayal âleminden başka bir âleme koşacak olmanın heyecanıyla gözlerimi pörtletince Tamam, tamam ama kimseye anlatmak yok. Anlaştık mı? deyip derin bir nefes alıyor. O gün dedem belki de yaşıtlarım arasında benden başka kimsenin bilemeyeceği bir sırrı sermişti önüme. Bir sonda tükenmeyecek bir hayatı, hayatım(ız)ı Ben buralara iki kadim dostumla geldim evlat. Biri yalnızlık, biri de yoksulluk. Gördüğün ne varsa nice zahmetlerle oldu. Çok sıkıntı yaşadık. Çok çile çektik. Nenenle bizim ikinci evliliğimiz. O kocasını ben de karımı daha gencecikken toprağa verdik. Ben yoksuldum. Nenene ise kocasından epeyce bir tarla kalmıştı. Nenenin kardeşleri var ya, kocasının daha kırkı çıkmadan leş kargaları gibi üşüşmeye başlamışlar bağa bahçeye. Nenenin haberi olmadan yerleri bile paylaşmışlar kendi aralarında. Geriye bir neneni ikna etmek yani kandırmak kalmış. Tekrar evlenir korkusuyla, biz sana da çocuklarına bakarız diye aklını çelmeye çalışmışlar. Üç çocuklu dul. Tarlaya mı gitsin, hayvanlara mı baksın, çocukların peşinde mi koşsun? İki arada bir derede kalmış tabi. Allah mekânını cennet eylesin bir Şaziye Hatun vardı, uzaktan akrabamız olurdu. Nenene, tek başına idare edemezsin, kardeşlerin sana gün yüzü göstermez, gel seni evlendirelim demiş. Beni söylemiş. Anlatmış durumu. Birbirinize yaren olun, yeniden yuva kurun diye öğütlemiş neneni. Nenen tarlayı tapanı, üç yetim yavrusunu düşünmüş, olur demiş. Benim çocuğum yoktu. Şaziye Hatun; kız dürüst, ağzı var dili yok. Hem sana da sevap olur. Bağı bahçeyi ekin, biçin yeter size. Geçinip gidersiniz. Ben kefilim her şeye deyince ben de he dedim. Ahalinin sonradan haberi oldu evlendiğimizden. Kızılca kıyamet koptu. Herkes karşı çıktı. Özellikle kardeşleri bizi ayırmaya çok uğraştılar. Ele ele, sırt sırta verip aştık bütün sıkıntılarımızı anlayacağın. O Fahri var ya o Fahri en çok o çektirdi bize. Diğerlerine biraz tarlalardan verdik, çekildiler kenara. Ama bu var ya bu, hiç hale yola gelmedi. 36

39 Ben buralara geldiğimde aha bu gördüğün bütün bahçeler dikenlik, çalılıktı. İnsan giremezdi içine. Bir yandan dikenlikleri, çalılıkları temizledim, bahçe yaptım. Bir yandan da aha bu deyyusla uğraştım. Ne yaptı sonra? Çöreklendi istediği yere. Biliyorsun, meyvelere karşı ayrı bir merakım var. Bahçelerimiz türlü meyvelerle dolu. Buraları yeni yeni düzenlediğim zamanlardı. Kasabaya indiğim bir vakit fideciye uğramıştım. Benim meyve fidelerimi sevdiğimi bilen fideci, Yakup Ağa elimde bir tane Amerikan Lambert kiraz fidesi var. Yurt dışından sayılı gelmiş. Şehirde birinden aldım. Al dik. Bana dua edersin, dedi. Çok methetti fideyi. Ne bilirim ben Amerika sını Lambert ini. Düşündüm. Çekici geldi. Sadece bende olacak. Zamanın parasıyla epey de para verdim ha. Evin aşağı tarafına diktim. Dede yoksa bu kiraz demir kiraz mı? Ama o ağaç? Sabret evlat, sabret. Dedem anlattıkça merakım artıyor, anlamlandıramadığım bir his kinle karışarak içimin kuytularında dolaşmaya başlıyordu. Üçüncü senesinde bir kiraz verdi ki bu fide görenler inanamadı. Tadı desen o biçim. Gelen yedi, giden yedi. Hem sert hem iri hem de çok tatlı. Nasıl oldu bilmiyorum, adını söylemek zor ya; sertliğinden olsa gerek bizim köylüler demir kiraz dedi bu Amerikan Lambert e. Çok uzatmayayım. Zaman geçti. Kiraz ağacı büyüdü, dal budak saldı. Bizim çocuklar da haliyle. Geçmiş zaman, bir şey unutmuştum evde. Alıp bahçeye geri dönecektim. Tam eve varmıştım ki Yusuf un çığlığını duydum birden. İçim cız etti. Yusuf kirazı çok severdi. Senin gibi. Aklıma ilk kiraz geldi. Kiraz ağacına doğru koştum. Bir de ne göreyim! Yusuf um ağacın dibinde boylu boyunca uzanmış, yatıyor. Yiyemediği son kiraz ağzında öylece duruyor. Son nefesini kucağımda verdi. Bu kahrolası ağacı elim kırılaydı da dikmemeydim, dedim. Ben öleydim de o sağ kalaydı dedim. Kendimi dağlara taşlara vurdum. Günlerce gelmedim eve. Bir zaman sonra nenene, artık buralarda duramam deyip çekip gittim İstanbul a. Uzunca bir süre deli divane dolaştım sokaklarda. Gözden ırak olan gönülden ırak olurmuş. Yüreğim yangını geçmedi hiç ama her şeye alışan insan buna da alışıyordu işte. Kendimi çalışmaya verdim. Hep ağır işlerde çalıştım. Ölümün yükünü sırtımda taşıdım aylarca. Gel zaman git zaman döndüm geri. Baktım ki bizim Fahri yokluğumu fırsat bilip yer çevirmiş bizim bahçelerden. Kirazı da katmış bahçesine mendebur. Ah! Başka erkek evladım olaydı, Ah! Yusuf olaydı, verir miydi yerini, kirazını? Tüfeği kaptığım gibi çıktım dışarı. Nenen yalvardı, yakardı. Yusuf u sürdü önüme. Bir şey etme dedi. Aldıysa aldı. Kalan bağımız bahçemiz bize yeter, dedi. Sıktım dişimi. Boş verdim. Zaten gidemezdim demir kirazın yanına. Gitmedim de o günden sonra zaten. Kiraz da yemedim. Yiyen biri gördüm mü eskiyi hatırlarım. Anladın mı şimdi her şeyi Yusuf um. Bazen dalıp gitmiş, bazen de ağlamaklı olmuştu bu hikâyeyi anlatırken dedem. Bana dayımın ismini verdiklerini o akşam öğrenmiştim. Mutlulukla hüzün arasında bir hikâyeyi koyuvermiştim yüreğimin en müstesna yerine. Ama dede ben kiraz yemeyi çok seviyorum. Özellikle demir kirazı. Ne yapayım? Yemeyeyim mi? Şiiişşşt. Sakın kimseye anlatma bu anlattıklarımı haa. Yoksa kırarım kıçında aha bu sopayı. Hadi bakalım getir sepeti de iki demir kiraz yiyelim. Çekirdekleri en uzağa bakalım kim atacak? 37

40 Ahmet Sarı Yaşmağında Kırmızı Kelebek Desenleri Uzun zaman sonra Vangölü ne bindim. Gözüm kesmiyordu yolu. Kesseydi özel aracımla Van a gidecektim. Yol buzluydu. Yolda kar. Bir doktora sınavı jüriliği için gece yarısı Vangölü yle yolu tuttum. Otobüs karanlıkta hareket edince. Otobüsün lambaları sönünce. Göğü yırtan bir gök gürültüsü gibi nasıl da her koltuktan öksürükler yükseldi. Küçük çocuklar da öksürüyorlardı. Sonra ağlayışlar. Aksırıklar. Bu kısa sürede bu kadar hızlı bu kadar uzun bir uykuya nasıl yaslandıklarını anlayamadığım yaşlıların burnundan gelen horultular. Kimseyi rahatsız etmemek için hafif bir sesle otobüs şoförünün dinlediği Güllü. Aklıma gelmezdi ayrılacağım/bu aşkın sonunda ağlayacağım/düşündükçe seni çıldıracağım/boşuna sevmişim değmezmiş sana. Önümde deterjanla bulaşık yıkamaktan elleri ölü bir kadın, koltuğunu iyice arkaya yasladı. Yaşmağında kırmızı kelebek desenleri. Arkamdaki adam Harran a okşayan kupkuru sesiyle Çatıyı yaptır diyordu birisine. Parayı Davut a verdim, git çatıyı yaptır. Önümde deterjanla bulaşık yıkamaktan belli elleri çatlamış bir kadın koltuğunu iyice arkaya yasladı. Dedim miydi, yaşmağında kırmızı kelebek desenleri. Bense Persepolis i izliyordum. Öyle devirdi ki koltuğunu kadın. Nefes alamadım. Koltuk ekranım açıktı. Ekranım kaybolup gitti. Persepolis i izleyemedim. Arzu Özdemir Anne Karnı Küçük kız babasına sordu: Öğretmen bizden bir anımızı yazmamızı istedi ama ben anı ne demek onu tam anlayamadım. Babası, üzerinden yıllar geçse de unutamayacağın şeylerdir, diye açıklama yaptı. O zaman beni tekmelediğin günü anlatabilirim, dedi küçük kız da. Bumerang Muhabbet kuşunu hatırladı. Babasının omzuna konmuş, babası da elinin tersiyle kovmuştu kuşunu. Kuşunun itelenmiş hali gözlerinin önüne gelince yaşlar yuvarladı yanaklarından. Belki de kötülükler biz daha iyi bir insan olmamız için yaşanır, diye düşündü. Hüznünü sırtına sevinçle atlayan oğlu bozdu. Silkelenip attı üzerinden çocuğu. 38

41 Mehmet Harmancı Klima Hava çok sıcaktı. Nefes aldırmayan cinsten Gündelik hayatın mecburi işlerini halledip kendimi eve gücün atmıştım. Serinlemek için, Alaska dan çekilmiş, karlı buzlu bir belgesel açtım. Oturdum 39

42 Ozan Sağdıç: Ben bir öykü kurmuyorum, öykü anlatmıyorum; bir durum tespiti yapıyorum. Fotoğrafıma bakan her insan, kendi öyküsünü kendisi yazsın isterim Söyleşi: Muammer Ulutürk 40 Fotoğraflarımdan bir bölümü soyutlamalardır. Bunlarda bir sanat yapma endişesi vardır. Bunları akademik eğitim yapar gibi görsel bakımdan kendimi yetiştirmek için kullandım. Daha amatörce bir ruhla uğraştım.

43 Fotoğrafın Ozanı Ozan Sağdıç yılında Balıkesir de doğan Ozan Sağdıç fotoğrafla ilk olarak Kabataş Erkek Lisesinde öğrenciyken tanıştı da Hayat mecmuasında foto muhabiri olarak göreve başladı. Henri Cartier-Bresson un öncülük ettiği gerçeklik akımını Hayat ile Türkiye ye taşıyan kuşağın temsilcilerinden. Türkiye de fotoğraf alanında devlet sanatçısı ünvanı verilen tek fotoğrafçı. Arşivinde bugün hayatta olmayan yüzlerce sanatçı ve devlet adamının fotoğrafları ile büyük bir Türkiye arşivi bulunuyor. Çağla Çağı adlı bir şiir kitabı da bulunan Sağdıç, Hayyam ve Mevlana nın rubailerini, Sadi nin Bostan ını, Hafız ın kırk rubaisi ve altmış gazelini Türkçe manzum olarak yazdı, neşre hazırladı. Halen Ankara da ikamet etmektedir. Siz sadece bir fotoğraf sanatçısı olarak değil, Cumhuriyet tarihinin neredeyse üçte ikisine tanıklık etmiş değerlerimizden birisiniz. Ben sizinle fotoğraf sergilerinde, fotoğraf jürilerinde bir arada bulunmaktan onur duymuş biri olarak edebiyat çevrelerinin de tanımasını arzu ederek geldim Ankara ya. Öncelikle Mahalle Mektebi dergimiz adına bu görüşmeyi kabul ettiğiniz için teşekkürlerimizi sunmak istiyorum. Ozan Sağdıç Türk Fotoğrafçılığında en önemli isimlerden ve her şeyden önce tabiri caizse bizim ustamız. Biraz geçmişe gidelim isterseniz, çocukluğunuz nasıl geçti nasıl bir çevrede yetiştiniz, büyüdünüz? Ben yılında Balıkesir Burhaniye İlçesi nin Pelit köyünde doğdum. Ege çocuğuyum her şeyden önce. Pelitköy de doğmamın nedeni annemin köyü olması. Annemin babası Kuvayi Milliye nin kurucularından ve Ayvalık cephesinin Ali Çetinkaya dan sonraki kumandanıdır. Pelitköylü Mehmet Cavit Bey, Cumhuriyeti kuran meclisin de mebusuydu. Öyle olunca Ankara ya gitmiş. Eski, köklü bir aileden geliyor. Benim babam Ruhi Naci Sağdıç. Kuvayi Milliye nin de Edremit ve havalisi katibi umumisi. Zaten kendisi çok iyi bir şair ve özellikle çok önemli birkaç şairi yetiştirmiş. Kimleri yetiştirmiş babanız, birkaç şair dediniz? İlk keşfi Sabahattin Ali. Onu dokuz yaşında keşfediyor. 15 yaşına kadar eğitiyor ve Balıkesir de öğretmen okuluna yazdırıyor. Birincisi O. Babam yıllarında Balıkesir Vilayet Encümeni ne Edremit azası olarak seçildiği için Balıkesir de ikamet etmek mecburiyetinde kalıyor. Orada Çağlayan adında bir edebiyat ve kültür dergisi çıkarıyor. İstanbul daki dergilere parmak ısırtacak bir dergi bu. Mesela Mehmet Akif in birkaç tane şiiri orada yayımlanıyor babamın himayesinde. Babamın arkadaşlarından Neyzen Tevfik mesela Çağlayan dergisinde o tarihlerde. İki de yardımcısı var, birisi Orhan Şaik Gökyay. Orhan abi, ailemizin ferdi gibiydi. Yani babam işte otuz yaşlarındaysa Orhan abi de yirmi beş yaşlarında. Orhan Abi Balıkesir e ilkokul öğretmeni olarak tayin edilmiş ama aynı zamanda da askerliğini de orada yapıyor böyle bir çift görevle gelmiş. Tabii babamla ilk andan itibaren tanışıyorlar artık can ciğer kuzu sarması oluyorlar. İkincisi de Esat Adil Müstecaplıoğlu. O da vaktiyle Türkiye İşçi Partisi nin kurucusu hızlı bir komünistti. Çağlayan ı böylece çıkarıyorlar. Finansmanı matbaacı yapmış. Babam bundan önce Irmak adında bir edebiyat dergisi çıkarmış. İkincisi Çağlayan oluyor. Üçüncüsü Halk Evlerinin dergisi. Artık orada babam yok ama arada şiirler yayımlıyor. Babamın yetiştirdiklerinden birisi de Edremit li meşhur şair Mustafa Seyit Sutüven. Onun vefatından önce yazdığı bir yazı var, benim üzerimde yüzde yüz gayreti himmeti bulunan Ruhi Naci abi diye, gazetede çıkmış. Bu dergilerden size intikal edenler oldu mu? Çağlayan ı komple Orhan Şaik verdi bana. Bendeki diğer bir önemli kaynak da Balıkesir de çıkan Kaynak dergisi. Okula nerede başladınız? Birinci sınıftayken babam Akçay da devlet deniz yolları acentesiydi. Mecburen Akçay da oturduk dört sene. Yani dört yaşından sekiz yaşına kadar. O zaman Akçay 19 haneydi nüfusu da ü geçmiyordu. Dört beş düzine kadar da balıkçı yılları arası. İşte 41

44 ben birinci sınıfı Akçay da okudum. Sonra Edremit e taşındık çünkü babam Tarım Satış Kooperatifleri müdürü olmuştu. Yani kendi evimize taşındık asıl evimize. Babamın baba evine. Benim baba tarafım Rumeli muhaciri. Dedem Naci Kasım Efendi Varna nın Balçık kazasından. O da şairmiş. Müderris ya müftü olan bir zincirden geliyor. Plevne müdafaası sırasında Şumnu taraflarında gönüllü toplamış. Gazi Osman Paşa nın yanında yer almış ve sağ kolağası rütbesi verilmiş kendisine ve o rütbe ile ayrılmış askerlikten. Siz o tarafa gittiniz mi peki? Hayır gitmedim ama dedem işte o bozgundan sonra yani Balkan Harbi bozgunundan sonra İstanbul a gelmiş. Kendi adı Kasım Naci veya Naci Kasım. Muallim Naci var ya o da sınıf arkadaşı ilkokuldan. İkisi birlikte birleşmişler İstanbul da ve kitap çıkarmak üzere kitapevi kurma teşebbüsünde bulunmuşlar. Fakat o iş yürümemiş. Dedem, Ahmet Vefik Paşa tarafından görevlendirilmiş. Yenişehir Defterdarlığı gibi bir vazifeyle Bursa da o zamanki adıyla Hüdavendigar vilayetinde çalışmış. Siz kültürlü bir aile içinde yetişmişsiniz. İlkokuldan sonra.. Bu Ozan ı dediler dışarıda yatılı olarak okutalım. Dayımın ideali -o okumuş biraz orada- Robert Kolej di. Ondan sonra dayım beni İstanbul a getirdi. 42 Zaten dedem de Yakacık ta yaşıyordu. Beni aldı götürdü. Orhan Şaik Gökyay ile birlikte İsmail Habip Sevük ün evine gittik. İsmail Habip de babamın çocukluk arkadaşı. Bana biraz yazdığım şeyleri okuttular. Ama dedi Galatasaray Lisesine kayıt yapacak zamanını geçirmişiz. Galatasaray olmadı. Ben size daha güzel bir okul tarif edeceğim dedi. İzmir de Buca ortaokulu. Buca ortaokulunun özelliği Milli Eğitim Bakanlığı nın örnek okulu olmasıymış. Yeni bir müfredat ortaya çıkınca ilk orada denenirmiş. Türkiye de bir taneymiş o zaman. Dolayısıyla öğretmenleri seçmece. Orada tatbik edilebilir bulunursa diğer okullara teşvik ediliyor yaygınlaştırılıyormuş. Gittim hakikaten çok güzel bir okuldu. Orada üç tane ağabey vardı. Biri Yörük Ali Efenin oğlu Cengiz Yörük. Öykücü oldu sonra. İkincisi Nedret Gürcan. Dinar da büyük bir kahramanlıkla seneler senesi, Şairler Yaprağı diye bir dergi çıkardı. Üçüncüsü de Cengiz Tuncer. E Yayınlarının sahibi ve Kerkenez isimli romanın yazarı. Üç tane ağabey. Beni daha çok şımarttılar onlar. Küçük kardeş muamelesi yaptılar. Duvar gazetesi çıkarırdık. Onlar yazarlardı. Ben de böyle şekil verir, kompozisyonunu yapardım. Siz bu okulda da iyi yetişmenize etki edecek güzel bir ortamda bulunmuşsunuz. Tabii mesela müzik öğretmenimiz Ulvi Cemal Erkin in ilk öğrencilerinden gayet güzel iyi bir pi-

45 yanistti. Resim öğretmenimiz de Abidin Elderoğlu. Benim kayınpederim oluyor sonradan. Türkiye de soyut resmin babası. Müthiş bir şey. Bize daha ortaokul öğrencisiyken altın oran efendim perspektif dersleri yani akademi eğitim yaptırır gibi eğitim verdi. Böyle iyi öğretmenlerden okuduk. Sonra ben İzmir den bıktım, hastalandım da. İstanbul da okuyacağım dedim. Bizi gene Orhan abi, Orhan Şaik Kabataş Lisesi ne yazdırdı, velim de oldu. O öğretmenlik mi yapıyordu Kabataş&#;ta? Hayır. Galatasaray Lisesi nde öğretmendi. Galatasaray ı bir kere kaçırdık ya, Kabataş a yardımcı öğretmen gibi bir iki defa gelmiş. Ama benim zamanımda değil. Kabataş ta okudum. Liseler üç sınıftı. Biz üçüncü sınıfı okurken olmadı dediler liseler dört sınıfa çıkarılacak. Siz zaten İzmir den bıktınız peki okumaktan da bıkmış mıydınız? İzmir den mi yoksa okumaktan mı bıkmıştınız? Hayır. İzmir in havası yaramadı bana. 12 yaşlar 15 yaşlar tam ergenlik çağı. Yani bir hassasiyet falan var. Benim sınıfımı ayırdılar ya aslında akranlarımla irtibatımı kesmiş oldular. Kabataş Lisesinin hocaları da iyiydi. Kabataş hâlâ iyi. Kabataş Erkek Lisesi. Bazı İstanbul liseleri Vefa, İstanbul, Haydarpaşa gibi, bunlar namlı liselerdi. Liseden mezun oldunuz. Sonra.. Liseden mezun olmadım. Ben o seneye kadar her dönem iftihara geçen bir öğrenciydim. O dördüncü sene angarya geldi bana. İnat ettim derslerden kaçtım falan avareliğe vurdum yaşında böyleydim. İşte İstanbul u dolaştım. Sinemalar falan, yatılı okuldan kaçtım çoğu zaman. 14 tane kaçış yolu vardı okulun öğrenciler bulmuşlar. Kimisi kayıkla kaçar, kimisi yandaki tütün deposuydu eskiden karakol olmuş oranın arsasına atlar kaçar, kiminin böyle çeşitli kaçış yerleri vardı bol bol. Haylazlığa vurdum. Bugüne kadar el bebek gül bebek büyüdüm, biraz burnum sürtülsün diye yapıyordum sanki. İşi zora sokan bir haleti ruhiyeye büründüm ve iki dersten bütünlemeye kaldım. Fizik ve Matematik. Benim yetilerim edebiyat koluna müsait ama benim kafamda mimar olmak vardı. Şimdi bunu soracaktım, sizin mimar olmak istediğinizi duymuştum.. Daha çok orta mektepte değil de lisede mimarlık gibi bir tutkum vardı. Onun için Fen şubelerini seçtim. Fen şubesi de hadi fizikte derse çalışırsın verirsin ama matematik yani birinci sınıftan cebiri tutturmamışsan arada bir boşluk kalmışsa onun üzerine bina kuramıyorsun. Öyle bir şey, inadına inadına gittim ve fiziği verdim netice itibariyle ama matematik kaldı. Bakıyorum olmuyor, canım sıkılıyor olsun dedim er olarak askerlik yaparım burnum sürtülür dedim. Ondan sonra o arada bir boşluk oldu. Lise takıntılıyım da, Edremit te yaşamayayım İstanbul da yaşayayım ben, sınav zamanları geldiği zaman girmesi de kolay olur diye düşündüm. İstanbul da bir iş tutturayım dedim. İşte o sırada, lise son sınıfta fotoğrafa bulaşmıştım. Nasıl oldu? İlkokul sıralarındayken ben, İbrahim Bey isminde ressamlık da yapan bir ilkokul öğretmeni ilk üç sınıfı okuturmuş. Aramızda da şöyle bir elli metre ya var ya yok komşumuzdu. Küçük çocuklarla meşgul olurmuş. Sonra dördüncü ve beşinci sınıfta fen dersleri giriyor ya onlarla uğraşmak istemezmiş. Üçüncü sınıftan sonra bırakırmış. Ondan sonra bir hanım geldi, Lütfiye Hanım. Dördüncü ve beşinci ben sınıfı bu hanım öğretmenden okudum ama o ressam öğretmen bendeki kabiliyeti gördü. Okul formalarına etiket yapar onları satardı. Bir taraftan da ağaç kütüklerini şöyle biraz verev kesip onların üzerine yağlı boya resimler yapar onları satardı. Beni çağırıp bunları her gün şey yapıyorum, sen de bir köşede resim dersi almış ol dedi bana. Bir buçuk sene kadar her gün derslerden sonra oraya gittim. Bana resim kopyalatırdı. Burada sırf akademiler için yapılmış ünlü ressamların karakalem desenlerini kopyalardım. Birebir yapmayı öğretmişti bana. İşte kartpostallardan kopya yapmak falan gibi bir şeyler. Sonra işte o lise arası oldu ya lise bitti bitmedi senesi. O vakitler Edremit te iki tane sinema vardı. Biri Lale Sineması biri de Yeni Sinema. Lale Sineması nın makinist yardımcılığı yaptım. Aynı zamanda adına fener derler, İstanbul da sinemaların önünde sinema boyunda reklamlar boyanırdı. Ben heveslenip Lale Sineması na Fener yaptım. Resim büyütmesini biliyorum ya. Guaj boyalarla ama kendi yaptığım toprak boyayla zamkı karıştırıp onları 43

46 44 yapıyordum adam boyu. Bunlardan çok fazla yapmadım, dört ya da beş kadar. Salome filmi geldi mesela ona büyüttüm. Bunu haricinde bir kemer terzihanesi vardı, tuhafiye ve hazır elbise satan. Oraya da vitrin resimleri yaptım, büyüttüm moda mecmualarından. Para da kazanmış oldum. Bir de İstanbul evleri vardır ahşap, eski karikatürlerde çok yapılırdı deforme, eski ahşap evler, cumbalı evler böyle yıkılmak üzere olan. Onların küçük boyda bir maketini yaptım. Bizim orada Muzaffer Bey vardı eczacı, aynı zamanda milletvekiliydi. Onun oğlu benim ağabeyim ile arkadaştı. Oğlu Erdem ağabey götürmüş maketi, evine babasına göstermiş. O da bunu satın alalım demiş babası. Çocuğu da sevindirelim demiş. Bana bir 15 lira yollamış. Ben 15 yaşından biraz fazlayım 17 yaşında falanım. Yani böyle bir para kazanmışlığım da var. Şimdi bu 15 lirayı da tutuyorum bir yerde işe yarasın diye. İşte o sıradaydı. Babamın eski arkadaşlarından bir gözlükçü vardı ama vaktiyle fotoğrafçıymış. Fehmi Abi. Fotoğrafhanesinin karanlık odasını dağıtmamış, malzemelerini de saklamış. Sağlık durumu dolayısıyla iş değiştirmiş falan. İstanbul daki fotoğraf toptancıları ile çok iyi tanışırmış. Şehirlerdeki alemünitçiler ya da er eğitim alayına gelen gidenlerden fotoğraf ihtiyacı olanlar malzemeyi ondan alırlardı. Babamın çok iyi arkadaşıydı. Ona iki tane Gaci diye yazılan Alman malı makine geldi. Benim 15 liram var makine ise 30 lira. Biraz evvel fotoğrafa bulaştım dediniz. Bu parayı fotoğraf makinesi almak için mi kullandınız.. Evet. Bende 15 Lira var ama yetmez. Babam tamamladı üstünü. İlk makinem bu kutu makinesidir. Daha makineyi alır almaz -Kurşunlu camii var Edremit te- iki cumbalı evin arasından kubbeyle minare tam ortada birbirine yanaşmış olarak evlerin üst katları kadraja girecek şekilde fotoğrafını çektim. Bu sizin çektiğiniz ilk fotoğraf mı? İlk çektiğim fotoğraf evet. Sanat bakımından bugün de geçerlidir fotoğraf. Gözlükçü Fehmi Ağabey sonra iki de film vermişti. Neden mesela evinizden birinin fotoğrafını çekmeyi düşünmediniz de bunu çekmeye gittiniz? Çektim. Akçay a gittim yılıydı. Mesela annemin ve babamın sofra başında fotoğraflarını çektim. Böyle yan yana getirip de hatıra fotoğrafı gibi değil, bir eylem içinde. Birbirlerine bakıyorlardı. Bu da çektiğim ikinci fotoğraftır. Merak ettiğim bir şey var. Siz fotoğraf eğitimi almadınız. Belki çok da fotoğraf görmediniz o zamana kadar.. Çok fotoğraf gördüm. Şöyle ki, dedem 23 sene milletvekilliği yaptı. Cumhuriyet kurulduktan itibaren ya kadar. Onlara da bir albüm hediye etmişler. Othmar ın çektiği Fotoğraflarla Türkiye diye bir albüm. Münih te tifdruk tekniğiyle basılmış. Nefis bir albüm. Onlar beni çok etkilemiştir. Siz bana Safranbolu daki jüride arşivinizden çokça fotoğraflar göstermiştiniz. Elinizde müthiş bir arşiv var, müthiş bir Türkiye hafızası kaydetmişiniz. Çok önemli insanlar var, İstanbul var içinde artık şimdi olmayan. Oraya geleceğiz ancak fotoğrafçılığınızın ilk günlerinden konuşmaya devam edelim isterseniz. Tabii ki. Fehmi ağabey dedik ya bana o 30 liraya makineyi satan baba dostu, gözlükçü olan. Bir de er eğitim alayı demiştik. Yedek subaylar gelirdi zaman zaman oraya. İstanbul dan iki yedek subay geldi fotoğraf meraklısı. Hatta bunlardan biri, ki İstanbul da o zaman amatörce bir dernek değil de topluluk vardı senede bir sergi açarlardı onlar, onlara dahildi ve daha sonra ben hayat mecmuasına girdiğimde o mekanik atölyesi şef yardımcısıydı. Ferit Can ismi kalmış aklımda. Onlar film almaya geliyorlardı. Onlara bu fotoğraflarımı gösterdim. Tabi şimdi ben gitmişim Edremit ten seçme yerler çekiyorum bir de bunlar usta işi gibi görünüyor. Kompozisyonu düzgün. Fehmi ağabey dedi ki o yedek subaya, bu daha ilk filmi. Fotoğraf makinesi olan gider çocuğunu çeker, anasını çeker babasını çeker. Göreceksiniz bu Ozan ın fotoğrafları Avrupa mecmualarında neşredilecektir. Bunun beni çok onore etmesi bir yana demek ki bende bir iş varmış, bunun üzerine gideyim dedim. Yani teşvik oldu gaza getirdi beni. Böyle bir şey oldu. Senenin devamını okumak için İstanbul a gittim, makineyi de okula götürdüm. Arkadaşlarımı çektim ama arkadaşlarımı daha önce çekenler hatıra fotoğrafı çekiyorlardı. Ben onları bir fonksiyon içinde çektim

47 daima, bir eylem içinde çektim. Ve yılına devrildik artık. Mart ayında ben her sene arkadaşlarımdan bir on gün önce giderdim okula. Sebebi deniz kenarındadır malum bizim okul, yalıdır. Yatakhanede yatak yerim pencere kenarında olsun diye erken giderdim. Kapardım yerimi önceden. Öyle denizi göreceğim. Gece o projektörlü vapurlar geçer, balıkçılar lüks lambaları ile balık tutarlar. Vapurların projektörleri taraya taraya geçer gece onları seyrederim. Biraz soğuk olur cam kenarı ama.. Bir sabah uyandım dışarıya bakmıyorum çünkü buğulu cam. Bir tuhaf aydınlık var. Yatakhanemiz sarayın bir salonu. Buğusunu sildim camın, bir baktım boğaz karlar içinde, buz. Boğaz donmuş Mart ayı. İlk seri fotoğraflarımı o kutu makine ile çektim Bu makine ile boğazın donmuş halini çektiniz.. Evet öyle oldu. Yanımda filmim yoktu, hemen tramvaya bindim, Beşiktaş a gittim. Oradaki fotoğrafçıdan iki rulo film aldım. 12 şer pozluk. Hemen hemen hepsini kullandım. Buz adacıklarının üzerine arkadaşlar çıktılar, buzlar ayrıldı o an. Gidiyorlar arkadaşlar.. Bizim Kabataş Lisesi nde bir kayıkhane vardı kik derler. Yarış kayığı vardı içinde. Lisenin yarış kayığı mı olur, olmuş işte. Bir iki kişiyi onunla kurtardılar. Diğer açılanları, bizim liseden sonra Galatasaray ın ilk kısmı vardır şimdi üniversitenin rektörlük binası oldu yangın da çıktı ya orada. Ondan sonra denizcilik lisesi vardır sahilde gene, en son bina odur. Serinin en son binası odur. Adamlar oraya gidip kurtardılar bizim arkadaşları den sonra siz İstanbul dasınız te İstanbul dayım. Bir sene Edremit te kaldım ve sinema makinist yardımcılığı yaptım. Sonra ben dedim İstanbul da olmalıyım. Kendime karanlık oda yaptım bodrum katında. Biraz fotoğraf bastım. Tabi ne kadar olabilir yani iyice amatörüm. Ben dedim belki bir fotoğrafçıya çırak olurum. Üç beş kuruş da para verirler. İstanbul da bir deneyiyim kendimi dedim. İstanbul a geldim. Taksim den başladım, bütün fotoğrafçıları dolaşacağım iş başvurusunda bulunacağım. Taksim den İstiklal Caddesi ne girdiğimiz zaman sağ tarafta ilk sokakta bir şey yoktur. İkinci sokak bekar sokak. Oraya girdim. Çünkü Foto Sait yazıyor. Hemen ikinci dükkan. O zaman 20 yaşında falanım. Gidip merhaba dedim size bir elaman lazım mı? Sait Bey; ne yaparsın peki dedi? İşte fotoğraf basabilirim dedim ben de. Bir deneyelim dedi. O sıralar şipşakçılık diye bir şey çıkmıştı. Taksim de fotoğraf çekerler, bir saat iki saat sonra verirler ya da bir gün sonra falanca adresten al derlerdi. Zaman geçiyor öyle tabii, beceremedim o işi. Karı koca da beni sevdiler herhalde. Kıyamadılar da bir türlü. Sait Bey İstanbul Umum Fotoğrafçılar Derneği nin yönetim kurulu üyesiymiş, bir akşam oraya götürdü beni. Bu arada İstanbul da fotoğraf derneği bir tane mi vardı o dönemde? Şimdi bu dernek profesyonellerin derneğiydi. En büyük stüdyo da o derneğe kayıtlı aleminütçü de. Menderes döneminde ekonomik krize girdi memleket. Hiçbir şey ithal edilemiyor. İthal edilen mallar dernekler ve odalar vasıtasıyla tevzii ediliyor, dağıtılıyor üyesine göre. O yüzden o derneğe üye olmak çok önemliydi. Çünkü malzemeyi o dağıtırsa verecek. Bir kutu kartpostalı iki üyeye dağıttığımız oldu. O akşam işte yönetim kurulu toplanmış, yedi kişilik bir kurul. Sait Bey, hani bir katip arıyordunuz ya, işte okur yazar bir katip var burada dedi. Ben fotoğrafçı olacağım derken derneğin katibi oldum. Vazifem o toplantıların tutanağını tutmak ve aidat toplamak. Ben kapı kapı dolaşıyorum. Bazen de esnafına göre 1 Lira 1,5 Lira, 5 Lira neyse kendileri getiriyorlar. O vesileyle ben İstanbul da nerede önemli bir stüdyo varsa aidat toplamaya gidiyorum. Esas amacım burada ne işler dönüyor, nasıl çalışıyor, bunlar nasıl fotoğraf çekiyorlar öğrenmek. Oyalanıyorum işte. Ahbaplık ediyorum da. Merak var bir şeyler soruyorum. Kimisi üstünkörü cevap veriyor kimisi de madem meraklısın diyor biraz ilgileniyor benimle. Bütün İstanbul un fotoğrafhanelerini dolaştım. Çoğuyla ahbap oldum. Koca koca adamlar bunlar. Tarihten gelen fotoğrafçılar Ben karikatür de çiziyordum. Ve günün birinde ilk telif hakkımı çok da iyi bir para idi o zamana göre, Yusuf Ziya Ortaç ın Akbaba dergisinden bizzat Yusuf Ziya nın elinden aldım. Üç tane karikatürüm yayımlanmıştı o hafta götürür götürmez. Selami Münir Yurdatapan diye bir yazı işleri müdürü vardı. Eski gazeteci. Benimle ilgilendi. Elimden karikatürleri aldı. Sonra o hafta üç tane karikatürüm yayınlanmış. Tabii yayımlanınca ben koştum Klodfarer caddesine. 45

48 Neydi konuları karikatürlerin, siyasi şeyler mi? Hiciv mi? Yazısız karikatürlerdi. Şimdi bir tanesini hatırlıyorum. Sultanahmet Camii eski hipodromun temelleri üzerine kurulmuştur. Aşağıda tonozlar vardır böyle. Eski tribünlerin tonozlarıydı herhalde onlar. Mahallenin çocukları onlardan birini silmişler süpürmüşler uyduruk bir tahta şey kapatmışlar ve bir levha yazmışlar, Şeytan Spor Kulübü diye. Mahalle takımı. Onun fotoğrafını çektim ve Milliyet Gazetesi ne götürdüm. Abdi İpekçi ye. Hemen basıldı ertesi günü. Gittim. 5 TL telif ücretini de Abdi İpekçi nin elinden aldım yılıydı. Anladığım kadarıyla sizin Hayat dergisiyle bir hikayeniz yok henüz? Milliyet te basılan ilk fotoğraf mıydı bu? Milliyet te basılan ikinci fotoğrafımdı bu Seçimleriydi galiba. Seçim öncesi bir faaliyet olur yani değil mi? Durgun geçiyordu. Millet biraz Demokrat Parti iktidarına küskün vaziyette. Hayal kırıklığı var. Bir tuhaf geçiyor seçimler, durgun. O sıralar Metin 46 Toker, Akis dergisini çıkarıyor. Bu arada ben Balıkesir den geçerken Balıkesir in İstasyon meydanı vardır oraya bir kürsü kurulmuş. Bomboş bir meydan. Tulumba tarzında bir çeşme var yanında ama akmıyor. İkisinin fotoğrafını çekip Akis Dergisi ne postayla göndermiştim. Bir de resim altı yazdım, seçimler yaklaşırken hatipsiz kürsü, susuz tulumba diye. Aynen basmış. Bu fotoğraftan bana para göndermediler. Bedavaya gitti o fotoğraf. Her neyse.. İstanbul da bir resim öğretmenimiz vardı, Kabataş Lisesi nde. Adnan Kocabay diye. Emekli oldu. Ortaköy ün girişinde küçük bir kırtasiyeci dükkanı açtı. O adam da stüdyolardan eski fotoğraf toplar ve röprodüksiyonunu yapardı. Merdiven altı karanlık bir oda yapmıştı. Büyütüyordu bir kağıda. Açık bir tonda basıyor ve onun üzerine renkli pastel işliyordu. O zaman renkli fotoğraf ancak böyle oluyordu. Ressam işi bir şey oluyordu. Ben de her gün onu seyre giderdim. Otururdum. O benimle sohbet etmeye bayılırdı. Eski öğrencisi olunca. Adnan Bey bu işleri yürütebilmek için Rolleiflex bir makine almıştı. O makineyi bir gün ondan ödünç aldım. Koşa koşa

49 gidip dört kare de film almıştım. İstanbul un turistik yerlerini çektim. Ayasofya, Sultanahmet, Alman Çeşmesi, Beyazıt, Fatih Camileri, sonra köprüden görüntüler, karşıda Süleymaniye silüeti. Vapura binip karşıya geçtim. Salacaktan Kız Kulesi nin fotoğrafını çektim. Beşiktaş a geçtim Barbaros anıtı falan oraları çektim. İşte o 48 pozdan 40 tane çok güzel, çok sağlam 6x6 siyah beyaz kareler elde ettim. Rolleiflexle ilk profesyonel çekimler. O zaman ofset matbaalar da gelişmiş değildi. Bayramlaşmalar da muhakkak tebrik kartları ile olurdu. Osmanlı dan kalma kartpostallar da eskimiş, demode olmuştu. Kartpostal basılmıyordu henüz. Doğan Kardeş sonradan bu işe başladı. Fotoğrafla kartpostal boyutunda tebrik kartı kullanılırdı. Ben de İstanbul manzaralarından tebrik kartı yaparım da onları kırtasiyecilere satarım diye bir şeytanlık düşündüm. Ama malzeme kıtlığı var. Bulamıyorsun. Nasıl bulacak ve nasıl pazarlayacaksın, genç bir delikanlıyım. O işi yapamadım ama o resimler duruyordu bir köşede. Bir gün Cumhuriyet Gazetesi nde bir ilan gördüm. Manzara fotoğrafları satın alınacaktır yazıyordu. Klodrafer Caddesi Binbirdirek 7 Numaraya müracaat Gittim. Alt kat Doğan Kardeş. Divan yoluna kadar uzanıyor. Upuzun bir bina. Yanlamasına bir tek sokak. Arka tarafı da Binbirdirek sarnıcının olduğu yere bakıyor. Girişi arkadan. Üst kata çıktım. Fotoğraflarımı filmleriyle birlikte götürmüştüm. 18x24 basmıştım bazılarını. Dört kişilik bir heyet fotoğraflarıma bakıyor. Birisi Vedat Nedim Tör, biri Şevket Rado, biri Hikmet Feridun Es biri de Karl Rudof diye biri. Sonradan öğreniyorum ki tifdruk matbaası kurmuşlar o da matbaanın müdürü olarak Almanya dan gelmiş. Mütehassıs. Fotoğraflarıma bakıyorlar ben de bir köşede masum masum oturuyorum. Arada bir bakıyorum onlara. Rudorf yakın mercekle bakıyor filmlere. İstanbul manzaralarına. Arada bir memnun olmuş gibi başlarını sallıyorlar. Bunu gözden kaçırmıyorum hiç. Sonunda Şevket Rado dedi ki; biz 10 tanesini satın aldık. Yanımızda başka bir binada muhasebemiz var. Siz gidin oraya ve paranızı alın. Sonra gelin sizinle konuşacağız. Gittim. Jule Verne nin bütün romanlarını Türkçeye tercüme eden Ferit Namık Hansoy diye çok beyefendi bir adam orada muhasebe şefiydi. Dedi ki, Ozan bey -ben de pek gencim tabii adam bana Ozan Bey diye hitap ediyor- kusura bakmayın 30 Lira kadar bir kesintimiz olacak. Maaş olarak da katiplikten lira alıyorum. Kesintisi 30 lira olunca kendisi ne kadar acaba dedim kendi kendime. Lira para saydılar önüme. 10 tane fotoğraf. Negatiflerini de aldılar. Demek ki brütü 50 Liraymış. 3 er lira kesilmiş. Böyle bir para ödediler bana. Hani bize uğra demişlerdi ya Şevket Rado nun odasına gittim. Seninle dedi Hikmet Feridun Es konuşacak. İşte Ara yı (Güler) ilk defa orada gördüm. Bu ekip dergi çıkarma hazırlığı mı yapıyor? Hiç onlardan falan haberim yok. Yalnız alt kısım baştan aşağıya Doğan Kardeş Matbaası, Doğan Kardeş de afişler basıyor, çocuk yayınları yapıyor. Hayat Mecmuası ndan önce Resimli Hayat diye aylık tipo baskılı bir dergi çıkardı. Aile dergisi gibi. Yapı Kredi nin yayınlarını basan bir matbaa. Bu üst katın onunla doğrudan bir ilişkisi yok, arkadan çıkılıyor. Gittim. Hikmet Feridun Bey gülüyor öyle muzip muzip. Sen nerede yetiştin bakalım kimsin dedi. Konuştuk. Böyle bir tanışıklık oldu. Biz dedi iki aya kadar Hayat mecmuasını haftalık olarak tifdruk tekniği ile çıkartacağız. Bir Avrupa mecmuası olacak. Biz Bâbıalî tecrübesi olmayan, yani foto muhabirliğinde kaşarlanmamış, taze bir göz arıyorduk onu sende bulduk, bizimle çalışır mısın dedi. Ben sizin işinize yaramam dedim. Neden dedi. Ben lise son sınıfta takıntılıyım, Mayıs ta imtihanı verirsem Mimarlık Fakültesi ne gideceğim ya da akademinin de bir mimarlık şubesi var mimar olacağım dedim. Eğer veremezsem de benim artık tecilim falan olmaz askere alırlar. Onun için işinize yaramam dedim. Sen bir kere düşün dedi bana. Neyse.. Aklımda hep cebimdeki Lira var ya. Hemen tramvaya atladım Taksim üzerinden. Hilton yeni yapılmıştı o sıra. Onun Cumhuriyet Caddesi ne bakan ana kapısında iki sıra mağazalar vardı. O mağazaların arasından girersin avlusuna. Birini Burla Biraderler kiralamış. O zaman ithalat yok. Fotoğraf makinesi gelme imkanı yok batıdan. Doğu Avrupa malı Çekoslavak Flexaret bir makine vardı. Rolleiflex in Taklidi bir makine 6x6. Çok güzel aslında. Bir de üzerinde etiket var. Etiket mecburiyeti konmuştu bilmem ne kanununa göre. Makine kaç para? Lira. Sanki denk geldi. Al bu parayı git şu makineyi al der gibi bir şey oldu. Ve ilk doğru dürüst fotoğraf çeken makineme kavuştum böylece. Tesadüfler işte. Allah ın hikmeti diyelim, ne diyelim. Şimdi dedi ya bana, seni oraya 47

50 alalım diye. Kaç para maaş verecekler ki bana diye düşündüm. Halbuki bir fotoğrafım 50 Lira oluyor. Giderim bir yığın fotoğraf çekerim, iyi de pazar buldum, veririm önlerine koyarım boyuna para kazanırım.. Hemen memleketime gittim. Bıraktık artık o katiplik işini. Yeni bir heyecan. Sonra İzmir Bölgesi ne gittim, Bergama, Efes bilmem ne harabelerine. Biliyorum ki daha önceki yayınlardan, Vedat Nedim Tör arkeolojik eserleri çok seviyor. Oralardan bol bol fotoğraf çektim ve dergide yayımlandı hemen haftasına. Tabii o zaman o ekip yok derginin. Hayat mecmuasının sayısı nefis bir şekilde çıkmış. Yazı işleri müdürü İbrahim Çamlı. Sayfa sekreteri de Semiral Bilbaşar. Onlar seçiyorlar fotoğrafları. Ha bu işimize yarar bunu alalım, şunu alalım diyorlar. Facit makineler var ya şık şık şık atıyor. Benim kafam da böyle çalışıyor artık. Tamam dediler, bunları alıyoruz. Tanesi 8 Lira. Ajanslara da bu fiyatı veriyoruz. Oysa ben daha fazla masraf yapmışım. Ağlayacaktım orada. Hikmet Feridun Es gel buraya dedi bana, sana bir teklif sunmuştum, hala aynı düşüncede misin? Olsun be dedim. Hayat mecmuasına böylece başlamış oldum. Ara Güler e de Resimli Hayat dergisinden bir alışkanlıkları vardı. Derginin iki fotoğrafçısından biri Ara, biri de ben oldum. Ara Güler le sizin tanışıklığınız da oradan Tabii Tabii İlginç bulduğunuz tarafları neydi Ara Güler in? Şansı Çok şanslı, olağanüstü şanslı.. Ara Güler in babası Dacat Efendi tiyatroculara makyaj malzemesi yapan adamdı. Arkasında hemen Tepebaşı Dram Tiyatrosu, Komedi Tiyatrosu. O zamanın bütün tiyatrocuları, Büyük Behzatlar, Vasfi Rızalar yani şehir tiyatrosunun büyük sanatçıları babasının dükkanına oturmaya gelirlerdi. Ara, Taksim de doğmuş. Şehit Muhtar Caddesi var orada. Gayet donanımlı bir Ermeni Lisesi var orada okumuş. Gayet güzel Fransızca öğrenmiş. Bütün İstanbul un ne kadar ressam, şair, romancı, efendime söyleyeyim yazar, gazeteci ne kadar entelektüeli varsa orada. Çünkü çiçek pasajı orada. Nebizade daha yoktu orada. Balıkpazarındaki meyhaneler falan. Bütün bu entelektüel takımı gece yarılarına kadar orada sohbet halindeler. Ara yla alay ederler ama hiç dokunmaz ona. 48 Peki bu kadar imkanın, ortamın içerisinde fotoğrafçılığı neden seçmiş? Her şey hazır. 12 yaşında babası ona 35 mm film oynatan sinema makinesi hediye ediyor. 12 yaşında çocuğa evinde sinema oynatacak makine bu. Ara nın parayla hiç alakası olmadı. Fotoğraf hediye eder, sürekli sempati kazanırdı. Ankara maceranız nasıl başladı? Ben Ankara ya geldikten sonra 27 Mayıs İhtilali oldu. 27 Mayıs ta bir aylıktım buraya geleli, yani Ankara nın acemisiydim. Hemen dışarıya fırladım. O ara da elden düşme bir Leica Makine almıştım M3. Ünlü bir Amerikalı bir gazeteci burada parasız kalmış da ondan almıştım. Tabii ihtilal olmuş ortalıkta. Hemen dışarıya fırladım. Cebeci de, Dikimevi nde oturuyoruz. Bir baktım plakalı bakan otomobili. O zaman Turizm Bakanlığı yoktu. Basın Yayın ve Enformasyon Bakanı vardı, onun arabası. Bakan arabası ama başında bir binbaşı oturuyor. Ele geçirmiş aracı. Tabii yani ben de bindim işte. Bakan arabasıymış ya, milletin arabası oldu bir anda. ihtilal ya. Otomobildeki subaylar vay namussuzlar böyle yapmışlar şöyle yapmışlar diyorlar. Döndük dikimevinden Kızılay a doğru gidiyoruz. O arabayı kullanan binbaşı bana şöyle bir baktı. Kardeşim senin elinde fotoğraf makinesi var dedi. Var tabii dedim ben de. Ne yapacaksın dedi. Fotoğraf çekiyorum, ben gazeteciyim dedim. Olmaz dedi, yasak. Ben şimdi o makineyi alacağım dedi. Alamazsınız çok pahalı dedim. O zaman ben seni Harbiyeye götüreyim de derdini orada anlat, götürmek mecburiyetindeyim dedi. Gidelim dedim. Biz Harbiye ye gittik, Kara Harp Okulu na. Kızılay dan birisi daha Harp Okulu na gidiyormuş oraya kadar gayet rahatım. İçeriye Harp okuluna girdik. Öbek öbek subaylar, aralarında insanlar. Mayıs ayı ama kimisi kaput giymiş. Orada korkmaya başladım. Harp okulunun ana gövdesi üstünde kule gibi bir şey vardır. İki tane giriş. Binalara girişte bir sağda bir solda olmak üzere iki kapı var. Bir merdiven var aşağıya iniyor. Önüne kişi dizmişler. Fazıl Küçükkaya ydı galiba onun adı, bir subay. Soruyor bu kim diyor önüne gelene. Atın içeri diye bağırıyor. Merdivenden aşağıya giden yere, aşağıya atıyorlar onları. Yassıada ya gidecekler. Bu kimmiş? Falanca filanca yerin mebusu. Atın içeri diyor. Bana sıra geldi. Nereden çıktı bu çocuk dedi.

51 Çok genç gördü beni. Ben de o anda izin almaya gelmiş gibi, efendim ben gazeteciyim fotoğraf çekebilir miyim dedim. Bir küfür etti bana. Atın bunu dedi. Allah tan içeri demedi dışarı dedi.. Ben tekrar sokağa çıktım. Fotoğraf çeke çeke gidiyorum Kızılay a doğru. Tanklar geçiyor, bütün millet tankların üzerinde. Ordu millet elele falan bağırıyorlar. Zafer anıtının önünde insanlar meşale gibi sarılmışlar. Tankların üzerindeki insanların fotoğraflarını çekiyorum. Ulus tarafında ne var gibisinden oraya gittim. Büyük büyük Atatürk resimleri yapardı Cemil Karababa. İlk defa en büyük Atatürk ün resmini yapmış. 19 Mayıs ta Dil Tarih in önüne çekilecekmiş ama yasaklanmış o 19 Mayıs. Çekilememiş. 27 Mayıs olunca artık o resmi çekiyorlar. Tam o olaya rastladım. Yere sermişler önce, sonra tavandan itfaiyeciler halatlarla çekiyorlar. O Atatürk fotoğrafını duvarda boydan boya 6 kat çektiler. Fotoğraf yukarıya doğru yükselirken seri halinde bir yığın fotoğraf çektim Leica ile. Daha önce yerde de çekmiştim. Benim çekimlerim siyah beyazdı. 27 Mayıs ihtilali olmuş, hava yolları da çalışıyor çalışmıyor. Büroya gideceğim filmi yıkayacağım. Ondan sonra resim basacağım ki dergide bir an önce basılsın. 27 Mayıs İhtilali nin dergisi basılsın. Tabii zaman yok di bizim tirajımız. Gazeteler , en kabası o sıralarda. Bizim normal sayımız in altında düşmezdi. Bu sayı adet basılmış. Yıkamadan gönderdim ben o filmi yetişsin diye. Bu fotoğraflar Paris Match da basıldı. Hayat mecmuasındaki günleriniz nasıldı? Neler yaptınız? lerin sonuna doğru tek başıma çok işler yaptım. Ben hiçbir zaman yazar aratmadım onlara. Yazılar, röportajlar vs her şeyi yaptım. Bu sırada Şemsi Kuseyri yi almışlar. Şemsi Kuseyri ile ben Kabataş Lisesi nden tanışırım muallim muaviniydi. Ankara ya benden sonra geldi. Hür Vatan ın yazarı ve temsilcisi oldu hatta. Bana da yardımcı oldu. Hayat Mecmuası na gelince tabii benim orada idare tarzım ve alışkanlıklarım oluşmuş ve ben kaypak bir adam olamıyorum. Hatta bana doğrucu filan Davut derdi. Selamünaleyküm kör kadı derdi. Dikine dikine son derece etik davranırdım. Kan gruplarımız uyuşmadı zamanla Şemsi abiyle. Daha sonra o İstanbul a gitmiş. İzmit Körfezinde Gazeteciler Cemiyetinin yeri vardı. Şevket Rado nun da evi var orada. Bu oraya gitmiş. Öyle anlaşılıyor ki Şevket Rado sıkılmış onun orada bulunmasından. Sen gidip biraz çalışsana demiş. Ankara da bir iş olmaz yaz tatilinde, ben de İzmir Fuarı na gittim. Dario Moreno ile Zeki Müren le ve başka bir yığın tanınmış insanla röportajlar yaptım orada. O sıralarda da Çetin Emeç ti bizim yazı işleri müdürümüz. Çetin Emeç benim tanıdığım en iyi gazeteciydi hayatta, çok dürüst bir arkadaştı. Onun zamanında Türkiye de ilk fotoromanları ben yaptım. Hangi mecmuada? 70 lerde falan mı? Ses Mecmuası nda ten sonra. Çekimlerini sizin yaptığınız bir fotoroman mı basıldı? Tabii tabii. İlk fotoromanımın ismi Cumartesi Saat 4 te. Kafama koymuştum böyle bir şey yapmayı. Nereden geldi aklınıza fotoroman işi? Güney Amerika da, Brezilya, Meksika gibi ülkelerde bir de özellikle İtalya da bir fotoroman furyası patlamıştı. Bize gelişi böyle. İtalya da çıkan fotoromanlar ilk önce film kareleriyle yapılırdı. Bizde de Roma Tatili yle Hayat Mecmuası nda yapıldı ilk fotoroman. Tefrika şeklinde. Özel çekim fotoromanın İtalya da endüstrisi kurulmuştu. Seri halinde yapıyorlardı ve birkaç tane fotoroman dergisi çıkıyordu. Bunlar resimlerle yapılırdı. Mesela bizim Yelpaze Dergisi vardı o zaman. İllüstrasyon şeklinde yapılırdı bunlar, sonra fotoğrafa döküldü. Dört beş sene Hayat Mecmuası bastı ilk önce, iki tane. Sonra da Ses Mecmuası çıkmaya başladı. Bu mecmua sinema ve tiyatro işlerine baktığı için o devralmıştı. Sonra baktılar bu iş tutuyor resimli roman diye Hayat mecmuasında ayrı bir dergi çıkartmaya başladılar. Öbür dergiler haftada bir çıkarken bu haftada iki defa çıkıyordu. Bu kadar tutuluyordu fotoroman. Şimdi baktım bir takım fotoğrafları yan yana getiriyorsun, diyaloglar yazıyorsun, konuşma balonları yazıyorsun Siz mi yazıyordunuz onları.. Elbette. O sırada devlet tiyatrolarının fotoğraflarını da çekiyorum. Hepsi arkadaşım olur tiyatrocuların. TRT yok, radyolar kendi adlarıyla Ankara, İzmir, İstanbul Radyosu şeklinde bağımsız olarak çalışıyorlar. Televizyon zaten yok. Turgut Özakman Ankara Radyosu programlar şefiydi. Sözlü yayınlar şefi ya 49

52 50 da öyle bir şefliği vardı. İyi bir tiyatro yazarı malum. Tanışıklığımız da vardı ileri derecede. Gittim, Turgut Abi benim aklımda bir şey var, fotoroman yapmak istiyorum. Bana böyle senaryomsu bir hikaye uydurur musun dedim. Valla bir radyo oyunu düşünüyorum, onun konusunu buna uyarlayabiliriz, sen haftaya bana uğra dedi. Bir hafta sonra gittim, senaryo hazır. Turgut Özakman imzalı. Bu senaryoda üç ana karakter var. Bu karakterlerden biri Adana dan gelmiş. Dil Tarih Coğrafya fakültesinde okuyacak. Yeni zengin olmuş, şımarık görgüsüz bir herif. Bu rol için Semih Sergen i seçtim. O zaman jöndü. Diğeri Işık Yenersu, kadın tiyatrocu. Nazım Hikmet in şiirlerini okuturlardı. Yeni mezun olmuştu. İlk süksesini de İstanbul da yaptı. Bir de halk oyunculardan gelme genç bir kız vardı Çiğdem Sarıışık diye. Son derece zarif. Hatta onun ilk oyunu konservatuarda çekmiştim. İşte bu üçü arasında bir aşk hikayesiydi konu. Sonradan çok ünlü olmuş bir tiyatro ekibini de figürasyonda kullandık. Para bul falan hiçbir şey konuşulmadı. Setler de hep böyle eş dost akraba evleri. Kaç kareden oluştu bu çalışma? 26 haftaya göre. Yani yarım sene. 6 aylık yapılır bunlar. 6 sayfa olsa, dörder beşer kareden beş kere altı otuz mu eder. Her sayıda otuz kare düşün fotoğraf falan. Dergiye hiç haber vermedim tabi. Az evvel söyledim ya, Çetin Emeç Ses dergisinin yazı işleri müdürüydü. Mizanpajlarını tam sayfa yapıştırma suretiyle yaptım. Sayfadan bir misli büyük kartonlara yapıştırdım onları. Fotoğraftan olunca kalite güzel olsun diye. Aydınger Kağıda. O zamanlar IBM in Daktilosu çıkmıştı. Onla da baloncukların içini yazdım ve aydınger kağıtların içine yapıştırdım. Böyle bir şeydi. Götürdüm Çetin Emeç in masasının üzerine koydum. Baktı baktı gülmeye başladı. Ozan dedi yine 12 den vurdun. Haftaya romanımız bitiyor, hemen bunu koyalım dedi. Reklamı da yapıldı tabii, Türkiye de ilk defa ünlü artistlerle ilk yerli fotoroman diye Komiser Colombo yu konuşurdu Savaş Başar. Onunla ile iyi diyalog kurduk. Bir fotoroman daha yapalım dedi. Bu sefer polisiye yapalım, merak olsun dedi. Bir de Karım Nerede diye bir hikaye vardı. Bu dediğiniz çeviri mi? Kim yazmıştı bunu? Bu bir radyo oyunuymuş, çeviri bir eser. Biz onu Türkiye ye adapte ettik. Tam evlendiği gün bir adamın karısı kayboluyor, kaçırıyorlar. Yalın Tolga karısı kaçırılmış adam, Savaş Başar komiser, ondan sonra bir kişi daha vardı. Her neyse.. Bunlara telif ödediniz mi peki? Birincisini yaptığım zaman hiç kimse sormadı. Benim de aklıma gelmedi. Şevket Rado Ankara ya gelmişti. Bunlara para verecek miyiz dedi? Valla onu konuşmadım dedim. O zaman Hayat Ansiklopedisi çıkıyordu altı ciltlik. Ben de, bir gün kokteyl gibi bir şey yapalım, onlara birer takım Hayat Ansiklopedisi verelim dedim. Para konuşmadık çünkü. Öyle yaptık. Birer ansiklopediye işi kapattık. Ama ikincisinde artık böyle olmadı. Ama koskoca fotoroman için Lira para veriyoruz. Türk Kim Novak ı derler bir kız vardı. Kaçırılan kız o. İsmi gelir aklıma birazdan. Yalın Tolga, Savaş Başar ekip böyle.. İşin esas ilginç tarafı tabii çekimleri yapacağımız ev bir zengin evi olacak. Seti nerede kurduk dersiniz? Kasım Gülek in evinde. Çekimleri orada yaptık bu fotoromanın. Nasıl izin verdi Kasım Gülek? Arkadaş, dost, tanıdık olarak. Böyle bir eve ihtiyacımız olduğumuzu Kasım Gülek e söyledik ve izin istedik o da evinin her tarafını açtı bize. Dış sahneleri de Kızılcahamam da çektik. Ertesi sayıda okuyucu merak etsin diye en heyecanlı yerinde kestik. Nikah sahnesi çekeceğiz mesela bunun için de nikah memurunu kullandık. Ondan sonra polis Akademisine gittik çünkü komiser var hikayede. Ayrıca bir takım yerlere gireceği için makyaj yapacağız. Bu kareleri polis akademisinin laboratuvarında çektim. PTT nin eski santralinde çekimler yaptım, kızlar fiş takıp çekiyor filan. Benzin istasyonunda, yollarda sahneler çektim. Hep otantik yerlerde yaptık bunları. İşte Karım Nerede adlı fotoroman bittikten sonra bu işi bıraktım. Hayli ilkler duyduk hayatınıza dair konuşmalarınızdan.. İlk fotoğraf sergisini nerede açtınız? de sergi açtım ilk kişisel sergimi. İstanbul da Belediye Şehir Galerisi nde. Dört salonda aynı anda sergi açıldı. Ben merkez oldum. Diğer sergi, İstanbul da gençlik zamanımızda beraber bir oda tuttuğumuz Selahattin Taran ın. Çapa Muallim Mektebinin resim öğretmeni. Gazi Eğitim de de çalıştı. Öteki sergi en iyi arkadaşlarımdan Devrim Erbil indi. O

53 sene mezun olmuştu ve bir sergi açması gerekiyordu. Üçümüzün de ilk sergisiydi. Dördüncü sergi de benim kayınpederim Abidin Elderoğlu. Böylece biri fotoğraf üçü resim olmak üzere dörtlü bir sergi yaptık. Kayın pederimin ilk İstanbul sergisiydi. Benim sergiyle ilgili olarak Fikret Adil gayet nefis bir yazı yazdı. Unutmadan bir soru sorayım burada. Ara Güler, kendisinin fotoğraf sanatçısı olmadığını, foto muhabiri olduğunu söyler dururdu. İlgisi olanlar bunu bilirler. Ne dersiniz bu konuda? Geniş bir şekilde yazdım ben Ara Güler i. Size göndereceğim bunu. Orada bunun cevabı var. Ara matrak adamdır, muzip adamdır. Ortaya bir laf atar kırk sene onu tartışır millet. O da bir köşeye çekilir kıs kıs güler şeklinde. Aslında o da bunun böyle olmadığını düşünür mü diyorsunuz? Yani şimdi düşünür de düşünmez de. Ama buna benzer bir laf ortaya atardı. O bunun karakteri ile alakalıydı diyorsunuz.. Tabii Tabii. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Fotoğraf sanat mı? Şimdi benim bir şey düşünmem şart değil. Photo Journalism diye bir akım var. Yani haber fotoğrafçılığını, röportaj fotoğrafçılığını sanat değerinde yükseltmiş Photo Journalism diye bir akım var dünyada. Bir realite var, bunun sanatçıları var. E şimdi Bresson a haber fotoğrafçısı veya muhabir diyebilir misiniz? Bir yerde sanat. Werner Bischof ne bileyim Eugene Smith daha bir yığın insan.. Yani bu haber fotoğrafçılığı Kırım Savaşı sırasında başlamıştır ama Birinci Dünya Harbi ile İkinci Dünya Harbi arasında gelişmiştir. İkinci Dünya Savaşında zirveye çıkmıştır. Böyle zirveye çıkmış. Bir realite var. Onlar sanatlaştırmışlar, bütün dünyada sanat olarak kabul edilmiş bir şey. Şimdi aklıma geldi. Bir ara televizyonda açık oturumlar yapıyordu. Hulki Cevizoğlu bana devlet sanatçısı ödülü 51

54 verdikleri günün akşamı bir bakanla ikimizi açık oturuma çağırdı. Benim Konya da Mevlana dergahının avlusunda çekilmiş, mevlevileri ve oranın mimarisini gösteren bir fotoğrafım Bütün Dünya dergisinde çıkmıştı. O sayfayı açtı, bana söyler misiniz Ozan Sağdıç dedi, bu fotoğrafın neresi, niçin sanat oluyor? Bir kere dedim o elinizde tuttuğunuz sanat fotoğrafı değil. Ama sanatkârâne çekilmiş bir fotoğraf dedim. Yani bu bir olgu. Her olayı herkes çekiyor. Mesela dernekler gidiyor güruh halinde çekiyorlar. Yan yana çekilse bile bir farklılık oluyor. Yani onu dümdüz çekmek yerine en güzel ışıkla, en güzel yerden ve bütün kaidelere uygun bir şekilde, estetik şekilde çekmek var, dümdüz çekmek var. İşte orada o çektiğim fotoğrafın kendisi sanat fotoğrafı olmayabilir ancak sanatkârâne çekilebilir. Bunun kalitesi de yüksele yüksele sanat fotoğrafı oluyor. Sizin tabi edebi eserleriniz de var, çeviri rubailerden manzum çalışmalarınız, onlardan da konuşalım biraz. Benim ilk yaptığım çalışmalardan biri Hayyam rubailerinin manzum Türkçesi. Fakat kalmadı elimde. Bunun ilk müsveddelerini Talat Halman görmek istedi. Ben de verdim ona. Aradan üç dört gün geçti. Telefon açtı bana. Sesi titriyor. Ozan Bey bunlar harika şeyler diyor. O zaman dedim bunun ön sözünü yazmak size düşüyor. Sevinerek, memnuniyetle dedi. Bir de yazı yazmıştı bu konu hakkında. Diyor ki bugüne kadar Hayyam ın dünyasını Türk okuyucusuna ulaştıranların hepsine şükran duyuyoruz. Ama Ozan Sağdıç ın çalışması bunların hepsinin üzerindedir, o bu işin virtüözü, başlı başına şaheser diyor. Böyle bir şey yazmış. rubaiyi yazdım bitirdim. Rubaiyi başka kim yazmış? Mevlana. Onun rubailerini çalıştım tane yazdım. Bu da elimde yok. İstanbul da bir hemşerim bunları Esin Çelebi ye bir gösterelim dedi. Olur versin gibisinden. Bu çalışmam gitti, gelmedi. Bu rubailerin üzerine ekledim. Şefik Can ın çevirisi tane. Bunlar öz Türkçe çevrilmiş vaziyette. Baskıya hazır. Bunlar basılmadı yani? Hayır hiç basılmadı. Onlardan küçük bir seçme, beş on tanesi burada bir dosyada mevcut. Hatta Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü nün dergisinde 52 bunlardan 20 kadarı çıktı. Mevlana rubaileri de bitti. Sonra Sadi nin Bostan ını baştan aşağı manzum olarak yazdım. Sonra Hafız ın kırk rubaisi ve altmış gazeli de bitti. Şimdi Molla Cami ile uğraşıyorum. Bir de çocuk hikayeleri var. Şöyle: Beydeba nın Kelile ve Dimne si var ya. Ben oradaki hayvan hikayelerini alıp fabl şeklinde yazdım. Bir La Fontene kitabı gibi oldu. Çocuklar için ama büyükler de okuyabilir. Belki daha fazla zevk alırlar. Sizin fotoğraf kuramı üzerine kitabınız var mı? Hayır yok. Böyle bir konu üzerine kitap yazmayı düşünmediniz mi? Oğlum dedi baba böyle bir şey yapsak diye. Biraz da aklım yattı. Türkiye de fotoğraf kuramı ile ilgili kitap fazla değil. Çeviriler de birkaç tane isim üzerinden gidiyor. Sontag, Walter Benjamin vs. Sizin hem edebiyatla hem fotoğrafla bir ömürlük ilginiz, farklı bir bakış açınız var, bence sizin bu işe el atmanız gerekiyor. Yaşımız ilerledi biraz. Zamanım olabilir mi yoksa mevcut şeyleri ortaya çıkarmak mı, olabilir belki Büyük bir fotoğraf arşiviniz var. Türkiye Tarihi nin dörtte üçüne de tanıklığınız var. Arşiviniz ne olacak? Valla bilemiyorum, arşivim hakikaten çok dağınık. Onları derleyip toparlamak lazım. Ancak benim gözetimim altında olabilirse bir değer kazanır. Yoksa başkaları değerlendiremez o fotoğrafları. Böyle bir problemim var yani. Hiç düşündünüz mü ne bu arşiv ne olacak diye? Veya elle tutulur bir girişim? Kültür Bakanlığından mesela gelip soran oldu mu? Bugün ekip böyle olur yarın değişir başka olur. Mümkün değil. Mesela Şahenk ne güzel, Ara nın fotoğraflarına sahip çıktı, dünyanın parasını da verdi. Zaten bu tür durumlar için iki ihtimal var ya bir kurum gelir fotoğraflarınıza sahip çıkmayı planlar ya da siz bağışlamayı düşünürsünüz. Fotoğraf arşivimi bağışlamayı düşünmedim ama bağışlamayı düşündüğüm bir şey var. Plak koleksiyonum. Dört bin tane klasik müzik long play, evimde onlar.

55 Başlı başına müze bu Aslında yapılması gereken iş belli. Bir Ozan Sağdıç müzesi.. Bir üniversiteye bağışlayacağım bunu Ozan Sağdıç müzesi adında sizin long playleriniz, fotoğraflarınız, ekipmanlarınız çok güzel değerlendirilir. Biliyorsunuz Malatya da yaptılar. Türkiye nin en büyük Radyo ve Gramofon Müzesi ni açtılar orada.. Evet. O müzenin duvarlarını benim görsellerim süsleyecekti ve para da almayacaktım. Ben sadece projeyi yapacaktım. Radyonun ilk sanatçıları Münir Nurettin ler filan var kendi arşivimde, fotoğrafını çekmişim. İnanılmayacak sanatçıların fotoğrafları var. Onlardan çok güzel panolar yapacaktım onlara. Malatya Belediyesinin kültür müdürü geldi, biz size şu kadar para verelim siz bize verin biz kendimiz yapalım dedi. Ben de bunun kitabı olsun isterim, yapacağım şey de kendi elimden çıksın isterim dedim. Kendi bildiklerini yaptılar. Belediyenin birinden size bir teklif gelse ve şehir merkezinde bir mekan hazırladık, burayı Ozan Sağdıç müzesi olarak düşünüyoruz deseler verir misiniz? Veririm tabi, istikbali de sağlam bir yer olursa tabii. Devlet kurumları da sahip çıkma konusunda problemli.. Bazı şeyler var mesela bu Ara nın arşivi çok güzel değerlendiriliyor. Hem onun apartmanındaki yeri müze oldu. Hem de eski Bomonti fabrikasının arazisi içinde muhteşem bir müze yaptılar. Arşivi de akıl almayacak derecede büyük rezolüsyonla taranıyor sürekli. Biz öyle şeylere girişemeyiz bile, sahip çıkma öyle olur. Sizin plaklarınız, ekipmanlarız, makineler, fotoğraflar var. Bunun dışında var mı özel biriktirdiğiniz, başka koleksiyonunuz? Benim bu tarz birikimim plaklar. O önemlidir. Türkiye de başka o kadar sistematik biriktirilmiş de yoktur. Musiki tarihinin en başından en avangard eserlere kadar bütün eserler, bütün dünya literatürü var. Peki siz kendi fotoğrafçılığınızı nasıl tamamlıyorsunuz? Sosyal belgeselci, toplumcu gerçekçi.. Valla ben kendim tanımlamak yerine bir örnek vereyim. Eskişehir de bir gösteri yaptım ölçmek için. Bir kısmı öğrenciydi, bir kısmı yetişkindi. Gösteriden sonra şimdi dedim benim fotoğraflarımı tanımlayın bakalım. Bir kız öğrenci romantik dedi. Birisi gerçekçi dedi. Birisi mizahi dedi. Birisi de şiir gibi dedi. Böyle bir şey olunca ben de şiirsel gerçekçilik gibi bir şey uydurdum. Fotoğraflarımın bir kısmı soyutlamalar. Bunlarda bir sanat yapma endişesi vardır. Bunları akademik eğitim yapar gibi görsel bakımdan kendimi yetiştirmek için kullandım. Daha amatörce bir ruhla yaptığım işlerdi. Bir kısım fotoğraflar ise daha çok fotojurnalizm esprisinde insanın insanla, insanın doğayla, insanın çevresiyle ilişkilerini konu alan, biraz iyimser, biraz mutlu bir hava içinde ironi taşıyan fotoğraflardır. Yani insanın psikolojisini dışa vuran ve hafifçe bıyık altından güldüren fotoğraflardır ortaya çıkardıklarım. Espri yaptınız orada? Şiirsel gerçekçilik diye bir isim koydum ama ben isim koymadan zaten bana Fotoğrafın Ozanı dediler. Hakikaten fotoğraflarımda demek ki şiirsellik var ki böyle dediler. Ben bir öykü kurmuyorum, öykü anlatmıyorum; bir durum tespiti yapıyorum. Fotoğrafıma bakan her insan, kendi öyküsünü kendisi yazsın isterim. Son bir soru ile sohbeti tamamlayalım istiyorum. Başınızdaki kavuğu kime bırakacaksınız? Sağımda duruyor (Hamit Yalçın ı gösteriyor). Daha karar vermedim ama. Şimdilik böyle. Öyle bir sözümüz var. Çok teşekkür ediyorum size, Mahalle Mektebi dergimiz ve okurlarımız adına. Keyifli bir söyleşi oldu. Asıl ben teşekkür ederim. Memnun oluyorum böyle. Hafızamı tazelemiş oluyorum. Bir dahaki görüşmeye muhabbete devam edeceğiz. Size bir şiir sunumu da yapacağım. Katkılarından dolayı fotoğraf sanatçısı Hamit Yalçın a teşekkür ederiz. 53

56

Başarı Hikayelerinden Bazı Yorumlar

Ne zaman bir sitede başarı ile ilgili hikayeler görsem iki şey düşünürüm.

atakan sönmez

1-Bu yorumların gerçek olduğu ne malum belki kendileri yazmışlardır.

2-Gerçek olsa bile ayıp olmasın diye yazılmadığı ne malum. bu konudaki yazımı bu sayfadan inceleyiniz.

İsme özel ve ücretsiz telkinler için seafoodplus.info

——————————————————————————————————————————————
Yazan Belmax, Nisan 03,
Teşekkürler Atakan bey, 1 hafta sitenizden önerdiğiniz suçluluk ve ego telkinlerini dinledim. Sonrasında sipariş verdiğim isme özel telkinlerini dinlemeye başlayadım 3. günde özellikle iş yerimde konuşurken sıkıldığım göz temasından kaçtığım insanlarla iletişim kurarken ben bile kendime şaştım. Bu kadar çabuk etki edeceğini beklemiyodum. Aslında şok oldum diyebilirim. Nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
——————————————————————————————————————————————
Denemek lazım
Yazan eftelya, Mart 01,

Arkadaşlar bu siteyi aslında daha önce keşfetmiştim, ego- güven telkinlerini de dinlemeye başlamıştım ama annemle 2 saat dinledikten sonra müthiş bir baş ağrısıyla karşılaşınca vazgeçtik, hem çok da güvenemedim açıkçası, nerden bilecektim alttan gelen seslerin bana güzel şeyler söylediğini..
2 sene oldu ben bu siteyle yine karşılaştım, yorumlar artmış, olumlu olumsuz ütm fikirlere yer verilmesi de hoşuma gitti, şimdi dinlemeye başladım yeniden, hafif baş ağrısı yine gösterdi kendini, bu sefer sabırlı olucam..
Çünkü bunu yapmış olmak aslında bize hiç bişey kaybettirmiyor ya denersek ve hayat bize gülerse yeniden saat dinledim de sanki daha pozitif oldum ben gelişmelerden fırsat bulursam haberdar ederim, başlamak isteyenleri.. Saygılar
——————————————————————————————————————————————
olumsuz davranışlardan yavaş yavaş kurtulduğumu hissediyorum
Yazan sedat şahin, Şubat 27,

20 şubat tarihinde sitenizle rastgele tanıştım ve telkin cd lerini indirip dinlemeye çalıştım.
bir hafta ego güven güclendirici ve suçluluk duyguları telkinini gece yatarken ve mümkün olduğuncada gündüz dinledim.
itiraf etmeliyim ki, yolda yürürken daha dik ve kendine güvenli yürümeye, insanların gözüne daha rahat bir şekilde baktığımı,
hissettim. şimdi ise yani 27 şubat tan itiaren topluluk önünde konuşma 4 adet müzik ve kendine güven telkinini dinlemeye gündüz başladım.
Ancak, bu cd leri dinlediğim bu ilk günde başımda hafiften ağrı nasıl söyliyeyim bir insan kafasını bir şeye yoğunlaştırdığında beyninde bir zonklama yaşar ya işte
öyle bir hal var inşallah bu olumsuz bilincimi değiştirmeye başladığıma işarettir. Yakında sizlerle değişikliklerimi paylaşacağım. Atakan beye teşekkür ederim Allah razı olsun..
——————————————————————————————————————————————
slm atakan bey
Yazan nuenurnisa, Şubat 17,

herkese merhaba bu siteyi yeni açıp okuyan yorumları takıp eden herkese slmlar dogru seafoodplus.infoşisel gelişime yolculugum agustos ayında başladı.
——————————————————————————————————————————————

Yazan ALİ ESKİ, Şubat 08, 2

Öncelikle atakan beye böyle güzel bir hizmetten dolayı teşekkür ederim günde saat dinleyebilmeme rağmen faydasını gördüm daha fazla dinlersem daha çok faydasını göreceğime inanıseafoodplus.info Atakan beyden razı olsun. Bu güzel hizmetlerinin devamını dilerim.
——————————————————————————————————————————————
maviaşk
Yazan deniz barış, Kasım 12,

meraba telkinleri tam 21 gündür sabırla seafoodplus.info kadar etkili olacağını gerçekten tahmin etmemişseafoodplus.infoi çok huzurlu ve güvende hissediyorum, kendime güvenim geri geldi. Herşeye yeniden farklı bir gözle bakabiliyorum. içime yer edindiğini ve kurtulamayacağımı sandığım bazı problemler artık eskisi gibi beni üzmüseafoodplus.infoarın arasında daha rahatım. herşey doğal akışında ve daha net seafoodplus.infoeye devam seafoodplus.infoçekten çok teşekkür ederim&#;
——————————————————————————————————————————————

&#;
Yazan ., Ekim 28,
neden, neden,nedeeeen daha önce tanımadım ben sizi&#;.ne kadar çok rahatladım&#;şakacı gülen bir insan oldum&#;boğazım hep düğüm düğümdü sebepsiz şimdi nasıl rahatım
sözcükler yetecek mi acaba size teşekkür etmek için&#;
——————————————————————————————————————————————

FARKINDALIĞIM ARTTI
Yazan ., Ekim 28,

ikinci gün oldu dinlemeye başlayalı sitede önerilen cd leri kendime bakışım,duruşum &#;.herşeyden önemlisi farkındalığım arttı&#;&#;
&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;

muazzam
Yazan macid aydın, Ağustos 22,

daha bir gün dinlememe rağmen mükemmel bir değişim hissettim. nasıl oluyor hala anlamış değilim. Allah razı olsun
——————————————————————————————————————————————
gün içinde uzun süre dinlemek önemli.
Yazan esra yıldırım, Ağustos 16,
ben uzun süre dinleyemeyen biri olarak yazıyorum ama dinleyebilsem faydalı olacağına inanıyorum. yine de ego güçlendirici ve suçluluk telkinlerini ilk dinlediğim gün çok net bir rüya gördüm, yakın zamanda yaşamak zorunda kalacağım ve beni üzen bir durumla ilgili. tam olarak ne hissediyorsam rüyamda bunu çok açık imgelerle gördüm, sanırım bilinçaltındaki sıkıntılarla yüzleşip üstesinden daha kolay gelmeyi sağlıyor bu telkinler. daha uzun süreler dinlemek istiyorum, böylece belki diğer sıkıntılarım da kanlı canlı karşıma çıkar ve çözmek daha kolay olur.
——————————————————————————————————————————————————————-
İki gündür farkını hissediyorum
Yazan Tugba, Ağustos 14,
Tesadüfen facebook reklamından çekirdek inançta izlediğim vidyo sayesinde bu siteyi seafoodplus.infone inanıyorum sanki beynimin içinde titreşim dalgaları bütün kötülükleri alıyor huzuru müzikleri dinlediğim andan itibaren seafoodplus.infoşekkürler
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Cerennn, Temmuz 21,
Etkileri bir yana Atakan Bey&#;e teşekkürlerimi ilettim fakat burdan da söylemek istiyorum ki gerçekten maddiyattan uzak , insancıl bir yaklaşım ve samimiyet buldum seafoodplus.info önce telkini sipariş etmiştim , fakat şimdi bile yaşadığım sıkıntıları rahatça paylaşabiliyorum ve hemen ilgileniyorlar, yeni trackler ile yardımcı olmaya devam ediyorlar.Günümüz dünyasında zor olan birşeydir samimiyet , Allah razı olsun tüm destekleri için
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan EsraEkşi, Temmuz 12,
bu arada ben çalışmaların işe yarayıp yaramadığının tespiti için kalem arkadaşlarıma hiç birşey söylemeden 3 gün boyunca dinlettim.. üçüncü günün sonunda hepsi bunun ne olduğunu ne işe yaradığını sordular. öyle ki kendilerini huzurlu ve sakin hissediyorlarmış ki meraklanmışlar ve mp3&#;leri kendileri de denemek istediler&#;
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan gök, Temmuz 05,
bu siteyi keşfedeli 5 gün seafoodplus.infoüfleri hiç inanmam. bir kaç gün sonra benim doğum günüm ve ben her zaman bu günden nefret etmişseafoodplus.infole pek barışık değseafoodplus.info aşırı derecede içe dönük bir insandıseafoodplus.info hayatım sıfırdı.arkadaşlarımla bulaşmaktan konuşmaktan dahi çseafoodplus.infoıları boşverin kendi akrabalarımla zar zor konuşseafoodplus.infoç bi yapıya sahiptim her seafoodplus.info açıkçası bi yerden sonra bu başına bela oluyor insanıseafoodplus.infoık insanlardan kaçmaya başlıyorsun ve ben daha 16 yaşındayım yarın öbür gün üniversteye gittiğimde epey zorluk çseafoodplus.infoiğim psikolog yutmadığım hap kalmadı.tam ümüdümü kesmişken benden bi halt olmaz derken bu site karşıma çıktı. harika bi hediye oldu benim içseafoodplus.inforini bir kaç günde farkedilir derecede hissetim.önceden kambur yürüyen ben şimdi dimdik hayata meyden okuyarak yürüyorum .içimden mutluluk pınarı çağlayan gibi akıyor.çok mutluyum iyiki varsınız.
——————————————————————————————————————————————————————-
hayat güzelmiş:))
Yazan naylis, Mayıs 24,
slm atakan bey inanın yeniden doğmuş gibiyim sizi tv de izleyip tanıdığım güne şükrediyorum o kadar bariz değişiklikler olduki yepyeni bir ben oldum kendine güvenen bir sözle bir davranışla kahrolmayan sadece anı yaşayan veee hayata güvenen bir ben
sayenizde telkinleri yaklaşık 2 aydır dinliyorum ego ve suçlulukla başladım şimdide ihtiyacıma göre liste yapıp dinliyorum size çoooookkk tşk ediyorummmmm iyi ki varsınız iyi ki tanımışım sizi sevgiyle kalınn!
——————————————————————————————————————————————————————-
Keşke sızınle daha onceden tanışsaydım dıyorum
Yazan okan, Mayıs 23,
sızınle daha once tanışmadıgıma pışmanım ama olsun en azından zararın neresınden donersen kardır derler ama yınede ınsan kendını alamıyor bu sıteyle karşılatıgım gunden berı hayatım cok ama cok farklı değişti sanki beklıyordumda gelmıcekmış gıbı olan bır hayat da karşılatşım ıyıkıde karşılaştım dıyorum şımdı seafoodplus.infoçmışe donup baktığımda uzerıne sunger çektım seafoodplus.infoı sayflarla dolduryorum umarım heryşey başladıgı gıbı devam eder dıye umuyorum &#;herşey ucretsız telkınlerınızı dınlemekle başladı seafoodplus.infoan çekırdek ınançla devam edıseafoodplus.info yenı başladı sankı hayat seafoodplus.infoıgım teklıflerı aldım kısa bır surede olsa yakın zamanda uzağa gıttım kafam ınanılmıcak şekılde dınç olarak gerı seafoodplus.infoa yarışıyorum sankı herşey nızamı bır dısıplın ıcıne gırdıseafoodplus.info daha dık duruyorum seafoodplus.infoşeyın daha farkında yım artık seafoodplus.infoı bılınçlı yaşadıgımında seafoodplus.info ya herşey çok guzel olacak evet herşey çok guzel oluyor..ÇOK ÇOK TEŞEKKUR EDERIM SIZLERE TANIŞTIGIMA VE BANA YARDIMCI OLDUGUNUZ ICIN KEŞKE BU SITEYLE DEGIL SIZLERLE DAHA ONCEDEN TANIŞseafoodplus.infoın cdlerı ve mp3 lerınızı dınlıyorum hayatt toz pembe değil daha net gorunuyor artıseafoodplus.info sade daha anlaşılıseafoodplus.infoın basitlıklerını gormuyorum ..ınanamıyorum bazen kendıme ışte gerçek ben dıyebılıyorum artık&#;bu sıteyle tanışıpta pışman olan oldugnu sanmıyorum pışman olan varsada kendını kandıryor derıseafoodplus.infoı gonulden ve yurekten sızlerı tebrık edıyorum çalışmalarınızda başarılar dılıseafoodplus.infoılarımla okan
——————————————————————————————————————————————————————-
teşekkürler 🙂
Yazan kendimiseviyorum, Mayıs 06,
artık daha mutluyum. haklı mıyım bilmiyorum ama yaptığım şeylerde sadece kendimi suçlamıyorum. daha dik yürüyorum ki zaten bunun için çaba gösterirdim , artık daha da fazla. belki de rahatsız oluyorum dik durmayınca . kendimi seviyorum. kendimi beğeniyorum. kendimi tam bu halimle kabul ediyorum. her sabah aynaya bakıp kendinize iltifat edin tatlı bir söz söyleyin mesela kendinizi daha da çok seviyorsunuz
daha doğru düşünüseafoodplus.infoarın konuşurken gözlerime bakmaları sanki rahatsız etmiyor. ve daha az takıyorum. daha az etkileniyorum belki de. yaşam daha eğlenceli. yaşamanın sağlıklı olmanın değerini daha iyi biliyorum başkaları için de. minnet duygusunu arttırdı. çünkü yaşama bağladı. çünkü daha az takıyorum ve kendimi daha çok seviyorum
iyi ki ben benim.. alıntı denebilr, kndimi çok seviyorum ben olmsam yaşayamam
)
——————————————————————————————————————————————————————-
depresyon
Yazan biyolog58, Nisan 18,
tesadüf eseri bulduğum siteden ücretsiz telkinleri indirdim ,depresyon ve anksiyete problemim var ,
daha ilk günüm ama kendimi güçlü ve kendine güvenli hissediyorum ,yalnız ego güçlendiricide biryerde tarif edemeyeceğim güzel bir his yaşıyorum hep aynı yerde oluyor ve de ,umarım çok daha iyi gelecek
——————————————————————————————————————————————————————-
muhalefetlik
Yazan Göknil Gökçe, Nisan 18,
ben herşeye muhalefet olan bir insandıseafoodplus.infoç gün önce Abdullah Bey aracılığıyla aldığım telkin cdsi sayesinde ilk günden itibaren acayip bir sakinlik ve uyumluluk başladı seafoodplus.infoı zamanda kahraman kurtarıcı ve taş kalplilik de vardı fakat bunlar da şimdiden aşırı derecede azaldı yakında biteceğine de seafoodplus.infouh Beye çok teşekkür ediyorum
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan serap, Nisan 08,
çok ilginç umarım bana iyi seafoodplus.infoçluluk duygusu ve ego güçlendirici ile başladıseafoodplus.info ilgimi birşey çekti suçluluk duygusunu dinlerken bir yerde sinirleniyorum sanki,ego güçlendiricidede bir yerde gülüyorum hep aynı yerde oluyor bunlarr çok ilginç.daha ilk günüseafoodplus.info gündüz işyerinde seafoodplus.info odam var kimsede rahatsız seafoodplus.infoçi müzikler güzell seafoodplus.infoe sağlık güzel bir site ve çalışmalarda çok güzell umarım banada faydası olucak çok teşekkür ederim.
——————————————————————————————————————————————————————-
telkinlerin var olup olmadıgını soran arkadaslara
Yazan gülçin, Nisan 07,
arkadaslar telkınler sarkıların ıcınde gercekten var. kısık sesle ve duyulmaz desede duydugumu soylemek ıstıyıyorum. özellikle depresyon dunde kaldı klasık muzıgınde cok net bı sekılde var oldugunu soyleyebılırım. klasık muzıgı tutkuyla seven bırı olarak dınledım muzıgı ve telkın var mı yok mu dıye dınlemedım ama yakaladıgım kelımeler var olmak,yasamak,o dündü, karamsarlıklan kurtulmak,her sabah vs. arka planda kısık sesle ama sevkle bırseyler soyleyen guzel bır erkek sesı var
tabı ne dedıgını anlamıyorum sadece yakaladıgım bunlar oldu
marıfet sarkıda degıl telkınde yanii. iki gündür dinliyorum artık uyku sorunum kalmadı cok uyuyan bır ınsandım ben ama artık cok gecte yatsam sabah cok dınc uyanan bır ınsan oldum. ruh halımse gayet ıyıye gıdiyor ve tum arkadaslarıma tavsıye edıp dınlemelerını saglıseafoodplus.info farklı degısımlerım olunca yıne buraya yazacagım. emegı gecen herkese tesekkuler&#;
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan kelebkk, Mart 26,
merhabalar,bu siteyi ve telkinleri hazırladığınız ve bunları cömertçe paylaştığınız için çok teşekkür ederim öncelikle
daha önceden bu telkinleri duymuş, yabancı yazarı olan bir kitaptan aldığım cd&#;den de denemiştim herhangi bi fark görememiştim sanırım ingilzce olmasından kaynaklanıyordu.dün tesadüfen burayı keşfettim çok heyecanlandım türkçe olmasından dolayı ve gece hemen uykumda dinledim
daha ilk günüm olduğu için yorum yapamam ama bikaç günde sonuç alacağımdan okdr eminimki
normalde çok büyük bi uyku sorunum vardır 12den önce kendiliğimden uyanmam imkansız ve yataktan zorla kalkarım hep,ama bugün da kendiliğimden çok dinç ve mutlu uyandım çok şaşırdım telkinlere bağladım bunu,bundan farkedilir bi sonuç aldığım andan itibaren ücretli siparş vermek istiyorum bi problemimin de çözümü için
çok teşekkür ederim bizlere bu telkinleri sunduğunuz için..
——————————————————————————————————————————————————————-
Dinleyemedim&#;
Yazan selma topal, Mart 02,
Açamadım bir türlü
oysa dinlediğim yorumlar etkiledi beni..
hala çabalıyorum.. iyi şeylere ihtiyacım var . belki bende bazı yuklerden kurtulurum
——————————————————————————————————————————————————————-
SOSYAL FOBİ
Yazan seniha, Şubat 26,
Bu siteyi internette gezinirken budum .Bilinçaltıyla ilgili kitapları daha önce okumuştum . Telkinlerin faydalı olabileceğini düşündüm. Günde saat dinleyemedim ama birkaç saat dinledim. İlk zamanlar telkinlerin etkisini göseafoodplus.info bilinçaltım ço doluydu. Birkaç ay sonra dik oturmaya başladım.Çalıştığım işyerinde bir idarecemiiz bana haksızlık yaptı. Onunla konuştum ve hakkımı aradıseafoodplus.info bir başlangıç.İleride daaha büyük değişimler olacağına inanıyorum .Ücretsiz telkinler için teşşekkür ederim
——————————————————————————————————————————————————————-
garip rüyalar
Yazan degişim, Şubat 21,
merhaba bende dün gece ego güçlendiriciyi dinledim ve gece çok garip rüyalar gördüm sanırım bilinç altını etkiledigi için böyle oluyor
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Ceren, Şubat 11,
Merhabalar Arkadaşlar ,
Ben de telkinleri dinledikten sonra yaşadığım değişimleri sizlerle paylaşmak ve bu şekilde Atakan Bey&#;e de teşekkür etmek istiyorum aynı seafoodplus.info ve suçluluk telkinleriyle 1 hafta geçirdikten sonra,ki sadece gece uyurken bilgisayarı açık bırakıyorum uyanana kadar,aynaya baktığımda daha mutlu daha güleryüzlü bir insan görür seafoodplus.infoıntı haline getirdiğim ne varsa aklımdan silindi farkında bile seafoodplus.infoçtiğim kıyafetlerden konuşma tarzıma kadar pekçok şey değişti.Tüm bunlarla beraber ücretli cd de sipariş seafoodplus.infoğinde ve etkilerini gördüğümde de yazıseafoodplus.infoe şanslı ve mutlu günler
——————————————————————————————————————————————————————-
İŞE YARIYOR
Yazan ipekibirisim, Şubat 11,
merhaba,
görüyrum ki okudugum kadarı ile hemen hemen herkes kendisinde denemiş telkinli müzikleri. ben eşimde denedim. o gece uyurken başucunda açıverdim müzikleri. ve zamanla iç sıkıntılarının azladıgını öfkesini kontrol edebildigini, özgüveninin geliştigini, daha pozitif oldugunu gözlemledim. yakında sigarayı bıraktıracam ona
haberi bile yok ahahah&#;.. ben de kilo verme scripti ile diyetime destek alıyorum. zira kibrit kutusu kadar peynirle kim doyar. ama doyuyorum&#;
SORU: scriptlerin çocuklar üzerindeki etkisi nedir? kilo verme telkinini çocukların yanında dinlemek iştahlarını keser mi?
sevgi ve saygılarımla&#;&#;&#;
——————————————————————————————————————————————————————-
sanırım işe yarıyor..
Yazan kader, Şubat 09,
bugün ikinci günüm.. Dün dinlemeye başladığımdan beri kendimi çok mutlu hissediyorum.
Durup dururken gülüyorum.
İnşallah hep böyle seafoodplus.info halimi çok sevdim..
——————————————————————————————————————————————————————-
merhabalar
Yazan hatice, Ocak 26,
hayatim degistiyi dun kesfettim ve cok ilgimi cekti telkinleri indirdim ve dinledim dun bayagi sonrasinda basim agridi ve fena halde susuzluk cektim benim sormak istedigim ben kilo vermek istiyorum ama cocuklarimla birlikte dinlersem onlarada zarari olurmu merak ettim ayrica depresyondaydim ve ilk olarak ondan ve kendine guvenden basladim kilo vermek icin olan telkini bunlarla dinleyebilirmiyim yoksa biraz suremi gecmeli onu cok merak ediyorum?Ayrica tesekkur ederim ise yarayacak gibi bir his var icimde ve buna cok inaniyorum

——————————————————————————————————————————————————————-
İnanması güç gelemişti,yanılmışım
Yazan fomino, Ocak 10,
Başta saçma gibi gelmişti ama bir yandanda bu kadar yorum yapanların boşuna konuşmadıklarını anladıseafoodplus.info sabırla dinlemeye başladım ve gerçekten değişimler olduğunu yaşadım önceden düşündüğüm zaman kendimi kötü hissederdim ama şimdi artık düşünmekten korkmadığımı ve inancımın nasıl sağlamlaştığını kendime olan güvenimin gelmesini hayata başka yönden bakmayı öğrendim başta rabbimin yardımı var elbette çok şükür herşeye, hatalarımdan utanmak yerine onlardan aldığım dersleri düşünüyorum bence ilkönce ne istediğimizi ve inanmayı bilmemiz gerek inanırsak inşallah herşeye sahip olabiliriz çok teşekkür ederim bunları bizlere sunduğunuz için allaha emanet olun sevgilerimle&#;
——————————————————————————————————————————————————————-
KESİNLİKLE DİNLEYİN &#;.KEŞKE ÖNCE TANISAYDIM BU SİTEYİ&#;
Yazan cansuu, Aralık 27,
SABIRLA BİR HAFTA DİNLEYİN seafoodplus.infoCAKSINIZ ETKİSİNİ seafoodplus.infoZCE TELKİNİ DİNLİYORUM ŞUAN MOTİVASYONUM SUPER YAVAŞ YAVAŞ KONUŞMAYADA BAŞLADIM seafoodplus.infoRIN İHTİYACAI VAR SİZE seafoodplus.info VARSINIZ ..ÇOK BAŞARILI BULUYORUM. SİZİ ATAKAN BEY seafoodplus.infoŞEY İÇİN TEŞEKKURLER SAGOLUN..
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan değişim20, Aralık 25,
merhaba arkadaşlar ben bu siteyi tesadüfen 2 gün önce seafoodplus.info tarz şeylere merakım olduğu için de mp3 leri hemen indirdim .suçluluk ve ego güçlendirici yi dinlemeye başladıseafoodplus.info deyken,uykuya dalarken ve gündelik işlerde fırsat buldukça seafoodplus.infoisiz 8 saat dinlediğim hiç olmadı fakat değişimin sadece 1 gün gibi kısa bir sürede kendini göstermesi beni epey mutlu seafoodplus.info astigmat var ve gözlük kullanıseafoodplus.infoleri dinledikten sonra gözlerimde belirgin bi farklılık oldu mesela.çok iyi derecede keskin görmeye başladım ve dik yürümeye seafoodplus.infoi daha rahat seafoodplus.infouk içerisindeyken önceden söylemeyi sakındığım şeyleri sakınmaya fırsat bulmadan ağzımdan çıkmış buluyorum : ) ben 2 gündür eski ben değilim anlayacağınız : ) kilo verme ve sosyalleşme telkinlerini de dinleyip hayatımı tamamen değiştireceğim ve fırsat buldukça da sizlerle paylaşacağıseafoodplus.infoği geçen herkese teşekkür ederim&#;
——————————————————————————————————————————————————————-
sınıfta soru sorabiliyorum 🙂
Yazan Kübra, Aralık 17,
öncelikle bu faydalı site için çok çok teşekkür ederim. telkinleri dinlemeye başlayalı 5 gün seafoodplus.info ben kendimde yavaş yavaş değişiklikler görüyorum. mesela şimdiye kadar sınıfta soru sormaya çekinirdim. bunun sebebi önceki yaşantılarım seafoodplus.info sormayı düşünmek bile kalbimin yerinden çıkarcasına çarpmasına sebep olurdu. ve asla o soruyu sormazdım. ama dün bi şey değişti. sanki ben değildim o soruyu soran. sınıfta herkes dersi dinlerken kafama takılan şeyi kalp atışlarımda bir değişiklik olmadan sorabilidim. ilk kez duydum sesimi sınıf ortamında.. bu benim için çok çok byük bir gelişme. eminim ilerleyen zamanlarda daha da rahatlicam hayata dair.
gerçekten çok çok teşekkür ederim.. bence herkes bu telkinleri denemeli..
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Aydan, Aralık 05,
nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum, sadece 1 hafta dinleyerek, beni yiyip bitiren sorunlu bir ilişkiyi bitirebilecek gücü kendimde buldum. suçluluk duygusu ve ego güçlendirici telkin leri dinledim. şimdi sosyallik arttırıcı ve kendine güven telkinlerine başlayacağım. yeni hayatım için sonsuz teşekkürler&#;.
——————————————————————————————————————————————————————-
süper bişi
Yazan baran, Aralık 04,
kendine güven scriptini dinledim ,kendimi çok iyi hissediyorum,,kendime çok güveniyorum&#;
——————————————————————————————————————————————————————-
merhaba
Yazan hülya, Kasım 28,
3 aydır telkinleri seafoodplus.infoılmaz değişimler yaşıseafoodplus.infoşlangıçta doğru bir şey yapıp yapmadığım konusunda kuşkularım,korkularım vardı.Fakat kendimi o kadar dipte hissettiğim bir dönemde tesadüfen bu siteye rastladım ki kurtarıcı gibi telkinleri dinlemeye başladım o dönemde benim için can kurtaran simidi oldu bu seafoodplus.infori görmeye başlayınca iyice sarıldım telkinlere ve forumdaki paylaşıseafoodplus.infoşekkürler Atakan seafoodplus.info öncede duygularımı paylaştıseafoodplus.info sitede bu paylaşımlarımı göseafoodplus.info yalnış yapıyorum,forumda nasıl günlük açabilirim yardımcı seafoodplus.infoŞEKKÜRLER.
——————————————————————————————————————————————————————-
Denemelisiniz
Yazan hülya, Kasım 27,
3 aydır burdayıseafoodplus.info kelime ile müthiş
——————————————————————————————————————————————————————-
slm
Yazan erden, Kasım 11,
iyiki varsınız
——————————————————————————————————————————————————————-
harika
Yazan ali, Kasım 01,
sitenizi tesadüfen keşfettim, iki gün seafoodplus.info gündür suçluluk duygusu ve ego güçlendirici telkinlerini dinliyorum. değişimi bir kaç saat içerisinde farkettim. Atakan Bey, size ve ekibinize çok teşekkür ediyorum.
——————————————————————————————————————————————————————-
sabır biraz iyi gelebilir sanırım
Yazan dilarakahraman, Eylül 05,
bugün buldum burayı ve aşırı depresyondayım. bi kaç müzik dinledim ve rahatlama olağan üstü kendimi değiştirmeye başladım bile herkeze geçmiş olsun herkez iyi olur umarım site sahiplerine teşekkürler
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan ylmz01, Eylül 02,
daha bir gün oldu güven telkini dinleyeli ve gerçekten dik yürümeye başladım kafanda sanki harika düşünceler var gibi anlamadım ama hoşuma gitti smilies/seafoodplus.info
——————————————————————————————————————————————————————-
umut
Yazan gönül, Ağustos 23,
mrb öncelikle her şey için teşekkürler.. yalnız bir sorum var. verilen müzikler ney., doğa ve klasik tarzında. bunların hepsini mi dinlememiz gerekiyor. bi tanesi yeterli olmaz mı? iyi çalışmalar&#;
——————————————————————————————————————————————————————-
deneyin
Yazan chen, Ağustos 11,
Bu siteyi kendim buldum. Bulduğum sırada da inanılmaz baş agrıları çeken, yorgun uyanan, her gününü verimsiz geçiren bir kişiydim. Cdleri dinlemeye başlayınca ilk olarak baş ağrım ve yorgunluk hissim kalktı. yaklaşık 2 haftadır dinliyorum ve kendimi çok iyi hissediyorum. Yaşamım çevremdeki insanlara göre iyi gibi gözükse de aslında çok mutsuz bir kişiydim sanki yaşamıyordum ağrılarımdan etrafa bakamıyordum. gitmediğim doktor, hoca kalmadı sonuç hep geçiçiydi. artık inanıyorum bu yöntemle sonuna kadar, hayatı hissederek yaşayacağım. Yeni cdler sipariş ettim onlarla ilgili yorum da yapacağım.
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan muhteşem !, Ağustos 09,
suçluluk ve egoyu 4 gündür dinliyorum birlikte,kafam boşaldı muhteşem bir sakinlik ve dinginlik içindeyim,artık çok daha sağlıklı düşünüyorum,olaylara daha pozitif yaklaşıyorum,ne yaptığımın ve ne yapmak istediğimin farkındayım,bu siteyi hiçbirşeye değişmem,dünyanın en büyük hazinesi değerinde,insanın içindeki olağanüstülüğü su yüzüne çıkaran bir olay,tüm yakınlarımı tanıdıklarımı bilgilendiriyorum,ve dinlemeyen herkese mutlaka tavsiye ediyorum.
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan canan, Mayıs 19,
evet bende yaklaşık bir haftadır seafoodplus.infoçekten dinlediğimin 2.günüydü gece tuvalete kalktım ve arkamdan biri beni dikleştirdi sanki birden bire dimdik durmaya başladım ve hiçte zor olmadığını gördüm.(ben hep dik durmaya çalışıdım fakat sırtım ağrıdığı için tekrar omuzlarım düşük pozisyona dönerdim.)hiç sırtım ağrımadı. daha mutluyum. son aylarda annemle babama takmıştım onlara çok kızgındım ve ağlayıp duruyordum. şimdi onlara hiç öfkeli değilim. geçmişte ne olduysa oldu diyorum. beynim düşünmek bile seafoodplus.info benim egom çpk kötümser bir olay olduğunda yada olmadığında hep seafoodplus.infoık onunlada konuşuyorum. büyü artık kötü günler geçti diyorum. benide karamsarlığa sürükleme diyrum. kısacası dinlemeye devam&#;.
——————————————————————————————————————————————————————-
ego ve suçluluk
Yazan aylademir, Nisan 29,
seafoodplus.info quantum ıle ılgılı bılgılenmek ısterken ,bırde baktım bu sıtedeyım.bıraz ınceledım seafoodplus.info ucretsız ego ve suçluluk scrıptlerını ındırıdm gundur .gun ıcınde butun gun açık dınlıyorum&#;ılk dınler dınlemez dha yorumlara bakmamştm bıseafoodplus.infoımde bı dık durma geregı hıssedınce gun ıcınde bugun yorummlara bakndım bıseafoodplus.infoen kaynaklanıyormuş&#;çok hoşuma gııtıı&#;faakt başım da hafıf sıddette agrı var 2 gundur..
BENIM MERAK ETTGM BENIM UCRETSZI INDIRIDGM LINKTEN EGO VE SUÇLILUK MUZIGI AYNI&#;.SEBEBINI OGRENMEK ISTIYORUM&#;
——————————————————————————————————————————————————————-
ACABA GENÇLİK Mİ
Yazan Ali SEKÜLÜ, Ocak 07,
10 Gündür dinliyorum eşim ve kızım yüzümdeki kırışıklıkların gittiğini söylüseafoodplus.info baktım evet.
——————————————————————————————————————————————————————-
Telkinler mükemmel derecede ve başarılı
Yazan Soner Bulan, Ocak 06,
Bundan 2 haftadan daha az bi süre içerisinde gerçekten hayatta enerjisi tamamen tükenmiş bi genç olarak 2 senedir hayatımı sürdürüyordum. Telkinleri ilk kez dinlediğimde hiç ön yargılı davranmayarak bilgisayar başında ve uyumadan önce yatarken dinledim. Bazı günler o şekilde uykuya daldığımı bile farkettim. Ve aradan 1 hafta geçtikten sonra sürekli beynimde dönüp duran endişeler düşünceler beni gerçekten yorarken şimdi ise sadece anı düşünüyorum. Derslerimi aksatmıyorum. Bu finallerimin dönemine denk gelmesi ayrı bir olay ve finallerime çok iyi bi enerjiyle hazırlanıyorum.. 5 gün öncesine kadar hayattan beklentim yokken bugün spor yapmayı düşünüseafoodplus.infoE TAVSİYE EDİYORUM ÖN YARGISIZ SADECE DİNLEYİN
——————————————————————————————————————————————————————-
gece rüyaları
Yazan tnrtnr, Ocak 01,
ilk bir hafta ego güçlendirici , suçluluk duyguları ve zinde uyanmayı dinledim. ilk 5 gün boyunca değişik ama bana göre anlamları olan ve bugüne kadar çektiğim en büyük sıkıntılarla ilgili kabuslar gördüm. Fakat bu kabusları gördükçe bir hafifleme geldi ve kendimi 5. günün sonunda yeterince huzurlu hissettim. 5. günden sonra kabuslarım bitti. Sanırım bilinçaltındaki yabani otlar temizlenmişti. Şimdi sıra sosyallik arttırıcı ve zamanı etkili kullanma v.b. telkinleri dinlemeye geldi. Ben liseden sonra pisikolojiye ilgi duymaya başladım ve bu konuda bir çok parapsikolojik kitaplar okudum. işin ilginç tarafı bu pisikolojik kitaplardaki söylenen şeyleri yapıyorsunuz hayatınız değişmeye başlıyor bu bir gerçek ama, etkisi uzun sürmüyor. inş telkinler bilinçaltımı kalıcı olarak bir değişikliğe yol açacak şekilde değiştirir ve buna bende inanıyorum. Şu ana kadar bir olumsuzlukla karşılaşmadım. Kendimi format atılmış PC gibi hissetmeye başladım
Telkinleri hazırlayanlara çok teşekkküler&#;
——————————————————————————————————————————————————————-
kesinlikle etkili
Yazan -, Kasım 21,
Ücretsiz telkinleri önce indirmiştim, işyerinde saat dinliyordum ama sanırım yeterli değildi, o zamanlar pek etkisini görmediğim için bıraktım. 10 gün önce tekrar dinlemeye başladım, ama uykuya dalmadan önce açıyorum ve tüm gece boyunca uykuda dinliyorum. İlk dinlediğim gece, gece terlemesi çok fazla oldu, başağrısı, mide bulantısı yaşamadım. Şunu söyleyebilirim ki, 10 gün olmasına rağmen kendimdeki değişikliklere inanamıyorum, kendime güvenim çok fazla, karamsarlıktan tamamen kurtuldum. Eskiden çok fazla uyurdum, işim gereği erken kalkıyordum ama gün boyu uykulu oluyordum ve işten geldiğimde hemen uyumak istiyordum, bu durum geçti. Telkinler bende çok etkili oldu, herkese denemelerini öneriyorum, her şey için teşekkürler.
——————————————————————————————————————————————————————-
telkin
Yazan armenak, Ekim 06,
ben dün keşfettim bu siteyi ve hemen dikkatimi çekti. yakı bir zamanda Alfred Brauchle isimli bir psikiyatristin &#;İpnotizma ve Telkinle Tedavi&#; isimli bir kitabını okumuştum. telkinin neler yapabileceğini anlamak için çok faydalı bir kitap cem yayınlarından kamuran şipal çevirisi&#; okumasını öneririm. sadece gece uyurken birinin kulağınıza bir kaç kez basit cümlerele fısıldaması bile bazen müthiş etkiler yaratabiliyor kitapta bir çok bilimsel örnek var.
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan sudem, Ağustos 18,
Arkadaşlar, birşey sormak istiyorum, yorumlarda Rüyalarınızı hatırlamaya başladığınızdan, ilginç rüyalar gördüğünüzden bahsetmişsiniz, bunu hangi telkinleri dinleyerek başardınız, benim de rüyalarımı hatırlaymama gibi bir durumum var

Sevgiler

——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan derya, Temmuz 28,
slm ben daha şimdi uye oldum ve pc den cekim yasası hakkında yazılar okurken ordan busiteye gectim henüz hic bişe dinlemedim heüz hic bişe okumadım sadece dinleyenlerin siz arkadaşların yazılarını okudum gercekten inanılmaz şeyler yazıyosunuz bende denemek istedim ama önce hic dinlemeden yazayım dedim dinledikten sonrada yazacagım bakalım neler degişecek saygılar inşallah hayatım degişir düşüncelerim degişir hadi hayırlısı
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan mutluyum, Temmuz 16,
merhabalar bende telkinleri dinleyeli 20 gün oluyor ve çok faydasını gördüm.içim huzur dolu sanki özellikle ney sesi hoşuma seafoodplus.infoe insanlarla olna iletişimimde bazen zorluklar çekiyordum ama şimdi çok daha rahatıseafoodplus.infoşiminde telkinlere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum ama o inanmıyor ama yanımda olduğu zamanlarda dinlemiş oluyor acaba inanmasa bile o da yararını görür mü merak ediyorum&#; inşallah.
Atakan Bey &#; e de çok teşekkürler Allah Razı Olsun
——————————————————————————————————————————————————————-
teşekkür
Yazan mehmet cemil, Mart 15,
ben daha yeni başladım bu telkinlere ve yorumları gördükce de içimde kıpraşmalar oluyor ve yeniden umutlanıyorum.önceden de böyle olurdu umutlanırdım birkaç gün böyle giderdi ama yeniden mutsuz hallerime dönerdim umarım böyle seafoodplus.infoında şöyle de düşündüğüm oldu acaba insanlar psikolojik olarak mı etkilenip böyle mutluluk mesajları yazıyorlar diye ama gerçekten öyle değildir çünkü lerce insandan 99 larcası
aynı yola çıkan şeyleri yazmış yani hepsi iyi inşallah bana da etki eder ve eminim etki edeceğinden de atakan bey size çookk teşekkür ediyorum öncelikle bu hizmeti ücretsiz verdiğiniz için bunu çok az insan yapar aylardır internette surf yapıyordum ücretsiz eğitimler ve motivasyonlarla ilgili birtek burayı buldum demek ki çok az sizin gibiler allah sizden razı olsun bunca insanın duasını aldınız benim de dualarımı alıyorsunuz umarım okursunuz bu mesajımı çoook teşekkürler sizlere
——————————————————————————————————————————————————————-
çaba
Yazan zeynep, Ocak 08,
Arkadaşlar elbette inanç çok önemli ama kişinin kronikleşmiş yanlış inançları (mutsuz eden ve ilerletmeyen) olduğu sürece onları silmek ve yerine kişiyi huzura kavuşturup hayalleri için çalışmaya motive edecek şeyleri koymak hiç de kolay değil. Yani öyle söylenildiği gibi değil &#;iş sende bitiyor&#;. Sende bitiyor ama dışında ihtiyaç duyduğun şeylerle&#; Destek gerek yani&#; Benim burda bulduğum şey tam da bu. Dinlemeye başladığım ilk gün sadece mide bulantısı ve baş ağrısı yaşadım. Birkaç gün ara verdim ve sonra tekrar dinlemeye başladım. Hemen o akşam ne kadar neşeli ve pozitif olduğumu söyledi bir arkadaşım. Ertesi gün uzun zamandır ertelediğim şeylere bir bir el atmaya başladım. Ben hayatımı istediğim yönde değiştirmek için gerekli olan desteğimi buldum, umarım siz de bulacaksınız. Herkese sevgiler&#; Site yöneticisi sonsuz teşekkürler&#; Zeynep
——————————————————————————————————————————————————————-
Harika:)
Yazan Beyhan, Kasım 13,
Ben henüz 1 haftadır dınlıyorum
bugun bıraz gergındım sınırlıydım. ama farkedıyorum kendımdeki degısıklıgı..
rüyalarımı hatırlıyorum artık ve çok güzel..
çok teşekkürederim..

——————————————————————————————————————————————————————-
Ben ne olduklarını biliyorum ama diğer dinleyenler bilmiyorlar&#;!!!
Yazan azizeg, Ekim 19,
Hala şaşkınım. Telkinleri dinlemeye başlayalı 18 gün oldu. Forumlarda yazılan gelişmelere tek açıklamam İnanırsan olurdu. Ama tüm müzikleri ne olduğunu bilmeden benimle birlikte dinleyen annemde ve çok az dinlemesine rağmen babamda gördüğüm değişiklikler ve ilginç rüyalar, susuzluk gibi belirtiler beni giderek daha da şaşkına çeviriyor.
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Denizzine, Ekim 08,
4 senedir panik atak hastasıyım ve kendimi ne kadar güçlü bir şekilde bağladıysam olaya 1 günde sadece saat dinleyerek bile 2 .güne farklı biri olarak girmemi sağlıyorum sadece 8 saatlik bir dinleme 4 yıllık panik atağımı aldı götürdü benden seafoodplus.infoılmaz.!
——————————————————————————————————————————————————————-
!!!!!!!!!!!
Yazan Dahaka, Eylül 11,
Daha geçen gece saat ego ve güven .mp3&#;lerini dinledin normalde saat gece 6&#;da yatıp gündüz 1&#;de kalkan ben ilk defa &#;ta uyandım nasıl olduda saat uyudum ben bile anlamadım ve çokta dinçtim 1 günde bile etkisini gösteriyor.Göstermeyenler ise bence biraz sabırlı seafoodplus.info sitede emeği olan herkeze teşekkürler çok iyi iş çıkarmışsınız.
——————————————————————————————————————————————————————-
sosyal fobi
Yazan zakgül, Eylül 11,
Merhabalar
ben 1 buçuk aydır bu telkinleri dinliyorum.Özellikle ego güçlendirici ve suçluluk duygularını yogun olarak dinledim daha sonrada diğerleri ile karışık dinlemeye başladıseafoodplus.info zamanlar sabretmeme rağmen hiç bir değişiklik olmadı.Hergün aynaya bakıp dik durup durmadığımı kontrol etmek beni çok sıkmıştı.Ayrıca eşimin artık bu müzikleri evde duymak istemiyorum şikayetleride beni bıktırmıştı.İşim gereği okullar açıldığından bu yana bu telkinleri çok az dinleyebiliyorum.Şuana kadar hiç gece dinlemedim.Şuan kendimde gerçekten bir çok değişikliğin başladığını göseafoodplus.infori çok geç yatmama rağmen sabah erken kalmada problem yaşamıseafoodplus.info fobimden dolayı her sabah işe giderken ,otobuse binerken yaşadığım stresi sanki son günlerde hissetmiyorum.İş yerinde yaşadığım panik sanki azaldı ben artık işleri eskisi gibi öseafoodplus.info panik havası seafoodplus.infodiğim ve bana dağ gibi görünen ev işleri artık bana daha kolay ve pratik gelmeye başladı. Ayrıca 17 gündür geceleri kendine güven konusunda başka bir cd dinliyorum.Şimdi düşünüyorum acaba hangisi bendeki değişimin nedeni.Çünkü sosyal fobim panik atak seviyesine ulaşmıştı ve ben artık nefes alamıyordum.Şuan bu siteyi hazırlayanlara ve diğer dinlediğim cd yi hazırlayanlara dua ediyorum.Eğer okul idaresini ikna edebilirsem okulda kullanılan müzikleri değiştirip bu telkinli müzikleri kullanmayı düşünüseafoodplus.infoıca öğrencilere uyguladığım grup terailerindede fon müzik olarak bu müzikleri kullanmayı düşünüyorum.
İnşallah daha çok insanda bu değişimleri başseafoodplus.infoğer arkadaşlara tavsiyem birazcık sabır ve özellikle gece dinlemeleri çünkü daha etkili olduğunun düşünüyorum.
——————————————————————————————————————————————————————-
soruu
Yazan gizemist, Eylül 09,
seafoodplus.info once degısımlerımden bahsetmıstım evet gun gectıkce daha ıyıye gıdıseafoodplus.infoıden takıldıfgım seyler sımdı komık gelıyor ırdelemıyorum,olayların uzerıne gıtmıyorum,oldguna bırakıyorum..ıyı hısedıseafoodplus.infoı kızgınlıkları unuttugumu farkedıyorum&#;15 gun oldu ego ve sucluluk telkınlerı ıle basladıseafoodplus.info sıralar sucluluk telkınını bırakmam gereklı,fakat bırakmaya seafoodplus.infoı bırakınca hersey tersıne donecekmıs gıbı gelıseafoodplus.infoıde bu kaygıdan kaynaklı bas agrıları olusmaya basladı yenıden &#;.ama ılk bastakı gıbı degıl daha yogun&#;nasıl yapsam,yavas yavas mı azaltsam sucluluk telkınlerını..fıkır verırsenız sevınırıseafoodplus.infoıca atakan beyden rıcam öfke kontrolü ile ilgili telkin hazırlrsa cook sevınecegım,,sevgiler..
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan süleyman zengin(cedrus48), Eylül 04,
Ben yukarıdaki yorumuma ek olarak şunuda belirtmek istiyorum bu telkinlerin bana olan etkisini sadece kendim göseafoodplus.infoısını çevremde söylüyor.Eşim dahl herkes şaşkın çünkü hepsi değişimin farkındalar telkinleri dinlemeden önce daha önceleri çok anlayışsız sabırsız sinirli bir insandımKarşımdakini çabuk kırıseafoodplus.info eve geldiğimde bazen hatta çoğu zaman çok sinirli seafoodplus.info da nedeni iş yerindeki stresi gerginliği eve taşımak .Evde bir söz bile tartışma çıkmasına neden seafoodplus.infoçi bunun adına tartışma denilirmi bilmiyorum.Çünkü haklıyjen de ben haklıyım haksızkende.Çünkü yaptığım tek şey sinirlenip terslemek seafoodplus.info şimdi telkinlerden sonra artık çok anlayışlı stressiz karşındakini dinleyen karşındakinin fikrine saygı duyan biris seafoodplus.infoi bu değişikliği görenelr bunu sebebini öğrenmek istiyorlar bende bu siteden ve telkinlerdenn bahsediyorum.Şuanda bendeki değişikliği görüp siteye üye olana ve telkin dinleyen bir sürü arkadaşım seafoodplus.info bey ekrar tekrar size teşekkürlerimi sunuyorum.
——————————————————————————————————————————————————————-
telkinler bambaşka
Yazan süleyman zengin, Eylül 03,
Ben yaklaşık 20 gün oldu siteyle ve telkinle tanışalı.Daha ilk günden itibarenn değişiklikler gözlemeye başladım.Örneğin daha önceleri kendime güvenim yoktuu telkinleri dinlemeye başlalıdan beri kendime güven zirve yaptı.Arkadaşların dediği gibi dik duruş ve dik yürümeye başladıseafoodplus.infor artık aşağı sarkık yürümek seafoodplus.infoarı çok yorgun kalkıseafoodplus.info telkinleri dinlemeye başlayıladan bu yana bahları hem erken hem dinç kalkıseafoodplus.infoık olumsuz fikirleri olumsuz düşünceleri kafamdan tamamen attıseafoodplus.info başka bir penceren bakmaya başladıseafoodplus.info önemlisi de sigarayı bıraktıseafoodplus.infon de çok bıraktıseafoodplus.info daha sonra tekrar başladıseafoodplus.info o zamanlar zorla bırakmıştım ama şimdi ise telkinler sayesinde sigaradan nefret eder tiksinir oldum.Düşününce bile sigaradan iğseafoodplus.info bey her şey için teşekkür ederim
değişimlerim
Yazan gizemist, Ağustos 30,
Merhabalar;uzun bir süredir olumlu düşünme,nlp konularıyla ilgili olmama ragmen bu sitenin varlıgından yeni haberdar oldum&#;Çok sıkıntılı bir dönem geçirirken sizler ile karşılaştım ve bunun bir işaret oldugunu düşünüyorum
Bugün 7. güseafoodplus.info inanılmaz seafoodplus.info bu duygu beni seafoodplus.infoımda önem arzeden fakat beni üzen insanı(insanları)daha az önemsediğimi farkediyorum..çatısma yasıyorum boyle durumlarda ne oluyor bana aslında önemlı olması gerekırdı,bu durumu takmam gerekırdı diye düsünüyorum,buda bıraz bas agırısı yaptı bende&#;herhalde içsel catısmalarımdan kaynaklı dıye dusundum seafoodplus.info bır degısım oluyor sonucta&#;.herseyı olduguna bıraktım gıbı bırsey,hıc huyum degıldır bu.. hemen duruma hakım olmalıyım duzeltmelıyım dıye dusunur panık olurdum degıstıremedıkcede bataga saplanırdım normalde&#;ama daha mutlu ve pozıtıfım&#;ego ve sucluluk ıle basladım araya bıraz kendıne guven ve koruma kalkanı da serpıstırıyorum bazen ara aragun bıraz kaygılandım bas agrısı yasadım ve cok fazla su içiyorum.sıvı tüseafoodplus.info sabah gulumseyerek uyandıgımı farkedıseafoodplus.infoımı cok sorgulardım derınlere cok dalardım hatayı hep kendımde arardım artık bunu bıras da olsa degıstırdıgımı seafoodplus.infoı olayları tv den ızlıyorum gibi yane baskasının hayatı ne olacaksa olsun dıyıp sakin bır sekılde insanların kendı secımlerı dıyıp cıkabılıyorum artık ısın ıcınden degerlı oldugumu daha ıyı seylere layık oldugumu düşünmeye basladım&#; genel halımden cok uzak bır davranıs benım ıcın seafoodplus.infoıyorum kendıme&#;.benim için bir mucize bu aslında&#;.hersey ıcın emegı gecen herkese en basta da atakan bey size cok tesekkurler&#;.(bu arada sigarayı arttırdım bir ilgisi olabilirmi?)
——————————————————————————————————————————————————————-
teşekkürler
Yazan gülay, Ağustos 30,
ben psikolojik danışmanım &#;mesleğim gereği birçok seminere katıldım setifikalr aldım&#;ama 5 yıl önce girdiğim şiddetli depresyon aralıklarla devam eden ilaç tedavileri&#;aile içi karmaşalar&#;özel hayatımla ilgili sonu gelmeyen sorunlarım vardıseafoodplus.infotim kırılmış&#;.istemeden de olsa cesaretim kırılmıştı sanki
yaşıyor olmak için yaşıyor&#;.görev icabı
nefes alıp veriyodum sanki&#;ilk arkadaşım söylediğinde&#;hem umutllandım hem de tedirgin olmuştum itiraf ediyorum&#;.ama müziği ilk duyduğum anda hatta neyde gözlerim oldu&#;gerçekten biticekti olumsuz herşseafoodplus.info hissettim&#;üçüncü gündeyim&#;tüm ailecek dinliyoruz&#;babam genelde önyargılı olduğu için çaktırmadan dinliyor&#;sokağa çıkmayan küskün adamın neşesi yerine geldi
))seafoodplus.infoi güçlü&#; mutlu ve cesur hissediyorum&#;.telkin veriyorum &#;ve çürütne yok&#;kırk haramiler dışarı beyaz atlı geldi
))))emeği geçen herkese özellikle Atakan Bey size sonsuz teşekkürler&#; ellerinize sağlık&#;.Allah sizden razı olsun&#;başarılarınızı arttırsın&#;ama bu bilinmeli daha çok kişi seafoodplus.info da bize görev düşüyor herhalde&#;ya içimden geldi hepinizi seviyorum
))
——————————————————————————————————————————————————————-
inanmayin boyle seylere
Yazan morjor, Temmuz 25,
arkadaslar inanaraktan 2 aydr dinledim hic bir etki yok sadece kendinizi sartlandiriyrsunuz ise yarayacak diye bunun sonucundada iyi hissedebilirsiniz ama hersey insanin kendi elinde bunlara ihtiyaciniz yok bende hic bir degisiklik seafoodplus.infon denesin ben sadece fikrimi soyluyorum olumlu elestiriler oldugu kadar olumsuz elestiride yapmaya hakkimiz var oldugunu seafoodplus.infoakla kalin
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan emre, Temmuz 21,
meslısacım telkınlerı ekranın ustunde forum lınkı var oraya tıkla mp3 lerı bulursun ıhtıyacın olanları ındırebılırsın&#;
——————————————————————————————————————————————————————-
öğrenmek istiyorum
Yazan melisaaaa, Temmuz 18,
arkadaşlar ben bu siteyi yeni gördüm bu telkinleri nasıl elde edrim merak ediorum işim gereği insanlarla çok muhattap oluorum fakat hep bi korku hep bi rezil olma duygusu eğer faydası gerçekten varsa bende bunları istiorum lütfen yardımcı olun&#;.teşekkürler
——————————————————————————————————————————————————————-
mükemmel
Yazan begüm_18, Haziran 20,
merhabalar valla çok şaşkınlık içerisindeyim&#; kesinlikle inanmıyordum böyle birşey olacağına&#;. bende 1 haftada gözle görülür değişiklikler hissttim kilo verme telkinini dinledim ve 2 kilo verdim&#; inanılmaz birşey &#;.. deneyin derim
——————————————————————————————————————————————————————-
hayayım değisti
Yazan osman olmaz, Mayıs 17,
Ben de ilk başlarda inanamamıstım ama aynısı bana da oldu sunan ve hazırlayan arkadaşlara tesekkur ederim benimde hayatımı değiştirdiniz herkesten allah razı olsun
——————————————————————————————————————————————————————-
sesli yorumlar
Yazan gökhan, Mayıs 12,
sesli yorumlar hiç inandırıcı değil. eline bir kağıt verilmiş ve okutulmuş seafoodplus.info:.Sesli yorum yapanlardan bir kısmı hayatlarında ilk kez sesli kayıt yaptıkları için önce düşüncelerini bir kağıda yazıp sonra okumuşlardıseafoodplus.infoısı ile aralarından 2 yada 3 tanesinin kağıttan okuduğu belli oluyor ancak okudukları yine kendi yazdıkları kendi düşünceleridir.
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan benbenben, Nisan 26,
yazı sığmadı. Madde 4&#;ü de ekleyeyim.
4. Varlığımdan huzur duymaya başladım. iyi ki varım diyorum. Ben varım bu kainata aitim. Yalnız değilim.
Aklıma başka bişey daha geldi, bu bence en önemlisi
MUTLULUĞUM SADECE KENDİME BAĞLI, MUTLULUĞUMU BAŞKA ŞEYLERE BORÇLU OLDUĞUMU DÜŞÜNMÜYORUM, tEŞEKKÜR EDERİM bu bana çok ii geldi.
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan benbenben, Nisan 26,
SLMMMMMMMMMM, bugün dinleyişimin dördüncü günü, Suçluluk, güven ve ego güçlendiriciyi dinliyorum. İlk üç gün felaket gergindim, sinirliydim, fakat yorumları okuyunca hatta yorumların birinde bir hafta deneyin diyordu bir arkadaş, devam etmeye karar verdim. Bu dördüncü günde kendimde aşırı değişiklikler görüyorum. Size sayayım:
1 Duygularımı açık ve net ifade edebiliyorum. Bu zihnimin güçlendiği anlamına geliyor çünkü bir ara depresyondaydım ne kelimeleri toparlayabiliyordum ne de düşüncelerimi. Türkçe konuşmayı unutmuştum.
2 Huzursuz ortamlarda sanki etrafımda bir kalkan, ne elim dolaşıyor ne de kolum. Daha önceleri insanlar benim kendime güvendiğimi düşünürlerdi fakat artık ben de buna inanmaya başladım. Çünkü bu artık gerçek.
3. Dinlemeye başladığım ikinci günden beri net rüyalar görüyorum, imgeleme yapıyorum ve renkli imgeler oluyor bunlar. Meditasyon yaparken çok işime yarıyor ya da çakralarımı açma egzersizleri yaparken.
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan nur hayat, Nisan 25,
BU SİTEYE RASGELE GİRDİM VE ANA SAYFA DİĞER BÖLÜMLERİ İNCELEDİM. BU ZMANA KADAR OKUDUM KİTAPLAR KİŞİSEL GELİŞİM İÇERİKLİ KİTAPLARDI BU MÜZİK SAYESİNDE DE PEKİŞTİRME OLDU. ÇOK FARKLI VE GERÇEKTEN ÇOK ETKİLİ BÖYLE OLDUĞUNU DAHA 2.GÜNDEN FARKETTİM. EGO GÜÇLENDİRİCİ SUÇLULUK DUYGUSU KENDİNE GÜVEN İÇERİKLİ MÜZİKLERİ GÜN İÇERİSİNDE ÇALIŞIRKEN DİNLENİRKEN DİNLEDİM VE ÜZERİMDEN BÜYÜK BİR YÜK KALKTI DİYEBİLİRM YANİ GÜNÜN GETİRDİĞİ SİTRESTEN ESER KALMADI DİYEBİLİRİM. BU SİTE İÇİN EMEĞİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM.
Yanıt:Herkesde başağrısı olmamaktadıseafoodplus.infosı etki etmediğini göstermez.
——————————————————————————————————————————————————————-
Telkinleri dinlemeye henüz başladım, bir sey sormak istiyorum
Yazan fly_alone, Nisan 24,
Oncelikle boyle bir site ve hizmet icin size cok cok tesekkur ediyorum. Telkinleri yeni dinlemeye basladim, bugun 5. gundeyim, sitede tavsiye edildigi gibi ego guclendirici ve sucluluk duygusu ile basladim, aksam 6 sabah a kadar her gun dinliyorum. sitedeki yorumları elimden geldigince okuyup kendimdeki degisimleri gozlemek istedim. Dikkatimi ceken onemli bir nokta oldu, yapılan yorumlarin neredeyse tumunde ilk gun bas agrisi gibi bir belirti oldugunu soyluyorlar, fakat bende boyle bir durum hic soz konusu olmadı, hatta bende hicbir fiziksel degisiklik olmadi, ben bir seyleri yanlis mi yapiyorum acaba? veya beni etkilemiyor mu?
Saygilarimla
——————————————————————————————————————————————————————-
8 YILDIR ÇEKTİĞİM İŞKENCE SADECE 2 GÜNDE GEÇERMİ YARABBİM İNANAMIYORUM
Yazan cece, Nisan 21,
Atakan bey allah ne muradınız varsa versin.
8 yıldır gitmedğim doktor kalmadı içmediğim ilaçta sosyal fobi ve obsesyon hastasıyım kullandığım ilaçlardan dolayı vurdumduymaz,düşüncesiz,bir işi beceremeyen,suskun,karamsar ,kuşkucu bir tavır halindeydim hep , sosyal fobi forum sitesinden buldum bu siteyi ilk başta önemsemedim olurmu tıp çare olamadı benim derdime doğa sesimi düzeltecek dedim sonra yorumları okumaya başladım bu kadar insan yalan söyleyemez diye düşünüp ölesine dinlemeye başladım ve ilk günde bir yogunluk,konuşma ,yapma istekleri oluştu tüm gece uyuyamadım neler oluyo ya bana dedim devam ediyorum bugun 3 günüm tuvalete gitmeye üşenen ben 2 gündür yürüyüşe çıkıyorum,içimde bişiyler yapma hevesi var anlayamadım gitti çok tuhafıma gidiyor hala eski halime dönmek istemiyorum ama halimden çok memnunum ilerleyen günlerde ne olur bilmiyorum ama çok merak ediyorum . Allah razı olsun emeği geçen herkezden
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan psikolog_merve, Nisan 12,
ben de daha yeni üye oldum arkadaşlar yorumlarınızı okudum çok mutlu oldum inş bende de işe yarayacak kendine güven ve sınav heyecanı telkinlerini dinliyorum çünkü seneye öss ye gircem ve ben yaklaşık hergün ağlama krzlerine giriyorum stresten umarım umarım işe yarayacak ama ben biraz sabırsızım bu yüzden cabuk olsa keşke..
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan saime1, Mart 29,
bu siteyi tesadüf buldum, ama hep arayış içinde olduğumdan sanıyorum, yaklaşık 1 aydır dinliyorum, her geçen gün daha iyi olduğumu hissediyorum, iyileşmeninde devam edeceğine inanıyorum ,Atakan bey başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim.
——————————————————————————————————————————————————————-
slm
Yazan ismail, Mart 16,
Bende dün başladım bakalım biraz başımda bi ağırlık meydana geldi gibi fakat okuduğum yorumlardanda etkilenmiş olabilirim tam bilmiyorum yani.
——————————————————————————————————————————————————————-
baş ağrısı
Yazan hayatimdegisti, Şubat 06,
Baş ağrısı ile ilgili olarak Psikolojik Danışman Meral hn açıklaması forumda yayınlanmıştıseafoodplus.info açıklamayı bu bölümede seafoodplus.inforum sorunuzun yanıtı olacaktıseafoodplus.infoa arkadaslar
bazi psIkolojik yaklasimlara göre hastaliklarin psIkolojik karsiliklari vardir bas agrisi ve mide bulantisi da da bunlar arasinda. bu belirtiler telkinlerin ise yaradiklarinin belirtileri. daha dogrusu kisiide bazi seyleri aktif hale getirdiginin, bazi seyler degistirdigini ve gecis surecinin gostergesi. taslar yerinden oynamaktadir, yeni duzen de henuz tam olarak olusmamaktadir, fakat yeni duzene dogÿru bir gecis soz konusudur. iste bu belirtiler su an bence bu gecis doneminin gostergesi&#;mide bulantisinin farkli psIkolojik karsiliklari vardir, her kiside ki anlami farkli olabilir. bununla birlikte genel olarak bir cok kiside yeni bir fikri, yasantiyi kabul etmeye karsi direnci, yenilikten korkmayi sembolize edebilir&#; (buna &#;korku&#; degildee &#;cekinme&#; de diyebiliriz.)ki sanirimm bizlerdeki karsiligi bu olsa gerek. bizdeki diyorum cunku bendeki degisiklikleri yazarken mide bulantisini yazmayi unuttugumu fark ettim. mide bulantisi bir kac
gunduer artik yok. sanirim bu yuzden yazmayi unutmusum.
Meral hn
Psikolojik Danışman
——————————————————————————————————————————————————————-
baş ağrısının sebebi nedir lütfen söyleyin
Yazan astronomic, Şubat 06,
yha arkadaşlar sanırınm bazı bünyelere etki edior bu kadar büyütmeyin ama yinede sanki sakıncalı gibi ben kullanıorum mutluum yani bnim bi sorunum yok ama baş ağrısı kötü bişe bunun sebebi nedir
——————————————————————————————————————————————————————-
şiddetli baş ağrısı
Yazan selimcan, Şubat 06,
ben dinlemediim halde iğrenç bir baş ağrısı geçmiyor içerde kardeşim dinliyor ama bana etki ediyor bıktım usandım artık nefret ediyorum bu saçmalıktan &#;
——————————————————————————————————————————————————————-
Zinde uyanma müzikleri sayesinde senelerdir erken kalkamama sorunum ortadan kalktı:)
Yazan jale şahin, Aralık 19,
Merhabalar,
Zinde uyanma müziklerini dinleyerek gerçekten hayatimi degiştiren burada emeği olan herkese teşekkür seafoodplus.info bır hale gelıyorsunuz kı zorlanmadan ve gerçekten severek yapamadıgınız eylemlerı yapmaya baslıseafoodplus.info bır hafta duzenlı olarak zınde uyanma muzıklerını dınledımhafta erken kalkmaya basladım ama bır saat sonra uykum gelıseafoodplus.info geldıgı zamanda aynı sekılde muzıklerı dınlemeye devam ettıseafoodplus.infoırım 3 kez aynı uygulamadan sonra sımdı hep aynı saatte ve zınde uyanıseafoodplus.info hayatım boyunca sorun yaratmıstı ama sımdı cok cok daha ıyıyım
)siteyi tanıdıgım herkese onemle tavsıye etmeye devam edıseafoodplus.info sorun ınsanların yukleme sorunu yasaması.ben zorluk cekmeden muzıklerı ındırıyorum ama sıstem daha kolaylasırsa bır cok daha kolay faydalanacak sanıyorum&#;
sevgıyle ve saglıkla ıyı bayramlar herkese&#;
——————————————————————————————————————————————————————-
Bendeki belirtiler
Yazan teori, Kasım 27,
Ben ilk olarak kendine güven ile başladım yarım gün dinledim kendime inanamadım resmen o derece değiştim ama o günün ardından kendine güveni kestim suçluluk ve ego güçl. ye geçtim yaklaşık 1 hafta dinledim arasıra gözle görülür bi etki olmayınca biraz sites yaptım ama 1 hafta geçtikten sonra kendine güven mp3üne başladım bu gün ilk günüm şunu farkettim geçmişte pek fazla yapmadığım(bu sitede o yapamadıklarımı yapmak için buradayım)şeyleri ufaktan yapmaya başladım sanki gün boyunca dinlemeye devam edicem(bilinçaltı 21 günde kabul ettiği için)ve sonuçları sizlerle paylaşıseafoodplus.info arada telkinleri dinlediğimden bu yana acayip bi grip var üzerimde
——————————————————————————————————————————————————————-
kendine güven ,kendine güven ve kendıne hep güven
Yazan farkvardeğiştim, Ekim 10,
ilk defa birileriyle birşeyler paylaşıyorum kalabalıktan kaçan ınsanların yuzune bakarken ve bana baktıkalrında bıle yuzu kızaran ınsandım ama hepsi gerıde kaldı dıyorum ve atakan beye sonsuz teşekkürler ve ALLAH RAZI OLSUN inş rüyalarınızda cennet yüzü ve oraya gıtmek nasıp olur dıyorum
——————————————————————————————————————————————————————-
teşekkür
Yazan tuna, Ekim 01,
Çalışmalarınızdan dolayı teşekkür seafoodplus.infoçekten scriptleri dinleyeli 1 hafta kadar zaman oldu ve olumlu gelişmeleri görüyorum.
Ancak merak ettiğim şey şu scriptler stereo mu yani mp3 çalarda tek kulaklıkla dinlesem faydalı olmaya devam eder mi?Tek kulaklıkla dinlemek için scriptlerin mono olması gerekir sanırım. Teşekkürler
Yanıt:Mp3&#;ler stereo ancak tek kulaklık ile dinlesenizde etki eder.
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan HAYAL, Mayıs 27,
ve bugün 27 mayıs tarihi itibarı ile ben müzikleri tam 41 gündür dinliyorum, artık kalabalıkların içine girebiliyorum,hiçbir şeyi ertelemiyorum,yapmam gereken her şeyi tam zamanında ve abartmadan yapıyorum, her sabah berrak bir zihinle,zinde uyanıyorum,sabah kahvemi beynimi toplamak için değil keyf için içiyorum,insanlarla konuşurken hissettiğim sebepsiz öfke , sabırsızlık ve bıkkınlık yerine,onları dinlemeye ve anlamaya çalışıyorum. kendimi suçladığım her konuda ,artık kendimi anlıyorum,ve anlık hatırlayışlarım tetiklendi neyi neden yaptığımı hatırlıyorum,her şeyi iyi yapmışım diyemiyorum ama bir çok şeyede gülüp geçebiliyorum,en önemlisi geçmiş geride kaldı, yarın henüz gelmedi, ben bu anın tadını çıkarıyorum,hayallerim var ama hiç birisini olmazsa olmaz durumuna getimiyorum. artık yaşamıma neşe ve huzur geldi.müzikleri dinlemeye devam ediyorum,bu siteye emeği geçen herkese ve atakan bey size gönüller dolusu teşekkürler ediyorum
——————————————————————————————————————————————————————-
her ey doallat
Yazan Demet, Nisan 02,
Atakan Bey inanin cevremizdeki herkese sizi tavsiye ediyoruz. Sasirtici olan su; biz aslinda kendisine guveni olan ve ayakta kendi basina durmayi bilen insanlar olmamiza ragmen sitenizin scriptlerinizin cok faydasini gorduk. Yani hic birsey gorundugu gibi degilmis. Disariya guclu ve kendine guvenli gorunmek aslinda kolay ama bunu gercekten hissetmemde sizin yardiminiz cok buyuk. Hersey dogallasti. Artik gorunmeye calismak olmaya calismak degil konu. Gercekten oyleyim. Bilmem anlatabildim mi?
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan selen, Nisan 02,
Scripleriniz gerçekten çok seafoodplus.infoi etkileri şunlar:Hafiflik ve rahatlık hissi başta geliyor. Uykularım derin dinlendirici seafoodplus.info mutlu uyanıseafoodplus.infoik olarak bir güven duygusu içine girdim. Hayattımda herşeyin yolunda gideceğine ilişkin bir olumluluk ve hayata güven duygusu gelişti.Özgüvenim çok arttı Başkalarının düşünceleri artık benim için önemli değil. 40 yaşına yaklaştığım şu günlerde \&#;Eyvah yıllar geçti\&#; gibi bir duygu yaşamaya başlamıştım. scriptlerden sonra bana bu düşünce saçma seafoodplus.info yılları durdurdum sanki. Sağlıkla ilgili bir script dinlemediğim halde varis ağrılarm çok azaldı.Atakan Bey size çok teşekküseafoodplus.infoğlık ve başarı dolu bir yaşam geçirmenizi seafoodplus.infoerimle.
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan tuncay, Nisan 02,
Ben scriptleri dinlemeye başlayalı yaklaşık iki ay oluyor. İlk etkisi sindirim sistemimim çok rahatlaması.Dik yürüme sürekli hale geldi. Kararlarım netleşti. Çabuk kesin karar alıp uygulayabiliyorum Gelecek korkularım vardı özellikle seafoodplus.infoç korkmuyorum artık . Sanki sihirli bir el hayatımı değişseafoodplus.info geleceği düşünerek hayatımı geçirdiğimi farkettim.Şimdi anda yaşıyorum. İşin doğrusunu isterseniz inanarak başlamadım
dinlemeye .Değerlerine önem verdiğim bir arkadaşım hararetle tavsiye etmişti bu siteyi Onu kırmamak adına seafoodplus.info ona hem de Atakan beye teşekkürler sonsuz derecede&#;
——————————————————————————————————————————————————————-
COK GZEL
Yazan Misafir, Mart 31,

——————————————————————————————————————————————————————-
2 hafta
Yazan Zeyno, Mart 29,
Telkinleri dinlemeye balayal yaklaşık 2 hafta oldu ve sonular müthiş teekkürler
——————————————————————————————————————————————————————-
DEĞİŞİM BAŞLADI
Yazan ETFELYA, Mart 28,
Bu siteyıı SECRET adlı fılmı google da ararken keşfettıseafoodplus.infoüf diyemem çünkü tesadüflere seafoodplus.info yaşanmışlığın bir sebebi vardır .Sadece bu sebebin oluşması için gerekli olan zamanı beklemek seafoodplus.infolere bugün başladım nerdeyse 10 saat dinledıseafoodplus.infoni fiziksel anlamda göstermey başladı.Kafam içindeki doluluk olarak kendını göseafoodplus.infoıyorum ki değişim başlıyor.
Bu değimin devam etmesini seafoodplus.infoıyorum ki insan bir mucize
——————————————————————————————————————————————————————-
Huzur
Yazan Tlvnt, Mart 25,
Merhabalar
Sınıfta yapmak zorunda kaldığım sunuma kadar ,Umumi-efkariyeden biri olarak içinde bulunduğum durumun farkında fakat ciddiyetini anlayacak mahiyette değildim, Genelde ev oğlanı ağır abi olarak ün yapmış, arkadaşlarımla konuşacak bir şey bulamayan, bir gün öncesinden yarının hesaplarını en ince ayrıntısına kadar yapan, her yaptığı hatayı dev aynasında büyüten biriyim,
Nette yaptığım araştırmalardan sonra sitenize ulaştım, forumu biraz takip ettikten sonra telkinleri indirdim, yaklaşık 2 hafta dan beri eg ve sd yi dinliyorum, demirbaşım olmuş tedirginliğim gittikçe azalıyor, saat yatak da kıvranmadan uyuyabiliyorum, gittikçe arkadaşlarımla daha rahat sohbet ediyor, mümkün olduğunca dışarıya çıkıyorum ve daha mutlu ve huzurluyum diyebilirim, son olarak arkadaşlarım msn de konuştukları ben ile karşılarında konuştukları benim aynı insan olduğuma inanmaları beni daha da mutlu seafoodplus.info beye telkinleri hazırlayıp bizimle paylaştığı için teşekkür ederim,
——————————————————————————————————————————————————————-
Şükürler Olsun
Yazan Abuseyif, Mart 16,
ŞÜKÜRLER OLSUN&#;.. Selamlar arkadaşlar siteye üye olalı ve sicriptleri dinlemeye başlayalı bir hafta oldu inanılmaz etkili ben kalabalık karşısında çok heyecanlanan devamlı yüzü kızaran ve bunalıma giren biriydim birde üniversitede olduğum düşünülürse ne menem bir durum olduğu anlaşılır tahtaya kalkamazsın hocaya soru soramazsın hoca baksa sorumu soracak diye erir gidersin.. şimdimi şimdi hayat varmış diyorum nedenmi; çünkü şimdi sınıfın en önünde oturuyorum ve ordan hocaya bağıra bağıra soru soruyorum konuşurken ne söylesem diye kasılmıyorum içimden geldiği gibi konuşuyorum ve ben devamlı nasıl desem hafif kambur yürürdüm şimdi kaya gibi dimdik yürüyorum ve benden istenilen şeylere hemen evet demiyorum okulda dershanede dikkat çeken biri olmaya başladım artık onun gülüşünü görmeye başladık seafoodplus.info bunlar az bir dinlemeyle oldu ego güçlendiriciyi kendine güveni ve suçluluğu bir haftadan az dinledim listemi genişletip daha çok dinlersem o zaman çok daha etkili sonuçlar alcağım inşallah artık bu site benimde sitem SF yi yenmeme vesile oldu teşekkürler ATAKAN ABİ mesajlarıma devam edecem inşallah
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan abuseyif, Mart 09,
ben telkinleri iki gün önce dinlemeye başladım kalabalıkta rahat değildim fazla heyecan ve strese kapılıyordum yüzüm kızarıyordu ilk olarak kendine güven suçluluk ego güçlendirici telkinlerini dinlemeye başladım ve sanırım faydasını görmeye başladım tam bir şeyler olmasada
——————————————————————————————————————————————————————-
selam
Yazan Misafir, Mart 07,
merhaba :p ben kendine güven mp3 dinliyorum faydasını görmeye başladım suçluluk duyguları ve mutluluk mp3lerini indirmek istiyorum ama budefa indiremedim birde forum neden kaldırıldı merak ediyorum geçiçi bir şeymi ben birhaftadır hergün siteye giriyorum benimle aynı sorunları okumak beni rahatlatıyor çalışmalarınız için teşekkürlerNot:Forum duruyor tekrar seafoodplus.info bilgisayarlarda dns ayari sorun seafoodplus.info girememiş olabilirsiniz.
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Mart 03,
gerçekten ben değişimi hissettiğim gibi çevremde insanların ben deki değişimi farkletmeleri gerçekten mutluluk verici bu arada daha 4 gün oldu ama gece gündüz dinliyorum 20 saat falan arkadaşlara ısrarla dinlemelerini öneriiyorum
——————————————————————————————————————————————————————-
sosyal fobi hastasym
Yazan Misafir, Mart 03,
ya anladıgım kadarıyla çok yararlı olab bir seafoodplus.info yapmam ne seafoodplus.infoanıp dinlemem için.
——————————————————————————————————————————————————————-
sorunumvar
Yazan Misafir, Mart 01,
merhaba ben üçgün önce sizinle tanıştım benim için bir mucize gibiydi çünkü çalıştığım yerde mutlu değildim sorun yaşıyordum vebiryerde kendimi suçluyordum sorunlarım işle değil insan ilişkilernde birtürlü kabul görmememdi sadece akşamları dinliyebiliyorum oyüzden birhafta dinledikten sonra yazmayı düşünüyordum üçgünde nelermi oldu eskisi kadar olanlara üzülmüyorum kendimi suçlamıyorum insanların gözlerine bakmaya başlıyorum bubenim için çok zor birşeydi dün akşam siteye girmek istedim ama girişim engellendi merak ettim neden suçluluk hissetmek üzereyim :?Admin not:Teknik bir sorun olmuş seafoodplus.info üyeleri foruma aktarilirken çakışma olabiliyor.Böyle olunca sistem engelliyor.Eğer üyelik isminizi yazarsaniz sorunu çözmeye çalışırız.
——————————————————————————————————————————————————————-
benim yaadklarm
Yazan tuncay, Şubat 27,
Atakan Bey
Ben scriptlerinizi 19 .cu günüseafoodplus.infoil scriptlerle başladım.Günde ortalama 10 saat seafoodplus.info sonuçlar çok fazla. Bunları zaman zaman yazacağıseafoodplus.info mutlaka bilinmesi gereken bir deneyimim seafoodplus.info 6 ıncı günde gece altıma idrar kaçırdım. 1 gece sürdü.Sonra normale döndüseafoodplus.infoçluluk scriptinin etkisi olduğu çok kesin.Çünkü 6 yaşıma kadar gece idrar kaçırırdım. Beni bu kaçırmalarımı engellemek için annemle babaannem yanımda şöyle konuşmuşlardı; \&#; falancaların oğlu da gece çiş yapıyormuş. Annesi fare öldürmüş ve etini ona yedirmiş. Eğer devam ederse kızgın demir etine bastıracaklarmış.\&#; Ben korkup suçlanmıştım.O geceden itibaren kesinlikle idrar kaçırmadıseafoodplus.info ki scriptlere başlayıncata kadar. Neyseki 1 gece seafoodplus.info size çok teşekkür seafoodplus.info böyle bir çalışma için hem de 6 ıncı gündeki idrar kaçırma durumumla gerçekten samimi bir şekilde ilgilendiğiniz içseafoodplus.infoer.
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Rıdvan, Şubat 10,
sosyal fobik bir insan olduğum için 3 gün önce işe sosyl fobiyi dinleyerek başlamıştıseafoodplus.info dün sitede ego ve suçluluk duyguları önerilince onlara başladıseafoodplus.info olmaz olsa da kalıcı olmaz seafoodplus.infoık diyaloglardan korkmuyorum bakışlarımı daha az kaçırıseafoodplus.info iyisi de olumsuz düşünce beni esiri altına almıseafoodplus.info kadar erken sürede bu şekilde etki edeceğini zannetmiyordum.dün dinlerken midemin biraz bulanması ve ellerimin kendi kendine birbirini ovuşturmasından sonra bişilerin başladığını seafoodplus.info geceleyin de bağırsaklarda biras hareketlenme oldu :grin . inşallah böyle devam eder , inşallah kalıcıdır.
——————————————————————————————————————————————————————-
bu siteyi ilk gordüğümde pek ciddiye alm
Yazan Joe Black, Şubat 09,
bu siteyi ilk gordüğümde pek ciddiye almamıştım. ancak foruma üye olup iki mp3 ü indirdim esasen ney e karşi büyük ilgi duyduğumdan ego güçendirici ve kendine güven telkinlerinin ney versiyonlarını indirmiştim.*telkinleri dinlemeye başlamadan once genellikle toplu ortamlarda bulunmaktan kaçıırdım. *Sabahları erken kalkamamak geceleri de yalnızlığın verdiği rahatlık ile geç yatmak gibi alışkanlıklarım vardı.
telkinleri dinledikten sonra erken kalkmak,geceleri rahat uyumak, bulunduğum resmi yerlerde ilgi çekecek davranışlardan kaçınmamak, yüksek sesle konuşmak, şakalaşmak, tavır olarak göze batar hareketler yapmak gibi değişikleri 4. günde farkettim. hatta bazen \&#;ya ben ne yapıyorum \&#; gibi fikirlere de kapıldım. Ancak işlerime daha bağlı olmam umut dolu olmam ve çalışma azmini farketme neticesinde telkinlerin etkisini anlayınca donüp üye seafoodplus.infoşlangıçta bu nasıl oluyor ne sebeple oluyor diye düşünsemde şimdi pek umursamıyorum. inan memnuniyet verici bir durum bakalım
şunu söylemeliyim ki ben başlangıçta etkili olacak gibi bir hisse kapılmamıştım. Hatta ne dinlediğimi umursamamış sadece ney dinliyorum bilinci ile hareket etmiştim.
——————————————————————————————————————————————————————-
teşekkür borçluyum.
Yazan tadevri, Şubat 08,
Atakan bey, size çok büyük bir teşekkür borçluyum. Beni çok büyük bir dertten ve yükten kurtardınız. Telkinleri 3 gecedir dinliyorum ve kendimi hiç bu kadar rahat hissetmemiştim. Büyük bir olay atlatmıştım. Artık yaşarken, uyurken,konuşurken hiç rahat değildim. Konuşurken sanki ağlıyor gibiydim. Kimseyle konuşamıyordum. Kimsenin yüzüne bakamıyordum. İş olmayınca, okul yolunda gitmeyince ve başka sorunlar olunca insan nasıl davranacağını bilmiyor. İşte böyle bunalıma girip, kendisini ve çevresini kaybediyor. Sizin sayenizde tam olmasa da kendimi yine buldum.
Size tekrar teşekkür ediyorum. İnşallah bu sitenin daha da büyüyüp geliştiğini görürüz. Daha çok kişiye ulaşılır inşallah. Herkese mutlu günler
——————————————————————————————————————————————————————-
ARTIK HEREY GÜZEL
Yazan Skorpy, Şubat 08,
ARTIK HERŞEY GÜZEL HERŞEY OLUMLU DÜNYA MÜTHİŞ SANKİ BU GÜNE KADAR YAŞAYAN BEN BEN DEĞİLDİM TEŞŞEKKÜRLER ATAKAN BEY BU MP3 LER COK İŞE YARADI
Skorpy
——————————————————————————————————————————————————————-
Dinleyeli 4 gn oldu
Yazan Samed, Şubat 08,
Merhaba arkadaşseafoodplus.info tesaduf eseri seafoodplus.infoette Çok site dolaştım ama böyle güzel bir siteye rast seafoodplus.infolere başlıyalı 4 gün olduu ama inanılmaz bi değişim seafoodplus.info bile inanamıseafoodplus.infooga gittimm ama hiç bir fayda göseafoodplus.info saadece sosyal fobik olduğumu söseafoodplus.infoı ilaçlar seafoodplus.infoç bir faydasını göseafoodplus.infoçen haftaa tekrar gitmeyi bile düşünmüştümm ama şimdi bu sitedeki mp3leri dinliyorum kendimi çok huzurlu seafoodplus.infoe olan güvenimi son zamanlarda tamamen yitirmişseafoodplus.info şimdi farklılaşıyorum kendi öz kişiliğimi bulduğuma inanıyorumm daha erkennn ama bilmiyorumm çok mutluyum.şu anda ego güven verici sorumlulukk mp3lerini seafoodplus.info anlamadığım bi şey varr günde 1 paket sigara içmeme rağmen dün 5 tek sigara içtimm bu gün hiç içseafoodplus.infoşallah bırakmak nasib seafoodplus.info hazırlayanlaraa sonsuz teşekkürlerimi seafoodplus.info size tavsiye mp3lerii hiç ara vermeyinn gece gündüzzz seafoodplus.infoına eminimki göseafoodplus.infoe mutluu günlerr
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 08,
Bir kere hakikaten dik yürüyorum, yüzüm gülümsüyor sürekli. Belki de insanlar abi ne var gülecek diyebilirler, umursamıyorum&#;
*Yaa anlatamıyorum yaaa….valla anlatamıyorum yaşadıklarımı……Ben yeniden doğuyorum….yeniden doğdum ve yeniden büyüyorum&#;
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 08,
14 Mayıs Pazar gününden beri, bu üç MP3 den oluþan liste, uyurken MP3 çalar & hoparlör ikilisi aracılığıyla tüm gece tekrar ederek durmadan çalıyor. Deniz ve martı sesleri sayesinde eşimle birlikte rahat uyku çekiyoruz.
Gündüzleri ise iş yerimde bilgisayarımda arka planda tüm gün açık olmasına ve sıklıkla bölünmesine rağmen toplamda saat dinleyebiliyorumdur. Henüz 21 gündür süren telkinlerin etkileri kendisini ilk günlerden hemen göstermeye başladı&#;
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 08,
Ailemden gelen sindirim sistemi zorluğu yaşıyorum. Ve 4 senedir Hipotiroid hastasıyım (tiroit hormonunun hiç çalışmaması). Yani bağırsaklarım çok az, metabolizmam ise hiç çalışmıyordu. Hipotiroid olduðumdan itibaren kilo almaya başladım, 4 senede toplam 20 kilo aldım. Ve telkinlerin 5. gününde bağırsaklarım ve metabolizmam çalışmaya başladı. Ömür boyu tutsağı olduğum hiçbir ilaç işe yaramamıştı. 4 yıldır her gün \&#;Texxxfor\&#; içiyorum ama etkisini bir gün bile göseafoodplus.infoşe
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 08,
merhaba arkadaşlar henüz gündür gece gündüz dinliyorum bu
telkini,gerçekten etkilerini şimdiden görmeye başladım,mesela işyerinde kendime güvenim arttı,bu aralar kendimi biraz dik kafalı olarak görmeye başladım,patronun odasına gitmeye çekinirken dün zam istemeye gittim hem de yarım saat konuştum,kendime inanamadım,Ben ego güçlendirici telkini dinlemeye başladıktan sonra henüz bir hafta olmamışken,bir sabah işyerine geldim,uzun zamandır zam isteyemiyordum,bugün çıkıp konuşacam dedim patronla,daha önce odasına bile girmeye çekindiğim patronumla uzun uzun konuştum,en az yarım saat görüştük ve yaklaşık %50 civarında zam olan istediğim parayı verdi,kuruşu hesap eden bir patron için bu fazla bir zam,patronla konuştuklarıma ben bile inanamadım,çünkü açıkça rest çekmiştim,\&#;þu rakamdan aşağısı beni kurtarmaz diyebilmiştim\&#;
başta Atakan beye ve bu spritte emeği geçen arkadaşa teşekkür ederimAhmet
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 08,
Bende ki etkilere gelince;Eskiden samimi olduğum insanlara espri yaparken şimdi böyle bir sınırlamaya girmeden rahatlıkla yapıyorum.Çalıştığım mağaza çalışanlarından güler yüzlü olduğum vs gibi iltifatlar almaya başladım.iş yerinde ki arkadaşlarımdan sabah sabah maşallah bu ne enerji diyenlerin sayısı artmaya başladı…Bu aralar tam gün bir kursa katılıyorum. Derste sıkılma, esneme uykumun gelmesi vs haller seafoodplus.info istediğim zaman aklıma gelen şeyleri hiç çekinmeden seafoodplus.info sınıfta sadece hoca ve ben varmışım gibi.
Hayat karmaşasında kendimi daha huzurlu hissediyorum ve bu anlarda Atakan gerçekten mükemmelsin seafoodplus.infoerDilayen
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 08,
size minnettarıseafoodplus.infoler biraz geç etkisini gösterdi ama tam gösterdi
seafoodplus.info ayakta sınıfta gezinerek bazen onların gözlerinin içlerine bakarak yaptım. Ve bu benden hiç beklenmeyen bir şeydi. Hocam dahil herkes tebrik etti. bende kendimle gurur duydum tabiî kii
))
insan istemeye görsün BAKIN NELER yApIyOrRr
imKaNsIz diyE BiRşEy YoKtuRrRrr
TEKRAR TESEKKÜRLER
şükürler olsun Allahım sanaaaaaaaaaaSeda
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 08,
Telkinlere başladığım günden bu yana kendimi daha pozitif bir yaklaşımla ve net bir şekilde ifade seafoodplus.infoğişimim ve değişimimin devam etmesi beni cok mutlu seafoodplus.info Bey, hani tarihte milattan önce ve sonra vardırya, bizler içinde Ritmotrans Öncesi ve Ritmotrans sonrası (RÖ.-RS) bizim tarihimiz oldu ve hergün yeni bir tarih yazdırmaktasınız. Size ne kadar teşekkür etsek inanın azdır.
TEŞEKKÜRLER İYİKİ seafoodplus.infoz
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 08,
Daha 2. gün ve bendeki bu dik yürüme olayi had safhaya seafoodplus.infodan nasil görüyorlar beni acaba?
Efe
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 08,
ben geçen yıl tanıştım sizinle.özgüven scriptini dinlemiş ve öğrencilerime de dinletmiştim.çok faydasını gördüseafoodplus.infouk scriptini yeni dinmeye başladım 1 hafta oldu ama her sabah uyandığımda kendimi gerçekten daha mutlu seafoodplus.infoşekkürler
Ayluf
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 08,
Merhabalar,
Yaklaşık 1,5 ay evvel telkinlerle karşılaştım, ilk etapta tereddütle karsilamama rağmen devam ettim. Biraz baş ağrısı ve mide bulantısı oldu ( özellikle depresyon için geliştirilen dalga sesi telkininde) Fakat şimdi gayet iyi gidiyor herşey. \&#;Sosyallik arttırıcı\&#; telkin en çok işe yarayan oldu. 1,5 ayda arkadaş sayımda ve sosyal aktivitelerimde inanılmaz artış var. Çevremdeki insanlardan sadece (1 hafta içinde 5 kişi) bende bir farklılık olduğunu söyledi. Bence bu tesadüf olmamalı&#;
Artık iş çıkışlarında eve gidip kös kös oturmaktansa sinemaya, konsere, arkadaş toplantılarına, gece gezmelerine vakit ve enerji seafoodplus.info
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 08,
hem sigarayiı bırakan hemde kilo veren benden başka kim vardır bilemiyorum etkileri inanılmaz bir hafta oldu hala sigara içmiyorum ya bunları siteyemi yazsam acaba yaz yaz bitmez şimdi bu
çok teşekkürler atakan bey ve ekibi. daha ne diyebilirimki..Müzeyyen
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Atakan bey,
Öncelikle çalışmalarınız için sizlere çok teşekkür seafoodplus.info uzun zamandır,takıntılı(obsesif),panik ataklı,sosyal fobik bir
kişiydim,dahaönce subliminalin ne olduğunu duymamıştım,sitenizi bir arkadaş tavsiye etti,ilk başta çok inandırıcı gelmedi,fakat denemeye kararlıydım,sosyallik arttırıcı,kendine güven,suçluluk duygusu ve sınav stresi mp3 lerinigece gündüz son bir haftadır dinledim,kendimdeki değişmeler beni şaşırttı,kendimi tanıyamıyordum,daha dik yürüdüğümü farkettim,içimdeki karamsarlık gitti,yaşama coşkusu var içimde,panik ataktan dolayı otobüse binmeye korkarken,geçen gün 6 saatlik yolculuğa çıktım,eski işimi panikataktan dolayı bırakmıştıseafoodplus.info
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
ewet sanki ufaktan ufaktan bişeyler oluyo gibi
şimdi burda uzun uzun yazmak isterdim ama vaktim yok kusura bakmayın
ama etrafındakiler artık daha böle tepki koyan, hakkını arayan biri oldugumu sölüyorlar
biraz dik kafalı oldum sanki ama bu bana haksızlık yapıldıgında oluyoMami
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
ya ben ilk olarak ego güçlendirici ve sucluluk duygularını dinledim 2 haftayı gecti ama sanki bende hiç degişiklik yok gibi geliyo&#;gunde saat fln dinleyemiyorum bazen okadar oluyor ama ortlama 5 saat oluyor o yuzden kendine guven telkinine baslamadım biraz daha mı sabretmeliyim acaba&#;yoksa ben mi degişimi farketmiyorum seafoodplus.info
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Sizin gönüllü çalışmanız ve yardımsever kalbiniz için teşekkür ederim. Sizin yardımlarınızla, telkin yöntemini ve sizin gönüllü çalışmalarınızı bilmeyen çevremdeki pek çok insana aracı oldum. internet nimetlerinden faydalanamayan o kadar çok insanımız mevcut ki.. Benim ulaştırdığım onlarca kişiden yine onların çevrelerindeki onlarca kişiye ulaşmıştır tüm telkin scriptleriniz. Sabır gösterip bu telkinlerin onlar için faydalı olacağına inanan tüm pozitif insanlarda işe yaradığını gözlemlemek çok sevindirici.Tülin
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Birkaç ay öncesine kadar çok çekingen biriydim,insanlarla ilişkilerim çok
soğuk ve resmiydi,şimdi ise sanki arkadaşlarımın bile bana bakış açısı
değişti sanki,şakacı bir insan oldum çıktım,yaptığım espirilere arkadaşlarım
gülüyor ve bu bende çok olumlu bir motivasyon oluyor,
ritmotrans müzikler bizde varolan iç potansiyelimizi keşfetmemizi
sağlıyor.Çoğumuz kendi kapasitemizden,varolan yeteneklerimizden
habersiziz,bunların farkına varmamızı sağlıyorAhmet
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Yaklaşık aydır tüm telkinleri hemen hemen gece gündüz dinliyorum. Bazı günler bazı telkinlere ağırlık verip sadece onları dinliyorum. Ayrıca Atakan Bey bana özel termofobi için bir telkin hazırladı (yaklaşık 1 ay önce). Bendeki değişikliklere gelince: 10 kilo verdim bu sürede; 4 yıldır aralıklarla termofobim için ilaç kullanıyordum, uzunzamandır ilk defa ilaç kullanmadan derece sıcaklığa rahatlıkla
çıkabiliyorum. Bir de kendime güvenim eskisinden çok daha iyi. Sigarayı henüz bırakamadım ama 1/3 oranında azalttım. Saygılarımla&#;Murat B.
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
evet arkadaşlar aynen devam edin Murat herşeyi özetlemiş aynı şeyleri bende de oluyor Atakan abi hakkın ödenmez : ) hayatımdeğişitinin daha iyi tanıtılması lazım çok güzel faydalı bir site hepinize teşekkürlerm
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Mehmet bey ben son iki gündür çok dinleyemedim ama dinlediğim 8 gün içinde çok şey değişti tabi bana göre. gerçekten artık sokakta çok rahat yürüyebiliyorum dik ve kendinden emin bir şekilde ,insana başta tuhaf gelebilir kendine sorabilir müzik dinlemeyle herşey düzelir mi diye ama kesinlikle dinlenmesini şiddetle öseafoodplus.info sosyal fobili olarak siz beni iyi anlarsınız.2 günlük bir gezideydim sokaktaki rahat ve doğal davranışlarıma inanamadıseafoodplus.infoarla ilişkilerimde hala sorunlarım var ama bunların dinledikçe geçeceğine öyle inanıyorum ki sizde inanın ve dinlemeyi sabırla sürdürüseafoodplus.inforum ki sizde kendinizde olacak değişimlere inanamayacaksınıseafoodplus.info suçluluk ve ego güçlendirici mp3\&#;lerini seafoodplus.info değişimleri bana yazabilirsiniz.düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.çünkü bende bir sosyal fobiliyim&#;Birbirimizi daha iyi anlayabilirizSoninlow
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Merhaba Arkadaşlar Ben Okan Kıbrıstayım. Atakan kardeşimizin çalışmalarını öğreneli 1 hafta kadar seafoodplus.infoşey için hepinize teşekkür seafoodplus.info3 lerden daha çok sosyallik ile ilgili olanı seafoodplus.infoğişimlerin farkındayım. Eskisi kadar utangaç ve sıkılgan değilim. Zaman ilerledikçe daha iyi olacağıma inanıseafoodplus.info teşekkür seafoodplus.info
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
merhabalar ben Şseafoodplus.infoında 1 haftadir mail grubunu takip
seafoodplus.info bi arkadasimin seafoodplus.infolerle tanismam da 1
hafta önce oldu ve tanişir tanişmaz da bütün scriptleri seafoodplus.info
birkaç gün gercekten tavsiye edildigi gibi seafoodplus.infoi birden
dinledim gerci ama şunu farkettim baş ağrısından cok başımda bir
agirlik hissi oldu ve bilmiyorum belki de baska bi sebepten
dolayidir ama bi gerginlik ve de sinirlilik hali oldu ben seafoodplus.infom
gibi baska bi sebebe de bagli olabilir belki seafoodplus.infoan bu
gerginlik hali gecti ve ozellikle 2 gundur kendimi daha hafifi
hissediyorum ve yine dediginiz gibi atakan bey içsel konusmalarim
fazlalasti sanki ve de sanki beni ben motive etmeye calisiyorumSebnem
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
merhaba arkadaşlar;
paylaşmak istiyorum da bu mp3 eri dinledikten sonra bendeki gelişmeleri..
bir kere hakikaten dik yürüyorum, yüzüm gülüyor sürekli.. belki de insanlar abi ne var gülücek diyebilirler, umursamıyorum.. kendime güvenimi yeniledim, bu güven diğerlerine de yansıyor farkındayım.. gerçekten en önemli gelişme ne biliyormusunuz? kullandığım bütün sözcükleri bilinçli seçiyorum.. hani derler ya, boğazın dokuz boğum ağzından çıkanı kulağın duysun diye, ben daha ağzımdan çıkmadan seçiyorum sözcükleri.. bilincim, bilinçaltım şoklarda, karşılıklı gülüşüyoruz&#; şimdiye kadar olumlu ya da olumsuz verdiğim emirler öylesine kökleşmiş ki, onların hepsini söküp yeni tohumlar ekilince tüm alışkanlıklar yerleşmişlikler sonsuzluğun denizinde kaybolmaya mahkum olmayı pek hazmedemiyorlar.. ama ben olmuyo abi daha fazla seni sahiplenemicem diyince, pılısını pırtısını toplayıp gidiyorlar..
neyse biz kendimizi geliştirmeye karar verince de o an da karşımıza çıkan birinin müthiş desteğini deneyimliyoruz.. ve atakan kendindeki güzellikleri paylaşma adına geliştirdiği bu sistemle, mutlu doyumlu sağlıklı bireyleri yapılandırıyor diyorum ben.. yani biz birbirimizi birlikte yeniliyoruz&#; tabi ki sonsuz teşekkürlerimi yinelerim&#;Züleyha
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Herkese selam;
Mesela eskiden tatlı yediysem nasıl olsa bozdum diyip başka şeyleride rahatlıkla abartıyordum veya tatlının hepsini bitiriyordum.şimdi tadımlık yiyerek ve bir sonraki öğünüde ona göre dengelemeyi başarıyorum sanırıseafoodplus.infoıca ek olarak hafızamda ilginç değişmeler oldu eskiden isimleri,yerleri bir olay anlatırken hep unuturdum ciddi bir ilerleme seafoodplus.info scriptlerin nasıl etkisi oldu bilmiyorum ama isimleri ve yerleri unutmamaya başladım!!!Atakan bey sitenizi raslantı sonucu ulaştım ve çevremde ki ihtiyacı olduğunu düşündüğüm her arkadaşıma seafoodplus.infoçi konuyu toparlayıp anlatmam oldukça uzun sürüyor ama kime bahsettiysem soluğu sitede alıyor.))Kilo vermeme yardımcı olacak farklı bir script öneriniz varmı?Veya bana özel bir script hazırlayabilirmisiniz bunun için gerekli ödemeyi yapmaya hazırıseafoodplus.infoıca size teşekkür etmek istiyorum çünkü en azından bu sorunuma farklı bir bakış açısı kazandırdınız. Sevgiler&#;Yeşim
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
kilo verme ve suçluluk duygusu mp 3 lerini dinlemeye başlayalı 3 hafta oldu ve tam kg seafoodplus.info ömrüm boyunca diyetisyenlere taşınan belkide bir villa alabilecek parayı doktorlara bayılan seafoodplus.info sürekli verdim ama bana daha fazlasıyla geri döndü her zaman!!!!!!!!!!!!!!!! Ve hayatım da ilk defa kendi başıma ve aç kalmadan ve rejimdeyim stresini yaşamadan kg seafoodplus.info BEY SİZE ONBİNLERCE TEŞEKKÜR. SEVGiLERRRRRRRRRRYeşim
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
MERHABA, Ben ÇOK teşekkür ediyorum Atakan bey……ama nasıl bir ÇOK olduğunu tahmin bile edemezsiniz… yaşına kadar hayatı bir oyun gibi yasadıseafoodplus.info sorunu her derdi umutla,sevgiyle,pozitif düşünceyle aştıseafoodplus.info o zaman bunları bilincli yapmamıştıseafoodplus.info en son girdiğim işimde ilk yıllar harikalıklar devam ederken, son 6 yıldır bütün olumlu yanlarımı kaybetmeye basladıseafoodplus.infoar nasıl oluyorda bu kadar üzgün,bunalımlı,stresli,hayattan zevk alamaz halde oluyorlar diye düşünüp dururken , birden kendimide o insanların yanında buldum.O zamanlarda insanlara o kadar yansıyorduki benim pozitifliğimJ)) .Neyse kere depresyona seafoodplus.infoatr ,ilac tedavileri seafoodplus.info duzelince bıraktım herseyi…seafoodplus.info bir iki ay sonra başa sardım yine…seafoodplus.info bir gün enerjilerle calısmaya basladım, islamı arastırmaya basladıseafoodplus.infouf okudum derken son geldigim nokta, bilincaltı temizligi idi. Bunu surekli ve duzenli bir şekilde yapmak icin hipnoz ve telkin cd leri ararken sizlerle karsılastıseafoodplus.info bir hafta olmadı cd leri dinleyeli ama, o kadar harika hissediyorumki kendimi….Eski kendimi yeniden seafoodplus.infon icimde beliriverdi mutluluk,hayattan alınan haz,alınan bir solugun essiz guzelliği, icim cıvıl cıvıl kıpır kıpıır bu gercekten anlatılması imkansız bir şey……Bir zamanlar sahip olupda sonradan kaybettiğim cok degerli bir hazineyi buldum ben…seafoodplus.info olumsuz degisikligimin bedelini 50 kilo alarak odedim ve ne denediysem zayıflayamadım ama ozellikle 2 gundur saglıklı besleniyorum ve bunu o kadar yürekten ,o kadar zevkle yapıyorum ki.
yaa anlatamıyorum yaaa….valla anlatamıyorum yasadıklarımı……ben yeniden doguyorum….yeniden dogdum ve yeniden büyüyorum…..
Bütün bunlar sadece cd lerden olabilirmi diyorum? Diye düsünüyorum. Neden olmasın ki? İnanc ve bilincaltındaki temizlik ……zaten bizde var olanın , cd ler aracılığı ile üstlerindeki cöplükleri temizliyoruz.Böylece gercek sahip olduklarımız su yüzüne cıkıyorJ)))) Belki birazcıkda olsa anlatabilmisimdýr,yukarýda bahsettigim COK la neler anlatmak istedigimi…
J)))) Belki birazcýkda olsa anlatabilmisimdir,yukarıda bahsettigim ÇOK la neler anlatmak istedigimi…Kadriye
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Herkese seafoodplus.info gün scriptlerde 8. günümdeyim ve bir \&#;SOSYAL FOBİ\&#;li olarak kendime inanamıseafoodplus.infoğişimler müthiş, ben ben değilim sanki üzerimdeki başka birinin bedeni. Eskiden(8 gün önce) mecbur kalmadan kimseyle konuşamazdım konuşsan bile elim ayağım dolanırdı ve çok fazla titriyordum,başım devamlı yere bakardı,istem dışı olarak gözlerimi o kadar kaçırırdımki insanlardan artık bedenimin kontrolüm altından çıktığını düşünüyordum,dışarıya çıkmak, bırakın gezmeyi iþim olduğu için bile dışarıda olmak, otobüse,vapura,tramvaya vs. binmek,kalabalık bir yerde yürümek,haksızlığa uğradığımda hakkımı aramayı bırakın çok basit bir konuda bile düşüncelerimi söylemek zorunda kalmak (bu listeyi daha da uzatabilirim) benim için resmen işkenceydi. Şu ana kadar iki kez psikiyatriye seafoodplus.info olarak bir ay öncesine kadar üç-üç buçuk ay kadar sürekli tedavi gördüseafoodplus.info biraz rahatlıyor insan ama ben ne maddi olarak verdiğimin karşılığını alabildim nede sosyal fobiden seafoodplus.info kendi adıma söylüyorum hiç bir işime yaramadı sadece boşu boşuna kendimi maddi olarak sıkıntıya seafoodplus.infoık gitmemeye karar verdikten sonra bu siteyle karşılaştım.Önce sitenin içeriğini biraz karıştırdış0m, ritmotransı anladıktan sonra kendimi birden scriptleri dinlerken seafoodplus.infoımın bu kadar kısa sürede ve bu kadar kolay bir şekilde değişeceğine beni hiç kimse ama hiç kimse inandıramazdı. Sonuç olarak hayatım çok etkili bir şekilde değişmeye başladı0. En çokta kendime güvenim ve cesaretim arttı herkesin yüzüne seafoodplus.infoa ellerim titremeden,kasılmadan,başkalarının bana baktığını önemsemeden rahaaat rahat sigara içseafoodplus.info yerde içimden geldiği şekilde hareket edebiliyorum,yolda yürürken kol hareketlerimi,adımlarımı sorgulamıyorum,otobüs duraklarının önünden geçerken artık benim için daha önemli olan şeyleri düşünüyorum, rahatlığın ve doğallığın tadını çıkarıseafoodplus.infoşlarda,marketlerde verilmeyen para üstünü 5 kuruşta olsa seafoodplus.info de bütün bunları kendimden emin ve net bir şekilde yapıyorum. Darısı diðer sf\&#;lilerin başına diyorum. Biraz karışık oldu çünkü tamamen doğaçlama,içimden geldiği gibi fazla düşünmeden yazdım bunları. Biraz uzun oldu ama sizinle paylaşmak istedim. Buraya kadar okuduysanız teşekkürederim )
Atakan bey sizin hakkınızı nasıl ödeyeceğim ben&#;Murat
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Kadriye hanımın da dediği gibi başımda bir basınç, başımın ön tarafında daha çok alın kısmında bir baskı hisediyorum, sanki hiç boş yer kalmamış gibi geliyor smilies/seafoodplus.info
Bu gün farkettiğim bir şey son bir iki gündür de eski suçluluk duygularımın yüzeye çıkmaya çalıştığını içten içe bana baskı yaptığını hissediyorum ama belli bir süre sonra geçiyor. Ayrıca yaşadığımı bile unuttuğum
beni üzen, sinirlendiren, bazı eski olayları da hatırlamaya başladım. Özellikle gece yatağa yattığımda gözümün önüne geliveriyor bende evet ya bunu da yaşamıştım diyorum
Belki de Kadriye Hanım ve sizinde dediğiniz gibi telkinler yüzeysel duyguları temizlesi ve derinlere iniyor ve bilinçaltım daha çok direnç göstemeye başladı. Hiç hatırlamadığım olayları da yüzeye çıkararak bu direnci kuvvetlendirmeye çalışıyor belki de , bunu da aşacağıma inanıyorum tabiki, sabır, kararlılık ve süreklilik ile
Bu konuda sizin ve diğer arkadaşların yorumunu bekliyorum.Çok aşırı alınganlık gösterdiğim durumlarda artık alınganlık göstermediğimi de farkettim dün gece. Önceden bazı durumlarda verdiğim tepkilerin benzer durumlarla karışılaştığmda değiştiğini gördüm. Daha kesin ve net tepkiler veriyorum artık olumlu yada seafoodplus.info daha hala sabah sürünerek ve yorgun bi şekilde uyanıyorum
) Mp3lere devam&#;.Bünyemdeki bütün olumsuz duygulardan kurtulacağıma inanıyorum, yukarda da yazdığım gibi süreklilik sabır ve kararlılık ile başaracağıma inanıyorum. Belki de ilk defa bişeyleri değiştirmekte bu kadar kararlıyım bunda yaşam kalitemi olumsuz etkileyen duygulardan bıkmam kadar telkinlerinde etkili olduğunu düşünüseafoodplus.info fırsatı sunduğun için sonsuz teşekkürler Atakan bey,Sibaru
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
merhabalar,
daha önce mail sitesinde 4 kilo verdiğimden bahsetmistim. kilo vermeye devam ediyorum üstelik kendimi hiç zorlamadan. istediğim şeyden yiyebiliyorum,belki bunun formulünü bilmek isteyen arkadaslar vardir diye dusundum ve forumda paylaşmak istedim. bunu günlük kalori hesabı yaparak hallediyorum gunde kaloriyi gecmemeye calisiyorum, yedigim seylerin kalorilerini hesapliyorum ve boylece de istedigim şeyi yiyerek kilo verebiliyorum. Ancak bunun için yiyeceklerin kalorilerini bilmek gerekiyor. Aslında google\&#;da kalori tablosu vb. kelimelerle arama yaparsaniz yiyeceklerin kalorilerini görebilirsiniz. Bende de aslına aburcuburlardan kahvaltılıklara kadar pek cok yiyeceğin kalorisini gösteren bir tablo var ancak bilgisayarda kayıtlı degil. Şu yoğunluktan kurtulur kurtulmaz bilgisayara geçmeyi düşünüyorum o zaman sizlere bunu da verebilirim. Bu sayede sabah sucuklu yumurta ve iki dilim ekmek, öğlen sütlaç ve tavuk ve akşam atıyorum ıspanak yemeyi yiyerek, ya da sabah mesela, bir dilim tost, öğlen bi pors. döner ve akşam mantı yiyerek zayıflayabiliyorum. aaa bu arada bir de aksam 6\&#;dan sonra yememeye de ozen gosteriyorum sevgilerleBeatrice
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Son olarak, bugün itibariyle kesinlikle eminim ki artık dik yürüyorum ve yolda yürürken biraz eğilsem de hemen dik yürüme ihtiyacı hissediyorum, içimden bişey beni zorluyor sanki buna farkında olmadan dikleşiyorum, bir de eskiden çoğunlukla bakışlarım yerde olurdu bugün net bi şekilde konuşuyorum ki artık ileriye bakarak yürüyorum smilies/seafoodplus.info
Sibaru
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Merhabalar
Bende pazartesiden beri 3 adet telkinden oluşan listeyi seafoodplus.info cd \&#;lerin hazırlanmasında emeği geçen herkeze özelliklede Atakan\&#;a sonsuz teşekkürler, inanılmaz etkileri var bence.. Bu mp3 ler hakikaten çok başarılı&#;Ben den beri gündüzleri işyerinde neredeyse sürekli olarak fonda ve akşamları yatma saatine yakın başlayarak tüm gece boyunca dinliyorum. İhtiyaçlarıma göre belirlediğim liste içinde yeralan konuların sonuçlarını aldığımı düşünüyorum. Bir defa daha sakin ve dolayısıyla kendine güvenli ve işbitirici hissediyorum. Daha önceleri fikir belirtirken çok inanarak hissetsem de yüksek sesle dile getiremediklerimi şimdi Sanki =4 gibi kesin ifade ediyorum. Yarım kalan birçok işimi tamamladım. Yeni başladığım birkaç projem var ve önceleri iki günde ya sıkılıp yada yok canım olmaz bu iş tutmazki deyip bıraktığım şeylere sıkılmadan ve ümitsizliğe kapılmadan devam EDİYORUM&#;Fiziksel etkilerine gelince kendimde hissettiğim şeyler hafiflik hissi ve dinçlik ama birlikte dinlediğim eşim sindirim sistemi ile ilgili sorunlarının da düzene girdiğini seafoodplus.infoıca çok enterasan birşey daha, ben ofiste bunları dinlerken masa arkadaşımda kendinde farklı şeyler hissettiğini belirtti Yahu sen ne dinliyorsun, ben bunları duydukça rahatlıyorum falan demeye başladı tabi hemen onuda konuyla tanıştırdım&#;.Amma uzun oldu , neyse herkeze mutluluk ve huzur dilerim&#;seafoodplus.info
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Telkinleri ilk olarak 28/03 de dinlemeye
başladım biliyorsunuz, İlk mailimde de yazdığım gibi hissettiğim ilk şeyler
içimin huzurlu, beynimi sanki bomboşmuş gibi bütün yüklerden arınması gibi
olması ve ruhumun tam bir huşuğ içinde olması. Bu nasıl anlatılır bilmiyorum
gerçekten ama çeken bilir; sanki 50 kg lik bir çuvalı sırtınızda bir
taşıyormuşsunuz da bir anda sırtınızdan atıverdiğinizde ferahlar kalırsınız ya onun
gibi&#;
İki gündür de sanki yürürken daha dik yürüdüğümü hissediyorum. bununla ilgili kimse bana bişey söylemedi ama benim hissettiğim şey bu. Çok fazla değil ama genelde biraz öne eğik yürürüm genelde. İleride bu konu hakkında daha net konuşabilirim
sanırıseafoodplus.infoün farkettiğim bir etki ise son geçmiş yıllarda yaptığım hatalar aklıma geldiğinde içimden bir sesin sanki \&#;onlar geçti, geçmişte kaldı artık onlar üzülmek anlamsız\&#; diyerek bana seslenmesi ve o olayın (yada hatıranın) aklıma geldiği gibi kaybolup gitmesi bi anlık bişey yani. Eskiden hatırladığımda bana çok fazla suçluluk
yüklettiren sürekli keşke dedirten bu hatıraların şimdi yok denecek kadar az ve
anlık bir sızıyla hatırımdan kaybolması.Son olarak dünyaya bakışımdan bahsetmek istiyorum.. Yani, son bi kaç gündür dünyaya daha farklı bakıyorum smilies/seafoodplus.info Daha inançlı daha hevesli ve daha coşkulu. Bunu içimde hissediyorum, hisseden bilir smilies/seafoodplus.info Eskiden
hiç bişey yapmayı canım istemezken bu gün yapmak istediğim çok şey var artık&#;
Size ne kadar teşekkür etsem az , seafoodplus.info
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Gruba üye olalı yaklaşık bir hafta oldu. Scriptleri dinlemeye başlama tarihim de hemen hemen ayni ve artik bendeki degişimlerle ilgili yorumlarımı gönül rahatlığıyla yapabilirim. Bu yılın başında biraz sıkıntılı günler geçirmiştim ve bu günlerin ardından toparlanmam biraz zaman almisti. Ancak yine de kendimde iç huzuru yakalayamamistim. Bu cd\&#;leri dinlemeye basladigimdan beri kendimi cok iyi hissediyorum. Yeniden tütsü ve mum rituellerime döndüm ve yeniden bir seyler karalamaya başladım,yürüyüşlere ve uzun calismalara, yeniden dost sohbetlerine başladım. Üstelik zorunluluktan degil bütünüyle içimden geldiğinden. Aslına bakarsaniz şu an bunları yazıyor olmam bile bir gelisme. Çünkü bugüne kadar tanimadigim insanlarla hiçbir şey paylasmadimsmilies/seafoodplus.info dahasi da var, insanlardan inanilmaz iltifatlar aliyorum. Buna okulun dekanı da dahil. Bugün beni muhteşem bulduğunu söyledismilies/seafoodplus.info hep böyle neşeli canlı harika ol dedismilies/seafoodplus.info bi dee artik haftada bir gun bir kafede viyolonsel ve keman eşliginde siir okumaya baslayacagimsmilies/seafoodplus.info önceden böyle bi teklif gelseydi saniyorum reddederdim. simdi ise baliklama atladim. makalem ünlü bi dergide yayinlanacak ve yeni makale teklifleri aldim. bunlarin hepsi bu dinledigim mp3\&#;ler sayesinde mi oldu bilmiyorum ama ben bu yasam enerjimi bana yeniden kazandiranin bu site ve mp3\&#;ler olduunu dusunuyorum. bu siteyi kuranlar ve bu yazismalari başlatan arkadaslarin sicak yureklerine yurekten tesekkurler.
sevgiyle ve dostlukla kalın&#;Özge
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Bende bas agrısı ilk zamanlarda olmuştu ya da şöyle diyim aslinda olan şey baş agrisindan ziyade bir nevi doluluk hissi, basimin agir gelmesi seafoodplus.info listede bu konular konusulmadan once bunlarin scriptlerden oldugunu dusunmemistim ve mevsim degisimine baglamistim ama mevsim hala degisiyor fakat su an o durumlar seafoodplus.info de başlarda(baş derken ilk zamanlarda manasindasmilies/seafoodplus.infoşırı yorgunluk durumu vardı ancak şu günlerde onda da gözle görülür bir azalma seafoodplus.info
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Bu sabah uyku ile uyanıklık arasında daha önceden hiç düşünmediğim şeyleri düşündüğümü farkettim. tuhaf da geldi açıkçası. küçüklükten bir anı uyandı zihnimde. o zamanlar yaşadığım bir günde bir olay anında hissettiğim bir şey, o sırada orada olan insanlara bakışım ve onlardan biri hakkındaki o anki fikrim. bunu anımsadım.
bu uzun yıllarca kafa karışıklığına neden olan çözmeyi bir türlü başaramadığım düğümleri açan anahtar mıydı acaba? o kişiye hissettiğim o dile gelmemiş his/fikir&#; bunu ancak zaman gösterecek bence.
Çağla
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Bende üç gündür dinliyorum. Gece uyurken ve gündüz işyerinde dinliyorum baş ağrısı olmadı. Yanlız çevremdeki insanlara karşı daha cevap verici oldum. Kendimi tutamadan konuşmuş seafoodplus.info dışaa dönük yaptığını düşünüseafoodplus.info önceleri içime attığım şeyleri (karşımdakini kırmamak için ) şimdi dışarı yani karşımdaki insanlara tepkimi vererek sakınmamış oluyorum Sonra biraz şaşkınlık oluyor nasıl söyledim şeklinde.. Tam bir agresiflik değil ama ona yakın diyebilirim. Belki neler olduğunu anlamam için biraz daha dinleme süresi devam ettirmem gerekiyor.
Emeğiniz için çok teşekkür seafoodplus.infoçluluk hissi, kendine güven ve sınav telkinlerini gündüz dinliyorum. gecede sadece suçluluk telkinini.. kilo problemi olmadığı için onu eklememişseafoodplus.info tekrar imkan olduğunda onu ve tek birleştirdiğiniz telkini de ekleyerek dinlemek seafoodplus.info
——————————————————————————————————————————————————————-

&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Ben uyurken hiç seafoodplus.infoisi gibi bir sıkıntımda olmadı.Fazıl
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
iyi günler Atakan Bey, yoğun çalisiyorum ancak elimden geldiğince telkinleri 5 gündür dinlemeye çalışıyorum. Bazen sadece gündüz dinliyorum, akşamları yatmadan önce, dün gece ise uyurken dinledim, yalnız bluetooth ile telefona attığım dosyadan dinledim ses oldukça net geldiği için bir sorun olmayacağını düşündüm. Hiç baş ağrım olmadı hatta kendimi daha rahat hissediyorum. Ancak son iki gündür kendimi gergin ve hassas hissediyorum. Bu durumu ise zaman zaman yaşadığım işle ilgili problemlere bağlıyorum.
çalışmalarınız için size teşekkür ederimTugba
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Ama ben de birkac gündür bulantı var benimde başım ağır dorusu belki yüzyüze geldigim eskiiii duygular açığa çıkıyor biraz da durgunlaştım ama şunu söylemeliyim ki bir topluluga girdigim zaman ilgi cekmeye başladım galiba ilginç&#;.
birde eskiden ne yapsam çocuklarima söz geçiremezdim buna köpegim de dahil beni hic takmazlardı aaa bir baktım onlar bile beni dinlemeye basladi hahahah
Sevgiler bakalım daha neler olacakFiliz
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Atakan Bey,
NLP ve hipnoza olan ilgim yaklaşık olarak 2 yıl önce
başladı.Sizin gurubunuzu da tesadüfen keşfettim ve
sevinçle karışık heyecan duyduğumu itiraf etmeliyim.
Subliminal kayıtlarınızı kullanabileceğimizi
öğrendiğimde hem çok memnun oldum hem de çok şaşırdım.
Gönüllü olarak sağladığınız olanaklar için teşekkür etmek seafoodplus.infoi etkilerine gelince:Ben de bir kaç arkadaşın dediği gibi kesinlikle artık
dik yürüyorum.içimden dik yürümek seafoodplus.infoi daha
iyi seafoodplus.infoşekkürlerFazıl
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Belki burada bahsi geçmese dikkat etmezdim ama bugünkü dinlemelerimin bana katkısı dik yürümek !!!sanki sırtımda bir yük vardı da kalktı hep olması gereken buymuş gibi&#;Çağla
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
MERHABALAR BEN BU TELKİNLERİ GÜNDÜR DİNLİYORUM VE GERÇEKTEN FARKLILIKLAR GÖRDÜM. BEN BUNA İNANMIYORDUM COK TEŞEKKÜRLER
Alime
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Mehrabalar
kendine güven &#; suçluluk duygusu &#; topluluk içinde konuşma mp3lerini yaklaşık 1 haftadır dinliyorum.. Etkilerini yavaş yavaş görmeye başladım. Örneğin; bugün sınav olduk. Hoca bana kağıt vermeyi unuttu. Anfide yaklaşık kişinin arasında- \&#;hocam bana kağıt vermediniz\&#; diye bağırabildim. Bir sosyal fobili olarak bu benim için çok zor bir şey. Ayrıca gün içerisinde de çok rahattım.. Pek fazla anxiety seafoodplus.info bir hafta önceki \&#;ben\&#;, nerde şimdiki \&#;ben\&#;.. Tabi bütün bunlar bu mp3 ler sayesinde.. Atakan Bey\&#;e çok teşekküseafoodplus.info
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan tuncay, Şubat 07,
berrin Esra bana yardm edin :roll
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Benim de sindirim sistemimin daha sıkı daha iyi çalışmaya başladığını bundan önce yazmıştım smilies/seafoodplus.info
Sanırım sizin de dediğiniz gibi, beyin kendini meşgul eden ve strese neden olan birtakım düşüncelerden kurtulurken kendini vücudun düzensiz çalışan sistemlerini düzenlemeye yönlendiriyor. Nasıl ki stres vücudun dengesini bozuyorsa, stresten kurtulmaya başlayan vücudun da normal çalışma düzenine dönmesi de normaldir sanırım. Tabiki bu bilimsel bi açıklama değil sadece bünyemde meydana gelen değişmeye kendi yaptığım bir yorum smilies/seafoodplus.infoaru
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan tuncay, Şubat 07,
Ben sitedeki mzii alam창yorum. Bana hemen yardm gerek. 😕
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Kendini geliştirme, kendine güven, suçluluk ve sorunlarından kurtulma hakkında birçok şeyler okudum, birçok kişiyle özellikle de psikolojik danışman olan bir tanıdığımla da uzun uzun konuştum. Her okuduğum yazı yada kitaptan ve her konuşmadan sonra içime bir güven ve huzur duygusu geliyordu evet, belki kendimi
koşullandırıyordum yazılanlardan yada dinlediğim sözlerden ama neden bu
duygular en fazla ertesi gün uykudan uyandığımda kaybolup gidiyordu ve ben
eski halime dönüyordum.? Ayrıca bilenler bilir; kendine güven ve başarı vs.
konularında her okuduğum yazıya , konuşmalarda söylenilen her söze \&#;ama\&#;
ile başlayan, olumsuz bir cevapla karşılık seafoodplus.info her iyi
öneriye bir olumsuz cevap muhakkak buluyordu beynim.
Ayrıca, annemin dün bana son bir haftadır değiştiğiimi söylemesi artı bi
güzellik smilies/seafoodplus.info
telkinlerin bende başarılı olmasındaki en büyük etken ise benim onları
duymamam buna eminim. Eğer duysaydım kesinlikle beynim gene bi olumsuz cevap
bulur ve sindirirdi onları smilies/seafoodplus.info sucluluk telkkininde sesler geliyor alttan ama
iyice kısınca çok az muzik duyuyorum ve hic ses
duymuyorum.
Bundan önceki yorumlarımda değişimlerimi hissettiklerimi anlattım ve en
güzeli bu güzel hislerin bu değişimin, uyandığmda kaybolmadığını görmek
Sibaru

——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Ancak emin olmamakla birlikte şöyle bir etkisi olduğunu düşünüyorum ;
bağırsakları çalıştırıyor. Yani neredeyse zayıflama çaylarının yaptığı etkiyi yapıyor diyeyim, sen anla
Esra
——————————————————————————————————————————————————————-
Bende ki Etkiler
Yazan Meral, Şubat 07,
Herkese merhaba;
Bir süredir telkinleri dinliyorum. Telkinlerin grup üyelerindeki ve bendeki etkilerini de düzenli takip ediyorum.
Bendeki etkilerini gruba aktarmadan önce daha uzun bir süre sonuçları gözlemlemek ve ardından paylasmak istemiþtim. Sanırım çalışma alanım gereği bendeki sonuçları bilimsel acidan da desteklemek istemistim. Ama su an etkilerini bir an önce paylasma kararı aldım.
1) Telkinleri ilk dinlemeye basladigimda bende bas agrilari olusuyordu. Ama artık olmuyor. Bu daha bendeki bazý olumsuz düsüncelerin ayıklanması ile ilgili olduğunu sanıyorum.
2) Son bir hafta gündür eskiye nazaran daha gergin ve sinirliyim. Özellikle iş ortaminda. Ama bunu hakkımı daha iyi savunma anlamında gerekli olarak görüyorum. sunu fark ettim: Daha önce yapmayı kabul ettiğim bir çok işii artýk eskisi gibi hemen kabul etmiyorum. Özellikle direkt benim görevim değilse&#;. Veya benim görevim oldugu kesin değilse. Daha çok itiraz etmeye başladım. Bu da bence gerekiyordu.
3) İş konusunda zaman kaybýna ve düzensizliğe tahammülüm azaldı. Sanırım düşünme ve iş yapma süratim arttığı için artık zamanımı çalan ve beni yavaşlatanlara tahammülüm azaldı. Mesela, Cuma günü bir çalismanin planlamasını yapıyordum tam iki saatimi buna harcadım ve sonra verileri bana veren kisinin bana eski dökümanları verdiðini fark ettim ve o zaman çok sinirlendim ve şunu söyledigmi hatırlıyorum \&#;benim deðerli iki saatim gitti&#; Bu iki saatime yazık degil mi?\&#; Daha önce olsa yine bir seyler söylerdim ama sanırım bu kadar net konusamazdim.
Bunu sizlerle paylaþmak istedim
Meral HN
Psikolojik Danışman
——————————————————————————————————————————————————————-
Baş Ağrısı ile İlgili
Yazan Meral, Şubat 07,
merhaba arkadaslar
bazi psIkolojik yaklasimlarmlara göre hastaliklarin psIkolojik karsiliklari vardir bas agrisi ve mide bulantisi da da bunlar arasinda. bu belirtiler telkinlerin ise yaradiklarinin belirtileri. daha dogrusu kisiide bazi seyleri aktif hale getirdiginin, bazi seyler degistirdigini ve gecis surecinin gostergesi. taslar yerinden oynamaktadir, yeni duzen de henuz tam olarak olusmamaktadir, fakat yeni duzene dogru bir gecis soz konusudur. iste bu belirtiler su an bence bu gecis doneminin gostergesi&#;
mide bulantisinin farkli psIkolojik karsiliklari vardir, her kiside ki anlami farkli olabilir. bununla birlikte genel olarak bir cok kiside yeni bir fikri, yasantiyi kabul etmeye karsi direnci, yenilikten korkmayi sembolize edebilir&#; (buna \&#;korku\&#; degildee \&#;cekinme\&#; de diyebiliriz.)
ki sanirim bizlerdeki karsiligi bu olsa gerek. bizdeki diyorum cunku bendeki degisiklikleri yazarken mide bulantisini yazmayi unuttugumu fark ettim. mide bulantisi bir kac gundur artik yok. sanirim bu yuzden yazmayi unutmusum.
Meral hn
Psikolojik Danışman
——————————————————————————————————————————————————————-
sindirim sistemi
Yazan Seil, Şubat 07,
slm bende de telkinleri dinledikten sonra başağrısı oluştu. Ancak ardardınabirçok kez dinledim. Sonra başım ağrıyınca çekindim ve bir daha dinlemedim. Bu belirtilerin iyileşmeyle birlikte oluşmasına sevindim. Ayrıca sindirim sisteminin de gerçekten iyi çalışmasını sağlıyor bu telkinler.. Onu da kendimde gözlemledim..
Eğer bu belirtiler telkinlerin işe yaradığını gösteren belirtilerse o zaman dinlemeye devam edeceğim. Hepinize kucak dolusu sevgiler
Seçil
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Sevgili Atakan ve sevgili Arkadaslar tekrar merhaba ;
ben bu telkinleri dinlemeden önce enerji hapı alıyordum,hergun altıtane valla kutunun üstünde oyle yaziyor \&#;6 taneye kadar içebilirsiniz\&#; diye bende alıyordum yerimden kalkacak halim yoktu simdi bir enerji bir enerji sormayın, bu arada geceleri dinlemek için de allem edip kallem edip eşime taaa kilerde olan küçük hoperlörü buldurttum \&#;niye istiyorsun bunu\&#; deyincede sen bul ben geceleri müzik dinlemeye karar verdim dedim , ama daha önce ona söz etmistim subliminal filan diye aa ben biliyorum dedi onlari reklamlarda kullaniyorlar değil mi filan dedi evet dedim neyse telkinleri dinleyecegimi bilmiyor hala da söylemedim iste; diger bir tescil beni bekliyordu &#;.. Esim türkçe küfürlerden başka kelime türkçe bilmez ama kulak dolgunlugu vardır, bir gece dinledik ama o yatarken televizyon izler ben sen izle canim televizyonunu dedim ve cok kısık sesle ben ve o (O farkinda olmadan garibim ) dinledik &#;.. Iki gecedir çaktirmadan dinliyoruz bugün sabah neler oldu neler ben mixer\&#;i kirdim adam da tık yok , polislik bir davamiz vardi ( guya ben araba cizdirtmisim haha yalancilar yapmadim ama yaptın diye birileri yalanci şahitlik yaptı almanya\&#;da ırkçılık diz boyu benim araba yabancı plaka diye o adamı yakalarsam ona da dinletecegim) bugün sigortadan mektup geldi para odeyin diye benimkinde yine tık yok&#; Bende gülümseyerek ama bunlar Türkçe ya sen nasıl anladın yahu diye bütün gün dolandım durdum &#; Çocuklara da dinletiyorum onlarda pek türkçe bilmez ama eşimiden daha iyidirler , kızım sabırsızlıkla su altını ıslatma telkinini bekliyor ben daha sabırsızım enerjimi camasır makinesi valla tüketti gitti &#;.Bir alfa kanallı camasir makinesi uretsinler diye bekliyorum camasırları kanaldan biz iletsek geriye temizlenmis olarak gelse yada düşünce gücüyle bir temizlesek bir temizlesek ap ak olmaz mi olur olur ilisyon camasirlar ne olacak&#;.Saka bir yana gercekten inanamadim ya bu nasil oldu adam türkçe anlamadıgı halde bir tatlılaştı ki sormayin gitsin&#;Filiz hanım
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Kızkardeşim kilo verme scriptni dinliyor ve canım birşey istemiyor seafoodplus.infote abur cuburlardan resmen kolundan tutup cekerdim,şimdi bakmıyor bile&#;.smilies/seafoodplus.info))))))
teşekkür ederim&#;Eylem
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
kilo verme mp3
Sayın yetkililer kilo verme mp3\&#;nü çok beğendim harika bir parça ile hazırlamışsınız ve sıkılmadan defalarca dinliyorum .Mümkünse diğer mp3\&#;lerinizi de bu müzik yada benzeri popüler bir parça ile(slow tür de olabilir) hazırlarsanız memnun olurum bu arada telkinleriniz müthiş faydalı abur cubur şeyler yeme yada açlık hissim hemen azaldı akşamları özellikle yemeğe saldırmıyorum gayet ölçülü yiyorum ve içimde bir ses limit doldu diyor ve çatalı bırakıyorum çok teşekkür seafoodplus.infoılarımla&#;çelikbudak
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Merhaba,
2 gündür özelikle gündüzleri saat kadar telkinleri dinliyorum (sürekli kısık sesle arka planda çalıyor) İlk gün,gece dinlemiştim ertesi gün başağrısı oldu. Sonrasında ise geçti kendiliğinden, acıkmadığımı farkettim, az birşeyler yiyor ve doyuyorum, ayrıca kendimi iyi hissediyorum. Hayatın akışını izleme ve uyumlu olma, yaşamın sunmakta olduklarını farketme yetimde gelişmeler seafoodplus.info
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Merhabalar.. Çalışmalarınız için sizi kutluyorum.. 3 gündür kilo verme, kendine güven ve sosyallik telkinlerini cd\&#;ye çektim ve dinliyorum hem de gece-gündüz&#; Artık fazla bir şeyler yiyemiyorum, midem bulanıyor.. oysa tüm hırsımı yemek yiyerek çıkarıyordum seafoodplus.info de bu dinlediklerime depresyonu da eklemem gerekiyor sanırım,biraz fazla gerildim de smilies/seafoodplus.info) yani bir düşünceli bir karamsar oldum.. Garip rüyalar görüyorum.. Daha sonra size yine yazıcam seafoodplus.info
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Merhaba arkadaslar..
1 haftadan fazladır sadece gündüzleri topluluk karşısında konuşma mp3\&#;ü seafoodplus.infonlı seafoodplus.infonımda sesimden belli seafoodplus.info inceleşir ve titrer..Dün tüm gün boyunca dersim vardı.2 tane sunumum vardı.2 sunumumda hiç ara vermeden 2\&#;şer saat süreyle sundum ve sesim seafoodplus.infoçmiş anlatımlara nazaran da bir heyecan seafoodplus.infonu dışardan görenlerden de yorum aldım,dinleyenler hiç sıkılmadı ve hatta tebrik ettiler beni !.. Yani etkisini gördüm &#;Heyecanlanmayarak ve sesim titremeyerek&#;&#;.. Teşekkürler Atakan bey ve diğer emeği geçen arkadaslar..Gönül
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Şubat 07,
Sayın Atakan Bey;
Ben sitenizi birkaç gün önce keşfettim. Mp3’leri indirdim geceleri hariç sürekli dinliyorum. Daha 4. günde olmama rağmen kendimde birtakım olumlu değişiklikler hissetmeye başladım. Bence siz; size gelen olumsuz eleştirilere lütfen kulak asmayınız. Yapmakta olduğunuz şey gerçekten takdire şayan. Lütfen diğer scriptler için de mp3 hazırlayın. Sabırsızlıkla bekliyorum.. Sevgi ve saygılarımla…
Murat
——————————————————————————————————————————————————————-
Depresyondan kurtulma
Yazan Misafir, Şubat 07,
merhaba,
bu siteyle tesadüfen karsilaştim,önce biraz süpheyle yaklastim ama kilo verme ,kendine güven ve sucluluk duygusuna karsi olan mp3 \&#;lerde ses arka planda duyuluyordu. Bunu duyunca içim rahatladı ve dinlemeye seafoodplus.infoak dinledim.Şu ana kadar iki gündüz ve bir gece seafoodplus.infoa tabiki ve olanlara seafoodplus.infoıcık yiyorum,tatlılar aklımdan geçse bile kısa sürüseafoodplus.infoi iyi hissediyorum,gülümsüseafoodplus.infor kisa zamanda etkisi olur mu seafoodplus.infoıca gercekten bende dik yürümeye baslayanlardanım.
Atakan bey,
umarım yakın zamanda depresyondan kurtulma scriptine mp3 seklinde ulasabiliriz.
İnanin bu cok fazla insana faydali olabilecek seafoodplus.info kadar emek harcadığınız için
çok tesekküseafoodplus.info
——————————————————————————————————————————————————————-
göz temasından artık kaçmıyorum
Yazan Gl, Şubat 07,
Ben hazırlamış olduğunuz telkinleri buraya yazdığı ilk günden beri sürekli dinliyorum, fakat hiç kesintisiz dinleme imkanım olmadı. Bu süre sonunda hayata daha iyi baktIğımı , insanlarla arasında ki davranışlarımda daha rahat olduğumu ve özellikle göz temasýnda önceki kadar çekingen olmadığımı hissediyorum. kendimi kötü hissettiğim zamanlarda diyeyim insanlarala konuşurken gözlerinin içine fazla bakamam, sanki gözlerime bakarken benim o an hissettiðim olumsuz duyguları görüverecekmiş gibi, şimdi daha rahatım bu konuda, gözlerimi önceki gibi kaçırmıyorum.. biz bu telkinleri işyerimde odamı paylaştığım bir arkadaşımla beraber dinliyoruz. o konuyu tam olarak bilmiyor, mp3 lerde psikolojik telkinler olduðunu onada anlattım bu arkadaşımda bu müziklerin dünyaya daha güzel bakmasını sağladığını ifade etti bana.
Gül
——————————————————————————————————————————————————————-
Yaşadığım il gözüme farklı gözüktü
Yazan Eda, Şubat 07,
En son dinledigim ego güçlendirici telkin ile ilgili hissettiklerimi yazmak seafoodplus.info değişiklikler varmı bilmiyorum fakat bende var.Tüm gün seafoodplus.infoı seafoodplus.info
Bankada kuyruk beklerken dışarıyı farklı bir gozle seafoodplus.info enteresan geldi seafoodplus.info bilmedğiniz bir ile gidersiniz de tanıma amaçlı incelersiniz o şseafoodplus.infoİ yıllardır bu ildeyim aynı sokak aynı seafoodplus.info gun boyunca depresif halým seafoodplus.info gibi sıkıntı yasamıseafoodplus.infoiz huzursuzlugum azaldI .akIıma gelmiyor bile.. .Sebepsiz içim dolardı ağladığımı bile hatırlarım ama artık tık yok.
EDA
——————————————————————————————————————————————————————-
pazartesi sendromu
Yazan WERTHER, Şubat 07,
Atakan Bey, siz bir harikasınız
Suçluluk duygusu ve ego güçlendirici telkinleri dinlememin bu gün
beşinci günü (aslında artı iki gün daha dinlemistim gece gündüz
dinlemediðim için o iki günü saymıyorum)Hani pazartesi sendromu vardır, çalışan insanların, bu gün de mi işe
gideceðim, ne çabuk pazartesi oldu, kalkmam lazım, çok uyudum, ama
uykumu alamdım ki, hadi kalk artık, beş dakika daha yatayım, beş
dakika daha, eyvah yarım saat olmuş, geç kaldım, başım ağrıyor,
uykumu da alamdım diye söylene söylene kalkardım, hem de
pazartesileri değiil her sabah aynı işkenceyi yaşıseafoodplus.infoçluluk duygusu ve ego güçlendiriciyi bir kaç gün dinledikten sonra
her sabah saat çalmadan çok önce uykumu almış dinlenmiş bir şekilde
uyanıyorum , böyle kendimi çok mutlu seafoodplus.infoşaltım ve sindirim sistemlerinde önemli ölçüde değişiklik var,
düne kadar saatte bir tuvalete gidiyordum, neredeyse tuvalete
karargah kuracaktım, neyse ki bu gün bir düzene oturuyor gibi, baya
azaldı tuvalete gidip gelmelerim.
WERTHER
——————————————————————————————————————————————————————-
dişleri kenetleme sorunu
Yazan neseli, Şubat 05,
doğrusunu isterseniz bu kadar kısa sürede böle bi etki olacağını düşünmüseafoodplus.info dalma aşamasında sorun yaşıyorum çoğu zaman kendimi dişlerimi birbirine kenetlemiş vaziyette yakalıyorum.Sürekli bi kasılma hali seafoodplus.info sadece bi kaç saat dinlemeyle bile aştım bu sorunu tabii gece boyuncada dinliordum
tşklerrr
——————————————————————————————————————————————————————-
MRB
Yazan DENZ, Şubat 04,
ÇOK ETKİLENDİM BENDE KENDİME GÜVEN DUYMAMI OLUŞTURACAK MP3 İSTİYORUM YARDIMCI OLABİLİRMİSİNİZ
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan Misafir, Ocak 29,
Allah razi olsun sizden bende de olumlu yonde gelismler seafoodplus.infourler.
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan gecikmez, Ocak 20,
gündür dinliyorum ve cok faydasını gördüm bendeki değişiklikler
kendime güvenim arttı,korkularım yok olmaya başladı
herşeyi olumlu düşünmeye başladım,artık karamsarlık yok mutsuzluk yok
——————————————————————————————————————————————————————-
sabrl olun
Yazan kadirayvaz, Ekim 26,
Telkinleri 1 aydır dinliyorum:Etkilerini yavaş yavaş görmeye başladıseafoodplus.infoe tavsiyem acele seafoodplus.info beyin dediklerini yapıseafoodplus.infoizde mutlaka değişiklikler göreceksiniz.
——————————————————————————————————————————————————————-
&#;
Yazan doymaz, Ekim 10,
bende artık kendimi çok mutlu hissetmeye başladım acaba insanlar ne düşünür diye düşünmeden rahatça kendime güvenerek konuşabiliyorum. ama insanlar daha sinirli oldugumu söylüyorlar olsun daha öncekilerine saysınlar .bendeki etkileri inanılmaz hem sigarayı bırak hem kilo ver hemde kendine güven .burası adını hakeden bir yer hayatım degişti. bende hep hayatımın degişmesini çok istemiştim seafoodplus.info için çok kolay ve çabuk oldu
müzeyyen

Okuduğunuz için teşekkürler!

Okuduğunuz için teşekkürler.

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez burasi seafoodplus.info Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve türkiye'de ilk subliminal telkin mp3 uzmanıyım.

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse…

Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece  subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı . 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani seafoodplus.info fikri oluştu.

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?…

Tam olarak değil.Öncelikle size engel olan yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız seafoodplus.info bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine seafoodplus.info de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız.Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

 

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? 

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar seafoodplus.infoşkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız..Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline seafoodplus.inforini kurtarmaya çalışıyorsanıseafoodplus.infoızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanıseafoodplus.infoır demekte zorlanıyorsanıseafoodplus.infonmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanıseafoodplus.infoşkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız.İş hayatında iniş çıkışlar sürekli seafoodplus.infomeleriniz fazla ise.Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanızÇocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

  yıla özel bugun arayanlara 5 dakikalik çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir.Ön tespitte size engel olan bir kaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 .Türkiye dışındakiler whatsapp dan arayabilir.

Hangi sorunlarda faydalı olur?

Hiçbir sorunu olmadan sadece daha iyi olmak için de yaptıranlar da vardır.İş başarısı bolluk ilişkiler kaygı depresyon takıntılar kilo vermek panik fobiler  sosyal fobi yüz kızarması sigara vb. bağımlılıklar dahil bir çok konuda faydalı olur.

Okumaya devam etmeden önce zorunlu  bir hatırlatma .

Çekirdek inanç çalışması yılından beri marka patent tescili yapılmış yaşam boyu garantili bir çalışmadır. Bu isimde sitemiz dışında başka bir çalışma eğitim görürseniz lütfen bize bildiriniz.

Çekirdek inanç 5 dakikalık ön tespit ücretsizdir. Telefonla arayınız

Neden Farklı?

yılında Boğaziçi Üniversitesine girdiğimde hayatımda bütün engellerin kalktığını hissetmişseafoodplus.info derslere odaklanmakta sorun yaşıyordum seafoodplus.info bırakmak zorunda kaldım ve işe başladım.

İş hayatımda da sorunlar yaşamaya devam seafoodplus.infoar okudum olmadı.Hipnozu denedim olmadı.Daha pratik olan uykuda dinleyebileceğim İngilizce hipnoz mp3 ler indirdim onlar da işe yaramadı li yılların başlarında  kendi yaptığım kayıtları dinlemeye başladıseafoodplus.info gün bir kayıt esnasında mikrofonum da bir arıza oldu ve ses yükselmeleri meydana seafoodplus.info kayıtları dinlediğimde ses yükselmelerini ve alçalmalarını doğru kullandığımızda telkin cd lerinin daha etkili olduğunu gördüm.

Bu telkinleri dinleyerek   okuluma geri döndüm ve aynı yıl biri Boğaziçi Üniversitesi Elektronik olmak üzere iki üniversite bitirdim.

 Boğaziçi Üniversitesinden almış olduğum ses frekansları üzerine eğitimimi kullanıp bu yöntemi geliştirdim ve ritmotransı oluşturdum

 

 

yılında bu telkinli mp3 leri seafoodplus.info da ücretsiz olarak paylaştım. Bu sitenin forumuna kişi kayıt oldu ve  günlüklerinde değişimlerini paylaşan binlerce kişi oldu

 

de seafoodplus.info u kurdum, bu sitede 'e yakın kişiye özel subliminal özel mp3 ler var Bu siteye girenler özel konularda telkin mp3 ler alabiliyorlar

 

Peki Çekirdek İnanç Nasıl Ortaya Çıktı? Peki bu telkinler kişiye ve ona engel olan çekirdek inançlara yapılsa nasıl olurdu?

Çekirdek inanç sitesini ise yılında kurdum. Eğer bir şeyler sizi engelliyorsa hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa nedeni çocukluğunuzda bilinçaltınızın aldığı kararlardıseafoodplus.infoçaltımız 7 yaşına kadar gerçek ile hayali ayırt edemez ve o dönem her şeyi kayıt eder. Bu kararları telefonla  ile size özel tespit edip 20 adet telkin hazırlıyoruz. Bu çalışmamız en çok tercih edilen en kapsamlı çalışmalarımızdır.

  yıla özel bugun arayanlara 5 dakikalik çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir.Ön tespitte size engel olan bir kaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 .Türkiye dışındakiler whatsapp dan arayabilir.

 

Yurt dışında yaşıyorum, Çekirdek İnanç Çalışmasını nasıl yaptırabilirim?

Dünyanın her yerinden Çekirdek İnanç Çalışması için bizleri, + nolu numaramızdan whatsapp üzerinden ücretsiz olarak arayabilirsiniz. Yurt dışında yaşayan danışanlarımızın en çok tercih ettiği çalışmalar online form ile veya telefonla çekirdek inanç tespitidir. Telefonla gerçekleşen çalışmada seansınız tüm ülkeler için whatsapp üzerinden aranarak gerçekleşir. Ayrıca Vodafone olan bazı ülkeler için Almanya, ABD, Fransa, Kıbrıs, İngiltere, İsviçre, İtalya, Avustralya vb. telefon hattı üzerinden aramayı biz yapıyoruz

Nasıl tespit ediliyor, ne faydası var ve çözüm için neler yapılıyor?

Çekirdek inanç çalışması telefonla  da online bir form ile yazılı tespit edilir. Çekirdek inançlarınız bir tanesi baskın olmak üzere 10 adete yakındır. Tespit sonrası subliminal bilinçaltı cd leri hazırlanır. Bu kişiye özel mp3 leri günde 6 saat uykuda ya da uyanıkken dinleyebilirsiniz. Çekirdek inanç; iş başarısı, ilişkiler, kaygı, panik atak, depresyon, takıntılar dahil birçok konuda faydalı olmaktadır.

 

Telkinlerin etkisini nasıl fark edebiliriz? Herkeste aynı değişimi mi gösterir?

Değişimi aynada bile fark edebilirsiniz. Başlangıçta sizin fark etmeniz biraz zor olabilir. Çevrenizden almış olduğunuz olumlu geri dönüşler sayenizde değişimi hem içinizde hem de dışınızda hissedersiniz. Telkinlerin etkisi kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Kökleşmiş negatif duygularımız ve direnç seviyemiz farklı olabilmektedir.

 

Çocuklar için çekirdek inanç var mı?

Ağaç yaş iken eğilir. Bu nedenle çocuklarda ders başarısı,matematik zekası odaklanma, daha öz güvenli olma, öfke kontrolü vb. gibi konularda etkili olan çekirdek inanç ve telkin cd leri yapılır. Bu çalışmada 90 soruluk bir form gönderilir ve anne ya da babanın yanıtlarına göre özel telkinler hazırlanır.

  yıla özel bugun arayanlara 5 dakikalik çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir.Ön tespitte size engel olan bir kaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 .Türkiye dışındakiler whatsapp dan arayabilir.

 

Çalışma sonrası neler değişecek?

Çekirdek inanç sonrası size özel hazırlanan mp3 leri dinlediğinizde amaç rahatlamak değildir. İlk 10 gün değişimleri siz fark edeceksiniz. İlk 45 gün sonunda ise çevrenizdekiler değişimi fark ederler. Daha dik yürürsünüz, göz temasınız kuvvetlenir, endişenin yerini mutlu hissetme hali alır. İş ve ilişkilerde yaşanan olumsuz tekrarlar düzelir. Tepkileriniz daha net olur. Böylece bazı kişiler sizden uzaklaşır. Yorumları inceleyerek oluşacak yüzlerce etki hakkında fikir sahibi olabilirsiniz Bu sitede tespit sonrası  bilinçaltı cd leri hazırlanır. Böylece tek seans sonrası uykuda dinleyeceğiniz cd ler ile daha kısa sürede sonuçlar alırsınız.

 

5 dakikalık ön tespit nedir? Telefonuma ücret yansıtılır mı?

5 dakikalık ön tespitte aradığınız telefonlar sabit no ve vodafone’dur. Aşağıdaki butona basarak ya da + den yurtdışındaysanız whatsapp'tan arayabilirsiniz. Standart dakikanız dışında bir ücret yansımaz. Telefonla birkaç soru sorularak yapılan ön tespittir. Detaylı çalışmalar ücretlidir.

Çekirdek İnanç bulma süreci nasıl işliyor?

Aradığınızda ücretsiz 5 dakikalık bir ön görüşme tespiti ile Çekirdek İnanç bulmanın size faydası olup olmayacağını belirliyoruz. İki ay içinde randevunuz gerçekleşir, ortalama dakika arası bir seans görüşmenin sonucunda uzmanlarımız çekirdek inançlarınızı belirler ve buna yönelik çözüm için çalışmalar yaparlar. Ayrıca Çekirdek İnancınıza uygun isme özel ve sizin kişilik yapınıza özel hazırladığımız subliminal telkin CD yapıyoruz. Görüşme sadece bir kez yapılmaktadır. İlk etkiler ortalama 1 haftada görülür. Genelde değişimi fark etmek için sizi bir ay görmeyen arkadaşınızla görüşün. Arkadaşınız mutlaka değişimi fark edecektir. Bunun gibi güzel haberlerinizi bizimle paylaşın sitemizde isimsiz yayınlayalım.

Bilgilerimiz gizli mi?

Yapılan görüşmeler ve test sonuçları etik kurallar gereğince bizde saklı kalır.

 

Sizler kendi hayatınızda bu yöntemleri kullanıyor musunuz? Telkinleri dinleyerek ya da çekirdek inanç ile neleri başardınız?

Ben üniversitede odaklanma sorunu yaşıyordum ve okulu bırakmıştım. Telkinler sonrası okula döndüm aynı sene iki üniversiteyi bitirdim. Özgüven kendini mutlu hissetme gibi bir çok konuda değişim yaşadıseafoodplus.info de telkin dinliyorum.

Yaptığımız Çekirdek İnanç ve telkinler girişim konusunda da başarıya ulaşmamızı sağladı. Kendi hayatımızda da telkinlerin ve Çekirdek İnanç etkisini görüyoruz.

 

Kitabınız çıktı mı?

Çekirdek İnanç kitabımız geçen 2 yıl önce çıktı…Ve 3. baskısı tükendi.. Şu an kitabın online formatını sitemizden alabilirsiniz. Yakında tekrar  güncellenmiş basımı ile tüm kitapçılarda olacak.

 

Başarı hikayeleri var mı?

Çekirdek inanç gizlilik prensibi gereği isim vermeden samimi başarı hikayelerinden birkaçını okuyun. Son 10 yılda toplam üzeri başarı hikayemiz oldu hatta  günlük tutanlar var. Gizlilik prensibi gereği bizi arayan hiç kimseye sms ya da mail atmıyoruz.

 

Subliminal CD satın alırken dikkat

Site sahibinin eğitimi  nedir?

 'Konu ile senelerdir ilgiliyim, kişisel gelişim firmalarına danışmanlık yaptım gibi ya da yurtdışında eğitim aldım'' gibi  cevaplar tatmin edici değseafoodplus.info Sönmez Boğaziçi Üniversitesi seafoodplus.info dünyada hiç bir sitede bulunmayan ritmotrans telkin kaydetme yöntemini geliştirmiştir.

Garantisi Var mı?

seafoodplus.info ve seafoodplus.info 'daki tüm CD'ler yaşam boyu koşulsuz destek ve iade seafoodplus.infoçbir garantisi olmayan çalışmalar muhtemelen aldatıcıdır.

Herhangi bir firmaya bağlılar mı?

Sitemiz seafoodplus.info ve seafoodplus.info seafoodplus.info  Çekirdek Teknoloji Danışmanlık Ltd firması bünyesi altındadıseafoodplus.infoı olmayan, iletişim ve yer bilgileri olmayan siteler güven verici değildir.

Telkinlerde hangi teknikler kullanılmaktadır?

Sitemizde kullanılan teknik ritmotrans tekniğseafoodplus.info tekniği Atakan Sönmez geliştirmiştir ve insan sesinin doğal ritmleri kullanılıseafoodplus.info yöntemde telkinlere ek  herhangi bir frekans seafoodplus.infoleri düz bir tonla okuyup üzerine frekans ekleme işlemi kolaylıkla yapılabilir ancak bu frekanslar doğal değseafoodplus.info yüzden frekans ekleme gibi işlemler yapılan CD'leri dinlerken dikkat ediniz.

Peki hiç fayda görmeyen olmuyor mu?

Çekirdek inanç çalışması yılından beri yaşam boyu garantilidir ve başarı oranı %90 üzerindedir. Her ne kadar dinlenilen telkinlerin etkileri kişiden kişiye değişse de eğer fayda görülemezse önce  bir yıl boyunca ücretsiz destek verilir yine fayda olmazsa ücret iadesi yapılır. Bu iade  sistemi sözde değil gerçektir.

 

 

11  Başlıkta ve yorumla çekirdek inanç

1-Sadece siz değil çevrenizde faydalansın

Ben psikolojik danışmanım mesleğim gereği birçok seminere katıldım setifikalar aldımama 5 yıl önce girdiğim şiddetli depresyon aralıklarla devam eden ilaç tedavileriaile içi karmaşalarözel hayatımla ilgili sonu gelmeyen sorunlarım vardıseafoodplus.infotim kırılmışistemeden de olsa cesaretim kırılmıştı sanki yaşıyor olmak için yaşıyorgörev icabı nefes alıp veriyordum sankiilk arkadaşım söylediğindehem umutlandım hem de tedirgin olmuştum itiraf ediyorumama müziği ilk duyduğum anda hatta neyde gözlerim oldugerçekten biticekti olumsuz herşseafoodplus.info hissettimüçüncü gündeyimtüm ailecek dinliyoruzbabam genelde önyargılı olduğu için çaktırmadan dinliyorsokağa çıkmayan küskün adamın neşesi yerine geldi))seafoodplus.infoi güçlü mutlu ve cesur hissediyorum Deniz Çevik, psikolojik danışman *************

2-Telkine yatkınsanız 24 saatte bile etki görebilirsiniz

başka bir konuyu araştırırken sitenize rastladım.önce dikkatimi çekmedi sıradan bir gelişim sitesi seafoodplus.infoş sayfanızdaki müziği dinleyip dinlememe konusunda tereddüt seafoodplus.info doğrusu çseafoodplus.info trans kelimesi ilgimi çseafoodplus.infoşeye rağmen müziği açayım dedim.açtım değişik seafoodplus.infoikçe bilmiyorum birşeyler hissetmeye başladım.müzikten sonra sitenizi daha ayrıntılı incelemeye başladıseafoodplus.info önceden buna benzer şeyler duymuşseafoodplus.info da ilgilenmeye başladım saat olmasına rağmen telkin müzikleriniz ruhumun derinliklerinde bir şeyleri harekete geçirdiğini fark seafoodplus.info edeceğseafoodplus.info gelişmeler olursa buradan sizinle paylaşırıseafoodplus.infoşçakalıseafoodplus.info kalın Zübeyde Karacan, Öğrenci *********************************************************** 3-Çekirdek inanç çalışması telefonla ve internet ile nasıl yapılır ücreti nedir  

Çekirdek inanç tespiti  internet üzerinden ve telefonla yapılıseafoodplus.infoında 20 adete yakın subliminal telkin mp3 isminize özel hazırlanıseafoodplus.info mp3'leri uykuda yada uyanıkken dinlersiniz. Atakan Sönmez ile ÜCRETSİZ Ön Tespit ve 1 günlük deneme telkin mp3lerini indirip dinlemek için seafoodplus.info sitemizdeki telefon numaralarımızdan hemen ulaşabilirsiniz.

4-Neden bir şeyler bizi engelliyormuş gibi gelir.

Neden hayatımızda hep aynı şeyler tekrar seafoodplus.info sizi de yormuyor mu? Neden bir girişimci her şeyi doğru yapmasına rağmen çok iyi bir yerde muhteşem yemekleri çok iyi fiyatlarla veren bir restoran açsa bile müşterileri az olurda tam yanında bulamaç gibi yemekleri olan bir çok şeyi görünürde yanlış yapan restoran tıklım tıklım dolu olur. Neden herkese iyiliği dokunan elinden geldikçe herkese yardım eden kişinin kıymeti bilinmez üstelik bolluğu bereketi kesilir . Tüm bunların nedeni bilinçaltınızdan temizlenmesi gereken çekirdek inançlarınız olabilir. Neden aşırı uyumlu iyi olan erkek karşı cins tarafında sadece arkadaş olarak görülüseafoodplus.infoınlarda bir gariplik mi seafoodplus.info doğru dürüst kişileri seçemiyorlar mı? Neden bazı kadınlar hep sorunlu ilişkileri ya da kişileri mıknatıs gibi kendilerine çekerler. Neden en kontrolcü garantici kişilerin başına hiç olmayacak şeyler gelir. Oldukça zeki olan bir çocuk en iyi üniversiteyi bitirip üzerine Harvard masterı yapıp nasıl 10 yıl işsiz kalabilir. (5 dakikalık ücretsiz on tespit için arayın seafoodplus.info Tüm çalışmalar telefonla ve internet üzerinden yapılıseafoodplus.infoeceğiniz telkinler link olarak gönderilir. **************************************************************************** 5-Risk alın ve kariyerinizi değiştirin.

Atakan Bey, Başarı Hikayeleri kısmını okurken ben de yazmalıyım dedim, 5 Mayıs tarihlerinde telefonda görüşmüştük. Çekirdek İnanç tespiti yaptık. Öncesinde de zaten sitedeki ücretsiz telkinleri disiplinli bir şekilde 21 güne tamamlayarak gece gündüz dinlemiştim. Öncelikle hayattan şikayet eden iç sesim sustu, elimdeki imkanlarla en güzelini yapmayı en iyiyi elde etmeyi öğrendim, önüme çıkan imkanları algılamaya başladım.Çalıştığım bankanın yurt dışı şubesine üstelik de bu iş için bütün gerekli şartları sağlamıyor olmama rağmen (nasıl bir cesaretle başvurduysam ) kabul edildim, gelirim 3 e katlandı, üstelik çevrem istediğim gibi, bana bir şeyler katacak insanlarla çevrili, vizyonumu ve hayat görüşümü genişletecek deneyimler yaşamak istiyordum ve elde ettim. 3 aydır yurt dışındayım, Eskiden olsa cesaret edemeyebilirdim, güvenmezdim kendime. Tuba Çalık, İş kadını .******************************************************************** ******************************************************************** 6-Çekirdek inanç çalışmasını güvenle yaptirabilirsiniz.

Çekirdek inanç çalışması yaptırdım oldukça fayda gördüseafoodplus.infoşka bir çalışma daha yaptırmak istiyordum. Nasıl olsa çekirdek inanç iade garantili diye fayda göremediğimi söyleyip ücret iadesi seafoodplus.infon aldığım paranın üzerine oldukça yüklü bir miktar ekleyip bir başka çalışma yaptırdım. Diğer çalışmadan hiçbir fayda göremediğim gibi kendilerine ulaşamadım. Bu mesajı yazma nedenim biraz vicdan seafoodplus.infoi sisteminizi kötüye kullanmış oldum. Ancak sorgusuz sualsiz bir gün içinde ücret iadesi yaptınız. Bu zamanda sizin gibi işini iyi yapan dürüst, insanlar yok. Bence örnek alınması gereken işini gerçekten iyi yapan insanlarsınız. Telkinlerinizi halen dinliyorum ve güzel sonuçlar aliyorum. Emre Özel, Rehber Öğretmen Atakan Sönmez ile ÜCRETSİZ Ön Tespit ve 5 günlük deneme telkin mp3lerini indirip dinlemek için seafoodplus.info sitemizdeki telefon numaralarımızdan hemen ulaşabilirsiniz. *************************************************************************** *************************************************************** 7-Sakın ümitsizliğe kapılmayın

Arkadaşlar sakın ümitsizliğe kapılmayın gerçekten süper bir yöntem bendeki değişiklikler gözle görürlür düzeyde. birtane örnekverecek olursam , ben herzaman kambur yürüyen yani kafa önde omuzlar düşmüş vaziyette gerçekten kambur olmamama rağmen ne yapsam dik yürüyemiyor çbalasam müthiş sıkıntılar ve ağrılar oluyordu tabi zamanla kemikler eğiliyo , şimdi ego güven güçlendiriciyi devamlı dinlemeye başladım 2 gün sonra kardeşim abi sen dik yürüyosun yorulmadın mı diyip espiri yapınca heycanlandın ve o an farkettim artık dikyürüyor ve bu beni yormuyordu kendimi takip ediyorum 2 ay oldu kambur duramıyorum otururken gezerken yatarken omuzlarım ve başımdik haliyle o hantal ezik korkak görüntümde kalmadı . tek kelimelyle mükemmel ve seafoodplus.infoşekkürler Allah yolunuzu açık seafoodplus.infoılarımla *************** (5 dakikalık ücretsiz on tespit için arayın seafoodplus.info Deneme telkinleri icin seafoodplus.info )Detaylı .çalışmalarımız internet üzerinden ve telefonla yapilir telkinler internet  üzerinden gönderilir. -****** (5 dakikalık ücretsiz ön tespit için arayın seafoodplus.info Deneme telkinleri icin seafoodplus.info - ) ***

8-Subliminal telkin müzik değildir.İçinde telkinler olduğunu bilerek dinleyin.

şaşkınıseafoodplus.infoe inanamıseafoodplus.info ilk denemde etki edeceğini söyleseler güler geçerdim. geçen yıl bu siteyi gördüm ama inanmadığım için bakıp çıktım.dün akşam gece 12 civarı öylesine sitelere girip çıkarken bu siteyle karşılaştıseafoodplus.infoe okumadım.ücretsiz müzik filan yazıseafoodplus.info yıllarda sabahları kalkamıyorum ağırlık, halsizlik,bitkinlik vir kahvaltıyla kendimi sokağa attım akşama kadar çarşı pazare hiç bir şey yapamamak beni çok üzüyordu enerji hapları,vitaminler aldım fayda seafoodplus.info 59 yaşındayım herhalde yaşlanıyorum diye düşündüm.dün gece ilk kez bu sitede.önce sabah zinde kalkmak için sonra zayıflamak için ücretsiz bölümleri açtım.önce su sesi seafoodplus.info ney aman sende işte müzik dinletiyorlar diye düşündüseafoodplus.info aynı anda aşırı bir kalp çarpınıtısı heyecan seafoodplus.info seafoodplus.info daha aşağıda yorumları seafoodplus.infoğer benim sadece müzik zannettiğimin içinde telkinler varmış.sabah erkenden çok hafif kalktımki ben asla duşa girmeden kendime seafoodplus.infoşama kadar çarşı pazar dolaştım yorgunluk seafoodplus.info eve gayet dinç seafoodplus.info şaşkınıseafoodplus.info gece gene tekrarlıyacağıseafoodplus.infom hep devam seafoodplus.info gün böyle zinde olursam neler yaparıseafoodplus.info. Burak Hoşses, Öğrenci

9-Kalıcı değişimi yaşayın

piyasada “kişisel gelişim” adı altında pek çok uğraşı ve bundan beslenmeye çalışan çok şarlatan var dünün din istismarcılığı gibi bugün de kişisel gelişim ile değişmek dönüşmek isteyen insanlardan faydalanmaya çalışan pek çok kişi ve kurum mevcut onlar güven yıkarken sizin böyle dürüstçe bu işi kotarıyor olmanız ayrıca takdire şayan çok teşekkür ederim iyiki sizleri tanıdım ve iyiki bu çalışmayı yaptım hayatımın sonuna kadar sürecek olan ve bir daha asla eskiye dönmemek üzere bir değişim yaşattınız bana bu parayla ölçülecek bir şey değil tekrar çok teşekkür ediyorum. Sevgiler… **********************************************************************************

İnsanların size olan davranışları değişsin.

Atakan bey cumanız mübarek olsun biz Akkürek ailesi olarak size teşekkür ederiz şu an yaşadıklarımızı size anlatmak istiyoruz pazartesi elimize 20 milyar para geldi bugün cuma ve bu para şu an 50 milyar oldu inanın sanki bütün dünya bizim hayrımıza çalışmaya başladı. Biz bir ton mal almaya gidiyoruz bize yirmi ton mal vermeye kalkıyorlar gücümüz yetmez diyoruz önemli değil yeter ki biz sizinle çalışalım diyorlar dahası tüm kumaş alıcıları da anlaşma yapmış gibi telefon yağmuruna tutuyorlar inanın gece gündüz sürekli bolluk bereket ve mutluluk yaşıyoruz kaç yıldır bize soğuk davranan ebeveynler toplanıp memleketten sadece bizi görmek için evimize geldiler artık Allah bize olan sevgisini sanki yeryüzüne indirdi biz bu güzelliklerin daha fazlasını sizler için temenni edip selam söylüyoruz. Danışanınız Sevim Hanım *************************************************************************** ********************************************************************************

Göz temasınız kuvvetlensin 

sizller nasıl insanlarsınız yaa!!!öncelıkle sılzere sonsuz tesekkurlerr her bırınızee hepinizeee! yklasık 4 gundur dınlıyorum ego sucluluk ve kendıne guvenıı yorumlarımı ara ara yazmaya calıstım sıze bugun cok daha ıyıyım ınanılmaz seyler olmaya basladı hayatımda..sındırımım sıtemım ve bagırsaklarım cok guzel calısmaya basladı bugun,daha pozıtıf baktım bugun seafoodplus.info yagmur yagdıgında hemen semsıyeyı acan ve yagmurdan nefret eden ben bugun yagmur damlalarının yuzume damlasından buyuk keyıf seafoodplus.info ıs cıkısı eve gelırken herzamankı kullandıgım yolu kullandım bılın bakalım ne oldu?? meger sımdıye kadar fark etmedıgım ne kadar mekan varmıs farkındalıgım arttı ınanamadım hatta bır ara yanlıs yolamı gırdım dedımm:)) sızın yuzunuzden bugun kesın yolda herkes bana delı demıstır engel olamadıgım bır sırıtmaa hakımdı yolda bana:)) ınsanlarla bugun ıtıbarı ıle sureklı goz temesı kurdum kı kurmayan gozlerını kacıran ben yaptımm bunuu:))sohbet bıle etmeyen ben sohbet etmeye basladıseafoodplus.info BENIM MUCIZEMSINIZ BEN ALLAHTAN MUCIZE ISTEDIM ONLARDA BANA SIZI GONDERDIII SIZLERII TEK TEKKKK SEVIYORUMMMMMMMMMMM AYYYYYY COK MUTLUYUMM BEN YAA:))Not:bu arada ılkgunlerde olusan o bas agrım cok cok hafıfledı artık;)bu arada ruyada gormeye basladım hemde cok farklı seafoodplus.infos denesınnnnn Insanlar kendı mucızelerını kendılerı yaratırlarrr;) (5 dakikalık ücretsiz on tespit için arayın seafoodplus.info Tüm çalışmalar telefonla ve internet üzerinden yapılıseafoodplus.infoeceğiniz telkinler link olarak gönderilir. 5 dakikalik ön tespit ücretsizdir telefonla arayabilirsiniz 50 50  Bir aylık detaylı  çekirdek inanç programı için bilgi alabilirsiniz.

Atakan Sönmez

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir