riluzol nedir / RILUTEK Film Tablet neye iyi gelir?

Riluzol Nedir

riluzol nedir

Primer lateral skleroz (PLS) nedir?

PLS bir motor nöron hastalığıdır. PLS’de motor nöronlar yıllar içinde yavaşça işlevlerini kaybetmektedir. Bu duruma dejenerasyon adı verilir.

Merkezi sinir sisteminde iki çeşit motor nöron bulunmaktadır. Bunlardan ilki beyinde bulunan birinci (üst) motor nöron, diğeri ise omurilikte bulunan ikinci (alt) motor nörondur. PLS’de sadece birinci (üst) motor nöronlar tutulmaktadır.

Primer lateral sklerozda hangi belirtiler olur?

Motor nöronların tutulmasına bağlı olarak hastalarda kas güçsüzlüğü gelişir. Bu nedenle hastalarda izlenen en sık bulgu, yıllar içinde kötüleşen yürüme güçlüğüdür. Buna peltek konuşma ve kollarda güçsüzlük de eklenebilir.

PLS’de, sadece motor nöronların işlevlerini kaybetmesi nedeni ile hastalarda duysal yakınmalar olmamaktadır.

Primer lateral skleroz (PLS) ile amiyotrofik lateral skleroz (ALS) arasındaki fark nedir?

ALS’de PLS’nin aksine hem üst hem de alt motor nöronlar tutulur. Bu nedenle ALS hastalarında sadece kas güçsüzlüğü değil, aynı zamanda kaslarda seğirme ve kaslarda erime gibi bulgular da izlenir.

Primer lateral sklerozun tanısı nasıl konur?

PLS’nin tanısında nörolojik muayene, kan incelemeleri, beyin ve omurilik MR incelemeleri ve elekromiyografi (EMG) incelemelerinin yapılması gerekmektedir. EMG incelemesi sayesinde hastalarda alt motor nöron tutulumu olup olmadığına bakılarak ALS ve PLS ayırımı yapılabilmektedir.

Bu testler dışında bazı hastalarda SEP, VEP ve bel suyu incelemelerinin yapılması tanının kesinleşmesi için gerekebilir.

Primer lateral sklerozun (PLS) tedavisi nasıl yapılmaktadır?

PLS’yi ortadan kaldıran bir tedavi ne yazık ki bulunmamaktadır. Buna karşın bazı hastalar ALS’de kullanılan tedavilerden faydalanabilir. Bu nedenle hastalara sıklıkla riluzol (Rilutek) isimli ilaç verilmektedir.

PLS’de sık olarak, ortaya çıkan belirtiler için belirti giderici tedaviler ve fizyoterapi önerilmektedir. Belirti giderici tedaviler içinde ağrı kesiciler ve kasılmaları engelleyen tedaviler sayılabilir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YAZILAR

Amiyotrofik lateral skleroz (ALS)

Kas seğirmesi

Uyuşma ve karıncalanma

ALS Hastalığı Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Amyotrofik lateral skleroz beyni ve omuriliği olumsuz yönde etkileyen bir rahatsızlıktır. Oldukça nadir olarak görülmekte olan bu hastalık ALS olarak da adlandırılır. ALS, konuşmayı, yutmayı ve vücut hareketlerini denetleyen sinirleri etkileyerek istemli kasların işlevini yitirmesine neden olmaktadır. Hastalığın seyri ve hızı kişiden kişiye göre değişiklik göstermektedir. ALS hastalarının ortalama yaşam süresi 3 ila 5 yıl olmasına rağmen, pek çok kişi 10 ya da daha fazla hayatına devam edebilir.

 

 

ALS Hastalığı Nedir? Neden Olur?

ALS Hastalığı, erişkinlik döneminde her yaşta bağlayabilir ancak genelde 40-70 yaş arası görülür. Motor nöron denilen sinir hücreler, medulla spinalis denen omuriliğin ön boynuz bölgesinde yer aldığından hastalığın ismine motor nöron hastalığı veya ön boynuz hastalığı da denir. Kasları hareket ettiren motor nöronların kaybına bağlı olarak kaslarda ilerleyici bir güçsüzlük oluşur.

ALS Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

ALS Hastalığı kendini genelde ilerleyici kas güçsüzlüğü şeklinde gösterir. Als hastalığının belirtileri genellikle aşağıdaki şekildedir. Kişilerde als hastalığı farklı yerlerde kendisinibelli edebilir. Bu belirtilerden bazıları şu şekildedir;

  • İlerleyici kas güçsüzlüğü kendini
  • Ağır objeleri kaldırmada zorluk
  • Çabuk yorulma
  • Yutma güçlüğü
  • Solunum güçlüğü
  • Kaslarda erime ve incelme 

Kaslarda çok sık seğirme de görülebilir, ancak kas seğirmesinin normal bireylerde de sıklıkla görüldüğü ve kesin olarak ciddi bir hastalığa işaret etmediği unutulmamalıdır.

ALS Hastalığı Türleri Nelerdir?

ALS bulguları ailesel ve kalıtsal olmayan olarak ayrılmaktadır. ALS hastalığının %90-95'inin aile öyküsü bulunmamaktadır. Öyküsü olmayan bulgularda ALS hastalığının neden kaynaklandığı bilinmemektedir. ALS hastalığının türleri şu şekildedir;
Klasik ALS: Nöronların kötüleşmesiyle uyumlanmış, ilerleyici bir nörolojik tahatsızlıktır. Klasik ALS, ALS’li tüm kişilerin üçte ikisinden fazlasını oluşturur.
Primer Lateral Skleroz: Üst motor sinir hücrelerinin bozulduğu, ilerleyeci nörolojik bir rahatsızlıktır. Alt motor nöronlara iki yıl içerisinde bir şey olmazsa, hastalık genellikle saf bir üst motor nöron hastalığı olarak kalır.
Progresif Bulbar Felç (PBP): Alt motor sinir hücresinin (nöron) bozulması sebebiyle konuşma, çiğneme ve yutma da güçlük yaşanır. Bu problem, ALS'li tüm hastaların yaklaşık % 25'ini oluşturur.
Progresif Musküler Atrofi (PMA): Alt motor nöronların işlevini kaybettiği progresif nörolojik bir rahatsızlıktır. Üst motor nöronlar iki yıl içinde bozulmazsa, rahatsızlık saf bir alt motor nöron rahatsızlığı olarak kalır.
Ailevi ALS: Aynı aile bireylerinin çoğunu etkileyen, ilerleyici nörolojik bir rahatsızlıktır. ALS'li hastaların %5 ila %10’unu oluşturur.

Genetik Geçişli Bir Hastalık Mıdır?

ALS hastalığının bazı genetik tipleri vardır. Belirli genetik mutasyonları taşıyan ailelerde sık ALS görülebilir.  Ancak genetik olgular toplam olguların çok küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Yakınlarından birinde ALS görülen kişilerin hastalığın kendilerinde de görülmesinden korkmasına gerek yoktur. Çünkü ALS vakalarının yalnızca yüzde 10 u genetik nedenlerle ALS olmaktadır. Geri kalan yüzde 90 hasta ise yakınlarında herhangi bir hastalık olmamasına karşın bu hastalığa yakalanmaktadır.

ALS Nasıl Tedavi Edilir?

Hastalığın tamamen yok edilmesini sağlayan ve tam şifa şansı tanıyan bir tedavi henüz bulunmamaktadır. Ancak bu hastalık üzerine yoğun araştırmalar yapılmakta olduğundan sürekli yeni tedavilerin bulunma olasılığı vardır. ALS hastalığında hastalığın ilerlemesi üzerine etkili olduğu bilinen riluzol isimli ilaç kullanılır. Bu ilacın hastalıktaki kas gücü kaybını önemli bir miktar yavaşlattığı yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Hastalığın tedavisi için edaravone isimli ilaç da geçen sene ABD'de kullanım için onaylanmıştır. Bu ilaçlar dışında ALS hastalığında sık görülen solunum sıkıntıları için önerilebilecek tedaviler bulunmaktadır. Özellikle gece yaşanan solunum azalması hastaların hayat kalitesini olumsuz etkileyebileceğinden erken dönemde önlem alınması önerilir. Hastalığın ilerleyen evrelerinde yutma güçlüğü, kas erimesi, soluk almada güçlük gibi durumlar için de özel tedaviler gerekebilir.

ALS Hastalarına Tavsiyeler Nelerdir?

ALS tanısı konulan hasta ve yakınlarının bu tanıyı mutlaka birden fazla doktordan görüş alarak teyit ettirmesi önerilir. Bunun nedeni birçok hasta başka hastalıkların ALS gibi bulgu vermesi ve bu hastalığı taklit edebilmesidir. ALS hastalığının kesin bir tedavisi olmamasına karşın kas güçsüzlüğü yapan birçok hastalığın tedavisi vardır. Bu nedenle öncelikle tanının kesinleştirilmesi gerekir. ALS hastalığı tanısı olan hastaların ve yakınlarının hastalık sürecinde duygusal açıdan yıpranma ve zor zamanlar geçirme olasılıkları fazladır. Bu gibi durumlarda bir ruh sağlığı uzmanından da destek alınması önerilir.

ALS Hastalarının Ömrü Ne Kadardır?

ALS hastalarında ortalama hayatta kalma süresi 3 ila 5 yıl olarak belirlenmiştir, ancak birçok hasta 10 veya daha fazla yıl hayatta kalabilmektedir.

ALS Hastaları Neden Ölür?

ALS hastalarının kol ve bacak kasları zayıf olur, konuşma ve yutmada güçlük meydana gelir. Hasta basit rutin işlerini bile yapmakta zorluk yaşayabilir. Solunum kaslarının etkilenmesiyle beraber solunum yetmezliği ve ölüm meydana gelebilir.

ALS Hastalığı Durdurulabilir Mi?

Kök Hücre tedavisi ile ALS hastalığının gelişmesi yavaşlatılabilir, gerilemesi mümkün olabilir ve hatta tamamen durdurulabilir. Tedavinin başarılı olma durumu kişinin yaşı, hastalığın zamanı ve hastanın durumu ile bağlantılıdır.

ALS Konuşma Bozukluğu Nasıl Olur?

Nöron bozulması sebebiyle konuşma, çiğneme ve yutma güçlüğü ile başlar. Bu bozukluk, ALS'li tüm bireylerin yaklaşık % 25'ini oluşturur. Alt motor nöronların kötüye gittiği nörolojik bir rahatsızlıktır.

ALS Ne Kadar Hızlı İlerler?

ALS öncelikle bacakları, kolları ya da boğaz ve ağız kaslarını olumsuz yönde etkiler. Genellikle ortalama oranla 3-5 yıl süreyle hızlı ilerler.

Güncelleme Tarihi: 11 Ocak 2023

Yayınlama Tarihi: 13 Aralık 2018

Sayfa içeriğinde yer alan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. İlgili sayfada tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğeler yer almamaktadır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Nöromüsküler Hastalıklar

Nöromüsküler hastalıklar periferik sinir sistemi hastalıklarıdır. (Periferik sinir sistemiyle ilgili açıklamayı Nöroloji bölümünde bulabilirsiniz. ) Nöromüsküler hastalıklar arasında omurilikte bulunan, beyinden gelen hareketle ilgili sinyalleri sinir uçlarına ileten ve omuriliğin önünde yer aldıkları için ön boynuz adıyla anılan bölümdeki hücrelerin hastalıkları ön boynuz hastalıkları olarak adlandırılır. Ön boynuzdan sinir kökleri çıkar. Sinir kökü hastalığına en sık neden olan durum bel fıtıklarıdır.

Nihayet, köklerden sinir uçları çıkar. Sinir uçlarının hastalıklarına nöropati denir. Sinir uçları hem hareket (motor) hem de duyu ile ilgili lifleri içerdiğinden nöropatilerde kas güçsüzlüğü ve duyu bozukluğu olabilir. Beyinden gelen hareket emirlerinin sinir uçları aracılığı ile ulaşması gereken son nokta olan kaslarla, sinir arasındaki bölüme sinir-kas kavşağı denir. Bu bölümü en sık etkileyen hastalık ise Myastenia Gravis’tir. Son olarak, güçsüzlük ve erimeyle giden kas hastalıkları da nöromüsküler hastalıkların inceleme alanına girer. Kasların hastalıklarına miyopati denir.

Motor Nöron Hastalığı

Giriş ve Epidemiyoloji

Amiyotrofik Lateral Skleroz (ALS), diğer adıyla motor nöron hastalığı (MNH) primer motor korteks, beyinsapı ve medulla spinalisteki motor nöronların dejenerasyonuyla kendini gösteren ilerleyici, ölümcül bir hastalıktır. Kortikospinal yollar, beyinsapı ve spinal motor nöronların tümünün tutulumu klinik tabloyu ve prognozu belirlemekle birlikte,  özellikle ölüme neden olan spinal motor nöronların dejenerasyonu sonucu solunum kaslarının tutulmasıdır. Birçok Avrupa ve Kuzey Amerika çalışmasında ALS’nin insidensi 1.4/100 000 olarak bildirilirken, prevalansı ise  4-6/100 000’dır.

Yaklaşık %15’ne frontotemporal demans eşlik eder. Dünyada 90-100 bin, Türkiye’de ise 6000-8000 ALS hastası olduğu düşünülmektedir. Nedeni bilinmemekle birlikte, Doğu Pasifikte Guam Adasında, Japonya’da Kii Yarımadasında ve Yeni Gine’de Batı Papua gibi bazı coğrafi bölgelerde insidens ve prevalansının dünyanın diğer bölgelerine göre daha yüksek olduğu bildirilmektedir. ALS nin insidensi yaşla artar; 40 yaştan önce düşük, 75  yaş civarında ise en yüksektir. Erkekler kadınlardan daha çok etkilenir. Bulber başlangıçlı ALS yaşlı hastalarda, özellikle de kadınlarda daha sıktır. Sporadik ALS’nin birçok çalışmada ortalama başlangıç yaşı 60-65 arasında değişmektedir, ailevi olanda ise ortalama başlangıç yaşı bundan bir dekad öncedir. Çok nadir olarak 2 ve 3. dekadda da görülebilir.

Sporadik ALS’de erkek/kadın oranı 1.5/1 iken, ailevi ALS’de bu oran 1/1 dir. Ailevi olgular tüm hasta grubunun %10’nu oluşturur. Ailevi ALS hastalarında tanımlanan ilk gen 21. kromozomda bulunan superoksit dismutaz 1 (SOD1) genidir. SOD1, tüm ailevi olguların yaklaşık % 5’inden sorumludur.  Yıllar içinde yapılan çalışmalar C9ORF72 genindeki GGGGCC (G4C2) heksanükleotid expansiyonunun, tüm ailevi ALS’lerin %40 ‘dan sorumlu olduğunu göstermiştir. Bu gene ait mutasyon ayrıca, sporadik ALS olgularının %10’da da görülmekte olup, frontotemporal demans  (FTD) olgularının da çoğundan sorumludur.  Ailevi ve sporadik olgular arasında, klinik tablo ve nöropatolojik bulgular açısından belirgin farklar gözlenmemektedir.

Ailevi ve sporadik ALS’de görülen motor nöron dejenerasyonunun ortak moleküler mekanizmayı paylaştığı düşünülmektedir. Bu nedenle genetik çalışmalar sayesinde oluşturulan transgenik hayvan modelleri hastalığın etyopatogenezinin anlaşılabilmesine ve tedavi perspektiflerinin oluşturulabilmesine katkıda bulunacaktır.

Bazı faktörlerin ALS oluşumunda etkili olduğu ileri sürülmüştür. Bunların arasında travma, egzersiz, diyet, E vitamini alımı, şehirde yaşamak, alkol tüketimi, sigara içmek, deri ve elektrikle ilintili sanayi alanlarında çalışmak sayılabilir. Geçirilmiş poliomiyelit gibi viral infeksiyonların etken olabileceği öne sürülse de kesin kanıt bulunamamıştır. Bazı meslek gruplarında ALS’ye rastlanma oranının yüksek olabileceği gözlenmiştir. Örneğin Birinci Körfez Savaşında (Ağustos 1990-Temmuz 1991) görev yapan Amerikan Ordusu askerleri arasında yapılan bir araştırmada ALS’ye rastlanma oranı oldukça yüksek bulunmuş, ardından askeri personelin araştırma grubunu oluşturduğu prospektif çalışmada da bu meslek grubunda ALS’den ölüm riskinin yüksek olduğu saptanmıştır.

Çalışmalara göre sağ kalım süresi ALS semptomlarının başlamasından itibaren ortalama 2.5-3.5 yıldır. Semptomların başlama bölgesinin prognozu belirlemede önemli bir faktör olduğu da söylenmiştir.  Buna göre başlangıçta bulber bölgeye ait semptomları olan hastaların sağ kalım süresi, ekstremite tutulumu olanlara göre daha kısadır ve bulber başlangıç hastaların %20-30 da görülür.

 

Klinik Özellikler ve Tanı

  1. Tanı kriterleri

Üst ve alt motor nöron tutulumu bulgularının birlikte bulunması ALS’nin klinik özelliğidir. Klinik fenotipler Tablo 1 de gösterilmiştir. Çağımızda teknolojinin sunduğu birçok olanağa rağmen ALS tanısının klinik ve kliniği destekleyen elektrofizyolojik bulguların bir araya gelmesiyle mümkün olduğunu söylemek yanlış değildir. İyi bir klinisyen hastalık öyküsü ve nörolojik muayeneyle hastalığın tanısını koyabilir. Elektromiyografinin (EMG) de yine hastalık öyküsü ve klinik muayene ışığında yapılması son derece önemlidir. EMG’de kronik motor akson kaybını gösteren büyük, polifazik motor ünitlerin yanı sıra, istirahatte görülen fibrilasyon ve pozitif diken gibi taze denervasyonun kanıtı olan spontan aktivite potansiyelleri tanıyı destekler.

Ayırıcı tanıda yer alan diğer hastalıklar için gerekli laboratuvar yöntemlerine başvurulması da gereklidir. Bunlardan ilerde söz edilecektir. İlk kez 1990 da ALS için tanı kriterleri oluşturulmuştur. El Escorial Kriterleri (Madrid yakınlarında toplantının yapıldığı yere atfen) adı verilen bu kriterlere son hali 2000 yılında verilmiştir (Tablo 2). Hastaları El Escorial Kriterlerinde yer alan kategorilere göre değerlendirmek, günlük klinik uygulamada pratik olmasa bile, daha çok çalışma ve araştırmalar için bir fikir birliği sağlanması açısından önemlidir. Son yıllarda yine elektrofizyolojik verilerle birlikte klinik özellikleri birleştiren Awaji Kriterleri de kullanılmaktadır. Awaji Kriterlerinin daha erken tanıya el verdiği kabul edilmektedir.

Klinik fenotipÜst motor nöronAlt motor nöronDiğer özellikler
Klasik ALSBulber, üst ekstremite, alt ekstremiteBulber, üst ekstremite, alt ekstremiteFTD eşlik edebilir, başlangıç bulber ya da ekstremitelerden olabilir

*Tablo bazen FTD ile başlayabilir

Progressif lateral skleroz (PLS)Bulber, üst ekstremite, alt ekstremiteOlmaz/çok hafifKognitif tutulum eşlik edebilir
Progressif müskuler atrofi (PMA)Çok hafif/otopside görülürDaha çok alt ekstremiteKognitif tutulum eşlik edebilir
Psödopolinevritik ALSÜst ve alt ekstremiteZaaf distal ağırlıklıdır
“Flail arm”Alt ekstremiteÜst ekstremiteSimetrik ve proksimal ağırlıklı zaaf, daha sonsa bulber tutulum eklenebilir
Düşük Baş sendromuBoyun zaafıMiyastenia Gravis ve miyozitle karışabilir

Tablo 1: Swinnen B, Robberecht W’ dan değiştirilerek alınmıştır (2014 )

 

 

Tablo 2. Gözden geçirilmiş El Escorial tanı kriterleri (Brooks ve ark., 2000)

___________________________________________________________________

ALS tanısı için gerekli olanlar:

A:1 Klinik, elektrofizyolojik veya histopatolojik olarak alt motor nöron tutulumunun kanıtlanması

A:2 Klinik muayene ile üst motor nöron tutulumunun kanıtlanması

A:3 Öykü veya muayene ile belirti ve bulguların bir vücut bölgesi içinde ya da diğer bölgelere ilerleyici özellikte yayılması

 

Olmaması gerekenler:

B:1 Alt motor nöron ve/veya üst motor nöron tutulumunu açıklayabilecek başka bir hastalığı telkin eden elektrofizyolojik ve histopatolojik veriler

B:2 Var olan  klinik ve elektrofizyolojik bulguları görüntüleme yöntemleriyle açıklayabilecek veriler

 

Bu ilkeler çerçevesinde;

Kesin ALS

  • Üç bölgede üst ve alt motor nöron bulguları

 

Olası ALS

  • İki bölgede üst ve alt motor nöron bulgularıyla birlikte en azından bazı üst motor nöron tutulumu bulgularının alt motor nöron tutulumu bulgularının daha üstünde yer alması

 

Olası ALS-Laboratuvar destekli

  • Bir ya da birden çok üst motor nöron tutulumu bulgusu ve EMG ile en az iki bölgede alt motor nöron bulgusuna rastlanması

 

Mümkün ALS

  • Bir bölgede üst ve alt motor nöron bulgularının birlikte olması,
  • İki ya da daha çok bölgede üst motor nöron bulgularının olması veya
  • Üst motor nöron bulgularının alt motor nöron bulgularının üstünde yer almaksızın, iki bölgede üst ve alt motor nöron bulgularının olması

___________________________________________________________________________

 

 

  1. Belirti ve Bulgular

ALS’li hastaların bir bölümünde yakınma ve belirtiler bulber bölgeden, diğer bir bölümünde ise taraflardan başlar.

Bir çok hastada ilk göze çarpan lokal zaaf ve atrofidir. Hastalığın başlangıcında bazı hastalar özellikle gece belirgin olan kramplardan yakınır. Kramplara fasikülasyonlar da eşlik edebilir. Fasikülasyonlar tek ya da birkaç kas grubuna lokalize olabileceği gibi tek bir ekstremiteyi etkileyebilir, tüm vücuda yayılabilir. Bulber başlangıçlı hastalarda ilk yakınma genellikle dizartridir, daha nadir olarak da disfajidir. Bulber tutulumda alt fasyal zaafın da katkıda bulunduğu nazone bir konuşma ve spastik dizartri karışımının, yani alt ve üst motor nöron tutulumunun bulguları göze çarpar.

Hastanın ilk fark ettiği ve dile getirdiği yakınma ‘ses değişikliği’ dir. Bu tabloya aynı anda başlayan taraf zaafı eşlik edebileceği gibi, bulber belirti ve bulguların başlamasından aylar sonra da ortaya çıkabilir. Dilde zaaf ve atrofi, özellikle dil ağız içindeyken gözlenmesi uygun olan fasikülasyonların varlığı, boyun fleksiyon zaafı tanı koydurucudur. Orbikülaris oris zaafına bağlı ağız kapama güçlüğü, yumuşak damak fonasyonla iyi kalkmasa bile farenks refleksinin kaybolmaması genellikle sık görülen belirtilerdir. Ayrıca çene refleksinin varlığı da araştırılmalıdır. Solunum kaslarının tutulumu bulber başlangıçlı ALS’ de değişkendir. Üstte sözü edilen alt fasyal tutulumun sonucu olarak ağız kapamadaki zaaf nedeniyle hastaların vital kapasitelerinin (solunum fonksiyon testi)  değerlendirilmesi sağlıklı bir şekilde yapılamayabilir.

 

Taraflardan başlayan ALS’ de adından da anlaşılacağı gibi kol ya da bacaklarda, genellikle asimetrik olan zaaf ve atrofi ortaya çıkar. Zaman içinde kranyal sinir tutulumu da tabloya eklenir. Hastaların %10-15 kadarı hastalığın son evresine kadar bir miktar dizartri ve disfajileri olsa da konuşma yetilerini kaybetmezler. Buna karşılık erken evrede solunum yetmezliği gelişen hastalar da görülebilir. Bazı hastalar uzun bir süre, tanı açısından zorluk yaratabilecek, üst motor nöron bulguları olmaksızın sadece taraf zaafı ve atrofiyle kendini gösteren klinik özellikler sergileyebilirler (psödo-polinevritik form). Bu durumda en iyi tutum ayırıcı tanıda yer alan hastalıkları dışladıktan sonra klinik izlemdir.

Primer lateral skleroz (PLS) ilerleyici üst motor nöron tutulumuyla giden bir tablodur. Bu tür bir klinik formda başlayabilen ALS tabloları olabileceğinden tanı açısından şaşırtıcı olabilir. Genel eğilim 3 yıl PLS tablosuyla giden durumda bu tanıda karar kılmaktır. PLS’nin prognozu ALS ye göre çok daha iyidir.

 

ALS’de okülomotor tutulum, sfinkter kusuru, otonomik ve duysal belirtiler genellikle görülmez. Kognitif tutulum hastalığın başlangıcında rastlanan bir özellik olmamasına rağmen ALS-demans sendromunda (tüm ALS hastalarının %5’i) demans önde giden bir bulgudur.

 

  1. Ayırıcı Tanı

ALS’nin ayırıcı tanısında yer alan başlıca klinik tablo ve sendromlar Tablo 3’de yer almaktadır.

Tablo 3.  ALS’nin ayırıcı tanısında yer alan klinik tablo ve sendromlar

     Klinik tablo/sendrom                                 Bulgular/ayırıcı tanı

___________________________________________________________________________

 

Kafa tabanı-Kranyoservikal                      Bulber tutulum+uzun traktus bulguları

bileşke lezyonları                                        (MR ve/veya BT ile ayırıcı tanı yapılır)

 

Servikal  miyelopati                                   İlerleyici zaaf+asimetrik AMN bulguları

(Radiküler tipte ağrı, bulber tutulum yoktur

MR da spinal+ kök basısı bulguları olur-en çok bu tablo ile karışır)

 

Sirengomiyeli                                              ÜMN+AMN bulguları

(Spinal MR’la tanı konur, ALS’den ayrılır)

 

İnklüzyon cisim miyoziti                            İlerleyici zaaf+bulber bulgular+solunum kaslarının tutulumuna bağlı solunum yetmezliği

(EMG+kas biyopsisiyle ayırıcı tanı yapılır)

 

Kramp/fasikülasyon/miyokimi                 Kramplar, bazı durumlarda zaafın da eşlik ettiği fasikülasyon ve kasılmalar , Isaac’s Sendromu

sendromları                                                    (EMG ve VGKC antikorları ile tanı konur)

 

 

Multifokal motor nöropati                         Fokal asimetrik başlar, sadece AMN bulguları (EMG de motor sinirlerde ileti bloğu, IVIg ile tedaviye yanıt verir)

 

Kennedy Hastalığı                                  Erkekleri tutar, yavaş ilerleyici bulber+taraf zaafı (Aile öyküsü + hafif duysal nöropati+genetik test-CAG tekrar artışı- ile tanı konur)

(X’e bağlı bulbo-spinal atrofi)

 

 

Kısaltmalar: ÜMN üst motor nöron, AMN alt motor nöron, MR manyetik rezonans, VGKC voltaja bağlı potasyum kanalı.

Tablo 3’de belirtilen hastalıklar dışında yer alan, ALS’yi taklit edebilecek ya da ALS ile karışabilecek, daha nadir olarak gündeme gelen fakat literatürde yer alan bazı klinik tablolardan da söz etmek gerekmektedir. İnfeksiyona ya da başka etyolojik faktörlere bağlı bu hastalıklardan bazıları ilaçla tedaviye cevap verdiği için hastanın klinik tutulumuna, laboratuvar bulgularına göre ayırıcı tanıda yer almalıdır.  Bunlardan başlıcaları HTLV1 miyelopatisi, HIV infeksiyonu, poliomiyelit, Lyme hastalığı ve kansere bağlı durumlardır. HTLV1 miyelopatisinde bilindiği gibi yavaş ilerleyici, sfinkter kusurunun da eşlik ettiği spastik paraparezi ortaya çıkmaktadır.

Nadir olarak ALS’ye benzer bir tabloya neden olduğu da yazılmıştır. Bu tabloda dil ve taraflarda fasikülasyon ve atrofi, piramidal sendrom, EMG’de de yaygın denervasyon bulguları bulunur. Sfinkter kusurunun da eşlik ettiği bu klinik özelliklere sahip 2 hastada yapılan otopside ALS ye özgü histopatolojik bulgulardan çok inflamasyona rastlanmıştır. ALS ile arasında ilişki kurulan diğer infeksiyöz durum HIV ile olandır. HIV infeksiyonu ve ALS sendromu olan bir hastanın anti-viral tedaviye cevap verdiği görülmüştür. Buna rağmen HIV’in ALS’ye benzer tablolarda patojenik faktör olduğunu söylemek için elde kanıt yoktur.

Bununla birlikte HIV infeksiyonu açısından risk grubunda olan ALS’li hastalarda HIV serolojisine bakılmalıdır. Polio infeksiyonu aşısına rağmen halen dünyada en sık rastlanan motor nöron hastalığıdır. Poliodan yıllar sonra ortaya çıkan, stabil giden ön boynuz hastalığının kötüleşmesiyle karakterize post-polio sendromu ALS ile karışabilir. Hastanın öz geçmişindeki polio öyküsü,  çok yavaş progresyon, ayrıca ÜMN bulgularının bulunmayışı ile ALS den ayrılır. Lyme hastalığının ilerleyici motor nöron hastalığına yol açtığı bildirilmiştir. Bir olgu sunumu şeklinde sunulan tipik ALS tablosu gösteren hastanın laboratuvar bulguları çok fazla desteklemese de (BOS proteini normal, hücre yok, sadece oligoklonal bantlarda pozitiflik) Lyme hastalığı açısından endemik bir bölgede yaşadığı için Lyme’a özgü antibiyotik tedavisiyle tamamıyla düzeldiği bildirilmiştir.

ALS’yi taklit edebilecek diğer tablolar paraneoplastik sendromlardır. Bazı hastalarda anti-nöronal antikorların varlığı da gösterilmiştir. Bunun dışında Hodgkin ve non-Hodgkin lenfoma, makroglobulinemi, miyelom ve POEMS’le de birlikte bulunabileceğini gösteren olgu bildirimleri vardır. Kanser varlığının ALS’nin ortaya çıkmasında etyolojik faktör olabileceğini kanıtlayan kesin bulgular olmasa da,  kansere yönelik tedaviyle gerileyebilen ALS benzeri tablolar olduğundan, bu durum göz önünde bulundurulmalıdır.

 

  1. Tanı Yöntemleri

ALS için özgün bir tanı yöntemi ya da laboratuvar testi yoktur. Genel olarak klinisyen ayırıcı tanıda yer alan, ALS sendromuna yol açabilecek, özellikle de tedavi edilebilecek hastalıkların ortaya konması için gerekli olan testleri istemelidir. Elektrofizyolojik testler (sinir ileti çalışmaları ve iğne EMG’si) yine de en önemli araştırma yöntemidir. Rutinde istenen kan testleri (tam kan sayımı, sedimentasyon, CPK, elektrolit ve karaciğer enzimleri gibi) ve kranyal ya da spinal MR dışında klinik tabloya göre diğer başka testler de istenebilir (ayrıntısı Tablo 4’ de verilmiştir).

Tablo 4. Rutin incelemeler dışında, klinik tabloya göre istenebilecek testler

1-       Kas biyopsisi

2-       B12-Folat

3-       Kan gazları

4-       Protein elektroforezi, immunfiksasyon yöntemiyle serum immunelektroforezi

5-       Anti-nöronal antikorlar

6-       Ant-gangliozid antikorları (IgM GM1)

7-       Tümör belirteçleri

8-       Toksinler içim kan ve/veya idrar tahlili (kurşun, manganez)

9-       HIV, HTLV1 serolojisi

10-    Lyme hastalığı serolojisi

11-    Heksozaminidaz düzeyi

12-    Genetik test (SOD1, TARDBP, FUS,VCP,  , SSTm1, OPTN, PFN1, UBQLN2)

 

Tedavi Yaklaşımları

ALS’nin bugün için geçerli tedavisi yoktur. Hastalığın etyopatogenezini aydınlatmaya yönelik birçok araştırma var olmasına rağmen, yapılan çalışmalar hastalığı “iyileştirme” yönünde olumlu sonuç vermemiştir. Günümüzde üstünde yoğunlaşılan tedavi yaklaşımlarının bir bölümü mutant SOD1’in neden olduğu motor nöron dejenerasyonunun oluş mekanizmasını model almıştır. SOD1 transgenik fareler üzerinde çalışmalar başladıktan sonra, günümüze dek, ayrıca tanımlanan ALS genlerinden TARDBP, FUS, UBQLN2, VAPB için de fare modelleri geliştirilmiştir.  Bir bölüm çalışma da motor nöron dejeneresansına (üst ve alt motor nöron) kadar geçen süreçteki etapları tek tek gözden geçirip, bu aşamalara müdahale etmeyi amaçlamaktadır.

Ayrıca direkt olarak motor nöronu korumayı hedefleyen çalışmalar da vardır. Nöronal inklüzyonlar, mitokondriyal disfonksiyon, mikroglia aktivasyonu gibi hastalık sürecinde ortaya çıktığı kanıtlanan patolojik mekanizmalara yönelik  çalışmaların varlığı da bilinmektedir. ALS tedavisi için, etkisi kısıtlı da olsa, geçerli olduğu bilinen Riluzole motor nöron ölümüne neden olduğu kanıtlanan eksitotoksisite teorisi sonucunda geliştirilmiştir. Riluzole sodyum ve yüksek-voltajlı kalsiyum kanal blokajı yanında glutamat reseptör blokajı yaparak etkisini göstermektedir. Yaşam süresini 2-3 ay uzattığı,  özellikle bulber başlangıçlı ve başlangıç yaşı erken olanlarda daha etkili olduğu bilinmektedir.

İyi tolere edilebilen, sadece karaciğer fonksiyon testlerinin takibini gerektiren bir ajandır. Son yıllarda adından söz ettiren ve 2017 yılında FDA onayını almış Edaravone ise ümit vaad eden bir ilaç olarak sunulmasına rağmen, kısa bir çalışma sonucunda (6 ay), etkinliği küçük bir grup hastada gösterilmiştir. Etkisini Riluzole gibi oksidatif stresi azaltarak yapmaktadır. İntraveöz yoldan 28 günlük bir siklüste üst üste 14 ila 10 gün uygulanması pratik açıdan zorluklar yaratmaktadır.  Öteden beri nörodejeneratif hastalıklar için söz konusu edilen kök hücre tedavisi son yıllarda ALS için de adından oldukça söz ettirmektedir. Hastalara uygulanabilmesi için daha çok araştırma ve çalışma yapılması gerekmektedir.

Embriyonik kök hücreler in vitro olarak motor nöron benzeri hücrelere dönüşmektedir. Bu çalışmalar hayvan deneyi düzeyinde olumlu sonuçlar verse de insanlara uygulamak ve  olumlu sonuçlarını görmek için zamana ihtiyaç vardır. Daha çok kemik iliği gibi nöral dokuya da dönüşme yeteneği olan multipotent projenitör hücrelerin kullanıldığı çalışmalar gelecek vaat edebilir. Diafram kasının denervasyonu solunum yetmezliğine yol açan başlıca etkenlerden biri olduğu savından hareketle hayata geçirilen “diafram pili” uygulaması  başarısızlıkla sonuçlanmış, ALS’de yaşam süresini uzatmadığı sonucuna varılmıştır (2016).

Süregiden deneysel tedavi çalışmalarından bazıları şunlardır: Arimoclomol (“heat shock” protein endükleyicisi-hücre koruyucu olabilir), gen tedavisi (adenovirüs aracılı hayvan çalışmalarının olumlu sonuçlar vermesiyle insan çalışmaları başlatılmıştır, bir diğer gen tedavisi, “antisense oligonükleotid”ler aracılığıyla mRNA’yı etkileyerek SOD1 ve C9ORF72 mutasyonlu hastalara uygulanma aşamasındadır), Tamoxifen (çalışma sonlandı, etkinliği bilinmiyor), Tocilizumab (ilk sonuçların olumlu olduğu bildirildi), Lityum (daha önce çalışması yapıldı, başarısız olduğu söylenmesine rağmen hasta grubunun özellikleri yeniden gözden geçirilerek tekrar denenecek).

 

ALS’de Bakım

ALS’de göz kasları hariç hemen tüm istemli kasları tutan ve atrofiye yol açan bu kötü prognozlu, ağır kas hastalığın henüz tedavi olanağı bulunmadığından bakım (management) büyük önem taşımaktadır. ALS’nin eğer yardımcı solunum araçları kullanılmazsa, ortalama 3-4 yıl içinde ölüme götürdüğü bilinmektedir.

Hastaya Tanıyı bildirmek

Ciddi bir sorundur,  çok kötü bir prognoza sahip olan böyle bir hastalığı, o hastalığı taşıyan kimseye açıklamanın doğru olup olmadığı tartışmalıdır. Bu sorunun cevabı, toplumların kültürel özelliklerine göre değişmektedir. Birçok batı ülkesinde hastalıkla ilgili gerçekler hastaya açıklanmaktadır. Bu, olağan ve beklenen bir davranışken, bizim ülkemizde ise hastalar çoğunlukla böyle bir gerçekle yüzleşmeye hazırlıklı olmayabilmektedir. Ülkemizde, nörologlar hastaya genellikle söz konusu hastalığın ciddi  olduğunu, uzun sürebileceğini söylemekte, ancak birkaç yıl içinde öldürücü olabileceğini genellikle açıklamamaktadır. Bunu uygun bir dille aile bireylerine söylemeyi tercih etmekteyiz.

Bakım İlkeleri

ALS hastasının gerektiği gibi bakımı, her şeyden önce bu konuda ciddi bir deneyimin varlığını ve mültidisipliner yaklaşımı gerektirmektedir.  Hastalık semptomlarının kontrolü, solunum ve beslenme yetersizliği ile baş edebilmek, palyatif bakım, öncelikli direktifler (advance directive), ötenazi, profesyonel ev vizitleri ve  bakımevi (hospice) konuları bu bölümde  ayrı ayrı işlenecektir. Başlangıçta şunu belirtmek çok yerinde olur: ALS hastasının bakımı ancak birçok disiplinden profesyonelin  bir yapılanma içinde, birlikte hareket etmesiyle gerçekleştirilebilir. Bu çok yönlü bakımın sadece nörolog tarafından yürütülmesi düşünülemez.

Nörolog, ekibin tanı koyan, var olan ilaç tedavisini düzenleyecek ve ekibe öncülük edecek kişi olabilir. Bakım ekibinde tıbbın değişik disiplinlerinden elemanlar yer alır. Bunları hemşire, fizyoterapist, ortopedist, diyetisyen, sosyal hizmet uzmanı, solunum terapisti, konuşma terapisti, psikolog olarak sıralayabiliriz. Gelişmiş ülkelerde ALS hastaları tüm bu disiplinlerden bir araya gelen uzman kişiler tarafından birlikte görülmekte ve izlenmektedir.

Böyle bir bakımı gerçekleştirmek ancak iyi bir organizasyonla mümkün olabilir. Tabii, en ideal yapılanma, multidisipliner hizmet veren bir hastanenin kurulması ile gerçekleştirilebilir. Bunun örnekleri batı ülkelerinde bulunmaktadır. Böylece bir ALS hastası için ihtiyaç duyulacak nörolog, solunum terapisti, konuşma terapisti,  fizyoterapist, meşguliyet terapisti, palyatif bakım uzmanı, diyetisyen bir arada bulunmaktadır. Eğer bakımda rol alacak uzman kişiler ayrı, hele birbirinden coğrafi olarak uzak departmanlarda yer alıyorlarsa, onlardan yararlanmak hasta için hiç de kolay değildir. Bizim ülkemizde böyle bir organizasyon ve yapılanma yoktur. Tüm ihtiyaçları karşılayacak merkezler de mevcut değildir.

ALS hastası hastalığın ileri aşamalarında başlıca iki sorunla karşılaşır:

1) Solunum, 2) Beslenme yetersizliği;

Solunum

Solunum kasları ve diyafram zayıfladığı zaman hastada sabahları başağrıları, iştahsızlık, uyku düzensizliği, halsizlik, letarji gibi belirtiler baş gösterir. Diyafram zayıflayınca özellikle yatar durumda solunum yetersizliği ortaya çıkar. Böyle bir durumda solunum terapisti spirometre ile solunum ölçümleri yapmalıdır. Vital kapasitenin düştüğü tespit edilince, hastaya bir solunum aleti ile ağız ve burundan maske ile hava verme gereği ortaya çıkar.

Bu tedavi non-invasif ventilasyon olarak isimlendirilmektedir. Böyle bir hastanın yakından izlenmesi, aletin kullanım zamanları ve sürelerinin tayini belirlenmelidir. Süreç içinde solunum yetersizliği non-invasif yöntemle kontrol edilemeyecek duruma gelebilir. O zaman trakeostomi yapılmalıdır.  Bazı ülkelerde trakeostomiden mümkün olduğğ kadar kaçınılmaktadır. Bu müdahale ile hastanın kolaylıkla “locked-in” durumuna girebileceği gerekçesi, bu çekingenliğe yol açmaktadır. Trakeostomili ALS hastaya bir önceki durumuna göre daha yakın bir ilgi ve bakım gerekir.

 

Beslenme ve Diyet Düzenlemesi

ALS hastasının beslenmesi çok önemlidir. Yutma güçlüğü gösteren hastada dikkat edilmesi gereken durumlar vardır. Salata, çiğ sebze, kuru bisküvi, sulu çorba, kuru gıdalar, sert gıdalar- ceviz, fındık gibi-, baharatlı yemekler, kılçıklı sebzelerden kaçınmalıdır. Beslenme sıklığını arttırıp miktarı azaltmak bir çare olabilir. İyi pişmiş sebze ve kesilmeye elverişli hale gelmiş et, koyu çorba, püre daha kolay yutulabilir. Su yerine gazozlu, gazlı içecekler tercih edilir, ya da suyun kıvamını koyulaştırıcı ek ajanlar suya karıştırılmalıdır.  Gıda cinsinin hastalık prognozunu etkilemesi söz konusu değildir, yine de proteinden zengin karbonhidratlı yiyecekler verilmelidir.

ALS sıklıkla bulber kasları tuttuğu için hastanın çiğnemesi, yutması bozulmakta, beslenemez duruma gelmekte ve hızla kilo kaybetmektedir. Bu durumda onu başka bir yoldan beslemek zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Bu;

1)      Nazogastrik tüp yolu ile yapılabilir, ancak bu uygulama uzun süreli olamaz

2)      En radikal çözüm PEG- perkütan endoskopik gastrostomidir. Yani endoskopi desteği ile karın duvarında yapılacak bir insizyonla bir tüp mideye yerleştirilir ve hasta bu yolla beslenir. ALS hastalarında sıklıkla bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Vital kapasite % 50’ye düşmeden önce yapılması tercih edilmelidir. PEG de elbette deneyimli eller tarafından yapılmalı ve hasta dikkatle izlenmelidir.

Fizyoterapi

Hasta bakımında fizyoterapistlerin rolü, günlük aktiviteyi değerlendirmek, mobiliteyi sağlamak gerekiyorsa bazı aletler kullanmak, tuvalet ve banyo ihtiyaçlarının giderilmesi için evde gerekli fiziki düzenlemeleri yapmaktır. Kontraktürleri önlemek üzere egzersiz programları yapmak, bunlara ek olarak solunum egzersizleri uygulamak, yürümeyi sağlamak için gerekiyorsa baston ve ortez aletleri kullanmak doğru olacaktır. ALS’li hastalara kas güçlendirici aktif fizyoterapi önerilmemektedir.

İletişim ve Konuşma

ALS hastası konuşamaz kendini ifade edemez hale gelebilir. Bu durumda onun iletişim sağlayabilmesi için uygulanacak çeşitli yöntemler vardır. En basiti harflerden oluşan bir tabloda bir ışıkla harf seçip kelimeler oluşturarak kendini ifade etmesidir. Tuşlara basılınca kelimeler çıkaran sesli konuşma aletleri bulunmaktadır. Bilgisayarı eğer eller güçsüzse göz hareketleri ile yöneterek, ekrandaki klavyeyi kullanıp mesaj verme olanağını sağlayan ileri teknoloji de mevcuttur.

Psikiyatrik Destek

Hastaların bir bölümünde kognitif bozukluklar, uyum zorlukları görülebilir,  anksiyete gelişebilir. Bu aşamada psikiyatr ve/veya psikolog desteği gerekebilir ve hastaya anti-depresan tedavi başlanabilir.  Öte yandan ağır bir hastanın bakımını yapan, onunla yaşayan aile bireylerinin de psikolojik desteğe gereksinimi olabilir.  Bazen bakım görevi bir günde 24 saate yaklaşabilir. Bunun ağır bir yük olduğu kuşku götürmez. Mental, fiziksel, psikolojik sorunlar yaratan bir durumdur. Bakım verenlerin hastaya büyük bir özveri ile bakarken stres içine girmeleri mümkündür. Gelişmiş ülkelerde gönüllülerden oluşan destek grupları önemli hizmetler vermektedir. Hastaları ziyaret ederek moral vermekte, bakıcılarına destek olup, sorunları ve çareleri paylaşmaktadırlar.

 

Palyatif Bakım

Hafifletici çare gibi ifade edilecek bu yaklaşımda tedavi edemediğimiz ALS hastalarında semptomları olabildiğince kontrol edebilmek, hastayı rahat ettirmek büyük önem taşımaktadır. Örneğin hastada kramplar rahatsız edici olabilir.  Bunun için karbamazepin, baklofen kullanılabilir.  Hastanın yakındığı fasikülasyonlara  beta blokerler,  karbamazepin, magnezyum  yararlı olabilir. Bazı hastalarda hipersalivasyon gelişir, atropin damlası ve amitriptilin ile kontrol altına alınabilir. Bazen botulinum toksini uygulamasına kadar gitmek gerekebilir.

Bütün bu şikayet ve semptomları yönetebilecek, terminal dönem bakımı konusunda uzmanlaşmış doktor ve hemşirelerin oluşturduğu ekiplere gereksinim vardır ve palyatif bakım da bir uzmanlık dalı haline gelmektedir. Kanserli hastalarla başlayan bu gelişme ALS gibi ağır seyreden, ölüme götüren hastalarda da uygulanmaktadır. Hastanın son dönemini olabildiğince acısız, ağrısız geçirebilmesi çok önemlidir. Bu uzman kişiler ağrı, anksiyete, solunum yetersizliği, uyku düzensizliği, salya akması, psikolojik bozukluklar gibi çeşitli semptomların kontrolü için gerekli olanları yapmaktadırlar. Terminal dönemde morfin solunum baskılaması yapsa da sıkça kullanılmaktadır. Ötenazi bu hastalar için gündemde olan bir sorundur. Ancak bugün için sadece Hollanda’ da yasal bir yöntem olarak kullanılmaktadır.

Öncelikli Direktifler (Advance Directives)

Bu da ALS bakımında çok ciddi bir şekilde ele alınan ama bizim çok yakın olmadığımız bir kavramdır. Peşin ya da öncelikli direktifler olarak tercüme edebiliriz. Hastanın ilerleyen hastalığının, güçsüzlüğünün ileri bir aşamasında isteklerini ifade edemeyecek bir duruma geldiğinde bu döneme ait istediklerini ve reddettiklerini yazılı olarak belirtmesi anlamına gelmektedir. Hasta tedavilerin bazılarını reddedebilir ancak tıbbi ve  bilimsel  olmayan bir tedavi isteme hakkı yoktur.

Bilinci kapandığı zaman uygulanacak temel bakım tedbirlerini (ısıtma, beslenme ) reddedemez ya da ölümü çabuklaştıracak ilaç isteyemez. Spesifik bir tedavi isteğinde bulunamaz, ancak örneğin, trakeostomi istemediğini söyleyebilir. Hastanın peşin (öncelikli) direktif belgeleri imzalayabilmesi için mental kapasitesinin yeterli ve 18 yaşından büyük olması gerekmektedir. Hasta fikrini değiştirebilmekte ve imzaladığı belgeyi yeniden düzenleyebilmektedir.

Alternatif  Tedavi

Bilimsel, konvansiyonel tedavilerin dışındaki tedavi girişimleri bu adla anılmaktadır. Doğal çareler, bazı otlar, bitkisel tedaviler güvenli olmayabilir. Bir hekimin görevi sadece olumlu etkisi bilimsel yöntemlerle ispatlanmış olan ilaçları kullanmaktır. Bu tür kanıtların bulunmadığı maddeleri, otları “alternatif tedavi” adı altında kullanmak doğru olamaz. Bilimsel mantığı kullanamayan ve bir umut ihtiyacı içinde olan hastalar bu tedavileri kolaylıkla benimseyebilirler.

Yazık ki böyle bilim dışı öneri ve uygulamalar yurdumuzda oldukça yaygındır ve neredeyse denetimsizdir. Yine yararlı olduklarına dair hiç bir kanıt bulunmayan refleksoloji, bioenerji, homeopati, magnetik yatak, akupunktur gibi tedaviler geniş bir uygulama alanı bulmakta ve bazı hekimlerce kullanılmaktadır. Bir hastalıkta bir ilacın etkinliği çok defa yıllar süren çalışma, araştırma ve denemelerle ortaya çıkabilir. Bir ilacın güvenilirliği ve etkinliği  hayvan deneylerinden sonra yeterli sayıdaki hasta grupları ile yapılan çift kör randomize, kontrollü çalışmalar sonunda saptanabilir. Bu ciddi hastalık için tedavi çalışmaları aralıksız sürmekle birlikte, günümüzde uygulanacak  en doğru yöntem  hastalar için mümkün olan en iyi bakım olanaklarını yaratabilmek ve yaşam kalitesini yükseltmektir.

KAYNAKLAR
1. Leigh PN. Amyotrophic Lateral Sclerosis.  İçinde: Eisen AA, Shaw P (Eds). Motor Neuron Disorders and Related Diseases. Handbook of Neurology Vol 82.Amsterdam, Elsevier 2007: 249-278
2. Brown R, Swash M,  Psinelli P (Eds). Amyotrophic Lateral Sclerosis. 2nd Ed. London, Informa-healthcare, 2006

3.https://www.uptodate.com/contents/search-ALS. Disease-modifying treatment of amyotrophic lateral sclerosis

Nestor Galvez-Jimenez, Namita A Goyal, Merit E Cudkowicz. Şubat 21, 2020.

Leave a reply

Glentek/Riluzol (riluzole)

Yasal

Kişisel bilgilerim gizli mi?

Evet, everyone.org tüm müşteri ve hasta bilgilerinin gizliliğini korumayı ve hasta tarafından yetkilendirilmedikçe veya yasaların gerektirdiği durumlar dışında bu bilgileri hiçbir şekilde ifşa etmemeyi kabul eder.

everyone.org'un Hollanda Sağlık Bakanlığı'na kaydını nereden doğrulayabilirim?

everyone.org, Hollanda Sağlık Bakanlığı'na (kayıt numarası 6730 BEM) bağımsız bir ilaç aracısı olarak kayıtlıdır. Kaydımızı Farmatec'in web sitesinde bulabilirsiniz. Farmatec, Hollanda Sağlık Bakanlığı bünyesinde Hollanda'daki ilaçlar ve tıbbi cihazlar için farmasötik izinler, onaylar, muafiyetler ve kayıtlar sağlamaktan sorumlu olan organdır. "Geçerli BEM kayıtlarına genel bakış XXXX" anlamına gelen "Overzicht geldige BEM-registraties XXXX" adlı belgeleri göreceksiniz. everyone.org'u belgelerin her birinin 2. sayfasında bulabilirsiniz.

everyone.org %100 güvenli ve emniyetli mi?

Evet. everyone.org, Hollanda Sağlık Bakanlığı 'na bağımsız bir ilaç aracısı olarak kayıtlıdır (kayıt numarası 6730 BEM). Her zaman ülkenizin yasa ve yönetmeliklerini takip ediyor ve yasal gereklilikleri sizinle görüşüyoruz. İlaçları yalnızca hastalarımızın tedavi eden doktorlarından reçete aldıklarında gönderiyoruz.

Bir ilacı ithal etmek için hangi belgelere ihtiyacım olacak?

Her zaman ülkenizde bulunan bir doktordan reçete almanız gerekir. Sağlık Bakanlığı'ndan alınan ithalat lisansı gibi diğer belgeler gerekli olabilir ve ülkenizin yönetmeliklerine bağlı olabilir. Bize ulaşınve biz ülkeniz için gerekli belgeler hakkında tüm bilgileri sağlayacaktır.

Yurtdışından ilaç ithal etmek yasal mıdır?

Evet. Çoğu ülkede, hastaların yurt dışından henüz onaylanmamış ilaç ithal etmelerini sağlayan Bir Hasta veya Kişisel İthalat yasası veya düzenlemesi vardır. Bu sadece bir doktor reçetesi ile yapılabilir ve, ülkeye bağlı olarak, bazı ek gereksinimleri. Daha fazla bilgi için, buradablog yazısı okuyun.


Mali

Ödeme

İlacı almadan önce neden ödeme yapmam gerekiyor?

Adı geçen hasta ithalatı esasına göre çalışırken, her sipariş bireysel bir hasta için kişisel kullanımı için özel olarak işlenir (yalnızca). Yasal olarak, ne biz ne de tedarikçi bu ilaçların stok tutmak için izin verilir, bunun yerine biz vaka bazında bir durumda kaynak yükümlüdürler. İlaçları almadan önce ödeme yapmamız gerekiyor, bu nedenle siparişinizi ancak ödemenizi aldıktan sonra işleyebiliriz.

İlacı alacağımdan nasıl emin olabilirim?

Lisanslı bir şirketiz ve 88 ülkeye güvenli ve yasal olarak 9.000'den fazla ilaç teslim ettik. Hasta yorumlarımızı Google, Facebook'ta okuyabilirsiniz ve blogumuzda bazı Hasta Hikayelerimiz de var. Bizimle telefonda konuşabilir ve ofisimizi bizzat ziyaret edebilirsiniz. Bizimle sipariş verdiğinizde, süreçteki her adımdan haberdar olacaksınız. İlaçlar size gönderilir gönderilmez, siparişinizi takip edebilmeniz için ayrıntılı kargo bilgilerini içeren bir e-posta alacaksınız.

İlacın parasını nasıl öderim?

Bizimle sipariş verdikten sonra, ödeme detaylarını içeren bir sipariş onayı alacaksınız. Lütfen faturada belirtilen tutarIçin Euro (€) cinsinden ödeme yaptığınızdan emin olun. Banka havalelerini ve çevrimiçi kredi kartı ödemelerini kabul ediyoruz (%2,8 ücret kredi kartı ödemeleri için geçerlidir).

Sipariş onayını aldıktan sonra, teklif edilen fiyat ne kadar süre yle geçerlidir?

Sipariş onayınızda belirtilen fiyat, gönderme tarihinden itibaren iki hafta boyunca geçerlidir. İki haftalık süre içinde ödeme yapmazsanız fiyatlar değişebilir. Daha fazla zamana ihtiyacınız varsa, lütfen bize bildirin.

Hangi ödeme yöntemlerini sunuyorsunuz?

Ödemeler kredi kartı veya banka havalesi ile yapılabilir. Ödemeler tamamen şifrelenmiş ve güvenlidir. Kredi kartıyla ödeme yaparken, sipariş onayınızı aldıktan sonra online ödeme yapabilirsiniz. Kredi kartıyla ödeme yaparken %2,8 oranında ücret uygulandığını lütfen unutmayın.

Nakit ödeyebilir miyim?

Hayır. Biz sadece kredi kartı veya banka havalesi ile yapılan ödemeleri kabul ediyoruz. Ödemeler tamamen şifrelenmiş ve güvenlidir.

Euro olarak ödemem gerekiyor mu?

Evet. Şu anda sadece Euro cinsinden ödeme kabul edebilirsiniz.

Ödeme belgesi alacak mıyım?

Evet, ödemenin banka hesabımızda alındığını görür görmez, fatura şeklinde bir ödeme onayı alacaksınız. Bu aynı zamanda siparişinizin işlendiğine dair onaydır.

İlaçları elime aldığınızda ödeyebilir miyim?

Hayır. Siparişinizi yalnızca tam ödemenizi aldıktan sonra işleyebilir ve bulabiliriz. Eğer ödeme yapmadıysanız ilaçlar sizin için kaynaklı olmayacaktır. Eczanede ödeme yapamazsınız.

Neden banka masraflarını ödemem gerekiyor?

Bankanız para biriminizin Euro'ya dönüştürülmesi için maliyetleri hesaplayabilir. Lütfen faturamızda belirtildiği gibi ücretimizin tamamını transfer ettiğinizden ve bankanın hizmet ücretlerini düşürmediğinizden emin olun.

İthalat vergilerini ödemem gerekiyor mu?

İthalat vergileri, varış ülkesine ilaç sevkiyatı için geçerli olabilir. İthalat vergileri normalde ithalat KDV'si ve gümrükten tahsil edilebilecek bir ücretten oluşur. Bu ülke başına farklı olduğundan (bazı ülkelerde, ithalat vergileri bile ilaç için muaf olabilir) ve gümrük ofisi başına genellikle önceden bunları hesaplayamaz. İthalat vergileri alıcı tarafından ödenmelidir. Faturamıza dahil değildir. İthalat vergilerini uygulayıp uygulamadıklarını ve nasıl ödenebileceklerini öğrenmek için yerel gümrük büronuzla iletişime geçebilirsiniz.

KDV iadesi için uygun muyum?

Evet, Siparişinizi Hollanda'daki iş ortağıeczanemizden alırsanız ve aşağıdaki koşulları yerine getirirseniz KDV iadesi almanıza yardımcı olabiliriz:
  • Daimi ikametgâhınız Avrupa Birliği dışındadır
  • İlaçları, satın alma işleminden sonraki 90 gün içinde kullanılmamış olarak yanında götürürsunuz.
  • Tam bir orijinal makbuz (size sağlamak) var

Ne yazık ki, Hollanda dışındaki ortak eczanelerimizden teslim veya tahsilat sonrasında KDV iadeleri konusunda yardımcı olamayız.

Hollanda'da KDV ödemem gerekiyor mu?

Hollanda KDV'sini iki durumda ödemeniz gerekir:
  • Avrupa Birliği içinde ikamet ediyorsanız ve bir şirket değilseniz
  • Amsterdam, Lüksemburg veya Düsseldorf'a siparişinizi almaya geliyorsanız

Teslim alma durumunda, Avrupa Birliği dışında yaşıyorsanız KDV vergisi iadesi için uygun olabilirsiniz.

Hollanda'da ne kadar KDV ödemem gerekiyor?

Hollanda KDV'si uygulanırsa, ilaç için %9, Adlandırılmış Hasta ücreti, nakliye masrafları ve eczane ücreti gibi hizmetler için %9 ödemeniz gerekir.

Fiyat

Bir ilacın ne kadara mal olduğunu nasıl görebiliyorum?

Her ilacın fiyatı web sitemizde listelenmiştir. Adı Geçen Hasta taşıma ücreti, nakliye masrafları ve herhangi bir vergi (varsa) aksi belirtilmedikçe ürün fiyatlarına dahil değildir. Bize ulaşın ve biz tüm bu maliyetleri içeren bir teklif derlemek ve size gönderin.

İlaçların fiyatları neden bu kadar yüksek?

Fiyat üretici tarafından belirlenir. Bir ilaç yenilikçi ve yeni olduğunda, fiyat genellikle yüksektir. Zamanla, üretim seviyeleri artabilir ve fiyat değişebilir, ancak hastalarımızın çoğunun bekleyecek zamanı yoktur. Bu nedenle biz pazarlık mümkün olan en düşük fiyat için, en kısa sürede ilaç sunuyoruz.

İnternetten teklif alabilir miyim?

Hayır. Ayrıntılı bir teklif almak için lütfen bizimle irtibata geçiniz. Eğer güç, dozaj, fiyat, ya da hizmet hakkında herhangi bir soru gibi ilaç hakkında sorularınız varsa, sormak için çekinmeyin.

Her ilacın maliyeti nasıl belirlenir?

Her ilacın temel maliyeti üretici tarafından belirlenir. Bunun üzerine, hizmetlerimizin maliyetini karşılamak için bir ücret ekleyerek, sosyal bir kuruluş olarak çalışmaya devam etmemizi sağlıyoruz. Kar, yüksek hizmet seviyemizi korumak ve ilaç portföyümüzü ve iş ortağı ağımızı küresel olarak genişletmek için yeniden yatırım yapılacaktır. Biz mümkün olduğunca çok sayıda orta adam kesmek için çalışıyoruz ve her zaman mümkün olan en iyi fiyat hedefliyoruz.

Geri ödeme

İlacın maliyetini ülkemin sağlık sistemi üzerinden talep edebilir miyim?

Bazı ülkelerde, vatandaşların yurtdışında hayat kurtaran tıbbi tedaviye erişmelerine yönelik mali yardım sağlayan bir hükümet fonu bulunmaktadır. En iyisi ülkenizin kendi sağlık bakanlığına danışmak olacaktır. Ayrıca, seçenekleriniz hakkında daha fazla bilgi edinmek için yerel hasta bloglarını, toplulukları ve hasta organizasyonlarını kontrol etmenizi de şiddetle öneririz.

Sağlık sigortam tedaviyi karşılayacak mı?

Bazı durumlarda, sağlık sigortası şirketleri ilacın maliyetini kısmen veya tamamen karşılayabilir. Bunu doğrudan sağlık sigortası şirketinize kontrol etmenizi öneririz.

Sağlık sigortası şirketime hangi bilgileri vermeliyim?

Her sağlık sigortası şirketi bir istek veya talep göndermek için kendi prosedürleri vardır. Ancak, bir başlangıç noktası olarak, onlara aşağıdaki özetleyen bir mektup yazmanızı öneririz:
  • Yurt dışından onaylı bir ilaç ithal etmek istediğinizi
  • Ülkenizde mevcut makul tedavi seçenekleri eksikliği (eğer, bunu doğrulayan bir doktor bir mektup dahil) - tedaviye alternatif değildir.
  • Bu ilaç zaten başka bir ülkede onaylanmış olduğunu (devletin ülkenin adını)
  • Tedavi eden doktorunuz bu ilacın sizin için en iyi seçenek olduğunu belirtir (sağlık sigortası şirketine mektupta reçetenin bir kopyasını ekleyin)

Kitle fonlaması nedir?

Crowdfunding, tıbbi tedaviyi karşılayamanıza yardımcı olmak için arkadaşlarınız, aileniz ve diğerlerinden gelen birçok küçük bağışı bir araya getirmek için çevrimiçi bir platform kullanarak fon toplamanın bir aracıdır. Burada destek arayabilirsiniz bazı crowdfunding platformları şunlardır: GoFundMe, GiveFoward, FundRazr ve Watsi,


Sipariş ve nakliye

Sipariş

İlaçlarımı nasıl sipariş edebilirim?

Bize Ulaşınve bize aşağıdaki bilgileri sağlayın:
  • Hastanın adı
  • Hastanın iletişim bilgileri (e-posta ve telefon numarası)
  • Hastanın kimliğinin kopyası
  • Doktor iletişim bilgileri (isim, adres, e-posta ve telefon numarası)
  • Sevkiyat adresi
  • Doktor reçetesi fotokopisi

Nakliye: Biz hastanın ikamet, bir eczane veya doktor ofisi / hastane teslim edebilirsiniz, ama bu ülkeye bağlıdır. Sizin için doğru seçimin ne olduğundan emin değilseniz, lütfen Hasta Destek Ekibimizle iletişime geçin ve biz de tam gereksinimlerinizi karşılamanıza yardımcı olabiliriz.

Bu bilgileri aldıktan sonra, Hasta Destek Ekibi üyelerimizden biri reçetenizi kontrol edecek ve siparişinizi takip etmek için sizinle irtibata geçecektir. İthalat için başka belgelere ihtiyaç duyulabileceğini lütfen unutmayın, sipariş sürecinde size rehberlik edeceğiz.

Sigorta kabul ediyor musun?

Genellikle hayır, ancak size geri ödeme yapabilmeleri için sağlık sigortası şirketinize gönderebileceğiniz ödemeyi ettikten sonra size bir fatura sağlıyoruz. Bazı sınırlı durumlarda, sigortayı kabul ediyoruz. Daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçin.

Neden reçeteye ihtiyacım var?

Tedavi doktorunuzun tamamen farkında olması ve tedavinizi desteklemesi önemlidir. Doktorunuzun güvenlik nedenleriyle tedaviyi izlemesi gerekmektedir. Reçete, tedavi eden doktorunuzun sizi desteklediğinin kanıtıdır. Ayrıca yasal ithalat için gümrük tarafından gerekli ve eczaneden tahsili için.

Protokollerimizin bir parçası olarak doğrulama veya bilgi güncellemeleri için tedavi doktorunuza ulaşabiliriz. Reçetenizi bize göndererek bunu yapmamıza izin verebilirsiniz.

Reçete hangi bilgileri içermelidir?

Reçete şunları içermelidir:
  • Hastanın adı ve doğum tarihi
  • İlacın adı ve dozajı
  • Gerekli miktar
  • Doktorun adı ve imzası
  • Doktor sicil numarası ve/veya damgası

İdeal olarak, reçete İngilizce olarak verilmelidir. Alternatif olarak, bir çeviri (gayri resmi yeterlidir) sağlanmalıdır.

Reçeteyi doğrulamak için doktorunuzun ekip üyelerimizden biri veya işleme eczanesi tarafından irtibata geçebileceğini lütfen unutmayın.

Yeni bir sipariş için ne kadar çırete

Sipariş prosedürü 3 hafta kadar sürebilir. Buna ek olarak, yeni bir lisans için başvuruda veya doktorunuzdan yeni bir reçete almak gerekebilir. Belgelerinizin geçerli olduğundan emin olmak için mümkün olduğunca erken bizimle irtibata geçmenizi tavsiye ederiz. Tedavinizin zamanında başlamasını sağlamanın tek yolu budur.

Fikrimi değiştirirsem siparişimi iptal edebilir miyim?

Siparişinizi iptal etmek isterseniz, lütfen hasta destek ekibimizle irtibata geçiniz. Genel olarak, faturayı zaten ödediyseniz, sipariş bizim tarafından işlenmiştir ve iptal edilemez. Ödemeyi alır almaz ilaç tedarik etmeye başlıyoruz ve hasta adına ilaç sipariş edildikten sonra ilaçları iade edemiyoruz. Ancak, bazı durumlarda, bu durumda biz iptaller için küçük bir pencere olacak kaynak sürecinde bir gecikme olabilir.

Ödeme 14 gün sonra yapılırsa ve maliyetler değişirse ne olur?

Belirtildiği gibi, sipariş onayınızda belirtilen fiyat, gönderme tarihinden itibaren iki hafta boyunca geçerlidir. Bu tarihten sonra ödeme yapacaksanız ve fiyatlar değiştiyse, fiyat farkını ödemeniz gerekecektir.

Başka bir sipariş vermek istersem, yeni bir reçeteye veya yeni bir ithalat lisansına ihtiyacım var mı?

Bu duruma göre değişir. Bazı durumlarda reçete yalnızca bir sipariş için geçerliyken, bazı durumlarda birden çok kez kullanılabilir. Bu sadece bir tekrar reçete ise durumdur. İthalat lisansları söz konusu olduğunda, ülkeden ülkeye değişir, ancak genellikle bir son kullanma tarihi ve ithal edilebilir ilaç birimlerinin maksimum sayıda var. Yeni bir sipariş verirken lütfen Hasta Destek Ekibimizin bir üyesiyle teyit edin.

Şirket olarak sipariş verebilir miyim?

Evet. Şirket olarak bizimle sipariş vermek için, bize yurtdışından ilaç ithal etmek için şirketin lisansını sağlamanız gerekir.

Nakliye

Nakliye süreci nasıl işliyor?

İlaçlarınızı temin ettiğimizde, size gönderebiliriz. Sevkiyat işlemi sırasında, parsel orijinal ülkeden ihraç edilir ve ülkenize ithal edilir. Gerekli tüm belgeleri pakete dahil ediyoruz. Farklı ülkelerde ilaç ithalatı için farklı düzenlemeler vardır ve ülkenizle ilgili belgelerin dahil edilmesini sağlıyoruz. Gerçek ithalat söz konusu olduğunda, biz ithalat ve sipariş işlemek için reçeteli ilaç gönderme bizim uluslararası bilgi, bağlantı ve deneyim kullanın.

İlaçlarımı göndermem ne kadar sürer?

Teslimat süreleri ülkeden ülkeye değişir ve aynı zamanda sipariş ilaçlarbağlıdır, ve gümrükleme, ancak kaba bir kılavuz 1-2 hafta olacaktır. İlaçlar gönderildikten sonra, size bir takip numarası göndereceğiz ve teslimatınız hakkında sizi bilgilendireceğiz. İstediğiniz ilaç için daha ayrıntılı bir tahmin için lütfen Hasta Destek Ekibimizle irtibata geçiniz.

Dünya çapındaki COVID-19 durumu ve ülke kilitlenmeleri nedeniyle, bazen nakliyede gecikmeler yaşanacağını lütfen unutmayın.

Siparişimi nasıl takip edebilirim?

Siparişiniz size gönderildiğinde, bir takip numarası ve gönderinizi çevrimiçi olarak takip etmek için bir bağlantı alacaksınız. Bu, siparişinizi izleyebilmenizi sağlar.

Siparişim nasıl gönderilecek?

Siparişiniz, DHL, UPS ve uzman soğuk zincir kuryeleri gibi ortak kuryelerimiz tarafından size gönderilecektir. Siparişinizin belirli bir kurye tarafından gönderilmesini istiyorsanız, siparişi verirken lütfen bize bildirin.

Soğuk zincir sevkiyatı nedir?

Bazı ilaçların 2 ila 8 santigrat derece arasında saklanmalıdır. Bunlara "Sıcaklık kontrollü ilaçlar" denir. Bu, sevkiyatlarının kesintisiz bir soğuk zincir den olması gerektiği anlamına gelir. Bu ilaçları teslim ederken, ilaçların varış noktasına güvenli bir şekilde varmak için yeterli zamanı düzenleyen özel bir taşıma kutusunda, düzgün bir şekilde paketlendiğinden emin oluyoruz.

Siparişim yoldayken sizinle irtibata geçilecek mi?

Siparişiniz teslim edilmeden önce kurye ortaklarımızla irtibata geçebilirsiniz, örneğin teslimat süresi hakkında sizi bilgilendirmek için. İletişim bilgileriniz her zaman pakete dahildir.

İlaçlarımı alabilir miyim?

Schengen bölgesi içinden reçeteli EMA onaylı ilaçlar için, ilaçları Amsterdam, Lüksemburg veya Düsseldorf'taki ortak eczanemizden alabilirsiniz. EMA onaylı olmayan ilaçlar için, Schengen bölgesinden reçetelerle, ilaçları Düsseldorf'taki ortak eczanemizden alabilirsiniz. İlaçlarınızı almak için talepte bulunduysanız, ilaçlar eczanede ve sizin için hazır olduğunda bir bildirim alırsınız.

Diğer ülkelere ilaç teslim etmek için seçenekler de vardır. Diğer karşılama ve teslimat seçeneklerinin sizin için uygun olabileceğini görüşmek için lütfen Hasta Destek Ekibimizle irtibata geçin.

Başka biri ilaçları benim adıma alabilir mi?

Evet. Sizin adınıza ilaç almak için herkes yetki verebilir. Bu durumda, bize aşağıdaki belgeleri sağlamanız gerekir:
  • Hastanın kimlik/pasaport fotokopisi
  • İlaçları almaya gelen kişinin kimlik/pasaport fotokopisi
  • Hasta tarafından imzalanmış ve bu kişiye ilaçları kendi adına alması için yetki verdiğini belirten mektup

Amsterdam'daki eczane nerede?

Amsterdam eczanesi Amsterdam Merkez İstasyonu'nda, Schiphol Havaalanı'na trenle yaklaşık 15 dakika mesafede yer almaktadır. İlaçlar hazır olduğunda tüm eczane bilgilerini alacaksınız. İhtiyacınız olduğunda Amsterdam'da kalışınız için size tavsiyelerde bulunmakiçin size yardımcı olmaktan mutluluk duyarız.

İlaçlarımı alırsam, eve nasıl götüreceğim?

Biz seyahat için ilaç paketi yardımcı olacaktır. Lütfen ilaçları eve güvenli bir şekilde götürebildiğinizden emin olun. İlaçlar özel taşıma koşulları gerektiriyorsa sizi önceden bilgilendireceğiz.

Ya sıcaklık kontrollü bir şekilde taşınması gereken bir ilaç alırsam?

İlaçların, sıcaklığı yeterli süre düzenleyen özel bir taşıma kutusunda (ek ücret karşılığında) düzgün bir şekilde paketlenmelerini sağlayacağız. İlaçlarınızı doğru sıcaklıkla eve nasıl getireceğiniz konusunda sizi bilgilendirecek ve bilgilendireceğiz.

İlaçları el bagajımdan alabilir miyim?

Evet. İlaçları her zaman el bagajınızda bulundurmanızı öneririz. Biz ilaç kişisel kullanım için olduğunu belirten havayolu şirketi için bir mektup ve hassas olduğu gibi el bagajı (bagaj üzerinde taşıma) dikkatle taşınması gerektiğini belirterek sağlayacaktır. Onları bilgilendirmek için havayolu ile önceden irtibata geçmenizi öneririz.

İlaç paketi ne kadar büyük olacak?

Paketin boyutu ilaç ve sipariş kutuların sayısına bağlıdır. İlaçları topluyorsanız, paket alınmaya hazır olur olmaz sizi parselin büyüklüğü hakkında bilgilendirebiliriz.

İlaçlarım gümrükte tutulursa ne olur?

Endişelenmeyin, ekibimiz ilaçların serbest bırakılması için her adımda size yardımcı olmak için hazır olacaktır. Takas işleminin üç adımı olabilir:
  1. Adım 1 - Gümrüğün içeriğini doğrulamak için paketi kontrol etmesi gerekebilir. Bu adımı kolaylaştırmak amacıyla, gümrük için içerik hakkında bilgi içeren bir mektup ekliyoruz. Ek sorular, gümrük tarafından bizimle iletişime geçildiğinde everyone.org tarafından yanıtlanacaktır.
  2. Adım 2 - Bazı ülkelerde, tıbbi düzenleyici kurumlar (fda, EMA, vb) ek sorular vardır. Hasta tarafından sağlanan bilgilere dayanarak gerekli tüm bilgileri sağlarız: reçete, kimlik fotokopisi ve tedavi eden doktordan ilaçların kişisel kullanım için olduğunu gösteren bir mektup.
  3. Adım 3 - Gümrük ücretleri. Bazı durumlarda, alıcıdan vergi ve harç ödemesi talep edilecektir. Bunlar hasta veya alıcı tarafından ayarlanmalıdır ve aksi belirtilmedikçe everyone.org tarafından karşılanmaz.

İlaçların ithalatı her zaman gümrükleme ve ithalatçı tarafın aktif işbirliği gerektirdiğini unutmayın. Size yardım edeceğiz ve size rehberlik edeceğiz, ancak işbirliğinize ve duyarlılığınıza bağlıyız.


Hakkımızda

Sizinle nasıl iletişim eolabilirim?

Bize ulaşmanın birkaç yolu vardır:
  • Bize Ulaşın sayfamızdaki talep formunu doldurun
  • E-posta gönderme: [email protected]
  • Bizi arayın:
    • +31 20 808 4414 (AB)
    • +1 646 381 0675 (BİZ)
    • +61 28 417 2910 (AUS)
Whatsapp, Telegram ve WeChat'te de yera oturduk. Bu numarayı ekleyerek bizi bulabilirsiniz: +31 61 553 5558.

everyone.org ekibi kimlerden oluşuyor?

Ekibimiz, en son onaylı ilaçlara erişmenize yardımcı olmaya hazır yasal, lojistik ve hasta destek uzmanlarından oluşur. Takımla tanışmak için buraya tıklayın.

Hangi dilleri konuşuyorsunuz?

Operasyonel dilimiz İngilizcedir. Ancak, 9 dil daha konuşuyoruz: Arapça, Afrikaanca, Hırvatça, Felemenkçe, Fransızca, Almanca, Hintçe, İtalyanca ve Romence.

Teklifinizde ne tür ilaçlar var?

Şu anda ana odak noktamız onkolojik, nörolojik ve nadir hastalıklardır. Ancak, şu anda bizim sunan olmayan bir ilaç arıyorsanız, lütfen temasa geçin ve biz yardımcı olmak için elimizden geleni yapacağız.

Tıbbi tavsiye verebilir misiniz?

Hayır. Sadece tedavi eden doktorunuz durumunuza özel tıbbi tavsiyelerde bulunabilir. Doktor-hasta ilişkisine çok değer biçiyoruz; bizim rolümüz hem hasta hem de doktor tarafından istendiğinde bir ilaca erişimi desteklemektir.

Neredesiniz ve iletişim saatleriniz nelerdir?

Biz Amsterdam merkezli ve bizim ofis saatleri Pazartesi-Cuma 09.00-18.00 CET vardır.

Neden kuruldun?

everyone.org, kurucularımızdan üçünün aile üyelerini ve arkadaşlarını Kanser ve ALS nedeniyle kaybetmelerinin ve birine ALS teşhisi konulmasının ardından başlatıldı. Bu durum, bulundukları yerden bağımsız olarak en iyi ve en yeni ilaçlara erişimin ne kadar önemli olduğunu fark etmelerini sağladı. Kurucularımız hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayın.


Diğer

Mevcut ilaçlar

Ülkemde onaylanmış bir ilacı ithal etmeme yardım edebilir misiniz?

Hizmetimiz yalnızca onaylanmamış veya ülkenizde bulunmayan ilaçları ithal etmemenize yardımcı olabilir. Bazen, bir ilaç onaylanır ama (henüz) mevcut değildir. Bu gibi durumlarda ilaçlara ulaşmanıza yardımcı olabiliriz. Ama ülkenizde bir ilaç varsa, size tedarik edemeyiz. Aradığınız ilaç mevcut değilse, daha fazla görüşmek için lütfen Hasta Destek Ekibimizle irtibata geçiniz.

Bir ilaç onaylanır ve ülkemde mevcutsa, sonraki adımlarım nelerdir?

Bu durumda, size veya hastanın ilaçlara erişmelerine yardımcı olamayız. Bir sonraki adım ülkenizde doktor ile konuşmak ve bir reçete almak olacaktır. Zaten bir reçete varsa, o zaman bir eczane veya hastane eczane size ilaç bulmanıza yardımcı olmak mümkün olacak.

Ya ilaçlar ülkemde web sitenizde yazandan daha pahalıysa?

Ne yazık ki, biz zaten onlara erişimi olan insanlara ilaç sağlamak için izin verilmez. Fiyatlar ilaç şirketleri ve devlet kurumları tarafından belirlenir.

Aradığım ilaç web sitenizde yoksa ne olur?

Lütfen bize ulaşın. Doktorunuz belirli bir ilaç tavsiye etti yse ve dünyanın bir yerinde onaylandıysa normalde sizin için bulabiliriz.

Yeni ilaç bulma süreci ne kadar sürer?

Bazı ilaçlar kolayca mevcut değildir, bu nedenle bilgi toplama süreci genellikle birkaç gün içinde kullanılabilir ancak istisnai durumlarda iki hafta kadar sürebilir. Bir sipariş vermek isterseniz, teslimat 1-2 hafta daha sürebilir, ancak tahmini teslimat tarihi hakkında sizi bilgilendireceğiz.

İlaç onayı

İlaçları onaylama süreci nasıl işliyor?

Yeni ilaçların geliştirilmesi araştırma ve klinik çalışmalar bir sürü içerir. Çalışmalar sonuçlandıktan ve sonuçlar umut verici olduktan sonra, üretici ilacı halka tanıtmak için onay başvurusunda bulunabilir. Üretici, onayı hangi ülkede sunabileceklerine karar verir.

ABD'deki Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) veya Avrupa Birliği Için Avrupa Tıp Kurumu (EMA) gibi ilgili ulusal ve bölgesel ajanslar bu başvuruları değerlendirir ve yeni ilaçların onaylanıp onaylanmayamayacağına karar verir. İnceleme süreci, şirket tarafından sağlanan kanıtların değerlendirilmesini temel almaktadır. Her ajans biraz farklı bir süreç kullanır.

Onay süreci ne kadar sürer?

Onay süreci, hangi ulusal dairenin ilacı gözden geçireceğine bağlı olarak bir yıldan uzun sürebilir. Bir ulusal ajans bir ilacı onaylasa bile, ne yazık ki başka bir kurumun aynı ilacı onaylayacağına dair bir garanti yok. Onay dan sonra bile, ilaçların bir ülkede mevcut olması zaman alabilir. Hastaların ülkelerinde ilaç bulunana kadar ilaçlara erişmelerine yardımcı olabiliriz.

İhtiyacım olan ilaç henüz hiçbir yerde onaylanmadıysa, benim için alternatif ilaçlar var mı?

Zaten onaylanmış ve ülkenizde mevcut başka bir tedavi seçeneği olabilir. Alternatifleri değerlendirmek için doktorunuza danışmanızı tavsiye ederiz.

Klinik deney nedir?

Klinik bir çalışma, yeni bir ilacın güvenli ve etkili olup olmadığını belirlemek için tasarlanmış bir çalışmadır. Klinik bir çalışmada 4 aşama vardır:
  1. Faz I - sağlıklı gönüllüler veya tedavi seçenekleri eksikliği ile çok hasta hastaların az sayıda gerçekleştirilen, insan vücudunda ilacın etkilerini incelemek için tasarlanmıştır.
  2. Faz II - hastaların daha fazla sayıda, ilacın güvenlik ve etkinliğini değerlendirmek ve tedavinin farklı dozlarda farklı etkileri olup olmadığını belirlemek için tasarlanmıştır.
  3. Faz III - hastanın güvenliğini ve etkinliğini onaylamak için tasarlanmış hasta gruplarının çok sayıda.
  4. Faz IV - ilaç düzenleyici onay aldıktan sonra, uzun vadeli etkilerini değerlendirmek için tasarlanmıştır.
Whatsapp, Telegram ve WeChat'te de yera oturduk. Bu numarayı ekleyerek bizi bulabilirsiniz: +31 61 553 5558.

Klinik bir deneye nasıl erişebilirim?

Bazen hastalar aradıkları ilaca klinik bir deneyle erişebilirler. Hastalar ClinicalTrials.gov veya Antidote.meklinik çalışmalar için kontrol edebilirsiniz. Ne yazık ki, bir klinik deneme de yer almak için gereksinimleri genellikle çok sıkı. İstatistikler hastaların yaklaşık %95'inin bu tür programlara dahil edildiğini göstermektedir.

Klinik bir deneye erişimin avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Klinik bir deneye erişimin bir avantajı, ilacın ücretsiz olmasıdır – ilaç şirketlerinin katılımcılardan ücret almalarına izin verilmez. Bir dezavantajı birçok deneme 'plasebo kontrollü' olmasıdır, hangi katılımcı ilaç ama plasebo almaz bir şans olduğu anlamına gelir.


Güncelleştirme

Bülteniniz var mı?

Şu anda haber bültenimiz yok. Ancak, biz cari yıl içinde bir tane planlıyoruz. Herhangi bir güncelleme almak isterseniz, bize bir e-posta gönderin ve sizi bilgilendirelim.

Yakında çıkacak ürünlerle ilgili güncellemeleri nasıl alabiliyorum?

Onaylanmış olmasına rağmen bazı ürünler henüz everyone.org üzerinden satın alınamamaktadır. Bilgi sahibi olmak istiyorsanız, lütfen bizimle iletişime geçin; ürünü tedarik edip satın almaya sunduğumuz anda sizi bilgilendireceğiz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır