türkiyeyi anlatan kısa bir yazı / “Çerkes', Ulusal Kimliğimiz; Çerkesya, Vatanımızdır! Binlerce Yıldır...

Türkiyeyi Anlatan Kısa Bir Yazı

türkiyeyi anlatan kısa bir yazı

История Турции

A

Подробнее

Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1993. Kitâb-i Diyârbakriyya Ak-Koyunlular Tarihi (I. VE II. Cüz) (tıpkıbasımlar), Abû Bakr-i Tihrânî tarafından kaleme alınmıştır. Eser Necati Lugal, Faruk Sümer editörlüğünde hazırlanmıştır. Eserin içeriğinde Osmanlıca dilinde bölümlere de yer verilmektedir.

  • №1
  • 19,15 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1993. Kitâb-i Diyârbakriyya Ak-Koyunlular Tarihi (I. VE II. Cüz) (tıpkıbasımlar), Abû Bakr-i Tihrânî tarafından kaleme alınmıştır. Eser Necati Lugal, Faruk Sümer editörlüğünde hazırlanmıştır. Eserin içeriğinde Osmanlıca dilinde bölümlere de yer verilmektedir.

  • №2
  • 27,74 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

I.B. Tauris, 2022. — 232 p. The veiling and unveiling of women have been controversial issues in Turkey since the late-Ottoman period. It was with the advent of local campaigns against certain veils in the 1930s, however, that women's dress turned into an issue of national mobilisation in which gender norms would be redefined. In this comprehensive analysis of the anti-veiling...

  • №3
  • 1,73 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Remzi Kitabevi, 1970. — 220 s. Bu eseri okuyanlar, Osmanlı Türkiyesinde müspet ilimlerinin XIX.yüzyıla kadar ancak "Arap ve Fars dillerindeki ilim"in eksik ve bazen de yanlış bir devamından ibaret olup, ne muhteva, ne de metot bakımından "Yunan mucizesi"nin Doğuya geçmesiyle aldığı şekilden ayrı bir şekil olmadığını, ama bu ilimlerin, Batıdan fikir ve metot alarak, yeniliğe doğru...

  • №4
  • 1,18 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

İstanbul: Yeditepe, 2010. — 177 s. Cumhuriyet döneminde demokrasinin işleyişi sık sık darbe lerle kesildi. Aslında bu bizim eski bir geleneğimiz. Osmanlı döneminde de asker birçok defa isyan ederek yönetime müdahale etmiş, Osmanlı padişahlarının yaklaşık üçte biri askerin müda halesiyle değiştirilmişti. Osmanlı İmparatorluğu, kurduğu askeri sistem sayesinde önce Bizans ve...

  • №5
  • 1,23 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Turkey had the disctinction of being the first modern, secular state in a predominantly Islamic Middle East. In this major new study, Feroz Ahmad traces the work of generations of reformers, contrasting the institution builders of the nineteenth century with their successors, the "Young Turks", engineers of a new social order. Written at a time when the Turkish military has been...

  • №6
  • 1,71 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Istanbul: İstanbul bilgi üniversitesi yayınları, 2006. — 556 s. Bu kitap, Osmanlı İmparatorluğu ve modern Türkiye tarihiyle uzun süreli bir ilişki sonucu ortaya çıktı. Bir sentez çalışması olduğu için yıllar boyu bana ilham veren akademisyenlerin, önceden düşünmediğim sorularıyla konuyu yeniden değerlendirmeye beni yönelten öğrencilerin omuzları üzerinde durmaktayım.

  • №7
  • 2,75 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Istanbul: Istanbul Bilgi University Press, 2008. — 300 p. — ISBN-10: 6053990566; ISBN-13: 978-6053990567 Feroz Ahmad focuses on a crucial period of Turkish modernisation; from Young Turks to Turkish Republic and the relationship between the Committee of Union and Progress and Modern Turkey. He traces the works of generations of reformers; engineers of a new social structure, as...

  • №8
  • 5,04 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Istanbul: Istanbul Bilgi University Press, 2008. — 300 p. — ISBN-10: 6053990566; ISBN-13: 978-6053990567 Feroz Ahmad focuses on a crucial period of Turkish modernisation; from Young Turks to Turkish Republic and the relationship between the Committee of Union and Progress and Modern Turkey. He traces the works of generations of reformers; engineers of a new social structure, as...

  • №9
  • 10,26 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Istanbul: Bilgi University Press, 2008. — 348 p. — ISBN-10: 6053990574; ISBN-13: 978-6053990574. Feroz Ahmad focuses on a crucial period of Turkish modernisation; from Young Turks to Turkish Republic and the relationship between the Committee of Union and Progress and Modern Turkey. He traces the works of generations of reformers; engineers of a new social structure, as well as...

  • №10
  • 4,63 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Istanbul: Bilgi University Press, 2008. — 348 p. — ISBN-10: 6053990574; ISBN-13: 978-6053990574. Feroz Ahmad focuses on a crucial period of Turkish modernisation; from Young Turks to Turkish Republic and the relationship between the Committee of Union and Progress and Modern Turkey. He traces the works of generations of reformers; engineers of a new social structure, as well as...

  • №11
  • 9,93 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Ankara: Atatürk araştırma merkezi, 1999. — 455 s. İçindekiler. Önsöz. Kaynaklar. Giriş. İngiliz işgal dönemi. İngilizlerin güneydoğu anadoluyu fransızlara terketmesi. Fransız işgalimi ilk dönemi. Kuvay i milliye faaliyetleri. Fransız işgalimi ikinci dönemi. Maraş mücadelesinde ermeni faktorü. Sonuç. İndeks. Ekler.

  • №12
  • 25,59 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Istanbul: Tekin yayinevi, 1979. — 544 s. XIII. asırda Anadolu Türk Cemiyeti: a) Başlıca hatlarıyla içtimai yapı; b) Türk şehir topluluğu; c) Köy topluluğu; d) ilçtisadi düzen Anadolu, Beyliklerı Devri Rum Selçuki Sultanlığı Tahtı tçin Mücadeleler: a) Tahtın boşalması; b) Rum tahtının yeni namzetleri; c) Beyliklerin müstakil olma gayretleri Osman Oğullarının Rum Selçuki Tahtına...

  • №14
  • 19,46 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Ankara: Türk hava kurumu basimevi isletmeleği, 2015. — 656s. Hilal-i Ahmer'den Kızılay'a kitabımızla Türkiye'nin en eski derneğinin kuruluşundan cumhuriyet dönemine kadarki tarihini yazdıktan sonra, bu çok iyi tanınan kurumun daha yakın tarihine de el atmak kaçınılmaz oldu. Kızılay hakkında bizi ikinci bir yayına Genel Başkan Sayın Dr. Ertan Gönen ve Genel Müdür Sayın Fatih...

  • №15
  • 29,98 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Выходные данные неизвестны. — 105 с. Аксакал Пертев. Опыт местного самоуправления на примере народных советов г. Фатса (на тур. яз.) Giriş. Yerel Yönetimlerle İlgili Kısa Bir Değerlendirme. İddianamedeki Bazı Suçlamalar. Fatsa Belediye Başkanlığına Aday Oluşum. Seçimlerde Baskı Yaptığım İddiaları. Çamura Son Kampanyası. Fatsa Halk Kültür Şenliği. Belediye Meclisi Üyelerini...

  • №16
  • 673,24 КБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Ankara, İçişleri Bakanlık Genel Yayın No: 755, 2014. — 272 s. İçindekiler Polis meclisinin faaliyetler ile ilgili belgeler İStanbul dışında polis uygulamlamaları ile ilgili belgeler İlk polis nizamnamesinin hazırlanması ile ilgili belgeler Polis meclisinin icmalı yapışan ve Bab-i-Zaptiye Nakledilmesi ile ilgili belgeler Polis meclisinin faaliyetleri ile ilgili belgeler İstanbul...

  • №17
  • 21,20 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

İstanbul: Gerçek Yayınevi, 1980. — 286 s. İçindekiler Önsöz 1889-1908 Dönemi Olaylar Ve Gelişmeler İt'nin Denetleme İktidarı (1908-13) Abdülhamit'in Tahttan İndirilmesine Değin İt'nin Denetleme İktidarından Atılmasına Değin Mahmut Şevket Paşa'nın Öldürülmesine Değin İt'nin Tam İktidar Dönemi (1913-18) A. Savaşın Başlamasına Değin

  • №21
  • 1,11 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Türkiye iş bankası kültür yayınları, 2007. — 378 s. Osmanlı Devleti’ne Kadar Türkler Türklerin Üç Yurdu Tarih Çağları Üzerine bir Not Klasik Osmanlı Toplum Düzeni Klasik Osmanlı Düzeninin Değişimi Osmanlı-Türk Kültür Hayatının Bazı Sorunları Tanzimat’a Doğru Sened-i İttifak Yunan İhtilali, Mısır Sorunu 1838 Antlaşması Tanzimat Fermanı Islahat Fermanı ve Yeni Osmanlılar Yeni...

  • №22
  • 2,01 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Routledge, 2008. — 807 p. How do democratic societies maintain the balance between civil rights and security while continuing the fight on global terrorism? This work raises this issue and presents one country, Turkey, and its struggle to implement laws to combat terrorism and comply with the European Union’s civil rights standards. A collection of materials that reflects the...

  • №24
  • 3,26 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Haz. Sami Önal. — İletişim, 1998. — 120 s. Ahmet Refik Altınay yani Muzaffer Gökman'ın deyisiyle tarihi sevdiren adam 15.16. Yüzyıldan 19. Yüzyılan sonuna uzanan geniş bir zaman diliminde şehirdeki gündelik hayatı anlatıyor. Eksi İstanbul'da. İlk basımı 1931'de yapılan ve sahaflarda çok aranan kitap bu yeni basımında resimlerle gravürlerle, renkli bir albümle zenginleştirildi. Bu...

  • №27
  • 9,65 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

İstanbul : Türk Tarih Encümeni Külliyatı, 1930. — XVI, 240 s. Hicri on ikinci asır, Türklerin garp medeniyetini idrak ve kabule temayül gösterdikleri bir asırdır. Bu asırda, Avrupa elçileriyle diplomatik müzakereler yapılmış, garbe yaklaşmak ve garbin ilim ve medeniyetinden istifade etmek fikirleri türkiye'de uyanmaya başlamıştır. İstanbul'da matbaa açılması, Yalova'da kağıt...

  • №28
  • 14,07 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Sad. Mehmet Yaman. — İstanbul: Özel Baskı, 1994. — 118 s. Önsöz . Tarihçi Ahmet Refik'in Yaşam Öyküsü. Osmanlı Devrinde Rafizîlik ve Bektâşîlik (1558-1591). Belgeler. Seydigazi Işıklarının Yola getirilmesine Dâir. Karesi ve Biga Sancaklarında Çırpan-oğlu’nun Softalarla Beraber İsyan Ettiğine Dâir. Mevlâna Cercan ile Mevlâna Hayrettin'in İstanbul'a Getirilmelerine Dâir....

  • №29
  • 3,59 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Palgrave Macmillan, 2004. — 224 p. Altinay examines how the myth that the military is central to Turkey's national identity was created, perpetuated, and acts to shape politics. Tracing how the ideology of militarism is maintained and its implications for ethnic and gender relations, she considers the challenges facing Turkey as it moves from being a plural to a pluralistic...

  • №30
  • 1,63 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Syracuse University Press, 2022. — 176 p. What accounts for the regression of Turkey’s stature from a “model” country to one riddled with state crisis and conflict? Unable to adapt to the challenges of the era and failing to respond to ethnic and multicultural political demands for reform, the Turkish state has resisted change and stuck to its ideological roots stemming from...

  • №31
  • 7,11 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Routledge, 2014. — 239 p. The Formation of Kurdishness in Turkey examines political violence, the politics of fear and the Kurdish experience of pain through an analysis of life stories, personal narratives and testimonies of Kurdish subjects in contemporary Turkey. It traces the physical and psychological impacts of the war between the state security forces and the PKK...

  • №32
  • 728,48 КБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Ufuk Kitap, 2006. — 287 s. Sunuc Son altın ok "Sen sükût ettin, sükût etti siper" Abdülhamid'i anlamak Abdülhamid kimdir? Abdülhamid'in bir entelektüel olarak portresi Bir halk adamı II. Abdülhamid'in insan yüzü Insan Abdülhamid'in saklı yüzü Abdülhamid nasıl çalıĢırdı? Sherlock Holmes, fotoğraf, kitap ve çömlek! Sultan Abdülhamid ve musiki zevki Abdülhamid'in meslek ve...

  • №35
  • 3,68 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

London: Arthur Baker, Ltd. 1932. — 352 p. The Study of A Man Cruel, Bitter, Iron-Willed, who Overthrew the Sultan in 1908, Batteled the British Empire off Gallipoli in 1915, Chased the Greeks into the Sea at Smyrna in 1922, Harried the Victorious Allies out of Constantinople in 1923, Destroyed the Power of the Caliph in 1924, Hanged the Entire Opposition in 1926 and by 1932 Had...

  • №36
  • 8,03 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Routledge, 2016. — 278 p. Mustafa Kemal was known both as a vicious dictator and the iron-willed creator of modern Turkey however little was known about him and he was viewed as an enigma by many. Originally published in 1932, Armstrong delves into Kemal’s career and personal life in great detail showing how he moved between revolutionary, soldier and politician whilst also...

  • №37
  • 2,44 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

London: I.B. Tauris, 2004. — 293 p. — ISBN: 1-86064-426-0. The authors trace the emergence of Atatürk and Reza Shah through the constitutional revolutions in Iran and the Ottoman Empire, which led to the introduction of European social models, the establishment of dictatorship and of secularist reforms. This produced in both Turkey and Iran highly authoritarian, nationalist,...

  • №40
  • 1,28 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Konya: Selçuk Üniversitesi, 2010. — 199 p. Атасевер Абдулла. Социализм и национально-освободительное движение Турции (на тур. яз.) İçindekiler: Giriş. Milli mücadele dönemine kadar Anadoluda sosyalizmin gelişimi. Milli mücadele döneminde sosyalizm. Türk sosyalizmi ve din: İlk yıllarından milli mücadele dönemine kadar. Sonuç. Ekler.

  • №41
  • 1,19 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Istanbul:Pozitif Yayınları, 2012. — 225s. Biz Osmanlı İmparatorluğu’nun son çocuklarıyız. Biraz büyüyüp kendimize geldiğimiz zaman memleket sınırlarının bir ucu Adriyatik, bir ucu Fars Körfezi kıyılarındaydı. Rüştiye Mektebi’nde okuduğumuz coğrafya kitabına göre ülkemiz daha da büyüktü. Mısır ve Sudan, Bulgaristan Prensliği, Bosna ve Hersek sınırlarımız içindeydi. Henüz Tuna’lar,...

  • №42
  • 4,57 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

İstanbul : Cilt Bayrak Matbaası, 2007. — 315 s. Oğuzları batıya doğru iten iki gerçek neden vardı.Bunlardan birincisi verimli ve geniş otlaklar bulmak üzere kendilerine yurt aramaları,ikincisi ise göç dalgalarının birbirlerini itelemeleridir. İşte Sultan Sancar dönemindeki Oğuz İsyanının bu iki gerçek nedenden dolayı ortaya çıktığı ve her zamanki gibi daha batıya göç etme sonucunu...

  • №45
  • 5,36 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Bilgi Yayunevi, 1975. — 275s. Mondros Mütarekesinin Uygulanışı ve Sonuçları Türk Halkının Durumu Millt Mücadelenin Başlaması Büyük Millet Meclisinin Açılışı Padişah ve Osmanlı Hükümetlerinin Davranışı İç Ayaklanmalar Düzenli Ordu Kurulması ve Karşılaşılan Güçlükler Asker Kaçakları Sorunu Hiyanet-i Vataniye Kanununun Çıkarılışı Hiyanet-i Vataniye Kanunu Kanunun Önemi Kanunun...

  • №46
  • 5,80 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

İstanbul: Remzi kitabevi, 2018. — 533 s. Izmİr ve Sonrası Zaman Çok Şeylere Gebeydi Padişahlığın Sonu Büyük Hesaplaşma Cumhuriyet Laik Devlete Doğru ihtilâflar ve önder Kadro Batı Kanunlarına, Batı Düzenine Yöne Pusu Tur Tarnamlamyor Tek Adam Konuşuyor Harfler Değişiyor Yeni Devletin Dış Münasebetleri (Dünyaya Açılış) Yan Sömürge Ekonomisinden Milli Ekonomiye Yöneliş

  • №47
  • 11,12 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Cornell University Press, 2015. — 212 p. How do insurgents and governments select their targets? Which ideological discourses and organizational policies do they adopt to win civilian loyalties and control territory? Aysegul Aydin and Cem Emrence suggest that both insurgents and governments adopt a wide variety of coercive strategies in war environments. Zones of Rebellion...

  • №48
  • 2,30 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Literatür Yayıncılık, 1994. — 190 p. Nasıl Müslüman olduğumuzu genellikle sormadık kendimize. Çünkü İslamiyet'i "din ve hidayet aşkıyla", kendiliğinden benimsediğimiz yolunda koşullandırılmıştık. Oysa doğruyu aradığımızda, Müslümanlaştırılma tarihimizin, insanı irkilten bir vahşet süreci olduğu soğuk gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Resmi ve geleneksel söylemse, bu gerçeği ısrarla...

  • №49
  • 17,62 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Ankara: TBMM Basımevi, 2015. — 306 s. Bu eseri Meclisimizle ilgili akademik çalışma yapanlar başta olmak üzere, milletvekillerinin, yasama çalışanlarının ve dil bilimcilerin yararlanabileceği bir kaynak olarak nitelendiriyorum. Bu çalışmanın Tutanak Hizmetleri Başkanlığımızca hazırlanmasını da İdari Teşkilatımızın özellikle araştırmaya ve üretmeye yönelik yürüttüğü çalışmaların...

  • №50
  • 40,58 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

New York: Tauris, 2010. — 251 p. — ISBN: 978-1-84885-263-1. Kemal Ataturk's Republic of Turkey was set up in 1923 as a secular state, sweeping political, social, cultural and religious reforms followed. Islam was no longer the official religion of the state, the Sultanate was abolished and all Turkish citizens were declared equal without reference to religion. But though, in...

  • №51
  • 1,81 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано
B

Подробнее

Routledge, 2021. — 259 p. — ISBN 978- 1- 003- 09863- 8. Turkey’s new presidential regime, promoted and shaped by the Justice and Development Party (AKP), has become a global template for rising authoritarianism. Its violence intensifi es the exigency for critical analysis. By focusing on neoliberal authoritarian, hegemonic and Islamist aspects, this book sheds light on long-...

  • №52
  • 20,08 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

I.B. Tauris, 2021. — 248 p. Nineteenth-century Istanbul was an intellectual hub of rich discussions about Islam, in which leading reformists had a significant role. Turkey today appears to be an intellectual vacuum to anyone searching for ongoing critical engagement with Islam. The main purpose of this book is to adjust this view of Turkey by showcasing the modern Turkish...

  • №53
  • 1,80 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Asam, 2001. — 145 s. İçindekiler Önsöz Alman gözüyle Türkiye "İslâm düşmanlığımı, ırkçılık mı? Etnosantrik tarih romantizmi. "Uzman"ların efsaneleri "Etnisite", "etnik gruplar" ve ulus Lâikler, Müslümanlar, Alevîler" "Müslümanlar" İslâm ve hilâfet Alman oryantalizminin gözüyle İslam ve Müslüman Alman oryantalizminin gözüyle Türk ve Türk kültürü Almanya ve "Kürt sorunu" Almanya...

  • №54
  • 1,25 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2000. — 157 p. Баливе Мишель. Шейх Бедреддин, религиозная мистика и социальный протест (на тур. яз.) İçindekiler: Bedreddin Hareketinin Kökenleri: 13. Yüzyılda Anadolu Selçuklu Sultanlığında Tasavvuf ve Evrenselcilik. Simavnalı Şeyh Bedreddin, Ortaçağ Osmanlı Sultanlığında Tasavvuf ve Evrenselcilik. Osmanlı Dünyasında Şeyh Bedreddinin Manevi...

  • №56
  • 5,95 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Yeditepe Yayınevi, 2010. — 601s. Bu eserde Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Amerikalı misyonerlerin tarihi birinci ağızdan, Amerikan Misyonerler Heyetinin Sekreteri tarafından kaleme alınmıştır. Eser, misyonerlerin Osmanlı'ya nasıl geldiklerini, nasıl çalıştıklarını, Mardin'den İzmir'e, Arapgir'den Tarsus'a, Halep'ten Kudüs'e kadar nasıl okullar, hastaneler açtıklarını, matbaalar...

  • №58
  • 1,06 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Подробнее

Beykoz Lojistik Meslek Yüksekoku, 2016. — 449 s. Bu kitap, Atatürk Dönemi Dâhiliye Vekâleti ile mülki ve mahalli idareler yapı-lanmasını konu almaktadır. Çalışma, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Reisi-cumhur” olarak devletin başında olduğu, 1923-1938 yılları arası dönemi kap-samaktadır. Bu yüzden Cumhuriyet Dönemi İçişleri Bakanlığı ile mülki ve mahal-li idareler tarihine bir giriş...

  • №59
  • 3,72 МБ
  • добавлен
  • описание отредактировано

Türkiye Rusya İlişkilerine Bakış 2016-2017

Rusya-Türkiye ilişkileri 2000 yılında Putin’in iktidara gelmesi, 2002 yılında da Erdoğan’ın seçimi kazanmasıyla bir anda farklı bir boyuta evrildi. Bu süreçte iki ülke ilişkileri daha çok ekonomik temelli olarak ilerledi. 2011 yılında Suriye’de iç savaşın başlaması sonrasında Türkiye-Rusya arasında bölgesel anlamda bir rekabet alanı oluştu. Bu rekabetin oluşmasında Türkiye-ABD koalisyonunun Suriye’de birlikte hareket ederek muhalifleri desteklemeleri bir etkendi. 2014 yılındaki Rusya-Ukrayna krizi, Kırım Tatarları dolayısıyla Türkiye-Rusya’nın rekabet alanlarını yeniden çeşitlendirdi. Ardından 2015 yılında Rusya’nın Suriye’ye müdahale kararı alması ve Türkiye sınırında harekâtı yoğunlaştırmasıyla 24 Kasım 2015 uçak krizi ortaya çıktı. Bu kriz Rusya-Türkiye arasında 15 yıldır oluşan ekonomik ve siyasi birikimi de geriye götüren bir durumdu. Rusya-Türkiye arasındaki kriz sürecinde ABD ve AB ülkelerinin Türkiye’yi yalnız bırakarak Suriye’de kendi politikalarını Türkiye’siz uygulama girişimleri dengeyi farklı bir boyuta getirdi. Çünkü Rusya-Türkiye arasında kriz olmasına rağmen hem Rusya hem de Türkiye, Batı açısından hedef ülke olmuştu. Rusya ve Türkiye arasındaki krizin iki ülkeye de yıkıcı zararlar vereceği anlaşılmasından sonra Putin ve Erdoğan arasında normalleşmeye dair önemli girişimler gerçekleşti. Putin-Erdoğan inisiyatifiyle ilerleyen bu girişimler sonucunda iki ülke arasında yeniden barış sağladı. Fakat bu barış 15 yıldır ilmek ilmek işlenen ilişkilerin eski seviyesine dönmesine henüz imkân sağlamadı. Batı’nın Rusya-Türkiye ablukasına karşı kazan-kazan politikası çerçevesinde Suriye başta olmak üzere Avrasya coğrafyasında işbirliğine yoğunlaşan iki ülke, ABD’nin politikalarının Orta Doğu’da başarısızlığında etkili oldular. ABD’nin Irak’tan Akdeniz’e ulaştırmayı çalıştığı terör koridoru Rusya-Türkiye işbirliğiyle akamete uğratıldı. İki ülke ayrıca ABD’den bağımsız Suriye’de siyasi barışı sağlamak amacıyla Astana Görüşmeleri ve Soçi Görüşmeleri adıyla bir dizi toplantılar organize ettiler. Böylece Suriye muhalefetini kendi etrafında toplayan Türkiye ile Esed üzerinde tam etkinlik kuran Rusya, bölgedeki inisiyatifi ele geçirdi. Suriye’de PYD-PKK üzerinde etkinlik kuran ABD ise Akdeniz’e açılan koridoru kuramasa da Ürdün sınırına kadar olan bölgede yeni bir koridor oluşturdu. ABD’nin PYD-PKK üzerinde kurduğu etkinlik ise Rusya açısından bir tehdit olarak görüldü. Bu tehdit algısını da Türkiye’nin Afrin’de düzenlediği Zeytin Dalı operasyonuna destek vererek bertaraf etmeye çalıştı. Suriye’de Türkiye- Rusya işbirliği ABD’nin sadece Suriye politikasını değil aynı zamanda İran, Karadeniz ve Kafkasya politikasını da olumsuz etkileyebilecek bir sürecin başlangıcıdır. Yeni dönemde ABD’nin Türkiye’yi Rusya’dan ayırmak için uygulamaya koyacağı uzlaşı veya sert politikaların tezahürünü göreceğiz. Bu kitabımızda 2016-2017 döneminde Rusya-Türkiye merkezli oluşan uluslararası gündeme dair yazdığımız analizler bir araya toplanmıştır. Bu analizler ile sıcağı sıcağına değerlendirilen olayların zamanla gerçekleşme veya sonuçlarını görme bakımından önem taşıdığı, bu nedenle toplu biçimde yayınlanmasının bu alanlarda çalışanlar başta olmak üzere tarihe not düşülmesi açısından değer taşıdığı düşüncesindeyiz. Umarım okuyucularımıza faydalı olacaktır. Türkiye Tedbirini Aldı, Bu Kez Şakası Yok: Türkiye Kürtlerin Hamisi Olmalı Rusya’nın Kudüs Politikası Bağımsız mı? Rusya’nın Kudüs Politikası Sömürülen Ülkelerin Umudu Türkiye Kafkasya-2016: Üçüncü Dünya Savaşı'na Hazırlık mı? Karadeniz'de Stratejik Dengeler Değişiyor Tataristan Modeli Sona mı Eriyor? Türklerin Barbar Olmadığını Tüm Dünyaya Halil İnalcık Anlattı Milli Demokratlar Oyunu Bozacak mı? Historic high in Turkish-Russian relations Russia's Iran Policy and its Impact on Relations with Turkey Russia-Turkey-Iran Brokered Agreement on Syria Brings US' Ploys to Naught Putin: Russland bereit, S-400-Raketenabwehrsysteme an Türkei zu liefern Professor Salih Yilmaz: "Moskau setzte zwischen den Regionalmächten eine Einigung durch" Западу трудно найти альтернативу военно-воздушной базе «Инджирлик» США шантажируют Турцию, вооружая сирийских курдов, считает политолог Турция поссорилась со второй половиной Встреча Путина и Эрдогана в Москве позволит продвинуться в решении ряда важных вопросов Стратегические балансы в Черном море меняются Это изменение не режима, а системы Реакция на убийство посла: Турция и Россия находятся под прицелом Запада Возможен ли тюрко-славянский союз в Евразии? Турция готова закрыть политическую дверь в Европу Россия в Сирии: взгляд из Турции Что можно ожидать от соглашения "Турецкий поток" Силы в Иране могут быть причастны к убийству российского посла Стравить сторонников светского образа жизни с исламистами не получилось Гюлен атакует Эрдогана? Почему в Турции была попытка переворота? Турецкий политолог считает, что отношения с Узбекистаном станут лучше Знали ли в России о готовящемся перевороте в Турции?

“Çerkes', Ulusal Kimliğimiz; Çerkesya, Vatanımızdır! Binlerce Yıldır...

Aslında üzerinde hiç konuşulmayı gerektirmeyecek kadar açık bir konu, ama o kadar tarihi belgeye; vatanımız dediğimiz coğrafyanın aldığı kararlara; örgütlediği sosyal, kültürel, siyasi ilişkilere ve kurumlara rağmen, yıllardır çözülemedi ve birileri Çerkes halkının enerjisini çalmaya, örgütlenmesini geciktirmeye devam ediyorlar.

Halbuki Google'a istediğiniz dilde "Circassian" veya "Circassia" diye yazın, % 90'ında karşınıza "kendisini anadilinde Adığe diye tanımlayan, Kuzey Batı Kafkasya'nın yerli halkı" cevabı çıkar.

Ben interneti birkaç dilde takip ettiğim için, % yüz bir kesinlikle söylüyorum: "Çerkes"i bütün dünya, bütün halklar biliyor, tanıyor. Ve bizim siyasi ve hukuki taleplerimiz için de çok önemli olan, neredeyse bütün siyasi-tarihi belgelerde bunu görebilirsiniz.

Ama bazıları bildiklerini okumaya devam ediyor, gelecekte yalnız tarihçilerin değil; sosyologların ve psikologların da yapacakları araştırmaların malzemesi oluyorlar.

Uzun bir süre kurumlarımızı yönettiler, "bilgi" ve iletişim tekelini ellerinde tuttular ve "proje"yi topluma benimsetmek için hummalı bir şekilde çalıştılar, kitaplar yazdılar, dergiler çıkardılar. Şimdi kendi yazdıklarını veya yazdırdıklarını referans gösteriyorlar. Komedi!

Tercümelerde bilimsel ahlak kurallarına uymadılar: Kafkas"ı Çerkes; "Çerkes"i Kafkas diye çevirdiler. Bazı belgeleri ya eksik tercüme ettiler ya da hiç tercüme etmediler.

Ve hala, artık herşey çok açık ve net olmasına rağmen, kamuoyuna yanlış bilgi vermeye devam ediyor; dürüstçe neden "o proje"yi çöpe atamadıklarını anlatmıyor; "duygu", "kardeşlik" ve "birlik" sömürüsü yapıyorlar.

Sadece kimliğimize, vatanımıza değil; içinde yaşadığımız coğrafyaya ve topluma tamamen teslim olmamızın önündeki son engele; bizi biz yapan, ciddi bir siyasi örgütlenmenin yokluğunda bizi bugünlere taşıyan kültürel değerlerimize, gelenek ve göreneklerimize de saldırıyor, ( kendi ) tabutlarına son çiviyi çakmak istiyorlar.

Şaşırıyor muyuz? Ben şaşırmıyorum.

Çünkü uzun zamandır "Çerkesler önce siyasi kimliklerine ve tarihi vatanları Çerkesya'ya aidiyetlerini; sonra dillerini ve kültürel değerlerini yitiriyor, asimile oluyorlar"ı anlatıyorum.

Yani, önce ekonomik ve siyasi olarak devşiriliyor; içinde yaşadığımız ülkenin ekonomik, siyasi, askeri kurumlarına entegre oluyor ve bu ülkede gelecek hayalleri kuruyor, sonra dillerini ve sosyal kültürel değerlerini yitiriyorlar.

Çünkü geleceğini yaşadığı ülkede kurma hayali kuran bir Çerkes için, bir süre sonra Çerkes dili ve kültürü gerekli-zorunlu olmaktan çıkıyor. Bunun sonucu olarak entegrasyon ve asimilasyon hızlanıyor, kolaylaşıyor.

Böyle etnik-ulusal kimliklerine aidiyetleri zayıflayan, diasporada kendilerine bir kimlik uyduran insanlar, zamanı gelince içinde yaşadıkları toplumla uyumlu "ortak" bir yaşam örgütlemelerinin önündeki bütün engelleri kaldırmak isterler, isteyeceklerdir.

Önce kimliğinden ve vatanından duygusal ve düşünsel olarak uzaklaşır insan, sonra bir hybrid kimlik benimser. Ama hybrid kimlikler dünyanın her yerinde bir süre sonra tekleşir ve kazanan, hayatın beslediği "siyah köpek"; yani hakim ulusun kimliği olur.

Elbette hayat dinamiktir, kültür ve gelenek görenekler dahil, herşey değişir. Ama her değişim iyi ve ilerici değildir. Yozlaşmak, çürümek veya asimile olmak da değişmektir, ama gelişmek değildir

Bir değişimin veya yeniliğin iyi ve ilerici olmasının ölçüsü, bizim hayatımızı kolaylaştırıp kolaylaştırmadığı değil; sorunun çözümüne hizmet edip etmediği; toplumu daha ileri bir ekonomik, siyasal ve sosyal örgütlenmeye ve yaşama taşıyıp taşımadığıdır.

Bizim özelimizde, Çerkes halkının asimilasyona karşı direncini arttırmayan; etnik-ulusal birliğini güçlendirmeye, vatana dönüşe ve tarihi vatanımız Çerkesya'nın yeniden inşa edilmesine hizmet etmeyen herşey kötü ve gericidir. Çünkü Çerkes halkı için ilerici olan, varlığını garanti altına aldığı bir toplumsal yaşamdır.

Yani elbette ki ulusal mücadelenin gelişmesinin önündeki siyasal, sosyal ve kültürel ilişkileri; herhangi bir toplumsal grubumuzun veya ferdimizin ulusal mücadeleye katılmasının önündeki alışkanlıkları ve kurumları gözden geçirmemiz ve değiştirmemiz gerekiyor. Ama "rahatlamak" veya üzerimizdeki duygusal yükleri atmak için değil, mücadeleyi büyütmek için yapmalıyız bu değişiklikleri.

Yoksa "kaş yapıyorum derken, göz çıkarırız..."

Değişim, şimdi, şu veya bu oranda asimile olduktan sonra, yeni durumu meşrulaştırma yönünde değil; "Çerkesleşme", Çerkes kimliğinde birleşme ve yeniden tarihi vatanımız Çerkesya'da yaşama özlemini ve vizyonunu büyütme yönünde olmalıdır.

Yıllarca bunu anlattık. Anlatmaya da devam edeceğiz.

Kimileri Çerkes kimliğini "tabela" diye tanımladılar ve “tabelayı değiştirirsek ne değişecek" diyerek itiraz ettiler bize. Ama aslında sorun tam da onların Çerkes kimliğindeki tarihsel birikimi ve gücü görememeleri, kimliği "tabela" zannetmeleriydi.

Ki bu nedenle zaman zaman bize karşı "Kafkas olalım, Nart olalım, Adığe olalım, Herkes olalım..." diyebildiler.

Sanki istediğin zaman istediğin bir kimliği alabilirmişsin gibi!

Halbuki kimlik yüzyıllar boyunca süren bir tarihsel birikimin ürünü olarak ortaya çıkar ve halkın bilincine, toplumsal hafızasına kazınır.

Seçme şansın yoktur.

Seçebiliyorsan, o seçim, sen değiştikten veya asimile olduktan sonra ortaya çıkan yeni durumu meşrulaştırma çabasıdır.

Kimileri yanlış tanımlar üzerine kurulu sosyal-siyasal ilişkilerin ve arkadaşlıkların yara alabileceğine inandıkları için sessiz kalıyorlar.

Belki de, bir gün “biter” bu tartışmalar diye düşünüyorlar. İyi niyetle!

Ama bazıları pek de "iyi niyetli" değiller. Çünkü insan karşısına bir belge ve bilgi konulduğunda yanlışta ısrar etmez. Bunlar ama, onca belgeye ve bilgiye rağmen, hala yanlışta ısrar ediyorlar.

Peki Çerkes kimliği ve Çerkesya kimi rahatsız ediyor ve niye?

* Çerkeslerin, Çerkes değil; “Adığe” veya "Kafkas" olmaları Rusya Federasyonu’nun işine geliyor. Çünkü böylece, tarihi vatanında 6 siyasi birime dağıttığı Çerkes halkının, tarihi, siyasi ve anayasal hakkı olan tek bir siyasi birimde ( mesela bir Cumhuriyet’te ) yaşama ve birlik olma talebinin önüne geçiyor.

Hatırlatayım; hem Rusya Federasyonu Anayasasının hem de uluslararası yasaların garanti ettiği bu haktan yararlanabilmek ve diasporada "soydaş" olabilmek için, bunu talep eden halkın dil, tarih, kültür ve ülkü birliği olmalıdır. "Kafkas halkı" kimliği, daha baştan, ilk maddede bu hakkı yitiriyor. Çünkü dil birliği yok.

"Adığe"nin veya "Kabardey"in de bunu talep etme hakları yok, çünkü "Adığe" ve "Kabardey" halkları kendi Cumhuriyetlerinde yaşıyorlar. Hem de uluslararası yasaların bir yerli halka, etnik-ulusal topluluğa hak gördüğü en yüksek statüdeki Cumhuriyetlerde.

Bu nedenle, Çerkes ( Adığe ) halkı, tek bir siyasi birimde yaşamak ve birlik olmak için "Çerkes" kimliği altında toplanmak zorunda.

Yoksa, kimi siyasi haklara sahip olduğumuz Cumhuriyetlerimizde, etkisiz ve güçsüz: dünya Çerkeslerini ilgilendiren konularda dahi karar alma hakkı ve yetkisi olmadan yaşamaya edecek, ve/fakat küçük gruplar halinde-azınlık olarak yaşadığımız her yerde asimile olacağız.

Rusya Federasyonu, bu nedenle “Çerkes” kimliğine ve nüfus sayımında kendimizi “Çerkes” olarak yazdırmamıza şiddetle karşı. Bizim Schapsugh, Vubıh, Adiğe, Kabardey… olarak kalmamızı ve Çerkesleri temsil eden kurumlara-örgütlere talimatlar göndererek onlardan bu kampanyayı durdurmalarını istiyor.

Çünkü Adığe, Vubıh, Schapsugh, Kabardey kimlikleri yaşar; “Çerkes”, Karaçay Çerkes Cumhuriyeti’nin küçük bir bileşeni olarak kalırsa, Çerkes halkının birliği mümkün olmayacaktır.

* Çerkeslerin, Çerkes değil; “Adığe” veya “Kafkas” olmaları, “Çerkes”in bir etnik-ulusal değil; kültürel ( şemsiye ) kimlik olarak bütün Kuzey Kafkas halklarını kucaklaması Türkiye’nin de işine geliyor. Çünkü böylece bizi daha kolay asimile ve entegre ediyor.

Türkiye için en iyisi Çerkeslerin "Kafkasyalı"/"Kuzey Kafkasyalı" olmaları veya bütün Kuzey Kafkasyalıların "Çerkes" olması.

Kesinlikle etnik-ulusal bir kimlik olmamalı "Çerkes". Çünkü Kafkasya veya Kuzey Kafkasya bir coğrafyadır ve bir coğrafyaya aidiyetin etnik-ulusal aidiyetin yerini alması mümkün değildir. Bu nedenle etnik-ulusal kimlik olarak "Çerkes", Türkiye'ye ve Türk kimliğine ait olmayı zorlaştırır. "Kafkas kimliği", bu rolü oynayamaz.

Keza, Çerkeslerin, gerektiğinde, özellikle Kafkasya’da siyasi ve askeri olarak kullanabileceği, Türkiye’ye entegre olmuş, Türkiye’yi “vatan”ı olarak benimsemiş, etnik-ulusal kimliği ve bilinci zayıf bir topluluk olması da önemlidir Türkiye için.

İşte bu iki ülke ve kendilerine yaşadıkları ülkelerde gelecek inşa etmeye çalışan bazı Çerkesler, çoğu zaman yalanlarla, düşünsel ve ruhsal dünyamızı ideolojik olarak mütemadiyen kirletiyorlar.

Çoğu neyin ne olduğunu bilecek kadar mürekkep yalamış bu unsurlar uluslaşmanın milliyetçilikten başka bir “ideolojisi” varmış gibi; sağa sola “milliyetçi”, “mikro milliyetçi”, “ırkçı”, “faşist” diyerek saldırıyor, böylece Çerkes milliyetçiliği ile egemen Türk ulusunun şöven-faşist milliyetçiliği arasında bir paralellik-ortaklık varmış gibi göstermeye çalışıyor, bilgisizlikten kaynaklı önyargılara oynuyorlar.

"Milliyetçi-tu kaka" söylemiyle etnik-ulusal kimliklerine, kültürlerine, vatanlarına yabancılaşmış olduklarını gizlemeye; içinde yaşadıkları ülkelerin kimi platformlarında kendilerine yer açmaya çalışıyorlar.

Bildiğimiz gibi, Çerkes ulusal sorunu, Çerkes halkının vatansızlaşması, bunun sonucu olarak asimile olmasıdır.

Bu nedenle Çerkes ulusal mücadelesinin önceliği ve/veya vizyonu, yeniden tarihi vatanı Çerkesya'da birlik olma perspektifi ile asimilasyona karşı ulusal dinamiklerini güçlendirmektir.

Siyaset bilimi, bu mücadeleye dünyanın her yerinde “milliyetçilik” der. Bu nedenle, sosyalist bir Bask ülkesi veya sosyalist bir İrlanda örgütlemeye çalışan Basklı ve İrlandalı Yurtseverlerin veya kapitalist sistem içinde bir çözüm arayan halkların mücadelelerini de… tek bir etnik topluluğun uluslaşmasını ( Alman tipi ) veya birden çok etnik topluluğun belli bir coğrafya üzerinde birlikte uluslaşmasını da ( Fransız Tipi ) milliyetçilik olarak tanımlar.

Çünkü etnik-ulusal sorunları önceleyen her mücadele milliyetçidir. Siz kendinizi nasıl tanımlarsanız tanımlayın, başkaları size “milliyetçi” derler. Çünkü milliyetçilik, ulusal sorunun çözüm platformu ve ideolojisidir.

Arada sırada, Çerkes ulusal kimliği ve kültürü ile doğrudan ilgili olmayan konularda bir şeyler söyleyerek, sol literatürü kullanarak "milliyetçi" olmaktan kurtulacaklarını sananlar yanılıyorlar.

Dünyanın en sol "ulusal hareketleri", Bask ve İrlanda ulusal hareketleridir. Programlarında açık açık, sosyalist bir Bask ülkesi veya İrlanda kurmak istedikleri yazıyordu. Buna rağmen siyaset bilimciler bu hareketleri ( devrimci ) "milliyetçi" olarak tanımladılar.

Biz, bu bilimsel-siyasi gerçeği bildiğimiz için, bize “milliyetçi” denmesinden rahatsız olmuyoruz.

Ama demokratik, baskısız, sömürüsüz, insan hak ve özgürlüklerine saygı duyan bir Çerkesya ve dünya istediğimiz için, kendimizi “demokratik milliyetçi”, yani “yurtsever” olarak tanımlıyoruz.

Bu, bizim uzun erimli vizyonumuzdur.

Haksızlıklara, hukuksuzluklara, insan hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesine dünyanın her yerinde karşı olmamızın, tavır almamızın nedeni bu uzun erimli vizyonumuz ve demokratik karakterimizdir.

Ama Çerkes olan herşeye; vatanımıza, kimliğimize, dilimize, kültürümüze, tarihimize, gelenek göreneklerimize ve “XaBze”lerimize sahip çıkmamız da bizim milliyetçiliğimizdir.

Biz, Çerkes Ulusal Sorunu’nun “birden çok etnik-ulusal topluluğun birlikte”; Kuzey Kafkas halklarının ortak mücadelesi ve örgütlenmesi ile çözülebileceğine inanmıyoruz. Eğer mümkün olsaydı, herkesten önce ve herkesten çok biz isterdik bunu.

Ama yaşadığımız dünyada, her Kuzey Kafkas halkının kendi nesnel koşullarına-vizyonuna uyan bir politik çizgisi-örgütlenmesi olmalı; diğer halklarla yardımlaşmalı ve dayanışmalıdır.

Bu nedenle, biz, öncelikle Çerkes ( Adığe ) halkının etnik-ulusal dinamiklerini; haklılığının ve taleplerinin siyasi-hukuki altyapısını güçlendirecek çalışmalar yapıyor, bizim olan herşeyi sahipleniyoruz.

“Çerkes” bizim ulusal kimliğimiz, Çerkesya da tarihi vatanımızdır. Binlerce yıldır böyledir. Teknolojinin olanaklarını, interneti kullanan, iyi niyetli, dürüst herkes, bu gerçeklere çok kolay ulaşabilir.

İşte birkaç örnek:

* "Kuban'ın ötesinde, ülkemizde Çerkes denilen Adığe kabilesine mensup, asil karakterleri ve asil kökenleriyle gurur duyan savaşçı halklar var." Dragun, 1853 ve 1854 Transkafkasya Seferi Anıları, Askeri Koleksiyon, No. 1. 1860 ( Драгун. Воспоминания о закавказском походе 1853 и 1854 года, Военный сборник, № 1. 1860 )

* “Çerkeslerin veya Adığelerin dilleri diğer bütün Kafkas halklarının dillerinden farklıdır, diğerleriyle hiçbir benzerliği yoktur” ( Kafkas Dağlıları Hakkında Bilgi, Sayı 3, Tiflis, 1870 - "Сборник сведений о Кавказских горцах, Выпуск 3, Тифлис 1870" ).

* “Yukarıda adı geçen Trans-Kuban bölgesinin bütün sakinleri tek bir dil konuşuyorlar, sadece lehçeleri farklı. Onlar kendilerini anadillerinde Adığe diye adlandıran halk ve biz onları Çerkesler olarak biliyoruz…” ( Avrupa Bülteni, Tarih ve Siyasal Bilimler Dergisi, Cilt 3, 1867, St. Petersburg - "Вестник Европы. Журнал историко-политических наук. Том 3. 1867г. Санкт-Петербург" ).

* “Kubanlı Çerkesler kendilerine Adehe ( Адехе ) diyorlar. Bu kelime, deniz kenarında bulunan bir geçit anlamına geliyor…” ( Rusya’ya Ve Komşu topraklara ait Kafkasya Bölgesinin Resmi, Bölüm 1-4, P. Zubov - "Картина Кавказского края, принадлежащая России и сопредельных оному земель. Ч.1-4", Зубов П." ).

* “Kafkasya'nın halklarından, en ünlüleri kendilerine anadillerinde Adığe diyen Çerkesler. Komşu Osetler ve Mingreliler onlara Kazak ( Казах ) diyorlar. Orta Çağ yazarları Zikhler ( Зих ) diyorlardı.” ( Eyries Yönetiminde Fransızca Olarak Derlenen ‘Cazip Asya Boyunca Bir Yolculuk’, A. S. Shiryaev Tarafından Yayınlandı, E. Korsh Tarafından Tercüme Edildi - "Живописное путешествие по Азии, составленное на Французском языке под руководством Эйрие (Eyries)", перевод Е.Корша, издание А.С.Ширяева ).

* “Batı Kafkasya’da, Adığelerin veya Çerkeslerin farklı kabileleri yaşıyordu. Antik çağlardan beri burada yaşıyorlardı. Kendilerine Kerketler ( керкет ), Zighler ( зиг ), Geniohlar ( геніох ) diyen Yunan tüccarları sadece karada değil, denizde de uğradıkları saldırılardan ve soygunlardan şikayet ediyorlardı. Bu kabilelerin en büyüğü ve en kültürlü olan Kabardeyler, Orta Kafkasya’da yaşıyorlardı...” ( Berezin N. I., "Kafkasya. Doğa ve İnsanlar" - Березин Н.И. ,"Кавказ. Природа и люди" ).

* “Sadece oryantalist-filologların görüşlerine göre değil, aynı zamanda Kafkasya sakinlerinin ifadelerine göre de, Çerkes dili telaffuzu en zor dil olarak kabul ediliyor... Neden biz, Ruslar, Kafkasları aldık? Çünkü Çerkesler ve Kırım Tatarları İmparatorluğumuzun güney sınırlarını tehdit ediyorlardı… Çerkesler kendilerini ya ‘Adığe’ ya da ait oldukları toplulukların isimleriyle adlandırıyorlardı ve bunlar çoğunlukla atalarının isimleriydi…” ( Olshevsky M. Kafkasya 1841-1866, İkinci Bölüm, Eski Rus Dönemi, 1894, No. 1-2, 6-7, 9, 11-12. 1895 - "Ольшевский М. Кавказ 1841 по 1866 г. Часть вторая // Русская старина. 1894. № 1-2, 6-7, 9, 11-12. 1895." ).

* “Aslında Çerkesler, sadece Kafkas yaylalarının en güzel kabilesi olan Adığe'lerdir. Anapa’dan Vadin nehrine kadar olan eski topraklarımıza yakın bölgede yaşayan Natukhaylar, Shapsuglar gibi bir çok kabileye bölünmüşlerdi…” ( Kafkasya ve Kahramanları, İ. N. Zakharyin ( Yakunin ), 2 Kitap. Kitap. 1-2. Bölüm, Tür. A. E. Kolpinsky, 1902 - "Кавказ и его герои / сост. И.Н. Захарьин (Якунин). В 2 кн. Кн. 1-2. СПб.: Тип. А.Е. Колпинского, 1902." ).

* “Çerkes dili, Kafkasya’nın kuzey yamacında Terek'ten Kuban ağızlarına kadar olan bölgede ve Karadeniz'in doğu kıyısı boyunca yaşayan tüm Adığe boyları tarafından küçük farklılıklarla konuşulmaktadır... “ ( L.Ya. Lulier, ‘Çerkesya: Tarihi ve Etnografik Makaleler’, 1857-1866, - "Л.Я. Люлье, 'Черкессия: историко-этнографические статьи' (1857-1866)" ).

* “Bazı bilim adamlarının görüşüne göre Adyge, ‘antiche’ kelimesinden ‘antik-insan'dan ( "антихе"-человек ) türetilmiştir. Kafkasya'nın en asil halklarından birini temsil eder. Karakterlerinin ayırt edici özellikleri cesaret, cüret ve şövalyeliktir... ‘Çerkes’ ismini, onlara Kerket ( керкет ) adını veren eski Yunanlılardan aldılar.” ( Kafkasya'nın Fethi, ( koleksiyon ), Alvin Caspari - "Покоренный Кавказ ( сборник ), Альвин Каспари" ).

* “Batı Kafkasya'nın güney şeridinde neredeyse tamamen Adige veya eskiden Kosoglar ( косог ) adını verdiğimiz Çerkes kabileleri yaşıyorlardı.” ( Kafkas Bülteni, No. 1, Aylık Bilimsel ve Edebiyat Dergisi, 1900'den 1904'e Kadar Yayınlanmıştır. Tiflis, Ed. V. D. Korganov, ardından G. P. Melik-Karakozov, ed. K. N. Begichev, ardından V. D. Korganov - "Кавказский вестник №1 , Ежемесячный научно-литературный журнал /Выходил с 1900 по 1904 гг. в Тифлисе. Изд. В. Д. Корганов, потом Г. П. Мелик-Каракозов; ред. К. Н. Бегичев, потом В. Д. Корганов" ).

* “Batılı Adığeler-Çerkesler, Rusya’dan çok önce, yüzyıllarca bağımsız bir yaşam sürdüler. Eski Yunanlılar bile ‘Kerkez’leri ( керкез ), yani Adığeleri-Çerkesleri biliyorlardı...” ( L. Tikhomirov'un Anıları, "Geçmişin Gölgeleri" - "Мемуары Л.Тихомирова,'Тени Прошлого' " ).

* “Denize açıldıktan 33 gün sonra Sihia (Сихия ) adlı bir ülkeye, Matrika ( Матрика ) adlı bir şehre vardılar. Burada, Kafkasya'nın Batı yamaçlarında ve ovalarında, Kuban ve Kabardia'nın çoğunda yaşayanlar Zichler ( Zich ) Çerkesler-Adığelerdi...” ( Kardeş Richard Tarafından Keşfedilen Büyük Macaristan'ın Varlığı Hakkında, Yu. Vengersky - "О существовании Великой Венгрии, обнаруженном братом Рихардом", Ю.Венгерский" ).

* Rusya tarafından fethedilmeden önce, Karadeniz bölgesi şu anda olduğundan çok daha yoğun bir nüfusa sahipti. Kuzey kesiminde uzun zamandır Adığe veya Çerkes kabileleri yaşıyordu.” ( Sergey Anisimov. ‘Kafkasya'nın Karadeniz Kıyısı’ - "Сергей Анисимов. 'Черноморского побережья Кавказа' " ).

* “Çerkesler, Rus kaynaklarına göre, çok aşiretlidir, ancak dil ve günlük yaşam olarak, Kafkasya'nın Batı Dağ halklarıyla ilişkilidir. Yunanlılar, Çerketleri ( Церкет ); Zikhleri ( Зих ) milattan önce, Yunan coğrafyacılarının onların yerlerini göstermelerinden çok önce tanıdı. Zikhi ismi ( Зихи ) açıkçası, onları gerçek ismi Adığe'nin Yunanca telafuzuydu, sadeleştirmesiydi: Adzige, Dzigi, Zigi, Zikhi ( Адзиге, Дзиги, Зиги, Зихи... )" ( Kazak Sözlük Referans Kitabı, Yayıncılar: A.I. Skrylov, G.V. Gubarev; Cleveland, Oidaho, ABD, 1966 - "Казачий словарь-справочник Издатели: А.И. Скрылов, Г.В. Губарев; Кливленд, Ойдахо, США, 1966 г." ).

* “Batı Kafkasya'nın tamamında, genellikle Çerkesler denilen, kalabalık Adığe halkı yaşıyordu." ( Fadeev R. A., ‘Kafkas Savaşı’ - Фадеев Р. А., 'Кавказская война' " ).

* “Şu anki Transkafkasya’da Adığelerin ya da Çerkeslerin çok eski zamanlardan beri yaşadıklarını düşünmek için nedenler var. Çerkes ismine ilk olarak Milattan Önce 500'lü yıllarda Skilax Karyandensky'de ( Скилакс Карианденск ) rastlıyoruz. Skilax onların Karadeniz'in kuzeydoğu kıyılarında yaşadıklarını söylüyor... Antik Adığeler sadece Yunanlılar tarafından değil, onlara Tcherikass veya Sherikas ( Tcherikass, Шерикас ) adını veren uzak Medler-Persler tarafından da biliniyorlardı ve Erkert'e göre bu kelime savaşçı anlamına geliyordu..." ( V. P. Pozhidaev. 'Kuzey Kafkasya', Gosizdat. 1926 - В. П. Пожидаев. 'Горцы Сев. Кавказа'. Госиздат. 1926г." ).

* “Çerkeslerin kendi adı ve dili 'Adıge'dir... Bu dil, Kabardey'in doğu eteklerinden, Abzakh bölgesi dahil, Karadeniz'e kadar olan coğrafyada kullanılıyor" ( James Bell, '1837, 1838, 1839 Yılları Çerkesya Günlüğü', Cilt 1 - Джемс Белл, 'Дневник пребывания в Черкесии в течение 1837, 1838, 1839 гг. , т. 1-2.' " ).

* “Tüm Avrupa'da daha çok Çerkes adıyla bilinen Adiğeler, Kuban, Karadeniz ve Abhazya sınırları arasındaki ana dağ sırasının her iki yamacında yaşıyorlar." ( "Kafkas Savaşının Tarihi İle Bağlantılı Olarak, İmparatorluk Majesteleri Büyük Prens Konstantin Nikolaevich Alayının Gürcü Birliklerinin Askeri Tarihi", Type. Molikova ve Co, Tiflis 1865 - "Военная исторiя Грузинскаго гренадерскаго Его Императорскаго Высочества Великаго Князя Константина Николаевича полка, въ связи съ исторiей Кавказской войны", Тип. Моликова и Ко, Тифлис 1865г." ).

* “Kuzey Kafkasya'nın Kuban bölgesi yakınlarındaki yüksek dağlarda, ovalarda ve meskun bölgelerde, Ruslar tarafından fethedilmeden önce Çerkes kabileleri veya başka deyişler Adığeler yaşıyorlardı" ( A. F. Schweiger-Lerchenfeld, "Dünyadaki Tüm Halklar Arasında Kadın: Hayatı, Ahlaki Değerleri ve Sosyal Statüsü.", 1885, 668 s. - А.Ф. Швейгер-Лерхенфельд , "Женщина. Ее жизнь, нравы и общественное положение у всех народов земного шара". Пер. с нем — Спб., 1885 г, 668 с ).

* “Çerkesler kalabalık ve asil bir halktır .. Çerkeslerin şu anda bilinen hiçbir dile benzemeyen özel dilleri tüm halkların dillerinden farklıdır. Ama Abhazlarinkine biraz benziyor. Kendilerine Adığe diyorlar; ama Türkler ve Tatarlar onlara Çerkaslar, Gürcüler Çerkesler, Osetliler veya daha doğrusu Osslar onlara Kazak ( Казах ) diyorlar." ( Debu I., Kafkas Halkları Hakkında Çeşitli Tarihsel Yorumlar, Anavatan Notları, 1821 - ( Дебу И. Разные исторические замечания относительно народов, соседственных Кавказской линии // Отечественные записки, 1821" ).

* "Kendilerine 'Adığe' diyen Çerkeslerin adı, Farsça 'serkesh' ( 'серкеш' ) kelimesinden geliyor... ve asi, özgür anlamına geliyor." ( Savelyev E.P. 'Kazakların Eski Tarihi' - "Савельев Е.П. 'Древняя история казачества' " ).

* “Pliny'nin Kafkas halklarından biri olarak bahsettiği Adığelerin kendilerine 'Adığe' diyen Çerkesler olmaları mümkün... VIII-XII. Yüzyıllarda Rus ve Yunan tarihçiler Çerkeslerden, kendilerine komşu Osetler tarafından verilmiş isimle Kazaklar ( казак ) diye bahsettiler. Araplar onlara Memlükler, Gürcüler Çerkesler, Tatarlar ve Avrupalılar ise Çerkesler ve Çirkaslar diyorlardı." ( George Ellis. 'Kara ve Hazar Denizi Arasındaki Bölgenin Açıklaması' - Джордж Эллис, 'Описание местностей между Черным и Каспийским морями'" ).

* “Bu yerde, Pontus'a akan Merula ( Мерулы ) nehrine kadar Çerkeslerin veya Zikhlerin ( зихи ) yaşadığı dağlar var. Dağların erişilemezliği umuduyla, ne Türklere ne de Tatarlara itaat etmiyorlar." ( 'Tractatus de duabus Sarmatiis', Matthew Mekhovsky'nin 1517'de yayınladığı tarihi ve coğrafi bir inceleme - "'Tractatus de duabus Sarmatiis', историко-географический трактат Матвея Меховского, опубликованный в 1517 году" ).

* "Adığe veya Çerkes kabilesi Kuban Dağları'ndan Kuban Nehri'nin ağızlarına kadar olan bölgede ve Hazar denizine kadar uzanan Büyük ve Küçük Kabardey'de yaşıyor". ( Alexander Dumas, "Kafkasya'ya Yolculuk" - "Александр Дюма, 'Путешествие на Кавказ' " ).

* "Çerkes dili bilinen diğer bütün dillerden tamamen farklıdır; tamamen saf Çerkes dili Büyük ve Küçük Kabardey'de ve Laba yakınlarında yaşayan Besleney kabilesinde konuşulmaktadır; Kuban'ın ötesinde ve Karadeniz sahilinde yaşayan diğer Çerkes halkları Çerkesçenin lehçelerini konuşuyorlar. Çerkes dilinin telaffuzu, dünyadaki en zor dillerinden biridir ve bildiğim herhangi bir alfabeyi kullanarak içindeki tüm sesleri tam olarak ifade etmek imkansızdır." ( Blaramberg I. F., "Tarihsel Kafkasya'nın Topografik İstatistiksel, Etnografik ve Askeri Tasviri" - "Бларамберг И. Ф., 'Историческое топографическое статистическое этнографическое и военное описание Кавказа' " ).

* "Kendilerini Adige olarak adlandıran Çerkesler, eski zamanlarda Kafkasya'nın batı tarafında ve Kırım yarımadasında yaşadılar ve Yunanlılar tarafından Zikhiler olarak biliniyorlardı." ( "Kafkasya'daki Dağlı Kabilelere Kısa Bir Bakış", Nalçik, 1992, 1858 tarihli Kafkasya Valiliği Matbaası baskısına göre, Tiflis, A. Berje - "Нальчик, 1992 г. - по изданию 1858 г. Тифлис, типография Канцелярии-наместника кавказского, акад. Ад. Берже" ).

* “Bu halkın Yunanca adı, tarihçiler tarafından Yashigi, Yatsigi, Azigi, Yazigi ve Zikhi, Zikhi, Zigi, bazen Sigi, hatta Tsigi, Tsingi ve Tsikhi olarak ( Ясиги, Яциги, Азиги, Языги и Зыхи, Зихи, Зиги, а иногда и Сиги, даже Циги, Цинги и Цихи ) tercüme edilir. Bu tam doğru değil. Yunanca alfabesinde ilk harf A'nın ardından Zeta gelirse 'dz' olarak telaffuz edilir. Bu ismin Rusça'da doğru telaffuzu, Adigi veya Adzigi'dir ( Адзиги или Адиги ). Bu, Çerkeslerin bugün kendilerine verdikleri isimdir." ( "Kazakların Eski Tarihi", Evgraf Petrovich Savelyev - "'Древняя история казачества'", Савельев Евграф Петрович" ).

* “Kerket ( керкет ) kelimesinin, Adığelere Rusların ve diğer halkların verdikleri Çerkes isminin kökeni olduğunu görmek kolaydır." ( L. G. Lopatinsky, 10 Mart 1891 Tiflis, "Genel Olarak Adığe Halkı ve Özel Olarak Kabardeyler Hakkında Notlar" - Л. Г. Лопатинский, 10-го марта 1891 г. г. Тифлис. "'Заметки о народе Адыге вообще и Кабардинцах в частности' " ).

* "Çerkesler kendilerine Adığe diyorlar, ama bizim tarihimizde muhtemelen Osetlerden ödünç aldığımız Kasoglar ( касог ) olarak geçiyorlar... Çerkes kelimesinin büyük olasılıkla eski coğrafyacıların ( Skilax, Strabon, Pliny ) Karadeniz'in Kafkas kıyılarında yaşayanlara verdikleri isimle: Kerket ile ( керкет ) bir ilişkisi var. Kafkasya'da koloniler kuran Ceneviz tüccarlarının Kerket'i, Circassi ( circassi ) olarak kullandıklarını, Türkçedeki Çerkes'in buradan çıktığı ve bütün Avrupa ile Asya'ya yayıldığını, düşünmek için yeterince sebep var." ( E. G. Weidenbaum. "Kafkas Eskizleri", Tiflis, 1901 - 'Е. Г. Вейденбаум, 'Кавказские этюды' Тифлис, 1901" ).

* "Tüm dilbilimcilerin fikir birliği ettikleri gibi, eski yazarların ( Pliny, Strabon vb.) "Kerketler" olarak adlandırdıkları, daha sonra "Çerkesler" olarak bilinen halk, modern Çerkeslerden başkası değildir" ( Krupnov E. N. "Kabardey Antik Tarihi ve Kültürü. M., 1957. - "Крупнов Е. Н. 'Древняя история и культура Кабарды'. М., 1957" ).

* "'Kerket' kelimesi, Kabardino-Shapsug fonetiğine dayanmaktadır. Bu terimi Gürcü diline taşıyan Megrelcenin özel telafuzu nedeniyle 'Kerket'in 'Çerkes'e dönüşmüş olması çok doğal". ( İ. Lavrov, "Abaza, Çerkes, Karaçay, Balkar Kültürü Üzerine Seçilmiş Eserler" - "И. Лавров, 'Избранные труды по культуре абазин, адыгов, карачаевцев, балкарцев'" ).

* "Çerkesya'nın sakinleri veya Çerkesler kendilerine ve ülkelerine Adığe; Türkler ve Tatarlar, Çirkas; Gürcüler Çerkes; Ruslar, Çerkes; Almanlar, Çerkes ve Osetliler, Kazak ( Казах ) diyorlar, ki bu, belki de İmparator Konstantin zamanında yaygın bir isimdi" ( Johann Anton Gildenstedt, "Kafkasya'ya 1770-1773'te Seyahat" - "Иоганн Антон Гильденштедт, "Путешествие по Кавказу в 1770-1773 гг." ).

* "Küçük Asya'nın kuzeydoğu kesiminde, Hitit-Nesite döneminde, Kashkolar ( кашко ) önemli bir rol oynadılar. Çerkeslerin-Adığelerin aşiret ismine yakın olan Kashko ( kaška ), eski Rusça, eski Gürcüce, Arapça kaynaklarda kosog, kašag, kešag diye geçer". ( G. A. Melikishvili. Nairi-Urartu. TB., 1954 - "Г.А. Меликишвили. Наири-Урарту. Тб., 1954" ).

*- "Burada Çerkesler olarak bilinen halk, kendilerine Adığe diyorlar..." ( Felitsyn E. D. "XVII. Yüzyılda Batı Kafkas Dağlıları ve Nogaylar". - "Фелицын Е. Д. 'Западно-Кавказские горцы и ногайцы в XVII' " ).

* "Çerkeslerin adı onlara çevrelerindeki halklar tarafından verildi; onlar kendilerine her zaman Adığe dediler." ( "Ansiklopedik Sözlük", FABrockhaus ve IAEfron. - 'Энциклопедический словарь' , Ф.А.Брокгауза и И.А.Ефрона" ).

* "Karadeniz'in doğu kıyısında, Anapa'dan Saşe ( Саше ) nehrine kadar, iki kabile yaşıyor: Natuhaylar ve Shapsughlar. Bunlar burada Çerkesler olarak biliniyorlar ve onlar kendilerine Adığe diyorlar. Saşe'den İngur'un ağzına kadar deniz kıyısında ise Abazinler yaşıyorlar, onlar kendilerine "absasua" ( абсасуа ) diyorlar. ( Tornau F.F. "Bir Kafkas Memurunun Anıları" - "Торнау Ф.Ф. 'Воспоминания кавказского офицера' " ).

* "Çerkes dili asıl adı Adığe ( Adij-Адиж ) olan Çerkesler veya Çirkaslar tarafından kullanılıyor. Zyges Strabonovs, Zuchoi Peripla Arrionov, Sychen, Zyches veya Zeches gibi Bizans yazarlarının da özü gibi görünüyorlar. Zikhler veya Çerkesler, Orta Çağ'da Don nehrinin ağzından Kimmerya Vospora'sına kadar tüm Azak denizi kıyılarında yaşıyorlardı. Şu anda Çerkesya'daki en kalabalık halk." ( Adrian-Andriano Balbi, 1782-1848, "Kafkas Ülkesinin Dilleri Hakkında" - "Адриан-Андриано Бальби, 1782–1848, 'О языках страны Кавказской' " ).

* "Çerkesler, özellikle Pyatigorsklar, burada çok sayıda yaşayan, Tatarlar olarak görülmek istemiyorlar. Görünüşe bakılırsa Tatarlara da benzemiyorlar... Çerkesler çok farklı aşiretler... Dağlarda yaşıyorlar, saçlarını kazıyorlar... Pyatigorsk Çerkesleri veya 'beş dağın Çerkesleri' Kırım Tatarlarını çevreleyen dağlarda yaşıyorlar. Tatar olduklarına dair hiçbir kanıtım yok. Yüzleri ve vücutları beyaz, bu onların farklı ırktan insanlar olduklarını gösteriyor." ( Nikolaas Witzen, "Moskova'ya Yolculuk, 1664-1665. - "'Путешествие в Московию', 1664—1665, Николаас Витсен" ).

* "Bu Çirkasler kendilerine Adığe diyorlar. Yunanlılar ve İtalyanlar onlara Tsikhler ( цих ), Ruslar Yasa ( яса ) diyorlar. As adıyla da biliniyorlardı. Şu anda bile Taman ve diğer adalarda yaşayanlar Ruslar arasında Yasa olarak biliniyor. Tatarlar onlara Adalar ( адалар ), Türkler Kara-Çerkesler diyorlar. Ada, Agyani, Boshadukh, Hatukai, Kemerguy, Beslini ( ада, агьяни, бошадух, хатукай, кемергуй, беслини vb ) gibi farklı kabilelere ayrılırlar. Soylular, vasallar ve köleler olmak üzere üç sınıf var. Kabileler arasında birbirinden çok az farklı lehçeleri olan bir dil konuşurlar. Her iki Kabardey'de de konuşulan dil; akraba bir dil olsa da, Abhazca'dan neredeyse tamamen farklı. Genelde, dünyadaki herhangi bir dil ile hiçbir ilişkisi yok. Çok gırtlaklıdır, ancak nahoş değildir." ( Tanu'ya Seyahat. Tana XIV-XV Yüzyılların Tarihi... Jehoshaphat Barbaro. - "Путешествие в Тану. История Таны XIV-XV вв... Иосафат Барбаро" ).

* "Biz Avrupa'da bu halkları Çerkesler ortak adı altında tanıyoruz. Ruslar onlara Çerkes ( черкесы ) diyorlar. Osetliler ve Mengreller 'kezekhler' veya 'Kazaklar' ( 'кезехи' veya 'казахи' ) diyor. Bizans tarihçilerinin kullandığı 'Kazak' adını anımsatıyor. İlginçtir ki, Çerkesler kendilerine Adığeler ( адыги ) diyorlar. Antik çağ tarihçilerinin bize bıraktıklarında bu ismin izlerini bulamıyoruz. Çerkeslerin adı muhtemelen 'Kerket'ten geliyor." ( "Skassi R., Bay Scassi'nin 1816'da sunduğu Çerkesya Üzerine Notlar'dan Alıntı" ).

* "Çerkesler veya Kabardeyler, genellikle, fizikleri güzel, güçlü insanlar; cesur, yorulamaz, hünerli, kibirliler; hem at sırtında hem de yayan çok iyi silah kullanıyorlar... Çerkesler iyi yapılı, ince ve güzel, etkileyici bir yüze ve gururlu bir görünüme sahipler... ( Reyneggs J., "Kafkasya'nın Genel Tarihsel ve Topografik Tanımı" - "Рейнеггс Я., 'Общее историко-топографическое описание Кавказа'" ).

Kaynak: Ranews veya AdığeRu

Sanırım uzattım, ama gerekliydi.

Binlerce yıllık kaynaklardan yaptığım bu alıntılardan da görebileceğiniz gibi ( inanın daha yüzlerce-binlerce böyle kaynak var ) "Çerkes" ve "Adığe" bir ve aynı halka verilen bir isimdir.

Hem de binlerce yıldır.

Yani "biz kendimize hep Adığe dedik, Çerkes bizim ismimiz değil", "bütün Kuzey Kafkas halklarına Çerkes denmiştir" gibi söylemlerin hepsi uyduruktur. Sadece bir projeye hizmet eden söylemlerdir.

Biz, gücümüz yettiğince gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz.

Hatko Schamis

14. 01. 2021

 

 

 

 

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası