osmanlı döneminde kurulan rasathaneler / Takiyüddin Efendi’nin rasathanesinin başına ne gelmişti? - Tr

Osmanlı Döneminde Kurulan Rasathaneler

osmanlı döneminde kurulan rasathaneler

Osmanlı İmparatorluğu'na bilimsel astronomi, 'de Semerkand Rasathanesi'ni karan Uluğ Bey'in öğrencisi Ali Kuşçu'yla geldi. Fatih Sultan Mehmet'in Ayasofya medresesi müderrisliğine atadığı Kuşçu, Fatih Külliyesi'nin ders programlarını Molla Hüsrev'le birlikte hazırlayarak astronomi ve matematik dersleri verdi, İstanbul'un enlem ve boylamını ölçüp çeşitli güneş saatleri yaptı.

Kuşçu'nun 'te ölümünden sonra uzun bir süre ara verilen astronomi bilimi, 'de III. Murat'la ilk rasathanenin kurulmasıyla Osmanlı'da tekrar ele alındı.

Kopernik'in teorisini geliştiren Tycho Brahe, Danimarka'da Uraniborg Rasathanesi'ni kurarken, uzun süredir bu alanda çalışmaların yapılmadığı Osmanlı İmparatorluğu'nda da bir yıl sonra padişahın izniyle Mısır Medresesi müderrislerinden Takiyüddin tarafından ilk rasathane kuruldu.

İstanbul'da İslâm medeniyetinin son büyük rasathanesi olarak Takiyüddin er-Râsıd'ın Sultan III. Murad'ın ve Sadrazam Sokullu Mehmed Paşa'nın desteğiyle yılında inşaatını başlattığı rasathane tamamlanıp hemen faaliyete geçti.

Osmanlı sultanı III. Murad'a bir rasathane kurma fikrini, Kahire'den İstanbul'a göçen bilgin, Takiyüddin Muhammed b. Ma'rûf er-Rassâd verdi. Birçok değişik bilim alanıyla da uğraşmış olan bu astronom, eskimiş astronomik çizelgelerin verilerini yeni gözlemler yardımıyla güncellemeyi amaçlamış ve büyük ebatlı yeni aletlerden daha iyi gözlem sonuçları almayı umuyordu. Takiyüddin bu hedefi, Arap-İslam bilimlerinin duraklama başlangıcı olarak görülen bir dönemde muhaliflerinin kıskançlıkları ve cahillikleri sebebiyle gerçekleştiremedi.

DÖNEMİNİN EN ÖNEMLİ GÖZLEMEVİ

Takiyüddin, Galata Kulesi'nde elverişsiz şartlarda yaptığı kişisel çalışmalarından sonra Tophane sırtlarında o yüzyılın neredeyse en önemli gözlemevlerinden birini kurdu. Kütüphanesi de bulunan gözlemevinde Takiyüddin, kendinden önce kullanılan aletleri küçülterek yapmanın yanı sıra yeni aletler de icat etti.

Schweigger, İstanbul Rasathanesi'nin birçok aletinden bahseder. Bu aletler arasında bir yeryüzü ve bir gök küresi de bulunur. Takiyüddin bu aletleri imal etmek için yaklaşık yedi yıla ihtiyaç duymuştu.

Ay ve Güneş gözlemleriyle birlikte diğer gezegenlere ilişkin gözlemler de yapan Takiyüddin, güneş ve mekanik saatler tasarladı, saati bir gözlem aracı olarak kullandı.

RASATHANENİN İLK BİLİMSEL ÇALIŞMALARI

11 Eylül 'den itibaren İstanbul'un gökyüzünde bir ay kadar görünen kuyruklu yıldız da Takiyüddin tarafından izlendi. Bu gözlem rasathanenin ilk bilimsel çalışmaları arasında yerini aldı.

Takiyüddin o zamana göre oldukça ileri teknik ve hesaplamalar kullanarak gözlemlerde bulundu. Örneğin; Ekliptik ile ekvator düzlemi arasındaki açıyı bugünküne çok yakın şekilde 23 derece 28' 40''olarak hesapladı. Yapılan gözlemler not edilip bu konuda önemli eserler oluşturuldu. Araştırmacılar, Takiyüddin ile aynı dönemde yaşamış Danimarkalı astronom Tycho Brahe'den daha net ve daha kesin gözlemler yaptığına işaret ederler.

İstanbul Rasathanesi'nde Güneş parametrelerinin hesaplanması için yeni bir metot geliştiren Takiyüddin, sabit yıldızların enlem ve boylamlarının tespitinde ise Venüs gezegeni, Aldebaran ve Spica Virginis adlı iki yıldızı kullandı. Yapılan çalışmaların gerçeğe en yakın sonuçlar verildiği görülür.

Takiyüddin, padişaha kuyruklu yıldızların İran ordusuna karşı galibiyetinin habercisi olduğu yolunda kehanette bulunurken, 'de veba salgınında insanların ölümü üzerine Şeyhülislam Ahmet Şemseddin Efendi'nin sultana mektup yazarak verdiği fetva verdi. Şeyhülislam bu fetvasında "Gözlem yapmak uğursuzluktur, gözlemevleri bulundukları ülkeleri felakete sürüklerler. Göklerin gizemini (esrar-ı felekiye) aydınlatmaya saygısızca yeltenmenin korkunç sonuçları herkesçe bilinir. Bu işe girişen hiçbir ülke yoktur ki, bayındır iken harap ve devlet teşkilatı yerle bir olmasın." Der. Bunu üzerine rasathane 21 Ocak 'da Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa tarafından top ateşiyle yıkıldı. Ancak Takiyüddin ölümüne kadar kendi imkânlarıyla astronomi çalışmalarını sürdürdü.

TAKİYÜDDİN KİMDİR?

Doğum tarihi hakkında farklı görüşler olsa da yılında Şam'da doğduğu birçok araştırmacı tarafından kabul edilir. Takiyüddin, ilköğrenimini Mısır'ın sayılı âlimleri arasındaki müderris olan babasından aldı. Şam ve Mısır'da aldığı eğitimler sonucunda bilimsel kişiliği gelişti. yıllarında ailesinin İstanbul'a göç etmesinden dolayı Takiyüddin eğitimine burada devam etti. Takiyüddin, eğitimini 16 yüzyıl Osmanlı devrinin en ünlü hocalarından Çivizâde Mehmed Efendi, Ebussuûd Efendi, Kutbüddinzâde Mehmed Efendi ve Saçlı Emîr'in yanında tamamladı.

Mısır'a giderek Kahire'de Şeyhûniyye ve Sargatmişiyye medreselerinde müderrislik yaptı. Semiz Ali Paşa'nın sadrazamlığı döneminde tekrar İstanbul'a geldiğinde Edirnekapı Medresesi'ne müderris tayin edildi.

Çalışmalarının sonuncunda farklı bilim alanlarında eserler ortaya koyan Takiyüddin; 16 yüzyılda çağın astronomu, matematikçisi, fizikçisi olarak dönemine damga vurmuş bir bilim insanı olarak anıldı. itibariyle çalışmalarına İstanbul'da devam ettirdi.

II. Selim tarafından Müneccimbaşı olarak atandı. yılı itibariyle çalışmalarını ve gözlemlerine İstanbul'da rasathane olmaması sebebiyle Galata Kulesi'nden yaptı.

Osmanlı sultanı III. Murad ve Sadrazam Sokullu Mehmed Paşa'nın desteğiyle kurulan İstanbul rasathanesinin başına getirildi. Büyük ebatlı yeni aletlerle daha iyi gözlemler yapmayı amaçlayan Takiyüddin, dönemin muhaliflerinin siyasi kıskançlıkları nedeniyle nu isteklerini yerine getiremedi.

Rasathanenin kurucusu Takiyüddin, rasathanenin yıkılmasından yaklaşık beş yıl daha yaşadıktan sonra yılında vefat etti.

OSMANLI'NIN İKİNCİ RASATHANESİ

Osmanlı döneminde ikinci rasathane astronomi rasathanesi olarak değil, meteoroloji merkezi olarak kuruldu. Bu merkezin kurulmasından önce, Tanzimat'tan () başlayarak çeşitli tarihlerde, İstanbul, İzmir, Trabzon, Tekirdağ, Merzifon gibi şehirlerde gerek özel mahiyette gerek hükümet emrinde olmak üzere yabancılar tarafından birçok hava gözlemi yapıldı.

Bilinen ilk sıcaklık ölçümleri ise Galata'da St. Benoit Manastırı'nda Rahip Dalmas tarafından tarihleri arasında yapılan meteorolojik gözlem oldu.

'de Fransız hükümetinin tavsiyesi üzerine, hava tahminlerinin telgrafla belirli merkezlere iletilmesi için Rasathane-i Amire kuruldu. Avrupa'nın önde gelen fabrikalarından aletler satın alındı ve gözlemevi ilk başta Pera'da, 74 metre yüksekliği olan bir tepenin üzerinde faaliyete geçti.

Rasathanenin ilk müdürü, Osmanlı İmparatorluğu'nun telgraf şebekesini yenilemek için gelen Aristide Coumbary oldu. Coumbary, rasathanenin kuruluşundan beş yıl sonra 'te Viyana'da düzenlenen ilk uluslararası meteoroloji kongresinde Türkiye'yi temsil etti.

Fransa'daki Milli Meteoroloji Merkezi'yle aynı sistemde çalışan Rasathane-i Amire 'de merkez istasyona bağlı imparatorluk genelinde kurulan 12 istasyondan gözlem yaptı.

II. ABDÜLHAMİD SİSMİK ÖLÇÜM YAPTIRDI

'de dünyada ilk kez deprem dalgalarının aletsel kayıtlarının yapılmasından bir süre sonra, 10 Temmuz 'te büyük İstanbul depremi yaşandı. İmparatorluk topraklarında sismik istasyon ve deprem konusunda uzman olmadığından, bu depremin sismik kayıtları yapılamadı.

İstanbul'daki büyük depreminin bilimsel bir şekilde araştırılmasını isteyen II. Abdülhamid Atina Rasathanesi Müdürü D. Eginitis'i İstanbul'a davet etti. Rasathanede depremle ilgili sismik ölçüm araçlarının eksik olduğu anlaşılınca, İtalya'dan alınan sismografların biri Rasathane-i Amire'ye, diğeri ise Abdülhamit'in ikametgâhı olan Yıldız Sarayı'na yerleştirildi.

Rasathanede çalışan Roma Rasathanesi Deprem Müdürü İtalyan sismolog G. Agamennone, imparatorluğun hemen her yerindeki demiryolları, limanlar ve telgraf ofisleri, il hükümet vekâletleri ve yabancı konsolosluklarda gözlemcilerden oluşan geniş bir ağ kurdu.

Bu gözlemler ağı, Agamennone'un 'de İstanbul'dan ayrılmasından sonra kısa bir sürede çöktü.

Osmanlı imparatorluğunda, meteoroloji gözlemlerinde olduğu gibi, sismik gözlemler de resmi makamlar dışında ülkedeki yabancılar tarafından yapıldı. Her ne kadar meteoroloji rasathanesi olarak kurulmuş olsa da eldeki evrak ve basılı eserlerden Rasathane-i Amire'nin astronomi ve sismoloji rasathanesi olma çabaları içinde olduğu da anlaşılıyor.

Rasathane 'da, kâtip Bedii Bey tarafından Maçka'da, Topçu Okulu'nun karşısındaki telgrafhaneden sismograflarının bulunduğu odaya taşındı.

31 MART'TA TAHRİP EDİLDİ

'deki 31 Mart Vakası sırasında ayaklananlar gözlem aletleri ve sismograflarla birlikte rasathaneyi tahrip etti. 31 Mart Vakasının ardından 21 Haziran 'da Türkiye'de astronomi ve jeofizik çalışmalarının öncülerinden biri olan Fatin Gökmen yeni kurulacak rasathanenin müdürlüğüne getirildi.

Fatin Gökmen rasathanenin kuruluşu için bugünkü Vaniköy üzerindeki İcadiye tepesini uygun gördü. 31 Mart Vakası'nda tahrip edilen Maçka'daki Rasathane-i Amire'den sağlam kalabilen iki deniz kronometresi, eski bir geçiş aleti, ufak bir teodolit ve iki elektrikli duvar saati de yeni kurulan rasathaneye verildi. 1 Temmuz 'den başlayarak, meteoroloji faktörlerinin sürekli ve sistematik bir biçimde ölçüm ve kaydına başlandı.

Meteoroloji gözlemlerinin yanı sıra astronomi gözlemleri de yapmak için 'de Carl Zeiss Jena firmasına sipariş edilen büyük ekvatoryal dürbün ancak Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra, 'te rasathaneye getirildi.

Rasathanenin meteoroloji birimi, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün 'da düzenli gözlemlere başlanmasına kadar ülkede meteoroloji ile ilgili gözlem ve tahmin yapan tek kuruluş olma unvanını korudu.

EKVATORYAL DÜRBÜNLE GÜNEŞ AKTİVİTELERİ İZLENDİ

Cumhuriyet döneminde önemli değişiklikler geçirerek bugünkü halini alan Rasathane-i Amire'ye, 'da Kandilli Rasathanesi ve 40'lı yıllarda da "Kandilli Astronomi ve Jeofizik Rasathanesi" adı verildi.

Cumhuriyet hükümeti inşaat, tesisat ve alet alımı için her yıl yüklü miktarda para vererek kurumun gelişme yolunu açtı. 'te İstanbul'a gelen ekvatoryal dürbün için sağlanan tahsisatla 'da dürbün binasının temelleri atıldı ve atölye ile kütüphane binaları tamamlandı.

'de deprem binası tamamlandı, ancak ekvatoryal dürbünün yerleştirilmesi ve dürbün binasının hizmete açılması 'te mümkün odu.

12 odadan oluşan bu binada sürekli olarak güneş aktivitesine yönelik güneş leke gözlemleri yapıldı.

'te bitirilen sismoloji binası ve laboratuvarında da sismograflar yerleştirilerek deprem kayıtlarına başlandı. Bu tarihi bina 'da müze olarak tekrar düzenlendi.

'da yıktırılan eski meteoroloji binasının yerine ihtiyaçları karşılayacak yeni bir kule ile bina inşa edildi ve gözlem aletlerinin bulunduğu bahçe yeniden düzenlendi. Kandilli Rasathanesi kuruluş yıllarından itibaren uluslararası yöntemlere uygun olarak meteoroloji gözlem ve kayıtları yaptı.

YILLIK DÜRBÜN

Yine meteoroloji gözlemlerinin yapıldığını, ardından 'de sipariş verilen astronomi dürbünün ise 'te Türkiye'ye geldi. Dürbün binasının yapılmasının ardından da astronomi rasatlarının başladı ve sismik cihazların da yenilendi. Böylece astronomisi servisinin kurulduğunu ve manyetik ölçülerin başladığını anlattı.

'te gelen astronomi dürbününün faaliyetlerine 'de başladı. 'den beri kesintisiz olarak güneş lekeleri gözlemleniyor. Işık kirliliği, çok fazla şehirleşme nedeniyle gece rasat yapmak bilimsel anlamda sağlıklı olmuyor. Bu yüzden Güneş lekeleri ve güneşteki patlamaları gözlemleniyor ve bunlar uluslararası bilim camiası ve veri merkezleriyle eş zamanlı olarak paylaşılıyor.

'DEN SONRA ENSTİTÜ OLDU

Kandilli Rasathanesi en önemli gelişme dönemine, 'ten sonra modern bina ve tesislerinin tamamlanmasıyla girdi.

Kandilli Rasathanesi 'ye kadar çalışmalarını İstanbul Üniversitesi'nin Heyet (Astronomi) ve Fizik Enstitüsü'nün çalışmalarına paralel olarak yürüttü. Yurtdışı bilim insanlarıyla geliştirilen ilişkiler, rasathaneye kurulan laboratuvarlar ve satın alınan modern aletler, güneş fiziğinin özelliklerini ortaya koyacak çalışmaların oluşmasını sağladı.

Özellikle 'den sonra rasathanede yapılan çalışmalar önemli yabancı bilim dergilerinde yayımlanmaya ve yabancı bilim insanları tarafından referans gösterilmeye başlandı.

Faaliyetlerini 'ye kadar Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Müdürlüğü'ne bağlı olarak yürüten Kandilli Rasathanesi, Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde "Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü" adı altında rektörlüğe bağlı bir enstitüye dönüştürüldü.

Deprem mühendisliği, Jeodezi ve Jeofizik anabilim dalları, manyetik laboratuvarı bulunan rasathanede, Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi, Belbaşı Nükleer Denemeleri İzleme Merkezi ile İznik Deprem Zararlarını Azaltma Merkezi bulunuyor, astronomi ve meteoroloji laboratuvarı yer alıyor.

İlk hedefi depreme yönelik çalışmalar olan enstitü, deprem konusunda gözlem, eğitim, araştırma ve uygulama faaliyetlerini tek bir bünye altında toplayan ilk kuruluş olma özelliğini kazanıyor.

Rasathane bünyesinde, 'de de İstanbul Deprem Acil Müdahale ve Erken Uyarı Sistemi kuruldu.

T.C. ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI
Meteoroloji Genel Müdürlüğü


Osmanlı İmparatorluğu Zamanında

a. Tanzimata Kadar

Ülkemizde Selçuklular ve Osmanlılar döneminde rasathaneler kurulmuş olmasına rağmen, bunlar daha ziyade astronomik gözlemler yapmışlardır. Bunlardan Ali Kuşçu ve Uluğbey'in kurduğu rasathaneler en tanınmışlarıdır. Türklerde astronominin en fazla geliştiği dönem Semerkant ekolü diye bilinen Uluğbey dönemidir(). Yüksek matematiğin Anadolu'ya girmesi de bu döneme rastlamaktadır. Semerkant'ta Bursalı Kadızade-i Rumî'nin öğrencilerinden Şirvanlı Fethullah, Kastamonu'ya gelerek orada astronomi ve geometri okutmaya başlamıştır.

İstanbul'a ilk yerleşen Türk astronomu ise Ali Kuşçu'dur. Ali Kuşçu Uluğbey'le beraber çalışmış onun ölümünden sonra Uzun Hasan'ın hizmetine girmiş ve elçi olarak Fatih Sultan Mehmet'e gönderilmiştir. Fatih Ali Kuşçu'nun bilgisine hayran kalmış ve kendisini Ayasofya medresesine müderris yapmıştır. Ali Kuşçu, Türk tarihinde ilk matematik ve astronomi profesörüdür. Ali Kuşçu'nun ölümü ile astronomi çalışmaları yarıda kalmıştır.

Ali Kuşçu'nun ölümünden yaklaşık yüz yıl sonra, Osmanlı İmparatorluğu'nda astronomi ve meteoroloji alanında önemli bir çalışmaya rastlanmaktadır. yılında Takiyettin bin Mehmet bin Ahmet Efendi tarafından bir rasathane kurulmuştur. Aslen Şamlı olan Takiyettin (), Şam ve Kahire'de öğrenim gördükten sonra bazı medreselerde müderrisliklerde bulunmuş ve III. Murat zamanında İstanbul'a gelmiştir. İstanbul'da III. Murat'ın hocası Hoca Sadettin Efendi ve Ali Kuşçu'nun torunu Kutbettin ile tanışarak kendini astronomiye vermiştir. Müneccimbaşı Mustafa Çelebi'nin ölümü üzerine Hoca Sadettin Efendi'nin yardımı ile müneccimbaşılığa atanmıştır. Takiyettin Mehmet yılında tüm masrafları hazineden karşılanmak üzere Fransız Büyükelçiliği ile Tophane arasındaki sırtta bir rasathane kurmuştur. Fakat bu rasathanenin de ömrü kısa sürmüştür.

b. Tanzimattan I. Dünya Savaşı'na Kadar

Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimatla birlikte çeşitli yerlerde değişik tarihlerde meteorolojik rasatlar yapılmaya başlanmıştır. İstanbul, İzmir, Kudüs, Trabzon, Tekirdağ, Merzifon gibi Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli yerlerinde gerek özel gerekse devletin emrinde olmak üzere yabancılar tarafından birçok meteorolojik rasat yapılmıştır. Kayıtlı en eski rasatlar İstanbul'da Saint-Benois ve Bebek'te bulunan yabancı okullarda yapılan rasatlardır. yılları arasında yapılan bu rasatlarda sıcaklıklar ölçülmüştür. Daha sonra yılları arasında İstanbul, İzmir, Trabzon, Kayseri, Bursa, Sakız, Erzurum, Erivan ve Musul'da diğer iklim elemanlarını da içeren rasat kayıtlarına rastlanmaktadır. Haydarpaşa İngiliz Mezarlığı'nda Mr. W.H. Lyne ise yılları arasında gözlemler yapmıştır. Yabancı okullar arasında Amerikan Kolejleri (Merzifon, Malatya, Harput, İzmir, Tarsus) de bazı rasatlar yapmışlardır. Ayrıca Erenköy'de Thomson Çiftliği'nde () yapılan rasatlar yılında Prof. Dr. Antal Réthly tarafından yayınlanmıştır. Büyükdere'de yılları arasında yapılan rasatlarda ise sıcaklık, basınç, nem ve yağış bilgileri yer almaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu'nda meteorolojinin kurumsallaşma çalışmaları yılında Kandilli Rasathanesi'nin kurulması ile başlamış ve bu kurumsallaşma Cumhuriyet Türkiye'sinde tamamlanmıştır. Kandilli Rasathanesi, Fransız Hükümetinin tavsiyeleri üzerine İstanbul'da Rasathane-i Amire ismi ile kurulmuş ve bu kuruluşun ilk sorumlusu da Aristide Coumbary olmuştur.

yılından itibaren elde edilen rasat sonuçları ve imparatorluğun diğer yerlerinden alınan bilgiler yayınlanmıştır. Bu dönemde; İstanbul, Soulina, Köstence, Varna, Burgaz, Trabzon, Rodos, Kavala, Selânik, Manastır, Valona, Çanakkale, Elbassan, Durazzo, Beyrut ve Fao'da rasatlar yapılmıştır. Dikkat edildiğinde rasat yapılan yerler ticaretin ve limanların olduğu bölgelerdir. yılının son aylarında (Kasım ve Aralık ) İzmir, Diyarbakır ve Bağdat'ta da rasatlara başlanmıştır. Haziran 'da Berlin, Temmuz 'da Petersburg ve Tiflis'in rasat bilgileri de telgraf hatları ile alınmaya başlanmış ve bu bilgiler imparatorluk topraklarında yapılan meteorolojik rasatlarla birlikte değerlendirmeye tabi tutularak tahminler yapılmaya başlanmıştır.

Kandilli Rasathanesi'nin kurulmasından altı yıl sonra Viyana'da toplanan ilk Uluslararası Meteoroloji Kongresi'nde Türkiye de temsil edilmiştir. Bu kongrede; İstanbul, İzmir, Sinop, Bursa, Trabzon ve o zamanlar İmparatorluk toprakları içerisinde bulunan Selânik, Avlonya ve Beyrut'ta birer meteoroloji istasyonu kurulmasına karar verilmiştir.

İmparatorluk içinde Viyana Kongresi kararları çerçevesinde 'te, özellikle de ulaşım ve iletişimin yaygınlaştığı onaltı merkezde meteorolojik rasatların telgrafhane memurları tarafından yapılması yoluna gidilmiştir. Bu merkezlerde günde üç kez elde edilen meteorolojik bilgiler telgrafla İstanbul'da bulunan meteoroloji merkez bürosuna gönderilmeye başlanmıştır.

Bu arada Kandilli Rasathanesi bir yangın sonucu tamamen yanmış ve meteorolojik çalışmalarına son vermek zorunda kalmıştır. 31 Mart Olayı'ndan sonra kurulan Osmanlı Hükümeti'nde Maarif Nazırı (Eğitim Bakanı) olan Emrullah Efendi, 21 Haziran tarihinde bir tezkere ile rasathanenin yeniden kurulması için Fatin Hoca'yı (Prof. Mehmet Fatin Gökmen) görevlendirmiştir. Fatin Hoca, rasathanenin İcadiye Tepesi'ne kurulmasını kararlaştırmış ve Fransız Ulusal Meteoroloji Müdürü Prof. Angot ile yaptığı görüşmeler ile gerekli meteorolojik alet ve cihazları temin ederek 1 Temmuz tarihinden itibaren meteorolojik rasatlar yeniden yapılmaya başlanmıştır. Ayrıca burada İstanbul için yapılan hava tahminleri Posta Telefon ve Telgraf İdaresi ile Demiryolları İdaresi'ne bildirilerek kullanıcıların hizmetine sunulmuştur.

c. I. Dünya Savaşı'ndan Cumhuriyete Kadar

Hava araçlarının gelişmesi, sabit balonların ve uçakların savaşta kullanılması ile bir meteoroloji teşkilâtının kurulmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu teşkilâtı kurma görevi Alman Karargâh-ı Umumiyesi Rasadat-ı Cevviye Teşkilâtı Başkanı Müşavir Hans Hergesell tarafından Prof. Dr. Weickmann'a verilmiştir. 20 Ekim 'te Osmanlı topraklarında kurulacak olan meteoroloji teşkilâtı konusundaki faaliyetler büyük bir hız kazanmıştır. Dr. Weickmann İstanbul'da kalıp işlerin yürütülmesi için gerekli koordinasyonu yaparken, beraberinde getirdiği uzmanlar meteoroloji istasyonlarının kurulacağı yerlere gitmişlerdir. Bütün meteoroloji istasyonları, Alman alet ve cihazları ile kurulmuştur.

İstanbul'daki meteoroloji merkezi Kuruçeşme'de Caferağa Köşkü'nde "Kuvva-i Havaiye Müfettişliği Rasadat-ı Havaiye Müdürlüğü" ismiyle Ağustos 'te faaliyete başlamıştır. L. Weickmann, Osmanlı topraklarında kurulacak olan meteoroloji teşkilâtı için altmış civarında Alman uzmanı da beraberinde getirmiştir. Gelen uzmanlar, kurulacak teşkilâtın ilk elemanlarını oluşturmuşlar ve yanlarına Osmanlı Ordusu'nda yedek subay olarak görev yapan Türkler seçilerek Rasadat-ı Havaiye Müdürlüğü'nde göreve başlamışlardır. Ordudan seçilen yedek subaylar İstanbul'da Osmanlı-Alman Genel Karargâhı'nda meteoroloji alanında eğitime tabi tutulmuşlardır. Genel Karargâh'taki eğitimde Fatin Gökmen de dersler vermiştir. Eğitimlerini tamamlayan yedek subaylar Almanlar tarafından kurulan Edirne, Gelibolu, İzmir, Sevdiköy, Zonguldak, Sinop, Ankara, Eskişehir, Konya, Sivas, Diyarbakır, Adana, Brumana, Beyrut, Kudüs ve Musul meteoroloji istasyonlarında göreve başlamışlardır. Bu merkezlerden elde edilen bilgiler ile Osmanlı İmparatorluğu'nun müttefiki olan Bulgaristan, Avusturya-Macaristan ve Almanya'dan şifreli şekilde alınan gözlemler Kuvva-i Havaiye Merkez Şubesi olan İstanbul Vaniköy'de haritalara işlenerek tahminler yapılmıştır.

Her istasyonda gözlem için barometre, barograf, psikrometre, termograf, higrograf, azami ve asgari termometre, plüviyometre ve anemometre bulunmaktadır. Ayrıca Vaniköy, Edirne, Gelibolu, Sevdiköy, Adana ve Kudüs'te yer seviyesinden metreye kadar yüksek seviye rüzgar ölçümleri yapılmıştır. Bunun için yüksek seviye sondaj aleti ve teodolit bulunmaktadır.

İstanbul için yapılan hava tahminleri Posta, Telefon ve Telgraf İdaresi ile Demiryolları İdaresi'ne bildirilerek kullanıcıların hizmetine sunulmuştur.

22 - 25 Nisan tarihleri arasında İstanbul'da bir meteoroloji kongresi toplanmış ve bu kongrede Bahriye (Deniz), Harbiye (Savaş), Maarif (Eğitim) ve Ziraat (Tarım) Bakanlıklarına bağlı olarak faaliyet gösteren İmparatorluk içindeki meteoroloji istasyonları bir çatı altında toplanmıştır. Böylece gereksiz yere masraf yapılmasının önüne geçilmesi, Deniz Bakanlığı tarafından kurulmasına karar verilen Kuvvetli Rüzgâr Uyarı Merkezinin, Savaş Bakanlığı Meteoroloji Merkezi ile ortaklaşa çalışmasına karar verilmiştir. Tarım ve Eğitim Bakanlıklarına bağlı olan iklim istasyonlarının bir komisyon oluşturularak, birlikte çalışmaları ve bu komisyonun kuracağı iklim istasyonlarının aynı zamanda Deniz ve Savaş Bakanlıklarının işine yarayan gözlemleri de yapacak meteoroloji istasyonları kurması ve ilgili bakanlıklara bildirmesi karar altına alınmıştır. I. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru toplanan bu kongrede alınan kararlar, savaşın sona ermesi ile hayata geçirilememiştir. Rasadat-ı Havaiye Teşkilâtında görev yapan yedek subay Türk personel ise savaş sonunda terhis edilmiş, bazıları ise esir düşmüştür. Rasadat-ı Havaiye Teşkilâtında görevli yedek subayların terhis edilmesi ile bu teşkilât ortadan kalkmıştır.

Cumhuriyet Döneminde

a. Cumhuriyetin İlânından Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün Kuruluşuna Kadar

Cumhuriyet kurulduğunda meteoroloji alanında sadece Kandilli Rasathanesi miras olarak kalmıştır. Maarif Vekâleti Müdürler Encümeni 19 Ağustos tarihinde aldığı bir kararla Kandilli Rasathanesi'nin bir genel müdürlüğe dönüştürülerek İstanbul Darü'l Fünunu'na bağlanmasını kararlaştırmıştır. Ancak Fatin Hoca, bir rasat merkezi konumunda olan Kandilli Rasathanesi'nin Darü'l Fünun'a bağlanmasına karşı çıkarak ayrı bir rasathane müdürlüğü kurulmasını önermiştir. Bundan sonra Millî Savunma, Tarım ve Bayındırlık Bakanlıkları ayrı ayrı meteoroloji teşkilâtları oluşturma yoluna gitmişlerdir.

Meteorolojik bilgilere duyulan ihtiyaç, kısa sürede ülkenin her tarafında birbirinden bağımsız meteoroloji üniteleri doğurmuştur. İsmet Paşa'nın Başbakanlık yaptığı Cumhuriyet Hükümeti, Türkiye'de meteorolojik çalışmaları yürütmek için Budapeşte Rasathanesi Şube Müdürü Prof. Antal Réthly'i görevlendirmiştir. yılında Türkiye'ye gelen Réthly, ön hazırlıklardan sonra 12 Kasım tarihinde Tarım Bakanlığı'na bağlı olarak Rasadat-ı Cevviye (Meteoroloji Enstitüsü) ismi ile Ankara Etlik'te ilk meteoroloji istasyonunu faaliyete geçirmiştir.

İlk örgütlenme çalışmalarına İstanbul ve Trakya çevresinden başlanmıştır. yılının başında önce Kandilli Rasathanesi'nin çalışmalarını incelemek üzere İstanbul'a gelen Prof. Dr. Antal Réthly, buradan Edirne'ye geçmiş ve orada Ankara'dan sonra ilk meteoroloji istasyonunu kurmuştur. Örgütlenme çalışmalarını yürütmeye başladığında Prof. Dr. Antal Réthly, Ankara'daki çalışmaları yürütmek için de Jòsef Szemiàn'ı görevlendirmiştir.

yılı sonunda Türkiye'nin Batı, Güney, Trakya ve Orta Anadolu Bölgelerinde iklim çalışmaları için gerekli meteorolojik veriler düzenli bir şekilde elde edilmeye başlanmıştır. Yine Prof. Dr. Antal Réthly'nin girişimleri ile 3 Mayıs tarihinde A

Ankara'da kurulan meteoroloji merkezinin inşaatının sona ermesi ile Etlik'teki rasathane, 15 Ekim tarihinde yeni binasına taşınmıştır.

b. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün Kuruluşu

Türkiye'de meteorolojik hizmetlerin tek elden ve düzenli bir şekilde yürütülmesi çalışmaları yılı içerisinde ele alınmıştır. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Direktörlüğü'nün kurulması için oluşturulan komisyon, 11 Şubat 'da Bakanlar Kurulu'na bir kanun tasarısı sunmuştur. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Direktörlüğü'nün kurulmasının gerekçeleri Başbakan İsmet İnönü başkanlığında Bakanlar Kurulu'nda görüşülerek kabul edilmiş ve 30 Kasım tarihinde Başbakanlık Kararlar Müdürlüğü'nün 6/ sayılı yazısı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulmuştur.

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Direktörlüğü'nün oluşturulmasına dair kanun tasarısında şu gerekçeler yer almaktadır:

"Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından önce ülke içinde hava olaylarıyla uğraşan çeşitli istasyon şebekeleriyle çalışan bir kuruluş yoktu. Son on yıl içerisinde ülkemizin hava, iklim bilgilerine olan gereksinim kendini o kadar kuvvetle hissettirmiştir ki, ilk önce 'te Tarım ve Millî Savunma Bakanlıkları iklim ve gözlem teşkilâtı kurmak suretiyle işe başlamışlardır.

Türkiye Cumhuriyeti'nin teknik ve idari birimlerinden her birinin hava ve iklim bilgilerine kuvvetle gereksinim duymalarının nedeni Cumhuriyetin, ülkenin muhtaç olduğu bütün teknik işlerde en açık adımlarla ilerlemekte olmasının ve bu adımları atarken en sağlam teknik esaslara dayanmak lüzumuna inanmasından gelmektedir.

Devletin bütün işlerinin çağdaş ve modern şekillerle yürütülmesi, devletin harcayacağı para ve emeklerden en yüksek randımanı alabilmesi işlerin içeriğine göre hava ve iklime olan ilgilerinin bilinmesine ve iş üzerinde havanın tesirlerinin ve sonuçlarının hesaba katılmış olmasına bağlıdır. Bu nedenledir ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hava gözlem teşkilâtına olan gereksinimi çok açık bir zorunluluk haline gelmiştir.

Çeşitli bakanlıkların şimdiye kadar kurmuş olduğu gözlem istasyonlarının personeli ve malzemeleri yine yukarıdaki sebeplerden dolayı çok noksan olduğu ve bunların yetiştirilmesi, gereksinimlerinin karşılanması para ve olanaklara bağlı olduğundan yeni oluşturulacak olan kurumun tam bir suretle faaliyete geçmesi için üç senelik bir programın yapılması uygun görülmüştür."

Türkiye Büyük Millet Meclisi Tarım Komisyonu 28 Aralık tarih ve 8 sayılı kararıyla, Millî Savunma Komisyonu 5 Ocak tarih ve 15 sayılı kararıyla ve Bütçe Komisyonu da 8 Ocak tarih ve 52 sayılı kararıyla raporlarını TBMM Başkanlığı'na sunmuşlardır.

27 madde ve 10 geçici maddeden oluşan Devlet Meteoroloji İşleri Umum Müdürlüğü Kuruluş Kanunu 10 Şubat tarih ve sayı ile kabul edilmiştir.

sayılı kanun kabul edildikten sonra TBMM Başkanlığı 11 Şubat tarih ve 1// sayılı tezkeresi ile onaylanması için Cumhurbaşkanlık Makamına göndermiştir. Ulu önder Gazi Mustafa Kemâl Atatürk DMİ Umum Müdürlüğü Kuruluş Kanunu'nu 19 Şubat tarihinde imzalamış ve yayınlanmak üzere Neşriyat Müdürlüğü'ne göndermiştir.

c. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün Kuruluşundan Günümüze

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün kuruluşundan ikibuçuk yıl sonra II. Dünya Savaşı patlak vermiştir. Bu Türkiye'nin ekonomik ve insan kaynaklarının büyük bir kısmının savunmaya ayrılmasına neden olmuştur. Meteoroloji Genel Müdürlüğü savaş sırasında Silahlı Kuvvetlerin emrine girmiş ve çalışmalarını da buna göre yürütmüştür.

II. Dünya Savaşı daha oldukça yeni bir kuruluş olan Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü için de büyük bir tecrübe olmuştur.

II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra meteorolojik hizmetlerde de hızlı bir gelişme meydana gelmiştir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü uluslararası işbirliğinin artması sonucu kurulan Dünya Meteoroloji Teşkilâtı'na 31 Mayıs tarihinde üye olmuştur.

Başbakanlığa bağlı olarak hizmet veren Meteoroloji Genel Müdürlüğü 15 Mayıs tarihinde sayılı kanunla Tarım Bakanlığı'na bağlanmıştır. 5 Ocak tarihinde ise tekrar Başbakanlığa bağlanmıştır. Bugün Türkiye'de meteorolojik hizmetleri yürütmekten sorumlu tek kuruluş olan Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün sayılı kuruluş kanunu yılında değiştirilerek sayılı kanunla; kuruluş, görev, yetki ve sorumlulukları yeniden belirlenmiştir. yılında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile Çevre Bakanlığı'na bağlanan Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, 28 Şubat tarihli Cumhurbaşkanlığı tezkeresi ile ve sayılı kanunla Temmuz tarihinden itibaren tekrar Başbakanlığa bağlı bir kuruluş haline getirilmiştir. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün verdiği meteorolojik hizmetlerin ürünleri, 3 Kasım tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Döner Sermaye İşletmesi Yönetmeliği ile ücretlendirilmiştir.

02 Kasım tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ismi Meteoroloji Genel Müdürlüğü olarak değiştirilmiştir.

kaynağı değiştir]

Kuruluşu[değiştir kaynağı değiştir]

İddiaya göre rasathanenin tamamlanmasının üzerinden birkaç ay geçtikten sonra beliren bir kuyruklu yıldız nedeniyle Sultan III. MuradTakiyüddin'den kehanette bulunmasını talep etmiş, o da bu yıldızın bir mutluluk ve saadet devrinin habercisi olduğu tahmininde bulunmuştu. Ancak bunun tam aksine o devirde ortaya çıkan bir salgın hastalığın getirdiği felaket nedeniyle rasathanenin muhaliflerinin sayısında bir hayli artış olmuştu.[11]Takiyüddin gözlemlerine bir iki yıl daha devam edebilmişti.[12] Bazı kaynaklar ise bilime muhalif bir tarikatın yıkım kararının alınmasında etkili olduğunu belirtmektedir.[13]

'de İstanbul'dan izlenen kuyruklu yıldız ve İstanbul planı

İlber Ortaylı'ya göre İstanbul'daki bir depremden sonra halk ayaklanmış ve depremin rasathane yüzünden olduğunu söylemişlerdir. Sarayın önünde büyük gösteriler olmuş, bunun üzerine III. Murat, denizden top atışı ile rasathaneyi yıktırmak zorunda kalmıştır.[kaynak belirtilmeli]

Kimi araştırmacılar[kim?] rasathanenin yıkılmasının gerçek sebebinin bir siyasal çekişme olduğu iddia edilmiştir. Rasathanenin kurulmasına önayak olan Hoca Sadettin Efendi’nin Şeyhülislam Kadızade Ahmet Şemsettin Efendi ile farklı siyasi gruplarda yer alması ve bu gruplar arasındaki çekişmenin yıkıma sebep olduğu sanılmaktadır.[1]

Kullanılan aletler[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası