bir pazar sabahıydı ankara kar altında / Uğurlar Olsun Sözleri - Selda Bağcan

Bir Pazar Sabahıydı Ankara Kar Altında

bir pazar sabahıydı ankara kar altında

&#;Bir pazar sabahıydı, Ankara kar altında&#;

Kadıköylüler, uğradığı saldırı sonucu katledilen gazeteci-yazar Uğur Mumcu için Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlenen anma töreninde ve CHP’nin yürüyüşünde buluştu

Eylül BİROL - Berivan TANRIVERDİ

Kadıköy Belediyesi, katledilişinin yılında Kadıköy halkıyla Uğur Mumcu'yu buluşturdu. Caddebostan Kültür Merkezi'nde bir araya gelen Kadıköylüler, Mumcu'nun arkadaşı gazeteci Ahmet Tan’dan 90'lı yılları ve Uğur Mumcu'yu dinlerken, sanatçı Mehtap Meral de şarkılarıyla gazeteciyi bir kez daha andı.

24 Ocak Cumartesi günü saygı duruşu ile başlayan anma, Kadıköy Belediyesi'nin hazırladığı ve Uğur Mumcu'nun anlatıldığı video gösterimi ile devam etti. Video gösterimi sırasında sadece Uğur Mumcu değil, tek silahları ellerindeki kalem olan ve bu yüzden öldürülen, cinayetleri hâlâ aydınlatılmamış olan 60 gazeteci de anıldı. Video gösteriminde Uğur Mumcu'nun kızı Özge Mumcu'nun “Cesur gazeteciler, sokağa çıkarken arkasına bakma ihtiyacı duyuyorsa o zaman bu işin karanlık bir güç tarafından yapıldığını ve o karanlığın insanları kapsama niyetinde olduğunu söyleyebiliriz. Diyorum ki, 'İyi ki babam bu dünyaya gelmiş. İyi ki bu ülkeye bu kadar eser vermiş ve bugün izinden gidecek bu kadar insan bırakmış” sözleri, salonda alkışlarla karşılık buldu.

 

“KARANLIĞA KARŞI DAHA ÇOK MUM YAKACAĞIZ”

Video gösteriminin ardından, Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu da Uğur Mumcu için bir konuşma yaptı. Nuhoğlu, “Uğur Mumcu Türkiye'nin en saygın, en dik duruşlu gazetecilerinden biri olmasıyla birlikte bu ülkede demokrasi mücadelesinin de en önemli şehitlerinden biri. Her zaman dik duruşuyla bize örnek olan biri. Bizlere ışık oldu. Bundan sonra da bu ışık devam edecek. Karanlık; bu ülkede aydınlarımızın, yazarlarımızın, emekçilerimizin ve insanlarımızın üzerinde baskısını arttırdıkça biz daha çok mum yakacağız, daha çok mücadele edeceğiz, daha çok direneceğiz. Biz aslında çok güçlüyüz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Aykurt Nuhoğlu'nun ardından sahneye, onur konuğu olan Cumhuriyet gazetesi yazarı Ahmet Tan çıktı. Tan, anmaya katılanları gazetesi adına selamladıktan sonra “Biraraya gelişimizi kutluyorum” ifadelerini kullandı. Tan, bu ifadeyi kullanmasını Uğur Mumcu'nun deyişi ile açıkladı; “Yeni bir mücadele, yeni bir iman, yeni bir umut güzellemesi olacaksa ölümü bile kutlamak gerekir.” Tan sözlerine, “22 yıl sonra bile bu salonu dolduracak bir kalabalık olarak canlı, dipdiri mücadeleye azimliysek kutlanacak bir iş yapıyoruz demektir.” diyerek devam etti.

 

“BİZİ UNUTMAYIN!”

Ahmet Tan, anmanın afişinde de yazan ve Uğur Mumcu'ya ait olan “Vurulduk ey halkım unutma bizi” yazısını hatırlatarak, “Bu sözler onun tam 40 yıl önce Cumhuriyet'e yazdığı yazının son satırıdır. Uğur Mumcu ile o günlerde beraber çalışıyorduk. Bu sözlerin ölüme meydan okuyan ve unutulmamasını isteyen bir çağrıyla ortaya çıkması çok önemlidir. Tam 40 yıl geçti. 40 yıl önce bir genç adam oturuyor, böyle bir yazı yazıyor. Yazıdan çok şiire benziyor ama şiirden de öte bir destan. ‘Beni değil, bizi unutmayın’ diyor. Biliyor ki arkadan başka ölüler de gelecek” dedi.

Uğur Mumcu'nun, aldığı tehditlere rağmen sürekli çevresini güldüren ve mizahı iyi kullanan biri olduğunu da belirten Tan, Mumcu ile yaşadığı anıları anlattıktan sonra “Uğur mizahı da çok iyi kullanırdı. Mizah insanların yaşantısını zenginleştirir. Ama ne yazık ki bundan yoksunuz. 95'ten itibaren üç dönem mecliste görev yaptım. Türk siyaseti şu an vahşi bir manzara sergiliyor. Bu vahşetin şu anda yenilir yutulur bir tarafı yok, Mecliste en küçük bir mizah gücü bulunmuyor Mizah yoksunu bir ülkeyiz” diyerek son dönemlerde ülkede yaşananları da özetledi.

 

“YAZI SAYISI KADAR PARAMPARÇA EDİLDİ”

Mumcu'nun yazdığı yazılardan ve konuşmalarından başka bir şey yapmadığını söyleyen Tan, “Yazı sayısı kadar paramparça edildi Uğur” dedi. Tan sözlerini, “Söz uçar yazı kalır. Unutmayın çağrısı çok önemli. Çok insan öldürüldü ama tesadüfe bakın ki öldürülenlerin neredeyse tamamı yazı yazan insanlar. Yazının kalıcı olmasından çok korktukları için en çok öldürülenler, yazı adamıdır” diyerek bitirdi.

 Ahmet Tan'ın ardından sahneye orkestrası ile birlikte Mehtap Meral çıktı. Mehtap Meral'le birlikte tüm salon hep bir ağızdan “Uğurlar olsun” şarkısını söyledi.

 

“VURULDUK EY HALKIM UNUTMA BİZİ”

Ahmet Tan'ın konuşmasının sonunda okuduğu Uğur Mumcu'nun “Vurulduk ey halkım, unutma bizi” yazısından bir bölüm okudu:

Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar,
Ağabeyimiz, babamız yaşındaydılar.
Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı, ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere.
Öfkelerini bir gün bile karşısındakilere
Bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük.
Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına.
Batı uygarlığı adına, bizleri bir şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi

 

Mumcu için yürüdüler

Gazeteci-yazar Uğur Mumcu için CHP Kadıköy İlçe Örgütü de 24 Ocak Cumartesi günü bir yürüyüş düzenledi. Saat ’da Rıhtım meydanında buluşan çok sayıda partili ve yurttaş, “Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi” pankartı ile Altıyol’a doğru yürüyüşe geçti. Rıhtımda başlayan yürüyüşe yoğun ilgi vardı. Partililer ve halk dışında Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Kadir Öğüt ve Atatürkçü Düşünce Derneği temsilcileri de yürüyüşe katıldı.

Uğur Mumcu’nun fotoğrafları bulunan dövizler ve meşalelerle yürüyen halk, “Devrim Şehitleri Ölümsüzdür” ve “Faşizme Karşı Omuz Omuza” sloganları attı.

Altıyol’da Uğur Mumcu ve katledilen diğer aydınlar için yapılan saygı duruşunun ardından, CHP Kadıköy İlçe Başkanı Ali Narin bir konuşma yaptı. “Bugün Uğur Mumcu’yu faili meçhul olarak anmanın utancıyla geçirdiğimiz yılı geride bırakıyoruz. Demokrasinin, adaletin çağdaşlığın sembolü ve özgür basının kırılmaz kalemi Uğur Mumcu’nun katledilişini bir kez daha lanetlemek, faili meçhul tüm cinayetlerde adalet arayışımızı yılmadan sürdüreceğimizi haykırmak için biraradayız” diyen Narin, yıllardır devam eden katliamların üstünü kapatanlara inat tüm davaların takipçisi olacaklarını belirtti. Yapılan basın açıklamasının ardından grup olaysız dağıldı. 

Etiketler; uğur mumcu


"UĞURLAR OLSUN" Bir Pazar Sabahıydı Ankara Kar Altında Zemheri Ayazıydı Yaz Güneşi Koynunda Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana Zalımlar Pusudaydı Bedenim Paramparça Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun Çevirdim Anahtarı Apansız Bir Ölüme Şarapnel Parçaları Saplandı Ciğerime Ucuz Can Pazarıydı Kan Doldu Gözlerime İsimsiz Korkuları Katmadım Yüreğime Bembeyaz Doğruları Yaşadım Ölümüne Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun. Ali Çınar-Selda Bağcan

"UĞURLAR OLSUN"

Bir Pazar Sabahıydı Ankara Kar Altında

Zemheri Ayazıydı Yaz Güneşi Koynunda

Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana

Zalımlar Pusudaydı Bedenim Paramparça

Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana

Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun

Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun

Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük

Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun

Çevirdim Anahtarı Apansız Bir Ölüme

Şarapnel Parçaları Saplandı Ciğerime

Ucuz Can Pazarıydı Kan Doldu Gözlerime

İsimsiz Korkuları Katmadım Yüreğime

Bembeyaz Doğruları Yaşadım Ölümüne

Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun

Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun

Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük

Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun.

Ali Çınar-Selda Bağcan

UĞUR MUMCU/“UĞURLAR OLSUN”

24 Ocak ’de;canına kıyılan cesur kalem, yürekli insan, araştırmacı gazeteci, bugünleri çok önceden gören Uğur Mumcu’nun cenaze töreninde acılar içindeyiz. 

Ankara’nın soğuk bir kış gününde; karı, ayazı hiçe sayarak uzağı yakın eden sevenleriyle, ölüme karşı sessiz direnenlerle birlikteyiz. Yurdun dört bir yanından il, kasaba, köy demeden, kara kışa aldırmadan gelenlerle birlikte, acının coşkuyla yoğrulduğu bir cenaze törenindeyiz. Görmeye alışkın olmadığımız bir kalabalık…  

‘Öldürülemez, ölmedi!’ dercesine; ölümüne inanamayan gözlerle hüzünle bakan, öldüren ellere kahreden yüz binlerle uğurladığımız Uğur Mumcu’nun cenaze törenindeyiz. O’nu eşinden, çocuklarından, ailesinden, sevenlerinden koparan; acımasız elleri, patlamayı lanetleyen, boğazı hıçkırıkla düğümlenmiş, gözü yaşlı kalabalık. Karanfiller bırakarak evinin önünden uğurlayan, defnedileceği Asri Mezarlığa dek kilometrelerce yol yürüyen bir kalabalık. Kol kola, omuz omuza, son görevini yapmaya gelen, birbirini tanımayanların oluşturduğu kalabalık. Karanlığın ışığı, halkının sesi olmuş bir yurt sevdalısına, ses vermeye gelmiş bir kalabalık. Ankara semalarında gürleyen seslerin, binlerin söylediği ağı gibi türküleriyle uğurlayanların kalabalığı. Upuzun yollar boyu susmadan söylenen bu türküler: 

Ankara’nın taşına bak / Gözlerimin yaşına bak… ile Bugün efkârlıyım açmasın güller/ Yiğidimden kara haber verdiler / Demirden döşeği, taştan sedirler/ Yiğidim aslanım burada yatıyor… 

Otuz yıl geçmesine karşın o acı günü anımsatan, daima gözleri buğulu dinlediğim türkülerdendir ikisi de. Sonrasında da Uğurlar Olsun. 

Dağarımızdaki; duygu yüklü, güçlü ağıtlardan biridir “Uğurlar Olsun”

Şair Ali Çınar’ın Uğur Mumcu için yazdığı bu ağıt; Selda Bağcan’ın sesiyle can bulur. Selda’nın güzel yorumuyla belleklere kazınır.

          UĞURLAR OLSUN

Bir pazar sabahıydı,

Ankara kar altında.

Zemheri ayazıydı,

Yaz güneşi koynunda,

Ucuz can pazarıydı,

Kalemin düştü kana,

Zalimler pusudaydı

Bedenim paramparça

Uğur’lar olsun, Uğur’lar olsun

Hüzünlü bulutlar yoldaşın olsun.

Bir keskin kalem bir kırık gözlük

Yürekli yiğitlere hatıran olsun.

Çevirdim anahtarı,

Apansız bir ölüme

Şarapnel parçaları,

Saplandı ciğerime,

Ucuz can pazarıydı

Kan doldu gözlerime,

İsimsiz korkuları

Katmadım yüreğime

Bembeyaz doğruları

Yaşadım ölümüne

Uğur’lar olsun, Uğur’lar olsun

…..

Uğrunda can verdiği tam bağımsız Türkiye’ye adanmış bir yaşam süren demokrasi şehidi Uğur Mumcu; çok değerli bir hukukçu, onurlu, yürekli, kalemini satmayan gazetecidir. 

Tüm kitap, yazı ve söyleşilerinde dinci yapılanmayı anlatır. Dinsel siyasetin, cemaatlerin devletin her köşesine yerleştirilmesini vurgular. Öğretim birliğinin bozulması, eğitimin dinselleştirilmesi, laik cumhuriyetin tehlike altında olduğunu anlatır. Siyaset-Ticaret-Tarikat- ortaklığının Türkiye üzerindeki hesaplarına dikkatleri çeker. Türk Silahlı Kuvvetlerinin, yargının, üniversitelerin yapılarının bozulmasının tehlikelerini gözler önüne seren uyarılarda bulunur. 

Yıllar öncesinden bu günleri işaret eden tarihe geçen sözlerinden örnekleri okuyalım:

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunamaz.”

Ben, Atatürkçüyüm… Ben, cumhuriyetçiyim… Ben laikim… Ben antiemperyalistim… Ben, tam bağımsız Türkiye’den yanayım. Ben insan hakları savunucusuyum… Ben terörün karşısındayım… Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır…” 

“Bugün, ’lerde ilk meclisin verdiği ‘emperyalizme ve kapitalizme karşı’ savaşın, söyler misiniz neresindeyiz? Şu yasaklı ve kısıtlı demokrasimiz ile ulusal egemenliğin neresinde? ‘Tam bağımsızlık’ ilkesinin neresinde? Ve her gün kemirilen laiklik ilkesi ile Atatürkçülüğün neresinde?”  Cumhuriyet Gazetesi,

“Milliyetçilik; ‘vatan, millet, Sakarya, kan, ırk, bayrak’ edebiyat mıdır, yoksa ulusun çıkarlarını, onurunu herkese karşı savunmak; yani tam bağımsızlık mıdır? Ülkenin onuru ayaklar altında çiğnenirken, ‘vatan, millet, bayrak’ edebiyatını yani milliyetçiliği sadece kitleleri uyutmak, kandırmak için kullanıp, aslında bütün bu değerleri salt kendi siyasal ya da bireysel-sınıfsal çıkarları için kullanmak milliyetçilikse, bunun karşıtı nedir?”

Öldürülmesinden iki gün önce ‘İmam Subay!’ başlıklı yazısından:

Türkiye’de son yıllarda siyaset, ticaret, ile tarikatlar iç içe gelişiyor.”

“Yaşa var ol Harbiye/ Selamünaleyküm/ Maşallah ikinci cumhuriyet/ Ruhuna el fatiha laiklik…”

“İmam- hatip liselerini bitirenler neden ilahiyat fakülteleri ve İslam enstitülerine gitmiyorlar da ille de kaymakam, vali, savcı, yargıç ve subay olmak istiyorlar? Bu uzun vadeli eğitim ve bürokratik yerleşim projesini kimler planlıyor?” Cumhuriyet Gazetesi, 22/01/

Cemaatlere, tarikatlara giren çocuklar 30 sene sonra, general olacaklar cumhuriyete karşı ayaklanacaklar.”

“Bugün hiç yazı yazmasam diyorum, gitsem bir dağ başına, gitsem, kır çiçekleri toplasam, bunları bir demet yapsam; desem ki, bu çiçeğin adı, ‘Erdem,’ bunun ‘Onur,’ bunun, ‘İnanç’…Cumhuriyet Gazetesi, 05/12/

“Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım unutma bizi… Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım unutma bizi…”

Unutmadık seni demokrasi şehidi Uğur Mumcu ışıklarda uyu!

UĞURLAR OLSUN!

               Fazilet ÖZKAN POR

                     24/01/

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir