19 cüz yavaş okuma / Hafız Davut Kaya - Cüz - Kuran Hatim

19 Cüz Yavaş Okuma

19 cüz yavaş okuma

ÜLKÜCÜ DÜNYA GÖRÜŞÜ

CÜZ : Furkan-Şuara-Neml

 

 Bununla beraber, bize kavuşmayı ummayanlar "Bize ya melekler indirilmeliydi, ya da Rabbimizi görmeliydik" dediler. Andolsun ki, doğrusu nefislerinde kendilerini büyük gördüler ve büyük azgınlık ettiler.
Melekleri görecekleri gün, işte o gün, günahkarlara hiçbir sevinç haberi yoktur. Ve yasak yasak, diyeceklerdir.
Onların yaptıkları her bir iyi işi dikkate alırız, fakat onu saçılmış zerreler haline getiririz.
O gün cennetliklerin kalacakları yer çok iyi, dinlenecekleri yer pek güzeldir.
O gün gökyüzü beyaz bulutlar halinde yarılacak ve melekler bölük bölük indirileceklerdir.
İşte o gün gerçek hükümranlık, çok merhametli olan Allah'ındır. Kâfirler için ise o, pek çetin bir gündür.
O gün zalim kimse ellerini ısıracak: "Eyvah!" diyecek, "keşke Peygamberin yanında bir yol tutsaydım!"
"Eyvah!" diyecek, "keşke falancayı dost edinmeseydim.
Çünkü zikir (Kur'ân) bana gelmişken o, hakikaten beni ondan saptırdı. Şeytan insanı (uçuruma sürükleyip sonra) yapayalnız ve yardımcısız bırakmaktadır.
Peygamber dedi ki: "Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'ân'ı terkedilmiş (bir şey yerinde) tuttular."
(Resulüm!) Ve işte biz böyle her peygamber için günahkarlardan bir düşman yapmışızdır. Bununla beraber hidayet verici ve yardımcı olarak Rabbin yeter.
Yine o inkâr edenler dediler ki: "O Kur'ân ona, hepsi birden indirilseydi ya"! Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.
Hem onlar sana karşı herhangi bir mesel ile gelmezler ki, biz sana (onun karşılığında) doğrusunu ve tefsirin daha güzelini getirmiş olmayalım.
O yüzleri üstü cehenneme toplanacaklar var ya! işte onlar, yerleri en kötü, yolları en sapık olanlardır.
Andolsun ki Musa'ya kitap verdik, kardeşi Harun'u da ona yardımcı yaptık.
"Haydi âyetlerimizi yalan sayan o kavme gidin" dedik. Sonunda (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ettik.
Nuh kavmine gelince, Peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde, onları suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptık. Biz zalimler için acıklı bir azab hazırlamışızdır.
Ad'ı, Semud'u, Ress halkını ve bunlar arasında daha bir çok nesilleri de (inkârcılıkları yüzünden helak ettik)
Onların herbirine misaller getirdik; (ama ögüt almadıkları için) hepsini kırdık geçirdik.
(Resulüm!) Andolsun ki, (bu Mekke'li putperestler), bela ve fenalık yağmuruna tutulmuş olan beldeye uğramışlardır. Peki onu da görmüyorlar mıydı? Hayır! Onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar.
Seni gördükleri zaman "Bu mu Allah'ın Peygamber olarak gönderdiği?" diye hep seni alaya alıyorlar.
"Şayet tanrılarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten de bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı" diyorlar. Azabı gördükleri zaman, kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler!
Kötü duygularını kendisine tanrı edinen kimseyi gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın?
Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten söz dinleyeceğini yahut akıllanacağını mı sanıyorsun? Gerçekte onlar hayvanlar gibidir, hatta gidişçe daha sapıktırlar.
Rabbinin gölgeyi nasıl uzatmakta olduğunu görmedin mi? Dileseydi onu elbet hareketsiz de kılardı. Sonra biz güneşi, ona (gölgeye) delil kılmışızdır.
Sonra da onu yavaş yavaş kendimize (başka yöne) çekmekteyiz.
Sizin için geceyi örtü, uykuyu istirahat kılan, gündüzü yayılıp çalışma (zamanı) yapan O'dur.
Rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen ve gökten tertemiz bir su indiren O'dur.
Ki biz (o suyla) ölü toprağa can verelim, yarattığımız nice hayvanlara ve insanlara su sağlayalım, diye.
Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşit çeşit şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.
(Habibim!) Şayet dileseydik elbette her köye bir uyarıcı (peygamber) gönderirdik.
(Madem ki yalnız seni gönderdik) Öyleyse kâfirlere boyun eğme ve bununla (Kur'ân ile) onlara karşı olanca gücünle büyük bir savaş ver!
Birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerininki tuzlu ve acı iki denizi salıveren ve aralarına bir engel, aşılmaz bir serhat koyan O'dur.
O (hakir) sudan, bir insan yaratıp ona bir neseb bahşeden ve sıhriyet bağı ile akraba yapan O'dur. Rabbinin her şeye gücü yeter.
(Böyle iken inkârcılar) Allah'ı bırakıp kendilerine ne fayda, ne zarar veremeyen şeylere kulluk ediyorlar. İnkârcı olan kimse Rabbine karşı uğraşıp durmaktadır.
(Halbuki) biz seni ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.
De ki: "Ben, buna karşı sizden bir ücret değil, ancak Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen kimseler (olmanızı) istiyorum."
Sen, ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan. O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından haberdar olarak O yeter.
Gökleri yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan, sonra Arş'a hükmeden Rahmân'dır. Haydi ne dileyeceksen o her şeyden haberdar olan (Rahmân)dan dile.
Onlara "Rahmân'a secde edin" dendiği zaman, "Rahmân da neymiş? Senin bize emrettiğine secde eder miyiz hiç?" derler ve bu emir onların nefretini artırır.
Gökte burçları var eden, onların içinde bir kandil (güneş) ve nurlu bir ay barındıran Allah, yüceler yücesidir.
İbret almak veya şükretmek dileyen kimseler için gece ile gündüzü birbiri ardınca getiren O'dur.
O çok merhametli Allah'ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahil kimseler kendilerine laf attığı zaman (incitmeksizin) "selam" derler (geçerler).
Ve onlar ki, Rablerine secdeler ve kıyamlar ederek yatarlar.
Onlar ki, şöyle derler: Cehennem azabını üzerimizden sav! Doğrusu onun azabı geçici bir şey değildir.
Orası cidden ne kötü bir uğrak, ne kötü bir konaktır.
Ve onlar ki, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.
Yine onlar ki, Allah ile beraber başka bir tanrıya yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan günahı(nın cezasını) bulur.
Kıyamet günü azabı kat kat olur ve orada alçaltılmış olarak temelli kalır.
Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışlarda bulunanlar başka; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
Ve her kim tevbe edip iyi davranış gösterirse, şüphesiz o, tevbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner.
Ve onlar ki, yalan şahitlik etmezler, boş bir şeye rastladıkları zaman vakar ile (oradan) geçip giderler.
Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar.
Ve onlar ki: "Ey Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl" derler.
İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamları ile mükafatlandırılacaklar, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır.
Orada ebedî kalacaklar, orası ne güzel bir konak ve ne güzel bir makamdır.
(Resulüm!) De ki: "Rabbim size ne kıymet verir duanız olmasa? (Ey inkârcılar! Size bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; o halde azab yakanızı bırakmayacaktır!
________________________________________
ŞUARA:
1- Tâ, Sîn, Mîm.
2- Bunlar sana apaçık kitabın âyetleridir.
3- (Resulüm!) Onlar iman etmiyorlar diye adeta kendine kıyacaksın!
4- Biz dilersek onların üzerlerine gökten bir âyet (mucize) indiririz de, ona boyunları eğilekalır.
5- Bununla beraber kendilerine O Rahmân'dan yeni bir öğüt gelmeyedursun, ille ondan yüz çevirirler.
6- Üstelik (ona) "yalandır" dediler; fakat onlara alay edip durdukları şeyin haberleri yakında gelecektir.
7- Yeryüzüne bir bakmadılar mı? Biz orada her güzel çiftten nice bitkiler yetiştirmişiz.
8- Şüphesiz ki bunda mutlak bir âyet (nişane) vardır; ama onların çoğu iman etmezler.
9- Ve şüphe yok ki Rabbin, galip ve engin merhamet sahibidir.
Bir vakit de Rabbin, Musa'ya nida edip "Git o zalim kavme" dedi.
"Firavun kavmine, hâlâ sakınmayacaklar mı?"
(Musa) şöyle seslendi: "Ya Rab! Doğrusu ben korkarım ki beni yalancı sayarlar."
"Ve göğsüm daralır, dilim dönmez, onun için Harun'a da elçilik ver."
"Hem onların bana isnad ettikleri bir suç var. Ondan dolayı korkarım ki, hemen beni öldürürler."
(Allah): "Hayır hayır" buyurdu, "haydi ikiniz âyetlerimizle (mucizelerimizle) gidin. Şüphesiz ki, biz sizinle beraberiz. (Onları) işitiyoruz."
"Haydin Firavun'a gidin de deyin ki: İnan biz, âlemlerin Rabbinin elçisiyiz.
İsrail oğullarını bizimle beraber gönder."
"Â, dedi, biz seni çocukken himayemize alıp büyütmedik mi? Hayatının bir çok yıllarını aramızda geçirmedin mi?"
"Sonunda o yaptığın (kötü) işi de yaptın. Sen nankörün birisin!"
Musa, "Ben, dedi, o işi o anda yaptım ki şaşkınlardandım."
"Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım. Sonra Rabbim bana hikmet bahşetti ve beni peygamberlerden kıldı."
"O başıma kaktığın nimet de (aslında) İsrail oğullarını kendine köle edinmiş olmandır. "
Firavun şöyle dedi: "Âlemlerin Rabbi dediğin nedir ki?"
Musa cevap olarak: "Eğer işin gerçeğini düşünüp anlayan kişiler olsanız (itiraf edersiniz ki) O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi'dir."
(Firavun) etrafında bulunanlara: "İşitmiyor musunuz?" dedi.
Musa dedi ki: "O sizin de Rabbiniz, daha önce ki atalarınızın da Rabbidir."
(Firavun): "Size gönderilen bu elçiniz mutlaka delidir" dedi.
Musa devamla şöyle söyledi: "Şayet aklınızı kullansanız (anlarsınız ki), O, doğunun, batının ve ikisinin arasında bulunanların Rabbidir."
Firavun: "Benden başkasını ilâh tutarsan, andolsun ki seni zindana kapatılmışlardan ederim" dedi.
Musa sordu: "Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?"
Firavun: "Haydi getir onu bakayım, doğrulardan isen" dedi.
Bunun üzerine Musa asâsını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi.
Elini de (koynundan) çekti çıkardı; bakanlara bembeyaz (görünen, nur saçan bir şey) oluverdi.
Firavun çevresinde bulunan ileri gelenlere: "Bu dedi, herhalde çok bilgili bir sihirbaz!"
"Sizi sihriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Şimdi ne buyurursunuz?"
Dediler ki: "Bunu ve kardeşini eğle, şehirlere de toplayıcılar gönder."
"Bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler."
Böylece, sihirbazlar belli bir günün tayin edilen vaktinde bir araya getirildi.
Halka, "Siz de toplanıyor musunuz? (Haydi çabuk olun)" denildi.
"Üstün gelirlerse herhalde sihirbazlara uyarız" dediler.
Sihirbazlar geldiklerinde Firavun'a "Şayet biz üstün gelirsek, muhakkak bize bir ücret vardır, değil mi?" dediler.
Firavun cevaben: "Evet, o takdirde hiç şüphe etmeyin, gözde kimselerden olacaksınız" dedi.
Musa onlara "Atın, ne atacaksanız" dedi.
Bunun üzerine iplerini ve değneklerini attılar ve "Firavun'un kudreti hakkı için şüphesiz elbette bizler galip geleceğiz" dediler.
Ardından Musa asâsını attı; bir de ne görsünler, onların uydurduklarını yutuyor!
Sihirbazlar derhal secdeye kapandılar.
"İman ettik, dediler, Âlemlerin Rabbine "
"Musa ve Harun'un Rabbine!"
Firavun (kızgınlık içinde) dedi ki: "Ben size izin vermeden O'na iman ettiniz ha! Anlaşıldı ki o size sihri öğreten büyüğünüzmüş! Ama şimdi bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama ke
stireceğim, hepinizi çarmıha gerdireceğim!"
"Zararı yok dediler nasıl olsa biz Rabbimize döneceğiz."
"Herhalde biz müminlerin evveli olduğumuzdan dolayı, Rabbimizin bize mağfiret buyuracağını ümit ederiz"
Biz, Musa'ya: "Kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz" diye vahyettik.
Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi:
"Esasen bunlar, sayıları azar azar, bölük pörçük bir cemaattır."
"(Böyle iken) hakkımızda çok gayz (öfke) besliyorlar. "
"Biz ise, elbette uyanık (ve tekvücut) bir cemaatız." (diyor ve dedirtiyordu.)
Ama (sonunda) biz, onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden, pınarlardan,
Hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık.
Ve onlara İsrail oğullarını mirasçı yaptık.
Derken (Firavun ve adamları) güneş doğmuştu ki, onların ardına düştüler.
İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları "Eyvah, yakalandık! dediler.
Musa: "Hayır, aslâ! dedi, Rabbim şüphesiz benimledir, bana yolunu gösterecektir."
Bunun üzerine Musa'ya "Vur asân ile denize" diye vahyettik; vurunca bir infilak etti, her bölük koca bir dağ gibi oluverdi,
Ötekilerini de buraya yanaştırıvermiştik.
Musa ve beraberindekilerin hepsini kurtardık,
Sonra da ötekileri suda boğduk.
Şüphesiz bunda bir âyet (ibret) vardır; ama çokları iman etmiş değillerdir.
Ve şüphesiz, işte o Rabbin, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
(Resulüm!) onlara İbrahim'in kıssasını da naklet.
Hani o, babasına ve kavmine, "Neye tapıyorsunuz?" demişti.
"Birtakım putlara taparız da onlar sayesinde toplanırız" dediler.
İbrahim "Peki, dedi, yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı?"
"Veya size fayda veya zararları olur mu?"
"Yok, dediler, ama biz babalarımızı böyle yapar bulduk."
İbrahim dedi ki: "İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın olsun, neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü?"
"Hep onlar benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbi (benim dostumdur)"
"O ki, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir,"
"Beni yediren, içirendir,"
"Hastalandığım zaman bana O, şifâ verir."
"O ki, benim canımı alacak, sonra diriltecektir. "
"Ve hesap günü, hatamı bağışlayacağını umduğumdur."
"Ya Rab! Bana hikmet (hüküm) ver ve beni iyiler (zümresin)e kat."
"Sonra gelecekler içinde beni doğrulukla anılanlardan eyle!"
"Ve beni naîm (nimeti bol) cennetin varislerinden eyle!"
"Babamı da bağışla, çünkü o yanlış gidenlerdendir. "
"(İnsanların) diriltilecekleri gün, beni mahcub etme."
"O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar!"
"Ancak Allah'a temiz bir kalple gelenler o günde (kurtuluşa erer)."
(O gün) Cennet müttakilere yaklaştırılmıştır.
Azgınlar için de cehennem hortlatılmıştır.
92, Onlara, "Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, hani nerede? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?" denilir.
Ve arkasından hep onlar (putlar ve azgınlar) o cehennemin içine fırlatılmaktadırlar.
95, Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken dediler ki:
"Vallahi biz, gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz."
"Çünkü biz sizi, âlemlerin Rabbi ile bir seviyede tutuyorduk."
"Ve bizi hep o günahkarlar saptırdı."
"Bak bizim için ne şefaatçiler var,"
"Ne de yakın bir dost."
"Ah keşke (dünyaya) bir kere daha dönebilsek de, müminlerden olabilseydik."
Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır; oysa çokları iman etmiş değillerdir.
Ve şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
Nuh kavmi de peygamberleri yalancılıkla itham etti.
Hani kardeşleri Nuh onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?"
"Haberiniz olsun ki ben, size gönderilmiş güvenilir bir Peygamberim.
"Gelin artık, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."
"Buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükafaatımı verecek olan ancak, âlemlerin Rabbidir."
"Gelin, artık, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."
"Â, dediler, senin ardına hep düşük kimseler düşmüşken, biz sana hiç inanır mıyız?"
Nuh dedi ki: "Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur."
"Onların hesabı ancak Rabbime aittir. Düşünsenize!"
"Hem ben iman edenleri kovmaya memur değilim."
"Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."
Dediler ki: "Ey Nuh! Eğer vazgeçmezsen, iyi bil ki, taşa tutulanlardan olacaksın!"
Nuh: "Rabbim! dedi, kavmim beni yalancılıkla itham etti."
"Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar."
Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri, o dolu gemide taşıyarak kurtardık.
Sonra da arkasında kalanları suda boğduk.
Şüphesiz bunda mutlak bir âyet (alınacak ders) vardır; ama çokları iman etmiş değillerdir.
Ve şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
Âd (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla itham etti.
Hani kardeşleri Hûd onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?"
"Haberiniz olsun ki ben, size gönderilmiş, güvenilir bir Peygamberim."
"Gelin artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin."
"Buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir. "
"Siz her tepeye bir alâmet bina edip eğlenir durur musunuz?"
"Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz?"
"Hem tuttuğunuz zaman merhametsiz zorbalar gibi tutuyorsunuz."
"Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin."
"O Allah'tan korkun ki, size o bildiğiniz şeyleri vermekte,"
"Davarlar, oğullar,"
"Cennet gibi bağlar, bahçeler, pınarlar ihsan etmektedir."
"Cidden ben sizin hakkınızda büyük bir günün azabından korkuyorum."
"Dediler ki: "Sen ha vaaz etmişsin, ha vaaz edenlerden olmamışsın, bizce birdir."
"Bu sırf eskilerin âdetidir."

"Biz azaba uğratılacak da değiliz."
Böylece onu yalancı saydılar; biz de kendilerini helak ettik. Şüphesiz bunda mutlak bir âyet (alınacak bir ders) vardır, ama çokları
iman etmiş değillerdir.
Ve şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
Semûd (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla itham etti.
Hani kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?"
"Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."
"Gelin artık, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."
"Buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir."
"Siz burada güven içinde bırakılacak mısınız?"
"Bahçelerin, pınarların içinde,"
"Ekinlerin, salkımları sarkmış hurmalar arasında,"
Ki bir de dağlardan keyifli keyifli kâşâneler oyuyorsunuz."
"Gelin! Allah'tan korkun da bana itaat edin."
, "Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyen bozguncuların emrine uymayın."
"Sen dediler, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin!"
"Sen de ancak bizim gibi bir beşersin. Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bize bir âyet (mucize) getir."
Salih "İşte (mucize) bu dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onundur, belli bir günün içme hakkı da sizin" dedi.
"Sakın ona bir kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalayıverir."
Derken onu kestiler; fakat pişman da oldular.
Çünkü kendilerini azap yakalayıverdi. Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır, ama çokları iman etmiş değillerdir.
Ve şüphesiz Rabbin, işte O mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
Lût (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla itham etti.
Hani kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan kormaz mısınız?"
"Haberiniz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."
"Gelin artık, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."
"Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir."
"İnsanlar içinden erkeklere mi gidiyorsunuz?"
"Bırakıyorsunuz da sizler için yarattığı eşleri! Doğrusu siz insanlıktan çıkmış bir kavimsiniz!"
Onlar şöyle dediler: "Ey Lût! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bilki, sürülenlerden olacaksın."
Lût "Doğrusu ben, dedi, sizin bu işinize buğzedenlerdenim."
"Yâ Rabbi! Beni ve ailemi onların yapageldiklerin(in vebalin)den kurtar."
Biz de onu ve ailesinin tamamını kurtardık,
Ancak (geride) bir yaşlı kadın kaldı.
Sonra geridekilerin hepsini helak ettik.
Ve üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki, (uyarılanların) o yağmuru ne kötü bir yağmurdu!
Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır. Ama çokları iman etmiş değillerdir.
Ve şüphesiz Rabbin, işte O mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
Eyke halkı da peygamberleri yalancılıkla itham etti.
Hani Şuayb onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?"
"Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."
"Gelin, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."
"Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükafatımı verecek olan yalnız âlemlerin Rabbidir."
"Ölçeği tam ölçün de hak yiyenlerden olmayın."
"Ve doğru terazi ile tartın."
"Halkın eşyalarını değerinden düşürmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın."
"O sizi ve sizden önceki nesilleri yaratan Allah'tan korkun."
Onlar şöyle dediler: "Sen, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin."
"Sen de bizim gibi bir beşerden başka nesin? Bil ki, biz seni ancak yalancılardan biri sayıyoruz."
"Şayet doğru sözlülerden isen, üstümüze gökten bir parça düşürüver."
Şuayb, "Rabbim, yaptıklarınızı en iyi bilendir" dedi.
Hülasa, onu yalancı saydılar da kendilerini o gölge gününün azabı yakalayıverdi. O cidden büyük bir günün azabı idi!
Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır. Ama çokları iman etmiş değillerdir.
Ve şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.
Ve muhakkak ki bu (Kur'ân) âlemlerin Rabbinin indirmesidir.
(Resulüm!) Onu Rûhu'l-emin (Cebrail) indirdi;
Uyarıcılardan olasın diye senin kalbin üzerine;
Açık parlak bir Arapça lisan ile.
O, şüphesiz daha öncekilerin kitaplarında da vardı.
İsrailoğulları bilginlerinin onu bilmesi, onlar için bir âyet (delil) değil midir?
, Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de, bunu o okusaydı, yine de ona iman etmezlerdi.
, Böylece onu günahkarların kalplerine soktuk. (okuyup anladılar, ama yine de) acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
İşte bu (azab) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir.
O zaman "Bize (iman etmemiz için) mühlet verilir mi acaba?diyeceklerdir.
(Oysa dünyada iken) Onlar bizim azabımızı çarçabuk istiyorlardı.
Gördün ya artık onlara senelerce zevk ettirsek,
Sonra kendilerine vaad edilen (azab) gelip çatarsa,
O yaşadıkları zevkin kendilerine hiçbir faydası olmayacaktır.
Bununla birlikte, biz hangi memleketi helak ettikse muhakkak onu uyarıcı (peygamberleri) olmuştur.
(Onlar) ihtar edilmiştir ve biz zulmetmiş değiliz.
Onu (Kur'ân'ı) şeytanlar indirmedi.
Bu onlara hem yaraşmaz hem güçleri yetmez.
Şüphesiz onlar vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.
O halde sakın Allah ile beraber başka tanrıya kulluk edip yalvarma, yoksa azaba uğratılanlardan olursun.
(Önce) en yakın hısımlarını uyar.
Ve sana uyan müminlere kanadını indir.
Şayet sana karşı gelirlerse, de ki: "Ben sizin yaptıklarınızdan muhakkak uzağım."
Sen O, mutlak galip ve engin merhamet sahibine güvenip dayan.
O ki, (gece namaza) kalktığın zaman seni görüyor.
Ve secde edenler arasında dolaşmanı da (görüyor.)
Çünkü her şeyi işiten, her şeyi bilen O'dur.
Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi?
Onlar, günaha, iftiraya düşkün olan herkesin üzerine inerler.
Onlar, (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu yalancıdır.
Şairler(e gelince), onlara da sapıklar uyar.
, Onların her vadide şaşkın şaşkın dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmedin mi?
Ancak iman edip iyi ameller işleyenler, Allah'ı çok çok ananlar ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar müstesna; haksızlık
edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.
________________________________________
NEML:
1- Tâ, Sîn. Bunlar sana, Kur'ân'ın ve apaçık bir kitabın âyetleridir.
2- İman eden müminler için hidayet rehberi ve müjdeci olmak üzere.
3- Ki o (müminler) namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak iman ederler.
4- Şüphesiz biz, ahirete inanmayanların işlerini kendilerine süslü gösterdik de onlar ilerisini göremezler, kalpleri körelmiştir.
5- İşte bunlar, kendileri için oldukça ağır bir azab bulunan kimselerdir, ahirette en çok ziyana uğrayacaklar da onlardır.
6- (Resulüm!) Şüphesiz ki bu Kur'ân, sana hikmet sahibi ve her şeyi bilen Allah tarafından indirilmektedir.
7- Hani Musa, ailesine şöyle demişti: "Gerçekten ben bir ateş gördüm, (gidip) size oradan bir haber getireceğim yahut bir kor ateş getireyim, umarım ki ısınırsınız."
8- Oraya geldiğinde şöyle seslenilmişti: "Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!"
9- "Ey Musa! İyi bil ki, ben, mutlak galip ve hikmet sahibi olan Allah'ım!"
"Asânı at!" (Asâyı atıp) onu yılan gibi deprenir görünce dönüp arkasına bakmadan kaçtı. (Dedik ki): "Ey Musa korkma! Çünkü benim huzurumda peygamberler korkmaz."
"Ancak, kim haksızlık yapar, sonra yaptığı kötülüğü iyiliğe çevirirse, bilsin ki ben (ona karşı da) çok bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim."
"Elini koynuna sok; kusursuz bembeyaz çıkacaktır. Dokuz mucize ile Firavun ve kavmine (git), çünkü onlar yoldan çıkmış bir kavim olmuşlardır."
Bu şekilde âyetlerimiz onların gözleri önüne serilince, "Bu apaçık bir sihirdir" dediler.
Ve vicdanları bunlar(ın doğruluğun)a tam bir kanaat getirdiği halde, zulüm ve kibirlerinden ötürü onları bile bile inkâr ettiler. Bozguncuların sonunun nice olduğuna bir bak!
Andolsun ki biz, Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik. Onlar: "Bizi mümin kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun" dediler.
Süleyman Davud'a varis olup dedi ki: "Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden (nasip) verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur."
Cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil orduları Süleyman'ın hizmetinde toplandı, hepsi bir arada (onun tarafından) düzenli olarak sevkediliyordu.
Nihayet karınca vâdisine geldikleri zaman, bir karınca: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin!" dedi.
(Süleyman) onun sözüne gülümseyerek dedi ki: "Ey Rabbim! Bana
ve ana babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme getir. Rahmetinle, beni iyi kulların arasına kat."
(Süleyman) Kuşları gözden geçirdikten sonra şöyle dedi: "Hüd-hüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı?"
"Ya bana (mazeretini gösteren) apaçık bir delil getirecek, ya da onu şiddetli bir azaba uğratacağım, yahut boğazlıyacağım!"
Çok geçmeden (Hüdhüd) gelip: "Ben, dedi, senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sebe'den sana çok doğru (ve önemli) bir haber getirdim.
"Gerçekten, onlara (Sebelilere) hükümdarlık eden, kendisine her türlü imkan verilmiş ve büyük bir tahta sahip olan bir kadınla karşılaştım."
"Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. Bunun için hidayete giremiyorlar."
"Göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a secde etmezler."
"(Halbuki) O büyük Arş'ın sahibi olan Allah'tan başka tapılacak yoktur."
(Süleyman Hüdhüd'e) dedi ki: "Doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız."
"Şu mektubumu götür, onu kendilerine ver, sonra onlardan biraz çekil de, ne sonuca varacaklarına bak."
(Süleyman'ın mektubunu alan Sebe melikesi): "Beyler, ulular! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı" dedi.
"Mektup Süleyman'dandır, Rahmân ve Rahîm Allah'ın adıyla (başlamakta)dır. "
"Bana karşı baş kaldırmayın, teslimiyet göstererek bana gelin diye (yazmaktadır)."
(Sonra Melike) dedi ki: "Beyler, ulular! Bu işimde bana bir fikir verin. (Bilirsiniz) siz yanımda olmadan hiçbir işi kestirip atmam."
Onlar, şöyle cevap verdiler: "Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız, buyruk ise senindir; artık ne emredeceğini düşün taşın."
Melike, "Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi orayı perişan ederler ve halkının ulularını hakir hâle getirirler. (Herhalde) Onlar da böyle yapacaklardır" dedi.
"Ben (şimdi) onlara bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler."
(Elçiler, hediyelerle) gelince Süleyman şöyle dedi: "Siz bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? Allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha iyidir. Ama siz, hediyenizle böbürlenirsiniz."
"(Ey elçi) Onlara var (söyle); iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamayacakları ordularla gelir, onları, muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız!"
(Sonra Süleyman müşavirlerine) dedi ki: "Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o Melike'nin tahtını bana getirebilir?"
Cinlerden bir ifrit, "Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm ve güvenim var." dedi.
Kitaptan ilmi olan kimse ise, "Gözünü açıp kapamadan, ben onu sana getiririm" dedi. (Süleyman) onu (Melike'nin tahtını) yanıbaşına yerleşivermiş görünce, "Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere Rabbimin (gösterdiği) lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur; nankörlük edene gelince, o bilsin ki Rabbim müstağnidir, çok kerem sahibidir."
(Süleyman devamla) dedi ki: "Onun tahtını bilemeyeceği bir vaziyete sokun; getirin bakalım tanıyabilecek mi, yoksa tanıyamayanlardan mı olacak?"
Melike gelince, "Senin tahtın da böyle mi?" dendi. O şöyle cevap verdi: "Tıpkı o! Zaten bize daha önce bilgi verilmiş ve biz teslimiyet göstermiştik."
O'nu, Allah'tan başka taptığı şeyler alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi.
Ona "köşke gir!" dendi. Melike onu görünce derin bir su sandı ve eteğini çekti. Süleyman "Bu billurdan yapılmış, şeffaf bir zemindir" dedi. Melike dedi ki: "Rabbim! Ben gerçekten kendime yazık etmiştim. Süleyman'ın maiyyetinde, âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum."
Andolsun ki, Allah'a ibadet edin diye Semud'a da kardeşleri Salih'i gönderdik. Hemen birbirleriyle çekişen iki zümre oluverdiler.
Salih dedi ki: "Ey benim kavmim! İyilik dururken niçin kötülüğe koşuyorsunuz? Ne olur Allah'a istiğfar etseniz, belki rahmetine ulaşırdınız."
Cevap verdiler: "Senin ve beraberindekilerin yüzünden uğursuzluğa uğradık." Salih: "Size çöken uğursuzluk (sebebi) Allah katında (yazılı)-dır. Belki siz imtihana çekilen bir kavimsiniz" dedi.
O şehirde dokuz çete vardı ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, iyilik tarafına hiç yanaşmıyorlardı.
Allah'a and içerek birbirlerine şöyle dediler: "Gece ona ve ailesine baskın yapalım; sonra da velisine, 'Biz o ailenin yok edilişi sırasında orada değildik, inanın ki doğru söylüyoruz' diyelim."
Onlar böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkında olmadan onların planlarını altüst ettik.
İşte bak! Tuzaklarının akibeti nice oldu: Onları da, kavimlerini de toptan helak ettik.
İşte haksızlıkları yüzünden çökmüş evleri! Bilen bir kavim için elbette bunda bir ibret vardır.
İman edip Allah'a karşı gelmekten sakınanları da kurtardık.
Lût'u da (peygamber olarak kavmine gönderdik). O, kavmine şöyle demişti: "Göz göre göre hala o hayasızlığı yapacak mısınız?"
"Siz ille de kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşacak mısınız? Doğrusu siz beyinsizlikte devam edegelen bir kavimsiniz!"

KURANI KERIM 19 CÜZ

Productos Destacados

Todos los producto

Nuestra empresa

IBIZA REPUBLIC es una marca propiedad de la empresa ibicenca Can Sela Ibiza S.L. Nace en , fundada por Bernadette Loriot, que piensa en este nombre tras volver a Ibiza después de un viaje a República Dominicana.

Kuran-ı Kerimin 3. Cüzünde Baraka suresi ve Ali İmran sureleri yer almaktadır. sayfaları arası: Bakara Suresi sayfaları arası: Ali İmran Suresi 3. CÜZ MUKABELE DİNLE 3. Cüzü. Başarımız Allahın Yardımı İledir. 19 Cüz Mukabele-Kuran-ı Kerim Hatmi Şerif Dinle. Yüce Allahın son kelamı olan Kuran-ı Kerimi okumak, ecir ve sevabı en Biz, sadece Allaha boyun eğen müslümanlarız. Eğer onlar, sizin iman ettiğiniz gibi inanırlarsa mutlaka doğru yolu bulurlar. Yok, yüz çevirirlerse, büyük bir anlaşmazlık ve İlmihal Namaz. Kuran-i Kerim Cüzü Furkan Suresinin Cüz 19 Sayfa Elmalılı-Bunlar sana Kuran-ı Kerîmin digital ortama taşınması çok önemli artık. Tam Kuranı Kerimdir. Kolay Kuran-ı Kerim sayfaları Hayrat Neşriyat tarafından sunulan Hüsrev Hatlı Kurân-ı Kerim Arapça Cüz Kuran-ı Kerim Cüz, Kuran-ı Kerim Sayfa , On Dokuzuncu Cüz, Kuran Cüzleri, Kuran Sayfaları, Kuran-ı Kerim Oku, Kuran, Kuranıkerim, Quran Cüz 19, Sayfa , Kuran-ı Kerim sayfaları Hayrat Neşriyat tarafından sunulan Hüsrev Hatlı Kurân-ı Kerim Arapça Cüz Tarayıcınızın JavaScript çalıştırmadığını farkettik. Lütfen kontrol ediniz! Bu videoda kuranı kerim Sayfanın yavaş okunuşunu yaptık, kelime kelime okuduk. Okuduğumuz her kelimeyi renk farklılığı ve ok işaretiyle gösterdik. Yavaş yavaş ve tane Kuran-ı Kerimin Cüzünde Furkan Suresi, Şuara Suresi ve Neml Suresi yer almaktadır. sayfaları arası: Furkan Suresi sayfaları arası: Şuara Suresi sayfaları arası:. arabayla birine çarpmak cezasıKuran-ı Kerimin sure, ayet, 30 cüzden oluştuğu kabul edilir. İslam bilginlerinin çoğunluğuna göre surelerin başında yer alan Besmele, Kuran-ı Kerimden bir Kuran, kuran fihristi, sesli kuran, dini bilgiler, MENU. ANA SAYFA; Kuran-ı Kerim Meali. Sureler 1. Kuran-ı Kerim; Dünya Hayat CÜZ: Tarayıcınız audio elementini Kuran-ı Kerim sayfaları Hayrat Neşriyat tarafından sunulan Hüsrev Hatlı Kurân-ı Kerim Arapça 1. Cüz Tarayıcınızın JavaScript çalıştırmadığını farkettik. Lütfen kontrol ediniz! Cüz Sayfa Listesi Bilgisayar Hattı ile yazılmış Kuran-ı Kerim Mushaf şerifi. Bu Kuran-ı Kerim mushafı tevafuklu olup okunması kolaydır. Çok kolay bir şekilde Kuran okuyabilir, mersin iftar saatleri bayrampaşa hava durumu 90 günlükMeryem Sûresi Cüz Mekke döneminde inmiştir. 98 âyettir. Bazı tefsir bilginlerine göre 58 ve Âyetler Medine döneminde inmiştir. Sûre, Meryemin, oğlu İsayı nasıl güneşevler kiralık daireCüz. Photo by Syed Yahut onların durumu gökten sağanak halinde boşanan ve içinde yoğun karanlıklar, Kuranı Kerim Meal. Cüz--More from ManeviLezzetler Follow. Manevi Lezzetler. american bully xlARAPÇA KURAN ve ELMALILI MEALİ-Sureler alfabetik sıraya göre A. B Kuran-ı Kerim 19 Cüz. BerkserSoft. Contains ads. 10K Downloads Everyone. Info Install. Add to wishlist. About this app Arrow_forward. Azîmüşşân is Juz 19 Quran. Audio and Diyanet İşleri Başkanlığının Resmi Kuran-ı Kerim Sayfasıdır. 24 cüz hayrat Orta Boy Beşli Cüz Kuran-ı Kerim İki Renkli, Özel-Hayrat Sila ve guliz ayla kardesmi İkra suresi 19 ayetten meydana gelir ama ilk 5 ayeti indirilmiştir. owari no seraph izleKuran Mealleri Kıyasla v2. 0 Orjinal Arapça Kuran, basitleştirilmiş Türkçe okuma metni ve onlarca Türkçe Kuran Meali NobleQuran. Org-Türkiye internet sitesinin Android için geliştirilmiş App versiyonu, internetsiz ortamda Kuran okumanızı sağlıyor Tr. Nbolequran. Org uygulaması 1. Sure olan Fatiha Başlangıç Suresinin ilk ayeti ile açılır. Cüz 19, Sayfa , Arapça, Latince ve Meal okunuşu bu sayfada yer almaktadır. Kuran-ı Kerim Cüz, Kuran-ı Kerim Sayfa , On Dokuzuncu Cüz, Kuran Cüzleri, Kuran Cübbeli Ahmet Hocanın kitaplarından ve Lâlegül Dergisinden dualar. Anasayfa; Site Arşivi 1. Cüz Sure: Fâtiha. Kuran-i Kerim Hakkında Makaleler; Kuran-i Kerim ve Tevafuk; İletişim Bİlgilerimiz; Mesai Saatlerimiz: Cumartesi: 0 99 66; WhatsApp Destek; Cumhuriyet Mah. Aşık.

Prendas que componen outfits con colores vivos, integrados en el estilo casual con looks alternativos de la isla de Ibiza. ¡Bienvenidos ciudadanos!

ADN IBIZA

ADN IBIZA

Prendas diseñadas en Ibiza desde que reflejan el espíritu y el estilo de vida de nuestra isla mágica.

Desde Ibiza al mundo con amor

COMODIDAD, DURABILIDAD Y CALIDAD

COMODIDAD, DURABILIDAD Y CALIDAD

Diseños impresos con tintas al agua. Cada tela minuciosamente elegida desde cumpliendo criterios estrictos. 

Todo para conseguir esa sensación de nuestras prendas acariciando tu piel por mucho tiempo. 

CUIDAMOS A LAS PERSONAS Y AL PLANETA

CUIDAMOS A LAS PERSONAS Y AL PLANETA

Sólo trabajamos con Algodón % orgánico y materiales reciclables. Producimos prendas de alta calidad respetando tanto a las personas como al planeta

İnşirah Suresinin Arapça Okunuşu Faziletleri ve Anlamı! Sıkıntılardan Kurtulma Duası

Teselli ya da Rahatlık manasına da gelen İnşirah Suresi, Kuran&#;ın Suresidir. Kalbin Açılması anlamına gelen Şerh Suresi olarak da bilinmektedir. Arapça Okunuşu, faziletleri, anlamı, sıkıntılardan kurtulmak için nasıl okunacağı hakkında merak edilenleri sizin için derledik.

İnşirah Suresi Ne Zaman ve Nasıl İndi?

İnşirah Suresi, 8 ayet ile Kuran&#;ın suresidir. Duha suresinin nazil olmasından sonra Mekke&#;de indirilmiştir. İsminden de anlaşılacağı gibi tematik olarak müminleri teselli etme konularını ele almaktadır. İnşirah Suresi, Allah (c.c)&#;dan Peygamber Efendimiz (s.a.v)&#;e ve ümmetine bir Teşvik Sözü olarak gelmiştir. 

İnşirah Suresi

İnşirah Suresi Arapça Latince Okunuşu

bismillahirrahmanirrahim.

  1. Elem neşrah leke sadrek 
  2. Ve vada&#;na &#;anke vizreke 
  3. Elleziy enkada zahreke 
  4. Ve refa&#;na leke zikreke 
  5. Feinne me&#;al&#;usri yüsra
  6. İnne me&#;al&#;usri yüsra
  7. Feiza ferağte fensab 
  8. Ve ila rabbike ferğab.

İnşirah Suresi Anlamı Meali

Rahman ve Rahim Olan ALLAH’ın adıyla.

  1. Ey Muhammed! Göğsünü (kalbini) sana genişletmedik mi?
  2. Ve sizden yükünüzü kaldırdık.
  3. Hani sırtını ağırlaştıran
  4. Ve senin için itibarını yükseltti.
  5. O halde, muhakkak ki zorlukla beraber bir kolaylık da gelir.
  6. Muhakkak ki o zorlukla daha fazla kolaylık gelir. 
  7. Görevlerinizi bitirdikten sonra ibadet için kalkın.
  8. Ve sadece Yaratandan umut ara ona yönel.

İnşirah Suresi Faziletleri Sıkıntıyı Gideren Dua

Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: İnşirah suresini okuyan kişi, Hz. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Kim gündüz ve gece tekrar tekrar İnşirah suresini okursa, bütün uzuvları ve etrafındaki nesneler, Kıyamet Günü onun lehine şehadet eder. 

Kim gece ve gündüz İnşirah suresini okursa, şehit olarak ölür ve şehit olarak diriltilir ve Allah yolunda kılıcıyla asillerin yanında cihat edene benzer. 

İnşirah Suresini okuyan kimse, Peygamber Efendimiz (S.A.V) ile karşılaşmış gibidir ve eğer bir keder içindeyse, Allah onun üzüntülerini giderir.

İnşirah Suresini okumak: Allah&#;ın (cc) vaat ettiği gibi onların zorluklarını ve sıkıntılarını hafifletecektir. Onun okunması her Müslüman için önemlidir çünkü bizi cehennem ateşinden kurtaracaktır. 

  • Kalp ve göğüs ağrısından kurtulacak (günde 7 defa),
  • Sağlıklı olacak güvenliği sağlanacak,
  • İşleri kolaylaştırır (5 vakit namaz sonrası oku)
  • Denizde seyahat ederken tehlikelerden korunacaktır,
  • Hafıza ve konsantrasyonu arttırır (Hafızasını arttırmak için 17 defa İnşirah suresini oku ve suya üfle ve o sudan iç.)
  • Böbrek rahatsızlığına manevi şifadır. Bu surenin suyunu içmek böbrek taşlarını ve idrar tıkanıklığını giderir.
  • Kadınlar çocuk doğururken zorlanmayacak.
İnşirah Suresinin Arapça Okunuşu Faziletleri ve Anlamı! Sıkıntılardan Kurtulma Duası

İnşirah Suresi Tefsiri

Allah&#;ın elçisi olarak atanmadan önce Peygamber Efendimiz (s.a.v) dürüstlüğü ile tanınırdı ve kavmi arasında çok saygı görürdü; ancak mesajını açıkça iletmeye başlayınca vahşet ve düşmanlıklar başladı. Bununla beraber Hz. Muhammed (s.a.v) insanlara rahmet ve barış elçisi idi. İnşirah Suresi&#;nde de belirtildiği gibi Allah&#;ın lütfuyla göğsü açıldı ve zorluklara daha kolay dayanabilirdi.

İnşirah Suresi, Hz. Muhammed&#;in (s.a.v) üzerindeki ikinci ilahi nimet olarak yüklerin hafifletilmesinden bahseder.

Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in zorlu, ağır görevleri vardı; buna rağmen yanında Eba Dhar, Ammar, Salman ve Ali bin Ebi Talib gibi birçok yiğit, fedakâr ve gerçekten saf yoldaşları vardı. Ali&#;nin (AS) Bedir, Hayber ve Uhud savaşlarındaki yiğitçe savaşlarının hikâyesi, onun havarilerin mührünün yanında cesurca durduğu iyi bilinmektedir.

Diğer bir olay ise, Kureyş&#;in Muhammed&#;i derin uykudayken evinde saldırıp öldürmeye karar verdiği Laylat al-Mabīt&#;tir. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e haber verildi ve aynı gece Mekke&#;den Medine&#;ye hicret edecekti ve Ali (a.s) onun yerine uyumayı teklif etti, müşrikler peygamberin hicretinden haberdar olmasınlar diye.

Yüce Kur&#;an peygambere ve Müslümanlara savaş zamanında ilahi yardımdan bahseder Peygamber Efendimiz (s.a.v) pek çok ağır yükü kaldırarak.

Hz. Muhammed&#;i (s.a.v) İnşirah Suresi&#;nde kalbinizi açtığımızı ve üzerinizdeki ağır yükü kaldırdığımızı söyleyerek teselli ettikten sonra, Allah, senin adını da yücelttiğimizi ekliyor. Cami minaresinden günde on defa okunan ezanda, Allah&#;ın birliğine şehadet ederek, asil peygamberin (s.a.v) peygamberliğine şehadet ederiz.

Şanlı Kuran-ı Kerim&#;de usr 12 defa, Yusr 36 defa geçmektedir. Demek ki kolaylıkların meydana gelmesi, zorluğun meydana gelmesinin üç katıdır.

Bazen hayattaki imtihanlar ve zorluklar insanın hoşgörü kapasitesini genişletir, içsel ve gizli potansiyellerini gerçekleştirir ve hayattaki deneyimlerini arttırır; bu nedenle, yavaş yavaş kişi, ortaya çıkan en ufak bir sorun tarafından kolayca hareket ettirilmeyecek ve sürüklenmeyecektir.

Kur&#;an İnşirah Suresi&#;nin 7. ayeti için tefsirciler tarafından farklı yorumlar yapılmıştır.

  • Bitirdikten sonra müstehap namazlara katılın,
  • Namazı bitirdikten sonra Rabbinize dua etmeye başlayın,
  • Savaş zamanı bitince, ibadetle meşgul olun,
  • Dünya işlerini bitirdikten sonra, diğer dünya işleriyle meşgul ol.
  • Bir görevi tamamladığınızda ve bir hedefi gerçekleştirdiğinizde, orada durmayın. Daha fazla başarıyı hedefleyin. 

Tüm eylemlerinizin arkasındaki niyet, ALLAH’ın rızası olmalıdır. Saf ve sevgi dolu bir kalple bir iş yapmanız gerekecek; işte o zaman yaptıklarınız yükselecek ve değer kazanacaktır. 

Kur’an-ı Kerim’de Bulunan Sıkıntından Kurtaran Ayetler

Hani gençler mağaraya sığınıp: Rabbimiz, bize katından bir rahmet ver ve bizim için işimizden doğru bir hidayet hazırla demişlerdi. Kehf Suresi Ayet) 

De ki: Allah&#;ın bizim için yazdığından başkası bize başımıza gelmez, O bizim Mevla’mızdır. Ve müminler Allah&#;a güvenip ona inansınlar. (Tevbe suresi ayet)

Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de geçen ve sıkıntıdan kurtaran ayetler dualar olarak bilinen bir diğer sure de Enbiya suresidir. 

Gam ve Kederleri Gideren Dua

Kullara ve yaratıklara karşı bana tek yaradan kâfidir. Başkalarının rızkını tüketenlere nazaran bana Rızık nasip eden Rabbim yeter. ALLAH bana kafi ki o en mükemmel vekil, tek ilah O’dur, ben sadece O’na boyun eğerim. O uluların ulusu en yüksek göklerin tek sahibidir. 

Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in okuduğu sıkıntı Duası

Hz. Ali (r.a)&#;ın rivayet ettiğine göre, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) sıkıntıya dara düştüğü zaman bu duayı okurmuş: 

Lâ ilâhe illâllâhül halimül kerimü sübhanellahi ve tebarekellahû rabbül-‘arşil-‘azîm vel hamdûlillahi rabbil alemin.

Hz. Yunus Sıkıntıya, Üzüntüye Düştüğünde Hangi Duayı Okurdu?

Sıkıntılı, dertli, kederli ve hüzünlü anlarda: “Lâ ilâhe illallâhül’azîm-ül-halîm lâ ilâhe illallâhü Rabbül-Arş-il’azîm lâ ilâhe illallahü Rabbüs-semâvâti ve Rabbül-Erdı Rabbül’Arş-il-kerîm.”

Allah’tan başka bir yaradan yok! Derecesi, mevkii O’ndan üstün olan ilah yok! Bütün gökyüzünün, göklerinin funduszeue.infoının O’ndan başka sahibi yok, O’ndan başka ilah yok. 

Etiketler: insirah suresi • inşirah suresi anlamı • inşirah suresi arapça • inşirah suresi dinle • inşirah suresi dinle 7 defa • inşirah suresi fazileti • inşirah suresi kaçıncı cüz • inşirah suresi meali • insirah suresi oku • inşirah suresinin anlamı

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası