fatih in mezarı / Fatih S. Mehmet'in mezarı açıldı mı? - Haber 7 YAŞAM

Fatih In Mezarı

fatih in mezarı

FATİH SULTAN MEHMET&#;İN MUMYALANMASI VE TÜRBESİ 

Tahnitleme (Mumyalama) işlemi uygulanan Osmanlı padişahlarından en bilinenleri Kanuni Sultan Süleyman ve Fatih Sultan Mehmet&#;tir. 

&#;BOĞULUYORUM BENİ KURTARIN!&#; DİYEN FATİH

Fatih Sultan Mehmet

Fatih Sultan Mehmet

&#;lı yılların sonunda İstanbul&#;da bir dedikodu yükselmişti. o Sene Nisan yağmurları çok yağmıştı ve Padişah II. Abdülhamid&#;in kulağına kadar gelen dedikoduya göre; Fatih, ahaliden bazılarının rüyasına girmiş ve &#;Boğuluyorum beni kurtarın&#; diye seslenmişti, şeklindeydi. 

Padişah II. Abdülhamid kulağına kadar gelen bu dedikoduyu ciddiye alarak, kabrin ve cenazenin kontrolü için iki kişiyi görevlendirir. Fatih Aksaray istikametinden mes&#;ul itfaiye kumandanı Mehmed Paşa ve sabık padişah Abdülaziz&#;in damadı Şerif Paşa&#;yı bu işle görevlendirir. Padişah her ikisine de, ne görürlerse görsünler, asla konuşmayacaklarına dair yemin ettirir.

Mehmed Paşa ve Şerif Paşa, Türbeye giderler ve sandukayı açarlar. Sandukanın altını kazınca bir dehlizle karşılaşırlar. Dehlizin aşağı doğru inen taş merdivenlerden ilerlemeye başlarlar ve biraz yürüdükten sonra bir demir kapı çıkar. Kapıyı aralayıp yollarına devam ederler ve sonunda padişahın kabrini bulurlar. Kabri büyük bir itinayla açarlar ve padişahın tahnitli (mumyalanmış) bedenine ulaşırlar. Padişah ilk konulduğu gibidir ve bu durumu Padişah II. Abdülhamid&#;e bildirirler.  

Konuşmayacaklarına dair yemin etmelerine rağmen, Damat Şerif Paşa yılında bu olayı yakınlarına &#;Fatih Cami&#;nin bulunduğu yerde, eskiden Aya Apostoli Kilisesi varmış ve temelinin altı dehlizlerle doluymuş&#; der. &#;Kapağı açtıktan sonra, bir dehlizin içinde metrelerce yürüdük. Çocukluğumuzda, Fatih&#;in türbesinde değil, kendi yaptırdığı caminin mihrabının altında gömülü olduğu zaten söylenirdi. O dehlizden mihrabın altına kadar yürüdük ve mumyayı orada gördük.&#; şeklinde anlatmıştır.

FATİH&#;İN ÖLÜMÜ

Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı hükümdarları içerisinde çok ayrı bir yere sahiptir. Hem entellektüel birikimi hem fetih politikaları ile çağının çok ötesinde bir hükümdar ve koyduğu kanunlar ile yönettiği devletin asırlarca ayakta kalabilmesini sağlayacak bürokrasiyi sağlamlaştıran bir devlet adamıydı.

Fatih Sultan Mehmet, fetihlerine devam etmek için 27 Nisan senesinde ordusu ile beraber İstanbul&#;dan yola çıkmıştı. Lakin birçok padişaha musallat olan gut hastalığı onun da en büyük sıkıntısıydı ve ciddi acılar çekmekteydi. Hünkar bir anda rahatsızlandı ve hekimleri etrafında pervane olmuş olsa da İstanbul&#;dan yola çıktıktan bir hafta sonra bugün Gebze sınırları dahilinde olan Hünkar Çayırı alanında vefat etti. 

49 yaşında vefat eden Fatih Sultan Mehmet&#;in yerine gelmesi için hayatta olan iki şehzadesinden, Konya Valisi Cem Sultan ve Amasya Valisi olan Beyazıd&#;a ulaklar gönderilmişti. 

Bu arada Padişahın vefatı duyurulmadan sefer ordusu İstanbul&#;a geri döndürüldü. 

Vefat eden Fatih Sultan Mehmet&#;in naaşı sarayda bir odaya bırakıldı. Şehzadeler henüz İstanbul&#;a ulaşmamıştı ve aradan günler geçmişti. Naaş yavaş yavaş çürümeye ve ortalık kötü kokmaya başlamıştı. 

Saray idarecilerinden İshak Paşa bu durumun çaresine bakılması için emir vermiş ve görevliler kokmaya başlayan cesedi tahnit etmek (mumyalamak) için harekete geçmiştir. Aradan geçen zaman nedeniyle Padişah&#;ın içliği, çürüyen cesedine yapışmıştı. Elbisesi çıkarmak normal yollarla bir türlü gerçekleşmeyince kılıç ve hançerler yardımıyla kaftan kesilerek bedenden ayrıldı.

Fatih'in öldükten sonra bedeninden hançerle alınan elbisesi

Fatih&#;in öldükten sonra bedeninden kılıç darbesi ile ayrılan elbisesi

ARŞİV KAYITLARI

İsmail Hakkı Uzunçarşılı tarafından arşivden çıkarılan bir evraka göre olay, 19 gün sonra tahta geçecek olan II. Beyazıd&#;a Baltacılar Kethüdası Kasım Bey tarafından şöyle aktarılmıştır.

&#; Ol halde hünkar mütevveffa oldi&#; Üzerinde üç gün üç gece mum yanmadi. Vardım kapıcılar Kethudasına söyledim, Ol dahi İshak Paşa&#;ya söyledi. Emir eylediler, mum yaktım, rahiyasından kimse yanına varamadı. Ben fakir usta ile bilece içini ayırtladım&#; 

Günümüz Türkçesiyle &#; &#; o halde Hünkar vefat etti. Üzerinde üç gün üç gece mum yanmadı. Vardım kapıcılar kethudasına söyledim. O da İshak Paşa&#;ya söyledi. Emir eyledi; mum yaktım. Cenazenin kokusundan kimse yanına yaklaşamadı. Ben, fakir usta ile hep beraber içini ayırtladım.&#; 

II. Beyazıd tahta çıkınca babası olan Fatih Sultan Mehmet tarafından yapılan Fatih caminin hemen yanında bulunan türbeye defnedildi. 

Fatih Camisi, İstanbul&#;un kurucusu İmparator Konstantin&#;in mezarının ve İstanbul&#;daki ilk Ortodoks Kilisesinin olduğu alandır.

İmparator Konstantin&#;in &#;Nova Roma (Yeni Roma)&#; adını verdiği şehri Roma İmparatorluğunun yeni başkenti olarak görmüştü. Ve Fatih Sultan Mehmet&#;ten son Padişah Vahdettin&#;e kadar bütün Osmanlı Hükümdarlarının &#;Diyar-ı Rum Kayseri (Roma Sezarı)&#;ünvanı devam etmişti. 

ZİR&#;İ ZEMİN VE TAHNİTLEME

Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin en güçlü eserlerinden birisi olan türbeler, yapım tekniklerinin yanı sıra mimari üslup bakımından diğer İslam devlet mezarlarından farklıdır. Türk türbe mimarisinde sandukanın, ziyaret ve kabrin olduğunu gösteren sembolik lahit ana kattadır ve esas kabrin olduğu alt bölme ise esas mezardan oluşmaktadır. Bu kabir sitilinin Selçuklu, Osmanlı ve diğer Türk Beyliklerinde örnekleri bir hayli fazladır ve Türkiye Cumhuriyetindeki ilk ve tek örneği ise  Mustafa Kemal Atatürk&#;ün ebedi istirahatgâhı olan Anıtkabir&#;dir. 

Tahnitleme (Mumyalama) işlemi ise birçok Türk İslam Devletinde ve Osmanlı hükümdarlarının bazılarında fiili olarak uygulanmıştır. Osmanlı Padişahlarından en bilinenleri ise Kanuni Sultan Süleyman ve Fatih Sultan Mehmet&#;tir. 

KAYNAKÇA 

  • funduszeue.info
  • funduszeue.info
  • funduszeue.info#:~:text=Fatih&#;in%20cenazesini%20bir%20k%C3%B6%C5%9Fede,da%20tam%20bir%20anar%C5%9Fi%20ya%C5%9Fand%C4%B1.
  • funduszeue.info

Dünya Bizim Kültür Portalı

Kabri başında dualarla yad edildi ama Sultan Fatih’in naaşı nerede?

İstanbulumuzun Fatihi Sultan Mehmed Han’ın türbesini ziyarete gelen bazı ziyaretçilerden zaman zaman ilginç sorular ve tespitler gelir; “FatihSultan Mehmed’in naaşı burada mı?” “Gerçekten burada mı medfun” “Cami mihrabının altında medfunmuş öyle mi?”  “Şu kitapta şöyle bilgi var” “Falan mecmuada şöyle okumuştum” vs.

Cevaplandırılması zor ve veballi sorular. Ne demek lazım? Doğruyu söylemek gerekirse; bilmiyorum. Yıllar yılı hep bir merak konusu olmuştur. Kimi mihrabın altında medfun olduğunu iddia etmiş, kimi değil demiş. Kimi türbe az gerideydi demiş. Ve’l-hasıl çok söylenmiş, yazılmış ve çizilmiş. Sonuç olarak o büyük hükümdar bu makamda medfun. Yüz metre ileride, yüz elli metre geride. Ne fark eder. Farz edelim öyle, ne değişecek. O artık sayısız gönüllerde taht kurmuş bir sultan. Cennet mekan Firdevs-i Aşiyan

Padişahın emri ile bir ekip mezara girmişFatih'in kabri

senesindeki depremde civarındaki yapılarla birlikte harab olan türbe kısa zamanda onarılmış. Bu büyük onarım sırasında türbenin ilk yerine göre daha ileriye alındığı hususunda iddialar var. Buna göre Fatih Sultan Mehmed Han Türbesi daha ileri bir noktaya yeni baştan inşa edildiğinden Fatih Sultan Mehmed’in kabri de şimdiki câminin mihrâbı altında kalmıştır. Halbuki bazı yeni araştırmalara dayanan bir iddiaya göre Fatih Câmii’nin kıble duvarı ileri alınmamış, türbe de eski yerinde ve ilk binanın temelleri üzerine kurulmuştur. Yaygın bir söylentiye göre Sultan Fatih’in naaşı, türbeden câminin mihrâbı altına kadar uzanan bir dehlizin sonundaki bir mezar odasında bulunmaktadır. Bir rivâyete göre Sultan II. Abdülhamid Han zamanında padişahın emri ile bir ekip mezara girerek cesedin altındaki tabutluk tabanını değiştirmiştir.

Boğuluyorum Beni kurtarın!

Reşad Ekrem Koçu “Osmanlı Padişahları” adlı kitabında bu konu hakkında şu bilgileri aktarmaktadır;

“İkinci Abdülhamid devrinde, bir yıl, Fatih semtinden geçen ana su yolları patlamış geniş bir sahada evlerin bodrumlarını su basmış, semt halkından birkaç kişi de rüyalarında Fatih Sultan Mehmed’i görmüşler, “Boğuluyorum Benikurtarın..”demiş. Rüyalar kahvehâne sohbetlerine düşmüş, hafiyeler de saraya jurnal vermişler. Bu gibi şeyler üzerinde çok hassas olan Abdülhamid büyük ceddinin kabrini gizlice açtırmağa karar vermiş, bu işi de gayet gizli yapılması şartı ile Fatih İtfaiye Kumandanı Mehmed Paşayı memur etmiş. O da, gördüklerini hiçbir yerde söylemiyeceklerine güvendiği kimselerle işe başlamış. Türbede sanduka kaldırılmış, kabir açılmış, fakat üç metreden fazla derinliğe inildiği halde Fatih Sultan Mehmed’e ait hiçbir iz bulunamamış. Nihayet karşılarına bir demir kapak çıkmış, kapağı kaldırınca bir taş merdiven görmüşler. Merdiven gayet büyük bir mahzene iniyormuş, mahzenin ortasında büyük bir mermer yahut profir masa, onun üstünde aynı taştan bir lâhit, lâhidin kapağını açmışlar, içinde Fatih’in mumyasını bulmuşlar.. Yüz, ölümünden birkaç yıl evvel Gentile Bellini tarafından yapılmış portresindeki simayı tamamen andırıyormuş.. Keyfiyet Abdülhamid’e arz edilmiş, o da, her ne sebepten ise, mahzen yolunun bir daha girilemiyecek şekilde kapatılmasını emretmiş. Fakat Mehmed Paşa bu tarihi sırrı muhafaza edememiş, Damad Şerif Paşaya nakletmiş, Şerif Paşa da Yahya Kemal’e söylemiş. Bu nâçiz muharrir, Yahya Kemal’den dinlemiştim. Meseleyi semtin eskilerinden tahkik edeyim dedim, bu sefer de şöyle bir rivayet ile karşılaştım: Fatih Sultan Mehmed türbesindeki sandukanın altında değil, camiin mihrabı altında yatarmış.. İmamlar okudukları Kur’anda kaza eseri yanılırlarsa, derinden bir ses gelir, hatayı düzeltir imiş. Hoş, güzel bir halk inanışıdır.”

Hızır Aleyhisselam’ın el izi mi?

Hazır sırası gelmişken bu konuya da değinelim istedim. Fatih Sultan Mehmed Türbenin giriş kapısının sağ tarafında,  pencerenin hemen altında bir avucun sığacağı büyüklükte bir oyuk var. Burası yüzlerce rivayete göre Hızır Aleyhisselam’ın el iziymiş. Kaynakları didikledim ama herhangi bir bulguya rastlayamadım. Hatta bir keresinde Emin Saraç Hocaefendi’ye bu konuyu danışmış ve kendisinden bizzat “bilmiyorum” cevabını almıştım. Hal böyle iken daha fazla üstünde durmak istemedim. Ama bilinsin diye paylaşmak istedim.

Doğan Pur haber verdi

Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi

İşte Sabah Gazetesi'nde tarihçi Murat Bardakçı'nın aktardıkları


Bugünkü Fatih Camisi'nin altında I. Konstantin'in mezarı vardı. Fatih, 'Roma İmparatoru' hayali ile burayı istiyordu, cenazesini kokuttuk.

Bugün, Fatih Sultan Mehmed'in türbesinin de bulunduğu Fatih Camii'nin yerinde fetihten önce İstanbul'un ilk Hristiyan mâbedi olan 'Havariyun Kilisesi' vardı ve İstanbul'un kurucusu olan Roma İmparatoru Birinci Konstantin'in mezarı da bu kilisedeydi. Fatih, ismini taşıyan caminin bu kilisenin yerine inşa edilmesini ve öldüğünde de aynı caminin avlusuna defnedilmeyi istemiş; böylelikle Konstantin ile aynı mekânda yatarak çocukluğundan beri taşıdığı 'Roma İmparatoru' hayalini hakikat yapmaya çalışmıştı..

Nisan yağmurları İstanbul'a 'lerin sonunda her zamankinden fazla yağmış, şehri seller götürmüş, Fatih tarafları göle dönmüş ve her tarafı su basmıştı. Selin hemen ertesi günü, Fatih semtinin sakinleri arasında bir dedikodu çıkar: Fatih Sultan Mehmed gece halkın ruyasına girmiş, 'Boğuluyorum, beni kurtarın' demiştir. Tahtta, İkinci Abdülhamid vardır ve hükümdar dedikodulardan ânında haberdar olmuştur. Abdülhamid, amcası Sultan Abdülâziz'in damadı Şerif Paşa ile Fatih ve Aksaray taraflarının itfaiye kumandanı Mehmed Paşa'yı huzuruna çağırır. Türbeye giderek mezarı açıp cenazeyi kontrol edecek, halkın gördüğü ruyanın doğru olup olmadığını araştıracak ve saraya dönüp rapor vereceklerdir. Hükümdar, paşaları türbeye göndermeden önce göreceklerini hiçbir yerde söylemeyeceklerine dair sıkı sıkı yemin ettirir. Mehmed ve Şerif Paşalar, Fatih Camii'nin yanıbaşındaki türbeye gider ve sandukayı kaldırıp mezarı kazarlar. Derken, önlerine demir bir kapak çıkar. Kapağı açtıklarında taş bir merdiven görürler. Ellerinde lambalarıyla merdivenden iner ve daha derine uzanan bir dehlizle karşılaşırlar. Dehlize dalar, metrelerce yürür ve ufak bir salonu andıran başka bir mekâna gelirler. Ortada musalla taşına benzeyen bir mermer, mermerin üzerinde de bir işlemeli ağaçtan bir tabut vardır. Bir hayli zorlanarak tabutu açar ve içinde bozulmamış bir mumya bulurlar: Fatih'in mumyasını. Yüzü aynen, yaşadığı devirde çizilmiş resimlerindeki gibidir.

PAŞA, YEMİNİNİ TUTMADI


Mumyanın başında dua eden paşalar tabutu kapayıp hayattaki bir hükümdarın huzurundan ayrılırcasına adımlarını geriye doğru atarak uzaklaşırlar. Yukarıya çıkar, sandukayı yerleştirir ve saraya gidip gördüklerini Abdülhamid'e anlatırlar. Padişah sellerin Fatih'in cenazesine zarar vermemiş olmasından memnuniyet duyar ve Paşalar'a yeminlerini hatırlatıp 'Gördüklerinizi unutunuz!'der. Ama, Damad Şerif Paşa yeminini seneler sonra bir tarafa bırakır, hadiseyi 'lı senelerde o zamanın meşhur kalem erbabından İbnülemin Mahmud Kemal İnal'ın Mercan'daki konağında yapılan musikili bir sohbet meclisinde anlatır ve söyledikleri, o günlerde çıkan bir tarih dergisinde de kısa bir biçimde yayınlanır. Ben, Şerif Paşa'nın bu mumya macerasını, İbnülemin'in konağında o gece yapılan sohbete şahit olanlardan bundan senelerce önce bizzat dinlemiştim. Hükümdarları ve önemli devlet adamlarını mumyalamak, Türkler'de İslamiyet öncesi zamanlardan kalma bir âdetti, birçok Selçuklu sultanının yanısıra Fatih'in oğlu İkinci Bayezid'e kadar bütün Osmanlı hükümdarları mumyalanmıştı. Hükümdarın başkentten uzakta, savaş meydanında can vermesi hâlinde, mumyalama zaten kaçınılmazdı. Fatih Sultan Mehmed de başkentinden uzakta ölmüştü. Yeni bir sefere çıkmak için 'in 27 Nisan'ında bin kişilik ordusuyla İstanbul'dan ayrılmış, 3 Mayıs günü Maltepe civarındaki Hünkâr Çayırı'nda hayata veda etmişti.
CENAZE BİR KÖŞEYE ATILDI


Cenaze gizlice Topkapı Sarayı'na nakledilirken vezirleri, hükümdarın Anadolu'da valilik yapan iki oğluna, Şehzade Bayezid ile Cem'e babalarının vefatını haber verdiler ve hemen İstanbul'a gelmelerini istediler. Hükümdarın vefatının duyulması bütün çabalara rağmen önlenemedi ve İstanbul'da tam bir anarşi yaşandı. Askerler şehri yağma ediyor, sevmedikleri devlet adamlarını sokak ortasında parçalıyor, devletin büyükleri ise tahta geçecek şehzade konusunda birbirleriyle mücadele ediyorlardı. Devletin üst düzeyi iktidar için birbirlerinin gözünü oyarlarken Fatih'in cenazesinin tahnid edilmesi unutuldu, hatta naaşın başında mum yakılması âdeti bile kimsenin hatırına gelmedi ve cesed koktu. Saray görevlileri, cenazenin vaziyetini ortalığı dayanılmaz bir kokunun sarması üzerine hatırladılar. Fatih bir tabipve hükümdarın baltacılarının kethüdası, yani o zamanın bir çeşid saray muhafızı olan Kasım adındaki bir zat tarafından mumyalandı. Tahta birkaç gün sonra İkinci Bayezid'in geçmesinden sonra, sabık hükümdar için çok büyük bir cenaze merasimi yapıldı ve hükümdarın naaşı, kendi yaptırmış olduğu camiin avlusundaki türbeye defnedildi.

FATİH, ROMA İMPARATORU'DUR


Ancak, Fatih Camii'nin ve türbenin inşa edildiği alanın çok önemli bir başka özelliği vardı: İstanbul'un kurucusu olduğuna ve şehre ismini verdiğine inanılan İmparator Konstantin de, 'deki ölümünden sonra aynı yere defnedilmişti. İstanbul'da inşa edilmiş ilk Hristiyan mâbedi olan 'Havariyun' yani Havariler Kilisesi, bugün Fatih Camii'nin olduğu alanda bulunuyordu. Asırlar boyunca harap hale gelen ve yüzyıldaki Latin işgali sırasında yağmalanan kilise fetih sırasında bir hayalet binayı halindeydi ve Fatih, kendi ismini taşıyacak olan caminin, kilisenin yerine inşa edilmesini, öldüğünde de camiin avlusuna defnedilmeyi istedi. Hükümdarın arzusunun sebebi hâlâ tartışılıyor ve en kuvvetli görüş, Fatih'in kendisini 'Osmanlı hükümdarı' değil, 'Roma İmparatoru' olarak görmesi ve 'Yeni Roma' olan Bizans'ın kurucusu Konstantin ile aynı yerde yatma arzusu. O devirdeki ismi 'Diyâr-ı Rum' yani 'Roma ülkesi' olan Anadolu ile 'Yeni Roma'nın mutlak hâkimi bu sayede fethine meşruiyet kazandırırken, bir yerde de kendisinin 'Roma'nın son imparatoru' olduğunu ilân ediyordu. Fatih, ebedi uykusunu bugün bir zamanlar İmparator Konstantin'in defnedildiği mekânda uyuyor. Konstantin'in kemiklerinin kaybolmasının üzerinden asırlar geçti ama Fatih'in mumyalı cesedinin bugün bilinen türbesinde mi, yoksa Abdülhamid'in paşalarının girdikleri dehlizin ucundaki tabutta mı bulunduğu konusu ise hâlâ bir muamma.

İstanbul'un altı, köstebek yuvasını andıran esrarlı dehlizlerle doludur

İstanbul'un altında köstebek yuvasını andıran çok sayıda dehlizin vârolduğu hep bilinip anlatılan bir efsanedir ama bu dehlizlerin çoğunu görme şansını yakalamış az kişi vardır ve bendeniz de o kişilerden biriyimdir. Kilometrelerce uzayıp giden dehlizlerin çökmesini sık aralıklarla inşa edilmiş sütunlar tutar. Duvarlar ve tavanlar Bizans zamanından kalma tuğlalarla örülüdür. Koridorlar, belli bir yerden sonra ufak meydanlara açılır. Bu meydanlar, başka dehlizlerin birleşme noktasıdır. Nereye uzandığını bilmediğiniz bu yeraltı yollarında elimizde ışığın dayanabildiği mesafeye kadar gider, sonra geri dönmek zorunda kalırsınız. Girme şansını bulduğum dehlizlerde çektiğim bazı fotoğrafları bu sayfada yayınlıyorum ama dehlizlerin nerelerde olduklarını söylemeyeceğim. Zira asırlar öncesinden bugünlere sapasağlam kalan bu mekânların kazmalı yahut dedektörlü hazine avcılarının akınına uğrayıp köstebek yuvasına dönmelerinden korkuyorum.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası