okula gizlice telefon getirmek / TEKNOLOJİK CİHAZ KULLANIM SÖZLEŞMESİ - Karacaoğlan Ortaokulu

Okula Gizlice Telefon Getirmek

okula gizlice telefon getirmek

ÖĞRENCİLERİN YURTTA İŞLEMİŞ OLDUKLARI SUÇLARA KARŞI UYGULANAN CEZALAR

 

MADDE 26 -

(1) Bu Yönetmelikte yazılı olan hususlara riayet etmeyen, yasaklara uymayan, kurum içinde ve dışında öğrenciye yakışmayan tutum ve davranışta bulunan öğrencilere, aşağıdaki disiplin cezaları verilir:

a)Uyarma

b)Kınama

c)Yurttan geçici çıkarma

ç)Yurttan süresiz çıkarma

(2) Uyarma ve kınama cezaları; öğrenciye yaptığı suçtan dolayı, bir daha suç işlememesi için dikkatli olması yönünde yapılan yazılı ihtardır.

(3) Yurttan geçici çıkarma cezası; öğrencinin 1 haftadan 1 aya kadar yurttan uzaklaştırılmasıdır. Öğrenci, bu ceza kendisine tebliğ edildiğinde derhal yurdu terk etmeye mecburdur.

(4)Yurttan süresiz çıkarma cezası;  öğrencinin yurtla ilişiğinin tamamen kesilmesidir. Öğrenci, bu ceza kendisine tebliğ edildiğinde derhal yurdu terk etmeye mecburdur. Bu şekilde yurttan çıkarılan öğrenci, gelecek yıllarda da Emniyet Genel Müdürlüğüne ait yurtlardan faydalanamaz.

(5) Verilen cezalar öğrencinin siciline işlenir.

Uyarma

MADDE 27 -(1) Uyarma cezasının verilmesini gerektiren haller şunlardır:

 

a) Ziyaretçileri, yurda bu amaçla ayrılmış yer ve zamanlar dışında kabul etmek,

b) Yemekhane, yatakhane, çalışma odası, dinlenme salonları ve koridorlar gibi genel yerlerde gürültü yapmak ve yüksek sesle konuşmak,

c) Yurt içinde laubali hareketleri alışkanlık haline getirmek, yatakhane haricinde pijama, gecelik ve yurt içinde giyilmesi yasaklanmış kıyafetle dolaşmak,

ç) Yatağını düzeltmemek, nevresimlerini kirli tutmak, elbise ile yatağa yatmak veya ayakkabılı olarak yatağa uzanmak, dolabını düzensiz ve kirli tutarak, dolabında yiyecek maddeleri bulundurmak,

d) Yurt bina ve eşyasının temizliğine özen göstermemek, yurt eşyalarının yerlerini değiştirmek,

e) Yurt içinde, idarenin tespit ettiği veya yasak olan yerlere habersiz ilan yapıştırmak,

f) Yurda iki saate kadar geç giriş yapmak,

g) Yurtta bulunduğu halde yoklama vermemek,

ğ) Genel kaidelere uymayan davranışlarda bulunmak.

Kınama

MADDE 28 - (1) Kınama cezasının verilmesini gerektiren haller şunlardır:

a) Yatakhane, yemekhane, banyo ve okuma salonları ile diğer çalışma, dinlenme, spor alanı ve salonlarına girip çıkmada zaman çizelgesine uymamak,

b) Yurttan ayrılırken ya da yurt yönetimince gerekli görülen zamanlarda öğrencilerin dolap, sandık ve bavul gibi özel eşyalarını yurt yönetiminin kontrolüne açık bulundurmamak,

c) Yurtta, yemekhane ya da yurt idaresinin göstereceği yerlerden başka yerlerde yemek, çay, kahve gibi şeyler hazırlamak veya yemek, içmek,

ç) İzinsiz olarak mevcut elektrik tesisatlarına harici ilaveler tesis etmek ve idarece izin verilmeyen elektrikli cihazları kullanmak,

d) İdarece, öğrencilerin kullanımına sunulmayan malzemeleri izinsiz kullanmak,

e) Yurt hizmet personelini, özel işlerde kullanmak veya buna zorlamak,

f) Başkasına ait eşyayı izinsiz kullanmak, eşyasına zarar vermek ve yatakhane arkadaşları ile geçimsizlik yapmak,

g) Yurt idaresine yanlış bilgiler vermek, beyannameleri yanlış doldurmak,

ğ) Yurt içinde kumar aletleri ile oyun oynamak, oynatmak veya bulundurmak,

h) Banyo ve tuvalet kapılarına, soyunma dolaplarına çirkin yazılar yazmak, resim yapmak veya asmak,

ı) Kılık ve kıyafet konusunda yurt idaresinin uyarılarını dikkate almamak,

i) Yurda iki saatten fazla geç giriş yapmak veya geceyi dışarıda geçirmek,

j) İzinli olduğu halde idarenin haberi olmaksızın yurtta kalmaya devam etmek,

k) Daha önce uyarma cezası almış olduğu halde, tekrar uyarma cezasını gerektiren herhangi bir kuralı ihlal etmiş olmak,

l) İdareye yapılacak ödemeleri on beş (15) gün geciktirmek,

m) Yukarıda yazılanlar dışında ve bunlara benzer davranışlarda bulunmak.

 

Yurttan geçici çıkarma

MADDE 29 - (1) Yurttan geçici çıkarma cezasını gerektiren davranışlar şunlardır:

a) Yurt idarecilerine ve personeline karşı küfür, hakaret, tahkir ve tehdit edici sözlü veya yazılı beyanda bulunmak veya karşı gelmek,

b) Alkollü içki almış olarak yurda gelmek, yurt içinde alkollü içki içmek veya bulundurmak, sarhoşluk sebebiyle yurt içinde huzur bozucu davranışlarda bulunmak,

 

c) Yurdun herhangi bir yerine ahlak ve adaba aykırı yazı yazmak, resim yapmak, asmak veya internet üzerinden ahlak ve adaba aykırı resim, film, yazı göndermek, indirmek ayrıca ahlaki ve ideolojik vb. yasak olan siteleri ziyaret etmek,

ç) Yurt idaresinin astığı veya müsaadesi ile asılmış emir veya ilanları koparmak, yırtmak, değiştirmek,

d) Yurt içinde veya dışında arkadaşlarını ya da başkalarını dövmek, küçük düşürmek,  hakaret etmek veya küfür etmek,

e) Yurda ait eşya ve malzemelere zarar vermek, izinsiz olarak dışarıya çıkarmak,

f) İdarenin haberi olmaksızın yurda yatılı misafir kabul etmek,

g) Bulundurulması uygun olmayan kitap, dergi gibi yayın, araç ve gereçleri yurda getirmek, arkadaşlarına dağıtmak veya göstermek,

ğ) Yurt idaresince ilan olunan veya verilen emirlere uymamak,

h) Yoklamadan sonra yurdu terk etmek,

ı) Bir ay içerisinde toplam iki (2) günden onbeş (15) güne kadar,  idarece kabul edilir mazereti olmaksızın yurda gelmemek, 

i) İdareye yapılacak ödemeleri bir (1) ay geciktirmek,

j) Daha önce kınama cezası almış olduğu halde tekrar kınama cezasını gerektiren herhangi bir suç işlemiş olmak,

k) Yasak olan yerlerde sigara içmek,

l) Yurt idaresinden habersiz yurt binası, eklentileri ve yurtta barınan öğrencilerin görüntülerini internet üzerinden yayınlamak,

m) Yukarıda yazılanlar dışında ve bunlara benzer davranışlarda bulunmak.

 

Yurttan süresiz çıkarma

MADDE 30 - (1) Yurttan süresiz çıkarma cezasını gerektiren haller şunlardır:

a) Yurdun içinde veya dışında hırsızlık yapmak.

b) Yurtta görevli kişileri dövmek, yaralamak,

c) Yaralama, adam öldürme, kapkaç, gasp, tecavüz vb. suçları işlemek veya böyle bir suçtan hükümlü olmak,

ç) Yurdun içinde veya dışında iffete aykırı hareketleri alışkanlık haline getirmek veya bu hareketleri teşvik etmek,

d) Yurdun içinde veya dışında kesici, delici, patlayıcı, silah, fişek vb. bulundurmak, satmak ve herhangi bir kimseyi bunlarla yaralamak,

e) Boykot veya işgal gibi davranışlarda bulunmak, arkadaşlarını toplu olarak yöneticilere, idareye karşı eyleme geçirmek veya teşvik ve tahrik etmek,

f) Siyasi nitelikte yasak olan bildiri bulundurmak, dağıtmak, afiş asmak, yazı yazmak, internet üzerinden veya ferdi olarak propaganda yapmak, 

g) İdeolojik ayrılıklar nedeniyle olay çıkarmak, her türlü şiddet eylemine başvurmak veya ideolojik gruplar oluşturmak, bunlara katılmak, liderlik etmek,

ğ) Uyuşturucu madde kullanmak, bulundurmak veya satmak,

h) İdareye yapılacak ödemeleri iki (2) ay geciktirmek,

ı) İnternet ve medya aracılığıyla yurdun içinde veya dışında siyasi ve ideolojik propaganda yapmak,

i) Daha önce yurttan geçici çıkarma cezası almış olduğu halde tekrar geçici çıkarma cezasını gerektiren herhangi bir suç işlemiş olmak,

j) Yurda ait eşya ve malzemelerine bilerek zarar vermek,

k) Yukarıda yazılanlar dışında ve bunlara benzer davranışlarda bulunmak.

 

Disiplin notu

MADDE 31 -

(1)Yurdun işleyişi ve düzeni açısından disiplinin tesis olunması için her öğrenciye, bir öğretim yılı için disiplin notu tespit edilmiştir. Bu not yüz () puandan oluşur. Bir öğretim yılı içinde aldığı ceza puanlarıyla bu disiplin notunu sıfırlayan öğrenciler iki (2) ay süre ile yurttan uzaklaştırılır.

(2) Öğrencinin yıl içindeki almış olduğu ceza puanlarının yarısı bir sonraki eğitim öğretim yılına aktarılır. Öğrencinin disiplin notu olan yüz () puanından bu aktarılan ceza puanı düşürülür, öğrenci kalan puanı ile eğitim öğretim yılına devam eder.

(3) Ceza puanı verilmesini gerektiren haller şunlardır:

a) Uyarma cezası alan her öğrenciye bu cezasına ilaveten her seferinde beş (5) puan,

b) Kınama cezası alan her öğrenciye bu cezasına ilaveten her seferinde on (10) puan,

c) Bir hafta süre ile yurttan geçici çıkartma cezası alan her öğrenciye bu cezasına ilaveten her seferinde on beş (15) puan,

ç) On beş (15) gün süreyle yurttan geçici çıkartma cezası alan her öğrenciye bu cezasına ilaveten her seferinde otuz (30) puan,

d) On beş (15) günden fazla süreyle yurttan geçici çıkartma cezası alan her öğrenciye, bu cezasına ilaveten, her seferinde kırk (40) ceza puanı verilir ve bu puanlar disiplin notundan düşülür.

(4) Re’sen verilen cezalarda yukarıdaki puanların yarısı indirilir.

 Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi veya kayda alınması suçu ve cezası

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu Nedir? (TCK md)

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi veya kayda alınması suçu, iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı inancıyla yaptığı konuşmaların dinlenmesi, kayda alınması veya kaydedilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi ile oluşur.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi veya kayda alınması suçu, “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” arasında TCK md. ’de düzenlenmiştir.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu, benzer hukuki değerleri korumakla birlikte, aşağıdaki suçlarla karıştırılmamalıdır:

Şikayet, Zamanaşımı ve Uzlaştırma Şartları

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi veya kayda alınması suçu, takibi şikayete bağlı olan suçlar arasında yer almaktadır. Bu nedenle, failin ve fiilin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içerisinde yapılmış bir şikayet başvurusu olmadan, savcılık tarafından kendiliğinden soruşturma yapılamaz.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi veya kayda alınması suçu ile ilgili dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Mağdur tarafından suçun işlendiği veya faili daha geç öğrenilse bile, 8 yıl içinde şikayet başvurusu yapılmadığı takdirde suç zamanaşımına uğrayacaktır.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi veya kayda alınması suçu, taraflar arasında uzlaştırma prosedürü uygulanmasını gerektiren suçlardandır. Uzlaşma kapsamında olan suçlarda, gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında öncelikle uzlaştırma prosedürünün uygulanması, uzlaşma sağlanmazsa soruşturmaya veya yargılamaya devam edilmesi gerekir.

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçunun Türleri

TCK md. ’te düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu, seçimlik hareketli bir suçtur. TCK her seçimlik hareket için ayrı bir ceza tayin etmiştir. Şu seçimlik hareketlerden herhangi birisinin yapılması ile konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu işlenir:

  • Konuşmanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin, gizli ve özel olan (aleni olmayan) konuşmaları dinlemesi veya kayda alması şeklinde seçimlik hareketli suç (TCK md. /1),

  • Konuşmanın tarafı olan kişilerin, taraflar arasında kalması gereken aleni olmayan söyleşiyi (3 veya daha fazla kişinin konuşmaları) kayda alması şeklinde seçimlik hareketli suç (TCK md. /2),

  • Konuşmanın tarafı olan veya olmayan kişilerin, aleni olmayan konuşmaları kaydetmek suretiyle elde edilen “verileri hukuka aykırı olarak ifşa etmesi” şeklinde seçimlik hareketli suç (TCK md. /3).

Hemen belirtelim ki, iki kişi arasında yapılan konuşmaların, konuşmanın tarafı olan kişilerce kaydedilmesi; kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu değil, diğer koşullar da varsa özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilir.

‘Aleni Olmayan Konuşma’ Nedir? (TCK md/’e Göre)

TCK md’te kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmadan kastedilen; iki veya daha fazla kişinin kendi aralarında veya bilinen sınırlı bir çevrenin dışına çıkmayacağı bilgisi ve iradesiyle yaptıkları, katılımcılar arasında kalması gereken konuşmalardır. Aleni olmayan bu konuşmaların TCK md çerçevesinde cezalandırılabilmesi için şu özelliklere sahip olması gerekir:

  • Aleni olmayan konuşma, iki veya daha fazla kişi arasında gerçekleşmelidir.
  • Kişiler arasında aleni olmayan konuşma, hiçbir teknik araç kullanılmadan ve yüzyüze yapılan bir konuşma olmalıdır.
  • Aleni olamayan konuşma, üçüncü kişiler tarafından özel bir çaba sarf edilerek dinlenebilmelidir. Hiçbir çaba sarf edilmeden kendiliğinden herkes tarafından duyulabilecek konuşmalar aleni olmayan konuşma olarak kabul edilemez.
  • Aleni olmayan konuşma, özelliği gereği söze dayalı, sesli düşünce ve bilgi açıklamalarını içermelidir.
  • Aleni olmayan konuşma, elverişli bir araç ile (ses alma veya kaydetme cihazı) dinlenmeli veya kaydedilmelidir.

Hemen belirtelim ki, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmalar bir vasıta kullanılarak yapılmış ve üçüncü kişi çeşitli vasıtalarla yapılan bu konuşmayı dinlemişse; kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu değil, TCK md’de düzenlenen “haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu” vücut bulur.

‘Aleni Olmayan Söyleşi’ Nedir? (TCK md/2’ye göre)

TCK /2 kapsamında hukuki bir terim olarak söyleşi; 3 veya daha fazla kişi arasında yapılan konuşmayı ifade etmektedir. TCK md. /2 metni incelendiğinde görüleceği üzere, “…söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan … kayda alan kişi” ifadesi dikkate alındığında fail dışında en az iki kişinin daha katılımının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.

TCK md/2’nin madde gerekçesi dikkate alındığında; “…söyleşiye katılan kişilerden biri tarafından diğerlerinin rızası olmadan kayda alınması suç olarak tanımlanmıştır” şeklinde yapılan açıklama, söyleşinin en az 3 veya daha fazla kişi arasında yapılan konuşmaları ifade etmek üzere hukuki bir terim olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.

En az üç veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesi, TCK’nın /2. madde ve fıkrasında kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması başlığı altında suç olarak tanımlanmıştır. Anılan suçun oluşabilmesi için, söyleşinin, “aleni olmaması”; yani, “belirsiz sayıda kişinin, ayrıca bir çaba harcamadan, rahatlıkla duyabileceği ve algılayabileceği şekilde konuşulmaması” gerekli ve yeterli olup, söyleşi içeriğinin suçun oluşması bakımından bir önemi yoktur. Buna göre, söyleşi; gizlilik taşıyan ve özel yaşam alanı kapsamında yer alan konularla ilgili olabileceği gibi, herkes tarafından bilinen veya anlamsız ya da sıradan hususlar hakkında da olabilir. Ayrıca, söyleşinin nerede yapıldığı da önemli değildir, yeter ki aleni olmayacak şekilde konuşulsun (Y12CD-K/).

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi veya Kayda Alınması Suçunda Hukuka Uygunluk

Bazı durumlarda, kişiler arasındaki konuşmaları dinleyen veya kayda alan kişi, bir zorunluluk nedeniyle bu kaydı yapabilir. Kaydı yapan kişinin başkaca ispat olanağının olmadığı ani gelişen durumları adli makamlara intikal ettirmek üzere yaptığı kayıtlar hukuka uygun hale gelmektedir. Bu şekilde yapılan kaydın da amacına uygun bir şekilde kullanılması gerekir. Aksi takdirde, suç meydana gelir.

Kendisine karşı işlenmekte olan (cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemleri kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu oluşturmaz.

Üçüncü Kişilerin Aleni Olmayan Konuşmaları Dinlemesi ve Kayda Alması Suçu ve Cezası (TCK md/1)

Failin suçun bu fıkrası ile cezalandırılabilmesi için konuşmanın tarafı olmayan bir üçüncü kişi olması gerekir. Fail, iki veya daha fazla kişi arasında geçen konuşmayı bir üçüncü kişi olarak gizlice dinlemeli veya kayda almalıdır. Failin konuşmayı herhangi bir şekilde kaydetmesi ile birlikte, kaydettiği bu konuşmaları dinlediği de karine olarak kabul edilir.

Konuşması dinlenen kişilerin, dinleme veya kaydetme işlemine rızaları varsa, bu durumda üçüncü kişinin yaptığı kayıt hukuka uygun hale gelir. Ancak, dinleme veya kaydetme konusunda bir aşamaya kadar verilen rıza, belli bir aşamadan sonra devam etmezse, rızanın devam etmediği aşamadan sonrası için yapılan dinleme ve kaydetme hukuka aykırı hale gelir. Örneğin, siyasi bir parti düzenlediği bir toplantının bir kısmını basına açık olarak yapmış, diğer kısmını da gizli yapma kararı almışsa; toplantının basına kapalı kısmına ait seslerin üçüncü kişiler tarafında dinlenmesi veya kayda alınması hukuka aykırı olarak suç teşkil edecektir.

Konuşmaların dinlenmesi veya elverişli herhangi bir ses alma cihazı ile kayda alınması halinde suç oluşur. Ses alma cihazının görüntülü olup olmadığının bir önemi yoktur.

Konuşmanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin aleni olmayan konuşmaları dinlemesi veya kayda alması suçunun cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.

Konuşmanın Tarafı Olan Kişilerin Aleni Olmayan Konuşmaları Kayda Alması Suçu ve Cezası (TCK md/2)

Konuşmanın tarafı olan failin bu fıkra kapsamında cezalandırılabilmesi için, söyleşinin en az 3 kişi veya daha fazla kişi tarafından yapılması gerekir. Aleni olmayan konuşma, bu fıkrada “….aleni olmayan söyleşi…” şeklinde tanımlanmıştır (TCK md/2). Bu fıkrada kastedilen “söyleşi” kavramı, “en az üç kişi arasında geçen konuşma” olarak kabul edilmektedir.

İki kişi arasında yapılan konuşmanın, konuşmanın tarafı olan kişilerce kaydedilmesi, bu madde kapsamında suç olarak tanımlanmamıştır. İki kişiden biri kendi aralarında geçen konuşmaları kaydettiği takdirde; koşulları varsa TCK md. ’te düzenlenen “özel hayatın gizliliğini ihlal suçu” oluşur.

En az 3 veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesi halinde, fail hakkında TCK md/2 hükmü uygulanmalıdır.

TCK md. /2 gereği, konuşmanın tarafı olan kişilerin, en az 3 veya daha fazla kişi tarafından yapılan aleni olmayan konuşmaları kayda alması suçunun cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezasıdır. Yani, mahkeme bu fıkra kapsamındaki suçun sabit olduğuna karar verdiğinde, fail hakkında ya hapis cezası ya da adli para cezası verecektir.

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Kaydedilerek Hukuka Aykırı “İfşa Edilmesi” Suçu ve Cezası (TCK md/3)

Aleni olmayan konuşmalardan kaydedilerek elde edilen verilerin “hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi” bu fıkra kapsamında cezalandırılacaktır. Bu fıkra ile konuşma veya söyleşinin TCK md. /’deki şekilde kaydedilmesi değil, “ifşa edilmesi” cezalandırılmaktadır. İfşa etme, gizli kalması gereken bir şeyin açığa vurulması anlamına gelmektedir.

İfşa etme fiilinin, konuşmanın üçüncü bir kişiye bilgi verme veya üçüncü kişilere duyurulması gibi herhangi bir şekilde; yani, bir veya birden fazla kişiye karşı olması yeterlidir. İfşa etme, sosyal medya veya basın-yayın kullanılarak aleni bir şekilde yapılabileceği gibi, herhangi bir kimseye bilgi verilerek aleni olmayan bir şekilde de yapılabilir.

İfşa edilen konuşmaların hukuka aykırı veya uygun yöntemlerle elde edilip edilmediğinin hiçbir önemi yoktur. Suçun meydana gelmesi açısından önemli olan husus, konuşmaların “hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi”dir. Örneğin; CMK md. gereği yasal yapılan ortam dinlemesi neticesinde hukuka uygun elde edilen konuşma içeriklerinin, kamuoyuna açıklanarak hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi TCK md/3’teki bu suça vücut verir.

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilerek “hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi” suçu açısından şu üç hususa özellikle dikkat edilmesi gerekir:

  • Kaydedilen ve hukuka aykırı ifşa edilen veriler, “iki kişi” arasındaki aleni olmayan konuşmadan elde edilmişse; ifşa eden kişinin konuşmanın tarafı olmaması gerekir. En az iki kişi arasında geçen konuşmaların, üçüncü kişi tarafından kaydedilmesi ve ifşa edilmesi halinde bu suç oluşur.

  • İki kişi arasındaki konuşmayı kaydederek hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, konuşmanın tarafı ise; bu fıkra hükümlerinin değil, koşulları varsa Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu veya Kişisel Verileri Ele Geçirme, Yayma veya Başkasına Verme Suçu hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmalıdır.

  • Kaydedilen ve hukuka aykırı olarak ifşa edilen konuşmalar, aleni olmayan bir söyleşiden elde edilmişse (Söyleşi: üç veya daha fazla kişinin yaptığı aleni olmayan konuşmalar), kaydı yapan kişinin söyleşinin tarafı olması veya olmamasının bir önemi yoktur. Bu durumda, fail, ister söyleşinin tarafı olsun ister söyleşiye taraf olmayan bir üçüncü kişi olsun, kaydettiği aleni olmayan söyleşide yer alan verileri hukuka aykırı olarak ifşa ettiği takdirde cezalandırılır. Verileri kaydedip ifşa etmediği takdirde; kişisel verilerin kaydedilmesi suçu veya kişisel verileri ele geçirme, yayma veya başkasına verme suçu hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmalıdır.

Aleni olmayan konuşmalardan kaydedilerek elde edilen verilerin hukuka aykırı bir şekilde ifşa edilmesi suçunun cezası; 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ve 4 bin güne kadar adli para cezasıdır. Yani, fail hem hapis cezası ile hem de adli para cezası ile cezalandırılacaktır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

Konuşmaların Dinlenmesi veya Kaydedilmesi Suçu Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, kişinin işlediği suçtan dolayı özgür iradesiyle sonradan pişman olması ve suç teşkil eden fiilin meydana getirdiği olumsuzlukları gidermesi halinde başvurulan bir ceza indirimi nedenidir.

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması veya ifşa edilmesi suçunda, etkin pişmanlık yoluyla ceza indirimi mümkün değildir.

Konuşmaların Dinlenmesi veya Kaydedilmesi Suçunda Erteleme, Hagb, Adli Para cezası

Adli para cezası, TCK’da suç karşılığında hapis cezasına alternatif olarak düzenlenen bir yaptırımdır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur.

Erteleme, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir.

  • TCK md. ’te yer alan yukarıda açıkladığımız tüm suçlar kapsamında verilen cezaların ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması mümkündür.

  • TCK md’te düzenlenen suçların, bazı fıkraların ceza miktarı, bazı fıkraların da adli para cezasının seçimlik ceza olarak tayin edilmiş olması nedeniyle; mahkeme tarafından hükmedilen hapis cezası adli para cezasına çevrilemez.

Konuşmaların dinlenmesi veya kayda alınması Yargıtay Kararları

Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu Yargıtay Kararları


Aleni Olmayan Söyleşinin Kaydedilmesi Suçu

TCK’nın /1. maddesinde, iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, konuşmanın tarafı olmayan kişi veya kişilerce, ilgilisinin rızası olmaksızın, elverişli bir aletle (sesli bir açıklamayı kuvvetlendirerek veya naklederek onu ses alanının dışına çıkartıp doğrudan doğruya algılanabilir hale getirmeye yarayan her türlü düzenekle) dinlenmesi veya akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesi; aynı Kanun’un /2. maddesinde ise en az üç veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesi, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması başlığı altında suç olarak tanımlanmıştır. Söyleşiden farklı olarak, iki kişi arasında da gerçekleşebilecek olan konuşmada, konuşan tarafların, aralarında geçen sözleri kaydetmesi, TCK’nın /1. maddesi kapsamında suç olarak tanımlanmamış olup, koşulları bulunduğu takdirde eylem aynı Kanun’un maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilir.

Sanığın, arkadaşı Mutlu ve belediyede fen işleri müdürü olarak görev yapan mağdur A. ile yüz yüze yaptıkları aleni olmayan söyleşiyi, mağdur A. tarafından kendisine karşı işlenmekte olan ve ani gelişen bir suç bulunmadığı halde, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, diğer iki konuşanın bilgisi ve rızası dışında kaydetmesi nedeniyle sanık hakkında mağdur …‘e yönelik kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan dolayı TCK’nın /2. maddesi gereğince mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, sanığın üç kişi arasında geçen tarafı olduğu konuşmaları kaydettiği kabul edildiği halde, suç vasfında yanılgıya düşülerek, TCK’nın /1. maddesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması ve mağdur A’nın kanunda öngörülen sürede şikayetçi olmadığı nazara alınmaksızın suçun her iki mağdura karşı işlendiği kabul edilip, bu kabule göre de, sanık hakkında TCK’nın /1. maddesi gereğince iki ayrı mahkumiyet hükmü kurulmasının ya da zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediği hususlarının kararda tartışılmaması hukuka aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar/).

Kaydedilen Sesleri Başkalarına Dinleterek Özel Hayatın Gizliliğini İfşa Suçu

Fiilen de beraber oldukları dönemde, resmi nikahlı eşi katılanın sadakatinden kuşkulanan ve kendisini aldattığını düşünen sanığın, birlikte yaşadıkları evin mutfağına ses kayıt cihazı yerleştirerek katılanın bir kişiyle telefonda yaptığı konuşmalara dair seslerini kaydedip, bu kayıtları katılanın kendisini aldattığını söyleyerek müşterek arkadaşları N. ve D.’a dinletmesi, bilahare bu kayıtları açılan boşanma davasında mahkemeye delil olarak sunması biçiminde gelişen olayda; sanığın, kendisini aldattığı düşüncesiyle boşanma aşamasına geldiği katılan hakkında açacağı boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacıyla ses kayıt cihazı ile kayıt yaptığı, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği, buna göre, ses kayıtları TCK’nın /1. maddesindeki suç işlenerek elde edilen bilgi niteliğinde kabul edilemeyeceği gibi iki kişi arasında gerçekleşebilecek olan konuşmada, konuşan tarafların, aralarında geçen sözleri kaydetmesi, TCK’nın /1. maddesi kapsamında suç olarak tanımlanmamış olup, TCK’nın maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından; katılana ait ses kayıtlarını müşterek arkadaşlarına dinleterek ifşa eden sanık hakkında, TCK’nın /2. maddesi uyarınca özel hayata ilişkin sesleri ifşa suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekir (Yargıtay Ceza dairesi – / karar).

İki Kişi Arasındaki Konuşmanın Kaydedilmesi ve Özel Hayatın Gizliliği

En az üç veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesi TCK /2. maddesinde kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu olarak düzenlenmiştir. Söyleşiden farklı olarak, iki kişi arasında da gerçekleşebilecek olan konuşmada, konuşan tarafların, aralarında geçen sözleri kaydetmesi, TCK’nun kapsamında suç olarak tanımlanmamış olup, koşulları bulunduğu takdirde eylemin maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur (Yargıtay Ceza Dairesi – / karar).

Aleyhine İşlenen Suçun İspatı Amacıyla Kayıt Yapma

Ceza Dairesi – / karar).

Sanığın özel bir bankanın genel müdürlüğü bünyesinde inşaat proje sorumlusu, müştekinin ise aynı birimde inşaat birim müdürü olarak çalıştığı, sanığın, müştekinin kendisi hakkında performans değerlendirmesi için odasında müdür yardımcısı E.’ın da katılımıyla yaptığı aleni olmayan toplantıda konuşulanları, diğerlerinin rızası olmaksızın cep telefonu ile kayda alarak toplantıda müştekinin kendisine hakaret ettiği iddiasıyla Cumhuriyet Başsavcılığında şikayetçi olması şeklinde gelişen olayda; performans değerlendirme toplantısında kendisine hakaret içerikli sözler söylenmesi nedeniyle sanığın üzerindeki cep telefonu ile gizlice kayıt yaptığı, eylemi başka türlü ispat etmesinin mümkün olmadığı yönündeki savunması ile bu savunmayı doğrulayan bilirkişi raporuna göre, sanığın başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken toplantıda kendisine yönelik hakaret içerikli konuşmayı kayda aldığı, sanığın eyleminin hukuka aykırı olmadığı, bu nedenle sanığın kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun oluşmadığı kabul edilmelidir (Yargıtay Ceza Dairesi – / karar).

Planlı ve Sistematik Ses Kaydı Yapma Suretiyle Konuşmaların Kaydedilmesi

En az üç veya daha fazla kişinin, yüzyüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleyişinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesinin /2. maddesinde kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması başlığı altında suç olarak tanımlandığı, söyleşiden farklı olarak, iki kişi arasında da gerçekleşebilecek olan konuşmada, konuşan tarafların, aralarında geçen sözleri kaydetmesi, TCK’nun kapsamında suç olarak tanımlanmamış olup, koşulları bulunduğu takdirde eylemin maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilir. Ceza Dairesi – / karar).

Telefon Görüşmesini Kaydetme Suretiyle Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu

Sanığın, sulh ceza mahkemesinde görülmekte olan şikayetçinin taraf olmadığı bir dava dosyasına delil olmak üzere şikayetçi ile yaptığı telefon görüşmesini, şikayetçinin rızası olmaksızın kayda alarak bu kaydı mahkemeye delil olarak sunarak ifşa etmesi şeklinde gelişen eyleminde, sanığın, şikayetçi tarafından kendisine karşı işlenmekte olan ve ani gelişen bir suç bulunmadığı halde, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delilin muhafazasını sağlamak için değil, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, yeni bir delil elde etmek amacıyla hareket ederek, şikayetçi ile arasındaki telefon görüşmesini gizlice kaydedip, bu ses kaydını içerir CD’yi, şikayetçinin bilgisi ve rızası dışında, dava dosyasına delil olarak sunduğu, atılı eylemin kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu değil, TCK’nın maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal etme suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir (Yargıtay Ceza Dairesi – / karar).

Boşanma Davasına Delil Olarak Sunulan Ses Kaydı

Oluşa ve dosya kapsamına göre resmi nikahlı eşi katılanın kendisini aldattığından şüphelenen sanığın katılan ile ortak kullanımlarında olarak araç içerisine yerleştirmiş olduğu dinleme cihazı ile katılanın aynı iş yerinde beraber çalıştığı ve konuşma içeriklerine göre duygusal yakınlaşma içerisinde olduğu kişi ile olan konuşmalarını ve aynı kişi ile kafede oturduklarına ilişkin görüntüleri kaydedip, açmış olduğu boşanma davasında delil olarak kullandığı iddia ve kabul edilen olayda,

Katılanın tarafı olduğu konuşma içeriklerini ve görüntüleri üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kendisine ve aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delilin muhafazasını sağlayıp, katılanın güven sarsıcı olumsuz tutum ve davranışlarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket etme bilinciyle davranmadığı gözetildiğinde atılı suçların yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle CMK’nın /2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken, CMK’nın /2-c maddesi gereğince atılı suç açısınından sanığın kastının bulunmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar : /).

Gizlice Ses Alma Cihazı İle Konuşmaların Dinlenmesi

Bir okulda öğretmen olarak görev yapan sanık …‘nın, aynı meslekten olan resmi nikahlı eşi Bilal ile yine meslektaşı olan katılan … arasında gayrimeşru ilişki olduğu düşüncesiyle eşinin aracına gizlice ses alma cihazı yerleştirip, katılanla kendi eşi arasında yüz yüze gerçekleşen, içeriği özel, aleni olmayan konuşmaları, konuşanların bilgisi ve rızası dışında kaydetmesi biçiminde sübut bulan eyleminin, haksız tahrik altında TCK’nın /1. madde ve fıkrasındaki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu oluşturduğuna dair yerel mahkemenin kabulünde dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar : /).

Ses Kayıt Cihazı Yerleştirme

Dosya kapsamına göre; sanığın, eve yerleştirdiği ses kayıt cihazı ile kendisi aldattığından şüphelendiği eşi katılanın telefon konuşmasını kaydettiği ve katılanı konuştuğu kişi olan tanıkla yüzleştirdiği sırada katılanın kendisini aldatmasından duyduğu öfke ile katılana hakaret ettiği iddia edilen olayda;

Katılanın tarafı olduğu haberleşme içeriklerini üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, katılan aleyhine açtığı boşanma davasındaki iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket etme bilinciyle davranmadığı ve katılanın kendisini aldatmasına tepki olarak atılı hakaret suçunu işlediği gözetildiğinde yerel mahkemenin beraate ve ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar: / ).

Kendisiyle Yapılan Konuçmanın Kaydedilmesi Suç Değildir

Sanığın katılan ile konuştukları esnada katılanın konuşmasını cep telefonu ile kaydettiği iddia edilen olayda, sanığın tarafı olduğu konuşma içeriklerini kaydetmesi eylemi TCK’nın maddesinde suç olarak tanımlanmadığı şartları bulunduğu takdirde eylem TCK’nın maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebileceği, ancak dosya kapsamında söz konu konuşma içeriklerinin bulunmaması nedeniyle, sanığın konuşma içeriklerinin bağlı bulundukları İcra Müdürlüğüne ilişkin soruşturma dosyasına ilişkin olduğuna dayalı savunmasının aksine, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından yerel mahkemece sanığın beraatine ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay Ceza Dairesi / E. , / K.).

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi veya kayda alınması suçu; özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, kişisel verilerin kaydedilmesi, ele geçirilmesi, yayılması veya başkasına verilmesi suçları ile bağlantılı fiiller içermesi nedeniyle iddia ve savunmanın bir avukat yardımı ile yapılması yararlı olacaktır.


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere [email protected] adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

Rüyada okula telefon getirmek yılmayacağına ve canla başla çalışarak istediklerini elde edeceğine, ailesi içinde hiçbir kavga ve tartışmanın yaşanmayacağına, hayırlı bir şekilde bitecek bir birlikteliğe başlanacağına, sevdikleri ile bir araya geleceğine, kardeşlerin birlikte bir işe gireceğine, sorunların ve sıkıntıların büyük bir azimle ortadan kaldırılacağına yorulmaktadır.

Rüyanın manasına göre rüyayı görenin bazı kişilerle fikir alışverişinde bulunarak yeni çalışmalar gerçekleştirileceğine, aile büyüklerinden alınacak destek sayesinde çok güzel bir düğün yapılacağına, herkesin saydığı ve tanıdığı biri olacağına, en sonunda durumları düzeltip büyük bir kazanca sahip olacağına, iş hayatında herkesin imreneceği bir konuma geleceğine, rızkın kesilmeyeceğine delalettir.

Rüyada okula telefon getirmek fırtınalı bir havanın sakinleşeceğine, hayatını ailesine adayacağına, problemlerin çözüme kavuşacağına, uğradığı zararların yakın zaman içinde telafi edileceğine ve çok daha iyi bir iş için destek alacağına, hayırlı işlere gireceğine, sorunlarından ve sıkıntılarından çok kısa bir zaman içerisinde kurtulacağına yorulur.

Rüyanın yorumuna göre rüyayı görenin sorunların ve engellerin biteceğine, dini açıdan inancına uygun hareket edip, ahiret hayatına hazırlık yapacağına, rahatının yerinde olacağına, aşk hayatının çok güzel bir hal alacağına, ağız tadına ve neşesine kavuşacağına, hayırlı bir çalışma ile muhtaç insanlara destek olunacağına tabir olunur.

Rüyada okula telefon getirmek iş konusunda açılacak yeni bir sayfa sayesinde güzel günler görüleceğine, yetki sahibi olacağına, hayırlı ve güzel kazançlar elde edeceğine, zorluk ve yoklukla karşılaşmayacağına, eş, dost ya da akrabalarından biri ile büyük bir iş yapacağına, güzel sözler işiteceğine tabir olunur.

Rüyanın yorumuna göre rüyayı görenin geçim sıkıntısının ortadan kalkacağına, hayatını kazanırken keyif alacağına, hayatı boyunca kimseye muhtaç olmayacağına, küçük şeylerle bile mutlu olacağına, çok huzurlu ve mutlu bir yaşam süreceğine, zor günlerin biteceğine işaret ettiği söylenir.

Gönderdiğiniz Rüyanın Tabiri En Kısa Sürede Bu Sayfada Yayınlanacak. Sayfayı Hemen Kaydet

Hayırlı tabiri için rüyanızı "Gündüz Niyetine Okula Telefon Getirmek" diye aratmanız gerektiğini biliyor muydunuz?

Sosyal Medyada Bizi Takip Ederek Desteğini Göster !

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir