ıssız ada robinson crusoe / Robinson Issız Adada Ortaokul Hasbahçe Kitaplığı Daniel Defoe Çamlıca Kitap

Issız Ada Robinson Crusoe

ıssız ada robinson crusoe

Robinson Crusoe () Roman Özeti &#; Daniel Defoe

Robinson Crusoe, Batı Edebiyatının ve Dünya Edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. Konusunun ilginç olması ve dilinin akıcılığı eserin çok okunmasını olumlu yönde etkilemiştir. Robinson Crusoe, kimsenin olmadığı adada, yıllarca tek başına yaşamak zorunda kalan bir insanı anlatır. Eser, kendinden sonraki yazarları fazlasıyla etkilemiştir.

Daniel Defoe&#;nun altmış yaşında kaleme aldığı ilk romanıdır. Eser, bir adamın, ıssız bir adada doğa ile olan yirmi sekiz yıllık yaşam mücadelesini anlatır. İngiliz edebiyatında yazılan ilk roman olarak kabul edilir. Güçlü bir hayal gücünün ürünü olan Robinson Crusoe, popülerliğini günümüzde de korumaktadır.

İngiliz nesir yazarı, Charles Lamb, &#;Defoe&#;nun anlatımında, üslubunda diğer roman yazarlarının ötesinde bir doğallık vardır.&#; der.

Robinson Crusoe, macera düşkünüdür. Denizlere açılıp yeni yerler görme tutkusu içindedir. Yaptığı tehlikeli iki deniz yolculuğu yüzünden tutkusundan vazgeçer. Ancak, bir süre sonra tekrar yolculuğa çıkar. Yolculuk yaptığı gemi batar. Sadece kendisi kurtulur. Issız bir adada yaşama başlar. Kendine bir barınak yapar. Yaban keçilerini evcilleştirir. Toprağı eker. Orada tuttuğu günlükler aynı zamanda romanının konusunu oluşturacatır.

Robinson&#;un adadaki yirmi dördüncü yılının ortasında yaşadığı bir olay, sürdüğü hayatın şeklini değiştir. Adaya beklenmedik misafirler gelir. Onlarla mücadele eder ve onların yanındaki esirlerden birini alıkoymayı başarır. Artık adada yalnız değildir. Adama onu yakaladığı günün adını verir. Onu Cuma diye çağırma başlar. Onu eğitir.

Bir süre sonra, ada çevresinde bir gemide ayaklanma çıkar. Bundan yararlanarak gemiyi ele geçirir. 54 yıllık ömrünün büyük bölümünü vatanından uzakta macera peşinde geçiren Robinson Crusoe sonunda ülkesi İngiltere&#;ye döner. Tüm bu yaşadıklarına karşın, macera tutkusu yine bitmez.

Robinson Issız Adada

Robinson Issız Adada

Daniel Defoe'nun 'da yazdığı Robinson Crusoe adlı macera kitabı, basit ve açık üslubuna rağmen İngiliz ve dünya edebiyatında çok önemli bir yer tutar. Robinson'un başarısındaki ana unsur, romanın gerçekçilik temeline dayanması ve maceraların okuyucuya inandırıcılık sağlayarak sunulmasıdır.
Ailesinin, hususiyle babasının bütün nasihatlerine rağmen macera peşinde koşmayı kafasına koyan Robinson, ailesini ve bütün sevdiklerini geride bırakarak yeni maceralara yelken açar. Yaşadığı acı tecrübeler ve karşılaştığı zorluklar zaman zaman pişman olmasına sebep olsa da kararlarından vazgeçmez. Evden kaçıp ilk maceraya atıldığı zaman on dokuz yaşında olan Robinson, tekrar İngiltere'ye döndüğünde aradan otuz beş yıl geçmiştir.
Eserde Robinson'un yeni yerler keşfetmek arzusuyla deniz kazası sonucu sürüklendiği adada uzun yıllar boyunca verdiği hayat mücadelesini, karşılaştığı zorluklara karşı gösterdiği cesareti, pişmanlıklarını ve yaşadığı maceraları okuyacaksınız.

Robinson Crusoe Dinleme İzleme metni cevapları ve soruları, Meb Yayınları 8. sınıf Türkçe ders kitabı sayfa (Zaman ve Mekan)

Robinson Crusoe Dinleme İzleme Metni Cevapları

HAZIRLIK

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Meb Yayınları Sayfa Cevabı

1. Gemi yolculuğunda karşılaşılabilecek tehlikeler sizce nelerdir?

  • Cevap: Gemi kazaları, dalgalardan dolayı geminin batması, geminin rotasının bozulması sonucu uzun süren yolculuklarda yolcuların aç kalma, hastalanma, kusma gibi istenmeyen durumlarla karşılaşmaları gibi tehlikeler olabilir.

2. Sizce ıssız bir adaya düşen bir kişi hayatta kalabilmek için neler yapmalıdır?

  • Cevap: Öncelikle bulunduğu ortama uyum sağlamalıdır. Çünkü unutmayalım ki zeka insanın uyum sağlayabilme yeteneğidir. Yani insan hayatta kalabilmek için bulunduğu ortama göre zekasını kullanmalıdır. Mesela önce adada yemek ve barınmak için bir keşif yapmalıdır. Ondan sonra ise kendisini sıcak tutmak için ateş yakmayı becerebilmelidir.

1. ETKİNLİK

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Meb Yayınları Sayfa Cevabı

Metinde geçen aşağıdaki sözcüklerin anlamlarını tahmin ediniz. Tahmininizi sözcüklerin sözlük anlamı ile karşılaştırınız.

sancak:

tahminim: bayrak

sözlük anlamı: genellikle askeri birliklere verilen, üzeri yazı işlemeli, kenarları saçaklı, gönderli bayrak.

tayfa 

tahminim: gemilerde çalışan işçiler

sözlük anlamı: gemide, kaptan ve yardımcıları dışındaki denizcilerin tümü.

kamara

tahminim: gemilerde uyumak için kullanılan odalar

sözlük anlamı:gemilerde yolcu ve gemicilerin kaldıkları oda

2. ETKİNLİK 

Robinson Crusoe&#; metninden hareketle aşağıdaki soruları yanıtlayınız.

1. Robinson Crusoe ne zaman, nereye gitmek için yola çıkmıştır?

  • Cevap: 1 Eylül &#;da Afrika&#;ya doğru çıkmıştır.

2. Robinson Crusoe’nin yolculuk sırasında keyfini kaçıran durum nedir? Bu durumdan sonra yolculukla ilgili düşüncesi ne olmuştur?

  • Cevap: Ekvatorun kuzeyine varınca rüzgar artmaya deniz köpürmeye başladı. Dalgalar devleşip rüzgar fırtınaya dönüştüğü için keyfi kaçmıştır. Bu yolculuğun burada son bulacağını sanmış, keşke çiftlikte olsaydım keyif sürüyor olurdum. Afrika&#;ya varamayacağını düşünür.

3. Robinson Crusoe batmak üzere olan gemiden nasıl kurtulmuştur? Kurtulduktan sonra yaptığı ilk şey nedir?

  • Cevap: Gemideki sandalı yavaş yavaş güç bela denize indirip küreklere asılarak sakin sakin karaya doğru yaklaşmaya başlarken tekne alabora olmuş o da yüzmüştür. Hangi yönde ilerlediğini bilmeden yüzmüştür. Sonunda kendisini dalgalara bırakmış sonunda dalgalar onu kıyıya bırakmıştır. Derin bir nefes almıştır kurtulduktan sonra.

4. Robinson Crusoe, batmak üzere olan gemiden hangi malzemeleri almıştır ve bunları adaya nasıl taşımıştır?

  • Cevap: Kurutulmuş yiyeceklerden yemiş, adaya silah, giysi, araç-gereç, yiyecek çıkarmak için geminin güvertesinde bir sal yapmış sonra da bu sala yiyecek, 5 tüfek, bol barut, balta taşıyarak bunları karaya çıkarmıştır.

5. Robinson Crusoe, sizce hangi kişilik özellikleri sayesinde adada yaşamını sürdürebilmiştir?

  • Cevap: Aklını kullanması, sakin kalması, mantıklı düşünebilme yeteneği olması, iyi bir yüzücü olması, geleceği görebilmesi gibi özellikleriyle adada yaşamını sürdürebilmiştir.

3. ETKİNLİK 

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Meb Yayınları Sayfa Cevabı

“Robinson Crusoe” metnini özetleyiniz.

  • Cevap: Orta halli bir İngiliz ailenin çocuğu olan Robinson denizlere açılıp dünyayı dolaşmak, serüvenler yaşamak istemektedir. Gemisiyle denizlere açılır. Gemi şiddetli bir fırtınaya yakalanır. Robinson yola çıktığına pişman olur. Gemi karaya ulaşmadan Güney Amerika sahillerinin biraz uzağındaki bir adaya yaklaşırken kayalıklara çarpıp batar. Sadece Robinson adaya sağ olarak çıkabilir. Adada ne yerli ne beyaz kimse yaşamamaktadır. İhtiyaçlarını batan geminin enkazından getirdiği yiyecek ve araç gereçle giderir.

4. ETKİNLİK 

Yapayalnız kalan Robinson Crusoe’nin adada yaşamının nasıl olacağı ile ilgili tahminlerinizi yazınız.

  • Cevap: Çok sıkılacaktır. Çünkü kendisinden başka kimse olmayınca konuşmayacak, derdini kimseler paylaşmayacak açıkçası hayatta kalmaktan başka hayatının bir amacı kalmayacaktır.

5. ETKİNLİK 

Metni tekrar dinleyerek “Robinson Crusoe” metninde düşünceyi geliştirme yollarından hangilerine yer verildiğini belirtiniz.

  • Cevap: Betimleme yapılmıştır. Özellikle adanın özelliklerinin anlatıldığı yerde görebiliriz bunu. Yine en çok kullanan öyküleme tekniği metnin geneline hakimdir. 5 tüfek derken de sayısal verilerden yararlanıldığını görürüz.

6. ETKİNLİK 

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Meb Yayınları Sayfa Cevabı

Zaman Bankası
Her sabah, hesabımıza saniye yatırılıyor ve her gece hesabımız kapatılıyor. Hayırlı bir amaç için kullanıp kullanmadığınıza bakılmaksızın her gün bu devran böyle dönüyor. Bir günden diğer güne bir saniye bile eklenemiyor.
Her sabah yeni bir hesap.
Her gece sıfırlanan ve kapatılan hesap.
O günkü hesabınızı layıkınca kullanamadıysanız bu sizin zararınıza. Geriye dönüş yok, yarından borçlanma imkânı da yok!
Gelin şimdi zamanın önemine dair yeni bir pencere açalım:
• Bir yılın değerini anlamak için sınavını veremeyen bir öğrenciye sorun.
• Bir ayın değerini anlamak için erken doğum yapmış bir anneye sorun.
• Bir haftanın değerini anlamak için haftalık bir derginin yayıncısına sorun.
• Bir günün değerini anlamak için altı çocuğunu doyurmak zorunda olan bir ameleye sorun.
• Bir saatin değerini anlamak için sevgilisiyle buluşmayı bekleyen âşığa sorun.
• Bir dakikanın değerini anlamak için trenini kaçırmış bir yolcuya sorun.
• Bir saniyenin değerini anlamak için kazadan kıl payı kurtulmuş bir kişiye sorun.
• Bir salisenin değerini anlamak içinse olimpiyatlarda gümüş madalya almış bir atlete sorun.

b) Yazarın “zamanın önemi&#; ile ilgili verdiği örnekleri inceleyiniz. Yukarıdaki metinden yararlanarak zamanın verimli kullanımı ile ilgili düşüncelerinizi anlatan bir konuşma yapınız.

  • Cevap: ZAMANIN ÖNEMİ ÜZERİNE

Zaman bu hayatta bizi yöneten en büyük güçtür. Zamanın geri dönüşü de telafisi de yoktur. Doğduğumuz anda başlar zaman yolculuğumuz. Biliriz ki bu yolculuk sona erdiğinde biz de artık bu dünyada yok olacağız. Ama bu gerçeği unutarak zaman sanki sonsuz bir şekilde elimizdeymişiz gibi hep rahat hep umursamaz davranıyoruz. Oysa bazen zamanın her bir salisesi bile insan ömrü için değerli olabilmektedir. Bize düşen bu zaman dilimlerini boşa harcamak değil dolu dolu hale getirmek olmalıdır.

7. ETKİNLİK 

Aşağıdaki cümlelerin özne ve yüklemini varsa nesnesini bulunuz. Cümleleri nesne-yüklem (ge- çişli-geçişsiz) ilişkisi bakımından inceleyiniz. Cümlelerin özelliklerini karşısındaki bölüme yazınız.

Sen Augustin (Sen Agıstin) Burnu’ndan geçerek okyanusa açıldık. (geçişsiz)
Üç tayfayı hırçın dalgalara kaptırdık. (geçişli)
Çiftliğimde olsaydım keyifle kahvemi yudumluyordum. (geçişli)
Kamaramdan korkuyla dışarı fırladım. (geçişsiz)
Korkunç bir gürültüyle sarsıldık. (geçişsiz)
Kaptan, kurtuluş planlarımızı dinliyordu. (geçişli)

Gelecek Derse Hazırlık

İlk Türk destanlarını araştırınız. Beğendiğiniz destan metnini sınıfa getiriniz.

  • Cevap: Büyük Türk tarihinde, Türkler’in müslüman olmadan önceki dönemlerine ait destanlar, sözlü edebiyatımızın ilk ürünlerini oluşturmaktadır. Altaylılar, Sakalar, Hunlar, Göktürkler ve Uygurlar dönemlerinde ortaya çıkan Türk destanları, Türk edebiyatının ilk örneklerini oluşturmaları açısından büyük önem taşımaktadır. İlk Türk destanlarımız aşağıda ortaya çıktıkları dönemlere göre verilmiştir.

1. Altay – Yakut Dönemi Yaratılış Destanı Siyenpi Destanı
2. Sakalar Dönemi Alp Er Tunga Destanı Şu Destanı
3. Hun Dönemi Oğuz Kağan Destanı Attila Destanı
4. Göktürk Dönemi Bozkurt / Göktürk Destanı Ergenekon Destanı
5. Uygur Dönemi Türeyiş Destanı Göç Destanı

Videolu Çözüm &#; Tıkla Abone Ol

8. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Meb Yayınları 5. Tema Zaman ve Mekan Sayfa , , , Robinson Crusoe Dinleme İzleme Metni Etkinlik Soruları ve Cevapları ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Ders Kitabı Cevapları

Merhum mütefekkirimiz Şerif Mardin'in ısrarla üzerinde durduğu konulardan birisi de Hay bin Yakzan ve Robinson Crusoe romanlarının temsil ettiği medeniyet anlayışıydı.

Ona göre konu itibarıyla aynı temayı işleyen bu iki roman, Doğu ve Batı medeniyetlerinin arasındaki temel ahlaki farklılıkları ortaya çıkarması açısından son derece önemliydi.

şerif mardin seafoodplus.info

Şerif Mardin / Fotoğraf: AA


İki eserin ihtiva ettiği farklılıkları ayrıntılı bir biçimde ele almadan önce Mardin'e göre aradaki keskin farkları şöyle sıralayabiliriz;

İki roman da benzer tecrübelere dayanır; ama Hay tabiatı gereği masumdur, Robinson köle peşinde koştuğu bir macera sonucunda adaya düşmüştür.

Robinson adada da kölelik anlayışını sürdürür, Yakzan adada anlam arayışındadır.

Robinson zamanı ve mekânı kontrol ederek adada krallık kurar, Hay başta coğrafya olmak üzere nesnenin mükemmel yaratılışı ve nizamına âşık olur.

Robinson adaya düştükten sonra da karakterini değiştirmez, bencil kimliğini sürdürür, Hay ise saf iyiliğe dayanan benliğini bilgeliğe taşır.

Ünlü İslam âlimi Roger Garaudy de iki eser arasındaki kesin farkları şu şekilde ortaya koymaktadır;

Bu ıssız ada romanının Robinson hikâyesi ile hiçbir ilgisi yoktur. Robinson, adasına kendisiyle birlikte ferdiyetçiliğini, silahını, tarıma elverişli hale getirdiği tabiat ve hâkimiyeti altına aldığı Cuma üzerindeki iktidar arzusunu da getirmiştir.

(Roger Garaudy - İslam'ın Vadettikleri, Pınar Yayınları)

Issız bir adada: Hay bin Yakzan

Hay bin Yakzan eserinin Şerefeddin Yaltkaya ve Babanzade Reşid'e ait tercümesini Yapı Kredi Yayınları toparlayarak Ahmet Özalp imzasıyla, üstelik birbirinden güzel dipnot ve notlarla, okurlarının dikkatine sunuyor. 

Eserden öğrendiğimize göre; Yakzan'ın bir diğer ismi Esrarü'l-Hikmeti'l-Meşrikiye'dir.

Eser ihtiva ettiği niteliklerle anlatı geleneğinden sıyrılarak modern romanın birçok özelliğini taşımaktadır.

Bunlardan ötürü olsa gerek Türk edebiyatının güçlü kalemi Ahmet Hamdi Tanpınar'Hay bin Yakzan'ı "Müslüman âleminin tek romanı" olarak tanımlamaktadır. 

Bu alegorik eseri ilk defa ünlü tıp insanımız İbn Sina kaleme almışsa da eser daha çok İbn Tufeyl ile anılmaktadır.

yapı seafoodplus.info


Ayrıca sonraları Şehabeddin Sühreverdi de bir Hay bin Yakzan eseri kaleme almışsa da nitelik açısından kimsenin İbn Tufeyl'in eserine ulaşamadığını söylemek mümkündür. 

İbn Tufeyl'in eserinin neredeyse tamamında hâkim olan anlatı Kuran-ı Kerim'de Hazreti İbrahim'in Allah'ı arayış serüvenine benzemektedir;

Üzerine gece karanlığı basınca, bir yıldız gördü. 'İşte Rabbim!' dedi. Yıldız batınca da, 'Ben öyle batanları sevmem' dedi.

Ay'ı doğarken görünce de, 'İşte Rabbim!' dedi. Ay da batınca, 'Andolsun ki, Rabbim bana doğru yolu göstermezse, mutlaka ben de sapıklardan olurum' dedi.

Güneşi doğarken görünce de, 'İşte benim Rabbim! Bu daha büyük' dedi. O da batınca (kavmine dönüp), 'Ey kavmim! Ben sizin Allah'a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım' dedi.

Ben, hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben, Allah'a ortak koşanlardan değilim.

(Enam )

İbn seafoodplus.info

İbn Tufeyl'in temsili resmi / Görsel: Yayınevi


Hay'ın doğumundan Allah'ın varlığını ve birliğini keşfettiği hakikat merhalesine kadar sürekli arayış hali, akıl süzgecindeki değerlendirme ve en sonunda aşkın olanı kavrama durumu eserin tamamına hâkimdir.

Hay'ın doğumuna dair rivayet de tam olarak böyle başlar. Önce absürt bir efsane ortaya atılır ve Hay'ın 'Vakvak' isminde bir ağaçtan doğduğu Mesudi'den rivayet edilir; ama akılla izah edilemeyen bu iddia hemen reddedilir.

Doğru rivayete göre Hay bir prensesin oğludur; ama prensesin Hay'ın babası Yakzan ile evlenmesini istemeyen Sultan, bu evliliğe karşı çıkmıştır.

Babasından korkan prenses oğlu Hay'ı doğduktan hemen sonra bir sandığa koyarak suya bırakır ve şu sözleri sarf eder;

Rabbim, bu çocuğu yoktan var ettin. Rahim karanlığında rızkını verdin. Dünyaya gelinceye değin büyümesini, gelişmesini sağladın. Şimdi acımasız ve zalim sultanın zulüm ve azgınlığından korkarak onu yine senin koruyuculuğuna teslim ediyorum. Onu kurtarmanı, korumanı diliyorum. Lütfeyle, onu zorba sultanın ellerine bırakma.

(Hay bin Yakzan – Yapı Kredi Yayınları) 

Böylece Hay'ın ıssız adadaki macerası başlamış olur. 

hay bin seafoodplus.info

Hay'ın canlılarla kurduğu ilişki

Robinson Crusoe adaya adımını attığı ilk andan itibaren mevcut tüm canlıları tahakkümüne alır.

Adadaki ilk dostu papağanı bile bunun bir yansımasıdır. Oysa Hay'ın adadaki canlılarla kurduğu ilişki onları anlamaya dayandığı gibi insani ilişkiler kurar.  

Bunun nedeni Hay'ın canlıları sadece gereksinim olarak görmeyip onlarla organik bir bağ kurmasından kaynaklanır.

Nitekim ona anne sevgisini verecek de bir ceylandır;

Hay'ı kendi yavrusu sanarak onun anneliğini üstlenen ceylan kendine barınak ve yurt olarak adanın en otlu, meyve ağaçlan en bol ve verimli kesimini seçmişti. Bu nedenle semiz ve sütü boldu. Çocuğun beslenmesine, onu emzirmeye son derece özen gösteriyor, ondan yalnızca otlanmak üzere ayrılıyordu. Hay'ı öylesine sevmiş, benimsemişti.

(Hay bin Yakzan - Yapı Kredi Yayınları) 

seafoodplus.info

Ölüm gerçeği Hay'a aşkın olanı bulduruyor

Hay, ıssız adadaki en yakını olan ceylanın ölümü ile varlığa hayat veren 'şey'in ne olduğunu anlamaya ve araştırmaya başlıyor.

Bu araştırma ilkel bir insanın arayışına göre son derece akılcı ve dogmadan uzak sorularla gerçekleşmesi 12'nci yüzyılda yazılmış bir eserde dahi Doğu Medeniyetinin bilimsel birikimi ve merakı hakkında önemli ipuçları sunuyor; 

"Hay, yığılıp kalan ceylanın hareket etmediğini, elinin ayağının kıpırdamadığını görünce bağırıp çağırmaya başladı. Üzüntüsünden helak olacak bir kerteye gelmişti. Birbirlerini çağıra geldikleri üzere seslenerek yanıt vermesini, hareket etmesini istediyse de boşuna. Hiçbir tepki alamadı.


Önceki birtakım deneyimlerinden yola çıkarak sayrılığın kaynağını, çıkış yerini araştırmaya karar verdi. Şöyle düşündü: Gözlerini yumduğunda ya da önüne bir engel geldiğinde göremiyor, gözünü açtığı, ya da önündeki engeli kaldırdığı zaman görüyordu. Parmaklarını kulaklarına sokunca duyamıyor, parmaklarını çekince eskisi gibi duyuyordu.

Yine, burnunu tuttuğu zaman hiçbir kokuyu alamıyor, bırakınca yeniden kokuları almaya başlıyordu. Öyleyse ceylanın organlarını çalıştırmayan, onu hareketten alıkoyan temel bir neden, bir engel vardı. O engel ortadan kaldırılırsa, ceylan eski durumunu yeniden kazanabilirdi. Ne var ki ceylana ilişen hareketsizlik yalnızca bir organını, bir duyusunu değil tüm organlarını, tüm duyularını etkilemişti.

Ceylanın tüm gövdesi hareketten yoksun kalmış, canlılığını yitirmişti. Buradan yola çıkarak şu sonuçlara ulaştı: Gövdenin içinde, gözden gizli bir organ vardır. Diğer bütün organlar canlılıklarım ondan alırlar ve ona bağımlıdırlar. Hastalık işte o organdadır. O organı sağlığına kavuşturmak diğer tüm organları da sağaltmak olacaktır.


Yüreğin sağ gözünde bulunan şey, ceylanın gövdesi sağlam, parçalanmamışken yerinden ayrıldığına göre, böyle harap olduktan, parçalandıktan sonra geri dönmezdi. Bunu kesin olarak anladı. Gövde gözünde tüm değerini yitirdi. Değerli olanın bir süre gövdede bulunduktan sonra onu terk eden şey olduğunu kavradı. Artık bütün düşüncesini o şey üzerinde yoğunlaştırmalı, bütün çabasını o şeyi anlamak, bulmak için harcamalıydı."

(Hay bin Yakzan – Yapı Kredi Yayınları)

hay ve seafoodplus.info

Yakzan ilkel ama akılcı yöntemlerle aradığı hayat kaynağı sonucunda daha keskin bir hakikate yani ruha ulaşacaktı;

Bütün bu karşılıksız sorular karşısında zihni dağıldı, şaşırdı kaldı. Gövdeden bütün bütün iğrendi, kafasından silip attı. Anlaşılıyordu ki kendisine acıyan, doyuran, sevecen kucağına alan gövde değildi. Gövdeden olduğu sanılan işlerle aslında gövdenin bir ilgisi yoktu.

Bütün bu işler, gövdeyi geçici bir süre için yurt edinen ve sonra onu terk eden şeyin eseriydi. O şey için gövde, kendisinin hayvanlarla döğüşmek üzere edindiği sopa gibi bir araçtan başka bir şey değildi.

 (Hay bin Yakzan - Yapı Kredi Yayınları)

Hay'ın bu keşfinden sonra kafasında sorular daha da artacak ve derinleşecekti.

Ruhu var eden neydi, zaman nasıl oluşmuştu, önce mekân mı var edilmişti; yoksa zaman mı?

Tüm bu sistemin arkasındaki güç, dengeyi nasıl sağlıyordu; suya atılan taş batarken ondan daha ağır olan kütük nasıl suyun üzerinde duruyordu?

Gökteki yıldızların hatta göğün bir sonu olabilir miydi? Her şey gözlerinin önünde zıttı ile kaim iken neden kendisi bu adada bir başınaydı?  

Tüm bu sırlar ve sorular Hay'ı adada bir bilgeye dönüştürüp Allah'a götürürken Robinson'un adasında bambaşka maceralar yaşanacaktı.

seafoodplus.info

Robinson Crusoe (temsili)

Issız bir adada Robinson Crusoe

Robinson'un macerası Hay'ınkinden evvela amaç açısından ayrılır. Hay kendi iradesi dışında adaya gelmişken, Robinson'un macerası Batı sömürgeciliği ve emperyalizminin bir sonucu olarak başlamıştır.

O, Afrika'daki siyahi insanların boynuna zincirler vurup Güney Amerika bölgesindeki limanlarda satmanın hayaliyle bu yolculuğa çıkmıştır.

Üstelik adada yaşadığı deneyimlerin hiçbirisi onu bu arzularından alıkoyup arınmasını sağlamayacaktır.

Robinson'un adadaki yaşamı da Hay'ınkinden bir hayli farklıdır. Hay, yaşadığı adanın mucizeleri karşısında tevekkül edip bu mucizeyi anlamaya çalışırken, Robinson kendisini adanın sahibi ve kralı ilan eder. 

Ayrıca Robinson, adadaki diğer karakter olan Cuma'yı önce köleleştirir, ardından bir misyoner faaliyetine soyunarak onu Hıristiyanlaştırmaya kalkar.

robinson ve seafoodplus.info


Bununla da yetinmeyen Robinson, Cuma'nın kültürünü aşağı bir medeniyet olarak görür ve onu Batı şuuru ile yetiştirmeye çalışır; ama bu eğitim elbette beyaz bir Batılı devşirmekten ziyade iyi bir uşak yapmak amacına hizmet eder.

Özetle söylenecek olursa Robinson'un adasında Batı emperyalizmi, sömürgeciliği ve misyonerliği hâkim düşüncedir.

Ada Robinson'a tecrübe katar; ama değiştirmez. Aksine Robinson adayı değiştirmeye hatta tahakkümü altına almaya çalışır.

Kendisine yarenlik eden tek dostu Cuma'yı önce köleleştirir ve ardından iyi bir uşak olması için eğitir. Başka bir ifadeyle Robinson, Cuma'yı yozlaştırır.

İki eser karşılaştırıldığında Robinson davranışları ve yaptıklarıyla Batı Medeniyetini temsil eder. Hay ise saflığı, arayışı ve hikmete olan hayranlığı ile Doğu Medeniyetinin bugünlerde kaybettiği her şeyin toplamını temsil etmektedir. 

*Daha ayrıntılı bir okuma için Yapı Kredi Yayınlarından çıkan "Hay bin Yakzan" tercümesi incelenebilir. 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir