kast sistemi hinduizmin hangi dönemde ortaya çıkmıştır / Kast sistemi nedir özellikleri nelerdir?

Kast Sistemi Hinduizmin Hangi Dönemde Ortaya Çıkmıştır

kast sistemi hinduizmin hangi dönemde ortaya çıkmıştır

HİNDİSTAN&#;DA DİN &#; HİNDUİZM NEDİR, NEYE İNANIRLAR

Hindistan birçok dine ev sahipliği yapıyor, aralarında en yaygın olanı nüfusunun %80&#;i ile Hinduizm. Hinduizm İslam ve Hrıstiyanlık&#;tan sonra dünyanın en yaygın 3. dini. Bazı yöntem ve gelenekler bölgesel değişiklikler gösterebiliyor. Nepal ve Bangladeş de yoğun Hindu nüfusuna sahip diğer ülkeler.

Hinduizm&#;in dünyanın en eski dini olduğu düşünülüyor. En az yıllık bir tarihi bulunduğu biliniyor. Daha da eski bile olabileceği düşünülüyor ama kesin kanıtı yok.

Bu yazımızda çok detaya boğmadan, özet bir şekilde Hinduizm&#;e dair temel bilgileri anlatacağız.

Hindistan&#;da Dinler

&#; %80 Hinduizm&#;e inanıyor. Hinduizm&#;den yukarıda bahsetmiştik. Diğer dinler ise; (Yüzdeleri yuvarlanmıştır)
&#; %13 İslam (Ülkeye yayılmış bir müslüman nüfusu var)
&#; %2 Hristiyanlık (Kerala, Goa, Tamil Nadu ve Meghalaya bölgelerinde)
&#;  %2 Sihist, (Punjab bölgesinde)
&#; %1 Buddist (Maharashtra bölgesinde)
&#; % Caynacılık (Janizm) (Maharashtra, Rajasthan, Gujarat bölgelerinde ve büyük şehirlerde)
&#; % Diğer (Musevilik, Zerdüştlük, Bahailik, kabile dinleri).

Caynacılık ve Buddizm Hinduizm&#;e tepki olarak gelişmiş ama benzer öğretiler içeren dinler. Bu arada, &#;% azmış&#; deyip geçmeyin, ülke milyar nüfuslu olunca, o küçücük yüzde bile milyon kişi ediyor. 🙂

Hinduizm Nedir

Hinduizm mistik bir din olarak geçiyor, kitabı yok, peygamberi yok, Brahman olarak bilinen yüce bir yaratıcı güce inanıyorlar. Her şey Brahman&#;dan geliyor ve ona dönüyor.

Hinduizm&#;de Tanrı

Çok fazla tanrı ve tanrıça geçtiği için çoktanrılı bir din olarak algılanabiliyor ama aslında Brahman&#;ın tek olduğuna ve diğer tüm tanrıların da onun farklı manifestasyonları olduğuna inanıyorlar. İsmini sıkça duyacağınız tanrılar da:
&#; Brahman &#; Evrenin yaratıcısı
&#; Vişnu &#; Evreni dengede ve harmoni içinde tutuan tanrı. Vişnu duruma göre farklı şekillerde kendini gösterir. Rama, Krişna, Lakşimi, Sarasvati gibi bir sürü farklı avatarı vardır.
&#; Şiva &#; Yıkım tanrısı. Evrenin arada bir Şiva tarafından yok edilip, yeniden Brahman tarafından yaratıldığına inanıyorlar. Döngüsellik Hinduizm&#;de çok önemli bir imge.
&#; Ganeşa &#; Engelleri ortadan kaldıran, şans getiren, yolu açan tanrı. Fil suratı bir insan vücudu ile tasvir ediliyor.

Hinduizmde Temel İnançlar


Kitabı yok ama  yıl boyunca nesilden nesile sözlü olarak aktarılarak gelmiş Kutsal Vedalar olarak bilinen bir öğretisi var. Kutsal Vedalar&#;ın vahiy ile gelmiş Tanrıların sözü olduğuna inanırlar. Vedalar&#;ın farklı yorumlamaları bulunsa da tüm Hinduların birleştiği bir kaç önemli inanç var:

&#; Hakikat zamansızdır, sonsuzdur ve tektir ama farklı yollarla ifade edilmesi mümkündür ve farklı yöntemlerle ona ulaşılabilir. Bu inanç Hinduizm&#;i kapsayıcı ve toleransı yüksek bir din olarak algılanmasındaki temel faktörden biridir. Çünkü bu perspektiften bakıldığında ibadet etmenin sonsuz yolu vardır, hepsi geçerlidir ve önemli olan niyettir. Bu bağlamda tüm dinleri Tanrı&#;ya ulaşmanın geçerli yolları olarak görür ve kabul eder.

Not: Daha önce Hindular kendi içlerine çok ihtilaflara düşseler de güncel Hinduizm&#;de “Çeşitlilik içinde birlik” sıklıkla kullanılan bir kavram haline geldi.

&#; Brahman&#;ın şekli, limiti yoktur, sonsuzdur ve kapsayıcıdır. Brahman bu tarifte soyut bir kavram gibi görülse de değildir, evrende gözle görülen ve görülemeyen her şeyi kapsayan bir vücuddur.

&#; Herkesin hayatta &#;drahma&#; olarak bilinen bir vazifesi vardır ve bunu gerçekleştirmesi gerekir.

&#; Drahma insanı yüksek hakikate ulaştırır ve buraya varan insan &#;mokşa&#;ya ulaşır, yani erer, ya da nirvanaya ulaşmak gibi düşünebilirsiniz.

&#; &#;Atman&#; yani ruh ölümsüzdür. Ruh yaratılmamıştır ve yok edilemezdir.

&#; Bir ruhun olgunlaşana kadar (mokşaya ulaşana kadar) dünyaya tekrar tekrar geldiğine, yani reenkarnasyona inanırlar.

Reenkarne olmak yani bu dünyaya tekrar tekrar gelmek aslında istenilen bir durum değil. Bir ruhun yeterince olgunlaştığında reenkarnasyon döngüsünden kurtulup Brahman ile bir olduğuna inanırlar. Yani arzulanan şey aslında reenkarnasyon döngüsünden kurtulup Brahman ile bütünleşmek.

Varanasi isimli kutsal şehirlerinde ölürlerse reenkarnasyondan kurtulup Brahman ile bir olacaklara inanıyorlar. Bu sebeple bir sürü yaşlı insan Varanasi&#;ye gelip ölümlerini bekliyor. Hindistan&#;da mutlaka görülmesi gereken çok enteresan bir yer.

&#; Hangi bedende ve hangi hayata geleceklerinin geçmiş hayatlarındaki karmalarının sonucu olduğunu düşünürler. Yani herkes kendi kaderini yaratır.

&#; Bütün hayatın ve canlıların kutsal olduğuna inanırlar. Hinduizm&#;in batıda en hayranlık uyandıran ilkelerinden biri de bundan doğan zararsızlık (ahimsa) ilkesidir. Bütün canlılar sevgi ve saygıyı hak eder. Caynacılık&#;ta ahimsa o kadar önemli bir ilkedir ki mikroorganizmaları bile öldürmemek için onlara ev sahipliği yapan kök sebze ve lahana, marul gibi bitkileri yemezler.

Hinduizm&#;e Göre Peygemberlik


&#;Rişi&#;ler tanrısal hakikatlere erişebilen, tanrı ve insanlar arasında köprü kuran peygamberlerdir. Ancak peygamberlik anlayışı Hinduizm&#;de farklıdır; peygamberler tanrı tarafından seçilmiş özel kişiler değildir, peygamberlik &#;erilen&#; bir tecrübedir. Pek çok kez reenkarne olarak olgunlaşmış, tecrübeli kişiler tanrı ile iletişime geçebilir,  tanrısal hakikatleri insanlara ulaştırabilirler.

Topluma Yön Veren Bazı Hindu Uygulamaları

Kast Sistemi

Bu konuyu detaylı olarak Hindistan yazımızda anlattığımız için burada kısaca bahsedeceğiz.
Hinduizm&#;in en çok bilinen ve eleştirilen meyvesi olan kast sistemi mesleklerine toplumu hiyerarşik 4 sınıfa böler. Herkesin doğduğu andan itibaren toplumdaki yeri, mesleği, yapması gerekenler, sosyal alanları, kimle evlenip, kimin ile evlenemeyeceği onun için belirlenmiştir. Kişilerden onlar için belirlenmiş olan hayat itaat etmeleri ve sınıflarına göre verilen görevlere itaat etmesi beklenir. Sınıfına uygun hareket etmemek ahlaksızlık olarak damgalanır.

1. kastBrahmanlar. Din adamlarından oluşuyor. Bu hiyararşinin en üstününde bulunuyorlar.
2. kast Kshatriya’lar; savaşçıların ve yöneticilerin (krallar, prensler) sınıfı. Görevleri din adamlarını korumak, dine hizmet etmek.
3. kastVaishya’lar tüccarlardan oluşan kast. Ekonomiyi döndürmek onların görevi. Modern devirde iş adamları, Sanayi patronları bu gruba giriyor.
4. kastShudra&#;lar &#; İşçi & hizmetkar sınıfı. Görevleri diğer 3 sınıfa hizmet etmek.

Bir de kast sistemine dahil bile olmaya layık bulunmayan dokunulmazlar var. &#;Pis&#; olarak görülen işleri onlar yapıyorlar.

Daha fazla bilgi için tıklayın: Hindistan

Karma

Hayatta yaptığın şeylerin dönüp dolaşıp senin hayatında olumlu ya da olumsuz etkiler yarattığı inancı. Hindu inancında karma seni sadece bu hayatında takip etmiyor, yeniden reenkarne olduğun zaman da dünyaya ne olarak geldiğini de belirliyor. Hindistan&#;da gezerken yan yana gördüğünüz sefalet ve zenginlik sizi bile isyan ettirebilir seviyede. Bir yanda kemikleri sayılan, hayattaki tüm varlığı sokakta üzerinde yatıp kalktığı battaniyesi olan insanlar, diğer tarafta 27 katlı evinde 6 kişilik ailesi ve 60 hizmetlisi ile yaşan multi-milyonerleri görünce insanlar nasıl ayaklanmıyorlar diye düşünebilirsiniz. Bunun en önemli sebebi karma inancı olarak gösteriliyor. Herkesin daha önce hayatlarında yaptıklarından ötürü şu anki hayatlarını yaşadıkları inancı bir hak ediliş algısı ve kabullenme yaratıyormuş. Yani &#;Kendim ettim, kendim buldum&#;&#;

Et ve Alkol

Hinduizm&#;de yasak ya da haram anlayışı yok. Onun yerine karmanı yükseltmek için öneriler ve karmanı düşürecek şeyler hakkında uyarılar var. Alkol ve et tüketimi de yasak değil ama önerilmeyen şeyler arasında. &#;Zararsızlık&#; ilkesi sebebiyle bazı Hindular vejetaryen besleniyorlar.

Kutsal İnek

Aslında Hinduizm&#;de tüm hayvanlar kutsal ama ineğin yeri bir başka. Bunun sebebi de inek ve insan hayatının birbirine çok daha yakından bağlı olması. İneğin tezeğinden evlere sıva yapılıyor, çatıda izolasyon, mutfakta yakacak olarak kullanılıyor. Sütü ve sür ürünleri Hint beslenmesinin çok önemli bir parçası olunca &#;inek mübarek hayvan&#; inancı yerleşmiş. Tavuk, kuzu, balık gibi et tüketimleri yaygın olsa da bugün hala dana eti pek yenmiyor. Ama enteresansdır ki tarla da çalıştırılıyor, sütü alınıyor, vs&#;

Hint Astrolojisi (Vedik Astroloji)

Hintlilerin hayatndaki önemli bir inanç olduğu için Hint astrolojisinden de biraz bahsetmek istedik.  Batı astrolojisi gibi gezegen ve yıldızları konu alan bir astroloji türü ama hesap ve analiz yöntemleri farklılık gösteriyor. Batı astrolojisinde kişinin doğasına ve karakterine dair analizlerde bulunurken, Hint astrolojisi aynı zamanda hayatında önemli olaylara dair kahinlik yapar, yani biraz fal boyutu da vardır.

Enteresan olan astrolojinin bugün bile Hinduların hayatının neredeyse her alanını yönetmesi. Evlenmeden önce çiftin astrolojik uyumuna bakılıyor, uyumsuz görünüyorsa başka adaylara bakılıyor, otellerde ertesi günün hava durumu ile birlikte giyilmesi uygun olan renk panosu asılıyor, hatta Hindistan&#;ın bağımsızlık gününün ne olması gerektiğini bile astrolojiye göre belirlemişler. İngilizlerden bağımsızlıklarını Pakistan ile aynı gün almalarına rağmen Pakistan&#;ınki 14 Ağustos, Hindistan&#;ınki astrolojik olarak daha iyi diye 15 Ağustos olarak kabul edilmiş.

Kast sistemleri, insanların sosyal olarak bulundukları statüleri değiştirebilmek için çok az şey yapabildikleri veya hiçbir şey yapabilme şanslarının bulunmadığı, kapalı sistemlerdir. Kast sisteminin temelinde sosyal tabakalaşma bulunur.

Kast sistemlerinde insanların ilgi alanlarının, yeteneklerinin ve bu gibi özelliklerinin, yapacakları işleri seçebilmeleri üzerinde hiçbir etkisi yoktur; kast sınıfının gereksinimlerine uymak zorundadırlar. Kast sistemi içine doğan kişiler, genellikle ölene kadar da doğdukları sınıfın içinde kalırlar ve bu kastın bir parçası olmaya devam ederler (yani sınıflar arası geçiş yoktur veya çok kısıtlıdır). Yaygın olarak Hindistan ile ilişkilendirilen kast sistemi, şu anda sadece Hindistan’da değil; Nepal, Sri Lanka, Bali gibi ülkelerde de bulunmaktadır. Farklı ülkelerde uygulanan kast sistemleri, ülkeye göre oldukça farklılık gösterir.

Nepal, Kore ve Pakistan'da Kast Sistemi

Her ne kadar kast sistemi dendiğinde aklımıza Hindistan gelse de, aslında tarihte ve günümüzde kast sisteminin var olduğu tek ülke elbette Hindistan değildir. Kuzey Kore, Güney Kore, Çin, Sri Lanka, Filipinler, Pakistan ve Nepal gibi pek çok ülkede kast sistemi vardı ve bazılarında günümüzde var olmaya devam ediyor. Bu ülkeler arasından halen kast sistemine sahip olan Nepal, bu sistemi Hindistan’daki kast sistemine dayalı bir şekilde inşa etmiştir ve günümüzde, Nepal’deki kast sisteminin Hindistan’dakinden pek bir farkı yoktur.

Pakistan'da ise işler biraz daha farklıdır. Pakistan'da yönetim, kast sisteminin sınırın diğer tarafında, yani Hindistan’da sorun olduğunu ve İslam dinine inandıkları için sistemin Pakistan'da bir sorun teşkil etmediğini söylese de, Pakistanlı bir kişinin günlük yaşantısına bakıldığında, pratikte durumun pek de öyle olmadığı görülmektedir. yılında Birleşmiş Milletler Irk Ayrımcılığının Önlenmesi Komitesi’ne sunulan rapora göre Pakistan, "bonded labor" yani "bağlı işçilik" biçiminde köleliğin devam ettiği az sayıda ülkeden biridir.[1] Pakistan halkı, "baradari" adı verilen ve partilerin birbiriyle ittifakında dahi rol oynayabilen "kardeşlik" sisteminin ve "quom" adı verilen kast sisteminin, sosyal kimliklerinde önemli bir yeri olduğunu söylemektedir.[2]

Kuzey Kore'deki kast sistemine ise "bildikn" adı verilmektedir. Bu sistemde liderin en yakın akrabalarını ve savaş kahramanlarını kapsayan "çekirdek sınıf" veya "yöneten sınıf", ailesi eskiden Çin’de veya Güney Kore’de yaşamış işçileri ve köylüleri kapsayan "ara sınıf" ve Japonya yönetimi altındayken en üst tabakada bulunan toprak ağası, dini lider ve aristokrat ailelerini veya politik suçluları içeren "düşman sınıf" olmak üzere 3 ana, 50 küsür ara sınıftan oluşmaktadır.[3] Resmî olarak doğrulanmış olmasa da, devletin her vatandaş hakkında gizli dosyalar tuttuğu da iddia edilmektedir. Kuzey Kore'nin o dönemki lideri Kim Il-sung’un yılında yaptığı açıklamalara göre, halkın %25'i çekirdek sınıfı, %55'i ara sınıfı, %20'si ise düşman sınıfı oluşturmaktadır.[4]

Bugün bunu göremiyor olsak da, Güney Kore de eskiden kast sisteminin bulunduğu ülkelerden bir diğeriydi. Göçebelerin ve serflerin en alt tabakayı oluşturduğu Joseon Hanedanı Güney Koresi'nde kast sistemi yılındaki Gabo Reformu ile feshedildi. ’lu yıllara kadar izleri devam etse de, sosyal eşitliği amaçlayan politikalar sayesinde günümüzde Güney Kore'de kast sistemi denebilecek bir tabakalaşma bulunmamaktadır.[5]

Hindistan'da Kast Sistemi

Elbette, modern çağda gerçek anlamıyla bir kast sistemi aranacaksa, incelenmesi gereken ilk ülke Hindistan'dır. Hindistan'daki kast sistemi (veya Jati Sistemi) ve kültüre bu kadar işlemiş bir tabakalaşmanın olma sebepleri arasında; ilgi çekici dini ve mitolojik anlatılar, kökenine dair farklı teoriler ve en önemlisi de yılı aşkın kast sistemi geçmişi bulunmaktadır.

Neden Desteğe İhtiyacımız Var?

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor. Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak Daha fazla göster

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Destek Ol

En eski ve köklü kast sistemlerinden birine sahip olan Hindistan’da görülen kast sisteminin işleyişinde 4 ana grup vardır. Bu gruplara Varna adı verilir. Bu dört tabakaysa, kendi içinde alt tabakalara ayrılır. Bu alt tabaka veya gruplara Jati denir. Jati, kelime anlamı olarak "doğum" demektir. Varna, toplumun hangi tabakasında olacağını belirlerken, Jati ise hangi mesleği yapacağını belirler. Sanılanın aksine zenginlik veya yoksullukla doğrudan bir ilişkisi olmayan bu sistemde insanlar, bir tabakanın içine doğup bu tabakanın içinde kalırlar. Varnalar şu şekildedir:

  • Brahmanlar: Brahmanlar, en üst sınıfı temsil eder ve kutsal yazıları yorumlayan kişilerdir. Bilginler ve rahipler bu tabakada yer alır. Kutsal kitapları olan Veda'ları okuyup incelerler.
  • Kshatriyalar: Kshatriyalar; askerler, prensler ve üst düzey memurların oluşturduğu bir tabakadır.
  • Vaişyalar: Vaişyalar; tüccarlar, toprak sahipleri ve çiftçilerden oluşur. Günümüzde işyeri sahipleri de bu kasta tabidir.
  • Şudralar: En alt tabakada bulunan Şudralar ise işçiler, hizmetçiler, kölelerden oluşur. En ağır görülen işleri yaparak üst kastlara hizmet ederler.

Bu ana kastların altında kadar diğer kast ve kadar ek kast olduğu da bilinmektedir.[6] Kastlar arasındaysa evlilik yapmak mümkün değildir. Üst tabakadan birisi alt tabakada bulunan biriyle aynı sofrada oturup yemek yemez. Üst tabakadan veya aynı tabakada olduğunuz birini öldürmenin cezası ölümdür. Yani üst kastlardan veya kendi kastından birini öldüren kimse idam cezası alırken, alt kasttan birisi öldüren kişiye idam cezası verilmez.

Bunların dışındaysa kast sistemine bile dahil edilmeyen bir grup daha vardır. Bunlara "dokunulmazlar", Paryalar veya Dalidler denir. Bu kişilerin hiçbir hakları yoktur. Kast sistemi içindeki kimseye dokunamazlar ve bu nedenle bu ismi almışlardır. Köylerin ve kasabaların dışında yaşamak zorundalardır. Parya olduklarını belli eden bir sembolle dolaşmak zorundalardırlar. Kastlara mensup olanların yapmak istemediği tuvalet temizlemek gibi "kötü" ve "pis" kabul edilen işleri yapmak ile sorumludurlar. Tüm bunların yanı sıra, kast sisteminde bulunan insanlar tarafından ciddi bir aşağılanma ve değersizleştirmeye uğrarlar.[7] Öyle ki, bazı raporlara göre sadece gölgeleri bile üst kasttan birinin üzerine düştüğü için cezalandırıldıkları olmuştur. Böylesine büyük bir zulüm gören bir kitlenin sayıları, hiç de azımsanmayacak bir şekilde milyona ulaştığı tahmin edilmektedir.

Hindistan'daki Kast Sisteminin Kökeni Nereden Geliyor?

Hindistan'da kast sisteminin başlangıcına dair farklı teoriler bulunmaktadır.[6] Yaygın olarak Hindu hukuku üzerine en önemli ve yetkili kitap olarak kabul edilen ve Milattan Önce 'lere dayandığı düşünülen, sonradansa MÖ civarına tarihlenen Manusmriti kitabında şöyle yer alır:

Toplumun düzeninin ve düzenliliğinin temeli olarak kast sistemini kabul eder ve haklı çıkarır.

Dini teoriye göre Varnalar, Dünya'nın yaratıcısı olan Prusha'nın bedeninden yaratılmıştır. Brahmanlar onun ağzından, Kshatriya ellerinden, Vaişyalar uyluklarından, Sudralarsa ayaklarından yaratılmıştır. Buna göre, geleneksel bir Hindu'nun yaşamı, şu 4 temel üzerine kurulu olmalıdır:

  • Erdemle yaşama (Dharma)
  • Varlık ve başarıya ulaşma (Artha)
  • Keyfi bulma (Kama)
  • Aydınlanmayı arama (Moksha)

Kast sisteminin başlangıcına yönelik sosyal teori ise, sistemin başlangıcını Aryanlar'ın Hindistan’a gelişine dayandırmaktadır. Aryan insanlarının kökenleri tam olarak bilinmemektedir ve bu konuda da farklı teoriler hâkimdir. Aryan halkı, şu anda Hindistan’ın Ladakh bölgesinde ıssız bir vadide yaşamaktadırlar.[8] Aryan halkına mensup kişilerin sayısı arasında değişmektedir ve "safkan" olarak kalabilen son toplum olduğuna inanılmaktadır.

Aryanlar'ın geleneklerinde, kabile dışı veya kastlar-arası evlilik yasaktır. Bu halk, geleneklerini yaşatmaya özen gösterse de, yaşadıkları bölgenin son yıllarda turizme açılması ve internetin gelişi ile genç Aryanlar yaşam tarzlarını değiştirmeye ve Aryan topluluğu dışından bireyler ile evlenmeye başlamışlardır.

Aryanlar'ın Hindistan'a gelişi ise MÖ tarihine dayanmaktadır. Aryanlar, bu göçleri ile birlikte Veda adı verilen kutsal metinlerin toplamından oluşan ve günümüz Hinduizm dininin temelini oluşturan Vedizm dinini de bu coğrafyaya getirmişlerdir. Aryanlar, göç ettikten sonra yerel halkın kültürüne aldırış etmeyerek, onları ormanlara doğru sürüklemişlerdir. Daha sonrasındaysa buraları da fethederek, burada yaşayan insanları hizmetkarları haline getirmişlerdir.

Bu süreçte Aryanlar, kendilerini üç grup halinde örgütlemişlerdir. İlk grup, Rajanya adı verilen savaşçılardı, daha sonra bu ismi Kshatriyas olarak değiştirdiler. İkinci grup, Brahmanlar adı verilen rahiplerdi. Bu iki grup, Aryanlar arasında liderlik için siyasi olarak mücadele etmişlerdir. Bu mücadelede Brahmanlar nihayetinde galip gelmiştir. Üçüncü grup ise, çiftçiler ve zanaatkârlardı ve onlara Vaisya deniyordu. İşte bu gruplar, babadan oğula geçen bir meslek algısı ile birleşerek, kültürün bir parçası haline gelmiştir. MÖ 'lü yıllardaki Pashvanatha döneminde yazılan Jain metinlerinde şöyle der:[9]

Kimin brahman oalcağı karmadandır, kimin kşatirya olacağı karmadandır, kimin vaisya olacağı karmadandır ve kimin sudra olacağı karmadandır.

Tüm bu antik geçmişine rağmen kast sistemi, Hindistan İngiltere tarafından işgal edilene kadar bu kadar katı bir şekilde uygulanmıyordu. Daha ziyade kültürel bir tabakalanma olarak görülüyordu ve yasalarda yer almıyordu. Ne zaman ki yüzyılda İngiltere Krallığı, Hindistan'ı işgal edip, kolonileştirip, bu koloniyi kontrol altında tutmak için kast sistemini yasalaştırdı, işte o noktadan itibaren günümüzdeki derin eşitsizlikler kurallaştırılmış ve uygulanmaya başlar hale gelmiş oldu. yılında Hindistan tekrar bağımsızlığını ilan ettiğinde, artık iş işten geçmişti: Kast sistemi, Hint kültürünün vazgeçilmez bir parçası haline gelmişti.

Günümüzde Kast Sistemi Nasıl İşliyor?

Kast sistemi günümüzde de Hindistan’ı oldukça fazla bir şekilde etkilemeye devam etmektedir. Bu etkinin kültürel tarafında, herkesin doğduğu anda yerinin ve mesleğinin belli olduğu, sosyal toplumdaki görevinin ve sorumluluklarının en baştan belirlenmiş olduğu ve dolayısıyla toplumsal düzen açısından faydacılığa dayanan (ama bariz bir şekilde üst kastların daha fazla fayda elde ettiği, bu bakımdan "parazitik" olarak değerlendirilebilecek) bir sistem bulunmaktadır. BBC tarafından yayınlanan Hindistanın Hikayesi belgeselinde, Dokunulmazlar'dan biri olan ve görevi, binlerce yıldır yandığına inanılan ateşi kullanarak ölülerin yakılması olan Ranjeet Choudhary şöyle diyor:[10]

Biz, dokunulmazlarız. En düşük kast biziz; çünkü biz ölülere dokunur ve onların ölümü sonrasında gereken ritüelleri yaparız. Sokakta yürürken kimse bize dokunmak istemez, kimse bizimle bir şey yapmak istemez. Ama bize ihtiyaçları var. Biz olmazsak, ölüleri yakamazlar ve ritüelleri yerine getiremezler.

İşin sosyal tarafındaysa büyük bir insanlık suçu ve tehlikeli bir yapı bulunmaktadır: Birleşmiş Milletler'in yılında yayınladığı bir raporda, yılında Dalitlere karşı işlenen nefret suçları, 31 bini aşmıştır.[11] Resmi istatistiklere göre, yalnızca yılında alt kastlara karşı 'den fazla suç bildirilmiştir. Tahmin edilebileceği gibi bu, Hindistan'da kesinlikle aşılması gereken bir sorundur.

Bu sorunun yanı sıra kast sistemi, alt tabakadaki insanların üst tabaka ile iletişim kurmasını engellediği için, toplumsal bağları olumsuz anlamda etkilemektedir. Özellikle de bu kastların coğrafi olarak farklı bölgelerde yaşamaları, coğrafi tabakalaşmaya da neden olmaktadır: Üst tabakalar merkezde yaşarken, alt tabakalarda genellikle şehirlerin çevresindeki bölgelerde yaşamaktadırlar. Bunun yarattığı kültürel sorunlar, birçok diğer sosyolojik çatışmayı da beraberinde getirmektedir.

Bu sorunları aşmak adına, aslında alt kaslara karşı ayrımcılık yapmak anayasal olarak yasaklanmış durumdadır. Buna karşılık, özellikle de kast sistemine dahi dahil edilmeyen Dalitler, bu aşağılanmadan oldukça etkilenmeye devam etmektedir. Parlamento, Hindistan eyaletlerine daha fazla özerklik sağlamak ve ulusal bir federal yapı kurmak için tasarlanan Hindistan Hükümeti Yasası 'i kabul etmiştir. yılındaysa kast sisteminde zarar gören Dalitler gibi gruplar için özel koruma kurallarına gidilmiştir. yılında ise ise yasal olarak "Planlanmış Kast" ve "Planlanmış Kabileler" tanımları yer almaya başlamıştır. Eskiden dokunulmazlar, Dalitler veya Paryalar olarak adlandırılan ve hiçbir hakka sahip olmayan bu insanlara "Planlanmış Kastlar" (İng: "Scheduled Cast") ismi verilmiştir. Bu yasa içerisinde, kastlar arası geçiş sistemini kolaylaştırmak için de kimi anayasal adımlar atılmıştır. Hükümet görevleri için kotalar ayrılmış ve istihdam ile eğitim fırsatlarını içeren pozitif ayrımcılık uygulamalarına başlanmıştır.

Tüm bunlara rağmen, tahmin edilebileceği üzere, yıllık bir kültür geçmişe sahip olan halk, bu yasaları uygulama konusunda pek de istekli değildir. Hatta bu düzenlemelerden memnun olmayan halkın bir kısmı, protestolar düzenleyip, alt tabakalardaki insanlara daha fazla zarar vermeye çalışmışlardır. Büyük şehirlerde yasalar kısmen de olsa uygulanabilse de daha kırsal bölgelerde uygulamak neredeyse imkânsız olarak görülmektedir. Dahası, ayrımcılığın geleneksel olarak bu kadar derin olduğu bir coğrafyada geçirilen yeni yasaların uygulanmaları halinde bile etkilerini göstermesi çok uzun zaman alabilir: Yapılan bir hesaplamaya göre, Hindistan'ın şehirlerinde bile, geleneksel olarak yüksek kastlardan olanlar ile düşük kastlarlardan olanlar arasındaki varlık dağılımında %60 dolaylarına ulaşan bir fark görülmektedir. Seçimlerde kast sisteminin etkisi özellikle gücünü göstermekte ve seçim sonuçlarını etkileyebilen bir rol oynamaktadır.

Hindistan'da eşitliğe erişebilmenin ve kast sistemini kaldırabilmenin tek yolu, daha fazla eğitim, daha fazla hükümet politikası ve daha fazla sosyal program olarak görülmektedir. Aksi takdirde modern dünyada derinleşen sosyal kaygıların, uzun vadede çok daha kanlı ve büyük problemleri getirmesi kaçınılmaz olacaktır.

Alıntı Yap

Okundu Olarak İşaretle

Paylaş

Sonra Oku

Notlarım

Yazdır / PDF Olarak Kaydet

Bize Ulaş

Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git

Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?

Kaynaklar ve İleri Okuma

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

funduszeue.info

Kast Sistemi Nedir, &#;zellikleri Nelerdir? Tarihte Kast Sistemi Hangi Uygarlığa Aittir?

Haberin Devamı

Kast Sistemi Nedir? 

 Toplumu beş farklı sınıfa bölen hiyerarşik yapıya kast sistemi adı verilir. Sistemin en üstünde Brahmanla yer alır. Brahmanlar din adamları ve ''entelijansiya'' olarak tanımlanan bilge kişilerdir. Kanaat önderleri konumundaki bu kişiler yasaları ve toplumsal kuralları düzenler. 

 Dördüncü basamakta ise prensler ve şövalyeler yer alır. Bu kişiler rahiplerden sonra en imtiyazlı sınıfı temsil eder. 

Kast Sisteminin Özellikleri Nelerdir? 

 Aristokrasinin uzantısı olan kast sisteminin en alt basamağında paryalar yer alır. Toplumun her kesimi tarafından hor görülen paryaların hukuki açıdan söz hakkı yoktur. Lordlara, şövalyelere ve rahiplere hizmet ederler. 

 Bir üst basamakta ise sudralar yer alır. İşçi ve kölelerden oluşan sudraların, paryalardan tek farkı düzenli bir ekonomik gelire sahip olmalarıdır. Ancak onlar da paryalar gibi sınıf atlayamaz ve ölene kadar köle kalırlar. 

Haberin Devamı

 Hiyerarşik tablonun tam ortasında ise vaisyalar yer alır. Çiftçi ve esnafların avukat tutma, yanında insan çalıştırma ve mülk edinme gibi temel hakları vardır. 

Tarihte Kast Sistemi Hangi Uygarlığa Aittir? 

Tarihte kast sistemi ilk kez Hindistan'da uygulanmıştır. Bununla birlikte Çin, Bangladeş ve Nepal gibi Uzak Doğu ülkelerinde de uygulanan bir sistemdir. 

Dalitler: Stigmatize Edilmiş Halk

Yazar: Hakan Olgun

“Stigma” kavramı sözlüklerde kölelerin ya da esir askerlerin bedenleri yakılarak, yara açılarak ya da dövme yapılarak işaretlenmesi ve böylece damgalanması anlamına gelmektedir. Zamanla gelişen anlamıyla kavram “toplumun çoğunluğu tarafından bir kişiye veya bir grup insana karşı güçlü bir saygı eksikliği veya toplumun onaylamadığı bir şeyi yaptıkları için onlar hakkında kötü fikir sahibi olmak” anlamına dönüşmüştür. Dini terminolojide ise genel olarak dini gerekçelerle olumsuz görülerek ana toplumsal bünyeden dışlanma durumunu ifade etmektedir. Günümüzde stigmatize edilmiş toplumlara en uygun örnek Hind bölgesindeki Dalitler olarak bilinen toplumdur. Dalitler, farklı dine mensup oldukları için değil mensup oldukları dinin kendilerine verdiği düşük statüden dolayı damgalanarak dışlanmışlardır.

Sanskritçe bir kelime olarak “dalit”, “dokunulmazlar” anlamına gelmektedir. Kavram Hinduzim’in (Sanatana Dharma) kast sisteminin bir ürünü olarak gelişmiş ve kast sınıfları içinde yer alamayan yani “tasnif dışı” olan “en dipteki” sınıfsız topluluğa işaret etmiştir. Hinduizm inancının geçerli olduğu Hindistan başta olmak üzere kast sisteminin kültürel etkisinin yoğun bir şekilde hissedildiği Nepal, Bangladeş ve Pakistan gibi bölgelerde Dalitlerin varlığından söz edilebilir. Kastın herhangi bir sınıfının üyesi olanların yapmak istemedikleri bütün “kirli” işleri yapmaları beklenen bu toplumun “dokunulmazlar” olarak isimlendirilmeleri, esasen onların dokunulamayacak kadar kirli ve murdar kabul edilmelerinden ileri gelmektedir.

Dalit toplumuna mensup Sujatha Gidla isimli yazarın "Filler Arasında Karıncalar (Ants Among Elephants)" isimli kitabında yer verdiği bir fotoğraf. Yazar kitabında modern Hindistanı kendi ailesinin hikayesi üzerinden anlatıyor.

Hind dini geleneğinin bir ürünü olan Dalitlerin kökeni, aslında Hinduizm’in sosyal tabakalaşmayı gerektiren kast sistemine dayanmaktadır. MÖ. II. yüzyıla ait Manu kanunlarında ifade edilen bu kast sistemi, dört sınıfa ayrıştırılmış sosyal bir tasnif olarak belirmektedir. Kast sistemi çerçevesinde toplum bir piramit şeklinde düşünüldüğünde, piramitin tepesinde rahip ve din adamlarını ifade eden Brahmin sınıfı, altında idareci ve askerleri ifade eden Kşatriya sınıfı, üçüncü olarak ticaret ve ziraat ile uğraşan Vaişya sınıfı ve son katmanda ise işçileri ifade eden Sudra sınıfı yer almaktadır. Piramitsel bir hiyerarşi olarak düşünülen kast sisteminin en ayrıcalıklı sınıfı olan Brahmin üyelerinin sayıları az olurken Sudralar en kalabalık sınıfı oluşturmaktadır. Bununla birlikte her kast sınıfının kendi içinde de sınıfsal bir tabakalaşmaya gittiği bilinmektedir.

Hindu kast sisteminin piramitsel olarak ifade eden bir şema.

Hinduizm’de kast sisteminin Tanrı Brahma’nın bedeni ve uzuvlarına göre şekillendiğine ilişkin güçlü bir inanç zemini söz konusudur. Tanrı Brahma’nın bedeninin referans alındığı bu sistemde Brahma’nın ağzından Brahmin, omuz ve kollarından Kşatriya, karnından Vaişya ve ayaklarından Sudra üyeleri var edilmiştir. Buna göre bu dört sınıflı kast sistemi içinde yer alamayan yani sosyal konumları Tanrı Brahma’nın ayakları altında olan kalabalık bir topluluk da söz konusu olmaktadır. Bahsettiğimiz Dalitler bu dört katmanlı sosyal tasnifin en altında olma hakkına bile sahip olmayan toplumu ifade etmektedir.

Kast sisteminin herhangi bir tabakasında yer alan bireylerin bu tabakaya ait oluşları önemli bir dini gerekçe olan Hinduizm’deki karma inancına dayanmaktadır. Çünkü karma, kast sistemini ayakta tutan ve ona dini bir meşruiyet zemini sağlayan Hinduizm’in temel kavramlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu inanca göre, bütün varlıklar esasen bir önceki hayatlarındaki yapıp-etmelerinin karşılığını bu hayatta yaşamaktadırlar. Bu hayat aynı zamanda bir sonraki hayatın da nasıl olacağını belirlemektedir. Yani bu hayat, bir önceki hayatın sonucu olurken bir sonraki hayatın da sebebi olmaktadır. Reinkarnasyon inancı gereği ölümden sonra yeniden bedenleşen ya da başka bir bedene giren ruh, bir önceki hayatının kazanımını yaşamaktadır. Bu hayatın değerini belirleyen ise elde edilen karmalardır. Kişinin dini gerekçelerle yerine getirdiği yükümlülükler ne kadar fazla ise karması da o kadar iyi ve üst seviyede olacak ve bir sonraki hayatında daha üst bir kast içinde yaşama imkânı bulacaktır. Buna göre bu hayatta kastın hangi sınıfı içinde bulunulduğu bir önceki hayatın karması ile izah edilmektedir. Bu durumda bu hayatın sosyal konumu, esasen bir önceki hayatın yapıp etmelerinin bir sonucudur.

Karma sistemi esas alındığında Brahmin üyelerinin niçin kast piramidinin tepesinde oldukları, sudraların ise niçin en alt sınıfta olduklarının izahı mümkün olmaktadır. Böylece her sınıfın mensubu içinde doğduğu sınıfı bir önceki hayatının sonucu olduğuna inanarak bunu kabullenmekte ve içinde bulunduğu kastın gereğini yerine getirmeyi de hedef edinmektedir. Böylelikle üst sınıflar için de karma sistemi bir meşruiyet temeli oluşturmaktadır. Ancak kast sistemine en alt sınıf üzerinden bile dahil olamayan Dalitlerin durumu daha da kötüdür. Çünkü onların bir önceki hayatlarında kast sistemi içindeki sınıflarda yer almalarına yetecek kadar karma biriktirmedikleri yani yeterince iyi insan olmadıkları düşünülmektedir. Dolayısıyla bu hayatlarındaki olumsuz durumları, bir önceki hayatları açısından onların müstahak oldukları ceza halini ifade etmektedir. Elbette bu düşünce, sadece dini olarak değil sosyal olarak da bu toplumlara yönelik dışlayıcı ve hakir görücü bir tutumun ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Hint bağımsızlık mücadelesi sırasında, Dalitler olarak bilinen halkın durumunun iyileştirilmesi için iki farklı yaklaşım ortaya çıkmıştır. İlki, yılında Dalit halkının statüsünü yükseltmeyi düşünen ve onlara dışlamacı bir niteleme olan “dokunulmazlar” yerine “Tanrı’nın çocukları” anlamında “Harijan” adını veren Mahatma Gandhi () tarafından önerilmiştir. Gandhi bir yandan Hinduizmin geleneksel kast sistemini korumak isterken diğer yandan “dokunulmazlığın” aşağılayıcı damgalama ve tezahürlerinin giderilmesi gerektiğini savunmuştur. İkincisi ise kendisi de düşük kast üyesi olan hukukçu Dr. B. Ramji Ambedkar’a () aittir. Ambedkar, Dalitlerin sorununu ancak kast sisteminin tamamen ortadan kaldırılmasıyla çözülebileceğine inanmış ve anayasal tanınma talep ederek “dokunulmazların” sözcüsü olmuştur. Ancak, Gandhi’nin buna karşı çıkması üzerine Ambedkar Hindu inancını terk ederek Budist olmuştur.

funduszeue.infoar ve Mahatma Gandhi

Hindistan’ın yılında bağımsızlığını kazanması ile Dalitler için bir umut ışığı yanmıştır. Bağımsız Hindistan anayasası dini inanç temelli bu sosyal ayrımcılık uygulamasına resmi olarak son vermiştir. Ancak beklenen olmamış ve resmi hukuk açısından kast sisteminin yasal dayanağı kalmasa da halk kültüründe tarihsel temeli olan kast ayrımcılığı uygulaması, özellikle kent varoşları ile kırsal kesimlerde yaygın olarak devam etmiştir. Günümüz Hindistanı’nda milyon nüfusa sahip oldukları tahmin edilen Dalitler, tarih boyunca olduğu gibi hâlen kendini üst kast sınıfı içinde tanımlayan çoğunluğun yapmak istemediği ağır ve kirli işleri yapmak zorunda bırakılmaktadır. Dini ve sosyal yaşama dahil edilmeyen, tapınaklara alınmayan Dalitler yaygın olarak tuvalet ve umumi mekanların temizlikçiliği, kasaplık ve deri debbağlığı gibi işlerle uğraşmaktadır. Dalitlere yönelik baskılar genellikle daha iyi sayılabilecek işlerde çalışma imkânı verilmemesi, çocuklarının okullarda dışlanması, onlarla birlikte aynı yerde bulunulmaması, birlikte yemek yenilmemesi, çeşme ya da su kuyularından uzak tutulmaları dolayısıyla Dalitler ile aynı sosyal ortamın paylaşılmamasıdır. Daha da kötüsü hem dini hem de sosyal açıdan toplumun en değersiz halkı olarak görüldükleri için olmalı ki, Dalitlerin pek çok üyesi cinsel suçlara uğrayıp cinayetlere kurban gitmektedir. Arazi sahipleri tarafından oldukça az bir ücrete çalıştırılan Dalitler yine bu zengin mülk sahipleri tarafından adeta “köleleştirilmek” üzere ağır borçlandırmalara tâbi tutulmaktadır. Bu borçlar büyük ölçüde babadan çocuklarına devredilmekte, bhaliyle bu istismar örgüsü kuşaklar boyunca sürdürülmektedir. Böylece Dalitler sosyal, ekonomik, kültürel ve politik açıdan ağır bir dışlanmışlığa maruz bırakılmaktadır. Her ne kadar Dalitlerin durumunda bir iyileştirme talep etse de Gandhi’nin de Hind geleneğinin önemli unsuru olan kast sistemini korumak adına Dalitler için kesin bir çözümden kaçındığı anlaşılmaktadır.

Dalitlerin içinde bulundukları duruma ilişkin çözümlerinden birisi ise kendilerini hem dini hem de sosyal olarak dışlayan Hinduizm’i terk ederek farklı dinlere geçme isteğidir. Bu çerçevede pek çok Dalit üyesi Hıristiyanlık, Budizm ve İslam dinlerini tercih etmiştir. Özellikle İslam ve Hıristiyanlık daha “sosyal eşitlikçi” dinler olarak göründüğünden Dalitler tarafından daha fazla tercih edilmektedir. Esasen İslam XIII. yüzyılda Hindistan’a ulaştığında alt kastlara mensup olanlar ya da Dalitler tarafından büyük teveccüh görmüştür. Bununla birlikte İslam dinini tercih etmenin Dalitler için bir kurtuluş olduğunu söylemek zordur. Nitekim Müslüman olsalar da yine aynı çevrede ve aynı toplumsal tabaka içinde yaşamaya devam etmektedirler. Hindistan hükümeti nezdinde artık Müslüman olmakla kast sistemi geleneğinden muaf olduklarına dair de herhangi bir uygulama söz konusu olmamaktadır. Hatta Müslüman ya da Hıristiyan olan Dalitlerin geleneksel kast sisteminden muaf olmadığına dair güçlü bir kamuoyu kanaati yerleşmiştir.

Dalitlerin şartlarının iyileştirilmesi için yapılan protestolardan bir görüntü.

Bunun yanında yeni mensubu oldukları Müslüman toplum içinde de benzer bir ayrımcılığa tâbi tutuldukları görülmektedir. Bölgedeki Müslüman toplumlar bu sosyal tabakalaşmayı temel olarak “eşraf” ve “eclaf” sınıfları olarak ifade etmektedir. Soyluları ifade eden “eşraf” Müslümanlar, tarihin erken dönemlerinde bu bölgeye gelen Arap tüccarlar ile Orta Asya’dan gelen Müslümanların soylarını ya da kast sisteminin üst sınıflarında iken Müslüman olanları içermektedir. “Görgüsüz, nezaketsiz, kaba toplum” anlamına gelen “eclaf” ise Müslüman olan Dalitlere verilen isim olmuştur. Öyle anlaşılmaktadır ki Hint bölgesinin kendilerini üst düzeyde gören Müslümanları tarafından Dalit Müslümanlarına ilişkin bu ayrımcılık çözülmesi gereken önemli bir sorun olarak görülmemiştir. Biruni’nin XI. yüzyılda işaret ettiği kast sistemine bağlı bu ayrımcı tutumun devam eden süreçte “eşraf” Müslümanlar tarafından pek önemsenmeyerek kültürel zeminde sürdürüldüğü fark edilmektedir.

Hıristiyanlık tercihinde bulunan Dalitler için de durum pek farklı değildir. Ülkedeki kiliselerde Dalit Hıristiyanlarına karşı sistematik bir dışlamadan söz edilmektedir. Kilise ibadetleri sırasında Dalit Hıristiyanlar ile diğer cemaat üyelerinin oturma alanlarının ayrıştırma, ortak hayatı paylaşmama ve evlilik yapmama gibi sosyal entegrasyonu engelleyen tutumlar göze çarpmaktadır. Hatta ölen Dalitler için bile diğer cemaat üyelerininkinden farklı mezarlıklar oluşturulmuştur.

Kast sistemi resmen kaldırılmış olsa da sosyal ve kültürel etkisi Hint bölgesinde yaygın olarak devam etmektedir. Çünkü kast sistemi ayrımcılığının en büyük mağduru olan Dalitlerin haklarını koruyan anayasal düzenlemeler yeterince işletilmemekte ve bu halk üzerindeki insan onur ve haysiyetini rencide eden dışlama ve baskılar devam etmektedir. Dalitlere yönelik dışlamayı engelleyen kanunların yetersiz kalmasının sebepleri arasında, hükümetlerin bu yönde siyasi irade göstermemeleri, üst kast üyesi ve bürokrasi mensuplarının sosyal adalet yönündeki zaafiyetleri ve ayrımcı uygulamaları gözetlemeleri gereken sivil toplum örgütlerinin yetersizlikleri gelmektedir. Esasen Dalitlerin sosyal örgütlenme açısından kendilerini ifade etme imkanları da doğal olarak oldukça kısıtlı kalmıştır. Son dönemlerde bazı sivil toplum örgütlerinin Dalitlerin durumunu uluslararası medyanın gündemine getirme çabasına rağmen henüz sürdürülebilir bir çözüm sağlandığı da söylenemez.
Kast sisteminin baskısından kurtulmak için Hinduizm’i terk etseler de içine düştükleri kısırdöngüden kurtulamayan yani dinlerini değiştirseler de Brahmanik sınıflarını değiştiremeyen Dalitlerin durumunu en iyi anlatan ifade, dillerinden düşürmedikleri “Dalit doğar Dalit ölürüz” sözüdür.

Videolar

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası