kadınların oruç borcu / Oruç Borcu İle Ölürsek Ne Olur? | İslam ve İhsan

Kadınların Oruç Borcu

kadınların oruç borcu

Oruç Borcu İle Ölürsek Ne Olur?

Tarih: 08 Nisan 2023Orucun ŞartlarıRAMAZAN ÖZEL

Ölen kişinin oruç borcu nasıl ödenir? Oruç borcu ile ölen kimsenin durumu.

Yine Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir kimse, oruç borcuyla ölürse, yakını onun yerine orucunu tutar.” [1] 

ÖLEN KİŞİNİN ORUÇ BORCU NASIL ÖDENİR?

Ramazan orucu, mükellef olan her Müslümanın tutması gereken ilâhî bir borçtur. Herhangi bir sebeple oruç borcunu ödeyemeden vefat eden kimseyi bu borcundan kurtarmak için, onun yerine bir yakını oruç tutabilir. Yakınlık, hadisimizde “velî” kelimesiyle ifade edilmiştir. Bu yakınlık bazı âlimlere göre ölenin oğlu, kızı, anası, babası gibi bir yakınlık, bazılarına göre ona mirasçı olan kimseler, bazılarına göre de onun akrabası olan herkestir.

İslâm âlimlerinin büyük bir kısmı, ramazan orucunu tutamadan ölen kimse namına her gün bir fakire sadaka vermeyi tavsiye eden hadisleri dikkate alarak, ölen kimsenin yerine oruç tutmaktansa fidye vermeyi uygun görmüşler ve hadisimizdeki “Onun yerine yakını oruç tutar”ifadesini, ölenin yakını, fakirleri doyurarak onun oruç borcunu ödemiş olur, şeklinde yorumlamışlardır. Buna göre, tutulamayan her oruç için, ramazanda verilen fitre kadar bir miktar para fakirlere dağıtılacaktır. İmâm Mâlik bu görüştedir.

İmâm Şâfiî’nin bu konuda iki görüşü vardır. İlk görüşü, hadisimize uygun olarak, oruç tutulabileceği yönündedir. Kitabımızın müellifi Nevevî İmâm Şâfiî’nin bu görüşünün daha doğru olduğunu söylemiştir. Şâfiî, sonraları görüşünü değiştirmiş, oruç tutulmayıp fakirleri doyurmanın veya onlara yiyecek vermenin daha uygun olacağını söylemiştir. Ahmed İbni Hanbel de yukarıdaki hadisi esas almış ve oruç borcuyla ölen kimsenin yerine yakınının oruç tutabileceğini söylemiştir. İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe, şayet ölen kimse “oruç borçlarım için fidye verin” diye vasiyet etmişse onun yerine fidye verileceğini, vasiyet etmemişse verilmeyeceğini söylemiştir. Bununla beraber oruç borcu bulunan kimsenin, vasiyetinde bunu mutlaka belirtmesi gerektiğini söylemiştir. Ölenin yerine oruç tutmaktansa fakirlere sadaka vermeyi savunan âlimler, Peygamber  aleyhisselâm’ın bir başkası yerine namaz kılınamayacağını, hatta oruç da tutulamayacağını belirten hadisleri olduğunu, bu sebeple ölünün yerine yakınlarının oruç tutmasının uygun olmadığını söylemişlerdir.

Bir de bazı âlimler, yine bu konudaki değişik hadisleri dikkate alarak, farz olan ramazan orucu ile vâcip olan adak (nezir) orucunu birbirinden ayırmışlar, bir kimsenin başkası yerine ramazan orucunu tutamayacağını, ama adak orucunu tutabileceğini belirtmişlerdir.

HADİSTEN ÖĞRENDİKLERİMİZ 

1. Bir Müslüman oruç borcuyla vefat etmişse, yakın akrabaları onun bu borcunu mutlaka kapatmalıdır.

2. Bazı âlimlere göre, ölen kimsenin tutamadığı oruçları en yakın akrabaları tutabilir. Bazı âlimlere göre ise, tutulamayan her oruç yerine bir fidye vermelidir.

Dipnot:

[1] Buhârî, Savm 42; Müslim, Sıyâm 153. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 40, Eymân 21.

Kaynak: Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir, Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

ORUÇ BORCU HESAPLAMA

Oruç Borcu Hesaplama

RAMAZAN ORUCUNUN KAZASI NASIL YAPILIR?

Ramazan Orucunun Kazası Nasıl Yapılır?

PAYLAŞ:                

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

Erkam Medya © islam&ihsan

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
  • 11
  • 12
  • 13
  • 14
  • 15
  • 16
  • 17
  • 18
  • 19
  • 20
  • 21
  • 22
  • 23
  • 24
  • 25
  • 26
  • 27
  • 28
  • 29

Kaza oruçlarının aralıksız olarak tutulması şart mıdır?

Ramazan ayında tutulmayan oruçların ve başlanıp da bozulan oruçların kaza edilmesi gerekir. Kur'an-ı Kerim'de, ”İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar.” buyrulmaktadır (Bakara, 2/184). Kaza oruçlarının aralıksız tutulması hakkında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu itibarla, kazaya kalan oruçlar, oruç tutulması mekruh olan günler dışında, peşi peşine veya ayrı günlerde tutulabilir. Ancak bu oruçların, bir an önce tutulması uygun olur.

Şevval orucunun hükmü nedir? 

Ramazan ayından sonra Şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), ”Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yılın bütününde oruç tutmuş gibi olur” (Müslim, ”Sıyam”, 24; Tirmizî, ”Savm”, 53) buyurarak, Şevval ayında altı gün oruç tutmayı teşvik etmiştir. Bu oruç art arda tutulabileceği gibi, ara verilerek de tutulabilir.

Aşure orucunun hükmü nedir? 

Aşure orucunun hükmü nedir? Muharrem ayının onuncu gününe, Aşûre günü denmektedir. Resûlûllah (s.a.s.), ”Aşûre günü orucunun önceki yılın günahlarına kefaret olacağını umarım” buyurarak (Tirmizî, ”Savm”, 47), bu günde oruç tutmayı tavsiye etmiştir. Hz. Peygamber döneminde Yahudiler, sadece Muharrem ayının 10. gününde oruç tuttuklarından, onların davranışlarına benzememesi için öncesine veya sonuna bir gün ilave edilerek tutulması uygundur.

Kalp hastalarının dilaltı hapı kullanması orucu bozar mı?

Bazı kalp rahatsızlıklarında dilaltına konulan ilaç, doğrudan ağız dokusu tarafından emilip kana karışarak kalp krizini önlemektedir. Söz konusu ilaç, ağız içinde emilip yok olduğundan mideye bir şey ulaşmamaktadır. Bu itibarla, dilaltı hapı kullanmak orucu bozmaz.

Her gün hap kullanmak zorunda olan hastaların oruç tutmaları gerekir mi?

Hastalık, Ramazan'da oruç tutmamayı mubah kılan özürlerdendir. Bir kimsenin oruç tuttuğu takdirde hastalanacağı, hasta ise hastalığının artacağı tıbben veya tecrübe ile sabit olursa oruç tutmayabilir. İyi olunca da yalnız yediği günler sayısınca kaza etmesi gerekir. Âyet-i Kerime' de ”Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde oruç tutar” buyrulmuştur (Bakara, 2/184). Ömrü boyunca bu durumda hasta olan kişiler ise, her gün için bir fidye verirler. Yoksul ve muhtaç kişilerin fidye vermeleri de gerekmez. Zira dinimizde hiç kimse, gücünün üstünde bir sorumlulukla yükümlü tutulmamıştır.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunundaki amaçlar ile sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerezler kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.

Oruç borcu olanlar Ramazan orucunu tutamazlar mı?

Değerli kardeşimiz,

Evet, işaret ettiğiniz gibi İbn Hanbel’de bu hadis vardır. Hadisin tamamı şöyledir:

“Her kim, geçen Ramazandan borcu varken, yeni Ramazana ulaşırsa, ondan (bu yeni) oruç kabul olunmaz. Kim de üzerinde Ramazan borcu olduğu halde -onu kaza etmediği sürece- tuttuğu nafile oruçları da kabul olmaz." (Ahmed b. Hanbel, Müsned 2/352)

Heysemî, bu hadisin hasen olduğunu söylemiştir.(bk. Mecmau’z-Zevaid, 3/179).

Heysemî, “Taberanî el-Evsat’ta bu hadisi kısaca nakletmiştir.” (a.g.y) demesine rağmen, biz Taberanî’de bu anlamda bir hadise rastlayamadık. Orada bulunan buna en yakın hadis; “Kim Ramazan ayına ulaşır da oruç tutmazsa şekavete / mutsuzluğa / sıkıntıya düşmüş olur.” mealindeki hadis rivayetidir ki, konumuzla bir ilgisi yoktur.

Hanefilerin dışındaki âlimlerin cumhuruna göre, geçen Ramazandan borcu olduğu halde, yeni Ramazana ulaşan kimse, mevcut Ramazan orucunu tuttuktan sonra, eskiden kalma orucunu kaza eder ve -ikinci Ramazana kadar geciktirdiği için- kefaret/fidye de verir. Hanefilere göre, bu geciktirme mazeretsiz olsun olmasın, kefaret/fidye vermez. (bk. el-Bedai’-şamile-, 4/281; V. Zuhaylî, 2/680)

Şafiilere göre kişinin tutmadığı kaza borcu üzerinden kaç Ramazan geçerse -kaza ile birlikte- geçen yılların sayısı kadar fidye vermesi gerekir. (Nevevî, el-Mecmu, 6/364; el-Minhac/es-Siracu’l-Vahhac, 144-145; Zuhaylî, a.g.e)

Şafiilere göre, farz oruç borcu olan kimsenin nafile / sünnet oruç tutması mekruhtur. (bk. a.g.e) Hanefilere göre ise, mekruh değildir. (el-Bedai’-şamile-, 4/281) Hanefî ve Şafiilerin bu görüşü namaz konusundaki görüşleriyle örtüşmektedir.

Bu açıklamalar gösteriyor ki, İslam alimleri bu gibi hadisleri farklı değerlendirmişlerdir. Hatta, ilgili fıkıh kaynaklarında bu hadisin delil olarak kullanıldığına da rastlayamadık.

İlgili hadisi, oruç borcunu mazeretsiz olduğu halde tutmayanları kınamak ve kaza oruçları varsa bunları en kısa zamanda tutmaya teşvik olarak değerlendirmek uygun olur. Ayrıca böyle kimseler, yeni tutacakları oruçlarının sorumluğundan kurtulsalar ve sevaplarını alsalar bile, -üzerlerinde farz oruç borçları olduğu için- hiç oruç borcu olmayanlara göre daha az sevap alacağı şeklinde yorumlamak mümkündür.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Âdet gören kadın, sonradan namazı kaza etmiyorsa orucu neden kaza etsin?

Değerli kardeşimiz,

Daha iyi anlaşılması için konuyu birkaç madde halinde arz edeceğiz.

1. Sözlük anlamı itibariyle “Kada / kaza” kelimesi birkaç manaya gelir:

a. Tamamlamak: Aşağıda mealleri verile ayetlerde geçen “Kada / kaza bu anlamda kullanılmıştır:

“Namaz tamamlandığı zaman yeryüzüne dağılın ve Allah’ın ikramından arayın / işinize-gücünüze bakın.” (Cuma, 62/10),

“Hac ibadetini tamamladığınızda,..” (Bakara, 2/200),

“Namazı tamamladıktan sonra, gerek ayakta durarak, gerek oturarak ve gerek yanlarınız üzerinde uzanarak hep Allah’ı zikredin.” (Nisa, 4/103).

b.Hüküm vermek: Aşağıdaki ayette geçen “Kada / kaza” kelimesi bu anlamda kullanılmıştır:

“Allah ve Resulü herhangi bir meselede hüküm verdikten sonra, hiçbir erkek veya kadın müminin, o konuda başka bir tercihte bulunma hakları yoktur.” (Ahzab, 33/36).

c. Karar vermek: Aşağıdaki ayette bu mana söz konusudur:

“O, gökleri ve yeri yoktan var edendir. Bir şeyi yapmaya / yaratmaya karar verdiğinde, sadece ona 'Ol.' der, hemen oluverir.” (Bakara, 2/117).

d. Emretmek:  Aşağıdaki ayette geçen “kaza / kada” kelimesi bu anlamda kullanılmıştır. (bk. Rağıp, Mufredat, Kada maddesi):

“Rabbin şöyle emretti / buyurdu: Allah’tan başkasına ibadet etmeyin. Anneye ve babaya güzel muamele edin.” (İsra, 17/23).

2.  “Kada / Kaza” kelimesinin ayetlerde daha bir çok farklı nüansa sahip olduğunu gösteren kullanım şekli vardır. Ancak, bütün anlamların ortak paydası: bir işi tamamlamak, bitirmek, hükme bağlamak, yerine getirmektir.

3.Terim olarak manası ise; borcunu ödemek, namazını kaza etmek şeklinde özetlenebilir. Diğer bir ifadeyle: “Kaza/kada”; yapılması gereken bir işi vakti geçtikten sonra yerine getirmektir. (bk. ed-Dürrü’l-muhtar, 676-679; el-Fukhu’l-İslamî, II, 130).

4. Soruda sözü edilen hadisin mealini tekrar edip üzerinde durmakta fayda vardır:

“Muâze anlatıyor: Aişe’ye sordum, dedim ki “Neden adetli kadın orucu kaza ediyor da namazı kaza etmiyor?”“Sen Harûriyye misin?” dedi.“Hayır, Harûriyye değilim, ama soru soruyorum.” deyince şöyle dedi: “Bizim başımıza bu olay gelince orucu kaza etmemiz emredilirdi, ama namazı kaza etmemiz emredilmezdi.”(Müslim, Hayız, 69; Ebu Davud, Taharet, 104; Nesaî, Siyam, 64).

Bu hadisin açıklamasını da şöyle birkaç maddede arzedeceğiz:

- Hz. Aişe (r.anha)’nin “Sen Harûriyye misin?” diye soran kişiye çıkışmasının sebebi şudur: Hz. Ali (ra)’ye karşı birleşen Hariciler, ilk toplandığı yer olan “Heravra”’ya nispeten Haruriyye adını almışlardır. Bunlardan bir grup, kadının aybaşı halinde kılmadığı namazlarını  kaza etmesinin vacip olduğunu söylüyorlardı. İşte Hz. Aişe (r.anha), soruda; “Neden âdetli kadın orucu kaza ediyor da namazı kaza etmiyor?” sözünü duyunca, sinirlenmiş ve “Sen Harûriyye misin?” diyerek çıkışmıştı. Çünkü, Haruriyyelerin bu görüşü, bütün Müslümanların düşüncelerine / onların icmaına terstir.(bk. Nevevî, ilgili hadisin şerhi).

- Hadiste geçen “Bizim başımıza bu olay gelince orucu tutmamız emredilirdi, ama namazı kılmamız emredilmezdi.” mealindeki ifadenin anlamı şudur: Hz. Peygamber (a.s.m) kendisinin aybaşı halinde namaz kılmadığını bildiği halde, ona daha sonra namazını kaza etmesini emretmemiştir. Eğer namazın kazası olsaydı, mutlaka onu emrederdi.(Nevevî, a.g.e).

- Bu açıklamadan; İmam Nevevînin “kaza / kada” kelimesini bizim bildiğimiz anlamda kullandığını ve bu anlayışın bütün Müslümanlara ait olduğuna inandığını anlayabiliriz.

- İmam Nevevî, söz konusu hadisi açıklarken şu görüşlere yer vermiştir:

"Bütün Müslümanlar, aybaşı ve loğusa  halinde olan bir kadına namaz ve orucun farz olmadığı hususunda ittifak etmişlerdir. Yine, bütün Müslümanlar,  bu durumdaki kadınların temizlendikten sonra da namazlarını kaza etmekle yükümlü olmadıklarında ittifak etmişlerdir."

"Keza, bu durumdaki kadınların -temizlendikten sonra- oruçlarını kaza etmekle yükümlü oldukları hususunda da ittifak etmişlerdir."

"Namaz ile oruç arasındaki fark şundan kaynaklanıyor: Oruç yılda bir defa farz olmaktadır. Namaz ise her gün beş defa kılınması gereken bir farzdır. Namazın kazasından –özel hallerinde olan- kadınların muaf tutulması, Allah’ın onlara bir lütfudur, kolaylığı esas alan bir din olarak İslam’ın bir toleransıdır."(Nevevî, söz konusu hadisin şerhi).

- Dört mezhebe bağlı İslam alimlerinin İmam Nevevî’nin görüşünü nasıl paylaştığını ve kaza kavramını –İbn Teymiye gibi değil- bizim anladığımız gibi anladıklarını görmek için bk. el-Fıkhu’l-İslamî, I/467-470; II/129-145; Cezerî, el-Fıkhu Ala’l-Mezahibi’l-arbaa, 491-496.

- İbn Teymiye müthiş zekâlı bir ilim adamıdır. Fakat, bazı konularda cumhura muhalefet ettiği bilinmektedir. Bu konu da onlardan biridir.

- “Ümmetim dalalet / yanlışta birleşmez.” hadis-i şerifinin ifadesi gereğince, cumhur-u ulemanın görüşü, fertlerin görüşünden daha isabetlidir.  İnsanları dar sokaklara sokanlar bilmeden yanlışa hizmet ediyorlar.

Bu açıklamalara göre İslam’ın emri şudur:

"Kadınlar âdet halindeyken kılmadıkları namazları daha sonra kaza etmezler, ancak tutmadıkları oruçlarını daha sonra kaza ederler."

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.