Ceviz Şekere Iyi Gelirmi

DİYABETE KARŞI CEVİZ

Ceviz, zengin vitamin ve minerallerden oluşan, ağacı, yaprağı ve kendisinden de faydalanılan bir yemiş türüdür. Ülkemizde tedarik etmesi kolay bir bitkidir. Çocukların gelişim dönemlerinde ve yetişkinlerde birçok faydası bulunan, çoğu hastalığın oluşumunu ve ilerlemesini önleyen bir besindir. İnsan dostu olan ceviz her hastalığın tedavi sürecinde rol oynar. Bilinçli olarak, her gün tüketilen ceviz günlük almamız gereken vitamin ve mineralleri karşılar. Günümüzde yaygın hastalıklardan olan şeker hastalığı için de tabi ki faydası olacaktır. Diyabet hastaları beslenmelerine dikkat etmelidir. Onlar için düzensiz beslenme hayati önem taşır. Bazı besinlerle kan şekerini dengeleyerek, hastalığın olumsuz sonuçlar doğurması engellenir. Tabi bu besinler arasında insan vücudu dostu ceviz de yer almaktadır.

Şeker hastalığı diğer adıyla diyabet, pankreastan salgılanan insülin hormonunun yetersizliği sonucu kandaki şeker miktarının yükselmesiyle ortaya çıkan ciddi bir rahatsızlıktır. Sağlıklı bireylerde kana geçen şeker pankreastan salgılanan insülin hormonu ile hücrelere taşınır. Diyabetli bireylerde ise insülin eksik veya etkisiz olduğu için şeker hücre içine giremez ve kandaki miktarı yükselir. Bu durum da bütün hücrelere zarar verir. Çünkü fazla şeker vücutta adeta zehir gibidir. Vücutta hastalığın ortaya çıkması kaçınılmazdır. Diyabet hastaları için en iyi tedavi kesinlikle ilaçlar kadar etkili olan beslenme alışkanlığıdır. Vücudun hastalığa karşı direnç oluşturabilmesi adına onu bertaraf edecek veya eksikliği karşılayacak besinlere ihtiyacı vardır. Fakat bu besinler de daha önce belirtildiği gibi düzenli ve bilinçli tüketilmelidir.

Tüketimine dikkat edilmesi gereken besinlerden biri cevizdir. Yağlı tohumların kan şekerini düzenleyici etkisi vardır. Ancak özellikle belirtildiği üzere miktarı önemli rol oynar. Diyabet hastalarına günde  ceviz tüketmesi önerilir. Daha fazlası hastalığı tetikleyecek ve kan şekerinin yükselmesini hızlandıracaktır. Bu yüzden tüketimi kontrollü ve başka besinlerle de desteklenmelidir. Ceviz ve şeker hastalığı arasındaki bu ilişki göz ardı edilmemeli, diyabet hastaları ve özellikle çocukların gelişim dönemlerinde tüketilmelidir. Kalıtımsal olarak da görülebilen bir hastalık olması nedeniyle çocuklarda düzenli tüketimi diyabet riskini azaltır.  Cevizdeki Omega 3 yağ asidi grubundan alfa linolenik asit, diyabete karşı savunma mekanizması oluşturur, hastalıktan korur. Yüksek lifli yapısı insülin direncini düşürecek ve kan şekerini dengeleyecektir. İçerdiği kaloriden dolayı dikkatli ve çiğ tüketilmesi önerilir.

Ceviz yağlı bir yapıya sahip ama düzenli ceviz tüketenlerin tüketmeyenlere göre kilo almadığı ve daha sıkı-yağsız bir vücuda sahip olduğu ortaya konuldu.

Şeker hastalığının (tip-2) gelişiminde günlük beslenme alışkanlıkları ve yaşam şeklinin önemli bir rolü olduğu biliniyor. Deneysel ve klinik araştırmaların yanı sıra toplumların beslenme alışkanlıklarını inceleyen epidemiyolojik çalışmaların sonuçları, antioksidanlar bakımından zengin, doymuş yağ ve trans yağlardan uzak bir beslenme şeklinin şeker hastalığından korunmak için önemli olduğunu gösteriyor. Bu bakımdan çoklu doymamış yağ asitleri bakımından zengin kuruyemişlerin tüketilmesi öneriliyor.  

DEĞERLİ BİR İÇERİĞE SAHİP

Ceviz çoklu doymamış yağ asitleri bakımından zengin bir yemiş olarak insan sağlığı bakımından önemi son yıllarda sık sık gündeme geliyor. Özellikle kalp ve damar hastalıklarına bağlı risklerin azaltılması için tüketilmesi öneriliyor. Ceviz tohumlarının içinde diyet lifi, proteinler, steroller ve antioksidanların yanı sıra çoklu doymamış yağ asitleri bakımından zengin bir yağ bulunuyor. Tohumların yaklaşık yarısını oluşturan bu yağın bileşimi omega-6 yapısında linoleik asit (yüzde 38’i) ve omega-3 yapısında alfa-linolenik asit (yüzde 9’u) gibi insan sağlığı bakımından önemli yağ asitlerinden oluşuyor. Bu yağ asidi bileşimiyle ceviz, fıstık yağı gibi tekli doymamış yağ asidi taşıyan kuruyemişlerden farklı ve daha değerli bir içeriğe sahip.

Çoklu doymamış yağların şeker hastalığına bağlı risklerin önlenmesi bakımından önemi bilinmesine karşılık cevizin uzun süreli olarak kullanılması ile bu durum üzerinde sağlayabileceği yararları ortaya koyan çalışma yoktu. Ünlü Harvard Üniversitesi’nden bir ekip tarafından ABD’de 11 eyalette bin , 14 eyalette bin gönüllü genç kadın hemşire üzerinde yürütülen çok kapsamlı ve 10 yıl gibi uzun süreli iki saha çalışmasının sonuçları, bu defa ceviz tüketilmesiyle şeker hastalığı gelişimi arasında bir ilişki bulunup bulunmadığını tespit amacıyla değerlendirilmiş. Sonuçları kısa bir süre önce yayımlandı.

Bu çalışmanın önemi çok yüksek gönüllü sayısı, çok uzun bir süreyi kapsaması, katılanların tümünün sağlık mesleğinden olması nedeniyle uygulamaların ve belirli aralıklarla düzenlenen anketlerin daha doğru olarak düzenlenebilmesi şeklinde sıralanabilir. Bu çalışmanın bir diğer önemli özelliği ise beden-kitle indeksi yüksek kişilerin hariç tutulması. Bilindiği gibi beden-kitle indeksinin yüksek olması şeker hastalığı gelişiminde önemli bir risk etkeni. Bu bakımdan, çalışmanın sonuçları dikkat çekici.

TÜKETENLERİN VÜCUDU SIKI

Sonuç olarak yapılan değerlendirmede düzenli ceviz tüketiminin tip-2 şeker hastalığı gelişimini önleyebileceği, insülin direncini azaltabileceği ve cevizin bu etkisinin tüketilen miktara bağlı olarak kuvvetlendiği yorumu yapılmış. Dikkati çeken bir diğer bulgu ise cevizin yağlı yapısına rağmen düzenli ceviz tüketenlerin düzenli ceviz tüketmeyenlere göre kilo almadığı ve daha sıkı-yağsız bir vücuda sahip olduğu Aslında bu bulgu daha önce bazı bilimsel çalışmalarda da bildirilmekteydi. Bu bakımdan ceviz tüketiminin ‘metabolik sendrom’ gibi günümüzde üzerinde çok durulan bir sorunun önlenmesinde yararlı olabileceği bildiriliyor. Nitekim iki yıl önce yayımlanan bir çalışmada Akdeniz tipi beslenmede günde 30 gram kuruyemiş (yüzde 50 ceviz, yüzde 25 badem ve yüzde 25 fındık karışımı) ilavesinin metabolik sendrom gelişimi riskini belirgin bir şekilde azalttığı gözlemlenmişti.