astalife kadınlar kulübü / Astalife kullanıp fayda görenler? | Kadınlar Kulübü - Kadın Sitesi

Astalife Kadınlar Kulübü

astalife kadınlar kulübü

Bu vitaminler baba yapıyor

Güncelleme Tarihi:

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Mesude ERŞAN

Oluşturulma Tarihi: Mart 16,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Yakın zamana kadar erkeklerin ölünceye kadar baba olma yeteneğinin sürdüğü düşünülüyordu. Kadınlara "35 yaşına kadar doğumları bitirin" deniyor, erkekler zaman konusunda sıkıştırılmıyordu. Halbuki son araştırmaların sonuçları, erkekleri hayal kırıklığına uğratacak hatta iktidarlarını bir miktar sarsacak gibi!

Haberin Devamı

Yaşlanan sadece kadınların yumurtaları değil. Spermler de yaşlanma ve çevresel koşullardan nasibini alıyor. Erkeklerin de yaşı ilerledikce, spermlerinin kalitesi bozuluyor. Bu gelişmeler için erkeklerin çok yaş alması şart değil, 38 yaşından sonra spermlerde değişim başlıyor. Kadınlara nasıl "En geç 35 yaşına kadar doğur" deniyorsa, erkeklere de "Elini çabuk tut" deniyor artık! Çünkü 38'inden sonra sperm sayısı azalıyor ve yumurtayı dölleyemiyor. Ayrıca yaşlı spermlerle meydana gelen gebeliklerde düşük riski de artıyor Şimdi bilim adamları erkeklerin spermlerini bazı vitamin ve mineral kokteyleriyle gençleştirmenin peşinde. Yöntemlerden biri de genç ve sağlıklı kadın yumurtası.

(Erkeklerde sperm sayı ve hareketi normal olsa bile bazı durumlarda çift çocuk sahibi olamıyor. Hatta bu çiftlerde tedavi amaçlı yapılan aşılama ve/veya tüp bebek tedavileri de başarılı olamıyor. Fransa ve Belçika'da laboratuvarları bulunan genetik ve embriyoloji uzmanı Dr. Moncef Benkhalifia, "Kesinlikle biliyoruz ki yaşın, spermin genetik yapısını bozucu etkisi var" diyor. 

Spermin kalitesini farklı vitamin kombinasyonları, vitaminler, antioksidanlarla artırmaya yönelik bazı uygulamalar denendi halen de deneniyor. Bunlar aslında inderekt yöntemler. Yani ağızdan alınıyor, genel vücut sistemi üzerinden sperm üretimini de etkilemesi bekleniyor. Bir başka grup doktor aynı amaçla yüksek doz C vitamini verdi. Sonuçta beklenenin tam aksine etki yaptı ve sperm kalitesini çok kötü etkiledi.

Haberin Devamı

İYİ SPERM ÜRETİMİ İÇİN ORTAM HAZIRLANIYOR

Dr. Benkhalifia, "Spermin DNA'sında bozulma varsa bile yumurtayı dölleyebilir. Bu dölleme yanıltmamalı. Çünkü spermin DNA'sı bozulmuşsa, oluşturduğu embriyo gelişimini sürdüremez. Spermin DNA'sındaki kırılmaların önlenmesi için çok düşük dozda C ve E vitamini, betakeraton, selenyum, çinko veriyoruz. Bu tedavi bütün vücudun oksidatif stresini alıyor. İyi sperm üretimi için ortam hazırlıyor" diyor. Sperm gelişimi süreci yumurtadan daha uzun sürüyor. Yumurtalar 28 günlük sikluslarla üretilirken, sperm için ortalama 72 güne ihtiyaç var. Dolasıyla vitamin-mineral tedavisinin sonuç vermesi için 3 ay gerekiyor.

Haberin Devamı

OLGUNLAŞMAYAN SPERME ÇİNKO VE D VİTAMİNİ

Spermle ilgili bir diğer sorun da "prematüre" olması. Spermin DNA zincirindeki bozulmaya bağlı olgunlaşma sorunu olduğunda da yumurtayı döllemesi mümkün. Hatta embriyo gün gelişimini sürdürüyor. Fakat rahime tutunma oranı düşük. Prematüre spermler, erken düşüklere yol açıyor. Dr. Benkhalifia bu sorunun tedavisinde de çinko ve D vitamininden yararlandıklarını anlatıyor. Bunun için C ve E vitaminin kullanılmasına gerek duyulmuyor. Bundan da yarar görmek için 3 ay uygulanması öneriliyor.

Bazı şanssız erkeklerde yukarıda sözü edilen sorunların her ikisi de görülüyor. Bu durumdaki erkeklere yönelik çok güçlü tedaviler veriliyor. 3 ay boyunca çinko ve güçlü antioksidan kompleksleri içiyorlar. Dr. Benkhalifia, kullandıkları vitamin ve minerallerin tümünün doğal yollardan elde edildiğini, kimsayal ürünleri tercih etmediklerini belirtiyor.

Haberin Devamı

KADIN YUMURTASI İLAÇ GİBİ!

Hacettepe Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Timur Gürgan'ın verdiği bilgiye göre, spermlerdeki yumurtayı dölleme bozukluğunun temel nedenlerinden biri sperm kafasında yumurta zarını eriterek içeriye girmesini sağlayan sistemdeki bozukluk. Bir diğeri de spermlerin genetik yapısının, kadın yumurtasıylauygun şekilde birleşmesine izin vermemesi. Sperm DNA'sında ortaya çıkan kırılmaların ve kopmaların yaşla birlikte artması diğer önemli bir faktör. Prof. Dr. Gürgan, "Genç ve sağlıklı kadın yumurtasının bu sorunların bir kısmını iyileştirici etkisi var. Bu nedenle sperm problemi taşıyan çiftlerde, kadın yumurtalarının farklı yöntemlerle ve ilaçlarla desteklenmesi fayda sağlayabiliyor. Bu durumlarda yumurta gelişimine katkıda bulunabilecek vitamin, eser element ve enzim destekleriyle kadının bünyesine uygun yumurta destekleyici ilaçların verilmesiyle yapılan tedaviler uygulanıyor" diyor.

Haberin Devamı

"ERKEKTE SINIR 50 YAŞ"

Erkekler her yaşta baba olur efsanesi yıkılıyor mu sorusuna karşılık ise Dr. Benkhalifia'nın yanıtı açık: "Bence 'dan sonra erkeğin baba olması zor. Kadınlarda üremeyle ilgili sorunlar nasıl 35'inden sonra başlıyorsa, erkekler için de 50 yaşından sonra başladığını söyleyebilirim" diyor.

Üremede anahtar oyuncunun yumurta olduğunu hatırlatan Dr. Benkhalifia, şunları söylüyor:

"Yumurta liderdir. Yumurta en hızlı ve yarışmayı kazanan ve zarını geçebilen spermi seçiyor. Yumurta iyiyse, iyi embriyo geliştiririz. Kötüyse kötü embriyo gelişir. Yumurta spermdeki bazı sorunları halledebilir. Ama spermdeki anomali büyükse yumurtanın yapabileceği birşey yok.

Haberin Devamı

SPERMLERİN BAŞKA DÜŞMANLARI

Erkeklerde sperm yapımını kontrol eden genetik program Y kromozomu üzerinde bulunuyor. Sperm yapabilme programındaki bozukluk aileden kötü miras olarak aktarılabiliyor. Yüzyılın sorunu stres, spermleri de vuruyor. Kalite ve sayısını düşürüyor. Tiryakileri kızacak ama sigaranın olumsuz etkisi o kadar kesin ki artık tartışılmıyor bile. Alkol ve sigara, kısırlığa yol açmakla kalmıyor, düşüklere ve anomalilik bebek doğumları riskini de artırıyor.

Erkeğin yaşı yükseldikçe, gebe kalma oranı düşüyor

12 bin çiftin incelenmesiyle yapılan bir araştırma gebelik oranlarıyla, erkek yaşı arasındaki bağlantıyı ortaya koydu. Araştırmada spermin kalitesi, morfolojisi ve sayısının yanı sıra gebelik, düşük ve doğum oranlarına bakıldı. Araştırmanın kadınlarla ilgili verilerinde sürpriz yoktu. Beklendiği gibi 35 yaş ve üstü kadınlarda gebelik oranlarının ciddi bir şekilde düşüyor. Sürpriz erkek tarafından geldi. Tüp bebekte 35 yaş ve üstü erkeklerin spermi kullanıldığında, gebe kalma oranı düşüyor, düşük oranı artıyordu. Araştırmaya göre, 34 yaşındaki erkeklerin spermleri kullanıldığında oluşan gebeliklerde düşük oranı yüzde yaş arası erkeklerde bu oran yüzde ’e, 44 ve üstü yaşlarda ise yüzde ’e çıkıyor. Erkeğin yaşı 39’dan 44’e çıktığında gebelik oranı yüzde ’den yüzde ’lara kadar düştü. Bu durumda sağlıklı ve genç çiftlerin üreme hücrelerinde henüz sorun yokke sperm ve yumurtalarını veya embriyolarını dondurmaları ve kendilerini hazır hissettiklerine anne-baba olmaları mümkün. 

Doğurganlığı artırmak i&#;in &#;neriler

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı monash.pw Güçlü Kaleağası, “Doğurganlığın azalmasında ki en büyük etkenlerden biri, yaşın ilerlemesiyle birlikte yumurta sayısının ve kalitesinin bozulmaya başlamasıdır. Yumurtalar yumurtalıklarda primordial folikül olarak bulunurlar ve olgunlaşarak primer foliküllere dönüşürler. Bu evrede foliküller vücudun kendi hormonlarına ya da dışarıdan verdiğimiz ilaçlara cevap vermezler. Yumurtaların olgunlaşma safhasındaki aşamada, doğru destek ilaçları kullanmak, besinsel takviyeler almak ve yaşam biçimi önerilerine dikkat etmek, yumurtalıklarda kalite artışına imkan verebilir. Primer folikül oluştuktan sonra içsel ve dışsal gonadotropinlerle (yumurta büyüme ve olgunlaşmasını sağlayan ilaçlar) büyüyebilirler. Vücudun biyoritmini ve genel sağlığını arttıran yaklaşımlar üreme sisteminin iyilik halini arttıracaktır” dedi.

Egzersizin dokuların kan akımını arttırarak, dokuların oksijenlenmesini arttırdığını ifade eden Dr. Kaleağası, “Serbest radikallerin temizlenmesini hızlandırır, bol su tüketimi yine organların iyi kanlanmasını ve kanın daha serbest dolaşımını sağlayarak yumurtalıkların da çalışmasını hızlandırır. Üreme hücreleri serbest radikaller dediğimiz hücre ölümü ve yaşlanması yapan zararlı bileşiklere çok duyarlıdır. Vücutta zararlı etkili homosistein denilen maddeyi azaltan folik asid yıllardır gebeliğin ilk haftalarında kullandığımız fetüslerde gelişim anomalilerini azaltmakta olan bir vitamindir. Bu vitamin aynı zamanda da gebelik ihtimalini arttırdığı için çocuk sahibi olamayan çiftlerde (infertilite) başlanmalıdır ( İnfertilite de doz artımı gerekmektedir). Dışardan takviye olarak almak gerektiği gibi folik asid içeren besin gruplarının beslenmedeki miktarlarını arttırmak gerekir. Yüksek miktarda folik asid içeren besinler kuşkonmaz, brokoli,yeşil yapraklı sebzeler, bamya, brüksel lahanası, karnabahar, pancar, turunçgiller ,avokado- ispanak, maydanoz, nane, bezelyedir. Üzerine en çok araştırma yapılmış bir moleküldür. Vitaminler vücutta üretilmeyen dışarıdan aldığımız besinlerdir. Güneş ışınlarının yardımı ile vücutta üretilen bir molekül olduğu için işin özünde vitamin değildir.

Tüm ekosistemde, tüm canlıların önemli bir kısmı için güneş ışığı önemlidir. Vücutta anlamlı eksikliği başladığı zaman insanlarda üreme fonksiyonlarını bozduğu bilinmektedir. D vitamini eksikliğini klinikte eski zamanlara göre daha sık görmekteyiz. Eksiklik olmadan tedavi verilmesinin olumlu etkisi görülmemiştir. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerde testlerle kontrol edilmeli, eksikliği mevcutsa tedavi edilmelidir. Yağ metabolizması bilinen bilinmeyen faktörlerle kadının gebe kalma mekanizmasını etkileyen bir faktördür. Diyette aşırı derecede yağ kısıtlamak gebe kalma potansiyelini azaltır. Uzun süre açlıkta erkeklerin kadınlara göre daha fazla kilo vermeleri, türün devamlılığında, kadının bünyesinin daha stabil kalma adaptasyonu olarak yorumlanabilir. Genel olarak margarin gibi trans yağları tüketmek, aşırı karbohidrat tüketimleriyle yağlanmak, üreme için zararlı iken, balık gibi omega 3 yağ asitleri tarafından zengin beslenmek kadın üreme sistemini iyi yönde etkiler. Beslenme de doymamış yağ asidi içeren besinlere yönelmek gerekir. Tekli doymamış yağ asitli yiyecekler avokado, fındık, fıstık, ceviz gibi kabuklu yiyecekler, badem yağı, yer fıstığı gibi kabuklu yemiş yağları, zeytinyağı, kanola yağı, susam yağıdır. Çoklu doymamış yağ asidi içeren yağlar.. omega 3 ve omega 6 içeren yağ asitleridir.

Omega3 daha çok yağlı balıklarda, keten tohumunda ve soya yağında bulunurken, Omega 6 da daha çok mısır yağı, ayçiçek yağı gibi bitkisel yağlarda bulunur. Tüp bebek tedavisine başlayacak hastalarda yapılan çalışmalarda bu iki tip beslenme şeklinde, hastalardan daha kaliteli embryolar oluştuğu gözlenmiştir. Akdeniz tipi beslenmede, balık, bakliyat, sebze, sebze yağları, tam tahıllı yiyecekler, zeytinyağı fazla tümonash.pwk(Dutch) tipi beslenmede ise yüksek oranda tam tahıllı yiyecekler, tekli ve çoklu doymamış yağ asitli yiyecekler et ve balıktan zengin beslenme mevcuttur. Hayvan çalışmalarında B12 vitamin kısıtlaması üremeyi azalttığı gözlenmiştir. Vücutta B12 vitaminin bağırsaklardan emilebilmesi için mide de bir molekülle birleşmesi gerekir, bu nedenle mide hastalıklarında da eksikliği görülebilir. Obezite tedavisi maksadı ile bariatrik cerrahi geçirenlerde yumurta kalitelerinde azalma görülmüştür, B12 eksikliği, folik asid eksikliği gibi homosistein artması sonucu tekrarlayan gebelik kaybı yapabilir.

B12 vitamini içeren besinler süt ve süt ürünleri, kefir. Yumurta, ciğer, dana, kuzu, koyun etidir. Özellikle kuzu ciğeri B12 vitamini açısından zengindir. Kabuklu deniz ürünleri, istiridye, midye, yengeç, ıstakoz bol miktarda mevcuttur, balık ta B12 vitamini boldur, özelikle uskumru, somon, ton ve lüfer balıklarında bol bulunur. Vücutta A vitaminine dönüşen ve bitkilerde bulunan bir bileşendir . En güçlü beta karotenler sebzelerdir. Havuç, tatlı patates, pazı, ıspanak, kayısı da daha çok bulunur. Literatürde b-karoten in canlı çocuk oranını arttırdığı ile çalışmalar mevcuttur. Vücutta metabolizmayı kolaylaştıran, hızlandıran moleküllere enzim denir. Koenzimlerde enzimlerin çalışmasını düzenleyen moleküllerdir. Antioksidan gibi hareket eder, bağışıklığı güçlendirirler. Hücrelerin güç kaynağı içlerinde bir oluşum olan mitokondriler tarafından düzenlenir. ,Koenzim q10 yumurta hücresindeki mitokondrial çalışmayı düzenlediği gösterilmiştir. Koenzim q10 sakatatlar da çok yüksek oranda bulunur. Sardalya, uskumru gibi balıklarda ayrıca ıspanak ,brokoli, karnabahar gibi sebzelerde de bulunur. İnfertil çiftlerde dışarıdan destek olarak vermek gerekebilir” diye konuştu.

DHEA’nın kanıta dayalı kadınlarda yumurta kalitesini arttıran bir molekül olduğunu kaydeden Dr. Kaleağası, “Normalde böbrek üstü bezlerinden salınan bir hormondur. Yaş arttıkça menopoza yakın vücutta azalmaya başlar. Besinlerden takviye edebileceğimiz bir molekül değildir. Takviye tarzında kullanılmalıdır. DHEA ve Koenzim q10 u beraber kullanmanın daha etkili olduğu düşünülen çalışmalar mevcuttur. Doğadaki yumurtalıklar üzerine etki oluşturduğu düşünülen bitki ve otlardan bahsedeceğim. Bu bölümde ki bilgiler hazırlanırken literatür ışığında yorumlanmaya çalışılmakla beraber gözlem ve tamamlayıcı tıp bilgileri de kullanılmıştır. Arı sütü (royal jelly) özellikle erkek infertilitesi konusunda daha fazla çalışma olan bir besindir. Hayvan çalışmalarında embryo kalitesini arttırdığı izlenmiştir. Yumurta ve sperm kalitesi açısından olumlu etkileri izlenen yayınlar mevcuttur. Takviye tarzında alınmalıdır. Latince adı lepidium meyenii olan maca bitkisi, hardal bitkisinin de dahil olduğu brassica ailesine mensuptur. Turp benzeri yapısıyla toprağın altında büyükçe bir kök geliştirir ve şifalı özellikleri için de bu büyük, sarımsı renkteki kökü kullanılır. Peru dağlarında yüzyıllardır doğurganlığı arttırıcı özelliklerinden dolayı kullanılmaktadır. Yumurta geliştiren hormonlar üzerine etkilerini gösteren çalışmalar mevcuttur. cinsel isteği arttırdığı bilinmektedir. Yeşil sebzelerin ekstaktlarından oluşan besinsel desteklerdir. Kaliteli sperm için sağlıklı protein kaynaklarını nasıl ihmal etmemeyi öneriyorsak, kaliteli yumurta için sağlıklı , iyi tarım uygulamalarıyla üretilmiş mevsim sebze ve meyvelerini tüketmek gerekir. Bu besinsel desteklerin içinde ıspanak, mavi yeşil yosunlar( spirulina), buğday çimi, deniz bitkileri bulunur” ifadelerini kullandı.

Siyah yılankökünün (black cohosh) yumurta geliştirici ilaçlarla kullanıldığında iyi sonuçlar verebildiği izlenen bir bitki olduğunu belirten Dr. Kaleağası, “Klinikte meme ağrısı adet sancılı gibi durumlarda kullandığımız hayıt tohumu(agnucaston), çalışmalarda kadınlarda hormon dengeleyici etkileri izlenmiştir. Destekleyici olarak kullanılabilir. Aslan pençesi (alchemilla vulgaris) ülkemizde sık başvurulan destek bitkisi, rahim üzerine etkileri olduğu kaynaklarda geçiyor. bilimsel araştırma yoktur. Angelica sinensis(dong quai) Çin tıbbında sık kullanılan bir preperat, özellikle rahim iç çeperinin (bebeğin tutunduğu alan) kan akımını arttırdığı ile ilgili yorumlar mevcut. bilimsel data mevcut değildir” açıklamalarında bulundu.

Hamile Kalmak İsteyenlerin Alması Gereken Vitaminler

Kadınların düzenli olarak korunmasız cinsel ilişkiye girmesine rağmen hamile kalamaması nadir rastlanan bir durum değil. Hamile kalamamak kısırlık gibi tedavi gerektiren problemlere işaret edebilse de, bazen bu durum doğru zamanı bulmak ve yaşam tarzı ile ilgili seçimler ile de ilgili olabiliyor. Örneğin beslenme tarzı ve fiziksel sağlığın doğurganlığa etkisi büyük… Belli gıdalara ağırlık verip diğerlerini olabildiğince azaltmak, kadınların doğurganlığını etkileyebiliyor. Bu yazıda, hamile kalma şansınızı artıracak ya da hamileliğe hazır olmanızı sağlayacak belli başlı vitaminlerden kısaca bahsedeceğiz.

Not:Genel bilgilendirme amacıyla çeşitli kaynaklardan alınan bilgilerin derlenmesiyle hazırlanmış olan bu yazı, bir doktor tavsiyesi olarak alınmamalıdır. Hamile kalma ve sağlıkla ilgili diğer konularda, en sağlıklı bilgiler için doktorunuza danışmanızı tavsiye ederiz.

Folik Asit

Folik asit, yalnızca hamile kalmaya çalışılan dönemde değil, hamileliğin ilk üç ayında da alınması tavsiye edilen bir vitamindir. Folik asit hamile kalma şansını artırdığı gibi, hamilelik esnasında da bebeğin omurilik gelişimi bakımından büyük önem taşır. Bunlara ek olarak erkeklerde folik asit kullanımının da sperm sayısını artırdığını gösteren çalışmalar mevcuttur.

Kalsiyum

Kalsiyum, hamile kalma şansını artırdığı için değil, hamile kalınması durumunda vücutta bebeğin gelişimi için yeterli miktarda bulunması adına alınmalıdır. Bu bileşen bebeğin kemikleri, kan damarları ve kalbinin gelişiminde önemli bir rol oynar. Hepsi bir yana, özel durumlar söz konusu olmadıkça, zaten her yetişkine kemik sağlığı için gerekli ölçüde kalsiyum alması önerilmektedir.

Koenzim Q10

Koenzim Q10, çeşitli besinlerde bulunabileceği gibi takviye gıdalardan da alınabilecek doğal bir antioksidandır. Vücut, Koenzim Q10’u, hücre yenilenmesi için gerekli enerjiyi üretmekte kullanır. Hem kadın, hem erkek fertilitesini artırdığını gösteren çalışmalar mevcuttur.

Omega 3

Hamilelik süresince alınması önemli olan Omega 3 yağ asitlerinin, aynı zamanda doğurganlığa fayda sağladığı da bilinmektedir. Omega – 3 yağ asitleri, vücutta üretilmedikleri için, besinlerden ya da takviye gıdalardan alınmaları tavsiye edilmektedir. Omega 3 için somon, sardalya gibi cıva oranı düşük balık çeşitleri, ve balık yağı olarak bilinen takviye gıdalar tercih edilebilir.

Demir

Kadınlar için günlük önerilen demir miktarı genelde 18 mg’ken, hamile kalmaya çalışan ya da hamile olan kadınlar için bu oran 27 mg’dır. Yeterli miktarda demir alınmaması halinde, organlar gerekli oksijeni alamazlar. Kanlarında yeterli miktarda demir bulunmayan kadınların, anovülasyon olarak bilinen, yumurtalıkta yumurtacıkların oluşmaması şeklinde kendini gösteren sıkıntıyı yaşayabilecekleri düşünülmektedir. Ayrıca, hamile kalınması halinde bebek sağlıklı bir şekilde gelişebilmek için annesinin vücudundaki demiri kullanacağından, hamilelik başlangıcında düşük seviyelerde demire sahip olmak riskli olabilir.

B6 Vitamini

B6 vitamini fertilite ile iki şekilde ilişkilendirilmektedir. Birincisi, B6 vitamini yumurtlama döngüsünün luteal fazına katkı sağlar. Luteal faz, yumurtanın serbest kalmasından sonra meydana gelen, ortalama 2 hafta süren dönemdir ve normalden kısa sürmesi hamilelik şansını azaltır.  Aynı zamanda B6 vitamini homosistein amino asidinin seviyesini düşürür, ki bu aminoasidin düşük seviyelerde olmasının hamilelik şansını artırdığını gösteren çalışmalar vardır. Ayrıca, hamilelik sürecinde B6 vitamini almanın sabah bulantılarını azalttığını gösteren çalışmalar da mevcuttur.



nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır