hidroliz ve dehidrasyon nedir / Dehidrasyon Sentezi

Hidroliz Ve Dehidrasyon Nedir

hidroliz ve dehidrasyon nedir

kaynağı değiştir]

Bir amitin asitle katalize edilen hidrolizi için mekanizma.

Hidroliz, enerji metabolizması ve depolanması ile ilgilidir. Tüm canlı hücreler, iki ana amaç için sürekli bir enerji kaynağına ihtiyaç duyar: Bunlar mikro ve makromoleküllerin biyosentezi ve iyonların ve moleküllerin hücre zarları boyunca aktif taşınmasıdır. Besinlerin oksidasyonundan elde edilen enerji doğrudan kullanılmaz, ancak karmaşık ve uzun bir reaksiyon dizisi vasıtasıyla özel bir enerji depolama molekülü olan adenosin trifosfata (ATP) kanalize edilir. ATP molekülü, gerektiğinde enerjiyi serbest bırakan pirofosfat bağları (iki fosfat birimi bir araya getirildiğinde oluşan bağlar) barındırır. ATP iki şekilde hidrolize uğrayabilir: Birincisi, reaksiyonla birlikte adenozin difosfat (ADP) ve inorganik fosfat oluşturmak için terminal fosfatın uzaklaştırılmasıdır:

ATP + H2O → ADP + Pi

İkincisi ise adenosin monofosfat (AMP) ve pirofosfat elde etmek için bir terminal difosfatın çıkarılması ile olur. İkincisi genellikle iki kurucu fosfata birinci şekle nazaran daha fazla bölünmeye uğrar. Bu bölünme genellikle zincirlerde meydana gelen ve fosfat bağları hidroliz geçirdiğinde sentez yönünde yönlendirilebilen biyosentez reaksiyonlarına neden olur.

Polisakkaritler[değiştir

Dehidrasyon Nedir?

Yaz aylarının yaklaşması ile birlikte, yüksek hava sıcaklıklarının etkisiyle ortaya çıkan veya şiddetlenen sağlık sorunlarının önemi de gün geçtikçe artmaktadır. Genel vücut sağlığının korunması için kişilerin gün içerisinde yeterli miktarda sıvı alması ve aldığı bu sıvıyı doğal yollarla vücuttan uzaklaştırması gerekir. Bu dengenin bozulduğu durumlarda, başta böbrekler olmak üzere bazı organlar ciddi anlamda zarar görebilir. Vücuttaki sıvı miktarının çeşitli nedenlerle azalması durumunda görülen sağlık sorunları temel olarak dehidrasyon başlığı altında incelenir.

Dehidrasyon Nedir?

Dehidrasyon; vücudun su kaybı yaşaması sonucu, genel sağlığın korunması için gereken biyokimyasal ve fizyolojik mekanizmalarda birtakım sorunların ortaya çıkmasına neden olan bir durumdur. Su; yaşamın devam etmesi için gerekli olan ve vücutta gerçekleşen neredeyse bütün olaylar için vazgeçilmez bir unsurdur. Örneğin, hücrelerimizin yaklaşık dörtte üçü sudan oluşur. Aynı zamanda, vücutta farklı görevler üstlenen enzimlerin bu işlevleri yerine getirebilmesi için vücuda yeteri miktarda su alınması kritik önem taşır. Bunun yanı sıra, vücut sistemlerini oluşturan kalp, böbrek ve beyin gibi organların çalışabilmesi için kan, beyin-omurilik sıvısı ve idrar gibi vücut sıvılarına ihtiyaç duyulur. Su; tüm bu sıvılarda temel çözücü madde olarak görev alır.

Beslenme yoluyla alınan su; vücutta gerçekleşen fizyolojik mekanizmalarda kullanılırken, bu suyun bir kısmı terleme, idrar, dışkı veya buharlaşma gibi çeşitli yollarla vücuttan uzaklaştırılır. Suyun vücuda alınması ve vücuttan atılması belirli bir denge içerisinde gerçekleşir. Dolayısıyla, bu dengenin bozulması çeşitli rahatsızlıkların görülmesine neden olabilir. Vücuda gereğinden fazla su alınması, ancak bu suyun yeteri oranda vücuttan atılamaması; ödem ve bazı organlarda sıvı birikimiyle sonuçlanabilir. Tam aksine, yeterli miktarda sıvı alınmaması ve normalden fazla su kaybedilmesi ise dehidrasyona neden olur.

Dehidrasyon sonucunda vücutta gerçekleşen fizyolojik olaylarda birtakım sorunlar ortaya çıkabilir. Örneğin; önemli bir kısmı sudan oluşan kan miktarındaki azalmaya bağlı olarak dolaşım problemleri, kalp sorunları, su dengesini korumaktan sorumlu olan böbrek fonksiyonlarında bozulma ve beyin-omurilik fonksiyonlarında aksama görülebilir. Su, aynı zamanda vücut için hayati öneme sahip sodyum, potasyum ve kalsiyum gibi minerallerin çözünmesini sağlayan temel sıvı olduğundan, dehidrasyon vakalarında bu minerallerde de azalma görülebilir.

Dehidrasyon Nasıl Gelişir?

Dehidrasyon; temelde vücuda yetersiz sıvı alınması veya normalden fazla miktarda sıvı kaybıyla ilişkili bir durumdur. Bu anlamda, aşağıdaki faktörler dehidrasyona yol açabilir:

    Yetersiz beslenme: Kişinin gün içerisinde ihtiyacı kadar su tüketmemesi, dehidrasyona neden olabilir. Sağlıklı bir kişinin günlük ortalama olarak ,5 litre su tüketmesi gerekir. Ancak, bu durum yaş veya günlük fiziksel aktiviteye bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Dolayısıyla, ağır işte çalışanlar ve ileri yaştaki kişilerde dehidrasyon görülme ihtimali daha fazladır.

    Kusma ve ishal gibi sindirim problemleri: Sindirim sisteminde görülen bazı hastalıklara bağlı olarak gelişen kusma ve ishal gibi şikayetler kişinin sıvı kaybetmesine ve dolayısıyla dehidrasyona yol açabilir.

    Fazla terleme: Yüksek hava sıcaklıkları, uzun süre boyunca güneş ışığına maruz kalma ve hipertiroidi gibi bazı kronik hastalıklara bağlı olarak kişinin fazla miktarda terlemesi sonucu dehidrasyon görülebilir.

    Yüksek ateş: Enfeksiyon hastalıkları başta olmak üzere, vücut sıcaklığının 38 derecenin üzerinde seyrettiği sağlık sorunlarında sıvı kaybı görülebilir.

    İdrar miktarında artış: Diyabet gibi bazı kronik hastalıklar veya böbrek hastalıklarında günlük idrar miktarının artmasına bağlı olarak bazı durumlarda dehidrasyon gelişebilir.

    Kalp yetmezliği: Kalbin pompalama fonksiyonunun aksaması sonucu damarların içerisinde bulunan sıvı, dokular arasında yer alan bölgelere sızar ve dolaşımda sıvı eksikliği ortaya çıkar. Bunun sonucunda, bacaklarda ödem gelişebilir ve akciğerle karın boşluğunda su toplanabilir. Bu durum da dehidrasyona yol açabilir.

    Karaciğer ve böbrek yetmezliği: Kandaki sıvının damar içinde tutulmasından sorumlu olan kan proteinlerinin üretildiği ve vücuttan uzaklaştırıldığı temel organlar olan karaciğer ve böbreklerde görülen sorunlar; kan proteinlerinin azalmasına, kan sıvısının dolaşım dışına sızmasına ve dehidrasyona neden olabilir.

Dehidrasyon Belirtileri Nelerdir?

Dehidrasyon sonucu ortaya çıkan belirtiler, rahatsızlığın şiddetine göre değişiklik gösterebilir. Hafif dehidrasyon vakalarında belirgin şikayetler görülmese de rahatsızlığın ciddi boyuta ulaştığı vakalarda hayatı tehdit edebilen durumlar ortaya çıkabilir. Buna göre, dehidrasyonda yaygın olarak görülen belirtiler şu şekildedir:

    Halsizlik ve yorgunluk

    Ağız kuruluğu ve susama hissi

    Cilt kuruluğu ve cilt esnekliğinde azalma

    İdrar miktarında azalma

    Gözyaşı salgısında azalma

    Kabızlık

    Genel durum bozukluğu, bilinç bulanıklığı

    Kan basıncının düşmesine bağlı olarak gözlerde kararma, baş dönmesi ve baş ağrısı

    Kalp hızındaki artışa bağlı çarpıntı

Dehidrasyon Nasıl Tedavi Edilir?

Dehidrasyon tedavisinde ilk olarak altta yatan nedenin doğru tespit edilmesi gerekir. Tedavi; kişide görülen dehidrasyonun yetersiz sıvı alımı veya fazla miktarda sıvı kaybıyla ilişkili olmasına göre değişkenlik gösterebilir. Hafif ve orta düzeyde seyreden dehidrasyon vakalarında ilk olarak hastanın yeterli miktarda sıvı alması sağlanır. İshal (diyare), kusma ve sık idrara çıkma gibi fazla miktarda sıvı kaybına neden olan durumlarda ise hastaya ağızdan sıvı verilmesi yetersiz olabilir. Bu nedenle, bu vakalarda damar yoluyla sıvı takviyesi yapılması gerekebilir. Sıvı kaybıyla birlikte hastalarda elektrolit kaybı da görüldüğünden, sıvı replasmanında mutlaka hastaya elektrolit de verilmelidir.

Organ yetmezliği sonucu ortaya çıkan damar içi sıvı kayıplarında ise vücutta biriken sıvıların atılabilmesi için hastaya diüretik ilaç (idrar söktürücü) verilir. Aynı zamanda, hastaya sıvı takviyesi yapılması da gerekebilir. Bu anlamda, ciddi vakalarda hastaların doktor tarafından yakından takip edilmesi gerektiğinden, bazı durumlarda hastaneye yatış gündeme gelebilir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir