acimak ozeti / Acımak Roman Özeti | Edebiyat Öğretmeni

Acimak Ozeti

acimak ozeti

Kitap Adı : Acımak
Kitabın Yazarı : Reşat Nuri Güntekin
Yayımevi ve Adres : İnkılap Yayınevi İstanbul.
Basım Yılı : 29. Baskı

1. KİTABIN KONUSU :
Acımak'ta, görevine bağlılığı ile tanınmış bir İlkokul başöğretmeni zehra hanımın trajik serüveni dile getiriliyor. Temizlik, fedakarlık, fedakarlık hastalığı onda insanlığın en değerli yeteneğini öldürmüştür: Acımak Yeteneğini. Duygusal, geniş ruhlu bir kadın, güzel, doğru, temiz şeyleri çılgınca seviyor. Ama zaafa, düşkünlüğe ve çirkinliğe acımıyor. Yapılmış bir kötülük için hiç bir gerekçe tanımıyor ve acımadan söküp atıveriyor. Bütün insanları etkilemiş güzel bir duygunun romanı.

2. ROMANIN ÖZETİ

Zehra çok çalış, disiplinli, verdiği kararların arkasında duran bir öğretmendir. Bulunduğu okulda bir çok yenilik yapmış ve okuldaki uygun olmayan, güzel olmayan bir çok şeyi değiştirmiştir. Kırık dökük halde bulunan okulu kendi onarmaya kalkmıştır. Öğrencilerin elbiseleriyle, saçlarıyla usanmadan ilgilenmiştir ve onların ikinci anneleri olmuştur.
Ama onun bir tek kusuru aucıma duygusunun olmamasıdır. Zaafa, düşkünlüğe, çirkinliğe acımamaktadır. Bu özelliklerinden dolayı maarif müdürü onun mebus Şerif Halil beyle tanıştırmak istemiştir. Tabiki mebusunda asıl amacı Zehra'ya babasının hasta olduğunu söylemektir. İkisi birlikte Zehra'nın okuluna giderler. İlk olarak onunla okul öğrencileri hakkında konuşurlar. Zehra çalışkan öğrencilerinden bahsederken gözlerinin içi güler. Ama tembel, zayıf öğrencilerden bahsederken çehresi değişir ve sanki zanlı bir kişiden bahsediyormuş gibi davranır. Bu konu hakkında maarif müdürü ve mebusla saatlerce tartışır ama bir türlü bu fikrinden vazgeçmez. Bu konuyu tartışırken maarif müdürü çok güzel bir örnek verir. Zehra'ya bu örneği anlatır. Küçük bir kızın hırsızlık ile suçlanmasını söyler. Zehra hemen araya girer ve müdahale eder. Evet o bir hırsızdı diye bağırmaya başlar ve onu savunmalarını istemez. Maarif müdürü ise konuyu açar. Bu kızın aslında hırsız olmadığını sadece hırsızların şu evin kapısı önünde dur birisi gelince haber ver diye para karşılığında kandırırlar. O da inanır, olay esnasında bekçiye yakalanır. Daha sonra polise teslim edilir. Polis onu konuşturmaya çalışır ama bir türlü konuşmaz. Zehraya gülerek eğer gerçekten hırsız olsaydı onların ismini vermezmiydi der ve devam eder. Polis ona aldığı paranın iki katını teklif eder ve kız yine almaz. Bu kız hırsızmıydı diyerek Zehra'yla dalga geçerler. Zehra olayı kapatır bir daha o olay üzerine konuşmak istemez.

Laf Zehra'nın babasına gelir. Ama o konuşmak istemez. Babasının hasta olduğunu söylerler fakat zehra babası görmeye gitmek istemez. En sonunda maarif müdürünün ısrarı ile babasını görmeyi kabul eder ve İstanbul'un
yolunu tutar. O akşam tren yolculuğuna başlar.

Her gözlerini kapatışında çocukluğunda başından geçen olayları hatırlar. Babasının eve nasıl sarhoş geldiğini, ablasına çektirdiği işkenceleri bir bir gözlerinin önünden geçirir. Her seferinde babasına olan kini bir kat daha artar. Nihayet tren yolculuğu bitmiş ve babasının bulunduğu eve gitmiştir. Evde sessizlik hakimdir. Onu yaşlı bir adam ile kadın karşılar. Zehra evde insanlarla konuşurken gayet sakin görünmektedir. Hatta neşeli denilecek tavırlar sergiler. Bu hareketlerini herkes yol yorgunluğuna verirler. Daha sonra Zehra'ya babasından kalan bir sandık olduğunu ve onu açıp bakmasını söylerler. Daha sonra zehra sandığı açar ve içinden bir günlük çıkar. Günlüğü okumaya başlar. Günlüğün ilk sayfalarında babasının daha yeni memur çıktığını ve bunun için ne kadar bahtiyar olduğundan bahseder. İçinde olan çalışma azmi, namus, şeref duygularından bahseder ve sayfalar ilerledikçe ilk tayin yerinde babasının iş yaşamından bahsedilir.

Babasının görevinin ilk yıllarında çok çalıştığını hatta masasının üstüne bir takım yapması gereken şeyleri yazdığı anlatır. Bunlar göreve bağlılık, rüşvet almamak gerektiğidir. Birgün babası evlenmeye karar verir ve bir kızla evlenir bu kızın annesi duldur. O da onlarla kalır.Zehra'nın babası yani Mürşit bey sürekli onların ne kadar iyi mükemmel insan olduklarından bahseder aslında bilmediği bir şey vardır. Bu insanlar onu gün geçtikçe batağa sürüklerler. İş yerinde insanlarla tartışmaya başlar kavga eder, sebebi ise önceden onların işlerini yaparken artık yapmamasıdır. Kaynanası onun içini dışını çok iyi bildiği için onu kandırmasınıda iyi bilir. Oğlum bence hiç gereği yok ama bilmem kimin kızının şöyle elbisesi var kızımda genç oda ister ama sen alma der. Tabi bu lafı duyunca Mürşit hemen gider aynı elbiseden alır. Mürşit efendi çok borçlanmıştır. Borç batağının içine girerler.

Birgün kaynanası Mürşit'i İstanbul'a gitmek için kandırır. Orada yaşayalım orası bizim memleketimiz vs. laflar söyler. Oda hemen tayinini oraya çıkarttırmak için girişimlerde bulunur. Bir arkadaşı ona yardım edeceğini ama kaynanası ve karısının çok kötü insanlar olduğunu kaynanasının kocasını dertten öldürdüğünü söyler ve onuda borç batağına soktuklarını ve eğer İstanbul'a giderlerse daha kötü şeylerin onları beklediğini söyler, hem pahalılık olsun hemde başka konular olsun.

Sonunda İstanbul'a giderler ve epeyce bir zaman geçtikten sonra onların yaşantılarına, eğlenceli hayatlarına para yetiştiremez. Sonunda Mürşit bey artık ayyaş, hırsız bir adam olduğunu kızlarının onu hiç sevmediğini ve işsiz olduğundan bahseder ve artık onların iç yüzünü öğrenmiştir. Onlarla onun arkasından değil yüzüne karşı hakaretlere, fesatlıklarda bulunmaya başlamışlardır. Aile içi huzur gibi kavramlar kalmamıştır.

Kaynanası ve karısı onu kızlarına çok kötü bir insan olarak tanıtmışlardır. Kızları ondan nefret etmektedirler. Birgün sokakta sefil bir şekilde dururken Mürşit'i görür ve sohbet ederler. Mürşit'e yardım etmek istediğini söyler. O da Zehra ismindeki kızını yatılı bir okula aldırmasını söyler. Ve artık zehra bu insanlardan arınmıştır. Okulda okumaya başlamıştır.

Günlük bu şekilde biter. Zehra aslında babasının ne kadar iyi bir insan olduğunu öğrendiği için babasının ölüsünün yanına gider, feryatlarla ağlamaya başlar. Zehra bir kaç gün sonra mektebine döner. Artık hiçbir eksiği kalmamıştır. Acımayı öğrenmiştir.

3. ANA FİKİR

Romandan anlaşılacağı gibi insanların birbirlerini etkilediklerini, özelliklikle hayat arkadaşlarını yani eşlerini başarıda, başarısızlıkta çok önemli bir faktör olduklarını bunun içinde doğru insanları kendimize seçmemizi ve insanlara yargısız infaz yapmadan yapılanların sebebini, nedenini, o kişinin içinde bulunduğu durumu öğrenmemiz gerektiğini yani acımak duygusunun doğru zaman ve yerlerde ortaya çıkarmamız gerektiğini vurgulamaktadır.

4. KİTAPTAKİ OLAYLARIN ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Maarif Müdürü: Zehraya bir çok konuda akıl veren ve onun babasının yanına gitmesini sağlayan babacan bir müdürdür.

Mebus Şerif Halil: Zehraya babasının hasta haberini getiren şahıstır.

Zehra: Görevine bağlılığıyla tanınmış, dürüst, çalışkan, başarı hayranı, zaaflık düşmanı bir kadın öğretmendir.

Mürşit: İyi bir memurken, eşinin ve kayınvalidesinin fesatlıklarıyla kötü durumlara düşen bir adamdır.

Necip: Mürşit'e iş verip onu karısıyla aldatan kişidir.

Makbule: Mürşit'in kayınvalidesidir. Onu kötü durumlara düşüren asıl kişidir.

Meveddet: Mürşit'in karısıdır. Sürekli ağlayarak, yakınarak Mürşit'i kandıran kötü bir kadındır.

Tahsin Efendi: Mürşit'e sürekli nasihatlar veren, karısının ve kayınvalidesinin işe yaramaz insanlar olduğunu söyleyen maarif baş katibidir.

5. KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER

Acımak isimli kitap insanı kendisine hapseden, hayatın kesitlerinden örnekler alarak insanları bilinçlendirmeye çalışan ve okuyanı hayranlığa düşüren mükemmel bir eserdir. Bu kitaptan yaşamaya dair birçok ders alınabilir. Benim bu zamana kadar okuduğum en güzel kitaplardan bir tanesidir diyebilirim. Herkesin okumasını tavsiye ederim.

6. YAZAR HAKKINDA BİLGİ

1989'da İstanbul'da doğdu. Edebiyat Fakültesini bitirdi. Liselerde öğretmenlik, Müdürlük, Milli Eğitim Müfettişliği, Paris Kültür Ataşeliği yaptı. UNESCO'da Türkiye'yi temsil etti. Romanları hikayeleri,tiyatro eserlerinin yanısıra çeşitli çevirileri de vardır.1954'de emekli olduktan sonra İstanbul Şehir Tiyatroları Edebi Kurul üyeliğine seçildi. Kanser tedavisi için gittiği Londra'da öldü.

Önemli Yapıtları: Roman: Gizli El, Damga, Kızılcık Dalları, Gökyüzü, Ateş Gecesi, Değirmen, Harabelerin Çiçeği, Kavak Yelleri, Son Sığınak. Öykü: Gençlik ve Güzellik, Eski Ahbap, Tanrı Misafiri, Sönmüş Yıldızlar, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler. Oyun: Hançer, Ümidin Güneşi, Gazeteci Düşman, Şemsiye Hırsızı, İhtiyar Serseri, Bir köy Hocası, Yaprak Dökümü gibi eserler.

Acımak Özeti Reşat Nuri GÜNTEKİN

KİTABIN KONUSU:

Bir öğretmenin ,babasının günlüğünü okuyarak geçmişi ile ilgili doğruları bulması.

KİTABIN ÖZETİ

:Zehra kasabanın en tanınan kişisidir.Çok iyi bir öğretmen olup sevilen birisidir.Fakat geçmişte yaşadılarından dolayı acıma duygusundan yoksundur.Bir gün Maarif Bey gelip bir mektup verir.İstanbul’dan cağrıldığını ve babasının çok hasta olduğunu söyler.Ama o bunu kabul etmez .Çünkü küçükken annesinin ,ablasının ve kendisinin başına gelen bütün olaylar hep onun yüzündendir.Belli bir süre sonra baskıya dayanamaz.İstanbul’a gitmek üzere trene biner.Trende hep babasının annesine ,ablasına bağırmasını,sarhoş sarhoş eve gelmesini düşündükçe ona nefreti artar.Üstelik komşuları olan Necip Bey ve ablasının o kadar iyiliğine karşın onlarlada kavga etmiştir.İstanbul’a gelipte verilen adrese gittiğinde yaşlı bir adam ve kadın onu beklerl.Onlar babasının öldüğünü söylerler.Ondan kalan birkaç eşya ve sandık verirler.Akşam uykusu gelmeyince kutuyu açar.Birkaç eşya ve bir günlük bulur.Günlüğü okumaya başlar.Günlük babasının ilk memur olduğu yıldan başlar.Birkaç yerden sonra tayini Diyarbakır’a  çıkar.Burda annesiyle tanışır.Herkes onun kötü biri olduğunu söylemesine rağmen onla evlenir va kaynanasıyla İstanbul’a gelir.Burda karısının ve kaynanasının kötülüklerini yavaş yavaş öğrenir.Kavga etmeye başlarlar.Üstelik  dolapları karıştırınca aşk mektupları bulur.Bu mektuplar komşusu Necip Bey’den gelmiştir.Bu olaya cok üzülür ve eve gelmemeye başlar.Necip Beyle kavga eder ;işten atılır.Sadece iki kızı için yaşamaktadır artık.Fakat annesi onu kızlarına karşı kötülemektedir.Ablası annesinin tutarsızlığından dolayı ölür.Diğer kızının da aynı duruma düşmemesi için evden kaçırır.Bir yurda yerleştirir.Belli bir süre sonrada karısı ve kaynanası ölür.Günlük burada biter.Bu olaydan sonra  Zehra çok pişman olur.Artık bütün gerçekleri öğrenmiştir.Ayrıca  acımayıda  öğrenmiştir.

KİTABIN ANAFİKRİ           :Hayatımızda eş şeçimini çok iyi yapmalıyız.Eğer iyi şeçim yapamazsak ileriki hayatımızda başarılı olamayız.

KARAKTERLER    :

Zehra                         :Çok iyi bir öğretmendir.Çok sevilmektedir.Fakat acıma duygusundan yoksundur.Babasına karşı olan nefreti daha sonra acıya dönüşmüştür.

Mürşit   Efendi        :Cok iyi birisi olup dürüsttür.Herkese yardım etmeyi seven birisidir.Memurluk mesleğine çok düşkün birisidir.Fakat yanlış eş seçiminden dolayı mahvolmuştur. Kendine içkiye vermiş her şeyini kaybetmiştir.

Annesi                      :Çok kötü birisi olup evlendikten sonrada kötülüklerine devam etmiştir.Üstelik kocasını aldatmıştır.

Anneannesi             :O da kızının kurbanı olmuştur.Fakat ister istemez bir süre sonra kızının yanında yer almıştır.Damadına kötülükler yapmıştır.

ROMAN HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER    :Kitap bize hayat dersi vermekle birlikte o zamanki durumuda göz önüne sermektedir.Kitap oldukça sürükleyici olup sıkmamaktadır.Dili ağır değildir.

YAZAR HAKKINDA BİLGİ                       :

REŞAT NURİ GÜNTEKİN
1889 Yılında İstanbul’da doğmuştur ve1956 yılında Londra’da ölmüştür. Ünlü roman, hikaye ve tiyatro yazarıdır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat bölümü mezunudur. Öğretmenlik, müfettişlik, milletvekilliği ve Paris Kültür Ateşliği gibi görevlerde bulunmuştur.

            Hikaye ve tiyatro türlerinde eser vermiş, olan Reşat Nuri Güntekin, asıl şöhretini romanlarıyla ve bilhassa Çalıkuşu romanıyla yapmıştır. Bu romanda ülkücü aydın bir genç kız tipi olan İstanbullu Feride, kültürlü, ahlaklı, fazileti ve şefkatiyle, önceleri kendisine birazda şüpheyle bakan bu insanlarla kaynaşmayı başarmıştır. Bu bakımdan Çalıkuşu romanı, yazarını gölgede bırakan bir şöhret kazanmıştır. Feride Anadolu’ya ışık götürecek genç öğretmen hanımlarının örnek tipi haline gelmiştir.

            Reşat Nuri, realist(gerçekçi) bir romancımızdır.Batı’dan aldığı teknikle yerli olay ve şahısları anlatmıştır. Memleketimizin çeşitli yerlerinde, toplumun çeşitli zümre ve tabakalarına mensup insanlar arasında geçen acı-tatlı hayat sahnelerini eserlerinde canlandırmıştır. Canlı, renkli ve tesirli bir üslubu vardır. Dili akıcı, temiz bir İstanbul Türkçesidir. Eserleri görgü ve tecrübeye dayanmaktadır.

            Bütün büyük ve hakiki romancılar gibi, Reşat Nuri Güntekin de gerek Anadolu gerçeklerine, gerekse üzerinde durduğu diğer mesleklere gerçekleri saptıran peşin hükümlü bir gözle bakmamıştır. İnsanı insan olarak ele almış, objektif bir gözlem ve değerlendirmeye tabi tutmuştur.

            ESERLERİ: Çalıkuşu, Dudaktan Kalbe, Akşam Güneşi, Acımak, Damga, Kızılcık Dalları, Eski Hastalık, Miskinler Tekkesi, Anadolu Notları 1-2, Yaprak Dökümü, Ateş Gecesi, Bir Kadın Düşmanı, Gökyüzü, Değirmen, Yeşil Gece, Olağan İşler, Gizli El, Haberlerin Çiçeği, Sönmüş Yıldızlar, Tanrı Misafiri, Kan Davası, Kavak Yelleri, Leyla İle Mecnun, Son Sığınak, Hançer, Hülleci, Bir Köy Öğretmeni, Balıkesir Muhasebecisi, Tanrı Dağı Ziyafeti, Eski Şarkı, Hz. Muhammed’in Hayatı, Kahramanlar, Don Kişot, Yabancı, Atlı Adam, Bir Fakir Delikanlı, La Dam O Kamelya, Evham, Hakikat, İtiraf,

Diğer Roman Özetleri

Kitap Özetleri

« Yaprak Dökümü Özeti Reşat Nuri GÜNTEKİNAnadolu Notları Özeti Reşat Nuri GÜNTEKİN »

Alt Kategoriler:PDF

Acımak

Acımak - Reşat Nuri Güntekin

Kitap Türü:Öykü/Hikaye

Puan Tablosu

Arka Kapak Bilgisi

Acımak Özet

Anadolu’daki bir okulda baş muallim olan Zehra, oldukça disiplinli bir öğretmendir. Geçmişte yaşadığı olaylar onu oldukça sert birisine dönüştürmüştür. Acıma duygusunu kaybetmiş, en ufak bir yanlış ve zayıflığa tahammül edemez olmuştur. Maarif müdürü ara sıra bu tutumundan dolayı onu uyarsa da davranışlarında bir değişiklik görülmez. Son derece başarılı ve idealist bir öğretmen olduğu için maarif müdürü ona karşı derin bir saygı beslemekte ve bu davranışından dolayı ona herhangi bir ceza vermemektedir. Bir gün maarif müdürünün okul arkadaşı olan vekil Şerif Bey, Zehra’nın yaşadığı yere gelir ve İstanbul’dan acil kodlu bir telgraf aldığını maarif müdürüne bildirir. Telgrafta Zehra’nın babası Mürşit Efendi’nin ölüm döşeğinde olduğu ve Zehra’nın İstanbul’a gelmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak Zehra babasının olmadığını ısrarla söyler. Daha sonra dayanamaz ve kendisine bir baba merhameti ile yaklaşan maarif müdürüne yaşadıklarını anlatır ve Mürşit Efendi’nin kendisi üzerindeki tüm babalık haklarını kaybeden aciz bir mahluk olduğunu dile getirir. İlk başta gönlü olmasa da daha sonra İstanbul’a gitmeye ikna olur. Yolculuk esnasında çocukluğunda başından geçen acı olayları bir bir gözünde canlandırır. Ona göre yaşadığı tüm kötü şeylerin tek sorumlusu vardır: Babası Mürşit Efendi. Kız kardeşinin ölmesi, annesinin acılar içinde bir hayat sürmesi, ninesinin hastane köşelerinde uzun süre boyunca eziyet içerisinde kalması ona göre hep babası yüzündendir.

İstanbul’a vardığında telgrafta yazılı adrese gider ve babasının ölmüş olduğunu öğrenir. Babası için bir evde taziye merasimi tertip edilmiştir. Babasının cansız bedeni bir odada kızının görmesi için bekletilmektedir. Ancak Zehra onu görmek istemediğini dile getirir. Babasının komşuları bu durum karşısında hayrete düşse bile yapacakları bir şey yoktur. Eski komşuları olan Vehbi Bey, Zehra’ya bir sandık getirir ve bunun kendisine babasından kaldığını söyler. Ancak Zehra sandığı kabul etmek istemez. Daha sonra bir şekilde razı olur ve sandığı açar. Sandığın dibinde küçük bir hatıra defteri görür ve hızlı bir şekilde onu okumaya başlar. Defterde babasının başından geçen olaylar ilk gençlik yıllarından itibaren titiz bir şekilde anlatılmıştır. Buna göre kimsesiz büyüyen babası, binbir zorluk ile eğitim hayatını tamamlar. Ve Anadolu’da birçok farklı yerde, farklı kademlerde devlet memurluğu yapar. Son derece idealist bir insandır. Her kurumda olumsuz olaylar yaşamakta ancak buna rağmen idealistliğinde ödün vermemeye çalışmaktadır. Her ne kadar ilkelerine bağlı bir insan olsa da memuriyet hayatında tanıdığı insanların yozlaşmışlığı onu da etkilemeye başlamıştır. Bu duruma karşı ısrarla dirense de Mürşit Efendi’nin kontrol altına alamadığı olaylar onu da kötü anlamda etkilemiştir. Daha sonra Diyarbakır’daki memuriyeti sırasında hayalini kurduğu yuva sıcaklığına kavuşmak için kendi dairesinde çalışan ve kendi dizinde can veren bir memurun kızı ile evlenir. Kızın dul anasını da yanlarına alır. Bir türlü memnun olmayan ana kız, Mürşit Efendi’nin başına çeşitli işler açmaya başlarlar. Önce onu ilkelerinden uzaklaştırmış daha sonra bitmek bilmeyen istekleri ile onu borç batağına sürüklemişlerdir. En sonunda da İstanbul’a tayin istemesi için onu zorlamışlardır. Mürşit Efendi tüm bunlara rağmen karısı ve kaynanasına toz kondurmaz ve onları bir melek gibi görür. Ancak yaşadığı semtin hatırı sayılır insanlarından birisi gözünü açması için onu uyarır. Tayin gerçekleşir ve Mürşit Efendi ailesi ile İstanbul’a gider. Kaynanası ve karısı başına nice işler açmaya devam etmekte ve etrafına karşı onun zalim bir insan olduğu düşüncesini uyandırmaktadırlar. Hatta Zehra da bu yüzden babasından nefret eder. Hatıra defterini sonuna kadar okuyan Zehra, babasının ne kadar masum olduğunu öğrenir ve babasının cansız bedeni üzerine kapanarak ağlar.

Dönemin memuriyet ve aile hayatındaki yozlaşmışlığı net bir şekilde göz önüne seren Reşat Nuri Güntekin’in Acımak isimli romanı keyifle okunabilecek bir eserdir.

Yazan: Şahin Yıldız

Acımak Konusu

Türk Edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Reşat Nuri Güntekin’in birçok eseri dizi ve filmlerine de konu olmuştur. Akıcı romanları ve hayatın içinden karakterleriyle bir çok kişinin aklında yer etmiştir. Acımak romanı ise oldukça iç burkan bir baba ve kızın hikayesi. Konusu ise şöyle;

Müşrit Bey’in sadece yaşlı bir annesi vardı. Çok fakirdiler. Annesi oğlunu okutabilmek ve düzgün bir işe sokabilmek için sayısız iş yapmıştı. Fakat oğlunun maarif diploması aldığını göremeden ölmüştü. Müşrit değerlerine bağlı ve çok çalışkan biriydi. Hemen bir işe başlayıp para kazanmak ve bir yuva kurmak istiyordu. Yüksek yerlerde gözü de yoktu. Bu nedenle Sivas’a yapılan atamayı memnuniyetle kabul etti. Kendine bir sürü söz verdi ama dünya bambaşkaydı. Buradaki insanlar çok çalışmak yerine daha rahat yaşamayı amaç ediniyorlardı. İçiyorlar, birbirleri ardından dedikodular yapıyorlardı. Müşrit de ilk başta çok sevilmiş fakat onun çok çalışıp kısa zamanda yükselmesi diğerlerini rahatsız etmişti. Hep arkasından konuştular. En sonunda başka bir yere kaymakam olarak atandı. Burayı da ilk başta çok sevmişti. Şehrin temiz su sorunu vardı yetkili yerlere yazılar yazmıştı ama dönen olmuyordu. O da kendi başına halletmek istedi fakat bu yaptığı suç sayıldı. Daha sonra Diyarbakır’a atandı. Burada her şey yolundaydı. Bir gün selamlaştığı birine rastladı adam nefes almakta güçlük çekiyordu. Evine kadar geldiklerinde adam kollarında ölmüştü. Bu ölüm ona bir yuva kurma fırsatı sağlayacaktı. Adamın kızı olan Meveddet ile tanışmışlar ve annesinin de rızasıyla evlenmişlerdi.

Her şey çok farklıydı. Kızın annesi melek gibi bir kadındı. İstekleri çok azdı. Fakat giderek kaynanası bazı şeyler söylüyordu. ”Komşunun kızına kocası yüzük almış”, ”Bu yaşımdan sonra yemek yapmak zor keşke bir hizmetçi olsaydı”. Müşrit bunları hemen yerine getiriyor ve ailesi için her şeyi yapmaya çalışıyordu. Çok borçlanmıştı ve artık parasını yettiremiyordu. Bir gün karısı hastalandı ve kaynanası bunun sebebinin İstanbul’ gitmek istemesi olduğunu söylüyordu. Oraya gitmek demek işini bırakması ve yoksullukta yaşamak demekti yine de karısı ve annesi mutlu olsun diye gitmeye karar verdi. Gitmeden önce tüm borçlarını kapatmak istedi ve bir hesap yaptığında şaşkınlığa uğradı. Çok büyük borçları vardı. Çok zengin bir mebustan borç istedi ve adam ona her şeyi anlatmak zorunda kaldı. Karısı ve annesi çok kötü insanlardı ve herkesi kandırıyorlardı. Şimdi de Müşrit Bey’i yerinden edecekler ve elindeki her şeyi alacaklardı. Müşrit bunları umursamadı ve karısı, iki kızı ve kaynanası İstanbul’a yerleştiler. Her şey çok kötüye gitti. En sonunda adam hırsızlık yapmaya başladı. Annesi torunlarının beynini öyle yıkıyordu ki iki kız da babalarından nefret ediyordu. Bu kızlardan biri de Zehra’ydı.

Zehra babasının zoruyla kaldığı yatılı okulu bitirmişti ve Anadolu’nun bir köyünde öğretmenlik yapıyordu. Köyde çok ünlüydü. Kısa zamanda başöğretmen olmuştu. Bir gün okula bir yazı geldi. Babasının ölüm döşeğinde olduğu söylendi. Fakat Zehra bir babasının olmadığını söyleyerek gitmeyi reddetti. Fakat sonra gitmeye karar verdi. Gittiğinde babasının ölüsünü bile görmek istememişti. Ondan nefret ediyordu. Fakat eşyalarının arasından küçük bir günlük çıktı. Bunu okumaya başladığında inanamamıştı. Babası ona anlatılanların tam zıttı biriydi. Babasının ne kadar iyi bir insan olduğunu, yaşadığı zorlukları, annesinin ve anneannesinin ne kötü insanlar olduğunu anladı ve koşup babasının ölü bedenine sarıldı. Artık her şey için çok geçti. Ama bu olay ve babasının yaşadıkları Zehra’nın tek eksik duygusunu kapatmaya yetmişti: Acımak duygusunu.

Acımak Soruları ve Cevapları

Acımak kimin eseri?

Reşat Nuri Güntekin

Acımak türü nedir?

Öykü/Hikaye

Acımak kaç sayfa?

160

Acımak Yorumları

çok etkileyici bir kitap konusu oldukça iyi

11-05-2016 23:05

reşat nuri güntekinin kitapları hep güzel çalıkuşu kitabını da okuyun çok beğeneceksiiz

21-05-2016 22:14

acımak kitap özeti için çok teşekkür ederim okumak için aldım ama okuyamadım başı çok sıkıcıydı konusunu da anlamadım burada kısa özeti bulunca çok sevindim tekrardan teşekkür ederim

23-05-2016 02:49

kitabını henüz okumadım ama trt de dizisini izlemiştim; çok etkiyeyiciydi. insanın hırslarının kaç hayatı mahvedebileceğinin çok güzel bir özeti vardı.

31-05-2016 16:59

acımak romanı çok güzeldi ben bir kerede okumuştum çok beğenmiştim konusu ve kitaptaki karakterler çok başarılı

28-11-2016 09:03

çalıkuşu kitabı çok hoşuma gitmişti acımak kitabını da beğendim

18-12-2016 12:06

çok güzel bir eser bir kerede okudum

17-02-2017 21:09

kısa kitap okudum anlamadım ana fikri ne acaba

19-03-2017 20:27

iste
arkadaşlar bu kitap bir efsane inanılmaz ben edebiyatıı bu kitapla sevdim. bence okumaya değer .

26-04-2017 17:42

bende kitabı çok beğendim.herkese tavsiye ederim.dostlar 🙈

03-05-2017 20:36

muazam bir kitab😊

29-05-2017 09:22

kitaptaki geçen yerler çok acil

26-04-2018 20:16

kıtabın vermek istediği mesaj güzel zaten kısa hemen okuyup bitiriyorsunuz o yüzden okuyun derim tam bir klask olmuş neden okullarda okutulduğunu daha iyi anlıyorsunuz kolaya kaçmayın okuyun lütfen

03-02-2019 18:33

googleda acımak özet diye arattım ve burası çıktı özet güzel olmuş kısa ve tadında bu siteyi de yeni buldum tüm özetler var görünüyor güzel site yapmışsınız tebrikler

28-07-2019 10:41

çok özel çok güzel bir eser olduğunu düşünüyorum. reşat nuri güntekin çok güzel bir dille yazmış bu kitabı. kitap, hem kitabın bir karakteri olan zehra'ya hem de biz okuyuculara acıma duygusunu en iyi şekilde öğretiyor. duyduklarımız hatta gördüklerimiz her zaman doğru olmayabilir. kitap bunu da çok güzel bir şekilde anlatmış. duygu dolu bir kitap. kesinlikle okumanız gerekiyor.

KitapOkur • 27-12-2019 00:14

kitabın başkahramanı olan zehra, mesleğini çok seven, öğrencilerine en iyiyi vermeye çalışan mektebin başmuallimidir. öğrencileriyle birebir ilgilenir, lakin öğrencilerin yaptıkları hataları asla affetmez. zehra içinde acıma duygusu hiç hissetmez.hissetmek istemez.maarif müdürüde zehra'nın bu tavrından çok müteessirdir.çogu zaman zehrayı uyarmış olmasına rağmen zehra da hiçbir değişiklik farkedememiştir. maarif müdürü tevfik hayri ile vekil şerif halil bey bir gün zehra'nın okuluna ziyarete giderler.vekil şerif halil bey zehraya babası mürşit efendi'nin ölüm döşeğinde olduğunu,kendisinin yola koyulup istanbul'daki hasta babasını görmesini ister. zehra babasının olmadığını söyler durumu umursamazdan gelir. birkaç gün sonra maarif müdürü tevfik hayri bey'e bur telgraf gelir. telgrafta zehra'nın babası mürşit efendi'nin ölmek üzere olduğu,zehra hanımın hemen yola çıkması gerektiği bildirilir. maarif müdürü zehrayı çağırıp olayı anlatır fakat zehra yine öyle bir babasının olmadığını söyleyerek karşı gelir. müdür de fazla üstelemez. biraz sonra hazırlanmış bir şekilde elinde valiziyle zehra görünür ve gitmeye karar verdiğini,o kişinin babası olduğunu söyler. zehra trenle istanbul'a giderken yolda babası mürşit efendi'nin ailesine yaptıklarını,annesini,anneannesini ve ablasını nasıl öldürdüğünü düşünür. istanbul'a vardığında zehrayı eski komşularından olan vehbi bey karşılar. zehraya neden daha önce gelmediğini, babasının "zehra,zehra..."diyerek can verdiğini söyler. eve vardıklarında babasının başında birkaç kadın vardır. vehbi bey zehraya babasının eşyalarının bulunduğu sandığın anahtarını verir. zehra başta bunu istemez ama daha sonra sandığı açar. sandığın içinde babasının günlüğünü bulur ve okumaya başlar. günlükte babasının iş hayatından,annesiyle evlendiği yıllardan,anneannesinin davranışlarından bahsedilmektedir. zehra günlüğü okudukça daha önceden bildiği her şeyin bir yalan olduğunu,olan biten bütün bu olaylarda asıl suçlunun annesi ve anneannesi olduğunu anlar. bunları anladıktan sonra zehra'nın içinde bir acıma duygusu oluşur. zehra hemen babasının yanına giderek ayaklarını öper. sonraki günlerde zehra okuluna geri döner. artık hiçbir eksiği kalmamıştır. zehra acımayı öğrenmiştir.

kitabın ana fikri: insanlar olan biten şeyler hakkında araştırıp sormadan hükümlere varıp kimseyi haksız yere suçlamamalıdır.
bende bu kitabı okurken ilk önce zehra gibi olan biten olaylarda babası mürşit efendiyi suçlu bulmuştum. okudukça anladım ki suçlu annesi ve anneannesi. yani bu kitap insanlara acıma duygusunu anlatıyor.

22-02-2022 14:24

reşat nuri güntekinin acımak adlı bu kitabında sert kuralları olan zehra öğretmenden bahsedilmektedir. zehra öğretmen bir gün bir telgraf gelir, telgrafta babasının öldüğü yazılıdır. bunun üzerine köye gider. ancak bir takım olaylardan dolayı babasını suçlu bulduğundan cenazesine katılmak istemez. babasından miras olarak bir sandık kalmıştır. vehbi bey sandığı zehra'ya getirir ancak zehra bu sandığı almayı kabul etmez.

27-04-2022 16:36

bu kitaptaki her şeyden nefret ettim desem yeridir. mürşitin mektuplarını zehra okudukça kafamı duvarlara atıp durdum bir insanın gözünün böylesine kör oluşu korkunç tabii en başta zehra'nın gitmemek için bu kadar direnmesi sinirime gitse de en sonunda babasının mektubunu okumayı bitirdiğinde yaşadığı üzüntüyü aynen ben de yaşadım maalesef her kitap mutlu sonla bitmiyor özellikle de reşat nurininkiler...

straosh • 15-05-2022 19:17

kitabın ana kahramanları kimler

22-09-2022 19:24

öğretmen okumamız için kitap veriyor kitaptan sınav yapıyor sözde kitap okumayı sevmemiz lazım gidiyor sınavda kitap kaç sayfa diye soruyor sayfa sayısı ile kitap okumanın ilgisini biri bana açıklasın hep öğrencileri suçlayacağınıza bu öğretmenlere de bir bakın

03-12-2022 22:16

iki tane özet eklemişsiniz biri kısa biri uzun olsaydı daha faydalı olurdu bazı öğretmenler kısacık özet istiyor kendileri de okumaya üşeniyor

03-03-2023 21:41

kimin eseri ise acımamış zorla okutuluyor zaten çok saçma hikayeler var

31-05-2023 23:18

okumuştum tekrar zevkle okudum okurlara tavsiyem özetide çok güzel ama kitabını okumalısınız...

09-06-2023 12:29

Leyla İle MecnunDeğirmenTanrı MisafiriSönmüş YıldızlarGizli ElAnadolu NotlarıDamgaAcımakEski AhbapAteş GecesiDudaktan KalbeKızılcık DallarıKavak YelleriHarabelerin ÇiçeğiMiskinler TekkesiEski HastalıkBir Kadın DüşmanıSon SığınakAkşam GüneşiKan DavasıYeşil GeceYaprak DökümüÇalıkuşuGökyüzüen iyi kitaplaryeni çıkan kitaplaren çok satan kitaplarokunması gereken kitaplaren çok okunan kitaplar100 temel eserbedava kitapeditör olkitap bağışıGün Olur Asra BedelTutunamayanlarAcımakCamdaki Kız1984Hayvan ÇiftliğiSokrates'in SavunmasıUzun HikayeAlice Harikalar DiyarındaHaritada KaybolmakKraliçeyi Kurtarmakİçimdeki MüzikÇalıkuşuÇocuk KalbiKüçük Kara BalıkİntibahBülbülü ÖldürmekBeyaz Zambaklar ÜlkesindeDon KişotSineklerin TanrısıToprak Anaİnce MemedSatrançİki Şehrin HikayesiVadideki Zambakİçimizdeki ŞeytanSergüzeştBeyaz GemiAraba SevdasıYabanİnsan Ne İle YaşarKüçük PrensDönüşümBeyaz DişSaatleri Ayarlama EnstitüsüFareler ve İnsanlarSol AyağımSuç ve CezaSefillerSimyacıŞeker PortakalıKürk Mantolu MadonnaMadalyonun İçiEsir Şehrin İnsanlarıÜç Anadolu Efsanesi Köroğlu, Karacaoğlan, AlageyikYeraltından NotlarSait Faik Seçme HikayelerRüzgarı Dizginleyen ÇocukSabahattin Ali Bütün ÖyküleriSadako ve Kağıttan Bin Turna KuşuAhmet ÜmitAhmet BatmanAyşe Kulinİskender PalaCanan TanDostoyevskiElif ŞafakJojo MoyesKahraman TazeoğluMemduh Şevket EsendalOrhan KemalPeyami SafaSabahattin AliSarah JioTarık BuğraVictor HugoZülfü LivaneliÇocuk KitaplarıYabancı RomanlarTarihi KitaplarErotik KitaplarÖykü Hikaye KitaplarıYerli RomanlarRomantik Aşk KitaplarıKomik KitaplarMacera KitaplarıKişisel Gelişim KitaplarıPolisiye KitaplarKorku KitaplarıGizem KitaplarıPsikoloji KitaplarıFantastik KitaplarBilim Kurgu KitaplarıKadın Erkek İlişkisiDin / Tasavvuf KitaplarıŞiir KitaplarıFelsefe KitaplarıTiyatro & Oyun KitaplarıBiyografi KitaplarıGerilim KitaplarıPolitik KitaplarBeslenme Diyet KitaplarıDeneme KitaplarıGünlük Anı Kitapları

Reşat Nuri Güntekin’in 1928 yılında basılan kısa soluklu romanıdır. Eserde küçük yaşta gördüğü kötü muamelelerden dolayı acıma duygusu olmayan bir öğretmeninin babasının vefatından sonra onun günlüğü okuyarak babası ve hayatı hakkındaki gerçekleri öğrenmesi anlatılır.

Romanın Özeti:

Zehra öğretmen çocukluğundan beri yaşadıklarından dolayı acımasız bir karaktere sahip bir kişidir. Babasına karşı soğuktur ve onu sevmemektedir.

Bir gün babasının hasta ve ölüm döşeğinde olduğu haberi gelir. Zehra Hanım babasının yanına gitmek istemez. Babası Zehra Hanım’ı görmek istediği için maarif müdürü Zehra Hanım’ı ikna eder. Zehra Hanım ancak babası öldükten sonra oraya yetişir. Üzülmemesine ve sakin tavırlarına hane halkı şaşırır ve ters tepki gösterir.

Akşam olduğunda yatması için gösterilen odadan babasının eski çeyiz sandığı vardır. Sandığı karıştırınca babasının hatıra defterini bulur ve okur.

Babası Mürşit Efendi dürüst, çalışkan biridir. Anadolu’nun değişik yerlerinde maiyet memurluğu ve kaymakamlık yapar. Reşadiye kaymakamı iken toprak ağalarına ödün vermez. Bu yüzden başı dertten kurtulmaz, hayatı sürgünlerde geçer.

Bir gün karşısına ölen bir arkadaşının kızı Müşerref Hanım çıkar. Onu beğenir evlenirler. Kayınvalidesi maddiyata ve gösterişe düşkündür. Mürşit Efendi onları mutlu edebilmek için çok borca girer, yine onların etkisiyle İstanbul’a taşınır, işinden de olur.

Baldızı, kayınvalidesinin aşırı istekleri ve şartlandırmaları sonucu kötü yola düşer, kocası tarafından öldürülür.

Mürşit Efendi de kayınvalidesinin ve karısının aşırı istek ve teşvikleri yüzünden rüşvet alır, hırsızlık yapar, iki tane de kızı olur. Kayınvalide bu kızlara sürekli Mürşit Efendi’yi kötüler.

Mürşit Efendi rüşvet ve hırsızlık suçundan beş yıl hapse girer. O hapisteyken karısı Müşerref Hanım zengin biriyle ilişki kurar. Mürşit Efendi hapisten çıkar, karısının bu durumunu fark eder ve onu boşamaya karar verir ama kızlarının geleceği için bundan vazgeçer, iki kızı da Mürşit Efendi’ den nefret etmektedir. Bunlardan biri veremden ölür. Mürşit Efendi bir gün mebus olan arkadaşı Cevdet’le karşılaşır, ondan kızı Zehra’yı okutmasını ister. Zehra okutulur, Mürşit Efendi ise bir lokma ekmeğe bile muhtaçtır. Zehra bu sayede öğretmen olabilmiştir.

Babasının hatıra defterini okuyan Zehra Hanım annesinin, anneannesinin ve babasının gerçek yüzünü öğrenir.

Babasının üstündeki örtüyü açar, ona sarılır, onu öper ve ağlar, ağlar, ağlar… Babasına karşı yaptığı kötü davranışlardan dolayı pişman olur. Kişiliği değişmiş olarak görev yerine döner. Kendisine yapılan bir evlilik teklifini kabul eder ve evlenir.

Acımak Roman ÖzetiAcımak Romanı Özeti İndirAcımak Romanını Kim YazmıştırAcımak Romanının Konusu NedirAcımak Romanının Özetini İndir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir