Son dönemlerde beslenme konusu ile ilgili yaptığı açıklamaları ile oldukça popüler olan Canan Karatay, 1943 Elazığ doğumludur. Üsküdar Amerikan Lisesi’ndeki eğitimini 1961 yılında tamamlayan Karatay, 1967 yılında da İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur.
İç hastalıkları uzmanlığını da aynı üniversitede tamamlayan doktor, kazandığı burs sayesinde Liverpool Regional Cardiac Center’da kardiyoloji uzmanlığını tamamlamıştır. Kalp ve İç Hastalıkları Profesörü unvanına sahip olan Canan Karatay kendi geliştirdiği diyet listesi ile büyük ilgi görmüştür.
Peki, Canan Karatay diyeti nasıl yapılır? Her türlü ekmek, şeker ve sağlıksız karbonhidrat kaynaklarından arınıp kilo vermenin yanı sıra, sağlıklı yaşamın sırrını çözebileceğiniz Canan Karatay diyeti listesi tüm incelikleriyle bu yazıda sizlerle!
Prof. Dr. Canan Karatay diyeti ve beslenme ipuçları için en doğru kaynak doktorun kendi kitapları ve kaynaklarıdır. Canan Karatay diyeti kitabı ismi Karatay Diyeti’dir. Bilgileri ve diyet listesini uygulamadan önce lütfen kendisinden onay alınız.
Örnek bir Karatay listesinde:
1. Öğün: Kahvaltı
Öğle Yemeği (Salt 2 öğünde zorlananlar için)
2. Öğün: Akşam Yemeği
Ara Öğün (Yok)
Canan Karatay beslenme listesi içerisine özellikle şekeri sokmadığı için tatlı düşkünü kişiler bu konuda tedirgin olurlar. Merak etmeyin, şekersiz tatlı yapmak da mümkün! Yumurta, pekmez, incir, süt, tarçın, ceviz, vanilya, kabartma tozu ve fındık kullanılarak hazırlanan Karatay diyeti için uygun unsuz, yağsız ve şekersiz kek çay saatlerinizi şenlendirir. İçeriğinde yer alan yüksek vitamin ve besleyici yağlar nedeniyle oldukça besleyici olan kek, lezzetiyle de dikkat çeker. Unsuz Yağsız ve Şekersiz Kek
Kırmızı mercimek, karbonat, yumurta, yoğurt ve tereyağı kullanılarak hazırlanan mercimek krebi Karatay diyetine uygun bir besindir. Yüksek lif oranına sahip olan krep lezzetiyle olduğu kadar sağlığa faydaları ile de ön plana çıkar. Kahvaltı ve çay saatleriniz için sağlıklı bir alternatif olan krep, pratik ve kolay yapımı nedeniyle de tercih edilir. Mercimek Krebi
Yumurta, ceviz, tarçın, kabartma tozu, elma, süt, keten tohumu, kuru incir, kuru kayısı ve kuru üzüm kullanılarak hazırlanan meyveli kek hem Karatay diyetine uygundur hem de yüksek besin değerine sahiptir. Düşük kalorili olan meyveli kek, çay saatleriniz için mükemmel bir alternatiftir. Meyveli Kek
Karnabahar, yumurta, baharat, kaşar peyniri ve tereyağı kullanılarak hazırlanan fırında karnabahar kendine özgü aroması ile damaklarda kalıcı bir lezzet bırakır. Antioksidan içeriği yüksek olan karnabahar, toksin maddelerin vücuttan atılmasını sağlamasının yanı sıra bağışıklık sistemini de destekler. Sofralara getirdiği sağlık ile adından söz ettiren fırında karnabahar yemeği oldukça pratik ve lezzetlidir. Fırında Karnabahar
Kırmızı mercimek, baharat, kuru soğan, zeytinyağı, nar ekşisi ve yeşillikler kullanılarak hazırlanan bulgursuz mercimek köftesi, yüksek lif oranı ile dikkat çeker. Özellikle büyüme ve gelişme dönemindeki çocukların ihtiyaç duyduğu vitaminleri bünyesinde barındıran mercimek köftesi, lezzeti ve sağlığa faydaları ile çay saatlerinin vazgeçilmezidir. Bulgursuz Mercimek Köfte
Kıyma, kuru doğan, kuru fasulye, zeytinyağı ve salça kullanılarak hazırlanan kuru fasulye geleneksel Türk yemekleri arasında yer alır. Karatay diyetine uygunluğu ile dikkat çeken yemek aynı zamanda yüksek lif içeri ve vitaminleri ile sofralara lezzet ve sağlık getirir. Diyet Kuru Fasulye
Canan Karatay diyeti akşam yemeği için hazırlayabileceğiniz bu tarif oldukça sağlıklıdır. Beyaz lahana, tavuk but, baharat ve tuz kullanılarak hazırlanan fırında tavuklu lahana Karatay diyetine uygun olmasının yanı sıra muhteşem lezzetiyle de dikkat çeker. Yüksek protein içeriği ile kilo vermeye yardımcı olan yemek düşük kalorili öğünler için güzel bir seçimdir. Fırında Tavuklu Lahana
Adana tarhanası olarak da bilinen yoğurtlu tarhana kendine özgü aroması ile en sevilen çorba çeşitleri arasındadır. Özellikle soğuk kış günlerinin vazgeçilmezi olan tarhana çorbası, Adana usulü ince bulgur ve yoğurt eklenmesi ile çok daha besleyici ve doyurucu olur. Farklı tatları denemeyi seviyorsanız yoğurtlu tarhana çorbasını mutlaka denemelisiniz. Yoğurtlu Tarhana Çorbası
Yumurta ve istiridye mantarı kullanılarak hazırlanan yemek yüksek protein içeriği ile oldukça besleyicidir. Her öğün tüketilebilen yemek mantarın kendine has aromasını yumurta ile harmanlayarak muhteşem bir lezzeti sofralarınıza getirir. İstiridye Mantarı
Mantar, soğan, yeşil sivri biber, yumurta, tuz ve baharat kullanılarak hazırlanan mantarlı omlet kahvaltı için muhteşem bir alternatiftir. Sadece kahvaltıda değil günün her öğününde de tüketilebilen yemek düşük karbonhidrat içeriği ve yüksek protein değeri ile sofralara sağlık getirir. Mantarlı Omlet
Canan Karatay’ın diyet yemekleri arasında sebzelerle hazırlanan tarifler ön plana çıkan seçenekler arasındadır. Patlıcan, kuru soğan, kabak, domates, dereotu, sıvı yağ ve salça kullanılarak hazırlanan sebze kavurması Karatay diyetine uygun bir seçenektir. Yüksek lif, vitamin ve mineral içeriği nedeniyle diyet sofralarında yerini alan yemek, öğünlere lezzet, bedeninize sağlık getirir. Sebze Kavurması
Diyet yemeklerikategorisindeki tarifleri inceleyebilirsiniz.
1 Haftada 7 Kilo Verdiren Diyet Listesi
Diyetisyenden Tatlı Krizlerini Bastıran 6 Tavsiye
Ayça Kaya Diyet Listesi 1 Haftada 5 Kilo Zayıflama
Detoks Diyeti: 3 Günlük Listesi, Zayıflatan İpuçları
Diyetiniz Neden Başarısız? Gözden Kaçan 8 Gerçek
Merhaba sevgili okuyucu, aslında daha onlarca yazı yazıp sadede gelmeyi planlıyordum lakin, bugün ve dün anladıklarım karşısında sağlığın bekletilmeyeceğini anladım ve bu da bir an önce sadede gelmem gerektiği hissini bende yarattı çünkü belki ne kadar çabuk olursam birilerinin de hayatı o derece çabuk değişecektir.
Bu öncekilere oranla epey uzun bir yazı olabilir uyarısını baştan yapayım… 🙂
Öncelikle 20li yaş civarımda bir psikiyatrist tarafından “major depresyon” teşhişi kondu bana. Ama normalde ben çok iyimser ve neşeli bir insanımdır. Nasıl olup da depresyona girdiğimi ben anlayamıyordum. Sadece kontrol edemediğimin farkındaydım. Neredeyse 10 ay boyunca anti depresan kullandım. Fakat şikayetim sadece ruh halimin kötü olması değildi,yüzüm, kollarım, bacaklarım seğiriyordu sürekli. Aynı zamanda uyuşuyorlardı da. Mimiklerimi yani kaslarımı da istediğim gibi kontrol edemiyordum artık. Aslında tüm başıma gelenleri maddeleyecek olursam daha net gözükür sanıyorum ki:
♦Halsizlik, sürekli yorgunluk hali
♦Kollar ve bacaklarda istemsiz kasılmaya bağlı belli belirsiz hareketler
♦Dikkat dağınıklığı
♦Hiçbir zaman uykunun yetmemesi
♦Unutkanlık
♦Karakter değişimleri
♦Aşırı sinirlilik
♦Mutsuzluk, depresyon
♦Eller, ayaklar, yüz ve kafada(beynin bulunduğu yerde) uyuşma ve seğirmeler
♦Sürekli kabus görme
♦Sık sık yemek yeme ya da çok uzun süre hiç yemek yememe
♦Ölme isteği, intihar düşüncesi
gibi şeyler vardı ve haliyle ağır depresyon dediler. Fakat 10 aylık antidepresan tedavimin sonunda anladım ki aslında hiçbir şey psikolojik değil fakat neden böyleyim konusu hala bir soru işareti olarak 2 yıl daha kaldı.
10 ayın sonunda antidepresanı bıraktım çünkü ne seğirmeler ne de uyuşmalar geçti… Bunları geçirmiyordu, çünkü bunlar sinirsel değildi, emindim ama kimseye inandıramadım.
***
1 yıl sonra çok aşırı sinirli biri oldum. Hiçbir şeye tahammülüm kalmamıştı. Ve ikinci kez üniversiteyi bırakmaya karar verdim çünkü dayanamayacaktım. Artık çok hasta olduğumun farkındaydım fakat nedenini hala öğrenemiyordum. Hemde eskisine göre çok sosyal ve neşeli olmama rağmen seğirme ve uyuşmalara bir çare bulamamıştım. Onlarla yaşamaya alışmıştım. Ama kötü bir şeylerin olduğuna emindim. Ve o yaz artık ishal olmaktan dışarı bile çıkamaz olunca hayatımın ciddi bir şekilde yavaş yavaş tehlikeye girmeye başladığını anlamıştım.
Tesadüfen diyeceğim ama asla tesadüf denilerek geçilecek bir şey değil onu da biliyorum Vegan’lığı öğrendim ve öğrendiğim gibi vegan oldum. Yani hayvansal ürünlerden tamamen uzak bir beslenme şekli benimsedim. Bu ishalimin geçmesini sağladı. Ortalama 10 kg verdim. Eskisine göre çok daha sağlıklıydım artık ama ellerimdeki, yüzümdeki uyuşmaya hala bir çare bulamıyordum.
***
Yaklaşık bir yıl sonra yine tesadüfen desem de aslında tesadüf değil, televizyonda Dr. Mehmet Öz’ün programı açıktı ve o gün “gluten hassasiyeti” diye bir şey olduğunu öğrendim. Ve orda anlatılan her şeyi bende yaşamıştım. Ve o gün hayatımın ilk dönüm noktası oldu diyebilirim. Başıma gelen tüm şeyler glutene bağlı olmuştu. Bunu hazmetmem kolay olmadı ama iyileşmek adına o gün neyin içine buğday girmişse hepsini bıraktım.
3 gün içinde ellerimdeki uyuşma geçince anladım ki yıllardır çektiğim tüm çile (22 yıl!) sadece buğday yüzündenmiş!
Buna üzülsem mi artık nihayet öğrendiğime sevinsem mi emin olun hâlâ bilmiyorum…
***
Neredeyse 2 yıldır glutensiz besleniyorum ve yeniden üniversite okumaya başladım, artık mutsuz değilim, sinirli değilim, yanlışlıkla gluten almadığım sürece hiçbir yerim seğirmiyor ve uyuşmuyor, artık halsiz değilim… Yani artık iyiyim.
***
Gluteni bıraktıktan bir süre sonra veya bir süre önce hafıza kaybı yaşadım. Tam olarak ne zaman olduğunu bilmiyorum. O da neredeyse 2 yılda ancak neredeyse tamamen yerine geldi. Kendime dair şeyleri bile unuttum. Kendi giysilerime bakıp bunları ben giymiş olamam dedim. Tanıdığım insanları unuttum. Her şeyi unuttum son 10 yıla dair. Çocukluğumsa daha çok hatırladığım bir zamandı artık benim için…
***
Neredeyse 1.5 yıl sonra, bir gün içime bir yerden gluten kaçmış olacak evde yerimden kalkamıyorum. O arada televizyonda İbrahim Saraçoğlu’nu görmemle bir kez daha hayatım değişiyor. Ve öğreniyorum ki “çörekotu tohumu yağı” gluten hassasiyetini tedavi edici nitelikteymiş! Hiç beklemeden ona da o gün başlıyorum… Ve zamanla çok iyileştim. Ortalama 4 aydır filan kullanıyorum arada bıraktığım bir zaman olmasa emin olun şimdi bunları yazıyor olmayacaktım…
Bırakma hatamın başıma getirdikleri bugün bana bunları yazdırıyor.
Bıraktığım arada yanlışlıkla gluten almışım, bir süre fark etmeyince zehirlenme belirtileri gösterip titremeye filan başlayınca uyandım. Yine çörekotu yağı beni kurtardı fakat şimdi aslında olayı en kısa ve net şekilde anlatmak istiyorum…
Lütfen burayı dikkatli okuyun…
“Şeker bağırsaktaki zararlı bakterileri besler. Zararlı bakteriler size zarar verir. Bağırsaklarınız tahrip olur. Bu tahrip bağırsak yüzeyinde delikler açılmasına neden olur. Gluten aldığınızda bu deliklerden gluten kanınıza karışır. Gluten kanınıza karıştığında beyninize ulaşır ve beyniniz ortasından itibaren su toplamaya başlar. Bu da önce unutkanlık son safhada alzheimer demek. Ve de şeker hastalığına da sahipseniz ve benim kadar şanssızsanız sürekli şekeriniz iner çıkar, vücudunuz kasılır, moraliniz bozulur, sinirli olursunuz, çok su içersiniz, muhtemelen kan yoğunluğunuz artar bu da sürekli vücudunuzda uyuşma ve seğirmelere sebep olur. Fakat buna sinirsel derler, antidepresan verirler, geçmez.
Gluten bir buğday proteini, buğdaydan beyaz un yapılıyor, beyaz un vücudumuzdan içeri girdiğinde vücudumuz ona şekerle aynı muameleyi yapıyor. Yani bu demek oluyor ki gluten almadığınızda otomatikman şekeriniz düşer ve şeker hastalığının ortaya çıkarttığı belirtiler azalır. Problem aslında gluten midir şeker midir ne yazık ki bunu araştıracak kişi ben değilim. Umarım bir gün bir ilgili bunlara denk gelir de zahmet edip araştırıp, kamuoyuna duyurur.
Neticede Canan Karatay doğru söylüyor undan ve şekerden uzak durundiyor, doğru söylüyor. Keşke ben 9 yaşındayken birileri deseydi… Şimdi 2 üniversite bırakmış olmazdım eminim… Okuduğum lise bile muhtemelen başka olurdu, hayatım bambaşka olurdu…
Ve “çörekotu tohumu yağı“nın mucizevi etkisini asla gözardı etmeyin! 250 ml’si ortalama 40 tl civarı bir şey oluyor, pahalı deyip almamazlık etmeyin. Çok hasta olduğunuzda onlarca katını doktora ve ilaçlara vereceksiniz çünkü! Ben 24 yaşındayım diye günde 2 tatlı kaşığı kullanıyorum ama yaşı çok ileri olan biri 1 tatlı kaşığını geçmezse iyi olur. Yemekten 10 dakika önce bir kaşık içiyorum. Tadı keskin gelir de içemezseniz salataya ekleyebilirsiniz. Ama dikkat edin asla pişirmeyin, ısıtmayın! Alırken dikkat etmeniz gerek şey, “soğuk sıkım ” veya “soğuk press” olması! Ve de çörekotu “tohumunun”yağı olması. Çünkü çiçeğinin de yağı var…
Bu arada artık vegan değilim. Günde en az 3 yumurta yiyorum, çok sık olmasa da et de yiyorum zaman zaman. Ama un ve şekeri hayatımdan uzak tutmam şart…
Bu arada aklıma geldi eğer bu yazıyı okuyan anne babalar ya da adayları varsa lütfen çocuğunuzun beslenmesine çok dikkat edin! Yıllar ilerledikçe hazır gıda artışı tüketimini de arttırıyor ve gitgide sağlıksız insanlar var oluyor. Lütfen bulabildiğiniz kadar her şeyin en doğalını bulun ve onları tüketin. Alkol & sigara kullanmayın dememe zaten gerek yok herhalde, onlar zaten içilmeyecek. Şahsen ben hayatım boyunca ikisini de kullanmadım. Hiç de özenmedim kullananlara. Hasta birini görüp kimse özenmez…
Organik sebze meyvelerin, doğal ürünlerin pahalı olduğunu söyleyebilirsiniz, haklısınız ama daha sonra çok büyük hastalıklar baş gösterdiğinde emin olun o paranın kat be katını harcamanız gerekecek ve iyileşip iyileşmeyeceğinizin de garantisi yok…
Bu arada bağırsakta faydalı bakterileri arttıran iki şey biliyorum ama araştırırsanız daha çok bulabilirsiniz: 1) Kefir 2) Doğal turşu! Bunları hayatınızdan olabildiğince eksik etmeyin…
Ve bir anımı paylaşmak istiyorum belki ortalama 1 yıl önce durup dururken vücudum çok kasıldı. Boğazımdaki kaslar öyle bir kasıldı ki biri beni boğuyormuş gibi hissetmeye başladım. Apar topar doktora gittim ve bana yine “psikolojik” dendi. Hiçbir şey yapmadan eve döndüm. Aradan geçen 1 yıldan sonra araştırmalarımın sonuçları nihayetine vardı ve anladım ki olan şey şekerimin düşmesi sonucu vücudumun kasılmasıymış… Liseden beri yemek yiyince sakinleştiğim herkesin gözüne çarpardı. Bu aslında eskiden beri şeker hastası olduğumun göstergesiymiş fakat tarafımdan ve başkaları tarafından da anlaşılan şey yemek yemekten çok büyük keyif aldığım için yemek yiyince sakinleştiğim yönündeydi… Fakat ne yazık ki en yanlış teshislerden biri de buydu… Aslında olan şey şekerimin düşmesinden dolayı sinirli olmam ve yemek yiyince şekerimin normale dönmesinden dolayı sakinleşmemmiş… Ne yazıktır bunu daha bugün anladım… Çok yazık çok. Senelerce yemekten sonra keyiflendiğim için bende yemek yemekten zevk alıyorum zannettim…
Her neyse, son olarak sağlıklı beslenmeyle ilgili başvurabileceğiniz 3 kaynak da ekleyip bitirmek istiyorum:
1)Can boğazdan çıkar (Kan gruplarına göre beslenme)- Mehmet Ali Bulut
2)Karatay Diyeti- Canan Karatay
3) “Ümit Aktaş” videoları. Sanırım adamın kitapları da var ama ben okumadım henüz.
Hayatını değiştirmek isteyen, sağlıklı olmak isteyen insanlar için önemli bilgiler paylaştığımı düşünüyorum. Muhalefet olmak ya da bu söylenenlere inanmak sizin seçimiz. Sonuçlarını ben değil siz yaşayacaksınız… Umarım bu yazdıklarım en yüksek faydaya ulaşır, pek çok insanın hayatını değiştirir… Bana bir sorunuz olursa yorum bırakabilirsiniz…”
Sevgiyle, sağlıkla, esen kalın! Kendinizi sevin…
Sözcü- Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, 51 yıldır insanları sağlığına kavuşturmak için çalışıyor. Ona göre hekimlik, objesi insan olan bir sanat. Karatay, “Hekimliğe adım atanların ilk dersi ‘önce zarar verme' diye başlar. Esas olan sağlığımızı korumak, sağlıklı ve kaliteli yaşamaktır. Hekim, insana bütün olarak bakar ve onu hastalıklardan korur” dedi. Sağlıklı beslenmenin yollarını anlattı.
– Hocam ‘peki ne yiyeceğiz' sorumuz yarım kalmıştı…
Sağlıklı yağ, sağlıklı protein ve sağlıklı karbonhidrat dedik… Sağlıklı proteini biraz daha açalım. Şirden mayalı peynir, köy yumurtası, kuzu eti yağıyla beraber yenecek. Kelle paça çorbası içmeye devam.
– Kışın soğukta iyi gidiyor da yaz sıcağında pek tercih edilmez sanki hocam kelle paça…
Öyle bir içilir ki… Yazın içmen şart değil o zaman soğuk yoğurt çorbası yaparsın! Elazığ'da biz ayran aşı çorbası deriz. Dengeli olarak sağlıklı yağ, sağlıklı protein ve sağlıklı karbonhidrat vardır bu çorbada. Bizim en önemli yiyeceklerimizden biri olan cacığı bol bol yapıp yiyebilirsiniz. Salatalık koyarsın, zeytinyağı koyarsın, nane de koyarsın içine buz da atıp serin serin içersin. Bunlar asırlardan beri uygulanan şeyler. Ben zaten iki şeyi yapmayın diyorum onun dışında her şeyi rahatlıkla yiyebilirsiniz diyorum. Doyuncaya kadar yiyin diyorum. Mevsiminde ne varsa onu yiyin diyorum. Oturup da ocak ayında patlıcan yemeyin diyorum.
– Domatesin mevsimi geliyor…
Ama tarla domatesi daha tam çıkmadı. Güneyde belki. Ağustostan itibaren domates yenir. Biz kışın domates yemeyiz. Ben eylül, ekimde bol ve ucuz olduğu zaman en doğalında 90 kilo domates alırım. Konserve yapar onu kullanırız. Bilsem bir tane getirirdim yanımda. Menemen yaparız mis gibi hakiki domatesle.
– Konserve için de oksitleniyor ve zehirlenmelere neden oluyor denildi…
Bilen de konuşuyor bilmeyen de. Pastörize olduktan sonra kapağı açılmadıktan sonra bir şey olmuyor. Pastörize nasıl yapılır okursunuz yaparsınız, dolabınızın raflarına dizersiniz. Kapağını açtıktan sonra da buzdolabında saklarsınız. Biz domates çorbası yaparız sıklıkla. Yemeklere katarız. Uyduruk domateslerle değil gerçek domatesle. Bakın tarım ilaçları kanser ve kısırlık sebebidir. Onun için bugün 20-30 yaşlarındaki erkek de kadın da kısır oluyor. Tarım ilaçları ve GDO'lu yiyecekler bütün hormonları yok ediyor.
KASABINIZA SORACAKSINIZ ET NEREDEN GELİYOR DİYE
– Peki siz yaz mevsiminde mutfağınıza neler alıyorsunuz?
Ben pazara gittiğimde yeşillik mutlaka alırım. Şimdi büyük turplar bitti ama küçükleri var. Kuru soğan, ıspanak, havuç, semizotu önemli. Semizotunu bolca yoğurtlayıp yeriz. Yeri gelmişken ben senelerdir evde kendi yoğurdumu yaparım. Amerika'da da 12 sene kendi yoğurdumu yaptım. Et var tabii ki. Köfte var evde. Tam yağlı köftelik kıyma alırım. Yıllardır tanıdığımız kasabımız var. Eti Biga'dan geliyor. Kasabınıza da soracaksınız et nereden geliyor diye. Kasabımıza güveniriz katkısız kasap sucuğu alırız, yumurtayla yaparız. Biz tavuk yemeyiz. Ev tarhanasını köylülerden alırız. Şirden mayalı peynir alırız. Elazığ'daki akrabalarımdan çok güzel Elazığ tulumu gelir. Onları yeriz. Katkı olmayacak.
KIŞIN YÜRÜRÜM YAZIN DA HEM YÜZER HEM YÜRÜRÜM
– Spor yapıyor musunuz?
Kışın yürüyorum yazın hem yürüyor hem yüzüyorum. Yürüme en sağlıklı spordur. İnsan vücudu yürümeye programlanmıştır. Deli danalar gibi koşmaya değil. Kilo vermek amacıyla yapılan, aşırı spor ve aşırı yüklenme insülin direncini artırır. Onun için sakin sakin yürüyün diyorum ama sporcular için konuşmuyorum onlar ayrı.
– Tatilde nasıl vakit geçiyorsunuz?
Her yaz eşimle gittiğimiz yer bellidir. Bodrum'da bir devre mülkümüz var. Güneş doğmadan suya girerim. Doğanın en güzel olduğu zamandır, kuşlarla balıklarla birlikte olabilmek için… Yazın ben oradayken güneş beni görmeden doğmaz. Temmuzdan ekim ayına kadar oradayım. Robinson hayatı yaşıyorum. Dışarı çıkmayız. Yürüyüşler yapar yüzeriz. Kitaplarımın hepsisini orada yazmışımdır.
DÜŞÜK GLİSEMİK İNDEKSLİ YİYECEKLER TÜKET
– Glisemik indeksin önemi nedir?
Eğer kilo vermek istiyorsanız, yemeklerinizi azaltmadan, daha iyi beslenmek istiyorsanız, şimdiye kadar uyguladığınız diyetler aç, halsiz bırakıyorsa düşük glisemik indeksli (Gİ) besinler yemeniz gerekir. Düşük Gİ yiyecekler uzun süre tokluk hissi verirler ve uzun süre enerji sağlarlar. Bu nedenle sağlıklı şekilde kilo verilir, verilen kilolar birkaç ay sonra geri alınmaz. Şeker hastalarının kan şeker kontrolü daha sağlıklı şekilde sağlanır. Şeker hastalarının aşırı kilo almaları önlenmiş olur.
– Hangi yiyeceklerin Gİ'si düşük?
Düşük glisemik indeksli yiyeceklerimizin listesi şöyle:
PROTEİN GRUBU VE SAĞLIKLI YAĞLAR: Gİ 100 üzerinden sıfıra yakındır: Etler, balıklar, yumurta, yoğurt, süt, ayran. Köy tereyağı, soğuk sıkım zeytin yağı, hayvansal katı yağlar, balık yağı.
SEBZELER: Lahana, karnabahar, brokoli, enginar, kereviz, patlıcan, biber, kabak, salatalık, domates, marul, kıvırcık, kuru soğan, taze fasulye, bakla, börülce, ıspanak, turp, yer elması ve havuç.
BAKLAGİLER: Kuru fasulye, bakla, barbunya, mercimek (her türlüsü), nohut, börülce…
TAZE MEYVELER: Kiraz, vişne, erik (her türlüsü), greyfurt, şeftali, elma, armut, çilek, böğürtlen, karadut, portakal.
KURUYEMİŞLER: Kavrulmamış yerfıstığı, ceviz, kavrulmamış fındık ve Antep Fıstığı, çekirdekli siyah kuru üzüm, günkurusu kayısı ve mürdüm eriği.
KALORİ HESABI YOK ARTIK O TARİH OLDU
– Karatay Diyeti yaz kış uygulanabiliyor mu?
Tabii ki… Karatay Diyeti'nde amaç sadece insanları zayıflatmak değil, vücudun kalıcı olarak sağlığına kavuşmasını sağlamaktır. Kilo problemi olan insanlarda öncelikle insülin ve leptin direncini kırmak, ardından sağlıklı beslenme ve yaşam biçimini yerleştirmektir.
– Bu diyetin olmazsa olmazları neler?
Karatay Diyeti ile önce vücudun kilo alması, yani yağların birikmesi önlenir. Daha sonra durağanlık devresi olur. Ondan sonra da yağlar yakılarak kalıcı olarak kilo verilir. Karatay Diyeti uygulamaya başladıktan sonra yediklerimiz bizi acıktırmıyorsa bu iyileşmenin ilk belirtisidir. İlk gün ve haftalarda hemen herkes farkı hisseder. Sonraysa ortalama altı aya kadar sonuç alınabilir. Ancak önemli bir hastalığı olanlarda iki seneye kadar süren takipler vardır. Bu nedenle sabretmek gerekir. Karatay Diyeti birdenbire hızlı değil, dengeli bir şekilde ve kalıcı olarak kilo vermeyi sağlar. Az az sık yemeği değil, günde 2-3 öğün yemeyi öneriyorum ve öğünler arasında en az 4-5 saat geçmeli. Kalori hesabı yok o tarih oldu artık. Yediğiniz her şey doğal ve mevsiminde olmalıdır. Doyuncaya kadar yemelisiniz. Eğer kilo vermek ve aşırı yağlarınızdan kurtulmak istiyorsanız akşam yemeğimizi en geç saat 19.00 ya da 20.00'de bitirmiş olmanız gerek. Düşük glisemik indeksli yiyecekler mutfaklara girmeli.
Yazıyı Paylaş:
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası