nilgün romanı / Nilgün Türk Edebiyatı Romanları Refik Halid Karay Kitabı Fiyatı - Bkmkitap

Nilgün Romanı

nilgün romanı

Prenses 'Nilgün' yeniden aramızda

İnkılâp Kitabevi, edebiyatımızın önde gelen yazarlarından Refik Halid Karay'ın Nilgün isimli eserini diğer baskılarından farklı olarak tekrar yayımladı. Nilgün'ün bu yeni baskısında yazarın anlatımına dokunulmamış, üslup korunmuş, bazı sözcüklerin gençler tarafından bilinemeyeceği düşünülerek dipnotlarla açıklanmış. Karay Ailesi ve İnkılâp Kitabevi'nin birlikte yürüttüğü projeyle Refik Halid'in tüm eserleri bu yöntemle yeniden çalışılacak. Edebiyat dünyasının ilgiyle takip ettiği proje için Selim İleri de şunları söylüyor: ' İnkılâp Kitabevi, usta yazarın kitaplarını, özgün diline bağlı kalarak, şimdilerde yeniden yayımlıyor. Bir ara, duru Türkçe' ye zaten tutkun olan Refik Halid'in diliyle oynanmıştı. O sakat tutumdan neyse ki vazgeçildi.'

Romanın ilk sayfalarından itibaren usta yazar okuyucuyla beraber hikâyesini ilerletiyor ve hikâye şöyle başlıyor : ' İtalyan'ların Habeşistan'a sevkiyat yaptıkları sırada idi; yılında Faşist askerle dolu bir İtalyan vapurundayım: Mazotla işleyen 22 bin tonluk, 24 mil süratinde bembeyaz Conte Verdi adındaki bir yolcu vapuru Şark'a gidiyorum. Niçin? Ben kimim? Sizlere bunu şimdi söylemeyeceğim Önceden izahat vermemekle beraber öyle tahmin ediyorum ki hikâyem ilerledikçe şahsiyetim kendiliğinden belirecek. Hüviyetime ait olan bölümü az çok örtülü geçmek istememin sebebi, okuyucuları meraka düşürmek gibi bir roman tekniğine dayanmıyor. Birdenbire açığa vurmak hoşuna gitmiyor. İşime gelmiyor da diyebilirim. Şayet tedricen, yahut sonuna doğru hepsi meydana çıkarsa pekala! Olacağın önüne geçilmez…'

Romanın devamı Nilgün adında ele avuca sığmayan, sürekli karakter değişimleri gösteren, ama her durumda şaşırtıcı, çekici ve güzel bir kadın ile bu karaktere âşık genç bir yazar çevresinde gelişen olaylardan oluşuyor. Genel olarak romanlarını kadınlar ve aşk çerçevesinde kurgulayan yazarın bu yönünü en iyi anlatan eseri Nilgün'de 2. Dünya Savaşı yıllarından maceralı olaylara da yer veriliyor.

MEKTUPLARLA DEVAMI İSTENEN ROMAN

Nilgün, üç kitaptan oluşuyor: Türk Prensesi Nilgün, Mapa Melikesi Nilgün ve Nilgün'ün Sonu. Kolaylık olması açısından üçü bir arada yayımlanan roman perde sayfalarıyla ayrı ayrı gösterilmiş. Bu üç cildin hikâyesi Karay ailesi tarafından şöyle anlatılıyor: 'Hürriyet Gazetesi sahibi Sedat Simavi, Refik Halid'den gazete için roman yazmasını ister. Ismarlama bir roman olarak ortaya çıkan Türk Prensesi Nilgün okur tarafından çok beğenilir. Romanın tefrikası bitince kadın okurlardan ard arda romanın devamını isteyen mektuplar gelir. Sedat Simavi de gazetenin tirajını etkileyebilir diye Refik Halid'den romanın devamını yazmasını ister. Mapa Melikesi ismiyle tefrikaya devam eden Refik Halid, artık bitirmek için Nilgün'ün Sonu'nu yazar ve noktayı koyar.'

Tam üç romana konu olan Nilgün, kimden ilham alınarak yazılmıştı? Onun hikâyesi de şöyle: Refik Halid, kitabın başında da ithafta bulunduğu arkadaşı M.O. Aykut'tan hikâyeyi dinlemiş: M.O. Aykut, Refik Halid' e yurtdışı seyahatinden dönüşte, bir Osmanlı prensesiyle tanıştığını söylüyor. Bu yazara pek mantıklı gelmemiş olacak ki (yani sahte bir prenses olduğu intibaını edinmiş olacak ki) bunun üzerine Nilgün karakterini yaratıyor (zaten Nilgün de pek yalancı bir karakter ). Osmanlı prensesi yerine ise tefrika edilen gazetenin sahibi Simavi'nin önerisiyle Türk Prensesi deniliyor.

Arka kapak yazısında 'ressam-yazar' olarak nitelendirilen yazar, bu sıfata layık bir şekilde romanında Uzakdoğu'dan Afrika'ya kadar olan coğrafyayı çok güzel tasvir etmiş. Öyle ki bu bölümlerde Uzakdoğu'nun ada ülkeleri bir tablo gibi insanın gözünde canlanıyor. Ayrıca yedi yıl süren bir âşıklık durumu da var ve bütün bunlar romanı sürükleyici hale getiriyor. Kısaca roman, bu sıcak yaz günlerinde okuyarak eğlenceli vakit geçirmek isteyenler için.

Nilgün Taylan

yılında doğan Mehmet Uluğtürkan, ’da başladığı gazetecilik hayatını günümüzde de sürdürmektedir. Muhabirlikten köşe yazarlığına, basın danışmanlığından yazı işleri müdürlüğüne kadar pek çok pozisyonda görev alan Uluğtürkan, Türkiye’nin ilk bölgesel ekonomi yayını olan Refleks gazetesinin de kurucusudur.

Uluğtürkan’ın gazetecilik hayatının yanı sıra edebiyatla da içli dışlı olduğunu biliyoruz. Kendisinin ilk romanı olan Madalyasız, yılında Doğan Kitap etiketiyle okurla buluşmuştu. Kurtuluş Savaşı’nda yaptığı onca fedakârlığa rağmen İstiklal Madalyası’nı reddeden Yeniceli Mehmet Ağa’nın hayatını konu edinen Madalyasız okurlarca epey beğeni toplamıştı. 

Geçtiğimiz günlerdeyse Uluğtürkan’ın ikinci romanı Kayıp Sancak: Toroslarda Yakılan İntikam Ateşi raflardaki yerini aldı. İnkilâp Kitabevi etiketine sahip olan Kayıp Sancak da bir Kurtuluş Savaşı romanı, ancak Uluğtürkan bu kez işin biraz daha derinine iniyor ve işgalcilere karşı girişilen mücadeleyi, direnişi ve yeniden birlik olmayı bir bölge üzerinden anlatmaya başlıyor.

İşgal altında bir imparatorluk

Mustafa Kemal Atatürk’ün Adana’ya gidişiyle başlayan Kayıp Sancak, yıllık Osmanlı İmparatorluğu’nun yerle yeksan olduğu, teslim bayrağının çekildiği bir tablo sunuyor bize. Savaş kaybedilmiş, umutlar tükenmiştir, ancak imkânsızın peşine düşen az da olsa birileri vardır.

İmzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması’na göre Alman kuvvetleri Osmanlı topraklarını terk edeceği için, Alman General Otto Liman von Sanders, Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı’nı Mustafa Kemal’e devretmek üzeredir.

O vakte kadar araları pek de iyi olmayan iki asker otelde bir araya geldiklerinde Liman von Sanders şöyle der:

“Bugün bu toprakları terke mecbur olurken emrim altındaki orduları, buraya ilk geldiğim zamandan beri takdir ettiğim bir kumandana gönül rahatlığıyla bırakıyorum. Yaşadığımız tüm bu felaketler içinde karamsar olmamak elbette mümkün değildir, ancak ben tek bir şeyden teselli buluyorum, kumandayı size terk ediyor olmaktan.”

Mustafa Kemal komutayı devralıp otelden ayrıldığında, Mondros’un şartlarını okumaya başlar ve bu şartların her şeyin sonunu getireceğinden emin olur. Sadece kendisinin değil, herkesin eli kolu bağlanmıştır, ancak yine de bir şeyler yapılması gerekmektedir. İşte Kayıp Sancak da , kurtuluş fikri de böylece başlar.

Ve Kurtuluş Savaşı başlar

Kayıp Sancak, 19 Mayıs ’da Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmasından altı ay önceye götürür bizi. Adana’da işgale karşı gerçekleştirilen gizli toplantıyla direnişin ilk fitilini yakar ve Fransızlarla imzalanan Ankara Antlaşması’na dek geçen sürede, Kurtuluş Savaşı’nın çok bilinmeyen bir bölgesinde, Güney Cephesi’nde yaşananları anlatmaya başlar.

Tam da burada Uluğtürkan  aslında burada şöyle bir iddiada bulunur ve Kurtuluş Savaşı’nın Samsun’a çıkıldığında değil, bu tarihten altı ay önce, işte bu Adana’daki gizli toplantıyla başladığını belirtir. Bunun kaynağını da İskenderun’da batırılan İngiliz gemisinde bulur: İskenderun’dan karaya çıkıp 7. Ordu’yu ve Yıldırım Ordularını bitirmek isteyen İngilizleri fark eden Mustafa Kemal’in, Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa’ya 5 Kasım ’de ateş emrini verdiğini söyler. 

Uluğtürkan’ın bir diğer iddiası da, işgal güçlerine sıkılan ilk kurşunun 15 Mayıs ’da, İzmir’de Hasan Tahsin’e değil, 19 Aralık ’de, Dörtyol’da Mehmet Çavuş’a ait olduğudur. Böylece Uluğtürkan Kurtuluş Savaşı sürecine dair yeni bir tartışma ortaya koyar.

3 yıllık bir araştırmanın ürünü

Uluğtürkan’ın gazetecilik temelli bir yazar olduğunu söylemiştik, bu durum da onun araştırmacı yönünü, tarihî kaynaklarla geçirdiği sabırlı mesaisini akla getiriyor.Kayıp Sancak’ın 3 yıllık bir araştırmanın sonucunda kaleme alındığını söyleyen Uluğtürkan, kitabın yazım sürecine dair şu açıklamayı yapıyor:

“Genelkurmay Başkanlığı Arşivi, dönemin yerel gazeteleri, Kuvvacı ve Fransız kumandanların günlükleri ve tarihî belgelerden yararlandım. Gerçek olaylar ve kişilerin yer aldığı roman, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkmadan 6 ay önce İskenderun açıklarında bir İngiliz gemisini batırma emrini vermesi, 44 Kuvvacının kişilik Fransız taburunu esir alması gibi az bilinen gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor. Okurlar, yıl öncesinde Kurtuluş Savaşı’nın Güney Cephesi’nde cereyan edilenleri bu romanda yaşayacak.”

Romanın yazım sürecinde elinin altında sürekli tarihî kaynakları bulunduran Uluğtürkan, tarihe, gerçek karakterlere, mekânlara ve kronolojiye bağlı kalmak için çok çaba sarf ettiğini belirtir, yine de romanın duygusunu ve dramatik yapısını kuvvetlendirmek için kurmacanın gücünden de faydalandığının altını çizer.

Son kertede; Uluğtürkan’ın Madalyasız’dan sonraki bu ikinci romanı Kayıp Sancak da Kurtuluş Savaşı’nı, o günlerdeki zorlukları ve imkânsıza göz dikmiş bir halkı bizlere anlatır. Bunu yaparken de araştırmaları esnasında edindiği kişilerin ve mekânların fotoğraflarını da kitaba koyar ve bu sayede gerçekliğe bir adım daha yaklaşır.

Nilgün Taylan &#; funduszeue.info (16 Temmuz )

Kategoriler Uncategorized

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası