yemek borusunda sindirim gerçekleşir mi / Yemek borusu - Vikipedi

Yemek Borusunda Sindirim Gerçekleşir Mi

yemek borusunda sindirim gerçekleşir mi

              Yeryüzünde bulunan bütün canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için beslenme, solunum, dolaşım, boşaltım, büyüme, gelişme, hareket edebilme, üreme gibi yaşamsal faaliyetleri gerçekleştirirler. Canlılar bu yaşamsal faaliyetleri gerçekleştirebilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar. İhtiyaç duyulan bu enerji, enerji verici besinlerden sağlanır.
Canlıların yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için dışarıdan aldıkları maddelere besin, bu maddelerin vücuda alınmasına da beslenme denir.
Dışarıdan alınan besinlerden enerjinin üretilebilmesi için bu besinlerin hücre içine girmesi gerekir. (Çünkü besinlerden enerjinin üretilmesi olayı hücre içindeki mitokondrilerde solunum olayı ile gerçekleşir). Dışarıdan alınan bazı besinler parçalanmadan, bazı besinler ise parçalanarak hücre içerisine girebilirler. Dışarıdan alınan besinler hücrelere kan yoluyla taşınırlar.
Vücuda alınan büyük moleküllü besin maddelerinin (içeriklerinin) kana ya da hücrelere girebilecek yani hücre zarından (porlardan) geçebilecek kadar küçük parçalara ayrılmasına sindirim denir. Sindirim olayını gerçekleştiren sisteme (ağızda başlayıp anüste sona eren sisteme) sindirim sistemi denir. Sindirim olayının gerçekleşmesinin nedeni, dışarıdan alınan besin maddelerinin vücuda yararlı hale gelmesinin sağlanmasıdır.
Sindirim sistemini; sindirim organları, sindirime yardımcı organlar ve sindirim sistemi bezleri oluşturur.
  Sindirim sistemi organları sırayla;   ağız, yutak, yemek borusu, mide, (on iki parmak bağırsağı), ince bağırsak, kalın bağırsak ve anüstür. Bu organlar sindirim borusunu oluşturur.
  Sindirime yardımcı organlar;   karaciğer ve pankreastır. Bu organlar sindirim borusuna (on iki parmak bağırsağına) bağlıdır.
  Sindirim sistemi bezleri;   tükürük bezleri, mide bezleri ve ince bağırsak bezleridir.


  Beslenme ve Besin İçerikleri : 
Canlıların yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için dışarıdan aldıkları maddelere besin, bu maddelerin vücuda alınmasına da beslenme denir. Besinler doğada genel olarak 3 kaynaktan elde edilir. Bunlar;
  1- Hayvansal Kaynaklı Besinler :  Et, süt, yumurta,..
  2- Bitkisel Kaynaklı Besinler :  Sebze, meyve, tahıl,..
  3- Madensel Kaynaklı Besinler :  Su ve madensel tuzlar.
Bitkisel, hayvansal ve madensel kaynaklı besin maddeleri içeriklerine göre; karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler, su ve mineraller olarak gruplandırılırlar.
Besin içeriklerinden proteinler, karbonhidratlar ve yağlar büyük moleküllü (organik) besin içerikleridir (besinlerdir). Büyük moleküllü bu besin içeriklerinin hücrelerde kullanılabilmesi için kana veya hücre içerisine girebilecek kadar küçük moleküllere parçalanması yani sindirilmesi gerekir.
Besin içeriklerinden su, madensel tuzlar ve vitaminler küçük moleküllü (inorganik ve organik) besinlerdir. Küçük moleküllü besin içerikleri sindirilmeden doğrudan kana veya hücre içerisine girebilirler.

  a) Karbonhidratlar : 
• Vücudun başlıca enerji kaynağıdır. Günlük enerji ihtiyacınınn çoğu karbonhidratlardan sağlanır.
• Büyük moleküllü besin içeriği olduğu için sindirilmeden doğrudan kana veya hücrelere giremezler.
  b) Proteinler : 
• Hücrelerin (ve vücudun) temel yapısını oluştururlar.
• Gerektiğinde (uzun açlık dönemlerinde) vücutta enerji kaynağı olarak da kullanılırlar.
• Büyük moleküllü besin içeriği olduğu için sindirilmeden doğrudan kana veya hücrelere giremezler.
• (Vücudun savunma sistemlerini ve vücut çalışmasını düzenleyen enzimler ve bazı hormonların yapısına katılırlar).
• (Yetişkin insan vücudunun ortalama %16’sı proteinden oluşmuştur. Proteinler, hücrelerin sürekliliği, büyüme ve gelişme için öncelikli olarak kullanılan besin içeriğidir).

  c) Yağlar : 
• Başlıca enerji deposudur.
• En çok enerji veren besin içeriğidir.
• Vitaminlerin bir bölümünün vücuda alınmasını sağlar.
• Deri altında depolanan yağlar vücut ısısının korurlar.
• (Vücudumuzun düzenli çalışmasında etkili olan bazı hormonların üretiminde görevlidir).
• (İhtiyacından fazla alınan besin içerikleri vücutta yağa dönüşerek depolandığından vücut sağlığı için zararlıdır).
• (Yetişkin insan vücudunun ortalama %18’ yağdır).

  d) Mineraller :   
• Düzenleyici ve direnç arttırıcı olarak görev yaparlar.
• (İskelet ve dişerin yapısına katılır).
• (Kanın ve sitoplazmanın dengede tutulmasını sağlar).
• (Demir minerali vücutta besin öğelerinden enerji oluşması için zorunlu olan oksijenin taşınmasında gereklidir).
• (Vücudun çalışmasını düzenleyen enzimlerin bileşiminde yer alan mineraller vardır(.
• (Bazıları savunma sisteminde kullanılır).
• (Yetişkin insan vücudunun ortalama %6’sı minerallerden oluşmuştur).

  e) Vitaminler : 
• Düzenleyici ve direnç arttırıcı olarak görev yaparlar.
• (B grubu vitaminleri, besinlerle alınan karbonhidrat, yağ ve proteinden enerji üretilmesi ve yeni hücrelerin oluşması ile ilgili düzenlenmesine yardımcı olur).
• (D vitamini, kalsiyum ve fosfor gibi minerallerin kemik ve dişlerde yerleşmesine yardımcı olur).
• (A, C, E vitaminleri, vücut hücrelerinin onarılmasını sağlar, zarar görmesini önler ve zararlı maddelerin etkilerinin azaltılmasında yardımcıdır).
• (Vücudumuzda oldukça az miktarlarda vitamin bulunmasına karşın vücudumuzdaki etkinlikleri oldukça fazladır).

  f) Su : 
• Düzenleyici ve direnç arttırıcı olarak görev yaparlar.
• Besinlerin sindirimini kolaylaştırır.
• (Kanda buluna su, besin öğelerinin dokulara taşınmasını sağlar).
• Besinlerin hücrelerde kullanılması sonucu oluşan besin atıkların atılmasını kolaylaştırır.
• (Vücut ısısının düzenlenmesi için gereklidir).
• (Yetişkin insan vücudunun ortalama %60’ı sudur. Bebeklerin vücudunda su oram
yetişkinlerinkinden daha fazladır).

  Sindirim Çeşitleri :
Sindirim olayı mekanik (fiziksel) ve kimyasal sindirim olarak iki şekilde gerçekleşir.

  a) Mekanik (Fiziksel) Sindirim : 
Besinlerin salgı (enzim) kullanılmadan (fiziksel olarak) çiğneme ve kas hareketleriyle küçük parçalara ayrılmasına (kana veya hücrelere geçebilecek hale getirilmesine) mekanik (fiziksel) sindirim denir.
Bütün besinlerin mekanik sindirimi ağızda başlar. Besinlerin mekanik sindirimi ağızda dişler sayesinde çiğneme olayı ile midede ise kaslar sayesinde kasılma olayı ile gerçekleştirilir.

  b) Kimyasal Sindirim : 
Besinlerin su ve salgı (enzim) kullanılarak küçük parçalara ayrılmasına (kana veya hücrelere geçebilecek hale getirilmesine) kimyasal sindirim denir.
Kimyasal sindirim ağızda, midede ve ince bağırsakta gerçekleşir.

  Sindirim Sistemi Organları : 


  a) Ağız : 
Sindirim sisteminin ilk organı olup bütün besinlerin çiğneme yoluyla mekanik sindiriminin, ayrıca karbonhidratların tükürük içerisinde bulunan (pityalin) enzimler sayesinde kimyasal sindiriminin başladığı yerdir.
Ağızda sindirim olayında görev yapan dil, dişler ve tükürük bezleri bulunur.
Ağızdaki besinler dişler ile parçalanır (mekanik sindirim), tükürük bezlerinin salgıladığı tükürük sıvısı (içindeki enzimler) ile yumuşatılır (kimyasal sindirim). Dil, besinlerin çiğnenmesine ve yutulmasına yardım eder. Ağızda parçalanan, yumuşatılan besinler dil ile yutağa itilir.

  Dişler : 
Besinlerin çiğnenip parçalanması sağlayan yapılardır. Dişlerin görünen beyaz kısmına taç, çene kemiği içine gömülü kısmına kök, dişin dış kısmının (tacın) üzerini örten sert tabakaya mine tabakası denir. Dişin içinde (ortasında) kan damarları ve sinirler bulunur.
Yetişkin insanın ağzında 32 (genelde 28) diş bulunur. Dişler yapı ve görevlerine göre kesici dişler, köpek dişleri ve azı dişleri olarak üç çeşittir.

  1- Kesici Dişler : 
Besinlerin koparılmasını sağlarlar. Ağzın ön tarafında, 4 alt çenede, 4 üst çenede olmak üzere toplam 8 tanedirler.

  2- Köpek Dişleri : 
Besinlerin daha küçük parçalara ayrılmasını sağlarlar. Kesici dişlerin sağında ve solunda birer tane olmak üzere 2 alt çenede, 2 üst çenede toplam 4 tanedirler.

  3- Azı Dişleri : 
Besinlerin öğütülmesini sağlarlar. Küçük ve büyük azı dişleri olarak iki çeşittir. Köpek dişlerinin sağında ve solunda ikişer tane olmak üzere 4 alt çenede, 4 üst çenede toplam 8 tane küçük azı dişi bulunur. Küçük azı dişlerinin sağında ve solunda üçer tane olmak üzere 6 alt çenede, 6 üst çenede toplam 12 tane büyük azı dişi bulunur. (Çocuklarda büyük azı dişi 4 alt çenede, 4 üst çenede olmak üzere toplam 8 tanedir).


  b) Yutak : 
Ağızdan sonra gelen boşluktur. Üst taraftan burun boşluğuna, alt taraftan yemek borusuna ve gırtlağa açılır. Yutak, ağızda çiğnenen ve yumuşatılan besinleri yemek borusuna iletir. Yutakta (mekanik veya kimyasal) sindirim olmaz.

  c) Gırtlak : 
Yutağın alt tarafında bulunan, soluk borusu ile yemek borusunu ayıran, kıkırdaktan yapılan yapıdır. Yemek yenirken yutkunma sırasında gırtlak (yukarı çıkarak) soluk borusunu kapatıp yemek borusunu açarak besinlerin soluk borusuna gitmesini önler. Yemek yenirken konuşulursa (soluk verme sırasında soluk borusu açılacağından) besinler soluk borusuna kaçabilir. Bu nedenle yemek yerken konuşulmamalıdır.

  d) Yemek Borusu : 
Yutak ile mide arasında uzanan, soluk borusunun arkasında bulunan, 20 – 25 cm uzunluğundaki (2 cm çapındaki), düz kaslardan yapılmış olan organdır. Görevi, yutaktan gelen besinleri mideye iletmektir.
Yemek borusu sadece besinleri taşır. Yemek borusunda sindirim olayı (sindirim enzimleri bulunmadığı için) gerçekleşmez. Yapısında bulunan düz kaslar (tek yönlü çalışarak yani peristaltik hareket yaparak) kasılıp gevşeyerek besinleri mideye taşır.

  e) Mide : 
Karın boşluğunun sol üst tarafında, yemek borusu ile on iki parmak bağırsağı arasında yer alan sindirim sisteminin en geniş organıdır. Mide, üst taraftan mide ağzı ile yemek borusuna, alt taraftan mide kapısı ile on iki parmak bağırsağına bağlanır.
Mide düz kaslardan yapılmıştır ve kasılıp gevşeyebilir. Ayrıca midenin yapısında bulunan salgı bezleri mide öz suyu salgısını üretir. Mide öz suyu salgısında mukus, mide asiti (HCl = tuz asiti) gibi salgılar ile çeşitli enzimler (pepsin ve renin) bulunur.
Mide, düz kaslardan yapıldığı için kasılıp gevşeyerek yemek borusundan gelen besinleri yoğurur, çorba haline getirir. Bu nedenle mide mekanik sindirim yapabilir.
Mide, yapısında bulunan salgı bezlerinin salgıladığı mide asiti ve enzimler ile besinlerin daha küçük parçalara ayrılmasını sağlar. Bu nedenle kimyasal sindirim yapabilir. Proteinlerin kimyasal sindirimi midede başlar.

  f) İnce Bağırsak : 
Bir taraftan mide kapısına, diğer taraftan kalın bağırsağa bağlı olan 7 – 8 m uzunluğundaki (2 – 3 cm çapındaki) kıvrımlı borudur. İnce bağırsak, besinlerin sindiriminin tamamlandığı ve sindirilen besinlerin kana geçtiği yerdir.
İnce bağırsağın mideden sonra gelen 20 – 25 cm’lik ilk bölümüne (ince bağırsağın başlangıç yerine) on iki parmak bağırsağı denir. On iki parmak bağırsağına karaciğer ve pankreas gibi sindirime yardımcı organlar bağlıdır. Karaciğer ve pankreas, salgıladığı sindirim enzimlerini (salgılarını) on iki parmak bağırsağına verir.
İnce bağırsak, yağların kimyasal sindiriminin başladığı yerdir. Ayrıca ağızda sindirilemeyen karbonhidratların (nişastanın maltoza dönüşmesi), midede sindirilemeyen proteinlerin ve sindirilemeyen yağların kimyasal sindirimi ince bağırsakta tamamlanır.
İnce bağırsağın iç yüzeylerinde bulunan salgı bezlerinin ürettiği salgılar, buraya gelen ve sindirilmemiş olan besinlerin sindirilmesini sağlar. Bu nedenle ince bağırsak, kimyasal sindirimin asıl yapıldığı yerdir. İnce bağırsakta mekanik sindirim gerçekleşmez.
İnce bağırsakta besinlerin kana geçtiği yerlere tümür (villüs) denir.

  g) Kalın Bağırsak : 
İnce bağırsaktan anüse kadar uzanan 1,5 m uzunluğundaki (6 cm çapındaki) borudur. Kalın bağırsakta mekanik veya kimyasal sindirim olmaz, villüsler bulunmaz.
Kalın bağırsak, ince bağırsakta sindirilemeyip kana geçemeyen besinler ile sindirime uğramayan su, madensel tuzlar (mineraller) ve vitaminlerin besinlerin içerisinden emilmesini, bir süre depolanmasını ve kana verilmesini sağlar. Ayrıca geriye kalan atık maddelerin de (posalarında) sindirim sisteminin son bölümü olan anüse iletilmesini ve anüsten de dışkı yoluyla vücut dışına atılmasını sağlar. Kalın bağırsakta yaşayan bakteriler, B ve K vitaminlerinin üretilmesini sağlarlar.
İnce bağırsak ile kalın bağırsağın birleştiği yere kör bağırsak denir. Kör bağırsaktan çıkan uzantıya apandis denir.

  ı) Anüs : 
Kanlı bağırsaktaki dışkının vücut dışına atıldığı yerdir ve sindirim sisteminin en son organıdır.

  Sindirime Yardımcı Organlar : 
Karaciğer ve pankreas salgıladığı sindirim enzimleri (salgıları) ile sindirime yardımcı olan organlardır. Bu organlar salgılarını on iki parmak bağırsağına verirler.

  a) Karaciğer : 
Karın boşluğunda, midenin sağ üst kısmında bulunan en büyük iç organıdır. Karaciğer safra (öd) salgısını üretir, kandaki şeker (glikoz) miktarını ayarlar ve glikoz depolar, bazı vitaminleri (A, K, D) üreterek depolar, zehirli maddelerin etkisini yok eder. (Çok zehirli olan amonyağı, daha az zehirli olan üre ve ürik asite çevirir).
Safra (öd) sıvısı, safra kesesinde depolanır ve buradan ince bağırsağa (on iki parmak bağırsağına) verilir. Safra (öd) sıvısı, büyük yağ moleküllerinin daha küçük parçalara ayrılmasını ve yağların kimyasal sindirimini sağlar.

  b) Pankreas :   
Midenin alt kısmında yer alan yaprak şeklindeki organdır (karma bezdir). Pankreas, pankreas öz suyu salgısını üreterek ince bağırsağa (on iki parmak bağırsağına) verir. Pankreas öz suyu salgısında, karbonhidrat, protein ve yağların sindirilmesini sağlayan enzimler bulunur. (Amilaz = karbonhidrat, tripsin = protein, lipaz = yağ). Ayrıca salgıladığı hormonlar sayesinde (insülin ve glukagon) kandaki glikoz (şeker) miktarını ayarlar.

  Sindirim Sistemi Bezleri : 
Sindirime yardımcı olmak için sindirim enzimi (salgı) üreten mide, tükürük ve ince bağırsak bezleri sindirim sistemi bezleridir.

  a) Tükürük Bezleri : 
Tükürük salgısını üretirler. Tükürük, ağızda besinlerin yumuşatılmasını sağlar. Tükürük bezleri dil altı, kulak altı ve çene altında bulunur.

  b) Mide Bezleri : 
Mide öz suyu salgısını üretirler. Mide öz suyu salgısının içinde mukus, mide asiti (tuz asiti), pepsin, renin enzimleri bulunur.
Mukus, midenin iç yüzeyini örterek mide asitinin zarar vermesini önler.
Mide asiti, pepsin, renin besinlerin parçalanmasını ve besinlerle gelen mikroorganizmaların yok edilmesini sağlar.

  c) İnce Bağırsak Bezleri : 
Salgıladığı salgılar ile ağızda sindirilemeyen karbonhidratların, midede sindirilemeyen proteinlerin, on iki parmak bağırsağında sindirilemeyen yağların sindirilmesini sağlar.
 

  Besinlerin Sindirimi ve Sindirilen Besinlerin Kana Geçişi : 
Büyük moleküllü besin maddelerinin (içeriklerinin) kana ya da hücrelere girebilecek yani hücre zarından (porlardan) geçebilecek kadar küçük parçalara ayrılmasına sindirim denir. Besin içeriklerinden karbonhidratlar, proteinler ve yağların sindirimi ince bağırsakta tamamlanır ve sindirilen besinler ince bağırsakta bulunan ve tümür denilen çıkıntılardan kana verilir. Tümür denilen çıkıntılarda (eldiven parmakları gibi) çok sayıda kılcal kan damarı bulunur. Sindirilen besinler tümürlerden emilerek kana geçer ve kan yoluyla hücrelere taşınır.
Besin içeriklerinden su, mineraller ve vitaminler sindirime uğramadan kalın bağırsağa gelir ve kalın bağırsakta bir süre bekletildikten sonra kalın bağırsaktan emilerek kana verilir ve kan yoluyla hücrelere taşınır.






  Enzimlerin Sindirimdeki Görevi : 
Enzimler, sindirim olayının gerçekleşmesini sağlayan salgılardır. Enzimler, enerji vermesi için kullanılan büyük moleküllü besin içeriklerinin kimyasal sindirim sonucu kana ya da hücrelere girebilecek kadar küçük moleküller haline dönüşmesini sağlar. Besin içeriklerinin kimyasal sindirimlerinin başladığı ve bittiği yerler farklıdır.



             

  Sindirim Sisteminin Sağlığı ve Korunması : 
1- Yenilen besinler çok sıcak ya da soğuk olmamalı.
2- Aşırı acı, baharatlı, ekşi, yağlı yemekler yenmemeli.
3- Yıkanmamış, temizlenmemiş, bayat ve çürük gıdalar yenmemeli.
4- Alkol sigara ve uyuşturucu kullanılmamalıdır.
5- Yemek sırasında ve yemekten sonra gerektiğinden fazla su içilmemelidir.
6- Yiyecekler iyice çiğnenmeli.
7- Yemekten sindirim sistemini yoracak kadar çok yemek yemeden kalkılmalıdır.
8- Lifli besinler (kabak) yenilmeli ve dengeli beslenilmelidir.
9- Yeterli, düzenli ve dengeli beslenilmeli.
Stresten kaçınılmalıdır.
Bağırsakların çalışması için spor yapılmalıdır.
Yemekten sonra vücut dinlenmelidir (1 saat).
Dişler temiz tutulmalı ve fırçalanmalı.
Yemeklerden önce ve sonra eller yıkanmalı.
Rahatsızlıklarda doktora gidilmeli.

  Yeterli ve Dengeli Beslenme : 
Vücudun günlük enerji ihtiyacının karşılanabilmesi, büyüme ve gelişmenin sağlıklı olabilmesi için dengeli ve yeterli beslenme gereklidir. Vücudun ihtiyacı olan karbonhidrat, protein, yağ, vitamin, mineral ve su gibi besin içeriklerinin dengeli şekilde vücuda alınmasına dengeli beslenme denir.

  Sindirim Sisteminde Görülen Hastalıklar : 
Sindirim sisteminde; kolera, dizanteri, ülser, tifo, ishal, siroz, sarılık (Hepatit B) gibi hastalıklar görülür. Bu hastalıklardan bir kısmı bağırsak solucanı, kancalı kurt, şerit (tenya) ve kıl kurdu sayesinde ortaya çıkar. Bunların dışında gastrit, gaz şişkinliği, hıçkırık, kabızlık, karın ağrısı, kusma, mide yanması, reflü, safra kesesi şikâyetleri de sindirim sisteminde görülen rahatsızlıklardır.

  • Kolera : 
Kolera (Vibrio cholerae) bakterisinin neden olduğu bağırsak enfeksiyonu ve şiddetli ishal ile ortaya çıkan bir hastalıktır.
Kolera genellikle, dışkı bulaşmış kirli su ya da bu sularla yıkanmış gıdalar aracılığı ile yayılır.
Ağızdan sıvı tedavisi ile hastalık tedavi edilebilir. (Tedavinin amacı, kaybedilen su ve elektrolitleri – sodyum, potasyum, klor, bi karbonat – yerine koymaktır).

  • Dizanteri : 
İnsanlarda kanlı ishal, şiddetli karın ağrısı, gerekmediği halde dışkılama isteği duyma, bağırsak yaraları, (hayvanda makattan kan ya da kanlı dışkı gelmesi) gibi belirtiler gösteren hastalıktır.
Sığır ve domuz vebası, şarbon, geviş getirenlerde bağırsak zehirlenmeleri sonucunda dizanteri oluşur. Ayrıca maden ya da bitki zehirlenmelerinin birçoğu da (cıva, kuduzböceği, sultan otu, sütleğen, kartallı eğrelti, acı çiğdem vb.) dizanteri belirtisi yaratır.

  • Ülser : 
Mide mukozasının alkol, sigara ve asitli içecekler nedeniyle zedelenmesiyle oluşur.

  • Siroz : 
Alkol ve sigara sayesinde karaciğer hücrelerinin kendini yenileyememesi sonucu oluşur.


  • Tifo : 
Kirli içme suları ve pis yiyeceklerden bulaşan bulaşıcı bir hastalıktır. Genelde salgın şeklinde görülür. Tifo; kalbi, beyni, böbrekleri, akciğerleri, karaciğeri, göz ve kulak sinirlerini etkiler. Hastalık (Salmonella typhi adlı) bakteriler nedeniyle oluşur. (Bu bakteri vücuda girdikten 7–15 gün sonra hastalık ortaya çıkar. Mikrop, tifolu hastaların dışkılarında veya idrarlarında, kanlarında, tükürüklerinde veya vücutlarında görülen deri döküntülerinde bulunur. Hastanın hastalık süresince bol su içmelidir).
(İçme ve kullanma sularının kontrolü, besin hijyeni, lağım ve kanalizasyon tesislerinin hijyen şartlarına uygun duruma getirilmesidir).
(Tifo aşısı: Kesin koruyucu değildir. Ölü tifo aşısı % oranında koruyuculuk sağlar. Canlı atenüe oral aşı ise yakın oranlarda koruyuculuğa sahiptir ve yan etkileri daha azdır).

  • İshal : 
Dışkının sık olarak sulu veya yumuşak çıkması durumudur. Dünyada ishal beş yaşından küçükler arasında ölümün ikinci büyük nedenidir (Her yıl ortalama 1,5 milyon bebek bu yolla ölür
İshal, kalın bağırsağın yeterince sıvı emmemesinden meydana gelir. En sık görülen nedeni enfeksiyon veya bakteri içeren atık maddelerdir.
(Bir kişi birkaç günde, en fazla bir haftada iyileşir. Buna karşın hastalıklı veya kötü beslenen kişilerde ishal ciddi su kaybına yol açabilir ve tedavi olmadığı takdirde hayati tehlike oluşturabilir).
(İshal ayrıca daha ciddi hastalıkların bir belirtisi olabilir, örneğin dizanteri, kolera, botulizm veya Crohn hastalığı gibi kronik bir duruma işaret edebilir. Apandisit hastalarında genelde ishal olmasa da apandis patlamasının sık görülen bir belirtisidir. Radyasyon hastalığının da bir sonucudur).

  • Sarılık : 
Kandaki vücuda renk veren maddelerin değerinin değişmesi sonucu deri ve mukozaların sarı renk alması durumudur. Hepatite yol açan A,B,C,D,E virüsleridir. Bunun dışında atık maddeler ve radyasyon sonucu da oluşabilir.

  • Gastrit : 
Alkol, tütün, kimyasal maddeler ile bakteriler ve virüslerden dolayı oluşan hastalıktır.
Başlıca belirtileri arasında yemeklerden sonra midede rahatsızlık duygusu, bulantı, kusma, ekşime, iştah yitimi, mide ağrıları sayılabilir.

  • Hıçkırık : 
Diyafram kasının birden kasılması sonucunda ses tellerinin arasındaki açıklığın istem dışı kapanması ile gerçekleşen ani soluk alımı ve bu sırada bir ses dışarı çıkmasıdır.
Nedenleri çeşitlidir. Basit hıçkırıklar; çoğunlukla mide gazı, sıcak ve baharatlı yemekler, sinir bozukluğundan kaynaklanır. Ayrıca; bazı kalp, karaciğer, bağırsak ve pankreas hastalıkları, zatülcenp veya zatürreede de görülebilir. 3 saatten fazla süren hıçkırıklarda, doktora başvurmak gerekir.

  • Kabızlık : 
Kabızlık, bağırsak hareketlerinin normale göre azalması durumudur. Bağırsak fonksiyonu, kişiden kişiye farklılık gösterir.

  • Reflü : 
Mide asidinin mideden yemek borusuna kaçması hastalığıdır. Stres,gazlı içecekler, çay ve kahve türü içecekler reflüyü arttırır. Reflü haslarında sürekli ağızdan gaz çıkarma, yemek borusunda yanma, göğüste yanma ve ağrı hissi görülür, kalp şikayeti oluşur.


  NOT : 

1- Bebeklerin 6. aydan sonra süt dişleri çıkar, 7 yaşından sonra ise bunlar dökülerek
yerine kalıcı dişler çıkar.
2- Yetişkinlerde, ağzın en arkasındaki dişerden 1 sağda, 1 solda olmak üzere 2 alt çenede, 2 üst çenede toplam 4 tane diş yirmilik diş bulunur. Bu dişler çocuklarda bulunmaz. (Bazen çıkmayabilir).
3- Ağızda yemek varken konuşmak, soluk borusunu açacağından besinlerin soluk borusuna kaçmasına yol açabilir.
4- İnce bağırsağın uzun ve kıvrımlı olmasının nedeni, besinlerin daha fazla ve hızlı bir şekilde kana emilmesini (emilme yüzeyinin arttırılmasını) sağlamak içindir.
5- Kalın bağırsakta yaşayan bazı bakteriler, B ve K vitaminlerinin sentezlenmesini sağlarlar.
6- Sindirilen bedinler kan yoluyla hücrelere taşınırlar.
7- Yemek borusu düz kaslardan yapılmıştır. Bu kaslar mideye doğru tek yönlü kasılıp gevşeyerek besinleri taşır.
8- Sindirim sistemindeki bütün organlar sindirim yapamazlar.


• Ağız &#; Mekanik (dişler) ve kimyasal (tükürük) sindirim.
• Yutak &#; Sindirim yok.
• Yemek Borusu &#; Sindirim yok.
• Mide &#; Mekanik (kaslar) ve kimyasal (mide öz suyu) sindirim.
• İnce Bağırsak &#; Kimyasal sindirim.
• Kalın Bağırsak &#; Sindirim yok.
• Anüs &#; Sindirim yok.
9- Bütün besinlerin mekanik sindirimi ağızda başlar.

Besinlerin kimyasal sindirimlerinin başladığı ve bittiği yerler farklıdır.

Besinlerin kimyasal sindirimi ve sindirim sonucu oluşan ürünler farklıdır.
Sindirim sistemi bezlerinin ürettiği salgıların görevleri farklıdır.

                                                                                                        

                                                                                                              

 Ana Sayfa

 

Sindirim Sistemi Nedir ve Hastalıkları Nelerdir?

Sindirim Sistemi Nedir?

Sindirim sistemi, bir dizi organdan oluşan ve vücuda alınan besinlerin emilimini sağlayarak enerji oluşturan bir sistemdir. Vücudun ihtiyacı olan besinin alınmasını ve kullanılmasını sağlar. Bağırsak florası bakterilere sindirime yardımcı olurken sindirim sistemine sinir sistemi ve dolaşım sistemi organları da destek olur. Vücudun hayatta kalabilmesi için düzgün çalışmaya ve sağlığa ihtiyacı vardır. Proteinler, yağlar, karbonhidratlar, vitaminler, mineraller ve su vücudun ihtiyacı olan besin öğelerini sağlayarak onu hayatta tutarlar. Fakat bu besinler vücuda alındığında direkt kullanılamaz ve bir dizi işlemden geçirilerek en uygun hale getirilmeli ve gerek olmayan kısımları vücuttan atılmalıdır. Vücuda alınan proteinler amino asitlere, yağlar yağ asidi ve gliserole, karbonhidratlar ise basit şekerler olan fruktoz, glikoz ve sakkaroza ayrışarak vücutta kullanılırlar. Ayrıca okumaya devam etmeden önce sindirim çeşitleri hakkında da bilgi alabilirsiniz. 

Sindirim Sistemi Nasıl Çalışır?

Sindirim sistemi besinleri parçalarken organlar arası hareketini ve besinlerin yapı taşlarının emilimini de gerçekleştirecek şekilde çalışmaktadır. Her organın kendine özgü bir işlevi ve çalışma sebebi vardır. Ağız çiğneme yoluyla, yemek borusu peristaltik hareketlerle, mide kasılıp gevşeyerek, ince ve kalın bağırsak da peristaltik hareketler ile çalışırlar. Peristaltik hareket yiyeceklerin ilerlemesini sağlayan kasların kasılıp gevşemesi olayıdır. Organların bu hareketleri devam ederken çiğneme, sıkma, karıştırma gibi fiziksel olayları gerçekleştirirken enzimler ve salgılar sayesinde sindirim işlemi de gerçekleştirilmektedir. Sindirim sistemi yemeğin ağza alınmasıyla başlamaktadır. Mide ve ince bağırsakta bulunan hormonlar vücuda ne zaman sindirim sıvıları salgılanacağını ve açlık tokluğu kontrol eder. Sinir sistemi sayesinde hormonlardan alınan uyarı ağız sulanması gibi sinyaller gönderir ve sindirimin işlevselliğini kazandırır. Sindirilen besinler artık vücut tarafından emilir ve depolanmak ya da kullanılmak için vücudun tamamına gönderilir. Bağırsaklarda bulunan hücreler sayesinde emilim gerçekleşerek sindirim sistemi dışına çıkmaktadır. Kan ile amino asitler, basit şekerler, yağ asitleri, gliserol, vitamin ve mineraller karaciğere taşınarak depolanır. İhtiyaç oldukça karaciğer sayesinde depolar vücuda kendini devam ettirmesi için gerekli enerjiyi sağlar. Yağ asitleri, gliserol ve bazı vitaminleri emen diğer sistem ise lenf sistemidir. Lenf sistemi ile beyaz kan hücreleri taşınarak bağışıklık güçlenir.

Sindirim Sistemi Nasıl Çalışır?

Sindirim Sistemi Organları Nelerdir?

Sindirim sistemi organları ağızdan anüse kadar, yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak, karaciğer, pankreas ve safra kesesidir (1). İnce bağırsak da kendi içerisinde üçe ayrılır. Bu bölümler sırasıyla duodenum, jejenum ve ileumdur. Kalın bağırsak ise apendiks, çekum ve rektumdan meydana gelir. 

Sindirim Sistemi Organları Görevleri Nelerdir?

Sindirim sisteminde her organın kendine özgü hareketleri ve görevleri vardır. Tüm organların bir bütün halinde çalışması ile sindirim devam eder.

Ağız

Sindirim sisteminin ilk organıdır. Çiğneme hareketi ile sindirim işlemi başlamış olur. Tükürük bezlerinden salgılanan amilaz ile besinler nemlendirilir ve nişasta sindirimi başlamış olur. Yutkunma ile dil yiyecekleri iter ve sindirimi başlayan besinler yemek borusuna doğru yol alır.

Yemek Borusu

Yemek borusunda enzim salgılanmaz, kasılıp gevşeme hareketleri ve mideye geçişte alt özofagus sfinkteri adı verilen kas sayesinde mideye geçişi sağlar. Bu kas besinlerin ve enzimlerin yemek borusuna geçişini engeller ve kapalı halde bulunur.

Mide

Yemek borusunda geçişi gerçekleşen besinler mide kasları ile mekanik olarak sindirilirken yüksek asit seviyesine sahip mide sıvıları ile de kimyasal olarak ayrışmaya ve parçalanmaya başlar. Kasılıp gevşeme hareketleri aynı zamanda besinlerin bu mide sıvıları ile de harmanlanmasını sağlar.

Pankreas

Pankreas besinlerin direkt temas etmediği organlardandır. Bağırsaklar tarafından kullanılacak sindirim suyunu üretir. Bu sıvı sayesinde karbonhidrat, yağ ve proteinler parçalanabilir.

Karaciğer

Karaciğer de pankreas gibi sindirime yardımcı bir organdır. Safra adı verilen sıvıyı üreterek yağların sindirimine destek olur. Safra sıvısı safra kesesinde depolanabilir ya da kullanım için yağların sindiriminin gerçekleştiği ince bağırsağa taşınır.

Safra Kesesi

Safra kesesi genelde safra sıvısını üretiyor olarak bilinse de aslında karaciğerde üretilen safrayı depolamak için kullanılan bir kesedir. Safra kanalları sayesinde safrayı ince bağırsağa ileterek sindirime destek çıkar.

İnce Bağırsak

İnce bağırsak kaslar yardımıyla pankreas, karaciğer ve safra kesesinden aldığı sindirim sıvılarını besinler ile buluşturarak sindirilen besinlerin kan dolaşımı tarafından emilmesini sağlar. İnce bağırsakta proteinler, karbonhidratlar ve yağların parçalanmasını tamamlamak için yardımcı bir işlev görür. Besinler dışında su emilimi de ince bağırsakta gerçekleşmektedir.

Kalın Bağırsak

İnce bağırsaktan sonra kalan su emilimi kalın bağırsakta gerçekleşmektedir. Kalın bağırsakta bulunan bakteriler kalan besinleri parçalar ve K vitamini oluşturmaya yardımcı olur. Sindirimin kullanılmayan atık ürünlerini ise dışkı haline getirir. Kalın bağırsağın alt ucu olan rektum anüsten dışkı atılana kadar depolanmasını sağlar (2).

Kalın Bağırsak

Sindirim Sistemi Hastalıkları Nelerdir?

Sindirim sistemi gerektiği gibi çalışmadığında ortaya çeşitli rahatsızlık belirtileri çıkabilir. Bazı başka hastalıklar da sindirim sisteminin çalışmasını etkileyebilmektedir. Sağlık alanında sindirim sistemi rahatsızlıkları organik ve fonksiyonel bozukluklar olarak ikiye ayrılır. En sık rastlanan sindirim sistemi rahatsızlığı belirtileri şunlardır:

  • IBS (irritabl bağırsak sendromu): Halk dilinde huzursuz bağırsak sendromu olarak da bilinmektedir. İshal veya kabızlık şeklinde kendini gösterir ve bazen psikolojik de olabilir (3).
  • Gastroözüfageal reflü: Mide asidi mideyle yemek borusunu ayıran kapakçıktan geriye çıkar ve yemek borusu tahrişine ya da iltihabına neden olabilir (4).
  • Safra taşları: Safrayı depolayan safra kesesinde oluşan küçük taşlar olarak bilinir.
  • Çölyak: Çölyak hastalığı buğday proteini olan glutenin tüketilmesi ile vücudun bağırsak astarına saldırması durumudur.
  • Crohn: İnce bağırsakta inflamasyona sebep olan bir tür inflamatuar bağırsak hastalığıdır.
  • Ülseratif kolit: Bir diğer inflamatuar bağırsak hastalığı ise ülseratif kolittir. Rektum ve kalın bağırsakta iltihaplanma ile başlayarak bağırsağın devamına yayılabilir.
  • Diyare (ishal): Sindirim sisteminin daha hızlı çalışması ya da bağırsaklarda katılaşmanın engellenmesine neden olan sebeplerden kaynaklı meydana gelen yoğunluğu azalmış dışkılama durumudur.
  • Konstipasyon (kabızlık): Haftada 3 veya daha az dışkılama sıklığı kabızlık adını alır. 
  • Akalazya: Akalazya çok sık rastlanılmasa da yemek borusunun besinleri mideye iten peristaltik hareketinin bozulmasıdır.
  • Divertikülit: Divertiküller küçük keselerdir ve sindirim sistemi duvarının herhangi bir yerinde meydana gelebilir.
  • Anal fissür: Sindirim sistemi sonunda bulunan astarda oval yırtıklar olarak tanımlanır. Semptomları hemoroide benzemektedir.
  • Hemoroid: Dışkı bozukluklarında meydana gelen ve bağırsağın hareketiyle semptom gösteren bir hastalıktır. Sindirim sonundaki kan damarları zorlanarak şişmektedir (5).

Sindirim Sistemi Hastalıkları Belirtileri Nelerdir?

Sindirim sistemi hastalıklarında belirtiler de hastalıklar gibi değişebilmektedir. Hastalığın sebebi, oluştuğu organ gibi etkenler bu değişikliğin temel nedenleri arasındadır. Fakat genel olarak bakıldığında aşağıdaki belirtiler bağırsak hastalıkları belirtileri konusunda birtakım fikirler verebilir:

  • Şişkinlik.
  • Dışkıda beyaz mukus.
  • Bağırsak seslerinde azalma.
  • Sık dışkılama veya dışkılamanın nadirleşmesi.
  • Yutma sırasında ağrı.
  • Mide yanması.
  • Ağza ekşi sıvı gelmesi.
  • Mide bulantısı.
  • Yüksek ateş.
  • Terlemek.
  • Kötü kokulu dışkı.
  • Gaz.
  • Karın ağrısı.
  • Ani ya da açıklanamayan kilo kaybı.
  • Yorgunluk.
  • Midede şişlik.

Sindirim Sistemi Hastalıkları Belirtileri Nelerdir?

Sindirim Sistemi Sağlığını Korumak için Neler Yapmalıyız?

Sindirim sistemi hastalıklarında beslenme sistem boyu besinler kullandığı için sağlığını da önemli oranda etkileyebilir. Yüksek lifli gıdalar tüketilmesi sindirim sistemin daha rahat ve daha iyi çalışmasına yardımcı olabilir. Lifler çözünen ve çözünmeyenler olarak ikiye ayrılmaktadır. İki lif türü de insanda sindirim sistemi için farklı katkılar sağlayabilir. Yağ içeriği yüksek besin alımı sindirimi yavaşlatabilir, bu yüzden etler de olabildiğince yağsız seçilmeli ve tüketilen yağlar sağlıklı yağlar olmalıdır. Özellikle bağırsak sağlığını etkileyen probiyotikler ve prebiyotiklerin tüketimi doktor kontrolünde artırılabilir. Probiyotikler canlı mikroorganizmalardır; prebiyotikler de probiyotikleri besler. Yararlı bakteriler emilimin daha düzgün olmasını ve bağırsakların güçlenmesine katkıda bulunur. En önemli konulardan biri ise yeterli su tüketimidir. Su sayesinde emilim kolaylaşırken sindirim sistemi düzenleyici görev de yapabilir, besinlerin organlar arası hareketini de kolay hale getirebilir. Sigara, aşırı kafein alımı ve alkol gibi alışkanlıklar da mide ülseri gibi asitin yükseldiği rahatsızlıklara sebep olabilir. Su gibi önem taşıyan diğer konu ise strestir. Besinler dışında sindirimi büyük şekilde etkileyen stres özellikle IBS gibi hastalıkların oluşmasına yol açabilir. Mümkün olduğunca stressiz ve huzurlu bir yaşam sindirim sistemi sağlığı için önemlidir (2).

Tüketilen yiyecekler, yaşam tarzı, stres gibi pek çok faktörden etkilenebilen sindirim sistemi hayatın büyük çoğunluğunu etkileyen beslenme aktivitesinin işlevsel hale gelmesi için oldukça önemlidir. Alınan her besin sindirim sistemi sayesinde taşınır, parçalanır, emilir ve kullanılır. Kişi hayat tarzı ve beslenmesinde yapabileceği değişiklikler sayesinde sindirim sistemini koruyabilir ve gerekli kontroller ile sağlığını devam ettirebilir. Sindirim sistemi bozuklukları yaşandığında mutlaka bir sağlık kurumuna başvurulması ve uzman bir doktora danışılması gerekir. Tüm kontroller ve ilaç kullanımları da doktor kontrolünde ilerletilmelidir. 

Sindirim sistemine dair detayları öğrendikten sonra bebeklerde kabızlık nedenleri ve kolik bebek gibi farklı konularda da bilgi alabilirsiniz.

Not: Bu metin tüketicileri konu özelinde objektif bir şekilde bilgilendirme amaçlı yazılmıştır.

Kaynaklar:

1. funduszeue.info
2. funduszeue.info
3. funduszeue.info
4. funduszeue.info
5. funduszeue.info

  4 dakikalık Okuma

Sağlam bir vücut ve taze bir zihin için yeterli ve dengeli bir beslenme düzeni en önemli basamaktır. Vücuda alınan besinler, mükemmel bir organizasyonla çalışan sistemler tarafından işlenir ve kullanılır. Bu sistemler her birinin ayrı bir görevi olan pek çok organdan ve yardımcılardan oluşur.

Sindirim Nedir?

Gün içerisinde alınan besinler pek çok vitamin ve mineral ile enerji verici protein, yağ ve karbonhidrat ögelerini içerir. Yaşamın devam ettirebilmesi için bu ögelerin hücresel düzeyde kullanabilmesi gerekir. Ağız yoluyla alınan besin maddelerinin ilgili organlara taşınması, bu organlarda daha küçük yapı taşlarına parçalandıktan sonra dolaşıma karışması ve tüm bu olaylar sırasında meydana gelen atık maddelerin vücuttan uzaklaştırılması sürecinin tamamı sindirim olarak adlandırılır. Sindirimin gerçekleşmesi ile hücrelerin, organların ve sistemlerin devamlılığını sağlamak için gerekli olan enerji üretilmiş olur. Başka bir deyişle sindirim, gıdanın ağızdan alınmasıyla başlayan ve vücudun enerji üretimiyle oluşan atıklardan temizlenmesi ile tamamlanan bir süreçtir.

Sindirimin Basamakları Nelerdir?

Sindirim süreci, basit gibi görünse de aslında yüzlerce mekanik ve kimyasal tepkimeye ihtiyaç duyar. Bu tepkimeler her gün bir düzen içerisinde gerçekleşmeye devam eder. Sindirimin ilk basamağı, besinin ağza alınması yani yemedir. Besin maddesi ağza alındıktan sonra sindirim sistemini oluşturan organlara doğru sırayla hareket etmeye başlar.

Sindirimin ikinci basamağı, besin maddesinin ulaştığı organlarda çeşitli salgılar, enzimler ve mikroorganizmalar aracılığıyla parçalanarak ögelerine ayrıştırılmasıdır. Besin maddesi bu aşamada en küçük yapı taşlarına kadar çözünür ve bir sonraki basamakta kullanılmaya hazır hâle gelir.

Sindirimin üçüncü basamağı emilimdir. Bu basamağa kadar çeşitli işlemlerden geçen besin maddesi artık hücresel düzeyde kullanılmaya ve depolanmaya hazırdır. Sindirim sistemini oluşturan organlardan biri olan bağırsakların duvarındaki kan damarlarından ve lenf düğümlerinden emilerek dolaşıma katıldıktan sonra bütün vücuda ulaşır. Sindirim süreci son basamak olan dışkılama ile tamamlanır. Besin maddesinin işlenmesi sonucunda sindirilemeyen ve emilemeyen kısımlar dışkılama yoluyla vücuttan uzaklaştırılır.

Besinin alınması sindirimin başlangıç noktasıdır. Kişiyi beslenmeye iten ise beyinden gelen uyarılardır. Beyinde yer alan açlık ve tokluk merkezleri, sindirim sistemi ile koordineli çalışır. Vücudun besin ihtiyacı olduğunda beyinde yer alan açlıktan ve iştahtan sorumlu ilgili bölge kişiyi beslenmesi için uyarır. Böylece besinin ağız yoluyla alınmasıyla sindirim başlar. Ağız; önde dudaklar, yanda yanak kasları ve altta çene ile çevrelenmiş boşluklu bir yapıdır. Ağız boşluğunda dil, dişler ve damak yer alır. Besin ağza alındıktan sonra ağız boşluğundaki yapılar sayesinde yoluna devam eder ve önce mekanik sindirime uğrar.

Ağız yoluyla alınan besin, ilk olarak ağız boşluğundaki yapılarla karşılaşır. Ağza besin alınması tükürük salgılanmasını uyarır. Tükürük salgısı içerdiği su ile besini yumuşatır. Bol miktarda suyun yanında amilaz adı verilen enzim de tükürük salgısında fazla miktarda bulunur. Amilaz enzimi, karbonhidratları daha küçük bileşenlerine ayırma yeteneğine sahiptir. Böylece besinin dişler ile mekanik olarak parçalanması da kolaylaşır.

Parçalanma sırasında dişlere dil, yanak kasları ve çene kasları da yardım eder. Bu olay çiğneme olarak adlandırılır. Çiğneme bilinçli olarak başlar ve beyinde bulunan çiğneme merkezinin uyarısıyla kendiliğinden devam eder. Çiğneme sayesinde, alınan besin küçük parçalara bölünmüş olur ve sonraki aşama olan yutma için hazır hâle gelir. Yutma; çiğnenmiş besinin dil ve damaklar yardımı ile yemek borusuna itilmesi işlemidir. Yutma aynı zamanda bir reflekstir. Yutma esnasında çiğnenmiş besinin soluk borusuna kaçmaması için refleks olarak nefes tutulur ve soluk borusu yaprak şeklinde ince bir kas tarafından örtülür. Yumuşak damak yukarı doğru hareket eder. Besin yemek borusuna itilir.

Yemek borusu, içten dışa doğru mukoza, kas tabakası ve çevreleyici bir zar tabakasından oluşan lümenli yapıda bir organdır. Besin yemek borusuna ulaştığında, kas tabakası düşey yönde düzenli bir şekilde kasılıp gevşemeye başlar. Bu düzenli hareket gıdanın yemek borusunda ilerlemesini sağlar. Ayrıca yemek borusunun lümenindeki mukus salgısı, besine kayganlık vererek lümendeki hareketini kolaylaştırır. Besinin yemek borusundan sonraki durağı midedir. Midede ve mideden sonraki aşamalarda mekanik sindirim devam etmekle birlikte kimyasal sindirim daha ön plandadır.

Kimyasal Sindirim

Yemek borusundan mideye gelen besin, burada pek çok salgı ve sindirim enzimiyle karşılaşır. Midenin oluşturduğu günlük salgı miktarı yaklaşık litre civarındadır. Bu salgılar, özellikle karbonhidrat ve proteinlerin parçalanmasında yardımcı olan gastrin, hidroklorik asit ve pepsinojen gibi enzimleri içermekte olup, asit yapıdadırlar. Bunların yanında midenin kendisini bu parçalayıcı enzimlere karşı koruyan salgılar da üretilir. Midenin enzim salgılaması yenilecek gıdanın görülmesi veya koklanması ile başlar. Besin mideye geldiğinde ise salgı miktarı zirveye ulaşarak kimyasal sindirime yardımcı olur. Midenin duvar yapısında da tıpkı yemek borusu gibi kas tabakası mevcuttur. Mide duvarlarının kasılma ve gevşeme özelliği sayesinde enzimatik salgılarla parçalanmaya başlayan besinler karıştırılır. Protein, yağ ve karbonhidratların sindirimi ve karışımı ile oluşan bu yapı kimus olarak bilinir. Kimus midenin alt kısmındaki dar bölgeden ayrılarak ince bağırsaklara geçer.

İnce bağırsak lümeni sindirim enzimleri açısından zengindir. Pankreas tarafından üretilen sindirim enzimleri protein, yağ ve karbonhidratların kimyasal sindiriminde büyük bir görev üstlenir. Pankreas bu enzimleri, kanallı yapısı aracılığıyla ince bağırsağa boşaltır ve mideden ince bağırsağa gelen besinin en küçük yapı taşına kadar ayrışmasını sağlar.

Kimyasal sindirime katkıda bulunan bir diğer organ karaciğerdir. Karaciğer hücrelerinde günlük yaklaşık mL kadar safra üretilir. Üretilen safra, safra kesesinde depolanır. Bağırsaklara yağ içerikli besinler ulaştığında, safra kesesinin hormonal uyarımı gerçekleşir. Uyarılan safra kesesi kasılır ve depoladığı safra salgısını ince bağırsaklara açılan kanallı yapılar ile boşaltır. Yağlı besinlerin sindirimine yardımcı olan safra tuzları yönünden zengin olan safra, ince bağırsak lümenine ulaşan yağlı içeriklerin mekanik sindirimine yardımcı olur.

Sindirim sürecinin önemli bir diğer aşaması emilimdir. Emilim; sindirime uğramış besinlerin, depolanması ya da kullanılması amacıyla kan ve lenf damarları vasıtasıyla ihtiyaç olan dokulara taşınmasını ifade eder. Sindirilen besinlerin emilimi büyük oranda ince bağırsaklarda gerçekleşir. İnce bağırsakların lümenli yüzeyi fırçaya benzeyen tüysü çıkıntılarla döşelidir. Fırçamsı yapı, ince bağırsakların yüzey alanını genişleterek emilimin daha hızlı ve daha geniş bir alanda gerçekleşmesini sağlar. İnce bağırsakların özellikle ilk kısımları emilimde daha fazla görev alır.

Karbonhidrat içeriklerinin hemen hemen tamamı ince bağırsağın ilk kısmında emilir. Yağlı besinler, yağda çözünen vitaminler ve proteinler ise ağırlıklı olarak ince bağırsağın orta kısmından emilir. Su ve minerallerin emilimi de ince bağırsaklarda olur. Besinlerin ince bağırsaklarda emilemeyen ya da dolaşıma alınamayan kısımları kalın bağırsağa doğru yola çıkar. Burası sindirim sisteminin son durağıdır. İnce bağırsakta emilemeyen mineraller kalın bağırsakta emilir. Ancak kalın bağırsakta esas olarak su emilimi gerçekleşir.

Bağırsak lümenindeki içerik, emilim süresi boyunca ritmik kas hareketleriyle ilerlerken içeriğindeki suyun emilmesiyle kıvamlı bir hâl alır. Ağız yoluyla alınan besinlerin, sindirildikten ve emildikten sonra geriye kalan işlenmeyen miktarı, kalın bağırsağın son kısmında depolanarak dışkılama yolu ile vücuttan atılmayı bekler. İstemli gerçekleşen bir olay olan dışkılama ile sindirim süreci tamamlanmış olur.

İnsan vücudunda her gün meydana gelen sayısız biyolojik olay, organlardan oluşan sistemler sayesinde yönetilir. Sindirim sistemi de bu organize sistemlerden biridir. Sindirim sisteminin temel işlevi, alınan gıdaların çeşitli işlemlerden geçirilerek emilebilecek duruma getirilmesi ve emilimin sağlanmasıdır. Ancak sindirim sistemi tek başına çalışmaz. Görevini yerine getirebilmesi için, dolaşım sistemi başta olmak üzere sinir sistemi, boşaltım sistemi ve kas sistemi gibi diğer sistemlerle işbirliği yapmak zorundadır. Pek çok organın bir araya gelmesiyle oluşan sindirim sistemi vücuttaki en büyük sistemlerden biridir.

Sindirim Sistemi Organları Nelerdir?

Sindirim sistemi, birbiriyle bütünlük içinde çalışan pek çok organdan oluşur. Besinlerin vücuda giriş yolu olan ağız, bunlardan ilkidir. Dudaklar, çene, yanak kasları, dil, dişler ve tükürük bezleri ağzı oluşturur. Bu yapılar çiğnemeyi, tat almayı ve yutmayı sağlar. Yutak, ağız ile yemek borusu arasında kalan bölümdür. Ağızdan gelen besinlerin yemek borusuna iletilmesinde geçiş yoludur.

Yemek borusu, yutak ile mide arasında yer alan yaklaşık 25 cm uzunluğunda tüp şeklinde lümenli bir organdır. Lümendeki salgılarıyla ve düzenli kasılma hareketleriyle besinlerin mideye iletilmesini kolaylaştırır. Mide besinler için hem depolama hem de sindirim alanıdır. Yaklaşık 4 litreye kadar gıda içeriğini ince bağırsağa geçmek için hazırlanana kadar muhafaza edebilir. İçerdiği enzimatik salgılarla besinlerin kimyasal sindirimini gerçekleştirdikten sonra emilmek üzere ince bağırsağa yönlendirir.

İnce bağırsaklar üst, orta ve alt olmak üzere üç kısımdan oluşur. Lümenli yapısının yüzeylerindeki fırçamsı yapılar sayesinde emilimin büyük kısmı burada olur. Kalın bağırsaklar anatomik olarak çıkan, yatay, inen ve son bağırsak olarak bölümlere ayrılmış olsa da temel görevi su ve mineral emilimini sağlayarak oluşan dışkının atılmasına aracılık etmektir. Karaciğer ve pankreas, mide ile bağırsakların komşuluğunda yer alan ve salgıladıkları enzimlerle sindirime yardımcı olan organlardır.

Sindirim Sistemi Hastalıkları Nelerdir?

Sindirim sistemini meydana getiren organlar ve bağlantılı olduğu diğer sistemler düşünüldüğünde, sindirim sistemi hastalıklarının sebepleri ve mekanizmalarının son derece geniş bir yelpazede yer alması doğaldır. Ağız ve ağız içi yapılardaki her türlü problem sindirim sürecini aksatabilir. Diş çürükleri, diş eti problemleri, nörolojik sorunlara bağlı tat duyusunda kayıp bunlara örnek verilebilir.

Yemek borusunun kendi hareket kusurundan kaynaklanan sorunlar yutma güçlüğü ve ağrılı yutma gibi semptomlara yol açabileceği gibi, sistemik bazı romatolojik ve nörolojik hastalıklar da benzer semptomlara neden olabilir. Midedeki aşırı asit salgısı ile koruyucu faktörlerin azalmasına bağlı olarak reflü, gastrit ve ülser gibi hastalıklar görülebilir. Yanlış beslenme, kaygı, duygusal stres ve gereksiz ilaç kullanımı bağırsakların doğal mikrobiyotasını bozarak ishal, şişkinlik, hazımsızlık, gaz ve kabızlık gibi durumları tetikleyebilir.

Çeşitli bakteriyel ve viral enfeksiyonlar bulantı, kusma ve ishale sebep olabilir. Bağırsakların yapısındaki bazı kalıtımsal patolojiler ve gıda intoleransları ishal ile ortaya çıkan emilim bozukluklarının gelişmesinde rol oynar. Safra kesesinin ve pankreasın iltihabı da sindirim sürecini olumsuz etkiler.

Sindirim Sisteminin Düzenlenmesine Yardımcı Enterogermina

Sindirim sistemi hastalıkları yaşam kalitesini etkileyen pek çok belirti ile seyredebilir. Bu problemlerle baş edebilmek için, esas nedenin ortadan kaldırılmasının yanında yaşam tarzı değişikliği, dengeli beslenme ve sağlam bir bağırsak mikrobiyotası olmazsa olmazdır. Bağırsak florası da denilen bağırsak mikrobiyotası, bağırsaklarda yaşayan faydalı bakterilerdir. Sindirime ve emilime yardımcı olurlar. Salgıladıkları maddeler, zararlı bakterilerin çoğalmasını engelleyerek bağırsak mukozasında enfeksiyon gelişimini engeller.

Enterogermina sindirim sistemini düzenlemeye yardımcı etkisiyle öne çıkan bir probiyotiktir. İçerdiği Bacillus clausii bakterisi spor yapabilme özelliği sayesinde midenin asidik ortamından korunarak ince bağırsağa ulaşır ve buraya yerleşerek çoğalabilir. Antimikrobiyal etkili maddeler sentezleyerek hastalık yapabilen bakterilerin ve virüsların bağırsaklarda çoğalmasına engel olur. Sindirim sisteminin düzenlenmesini destekler. Enterogermina, hiçbir koruyucu ve katkı maddesi içermez. İhtiyacınız olan Enterogermina ürününü hekiminize veya diyetisyeninize danışarak seçebilirsiniz.

Ürünlerimize Göz Atın

Enterogermina'nın ürün yelpazesi sindirim sisteminin düzenlenmesine ve bağışıklık sisteminin desteklenmesine yardımcı olan milyarlarca iyi bakteri içerir

Enterogermina 2 Milyar

  • Yaş Arası Çocuklar

  • Flakon

Sindirim sistemini düzenlemeye ve bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı, 2 milyar kob Bacillus clausii sporu bulunan içime hazır flakonlar olarak sunulmaktadır.

*kob: koloni oluşturan birim

Enterogermina 4 Milyar

  • 11 yaş ve üzeri bireylerde

  • Flakon

Sindirim sistemini düzenlemeye ve bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı, 4 milyar kob Bacillus clausii sporu bulunan içime hazır flakonlar olarak sunulmaktadır.

*kob:koloni oluşturan birim

Enterogermina 6 Milyar

  • 11+ Yaş ve Üzeri Yetişkinler

  • Ağızda eriyen saşe form

Yetişkinlerde, sindirim sistemini düzenleme ve bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olmak için 6 milyar kob Bacillus clausii sporu içeren susuz, tek kullanımlık saşelerde sunulur.

*kob: koloni oluşturan birim

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası