cumhuriyet başsavcısı görevleri / Cumhuriyet Başsavcılığı | funduszeue.info

Cumhuriyet Başsavcısı Görevleri

cumhuriyet başsavcısı görevleri

Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

CMK Madde

(1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.

(2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.



CMK Madde Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

CMK Madde Gerekçesi

Madde, Cumhuriyet savcısının temel görevini belirtmektedir. Cumhuriyet savcısı bir suçun işlendiği görünümünü veren bir hâli öğrenir öğrenmez hemen gerçeği saptamak üzere harekete geçecektir; hedefi kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermektir. Demek oluyor ki, ilk iş şüphe karşısında gerçeği belirlemeye çalışmaktır. Bu aşamada kolluk Cumhuriyet savcısının temel yardımcısıdır. Batı hukukunda, kolluğun temelde işi yürüttüğü bu aşamaya araştırma (enquête) denilmektedir. Cumhuriyet savcısı, esaslı ihbar üzerine işin gerçeğini araştıracaktır ama, ihbarın, daha başlangıçtan esassız olduğu anlaşılıyorsa, araştırmaya yine de girişilmesi gerektiği söylenemez.

Esasta madde, soruşturma evresinin açılmasını belirtmektedir. Tasarı bazı Batı kanunlarından farklı olarak soruşturma evresini açmak görevini Cumhuriyet savcısına vermiştir. Özel kişiler ihbar yolu ile sadece soruşturma evresinin açılmasını tahrik edebileceklerdir. Kolluğun rolü Cumhuriyet savcısının yardımcısı olmaktan ibarettir. Bu bakımdan Tasarı Batı’daki bazı görüş ve uygulamalardan farklıdır.

Maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde, diğer bazı Batı kanunlarında da olduğu gibi, Cumhuriyet savcısının adlî kolluk ve amir ve memurlarının bütün yetkilerini kullanabileceği belirtilmiştir. Bu yetki, adlî işlemlerin gözetim ve denetimini elbette ki ifade etmektedir.

Cumhuriyet savcısının temel görevi, suç işlendiği izlenimini veren bir hâli görüp öğrendiğinde gerçeği araştırarak işe girişmek olduğundan ikinci fıkrada bir direktif yer almaktadır. Cumhuriyet savcısı, şüphelinin aleyhine ve lehine olan hususları eşit bir çaba göstererek araştıracaktır. Aynı zamanda suça ait delil, iz, eser ve emareler toplanacak ve muhafaza altına alınacaktır. Bilindiği üzere, soruşturma evresinde temel görevi yerine getiren organın faaliyetlerinde üç ilke egemen olmalıdır: Bunlar etkinlik, sür’at, dürüstlük ve hakkaniyettir. Maddenin ikinci fıkrasında yer alan hüküm dürüstlük ilkesinin gereğidir. Bu ilkeyi Alman Usul Kanununun ıncı maddesi de, bizde olduğu gibi ifade etmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesine göre her kişinin, davasının adil olarak görülmesini istemek hakkı vardır. Soruşturma organı delilleri ahlâkîliğe uygun olarak toplamakla yükümlüdür.


CMK (Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi) Emsal Yargıtay Kararları


Ceza Genel Kurulu / E. , / K.

  • CMK
  • Cumhuriyet savcısı başlangıç şüphesiyle soruşturma başlatır

Ceza muhakemesinin kurallarının uygulanmaya başlaması “başlangıç şüphesi” ile olmaktadır. Başlangıç şüphesinin, dayandığı deliller basit, diğer aşamalarda elde edilebilecek delillere göre yetersiz ve/veya sayıca az olmakla birlikte en azından belirti düzeyinde delillere dayanıyor olması ve bir suçun işlendiği yolunda akla ve mantığa uygun bir şüphe ortaya koyması gerekmektedir. Bu bakımdan somut olaylara dayanmayan, soyut iddia ve tahminler başlangıç şüphesi olarak kabul edilemeyecek, buna karşılık başlangıç şüphesinin belirli bir kişiye yönelmesi de gerekmeyecektedir. Ortada bu nitelikte bir şüphe yokken ceza muhakemesi soruşturmasının başlatılması ve koruma tedbirlerine müracaat edilmesi hâlinde, bu işlemin kaynağı hukuki olmayacağından keyfilik olarak değerlendirilmesi söz konusu olacaktır. (Bahri Öztürk, Ceza Hukukunda Koğuşturma Mecburiyeti, Ankara Üniversitesi Basımevi, , s, Feridun Yenisey, Hazırlık Soruşturması ve Polis, Beta, 1. Bası, Mayıs , s)

sayılı CMK’da ayrıntılı olarak açıklanmayan başlangıç şüphesine ilişkin olarak sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un 4. maddesinin 3 ve 4. fıkralarında; “Bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikâyetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması, ihbar veya şikâyetlerde kişi veya olay belirtilmesi, iddiaların ciddî bulgu ve belgelere dayanması, ihbar veya şikâyet dilekçesinde dilekçe sahibinin doğru ad, soyad ve imzası ile iş veya ikametgâh adresinin bulunması zorunludur. Bu şartları (üçüncü fıkradaki) taşımayan ihbar ve şikâyetler Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmaz ve durum, ihbar veya şikâyette bulunana bildirilir. Ancak iddiaların, sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş olması halinde ad, soyad ve imza ile iş veya ikametgâh adresinin doğruluğu şartı aranmaz” şeklinde ayrıntılı düzenlemeye yer verilmiştir. Soruşturma işlemlerine fiilen başlamak için gerekli şüphe bakımından getirilen bu kriterlerin sadece bu kanun kapsamındaki kamu görevlileri açısından değil tüm soruşturmalar için uygulanması soruşturmaların hukuka uygun olarak başlatılması ve yürütülmesi noktasında yararlı bir yaklaşım tarzı olacaktır. Suç işlendiği izlenimi yaratan bir durumun ihbar, şikâyet veya resen yetkili makamlar tarafından öğrenilmesi üzerine durum derhâl Cumhuriyet savcısına bildirilip, alınan talimatlar doğrultusunda konunun araştırılması gerekmektedir. Cumhuriyet savcısı soruşturma evresini başlatacak olan şüphenin somut olayda bulunup bulunmadığını takdir edecek, soruşturma başlatacak şüphe olduğunu değerlendirmesi durumunda maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için emrinde bulunan adli kolluk görevlileri aracılığı ile şüphelinin lehinde ve aleyhine olan bütün delilleri toplayıp, şüphelinin haklarını korumak için gerekli olan tedbirleri alacaktır. Adli kolluk görevlileri el koyduğu olayları, uyguladığı tedbirleri Cumhuriyet savcısına derhâl bildirmek ve aldığı emirleri yerine getirmek zorundadır. Ceza muhakemesinde yapılan işlemlerin tekrarlanma fırsatının olmaması, sürecin hızlı işlemesi nedeniyle adli kolluk görevlilerinin Cumhuriyet savcısından aldığı talimatlara uygun bir biçimde delil toplaması, toplanan delilleri muhafaza etmesi ve yetkililere teslim etmesi gerekmektedir.


Yargıtay 18CD - Esas : / Karar : /

  • CMK
  • Cumhuriyet savcısının yazılı veya sözlü bir görevlendirmesi olmadan kolluğun adli işlemler yaptıktan sonra Cumhuriyet Savcısına haber vermesi halinde toplanan deliller hukuka aykırı delil olarak kabul edilir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve CMK’daki düzenlemeler uyarınca, gizli soruşturma yapan adli kolluk görevlisinin elde ettiği delillerin hukuka uygun kabul edilebilmesi için aşağıda belirtilen koşulların varlığı aranmalıdır:

a- Gizli soruşturma yapan adli kolluk görevlisi hiç bir zaman kışkırtıcı ajan gibi hareket etmemeli, önceden failde bulunmayan suç işleme kastı oluşturularak, fail suç işlemeye azmettirilmemeli.

“…Her ne kadar organize suçlardaki artış uygun önlemler alınmasını gerektirse de adil yargılamadan vazgeçilmemelidir. Bu nedenle amaca ulaşmak uğruna adil yargılama hakkı feda edilerek polisin kışkırtması sonucu elde edilen delilin kullanılması meşru değildir…, …Somut olayda olacağına dair hiçbir bulgu öne sürülmediğinden polis memurlarının hareketlerinin onların gizli ajanlığının ötesine geçtiğinin ve adil yargılama hakkının ihlal edildiğinin kabulü gerekir… (Teixeria de Castro/Portekiz davası, Başvuru No/l //)”

‘’Mahkemelerce sadece gizli görevlinin tutanaklarına dayanarak değerlendirme yapılmamalıdır, tutanaklar başka sonuca götürecek unsurlarla teyit edilmelidir…, …Sanık suç işleme potansiyeline sahip bir kişi olsa bile somut olayda görevlinin müdahalesinden önce failin suç işleme hazırlığında olduğunun başka delillerle desteklenmesi gerekir. Yani failin müdahale olmadan suçun işleyeceğinin başka delillerle kanıtlanması gerekir. (Hun-Türkiye davası. Başvuru no: /04)”

b- CMK’nın ve devamı maddeleri uyarınca Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan bir görevlendirmenin bulunması gerekir.

CMK’nın ve maddeleri uyarınca Cumhuriyet Savcısının gizli soruşturma yapan adli kolluk görevlisine bu emri yazılı veya acele hallerde sözlü olarak vermesi gerekir. Cumhuriyet Savcısının yazılı veya sözlü emri olmadan yine CMK’nın /2. maddesi uyarınca adli kolluk görevlisinin Cumhuriyet Savcısına bilgi vermeden kimliğini gizleyerek adli işlem yapması hukuka aykırı olup elde ettiği delil de hukuka aykırı olduğundan. CMK’nın /3. maddesi hükme esas alınamaz. Kimliğin gizlenerek adli işlem ifası olağan bir işlem olmayıp ikincil bir tedbirdir. Bu tedbirin gerekliliği ve orantılılığının mutlaka Cumhuriyet Savcısı tarafından denetlenmesi gerekir.

AİHM Hun-Türkiye davasında bu konuya şöyle temas etmiştir. “AİHS sınırları belirlendiğinde ve güvence altına alındığında gizli ajanla müdahaleye tolerans gösterebilir.

AİHM İsviçre-Lüdi kararında. İsviçre makamlarının Alman polisi tarafından haberdar edilmesi ve olayın soruşturma hakiminin bilgisi dahilinde yürütülmesi nedeniyle 6. maddenin ihlal edilmediğine karar vermiştir. (Lüdi-İsviçre kararı başvuru No: /86)

c- Kolluk görevlisinin tutanağı delil olarak kabul edildiğinde, diğer delillerle birlikte tutanağa da dayanılıyorsa mutlaka tutanak düzenleyiciler dinlenilmeli, sanığa, tutanak ve düzenleyicilerin anlatımlarına karşı savunma yapma imkanı verilmelidir.

AİHM Calabro-İtalya kararında ‘’Gizli ajanın ifadeleri başvuranın mahkumiyetinde belirleyici faktör olmamıştır. Buna ek olarak başvurana yargılama aşamasında, soruşturmada görev alan polis memurlarını sorgulama, polis operasyonunun niteliği ve kullanılan usulleri netleştirme fırsatı vermiştir. Bu nedenle adil yargılama hakkı ihlal edilmemiştir sonucuna ulaşmıştır. (Başvuru No/ Mart )”

Tüm bu ilkeler ışığında ayrıca; bir suç işlendiğini öğrenen kolluk görevlilerinin, gecikmeksizin durumu Cumhuriyet Savcısına bildirerek, ihtiyaç duyulması halinde, şüphelilerin yakalanması ve suç delillerinin elde edilmesini temin amacıyla CMK’nın ve devamı maddeleri uyarınca usulüne uygun arama kararı alarak işlem yapması gerekmektedir. CMK’nın maddesi uyarınca konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda yapılacak aramanın ancak hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının yazılı emri ile yapılabileceği, CMK’nın maddesi uyarınca, ispat aracı olarak yararlı görülen ya da eşya veya kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan malvarlığı değerlerinin, muhafaza altına alınabileceği, yanında bulunduran kişinin rızasıyla teslim etmediği bu tür eşyaya ise elkonulabileceği, CMK’nın maddesi uyarınca da hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının. Cumhuriyet Savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlilerinin, elkoyma işlemini gerçekleştirebileceği, hakim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işleminin, yirmidört saat içinde görevli hakimin onayına sunulması gerektiği, hakimin, kararını elkoymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklaması; aksi halde elkoymanın kendiliğinden kalkacağı, hususlarına riayet edilmelidir.

Somut olayda yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere aykırı şekilde kolluk görevlilerinin bir ihbar üzerine Cumhuriyet Savcısının CMK’nın vd. maddelerine göre yaptığı yazılı veya sözlü bir görevlendirme bulunmaksızın, açık kimliği tespit edilemeyen Lia isimli şahsın telefonunu arayarak suça konu edilen müşteri olarak fuhuş için anlaştıkları, sanığın mağdur bayanları kolluk görevlilerinin bulunduğu yere getirdiği, fuhuş için yapılan pazarlık neticesinde daha önceden seri numarası alınmış paraların sanığa teslim edildiği anda kolluk görevlilerin kimliklerini açıkladıkları, ardından sanık ve mağdurların kimlik tespitleri yapıldıktan sonra konu ile ilgili Cumhuriyet Savcısına bilgi verilerek, mağdurların ifadelerinin alınması, şüphelinin gözaltına alınması, tahkikat evrakının mevcutlu olarak gönderilmesi talimatı alındığı, dosya kapsamında herhangi bir arama ve el koyma kararı bulunmadığı anlaşılmıştır.

Olay kapsamında mağdurların ve sanığın kolluk ifadelerine de yukarıda sözü edilen açıklamalar nazara alındığında, Cumhuriyet Savcısının CMK’nın vd. maddelerine göre yaptığı yazılı veya sözlü bir görevlendirme bulunmaksızın yapılan işlemler sonucu ulaşıldığından, bu ifadelere itibar edilemeyeceği, dolayısıyla sanığın üzerine atılı fuhuş suçunu işlediğine ilişkin, hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş delil bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir.


YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçundan meçhul şüpheli hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/01/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine dair mercii Bakırköy 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 20/02/ tarihli ve / değişik işsayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 02/05/ gün ve sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/05/ gün ve / sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.

Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;

sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’un maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un /2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un /3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,

Somut olayda, müştekinin cep telefon markasını ve IMEI numarasını da içeren dilekçesiyle cep telefonunun çalındığı iddiasıyla şikayetçi olduğu, anılan olaya ilişkin olarak hiçbir araştırma yapılmadığı, telefonla ilgili HTS dökümleri temin edilerek, olay tarihinden sonra telefonu kullanan kişilerin tespitinin gerektiği, olayın gerçekleşmiş olduğu yere ilişkin olarak müştekinin ayrıntılı beyanının alınmasını müteakip, olayın gerçekleştiği yerde bulunan işyerlerinin kamera kayıtlarının olup olmadığı araştırılarak, bulunması halinde görüntü dökümlerinin yapılması gerektiği anlaşılmakla, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi, sonucuna göre kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın esası hakkında bir değerlendirme yapılması gerekirken, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesindeisabet görülmediğinden sayılı CMK’nın maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

sayılı Kanun’un maddesi uyarınca, bir suçun işlendiği ihbarını alan Cumhuriyet savcısı, delil toplayıp maddi gerçeği araştırmaya başlayarak, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması halinde, aynı Kanun’un /2. maddesi uyarınca iddianame düzenleyip kamu davasını açmakla, yeterli şüphe bulunmaması halinde ise Kanun’un maddesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına karar vermekle görevli bulunmaktadır. Buna karşın Cumhuriyet savcısının kararına itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliğince Cumhuriyet savcısı tarafından gerekli delillerin toplanmadığı veya araştırmanın olayın özelliğine göre yetersiz ve yüzeysel kaldığının açıkça anlaşıldığı durumlarda, soruşturmanın eksik yapıldığından bahisle, genişletilmesine gerek görürse bu hususu açıkça belirtmek suretiyle CMK’nın /3. maddesi uyarınca soruşturmanın genişletilmesi kararı vererek, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir, Cumhuriyet başsavcılığı belirtilen eksikleri tamamlayıp delilleri topladıktan sonra itirazı incelemek üzere dosyayı yeniden Sulh Ceza Hakimliğine gönderecektir. Sulh Ceza Hakimi bu kez dosyayı inceleyip itirazı kabul veya reddedecektir.

Sulh Ceza Hakimliğince kesin olarak verilen gün ve / D. İş sayılı kararın, sayılı CMK’nın maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Karşılıksız yararlanma suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 16/11/ tarihli ve / soruşturma, / esas, / sayılı iddianamenin iadesine dair Manavgat 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/ tarihli ve / iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/01/ tarihli ve / değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen gün ve sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının gün ve / sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.

Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;

Benzer bir olayla ilgili olarak Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 28/02/ tarihli ve / esas, / karar sayılı ilâmında yer alan, “Karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan TCK’nın /5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda şikâyetçi kurumun uğradığı zararın, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarın ödenmesi halinde şüpheli hakkında kamu davası açılamaz. Maddede bahsedilen zarar, vergisiz ve cezasız miktardır, uğranılan vergisiz ve cezasız zarar miktarının tespiti amacıyla keşif yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığınca CMK’nın 83 ve maddelerine istinaden Sulh Ceza Hâkimliğinden talepte bulunulması, dosya içeriğindeki delillere göre karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğu kanaatine varıldığı takdirde şüphelinin TCK’nın /5. fıkrasında düzenlenen yasal imkândan faydalanabilmesi, bu hususun bir dava şartı olduğu ve CMK’nın ve /8. maddeleri gereğince işlem yapılmasına da yol açabileceği değerlendirilerek şüpheliye belirlenen vergisiz ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirilip, makul bir süre tanınması, soruşturma aşamasında zararın tamamen tazmini halinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, tamamen tazmin edilmemesi halinde dava açılması gerektiği gözetilmelidir. İnceleme konusu somut olayda; şikâyetçi kurumun şüpheliden

talep ettiği kaçak su bedelleri üç ayrı tutanak için olmak üzere … Türk Lirasıdır. TCK’nın /5. maddesine göre, ödenmesi halinde şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına kararı verilmesi sonucunu doğuracak olan, normal tarifeye göre vergisiz ve cezasız gerçek zarar miktarı tespit edilip, şüphelinin bu miktarı şikâyetçi kuruma ödemesi halinde hakkında dava açılmayacağına dair bir bildirimde bulunulmamıştır. Bu sebeple iddianamenin iadesi ve itiraz merciince farklı gerekçe ile itirazın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden… “ şeklindeki açıklamalara nazaran, Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığınca anılan Yargıtay ilâmında belirtilen şekilde normal tarifeye göre vergisiz ve cezasız gerçek zarar miktarı tespit edilip, şüphelinin bu miktarı şikâyetçi kuruma ödemesi halinde hakkında dava açılmayacağına dair bir bildirimde bulunulmadan iddianame tanzim edildiği gözetilmeden, iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden sayılı CMK’nın maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

sayılı CMK’nın /2. maddesi hükmü ile; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcılarına şüphelinin lehine olan delilleri (de) toplama ve şüphelinin haklarını koruma yükümlülüğü getirilmiş, ayrıca aynı Kanun’un ve madde hükümleri ile iddianamenin iadesi kurumuna yer verilmiştir. CMK’nın maddesinin 1. fıkrasının b) bendi hükmüne göre de “Suçun sübutuna etki edeceği muhakkak olan bir delil toplanmadan” hazırlanan iddianamenin iade edilmesi gerekir.

Karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan TCK’nın /5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda şikâyetçi kurumun uğradığı zararın, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarın ödenmesi halinde şüpheli hakkında kamu davası açılamaz. Maddede bahsedilen zarar, vergisiz ve cezasız miktardır, uğranılan vergisiz ve cezasız zarar miktarının tespiti amacıyla keşif yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığınca CMK’nın 83 ve maddelerine istinaden Sulh Ceza Hakimliğinden talepte bulunulması, dosya içeriğindeki delillere göre karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğu kanaatine varıldığı takdirde şüphelinin TCK’nın /5. fıkrasında düzenlenen yasal imkândan faydalanabilmesi, bu hususun bir dava şartı olduğu ve CMK’nın ve /8. maddeleri gereğince işlem yapılmasına da yol açabileceği değerlendirilerek şüpheliye belirlenen vergisiz ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirilip, makul bir süre tanınması,

soruşturma aşamasında zararın tamamen tazmini halinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, tamamen tazmin edilmemesi halinde dava açılması gerektiği gözetilmelidir.

İnceleme konusu somut olayda; şikâyetçi kurumun şüpheliden talep ettiği kaçak su bedeli ,83 Türk Lirasıdır. TCK’nın /5. maddesine göre, ödenmesi halinde şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına kararı verilmesi sonucunu doğuracak olan, normal tarifeye göre vergisiz ve cezasız gerçek zarar miktarı tespit edilip, şüphelinin bu miktarı şikâyetçi kuruma ödemesi halinde hakkında dava açılmayacağına dair bir bildirimde bulunulmamıştır. Bu sebeple mahkemesince verilen iddianamenin iadesine ilişkin kararın yerinde olduğu gözetilmeden, verilen iade kararına yönelik itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden (MANAVGAT) 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen gün ve / sayılı değişik iş sayılı kararın sayılı CMK’nın maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca BOZULMASINA, sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Tehdit suçundan şüpheli M… hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 23/03/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 09/09/ tarihli ve / Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü`nün 02/01/ gün ve KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/01/ gün ve / sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:

Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;

sayılı Kanun’un maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un /2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un /3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda müşteki vekilinin şikayet dilekçesi üzerine herhangi bir soruşturma yapılmadan, facebook, twitter, ınstagram isimli sosyal paylaşım siteleri ile ilgili olarak yapılan istinabe taleplerini ABD adIî makamlarının cevaplamadığı, bu nedenle şüphelinin fiziki kimliğine ulaşılamadığı gerekçesiyle iddiaların soyut nitelikte kaldığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, şüphelinin facebook adlı sosyal paylaşım sitesindeki profil bilgilerinin ve diğer hususların araştırılarak şüphelinin kimlik bilgilerinin tespit edilmeye çalışılması, ABD adlî makamlarıyla istinabe yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

I-Olay:

Tehdit suçundan şüpheli M… hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 23/03/ tarihli ve / soruşturma / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 09/09/ tarihli ve / Değişik İş sayılı kararının, sayılı Kanun’un maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un /2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un /3.

II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 23/03/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın yasaya uygun olup olmadığının ve buna bağlı olarak itirazın reddine ilişkin mercii kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.

III-Hukuksal Değerlendirme:

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. “2. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.” maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.

CMK`nın maddesi “(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.

(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.

(3) (Değişik fıkra: 18/06/ S.K./ md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.

(4) (Değişik fıkra: 25/05/ S.K./mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.

(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu Madde hükmü uygulanmaz. (6) (Değişik fıkra: 2/1/ - S.K.H.K./ md) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır.” biçimindedir.

Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet Savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.

Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.

CMK’nın /2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın /2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.

İncelenen dosyada;

Şikayetçi vekili tarafından sunulan 14/03/ havale tarihli şikayet dilekçesinde, M…`nun facebookta yer alan M… isimli hesabından paylaştığı canlı yayın videosunun altına, 12/03/ tarihinde M… kullanıcı ismiyle “M…, seni öyle bir döverim ki vücudunda kırılmadık kemik bırakmam. Adam ol aklını başına al” şeklinde tehditte bulunulduğunun belirtildiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 23/03/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği ve şikayetçi vekiline 05/04/ tarihinde tebliğ edildiği, anılan karara şikayetçi vekili tarafından eksik incelemeyle karar verildiği gerekçesiyle 20/04/ tarihinde itiraz edildiği, itirazın, mercii Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 09/09/ tarihli ve / Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla reddedildiği anlaşılmıştır.

Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;

Sulh Ceza Hakimliğinin 09/09/ tarihli ve / Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmadığı anlaşılmıştır.

IV-Sonuç ve Karar:

Yukarıda açıklanan nedenlerle,

Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, mercii Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 09/09/ tarihli ve / Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK`nın /4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 01/03/ tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tarih ve / sayılı tebliğnamesinde ve ekindeki Adalet Bakanlığının tarih ve Kyb sayılı “Kanun yararına bozma yoluna gidildiği” konulu yazısında;

“Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olmak suçlarından şüpheliler …, … ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/03/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı müşteki vekili tarafından yapılan itirazın kabulüne ilişkin Kocaeli 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 24/04/ tarihli ve / değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

Dosya kapsamına göre, şüphelilerden …‘un … İlaç A.Ş.Sulh Ceza Hakimliğince, müsnet suç yönünden yeterli şüphe oluşturduğundan bahisle itirazın kabulüne ve anılan kararının kamu davası açılması yönünde kaldırılmasına karar verilmiş ise de, sadece şirket personellerinin dahil olduğu ve şirketi ve şirket çalışanlarını ilgilendiren duyuru ve ilanların paylaşıldığı mail grubuna insan kaynakları müdürü olan … tarafından atılan suça konu mesajın, şirket çalışanlarının iç işleyiş ve güvenliğine yönelik olduğu, yukarıda izah edildiği üzere şüphelilerin darbe girişimini desteklediklerine dair delil bulunamadığı, şüpheliler … ile …’un bulunduğu aile içi whatsapp grubunda 16/07/ günü saat ’de ‘‘Bence darbe başarısız oldu, demokrasi galip durumda’’ şeklinde darbenin başarısız olmasına sevinme mahiyetinde mesajlar bulunduğunun anlaşılması karşısında, şüpheliler hakkında kamu davasının açılmasını gerektirir müştekinin soyut ve her

hangi maddi bir delil ile desteklenmeyen iddiasından başka delil elde edilemediği gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”

Denilmek suretiyle sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun maddesi gereğince anılan kararın bozulması talep olunmuştur.

I-Olay:

Dosya kapsamına göre, şüphelilerden …‘un … İlaç A.Ş.Sulh Ceza Hakimliğince, müsnet suç yönünden yeterli şüphe oluşturduğundan bahisle itirazın kabulüne karar verildiği bunun üzerine Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca tarih ve / sayılı dilekçeleriyle suçun soyut iddia dışında oluştuğuna dair herhangi bir delil elde edilmediği ve … adlı kişiyi takipsizlik kararıyla müşteki olarak gösterilip kendisinin CMK /1 maddesi gereğince kovuşturmaya yer olmadığına dair karara “suçtan zarar gören” tarafın itiraz edebileceği …‘ın atılı suçlar nedeniyle suçtan zarar gören sıfatına haiz olmadığı bu mimbalde Kocaeli Sulh Ceza hakimliği tarafından taraf sıfatı yokluğu nedeniyle itirazın reddine karar vermesi gerekirken kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına karar verilmesini usul ve yasaya aykırı olduğu düşüncesiyle Adalet Bakanlığına Kanun Yararına Bozma isteminde bulunduğu bu istemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla Dairemize ulaştırıldığı anlaşılmıştır.

II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:

Cumhuriyet savcısının, CMK’nın maddesi gereğince soruşturma yaptıktan sonra kamu davasını açmaya yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle, CMK’nın maddesi gereğince kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın, itiraz üzerine Sulh Ceza Mahkemesince Cumhuriyet savcılığının kararının kaldırılarak sanık hakkında kamu davasına açılmasına ilişkin kararda usul ve kanuna aykırılık olup olmadığına ilişkindir.

III-Hukuksal Değerlendirme:

sayılı CMK’nın 2/e maddesinde “kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evre” olarak tanımlanan soruşturma safhasında asıl görevli ve yetkili makam Cumhuriyet savcısıdır.

CMK’nın “Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi” başlıklı maddesine göre;

“(1)Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.

(2)Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” denildikten sonra maddesinde “Cumhuriyet savcısının görev yetkileri” ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.

CMK’nın /1 maddesinde yer alan “bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâl” ifadesinden de anlaşılacağı üzere belli bir suç şüphesine karşı soruşturmaya başlanılabilmesinin maddi koşulu, o suça ilişkin başlangıç şüphesinin var olmasıdır. Başlangıç şüphesi, soyut bir izlenimle değil; suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıalar ile oluşur. Cumhuriyet savcısı, başlangıç şüphesinin olup olmadığını yani, suçun işlendiği izlenimini uyandıran somut vakıaların bulunup bulunmadığını değerlendirerek soruşturmaya başlayacaktır. Kısaca, başlangıç şüphesinin bulunup bulunmadığını değerlendirme yetkisi, Cumhuriyet savcısına aittir (Veli Özbek, Nihat M. Kanbur, Koray …, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınlar, Ankara, , sayfa ve devamı).

Ceza muhakemesinin amacı maddi gerçeğin araştırılıp bulunmasıdır. Ancak bu yapılırken insan onuru, lekelenmeme hakkı gibi hukukun ve ceza muhakemesi hukukunun temel ilkeleri daima göz önünde bulundurulacaktır. Maddi gerçek, her ne pahasına olursa olsun araştırılıp bulunmalıdır diye bir ilke hiçbir hukuk Devletinde yoktur. Bu nedenle, ceza muhakemesinin amacı insan hakları ihlallerine yol açmadan maddi gerçeğin araştırılıp bulunması, adaletin gerçekleştirilmesi ve hukuki barışın sağlanmasıdır.

CMK’nın /1 maddesine göre; “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.”

Kamu davasını açmaya yeterli delil yok ise ya da dava açmak için gerekli diğer şartlar bulunmuyor ise kamu davasının açılması mümkün değildir. Bu durumda Cumhuriyet savcısının deliller değerlendirme takdir yetkisi vardır.

Cumhuriyet savcısı topladığı delillerle ilgili olarak, bu delillerin iddianame düzenlemek için yeterli olup olmadığını takdir edecektir. Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı topladığı tüm delilleri olaylarla ilişkilendirerek, delillerle yeterli şüpheyi ortaya koyacaktır. Kamu davasının açılmasında yeterli şüpheden bahsedebilmede önemli olan, suçun işlendiğine yönelik tartışılabilirlik ve mahkûmiyetin ne derecede mümkün olabilirliğidir. Cumhuriyet savcısının kamu davasını açarken bu değerlendirmesinde delilleri takdir edecek olması sebebiyle, Cumhuriyet savcısının şüphelinin suçu işlediği yönünde yeterli şüphenin oluşup oluşmadığına dair takdir hakkını gerekli araştırma ve soruşturma işlemleri yaptıktan sonra kullanacaktır. Cumhuriyet savcısı gerekli araştırma ve soruşturma işlemleri yaptıktan sonra şüphelinin suçu işlemediği düşüncesinde ise şüphelinin lekelenmeme hakkını da göz önüne alarak kamu davası açma yoluna gidemez. Bu durumda

şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi gerekir.

Bu bağlamda şüphelilere isnat edilen suçlar nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan etkin ve ayrıntılı soruşturma kapsamında;

1-Şüphelilerin ikametinde ve iş yerlerinde yapılan arama neticesinde, FETÖ/PDY ile irtibatlarını gösterir herhangi bir suç deliline rastlanılmadığı,

2-Şüphelilerin ikametlerinde ve iş yerlerinde yapılan arama neticesinde ele geçirilen bilgisayar, tablet, cep telefonu, flash bellek, usb, cd gibi dijital materyaller üzerinde, Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan inceleme neticesinde, FETÖ/PDY ile irtibatlarını gösterir herhangi bir suç deliline rastlanılmadığı,

3-Şüphelilerin kullandıkları cep telefonlarının çıkartılan HTS kayıtlarında, 15 Temmuz darbe gecesinde, öncesinde ve sonrasında herhangi bir şüpheli görüşmenin bulunmadığının tespit edildiği,

4-Şüpheli …‘un, …, … ve …‘un da bulunduğu aile içi whatsapp grubunda 16/07/ günü saat ’de ‘’ Bence darbe başarısız oldu, demokrasi galip durumda ‘’ şeklinde yazı yazdığının tespit edildiği,

5- Şüphelilerin çıkartılan mail yazışmalarında, 15 Temmuz darbe gecesinde, öncesinde ve sonrasında FETÖ/PDY irtibatını gösterir herhangi bir şüpheli yazışmanın bulunmadığının tespit edildiği,

Şüpheli … ve …‘un, şüpheli …‘a suçlama konusu olan mail metnini gönderdiklerine ve bu metni yazması yönünde talimat verdiklerine dair herhangi bir yazışmanın bulunmadığı,

6-Şüphelilerin yöneticisi olduğu … İlaç A.Ş.’nin Bank Asya’da numaralı hesabının bulunduğunun ancak Aralık ile soruşturmanın başlatıldığı tarih olan tarihler arasında gerçekleşen herhangi bir bankacılık işleminin bulunmadığının tespit edildiği,

7- Şüphelilerin twitter, facebook gibi sosyal medya paylaşımlarına ilişkin açık kaynak araştırması sonucunda, FETÖ/PDY amaç ve faaliyetleri doğrultusunda herhangi bir paylaşımın bulunmadığının tespit edildiği,

8- Şüphelilerin ByLock kayıtlarının bulunmadığının tespit edildiği,

9- Şüphelilerin FETÖ/PDY’ye mensup kurum ve kişilere himmet, bağış ve yardım yaptıklarına, burs verdiklerine ilişkin herhangi bir iddia, ihbar, şikayet bulunmadığı ve bu yönde de herhangi bir delil elde edilemediği,

Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından şüphelilerin üzerine atılı suçu işlediklerine dair yeterli delil mevcut olmadığı gerekçesi ile şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği tespit edilmiştir.

Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı Ağır Ceza Mahkemesinin bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliğine itiraz edebilir.

İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirecek olaylar ve deliller belirtilir.

Sulh Ceza Hakimliği soruşturmanın genişletilmesine gerek görmeyip, istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.

Görüldüğü üzere Sulh Ceza Hakimi öncelikle kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı yapılan itirazın, süresine, itiraz edenin suçtan zarar görme sıfatının bulunup bulunmadığına, Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususundaki takdir yetkisini kullanıp kullanmadığına dair objektif koşulları inceleyecektir. Bu koşullar gerçekleşmiş ise toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğunu,

yapılan yargılama sonucunda şüphelinin atılı eylemden mahkum edilebileceği kanaatini taşıyorsa, kararında, hangi delillerle bu sonuca vardığını göstermelidir. Soyut gerekçelerle dava açılmasına ilişkin karar vermek kişilerin lekelenmeme hakkını da zedeleyecektir.

Somut olayda dosya kapsamındaki deliller ve Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına dair kararındaki hukuki tespitler ve dosyadaki mevcut deliller sonucu ulaşılan hukuki sonucun yasal ve hukuk mevzuatımıza uygun olduğu anlaşılmaktadır.

Kamu davasının açılmasına ilişkin kararlara karşı olağanüstü kanun yoluna başvurulup başvurulmayacağı konusuna gelince;

Olağanüstü kanun yolu son çare olması nedeniyle aykırılığı çözmek için başka çare olmamalıdır. Bir başka ifadeyle yargılama makamlarının asıl ceza davasını çözmeye devam etmesi imkansız olmalıdır. (Kunter, Yenisey, Nuhoğlu CMK. Basım syf. ). Aynı doğrultuda Yargıtay Ceza Dairelerinin uygulamaları mevcuttur. Son soruşturma açılması kararına karşı kanun yoluna başvurulamayacağına dair (8. Ceza Dairesi tarih, 84/, 6. Ceza Dairesinin tarih, 66/, 5. Ceza Dairesinin tarihli kararları) yine öğretide “itiraz merciinin kamu davası açması kararı” (… Adalet Dergisi yılı sayı) kanun yararına başvurulmayacak kararlardan sayılmıştır.

Öğretideki görüşler ve yüksek Yargıtay’ın geçmişteki uygulamalarına göre gereksiz şekilde kamu davası açılması masumiyet karinesi ihlaline ve kişilerin mağduriyetine yol açmakta ise de, dava açılmakla yargılama süreci devam edeceğinden son çare olarak başvurulabilecek yöntem koşulunu taşımadığından kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacaktır.

Ancak, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlara karşı yasal süresi içinde suçtan zarar görenin itiraz etme hakkı bulunmaktadır.

Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek veya silahlı terör örgütü üyeliği suçlarından soruşturma başlatılmıştır. Bu suçla korunan hukuki değer millet iradesine dayanan demokratik rejimdir. Suçun dolaylı mağduru, demokratik toplumu oluşturan bütün bireylerin olduğu kabul edilebilir. Anayasal düzeni korumak meşru siyasal iktidarın görevlerinden olup, suçtan doğrudan doğruya zarar gören de Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Siyasi Partiler gibi kurumlardır. Dolaylı mağdur olarak kabul edilebilecek vatandaşların, CMK’nın /1 maddesi kapsamında suçtan doğrudan doğruya zarar görenler olarak kabulüne yasal imkan bulunmamaktadır. Bu nedenle itiraz etme hakları yoktur.

Olağanüstü kanun yollarından olan “Kanun Yararına Bozma” talebinde bulunulması halinde, Yargıtay talep ve sebebe bağlı olarak karar verebilmektedir. Yerleşik uygulamalara göre, kanun yararına bozmaya ilişkin taleplerde tüm kanuna aykırılıkların bir seferde giderilmesi gerekmektedir.

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının tarih, / soruşturma ve / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı, suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen müşteki sıfatını taşımayıp ihbarcı konumunda olan … vekilinin itiraz etme hakkı bulunmadığından, Kocaeli Sulh Ceza Hakimliğinin 24/04/ tarihli / D.İş sayılı kararına karşı itiraz edenin sıfatı bakımından gerçekleşen kanuna aykırılık nedeniyle Kanun Yararına Bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağı hususunda, gereğinin takdir ve ifası için dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiştir.

IV-Sonuç ve Karar:

Şüpheliler hakkında verilen Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının tarih, / soruşturma ve / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı,

suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen müşteki sıfatını taşımayıp ihbarcı konumunda olan … vekilinin itiraz etme hakkı bulunmadığından bu kanuna aykırılık nedeniyle olağanüstü yasa yoluna başvurulup başvurulmayacağı hususunda, gereğinin takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Görevi kötüye kullanma suçundan şüpheliler … ve dava arkadaşları haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda … Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 29/03/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine dair mercii … 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/05/ tarihli ve / değişik iş sayılı kararının;

sayılı Kanun’un maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un /2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un maddesi gereği, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği,

buna karşın Cumhuriyet savcısının sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un /3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında;

… Cumhuriyet Başsavcılığınca, müştekinin, … Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin Gaziemir Optimum taksi durağına kaydedilen taksi sahiplerinden `er Türk Lirası para alıp mal edindiklerini ve 26/05/ tarihinde almış oldukları 14 nolu karar ile mülkiyeti odaya ait Urla İlçesi Güvendik Köyü … ve… nolu parseller hakkında … isimli şahıs marifetiyle piyasadan alınan teklifler değerlendirilerek en uygun teklifi verdiği kabul edilen bir şirket ile %39 arsa payına tekabül etmek üzere süit daire ve sosyal alan işletmesi yapılmasına ve turistik tesis isletmesi için de şirket kurulmasına karar verildiğini,

bu kararın sayılı Kamu İhale Kanunu`na uygun olmadığını iddia ederek görevi kötüye kullanma suçu yönünden başlatılan soruşturma sonucunda şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de,

Soruşturma kapsamında Gaziemir Optimum taksi durağına kaydı bulunan taksi sahiplerinden bir kısmının `er Türk Lirası para verdiklerini ancak makbuz almadıklarını beyan etmeleri karşısında,

müştekinin iddiaları kapsamında ilgili kooperatifin defter, belge, tapu ve muhasebe kayıtları celp edilip denetime olanak verecek şekilde konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak kooperatif yetkililerinin görevlerinin icrasında ihmallerinin yahut kötüye kullanma niteliğinde eylem ve işlemlerinin bulunup bulunmadığı hususları açıklığa kavuşturulduktan sonra şüphelilerin hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken,

eksik inceleme neticesinde kovuşturmaya yer olmadığna karar verildiği gözetilmeden,

itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 17/10/ gün ve Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı`ndan tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:

Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile … 2. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 22/05/ tarihli ve / değişik iş sayılı kararın CMK`nın maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 29/01/ tarihinde oybirliğiyle karar verildi. Görevi kötüye kullanma suçundan şüpheliler … ve dava arkadaşları haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda … Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 29/03/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine dair mercii … 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/05/ tarihli ve / değişik iş sayılı kararının;

sayılı Kanun’un maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un /2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un maddesi gereği, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği,

buna karşın Cumhuriyet savcısının sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un /3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında;

… Cumhuriyet Başsavcılığınca, müştekinin, … Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin Gaziemir Optimum taksi durağına kaydedilen taksi sahiplerinden `er Türk Lirası para alıp mal edindiklerini ve 26/05/ tarihinde almış oldukları 14 nolu karar ile mülkiyeti odaya ait Urla İlçesi Güvendik Köyü … ve… nolu parseller hakkında … isimli şahıs marifetiyle piyasadan alınan teklifler değerlendirilerek en uygun teklifi verdiği kabul edilen bir şirket ile %39 arsa payına tekabül etmek üzere süit daire ve sosyal alan işletmesi yapılmasına ve turistik tesis isletmesi için de şirket kurulmasına karar verildiğini,

bu kararın sayılı Kamu İhale Kanunu`na uygun olmadığını iddia ederek görevi kötüye kullanma suçu yönünden başlatılan soruşturma sonucunda şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de,

Soruşturma kapsamında Gaziemir Optimum taksi durağına kaydı bulunan taksi sahiplerinden bir kısmının `er Türk Lirası para verdiklerini ancak makbuz almadıklarını beyan etmeleri karşısında,

müştekinin iddiaları kapsamında ilgili kooperatifin defter, belge, tapu ve muhasebe kayıtları celp edilip denetime olanak verecek şekilde konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak kooperatif yetkililerinin görevlerinin icrasında ihmallerinin yahut kötüye kullanma niteliğinde eylem ve işlemlerinin bulunup bulunmadığı hususları açıklığa kavuşturulduktan sonra şüphelilerin hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken,

eksik inceleme neticesinde kovuşturmaya yer olmadığna karar verildiği gözetilmeden,

itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 17/10/ gün ve Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı`ndan tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:

Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile … 2. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 22/05/ tarihli ve / değişik iş sayılı kararın CMK`nın maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 29/01/ tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Tefecilik yapmak, hakaret ve tehdit suçlarından şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Çatalca Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/11/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin … Sulh Ceza Hakimliğinin 30/12/ tarihli ve / değişik iş sayılı kararının;

sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu`nun maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında,

Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, şüphelinin tefecilik faaliyeti yürüttüğü, bu kapsamda müştekiye 22/03/ ve 27/06/ tarihleri arasında toplamda ,00 Türk lirası borç para verdiği ve karşılığında şüphelinin keşidecisi…. olan 3 adet hatır çeki verdiği, bunun yanında şüphelinin, müştekinin el yazısı ile ,00 Türk lirası borcu olduğuna ilişkin adi senedi imzalatıp teslim aldığı, kalan bakiye için şüphelinin istemi üzerine keşidecisi …, lehtarı müşteki olan 2 adet çeki bir hafta içerisinde şüpheliye teslim ettiği, ana paranın ödenmesi halinde bu çeklerin iade edileceği yönünde şifahi olarak anlaşıldığı, şüphelinin kendisine tevdi edilen çekleri bankaya ibraz ederek karşılığını aldığı, müştekinin teyzesinin oğlu olan …’ın hesabına kendi alacağına mahsuben ,00 Türk lirası yatırtılmasını sağladığı, bunların yanında şüpheliye teslim edilen …’in keşidecisi olduğu iki adet ,00 Türk lirası değerindeki çekin de bankaya şüpheli tarafından ibraz edildiği ve karşılığının çekildiği,

bu şekilde ,00 Türk lirası nakit para verilmesi karşılığında toplamda ,00 Türk lirası ödeme yapıldığı, bir kısım çekleri karşılığının ödenmesine rağmen iade etmekten imtina ettiği iddialarından ibaret soruşturma konusu olayda,

müştekinin ve şüphelinin olaya ilişkin ayrıntılı ifadesi alınmadan, özellikle bahse konu senetlerin hangi borç ilişkisine istinaden ne zaman verildiği hususlarında tarafların beyanları ve bu bağlamda şikayetçinin tanıkları olup olmadığı tespit edilip varsa bu tanık beyanlarına başvurulmaksızın, şüphelinin vergi kayıtları getirtilip incelenmeksizin, keza icra dairelerinde şüpheli tarafından başlatılan icra takiplerinin olup olmadığının araştırılması ve varsa takibe ilişkin dosyaların getirtilerek incelenmesi gerekirken;

eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle; sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli, 09/11/ gün ve Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı`ndan tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:

Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin her üç suç yönünden de kabulü ile, … Sulh Ceza Hakimliğince verilen 30/12/ tarihli ve / değişik iş sayılı Kararın CMK`nın maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 29/01/ tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Tehdit suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/10/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci Elazığ 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/12/ tarihli ve /56 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 18/03/ gün ve KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/03/ gün ve / sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:

Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;

Dosya kapsamına göre, şüpheli hakkında, tehdit suçunun unsurlarını oluşturacak bir ibarenin bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, şüphelinin müşteki…‘e gönderdiği mesaj içeriğinde “… Bakalım kim cezaevine gidecek, karı koca sakın karşıma çıkma suratına tükürürüm…” şeklindeki ifadesi karşısında, şüpheli hakkında kamu davası açmaya yeterli delil bulunduğu, delillerin takdir ve değerlendirme yetkisinin mahkemeye ait olduğu cihetle, itirazın kabulü ile kamu davasının açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

I-Olay:

Tehdit suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/10/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci Elazığ 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/12/ tarihli ve /56 değişik iş sayılı kararının, dosya kapsamına göre, şüpheli hakkında, tehdit suçunun unsurlarını oluşturacak bir ibarenin bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması

ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, şüphelinin müşteki…‘e gönderdiği mesaj içeriğinde “… Bakalım kim cezaevine gidecek, karı koca sakın karşıma çıkma suratına tükürürüm…” şeklindeki ifadesi karşısında, şüpheli hakkında kamu davası açmaya yeterli delil bulunduğu, delillerin takdir ve değerlendirme yetkisinin mahkemeye ait olduğu cihetle, itirazın kabulü ile kamu davasının açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.

II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:

Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/10/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın yasaya uygun olup olmadığının ve bu bağlamda anılan karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci Elazığ 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/12/ tarihli ve /56 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.

III- Hukuksal Değerlendirme:

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. “2. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.” maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.

CMK’nın maddesi “ (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.

(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.

(3) (Değişik fıkra: 18/06/ S.K./ md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.

(4) (Değişik fıkra: 25/05/ S.K./mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.

(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu Madde hükmü uygulanmaz.

(6) (Değişik fıkra: 2/1/ - S.K.H.K./ md) İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için nci maddenin ikinci fıkrası uygulanır.” biçimindedir.

Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet Savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.

Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.

CMK’nın /2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK’nın /2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.

İncelenen dosyada;

Şikayetçi…‘in kollukta alınan ifadesinde özetle; eski çalışanı olan şüphelinin işten kendi isteğiyle ayrıldığını, alacağının bir kısmının ödendiğini, geri kalan kısmı ödenmek istendiğinde ise şüphelinin kabul etmediğini ve mahkemeye vereceğini söyleyip iddiaya konu mesajı gönderdiğini beyan ettiği,

Şüpheli …‘ın kolluk ifadesinde özetle; eski çalışanı olduğu şikayetçinin, kendisini hiçbir neden yokken habersiz şekilde işten çıkardığını, SGK’ya gerekçe olarak da kendisi hakkında tutuklama olduğunu bildirdiğini, böyle bir durumun söz konusu olmadığını, ayrıca sigorta primlerinin bir kısmının yatırılmadığını, alacaklarını isteğinde Türk lirasının ödendiğini ve geri kalan kısmın talep etmesine rağmen ödenmediğini, bunun üzerine iddiaya konu mesajı gönderdiğini beyan ettiği,

Şüphelinin şikayetçiye gönderdiği mesajın aynen” Benim ne tutuklamam varmış işten bu nedenle çıkarmışsın bakalım TL gittisie dava actım bakalım kim cezaevine gidecek karı koca sakın karışma çıkma suratına tükürürüm yetim parası yiyen iflah olmaz inşallah rabbim hem bu dünyada hem de ahirette sorar senden çocuğunda çıkar inşallah tezel küçük karşılaşırız” şeklinde olduğu,

Şüpheli … hakkında yapılan soruşturma sonucunda Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca 26/10/ tarih ve / soruşturma, / sayılı kararla “şüphelinin müştekiye çekmiş olduğu mesaj içeriğinde tehdit suçunun unsurlarını oluşturacak bir ibarenin bulunmadığı anlaşılmakla” biçimdeki gerekçeyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği ve bu karara karşı yapılan itirazın merci Elazığ 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/12/ tarihli ve /56 Değişik İş sayılı kararıyla reddedildiği,

Anlaşılmıştır.

Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;

CMK’nın /2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir.

Somut olayda; şikayetçi ve şüpheli arasında, şüphelinin iş akdinin sonlandırılma şekli ve alacağın tamamının ödenip ödenmediği hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır. Şüpheli şikayetçiye yukarıda içeriği belirtilen mesajı gönderdiğini kabul etmektedir. Bu hususlar bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüpheli hakkında isnad edilen suçtan dolayı kamu davası açılması için yeterli şüphenin mevcut olduğu, mesaja konu sözlerin tehdit suçunu oluşturup oluşturmadığının mahkemesince değerlendirilmesi ve takdir edilmesi açısından dava açılarak yargılama yapılmasının usul ve kanuna uygun olacağı anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, tehdit suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/10/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci Elazığ 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/12/ tarihli ve /56 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.

IV-Sonuç ve Karar:

Yukarıda açıklanan nedenlerle,

Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, merci Elazığ 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/12/ tarihli ve /56 Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, sonraki işlemlerin, CMK’nın /4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 18/01/ tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Hakaret, tehdit ve iftira suçlarından şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Karşıyaka 1. Sulh Ceza Hakimliğinin tarihli ve / değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesinde yer alan “Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, dosya kapsamına göre şüpheli hakkında kooperatif tarafından yürütülen icra takiplerine ilişkin İzmir 6. İcra Müdürlüğünün / ve İzmir 4. İcra Müdürlüğünün / sayılı icra takip dosyaları getirtilerek incelenmeden, dosyaya sunulan ve gerek görülmesi halinde yeniden gönderilmesi istenilebilecek olan kooperatif genel kurul tutanakları değerlendirilmeden, müştekiler ve şüphelinin ifadesinin alınmasının haricinde hiç bir soruşturma işlemi yapılmadan eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle sayılı funduszeue.info maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün gün ve sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının gün ve KYB/… sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Müştekiler vekilinin havale tarihli dilekçesi ile, müvekkili …‘in başkan, müvekkili …‘ın muhasebe müdürü olarak görev yaptığı kooperatifin ortağı olan şüphelinin müştekilere hakaret ve tehdit içerikli sözler söylediğini, ayrıca Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek müştekilerin resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinden bahisle asılsız yere şikayette bulunduğunu, bu şikayet üzerine yürütülen soruşturma sonucunda Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının / soruşturma, / karar sayılı dosyası ile müştekiler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdiğini belirterek şikayetçi olması üzerine, şüpheli … hakkında hakaret, tehdit ve iftira suçlarından Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının / nolu dosyası üzerinden yürütülen soruşturma sonucunda, tarihinde / karar nosu ile hakaret suçundan 6 aylık şikayet süresi geçirildikten sonra şikayette bulunulduğundan, tehdit suçundan şüphelinin bu suçu işlediğine ilişkin delil bulunmadığından, iftira suçundan ise şüpheli …‘ün iftira kastı ile şikayette bulunduğuna ilişkin delil bulunmadığından Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği, şikayetçiler … ve … vekili aracılığıyla Karşıyaka Sulh Ceza Hakimliğine tarihli dilekçeyle başvurarak Kovuşturmaya Yer Olmadığı kararına itiraz ettiği, Karşıyaka 1. Sulh Ceza Hakimliğinin tarihli ve / D.İş nolu kararı ile Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının tarihli / soruşturma ve / karar nolu Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararının usul ve yasaya uygun bulunduğundan itirazın reddine karar verildiği ve verilen bu karara karşı yapılan itirazın, mercii tarafından reddedilmesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşılmakla;

Denetime olanak sağlanması açısından Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığının / soruşturma, / karar sayılı dosyasına ilişkin tüm belgelerin getirtilip dosyasına konulduktan sonra incelenmek üzere dairemize gönderilmesi kaydıyla mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün tarih ve / sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tarih ve KYB/ sayılı ihbarname ile;

Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından şüpheliler …, …, …, …, …, … ve …. Şti haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/02/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Konya 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 15/03/ tarihli ve / değişik iş sayılı kararının “ sayılı Kanun’un maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un /2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un /3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,

maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,

Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

İncelenen dosya içeriğine göre, kanun yararına bozma isteminin kapsamının banka ve kredi kurumları aracı kılınmak suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarına yönelik olması karşısında; tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun işbölümüne ilişkin tarih ve /1 sayılı kararı ile Yargıtay Kanunu’nun maddesine göre kanun yararına bozma istemini inceleme görevinin Yüksek Ceza Dairesi’ne ait olduğu anlaşıldığından, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli Daireye gönderilmesine, tarihinde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Sanığın duruşmada bildirdiği adresine öncelikle Tebligat Kanunu maddesine göre normal yolla tebligat çıkarılması, iadesi halinde MERNİS sisteminde kayıtlı bulunan adresine Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre tebligat yapılması gerektiği gözetilmeden, sanığın duruşmada bildirdiği adresinin adres kayıt sisteminde mevcut olduğu gerekçesiyle doğrudan Tebligat Kanunu 21/2. maddesi uyarınca tebligatın muhtara teslimi ve kapıya ihbar kağıdı yapıştırılması şeklinde yapılan tebligat geçersiz sayıldığından temyiz süresinin öğrenme ile başladığı kabul edilerek ve Mahkemenin tarihli temyizin reddine ilişkin ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede;

TCK’nın /3. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçları hakkında denetim ve işlem yapan elektrik, su, doğalgaz idarelerinde çalışan kamu görevlileri, görevleri sırasında, karşılıksız yararlanma olarak nitelenebilecek usulsüz bir kullanımı tesbit ettiklerinde bir yandan elektriğin sayaçtan geçirilip geçirilmediği, kısmen veya tamamen geçirilmiyorsa tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek hangi yöntemlerin, bu amaçla hangi cihaz ve malzemelerin kullanıldığı, bu tesbitlerin ne tür incelemelere dayandığı vb. tüm ayrıntıları içeren bir suç tutanağının düzenlenmesi, bir yandan da CMK’nın maddesi gereğince hemen en yakın adli kolluk birimine veya Cumhuriyet Başsavcılığı’na durumun bildirilmesi ve adli kolluk görevlilerinin de olay yerine hemen intikali ile CMK’nın , maddeleri gereği Cumhuriyet Savcısı’nın emirleri çerçevesinde suçun sübut ve niteliğine yönelik delil toplama görevini yapmalıdır.

Şüphelinin meskenindeki su kullanımını gerektiren tüketim ihtiyacının ve kurulu gücün varsa tüketim föyleri de getirtilmek suretiyle tesbiti ile teknik açıdan bu tüketim ihtiyacı ve kurulu gücün gereği kullanım miktarının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi, uğranılan vergili ve cezasız zarar miktarının tesbiti amacıyla keşif yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığı’nca CMK’nın 83 ve maddelerine istinaden Sulh Ceza Hakimliği’nden talepte bulunulması, dosya içeriğindeki delillere göre karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğu kanaatine varıldığı takdirde şüphelinin TCK’nın /5. fıkrasında düzenlenen yasal imkandan faydalanabilmesi, bu hususun bir dava şartı olduğu ve CMK’nın ve /8. maddeleri gereğince işlem ifasına da yol açabileceği değerlendirilerek şüpheliye belirlenen vergili ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirilip, makul bir süre tanınması, soruşturma aşamasında zararın tamamen tazmini halinde Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, tamamen tazmin edilmemesi halinde dava açılması gerektiği gözetilmeden dava açılması ve yargılama aşamasında da bu eksiklikler giderilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık …‘in temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Dosya kapsamına göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-Sanık hakkında borcundan dolayı kesilen elektriği kendisi bağlayarak kullandığından bahisle kaçak tespit tutanağının düzenlenmesi karşısında; sanığın meskeninde kullanılan elektrik sayacının tüketimi eksik gösterip göstermediği veya sayaca tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde müdahale edilip edilmediğinin tespit edilebilmesi için; sanığın suça konu yerde ne kadar süredir oturduğunun ve kaçak ya da usulsüz kullanımın ne zaman başladığının kesin olarak saptanması ve sanık suça konu yerde halen oturmakta ise keşif yapılıp kullanılabilecek elektrik miktarı belirlenmek suretiyle; oturmuyor ise tespit tutanağında belirtilen tüketim değerlerine göre yine tespit tutanağında belirtilen sayaç endeksinin uyumlu olup olmadığı ve usulsüz kullanım bedeli konusunda teknik bilirkişiden rapor alınmadan eksik inceleme ve araştırma ile uygulama yapılması,

2-TCK’nın /3. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçları hakkında denetim ve işlem yapan elektrik, su, doğalgaz idarelerinde çalışan kamu görevlileri, görevleri sırasında, karşılıksız yararlanma olarak nitelenebilecek usulsüz bir kullanımı tesbit ettiklerinde bir yandan elektrik, su, doğalgazın sayaçtan geçirilip geçirilmediği, kısmen veya tamamen geçirilmiyorsa tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek hangi yöntemlerin, bu amaçla hangi cihaz ve malzemelerin kullanıldığı, bu tesbitlerin ne tür incelemelere dayandığı vb. tüm ayrıntıları içeren bir suç tutanağının düzenlenmesi, bir yandan da CMK’nın maddesi gereğince hemen en yakın adli kolluk birimine veya Cumhuriyet Başsavcılığına durumun bildirilmesi ve adli kolluk görevlilerinin de olay yerine hemen intikali ile CMK’nın , maddeleri gereği Cumhuriyet Savcısı’nın emirleri çerçevesinde suçun sübut ve niteliğine yönelik delil toplama görevini yapmalıdır.

Şüphelinin işyeri, konut veya arazideki elektrik, su, doğalgaz kullanımını gerektiren tüketim ihtiyacının ve kurulu gücün varsa tüketim föyleri de getirtilmek suretiyle tesbiti ile teknik açıdan bu tüketim ihtiyacı ve kurulu gücün gereği kullanım miktarının bilirkişi marifetiyle belirlenmesi, bu miktarın sayaçtan geçirilerek kullanım halinde sayaç üzerindeki endeks ile de kıyaslanarak karşılıksız yararlanma suçunun kabulünü gerektirecek önemli bir farkın olup olmadığının, uğranılan vergili ve cezasız zarar miktarının tesbiti amacıyla keşif yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığınca CMK’nın 83, maddelerine istinaden Sulh Ceza Hakimliğinden talepte bulunulması, dosya içeriğindeki delillere göre karşılıksız yararlanma suçunun oluştuğu kanatine varıldığı takdirde şüphelinin TCK’nın /5. fıkrasında düzenlenen yasal imkandan faydalanabilmesi, bu hususun bir dava şartı olduğu ve CMK’nın , /8. maddeleri gereğince işlem ifasına da yol açabileceği değerlendirilerek şüpheliye belirlenen vergili ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirilip, makul bir süre tanınması, soruşturma aşamasında zararın tamamen tazmini halinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, tamamen tazmin edilmemesi halinde dava açılması gerektiği gözetilmeden bu husustaki eksiklikler kovuşturma aşamasında da tam olarak giderilmeden, sanığa usulünce ihtar yapılmadan karar verilmesi,

3-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun tarih ve sayılı kararına göre, özelleştirilen elektrik dağıtım şirketlerinin mühürlerinin bozulması halinde atılı suçun unsurlarının oluşacağının anlaşılması karşısında, suça konu mühürleme tutanağını düzenleyen tutanak mümzii tanıklar duruşmaya çağırılıp sayaca yerinde fiili mühürleme yapılıp yapılmadığı sorulmadan, eksik inceleme ile karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, katılan … vekilinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan meçhul şüpheli hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/06/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Adana 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10/08/ tarihli ve / değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

Dosya kapsamına göre, 19/06/ tarihinde mağdura ait …. plaka sayılı araca bir başka aracın çarparak zarar vermesi şeklinde gerçekleşen olaya ilişkin olarak müştekinin 20/06/ tarihli şikayet dilekçesi ekinde şüphelinin kullandığını iddia ettiği söz konusu …. plaka sayılı aracın fotoğrafının delil olarak sunulduğu nazara alındığında, sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcılığınca olayla ilgili kamera kayıtlarının araştırılıp, olay günü müştekinin yanında bulunan 3. kişinin tanık olarak ifadesinin alınıp, söz konusu plakadan araç sahibinin tespiti ile şüpheli olarak savunmasının alınarak, tespit edilecek tüm delillerle birlikte sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği cihetle, bahse konu eylemin hukuki ihtilaf olduğu gerekçesiyle, eksik incelemeye dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına yapılan itirazın reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı, gerekçeleriyle sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesi uyarınca anılan kararların bozulması Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 09/04/ gün ve sayılı yazılı istemlerine müsteniden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 26/04/ gün ve / sayılı tebliğnamesi ile ihbar ve talep edilmekle;

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Adana 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10/08/ tarihli ve / değişik iş sayılı kararının, CMK’nın maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05/07/ tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Taksirle yaralama suçundan şüpheliler ……………. ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17/06/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 08/08/ tarihli ve / değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

Dosya kapsamına göre,

1- Taksirle yaralama iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucu şüpheliler hakkında suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, somut olayda mağdur….’ın dizine takılan protezin enfekte olması nedeniyle şüphelilerce operasyon yapılması amacıyla öncelikle mağdura belden iğne yapıldığı (spinal anestezi) esnada, mağdurun belden aşağının felç olduğu, mağdurun kullandığı iddia olunan “Coumadin” adlı ilacın spinal anesteziden 10 gün öncesinden bırakılması gerektiği ancak söz konusu ilacın ameliyattan sadece 4 gün önce bıraktırıldığı, müşteki vekilinin bu yöndeki iddiası üzerine herhangi bir araştırma yapılmadığı, söz konusu ilacın ameliyattan ne kadar süre önce terk edilmesi gerektiği ve spinal anesteziye herhangi bir etkisinin olup olmadığı yönünde rapor aldırılması gerektiği ve sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,

2- Anayasasının maddesinde “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” ve sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34/1. maddesinde “Hâkim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil, gerekçeli olarak yazılır. Gerekçenin yazımında uncu madde göz önünde bulundurulur. Kararların örneklerinde karşı oylar da gösterilir.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, Mahkemesince, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın herhangi bir gerekçe gösterilmeden yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü gün ve sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrakı tevdi kılınmakla;

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 08/08/ tarihli ve / karar sayılı kararının CMK’nın maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04/07/ gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

sayılı Futbol veya Diğer Spor Müsabakalarda Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a muhalefet suçundan kimliği meçhul şüpheli hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 22/06/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 28/07/ tarihli ve / değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 29/11/ gün ve sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/12/ gün ve KYB sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.

Anılan ihbarnamede;

sayılı Kanun’un maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un /2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un /3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,

Müşteki vekilinin funduszeue.infono5…funduszeue.info alan adı üzerinden yasa dışı bahis oynatıldığı iddiası üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, ilgili sitenin yurt dışında Kaliforniya-San Fransisco Cloudflare A.Ş. isimli şirkette barındığı, bu nedenle şüphelilerin kimlik bilgilerine ulaşılamadığından bahisle 16/03/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara müşteki vekilinin itirazı kabul edilerek, İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliğince 13/04/ tarihli ve / değişik iş sayılı kararıyla siteye erişim sağlayan İP ve yayın yer sağlayıcılarının bilgi ve belgelerinin istendikten sonra bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına karar verildiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca dosyanın yeniden soruşturmaya kaydedilerek İstanbul Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, gelen cevabi müzekkere yazısında sitenin yurtdışı merkezli bir site olduğu için herhangi bir bilgi talebinde bulunulamadığının belirtilmesi üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca şüphelilerin tespitinin mümkün olmadığı gerekçesiyle 22/06/ tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmakla,

İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliğince 13/04/ tarihli ve / değişik iş sayılı kararından belirtilen eksikliklerin, siteye erişim sağlayan İP ve yayın yer sağlayıcılarının bilgi ve belgelerinin istenmediği, salt şüphelinin tespitinin mümkün olmamasının vücuda gelen suçu ortadan kaldırmayacağı, şüpheli veya şüphelilerin tespiti için yurt dışında Kaliforniya-San Fransisco Cloudflare A.Ş. isimli şirkette bilgi ve belgelerin istenmesi için istinabe yapılması gerektiği ve sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla;

Gereği görüşülüp düşünüldü;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 28/07/ tarihli ve / değişik iş sayılı kararının CMK’nın /4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 03/07/ tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Kangal Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen tarihli ve / soruşturma, / karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Sivas Sulh Ceza Hakimliğinin tarihli ve / değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;

Kangal Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen tarihli ve / soruşturma, / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında; daha önceden şüpheli hakkında Kangal Cumhuriyet Başsavcılığınca / sayılı dosya üzerinden yapılan soruşturma neticesinde suç unsuru bulunmadığı, meselenin hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğundan bahisle tarihinde / sayılı karar ile kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar bulunduğundan ve müştekinin beyan ve delilleri aynı mahiyette olduğu gerekçe gösterilerek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de,

sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesinde sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun maddesinde yer alan “Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, müştekinin, mirasçısı olduğu tarlayı şüpheli…‘nun …‘a kendisinden habersiz olarak kiraya vermek suretiyle hakkı olmayan yere tecavüz suçunu işlediğinden bahisle şikayetçi olduğu, başlatılan soruşturma kapsamında sadece şüphelinin ifadesinde, tarlanın ortak olduğunu ve …‘un bir sorun çıkarmayacağını düşünerek kiraya verdiğini belirttiği nazara alındığında, şüphelinin üzerine atılı hakkı olmayan yere tecavüz suçunun oluşup oluşmayacağı hususunda delillerin takdir ve değerlendirilmesinin mahkemesine ait olduğu cihetle, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle sayılı funduszeue.info maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün gün ve / sayılı

kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gün ve KYB/… sayılı ihbarnamesi ile Dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikayetçi …‘nun Kangal ilçesi…mevkiinde bulunan ada parsel sayılı arazisinin akrabası … tarafından kendisinden habersiz kiraya verildiğinden bahisle şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturma neticesinde, başkaca bir araştırma yapılmaksızın, Kangal Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen tarihli ve / soruşturma / sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında, daha önceden aynı iddia ile ilgili olarak yürütülen soruşturma sonucunda / soruşturma / karar sayılı dosyası ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve şikayetçinin beyan ve delillerinin aynı mahiyette olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve verilen bu karara karşı yapılan itirazın, mercii tarafından reddedilmesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.

sayılı funduszeue.info maddesinde sayılı funduszeue.info maddesinde; Cumhuriyet Savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlayacağı ve maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın ya- pılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almak ve şüphelinin haklarını koru- makla yükümlü olduğu belirtilmiş, aynı yasanın /2. maddesinde ise soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısının, bir iddianame düzenleyeceği belirtilmiştir.

İncelemeye konu olayda, şüpheli …‘nun yaptırdığı ölçüm sonucunda suça konu yerin yarısının kendisine ait olduğunu öğrendiğini , şikayetç…‘ya ait yer ile kendisine ait olan yer arasında herhangi bir sınır olmadığını, şikayetçinin akrabası olması dolayısıyla bir sorun çıkarmayacağını düşünerek ona ait dönüm tarlayı da kiraya verdiğini belirttiği de gözetilerek; /2. maddesi uyarınca dosyadaki mevcut delillerin şüpheli … hakkında hakkı olmayan yere tecavüz suçundan iddianame düzenlenebilmesi için suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğundan şüpheli …‘nun eyleminin sübut bulup bulmadığı hususunda delillerin takdir ve değerlendirme yetkisinin kovuşturma aşamasında davayı görecek olan mahkemesine ait bulunduğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi,

Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Sivas Sulh Ceza Hakimliği’nin gün, / değişik iş sayılı kararının maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

İftira suçundan kimliği meçhul şüpheli hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen tarihli ve / soruşturma, / Sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine dair mercii ANTALYA 4. Sulh Ceza Hakimliğinin tarihli ve / değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

Sayılı Kanun’un maddesi Sayılı Kanun’un maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un /2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının Sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un /3. nun maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün gün ve Sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının gün ve KYB/ Sayılı ihbarnamesi ile Dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : … isimli şirketin müdürü olan müşteki … vekilinin tarihli dilekçesi ile kimliği meçhul şüpheli tarafından şirketin yurt dışında bulunan ortaklarına müşteki aleyhine gerçeğe aykırı, kötü niyetli iddialar içeren e-posta gönderildiğinden bahisle yapılan şikayet üzerine başlatılan soruşturma neticesinde,kamu davası açmaya yeterli delil elde edilemediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve verilen bu karara karşı yapılan itirazın, mercii tarafından reddedilmesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.

Ceza Muhakemeleri Kanununda;

“Madde - ( 1 ) Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.

( 2 ) Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.

Madde - ( 1 ) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet Savcısı tarafından yerine getirilir.

( 2 ) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.

Madde - ( 1 ) Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.

Madde - ( 1 ) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.

( 2 ) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.

( 3 ) ( Değişik fıkra: S.K./ madde Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.

( 4 ) ( Değişik fıkra: S.K./mad ) Sulh Ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.

( 5 ) Cumhuriyet Savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.” şeklinde yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; Cumhuriyet Savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikayet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm yasal yöntemlere başvurmalıdır. Toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açması, aksi halde ise anılan Kanun’un maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermesi gerekmektedir.

Soruşturmaya konu olayda, şüpheli e-posta kullanıcısının açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti amacıyla Microsoft Corporation’ın Türkiye temsilcisi olan … Bürosu’na yazı yazıldığı, cevabi yazıda suça konu … adresinin Microsoft Corporation ile herhangi bir bağlantısı olmadığından bu adres hakkında bilgi verilemediğinin belirtildiği anlaşılmakla; belirtilen mail adresinin hangi sunucu tarafından sağlandığı araştırılıp bu adresi kullanan kişinin kimlik bilgileri tespit edilerek savunması alındıktan sonra toplanan delillerin kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturup oluşturmadığının değerlendirilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile verilen kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına kararına yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiş ve anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Antalya 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin gün, / değişik iş sayılı itirazın reddine dair kararının maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Yalan tanıklık suçundan şüpheliler … ve … haklarında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen tarihli ve / soruşturma, / Sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine dair mercii BAKIRKÖY 6. Sulh Ceza Hakimliğinin tarihli ve / değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;

Sayılı Kanun’un maddesi Sayılı Kanun’un maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un /2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının Sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un /3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,

Somut olayda, İstanbul İli Büyükçekmece İlçesinde bulunan taşınmazın 9/10 hissesine müşteki, kalan 1/10 hisseye de…‘in sahip olduğu, müştekinin hissesini … isimli şahsa sattığı, satış işleminin hileli olduğundan bahisle… tarafından müşteki aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı ve yapılan yargılamada tanık olarak dinlenen şüphelilerin yalan beyanda bulunduklarından bahisle müştekinin şikayetçi olması üzerine, delil elde edilemediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müştekinin şikayet dilekçesinde … isimli şahsın şüpheli … tarafından tehdit edildiği iddiası karşısında, … tanık olarak beyanına başvurularak sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle Sayılı funduszeue.info maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün gün ve Sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ve KYB/ Sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Şikayetçi vekili tarihli dilekçesi ile, müvekkili …‘nın İstanbul ili Büyükçekmece ilçesinde bulunan taşınmazına ait hissesini şüpheli …‘ye vekalet vermek suretiyle, taşınmazın diğer hissedarı…‘in ise taşınmazdaki hissesini vekili olan diğer şüpheli … vasıtasıyla aynı tarihte … sattıklarını, …‘in satış işleminin hileli olduğu gerekçesiyle Büyükçekmece 5. Sulh Ceza Hakimliğince yapılan inceleme neticesinde “Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır .

Ceza Muhakemeleri Kanununda;

“Madde - ( 1 ) Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.

( 2 ) Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.

Madde - ( 1 ) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet Savcısı tarafından yerine getirilir.

( 2 ) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.

Madde - ( 1 ) Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.

Madde - ( 1 ) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet Savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.

( 2 ) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.

( 3 ) ( Değişik fıkra: S.K./ madde Sulh Seza Hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.

( 4 ) ( Değişik fıkra: S.K./mad ) Sulh Ceza Hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.

( 5 ) ‘‘Cumhuriyet Savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.” şeklinde yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; Cumhuriyet Savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikayet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm yasal yöntemlere başvurmalıdır. Toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açması, aksi halde ise anılan Kanun’un maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermesi gerekmektedir.

Soruşturmaya konu olayda, şüpheliler … ve …‘ın yalan tanıklık yaptıkları ileri sürülen Büyükçekmece funduszeue.info Hukuk Mahkemesi’nin / esas sayılı dosyası getirtilmesi, şikayetçi vekilinin dilekçesinde adı geçen ve olaya dair bilgisi bulunduğu belirtilen … tanık sıfatıyla beyanının alınması ve tüm kanıtların birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilip itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan sebeplerle Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Bakırköy funduszeue.info Ceza Hakimliği’nin gün, / değişik iş sayılı itirazın reddine dair kararının maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdiine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Hırsızlık suçundan meçhul şüpheli hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen tarihli ve / soruşturma, / Sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine dair mercii Bakırköy 2. Sulh Ceza Hakimliğinin tarihli ve / değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen gün ve Sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının gün ve / Sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.

Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;

Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’un maddesi Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’un maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un /2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının Sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un /3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,

Somut olayda, müştekinin cep telefonunun çalındığı iddiasıyla şikayetçi olduğu, telefon markasını ve IMEI numarasını da içeren E… Limited Şirketinin tarihli ve Sayılı faturanın dosyaya sunulmuş olmasına rağmen, anılan olaya dair olarak hiçbir araştırma yapılmadığı, telefonla ilgili HTS dökümleri temin edilerek, olay tarihinden sonra telefonu kullanan kişilerin tespitinin gerektiği, olayın gerçekleşmiş olduğu yere dair olarak müştekinin ayrıntılı beyanının alınmasını müteakip, olayın gerçekleştiği yerde bulunan işyerlerinin kamera kayıtlarının olup olmadığı araştırılarak, bulunması halinde görüntü dökümlerinin yapılması gerektiği anlaşılmakla, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi, sonucuna göre kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın esası hakkında bir değerlendirme yapılması gerekirken, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden Sayılı CMK’nın maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

Gereği Düşünüldü:

KARAR : Sayılı Kanun’un maddesi uyarınca, bir suçun işlendiği ihbarını alan Cumhuriyet savcısı, delil toplayıp maddi gerçeği araştırmaya başlayarak, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması halinde, aynı Kanun’un /2. maddesi uyarınca iddianame düzenleyip kamu davasını açmakla, yeterli şüphe bulunmaması halinde ise Kanun’un maddesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına karar vermekle görevli bulunmaktadır. Buna karşın Cumhuriyet savcısının kararına itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliğince Cumhuriyet savcısı tarafından gerekli delillerin toplanmadığı veya araştırmanın olayın özelliğine göre yetersiz ve yüzeysel kaldığının açıkça anlaşıldığı durumlarda, soruşturmanın eksik yapıldığından bahisle, genişletilmesine gerek görürse bu hususu açıkça belirtmek suretiyle CMK’nın /3. maddesi uyarınca soruşturmanın genişletilmesi kararı vererek, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir, Cumhuriyet başsavcılığı belirtilen eksikleri tamamlayıp delilleri topladıktan sonra itirazı incelemek üzere dosyayı yeniden Sulh Ceza Hakimliğine gönderecektir. Sulh Ceza Hakimi bu kez dosyayı inceleyip itirazı kabul veya reddedecektir.

SONUÇ : İnceleme konusu dosyada Cumhuriyet başsavcılığınca, şikâyetçinin cep telefonunun çalındığını belirterek şikâyet dilekçesi sunmasından sonra belirtmiş olduğu imei numarası üzerinden araştırma yapılarak suç tarihinde ve o tarihten sonra bahse konu cep telefonunun kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise kim/ler tarafından kullanıldığının tespiti gerekirken herhangi bir soruşturma işlemi yapılmadan soyut gerekçelerle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğinin anlaşılması karşısında; kanunun öngördüğü şekilde soruşturma yapılmasının sağlanması için itiraz merciince itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi sebebiyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, ( BAKIRKÖY ) 2. Sulh Ceza Hakimliğince kesin olarak verilen gün ve / Değişik İş sayılı kararın, Sayılı CMK’nın maddesinin 3. fıkras 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra ( a ) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY CEZA GENEL KURULU Esas : /71 Karar : / Tarih :

  • CMK Madde

  • Bir Suçun İşlendiğini Öğrenen Cumhuriyet Savcısının Görevi

Fuhuş suçunun sanıklarından …’in TCK’nun /2, 62 ve maddeleri uyarınca 8 kez, sanıklar … ve …’ın TCK’nun /2, 62 ve maddeleri uyarınca 5 kez, sanık …’in TCK’nun /2, 62 ve maddeleri gereğince 3 kez olmak üzere 1 yıl 8 ay hapis ve 80 Lira adli para cezası ile cezalandırılmalarına, mahsuba ve sanık …’ın hapis cezasının TCK`nun maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin Kemer 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen gün ve sayılı hükümlerin, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Ceza Dairesince gün ve sayı ile;

“1- YCGK kararı, AİHM kararları ve CMK`daki düzenlemeler uyarınca, adli kolluk görevlisi hiç bir zaman kışkırtıcı ajan gibi hareket etmemeli, önceden failde bulunmayan suç işleme kastı oluşturularak, fail suç işlemeye azmettirilmemelidir.

‘…Her ne kadar organize suçlardaki artış uygun önlemler alınmasını gerektirse de adil yargılamadan vazgeçilmemelidir. Bu nedenle amaca ulaşmak uğruna adil yargılama hakkı feda edilerek polisin kışkırtması sonucu elde edilen delilin kullanılması meşru değildir…, …Somut olayda polis memurlarının faili suça kışkırttığı ve olayda onların müdahalesi olmadan da suçun işlenmiş olacağına dair hiçbir bulgu öne sürülmediğinden polis memurlarının hareketlerinin onların gizli ajanlığının ötesine geçtiğinin ve adil yargılama hakkının ihlal edildiğinin kabulü gerekir… (Teixeria de Castro/Portekiz davası, Başvuru No///)’

‘Mahkemelerce sadece gizli görevlinin tutanaklarına dayanarak değerlendirme yapılmamalıdır, tutanaklar başka sonuca götürecek unsurlarla teyit edilmelidir…, …Sanık suç işleme potansiyeline sahip bir kişi olsa bile somut olayda görevlinin müdahalesinden önce failin suç işleme hazırlığında olduğunun başka delillerle desteklenmesi gerekir. Yani failin müdahale olmadan suçun işleyeceğinin başka delillerle kanıtlanması gerekir. (Hun-Türkiye davası, Başvuru no/04)’

Bu açıklamalara karşısında; somut olayda kolluğun yönlendirmesi dışında, sanıkların fuhuş suçunu işlediklerine yönelik delillerin nelerden ibaret olduğu kararda tartışılmaksızın yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,

2- Kabule göre de,

TCK`nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hüküm, Anayasa Mahkemesinin 08/10/ tarih ve / esas, /85 sayılı kararıyla iptal edilmiş olması” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise gün ve sayı ile;

“İtiraza konu uyuşmazlık, usulüne uygun biçimde soruşturma için görevlendirilen adli kolluk görevlisi tarafından, sanıklarla bağlantı kurularak elde edilen delillerin hukuka uygun delil olarak kabul edilip edilmeyeceğine ilişkindir.

Kemer Cumhuriyet Başsavcılığının, 27/07/ tarih ve / sayılı iddianamesine konu edilen olay, bir TV kanalının haber muhabiri olan tanık … Karaaslan tarafından Beldibi Jandarma Karakol Komutanlığına 25/06/ tarihinde bildirilmiştir. Sanıkların fuhuş için yabancı uyruklu kadınları temin ettiği ihbarının alınması üzerine, Kemer Cumhuriyet savcısının emriyle, 25/06/ tarihinde, iki adli kolluk görevlisi CMK’nun ve devamı hükümleri uyarınca soruşturmada gizli ajan olarak görevlendirilmiştir. Gizli ajan, Ali kod adını kullanan sanık …‘yi telefonla aramış, dört arkadaşı ile birlikte bir aylık tatile çıkacaklarını söyleyerek hayat kadını talep etmiştir. Sanıklar Nesimi, Cengiz ve Bahaddin, 26/06/ tarihinde, yanlarında beş hayat kadını ile birlikte, buluşma yeri olan Kemer’deki bir otele gelmişlerdir. Gizli ajan getirilen hayat kadınlarından üçü için anlaşmaya vararak daha önce fotokopileri alınmış Amerikan Doları ile ödeme yapmıştır. Ayrıca gizli ajan, güzel bir kadın daha seçmek amacıyla başka kadınları görmek istemiş ve sanık …`nin telefonla araması üzerine, sanık …, üç hayat kadınıyla birlikte gelmiştir. Sanıklar olay yerine önceden yerleştirilen adli kolluk görevlileri tarafından yakalanmışlardır.

Soruşturmanın özel tedbirlere basvurmayı gerektirdiği bu tür suçlarda, adli kolluk görevlilerinin CMK`nun ve devamı hükümleri uyarınca Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda, genel yetkileri ile görevleri kapsamında, suç ve failini belirlemek ve suçla ilgili delilleri toplamak amacıyla, alıcı rolüne girerek sanıktan kendisine kadın temin etmesini istemesi mümkündür. Çünkü, fuhuş suçunun işleniş biçimi itibariyle, suçun faili ile bağlantı kurulmaksızın, başka bir şekilde ortaya çıkartılması çok güçtür. Gerçekten fuhuş amacıyla fail ile bağlantı kuran herhangi bir kişinin faili suça azmettirdiği söylenemeyeceği gibi; bu durumda alıcı gibi davranan adli kolluk görevlisinin de kışkırtıcı ajan gibi hareket ederek, faili suça azmettirmesi veya teşvik etmesi söz konusu değildir.

Yargıtay Ceza Dairesinin 11/12/ gün ve / - / sayılı kararında sözü edilen Teixeria de Castro/Portekiz davasında ise iki sivil polis memuru, kendi tüketimi için esrar satın almaktan ikinci derece uyuşturucu ticaretinin şüphelisi olan V.S. ile defalarca kişisel ilişki kurmuştur. … V.S. bir uyuşturucu sağlayıcısı bulmaya razı olmuş ancak, iki görevlinin ısrar etmiş olmasına rağmen, V.S. her hangi bir sağlayıcı bulamamıştır. … 30 Aralık tarihinde, geceyarısından kısa süre önce, iki polis memuru V. S.’nin evine gidip eroin satın almak istediklerini belirtmiştir. V.S., Francisco Teixeira de Castro dan, biraz eroin bulabilecek biri olarak bahsetmiş ve ancak Francisco Teixeira de Castro’nun adresini bilmediği için adresi F.O. dan tedarik etmesi gerekmekteydi. Daha sonra dördü birlikte alıcı olduğu iddia edenlerin (gizli polislerin) aracında, başvuranın (Francisco Teixeira de Castro) evine gitmişlerdir. Başvuran Francisco Teixeira de Castro, F.O’nun isteği üzerine dışarıya çıkmış ve iki polis memurunun bulunduğu otomobile binmiş ve V.S. ile birlikte burada bulunmuştur. Polis memurları, Portekiz Bankası’ndan temin ettikleri bir para çantası göstererek, escudo (PTE) fiyat üzerinden 20 gram eroin satın almak istediklerini söylemişlerdir. Mr. Teixeira de Castro eroin tedarik etmeyi kabul etmiş ve F.O.’nun eşliğinde, kendi arabası ile başka birinin (J.P.O) evine gitmiştir. Yine Yargıtay Ceza Dairesinin 11/12/ gün ve / / sayılı kararında anılan Hun-Türkiye davasında 15 Mart tarihinde, polis tarafından yürütülen bir operasyon çerçevesinde, alıcı gibi davranan X isimli bir kisi basvuranı cep telefonundan aramış ve kendisine on beş tablet ekstasy temin etmesini istemistir. Basvuran teklifi kabul etmis ve Ö.V. isimli bir kisi ile iletişime geçmiştir. Ö.V., talep edilen uyusturucuyu kargo yolu ile basvurana göndermiştir. 16 Mart tarihinde, basvuran, önce, kargoyu almak için kargo sirketine gitmis ve ardından, kargoyu teslim etmek için X adlı kisi ile arabasında buluşmuştur. Görüldüğü gibi, AİHM`nin Teixeria de Castro/Portekiz davası ve Hun-Türkiye davası kararlarında, somut olayda görevlinin müdahalesinden önce faillerin suç işleme hazırlığı bulunmamaktadır.

Fuhşa aracılık etmek suçu açısından da, gizli görevlilerin bu suça hazırlığı bulunmayan bir kimseyi harekete geçirmeleri halinde (örneğin, gizli görevlilerin başvurduğu kişi fuhşa aracılık etmeyi kabul etmesine rağmen, hayat kadını temin etmekte zorluklarla karşılaşıyorsa) yasak delillerden söz edilebilir. Somut olayda ise, gizli görevliler, sanık … ile bağlantı kurdukları andan itibaren taleplerinin hemen karşılanacağını öğrenmişler ve gerçekten sanıklar tarafından hızlı bir şekilde istenen özelliklerde hayat kadınları temin edilmiştir. Öte yandan, yabancı uyruklu hayat kadınlarından bir kısmının birlikte ikamet ettikleri, bazılarının sanıkları önceden tanıdıkları; yine sanıkların savunmalarıyla da birbirleriyle ilişkilerinin ortaya konulduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamı ve karar gerekçesiyle, sanıkların fuhşa aracılık etmek suçunu işlemek üzere her yönden hazırlıklı bir şekilde bekledikleri anlaşılmaktadır. Bu aşamada, sanıklarla bağlantı kuran herhangi bir kimsenin (müşterinin) suçu ihbar etmesi ile CMK maddesi uyarınca görevlendirilen adli kolluk görevlilerinin olayı ortaya çıkarması arasında fark bulunmamaktadır.

Bu koşullarda, olayda sadece alıcı gibi davranan adli kolluk görevlisinin, kışkırtıcı ajan gibi hareket ederek, önceden sanıklarda bulunmayan suç işleme kastı oluşturularak, onları suç işlemeye azmettirdiğinden söz edilmesine imkan bulunmamaktadır. Dolayısıyla, sanıkların üzerine atılı suçların sübutuna ve mahkumiyetlerine dair kararın, hukuka uygun biçimde elde edilmiş delillerin sonucu olduğu anlaşılmaktadır” düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.

CMK`nun maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay Dairesince gün ve sayı ile itiraz nedenleri oyçokluğuyla yerinde görülmemiş,

Daire üyeleri M.A. Coş ve …‘in “Bir televizyon kanalında haber muhabiri olan tanık … Karaaslan`ın ihbarı üzerine, kolluk görevlilerinin sanıklarla telefonla görüştüğü, sonrasında sanıkların mağdurları fuhuş maksadıyla buluşmak için anlaşılan otele getirdikleri ve sanıkların olay yerinde önceden tertibat alan adli kolluk görevlileri tarafından yakalanmaları şeklinde gelişen olayda;

Kolluk görevlilerinin soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının talimatı doğrultusunda hareket ettikleri, kolluk görevlilerinin, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun içtihatlarında da açıklandığı üzere, CMK anlamında gizli soruşturmacı değil, kimliği gizlenen adli kolluk görevlisi oldukları ve dolayısıyla Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan görevlendirmenin hukuka uygun olduğu ve dosya içerisinde bulunan gizli görüntülerin hükme esas alınmaması karşısında, sanıkların cezalandırılmasına yeterli kanıtlar bulunduğundan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabul edilerek, mahkumiyet hükümlerinin onanması yerine, aksi yönde karar veren sayın çoğunluğun kararına katılmıyoruz” şeklindeki karşı oyları ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme, sanıklar …, …, … ve … hakkında verilen mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;

1- Yetersiz gerekçeyle hüküm kurulup kurulmadığının,

2-Yerel mahkeme hükmünün hukuka aykırı delillere dayanıp dayanmadığının,

Belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya kapsamından;

İhbar tutanağına göre; özel bir televizyon kanalında program sunucusu olan … Karaaslan’ın günü kolluğa müracaat edip, programın haber hattı aranarak Antalya’da bulunan Ali isimli şahsın yabancı uyruklu bayanların pasaportlarına el koymak suretiyle fuhuşa zorladığı yönünde bilgi alması üzerine Ali isimli şahıs ile pazarlık yaptığını, anlaşmaları neticesinde tarihinde Antalya’ya geldiğini ve görüşmeleri gizli kamera ile kayıt altına aldığını beyan ettiği,

Kolluk tutanağına göre; tarihinde … Karaaslan’ın, Ali isimli bir şahsın yabancı uyruklu bayanların pasaportlarını alarak fuhuşa sürüklediği bilgisini aldığını, olayı değerlendirerek adı geçen şahısla görüştüğünü, Beldibi’nde buluşmak için zaman ve mekanı ayarladığını beyan ettiği, bunun üzerine durumun derhal Kemer Cumhuriyet Başsavcılığına bildirildiği, … Karaaslan’a sanıklarla görüşmesi için … Otelde üç oda tutulduğu ve burada görüşme ayarlandıktan sonra takviye ekiplerle harekete geçildiği, Jandarma personeli … ile …’ın Cumhuriyet savcısının talimatı ile gizli görevli olarak tayin edildikleri,

Görevlendirme tutanağına göre; Kemer Cumhuriyet savcısından alınan talimat ile Antalya İl Jandarma Komutanlığında görevli … ile …’ın gizli görevli olarak tayin edildikleri,

Olay yeri tespit tutanağına göre; … Karaaslan’ın günü kolluğa müracaat ederek, programın haber hattını arayan bir kişinin Antalya’da bulunan ve Ali kod adını kullanan …’in, kendisine bağlı şahıslarla yabancı uyruklu bayanların pasaportlarını alıp fuhuşa zorladığı bilgisini vermesi üzerine

Cumhuriyet savcısı tarafından verilen sözlü emirlerin yazılı hâle getirilmesine ilişkin tutanağa göre; ihbarın derhal iletildiği nöbetçi Cumhuriyet savcısının olay yerindeki delillerin tespit edilmesi, şüphelilerin gözaltına alınması ve Antalya İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şubede görevli … ve Mustafa Balık’ın gizli görevli olarak görevlendirilmesi talimatlarını verdiği, Anlaşılmaktadır.

Mağdur Tatiana Dobinda kollukta; tarihinde Türkiye’ye geldiğini, geçimini fuhuş yaparak sağladığını, kendisine aracılık yapan kimsenin olmadığını, savcılıkta benzer anlatımlarına ek olarak; olaydan bir gün önce tanıştığı sanıklar … ve Abdurrahman ile yanında mağdurlar … ve … da olduğu hâlde diskoya girmek için otele gittiğini, burada alkol aldıklarını, daha sonra polisin kendisini yakaladığını, şikâyetçi olmadığını,

Mağdur Eugenıa Bivol kollukta; tarihinde Türkiye’ye geldiğini, geçimini fuhuş yaparak sağladığını, fuhuş yapması için kendisine Tito lakaplı bir Türk’ün aracılık ettiğini, ancak olay günü sanıklar … ve …’ın kendisini Beldibi’nde bulunan … Otele para karşılığı erkeklerle birlikte olması için getirdiklerini, savcılıkta benzer anlatımlarına ek olarak; sanıklar Cihan ve Abdurrahman`ın kendisini yanında mağdurlar …ve … da olduğu hâlde Beldibi’ne götürdüklerini, sanık …’yi de otelde gördüğünü, şikâyetçi olmadığını,

Mağdur … kollukta; tarihinde tatil yapmak için Türkiye`ye geldiğini, herhangi bir işte çalışmadığını, savcılıkta benzer anlatımlarına ek olarak; olay günü mağdurlar … ve .ile buluştuklarını, tanıyamayacağı bir taksi şoförünün diskoya gitme teklifini kabul ettiklerini, şikâyetçi olmadığını,

Mağdur… kollukta; herhangi bir işte çalışmadığını, tarihinde Türkiye`ye erkek arkadaşının yanına geldiğini, geçimini arkadaşından aldığı para ile sağladığını, savcılıkta benzer anlatımlarına ek olarak; olay günü yanında diğer mağdurlar …, …, … ve … da bulunduğu hâlde sanık …’in kullandığı taksi ile Kemer’e gittiklerini, sanık …’in “sizleri eğlendirecek arkadaşlarım var” dediğini, fuhuş yapmadığını, şikâyetçi olmadığını,

Mağdur Svetlana Yakovleva kollukta; tarihinde Türkiye`ye geldiğini, geçimini fuhuş yaparak sağladığını, kendisine aracılık yapan kimsenin olmadığını, savcılıkta benzer anlatımlarına ek olarak; ev arkadaşı olan mağdurlar Nadejya, Christina, Yeva ve Elena ile Beldibi’nde bir otelde zengin müşteriler olduğunu duyduklarını, daha önceden tanıdığı sanık … ile Kemer’e gittiklerini, otele vardıklarında sanık …’in kendisini sanık … ile tanıştırdığını, diğer sanıkları tanımadığını, sanık …’in kendileri ile odaya çıktığını, odada bulunanların aralarından üç kişiyi seçip ikisini gönderdiklerini, sonrasında yakalandığını, şikâyetçi olmadığını,

Mağdur …kollukta; tarihinde Türkiye`ye geldiğini, vize süresinin bittiği tarihine kadar burada kalacağını, herhangi bir işte çalışmadığını, ülkesine dönmek için kardeşinin para göndermesini beklediğini, savcılıkta benzer anlatımlarına ek olarak; olay günü yanında diğer mağdurlar Yeva, Elena, Svetlana ve Nadajda bulunduğu hâlde sanık …’in kullandığı taksi ile Kemer’e gittiklerini, sanık …’in “sizleri eğlendirecek arkadaşlarım var” dediğini, fuhuş yapmadığını, şikâyetçi olmadığını,

Mağdur Yeva Laskına kollukta; tarihinde Türkiye`ye geldiğini, geçimini fuhuş yaparak sağladığını, kendisine aracılık yapan kimsenin olmadığını, savcılıkta benzer anlatımlarına ek olarak; kendisini otele zengin kişilerin olduğunu söyleyen sanık …’in getirdiğini, buluştukları şahsın sanık … olduğunu, fuhuş yaptığını, ancak aracılık yapan kimsenin olmadığını, şikâyetçi olmadığını,

Mağdur Elena Marsuleva kollukta; tarihinde tatil yapmak için Türkiye`ye geldiğini, herhangi bir işte çalışmadığını, savcılıkta benzer anlatımlarına ek olarak; olay günü sanık …’in aracı ile yanında diğer mağdurlar Nadejya, Christina, Yeva ve Svetlana da olduğu hâlde otele gittiklerini, fuhuş yapmadığını, şikâyetçi olmadığını,

Tanık … Karaaslan; özel bir televizyon kanalında yaptığı programın haber hattına Antalya’da bulunan sanık … ile bu şahsa bağlı kişinin yabancı uyruklu kadınları pasaportları ile birlikte sattığı ihbarının gelmesi üzerine durumu araştırmak için tarihinde Antalya’ya gittiğini, adı geçen sanıkla önce telefon aracılığıyla, sonra yüz yüze görüştüğünü, sanık …‘ye arkadaşı ile tatile gideceklerini söyleyip birlikte olmak için kadın istediğini, sanık …‘nin üç gün içerisinde kendisine kadın gösterdiğini, sanık …`ye kadınların çok güzel olmadığını söyleyip daha güzellerini istemesi üzerine daha güzel kadınların pasaportu ile birlikte fiyatlarının Amerikan Dolarına kadar çıktığını söylediğini, yaptığı görüşmeleri gizli kamera ile kayıt altına aldığını, istenildiğinde ilgili makamlara sunabileceğini,

Savcılıkta ve mahkemede benzer anlatımlarına ek olarak; sanık …‘nin yanında diğer sanıklar … ve … de olduğu hâlde beş kadını kararlaştırdıkları otele getirdiğini, üç kadının bedeli olan Amerikan Dolarını seri numaraları alınan para ile ödediğini, daha sonra sanık … tarafından otele çağrılan sanık … ve inceleme dışı sanık …`ın da üç kadın ile birlikte gelip her biri için Amerikan Doları istediklerini, parayı daha sonra vermek üzere anlaştıklarını, bu sırada kolluğun müdahale ettiğini,

İnceleme dışı sanık sanık … soruşturma evresinde; sanıklardan …dışında hiç kimseyi tanımadığını, sanık …’ın birlikte eğlenme teklifini kabul ettiğini, Antalya`da bulunan Ofo Otelin kapısında üç bayanın yanlarına gelip araca bindiklerini, ardından … Otele gittiklerini, sanık …’nin “arkadaşlardan ben para isteyemiyorum, bayanlar altı hafta kalacak, kişi başı dolar isteyin, en son ’e düşün” dediğini, mağdureleri tanımadığını, suç işlemediğini, kovuşturma evresinde ise; olaya nasıl dahil olduğunu anlayamadığını, askere gitmeden önce sanık …’ın birlikte eğlenme teklifini kabul ettiğini,

İfade etmişlerdir.

Sanık …; tanıştıkları tanık …’in kendisini eğlenceye çağırıp masrafları karşılayacağını söylediğini, yanında sanık …’in de olduğunu, sanık …’in yanında beş kadınla geldiğini, sanık …’ı arayıp “bayan arkadaşlarını da al gel” diyerek eğlenceye davet ettiğini, sanık …’ın da inceleme dışı sanık … ile birlikte yanında üç bayan olduğu hâlde geldiğini, diskoya gidecekleri sırada jandarma tarafından yakalandığını, özel bir televizyon kanalında yayınlanan program ekibinin haber üretmek için kendisine tuzak kurduğunu, Almanya ve Türkiye’de organizasyon şirketleri olduğunu ve otel işlettiğini, yurt dışından ve Türkiye genelinden gelen bay ve bayan dansçıların şirketinde çalıştığını, atılı suçu kabul etmediğini, tanık …’in kendisini konfeksiyoncu olarak tanıtıp manken istediğini,

Sanık …; sanık …’nin organizatör olduğunu, birlikte eğlenceye gittiklerini, animasyoncu bayanlara da haber verdiklerini, diskoya gittikleri sırada jandarmanın geldiğini, mağdurları tanımadığını, sanıklardan ise sadece Nesimi’yi tanıdığını, gazeteci olan tanık …‘in kendisini tekstilci olarak tanıtıp reklam için manken ihtiyacı olduğunu söyleyerek sanık …`ye mankenler için Amerikan Doları teklif ettiğini, olayla ilgisinin bulunmadığını,

Sanık …; taksicilik yaptığını, sanık …’nin kendisini arayarak üç bayanı Beldibi`ne götürmesini istediğini, bayanlarla birlikte otelin önüne geldiklerinde sanık …’nin kendisine bir miktar Amerikan Doları verdiğini, bayanları odaya bırakıp dışarıya çıktığı sırada polisin geldiğini, olayla ilgisinin bulunmadığını,

Sanık … soruşturma evresinde; organizatör olarak tanıdığı sanık …’nin kendisini arayarak “Gel seni eğlendireyim” dediğini, yanında inceleme dışı sanık …’ın da olduğunu söyleyince “Onu da getir ona bayan ısmarlayım” diyerek tarif ettiği yerdeki dansçı kızı da getirmesini istediğini, bunun üzerine dansçı kızları alıp sanık …`nin tarif ettiği yere götürdüğünü, kendilerini karşılayan sanık …’nin “bayanları arkadaşlarım beğenmiş, bunları onlara verelim, barda dört kadın daha var, biz onları alırız, arkadaşlardan ben para isteyemiyorum, sen iste, bayanlar altı hafta kalacak, kişi başı dolar al” dediğini, bayanlardan biri ile cinsel ilişkiye girdiğini, odadan çıkarken jandarmanın yakaladığını, kovuşturma evresinde ise; olay tarihinde henüz 18 yaşında olduğunu, atılı suçu işlemediğini,

Savunmuşlardır.

Yerel mahkemece sanıklar hakkında “…her ne kadar tüm sanıklar üzerlerine atılı suçu kabul etmeseler de; mağdurların yabancı uyruklu olup, birbirleriyle akrabalık ya da başka bir ilişkisi olmamasına rağmen Antalya Lara bölgesinde ..

Uyuşmazlık konularında ayrıntılı bir değerlendirme yapılmadan önce Cumhuriyet savcısının soruşturma evresindeki görev ve yetkileri ile CMK`nun maddesinde düzenlenen gizli soruşturmacı koruma tedbirine değinmekte fayda bulunmaktadır.

Tarihsel süreç incelendiğinde daha önce kolluğa ait olan soruşturma yetkisinin insan haklarının korunması amacıyla Cumhuriyet savcılarına verildiği görülmektedir. Bu nedenle sayılı CMUK’nun maddesinde düzenlenen “Zabıta makam ve memurları suçluları aramakla ve işin tenviri için lazım gelen acele tedbirleri almakla mükelleftir. Bu makam ve memurlar tanzim ettikleri evrakı hemen müddeiumumiliğine gönderirler” hükmüne sayılı CMK’nda yer verilmemiş, bu kapsamda;

“Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi” başlıklı maddesi;

“(1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.

(2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür”,

“Cumhuriyet savcısının görev ve yetkileri” başlıklı maddesi ise;

“(1) Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adlî kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir; yukarıdaki maddede yazılı sonuçlara varmak için bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir. Cumhuriyet savcısı, adlî görevi gereğince nezdinde görev yaptığı mahkemenin yargı çevresi dışında bir işlem yapmak ihtiyacı ortaya çıkınca, bu hususta o yer Cumhuriyet savcısından söz konusu işlemi yapmasını ister.

(2) Adlî kolluk görevlileri, elkoydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhâl bildirmek ve bu Cumhuriyet savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür.

(3) Cumhuriyet savcısı, adlî kolluk görevlilerine emirleri yazılı; acele hâllerde, sözlü olarak verir” şeklinde düzenlenmiş,

sayılı CMK henüz yürürlüğe girmeden önce sayılı Kanun ile maddenin 3. fıkrasına “Sözlü emir, en kısa sürede yazılı olarak da bildirilir” cümlesi eklenmiştir.

Görüldüğü üzere sayılı CMK`nda adli kolluk görevlileri kendilerine yapılan bir suça ilişkin ihbar veya şikâyetleri, el koydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri derhâl Cumhuriyet Başsavcılığına bildirecek ve Cumhuriyet savcısının emirleri doğrultusunda işin aydınlatılması için gerekli soruşturma işlemlerine başlayacaktır. Buna göre kolluk sadece ilgili Cumhuriyet savcısının her somut işlem bakımından vereceği emir üzerine yetki kazanmaktadır. (Yener Ünver-Hakan Hakeri, Ceza Muhakemesi Hukuku, Adalet, Ankara, , s. )

Cumhuriyet savcısı tarafından verilen emirler yazılı, acele hâllerde ise sözlü olarak verilecektir. Acele hâllerde verilen sözlü emir, en kısa sürede yazılı hâle dönüştürülerek mümkün olması hâlinde en seri iletişim vasıtasıyla ilgili kolluğa bildirilecek, aksi hâlde ilgili kolluk görevlilerince yazılı emrin alınması sağlanacaktır. Ancak, kolluk görevlisi emrin yazılı hâle getirilmesini beklemeden sözlü emrin gereğini yerine getirmek zorundadır.

“Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi” başlıklı CMK’nun maddesi;

“(1) (Değişik: 21/2/–/13 md.) Soruşturma konusu suçun işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka surette delil elde edilememesi hâlinde, kamu görevlileri gizli soruşturmacı olarak görevlendirilebilir. Bu madde uyarınca yapılacak görevlendirmeye hâkim tarafından karar verilir. (Mülga son cümle: 24/11//27 md.)(…)

(2) Soruşturmacının kimliği değiştirilebilir. Bu kimlikle hukukî işlemler yapılabilir. Kimliğin oluşturulması ve devam ettirilmesi için zorunlu olması durumunda gerekli belgeler hazırlanabilir, değiştirilebilir ve kullanılabilir.

(3) Soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin karar ve diğer belgeler ilgili Cumhuriyet Başsavcılığında muhafaza edilir. Soruşturmacının kimliği, görevinin sona ermesinden sonra da gizli tutulur. (Ek cümleler: 15/8/KHK/ md.) Soruşturmacı, kovuşturma evresinde tanık olarak dinlenmesinin zorunlu olması halinde, duruşmada hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan veya ses ya da görüntüsü değiştirilerek özel ortamda dinlenir. Bu durumda 27/12/ tarihli ve sayılı Tanık Koruma Kanununun 9 uncu maddesi hükmü kıyasen uygulanır.

(4) Soruşturmacı, faaliyetlerini izlemekle görevlendirildiği örgüte ilişkin her türlü araştırmada bulunmak ve bu örgütün faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili delilleri toplamakla yükümlüdür.

(5) Soruşturmacı, görevini yerine getirirken suç işleyemez ve görevlendirildiği örgütün işlemekte olduğu suçlardan sorumlu tutulamaz.

(6) Soruşturmacı görevlendirilmesi suretiyle elde edilen kişisel bilgiler, görevlendirildiği ceza soruşturması ve kovuşturması dışında kullanılamaz. (Ek: 21/2/–/13 md.) Suçla bağlantılı olmayan kişisel bilgiler derhâl yok edilir.

(7) Bu madde hükümleri ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir:

a) Türk Ceza Kanununda yer alan;

  1. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediğine bakılmaksızın uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde ),

  2. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde ),

  3. Silahlı örgüt (madde ) veya bu örgütlere silah sağlama (madde ).

b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.

c) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar” şeklindedir.

Bu düzenlemeden anlaşılacağı üzere gizli soruşturmacı kanundaki şartlara uyarak örgüt faaliyeti çerçevesinde veya örgütlü olup olmadığına bakılmaksızın uyuşturucu ticareti suçlarında görev yapan kişilerdir. Somut olayda sanıklara atılı fuhuş suçunun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmemiş olması nedeniyle gizli soruşturmacı görevlendirilmesi mümkün değildir. Ancak bu durum kolluk görevlisinin resmi sıfatını gizleyerek işlenen suçun tespiti, önlenmesi ve delillerin toplanması amacıyla soruşturma yapmasını da engellemeyecek, kolluk görevlisi sayılı CMK’nun ve devamı maddeleri uyarınca Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda ve genel yetkileri ile görevleri kapsamında, suç ve failini belirlemek ve suçla ilgili delil toplamak için suça azmettirmeden veya teşvik etmeden bilgi toplayabilecektir. Bu durumlarda adli kolluk görevlisinin CMK`nun maddesi gereğince değil, aynı kanunun ve devamı maddeleri uyarınca görevlendirilmesi yeterlidir. (Yener Ünver- Hakan Hakeri, Ceza Muhakemesi Hukuku Ders Kitabı, 9. Bası, Adalet Yayınevi, Ankara, , s. ). Nitekim bu husus Yargıtay Ceza Genel Kurulunun gün ve ile gün ve sayılı kararları başta olmak üzere pek çok kararında vurgulanmıştır.

Uyuşmazlık konularının isabetli bir şekilde çözümlenebilmesi için ayrıca ajan provokatör kavramı üzerinde durulmalıdır.

Ajan provokatör suç işleme kararı olmayan bir kimsede suç işleme kararı oluşturan, başka bir anlatımla o kimseyi suça azmettiren veya suça teşvik eden kimse olarak tanımlanmaktadır. (Ersan Şen, Türk Hukukunda Telefon Dinleme-Gizli Soruşturmacı-X Muhbir, 5. Baskı, Ankara, Seçkin, , s. ) Ajan provokatörler kişinin suç işlenmesini teşvik etmekte ya da kişiyi suç işlemeye azmettirmekte ve bu yolla başka türlü suç işlemeyecek bir kimsenin suç işlemesini sağlamaktadırlar. Bu yönüyle ajan provokatör, gizli soruşturmacıdan ve resmi sıfatını gizleyerek soruşturma yapan kolluk görevlilerinden ayrılmaktadır.

Ajan provokatör kullanıldığı iddiasını AİHS’nin 6. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen adil yargılanma hakkı çerçevesinde inceleyen AİHM;

Teixeira de Castro-Portekiz kararında; kolluk güçlerinin uyuşturucu temin etmesi için iletişime geçtiği başvurucunun, başka bir yerden uyuşturucuyu tedarik edip getirmesinin ardından tutuklandığı olayda, polisin başvurucunun uyuşturucu ticaretine iştirak ettiğine dair şüphe duymalarını gerektirecek herhangi bir ön bilgiye sahip olmadığını ve polis memurlarının başvurucunun tanıdıklarını hedef alan bir operasyon esnasında başvurucu ile şans eseri karşılaştıklarını vurgulayarak başvurucunun daha önce bir suç kaydı olmamasını dikkate alıp suç işlemeye meyilli olduğuna ilişkin iddiayı destekleyecek bir kanıtın bulunmadığını, kolluk görevlilerinin başvurucuyu suç işlemeye tahrik ettikleri ve bu tahrik olmasaydı suçun işleneceğine dair bir belirtinin olmadığını ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini (Başvuru no: /94, ),

Burak Hun-Türkiye kararında; kolluk adına çalışan ve uyuşturucu alıcısı gibi hareket eden üçüncü kişinin başvurucuyu arayarak kendisine uyuşturucu temin etmesini istediği, başvurucunun da bu teklifi kabul edip bir başka kişiden tedarik ettiği uyuşturucuyu teslim etmek için kolluk adına çalışan üçüncü kişi ile buluşmasının ardından uyuşturucu karşılığında seri numaraları önceden tespit edilen paraları aldığı ve sonrasında kolluk tarafından yakalandığı olayda, kolluk adına çalışan üçüncü kişinin uyuşturucu temini için başvurucuyu aramasından önce, başvurucunun suç teşkil eden bir eylem hazırlığında olduğunu gösteren hiçbir delil olmadığını, kolluğun yönlendirmesi ile hareket eden üçüncü kişinin olayda pasif bir şekilde davranmayıp başvurucuyu suç işlemeye teşvik ettiğini ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini (Başvuru no/04, ),

Belirtmiştir.

Kararlara konu olaylar incelendiğinde; Teixeira-Portekiz ve Burak Hun-Türkiye davalarında başvurucular ile iletişime geçen kişilerin kolluk görevlisi veya kolluk adına çalışan üçüncü kişi oldukları ve bu kişilerin suça konu uyuşturucu maddeleri başka kişilerden temin eden başvurucularda, daha önce var olmayan bir suç işleme kastını yarattıkları görülmektedir. Shannon/Birleşik Krallık davasında ise Teixeira-Portekiz ve Burak Hun-Türkiye davalarından farklı olarak başvurucudan uyuşturucu temin etmesini isteyen kişinin polis için, polis tarafından verilen yönergeler doğrultusunda veya polisin kontrolü altında hareket etmeyen bir gazeteci olduğu ve başvurucunun o anda uyuşturucu temini hususunda eğilimi olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre AİHM, ajan provokatör kullanıldığı iddiasına ilişkin görülen bu davalarda kişide önceden var olmayan bir suç işleme kastının yaratılıp yaratılmadığını ve başvurucular ile iletişime geçen üçüncü kişilerin polis için, polis tarafından verilen yönergeler doğrultusunda veya polisin kontrolü altında hareket edip etmediğini göz önüne alarak bir sonuca ulaşmıştır.

Hükmün gerekçesinin nasıl olması gerektiği hususunda genel bir değerlendirme yaparsak;

Mahkemeler, kararlarını hangi temele dayandırdıklarını yeterince açık olarak belirtme yükümlülüğü altındadır. Bu yükümlülük, tarafların temyiz hakkını kullanabilmeleri için gerekli olmasının yanı sıra tarafların, muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddialarının kurallara uygun biçimde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve ayrıca demokratik bir toplumda, toplumun kendi adına verilen yargı kararlarının sebeplerini öğrenmelerinin sağlanması için de gereklidir (AYM, B.N: /, , & 31; AİHM, Hadjianastassıou/Yunanistan Kararı, , & 33).

Mahkemelerin davanın taraflarınca ileri sürülen iddia ve savunmalara şeklen cevap vermiş olmaları yeterli olmayıp, iddia ve savunmalara verilen cevapların dayanaksız olmaması, mantıklı ve tutarlı olması da gerekir (AYM; B.N: /, , & 41). Böylece davanın taraflarının mahkeme kararının dayanağını öğrenerek mahkemelere ve genel olarak yargıya güven duymaları da sağlanacaktır (AYM; B.N: /, 20/3/, & 34).

Bu bağlamda, Anayasanın ile sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 34, ve maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının karşı oy da dâhil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunlu olup, hüküm; başlık, sorun, gerekçe ve sonuç, bir başka anlatımla “hüküm” bölümlerinden oluşmalıdır. Başlık bölümünde; hükmü veren mahkemenin, mahkeme başkanı ve üyelerin veya hâkimin, Cumhuriyet savcısının, zabıt kâtibinin, katılanın, mağdurun, varsa vekillerinin ve yasal temsilcilerinin adı ve soyadı ile sanığın açık kimliği ile varsa müdafiinin adı, beraat kararı dışında suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, sanığın gözaltında ya da tutuklu kaldığı tarih ve süre ile hâlen tutuklu olup olmadığı belirtilmeli, “sorun” bölümünde; iddia ve savunmada ileri sürülen görüş ve düşünceler ortaya konulmalı, “gerekçe” kısmında; dosyada mevcut deliller tartışılıp değerlendirildikten sonra hükme esas alınan ve reddedilen bütün deliller belirlenmeli, delillerle sonuç arasındaki bağ üzerinde durularak, niçin bu sonuca ulaşıldığı anlatılmalı, ulaşılan kanaatin açıklanması sırasında çelişkiye mahal vermeyecek şekilde hukuki nitelendirme yapılarak sonuç kısmında açıklanan uygulamaların dayanaklarına değinilmeli, “sonuç” ya da “hüküm” bölümünde ise, CMK’nun ve maddeleri uyarınca aynı Kanunun maddesine göre verilen kararın ne olduğu, TCK`nun 61 ve maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre uygulanan kanun maddeleri ve hükmolunan ceza miktarı, yine aynı Kanunun 53 ve devamı maddelerine göre mahkûmiyet yerine veya müeyyidenin yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbiri, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezası veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanaklar, kanun yollarına başvurma ve tazminat talep etme imkânının bulunup bulunmadığı, kanun yollarına müracaat mümkün ise kanun yolunun ne olduğu, şekli, süresi ve mercii hiçbir tereddüde yer vermeyecek biçimde açıkça gösterilmelidir.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konuları birlikte değerlendirildiğinde;

Tanık … Karaaslan’ın özel bir televizyon kanalında sunuculuğunu yaptığı programın haber hattına, Antalya’da bulunan sanık …‘nin kendisine bağlı kişilerle yabancı uyruklu kadınların pasaportlarını alarak fuhuşa zorladığının bildirilmesi üzerine tarihinde Antalya’ya geldiğini, sanık … ile iletişime geçip aynı gün yüz yüze görüşerek arkadaşları ile tatile gideceğini ve kadın istediğini söylemesi üzerine sanık …‘nin bu talep doğrultusunda üç gün içerisinde kendisine kadın gösterdiğini, fiyatlarının ile Amerikan Doları arasında olduğunu belirttiğini, son görüşmelerinde sanık …’ye Beldibi’nde bulunan … Otelde kalacağını söyleyip yanından ayrıldığını beyan ederek maddesindeki koruma tedbirine münhasıran kullanılan “gizli soruşturmacı” kavramına yer verilmesinin bu koruma tedbirine başvurulduğu anlamına gelmeyeceği gibi Cumhuriyet savcısı tarafından CMK’nun maddesi uyarınca yapılan görevlendirmeyi de usule aykırı hâle getirmeyeceği ve bu kapsamda sanıklar hakkında toplanan delilleri, sanık … hakkındaki hukuka aykırı şekilde elde edilmiş görüntü kayıtlarını değerlendirme dışında bırakarak karar yerinde gösterip tartışan yerel mahkeme hükmünün, Özel Dairece yapılacak temyiz incelemesinde suçların sübutunu değerlendirme bakımından yasal ve yeterli gerekçeye sahip olduğu kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının her iki uyuşmazlık konusu bakımından kabulüne karar vermek gerekir.

İkinci uyuşmazlık konusunda çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi …;

“Dosyamızda özetle bir TV kanalında haber programında çalışan tanık … haber yapmak amacıyla kendine gelen ihbarı gizli kameraya almış ve bu durumu Beldibi Jandarma Komutanlığına ihbarda bulunmuş kolluk kuvvetleri de sanık Ali kod adlı Nesimi’yi telefonla arayarak dört arkadaşı ile birlikte tatile çıkacaklarını söyleyerek 5 bayan istemiş, kolluk görevlisi ile buluşan sanık … yanında 5 bayan ile gelmiş, üç bayan ile anlaşmaya varılmış ancak başkaca bayan olup olmadığının sorulması üzerine Abdurrahman`ı arayan … üç bayan … aracılığıyla getirtmiş ve kolluk kuvvetlerince yakalanmıştır. Mağdurlardan … haricindeki mağdurlar sanıkların kendilerine fuhuş yaptırmadıklarını beyan etmişlerdir.

Dosya içinde 25/07/ tarihli tutanakla tanık …`ın yabancı uyruklu bayanların zorla fuhuşa sürüklendiği ihbarı üzerine Kemer Cumhuriyet Başsavcısı ile görülüşüldüğü alınan durumu değerlendirin talimatı üzerine seri numaraları yazılı dolarla birlikte gizli görevli olarak görevlendirilmişlerdir.

A- Organize suçların toplum için yarattığı yıkıcı tehlike ve gelişen teknolojik gelişmeler karşısında örgütlü olarak işlenen terör ve çıkar amaçlı suçlarla mücadele için ceza muhakemesinde yeni koruma tedbirlerine başvurulması zorunluluğu son 50 yılda zorunluluk haline gelmiş bu kapsamda yer alan koruma tedbirlerinden biri olan gizli soruşturmacı tedbiri pozitif hukukumuza ilk kez sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu ile girmiştir. Daha sonra yürürlüğe giren CMK ile bu koruma tedbiri maddede yeniden düzenlenmiştir.

CMK’nın maddesi uyarınca gizli soruşturmacı tedbirine ancak CMK`nın maddesinde sayılan katalog içerisinde yer alan suçları işleyen örgüt ve örgüt mensubu suçlu aleyhine başvurulabilir. Örgüt faaliyeti kapsamında işlenmeyen suçlar yönünden gizli soruşturmacı görevlendirilemez.

Ancak parada sahtecilik, uyuşturucu madde ticareti ile fuhuş gibi suçlarda faile ulaşmak ve delil elde etmek amacıyla kolluk görevlisinin kimliğini gizleyerek delil toplanmasının hukuka uygun olup olmadığı ile bunun hangi hallerde hukuka uygun sayılacağının tespiti gerekir.

 

ADLÎ YARGI İLK DERECE MAHKEMELERİ İLE BÖLGE ADLİYE

MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YETKİLERİ

HAKKINDA KANUN

 

Kanun Numarası                    :

Kabul Tarihi                           : 26/9/

Yayımlandığı Resmî Gazete   : Tarih  : 7/10/        Sayı  :

Yayımlandığı Düstur              : Tertip : 5                      Cilt   : 43

Genel Hükümler

Amaç ve kapsam

Madde 1- Bu Kanun, adlî yargı ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkilerini düzenler.

 

Ä°lk derece mahkemeleri

Madde 2- Adlî yargı ilk derece mahkemeleri, hukuk ve ceza mahkemeleridir.

 

Bölge adliye mahkemeleri

Madde 3 - Adlî yargı ikinci derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleridir.

 

Ä°KÄ°NCÄ° KISIM

Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Hukuk Mahkemeleri

Hukuk mahkemeleri

Madde 4- Hukuk mahkemeleri, sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer hukuk mahkemeleridir.

 

Hukuk mahkemelerinin kuruluÅŸu

Madde 5- Hukuk mahkemeleri, her il merkezi ile bölgelerin coğrafî durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur.

(Değişik ikinci fıkra: 18/6/–/45 md.) Sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri tek hâkimlidir.

(Mülga fıkra: 9/2//13 md.; Yeniden düzenleme: 18/6/–/45 md.) Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri bir milyon Türk lirasının üzerinde olan dava ve işler ile dava değerine bakılmaksızın;

1. İflas, (…)iflasın kaldırılması, iflasın kapatılması, konkordato ve yeniden yapılandırmadan kaynaklanan iş ve davalara,(2)

2. 13/1/ tarihli ve sayılı Türk Ticaret Kanununda hâkimin kesin olarak karara bağlayacağı işler ile davalara,

3. Şirketler ve kooperatifler hukukundan kaynaklanan genel kurul kararlarının iptali ve butlanına ilişkin davalara, yönetim organları ve denetim organları aleyhine açılacak sorumluluk davalarına, organların azline ve geçici organ atanmasına ilişkin davalara, fesih, infisah ve tasfiyeye yönelik davalara,

4. 12/1/ tarihli ve sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa ve 21/6/ tarihli ve sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa göre yapılan tahkim yargılamasında; tahkim şartına ilişkin itirazlara, (…)hakemlerin seçimi ve reddine yönelik davalar ile yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfizine yönelik davalara,(3)

ilişkin tüm yargılama safhaları, bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülür ve sonuçlandırılır. (Ek cümle/7//54 md.) Bu iş ve davalarda mahkeme başkanı, belirli bazı tahkikat işlemlerini yapmak üzere üyelerden birini naip hâkim olarak görevlendirebilir. Heyet hâlinde bakılacak davalarla ilgili olmak üzere, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra talep edilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirler de heyet tarafından incelenir ve karara bağlanır. Bu fıkrada belirtilen dava ve işler dışında kalan uyuşmazlıklar mahkeme hâkimlerinden biri tarafından görülür ve karara bağlanır. Başkan ve üye hâkimler arasında dağılıma ilişkin esaslar, işlerde denge sağlanacak biçimde mahkeme başkanı tarafından önceden tespit edilir.(Ek cümle: 28/3//15 md.)Bu fıkrada belirtilen parasal sınır, sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasına göre artırılır.

Özel kanunlarla kurulan diğer hukuk mahkemelerinin kuruluşuna ilişkin hükümler saklıdır.

(Değişik beşinci fıkra/4/–/10 md.) İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. Özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.

Hukuk mahkemeleri bulundukları il veya ilçenin adı ile anılır.

 

Hukuk mahkemelerinin görevleri

Madde 6- Sulh hukuk mahkemeleri, tarihli ve sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile diğer kanunlarda belirtilen görevleri yerine getirir.

Asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar.

Özel kanunlarla kurulan hukuk mahkemelerinin görevleri saklıdır.

 

Hukuk mahkemelerinin yargı çevresi

Madde 7- Hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adlî yönden bağlanan ilçelerin idarî sınırlarıdır. (Ek cümle/7//55 md.) Ancak özel kanunlarla kurulanlar da dâhil olmak üzere, hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenebilir.

(Mülga ikinci fıkra/7//55 md.)

Coğrafî durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir hukuk mahkemesinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, özel kanunlarında yargı çevresi belirtilmemiş olan hukuk mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.

 

İKİNCİ BÖLÜM

Ceza Mahkemeleri

Ceza mahkemeleri

Madde 8- Ceza mahkemeleri, (…) asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemeleridir.(4)

 

Ceza mahkemelerinin kuruluÅŸu

Madde 9- Ceza mahkemeleri, her il merkezi ile bölgelerin coğrafî durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur.

(…) asliye ceza mahkemeleri tek hâkimlidir.(5)

Ağır ceza mahkemesinde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Bu mahkeme bir başkan ve iki üye ile toplanır.

Özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerinin kuruluşuna ilişkin hükümler saklıdır.

İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde ceza mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. (Ek cümleler: 2/12//39 md.) Özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar, Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmakla yükümlüdür. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca iş dağılımının yapıldığı tarih itibarıyla görülmekte olan davalarda daireler, iş bölümü gerekçesiyle dosyaları diğer bir daireye gönderemez.

Ceza mahkemeleri bulundukları il veya ilçenin adı ile anılır.

 

Sulh ceza hâkimliği

Madde (Değişik: 18/6/–/48 md.)

Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla sulh ceza hâkimliği kurulmuştur.

İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde birden fazla sulh ceza hâkimliği kurulabilir. Bu durumda sulh ceza hâkimlikleri numaralandırılır. Müstakilen sulh ceza hâkimliğinde görevlendirilen hâkimler, adli yargı adalet komisyonlarınca başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez.

Sulh ceza hâkimliğinde bir yazı işleri müdürü ile yeteri kadar personel bulunur.

Sulh ceza hâkimliği, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur.

Sulh ceza hâkimliği bulundukları il veya ilçenin adı ile anılır.

Sulh ceza hâkimliğinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adli yönden bağlanan ilçelerin idari sınırlarıdır.

Ağır ceza mahkemeleri ile büyükşehir belediyesi bulunan illerde, büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki il ve ilçenin adı ile anılan sulh ceza hâkimliğinin yargı çevresi, il veya ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.

Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir sulh ceza hâkimliğinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.

 

Asliye ceza mahkemesinin görevi

Madde Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, sulh ceza hâkimliği ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır.

 

Ağır ceza mahkemesinin görevi

Madde (Değişik: 21/2/ – /2 md.)

Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanununda yer alan yağma (m. ), irtikâp (m. /1 ve 2), resmî belgede sahtecilik (m. /2), nitelikli dolandırıcılık (m. ), hileli iflâs (m. ) suçları, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (, , , ve nci maddeler hariç) ve 12/4/ tarihli ve sayılı Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler, askerî mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler ile çocuklara özgü kovuşturma hükümleri saklıdır.

 

Diğer ceza mahkemelerinin görevleri

Madde Diğer ceza mahkemeleri, özel kanunlarla belirlenen dava ve işleri görür.

 

Mahkemenin görevinin belirlenmesi

Madde Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur.

 

Ceza mahkemelerinin yargı çevresi

Madde Ceza mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adlî yönden bağlanan ilçelerin idarî sınırlarıdır.

Ağır ceza mahkemeleri ile büyükşehir belediyesi bulunan illerde, büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki il ve ilçenin adı ile anılan sulh veya asliye ceza mahkemelerinin yargı çevresi, il veya ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.

Coğrafî durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir ceza mahkemesinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin değiştirilmesine, özel kanunlarında yargı çevresi belirtilmemiş olan diğer ceza mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.

(Ek fıkra: 1/7//29 md.) Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerinde tanımlanan suçlar ( inci, uncu, üncü, inci ve nci maddeler hariç) ile sayılı Kanunun kapsamına giren suçlar sebebiyle açılan davalar, suçun işlendiği yerin bağlı olduğu ilin adıyla anılan ağır ceza mahkemesinde görülür.

 

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Cumhuriyet Başsavcılığı

Cumhuriyet başsavcılığının kuruluşu

Madde Mahkeme kuruluşu bulunan her il merkezi ve ilçede o il veya ilçenin adı ile anılan bir Cumhuriyet başsavcılığı kurulur.

Cumhuriyet başsavcılığında, bir Cumhuriyet başsavcısı ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı bulunur. Gerekli görülen yerlerde Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun kararıyla bir veya birden fazla Cumhuriyet başsavcıvekili atanır.


Cumhuriyet başsavcılığının görevleri

Madde Cumhuriyet başsavcılığının görevleri şunlardır:

1. Kamu davasının açılmasına yer olup olmadığına karar vermek üzere soruşturma yapmak veya yaptırmak,

2. Kanun hükümlerine göre, yargılama faaliyetlerini kamu adına izlemek, bunlara katılmak ve gerektiğinde kanun yollarına başvurmak,

3. Kesinleşen mahkeme kararlarının yerine getirilmesi ile ilgili işlemleri yapmak ve izlemek,

4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

 

Cumhuriyet başsavcısının görevleri

Madde Cumhuriyet başsavcısının görevleri şunlardır:

1. Cumhuriyet başsavcılığını temsil etmek,

2. Başsavcılığın verimli, uyumlu ve düzenli bir şekilde çalışmasını sağlamak, iş bölümünü yapmak,

3. Gerektiğinde adlî göreve ilişkin işlemleri yapmak, duruşmalara katılmak ve kanun yollarına başvurmak,

4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

Ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcısının; ağır ceza mahkemesinin yargı çevresinde görevli Cumhuriyet başsavcıları, Cumhuriyet başsavcıvekilleri, Cumhuriyet savcıları ile bağlı birimler üzerinde gözetim ve denetim yetkisi vardır.

Asliye ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcısının o yer yargı çevresinde görevli Cumhuriyet savcıları ile bağlı birimler üzerinde gözetim ve denetim yetkisi vardır.

(Ek fıkra/6//2 md.) Cumhuriyet başsavcısı, Cumhuriyet savcılarının soruşturmayı sonlandıran kararları arasında oluşabilecek farklılıkların giderilmesi ile bu kararların kanuna uygunluğunun denetlenmesi hususlarında görevli ve yetkilidir.

 

Cumhuriyet başsavcıvekilinin görevleri

Madde Cumhuriyet başsavcıvekilinin görevleri şunlardır:

1. Cumhuriyet başsavcısının verdiği görevleri yerine getirmek,

2. Cumhuriyet savcılarının adlî ve idarî görevlerine ilişkin işlemlerini inceleyip Cumhuriyet başsavcısına bilgi vermek,

3. Gerektiğinde adlî göreve ilişkin işlemleri yapmak, duruşmalara katılmak ve kanun yollarına başvurmak,

4. Cumhuriyet başsavcısının yokluğunda ona vekâlet etmek.

Aynı yerde görev yapan birden çok Cumhuriyet başsavcıvekili bulunduğunda, Cumhuriyet başsavcısına vekâlet edecek olanı Cumhuriyet başsavcısı belirler.

 

Cumhuriyet savcısının görevleri

Madde Cumhuriyet savcısının görevleri şunlardır:

1. Adlî göreve ilişkin işlemleri yapmak, duruşmalara katılmak ve kanun yollarına başvurmak,

2. Cumhuriyet başsavcısı tarafından verilen adlî ve idarî görevleri yerine getirmek,

3. Gerektiğinde Cumhuriyet başsavcısına vekâlet etmek,

4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

Aynı yerde görev yapan Cumhuriyet başsavcıvekili bulunmadığında, Cumhuriyet başsavcısına vekâlet edecek olanı Cumhuriyet başsavcısı belirler.

 

Cumhuriyet savcılarının yetkisi

Madde Cumhuriyet savcıları, bulundukları il merkezi veya ilçenin idarî sınırları ile bunlara adlî yönden bağlanan ilçelerin idarî sınırları içerisinde yetkilidirler.

Ağır ceza mahkemesi ile özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerinin yargı çevresinde yer alan Cumhuriyet başsavcılıkları, yetki alanları içerisinde yürüttükleri bu mahkemelerin görevine giren suçlarla ilgili soruşturmaları yapar ve ivedi, zorunlu işlerin tamamlanmasından sonra düşünce yazısına soruşturma evrakını ekleyip ağır ceza mahkemesi veya özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerinin Cumhuriyet başsavcılığına gönderirler.

Büyükşehir belediye sınırları içerisinde bulunan Cumhuriyet başsavcıları, bu yer ceza mahkemelerinin yargı çevresinde yetkilidir. Ancak, büyükşehir belediye sınırları içerisinde yer alan ağır ceza mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerinin görevine giren işlerde yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

(Mülga dördüncü fıkra: 11/5//4 md.; Yeniden düzenleme: 1/7//30 md.) Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerinde tanımlanan suçlar ( inci, uncu, üncü, inci ve nci maddeler hariç) ile sayılı Kanunun kapsamına giren suçlar sebebiyle açılan soruşturmalar suçun işlendiği yerin bağlı olduğu ilin adıyla anılan Cumhuriyet başsavcılığınca yürütülür. İl Cumhuriyet savcısı, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısından soruşturmanın kısmen veya tamamen yapılmasını isteyebilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı zorunlu olan delilleri toplar ve gerekmesi hâlinde alınacak kararlar bakımından bulunduğu yer sulh ceza hâkimliğinden talepte bulunur.

Diğer kanunların Cumhuriyet savcılarının yetkisine ilişkin hükümleri saklıdır.

 

Duruşmalarda Cumhuriyet başsavcılığını temsil

Madde Kanunlarda Cumhuriyet savcılığının görev yapacağı belirtilen mahkemelerdeki duruşmalara, Cumhuriyet başsavcısı, görevlendireceği Cumhuriyet başsavcıvekili veya Cumhuriyet savcısı katılır. Gerektiğinde duruşmalara birden çok Cumhuriyet savcısı katılabilir.

 

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Ortak Hükümler

Adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu

Madde Ağır ceza mahkemelerinin bulunduğu yargı çevresinde görev yapmak üzere bir adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu kurulur. Bu komisyonun kuruluş şekli, görev ve yetkileri hakkında tarihli ve sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun ilâ inci maddeleri uygulanır.

 

Müdürlükler

Madde Her mahkemede bir yazı işleri müdürlüğü kurulur.

Her Cumhuriyet başsavcılığında, yazı işleri müdürlüğü ile Adalet Bakanlığınca gerekli görülen yerlerde ayrıca idarî, malî ve teknik işlerle ilgili müdürlükler kurulur.

Her müdürlükte bir müdür ile yeterli sayıda memur bulunur.

 

ÜÇÜNCÜ KISIM

Bölge Adliye Mahkemeleri

 

BİRİNCİ BÖLÜM

KuruluÅŸ

KuruluÅŸ

Madde Bölge adliye mahkemeleri, bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen yerlerde, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur.

Bölge adliye mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine, değiştirilmesine veya bu mahkemelerin kaldırılmasına Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.

Birinci ve ikinci fıkra gereğince alınacak kararlar, Resmî Gazetede yayımlanır.

 

Bölge adliye mahkemelerinin oluşumu

Madde Bölge adliye mahkemeleri, başkanlık, ceza daireleri başkanlar kurulu, hukuk daireleri başkanlar kurulu, daireler, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı, bölge adliye mahkemesi adalet komisyonu ve müdürlüklerden oluşur.

 

Bölge adliye mahkemesi başkanlığı

Madde Her bölge adliye mahkemesinde bir başkan bulunur. Başkanlık, başkan ile yazı işleri müdürlüğünden oluşur.

 

Bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulu

Madde (Değişik birinci fıkra: 20/7//10 md.) Bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulu, bölge adliye mahkemesi başkanı ve ilgili dairelerin başkanlarından oluşur.

Bölge adliye mahkemesi başkanının bulunmadığı hâllerde kurulun başkanlığını ilgili daire başkanlarından kıdemli olanı yerine getirir.(9)

Daire başkanının mazereti hâlinde, o dairenin kıdemli üyesi kurula katılır.


Bölge adliye mahkemesi daireleri

Madde Bölge adliye mahkemeleri, hukuk ve ceza dairelerinden oluşur. Her bölge adliye mahkemesinde en az üç hukuk ve en az iki ceza dairesi bulunur. Gerekli hâllerde dairelerin sayısı, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca artırılıp azaltılabilir.

Dairelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur.

 

Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı

Madde Her bölge adliye mahkemesinde bir Cumhuriyet başsavcılığı bulunur. Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığı, Cumhuriyet başsavcısı ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısından oluşur.

En kıdemli Cumhuriyet savcısı, Cumhuriyet başsavcıvekili olarak görev yapar.

 

Bölge adliye mahkemesi adalet komisyonu

Madde Her bölge adliye mahkemesinde bir bölge adliye mahkemesi adalet komisyonu bulunur.

Komisyon, bölge adliye mahkemesi başkanının başkanlığında, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca daire başkanları arasından belirlenen bir asıl üye ile bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcısından oluşur. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ayrıca daire başkan veya üyeleri arasından bir yedek üye belirler. Başkanın yokluğunda en kıdemli daire başkanı, Cumhuriyet başsavcısının yokluğunda Cumhuriyet başsavcıvekili ve asıl üyenin yokluğunda yedek üye komisyona katılır.

Komisyon eksiksiz toplanır ve çoğunlukla karar verir.

 

Müdürlükler

Madde Bölge adliye mahkemesi başkanlığında, dairelerinde, Cumhuriyet başsavcılığında ve adalet komisyonunda birer yazı işleri müdürlüğü, Cumhuriyet başsavcılığında ayrıca bir idarî işler müdürlüğü ile ihtiyaç duyulan diğer müdürlükler kurulur.

Her müdürlükte bir müdür ile yeterli sayıda memur bulunur.

Müdürlüklerde çalışanların atama, disiplin ve diğer özlük işlerinde adlî yargı ilk derece mahkemelerinde görevli personelin tâbi oldukları hükümler uygulanır.

 

İKİNCİ BÖLÜM

Görevler

Bölge adliye mahkemelerinin görevleri

Madde Bölge adliye mahkemelerinin görevleri şunlardır:

1. Adlî yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamak,

2. (Mülga: 9/2/ – /14 md.)

3. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

 

Başkanın görevleri

Madde Bölge adliye mahkemesi başkanının görevleri şunlardır:

1. Mahkemeyi temsil etmek,

2. Bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kuruluna ve adalet komisyonuna başkanlık etmek, ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulu ile komisyon kararlarını yürütmek,(11)

3. Mahkemenin uyumlu, verimli ve düzenli çalışmasını sağlamak, genel yönetim işlerini yürütmek ve bu yolda uygun göreceği önlemleri almak,

4. (Ek: 15/8/KHK/9 md.; Aynen kabul: 10/11//9 md.) Hukukî veya fiilî nedenlerle bir dairenin kendi üyeleri ile toplanamadığı hâllerde ilgisine göre diğer dairelerden kıdem ve sıraya göre üye görevlendirmek,(10)

5. Bölge adliye mahkemesi memurlarını denetlemek veya denetletmek, personelden kendisine doğrudan bağlı olanlar hakkında ilgili kanunda belirtilen disiplin cezalarını uygulamak,(10)

6. Hükme bağlanan işlerde adlî yargı ilk derece mahkeme hâkim ve savcılarına verilen not fişlerini mercilerine göndermek,(10)

7. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.(10)

 

Başkanlar kurulunun görevleri

Madde Bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulu kendi aralarında toplanır ve aşağıdaki görevleri yaparlar:(12)

1. Daireler arasında çıkan iş bölümü uyuşmazlıklarını karara bağlamak,(12)

2. (Mülga: 15/8/KHK/10 md.; Aynen kabul: 10/11//10 md.)

3. Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek,

4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.

(Değişik fıkra: 20/11/ – KHK/92 md.; Aynen kabul: 1/2//87 md.) (3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.

Başkanlar kurulu eksiksiz toplanır ve çoğunlukla karar verir.

(Ek fıkra: 20/7//12 md.) Gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak bölge adliye mahkemeleri ceza ve hukuk daireleri arasındaki iş bölümü, Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir.

 

Hukuk dairelerinin görevleri

Madde Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin görevleri şunlardır:

1. Adlî yargı ilk derece hukuk mahkemelerinden verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılan başvuruları inceleyip karara bağlamak,

2. (Mülga: 9/2/ – /14 md.)

3. Yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek,

4. Yargı çevresindeki yetkili adlî yargı ilk derece hukuk mahkemesinin bir davaya bakmasına fiilî veya hukukî bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edildiği takdirde, o davanın bölge adliye mahkemesi yargı çevresi içerisinde başka bir hukuk mahkemesine nakline veya yetkili mahkemenin tayinine karar vermek,

5. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

 

Ceza dairelerinin görevleri

Madde Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin görevleri şunlardır:

1. Adlî yargı ilk derece ceza mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamak,

2. Yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece ceza mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek,

3. Yargı çevresindeki adlî yargı ilk derece ceza mahkemeleri hâkimlerinin davayı görmeye hukukî veya fiilî engellerinin çıkması hâlinde, o davanın bölge adliye mahkemesi yargı çevresi içerisinde başka bir adlî yargı ilk derece ceza mahkemesine nakli hakkında karar vermek,

4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

 

Daire başkanlarının görevleri

Madde Bölge adliye mahkemesi daire başkanlarının görevleri şunlardır:

1. Dairelerinde uyumlu, verimli ve düzenli bir çalışmanın gerçekleşmesini ve işlerin makul süre içinde incelenmesini ve karara bağlanmasını sağlamak, dairenin kendi kararları arasında meydana gelen farklılık ve uyumsuzlukların giderilmesi için tedbirler almak, dosya hakkında rapor hazırlayacakları tespit etmek ve kararların yazılmasını sağlamak,

2. Personelin sicil raporlarını düzenlemek, izin isteklerini düşünceleriyle birlikte adalet komisyonuna aktarmak,

3. Dairede görevli yazı işleri müdürlüğünün işleyişini denetlemek ve personel hakkında ilgili kanunda belirtilen disiplin cezalarını uygulamak,

4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

 

Üyelerin görevleri

Madde Bölge adliye mahkemesi üyelerinin görevleri şunlardır:

1. Daire başkanı tarafından verilen dosyaları gerekli şekilde ve zamanında inceleyerek heyete sunmak, rapor hazırlamak ve kararlarını yazmak,

2. Dairelerindeki duruşma ve müzakerelere katılmak,

3. Dairenin uyumlu, verimli ve düzenli çalışmasının sağlanmasında ve işlerin makul süre içinde incelenip karara bağlanmasında daire başkanına yardım etmek,

4. Bu Kanun uyarınca daire başkanı tarafından verilen diğer görevleri yapmak.

 

Cumhuriyet başsavcısının görevleri

Madde Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcısının görevleri şunlardır:

1. Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcılığını temsil etmek,

2. Cumhuriyet başsavcılığının verimli, uyumlu ve düzenli bir şekilde çalışmasını sağlamak,

3. Bölge adliye mahkemesinin genel yönetim işlerini yürütmek,

4. Bölge adliye mahkemesine gelen ceza davalarına ilişkin hüküm ve kararlara ait dosyaların duruşmalarına katılmayı sağlamak,

5. Ceza dairelerinin kararlarına karşı gerektiğinde kanun yollarına başvurmak,

6. Dairelerin benzer olaylarda kesin olarak verdikleri kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için ceza daireleri başkanlar kuruluna veya hukuk daireleri başkanlar kuruluna başvurmak,

7. Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcılarının ilerleme belgelerini düzenlemek,

8. Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcıları üzerinde gözetim ve denetim yetkisini kullanmak,

9. Cumhuriyet başsavcılığı müdürlüklerini ve personelini denetlemek veya denetletmek,

Cumhuriyet başsavcılığında görevli personel hakkında ilgili kanunda belirtilen disiplin cezalarını uygulamak,

Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

(Ek fıkra/6//3 md.) Cumhuriyet başsavcısı, Cumhuriyet savcılarının soruşturmayı sonlandıran kararları arasında oluşabilecek farklılıkların giderilmesi ile bu kararların kanuna uygunluğunun denetlenmesi hususlarında görevli ve yetkilidir.

 

Cumhuriyet savcılarının görevleri

Madde Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcılarının görevleri şunlardır:

1. Bölge adliye mahkemesine gelen ceza davalarına ilişkin hüküm ve kararlara ait dosyaların duruşmalarına katılmak,

2. Ceza daireleri kararlarına karşı gerektiğinde kanun yollarına başvurmak,

3. Cumhuriyet başsavcısının vereceği diğer görevleri yapmak,

4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.

 

Bölge adliye mahkemesi adalet komisyonunun görevleri

Madde Bölge adliye mahkemesi adalet komisyonunun görevleri şunlardır:

1. Bölge adliye mahkemelerinin hâkim ve savcıları dışında kalan personeli hakkında, kanunlarla adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonuna verilen tüm görevleri yerine getirmek,

2. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.


ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Nitelik ve Atama

Bölge adliye mahkemesi başkanı, daire başkanları ve üyelerin nitelikleri ve atanmaları

Madde (Değişik: 18/6/–/50 md.)

Bölge adliye mahkemesi başkanı ve daire başkanları birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş; daire üyeleri ise en az birinci sınıfa ayrılmış olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adli yargı hâkim ve savcıları arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca atanır.

 

Cumhuriyet başsavcısı ve savcılarının nitelikleri ve atanmaları

Madde (Değişik: 18/6/–/51 md.)

Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcıları birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş; Cumhuriyet savcıları ise hâkimlik ve savcılık mesleğinde fiilen en az sekiz yıl görev yapmış ve üstün başarısı ile bölge adliye mahkemesinde yararlı olacağı anlaşılmış bulunan adli yargı hâkim ve savcıları arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca atanır.

 

İstek üzerine atama

Madde (Değişik birinci fıkra: 18/6/–/52 md.) Yargıtay daire başkanı ve üyeleri, istekleri üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bölge adliye mahkemesi başkanlığına, daire başkanlıklarına veya Cumhuriyet başsavcılığına dört yıllığına atanabilirler. Başka bir bölge adliye mahkemesine yapılacak atamalarda da aynı usul uygulanır. Bu şekilde atananların; Yargıtay üyeliği sıfatı, kadrosu, aylık ve ödeneği ile her türlü özlük hakları korunur; aylık ve ödenekleri ile her türlü mali ve sosyal haklarının Yargıtay bütçesinden ödenmesine devam olunur; disiplin ve ceza soruşturma ve kovuşturmaları Yargıtay üyeleri hakkındaki hükümlere tabidir; bu görevde geçirdikleri süre Yargıtay üyeliğinde geçmiş sayılır. Bu kişiler; Yargıtay üyeleri tarafından Yargıtayda yapılan iş ve işlemlere katılamazlar; Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliği seçimleri hariç Yargıtaydaki seçimlerde aday olamaz ve oy kullanamazlar; istekleri üzerine Yargıtaydaki görevlerine geri dönerler.

Adlî yargı hâkim sınıfından olan Adalet Bakanlığı yüksek müşavirleri, müsteşar yardımcıları, Teftiş Kurulu Başkanı ve genel müdürleri, bağımsız daire başkanları istekleri üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bölge adliye mahkemesi başkanlığına, daire başkanlıklarına veya Cumhuriyet başsavcılığına atanabilirler.

 

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Ortak Hükümler

Toplantı ve karar

Madde Her daire, bir başkan ve iki üyenin katılmasıyla toplanır. Görüşmeler gizli yapılır, kararlar çoğunlukla verilir. (Ek cümleler/2//6 md.) İş yoğunluğu dikkate alınarak, üye sayısının yeterli olması hâlinde dairelerde birden fazla heyet oluşturulabilir. Oluşturulan diğer heyetlere, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun belirleyeceği üye başkanlık eder.

Hukukî veya fiilî nedenlerle bir daire toplanamazsa, bölge adliye mahkemesi başkanının kararıyla diğer dairelerden, bu da mümkün olmazsa, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca diğer bölge adliye mahkemelerinden yetkili olarak görevlendirilen üyelerle eksiklik tamamlanır.

Daire başkanının hukukî veya fiilî nedenlerle bulunamaması halinde dairenin en kıdemli üyesi daireye başkanlık yapar.

 

Soruşturma ve kovuşturma usulü

Madde Bölge adliye mahkemesi başkanı, daire başkanları, üyeleri, Cumhuriyet başsavcısı ve Cumhuriyet savcılarının görevden doğan veya görev sırasında işlenen suçları ile şahsî suçlarından, sıfat ve görevleri gereklerine uymayan tutum ve davranışlarından dolayı haklarında yapılacak soruşturma ve kovuşturmalarda özel kanunlarında yazılı hükümler uygulanır.

Şu kadar ki, bunların görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle soruşturma ve kovuşturma mercii olarak kanunda yazılı ağır ceza mahkemesi ile bu mahkeme nezdindeki Cumhuriyet başsavcısına verilen görevler, en yakın bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin suç türüne göre görevli ceza dairesi ile bu mahkeme nezdindeki Cumhuriyet başsavcısı tarafından yerine getirilir. Kovuşturma mercii Yargıtayın görevli ceza dairesidir.

Bölge adliye mahkemesi başkanı, daire başkanları, üyeleri, Cumhuriyet başsavcısı ve Cumhuriyet savcılarının şahsî suçları hakkında genel hükümlere göre yapılacak soruşturma ve kovuşturma görevi, en yakın bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcısı ile bu bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin suç türüne göre görevli ceza dairesine aittir.(Ek cümle: 18/6//53 md.) Daire kararlarına karşı 4/12/ tarihli ve sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun nci maddesinde yer alan hükümler çerçevesinde temyiz başvurusu yapılabilir.

(Ek fıkra: 17/4/KHK/3 md.; Aynen kabul: 1/2//2 md.) Soruşturma aşamasında hâkim kararı gerektiren işlemlere dair Cumhuriyet başsavcılığının talepleri ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara yapılan itirazlar hakkında, soruşturma konusu suçların en ağırına bakmakla görevli bölge adliye mahkemesi ceza dairesini numara itibarıyla izleyen ceza dairesi başkanı tarafından karar verilir. Suçun son numaralı ceza dairesinin görevine girmesi halinde talebi inceleme yetkisi birinci ceza dairesi başkanına aittir. Hâkim kararı gerektiren işlemlerde başkanın verdiği kararlara karşı yapılan itirazı, numara itibarıyla izleyen ceza dairesi başkanı inceler. Son numaralı daire başkanının kararı, birinci ceza dairesi başkanı tarafından incelenir.

(Ek fıkra: 17/4/KHK/3 md.; Aynen kabul: 1/2//2 md.) Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcıları ile ceza dairelerinin idarî yaptırım kararı verme yetkisi bakımından 30/3/ tarihli ve sayılı Kabahatler Kanununun 22 ila 31 inci maddeleri uygulanır. Cumhuriyet savcısının verdiği idarî yaptırım kararlarına karşı bölge adliye mahkemesi ceza dairesine başvurulabilir.

 

Denetleme

Madde Bölge adliye mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri Cumhuriyet başsavcılıkları ile bölge adliye mahkemeleri adalet komisyonlarının denetimleri, ilgisine göre Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu başmüfettişleri veya adalet başmüfettişlerince yapılır.

 

DÖRDÜNCÜ KISIM

Son Hükümler

Değiştirilen hükümler

Madde –( tarihli ve sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)

 

Madde ( tarihli ve sayılı Yargıtay Kanunu ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)

 

Madde ( tarihli ve sayılı Harçlar Kanunu ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)

 

Madde Bu Kanunla kurulan bölge adliye mahkemelerinin ihtiyaçları için Adalet Bakanlığı taşra teşkilâtında kullanılmak üzere ekli (1) ve (2) sayılı listelerde yer alan kadrolar ihdas edilerek sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) ve (II) sayılı Cetvellerin ilgili bölümlerine eklenmiştir.

 

Kaldırılan hükümler

Madde tarihli ve sayılı Mehakimi Şer'iyenin İlgasına ve Mehakimin Teşkilatına Ait Ahkâmı Muaddil Kanun, 11 Nisan tarihli Sulh Hâkimleri Hakkında Kanunu Muvakkat, tarihli ve sayılı Ceza Kanununun Mevkii Mer'iyete Vaz'ına Müteallik Kanunun 25, 26, 27, 28 ve 29 uncu maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.

 

Yargı çevresinin değişmesi

Ek Madde 1-(Ek: 15/8/KHK/ md.; Aynen kabul: 1/2// md.)

Bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinin 25 inci madde uyarınca değişmesi halinde, bu değişikliğin uygulanması için Resmî Gazetede belirlenen tarihten önce ilk derece mahkemelerince verilen kararların istinaf incelemesinde, karar tarihi itibarıyla yetkili bölge adliye mahkemelerince yargı çevresinin değiştiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilemez. Yargı çevresinin değiştirilmesinden önce istinaf incelemesinden geçen dosyalar, yeniden istinaf incelemesine konu edilmesi halinde de ilk incelemeyi yapan bölge adliye mahkemesince sonuçlandırılır.

Bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinin 25 inci madde uyarınca değişmesi halinde, bu değişikliğin uygulanması için Resmî Gazetede belirlenen tarihten önce bölge adliye mahkemeleri Cumhuriyet başsavcılığınca açılan soruşturmalar ile bölge adliye mahkemelerinde yürütülmekte olan kovuşturmalarda yargı çevresinin değiştiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilemez. Soruşturma neticesinde açılacak kamu davaları da aynı yer bölge adliye mahkemesinde görülür.

 

Geçici Madde 1- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte görüşülmekte olan dava ve işlerde mahkemelerin görevinde bir değişikliğin söz konusu olduğu hallerde, üst görevli mahkemeler yargılamaya devam ederler, alt görevli mahkemeler görevsizlik kararı vererek dosyayı üst görevli mahkemeye gönderirler.

 

Geçici Madde 2- Adalet Bakanlığı, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde 25 inci maddede öngörülen bölge adliye mahkemelerini kurar. Bölge adliye mahkemelerinin kuruluşları, yargı çevreleri ve tüm yurtta göreve başlayacakları tarih, Resmî Gazetede ilân edilir.

Bölge adliye mahkemeleri göreve başlamadan önce Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu mahkemelerin başkanları, daire başkanları ve üyeleri ile Cumhuriyet başsavcısı ve savcılarının atamaları yapılır. Bölge adliye mahkemelerinde görev yapacak diğer personelin atamaları da aynı süre içinde yapılır.

 

Geçici Madde 3- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak en geç iki yıl içinde bölge adliye mahkemeleri için ihtiyaç duyulan bina, araç ve gereçler, yapım, satın alma veya kiralama yoluyla sağlanır.

Kurulacak mahkemelerin ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile, Adalet Bakanlığı bütçesi içinde mevcut veya yeniden açılacak tertiplere Maliye Bakanlığı bütçesinin ilgili tertiplerinden aktarma ve bununla ilgili diğer işlemleri yapmaya Maliye Bakanlığı yetkilidir.

 

Geçici Madde 4-(Ek: 17/4//11 md.)

Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasında yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından mahkemeler arasındaki iş dağılımına ilişkin olarak karar verilir ve bu karar Resmî Gazete’de yayımlanır. Kararda mahkemelerin iş dağılımı esaslarına göre çalışmaya başlayacakları tarih de belirtilir. Mahkemelerin iş dağılımı esaslarına göre çalışmaya başlayacakları tarihe kadar açılmış olan davaların görülmesine bulundukları mahkemelerde devam olunur.


Geçici Madde 5-(Ek: 18/6//55 md.)

Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, sayılı Kanunun 5 inci maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yetkilendirme veya tayin işlemleri yapılır ve bu mahkemelerin heyet hâlinde çalışmaya başlayacakları tarih belirlenerek Resmî Gazete’de ilan edilir. Bu mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenen ve ilan edilen tarihe kadar tek hâkimle çalışmaya devam eder.

 

Geçici Madde 6-(Ek: 1/7//31 md.)

Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerinde tanımlanan suçlar ( inci, uncu, üncü, inci ve nci maddeler hariç) ile sayılı Kanunun kapsamına giren suçlar sebebiyle açılmış olan davalarda, bu Kanunla 15 inci maddeye eklenen hüküm uyarınca yetkisizlik kararı verilemez; bu davalara kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar bu mahkemelerce bakılmaya devam olunur. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar bu fıkra kapsamındaki suçlar nedeniyle başlatılmış soruşturmalarda da bu Kanunla 21 inci maddeye eklenen hüküm uyarınca yetkisizlik kararı verilemez.

 

Yürürlük

Madde Bu Kanun 1 Haziran tarihinde yürürlüğe girer.

 

Yürütme

Madde Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

26/9/ TARİHLİ VE SAYILI KANUNA İŞLENEMEYEN HÜKÜMLER

/2/ tarihli ve sayılı Kanunun Geçici Maddesi:

Geçici Madde 3 – (1) Bu Kanunla, sayılı Kanunun 5 inci maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girmesinden itibaren altı ay içinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yetkilendirme veya tayin işlemleri yapılır ve bu mahkemelerin tek hâkimli olarak çalışmaya başlayacakları tarih belirlenerek Resmî Gazetede ilân edilir. Bu mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenen ve ilân edilen tarihe kadar heyet hâlinde çalışmaya devam eder.


SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN MEVZUATIN VEYA

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ YÜRÜRLÜĞE

GİRİŞ TARİHLERİNİ GÖSTERİR TABLO

 

Değiştiren Kanunun/ KHK’nin veya İptal Eden Anayasa Mahkemesi Kararının Numarası

Sayılı Kanunun Değişen veya

Ä°ptal Edilen Maddeleri

Yürürlüğe Giriş Tarihi

12, 55

31/3/

12, 21

18/5/

5, 33, 36 ve İşlenemeyen Hüküm

14/2/

5, Geçici Madde 4

30/4/

12

6/3/

5, 8, 9, 10, 11, 43, 44, 45, 47, 48, Geçici Madde 5

28/6/

9

12/12/

15, 21, Geçici Madde 6

23/7/

KHK/

34, 35, 40, 41

1/9/

34, 35, 40, 41

24/11/

KHK/

47

29/4/

26, 28, 34, 35, 40, 46

5/8/

KHK/

Ek Madde 1

25/8/

KHK/

35

24/12/

47

8/3/

Ek Madde 1

8/3/

35

8/3/

5

15/3/

46

28/2/

5, 7

28/07/

18, 40

25/6/

5

5/4/

 

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası