gebelik kolestazı diyeti / Gebelik Kolestazı Nedir ve Tedavisi Nasıldır? - Medicana

Gebelik Kolestazı Diyeti

gebelik kolestazı diyeti

Evinizin diyetisyeni siz olun

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Sağlıklı beslenme, yeterli ve dengeli beslenmenin bir bileşimidir.

Tükettiğiniz besinler, gün boyu kullanacağınız enerji kaynağınızdır. Dengesiz, eksik veya yanlış bir beslenme modeli, bedeninizi ve buna bağlı olarak da hayatınızı kötü yönde etkiler. Yarının güçlü ve sağlıklı insanı olmak için, beslenmenizi kontrol altında tutmanız, beslenme bilinci edinmeniz gerekiyor. Kısacası beslenmenize özen göstermek zorundasınız. Sağlıklı kalmak, gelecek için sağlığınıza yatırım yapmak için buna mecbursunuz.

Farklı çeşit besinleri yeterli ve dengeli bir şekilde tüketmek, sağlıklı kalmanızı sağlar. Hiçbir yiyecek maddesi tek başına vücudun gereksinim duyduğu şeyler sağlayamaz. Sebzeler, meyveler, tahıllar ve protein kaynağı olarak da balık, az yağlı kümes etleri ve yağsız etler, hem damak tadınızı tatmin eder hem de kilonuzu sağlıklı bir çerçevede tutmanıza yardım eder.

BESLENME UZMANLARINDAN YARDIM ALIN

Vücudunuzun çeşitli yiyeceklerde bulunan besinleri nasıl kullandığını bilmek, doğru beslenme alışkanlığının sağlığınızı nasıl etkilediğini anlamanıza yardım eder. Vücudunuz, düzgün bir şekilde ve aksamadan, tık-tık çalışmak için, karbonhidrat, protein ve yağlardan elde edilen, belirli bir miktarda enerjiyi her gün kullanmak zorundadır. Bu kaynaklardan en doğru ve akılcı yöntemlerle yararlanmak ise her şeyden önce "sağlıklı beslenme" bilinci edinmenizle mümkündür. Bunun için beslenme konusuna biraz daha ilgi göstermeli, yazılıp çizilenleri okuyup, anlatılanları izlemelisiniz. Bize göre her annenin "evinin beslenme uzmanı" olması ailede birçok hastalığı önleyecek en akılcı koruyucu sağlık yaklaşımıdır.

İŞE MUTFAK YÖNETİMİ İLE BAŞLAYIN

Eğer evinizi iyi yönetmeyi aklınıza koyduysanız, bunun "mutfak yönetimi" ile başladığını unutmayın. Evinizin diyetisyeni olmak istiyorsanız bir diyet uzmanından danışmanlık alın. Ülkemizde çok sayıda, son derece eğitimli mükemmel beslenme ve diyet uzmanı var. Ve ne iyi ki, tümü size yardıma hazırlar. İmkánlarınızın el verdiği oranda bir "danışman beslenme uzmanı" edinmeye ve ondan beslenme-sağlık üzerine yardım almaya çalışın. Göreceksiniz hem siz, hem eşiniz, hem de çocuklarınız eskisinden daha az hastalanacaktır. Unutmayın! Beslenme ve diyet uzmanları sadece "diyet yaptırıp zayıflatan" uzmanlar değil, aynı zamanda dengeli, sağlıklı beslenmeyi öğreten uzmanlardır.

Sigarayı bırakmanız için 10 neden

n 50 yaşından önce sigarayı bırakırsanız, 15 yıl içinde ölüm riskiniz sigaraya devam edenlere göre yüzde 50 azalır.

n Bir yıl boyunca sigara içmezseniz kalp krizi geçirme riskiniz yarıya iner. 15 yıldan sonra ise, aynı risk hiç sigara içmemiş olan kişilerle eşit konuma gelir.

n Akciğer kanseri geçirme riskiniz 10 yılda yarıya iner.

n Sigarayı bıraktıktan 10 yıl sonra pankreas kanseri, birkaç yıl sonra mesane, larinks ve serviks kanserleri ve 5 yıl sonra da ağız, boğaz ve özefagus kanserlerine yakalanma riskiniz azalır.

n Ülser riskiniz azalır.

n Felç geçirme riskiniz senede normal düzeye gelir.

n Koku ve tat alma duyularınızda iyileşme görülür.

n Cildinizdeki erken yaşlanma belirtileri ve lekelenmeler durur.

Migreni tanıyalım

Migren ağrısının özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

n Her ağrı atağının süresi: 4/72 saat arasında olmalıdır (tedavi uygulanmadığı koşullarda).

n Başın sağ ya da sol yanında, tek taraflı bir ağrıdır.

n Zonklayıcı karakterdedir.

n Orta şiddette ya da çok şiddetli olabilir.

n Başınızı hareket ettirmenizle ağrınız artar.

n Ağrı sırasında bulantı ve/veya kusma oluşabilir.

n Ağrı sırasında ışık ve sesler rahatsız eder. Migren atağı olan kişiler sessiz ve karanlık bir odada yatmayı tercih ederler.

Bu özellikleri taşıyan bir baş ağrısı en az 5 kez yinelemiş ise; ağrınız migren tipine uymaktadır. Tabii ki migren tanısı konmadan önce diğer baş ağrısı nedenlerinin dışlanması gerektiğini de akılda tutmak gerekir.

ÖNCÜ BELİRTİLERİNİ TANIYOR MUSUNUZ

Migren ağrısı başlamadan önceki dönemde hastalarda aşırı duyarlılık-tepkisellik, depressif hissetme, durgunluk, konsantrasyon ve dikkat azalması, kelime bulma güçlüğü, artmış ışık-ses-koku duyarlılığı, esneme/uyku isteği, halsizlik gibi belirtiler de ortaya çıkabilmektedir. Bu dönemin süresi ağrı öncesinde 1 saat ile 48 saat arasında değişebilmektedir.

Migren ağrınız sırasında görmeniz ya da konuşmanız bozuluyor, ağrınız geçince düzeliyor mu? Migreni olan hastaların bir kısmında ağrıya nörolojik bulguların da eşlik edebileceği akılda tutulmalıdır. Bu bulgular görme ya da konuşma bozuklukları, vücudun bir bölgesinde uyuşukluk ya da güç kaybı şeklinde olabilir. Bu tür nörolojik etkilenmeler 60 dakikada sona erer, kalıcı değildirler. Baş ağrısı başlamadan önce ya da ağrı ile beraber ortaya çıkabilirler. Migrenlilerin yüzde ’sinde bu tür bulgular görülmektedirler.

ERKEN İŞARETLER ÇOK ÖNEMLİDİR

Migren ataklarında ağrının başlama döneminin başlangıcında ağrı hafiftir, ensede ya da başın bir yanındadır. Genellikle yarım saat ile 2 saat sürebilen ağrının erken dönemi tedaviye başlamak için en uygun zamandır. Ağrı şiddetlendikten sonraki dönemde alınan tedavilerin bir kısmı etkisiz kalabilmektedir. Bu nedenle sık ağrısı olan hastalarımız ilaçlarını çantalarında taşırlar.

ATAKLARI TETİKLEYEBİLEN FAKTÖRLERİ UNUTMAYIN

Migren ataklarını tetikleyen faktörler arasında

n Stres,

n Regl dönemleri,

n Açlık-öğün atlama,

nUyku düzensizliği (az yada çok uyuma),

n Besinler (bazı),

n Alkollü içecekler (şarap-bira-vd),

n Hava değişimleri lodos,

n Fizik egzersiz,

n Kokular gelmektedir.

Gebelikte kaşıntı:

Ne zaman önemlidir

Gebelikte cilt değişikliklerine bağlı hafif kaşıntılar sık görülür ve önemsizdir. Ancak, özellikle el ve ayaklarda şiddetli kaşıntıyla birlikte karaciğer fonksiyon testlerinde bozulma tesbit edilirse buna gebelik kolestazı denir ve bazen erken doğum yaptırma sebebi olabilir.

Gebelikte karaciğer içindeki safranın dolaşımı yavaşlamakta, bazen de durma noktasına gelebilmektedir, sonuçta safra kan dolaşımına geçmektedir.

n Şiddetli kaşıntı

n İdrarın koyulaşması

n Dışkı renginde açılma

n Cilt veya gözlerde sararma

n Karın ağrısı

Bu bulgular gebelik kolestazı belirtileridir. Sebebi tam bilinmemektedir ancak gebelik hormonlarının rolü olduğu düşünülmektedir. Önceden karaciğer hastalığı olan veya çoğul gebeliği olanlar risk taşımaktadır. Karaciğer testleri ve ultrason ile teşhis konulabilir. Anneye ciddi kaşıntı haricinde hayati bir sorun yaratmazken, sebebi bilinmeyen bir şekilde bebekte erken doğum veya anne karnında iken dışkısını yapması hatta anne karnında bebek ölümüne bile neden olabilmektedir.

Kahvaltıda alınan kalori hakkında bir yazı okumuştum. Ne kadar fazla kalori alınırsa o kadar kolay kilo verildiğinden bahsediyordu. Doğru mudur?

Kilo verdiren brunch

Bahsedilen çalışmayı size özetleyeyim; bayanlar için kalorilik erkekler için kalorilik bir kahvaltının gün boyu oluşacak ani açlık krizlerini ortadan kaldırmaya yardımcı olduğu ve yürütülen kilo verme programlarında başarı oranını artırdığı saptanmıştır. Burada kalorinin yanı sıra kahvaltının içeriği de dikkat çekicidir.

Karbonhidrat ve protein bakımından zengin bir kahvaltı tercih edilirken yoğun karbonhidrat ve yağ içerikli bir mönünün (poğaça, börek gibi) gün içindeki kalori alımını artıracağı vurgulanmaktadır. Geleneksel Türk kahvaltısı bu çalışmada kullanılabilecek en iyi örneklerden biridir. Dikkat edilmesi gereken kalori alımının peynir, yumurta gibi zengin protein kaynaklarının, tahıllı ekmek, simit gibi yağ içeriği yüksek olmayan karbonhidratlarla desteklenmesidir. Boş karbonhidrat kaynağı olan bal, reçel yerine demirden zengin pekmezden tatlı kaşığı ilave yapılabilir. Öğünün yağ kaynakları doymuş yağ yerine zeytin, zeytinyağı, ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlardan sağlanmalıdır.

Yapmakta olduğum diyet nedeniyle her sabah kibrit kutusu kadar peynir ile iki dilim kepek ekmeği türü yiyeceklerden bıktım. Yayınlamakta olduğunuz eşdeğer kalorili kahvaltı seçeneklerine müsli ve diyet sütlü olanını da ekleyebilir misiniz? Bunların kalorisi çok mu yüksektir?

Hep aynı kahvaltı mı

Yulaf kepeği, süt ve meyve kahvaltı için uygun olan besinlerdir. Süt veya yoğurttan protein ihtiyacını karşılayabilirsiniz.

1. seçenek:

n Light süt g (1 bardak (orta))

n yulaf gevreği/müsli 50 g (5 çorba/yemek kaşığı)

n meyve karışımı g (1 porsiyon (küçük)) kalori

2. seçenek:

n Mısır gevreği/cornflakes 30 g

(4 çorba kaşığı (tepeleme))

n yulaf ezmesi 15 g (2 çorba kaşığı (çok tepeleme))

n portakal suyu g (1 bardak (küçük))

n light yoğurt g (1 kase (orta/normal))

n kalori

3. seçenek:

n Meyve karışımı (kuru) 25 g (1 avuç)

n light süt g (1 su bardağı ( ml’lik))

n ceviz 10 g (2 adet (orta/normal)) kalori

4. seçenek:

n Sucuk (normal) 30 g (1 köfte kadar)

n yumurta 50 g (1 normal porsiyon)

n kepekli ekmek 60 g (2 dilim (orta/normal)) kalori

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

Gebelik kolestazı ileri gebelik haftalarında yaşanan şiddetli hamilelikte kaşıntı problemidir. Genellikle göbek, vajina, makat, eller, ayaklar, saçlı deri ve meme çevresi ile meme altında görülen kaşıntı anne adayları için bir hayli rahatsızlık verici boyuta ulaşabiliyor. Bazı anne adaylarında gebelik döneminde kolestaz problemi daha sık görülebiliyor. Riskin daha yüksek olduğu kişileri şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Çoğul gebelikler
  • Hamilelik öncesinde karaciğer rahatsızlığı yaşamış olanlar
  • Anne ya da kardeşi kolestaz sorunu yaşamış olan kadınlar
  • 35 yaş üstü gebelikler
  • Hepatit C mevcudiyeti

Anne adayları gebelik kolestazı sorununun bebeği etkileyip etkilemediğini de merak ediyor. Maalesef bu sorundan anne karnındaki bebeklerin etkilenmediğini söyleyemeyiz. Bebek için çeşitli riskler bulunuyor ve bu riskler arasında en önemli olanı da erken doğumdur.

Yine anne karnındaki bebek için önemli olan bir diğer risk de mekonyum aspirasyonu yani bebeğin kakasını yutmasıdır. Bu gibi durumlarda şayet hamileliğin haftası geride kaldıysa doğum yapılması doktor tarafından önerilebilir.

Bilgin olsun &#;> funduszeue.info

Gebelik Kolestazı Nedenleri

gebelik kolestazı nedenleri

Anne adayları hamilelikte kaşıntı probleminin kaynağını da merak edebiliyor. Safra kesesinin vücuttaki görevi karaciğerden gelen safrayı depolamak ve ihtiyaç olduğunda sindirimi kolaylaştırmak için bağırsaklara salgılamaktır. Hamilelik döneminde vücudun hormon dengesi bir hayli değişir.

Hormonlar safra kesesinin fonksiyonlarında da bazı değişimlere sebebiyet verebiliyor. Safranın akışını azaltabiliyor ya da durdurabiliyor. Bu durum gebelik kolestazı problemine yol açıyor. Çünkü safra akışının yavaşlaması ya da durması safra asitlerinin karaciğerde birikmesine neden olduğundan kan dolaşımı da bu tablodan etkileniyor.

Bu noktada neden her anne adayının gebelik kolestazı yaşamadığı sorunu akıllara gelebilir. Ancak kolestazın oluşum nedeni tam olarak bilinemiyor ve genetik faktörlerin bu sorun üzerinde etkili olduğu yönünde çeşitli araştırma bulguları da var. Görülme sıklığı ’te 1 olsa da aile öyküsünde kolestaz olan kadınların söz konusu sorunu daha sık yaşadığı biliniyor.

Tıkla öğren &#;> funduszeue.info

Gebelik Kolestazı Bulguları

Anne adaylarında gebelik kolestazı bulguları farklılaşabilir. Bununla birlikte bulguların hafif ya da şiddetli bir şekilde ortaya çıkabileceğini de belirtmek gerekir. Çoğunlukla tek bulgunun kaşıntı olduğunu da belirtebiliriz. Sık yaşanan gebelik kolestazı bulguları şöyledir:

  • Göbek, el ve ayaklarda yoğunlaşan kaşıntı
  • İdrar renginin koyu olması
  • Gaita renginin açık olması
  • Yorgun ve halsiz hissetme
  • İştahta azalma olması
  • Depresyon

Bazı bulgular ise hamilelikte kaşıntı sorununa eşlik ediyor olsa da çok daha seyrek görülüyor. Bu bulguları ise şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Sarılık (gözlerin ve cildin sarı renge dönmesi)
  • Mide bulantısı ve ender görülen kusma şikayeti
  • Karnın sağ üst kısmında kadran ağrısı olması

Bu bulgular ortaya çıkmış olsun ya da olmasın mutlaka kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile görüşülmesi gerekiyor. Çünkü kaşıntı anne adayları için normal bir durum gibi algılansa da kolestaz dışında farklı nedenlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Nedeninin araştırılması, olası rahatsızlıklara erken tanı konması bakımından önem taşıyor.

Merakını çekebilir &#;> funduszeue.info

Gebeliğin İntrahepatik Kolestazı Nedir?

gebeliğin intrahepatik kolestazı

Gebeliğin intrahepatik kolestazı genellikle hamileliğin ikinci yarısında ortaya çıkan ve hamilelikte kaşıntı sorunu ile kendini gösteren bir karaciğer rahatsızlığıdır. Gebelik döneminde ortaya çıkan karaciğer sorunları arasında en yaygın görüleni gebeliğin intrahepatik kolestazı problemidir. Östrojen hormonu bu sağlık sorununda en önemli etkendir. Östrojen hormonuna bağlı olarak safra asitlerinin atılımı engellenir ve bu da karaciğerde soruna sebebiyet verir.

Gebelik Kolestazı Nasıl Düşürülür?

Anne adayına gebelik kolestazı tanısı konduğunda öncelikle kaşıntı sorununu ortadan kaldırmaya yönelik bir tedavi uygulanıyor. Kaşıntı giderici kremler, ılık banyo ve cildi yumuşatan krem kullanımı gibi yöntemler ile hamilelikte kaşıntı sorununun azaltılmaya çalışılması tedavi kapsamında tercih edilen yöntemlerdir.

Aynı zamanda K vitamini takviyesi de tercih edilebilir. K vitamini içeren gıdaların tüketilmesine yönelik bir diyet uygulanması ya da bu vitaminin dışarıdan takviye olarak alınması da kaşıntı sorununu azaltmayı sağlayabiliyor. Ancak tedaviye başlanmadan önce tanı konması gerektiğini, bunun için de bazı muayene ve tetkiklere ihtiyaç duyulduğunu unutmamak gerekir.

Kaşıntı şikayetini azaltmak için soğuğa yakın sıcaklıkta su ile duş almak ya da terleten kıyafetlerden uzak durmak gibi çeşitli yöntemler tercih edilebilir. Terlemek, kaşıntıyı artırıyor ve bu nedenle ortamdaki ısının da terlemeye neden olmamasına dikkat edilmesinde fayda olacaktır.

Tıkla öğren &#;> funduszeue.info

Hamilelikte Vücutta Kaşıntı Ne Zaman Başlar?

hamilelikte kasinti ne zaman baslar

Yapılan araştırmalar hamilelikte kaşıntı sorununun genellikle gebeliğin 6. ayından itibaren görüldüğünü ortaya koyuyor. Ancak hamileliğin 3. ayından itibaren kaşıntı sorunu yaşayan çok sayıda anne adayı olduğunu da belirtmek gerekir. Bazı anne adaylarında kaşıntı sorunu gebeliğin ilk 3 ayında başlıyor, sonrasında azalma kaydediyor ve son 3 ayda da yeniden artışa geçebiliyor.

Bu nedenle söz konusu rahatsızlığın her anne adayında aynı şekilde seyretmediğini de belirtmemiz gerekir. Vücutta kaşıntı problemi sadece gebelik kolestazı sorunundan kaynaklanmaz. Bu nedenle kaşıntı probleminin gebeliğin herhangi bir döneminde de ortaya çıkabildiğini belirtmek gerekir. Hamilelik döneminde kaşıntıya neden olan diğer unsurları şu şekilde listeleyebiliriz:

  • Vücutta meydana gelen hormonal değişimler
  • Progesteron ve östrojen hormonunun artması
  • Gebeliğe bağlı ciltte oluşan çatlaklar
  • Gebelik ürtikeri
  • Bazı gıda alerjileri
  • Bazı ilaçların kullanımı
  • Egzama
  • Sedef

Yapılan muayeneler ile yukarıda sıralanan ve kaşıntıya neden olan rahatsızlıkların tanısı konabilir ve teşhise bağlı olarak en uygun tedavi prosedürü izlenir. Zira kolestaz sorunu doğumun hemen ardından kendiliğinden ortadan kalkar.

Merakınızı çekebilir &#;> funduszeue.info

Gebelik Kolestazı İçin Hangi Testler Yapılır?

Sadece gebelik kolestazı tanısı konmasını sağlayan özel bir test bulunmuyor. Ancak belirtiler ortaya çıktığında farklı testler gerçekleştirilir ve bu testlerin sonucuna bağlı olarak da tanı konabilir. Doktor tarafından yaptırılması tavsiye edilen testleri şu şekilde listeleyebiliriz:

  • Hepatit testleri
  • Karaciğer fonksiyon testleri
  • Safra kesesi ultrasonu
  • Kanda safra asidi testi

Yukarıda sıralanan bu testler arasında en önemli olanı safra asidi testidir. Çünkü kandaki safra asidinin ideal orandan çok daha yüksek olması genellikle hamilelikte kaşıntı sorununa yol açan gebelik kolestazından kaynaklanıyor.

Ancak elbette safra kesesinde taş olup olmadığının tespit edilmesi gibi amaçlarla da ultrason gibi bazı görüntüleme tetkiklerinin yapılması gerekebiliyor. Sonuç olarak test neticeleri, hastanın şikayetleri ve muayene sonuçları bir arada değerlendirilerek tanı konabilir.

Bilgin olsun &#;> funduszeue.info

Gebelik Kolestazı Olup Normal Doğum Yapma

gebelik kolestazi olup normal dogum

Elbette anne adayları hamilelikte kaşıntı sorunu yaşadıkları doğum yönteminin değişmesi gerekiyor mu şeklinde bazı soruların yanıtını da merak edebiliyor. Böyle bir sorun yaşandığında doktorunuz sezaryen ile doğumu önerebilir. Aynı zamanda anne karnındaki bebeğin zarar görme ihtimalinin mevcut olması durumunda da gebeliğin haftasının ardından doğumun gerçekleştirilmesi gerekebiliyor.

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda gebelik kolestazı probleminin doğum şeklinin değiştirilmesine neden olabileceğini belirtmek gerekiyor. Bu konuda doktorunuzun önerilerini dikkate almanızda fayda vardır.

Çünkü kadın hastalıkları ve doğum uzmanları her daim hem anne adayı hem de anne karnındaki bebek için en ideal doğum yöntemini önerir. Sezaryen ile doğum gerektiğinde normal doğum konusunda ısrarcı olunması, çeşitli risklerin göze alınması anlamına gelir.

Detaylı bilgi almak için aşağıdaki bilgilerden bizlere ulaşabilirsiniz.

 

Cep Tel: 30 08
Asistan Tel: 60 97
Mail: [email protected]

Gebeliğin İntrahepatik Kolestazı ()

Dr. Yasin CEYLAN
Kocaeli Üni. Tıp Fakultesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD.   Perinatoloji Anabilim Dalı

Prof Dr. Sebiha Özdemir ÖZKAN
Kocaeli Üni. Tıp Fakultesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD.   Perinatoloji Anabilim Dalı

 

ÖNEMLİ NOTLAR

v  Gebelik kolestazı, sıklıkla gebeliğin 2. trimesterinin sonlarına doğru ve 3. trimesterde rastlanan, kaşıntı ve artmış karaciğer enzim düzeyleri ile karakterize, doğum sonrası hızla düzelme eğiliminde olan gebeliğe özgü bir karaciğer hastalığıdır.

v  İnsidansı, farklı coğrafi bölgelere göre değişmekle birlikte % olarak bildirilmektedir.

v  İleri anne yaşı, multiparite, aile öyküsü, önceki gebelikte kolestaz tanısı koyulması ve oral kontraseptif kullanımı öyküsü bilinen risk faktörleridir. Takip eden gebeliklerde, % oranında nüks söz konusudur.

v  Etiyopatolojisinde, zeminde genetik bir yatkınlığa ilave olarak hormonal ve çevresel faktörlerin  rol aldığı multifaktöryel bir hastalıktır.

v  Kaşıntı, uykusuzluk, yorgunluk, kilo kaybı, sarılık, artmış karaciğer enzimleri ve safra asidi düzeyleriklinik ve laboratuvar bulguları olarak sıralanır.

v  Gebeliğe özgü karaciğer hastalığına işaret eden şüpheli klinik ve laboratuvar verilerinin değerlendirilmesi sonrasında ayırıcı tanıdaki diğer hastalıkların dışlanmasıyla tanıya ulaşılır.

v  Maternal prognoz genellikle iyidir. Preterm doğum, fetal distres ve ani intrauterin fetal ölüm oranlarındaki artış ise yüksek fetal morbidite ve mortalite ile ilişkilidir.

v  Maternal kaşıntı gibi semptomların hafifletilmesi, antenatal ve intrapartum hemorajik komplikasyonların önlenmesi, preterm eylem, fetal distres ve ani intrauterin fetal ölüm gibi komplikasyonlardan kaçınılabilmesi için önerilen yakın maternal-fetal takip gebelik kolestazı yönetimindeki başlıca uygulamalardır. 

v  Obstetrik yönetimde yaygın kanı, doğumun gebelik haftası sonrasına ertelenmemesi gerektiği şeklindedir. Ancak gebelik kolestazında aktif obstetrik yönetim uygulamalarını destekleyen bilimsel kanıtların yetersiz olmasından dolayı, aktif yönetim protokolünün rutin uygulanması yerine hasta için bireyselleştirilmiş yönetim tercih edilmelidir.

v  Ursodeoksikolikasit (UDCA), gebelik kolestazı tedavisinde kullanılan enetkin ve güvenilir farmakolojik ajandır.

v  Zamanında, uygun tıbbi müdahale ile daha iyi bir fetal prognoz elde edebilmek için erken tanı ve tedavi zorunludur.

v  Gebelik kolestazında kanıta dayalı, etkin yönetim stratejileri oluşturabilmek için bilimsel açıdan titizlikle tasarlanmış, geniş ölçekli klinik çalışmalara gereksinim duyulmaktadır.



ANAHTAR KELİMELER: Gebelik, intrahepatik, kolestaz

GİRİŞ

Gebeliğin intrahepatik kolestazı (GİK) (Intrahepatic cholestasis of pregnancy, ICP) veya gebelik kolestazı olarak tanımlanan klinik durum, gebelikte kaşıntı ve karaciğer enzim düzeylerinin yükselmesi ile seyreden nadir bir karaciğer hastalığıdır (1,2,3). Reversibl bir kolestaz (bozulmuş safra akımı) durumu olan GİK'e, sıklıkla gebeliğin 2. trimesterinin sonlarına doğru ve 3. trimesterde rastlanır. Doğumun gerçekleşmesini takiben de hızla düzelme eğilimindedir (4). İnsidansı, farklı coğrafi bölgelere göre değişmekle birlikte % olarak bildirilmektedir (2,3). Gebelikte görülen sarılık olgularının etiyolojisine bakıldığında, viral hepatitten sonraki en sık 2. neden olduğu görülmektedir (5). Gebelik kolestazının etiyopatolojisinde, zeminde genetik bir yatkınlığa ilave olarak hormonal ve çevresel faktörlerin  rol aldığı ve hastalığın multifaktöryel olduğu bildirilmektedir (6). Klinik seyir esnasında maternal prognoz genellikle iyidir. Hayat kalitesini olumsuz etkileyen inatçı kaşıntılar ve postpartum kanamaya meyil, maternal morbiditenin önde gelen nedenleridir. Öte yandan, GİK'de preterm doğum, fetal distres ve ani intrauterin fetal ölüm oranlarındaki artış, yüksek fetal morbidite ve mortalite ile ilişkili olabilir (5,7). Zamanında, uygun tıbbi müdahale ile daha iyi bir fetal prognoz elde edebilmek için erken tanı ve tedavi zorunludur.

EPİDEMİYOLOJİ

Gebelik kolestazı,Güney Asya(% ) ve Güney Amerika’da (Şili, Bolivya vb.)(% ) belirgin olarak dahasık görülür (6). Avrupa’daki prevalansın % ,  özellikle İskandinavya ülkelerinde ise insidansın daha yüksek olduğu bildirilmektedir (İsveç %) (7). İleri anne yaşı, multiparite, aile öyküsü (Mapuche Hintlileri'nde daha yüksek prevalans), önceki gebelikte GİK tanısı koyulması ve oral kontraseptif kullanımı öyküsü yüksek GİK insidansı ile ilişkili bulunmuştur (2,3). Takip eden gebeliklerde, % oranında nüksten bahsedilmektedir (8).

ETİYOLOJİ VE PATOGENEZ

GİK'in etiyolojisinde genetik, hormonal ve çevresel faktörler görev almaktadır (1,7,8).  Östrojen ve progesteron metabolitlerinin patogenezde önemli rol oynadığı gösterilmiştir. GİK'in sıklıkla östrojen metabolitlerinin maksimum düzeye ulaştığı 3. trimesterde görülmesi, prevalansının tekil gebeliklerle kıyaslandığında multipl gebeliklerde beş kat daha yüksek olması, yüksek östrojen içerikli oral kontraseptif kullanan kadınlarda görülen kolestatik duruma benzer bir tablo oluşturması etiyolojide hormonal faktörlerin görev aldığını destekleyen bulgulardır (2). Yüksek östrojen düzeyleri, bazı kadınlarda zemindeki genetik faktörlerin etkisiyle safra asitlerinin sülfatasyon ve transport mekanizmalarını bozarak intrahepatik kolestazı indükleyebilir (3). GİK patogenezinde,  progesteronun  rolü henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. Bu olgularda, progesteron metabolitlerinin sülfatasyonundan ve safra içeriğine transportundan sorumlu olan safra kanallarındaki transporter proteinlerdeki genetik değişikliklerin sorumlu olabileceği düşünülmektedir (9). Aile öyküsü, etnik ve coğrafi değişkenler ve hepatobilier transport proteinlerindeki genetik değişiklikler, GİK'in predispozan genetik faktörleri olarak bildirilmektedir (2).

GİK ile ilişkili gen, funduszeue.infoomun p23 bölgesi olarak rapor edilmiştir (10). Genetik predispozan faktörler, safra kanalları ve hepatositlerde hücre membran içeriğinin değişmesine ve safra kanallarındaki transporter proteinlerin disfonksiyonuna neden olabilir. GİK olgularında, hepatik fosfolipid transporter proteinlerinde (MDR3, ABCB4), aminofosfolipid transporter proteinlerinde (ATP8B1, FIC1) ve safra tuzu eksport pompası proteinlerinde (BSEP, ABCB11) mutasyonlar olduğu saptanmıştır (2,3,11,12,13).

Coğrafi ve mevsimsel özellikler gibi çevresel faktörlerin de genetik olarak yatkın bireylerde GİK gelişiminde rolü olabileceğine dair veriler elde edilmiştir (3). Kış mevsiminde, özellikle Ocak ayında GİK olgularının sayısında artış olduğu gösterilmiş olup, bu mevsimsel değişimlerin  diyet faktörleriyle, annenin yüksek bakır, düşük selenyum ve çinko düzeyleriyle ilişkili olabileceği bildirilmiştir (3,4,9).

Etiyopatogenezde rol aldığı gösterilen hormonal, genetik ve çevresel faktörlerin kombine etkileşimi sonrasında gelişen GİK olgularında, hepatotoksik hidrofobik safra asitlerinin aşırı birikimi gerçekleşir. Safra asitlerinin bozulmuş plasental fetal-maternal transportu ve akabinde fetusta meydana gelen safra asidi birikimi, fetal kardiyotoksisite, fetal disritmi ve ani intrauterin fetal ölümden sorumlu tutulmaktadır (14).

Artmış safra asitlerinin plasentada oksidatif stresi uyardığı, fetal kardiyomyosit fonksiyonunun safra asitlerinden ve oksidatif hasar ürünlerinden olumsuz etkilendiği ve bu durumun ani intrauterin fetal ölümle ilişkili olabileceği bildirilmiştir (14). GİK'de kaybedilen fetuslarda yapılan otopsilerde kronik değil, akut anoksi bulgularının tespit edilmesi, amnion sıvısının mekonyumla boyanmasının sıklıkla görülmesi, yeterli doğum ağırlıkları ve normal Doppler bulguları olan fetuslardaki ölümün kronik plasental yetmezlik sonucu olmadığının gösterilmesi, bu olguların etiyopatogenezinde kronik değil, akut bir olayın ön planda olduğunu düşündürmektedir.  Koyunlarda, kolik asit infüzyonunun akut umbilikal ven konstrüksiyonunu ve mekonyum geçişini uyardığının gösterilmesi, safra asitlerinin, özellikle kolik asitin insanlarda in vitro plasental koryonik venlerde ve umbilikal venlerde vazokonstrüksiyonu uyardığının tespit edilmesi, taurokolik asitin sıçanlarda kardiyomyosit kontraksiyonunu azalttığı, böylece  senkronize kalp atımı kaybına neden olduğunun ortaya koyulması GİK olgularındaki fetal hipoksiyi, mekonyum aspirasyonunu ve neonatal ölümleri açıklayabilir (2,3,4). Safra asitlerinin yol açtığı patofizyolojik olayların aracılık ettiği plasental iskemi veya umbilikal vazokonstrüksiyon sonrasında oluşan akut fetal hipoksi, GİK' deki ani intrauterin fetal kayıpları tatmin edici bir biçimde açıklamaktadır. Tüm bu veriler, GİK'de safra asitlerinin ani intrauterin fetal ölüme doğrudan etkisi olduğuna işaret edebilir (2,3,4). Yüksek düzeylerdeki safra asitlerinin myometrial kontraksiyonu ve oksitosin biyoaktivitesini de uyararak erken doğumu tetiklediği ve GİK olgularında preterm eylem insidansının arttığı gösterilmiştir (15).K vitamini eksikliğine bağlı oluşan hemorajik komplikasyonlar da, fetal mortaliteye katkıda bulunabilir.

KLİNİK ÖZELLİKLER

GİK, gebeliğin haftasından sonra başlayan şiddetli bir kaşıntı ile karakterizedir. Genellikle doğumu takiben 48 saat içinde çözülür (5). Bu kaşıntı, sıklıkla avuç içi ve ayak tabanı üzerindedir ve geceleri şiddetlenir. Deri bulguları, karakteristik olarak ciltteki kaşıma izlerinden ibarettir (2,3,4).  GİK'de sarılık nadir olarak görülür, olguların %'inde kaşıntının başlamasından hafta sonra gelişebilir. Uykusuzluk, yorgunluk,iştahsızlık,halsizlik, kilo kaybı, epigastrikrahatsızlık, yağmalabsorbsiyonu nedeniyle karaciğer yağlanmasıvekoyu renkli idrar GİK ile ilişkilidiğer semptomve bulgulardır (16).

Tanıyı koyabilmek için GİK ayırıcı tanısında yer alan ve klinikte kolestazla seyreden farklı karaciğer hastalıklarının araştırılması ve dışlanması gerekir. Viral hepatitler, otoimmun karaciğer hastalığı, safra kesesi taşları, hepatobilier kanal tümörleri  ve gebelikte karaciğer enzimlerinin yükselmesine neden olan preeklampsi, HELLP sendromu ve gebeliğin akut yağlı karaciğeri gibi hastalıklar  ayırıcı tanıda düşünülmelidir (17). Total safra asidi düzeylerinin kat yükselmesi, GİK'in ilk ve tek laboratuvar bulgusu olabilir (6,17). Artan toplamsafra asitlerini (>11μmol/L)gösterenserum safraasidiprofili, artmış birKolik/Kenodeoksikolik asit oranı (>% 42) ve azalmış bir glisin /taurinsafra asidioranı (˂1), ayırıcı tanıda kullanılır (1,2,3,4,18). Karaciğer enzimlerinde hafif yükseklik, olguların %60'ında görülür. Alanin aminotransferaz (ALT) veaspartat aminotransferaz (AST) düzeyleri, nadirennormal gebelikteki üst düzeylerin iki katına çıkar. GGT düzeyleri, olguların 1/3'ünden azında yüksek bulunur . Hiperbilirubinemi insidansı ise %25'dir, nadiren 6mg/dl'ye ulaşır.

Serum alkalen fosfataz (AP) düzeyleri dört kat kadar yükselebilir, ancak gebelikte zaten fizyolojik bir AP yüksekliği meydana geldiğinden bunun tanıya katkısı sınırlıdır. Karaciğer biyopsisi, tanı için önerilmese de, yapıldığında genişlemiş safra kanallarını, inflamasyon olmaksızın gelişen saf sentrilobüler kolestazı, özellikle zon 3'de yer alan kanaliküller ve hepatositlerdeki safra plaklarıyla birlikte normal bir hepatik parankimi gösterebilir (17,18). Karaciğer biyopsisi, kaşıntının eşlik etmediği sarılık olgularında, semptomların gebelik haftasından önce başladığı ve postpartum 8. hafta sonunda anormal laboratuvar bulgularının hala devam ettiği olgularda önerilmektedir (18).

GEBELİĞİN İNTRAHEPATİK KOLESTAZINDA KLİNİK YÖNETİM

GİK yönetimindeki temel esaslar, maternal semptomların azaltılması, fetal distres ve ani intrauterin fetal ölümden kaçınmayı sağlayabilecek tatmin edici bir obstetrik bakımın sunulabilmesidir.

MATERNAL SONUÇLAR

Maternal sonuçlar, genellikle benign karakterdedir. Kaşıntı tedavisine ek olarak yorgunluğun ve anksiyetenin önlenmesi, yağların ve yağda eriyen vitaminlerin malabsorpsiyonunun azaltılması amaçlanır. Kolestaza bağlı gelişen malabsorpsiyon sonucunda, intrapartum ve postpartum hemorajik komplikasyon riskini arttıran Vitamin K eksikliği oluşur (18). Bu bulgulara yönelik hafif sedasyon ve düşük yağlı diyetle birlikte parenteral vitamin K takviyesi önerilir.

Kaşıntı, genellikle doğum sonrası 48 saat içinde geriler, serum safra asitleri ve karaciğer enzim düzeyleri normale döner. Emzirmek kontrendike değildir (17). Kaşıntı ve karaciğer enzim yüksekliği, doğum sonrası bir ay içinde düzelmezse, primer bilier siroz, primer sklerozan kolanjit veya kronik hepatit gibi kronik karaciğer hastalıkları araştırılmalıdır (17). Takip eden gebeliklerde, rekürrens oranı yüksektir (%). GİK öyküsü olan, ancak doğum sonrasında biyokimyasal testleri normale dönen hastaların daha sonra oral kontraseptif kullanması kontrendike değildir (3,5,17).  GİK öyküsü olan kadınlarda, gelecekte safra kesesi taşı, pankreatit, siroz ve diğer hepatobilier sistem hastalıklarından birinin tanısını alma riski daha yüksek olduğundan, bu olgular doğum sonrası yakından takip edilmelidir (19).

FETAL SONUÇLAR

GİK'de preterm doğum, fetal distres ve mekonyumla boyanma gibi fetal komplikasyonların insidansının arttığı tespit edilmiştir ve yüksek oranda perinatal morbidite-mortalite söz konusudur.   (17,20). Fetal malformasyon ve abortus oranlarında bir farklılık olmadığı, fetal doğum ağırlıklarının da gestasyonel yaş ile uyumlu olduğu izlenmiştir. Amniosun mekonyumla boyanması insidansı %’tir. Akut fetal distres, preterm doğum ve intrauterin fetal kayıplara ise GİK'li olgularda sırasıyla %22, %44 ve %2 oranında rastlanır (5).

Fetal prognoz, maternal semptomların ve bulguların ciddiyetiyle korelasyon göstermez. Ancak bazı çalışmalarda, yüksek serum safra asidi düzeylerinin artmış  fetal mortalite oranları ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Glantz'ın çalışmasında, yüksek serum safra asidi düzeyinin (≥ 40 µmol/L) olumsuz fetal sonuçlarla ilişkili olduğu, serum safra asidi düzeyinin  < 40 µmol/L olduğu olgularda ise fetal komplikasyonların anlamlı olarak artmadığı bildirilmiştir. Serum safra asidi ve karaciğer enzim düzeylerinin yakından sıkı takibinin, gerekli görülmekle birlikte, akut fetal distres ve ani intrauterin fetal kayıpları kesin olarak önleyemediği gösterilmiştir (20). GİK olgularında, gebelik haftasından doğuma kadar haftalık nonstres test, amniyotik sıvı hacmi ölçümü ve umbilikal arter Doppler incelemesi önerilmektedir. Maternal karaciğer testleri (serum safra asidi ve karaciğer enzimleri) ve pıhtılaşma tetkiklerinin de haftalık çalışılması uygun bulunmuştur (16). Bu olgulardaki obstetrik yönetim açısından yaygın kanı, doğumun gebelik haftası sonrasına ertelenmemesi gerektiği şeklindedir (5,10,21,22,23,24). Bununla birlikte randomize klinik çalışmaların sonuçlarına bakıldığında, gebelik haftasında uygulanan doğum indüksiyonuyla intrauterin fetal kayıp engellenmeye çalışılmasına rağmen obstetrik yönetim konusunda kesin bir konsensusa ulaşılamamıştır. Kanıta dayalı verilerin yetersizliği nedeniyle haftanın öncesindeki doğum indüksiyonunun getirdiği morbidite riski ile ani intrauterin fetal kaybın kıyaslanması sonucunda alınan obstetrik kararlar tamamen kişisel kalmaktadır. RCOG (Royal College of Obstetrics and Gynecology), GİK'li olguların takibinde aktif obstetrik yönetimi destekleyen veya reddeden bilimsel verilerin kanıta dayalı tıp açısından yetersiz olduğunu bildirerek GİK'de aktif obstetrik yönetimi onaylamamakta, bu olgularda bireyselleştirilmiş yönetimi önermektedir (25). Öte yandan, ACOG (American College of Obstetrics and Gynecology), GİK olgularında aktif obstetrik yönetim protokollerini desteklemektedir (26). Bunun üzerine Henderson, yılları arasında bu konuda yayınlanan 16 makaleyi kapsayan sistematik derlemesinde, GİK’ında aktif obstetrik yönetim uygulamalarını destekleyen kanıtların yetersiz olduğunu, aktif yönetim protokolünün rutin uygulanması yerine hasta için bilinçli karar vermeyi sağlayan bireyselleştirilmiş yönetimin tercih edilmesi gerektiğini bildirmiştir (25). Mevcut yönetim seçeneklerinin avantajlarını ve risklerini kapsayan bilimsel kanıtlar, sağlık çalışanları tarafından açık bir şekilde hastaya sunulmalı, tatmin edici bir danışmanlık hizmeti verilmelidir.

FARMAKOLOJİK TEDAVİ

GİK'de farmakolojik tedavinin amacı, maternal semptomları düzeltmek ve fetal distres ya da ani intrauterin fetal kaybı önlemektir. GİK' de uygulanan farmakolojik tedavi alternatifleri Tablo 1'de özetlenmiştir.

Ursodeoksikolikasidin (UDCA) ( mg, günde iki kez ya da15 mg/kg / gün) GİK tedavisinde kullanılan enetkili farmakolojik ajan olduğu bildirilmiştir (17,20). UDCA, doğal bir hidrofilik safra asididir, hidrofobiksafra asitlerinindetoksifikasyonunuuyarır. UDCA'nın GİK'deki etki mekanizması, hidrofobik safra asitleriyle safra kanalının hasarlanmasına karşı koruma sağlaması, hepatotoksik safra asitlerinin değiştirilmesi, immün modülasyon, apoptozisi ve koleretik aktiviteyi  önleyerek hücre koruması şeklindedir (2,3,4). Kenodeoksikolikasitdüzeyleriniarttırarak, azalmışglisin/taurinoranınıdüzelterek, yüksekkolik asitdüzeylerini düşürür.  UDCA, maternal-plasental safra asidi transportunu düzenleyerek amniotik sıvıdakikolik asitve kenodeoksikolik asit düzeylerinidüşürür. Böylece safra asitlerinin toksik etkilerine karşı fetüs için kardiyoprotektif etki elde edilmiş olur. GİK'de UDCA kullanımına bağlı hiçbir fetal yan etki saptanmadığından, funduszeue.infoterde güvenle kullanımı söz konusudur (16,27).

Kolestiramin,safratuzlarınıbağlar, enterohepatikdolaşımlarınıönlervedışkıdaatılımlarınıarttırıfunduszeue.infoiraminin maternal morbidite oranını azaltmakla birlikte anormal biyokimyasal parametreleri etkin bir biçimde düzeltemediği ve daha iyi bir fetal prognoz sağlayamadığına dair bilimsel veriler mevcuttur (3,4).   g/gün klinikte önerilen dozdur. Kolestiramin, konstipasyon yapabilir, lipidlerin ve başta Vitamin K olmak üzere yağda eriyen vitaminlerin malabsorbsiyonuna yol açabilir. Vitamin K emiliminin bozulması ise artmış antepartum ve postpartum maternal kanama riski ile sonuçlanabilir (5). Bu gebelerde, hemorajik komplikasyonları önleyebilmek için K vitamini(10 mg/ gün) takviyesi önerilmelidir (18).

S-Adenosil-L-metionin (SAM),glutatyonun başlıca prekürsörüve fosfotidilkolin sentezinde rol oynayan metil grubudonörüdür. SAM, sadece hepatosit plazma membranının kompozisyon ve akışkanlığını etkilemekle kalmaz, metilasyonun akabinde hormon metabolitlerinin bilier atılımını da indükler. mg/gün, önerilen dozdur (17). Fenobarbital kullanımının, GİK olgularının sadece %50'sinde kaşıntıyı rahatlattığı, laboratuvar parametreleri açısından yeterli oranda etkin olmadığı gösterilmiştir (4). Yüksek doz deksametazonun (12 mg/gün) safra asitlerini ve bilirubini azaltmada daha az etkili olduğu kaşıntıyı gidermede ise etkisiz olduğu gösterilmiştir (28). Antihistaminikler (hidroksizin, mg / gün, prometazin, klorfeniramin, terfenadingibi),özellikle gecekaşıntısı olan olgularda sakinleştiricietkileri yoluylakaşıntıyı hafifletmek içinkullanılabilmektedir (18). %1 mentollü krem, kaşıntıyı hafifletmekte yardımcı olabilir (7). Rifampin, bazı metaanalizlerde olguların %77'sinde kaşıntıyı azaltmada etkili bir ajan olarak sunulmuştur (29). Plazmaferezin tıbbi tedaviye yanıt vermeyen az sayıdaki şiddetli kolestaz olgusunda, yararlı bir uygulama olabileceğine dair veriler bildirilmiştir (30).

TARTIŞMA

GİK, gebelik dönemine has nadir bir karaciğer hastalığıdır. Kesin etiyolojisi hala belirsiz olmakla birlikte, genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin etiyopatogenezde etkili olduğu bildirilmektedir. Gebeliğe özgü karaciğer hastalığına işaret eden şüpheli klinik ve laboratuvar verilerinin değerlendirilmesi sonrasında ayırıcı tanıdaki diğer hastalıkların dışlanmasıyla tanıya ulaşılır. Maternal kaşıntı gibi semptomların hafifletilmesi, antenatal ve intrapartum hemorajik komplikasyonların önlenmesi ve preterm eylem, fetal distres ve ani intrauterin fetal ölüm gibi komplikasyonlardan kaçınılabilmesi için önerilen yakın maternal-fetal takip GİK yönetimindeki başlıca uygulamalardır.  UDCA’nın  inatçı kaşıntıları ve anormal serum safra asidi ve karaciğer enzim düzeylerini kontrol edebilmek için kullanılan en etkin ve güvenilir terapötik ajan olduğu kanıtlanmıştır. Hızlı ve doğru tanıyı takip eden uygun tıbbi girişim, iyileştirilmiş bir fetal prognoz için zorunludur. GİK'de kanıta dayalı, etkin yönetim stratejileri oluşturabilmek için bilimsel açıdan titizlikle tasarlanmış, geniş ölçekli klinik çalışmalara gereksinim duyulmaktadır.

Tablo 1- Gebeliğin intrahepatik kolestazının (GİK) farmakolojik tedavisi

FARMAKOLOJİK AJANETKİ MEKANİZMASIDOZUKLİNİK ETKİLERİGEBELİK RİSK KATEGORİSİ
URSODEOKSİKOLİK ASİD(UDCA)Hidrofilik safra asidiyle sitotoksik safra asidini yer değiştirir Hidrofobik safra asitlerini detoksifiye ederek safra kanallarını korur15 mg/kg/gün veya mg günde 2 kezKaşıntıyı azaltır, yükselen karaciğer enzimlerini ve safra asidi düzeylerini düşürür, fetal sonuçları iyileştirir. Gebelikte kullanımı güvenlidir, yan etkisi yoktur.C
KOLESTİRAMİNSafra asidlerine tutunarak onların enterohepatik dolaşımını kesip fekal atılımını artırır. g/günBiyokimyasal parametreleri ve fetal sonuçları etkilemeden kaşıntıyı azaltır. Kabızlık, tat kaybıYağda çözünen vitamin eksikliği yaparC
S-ADENOZİL METİONİN(SAM)Hepatosit zarlarının kompozisyon ve akışkanlığını etkilerHormon metabolitlerinin metilasyonunu ve safra atılımını artırır. mg/günKaşıntıyı tedavi eder.C
DEKSAMETAZONSafra asidi düzeylerini azaltarak fetal östrojen üretimini baskılar.12 mg/günKaşıntı ve safra asidi düzeylerinin düşürülmesinde daha az etkili B
FENOBARBİTALHepatik enzimleri indükleyerek safra asitlerini azaltır mg/kg/gün oralKaşıntıyı % 50 azaltır, laboratuvar testleri ile ilgili herhangi bir yararlı etkisi, fetal sonuçta değişiklik yoktur. C
ANTİHİSTAMİNİKLERAntihistaminik etki ile kaşıntıyı kontrol altına alır mg/günKaşıntıyı azaltır, karaciğer enzimleri ve fetal sonuçlar üzerine etkisi yoktur.C





REFERANSLAR

1. Ahmed KT, Almashhrawi, Rahman RN, et al. Liver diseases in pregnancy: diseases unique to pregnancy. World J Gastroenterol ;19(43)
funduszeue.infomson C, Geenes V. Intrahepatic cholestasis of pregnancy. Obstet Gynecol ;(1)
funduszeue.infol EM, Schlaeger JM. Intrahepatic cholestasis of pregnancy: a criticalclinical review. J Perinat Neonatal Nurs;29(1)
funduszeue.info Z, Usta IM, Nassar AH. A clinical approach to intrahepatic cholestasis of pregnancy. Am J Perinatol ;31(1)
funduszeue.info MM, Abdo KR. Intrahepatic cholestasis of pregnancy: review of the literature and evaluation of current evidence. J Womens Health;
funduszeue.info NN, Neuberger J. Liver abnormalities in pregnancy. Best Practice&Res Clin Gastroenterol ;
funduszeue.infolop L, Williamson C. Liver diseases in pregnancy. Postgrad Med J ;
funduszeue.info D, James A, Quaglia A, et al. Liver disease in pregnancy. Lancet ;
funduszeue.info H, Sjövall J. Bile acids and progesterone metabolites in intrahepatic cholestasis of pregnancy. Ann Med ;32(2)
Heinonen S, Eloranta ML, Heiskanen J, et al. Maternal susceptibility locus for obstetric cholestasis maps to chromosome region 2p13 in Finnish patients. Scand J Gastroenterol ;36(7)
Lang T, Haberl M, Jung D, et al. Genetic variability, haplotype structures and ethnic diversity of hepatic transporters MDR3 (ABCB4) and bile salt export pump (ABCB11). Drug Metab Dispos ;
Soroka CJ, Boyer JL. Biosynthesis and trafficking of the bile salt export pump, BSEP: therapeutic implications of BSEP mutations. Mol Aspects Med ;
Invernizzi P. Intrahepatic cholestasis of pregnancy: a further important step in dissecting its genetic architecture. Dig Liver Dis ;45(3)
Perez MJ, Macias RI, Duran C, et al. Oxidative stress and apoptosis in fetal rat liver induced by maternal cholestasis. Protective effect of ursodeoxycholic acid. J Hepatol ;43(2) 
Zhao P, Zhang K, Yao Q, et al. Uterine contractility in intrahepatic cholestasis of pregnancy. J Obstet Gynaecol ;34(3)
Fagan EA. Disorders of liver, biliary system and pancreas. In: de Swiet M, ed. Medical disorders in obstetric practice. London: Blackwell Science Ltd,
Bacq Y. Liver diseases unique to pregnancy: A update. Clin Res Hepatol Gastroenterol ;   
Boregowda G, Shehata HA. Gastrointestinal and liver disease in pregnancy. Best Pract Res Clin Obstet Gynaecol ;  
Marschall HU, Wikström SE, Ludvigsson JF, et al. Intrahepatic cholestasis of pregnancy and associated hepatobiliary disease: a population-based cohort study. Hepatology ;58(4)
Glantz A, Marschall HU, Mattsson LA. Intrahepatic cholestasis of pregnancy: Relationships between bile acid levels and fetal complication rates. Hepatology;
Jain R, Suri V, Chopra S, et al. Obstetric cholestasis: outcome  with active management. J Obstet Gynaecol Res ;39(5)     
Lo JO, Shaffer BL, Allen AJ, et al. Intrahepatic cholestasis of pregnancy and timing of delivery. J Matern Fetal Neonatal Med ;
Puljic A, Kim E, Page J, et al. The risk of infant and fetal death by each additional week of expectant management in intrahepatic cholestasis of pregnancy by gestational age. Am J Obstet Gynecol ; (5)
Arthur C, Mahomed K. Intrahepatic cholestasis of pregnancy: diagnosis and management; a survey of Royal Australian and New Zealand College of Obstetrics and Gynaecology fellows. Aust N Z J Obstet Gynaecol ;54(3)    
Henderson CE, Shah RR, Gottimukkala S, et al. Primum non nocere: how active management became modus operandi for intrahepatic cholestasis of pregnancy. Am J Obstet Gynecol ;(3) 
American College of Obstetricians and Gynecologists. ACOG committee opinion no. Medically indicated late-preterm and early-term deliveries. Obstet Gynecol ;   
Joutsiniemi T, Timonen S, Leino R, et al. Ursodeoxycholic acid in the treatment of intrahepatic cholestasis of pregnancy: a randomized controlled trial. Arch Gynecol Obstet ;(3)
Glantz A, Marschall HU, Lammert F, et al. Intrahepatic cholestasis of pregnancy: a randomized controlled trial comparing dexamethasone and ursodeoxycholic acid. Hepatology;
Khurana S, Singh P. Rifampin is safe for treatment of pruritus due to chronic cholestasis: a meta-analysis of prospective randomized-controlled trials. Liver Int ;26(8)
Warren JE, Blaylock RC, Silver RM. Plasmapheresis for the treatment of intrahepatic cholestasis of pregnancy refractory to medical treatment. Am J Obstet Gynecol ;

 


Gebelik Kolestazı

Bazı gebeler ileri gebelik haftalarında şiddetli kaşıntı ile karşılaşır. Bu şiddetli kaşıntının sebebi olan  kolestaz gebelikte  olan bir karaciğerde hastalığı. Gebelik hormonları nedeniyle safranın safra kesesine geçişi engellenir. 3. trimesterde gebelik hormonları iyice yükseldikten sonra görülür ve doğumdan birkaç gün sonra kaybolur. Görülme sıklığı de 1. Kolestaz bazen ekstrahepatik kolestaz (karaciğer dışında olan), intrahepatik kolestaz (karaciğer içinde olan) veya obstetrik kolestaz olarak değerlendirilir.

Gebelik sırasında kolestaz riski olan kadınlar

  • Çoğul gebelik
  • Gebelik öncesi karaciğer hastalığı olan gebe
  • Annesi veya kız kardeşi kolestaz geçiren gebe

Gebelik Kolestazı Nedeni

Safra kesesi karaciğerden gelen safraları depolayarak gerekli olduğunda sindirim için bağırsaklara salgılar. Gebelik hormonları safrakesesi fonksiyonu bozarak safranın akışını azaltıp durdurabilir. Safra akışı yavaşlayıp durduktan sonra safra asitleri karaciğerde birikerek kan dolaşımına geçer.

Gebelik Kolestazı Bulguları

Sık bulgular
  • Özellikle ayak ve ellerde kaşıntı (çoğunlukla tek bulgu)
  • Koyu idrar rengi
  • Açık gaita  rengi
  • Yorgunluk ve bitkinlik
  • İştah kaybı
  • Depresyon
Daha seyrek bulgular
  • Sarılık
  • Karında sağ üst kadran ağrısı
  • Bulantı

Gebelik Kolestazı Tanısı

Tanı kaşıntı şikayeti, aile hikayesi ve daha önceden karaciğer hastalığı olan gebelerde  karaciğer fonksiyon testlerindeki bozulma ve safra asidelerindeki yükselme ile konur.

Gebelik Kolestazında Bebeğin Etkilenmesi

Kolestaz fetal distres, erken doğum ve ani bebek ölümlerini arttırır. Anne karnındaki bebeğin safra asitleri annenin karaciğeri tarafından atılır. Kolestaz gelişince artan safra asitleri bebeğe geçerek  bebeğin karaciğerinde stres oluşturur.

Gebelik Kolestazı Tedavisi

Tedavideki amaç kaşıntıdan kurtulma. Bazı tedavi seçenekleri:

  • Yüzeysel kaşıntı merhemleri veya kortikosteroidli merhem
  • Safra asid seviyesini düşürmek için ursodeoxycholic asid
  • Cilde  kan akımını azaltmak için soğuk duşla vücut ısınsı düşürme
  • Bebek akciğer maturasyonunu arttırmak için deksamethasone
  • Kafa içinde kanamayı önlemek için doğumdan önce anneye ve doğumdan sonra bebeğe K vitamini
  • Süt, karahindiba kökü ve devedikeni karaciğer için faydalı
  • Safra asitleri ve karaciğer fonksiyon testleri için düzenli test

Tedavinin devamı mutlak doktorunuzca çok sıkı yapılmalı. Kesin tedavi doğum. Doğum zamanı çok iyi seçilmeli. Safra asitlerinin seviyesine göre bebek akciğer gelişimi mümkün olduğu kadar beklenmeli. Ancak hastalık anne ve bebek için tehlikeli olmaya başlayınca doğum yapılmalı.

Tedavide
  • Antihistamikler
  • Yulaf banyosu, vücut kremi    kullanılmamalı.

Gebelik kolestazı geçiren kadınların daha sonraki gebeliklerindeki durumları net olarak bilinmiyor. Bazı araştırmalarda tekrar gebelik kolestazı olma olasılığı %90 olarak bildirilmekte.

Etiketler:bulantıçoğul gebelikdepresyongebelik kolestazıGebelik öncesi karaciğer hastalığıiştah kaybıkaşıntısarılık

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası